Etiket: abd

  • ABD, Irak’ta 3 tesisi vurdu

    ABD, Irak’ta 3 tesisi vurdu

    ABD Savunma Bakanı Lloyd J. Austin yaptığı yazılı açıklamada, ABD askeri güçlerinin Başkan Joe Biden’ın talimatıyla Irak’ta İran destekli Şii Haşdi Şabi güçlerinin çatısı altında bulunan Kataib Hizbullah’a (Hizbullah Tugayları) ve İran’a bağlı diğer grupların kullandığı 3 tesise saldırı gerçekleştirdiğini duyurdu. Austin saldırıların, söz konusu milislerin Irak ile Suriye’de ABD ve öncülüğündeki koalisyon güçlerine yönelik saldırına karşılık düzenlendiğini belirterek, “Bölgedeki çatışmaları tırmandırmaya çalışmıyoruz. Personelimizi ve tesislerimizi korumak için daha fazla önlem almaya hazırız. Bu gruplara ve İranlı sponsorlarına, bu saldırıları derhal durdurmaları çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

    ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığından (CENTCOM) yapılan açıklamada ise İran destekli milis gruplara yönelik saldırılarda Kataib Hizbullah’ın karargahı, depoları ve roket, füze, dron için kullandığı eğitim noktalarının hedef alındığını aktardı.

    “Saldırılarda 2 kişi öldü, 6 kişi yaralandı”

    Iraklı güvenlik kaynaklarına göre ABD güçleri, Babil kentinin Curf el-Sahar bölgesinde Kataib Hizbullah’a (Hizbullah Tugayları) bağlı askeri fakülteye silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile gerçekleştirdi. Saldırıda ilk belirlemelere göre 5 kişi yaralandı. ABD ayrıca ülkenin batısındaki Anbar kentine bağlı, Suriye sınırındaki el-Kaim bölgesinde bulunan Haşdi Şabi güçlerine ait karargahı SİHA ile hedef aldı, 2 kişi öldü, 1 kişi de yaralandı.

    “Saldırıları sürdüreceğiz”

    Kataib Hizbullah’ın askeri sözcüsü Cafer el-Hüseyni sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, ABD’nin İsrail’e verdiği desteğe dikkat çekerek Gazze’deki kuşatma sona erene kadar “düşman üslerini” hedef almaya devam edeceklerini belirtti.

    Ne olmuştu

    Öte yandan İran yanlısı gruplar, geçtiğimiz cumartesi günü Anbar kentindeki Ayn el-Esed üssüne füzeli saldırı gerçekleştirmiş, 4 ABD personelinin “travmatik beyin hasarı” yaşadığı açıklanmıştı.
    İsrail-Filistin çatışmasının başladığı 7 Ekim’den bu yana Irak ve Suriye’deki ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine yönelik saldırılar artmıştı. ABD Savunma Bakanlığına göre Ekim ayından bu yana bölgedeki ABD ve koalisyon güçlerine yönelik 140’tan fazla saldırı gerçekleştirildi.

  • ABD ile İsrail arasında anlaşmazlık

    ABD ile İsrail arasında anlaşmazlık

    İsrail ordusunun havadan, karadan ve denizden abluka altına aldığı Gazze Şeridi’ne saldırıları 105. günde devam ederken, Washington-Tel hattında “Filistin devleti” anlaşmazlığı yaşanıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün akşam gerçekleştirdiği basın toplantısında savaş sonrası planlara değindi. Netanyahu, savaştan sonra bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etmediğini, bunu ABD yönetimini de bildirdiğini söyledi. Netanyahu, İsrail’in Ürdün Nehri’nin batısındaki tüm topraklar üzerinde güvenlik kontrolüne sahip olması gerektiğini, bunun da gelecekte kurulması planlanan “Filistin devletinin” topraklarını içerdiğini işaret etti. Netanyahu, “İsrail’in Ürdün Nehri’nin batısındaki tüm bölge üzerinde güvenlik kontrolüne sahip olması gerekiyor. Bu da (Filistin’in) egemenlik fikriyle çelişiyor. Ne yapabiliriz? Bu gerçeği ABD’li dostlarımıza söyledim ve İsrail devletini tehlikeye atacak bir gerçeği bize dayatma girişimini engelledim” ifadelerini kullandı.

    ABD: “Gazze’nin yeniden işgal edilmediği bir yönetim istiyoruz”

    Netanyahu’nun açıklamalarına Washington’dan yanıt gecikmedi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby ise gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD ve İsrail’in olaylara “açıkça” farklı baktığını ifade etti. Kirby, “Filistinlilerin bağımsız bir devlette barış ve güvenlik içinde yaşama hakkına sahip olduğuna inanıyoruz” dedi. ABD’nin savaştan sonra Gazze’nin nasıl olacağı konusundaki görüşünün “son derece net” olduğunu söyleyen Kirby, “Gazze’de, Filistin halkının isteklerini temsil eden, nasıl göründüğü konusunda onların oy ve söz hakkına sahip olduğu ve Gazze’nin yeniden işgal edilmediği bir yönetim istiyoruz” şeklinde konuştu. Kirby, ABD Başkanı Joe Biden’ın iki devletli çözüme yönelik ”çalışmayı bırakmayacağını” vurguladı.

    “Zorlukları bir Filistin devleti kurulmadan çözmenin bir yolu yok.”

    ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller ise gerçekleştirdiği basın toplantısında, bölgedeki sorunların Filistin devleti kurulmadan çözmenin “hiçbir yolu” olmadığını ifade etti. Miller, “Gazze’nin yeniden inşa edilmesi, Gazze’de yönetim kurulması ve Gazze’nin güvenliğinin sağlanması gibi kısa vadeli zorlukları bir Filistin devleti kurulmadan çözmenin bir yolu yok. İsrail’in kuruluşundan bu yana karşılaştığı zorluklarla başa çıkmak için tarihi bir fırsata sahip olduğunu düşünüyorum ve bu fırsatı değerlendireceğini umuyoruz” dedi.

  • ABD’de kar fırtınası: 40 ölü

    ABD’de kar fırtınası: 40 ölü

    ABD’de etkili olan kar fırtınası ve soğuk hava dalgası, hayatı felç etti. Fırtınanın şiddetiyle ağaçlar ve elektrik hatları devrildi, binlerce ev ve iş yerinde elektrik kesintisi meydana geldi. Buzlanma nedeniyle kayganlaşan ve karla kaplanan yollarda trafik kazaları yaşandı. ABD medyasına göre Arkansas, Illinois, Kansas, Mississippi, New York, Oregon, Pensilvanya, Tennessee ve Wisconsin eyaletinde 12 Ocak’tan bu yana olumsuz hava hava şartları nedeniyle 40 kişi hayatını kaybetti. En çok can kaybı 14 ile Tennessee’de kayıtlara geçti. Yarından itibaren ülkenin batısından doğusuna kadar daha fazla kar yağışı beklendiği ve donma riskinin artacağı konusunda uyarda bulunuldu.

  • ABD, Husileri yeniden terör örgütü listesine ekledi

    ABD, Husileri yeniden terör örgütü listesine ekledi

    Yemen’deki İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırılarına devam ederken, ABD, Husileri yeniden terör örgütü listesine aldı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan yaptığı yazılı açıklamada, Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde devam eden saldırılarının terör eylemlerine uyduğunu belirterek, “ABD personelini, sivil denizcileri ve ortaklarımızı, küresel ticareti tehlikeye attılar ve seyrüsefer özgürlüğünü tehdit ettiler” dedi.

    ABD’nin Kızıldeniz’de devam eden saldırılara karşılık olarak Husileri, Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist listesine eklediğini belirten Sullivan, bu karar ile Husilere yönelik terör finansmanının engellemesinin, finansal piyasalara erişimlerinin daha da kısıtlanmasının ve eylemlerinden sorumlu tutulmasının amaçlandığını açıkladı.

    ABD’nin Yemen halkını değil Husileri hedef aldığı için insani yardımların sekteye uğramaması için söz konusu kararın 30 gün sonra yürürlüğe gireceğini ifade eden Sullivan, Husilerin, saldırılarına son vermesi halinde ABD’nin bu kararı yeninde değerlendireceğini açıkladı.

    Husilerin eylemlerinin bedelini Yemen halkının ödememesi gerektiğini yineleyen Sullivan, “Açık bir mesaj gönderiyoruz. Yemen halkının gıda, ilaç ve yakıt için güvendiği Yemen limanlarına ticari sevkiyatlar devam etmelidir ve yaptırımlarımız kapsamında değildir. Başkan Biden’ın da ifade ettiği üzere, ABD, halkını ve uluslararası ticaretin serbest akışını korumak için daha ileri adımlar atmakta tereddüt etmeyecektir” dedi.

    ABD, 16 Şubat 2021’de Husileri terör örgütü listesinden çıkardıklarını duyurmuş, söz konusu kararın, Yemen’de insani durumun kötüleşmesi nedeniyle alındığını belirtilmişti.

  • ABD’den Yemen’e ikinci saldırı

    ABD’den Yemen’e ikinci saldırı

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında 99’uncu güne girilirken, ABD Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef alan Yemen’deki Husilere bir saldırı daha gerçekleştirdi. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından yapılan açıklamada, “Saat 03.45’te ABD güçleri, Yemen’deki Husilere ait radar tesisine saldırı düzenledi. Bu saldırı, USS Carney (DDG 64) tarafından Tomahawk füzeleri kullanılarak gerçekleştirildi” ifadeleri kullanıldı. Yemen’e yönelik son saldırının, Husilerin ticari gemiler de dahil olmak üzere deniz taşıtlarına saldırı kabiliyetini azaltmak için dün gerçekleştirilen saldırıların devamı olduğu vurgulandı. İran destekli Husilerin 19 Kasım’dan bu yana Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki gemilere 28 saldırı düzenlediği, bu saldırılarda gemisavar balistik füzelerin, insansız hava araçlarının ve seyir füzelerinin kullanıldığı aktarıldı.

    ABD tek taraflı gerçekleştirdi

    ABD’nin Yemen’e son saldırısının 20’den fazla ülkenin katıldığı ortak koalisyon olan Refah Muhafızı Operasyonu ile ilgisi olmadığı, saldırıyı tek taraflı gerçekleştirdiği kaydedildi.
    Husilere bağlı Al-Masirah kanalı ise ABD ve İngiltere’nin Yemen’in başkenti Sana’yı hedef aldığını aktardı.

    Ne olmuştu?

    ABD ve İngiltere, Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef alan Yemen’deki Husilere dün gece saldırılar gerçekleştirmişti. Saldırılarda İran destekli Husilerin kontrolünde olan başkent Sana, Hudeyde, Saada, Zamar ve Taiz şehrindeki askeri noktalar hedef alınmıştı. Saldırılarda 5 Husi mensubunun öldüğü, 6’sının da yaralandığı açıklanmıştı.

    Kızıldeniz’deki gerilim

    Husiler, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına karşılık olarak Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef almaya başlamıştı. Kızıldeniz’deki gemileri İsrail’e doğru gitmemeleri konusunda uyaran Husiler, ticari gemilere füze ve dron saldırıları düzenlemiş, çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz’deki seferlerini durdurmuştu. Washington yönetimi Aralık ayında Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik artan saldırılarına karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adıyla çok uluslu bir koalisyon kurulduğunu duyurmuştu.

  • Beyaz Saray önünde “Yemen” protestosu

    Beyaz Saray önünde “Yemen” protestosu

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında 98. güne girilirken, ABD ve İngiltere ordusu Kızıldeniz’de İsrail ile bağlantılı ticari gemileri hedef alan Yemen’deki Husilere ait noktalara gece saatlerinde havadan ve denizden saldırı gerçekleştirdi. İran destekli Husilerin kontrolünde olan başkent Sana, Hudeyde, Saada ili ve Zamar şehrinden patlama sesleri yükseldi. ABD Merkez Kuvvetler Hava Kuvvetleri (AFCENT) tarafından saldırılara ilişkin yapılan son açıklamada, “İran destekli Husilere ait 16 noktada komuta merkezi, mühimmat depoları, fırlatma sistemleri, üretim tesisleri ve hava savunma radar sistemleri de dahil olmak üzere 60’tan fazla hedefe saldırı gerçekleştirildi. Saldırılarda çeşitli tiplerde 100’ün üzerinde hassas güdümlü mühimmat kullanıldı. Saldırılarda ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı uçakları ile su üstü ve su altı platformlarından fırlatılan Tomahawk seyir füzeleri de dahil olmak üzere bölge genelindeki koalisyon güçlerinin varlıkları yer aldı” ifadeleri kullanıldı.

    Beyaz Saray önünde “Yemen” protestosu

    ABD’nin Yemen’e yönelik saldırısından 2 saat sonra savaş muhalifi aktivistler, Washington’daki Beyaz Saray önünde ve New York’taki ünlü Times Meydanı’nda toplandı. “Yemen’den elinizi çekin” sloganı atan aktivistler, ABD’nin saldırıları durdurmasını istedi. Aktivistler, Başkan Joe Biden yönetiminin eylemlerinin, yıkıcı bir bölgesel savaş ihtimalini arttırdığına dikkat çekti.

    Husiler: “İsrail gemilerini hedef almaya devam edeceğiz”

    Husilerin Sözcüsü Muhammed Abdusselam ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Yemen Cumhuriyeti, İsrail’i korumak ve Yemen’in Gazze’ye destek operasyonlarını durdurmak için yapılan ABD-İngiliz saldırısına maruz kaldı. Bu hain saldırganlıkla aptallık ettiler. Yemen’i Filistin’e ve Gazze’ye destek vermekten caydıracaklarını zannediyorlar. Yemen dini ve insani duruşunu sürdürerek elinden geldiği kadar Gazze’nin yanında olacak ve bu saldırganlık Yemen’in gücünü daha da artıracaktır” ifadelerini kullandı. Abdusselam, “Kızıldeniz ve Umman Denizi’nde uluslararası seyrüsefere yönelik bir tehdit yoktu. İsrail gemileri veya işgal altındaki Filistin limanlarına giden gemilerinden başka hedef alınan bir gemi yoktu, bunlar hedef alınmaya devam edilecek. Yemen’e yönelik bu saldırının kesinlikle hiçbir haklı gerekçesi yok” ifadelerini kullandı.

  • ABD ve İngiltere’den Yemen’de hava saldırısı

    ABD ve İngiltere’den Yemen’de hava saldırısı

    Son dakika haberi! Yemen’deki yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, ABD ve İngiliz savaş uçakları gece saatlerinde Yemen’in Sana, Hudeyde ve Taiz kentlerinde bazı noktalara hava saldırısı düzenledi.

    Saldırılara ilişkin detaylı bilgi paylaşılmazken, düzenlenen hava saldırılarına ilişkin sosyal medya hesaplarından görüntülere yer verildi.

    BIDEN’DAN SALDIRILARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

    ABD Başkanı Biden, Kızıldeniz’deki saldırılarına devam eden Husileri hedef aldıkları hava saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

    Biden açıklamasında, “Bugün talimatımla ABD ordu güçleri, İngiltere ile birlikte Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda’nın da desteğiyle Yemen’de Husi isyancıları tarafından kullanılan bazı hedeflere hava saldırısı düzenledi.” ifadelerini kullandı.

    Saldırıların, Husilerin Kızıldeniz’deki eylemlerine doğrudan misilleme olduğunu belirten Biden, sonuncusu 9 Ocak’ta gerçekleşen ve Husilerin doğrudan Amerikan gemilerini hedef aldığı bir dizi saldırıya uluslararası koalisyonla yanıt verdiklerini kaydetti.

    Husilere karşı hem bölgede ABD öncülüğünde kurulan deniz gücüne hem de uluslararası kamuoyunda oluşan yaklaşıma dikkati çeken Biden, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde önceki gün alınan ve Husilerin saldırılarına son vermesi çağrısı yapan kararı hatırlattı.

    “Yemen’deki bu saldırılar, ABD ve müttefiklerinin dünyanın en kritik ticari rotalarından birindeki seyrüsefer özgürlüğünün tehlikeye atılmasını ve personelimizin hedef alınmasını tolere etmeyeceğimizin açık mesajıdır.” değerlendirmesini paylaşan Biden, gerekmesi halinde bundan sonra da ileri tedbirleri almakta tereddüt etmeyeceğini vurguladı.

    SAVAŞ UÇAKLARI VE TOMAHAWK FÜZELERİ KULLANILDI

    Amerikan medyasına açıklama yapan bazı Amerikalı yetkililer ise ABD ve İngiltere ordu kuvvetlerinin en az 12 Husi hedefini vurduğunu, saldırıların savaş uçakları ve Tomahawk füzeleriyle yapıldığını bildirdi.

    İNGİLTERE’DEN AÇIKLAMA

    İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Kızıldeniz’deki Husileri hedef aldıkları hava saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

    Kraliyet Hava Kuvvetlerinin, Yemen’de Husiler tarafından kullanılan askeri tesislere “hedefli saldırılar” düzenlediğini belirten Sunak, son aylarda Husilerin Kızıldeniz’de ticari gemiciliğe karşı bir dizi tehlikeli ve istikrarı bozucu saldırı gerçekleştirerek İngiltere ve diğer uluslararası gemileri tehdit ettiğini, hayati ticaret rotasında büyük aksamalara yol açtığını ve emtia fiyatlarını yükselttiğini kaydetti.

    Söz konusu eylemleri “pervasız” olarak niteleyen Sunak, bu eylemlerin denizde hayatları riske attığını ve Yemen’deki insani krizi daha da kötüleştirdiğini ifade etti.

    SUNAK BAĞLANTILI HEDEFLERE ORANTILI EYLEMDE BULUNDUKLARINI SAVUNDU

    Başbakan Sunak, uluslararası toplumun defalarca yaptığı uyarılara rağmen Husilerin Kızıldeniz’de bu hafta İngiltere ve ABD savaş gemilerine yönelik saldırılar düzenlemeye devam ettiğini anımsatarak, şu ifadelere yer verdi:

    “Bu kabul edilemez. İngiltere her zaman seyrüsefer özgürlüğünü ve ticaretin serbest akışını savunacaktır. Bu nedenle, Husi askeri kabiliyetlerini zayıflatmak ve küresel deniz taşımacılığını korumak amacıyla ABD ile birlikte Hollanda, Kanada ve Bahreyn’in operasyonel olmayan desteğiyle, bu saldırılarla bağlantılı hedeflere karşı meşru müdafaa kapsamında sınırlı, gerekli ve orantılı eylemde bulunduk.

    Kraliyet Donanması, Husilerin saldırganlığını caydırmak üzere çok uluslu Refah Muhafızı Operasyonu kapsamında Kızıldeniz’de devriye gezmeye devam ediyor ve onları (Husileri) saldırılarını durdurmaya ve gerilimi azaltacak adımlar atmaya çağırıyoruz.”

    PENTAGON’DAN SALDIRI AYRINTILARI

    Konuyla ilgili açıklama yapan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise saldırıda Husilere ait insansız hava araçlarını, balistik ve seyir füzeleri ile radar ve gözetleme kapasitelerini hedef aldıklarını kaydetti.

    Austin, ABD’nin bundan sonra da Yemen’deki Husilere yönelik “gereken hallerde” saldırı hakkını mahfuz tuttuğunu ve Kızıldeniz’deki gemi trafiğinin istikrarlı şekilde sürmesinin öncelikleri olduğunu belirtti.

    SUUDİ ARABİSTAN: ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ

    Suudi Arabistan’dan saldırılarla ilgili yapılan açıklamada “Kızıldeniz bölgesinde gerçekleştirilen askeri operasyonları ve Yemen’de düzenlenen hava saldırılarını endişeyle takip ediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

    Açıklamada taraflara itidal çağrısında bulunuldu ve gerilimin tırmanmasından kaçınılması gerektiği bildirildi.

    KIZILDENİZ’DE YAŞANANLAR

    Son dönemlerde Yemen’deki Husilerin, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşılık ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı almıştı.

    Pentagon, 6 Aralık 2023’te Yemen’deki Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası “Deniz Görev Gücü” kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık’ta da “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurmuştu.

    Husilerin saldırıları, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sinin yapıldığı Süveyş Kanalı’ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz’de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin pes peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir “tedarik zinciri krizi”nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.

  • ABD’deki fırtınada can kaybı arttı

    ABD’deki fırtınada can kaybı arttı

    ABD’nin ortabatı ve güneydoğusundaki en az 30 eyalette salı gününden bu yana etkili olan şiddetli kış fırtınası hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kuvvetli rüzgar, hortum, kar ve sağanak yağışı etkili olurken, yaklaşık 164 milyon kişinin bulunduğu bölgede dondurucu hava şartları ve kasırga uyarısı yapıldı. Ülkenin güneyindeki Florida eyaletinden kuzeydeki New York eyaletine kadar olan bölgede 630 binden fazla kişi elektriksiz kaldı.
    Houston County’de meydana gelen hortum sonucu 81 yaşındaki 1 kadın hayatını kaybederken, Birmingham kentinde ağacın otoyoldaki aracın üzerine düşmesi sonucu 68 yaşındaki 1 kişi, Georgia’nın Clayton bölgesinde de benzer bir olayda 1 kişinin öldüğü belirtildi. Kuzey Carolina’daki Catawba County’de bir mobil ev kampının olduğu bölgede hortum meydana gelmesi sonucu 1 kişi, Missouri eyaletinde ise 17 yaşındaki bir sürücü buzlanan yolda aracının kontrolünü kaybetmesi sonucu yaptığı kazada hayatını kaybetti.
    Dün ülke genelinde 15 binden fazla uçuş ertelendi, yaklaşık bin 300 uçuş ise iptal edildi. Ulusal Hava Durumu Servisi’ne (NWS) göre Atlantik Kıyısı boyunca 150’den fazla nehirde su seviyesi yükseldi.
    Saatte 150 kilometre hızla ülkede etkili olan şiddetli fırtına, dün akşam saatleri itibarıyla Kanada’ya doğru ilerlemeye başladı. Ulusal Hava Durumu Servisi, Cuma günü farklı bir şiddetli fırtınanın etkili olacağını, doğudaki eyaletlerde kar yağışının etkili olacağını açıkladı.

  • BM Genel Merkezi’nde protesto

    BM Genel Merkezi’nde protesto

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları geçtiğimiz sene 7 Ekim’den bu yana devam ederken, ABD’nin New York kentinde bir grup haham, BM Genel Merkezi’nde bulunan BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul salonlarında Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısıyla protesto düzenledi.

    BM Güvenlik Konseyi salonunda protesto düzenleyen hahamlar, ABD Başkanı Joe Biden’a tepki göstererek, protesto sırasında dua etti ve ellerinde “Biden: Dünya ateşkes diyor” ve “Biden: Barışı veto etmeyi bırak” yazılı pankartlar taşıdı.

    Genel Kurul salonunda ise bir grup haham, Gazze’de ateşkes çağrısında bulundukları pankart açtı. Göstericiler, güvenlik güçleri tarafından yaka paça Genel Kurul salonundan uzaklaştırıldı.

    “Bu şiddetin askeri bir çözümü yoktur”

    Hahamlar yaptıkları açıklamada, “Bu şiddetin askeri bir çözümü yoktur. Şiddeti durdurmak için anlamlı, diplomatik eylemlerin gerçekleştirilebileceği yer BM’dir. BM’nin liderlik etmesini desteklemek ve ABD’nin vetosunu reddetmek için buradayız. BM’nin ateşkes çabalarını desteklemek için buradayız” dedi.

    BM’nin İsrail-Filistin arasındaki çatışmaların durdurulmasında, hayatların kurtarılmasında ve barışın sağlanmasında kilit bir rol oynayabileceğini ifade eden hahamlar, “BM’nin tam da bunu yapmasını desteklemek için buradayız. Yerlerinden edilen, açlık çeken ve gidecek güvenli bir yerleri olmayan Filistinlilere insani yardım ulaştırılması için desteğimizi dile getirmek üzere buradayız” dedi.

    BM’nin İkinci Dünya Savaşı ve Holokost’un ardından “bir daha asla” denilerek kurulduğunu hatırlatan hahamlar, “Yahudiler olarak, hahamlar olarak, BM’yi bu asil görevi yerine getirmeye çağırmak için buradayız” dedi.

    “ABD, uluslararası toplumun hayat kurtarmak için harekete geçmesinin önünde duruyor”

    BM Genel Kurulu’nun ezici bir çoğunlukla Gazze Şeridi’nde ateşkes için oy kullandığını hatırlatan hahamlar, “Ancak ABD, Güvenlik Konseyi’nin ateşkes için anlamlı bir adım atma çabalarını engelliyor. ABD, uluslararası toplumun hayat kurtarmak için harekete geçmesinin önünde duruyor” dedi.

  • ABD Savunma Bakanı Austin’in prostat kanseri olduğu ortaya çıktı

    ABD Savunma Bakanı Austin’in prostat kanseri olduğu ortaya çıktı

    Geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırıldığı ortaya çıkan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in prostat kanseri olduğu ortaya çıktı. Günlerce hastane kaldığı ve bu konuda ABD Başkanı Joe Biden’a bilgi verilmemesi nedeniyle eleştirilen Austin’in Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi’nde prostat kanseri tedavisi nedeniyle ameliyata girdiği açıklandı.

    Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Austin’e kanser teşhisinin geçtiğimiz sene aralık ayında koyulduğu belirtilerek, kanseri tedavi etmek için 22 Aralık’ta prostatektomi adı verilen cerrahi prosedür uygulandığı ifade edildi. Açıklamada, “Bu işlem sırasında genel anestezi altındaydı. Bakan Austin ameliyattan sonra sorunsuz bir şekilde iyileşti ve ertesi sabah evine döndü. Prostat kanseri erken teşhis edildi ve prognozu mükemmel” denildi.

    Austin’in 1 Ocak’ta “şiddetli karın, kalça ve bacak ağrısı ile mide bulantısı dahil” komplikasyonlar nedeniyle hastaneye yeniden yatırıldığı ve idrar yolu enfeksiyonu geçirdiğinin tespit edildiği belirtildi.

    “Prostat kanseri ve bununla ilgili prosedürler son derece kişiseldir”

    Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Pat Ryder düzenlediği basın toplantısında, Austin’in kendisine prostat kanseri teşhisi konulduğunu neden açıklamadığı sorusuna “son derece kişisel” cevabını verdi. Ryder, “Prostat kanseri ve bununla ilgili prosedürler son derece kişiseldir. İleriye dönük olarak mümkün olduğunca şeffaf olmak için çalışmaya devam edeceğiz ve tekrardan bakana acil şifalar diliyoruz” dedi.

    Austin’in enfeksiyon tedavisi için hastanede geçirdiği son 8 gün boyunca bilincini hiç kaybetmediğin ve genel anestezi almadığını aktaran Ryder, Austin’in çalışmaya devam ettiğini ve personeliyle düzenli oalrak iletişim halinde olduğunu söyledi.

    “Tüm sorumluluğu üstleniyorum”

    Austin yaptığı yazılı açıklamada “iletişim eksikliğinin” sorumluluğunu üstlenmiş, “Bu benim sağlığıma ilişkin tıbbi prosedürdü ve açıklama kararlarımın tüm sorumluluğunu üstleniyorum. İyileştim ve Pentagon’a dönmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” demişti.

    Hastane süresince kendisi ile ilgilenen doktor ve hemşirelere teşekkür eden Austin, “Basının şeffaflık konusundaki endişelerini de anlıyorum ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi konusunda daha iyi bir iş çıkarabileceğimin farkındayım” ifadelerini kullanmıştı.