Etiket: abd

  • ABD’de silahlı saldırı,22 kişi hayatını kaybetti

    ABD’de silahlı saldırı,22 kişi hayatını kaybetti

    Maine polisi, Leviston kentinde, bir saldırganın insanların üzerine ateş açması sonucu 22 kişinin hayatını kaybettiğini, 60’a yakın kişinin de yaralandığını belirtti.

    SALDIRGANIN ESKİ ASKER OLDUĞU AÇIKLANDI

    Polis, saldırganın kimliğini 40 yaşındaki Robert Card olarak açıkladı.  Card elindeki yarı otomatik tüfekle en az 2 ayrı bölgede ateş açtı. Eski bir asker olan saldırgan, olaydan sonra kaçmayı başardı. Polis, Card’ı yakalamak için operasyon başlattı.

    Halka “Evlerinizde kalın” uyarısı yapıldı. Kent sakinlerinden saldırgana benzer bir kişi gördüklerinde ihbarda bulunmaları istendi.

    ABD Başkanı Joe Biden da olay hakkında bilgilendirildi.

    Güvenlik kamerası kayıtlarında kahverengi mont ve siyah pantolonlu saldırganın, elinde uzun namlulu bir silahla insanları hedef aldığı görüldü.

    Üzerindeki kıyafetlerden saldırı için hazırlandığı düşünülen saldırganın, yüzüne maske takmadığı ve kimliğini saklama kaygısı gütmediğine dikkat çekildi.

  • Gazze için anlamlı şiir

    Gazze için anlamlı şiir

    İsrail’in Gazze’ye yönelik kanlı bombardımanı sürerken, sanat dünyası da Filistin için tek yürek oldu. Sanatçı Abdurrahman Delen ise Filistin’deki saldırılarda öldürülen çocuklara dikkat çekmek için “Dokunmayın Çocuklara” şiirini seslendirdi.
    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sürerken, binlerce çocuk katledildi. Türkiye ve diğer ülkelerdeki sanatçılar İsrail’in kanlı saldırılarını durdurmasını istedi. Ünlüler çocuklar için tek yürek olurken, sanatçı Abdurrahman Delen ise “Dokunmayın Çocuklara” şiirini seslendirdi. Kendi yazdığı şiiri seslendiren Delen, “Yine acı yine hüzün dolu bir gün. Hep haykırıyoruz, isyan ediyoruz çocuklar ölmesin diye. İnşallah sesimizi duyuracağız. Bitsin artık savaşlar ölmesin çocuklar. Şiirimizde de söylüyoruz. Gerçekten çocuklar bir melektir dokunmayın çocuklara. Ben buradan sesleniyorum. Tüm sanatçı dostlarımız arkadaşlarımız herkes haykırsın. Filistin’de olan bu içler acısı olayın bir an önce dinmesini istiyoruz. Sadece Filistin değil dünyada olan bütün savaşlara hayır diyoruz. Savaşsız bir dünya diliyoruz. Buradan seslenmek istiyorum dokunmayın çocuklara, yeter artık dokunmayın” dedi.

  • 7 günde 13 saldırı

    7 günde 13 saldırı

    Pentagon Sözcüsü General Patrick Ryder, günlük basın toplantısında, Orta Doğu’daki gelişmeleri değerlendirdi.

    Ryder, 17-24 Ekim’de ABD ve koalisyon güçlerine insansız hava aracı (İHA) ve roketlerle Irak’ta en az 10, Suriye’de de 3 ayrı saldırı gerçekleştirildiği bilgisini paylaştı.

    Saldırıları düzenleyen grupların İran rejimi ve İslam Devrim Muhafızları Birliği (IRGC) tarafından desteklendiklerini bildiklerini söyleyen Ryder, “Yakın gelecekte İran’ın vekil güçlerinden ve nihayetinde İran’dan gelen ABD güçlerine ve bölge genelindeki personeline karşı daha ciddi bir tırmanma ihtimali görüyoruz.” diye konuştu.

    Pentagon sözcüsü, ABD’nin bölgedeki çıkarlarını ve personelini savunmak için meşru müdafaa hakkını kullanarak saldırılara cevap vermeye hazır olduğunu kaydetti.

    19 Ekim’de Yemen’deki Husiler tarafından İsrail yönüne atılan 3 füzeyle ilgili bir soruya da Ryder, bu füzelerin menzilinin 2 bin kilometre civarında olduğu bilgisini paylaşarak, USS Carney tarafından düşürülmemiş olsaydı muhtemelen İsrail’e ulaşabileceği değerlendirmesinde bulundu.

    Pentagon, 19 Ekim’de Yemen’den Kızıldeniz boyunca İsrail yönüne fırlatılan 3 füzeye müdahalede bulunulduğunu açıklamıştı.

    Husiler tarafından fırlatıldığı belirtilen füzelerin “potansiyel tehdit olarak algılanması” nedeniyle bölgede görevli USS Carney savaş gemisi tarafından vurulduğu kaydedilmiş ve füzelerin hedeflerinin ise kesin olarak bilinmediği ifade edilmişti.

  • ABD’den İsrail’e bir destek daha

    ABD’den İsrail’e bir destek daha

    Pentagon, İsrail ordusuna danışmanlık yapmak üzere bölgeye ABD’li komutanların gönderildiğini açıkladı.

    Pentagon bu komutanların operasyon yönetmeyeceğini duyurdu. Komutanların meskun mahal muharebeleri ile ilgili deneyimlerini paylaşmak üzere orada olduklarını açıkladı.

    Günlük basın toplantısında, Anadolu Ajansı’nın sorusunu yanıtlayan Pentagon Basın Sözcüsü General Patrick Ryder, İsrail’de bulunan Amerikalı komutanlar için, “Hiçbir şekilde aktif olarak operasyonlara katılmıyorlar. Orada danışmanlık için bulunuyorlar.” ifadelerini kullandı.

    “İsrail’e yaptığınız silah yardımlarının ardından bir de danışman göndermeniz, muhtemel bir Gazze operasyonunda sivil kayıplar konusundaki sorumluluğunuzu arttırmıyor mu?” sorusuna Ryder, “Irak gibi yoğun yerleşimin olduğu meskun mahal operasyonları konusundaki deneyimimiz düşünüldüğünde, sivil kayıpları azaltmak adına elimizden gelen her şeyi yapmak için, çıkarttığımız dersleri paylaşmanın önemine de inanıyoruz.” şeklinde yanıt verdi.

    UZMAN EKİBİN BAŞINDA ABD’Lİ BİR KORGENERAL

    İsrail’de görev yapan Amerikalı komutanların başında daha önce Irak savaşında Felluce’de görev yapmış Korgeneral James Glynn bulunuyor. Hepsinin ortak yanı DAEŞ ile mücadele geçmişlerinin olması. Glynn’ın bir önceki görevi, ABD Özel Kuvvetlerinin uluslararası terörle mücadele birimi olan Ortak Özel Harekat Komutanlığı komutan yardımcılığıydı.

    Glynn, İsrail ordusuna danışmanlık veren, ismi resmen duyurulan tek muvazzaf subay. Ekibindeki diğer subayların kaçının emekli, kaçının muvazzaf olduğu konusunda Pentagon kesin bilgi vermekten kaçınıyor.

    FELLUCE’NİN ÖNEMİ VE DAEŞ’İN YÜKSELİŞİ

    Felluce, ABD’nin Irak işgali döneminde en büyük direnişle karşılaştığı yerdi. ABD ordusu kente iki kere operasyon düzenlemek zorunda kalmıştı. Düzenlenen geniş kapsamlı operasyonlar ABD askerlerinin yerel direnişçilerle bir kent savaşına girmesine neden olmuştu.

    Ayrıca Felluce’deki Iraklı milislerin ABD ordusuyla giriştiği çatışmalar Ebu Musab ez-Zerkavi adının dünya sahnesine çıkmasına neden olmuş. Zerkavi daha sonra İslam Devleti adını verdiği terörist bir organizasyon olan DAEŞ’i kurdu.

  • Kremlin kalp krizi iddiasını yalanladı

    Kremlin kalp krizi iddiasını yalanladı

    Rusya’da Telegram üzerinden yayın yapan “General SVR” adlı muhalif kanal, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kalp krizi geçirdiğini, doktorların müdahalesiyle hayata döndüğünü iddia etti. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise söz konusu iddiayı yalanladı.
    Rus muhalif “General SVR” adlı muhalif kanal yayımladığı haberde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in pazar akşamı resmi konutunda kalp krizi geçirdiğini iddia etti. Haberde Putin’in doktorların müdahalesiyle kalbinin çalıştırılarak hayata döndürüldüğü, daha sonra yoğun bakıma alındığı ileri sürüldü. Haberde, “Moskova saatiyle 21.05 civarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in güvenlik görevlileri, olay yerinde görevdeydi. Başkan’ın yatak odasından gürültü ve düşme sesleri geldiğini duyan iki güvenlik görevlisi, hemen Başkan’ın yatak odasına girdi ve Putin’in yatağın yanında yerde yattığını ve içinde yiyecek ve içeceklerin bulunduğu ters dönmüş bir masayı gördü. Muhtemelen Başkan düştüğünde masaya ve tabaklara çarpıp yere düşürdü, bu da gürültüye neden oldu. Hemen yan odalardan birinde bulunan doktorlar çağrıldı” ifadeleri kullanıldı. Putin’in konutunda özel donanımlı bir odaya taşındığı, durumunun normale döndüğü ve “sürekli tıbbi gözetim altında” olduğunu iddia edildi.

    “Son dönemde tüm resmi toplantılara ve etkinliklere Başkan’ın dublörü katılıyor”
    Haberde ayrıca onkoloji hastası olduğu, sağlık durumunun kötüleştiği ve sonbaharın sonuna kadar yaşama ihtimalinin düşük olduğu iddia edilen Putin’in kalp krizi geçirmesinin yakın çevresini ciddi şekilde alarma geçirdiği öne sürüldü. Haberde, “Son dönemde tüm resmi toplantılar ve etkinliklere Başkan’ın dublörü katılıyor. Akşamki olayla ilgili haberin ardından Putin’e yakın birkaç kişi, birbirleriyle temasa geçti ve Başkan’ın önümüzdeki günlerde ölmesi durumunda atılacak muhtemel adımlar konusunda Pazartesi günü istişarelerde bulunma konusunda anlaştı” ifadeleri kullanıldı.

    Kremlin iddiaları reddetti
    Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov ise söz konusu haberin ardından yaptığı açıklamada, Putin’in sağlık durumunun kötü olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Peskov, Putin’in iyi ve sağlıklı olduğunu belirtirken, dublör kullandığı yönündeki iddiayı ise “saçma” olarak nitelendirdi.

  • ABD’de acil durum toplantısı

    ABD’de acil durum toplantısı

    ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da ekonomi hakkında yaptığı konuşmayı yarıda keserek, Beyaz Saray Durum Odası’na gitti. Biden, “Özür diliyorum, durum odasına gitmem lazım. İlgilenmem gereken bir sorun var” ifadelerini kullanarak, kürsüden ayrıldı. Beyaz Saray henüz Biden’ın konuşmasını neden yarıda kestiğine dair bir açıklama yapmadı.

    ABD’nin Suriye’de bulunan askeri üslerine saldırı olduğu iddialarının ardından Biden’ın konuşmasını yarıda keserek, Beyaz Saray Durum Odası’na gittiği öne sürüldü.
    Konferans salonu ve istihbarat yönetim merkezi olarak kullanılan Durum Odası, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından yönetiliyor.

  • ABD hedef alınırsa karşılık veririz

    ABD hedef alınırsa karşılık veririz

    İsrail-Hamas çatışması 16. gününde devam ederken, bölgede tansiyon giderek tırmanıyor.

    NBC televizyon kanalının “Meet the Press” adlı programına katılan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD’nin İsrail-Filistin çatışmasının, “İran’ın müdahalesiyle tırmanmasını beklediğini” belirterek, Biden yönetiminin, bölgedeki ABD personeli ya da silahlı kuvvetlerinin “herhangi bir düşmanca eylemin hedefi olması halinde karşılık vermeye hazır olduğunu” vurguladı.

    Blinken, “İstediğimiz şey bu değil. Biz, gerilimin tırmanmasını istemiyoruz. Kuvvetlerimizin ya da personelimizin ateş altında kalmasını istemiyoruz ama böyle bir şey olursa, buna hazırız.” değerlendirmesinde bulunarak, kimsenin savaşta ikinci ya da üçüncü bir cephe görmek istemediğinin altını çizdi.

    İranlı yetkililerin, bölgedeki ABD güçlerine ve personellerine yönelik saldırılarını artırmasını beklediklerini aktaran Blinken, bu kişilerin güvenliklerini sağlamak ve “gerektiğinde kararlı şekilde karşılık verebilmek” için gerekli adımların atıldığını dile getirdi.

    BÖLGEYE, EK ASKERİ UNSURLAR KONUŞLANDIRILDI

    Blinken, bölgeye 2 uçak gemisi görev grubu da dahil olmak üzere ek askeri unsurlar konuşlandırıldığını aktararak, “(Bunu) kışkırtmak için değil caydırmak ve herhangi biri bir şey yapmaya kalkışırsa orada olduğumuzu açıkça göstermek için yaptık.” dedi.

    ABD Dışişleri Bakanlığından bugün yapılan yazılı açıklamada, kritik görevlerde bulunmayan personele, ABD’nin Erbil Büyükelçiliğinden ve Erbil Başkonsolosluğundan ayrılmalarının emredildiği aktarılmıştı.

    İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASI

    Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.

    Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.

    Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı.

    Gazze’den düzenlenen saldırılarda 306’sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.

    Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 1873’ü çocuk, 1023’ü kadın olmak üzere 4 bin 651 kişinin öldüğünü, 14 bin 245 kişinin yaralandığını duyurmuştu.

    İşgal altındaki Batı Şeria’da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 90 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.

    İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 18 gazeteci yaşamını yitirmişti.

    İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 24 Hizbullah üyesi ile biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetmişti.

    Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirmişti.

  • Mısır Cumhurbaşkanı, Biden ile anlaştı

    Mısır Cumhurbaşkanı, Biden ile anlaştı

    Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının 15. gününde gerçekleştirilen Kahire Barış Zirvesi’nin açılış konuşmasını yaptı. Cumhurbaşkanı Sisi, “Bugün Kahire’de insanlığımızı ve sahip olduğumuz inançları sınayan çok zor bir durumda bir araya geliyoruz. Yüzyıllar boyunca inşa ettiğimiz insani medeniyetin değerleri nerede? Çifte standart olmadan masum insanlar arasındaki eşitlik nerede?” ifadelerini kullandı. “Mısır, sivillerin hedef alınmasını ve öldürülmesini açıkça kınıyor” diyen Sisi, dünyanın geri çekilip Gazze Şeridi’nde “kolektif cezalandırma” boyuna gelen bir insani felaketin yaşanmasına seyirci kalması karşısında “şaşırdığını” dile getirdi. Sisi, Gazzelilerin Sina’ya taşınmasına karşı çıktığını, çünkü bunun Filistin’in devlet olma hayalinin sonu anlamına geleceğini ifade etti. Sisi, Mısır halkının Filistin davasının tasfiyesini kabul etmeyeceğini kaydetti.

    “Geçişin sürekli sağlanması konusunda Biden ile anlaştık”

    Sisi ayrıca Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın Birleşmiş Milletler ve Filistin Kızılay’ının gözetiminde “sürekli” olarak açık kalması konusunda ABD Başkanı Joe Biden ile anlaştığını söyledi. Sisi, “Mısır, ilk andan itibaren Gazze’de abluka altında olanlara insani yardımları koordine etmek ve göndermek için gece gündüz yoğun çaba harcadı, Refah Sınır Kapısı’nı hiçbir zaman kapatmadı. Ancak İsrail’in Filistin tarafını defalarca bombalaması geçişi engelledi. Bu zorlu saha koşullarında geçişin sürdürülebilir bir şekilde Birleşmiş Milletler, UNRWA ve Filistin Kızılay’ı ile tam denetim ve koordinasyon içerisinde sağlanması ve yardımların ulaştırılması konusunda ABD Başkanı Joe Biden ile anlaştık” diye konuştu.

    “Bu, kuşatılmış ve çaresiz bir halkın toplu olarak cezalandırılmasıdır”

    Ürdün Kralı II. Abdullah ise zirvedeki konuşmasında, İsrail-Filistin anlaşmazlığında tarafsız bir yaklaşım gösterilmesi çağrısında bulundu. Kral II. Abdullah, “Gazze’nin aralıksız bombalanması her düzeyde acımasızdır. Bu, kuşatılmış ve çaresiz bir halkın toplu olarak cezalandırılmasıdır. Bu, uluslararası hukukun ve insancıl hukukun açık bir ihlalidir, bir savaş suçudur. Gazze’den başka herhangi bir yerde sivil altyapıya saldırmak ve tüm nüfusu yiyecek, su, elektrik ve temel ihtiyaçlardan kasten yoksun bırakmak kınanır, hesap verebilirlik ilkesi net bir şekilde uygulanır. Bu daha önce, yakın zamanda başka bir çatışmada yapılmıştı ama Gazze’de yapılmadı. İsrail’in Gazze Şeridi’ni tamamen kuşatmasının üzerinden iki hafta geçti. Hala ‘küresel sessizlik’ var” ifadelerini kullandı. Kral II. Abdullah, “Arap dünyasının aldığı net mesaj, Filistinlilerin yaşamının İsraillilerinkinden daha az önemli olduğudur. Bu çok ama çok tehlikeli bir mesajdır, çünkü bu devam eden uluslararası eylemsizliğin sonuçları hepimiz için felaket olacaktır” dedi. Filistinlilerin topraklarından çıkarılmasının veya ülke içinde yerinden edilmesinin kabul edilmediğini belirterek bunun uluslararası hukuka göre savaş suçu olduğunu ifade eden Kral II. Abdullah, “Bu çatışma iki hafta önce başlamadı ve biz bu kana bulanmış yolda devam edersek de durmayacak” şeklinde konuştu.

    Kral II. Abdullah, “Bugün İsrail, Gazze’deki sivilleri kelimenin tam anlamıyla aç bırakıyor. Ancak Filistinliler zaten onlarca yıldır özgürlüğünden ve geleceğinden yoksun bırakıldı. Bugün akan kan, hem Filistinlilere hem de İsraillilere barış getirecek bir siyasi çözüme doğru somut ilerleme kaydedilememesinin bedelidir. İsrail liderliği, güvenlik kaygılarının askeri yolla çözümünün olmadığını, işgali altında yaşayan ve meşru haklarından mahrum bırakılan 5 milyon Filistinliyi bir kenara itmeye devam edemeyeceğini ve Filistinlilerin hayatlarının İsrail’in hayatlarından daha az değerli olmadığını anlamalıdır” şeklinde konuştu. Kral Abdullah, Orta Doğu halkları ve tüm dünya için güvenli bir geleceğe giden tek yolun, iki devletli çözümden geçtiğini işaret ederek, “Bizi iki devletli çözüm temelinde adil ve sürdürülebilir bir barışa götürecek anlamlı bir siyasi süreci yeniden başlatmak için ne gerekiyorsa yapmak uluslararası toplum olarak görevimizdir” dedi.

    “Güney Afrikalılar olarak Filistinlilerin başına gelenleri anlayabiliyoruz”

    Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ise “Güney Afrika olarak İsrail’de sivillere yönelik saldırının, Gazze’de devam eden kuşatmanın ve Gazze halkını bölgeden uzaklaştırma kararının yanı sıra bombalama ve altyapıyı tahrip etme yoluyla ayrım gözetmeksizin güç kullanılmasının uluslararası hukuk ihlalleri olduğu görüşündeyiz” dedi. Ramaphosa, “Güney Afrikalılar olarak Filistinlilerin başına gelenleri anlayabiliyoruz. Halkımız özgürlüğüne kavuşmak için cesurca ve cesaretli bir mücadele yürüttü, tıpkı Filistinlilerin yaşadığı gibi anlatılmaz acılara maruz kaldı. Düşmanlıkların derhal durdurulması, rehinelerin serbest bırakılması, Gazze ablukasının kaldırılması, Filistin halkının gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için insani koridorların açılması yönünde çağrıda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Abbas: “Topraklarımızdan çıkmayacağız”

    Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise Filistinlilerin yerlerinden edilmeyeceğini veya topraklarından sürülmeyeceğini söyledi. Abbas, “İsrail güçleri, okulları, hastaneleri ve sığınaklara havadan saldırılarıyla sivilleri hedef alarak tüm insani hukuku ihlal ediyor” dedi.

    Kahire Barış Zirvesi

    Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin ev sahipliğindeki Kahire Barış Zirvesine Ürdün, Filistin, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan, Irak, Yunanistan ve İtalya liderleri ile bazı ülkelerin dışişleri bakanları katılıyor. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın temsil ettiği zirvede Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yanı sıra Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Temsilcisi Joseph Borrel de hazır bulunuyor.
    Zirvede Gazze’deki gelişmeler, Filistin davasının geleceği ve barış süreci ele alınıyor.

  • Biden’dan İsrail’e tam destek mesajı

    Biden’dan İsrail’e tam destek mesajı

    ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ziyaretinden döndükten 20 saat sonra Amerikalılara seslendi. Ukrayna ve İsrail’in başarılı olmasını sağlamanın ABD’nin ulusal güvenliği için hayati önemde olduğunu ifade eden Biden, bu nedenle bugün Kongre’ye eşi benzeri görülmemiş ek harcama talebinde bulunacağını duyurdu.

    Biden, Kongre’nin fonlamasını talep ettiği “güvenlik paketi”nin İsrail’in askeri üstünlüğünü güçlendireceğini kaydederek, “Bölgedeki diğer hasım aktörlerin İsrail’in hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu görmelerini sağlayacağız ve çatışmanın yayılmasını engelleyeceğiz.” diye konuştu.

    Zamanın çok kıymetli olduğuna dikkati çeken Biden, ABD’de bazı bölünmüşlükler olduğunu belirterek, “Hamas gibi teröristler ile Putin gibi diktatörlerin kazanmasına izin veremeyiz. Buna izin veremem.” dedi.

    “HAMAS VE PUTİN DEMOKRATİK KOMŞULARINI YOK ETMEK İSTİYOR”

    Biden, “Hamas ve Putin farklı tehdit teşkil ediyor ancak ortak bir noktaları var, ikisi de demokratik komşularını tamamen yok etmek istiyor.” ifadelerini kullandı.

    ABD’nin Ukrayna’ya asker göndermeyeceğinin daha önce de altını çizdiğini anımsatan Biden, Ukrayna’nın tek isteğinin Rus güçlerini ülkelerinden çıkarmak için yardım olduğunu dile getirdi.

    Biden, Ukrayna’ya sağlanan yardımların “ABD’nin depolarından” gittiğini ve Kongre’den talep edeceği bütçeyle “depoların Amerikan yapımı yeni teçhizatlarla” doldurulacağını kaydetti.

    ABD Başkanı, “Cuma günü Amerika’nın ulusal güvenlik ihtiyaçları çerçevesinde İsrail ve Ukrayna dahil ortaklara destek olmak için Kongre’ye acil bütçe talebinde bulunacağım.” diye konuştu.

    İsrail ziyareti hakkında da konuşan Biden, ABD’nin en önemli önceliğinin Hamas tarafından rehin alınan Amerikalı vatandaşların güvenliği olduğunu vurguladı. Biden, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısında hayatını kaybeden Amerikalıların sayısının 32’ye yükseldiğini duyurdu. “Barıştan vazgeçemeyiz, iki devletli çözümü terk edemeyiz.” diyen Biden, ABD’nin Filistin halkına olan bağlılığının da sürdüğünü ifade etti.

    “GAZZE’YE İLK İNSANİ YARDIM SEVKİYATINI GÜVENCE ALTINA ALDIM”

    Biden, “Gazze’deki hastanede meydana gelen patlamadan” da derin üzüntü duyduğunu belirterek, bunun İsrailliler tarafından gerçekleştirilmediğini tekrar dile getirdi.
    Hamas’ın tüm Filistin halkını temsil etmediğinin altını çizen Biden, “Dün İsrail ve Mısır liderleriyle yaptığım görüşmelerde Birleşmiş Milletler’den Gazze’deki Filistinlilere ilk insani yardım sevkiyatının gerçekleşmesini güvence altına aldım.” bilgisini paylaştı.

    “İSRAİL SAVAŞ KURALLARINA UYGUN HAREKET ETMELİ”

    Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile aynı zamanda “İsrail’in savaş kurallarına uygun” bir şekilde hareket etmesi gerektiğinin önemini de görüştüklerini belirterek, “Bu, çatışmada mümkün olduğu kadar sivilleri korumak anlamına geliyor.” dedi.

    Amerika’nın 11 Eylül terör saldırılarının ardından çok kızgın olduğunu ve adalet için hareket ettiğini anımsatan Biden, “Bazı hatalar yaptık. Bu nedenle İsrail hükümetini ‘öfkenin gözlerini bürümemesi’ gerektiği konusunda uyardım.” açıklamasında bulundu.

    “YAHUDİ KARŞITLIĞI VE İSLAMOFOBİYİ REDDETMELİYİZ”

    7 Ekim saldırılarının ardından ABD’de de Yahudi karşıtlığı ve İslamofobinin artışa geçtiğine dikkati çeken Biden, geçen hafta 6 yaşında Müslüman bir çocuğun öldürülmesine tepki gösterdi. Biden, “Bunlar olurken sessiz kalamayız. Açık bir şekilde Yahudi karşıtlığı ve İslamofobiyi reddetmeliyiz.” vurgusunu yaptı.

    ABD KONGRESİNİN ALT KANADI TEMSİLCİLER MECLİSİ “DONMUŞ” DURUMDA

    ABD Kongresinin alt kanadı Temsilciler Meclisinin Kevin McCarthy tarafından boşaltılan başkanlık koltuğu hala doldurulamadı. “Donmuş” durumda olan Temsilciler Meclisine bu noktada yasa tasarıları ya da karar tasarıları sunulamıyor. Amerikan basınında, Biden’ın bütçe talebinin, dış yardımlardan önce “göç ve sınır sorunları” gibi iç politikayı ilgilendiren konularda harekete geçilmesini isteyen Kongre’deki Cumhuriyetçilerin engeline takılabileceği yorumları yapılıyor. Aynı zamanda, Biden’ın Kongre’den 100 milyar dolarlık bütçe talep edeceği gündeme getiriliyor.

  • Yanlı tutumu destekleyemeyip istifa etti

    Yanlı tutumu destekleyemeyip istifa etti

    ABD Dışişleri’nde “müttefikler ve ortaklara silah tedariki” biriminde genel müdür olarak görev yapan Josh Paul, istifa gerekçesini, profesyonel sosyal iş ağı LinkedIn’de yayımladığı mektupla açıkladı.

    Mektuba göre Paul, söz konusu birimde görev yapmaya başladığında, bazı ahlaki ikilemlerle karşılaşacağının farkında olduğunu, “yarar zarardan fazla oldukça” tahammül etmeye devam etme kararı aldığını kaydetti.

    Paul, 11 yıllık görev süresince ahlaki anlamda tavizler verdiğini ancak “İsrail’e ölümcül silah transferi”nin, sınırlarını aştığını belirtti.

    “Hem işgal karşıtı olup hem işgali destekleyemeyiz” diyen Paul, İsrail’in ABD desteğiyle yürüttüğü politikanın hem İsrailliler hem de Filistinlilere büyük zarar verdiğini ifade etti.

    Paul, “Gözü kapalı bir şekilde tek tarafı desteklemek, iki tarafa da fayda sağlamaz.” değerlendirmesinde bulunarak ABD’nin geçmişteki hatalarını tekrarladığına işaret etti.

    “Artık bunun bir parçası olmak istemiyorum.” açıklamasında bulunan Paul, 11 yıllık görevinden istifa ettiğini duyurdu.