Etiket: 6lı masa

  • Meral Akşener’den 6’lı masa itirafı

    Meral Akşener’den 6’lı masa itirafı

    Sabah saatlerinde geldiği Trabzon’da partililerle buluşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha sonra bir otelde düzenlenen Karadeniz Bölgesi İstişare Toplantısı’na katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleşen bu toplantının ardından Yomra ilçesindeki İkisu mahallesine gelen Akşener, çay ocağında vatandaşlarla bir araya geldi. Vatandaşların sorunlarını dinleyen Akşener, bir vatandaşın sorusu üzerine 6’lı masadan ayrılma ve geri dönme sürecini anlattı. Bir vatandaşın, “Keşke o masadan kalktığınız zaman geri dönmeseydiniz” ifadeleri üzerine Akşener, “Şimdiki aklım olsa dönmezdim” dedi. Bunun üzerine tekrar söz alan vatandaş, “Ben Karadenizliyim içinden geçeni kıvırarak konuşmam. Düz bir insanım” şeklinde konuşması üzerine Akşener, “Alışkanım” ifadelerini kullandı.

    Akşener ile karşılıklı oturan vatandaşın tekrar “O masadan kalktınız takdir ettik sizi ama keşke geri dönmeseydiniz” ifadeleri üzerine Akşener 6’lı masadan ayrılma sürecinin detaylarını paylaştı.

    “Özür dilerim”

    “Keşke. Şimdi ki aklım olsam katiyen yapmazdım. Ama oldu işte. Onun için kendi başımıza gidiyoruz. Sizde destek olun” diyen Akşener, “Samimi birşey söylüyorum. Bu seçimin kazanılmasını çok arzu ettim. Meral Akşener olarak hiçbir şey talep etmedim. Partimiz var bizim ben niye Cumhurbaşkanı adayı olmuyum ki. Yani arıza çıkarmamak için ben herşeyden vazgeçtim. Ama siz iki insanı istediniz. Ben de bunlara gayret ettim. Mesele ben değilim sizsiniz. Siz bana söylediniz. Dolayısıyla o da kabul görmedi. Ondan sonraki fasıl öyle oldu. Özür dilerim” şeklinde konuştu.

    “Bana orada siz istemiyorsanız biz 5 kişi olarak imzalayalım siz gidebilirsiniz dendi”

    Alengirli bir iş olmadığını dile getiren Akşener, “6 kişi oturuyoruz. Biz o gün adayın nasıl yöntemle seçileceğini konuşmak üzere oturmuşuz. Bir baktım aday ismi konuşuluyor. Buna itiraz ettim. Dedim ki biz adayın seçilme yöntimini konuşacağız. Kimseyi incitmek istemiyorum. 5 arkadaşımız Kemal beyi söyledi. Bende sizin istediğiniz 2 kişiyi söyledim. Dedim ki tamam Kemal beyde aday olsun. Başkaları varsa onlarda olsun. Bu 2 arkadaşımızın da ismi olsun. Araştırma yaptıralım. Araştırmada ne çıkıyorsa uyalım. Her siyasi parti kendisi yapsın. Ortalaması neyse onun arkasında duralım ve itiraz etmeyelim. En fazla 1 haftalık bir süreç dedim. Bana orada siz istemiyorsanız biz 5 kişi olarak imzayalım siz gidebilirsiniz dendi. O zaman hem Ali Babacan, Davutoğlu yok yok dedi. Sonrasında ben bu konuyu partideki arkadaşlarımla konuşmak için geri döndüm. Benim herşeyim açıktır. Zaten gizli iş yapamıyorum. Arkadaşlarım bana oturma bir daha dedi. 2 ayrı yazı hazırladık. Kalktık o konuşmayı yaptık” diye konuştu.

    “Bana aklın yeni mi başına geldi diyebilirsin”

    Masadan ayrılmasının ardından Ekrem İmamoğlu ve Mahsur Yavaş’ın gece saat 02.15’de evine geldiğini vurgulayan Akşener, ” İkisine de son kere sordum.’ İkisine aday olabilir misiniz?’ dedim.’ Hayır ‘dediler. Bunun üzerine bir teklif yapıldı. Normalde genel başkanların hiçbiri olmayacak. Başkan yardımcısı 2’si olacak. Bu çok uygun birşeydi. Bununla kazanma ihtimali yüksekti. Sonra bir kağıt yazdı. Ben sonra arkadaşlarımı tekrar topladım. Ortak hazırladığımız o yazıyı arkadaşlara okudum. O iki belediye başkanı arkadaşa ‘Kemal beyin bilgisi var mı?’ dedim. ‘Var’ dediler. Ben o yazıyı partideki arkadaşlarıma okuyunca 3 kişi hariç ‘Otur, tekrar dön’ dediler. Buradaki halime bak. Bana da yazık. Sonra döndük otele gittik. 2 belediye başkanı, ben ve Kemal bey burada tamam dedik. 2’si şahit. Bunun üzerine ben kağıdı imzalayacağız zannediyorum. Önce bir arkadaş, sonra Ali Babacan ‘Bizim bundan haberimiz yok’ dedi. Ben de masanın haberi var zannediyorum. Burada bana ‘Aklın yeni mi başına geldi’ diyebilirsin. Sorguladığım yer burası. Dürüstçe durumu anlattım” dedi.

  • “Tabela partisine dönüşmüş durumda”

    “Tabela partisine dönüşmüş durumda”

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Fatih Erbakan, teşekkür ziyareti programını gerçekleştirmek üzere Konya’ya geldi. Fatih Erbakan, Cuma namazının ardından Konya Sanayi Odası, KTO Karatay Üniversitesi, Muhtarlar Odası’nı ziyaret etti. Şehit Piyade Uzman Çavuş Cem Ahmet Kaya’nın ailesine taziye dileklerini ileten Erbakan, Mevlana Meydanı’nda halkla buluşarak Mevlana Hazretleri Türbesi’ni ziyaret etti. Son olarak teşkilat buluşmasına katılan Erbakan burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    Milletvekili çıkardıkları 3 ilden biri olan Konya teşkilatına teşekkür eden Fatih Erbakan, “Bu seçimin kaybedenlerinden tabii ki bir tanesi Kılıçdaroğlu’dur. Bütün gayretine rağmen bütün hevesine rağmen 40’a yakın 2 meclis grubu çıkaracak kadar milletvekilini bonkörce bol keseden başka partilere bedavadan dağıtmasına rağmen cumhurbaşkanı seçilememiştir. Seçimleri kaybetmiştir. Diğer bir kaybeden HDP’dir. HDP yüzde 11 bandındaki oylarını yüzde 8’e kadar geriletmiştir. Uzun bir aradan sonra, belki 20-25 seneden sonra ilk defa HDP’nin oylarında bu gerileme yaşanmıştır. Dolayısıyla Yeşil Sol Parti olarak seçime giren aslında HDP olarak bildiğimiz parti, zihniyet ciddi bir oy kaybına uğramıştır. Tabii 7’li masa yine bu seçimin kaybedenlerindendir ve 7’li masanın 4 tane küçük partisi, bunlar da bu seçimlerin sonuçlarına göre adeta bir tabela partisine dönüşmüş durumdadır. Çünkü CHP’nin oyları 23 civarından 25’e yükselmişti. CHP kendisi hiç oy artırmamış olsa bile ki bu mümkün değil, 4 tane partinin toplam oyunun 1,5 olduğu gözükmektedir. Yani 4’ünü toplasanız Yeniden Refah Partisi’nin yarısı ancak ediyor.

    Kaldı ki bu kadar da değil, çünkü CHP kendisi de oy artırdı. Genel başkanları Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olmuş, bu kadar harcama yapmışlar, bu kadar kampanya yapmışlar, bu kadar çalışmışlar, daha bu 1,5 oy artışının içerisinde CHP’nin payı da var. Yani bu hesapla baktığınızda bu masadaki 2 tane yeni kurulan ve diğer 2 tane küçük parti, bu 4 küçük partinin sıfıra yakın oyları olan tabela partileri haline geldiği bu seçim sonucuyla tescillenmiştir. Tabii CHP’nin sırtından milletvekili kapmaları herhangi bir işe yaramaz. Bu politik kurnazlıklar üzerine inşa edilen binalar çökmeye mahkumdur. CHP’nin sırtından, onun bunun oyuyla, başkalarının seçmeniyle, başkasının gücüyle bu milletvekillerini meclise getirmek bir marifet değildir. Asıl marifet Yeniden Refah Parti’mizin yaptığı gibi kendi amblemiyle, kendi gücüyle, kendi müstakil listesiyle girip alnının teriyle bu milletvekillerini çıkartmaktır. Bunu Yeniden Refah Parti’miz başarmıştır elhamdülillah” dedi.

    “CHP’nin ne yaparsa yapsın yüzde 25’in üzerine çıkamayacağı bir kez daha görülmüş oldu”

    Yeniden Refah Partisi’nin 5 milletvekilinin mecliste milletin derdine derman olmak için, milletin maddi ve manevi sıkıntılarından kurtarılması için canla başla gayret edeceğini ifade eden Erbakan, “İnşallah milletimizin hayrına faydasına çok önemli hizmetleri gerçekleştireceklerdir. Çünkü Milli Görüş tarihi bunun örnekleriyle doludur. Tabii CHP’nin de yine bu seçimde ne yaparsa yapsın yüzde 25’in üzerine çıkamayacağı bir kez daha görülmüş oldu. Tabii bu seçimin sonuçları Milli Görüş’ün yegane temsilcisinin Yeniden Refah Parti’miz olduğunu, halkımızın da benimsediğini ve tasdik ettiğini göstermiştir. Seçimlerden önce söylemlerimizle, siyaset anlayışımızla, açıklamalarımızla, istikametimizle Milli Görüş’ü temsil eden partinin Yeniden Refah Parti’miz olduğunu sık sık ifade etmiştik. Ancak bu gerçek seçmenlerimizin, halkımızın, milletimizin desteği ve tasdikiyle bir kez daha ispat olmuştur, tasdiklenmiştir. İnşallah ikinci 40 yılda, ikinci 50 yılda yeni dönemde Milli Görüş’ü merhum Erbakan Hoca’mızın çizgisini Yeniden Refah Parti’miz temsil edecektir Allah’ın izniyle” diye konuştu.

  • “Siz hiç, yedi başlı bir orkestra gördünüz mü?”

    “Siz hiç, yedi başlı bir orkestra gördünüz mü?”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Memur-Sen Ankara İl Divan Toplantısı’na katıldı. Oktay konuşmasına Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı merhum Mehmet Akif İnan’ı anarak ve katılımcılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek başladı.

    “Memur-Sen Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlenmelerinden birisi”

    Memur-Sen’in kamu görevlilerine yönelik faaliyetleri ve çözüm odaklı yaklaşımı ile Türkiye’de sendikacılık tarihine geçmiş bir hareket olduğuna vurgu yapan Oktay, “1 milyonu aşan üye sayısı ve bağlı 11 sendikasıyla Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlenmelerinden birisidir. Memur-Sen’in gücü sadece üye sayısıyla sınırlı değil. Sadece ne kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösterdiğiyle de sınırlı değildir. Memur-Sen çalışma hayatının sorunlarıyla ilgilendiği kadar, kamuda emek mücadelesini verdiği kadar demokrasimize, milli iradeye de dört elle sarılan, sahip çıkan bir örgütlenmedir” dedi.

    “Her türlü vesayete en güçlü cevabı kamu boyutunda Memur-Sen vermiştir”

    Memur-Sen’in her dönemde demokrasi ve milli iradeden yana tavır koyduğuna değinen Oktay, bu durumun bizzat şahidi olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
    “28 Şubat’ta dik duran sizlerdiniz. Gezi provokasyonunda, 15 Temmuz hain darbe girişiminde eğilmeyen yine sizlerdiniz. Suni sendika değiştirme eylemleriyle yürütülen karalama kampanyalarına, fitneye ve her türlü vesayete yine en güçlü cevabı kamu boyutunda Memur-Sen vermiştir. 21 yılda hak ve özgürlükler noktasında nereden nereye geldiğimizin en yakın şahidi de yine sizlersiniz. Kamu sendikacılığının uzun yıllar önemsenmeyen bir alan olarak kaldığını sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz.”

    “Kamuda kılık kıyafet yasaklarını biz kaldırdık”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kamuda sendikacılığın güçlenmesi için önemli reformlara imza atıldığını bildiren Oktay, “Attığımız adımlarda her zaman sizlerden gelen taleplere kulak verdik; her bir düzenlemeyi de yine sizlerle istişare içinde hazırladık. 28 Şubat’ın o karanlık günlerinde kamu personelinin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan kamuda kılık kıyafet yasaklarını biz kaldırdık. Aynı şekilde, inancından ötürü ötekileştirilen, türlü mağduriyetler yaşayan kamu personelimizin imdadına da biz koştuk ve inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili sağlam güvenceler getirdik.” ifadelerini kullandı.

    “Geçici personel statüsünü sözleşmeliye dönüştürdük”

    Toplu sözleşme hakkının anayasal güvenceye kavuşturulduğunu kaydeden Oktay, yapılan çalışmaları “Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında disiplin cezalarına yargı yolunu açtık. Geçici personel statüsünü sözleşmeliye dönüştürdük ve sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık” sözleriyle değerlendirdi.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde 3 bin 500 engelli öğretmen atamasının gerçekleştirildiğini hatırlatan Oktay, “Ayrıca başvura yapan 4 bin 300 engelli öğretmenimizden kalan 800’ünün de en kısa sürede atanacağının müjdesini bugün Cumhurbaşkanımız verdi” diye konuştu.
    2011 ve 2013 yıllarında yaklaşık 300 bin sözleşmeli personelin kadroya geçtiğini anımsatan Oktay, bu yıl da yapılan düzenlemeyle 500 bine yakın sözleşmeli personelin kadroya geçtiğini, bundan sonra istihdam edilecek sözleşmeli personele de 3 yılın sonunda kadroya geçme hakkı tanındığını böylece sözleşmeli personelin kadro sorununun kalıcı olarak çözüldüğünü kaydetti.

    “Cumhuriyet tarihimizin en önemli maaş artışlarını gerçekleştirdik”

    Statü ve özlük haklarında devrim niteliğinde reform yapıldığını kamu personelinin refahının artırıldığını bildiren Oktay, “Memurumuzu, kamu çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz dedik, Cumhuriyet tarihimizin en önemli maaş artışlarını gerçekleştirdik. 2023 yılı başında kamu çalışanlarımıza ilave yüzde 13,5 oranında refah payı vererek çalışanlarımıza yüzde 30 oranında zam yaptık. Maaş promosyonlarının doğrudan personele ödenmesini temin ettik, bu sayede kamu görevlilerimize ciddi oranda ek gelir sağladık” dedi.

    “Ek gösterge taahhüdümüzü yerine getirdik”

    Ek gösterge düzenlemesine değinen Oktay, “Kamu çalışanlarımızın ek gösterge artışlarıyla ilgili bizden talepleri, bizim de onlara taahhüdümüz vardı. Kamu çalışanlarımızın bu talebine kayıtsız kalmadık ve taahhüdümüzü yerine getirdik. Öğretmenlerimizin, sağlık çalışanlarımızın, polis memurlarının, din görevlilerinin, müdür ve müdür yardımcılarının, avukatlar ile uzman erbaş ve uzman jandarmaların ek göstergelerini 3.600’e çıkardık. Bu sayede kamu çalışanlarımızın emekli aylık ve ikramiyelerinde kayda değer artışlar gerçekleştirdik” açıklamasını yaptı.
    Oktay sözlerine şöyle devam etti:
    “Öğretmenlerimiz için uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavını gerçekleştirdik, sınav sonucunda başarılı olan öğretmenlerin uzman ve başöğretmen kadrolarına ataması gerçekleştirildi ve maaşlarında ilave artışlar sağlandı. Memur-Sen’le iş birliği ve dayanışma halinde kamu görevlilerimizin durumlarını iyileştirmeye devam edeceğiz.”

    “14 Mayıs seçimleri kamu görevlisine parmak sallayan CHP zihniyetiyle emeği baş tacı edenler arasında bir seçimdir”

    14 Mayıs’ın bu kazanımların artarak sürmesi noktasında tarihi bir dönemeç olduğuna dikkat çeken Oktay, şunları söyledi:
    “14 Mayıs seçimleri, Türkiye ileri mi gidecek yoksa hem kamunun hem siyasetin düğümlendiği yıllara mı dönecek, bunun belirleneceği tarihtir. Kendinden olmayanı dışlayan, kamu görevlisine parmak sallayan CHP zihniyetiyle emeği baş tacı edenler arasında bir seçimdir. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız diye söz verip belediyelerde personel kıyımı yapan bunlar değil mi? Belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çeken bu yedi başlı koalisyon değil mi? Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir STK’nın faaliyet yürütmesine müsaade etmeyen de bunlar. Bu garabet zihniyetin belediyelerde ortaya koyduğu yaklaşım aslında ülkeyi geriye götürecek yönetim anlayışlarının bir örneği.”

    “Bürokrasiyi 7’ye katlamaktan, vesayeti 7’ye katlamaktan başka bir projeleri var mı bunların?”

    Millet İttifakı’na sert sözlerle yüklenen Oktay, “Yedi başlı koalisyon Türkiye’ye ne vaat ediyor? Bürokrasiyi 7’ye katlamaktan, vesayeti 7’ye katlamaktan başka bir projeleri var mı bunların? Sistemi değiştireceğiz diye, değişim adı altında belirsizlik vaat ediyorlar. Yeni Düzen getireceğiz dedikleri şey aslında “eski kaos” sisteminden başka bir şey değil” diye konuştu.

    “36 bakanla 36 proje bile yapamadılar”

    “Şimdilerde Türkiye’ye Yedi Başlı Koalisyon teklif eden bu zihniyet, 90’lı yıllarda 36 bakanla ülkeyi yönetmeye çalışıyordu. 36 Bakanla 36 proje bile yapamadılar” diyen Oktay, “Şimdi de yedi düğümlü kaos öneriyorlar; evet, yedi düğümlü kaos. Çözümsüz ekonomik krizler, çözümsüz siyasi krizler, çözümsüz kavgalar. Siz hiç, yedi başlı bir orkestra gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü orada uyum değil kaos olur, çok seslilik değil kakofoni olur. Bu yedili maşa’nın önerdiği de budur işte” açıklamasında bulundu.

    “Bu dil 28 Şubat’ın, Yassıada zihniyetinin dilidir”

    Muhalefetin 3K önerisinde olduğunu kaydeden Oktay, “3K öneriyorlar. Kaos, kriz, kakofoni. Başlarında da 2K var, Kemal Kılıçdaroğlu. Yani, katmerli kaos. Ne yapıyor Sayın Kılıçdaroğlu? Evinden çektiği videolarla memurları, bürokratları tehdit ediyor. Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, meşru iktidarına uyan memurlara parmak sallıyor, onları tehdit ediyor, göreve gelmesi halinde hesap soracağını söylüyor. Bu dil, zehirli bir dildir. Bu dil kirli bir dildir. Bu dil, ne demokrasi ne de devlet adabına sığar. Bu dil anarşinin dilidir. Bu ötekileştirici dil, 28 Şubat’ın, Yassıada zihniyetinin dilidir. Bu dilin Türkiye’ye, devletimize, demokrasimize, bürokrasimize egemen olmasına göz yumulamaz” ifadelerini kullandı.
    Ayrım yapmadan ötekileştirmeden herkesin huzur ve refahı için çalışmalarını sürdüreceklerini bildiren Oktay, “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özlük hakları ve çalışma şartlarında iyileştirmeler yapmaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz. Türkiye yüzyılı aynı zamanda emekçinin, alın teri dökenlerin, çalışanların yüzyılı olacaktır. Tüm çalışanlarımız büyüyen Türkiye’nin artan refahından hak ettiği payı alacak. Kamuda liyakati esas alan yaklaşımımızı güçlendirerek sürdüreceğiz” dedi.
    Liyakati şeffaf bir şekilde ortaya koyan ve daha etkili uygulanmasını sağlayıcı mekanizmaları güçlendireceklerini belirten Oktay, kamuda mülakatın kaldırılacağını da hatırlattı.

    “Memurlarımızı memnun edecek çalışmaları yapacak tek güç de yine AK Parti’dir, Cumhur İttifakıdır”

    Bölgesel geçim endekslerini dikkate alınarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacaklarını ifade eden Fuat Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Cumhuriyetimizin 100. yılında tüm emekçilerimizin satın alma güçlerinin korunmasına yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Kamu görevlilerimiz için toplu sözleşme hakkını 2010 yılında anayasal güvenceye kavuşturmuş, 2012 yılında ise yasal düzenlemeleri gerçekleştirmiştik. O günden bugüne konfederasyon ve sendikalarımızla toplam 6 toplu sözleşme dönemi geçirerek kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarında yüzlerce iyileştirme yaptık. İnşallah Ağustos ayında da 7. Dönem Toplu Sözleşmeyi imzalayarak bu iyileştirmeleri daha da artıracağız.
    Sorunların, eksikliklerin bilincindeyiz; bunların da bertaraf edilmesi için yine birlikte çalışacağız. Biraz önce ifade ettiğim onlarca kazanımın arkasında nasıl ki AK Parti iktidarlarının imzası varsa, bu sorunları çözecek, bu talepleri karşılayacak, memurlarımızı memnun edecek çalışmaları yapacak tek güç de yine AK Parti’dir; yine Cumhur İttifakıdır.”

    “Sandık güvenliği çok önemli”

    Sandık güvenliğinin önemine vurgu yapan Oktay, “Bu seçimde sandık güvenliği çok önemli. Sandık güvenliğini sağlayacak olanlar siz kamu görevlilerisiniz. Biz devlet olarak seçimlerde sandıkların güvenliğini memurlarımıza emanet ediyoruz. Sizlerden beklentimiz milletin hakkını çiğnetmemek için bugüne kadar olduğu gibi yine milli iradeye sahip çıkmanızdır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bağlı sendika temsilcileri ve üyelerin katılımıyla büyük bir coşkuyla gerçekleştirilen program fotoğraf çekimiyle sona erdi.

  • 6’lı masanın liderleri İzmir’e geliyor

    6’lı masanın liderleri İzmir’e geliyor

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Yönetim Kurulu haftalık olağan toplantısını, İl Başkanı Şenol Aslanoğlu başkanlığında yaptı. Toplantının ana gündem maddesi, Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa’yı oluşturan partilerin liderlerinin İzmir programıydı. Toplantıda alınan kararla Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa liderlerinin katılacağı İzmir İktisat Kongresi Programı öncesinde coşkulu bir karşılamanın hazırlanması kararlaştırıldı.

    CHP İl Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Ahmet Yıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer öncülüğünde sürdürülen İktisat Kongresine katılmak üzere kente gelecek Altılı Masa liderlerinin İzmir’de tarihi bir buluşmaya imza atacaklarını söyledi. Yıldız, “İl yönetim kurulumuz, ikinci yüzyılın iktisat kongresine yakışır bir buluşma olması için son hazırlıklarını tamamladı. Kurul gündemimizin ana maddesi de 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve İttifak’ın diğer saygı değer liderlerinin İzmir ziyaretlerinin planlanmasıydı. 19 Mart Pazar günü, saat 16.00’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek İktisat Kongresi’nin beşinci gün programı öncesinde tüm liderleri İzmir halkıyla buluşturacağız. Başta 13.Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm liderler İzmirlilerle bir araya gelecekler. Tarihi İzmir İktisat Kongresi’nde, tarihe not düşülecek bir buluşmaya tanıklık etmek isteyen tüm hemşehrilerimizi Pazar günü saat 16.00’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi önüne davet ediyoruz” dedi.

  • Meral Akşener yeniden masada

    Meral Akşener yeniden masada

    Millet İttifakı’nda cumhurbaşkanı adayı krizi çözüldü, masa 6 liderle toplandı.

    Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz cuma günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz ederek masadan kalkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i ziyaret etti.

    Ziyarete ilişkin açıklama yapan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Akşener’in Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcıları olmaları önerisini sunduğunu söyledi.

    Daha sonra ise Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener bir otelde bir araya geldi. Görüşmeye İmamoğlu ve Yavaş’ın da katıldığı belirtildi.

    Görüşmeler devam ederken saat 14.00’te yapılması planlanan Millet İttifakı’nın toplantısı ileri saatlere ertelendi.

    Akşener yeniden masada

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğindeki toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldı.

    Toplantının ardından, ittifakın ortak cumhurbaşkanı adayı açıklanacak. İsmin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olması bekleniyor.

    Aynı zamanda cumhurbaşkanı yardımcılarının da açıklanması bekleniyor. Bu arada 11 maddelik geçiş süreci yol haritasının da kamuoyuyla paylaşılacağı edinilen bilgiler arasında.

  • İmamoğlu ve Yavaş, Akşener’le görüşecek

    İmamoğlu ve Yavaş, Akşener’le görüşecek

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 6’lı masadan kalkmasının ardından bugün önemli bir görüşme gerçekleşecek.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Akşener’le görüşmesine onay çıktı.

    İki başkanın Akşener’le görüşmesi İYİ Parti Genel Merkezi dışında farklı bir adreste gerçekleşecek.

    Görüşmenin günü ve saati henüz belli olmadı.

    CHP’den yapılan açıklamada şöyle denildi:

    “Sayın Genel Başkanımız, ismi zikredilen iki Büyükşehir Belediye Başkanımızın Sayın Meral Akşener’i İYİ Parti Genel Merkezi dışında ziyaret etme talebine olumlu yaklaşmıştır.

    Sayın Genel Başkanımız, kendisi de daha önce belirttiği gibi, Halil İbrahim sofrasının küçülmesini değil, bilakis büyümesini arzulamaktadır. İki Büyükşehir Belediye Başkanımız bu görüşmede “iradelerinin Sayın Genel Başkanımıza bağlı olduğunu, aday olarak da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu görmek istediklerini” iletecekler ve ittifakın devam etmesini talep edecekler. Meselenin Türkiye olduğu ve Genel Başkanımızın herkesin oyunu alacak, her rengi temsil edecek bir aday olacağı herkesin malumudur.”

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, 6’lı masanın 12’nci toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerini önerdiğini açıkladı.

  • Meral Akşener 6’lı masadan ayrıldı

    Meral Akşener 6’lı masadan ayrıldı

    Aday konusunda uzlaşının sağlandığı ifade edilirken İYİ Parti lideri Meral Akşener, Genel İdare Kurulu’nu toplama kararı aldı.

    Akşener, altılı masanın 6 Mart Pazartesi günü yapılacak toplantısı öncesi Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleriyle bir araya geldi.

    Kritik toplantı sonrası açıklama yapan Akşener’in açıklamaları şöyle:

    ”En sonda söyleyeceklerimi en başta söyleyeyim. İYİ Parti kıskaca alınmış. Bir tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Ucube zihniyete karşı ayakta durmaya devam edeceğiz. Her zaman olduğu gibi dimdik duruyoruz. Bizim yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı. Ceketimi assam aday ederim diyenlerin karşısındayız. Biz bugünlere dayatmaya direnerek geldik. Biz bugünlere alışılmış yenilgilere karşı çıkarak geldik. Dün gerçekleşen toplantıda adayın kim olacağını tartıştık. 5 siyasi parti Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dile getirdi.

    Yavaş ve İmamoğlu’na çağrı

    Sayın Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz milletin iradesi ile seçildiniz. Tüm engellere rağmen çok çalıştınız. Milletimizi enkazından altında bile yalnız bırakmadınız. Kritik kırılmanın eşiğinde millet sizi göreve çağırıyor. 6’lı masa artık potansiyel adayların tartışılabildiği ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür. Üzülerek söylüyorum ki dün itibarıyla 6’lı masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan EYT açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan EYT açıklaması

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme yönelik soruları cevapladı. Türkiye Yüzyılı’nın Türkiye’nin dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağı dönemin adı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar eserleriyle sürekli bir gayretin içinde olduklarını belirtti. Erdoğan, ”Eğer siz eserlerinizle halkın karşısında değilseniz halk size değer vermez. Bizim yaptıklarımızı halk 20 yıldır görüyor. Halk bunları eser olarak görüyor. Marmaray’ı görüyor, Avrasya Tüneli’ni görüyor. Bunları benim halkım bugüne kadar görmedi. Ama bunları bizimle yaşadı, gördü. Bunları yaptırmamak için ellerinden geleni yaptılar ama engel olamadılar. Türkiye Yüzyılı dediğimiz bir vizyon meselesidir. Biz bu vizyonla çok daha ileri adımlar atacağız. Biz milletimizle beraber yeni zaferlere inşallah ulaşacağız. Yaptığımız yatırımlarla küresel güç olmaya adım attık. Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağı dönemin adıdır. İnanıyorum ki milletim yine AK Parti diyecek yine Cumhur İttifakı diyecek” dedi.

    CHP’nin ‘Yeter Söz Milletindir’ sloganına tepki

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin kullandığı ‘Yeter Söz Milletindir’ sloganına tepki gösterdi. Erdoğan, ”Bunlarda utanma yok. Kalleşçe astıkları Menderes’in şimdi de sloganını çalıyorlar. Kendileriyle çelişmek muhalefetin her zamanki hali bunların istismar etmedikleri ne kaldı. Millet iradesine sahip çıkanlar bu sloganı kullanabilirler. Kalkmışlar binalarına bu sloganı asıyorlar. Binalara slogan asmakla olmaz. Önce gerçekten milli iradeye saygılı olmayı öğrenin. Milli olmayan yeter söz milletindir diyebilir mi? Oraya pankartı asabilir. Benim milletim size inanmaz ki. Siz milli değil gayri millisiniz. Bunlar milletin gönlüne girmenin değil şimdi de yeni bir şey öğrendiler Batı’dan aferin almanın peşindeler. Biz de CHP zihniyetine yeter söz milletindir, diyoruz ama hizmet söz konusu olduğunda, eser söz konusu olduğunda yetmez diyoruz” açıklamasında bulundu.

    “6 değil 7’li masa”

    6’lı masanın aday açıklamasına yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara 6 değil 7’li masa diyelim. 6 denildiğinde eksik oluyor. Nerede malum parti hep söylediğim gibi masanın altında. Kendilerince kapalı kapılar arkasında toplanıp toplanıp dağılıyordu. Seçim tarihi vermesek bunların aday çıkaracakları yoktu. Bırakalım adayı, aday açıklama tarihlerinde bile belirsizlik, tutarsızlık var. Biri 13 Şubat’ta diyor diğeri o tarihte açıklamak gibi bir planımız yok diyor. Aslında onlar için adaylarının kim olduğu belli değil. Onlar ipleri 7’sinin elinde bir kukla koymaya çalışıyorlar. Böyle bir aday modeli bu millete hakarettir. Bir de yıpranır diye adaylarını açıklamıyorlarmış. Siz aday bile açıklayamazken biz Türkiye Yüzyılı’na hazırlanıyoruz” diye konuştu.

    “Yeniden adaylık önünde hiçbir engel bulunmuyor. Hukuka da anayasaya da uygun”

    6’lı masanın kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili açıklamaları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmede bulundu: “Bunların anayasanın 101’nde ve ya diğer maddelerinde yeri yok. Biz bugüne kadar bu adımları atarken bunların aklı neredeydi. Biz Cumhurbaşkanı seçildik bunlar neredeydi. O zaman bunu hiç konuşmadılar. Şimdi konuşuyorlar çünkü çıkaracakları bir cumhurbaşkanı adayının silme şansı olmadığını görüyorlar. Milletimiz bizi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı yaptı. Dolayısıyla yeniden adaylık önünde hiçbir engel bulunmuyor. Hukuka da anayasaya da uygun. Bu tartışmaları gereksiz buluyorum. Bunlar suyu bulandırma çabalarıdır. Milletimiz bizi tekrar aday da yapacak Cumhurbaşkanı da seçecek.”

    6’lı masanın Ortak Politikalar metni

    Cumhurbaşkanı Erdoğan 6’lı masanın Ortak Politikalar metnini eleştirdi. Erdoğan, ”Tam anlamıyla koalisyon sürecine dönüş söz konusu olacak. Bakan sayısı 35’ti. Böyle bir şey olamaz indirdik şu an bizim 17 bakanımız var. 35 bakanlıktan 17’ye kadar indirdik. O 7‘li masadakilerin çoğu bilir. Bunlar israfın tak kendisidir. Bu masa müdavimleri erken başladı ağlamaya. Bunların çünkü millet için dertleri yok. Hepsinin tek hesabı var yeni kuklamızı cumhurbaşkanı adayı yapabilir miyiz. Şu bakanlarını kurabilir miyiz. Koalisyon hükümetleri buna göre çok daha isabetli adımlar atma fırsatı yakalamış olabilir. Bunlar o fırsatı da bulamayacaklar. Benim milletim koalisyon hükümetlerinden ders aldı. 7’li masa Türkiye’ye bir şey hiç getiremez. Milletim de zaten onlara bu yetkiyi vermez. Milletim de onlara bu yetkiyi vermez. Benim vatandaşım ülkesini yönetme yetkisi vermez, vermeyecektir. Masadakiler ülkeyi götürse götürse eski günlerine götürür. Özlemleri, vaatler eski Türkiye. Tamamen siyaset mühendisliği üzerine kurulu derme çatma bir masa” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, ”7’li masa içinde otel lobilerinde IMF ile görüşenler var” dedi.
    Çankaya Köşkü’nün aktif olarak kullanıldığını ifade eden Erdoğan, ”Çankaya Köşkü tarihine ve anlamına yakışır şekilde Cumhurbaşkanlığı tarafından değerlendiriliyor. Ülkemize milletimize hizmet etmeyi sürdürüyor. Cumhur İttifakı, birlik ve beraberlik anlayışının siyasetteki adresidir. Türkiye’nin bekası için yerli ve milli anlayışla siyaset yapan herkese kapımız açıktır” dedi.

    Devlet Bahçeli’yi yarın evinde ziyaret edecek

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi yarın evinde ziyaret edeceğini de duyurdu.
    Başörtü düzenlemesini de içeren anayasa değişikliği ile ilgili acıkmalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Milletim kimlerin başörtüsü konusunda istismarcı olup olmadığını gayet iyi bilir. Biz bu konuyu büyük mücadeleler vererek çözdük. Partimiz kapatılmak dahi istendi. O zaman CHP başörtüsüne özgürlük gelmesin diye anayasa mahkemesine koştu. Bay bay Kemal bu işin başını çekti. Biz bu düzenlemeyi anayasayla güvence altına alalım istiyoruz. Merak ediyorum bu konunun çözümü için yola çıktık. Konu Mecliste çözüme en güzel çözümü sunacaktır. Aile kurumumuzu güçlendireceğiz, koruyacağız” şeklinde konuştu.

    Seçme seçilme yaşını gençlerin siyasette aktif bir şekilde yer alabilmesi için düşürüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: ”Özellikle Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılı olacak dedik. Gençleri seçimin kilitleri değil yol arkadaşımız olarak görüyoruz. Bizlerin gençliğini yoksulluk yokluklarla kuşattılar. Göreve geldiğimizde 30 yaş değil önce 25‘e indirdik. Bu yetmez dedik 18 yaşı seçme ve seçilme yaşı olarak parlamentodan geçirdik. O kadar ileri gittiler ki parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız dediler. Biz gençlerimize güvendik. Güvenmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin en büyük gençlik hareketine sahip partisi şu anda biziz. Bizim şu anda üye sayımız 11 milyon 500 bin civarında. Bunların içinde 1 milyon 100 bini sadece genç. Böyle bir yapıya sahibiz” dedi.

    “EYT ile ilgili çok kapsamlı bir çalışma yürütüldü”

    EYT ile ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda çok kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü ifade etti. EYT konusunun yarın plan bütçe komisyonunda görüşülmeye başlanacağını bildiren Erdoğan, EYT kapsamında emekliliğe hak kazanan vatandaşlara ilk aylıklarının şubat ya da mart gibi bağlanabileceğini belirtti. Erdoğan, “Bir irade ortaya koyduk, bu irademizin arkasındayız” değerlendirmesinde bulundu.

    Dünyada faizin sürekli yükseltildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizle ilgili tutumuna ilişkin, ”Ben de tam aksine faiz indirme mücadelesi verdim. Biz de faiz yüzde 9 bunu daha da düşüreceğiz. Benim inancım şu başbakanlığım döneminde biz faizi 4.6’ya indirdik. Faiz ve enflasyon doğru orantılıdır, faiz sebep enflasyon neticedir. Alansa benim alanım ekonomi. Uluslararası bir çok toplantıda bu tezimi savundum. Biz yine indireceğiz dedik 86’lardaydı 64’e düştü. Daha da düşecek. Kalıcı fiyat istikrarını tesis edeceğiz. Tüm mesele istikrarımızdır, güvenimizdir. 2022’de toplam bütçe giderimiz 2 trilyon 941 milyar lira oldu. Bütçe gelirimiz ise 2 trilyon 802 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe açığımız yılın tamamında yalnızca 139,1 milyar lira oldu. Toplamda 171,8 milyar lira faiz dışı fazla verdik. COVID-19 salgını, emtia ve enerji fiyatlarındaki artışlara rağmen 4 yılın ardından yeniden faiz dışı fazla vermeyi başardık” şeklinde konuştu.

    Bütçe açığını 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinden devraldıklarını söyleyen Erdoğan, bu açığı 2022 yılında yüzde 1’e düşürdüklerini belirterek, “Bu yıl ayrıca faiz harcamalarının bütçe içindeki payını da azalttık.. Bütçede yakaladığımız güçlü gelir performansını sağlamak için ne vergi artırdık ne yeni vergi getirdik. Tam aksine yükleri düşürdük. Uluslararası kuruluşlar büyümeyi de açıklıyorlar. Şu anda büyümede 5,5’i yakalamış durumdayız” açıklamasını yaptı.

    İkinci el konutlarla ilgili destek olmak için bir çalışmanın ayrıca yapılacağını açıklayan Erdoğan, ”Projenin planlama aşaması devam ediyor. Önceliği ilk evini alacaklar vatandaşlarımıza yeni konut arzına veriyoruz. Bununla birlikte üretim ve istihdamı da artırmak istiyoruz. Bu tabii seçim sonrası atılacak bir adım. Bizim tabii bu konuda ciddi bir tecrübemiz var. Orta gelirliye destek olacağız dedik, yaptık. 21 ilde Roman vatandaşlarımıza özel proje için hazırlık yapıyoruz. Her vatandaşımızı uygun ödeme koşullarıyla ev sahibi yapmak istiyoruz. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı konut projesini yaptık. Bunu ilk biz yaptık ve 20 yıldır da yapıyoruz. Yeni projeleri de hayata geçirmekten geri durmayacağız” ifadelerini kullandı.

    2023’ün ilk çeyreğinde Karadeniz gazını vatandaşlarla buluşması için tüm çalışmaların 7/24 esasıyla devam ettiğine dikkat çeken Erdoğan, sahada yaklaşık 10 bin kişi çalıştığını, denizde 50’den fazla geminin operasyonlarını sürdürdüğünü kaydetti. Derin denizde boru ve kordon bağı seriminin tamamlandığını söyleyen Erdoğan, ”Derin deniz ana kordon hattının nihai etütlerine de başlandı. Yavuz ve Kanuni gemileri kuyuların alt ve üst tamamlama işlemlerini gerçekleştiriyor” dedi.

    İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu sürecini terörizmle mücadelede kapsamlı bir işbirliği tesis edilmesi için bir fırsat olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, ”Bize 127 teröristi iade edin dedik İsveç, anayasa değişikliğini yaptıktan sonra biz süreci işleteceğiz, dedi. Sayın Başbakan geldi gayet güzel görüşmelerimiz oldu. Yeni İsveç hükümetinden aldığımız mesajlar, İsveç’te terörle mücadele anlamında bir anlayış değişikliğinin başlayabileceğine işaret ediyordu. Ancak verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini gördük. Terör örgütü faaliyetlerinin devam ettiğini gördük. Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar ortada. Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açılmasına dahi gerek duymadılar. İsveç, terör örgütleri mensuplarının güvenli limanı haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Mutabakat zaptı bizim yol haritamızdır. Buradaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi önceliğimizdir” ifadelerini kullandı.

    Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde son dönemde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden de endişe duyduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan saldırıya İsveç’in seyirci kalmasını kabul edemeyiz. Sonrasında Hollanda’da benzer bir eylemin yapılmasını da tesadüf olarak görmüyoruz. Kutsal değerlerimize hakaret eden bu eylemlere duyarsız kalınması, güvenlik güçlerinin bunları kordon altına alması neyle izah edilebilir? Bizler bunları en güçlü şekilde kınadık. Bunu İsveç’in halletmesi lazım. İsveç’ten ülkede yaşayan tüm grupların inançlarına saygı göstermesini ve terörle mücadele konusunda samimi adımlar atmasını bekliyoruz. An itibarıyla İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Öte yandan Finlandiya’nın durumunu farklı değerlendiriyoruz. Finlandiya eğer şu an olduğu gibi süreci işletirse parlamentomuz açık olduğunda üzerimize düşeni yerine getiririz” dedi.

    Türkiye’nin terörle mücadelesinin Suriye’nin toprak bütünlüğüne de katkıda bulunduğunu söyleyen Erdoğan, . Rejimin bunu farkına varması gerektiğine dikkat çekti. Suriye’nin geleceğinin ipotek altına girmemesi için terör örgütlerinin tutumuna karşı mücadele edilmesi gerekliliğine vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi:
    “Biz Suriye’nin kuzeyinde tavizsiz yolumuza devam ettik. Kademeli dediğimiz olayda da Rusya-Türkiye-Suriye olarak üçlü bir toplantı düzenleyelim ve istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin bu işin başarıyla sonuçlanmasıyla da Dışişleri bakanları bir araya gelsin, nihayetinde de liderler bir araya gelsin. Bu gelişmelerden de İran’ı haberdar edelim dedik. Biz her anlamda ulusal güvenliğimizi koruma anlamında gereken önlemi alırız. Geri dönüşlerin güvenli olması gerekiyor. Biz o briket evleri boşuna yapmadık. İstedik ki gönüllü dönüşler başlasın ve Suriye’de BM ilkeleri temelinde geri dönüşlerin sağlanması için şartların oluşturulması gerekiyor. Bu da başladı. Şu anda 400-500 bine yakın mülteci Suriye’ye dönmeye başladı. Rusya ve Ukrayna liderleriyle ihtiyaç anında sık sık görüşüyorum.

    Lider diplomasisi dediğim bu görüşmelerde onlar da arzulu. Bu görüşmeleri yapmazsak netice almamız mümkün değil. Kişisel ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte dünya görmüş olmalı. İnisiyatif alma konusunda hiçbir Avrupa ülkesi bizim kadar cesur olamadı. Tahıl koridoru, esir değişimi, nükleer santralin güvenliği ve insani yardımlar konusunda hep çözümün bir parçası olduk. Arabuluculuk görevini üstlenmeye her zaman hazırız. Barışa dair umutlarımı kaybetmiş olsaydım; tahıl koridoru açılmazdı, esir değişimi yaşanmazdı. Yunanistan’ın son dönemde Türkiye’ye yönelik tutumunun izahı da kabulü de mümkün değil. Bu tutum, komşuluk ilişkilerine de müttefikliğe de aykırı. Yunanistan’ın esas rahatsızlığı Türkiye’nin küresel düzeyde yükselen profili. Yunanistan’ın hukuk dışı adımlarına verdiğimiz yanıtlar karşısında çaresiz kalan Yunan tarafı akıl dışı yöntemlere sığınıyor. Yunanistan’ın hava ihlali iddialarını dayandırabileceği bir temel yok. Asıl Yunanistan, hava sahamızı, uçaklarımızı ve balıkçılarımızı taciz ederek tansiyonu yükseltiyor. Bu eylemleri hava kuvvetlerimiz ve sahil güvenliğimiz yanıtsız bırakmıyor.”

    Türkiye’nin savunma sanayi başarısının Yunanistan’ı rahatsız ettiğini ifade eden Erdoğan, ”‘Tayfun’ deyince panikliyorlar. Biz kendi hazırlıklarımızı yapmayacak mıyız? Şu anda 560 km menzili var ama ben diyorum ki bu yetmez. Bunu 1000 km’ye çıkaracaksınız. Bizim attığımız adım bu. Ülkemizin güvenliğine yönelik eylemlere karşı elimiz bağlı oturmamız mümkün değil. Bunlara cevap vermeyi sürdüreceğiz. İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncı’larımız ve hepsinden öte KIZILELMA’mız bunlar önemli. İnşallah GÖKBEY de geliyor. Tüm bunlarla beraber silahlı kuvvetlerimiz çok güçlü hale gelecek.

    Ben bu muhalefeti anlamış değilim. Bu yaptıklarımız ülkemizi korumak için. Bunların adı üstünde ‘savunma’ sanayii. Bunları yaparken onlardan izin mi alacağız? Onlar da bu yaptıklarımızı beğenecekler. Biz savunma sanayiinde ciddi manada ihracat yapıyoruz. İhracatta da iyi bir yere yerleştik. İktidara geldiğimizde hedefimizi tam bağımsız savunma sanayii olarak belirlemiştik. Şimdi bunu adım adım gerçekleştiriyoruz. Bunda emeği geçenleri tebrik ediyorum. Başta Baykar olmak üzere, TUSAŞ olmak üzere. Benim ülkem bu muhalefetin anlayışına kalırsa bir toplu iğneyi bile üretemezler. Ama artık onların hepsi geride kaldı. Savunma sanayii sektöründe 2002’de 56 firma faaliyet gösterirken bugün bu sayı 2 bin 705’e yükseldi. Burada çeşitliliğin ve rekabetin önünü açan biz olduk” dedi.

    Şu an itibarıyla 10-15 ülkenin parlamentosunun Nobel Barış Ödülü adaylığıyla ilgili bir adım attığını söyleyen Erdoğan, “Karşımızda İsveç var. Onlar bu konuda nasıl bir tavır takınırlar bunu bilemem. Rusya-Ukrayna savaşında attığımız adımlar ve elde edilen başarı dünya barışına katkı sağlamakta. Bölgemizde ve ötesinde her zaman barış, huzur ve istikrar için durmadan gayret göstermeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

    Erdoğan, bir soru üzerine “Atarken en çok heyecan duyduğum imza Ayasofya. Açmak bize nasip oldu. Üstat Necip Fazıl’ın o kararlılığını orada yaşadık. Ayasofya’yı açmak Allah’a hamdolsun bize nasip oldu. Nasıl duygulanmayayım” dedi.

    Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Erbakan hocamızın vaatlerini gerçekleştirmiş olmamıza rağmen şu anda birilerinin farklı zeminde, bu adımlara karşı olanlarla birlikte olmaları insanı ciddi manada yıkıyor.”

  • “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”

    “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”

    6’lı masa İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde 11’inci kez toplandı. Toplantıya CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi genel başkanları katıldı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “Liderler Buluşması”na makam araçlarıyla ayrı ayrı gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu parti genel merkezinin kapısında karşıladı.

    Basına kapalı olarak yapılan toplantı 9 saat sürdü. “Aday ismi” çıkmayan toplantının ardından yapılan ortak açıklamada adayın nasıl belirleneceği konusu yer aldı.

    İlk kez “Millet İttifakı” vurgusunun yapıldığı açıklamada, “Toplantımızda son olarak Millet İttifakı’nın seçeceği Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğimizi konuştuk. Cumhurbaşkanı adayını belirleme konusunda altı siyasi partinin istişare, uzlaşı ve halkın tercihlerini yansıtacak şekilde çalıştığını buradan duyurmak isteriz. Halkımız müsterih olsun, altı parti bu görevi layıkıyla tamamlayacaktır” denildi.

    Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayına ilişkin, “Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı’nın parlamenter sisteme inanmış, temel hak ve özgürlüklerin yanında, demokrasi aşıklarının adayı olacağı” görüşüne yer verildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerde yeniden aday olmasına ilişkin dikkat çekici ifadelerin yer aldığı açıklamada, “TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir. Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.” denildi.

    Toplantıda, 6’lı liderin 30 Ocak’ta kamuoyu ile paylaşılacak Ortak Politikalar Mutabakat Metni konusunda da anlaşmaya vardığı belirtildi.

    Bir sonraki toplantının Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde 13 Şubat’ta yapılacağı kaydedildi.

    Kritik liderler buluşması öncesinde CHP’li büyükşehir belediye başkanları, CHP Genel Merkezi’ndeydi.

    Belediye Başkanları CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu ile 1 buçuk saat görüştü.

    Edinilen bilgiye göre, görüşmede adaylık konusunda Kılıçdaroğlu’na tam destek veren başkanlar ayrıca 6’lı masanın adayının bir an önce ilan edilmesini talep etti.

  • Altılı Masa’da 11’inci toplantı

    Altılı Masa’da 11’inci toplantı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan oluşan Altılı Masa, 11’inci kez bir araya geldi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantı sonrası altı liderin ortak bir basın metni yayımlaması bekleniyor.