ABD’nin Florida eyaletine bağlı Broward County’de etkili olan yoğun yağış, seli beraberinde getirdi. Fort Lauderdale kentindeki caddelerde su baskınları meydana geldi. Çok sayıda araç sular altında kalırken, bazı yollar kapandı. Amatör kameraya yansıyan görüntülerde, bir kişinin sel sularında yüzdüğü görüldü.
Kentteki acil durum operasyon merkezi harekete geçirilirken, arama-kurtarma operasyonları için gerekli önlemler alındı.
ABD’nin California eyaletinde San Francisco’da uyuşturucu kullanan hamile bir kadın, sokak ortasında doğum yaptı. Uyuşturucu bağımlılarının ve evsizlerin yaşadığı Tenderloin Bölgesi’ndeki Union Meydanı’nda doğum yapan kadın, çevredekilerin ihbarı üzerine hastaneye kaldırıldı.
Doğum anını kaydeden bir vatandaşın paylaştığı videoda, hamile kadının, yeni doğan bebeğini kucaklamaya çalıştığı ve yanına gelen iki kişinin de kadına yardım etmeye çalıştığı görüldü.
Kadının ve bebeğinin durumunun stabil olduğu aktarıldı.
ABD’nin New Jersey eyaletinde bulunan Omar Mosque isimli caminin imamı 65 yaşındaki Sayed El-Nakib, namaz kıldırdığı sırada bıçaklı saldırıya uğradı. Cemaatin içine saklanan Şerif Zorba (32) isimli saldırgan tarafından secdeye gittiği esnada bıçaklanan imam, Saint Joseph Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
Caminin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, saldırganın, secdedeki cemaatin üzerinden atlayarak elindeki bıçağı imamın sırtına sapladığı ve kendisini durdurmaya çalışanları tehdit ettiği görüldü. Saldırgan, camiden kaçmak üzereyken cemaat tarafından yakalanarak polise teslim edildi.
Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu, ABD donanmasına ait güdümlü füze taşıyan savaş gemisi USS Milius’un yasadışı şekilde Güney Çin Denizi’ndeki bir adanın yakınından geçtiğini ve Çin karasularına girdiğini iddia etti. Çin’in Güney Harekat Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, savaş gemisinin izlendiği ve uyarıldığı belirtilerek, “Çin, Güney Çin Denizi’ndeki adalar ve çevresindeki deniz bölgesinde tartışmasız bir egemenliğe sahiptir” ifadeleri kullanıldı.
ABD Donanması 7. Filosundan yapılan açıklamada ise savaş gemisinin bölgede “normal” operasyonlar gerçekleştirdiği ve söz konusu bölgeden ayrılarak Güney Çin Denizi’ndeki operasyonlarına devam ettiği kaydedildi.
Çin ordusu 23 Mart’ta yaptığı açıklamada, USS Milius’un Güney Çin Denizi’ndeki Paracel Adaları çevresindeki sulara izinsiz girdiğini açıklamış, ABD donanması ise savaş gemisinin rutin operasyonlar gerçekleştirdiğini öne sürmüştü.
Çin, Güney Çin Denizi’nin büyük bir bölümü üzerinde hak iddia ederken, Brunei, Malezya, Filipinler, Tayvan ve Vietnam da bölgede egemenlik iddialarında bulunuyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, resmi ziyarette bulunduğu Ankara’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. İkili ve gündemdeki uluslararası konuların ele alındığı görüşmenin ardından iki bakan ortak basın toplantısı düzenledi. Görüşmede Akkuyu Nükleer Santrali’nin kuruluşundan bahsedildiğini bildiren Bakan Lavrov, “Bu santralin inşaatı Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirecektir. 27 Nisan tarihinde santralin birinci blokuna artık enerji sevk etmiş olacağız. Türkiye’de bir gaz merkezi kurulacak biliyorsunuz. Rus enerji kaynaklarının dünya pazarına sevk etmek üzere bir merkez kuruyoruz. Geçen sene devlet liderlerimiz bu gaz merkezinin oluşturulmasıyla ilgili bir karar aldılar. Bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da iyi anlamış olduk” diye konuştu.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına ilişkin Lavrov, iki ülkenin doğrudan diyalog kurmasına ihtiyaç olduğunu belirterek, “İki devlet olarak varoluşlarını devam ettirmeleri gerekiyor” ifadesini kullandı.
“Uluslararası alanda bir rakip görmek istemiyorlar kendilerine”
Ukrayna konusunun da görüşüldüğünü dile getiren Lavrov, “Kolektif batının yapıcı olmayan gündemi var. Washington başta olmak üzere bu siyaseti gütmeye devam ediyor. Kamuoyuna açık bir şekilde hedeflerini şöyle açıkladılar; Rusya’yı sahada yeneceklermiş. Stratejik bir mağlubiyet bekliyormuş Rusya’yı. Uluslararası alanda bir rakip görmek istemiyorlar kendilerine. Bağımsız, egemen politika yürüten ülkelere karşı çeşitli faaliyetlerde bulunuyor. Birleşmiş Milletler şartında bütün devletlerin eşitliği prensibi var. Bu ilkeye aykırı olarak davranıyorlar. Rusya’yı yendikleri zaman sıra Çin’e gelecek. ABD’nin çıkarlarına, tabii herkesin ABD çıkarlarına uymalarını bekliyorlar” açıklamasında bulundu.
“(Türkiye-Suriye görüşmesi) Bakanlar toplantısını yapabiliriz, hazırlığımız devam ediyor”
Suriye ile Türkiye’nin arasındaki normalleşme sürecine ilişkin soru üzerine Lavrov, “Bir adımda bu gibi sorunları çözemeyiz. Temasları güçlendirmeliyiz. Şeffaflığı artırmalıyız. Karşılıklı güven sağlamalıyız. Eninde sonunda bir çıkar dengesi sağlamalıyız. Her bir tarafın kendi haklı çıkarları var. Çıkış noktamız budur. Biz aracı rolü üstlendiğimizde bu süreci böyle gördüğümüzü ifade ettik. Mevkidaşlarımız iyi ki bu fırsattan yararlandılar. Bakanlar toplantısını yapabiliriz, hazırlığımız devam ediyor. Bakan yardımcılarının toplantısı zaten bununla ilgiliydi. Hazırlık aşamasında tarih konusunu da görüşüyoruz. Her taraf için uygun olan tarihi belirleriz” dedi.
“(ABD ile) Ciddi bir toplantıya, görüşmeye hazırız”
ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile New York’ta görüşme yapacağı iddialarına da yanıt veren Lavrov, “Eğer bununla ilgili bize bir talep gelirse biz bu talebi değerlendiririz. Bu zaten bizim genel yaklaşımımız. Biz hiçbir zaman diyalogdan kaçınmıyoruz. Blinken, G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda ayaküstü görüşme teklif etti, ben reddetmedim. Tavrımız hiçbir zaman değişmiyor. Ciddi bir toplantıya, görüşmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“Seçim süreçlerinin parçası değiliz kesinlikle”
Bakan Lavrov, “Türkiye’de düzenlenecek olan seçimlerde kimi destekliyorsunuz?” sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Beni kimseyle karıştırmadınız değil mi? Sizi ABD temsilcilerinin basın toplantılarına davet ediyorum. Orada Amerikalılara bu tarz sorular yönlendirebilirsiniz. Rusya, hiçbir zaman kimsenin iç işlerine karışmaz. Şu ya da bu ülkedeki tartışmaya katılmaz. Seçim süreçlerinin parçası değiliz kesinlikle.”
ABD’nin Washington eyaletinin Lynnwood şehrinde bir alışveriş merkezinde hırsızlar, Apple mağazasının bitişiğindeki kahve dükkanındaki tuvaletin duvarını deldi. Lynnwood Polisinden yapılan açıklamada, olayın yerel saatle 19.00- 20.00 saatleri arasında gerçekleştirildiği ve yaklaşık 436 iPhone ve belirsiz miktarda diğer Apple elektroniği dahil olmak üzere 500 bin dolar değerinde malın çalındığı belirtildi.
Apple mağazası çalışanları, olayı ertesi sabah işe geldiklerinde iPhone’lardan oluşan bir duvarın tamamının gitmiş olduğunu gördüklerinde farkettiklerini söyledi.
Seattle Coffee Gear CEO’su Mike Atkinson, hırsızların perakendecinin Alderwood Mall konumuna girdiğini ve Apple mağazasına erişmek için tuvaletin duvarında bir delik açtıklarını söyledi.
ABD, hortum felaketleriyle mücadele ediyor. Missouri eyaletinde etkili olan hortum, hayatı olumsuz etkiledi. Eyaletin güneydoğusundaki Bollinger County’de ev ve iş yerlerinin çatılarında hasar meydana gelirken, ağaçlar ve elektrik hatları devrildi. Missouri Valisi Mike Parson, kasırga nedeniyle 5 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Vali Parson, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Kalbimiz bu şiddetli fırtınada hayatını kaybeden 5 kişinin aileleriyle birlikte. Bölgenin yaralarını sarmasına yardımcı olmak için mevcut tüm kaynaklarımızı kullanacağız” ifadelerini kullandı. Hortum nedeniyle ayrıca 5 kişi yaralanırken, 75 yapıda hasar meydana geldi, 12 yapı ise tamamen yıkıldı.
Öte yandan, ABD’de geçtiğimiz hafta sonu Arkansas, Mississippi, Iowa, Tennessee, Illinois ve Wisconsin başta olmak üzere toplam 8 eyalette en az 57 hortum meydana gelmiş, 32 kişi hayatını kaybetmişti. Mississippi eyaletinde 25 Mart’ta çıkan hortumda ise 26 can kaybı yaşanmıştı.
ABD’nin California eyaletinde Tayvan lideri Tsai Ing-wen ile görüşen ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, görüşmenin ardından beraberindeki milletvekilleri ile birlikte açıklamalarda bulundu. Ülkesinin Tayvan ile işbirliğinin hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu belirten McCarthy, bağları daha da güçlendirmenin bazı yolları olduğunu söyledi. Tsai ile gerçekleştirilen temaslara atıfla “Görüşmelerimize dayanarak, birkaç eylemin gerekli olduğu açık” diyen McCarthy, “Öncelikle, Tayvan’a silah satışına devam etmeli ve bu tür satışların Tayvan’a zamanında ulaşmasını sağlamalıyız. İkinci olarak, özellikle ticaret ve teknoloji alanında ekonomik işbirliğimizi güçlendirmeliyiz. Üçüncüsü, ortak değerlerimizi dünya sahnesinde tanıtmaya devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Tarihin kritik bir döneminde yaşadıklarını ve acilen harekete geçilmesi gerektiğini kaydeden McCarthy, “Otoriter liderlerin gereksiz çatışmaları kışkırtmak için şiddet ve korkuyu kullanmaya çalışması nedeniyle, dünyadaki gerilimler Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana en yüksek noktasında” dedi. Ülkesi ve Tayvan’ın barıştan yana olduğunu kaydeden McCarthy, Tayvan ile Amerika arasındaki dostluğun, özgür dünya için çok önemli bir mesele olduğunu ve ekonomik özgürlük, barış ve bölgesel istikrarı sürdürmek açısından kritik önem taşıdığını da sözlerine ekledi.
“Niyetimiz gerilimi tırmandırmak değil”
Tayvan ile ilişkilerin Pekin yönetimi ile gerilimin tırmanmasına neden olup olmadığı ilgili bir soruya, “Hayır, niyetimiz gerilimi tırmandırmak değil” yanıtını veren McCarthy, barıştan yana olduklarını yineledi. Tayvan’ı ziyaret edip etmeyeceğine dair ilgili sorular karşısında henüz böyle bir planın gündemde olmadığını söyleyen McCarthy, ancak bunun böyle bir plan olmayacağı anlamına gelmediğinin altını çizdi. Olası bir Tayvan ziyaretini her iki partiden de temsilcilerle yapabileceğini söyleyen McCarthy, “Çin, bana nereye gidebileceğimi veya kiminle konuşabileceğimi söyleyemez” ifadelerini kullandı.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen, Tayvan ile diplomatik ilişkileri sürdüren Belize ve Guatemala’yı içeren 10 günlük Orta Amerika ziyareti öncesinde ABD’nin California eyaletinde ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile görüşmüştü. Tsai’nin ziyareti, Tayvan’ın topraklarının bir parçası olduğunu savunan Pekin yönetiminin tepkisini çekmişti.
ABD’ni eski Başkanı Donald Trump, yetişkin film oyuncusu Stormy Daniels’e 2016 Başkanlık seçimleri sırasında “sus payı” ödediği suçlamasıyla hakkında açılan dava kapsamında yargılanmaya başladı. Trump, geceyi geçirdiği Trump Tower’dan ilk olarak Manhattan Ceza Mahkemesi ile aynı binada bulunan Manhattan Bölge Savcılığı’na geldi.
Trump, mahkeme öncesi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Aşağı Manhattan’a, Adliye binasına gidiyoruz. Çok sürreal görünüyor. Vay, beni tutuklayacaklar. Bunun Amerika’da olduğuna inanamıyorum” dedi.
Manhattan Bölge Savcılığı’nda polis tarafından yasal prosedür gereği gözaltına alınan Trump, parmak izlerinin alınmasının ardından mahkeme salonuna götürüldü. Trump, duruşmada kendisine yöneltilen suçlamaları dinledikten sonra 34 suçlamanın tümünü reddetti.
Polis, mahkemenin bulunduğu bölgede geniş güvenlik önlemleri alarak, bazı sokak ve caddeleri trafiğe kapattı. Trump karşıtları ve destekçileri arasında mahkeme bölgesinde sık sık sözlü ve fiziksel tartışma çıktı.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ile Kanada Uzay Ajansı (CSA), Ay’a dönüş projesi kapsamında Ay’ın etrafında yolculuk yapacak ilk mürettebatlı Artemis II uçuşunda görev alacak astronotların isimlerini açıkladı.
NASA ve CSA tarafından Texas eyaletine bağlı Houston kentindeki Johnson Uzay Merkezi’ne yakın Ellington Field’da düzenlenen bir etkinlikte yapılan açıklamada, ekipte ilk kadın ve ilk siyah astronotun da görev alacağı ve Reid Wiseman (NASA) yönetiminde pilotun Victor Glover (NASA), misyon uzmanlarının Christina Hammock Koch (NASA) ile Jeremy Hansen (CSA) olacağı bilgisi paylaşıldı.
Yaklaşık 10 günlük Artemis II uçuşunda kullanılacak Orion uzay aracının yaşam destek sistemlerini ve insanların derin uzayda yaşamaları ve çalışmaları için gereken yetenekleri ve teknikleri test edeceği kaydedildi.
Yapılacak yolculuğun aralık ayında mürettebatsız şekilde yapılan Artemis I uçuşunun devamı olduğu kaydedilen açıklamada, “Bu uçuş, Artemis programı kapsamında ilk kadın ve ilk siyah insanın Ay’a ayak basmasına zemin hazırlayacak ve gelecekteki uzun vadeli insanlı keşif görevleri için yol açacak, nihayetinde Mars’a gitmek için bir fırsat yaratacak. Bu ajansın Ay’dan Mars’a keşif yaklaşımıdır.” denildi.
Açıklamada, uçuşun komutanı Wiseman’ın ikinci uzay yolculuğu olacağı hatırlatılırken, deneyimli astronotun daha önce, Mayıs 2014’ten Kasım 2014’e kadar Uluslararası Uzay İstasyonu’nda uçuş mühendisi olarak görev yaptığı ve iki kez yörünge kompleksinin dışına çıkarak yaklaşık 13 saat lider astronot olarak görev üstlendiği belirtildi.
Bu uçuşun, aracın pilotu Glover’ın da ikinci uzay uçuşu olacağı bilgisi verilen açıklamada, Glover’in daha önce, 168 gün uzayda kaldıktan sonra 2 Mayıs 2021’de indirilen NASA’nın SpaceX Crew-1’in pilotu olduğu kaydedildi.
Açıklamada, Glover’in uzay istasyonunda bilimsel araştırmalara, teknoloji çalışmalara katkıda bulunduğu ve 4 kez uzay yürüyüşüne katıldığı ifade edildi. Ay’a yönelik bir görevde yer alacak ilk kadın astronot Koch’un da daha önce bir kez uzay uçuşu yaptığı, 328 gün uzayda kalarak bir kadın astronotun en uzun süreli tek uçuş rekorunu kırdığı ve tamamı kadın astronotlardan oluşan ilk uzay yürüyüşüne katıldığı bilgisi verildi.
Artemis II görev uçuşunda Kanada’yı ise Hansen temsil edecek.
Hansen’in Kanada Silahlı Kuvvetlerinde albay ve eski bir savaş pilotu olduğu bilgisi verilen açıklamada, Kanadalı pilotun ilk kez uzay uçuşuna çıkacağı belirtildi.
