Etiket: 6lı masa

  • Muharrem İnce: “Altılı masanın kafası karışık”

    Muharrem İnce: “Altılı masanın kafası karışık”

    Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Düzce ziyaretlerinin ardından Bolu’da da esnaf ziyareti yaptı. İzzet Baysal Caddesi boyunca esnaflara ‘hayırlı işler’ dileklerinde bulunan İnce, sonrasında vatandaşlarla sohbet etti. Seçim tarihinin belli olmasının ardından İnce, Bolu’dan Cumhurbaşkanı adaylarına seslendi.

    “Bir an önce adaylar ortaya çıkmalıdır”
    Cumhurbaşkanı adaylarının bir an önce ortaya çıkmaları gerektiğini vurgulayan Muharrem İnce, “Seçim tarihi belli oldu,14 Mayıs. Siyasi partilerin göstereceği adaylar olacak. Yüz bin imzayla aday olmak isteyenler olacak. Benim bir teklifim var, bir an önce altılı masaya önerim şu; geçen dönem beni 51 gün kala aday yaptılar 13 tane vilayete gidemedim, yetişmedi, zaman yetmedi. Büyük ilçelerin hiçbirine gidemedim. Bence bir an önce adaylar ortaya çıkmalıdır. Seçime 115 gün civarında zaman var” dedi.

    “Hepsine hodri meydan diyorum”
    Seçimlerde sadece milletin vicdanına güvenmek istediklerini belirten İnce, “Bir teklifim daha var; cumhurbaşkanı adayı olmak isteyenler televizyonlarda milletin önünde tartışsınlar. Ekonomiyi konuşsunlar, sığınmacıları konuşsunlar, tarımı konuşsunlar, dış politikayı konuşsunlar, eğitimi konuşsunlar. Ben bütün cumhurbaşkanı adaylarına buradan, Bolu’dan açık çağrıda bulunuyorum. İstediğiniz televizyon kanalında, istediğiniz saatte Memleket Partisi’nin genel başkanı olarak ben hazırım. Millet karar versin. Yani, medyanın bir kısmını iktidar almış, bir kısmını muhalefet almış, bize hiç yer yok. Medyada yer yok. Hazine parası da yok. Hazineden milyonları alacaklar şimdi. Belediyeler var. Biz sadece milletimizin vicdanına güvenmek istiyoruz. Bütün cumhurbaşkanı adaylarını televizyonlarda tartışmaya davet ediyorum. Bunda kaçacak bir şey yok. Gençlerin umutlarını nasıl yeteceğiz? Esnafın yüzünü nasıl güldüreceğiz? Tarımı yeniden nasıl ayağa kaldıracağız? Bu sığınmacıları nasıl göndereceğiz? Herkes, bütün cumhurbaşkanı adayları konuşsun, millet de dinlesin kararını versin. Hepsine hodri meydan diyorum” diye konuştu.

    “Altılı masanın kafası karışık, 6 günde dağılırlar”
    Altılı masanın kafasının karışık olduğunu ifade eden İnce, “Birisi Türklüğü kaldırıyor, birisi tarikatların önünü açıyor. Bunlarla bu iş olmaz birisi İstanbul Sözleşmesini kabul ediyor, öbürü etmiyor. Biri Libya Tezkeresine evet diyor, öbürü hayır diyor. Bunlar 6 günde dağılırlar. Onun için biz ne Cumhur ne Millet tek yol Memleket diyoruz. Memleket Partisi olarak sadece gönüllülerin gücüyle, hazine parası olmadan, belediye parası olmadan, müteahhit parası olmadan, sokak sokak Türkiye’yi dolaşıyoruz, takdir milletimizindir. Tekrar söylüyorum, bütün cumhurbaşkanı adaylarını televizyonlarda tartışmaya, eski günlerdeki gibi, Demirel il Ecevit tartışıyordu. Bizde dinliyorduk. Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller tartışıyordu, bizde dinliyorduk. Kararımızı ona göre veriyorduk. Televizyonlarda tartışmaya davet ediyorum hepsini” şeklinde konuştu.

    “Kemal Kılıçdaroğlu beni etkileyemiyor”
    İnce’nin açıklamalarının ardından konuşan Şerafettin Yücer isimli bir vatandaş ise, “Muharrem İnce’nin açıklamaları çok etkileyici. Kısa konuşması beni çok etkiliyor. Kemal Kılıçdaroğlu beni etkileyemiyor. Ben 63 yaşında bir emekliyim, şu adamın şurada 3 dakika konuşması beni etkiledi” ifadelerine yer verdi.

  • AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten “6’lı masa” sözleri

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten “6’lı masa” sözleri

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Kurulu Yönetme (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.
    Muhalefetin bir anayasa taslağını açıkladığını hatırlatan Çelik, “Bu anayasa taslağında hem Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor, hem Başbakanlık tarafından seçiliyor ama Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanının hiçbir şeye karışmayacağını hatta görev süresini tamamladıktan sonra hiçbir siyasi partiye üye bile olmayacağını iddia eden apolitik bir yaklaşım söz konusu. Kafalarında cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yok. Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başbakan arasında ağır bir siyasi tartışmanın her an orada bir nükleer bomba gibi durduğu bir modeli ortaya çıkarır, devlet çekirdeği Cumhurbaşkanı, Başbakan geriliminde ortadan ikiye bölünür ve Türkiye’de o ortadan ikiye bölünmede geçmişten daha tehlikeli daha acı vesayet türleri hem siyasi hayatımızı kuşatır hem demokrasimizi felç eder. Dolayısıyla bu model bu şekilde ortaya sunulan model sivil siyaseti demokratik kazanımları ileriye götüren bir yaklaşım değil, sivil siyaseti felç eden demokratik kazananları yok eden bir yaklaşımdır. Bu modelin nasıl uygulanacağına dair bu geçiş döneminde kendilerinin kafasındaki geçiş döneminde bir yaklaşım ortaya koydular. Orada da net bir şekilde şunu söylüyorlar ‘Cumhurbaşkanı bu 6 kişinin ya da daha fazlasının neyse onayını almadan herhangi bir siyasi karar alamayacak ve herhangi bir şekilde atama yapamayacak’. Atama yaparlarsa ne olur ? O zaman mutabakat bozulur. Ülke seçime gider. Bu şekildeki bir model demokratik bir model değil. Bu model bir polit büro modeli ve kendi Cumhurbaşkanı adaylarını şimdiden etkisiz eleman olarak kendilerinin kuracağı bir denetleme iktidarının nesnesi olarak konumlandırdıklarını gösteriyor. Bu haliyle altılı eş başkanlık sistemidir. Cumhurbaşkanlığı olduğu zaman yedili eş başkanlık sistemi ya da masanın gizli ortağı varsa o da masada söz talep ettiğinde 8 ile 9’u Eş başkanlık sistemi olur” diye konuştu.

    Sözcü Çelik sistemle alakalı sözlerine şu şekilde devam etti:
    “Şimdi bunu eleştirdiğiniz zaman diyorlar ki işte bu aslında demokratik bir sistemdir bu bütün meselelerin istişareyle yürüyeceği bir şeydir. Şimdi devlet hayatı içerisinde ortak karar üretmenin, ortak karar almanın mekanizmaları belli güvenlik alanında Milli Güvenlik Kurulu var, ekonomik alanında başka alanlar var, Meclisin merkezde olduğu alanları var, anayasal düzen içerisinde ki durum belli şimdi bu yaklaşım anayasal düzeninin dışında siyasi bir paralel yapı ortaya çıkarıp anayasal düzenin bu siyasi paralel yapı tarafından o düzenin üstüne çıkarak denetlenmesi kısıtlanması çeşitli şekillerde ona bir sınır biçilmesi ona bir yön verilmesi anlamına geliyor. Şimdi bunu Türkiye eskiden gördü eskiden ne oluyordu eskiden seçilmiş hükümetin üstünde vesayet zamanlarında seçilmiş hükümetin üstünde parlamentonun üstünde Milli Güvenlik Kurulu konumlandıran, Milli Güvenlik kurumunu vesayet mekanizması haline getirip hükümetin üstünde bir yapı olarak konumlandıranlar vardı. Cumhurbaşkanlığı makamını, vesayet zamanlarından bahsediyorum. Seçilme hükümetin üzerinde seçilmiş hükümetin üzerinde, onun herhangi bir şekilde milli irade adına yönetirken yönetme kabiliyetlerini kısırlaştıran ve kısıtlayan bir yapı olarak işlevselleştirilmesini sağlayan dönemler yaşadı Türkiye. Anayasanın üzerinde sadece kendilerinin okuduğu kendilerinin yorumladığı Milli Güvenlik siyaset belgesine göre böyle deniyor diyerekten anayasanın üzerinde bir siyasallaşma öğretiyorlardı. Bütün bu şey içerisinde baktığınızda tablo içerisinde O vesayet dönemlerinin Türkiye’yi demokratik olarak nasıl büyük sıkıntıların içine soktu devlet millet ilişkisi açısından toplumsal dokumuzu Bozan kardeşliğimizi zedeleyen birlik ve bütünlüğümüzü delik deşik eden ne gibi sonuçlar doğurdu geçmişte çok görüldü. Devlet hayatının her tarafında gruplaşmaların milletten kopuk bir şekilde milletin üzerinden milletin seçtiklerinin üzerinde bir vesayet alanı olarak ortaya çıkmasının acı bedellerini darbeleri, vesayet dönemlerini memleket gördü. Devlet çekirdeğini nasıl bölündüğünü gördü devlet içerisindeki kavgaların milletin hayatına ve ülkenin geleceğine nelere mal olduğunu gördü. Şimdi bu modelin o modellerine farkı var? Oradaki milletin seçtiğinin milletin verdiği yetkiyle, milletin verdiği talimatla yönetimini kısıtlayan o modellemenin başka bir şekilde ortaya çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla bu bir siyasi politbüro modelidir. Buradan demokratik bir şey çıkmaz. “

    “Buradan güçlendirilmiş bir parlamenter sistemde çıkmıyor”
    Muhalefetin güçlendirilmiş bir parlamenter sistem olduğunu belirten Çelik, “Buradan güçlendirilmiş bir parlamenter sistemde çıkmıyor. Bütün yönetim mekanizması geliyor oradaki bir altı yedi sekiz neyse işte o kadar kişilik bir yapının iş dengelerine mahkum ediliyor. O yapının işten engelleri içerisinde yani siyasi sistem, memleketi yönetmek ülkenin sorunlarını çözmek yerine o yapının dengelerini yönetmek üzere kodlanmış oluyor o şekilde işlevselleştirilmiş oluyor. Dolayısıyla ortaya çıkan bu tablo demokrasimizi felç edecek demokratik kazanımlarımızın tamamını ortadan kaldıracak ve büyük devlet krizleri ortaya çıkaracak milletin geleceğinden çok şey çalacak bir yaklaşımdır. Ondan sonra bunun tahsil edilmesi için bir sürü yeni ek şeyler koyuldu. O vesayet yazılımına yeni aplikasyonlar eklendi. Ama ortaya çıkan tablo şudur buradan demokratik bir model çıkmıyor. Bu kadar ki toplantıdan sonra haklı olarak kamuoyu da bir demokrasi hakkında bir şey söyleyecekler mi ya da geçmişte o masada geçmişte parlamenter sistem varken, parlamenter sistemin iyi işlemesini felç eden her türlü vesayeti tahrik eden siyasi parti var. Masaya liderlik ediyor, onun geçmişteki vesayet modelinden kurtulmasına dönük ne gibi bir tecrübenin içinden geçerek ne tür sonuçlar çıkardığını, iyi kötü herkes merak ediyordu. Sonuç olarak ne olmuş retorik değişmiş şekil değişmiş, ama içerik aynen kalmış hiçbir şekilde Türkiye’nin sorunlarıyla yüzleşemeyecek Türkiye’nin geleceğine hiçbir katkısı olmayacak. Bu haliyle de zaten milletten herhangi bir şekilde onay alamayacak bir yapının ortaya çıktığını görüyoruz” diye konuştu.

    Mültecilerle ilgili yeni yılda da gündemin devam ettiğini aktaran Çelik, “Akdeniz ve Avrupa’ya ulaşmaya çalışmaya dönük birtakım vahşi şekilde görülmeye devam ediyor. 1951 Mülteci Sözleşmesi’nin geri gönderme ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Toplu sınır dışı etme yasağının ihlali anlamına gelmektedir. Adil yargılanma hakkı temelindeki bütün hükümlere aykırı bir uygulamadır. AB sığınma yasasında, temel haklar şartında tarif edilen bütün ilke ve prensiplerin ihlali anlamına gelmektedir.
    Akdeniz, Frontex işbirliğiyle ölümden kaçan insanlara mezar haline getirilmektedir. Bunlara işkence ederek bu uygulamaları devam ettiriyorlar. Aynı zamanda işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden bir yaklaşımdır.

    Bu yıl da daha da vahşi bir şekilde devam etmesi karşısında AB’ye bir uyarı daha yapıyoruz. Yunanistan, Frontex işbirliği temelindeki bu zulüm sizin bütün yaklaşımlarınızı berhava etmektedir” şeklinde konuştu.

  • Bakan Bozdağ’dan 6’lı masa eleştirisi

    Bakan Bozdağ’dan 6’lı masa eleştirisi

    Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gazetecilerin 6’lı masaya yönelik sorularını cevaplandırdı. 6’lı masadakilerin Türkiye’ye eli ayağı bağlı bir cumhurbaşkanı seçtirmeyi vaat ettiklerini söyleyen Bakan Bozdağ, “Şimdi baktığınızda altılı masadakiler diyorlar ki cumhurbaşkanı bizim rızamızı almadan iş yapmayacak. Halka diyorlar ki bize itaat edecek. Bizim rızamızı alarak iş yapacak. Bizim emir erimiz gibi hareket edecek. Anayasadaki yetki ve görevlerini bizim kullanmamıza izin verecek bir cumhurbaşkanı size vaat ediyoruz diyorlar. Eğer cumhurbaşkanı seçilir de bizim dediklerimize uymazsa yasamayla ya da seçimle cumhurbaşkanını tehdit etmeyi vaat ediyoruz diyorlar. Kriz çıkarmayı, kavga çıkarmayı, kaos çıkarmayı millete vaat ediyorlar. Türkiye’ye eli, ayağı bağlı bir cumhurbaşkanı seçtirmeyi vaat ediyorlar. Türkiye’de siyasi istikrarsız, istikrarsızlık vaat ediyorlar. Yani seçime giderken milletten bizim yöneteceğimiz bir cumhurbaşkanı seçin diyorlar. Yani yönetmeyi vaat ediyorlar. Türkiye’yi yönetecek dirayetli bir cumhurbaşkanı vaat etmiyorlar. Yönetebilecekleri bir cumhurbaşkanı vaat ediyorlar. İşin doğrusu altılı masadakilerin emir eri gibi onların talimatlarına uyacak iradesiz, kudretsiz, zayıf, eli ayağı bağlı kukla bir cumhurbaşkanı vaat ediyorlar. Ben aziz Türk milletinin eli ayağı, ağzı bağlı, altılı masadaki liderlerinin ağzının içine bakan onların karşısında esas duruşa geçen iradesiz, zayıf, kukla birini cumhurbaşkanı seçeceğine ihtimal vermiyorum. İnşallah aziz Türk milleti sandıkta bu kuklacıları da kuklalarının da hesabını görecektir” dedi.

    “Altılı masanın hesabını sandıkta halkımız görecektir”
    Milletin dirayetli bir cumhurbaşkanı istediğini vurgulayan Bakan Bozdağ, “Hele Sayın Cumhurbaşkanımız gibi bir dünyaya meydan okuyan bu milletin menfaati için her şeyi göze alan böylesi dirayetli bir cumhurbaşkanı varken onun bunun kuklalığını kabul etmiş birine halkımızın ben itibar edeceklerine, izin vereceklerine ihtimal vermiyorum. Bırakın bir ülkeyi bir ticaret odası, bir dernek, bir vakıf, bir bakkal bile başkansız yönetilemiyor. Bunlar başkansız başsız bir yönetim vaat ediyorlar. Başsız bir yönetim olur mu? Başkansız bir yönetim olur mu? Şimdiden de kavga çıkarsa tehdit ediyorlar. Değil mi? Seçime gideriz. Elini ayağını bağlarız. Şöyle yaparız, böyle yaparız diye de konuşuyorlar. Allah bunlara fırsat vermesin. Yani Türkiye’nin kavgaya ihtiyacı yok. Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. İstikrara ihtiyacı var ve istikamete ihtiyacı var. Bunlar Türkiye’nin huzurunu, istikametini, istikrarını bozmak istiyorlar. Türk milleti buna izin vermeyecektir. Altılı masanın hesabını sandıkta halkımız görecektir inşallah” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘Cümbüş Masası’ benzetmesi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘Cümbüş Masası’ benzetmesi

    Muğla’da toplu açılışa katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tören sonrası muhtarlar ve STK temsilcileri ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, “Muhtar bile olamaz, manşetlerinin atıldığı karanlık günlerden milletimizin iradesi ile hamdolsun Cumhurbaşkanlığı makamına geldik. Aslında bu başlığı atanlar benim muhtar kardeşlerimize hakaret ediyorlar. Yani muhtarlık öyle yüce bir makam değil diyorlar. Ama Rabbim öyle bir makam milletimin lütfuyla işte Cumhurbaşkanlığı makamına geldik. Allah’ın yardımı ve insanlarımızın desteğiyle cumhurbaşkanı olarak ülkemize hizmet etme şerefine nail olduk” diye konuştu.

    “Muhtarlarımıza sahip çıktık”

    “Milli irademizin uç beyleri olarak gördüğümüz muhtarlarımızın yetkilerini güçlendirmeye özlük haklarını genişletmeye özel önem verdik.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhtarlarımızdan gelen talep doğrultusunda 29 Ekim tarihini Muhtarlar Günü ilan ettik. Muhtarlarımızın özlük ve mali haklarını iyileştirilmesi, SGK primlerinin devlet tarafından ödenmesi, maaşların yükseltilmesi, silah ruhsatları muafiyetine, tek tip muhtar kimliği, elektriklerinin konut tarifesine çevrilmesine kadar çok sayıda adım attık. Göreve geldiğimizde 97 TL olan muhtar ödeneğini 8 bin 506 liraya yükselttik. Bunların haricinde sayısız düzenlemeyi hayata geçirerek muhtarlarımızın yanında olduk. Aynı şekilde esnaf ve sanatkarlarımızın temsilcileri ile yakın mesai içinde olduk. Kendisi de esnaflıktan gelen bir kardeşiniz olarak bundan sonra da ülkemize hizmet mücadelesine devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Yürütmedeki çift başlılığı çözüme kavuşturduk”

    Erdoğan, “Uzun yıllar sonra ilk defa ülkemizde siyasi istikrarın sağlanması ile birlikte, ekonomik büyüme sağlanmış ve uluslararası alanda ülkemizin itibarı artmıştır. Türkiye iç siyasette istikrarı sağladıkça, dışarıda da daha aktif politikalar yürütmede kararlıdır. Bugün terör örgütlerinin başını içeride ve dışarıda ezebilmemizin, Ege ve Doğu Akdeniz’de çıkarlarımızı cesurca savunabilmemizin, yurtdışındaki vatandaşlarımızın haklarını koruyabilmemizin kısacası kazandığımız tüm başarıların en büyük sebebi güçlü bir siyasetin varlığıdır. Milletimizi çok ağır bedeller ödetmiş yürütmede çift başlılığı çözüme kavuşturduk. Son dönemde karşılaştığımız tüm krizlerde bu reformların ne kadar isabetli olduğunu gördük. Rakiplerimiz ve düşmanlarımız da bunu görüyor ve kabul ediyor” ifadelerini kullandı.

    “Cümbüş masası”

    Millet İttifakı tarafından yürütülen 6’lı masayı da eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde siyasi istikrarı bozacak her adım milletimizin hayrına olması mümkün değildi. Siyasi istikrarın alternatifi çok seslilik değil, kargaşadır, kavgadır, herkesin ayrı telden çaldığı bir cümbüş masasıdır. Ülkemizde güven ve istikrarın teminatı olan kazanımların kaybedilmesi demek, Türkiye’nin tekrar eski kötü günlerine dönmesi demektir. Giderek daha belirgin şekilde kavganın, entrikanın eksik olmadığı bir kriz masasına dönüşen altılı masanın ülkemize vaat ettiği sistem işte böyle bir yönetim modelidir. Tamamen siyaset mühendisliği ürünü olan bu derme çatma yapı her hafta patlak veren kavgalarıyla tasavvur ve taahhüt ettiği yönetim modelini uygulamalı olarak milletimize göstermektedir. Türkiye’yi neler beklediğini, ülkemizi nasıl bir girdaba sürükleneceğini bu tabloya bakarak anlamak mümkündür.

    Hâlbuki bunların bira araya gelme amacı seçimlerde bizimle yarışacak bir aday belirlemekti. Aylardır yaptığımız samimi çağrılara rağmen bizimle aşık atacak, er meydanında bizimle yarışacak birisini bir türlü karşımıza çıkaramadılar. Her şeyi söylediler ama bir tek adaylarının ismini söyleyemediler. Onca toplantının sonunda şimdi de uzaktan kumanda ile yönetilen bir cumhurbaşkanından bahsediyorlar. Sandıkta en az 25-30 milyon oy alarak seçilecek bir cumhurbaşkanını çoğu tabela partisinden hallice bir grup genel başkanın emir eri yapmaya, millete eşitlikçi demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar. Biz ülkeyi ve milleti vesayetin boyunduruğumdan kurtarmakla övünüyoruz. Onlar ülkeyi ve milleti yeni bir vesayete sokma vaadiyle ortaya çıkıyorlar. Halkın huzuruna vaat olarak kriz senaryolarıyla çıkmak dünyada ancak bizim kafası karışıklar kulübü kıvamındaki muhalefetimizin göze alabileceği bir kifayetsizliktir. Millete ‘sen oy ver ama ülkeyi ve cumhurbaşkanını biz yönetelim’ demek, insanımızın aklıyla resmen alay etmek demektir. Nefesleri daha ne kadar yeter o günleri görebilirler mi bilmiyoruz ama 4-5 ay sonra yapılacak seçimlerde bu menfaat ortaklığı, bu kapkaç siyaseti tamamen tasfiye olacaktır” dedi.

  • Ekrem Alfatlı’dan CHP’ye tepki

    Ekrem Alfatlı’dan CHP’ye tepki

    Alfatlı, Bursa Birlik Partisi tarafından gerçekleştirilen basın buluşmalarının ikincisinde İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, CHP’den altılı masaya, Türkiye’nin ekonomisinden 2023 seçimlerine kadar bir çok konuya değindi.

    Türkiye’nin 100. yılı olması sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir vizyon belgesi ortaya konulduğunu hatırlatan BBP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı, Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin de bu vizyon belgesinde iştirak ettiğini söyledi.

    Hemen bunun arkasından bir vizyon belgesinin de CHP tarafından gündeme geldiğini ifade eden Alfatlı, “Bakıldığı zaman aslında Türkiye’nin meseleleriyle ilgili söz söyleme kabiliyeti ve iradesi olanların her şeyden önce milli, yerli ve Türkiye’nin içinde olması gerekir. Ayrıca Türkiye’nin gerçeklerini bilen insanların olması gerekiyor. Verilerden, rakamlardan ve yaşanmışlıklardan hareketle Türk Ekonomisi’ni okumak ve kötü ligde göstermeye çalışmak aslında vizyonsuzluğun göstergesidir. İktisatta ve ekonomide varsayımlar ve gerçekler vardır. Türkiye, 10 yılda bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Yakın zamanda pandemi sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bölgemizde Rusya ve Ukrayna arasında bir savaş var. Onun dışında da emperyalist ülkelerin özellikle de Amerika başta olmak üzere Türkiye’yi baskılayan ve Türkiye’nin aleyhine olan türlü çalışmalar var. Bunları yok farz ederek, sadece rakamlar üzerinden hele de Amerika Birleşik Devletleri ve Ankara’dan bağlanmak suretiyle, Türkiye ekonomisine ve Türkiye’deki iktisatçılara ayar vermeye çalışılmasını asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Türkiye’nin gerçekleriyle ilgili ortaya koyulacak bir şey varsa konulsun. Çözüm önerilerini de ortaya koysunlar. Türkiye’ye emperyalist güçlerin yaptığı baskıyı yok farz eden bu anlayışın tam da Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışan bir vizyonsuzluk projesi olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

    “Türkiye, uyuşturucu, terör ve kara para ile en fazla mücadele eden ülkedir”

    Altılı masanın seçimlerde başarılı olamayacağını kaydeden Alfatlı, “Buna tabiki milletimiz karar verecektir. Milletimiz CHP vizyon projesindeki tabloyu gördükten sonra, görselliğinin dışında içeriğinin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu, vatandaşa dokunmadığını görecek. Vizyon projesi, IMF ve ABD’nin politikaları ile ABD’nin dünyayı inim inim inleten yaklaşımı ve emperyalizmin ayak izleri olarak ortaya çıkmıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Ben temiz parayı getireceğim’ diyor. Paranın temizini veya karasını nasıl ayırt ediyor. Demek ki, kendisin de paranın temizini ve kirlisini ayırma makinesi var. Türkiye’deki şu an bütün paralar temizdir. Türkiye’yi başka yerlere şikayet etme, küçük düşürme ve uluslararası arenada zora düşürme yaklaşımları boştur. Türkiye, uyuşturucu, terörle ve kara para ile en fazla mücadele eden ülkedir. Bu anlamda emeği geçen emniyet güçlerimize haksızlık yapılmaması gerekmektedir” dedi.

    “Vatanını, milletini seven herkes altılı masanın hedeflerini görmeli”

    İYİ Parti’nin ilk çıkışı ile şu anki istikametinin çok farklı yerlerde olduğunu dikkat çeken Alfatlı, “İyi Parti kuruluş itibariyle milliyetçi, ülkücü ve vatansever siyasi partidir. Kendi iç mekanizmalarında dışa yansımalarını görüyoruz. Gerçekten vatanını, milletini ve bayrağını seven herkesin bir şekilde sağına, soluna, önüne ve arkasına bakıp, altılı masa tarafından Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğini görmesi gerekmektedir. PKK terör örgütünün sözde siyasi uzantısı olan partinin, Gazi Meclis’te ve her platformda askerimizi, bayrağımızı, polisimizi ve Türkiye’nin tüm değerlerini kötülediğini görüyoruz. Altılı masadaki herkesin HDP’nin yanında olduğunu biliyoruz. Bunlarla ilgili milliyetçi, vatansever ve ülkücü kardeşlerimizin tepki göstermesini bekliyoruz. Bütün milletimiz bunu bekliyor” diye konuştu.

    “2023 sonrasında Türkiye’nin faklı liglere sıçrayacağını düşünüyorum”

    Salgın döneminin bütün dünyayı ekonomik olarak derinden sarstığını belirten Alfatlı, “Türkiye son dönemde üretim, istihdam, yatırım ve ihracat odaklı büyüme modeli ile örnek olacaktır. Bütün dünyanın geleceği bir yöntemdir. Başka çare yoktur. Türkiye’nin petrol ve doğalgaz gibi doğal kaynakları yok. Ancak son dönemdeki, enerji ve doğalgazla ilgili eksikliklerinin faturasını ödüyoruz. Özellikle Rusya ve Ukrayna savaşı ile birlikte enerjiye ödediğimiz ekstra para yaklaşık 50 milyar dolar civarındadır. Bütçe açığımız ve dış ticaret açığımız da buradan kaynaklanmaktadır. İnşallah, 2023 yılında bu yapılan çalışmalarla doğalgazında hanelerde kullanılacağına inanıyoruz. Çeşitli faktörlere bağlı olarak bir hayat pahalılığı var.

    Bunun sebeplerini saatlerce konuşabiliriz. Enflasyonun yarası var. Enflasyon da gelirliden alır, başka kesimlere aktarır. Bunun düzeltilmesi için hükümet tarafından da 3600 ek gösterge, EYT, asgari ücret iyileştirmesi, diğer sosyal yardımlarla çalışmalar yapılıyor. 2023 ve sonrasında ben Türkiye’nin faklı liglere sıçrayacağını düşünüyorum. 2023 seçimleri; savunma sanayisi, ABD’nin tutumu, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele noktasında çok önemlidir. Milletimizin teveccühleriyle de 2023 seçimlerinde hem Cumhurbaşkanlığında, hem de TBMM’de Cumhur İttifakı’nın kazanacağına inananlardanım. Biz BBP olarak alanlardayız” dedi.

  • Devlet Bahçeli: 6’lı masa ile ilgili konuştu

    Devlet Bahçeli: 6’lı masa ile ilgili konuştu

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de gazetecilerin 6’lı masa ile ilgili soruyu cevapladı. Bahçeli, gazetecilerin 6’lı masa Cumhurbaşkanı adayı için anket yapacağını belirterek, ‘Oyunuzu kime verirsiniz?’ sorusunu yöneltmeleri üzerine, “Eğer birisi bana anketle gelirse, ‘Böyle böyle altı kişi anket yapıyoruz siz kime evet dersiniz veya benimsersiniz?’ derse, tercihim sınıf arkadaşım” diye konuştu.

  • Fatih Erbakan’dan 6’lı masa eleştirisi

    Fatih Erbakan’dan 6’lı masa eleştirisi

    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen Bilecik 2. Olağan İl Kongresi’ne katıldı.

    Erbakan, iktidarın yanlışlarına defaatle dikkat çektiklerini bunun yanında çözüm önerilerini de ortaya koyduklarını belirterek, “İlk 100 gün icraatlerimiz, 81 ile yüzlerce proje ve Milli Kaynak kitaplarımızla sadece eleştiren değil çözüm ortaya koyan bir muhalefet anlayışı sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Birbirlerini masa altından tekmelemekle meşguller”

    Erbakan, hükümete yaptıkları eleştirilerin yanında, muhalefetin oluşturduğu 6’lı ittifaka da uyarılarda bulunduklarını kaydederek şöyle konuştu:

    “İktidar tarafına bunları anlatmaya çalışırken ‘altılı masa’ denilen tuhaf ve milletin derdine derman olmaktan uzak yapıdaki sıkıntılara da sık sık dikkat çekiyoruz. Ancak masadaki Sayın Genel başkanlardan birinin ifadesiyle, oradakiler masa altından birbirlerini tekmelemekle meşguller! Bakın geçtiğimiz pazar günü 6 birbirine benzemez bir altın günü için daha bir araya geldi. Yine bu toplantı sonunda bol bol resim, bol bol edebiyat, bol bol çay kahve. Ortada milletin derdine derman olacak bir çözüm önerisi var mı? Bu ekonomik krizden nasıl çıkacağımıza dair bir kaynak paketi var mı? Bunları geçtim bir Cumhurbaşkanı adayında bile uzlaşamıyorlar. 37 buluşmada bir arpa boyu yol alamayan ittifak üyeleri, iktidara gelecekler de. Muhalefetteyken aralarında anlaşamayanlar, masa altından birbirlerini tekmeleyenler iktidarda anlaşacaklar da Kim başbakan kim Cumhurbaşkanı, kim yardımcısı olacak diye karar verecekler de, birbirlerine diyet borçlarını ödeyecekler de, ülkeyi ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ dedikleri ve eskisinden ne farkının olduğunu bir türlü ortaya koyamadıkları, çift başlı düzene götürecekler de, memleketin meselelerini ele alacaklar da. Anadolu’da meşhur bir söz var; ölme eşeğim ölme. Okula giden çocuğuna kahvaltılık alamayan, çocuğuma süt alamadım diyen babalar, İstanbul’un göbeğinde emekli maaşı yetmediği için pazarda çürük sebze meyve alan emeklilerden iktidar bihaber ama masa başındakiler de milletin derdinden bihaber.”

    “Aileyi korumak için yuvaları yıkan 6284 sayılı kanunu kaldırılmalıdır”

    Toplumun temel yapı taşı ailenin küresel güçlerin hedefinde olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ailenin korunmasına yönelik atılacak adımları olumlu bulduklarını belirten Erbakan, “Biz geçtiğimiz hafta düzenlediğimiz ve tarihe not düştüğümüz, ‘Aileyi ve Milletimizi Koruma’ başlıklı basın toplantımızda; toplumumuzu ayakta tutan aileyi tehdit eden yapıları deşifre etmiş ve demiştik ki, ‘Irkçı Emperyalistler, insanları bir arada tutan en temel yapı taşı olan aileyi ve ailenin çekirdeğini oluşturan ‘kadın ve erkeği’ birbirinden koparıp dağıtmak istiyorlar’ Aile yapısını, birliğini bozup dağıttıktan sonra, doğal olarak sağlıklı toplum yapısı da sekteye uğrayacak ve ülkeler kolay yutulacak lokmalar haline gelecektir. İşte İstanbul Sözleşmesi doğrultusunda çıkarılan ‘6284 sayılı kanun’ da aile yapısının bozulması, yuvaların yıkılması için kullanılan en etkili silahlardandır. Adalet Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre; 6284 sayılı kanun sebebiyle son 5 yılda “1 milyon 973 bin” erkeğin evden uzaklaştırma cezası aldığı görülmektedir. Yani yaklaşık olarak 2 milyon aile ve dolayısıyla 10 milyon insan bu garabet kanun yüzünden mağdur olmuştur. Bu uygulamalarda en çok da ‘Kadın” ve “çocuklar” zarar görmüştür ve aslında aile müessesesi zarar görmüştür. Zira kocasından ayrılan, yalnız bırakılan ve mağdur olan daha çok kadın olmuştur, milyonlarca çocuk da babasız kalmıştır. Bu kanun bırakın kadını korumayı daha çok kadın şiddetine yol açıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin uzantısı, haksız- hukuksuz- ayrıştırıcı-kutuplaştırıcı- acımasız- yuva yıkan bir garabet halindeki 6284 sayılı kanun da derhal iptal edilmelidir. Buradan Yeniden Refah Partisi olarak bir kez daha siyasi iktidara çağrıda bulunuyor, dış güçlerin bu sinsi oyunlarına alet olmayın, milyonlarca yuvanın yıkılmasının günahına ortak olmayın diyoruz” diye konuştu.

    “Gelir gelmez ilk işimiz yüzde 150 maaş zammı yapmak olacak”

    Erbakan iktidara gelmeleri halinde projelerinin hazır olduğunu ve atacakları adımları şöyle açıkladı:

    “Yeniden Refah iktidarında, borç yok, zam yok, vergi artışı yok, israf yok, işsizlik yok, acı reçete yok. Denk Bütçe var, Havuz Sistemi var. Paylaşımda adalet var, hakça bölüşüm var, milli kaynak paketleri var. Gelir gelmez ilk işimiz işçiye, memura, emekliye yüzde 150 maaş zammı yapmak olacak. En düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olmayacak. Vatandaşın, çiftçinin banka borçlarının faizinin bir kereye mahsus silinmesi, temel gıda ürünlerinden hiçbir vergi alınmayacak, asgari ücretten hiçbir vergi alınmayacağı için, hem işçinin, hem işverenin yüzü güldürecek adımlar atacağız.”

  • Muharrem İnce’den 6’lı masa eleştirisi

    Muharrem İnce’den 6’lı masa eleştirisi

    Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Kadıköy’de parti üyeleri ile bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu. İnce, “Ey muhalefet partileri altın gününden vazgeçin. Gelin bütün siyasi partiler bir araya gelelim bu 60 milyon seçmeni masaya yatıralım. Mahalle mahalle Türkiye’yi paylaşalım. Sandık sandık paylaşalım. Seçmeni tanıyalım” şeklinde konuştu.

    “6’lı masanın en büyüğü CHP 50 bin sandığa gözlemci koyamadı”

    CHP’nin sandıklara sahip çıkamadığını söyleyen Muharrem İnce, “6’lı masa bunu geçmişte yapamadınız. En büyüğü olan CHP 50 bin sandığa gözlemci koyamadınız. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan açıkladı. Benim aday olduğum seçimde sandıklara sahip çıkamadınız, sonra da trollerinize o gece neredeydin diye 4 senedir saldırttınız” ifadelerini kullandı.

    “Bütün muhalefet partileri ile çalışmaya hazırız”

    Muhalefet partileri ile ortak çalışmaya hazır olduklarını belirten Muharrem İnce, “Cumhurbaşkanı adaylarına açık teklifte bulunuyorum. Sizinle televizyonda Ege Adalarını, F35’i, S400’leri, tarımı tartışmak istiyorum hodri meydan. Çıkalım açık oturuma millet bizi bir görsün” diye konuştu.
    Almanya Parlamento Başkan Yardımcısı’na da tepki gösteren İnce, “Almanya Parlamento Başkan Yardımcısı’na da haddini bildireceğiz. Otur oturduğun yerde terbiyeli ol, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na hakaret edemezsin diyeceğiz” dedi.

  • İngiliz gazetesinden 6’lı masa haberi

    İngiliz gazetesinden 6’lı masa haberi

    İngiliz gazetesi Financial Times, 6’lı masa görüşmelerinde yaşanan belirsizliği, “Erdoğan’ın karşısındaki Türk muhalefeti, kendi içindeki görüş ayrılıkları ile savaşıyor.” ifadeleriyle manşetine taşıdı.

    Haberde, “Büyük umutlar taşıyan koalisyon, yüzeydeki görüş ayrılıkları yüzünden dağılmamak için mücadele veriyor. Bazı Türk muhalif partiler arasındaki ilişkiler öyle endişe verici ki… Her ne kadar teoride Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı birleşmiş olsalar da, bazıları birlikte çay içmeyi bile reddediyor.” denildi.

    FT: Erdoğan’ı yenme olasılığı az olan Kılıçdaroğlu kendini aday belirledi

    Gazete, en büyük çatlağın, ortak aday belirlemede yaşandığı vurgulandı:

    “73 yaşındaki Kılıçdaroğlu, her ne kadar anketlere göre Erdoğan’ı alt etme olasılığı düşük görünse de kendini aday olarak belirledi. Parti yetkililerinin belirttiğine göre, cumhurbaşkanlığı yarışına girmeyeceğini açıklayan Akşener ise Ankara’nın popüler Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı aday olarak göstermek istiyor. Ancak Kılıçdaroğlu, bunu açık bir şekilde reddediyor.”

    “CHP lideri, adaylığına destek için gizli anlaşmalar yapabilir”

    Financial Times, İyi Parti’nin endişesinin, Kılıçdaroğlu’nun Deva Partisi ve HDP gibi küçük partilerle gizlice anlaşmalar yapması olduğuna işaret etti.

    İyi Parti’nin endişeleri arasında, CHP liderinin, kendi adaylığına vereceği destek karşılığında Ali Babacan’a, ekonomi konusunda aktif bir yetki vermesi olduğu da ifade edildi.

  • ‘HDP’ye bakanlık verilecek’ iddiasına yanıt

    ‘HDP’ye bakanlık verilecek’ iddiasına yanıt

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV’de “İlker Karagöz ile Çalar Saat” progmanının konuğu oldu. Kılıçdaroğlu, 2023 Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 9 ay kala gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, adaylık konusuyla ilgili ise “Adaylık için benim üzerimde uzlaşılırsa ben hazırım. Herkes hazırdır niye hazır olmayacağız” dedi.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satır başları:

    EKONOMİDEKİ YOL HARİTASI

    6 lider olarak üzerinde uzlaştığımız bir zaman dilimi var. İlk 6 ay içerisinde topluma nefes aldıracağız. 6 dememin sebebi şu; veriler gelecek, çalışmalar yapılacak. İsrafın önlenmesi için süratle bir çalışma yapılacak, genelge yayınlanacak. Devlette israf felaket durumda, bunun önüne geçeceğiz. 1 kişi için 13-14 uçağı boşu boşuna niçin tutuyorlar? İktidara geldiğimizde bir vatandaş nefes alacak, iki genelde iş dünyası dahil olmak üzere toplumda rahatlama olacak, dolar ve euro makul bir seviyeye gelecek. TÜİK, enflasyon verilerini hesaplarken hangi verileri kullandığını açıklamalıdır. Siz rakamları gizliyorsunuz, felaket bir durum ortaya çıkar. Rakamlarının gizlenmesinin nedeni memur, emekli ve asgari ücretliye daha az para vermektir. Doları bu politikalarla kontrol edemezler.

    “SORUN UYGULANAN SİSTEM”

    Beni sorgulamak isteyenler neden televizyonda karşıma çıkmıyor? İstediği soruyu sorsun, prompter da kullanmayacağım. Ben haklıyım, bu ülkenin geleceği ve insanı için mücadele ediyorum. Ben sokaktaki vatandaşla neden hesaplaşayım? Bunlar akıllarını peynir ekmekle yemişler. 6’lı masada onlara göre çatlak var. 6 ayrı parti ve lideriz. Demokrasi, hak, özgürlük ve adalet istiyoruz. Bizde herkes düşüncesi söyler, makul bir noktada anlaşırız. 6’lı lider ortak ve ayrı bir miting yapabiliriz. Sorun parti ya da ittifak değil, sorun uygulanan sistem.

    ‘HDP’YE BAKANLIK’ İDDİASI

    Hayır yok böyle bir şey. Burada önemli olan 6 liderin Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili karar alması ve kamuoyuna duyurması. Karar alınırken altı lider oturup karar alacağız. Dolayısıyla şu veya bu herhangi bir şekilde ironi de yapabilir başka bir konuşma da yapabilir. Burada önemli olan altı liderin karar almaları. Ve aldıkları kararları kapı arkasında değil kamuoyu önünde duyurmaları. Madem devlette saydamlığı savunuyoruz kendi aramızda da saydam olmalıyız. Elbette oturup konuşacağız gerekirse tartışacağız. Altı lider oturur konuşuruz, ki biz altı lider bir arada sadece bugün değil geleceği de nasıl inşa edeceğimizi anlatıyoruz.

    6’LI MASANIN ADAYI KİM OLACAK?

    Kendilerinden son derece mutluyum. Mansur bey de Ekrem beyde diğer belediye başkanlarımız da hepsi de başarılı. Bu başarılarını pekiştirmeleri ve büyütmeleri gerekiyor. 6 lider bir araya geleceğiz. Cumhurbaşkanı adayından çok seçimden sonraki takvim daha önemli. 6 lidere de topluma da taahhütte bulunması lazım adayın. Yaptığımız işi tarih kitapları yazacaktır. 6 liderin aldığı kararları siyaset tarihi yazacaktır. Çok önemli bir noktadır.

    “BEN HAZIRIM”

    Uzlaşma kültürünü esas alarak ülkemizi aydınlığa çıkartmak zorundayız. Açık ve net söyleyim soyulan bir devlet var. Bu soyguna dur dememiz lazım. Mallarını yurt dışına kaçırıyorlar, paralarını oraya gönderiyorlar. Ben biliyorum ve onları getireceğim.

    Adaylık için benim üzerimde uzlaşılırsa ben hazırım. Herkes hazırdır niye hazır olmayacağız. Türkiye’yi bu kaos ortamından çıkarıp atmalıyız.