Etiket: 3 Temmuz

  • Aziz Yıldırım: “Bugün 3 Temmuz ruhuna her zamankinden daha fazla sarılma zamanıdır”

    Aziz Yıldırım: “Bugün 3 Temmuz ruhuna her zamankinden daha fazla sarılma zamanıdır”

    Fenerbahçe eski Başkanı Aziz Yıldırım, 3 Temmuz süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sürecin üzerinden 13 yıl geçtiğini belirten Yıldırım, “Özelde Fenerbahçe’yi topyekün ele geçirerek yönetmek, büyük camialar arasında onarılmaz fay hatları oluşturarak sürekli bir çatışma ortamı oluşturmak ve genelde ise emperyal güçlerin ülkemizi de içine alan işgal alanını genişletmeyi amaçlayan alçak terör örgütü FETÖ’nün, Sarı Lacivert Duvar’a çarpmasının ve ilk kez geri çekilmek zorunda kalmasının üzerinden tam 13 yıl geçti. 13 yıl önce, bugün, sabah saatlerinde, aynı sezonda 5 branşta şampiyon olmanın verdiği gurur ve onurla uyanıp, Sapanca’da mücadele eden kürek takımımızın yarışlarını izlemeye gitmek için hazırlandığımız sıralarda, FETÖ’nün aparatı olan yargı mensuplarının talimatları ile yönlendirilen Fetöcü polisler tarafından, düzmece birçok iddia gerekçe gösterilerek evlerimizde göz altına alındık” ifadelerini kullandı.

    “FETÖ’nün ahlaksız akıl oyunlarını tek tek bertaraf ettik”
    Aziz Yıldırım, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
    “Bu sürece dair çok şey yazıldı çizildi, hakkımızda yargısız infazlar yapıldı. Masum olduğumuzu bizler ilk günden beri biliyorduk, söylüyorduk. Camiamız da bize inanıyordu ve dimdik arkamızdaydı, haklıydık ve içimiz rahattı. Tutuklu iken taraftarlarımız en güzel Babalar Günü’nü, yılbaşını, bayram kutlamalarını bizlere yaşattı. Televizyon ekranlarından kahraman kadınlarımızın 55 bin kişi ile bir dünya rekoru kırdığı tarihimizin en güzel futbol müsabakasını gözlerimiz yaşlı izledik. En güzel mektupları aldık, en vefalı ziyaretçiler de bize kısmet oldu. Bütün bunlarla birlikte FETÖ bizi içeride de rahat bırakmadı. Kirli pazarlık yöntemleri ile orada da bizleri baskı altında tutmaya çalıştı. Karalama, itibarsızlaştırma furyası sür git devam etti. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini şiar edinerek, FETÖ’nün Fenerbahçe’yi ve neticede Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirmek üzere yapmış olduğu ahlaksız akıl oyunlarını tek tek bertaraf ettik. Bizler ve camiamız, eğer Atatürk’ün bizlere emanet ettiği kutsal mirasına sahip çıkamasaydık, vazgeçseydik, belki o gün yaşanan o sıkıntıları çekmezdik. Ama bugün bambaşka bir Türkiye’de, bambaşka bir Fenerbahçe’yi izliyor olurduk. Bizler ve sizler, ödediğimiz maddi ve manevi büyük bedelleri, FETÖ gibi eli kanlı bir örgütün, Fenerbahçe’yi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmemesi için, çocuklarımızın karanlık bir dünyada yaşamaya mahkum kalıp, üzülmemesi için ödedik.”

    “Fenerbahçe’miz için yapmış olduğumuz mücadele kararlıkla sürmelidir”
    Fenerbahçe için yapmış oldukları mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini aktaran Yıldırım, “Bugün gelinen noktada, üzülerek söylemeliyim ki, FETÖ tehlikesi her zamankinden daha fazla ve farklı formlarda devam ediyor. Örgüt mensupları, Türkiye’de, her kurumun içerisinde, farklı maskelerle faaliyetlerini sürdürüyor. Gelinen noktada, 3 Temmuz kumpasının üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen hain terör örgütünün bu denli güçlü kalabilmesi son derece üzücü ve düşündürücüdür. Bu tehdit devam ettiği sürece Fenerbahçe’miz için yapmış olduğumuz mücadele kararlıkla sürmeli, hiçbir şey uğruna, hiç kimse için bu mücadeleden vazgeçilmemelidir. Tüm camiamızın sürekli olarak sorgulaması elzem olan husus şudur: Bizler 3 Temmuz’da neden hapis yattık? Neden 1 yıl boyunca 4 duvar arasında, özgürlüğümüzden, ailelerimizden mahrum kaldık? Neden kulübümüz, yıllarca hak etmediği muamelelere maruz kaldı? Neden maddi ve manevi kayıplar verdik? Neden çocuklarımız Fenerbahçe için göz yaşı döktüler? Neden bu karanlık yapı bugün de karşımızda durup rövanş alma peşinde koşmaktadır? Bu soruları soruyorum çünkü büyük bir tehlikenin gelmekte olduğunu görüyorum. Çünkü, dönemin aktörlerini, onların PR’cılarını ve onları aklayanları camiamızın içinde dahi görmeye başladım. Bu soruları soruyorum çünkü ben Fenerbahçe’yi çok seviyorum” şeklinde konuştu.

    “3 Temmuz bitmedi, rövanş almanın peşindeler”
    3 Temmuz sürecinde kendilerini yalnız bırakmayan sarı-lacivertli taraftarlara da teşekkür eden Aziz Yıldırım, “Buradan açıkça ifade etmek isterim ki, 3 Temmuz bitmedi. Rövanş almanın peşindeler. Bunu zamanla herkes görecek, anlayacak. Bizlere düşen, 3 Temmuz’daki duruşumuzdan asla taviz vermeden, zararların tazmini konusunda yolumuza ve mücadelemize kararlılıkla devam etmektir. Bizlere ve kulübümüze bu acıları yaşatanlara, geçmişi unutarak, merhamet etme, affetme, o yapıya bulaşmış olanları hiçbir şey olmamış gibi aramıza alma lüksümüz yoktur. Birliğimizin ve beraberliğimizin her daim 3 Temmuz ruhu ile sürmesi bunun için çok önemlidir. Bir ve beraber olduğumuz müddetçe bizi yenecek güç yoktur. Bu noktada, 13 yıl önce başlayan kutsal mücadelemizde bizleri asla yalnız bırakmayan, bizler ve kulüpleri için varını yoğunu veren, sarı-lacivert duvarı ören şanlı taraftarlarımıza tekrar teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Fenerbahçe’den 3 Temmuz açıklaması

    Fenerbahçe’den 3 Temmuz açıklaması

    Sarı-lacivertlilerin resmi internet sitesinden 3 Temmuz ile alakalı açıklama yayımlandı. “3 Temmuz kumpasının 13. yılı: Suçlulardan tek tek hesap sorulana, maddi, manevi zararlarımız tazmin edilene kadar mücadelemiz aynı ruh ve kararlılıkla devam edecektir” başlığıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
    “Senaryosu FETÖ tarafından yazılan, devletimizin kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş karanlık bir yapı tarafından Kulübümüze kurulan 3 Temmuz kumpasının üzerinden bugün tam 13 yıl geçti.
    3 Temmuz 2011’de başlayan süreç; tüm camiamızın yan yana, omuz omuza ortaya koyduğu 10 yıllık mücadelenin ardından 20 Aralık 2021 tarihinde beraat kararlarının Yargıtay tarafından onanması ile sonuçlandı; vicdanlarda tertemiz olan Fenerbahçemizin haklılığı hukuken de kanıtlandı.
    Hedef alınan, kumpas kurulan, tüm değerlerine saldırılan, alın teri ve emekleri ile elde ettiklerine göz dikilen Fenerbahçe;
    Bugün dünyanın en büyük spor kulübü kimliği ile ilk gün olduğu yerde gururla, dimdik duruyor,
    Ülkesine hizmet ediyor, milletine katma değer oluşturuyor, gençlere yuva, bayrağına nefer, geleceklerine fener oluyor…
    Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu karanlık yapıya karşı tavrımızın net ve değişmez olduğunu,
    Bu kumpasın rol sahiplerinden hesap sorulana, maddi ve manevi zararlarımız tazmin edilene kadar mücadelemizin bitmeyeceğini bugün bir kez daha vurguluyoruz.”

  • Galatasaray, yeni sezonu 3 Temmuz’da açacak

    Galatasaray, yeni sezonu 3 Temmuz’da açacak

    Galatasaray, 2024-2025 sezonu hazırlıklarına 3 Temmuz’da İstanbul’da başlayacak. Yeni sezon hazırlıkları çerçevesinde ilk etap kampı, 9-18 Temmuz tarihleri arasında Avusturya’nın Geinberg bölgesinde gerçekleşecek. Sarı-kırmızılılar, ikinci etap kampını ise 22-27 Temmuz tarihleri arasında Avusturya’nın Irdning bölgesinde yapacak.

  • Tüm zamanların en sıcak günü

    Tüm zamanların en sıcak günü

    Küresel ortalama sıcaklığın 17,01 derece olarak ölçüldüğü 3 Temmuz, dünyada tüm zamanların en sıcak günü olarak kayıtlara geçti.

    ABD meteoroloji servisi Çevre Koruma Ulusal Merkezinin (NCEP) verilerine göre önceki gün kaydedilen rekor sıcaklık, Ağustos 2016’da ölçülen 16,9 dereceyi aştı.

    İnsan faaliyetleri kaynaklı iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı sıcak hava dalgalarının tüm dünyada etkisini gösterdiği bu dönemde, 3 Temmuz tüm zamanların en sıcak günü oldu.

    Son haftalarda ABD sıcak hava dalgasının etkisinde bulunurken, Çin 35 dereceyi aşan sıcaklıkla mücadele ediyor. Hindistan’da etkisini gösteren aşırı sıcaklar 150’yi aşkın can kaybına yol açtı.

    İran resmi ajansı IRNA’ya göre Zehek ve Hirmend kentlerinde sıcaklık 50 dereceyi buldu.

    Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), dün El Nino koşullarının başladığını duyurdu. El Nino’nun küresel sıcaklık artışını hızlandıracağı bildirilen WMO’nun açıklamasında, dünyanın farklı bölgelerinde hava koşullarının etkileneceği, can güvenliği için erken uyarı sistemlerinin kritik olduğu ifade edildi.

  • Aziz Yıldırım: “Direnişin ateşini yakan Fenerbahçe’nin kendisidir”

    Aziz Yıldırım: “Direnişin ateşini yakan Fenerbahçe’nin kendisidir”

    Fenerbahçe Gönüllüleri Derneği, Caddebostan Kültür Merkezi’nde ‘3 Temmuz’un dünü, bugünü, yarını’ adlı panel düzenledi. Panele Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım, Teknik Direktör Aykut Kocaman, Fenerbahçe’nin eski yöneticileri ve çok sayıda Fenerbahçeli katıldı. Program Aziz Yıldırım’ın başkanlık dönemi ve 3 Temmuz sürecine ait zamanları içeren video gösterimi ile başladı. Oturum, katılımcıların sunumları ile devam etti.

    “Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamasını sağladık”
    Panelde konuşma yapan Aziz Yıldırım, “ByLock çıkıyor, bizden affettik, fakir bir adamın elinde var, atın içeri gitsin. Bunun acısını ileride daha çok yaşayacağız. Fenerbahçe ne yaptı, direnişin ateşini yakan Fenerbahçe’nin kendisidir. Ben değilim, ben de buranın bir bireyiyim. Ben giderdim, o günkü şartlarda. Belki başkası olsa aynı direnişi yapardı, yapmazdı, bilemem. Ama ben vardım, o ateşi sizlerle beraber yaktık. Biz şikelerden mahkemeleri gördük. Gitti, geldi, şu oldu, sonunda beraat ettik. Hayır, öyle değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamasını sağladık” ifadelerini kullandı.

    “Başkanlıkla ilgili bir düşüncem yok”
    Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığı ile ilgili de konşan Yıldırım, “5 sene önce söyledim, buradan üzülerek gidersiniz dedim. Bunların hepsini yaşadık. Bugün de söylüyorum, Fenerbahçe parçalanmasın, bölünmesin, birlik ve beraberlik içerisinde olun. Benim şahsımın Fenerbahçe başkanlığıyla ilgili bir düşüncesi yok bunu bilin yani. Buraya kızımı alıp geldim, mutluyum” şeklinde konuştu.

  • “Futbolda şike kumpası” davası

    “Futbolda şike kumpası” davası

    Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) “futbolda şike” soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 4’ü tutuklu 107 sanığın yargılandığı dava kapsamında, müşteki Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç ifade verdi.

    İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada ifade veren Koç, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 37. Başkanı olarak mahkeme huzurunda bulunduğunu söyledi.

    Koç, bugünün sadece Türk futbolunda değil, Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, 3 Temmuz 2011’de Türk futbolunda sözde “temizlik” yapılacağı iddialarıyla Fenerbahçe Spor Kulübü, kulübün Başkanı Aziz Yıldırım, yöneticileri, profesyonel çalışanları ve bazı sporcularına yönelik bir dizi operasyon gerçekleştirildiğini ifade etti.

    Bunların illegal bir örgütün, Fenerbahçe’yi ve futbol camiasını ele geçirmek için gerçekleştirdiği hukuksuz operasyonlar olduğunu anlatan Koç, bu durumun mahkeme kararlarıyla da tespit edildiğini kaydetti.

    Koç, soruşturmanın henüz başında, henüz ifadeler dahi alınmadan, dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün haddini ve yetkisini aşarak, gözaltıların olduğu gün “19 maçta şike ve teşvik primi tespit ettik” şeklinde bir açıklama yaptığına dikkati çekti.

    Bu açıklamanın tam da FETÖ’nün hedeflediği gibi “ateş olmayan yerden duman çıkmaz, bakın emniyet tespit etmiş” şeklindeki değerlendirmelerle basında yer aldığını anlatan Koç, şunları söyledi:

    “Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım henüz ifade dahi vermeden, hastane kontrollerinde ev adresi olarak, sanki tutuklu yargılanmasına karar verilmiş gibi, Metris Cezaevi yazılmıştır. Bunlar daha soruşturmanın en başında yaşadığımız masumiyet karinesi gibi en temel hukuk kurallarının bile tamamen yok sayıldığının göstergelerinden sadece birkaçıdır. Türk sporunun en önemli değerlerinden biri olan Fenerbahçemiz, her aşaması nakış gibi işlenen büyük bir oyunla ele geçirilmeye çalışılmıştır. ”

    Ali Koç, kulübün, Aziz Yıldırım’ın ve kulüp yöneticilerinin medya önünde adeta linç edildiğini ve haksızlıkların gün geçtikçe daha da şiddetlendiğini belirterek, sadece yargı, emniyet ve medya üçgeninde değil, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve UEFA nezdinde uğradıkları haksız tavırların da senaryonun kusursuz birer parçası olarak tarihteki yerini aldığını vurguladı.

    “TFF, oyunun bir paydaşı haline dönüşmüştür”

    Buradan bir parantez de TFF’ye açmak gerektiğini anlatan Koç, şunları kaydetti:

    “Asli görevlerinden bir tanesi Türk futbolunun marka değerini korumak ve daha yukarılara çıkarmak olan bu kurum, o dönem Avrupa futbolunun yükselen yıldızı olan Fenerbahçe’ye maruz görülen haksızlıklara göz yummakla kalmamış, üzerine bu büyük oyunun bir paydaşı haline dönüşmüştür. Dönemin TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri de Fenerbahçemize karşı yapılan bu operasyonların kimi bilerek kimi de bilmeyerek parçası olmuşlardır.”

    Polis fezlekesinde her biri sadece iddia olarak yer alan tüm belge ve dokümanların anbean UEFA’ya rapor edildiğini belirten Koç, bu yönlendirmeler neticesinde UEFA’nın Fenerbahçe hakkında yanlış ve aleyhte kararlar tesis ettiğini söyledi.

    Koç, federasyonun çabalarıyla davaya bakan savcıyla görüştürülmek üzere Türkiye’ye çağrılan UEFA müfettişi Pierre Cornu’nun ziyareti sırasında, “Fenerbahçe’nin yüzde 1 bile şike yapmama ihtimali var mıdır?” sorusuna TFF yetkililerinin “Fenerbahçe yüzde 100 şike yapmıştır” cevabını verdiğini aktardı.

    “Asıl amaç, Süper Ligdeki Fenerbahçe Spor Kulübünü ele geçirmekti”

    Koç, o dönemde Fenerbahçe’nin hukuksuzluk yaptığı iddiasıyla Avrupa’ya gönderilmediğini belirterek, “Madem öyle, şike yaptığımızı düşünüyorsanız bizi alt lige düşürün” şeklindeki meydan okumalarının ise reddedildiğini söyledi.

    Ali Koç, o dönemde yürürlükte olan Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Disiplin Talimatının 58. Maddesine göre müsabakanın sonucunun hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilenmesi veya buna teşebbüs edilmesi halinde kulüplerin küme düşme ile cezalandırıldığına vurgu yaparak, başta Fenerbahçe olmak üzere neredeyse tüm spor camiasının karşı çıkmasına rağmen o süreçte söz konusu talimatın değiştirilip teşebbüs halinde kulüplere ceza verilmemesine hükmedildiğini ifade etti.

    Burada açıkça Fenerbahçe’nin, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yer alan en yüksek kademeli ligden düşmesinin istenmediğini belirten Koç, “Çünkü bu operasyonu yapanların asıl amacı Süper Ligdeki Fenerbahçe Spor Kulübünü ele geçirmekti. Zira Fenerbahçemizin bir alt lige düşürülmesi halinde futbol camiasına amaçlandığı şekilde etkin giriş yapılamayacaktı.” dedi.

    “Bir ayda 863 milyon 950 bin liralık değer kaybı”

    Koç, Fenerbahçe’nin şike kumpası sürecinde telafi edilmesi imkansız maddi ve manevi zararlara uğratıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

    “UEFA Şampiyonlar Ligi’ne gidemediğimiz için katılım payı, performansa dayalı ödüller, bilet satış gelirleri, kombine kart satış hasılat gelirleri, reklam ve ürün satış hasılat gelirlerini kaybederek sadece o yıl için toplamda yaklaşık olarak 54 milyon avro zarara uğradık. Bu kayıplara ilave olarak kadromuzda yer alan ve pek çok üst düzey kulübün peşinden koştuğu uluslararası çapta 5 oyuncumuzu satmak zorunda kaldık. Zira, kulübe kaynak yaratılması gerekiyordu. Halka açık olan şirketimizin hisselerinde de yadsınamayacak şekilde düşüş yaşanmıştır.”

    Koç, Fenerbahçe Futbol AŞ’nin kumpas öncesi 1 Temmuz 2011’de piyasa değerinin 1 milyar 771 milyon 425 bin lira iken kumpastan bir ay sonra 10 Ağustos 2011’de piyasa değerinin 907 milyon 475 bin liraya düştüğünü anlattı.

    Bu rakamlar ışığında Fenerbahçe Futbol AŞ’nin sadece bir aylık süreçte görmüş olduğu değer kaybının 863 milyon 950 bin lira olduğuna dikkati çeken Koç, “Bunun tek sebebi kumpastır.” dedi.

    Koç, tüm bunlar nedeniyle kulübün 2011-2012 sezonu başta olmak üzere devam eden sezonlardaki kayıplarının tarif edilemez boyutta olduğunu aktardı.

    Şike kumpasından olumsuz etkilenen tek kulübün Fenerbahçe olmadığını dile getiren Koç, “3 Temmuz operasyonu Türk futbolu, hatta Türk sporu için kötü bir dönüm noktasıdır. Bu operasyonun Türk sporuna verdiği zararları o dönemde tüm spor kamuoyunu Fenerbahçe Spor Kulübü olarak defalarca ‘Aynı gemideyiz’ diyerek uyarmıştık. Bugün 3 Temmuz sürecinin spor kulüplerimiz, Türk futbolu ve taraftarlar yani milyonlarca vatandaşımız üzerinde yarattığı tahribatı onlarca yıl tamir etmek mümkün değildir.” dedi.

    “Fenerbahçe hakkında ‘şikeci takım’ imajı yaratılmaya çalışıldı”

    Koç, Fenerbahçe’nin uğradığı manevi zararlara da yer verdiği ifadesinde, şunları söyledi:

    “Camiamızın uğradığı manevi zararlar, ölçülmesi mümkün olmayan boyutlardadır. Her şeyden önemlisi Fenerbahçe ile ‘şike’ kelimesi kumpas ile yan yana getirilerek Fenerbahçe’nin tertemiz tarihine ve marka değerine zarar verilmiştir. Soruşturma üzerinde gizlilik kararı olmasına rağmen örgütün gazeteleri ve televizyonlarına kara propaganda amacıyla halihazırda yargılanan hakimlerden, savcılardan ve polislerden gelen belgeler servis edilip, Fenerbahçe hakkında ‘şikeci takım’ imajı yaratılmaya çalışılmıştır. O dönem kimse bu hukuksuzluğu durdurmamış ya da durduramamıştır. Kulübümüz henüz yargılama bile başlamamışken evvela kamuoyu nezdinde mahkum edilmeye çalışılmıştır. Fenerbahçemize gerçekleştirilen operasyon ile ayrıca toplumsal bir ayrışma amaçlanmış ve diğer camiaların Fenerbahçe’den nefret etmesi sağlanmaya çalışılmıştır.”

    Fenerbahçe Spor Kulübünün en büyük gücünün taraftarları olduğunu anlatan Koç, “Genci, yaşlısı ile yurt içinde ve yurt dışında yaklaşık 30 milyon taraftara sahip bir camia olup, medyada yaratılmış olan algı operasyonu sonucunda henüz belirli takımlara gönül vermemiş olan yeni nesillerin Fenerbahçe sevgisi taşımalarının önüne geçilmiştir.” dedi.

    Aziz Yıldırım’ın sözünü hatırlattı

    Fenerbahçe camiasının tek başına 3 Temmuz kumpasına karşı dik durduğunu, belirten Ali Koç, şöyle konuştu:

    “Başkanımız Aziz Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü Fenerbahçe’yi tarumar etmek için tüm gücüyle saldırırken daha ilk günden tarihe geçen sözlerini söylemiştir. ‘Ne şikesi memleket elden gidiyor’ diyerek bu örgütün asıl amacını resmen ifşa etmiştir. O gün Başkanımızın uyarısını, Fenerbahçe’nin haykırışını dikkate almayanlar, rüzgara göre hareket edenler, daha sonra haklı olduğumuzu kabul etmek zorunda kalmışlardır. Bu kumpas, ülkemizin hukuk, adalet, polis teşkilatı, medya başta olmak üzere tüm damarlarına sızmış FETÖ tarafından devletin imkanları kullanılarak organize edilmiş ve hayata geçirilmiştir.”

    “FETÖ ilk hüsranını Fenerbahçe camiasının direnişiyle yaşamıştır”

    “Camiamız, başkanımızın liderliğinde taraftarlarımız, sporcularımız ve yönetimimizle ülkemizin geleceğinde önemli yeri olan büyük bir direniş gerçekleştirmiştir” diyen Koç, ifadesinde şunları kaydetti:

    “Bu direnişin önemi, FETÖ yapılanmasına karşı duran ilk camia olmamızdan kaynaklıdır. O gün camiamızın verdiği örnek mücadele, FETÖ’nün ilk defa başarısızlığa uğramasını sağlamıştır. FETÖ, kumpaslarındaki ilk hüsranını Fenerbahçe camiasının bu direnişiyle yaşamıştır. Bu başarısızlık, 2011 sonrasında teşebbüs ettiği Türkiye’yi tamamen ele geçirme operasyonu olan 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi hain saldırılarda da başarısız olmasının fitilini ateşlemiştir. 3 Temmuz direnişi, Türkiye’nin topyekün direnişinin kilometre taşı olmuştur. Biz Fenerbahçe camiası olarak FETÖ ile mücadelede milat olarak 3 Temmuz’u kabul etmekteyiz. Geçmişte başkanımızı, yöneticilerimizi, kısacası Fenerbahçe ile alakalı kişileri soruşturan savcılar ve onlara ceza veren, cezayı onayan hakimler bugün ya firari konumdadır ya da soruşturulmakta, yargılanmaktadır.”

    Ali Koç, Fenerbahçe Spor Kulübünün 37. başkanı olarak, hem Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği ve iştirakleri adına, hem de şahsı ve yönetim kurulu üyeleri adına sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, “Sanıkların en ağır ceza ile cezalandırılmaları ile birlikte asılsız ‘şike’ iddialarıyla Fenerbahçemize sürülen kara lekenin temizlenebilmesini teminen, kurulan hain kumpasın, mahkemenizce verilecek karar yoluyla tarihe tescilini saygılarımla talep ederim. Fenerbahçe tertemiz bir tarihe sahiptir. Şike yapmamıştır, asla da yapmaz.”

    Ali Koç’un ardından, müşteki Olgun Aydın (Peker) söz aldı.

    Bu davaya örgüt lideri olarak başladığını ve yüzlerce maçı manipüle etmekle suçlandığını belirten Aydın, “O davada bana ancak silahsız örgüt kurmaktan ceza verebildiler. Son mahkemede ondan da beraat ettim, kesinleşti. İnşallah 16 Temmuz’da haksız yargılanan tüm insanlar beraat edecektir.” dedi.

    Tutuklu sanık Baransu salondan çıkartıldı

    Duruşmada daha sonra başka suçtan tutuklu sanık Mehmet Baransu, söz almak ve Ali Koç’un beyanına karşı beyanda bulunmak istedi.

    Mahkeme Başkanı Ömer Yıldırım, Ali Koç’un müşteki Fenerbahçe’yi temsilen beyanda bulunduğunu, tüzel kişilik sayıldığını, bu nedenle onun ifadesine karşı sanıkların beyanda bulunamayacağını ve soru soramayacağını söyledi.

    Sanık Baransu ise beyanda bulunmakta ısrar etmesi üzerine Mahkeme Başkanının talimatıyla duruşma salonundan çıkarıldı.

    Mahkeme Başkanı Yıldırım da daha sonra duruşma salonundakilere hitaben şunları söyledi:

    “Biz yargı olarak FETÖ ile her ne pahasına olursa olsun değil, hukuk sınırı içinde mücadele ediyoruz. Heyetimle 2 yıldır her türlü manipülasyona karşı bile hukukun dışına çıkmadan hakları korumaya gayret ediyoruz. Biz hiçbir zaman FETÖ’cülerin yaptığı gibi savunma hakkını kısıtlayacak eylemlere girmedik. Sayın Ali Koç her yönlü değerlendirme yaptı. Biz heyet olarak önümüzde oynanan oyunları görüyoruz. Ama kuruyu yaştan ayırmak da bizim görevimiz. Bizim amacımız masumu bulmak. Sonsuz tahammül göstererek yargılama yaptık bugüne kadar. Ciddi bir çaba içindeyiz. Bunun bilinmesini istiyorum.”

  • Fenerbahçe: Yazıklar olsun Nihat Özdemir

    Fenerbahçe: Yazıklar olsun Nihat Özdemir

    Fenerbahçe Başkanvekili Semih Özsoy, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in dün yaptığı “2010-11 sezonunu yaşadık. 9 senedir herhangi bir şekilde şike olayına rastlamadık” açıklamalarına sert cevap verdi.
    Kulüp televizyonuna konuşan Fenerbahçe Başkanvekili Semih Özsoy, “Talihsiz bir açıklama diyemiyoruz. Talihsiz olması için bilmeyerek, dil sürçmesi olursa denebilir. Neye hizmet ettiği belli olmayan, belki de kendince belli olan, çok kesimleri kahreden bir açıklama oldu. Şaşkınlıkla takip ettik. Dava arkadaşımız dediğimiz, yoldaş dediğimiz bir insanın böyle açıklama yapması akıllara durgunluk verici.”

    “Nihat beyin böyle bir açıklama yapması, bizim de ayrı düşünmemiz gereken bir şeydir”
    Sessiz kalmayan herkese teşekkürlerini ileten Özsoy, “Dilekçelerini veren, sessiz kalmayan kesime de teşekkür ediyoruz. Sessiz kalan bir kesim var, onları anlayamıyoruz. Bizim haklı mücadelemizde, kumpas davasında, temmuza ertelenen davanın arefesinde Nihat beyin böyle bir açıklama yapması da enteresan. Bir tek onamaya kalmış. Devlet mahkemeleri tarafından şike yoktur denmesine rağmen Nihat beyin böyle bir açıklama yapması, bizim de ayrı düşünmemiz gereken bir şeydir. Nihat Bey şunu dürüstlükle açıklamalı. FETÖ’yü lanetlemelidir ve FETÖ illetinin neresindedir?” dedi.


    “3 Temmuz bizim kırmızı çizgimiz” diyen Özsoy, “Kulübümüze hem mail, hem faks, hem de telefon yağmuruna tuttu taraftarımız ve kongre üyelerimiz. Ucunun nereye kadar gittiğini görmek istiyoruz. Nihat bey bunu eminim ki bilinçli olarak yapıyor. Şu ana dek düzeltme gelmesi de bunun kararlı yapılmasındandır. Neye hizmet ediyor, niye bunları yapıyor bilmiyoruz. Biz anlayamayız. 3 Temmuz bizim kırmızı çizgimiz. Bizim olmazsa olmazımızdır. Bilerek veya bilmeyerek, kimlere, neye hizmet ediyor? Nihat Özdemir’in bunu açıklaması lazım. Hiç mi yüreği sızlamadı bu açıklamaları yaparken” şeklinde konuştu.