Etiket: abd

  • ABD’nin ‘Çernobil’i: Ohio’da kimyasal felaket

    ABD’nin ‘Çernobil’i: Ohio’da kimyasal felaket

    Kimyasal felaketin sonuçlarından endişe duyan Doğu Filistin kasabası sakinleri, BBC’ye konuştu.

    Kasaba esnafından John ve Lisa Hamner, çevre felaketinin hayatlarını “mahvettiğini” ileri sürdü.

    Duygularını ifade ederken göz yaşlarına hakim olamayan John, kimyasal felakete yol açan kazayı “Doğu Filistin kasabasının Çernobil”i olarak nitelendirdi. John, “Şu anda olmak istemediğim bir yerdeyim. Böyle yapamayız, taşınacağız.” dedi.

    Kasabadaki kimyasal felaketin asıl etkilerinin ve yaralarının psikolojik olduğuna işaret eden John, “Uykularım kaçıyor. İki kez doktora gittim ve kaygı bozukluğu hapı alıyorum. Bu, benim geçim kaynağımı kaybetmemden 10 kat daha kötü.” ifadesini kullandı. Lisa ise 20 yılını geçirdikleri kasabayla, 10 çalışanı ve işletmeleriyle ilgili endişelerinden ötürü kendisini uyku tutmadığını dile getirdi.

    Bazı müşterilerinin kendileriyle iş yapmayı bıraktığını aktaran Lisa, bazı kişilerin ise Doğu Filistin kasabasını terk etmeyi düşündüğünü belirtti.

    Lisa, “Burada yaşayan insanlar için endişeliyim. Çok fazla şey var. Uyuyabilen birini bilmiyorum. İşin, sağlığın, arkadaşlarının sağlığı…” değerlendirmesinde bulundu.

    Diğer bölge sakinleri de BBC’ye, söz konusu kazanın kasabanın tarihi için önemli bir kırılma noktası olduğunu vurgulayarak, 3 Şubat olayının “büyük bir felaket” olarak hatırlanacağını söyledi.

    Bölge halkından kafe işletmecisi Ben Ratner de “Bu, kasaba için Pearl Harbor’dur ya da 11 Eylül’dür. Bunlardan biri halkın sürekli konuştuğu şeyler.” dedi. Ratner, stres ve travmanın ilginç şekilde kendisinde değişik duygulara yol açtığını kaydetti.

    Kasabadaki dostlarının sürekli paniklediğini ve tetikte olduğunu belirten Ratner, “Bu olayın uzun süreli duygusal ve psikolojik etkilerine bakmamız gerekiyor. İnsanlar, tren sesi duyunca, çocukları dışarı çıkınca ya da köpekler yanlışlıkla dışarda kirlenmiş su içerse diye endişeleniyor. Bu çok ciddi. Bu, nesiller boyu devam edebilir. Bu kimyasal gaz ya da büyük bir buluttan daha büyük bir şey.” diye konuştu.

    Federal ve yerel yetkililer, bölge halkına “kaynatılmış su tüketmeleri” tavsiyesinde bulunuyor.

    ABD Çevre Koruma Ajansının (EPA) yöneticisi Michael Regan, dün, bölgeye yaptığı ziyarette yerel yetkililerle bir araya gelerek kazaya dair bilgi aldı.

    Regan, bölge sakinlerine yönelik “Sizi görüyor, duyuyor ve endişelerinizi anlıyoruz.” dedi.

    EPA Ohio birimi ve eyalet yetkilileri ise kimyasal sızıntıdan kaynaklanan kirliliği kontrol altına almak için su yollarına petrol tutma engelleri konulduğunu, kirlenmiş toprak ve suyun havalandırma yöntemi ile temizlenmeye çalışıldığını belirtti.

    ABD’nin Ohio eyaletinin Doğu Filistin kasabası yakınlarındaki demir yolunda 3 Şubat’ta meydana gelen çevre felaketinde, kimyasal madde taşıyan 150 vagonlu trenin 50 vagonunun raydan çıkmasının ardından patlamalar olmuştu. Patlamalar sonrası çevreye yüksek miktarda zehirli kimyasalın yayılmasıyla bölge sakinlerinin tahliyesine karar verilmişti.

    Olayın ardından bölge sakinlerinde baş ağrısı, göz yanması, öksürük, halsizlik gibi şikayetlerin yanı sıra hayvanlarda ölümlere rastlanıldığı haberleri medyada yer almıştı. New York Post gazetesi de trenin taşıdığı zehirli kimyasalların miktarının, açıklananın çok üzerinde olduğunu yazmıştı.

    Ohio Valisi Mike DeWine’in olaya ilişkin basın açıklamasını takip eden muhabirin polis tarafından gözaltına alınması, “kimyasal felaket” tartışmalarını daha da alevlendirmişti.

    Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada, federal kurum EPA’nın bölgede eyalet yetkilileriyle çalışmalar yürüttüğü, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin kazayı yakından takip ettiği, yerel idarecilerle ihtiyaçları gidermek için temasta olduğu aktarılmıştı.

    Kazanın meydana geldiği yaklaşık 4 bin 700 nüfuslu Doğu Filistin kasabası halkı ise dün yaptıkları genel bir toplantıda, yetkililerin açıklamalarına yönelik güvensizliği dile getirmiş, bölgede etkisini sürdüren duman bulutu, kalıcı hale gelen koku ve içme suyunun güvenliği gibi birçok konuda endişelerini ortaya koyarak yetkililere şeffaflık çağrısı yapmıştı.

    Kasaba sakinleri, yapılan resmi açıklamaların kendilerini tatmin etmediğini belirterek, başta Ulaştırma Bakanlığı ve tren şirketi Norfolk Southern olmak üzere yetkilileri sert bir dille eleştirmişti.

     

     

  • ABD’de yük treni raydan çıktı

    ABD’de yük treni raydan çıktı

    ABD’nin Michigan eyaletinde yer alan Detroit şehri yakınlarında Van Buren kasabasında yük treni raydan çıktı. Kazadan en az 6 vagonun etkilendiği belirtilerek, ölen ya da yaralanan olmadığı ifade edildi. Trenin raydan neden çıktığı henüz bilinmezken, bölgede tehlikeli bir durumun olmadığı açıklandı.
    Yetkililer, tehlikeli maddelerin bulunduğu vagonların kazadan etkilenmediğini aktararak, tehlikeli maddeye maruz kalındığına dair kanıt olmadığını açıkladı. Michigan Çevre, Büyük Göller ve Enerji Departmanı, halka yönelik herhangi bir tehdit belirtisi olmadığını belirterek, olay yerine inceleme için ekip sevk edildiğini aktardı.

    Ohio’da kimyasal felaket

    ABD’nin Ohio eyaletinde yer alan East Palestine kasabası yakınlarında 3 Şubat’ta kimyasal madde taşıyan 150 vagonlu trenin 11’i kimyasal madde taşıyan 50 vagonu raydan çıkmıştı. Kazanın ardından yangın çıkmış bazı vagonlarda patlamalar meydana gelmişti. Kaza nedeniyle bölgeye yüksek miktarda kimyasal madde yayılması nedeniyle binlerce kişi tahliye emri verilmişti.
    Ohio Valisi Mike DeWine, ABD Sağlık Bakanlığı, Sağlık ve Acil Müdahale Ekibi ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinden (CDC) yardım istedi.

  • “Türkiye’nin dayanıklı ülke olduğunu biliyorsunuz”

    “Türkiye’nin dayanıklı ülke olduğunu biliyorsunuz”

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerin ardından Adıyaman’da arama kurtarma çalışmalarına destek veren ABD’li arama kurtarma ekibi üyesi John Morrison, NBC kanalında yayınlanan The Today Show’da Türkiye’de devam eden arama kurtarma çalışmalarını değerlendirdi. Pek çok teknik gereç ile enkazlarda arama yaptıklarını ifade eden Morrison, “Çökmüş binaları inceleyen hem kameralar ve dinleme cihazları gibi teknik arama öğeleri hem de arama köpeklerimizle hayatta kalanları bulmaya çalışan birkaç keşif ekibimiz var” dedi.
    Morrıson, enkaz altında mahsur kalan insanları bulmaları durumunda ne kadar sürerse sürsün o insanları kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti. Sunucunun “Gördüklerini kelimelere dökebilir misin?” sorusuna cevap veren Morrison, “Bu kesinlikle geniş alana yayılmış bir yıkım. Bu ülkenin inanılmaz derecede dayanıklı olduğunu biliyorsunuz. Karşılaştığımız insanlar burada olduğumuz için çok memnun ve burada yaşayanlar adına minnettarlar. Ancak bunun tam olarak bizim eğitildiğimiz şey olduğunu biliyorsunuz. Çünkü dünyanın dört bir yanındaki felaketlerde bulunduk ve bu yüzden bunun için eğitim aldık” dedi.

  • Türk, Ermeni ve ABD’li ekip 2 kadını kurtardı

    Türk, Ermeni ve ABD’li ekip 2 kadını kurtardı

    Kahramanmaraş merkezli 10 ili vuran 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından destek için Türkiye’ye gelen yabancı arama-kurtarma ekipleri hayat kurtarmaya devam ediyor. Ermenistan ve ABD’den gelen ekipler, Türk arama-kurtarma ekipleri ile birlikte Adıyaman’da enkaz altında kalan 2 genç kadını sağ olarak kurtardı.

  • ABD-Çin arasında “casus balon” krizi

    ABD-Çin arasında “casus balon” krizi

    ABD Başkanı Joe Biden, ABD semalarında görülmesi üzerine dün ABD tarafından düşürülen Çin’e ait istihbarat balonuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Biden balonun düşürülmesi talimatını çarşamba günü verdiğini söyleyerek, “Balonla ilgili bilgi aldığımda, Pentagon’a çarşamba günü mümkün olan en kısa sürede balonu düşürmesi talimatını verdim. Pentagon, balon anakara üzerindeyken kimseye zarar vermemek için en iyi zamanı bekledi. Balonun düşürülmesi için en iyi zamanın balon 12 millik karasuları sınırları içerisindeyken olduğuna karar verildi” ifadelerini kullandı.
    ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ABD semalarındaki Çin “casus balonunun” düşürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Başkan Biden’ın talimatıyla ABD Kuzey Komutanlığı’na bağlı ABD savaş uçağı, Çin Halk Cumhuriyeti’ne ait yüksek irtifa gözetleme balonunu ABD’de Güney Karolina açıklarında başarıyla düşürdü. Amerikan ordusu komutanları, balonun boyutu, irtifası ve gözetleme kapasitesi nedeniyle kara üzerindeyken düşürülmesinin ‘gereksiz risk’ oluşturabileceği kararına vararak, balonu güvenli bir şekilde indirmek için seçenekler geliştirdi. Balonun düşürülmesi, Kanada hükümetinin koordinasyonu ve tam desteğiyle gerçekleştirildi” dedi.

    ABD-Çin arasında “casus balon” krizi

    ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Çin’e ait yüksek irtifalı istihbarat balonunun ABD üzerinde olduğunu, balonun takip edildiğini açıklamıştı.
    Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, balonun, Çin’e ait sivil bir hava aracı olduğu, meteorolojik araştırma için kullanıldığı belirtilerek, “Çin’e ait hava aracı batıya esen rüzgarlar ve kontrol imkanının kısıtlı olması nedeniyle, güzergahın dışına çıktı” ifadelerine yer verilmişti.
    ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, balon meselesi nedeniyle Çin’e yapacağı ziyareti ertelemişti.

  • ABD üzerinde Çin istihbarat balonu tespit edildi

    ABD üzerinde Çin istihbarat balonu tespit edildi

    Pentagon tarafından yapılan açıklamada, Çin’e ait istihbarat balonunun ABD semalarında olduğu bildirildi. Pentagon Sözcüsü General Pat Ryder gazetecilere yaptığı açıklamada, “ABD hükümeti, ABD anakarası üzerinde yüksek irtifalı gözetleme balonunu tespit etti ve takip ediyor. Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı (NORAD) dahil olmak üzere ABD hükümeti, balonu yakından takip etmeye ve izlemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    Balonun sivil hava trafiğinin çok üzerinde olduğunu ve sivil havacılık için bir tehdit oluşturmadığını vurgulayan Ryder, böyle bir balonun ABD üzerinde ilk kez görülmediğini de belirtti. Ryder, balon tespit edildikten sonra ABD hükümetinin hassas bilgilerin toplanmasını önlemek için derhal harekete geçtiğini ifade ederken, hangi önlemlerin alındığına dair detay vermedi.

    “Balonun Çin’e ait olduğuna eminiz”

    Ryder’ın ardından açıklama yapan ve adı açıklanmayan üst düzey bir Pentagon yetkilisi de söz konusu balonun Çin’e ait olduğu konusunda emin olduklarını ifade etti. Üst düzey yetkili, ABD’nin Çinli yetkililerle birden fazla kanal aracılığıyla temasa geçtiğini aktararak, “Bu konuyu ne kadar ciddiye aldığımızı kendilerine ilettik. Halkımızı ve vatanımızı korumak için ne gerekiyorsa yapacağımızı açıkça belirttik” ifadelerini kullandı.
    Balonun istihbarat toplama kabiliyetinin sınırlı olduğunu değerlendirdiklerini belirten yetkili, “Ancak yine de hassas bilgilerin yabancı istihbarat tarafından toplanmasına karşı koruma sağlamak için adımlar atıyoruz” dedi.

    Yetkili, böyle bir balonun ABD üzerinde ilk kez görülmediğini, ancak bu sefer balonun geçmişte görülenden farklı hareket ettiğini söyleyerek, “Son birkaç yıl içinde, bu yönetimden önce de dahil olmak üzere birkaç kez daha oldu. Bu, ABD hava sahasında öncekilere göre çok daha uzun süre kaldı” şeklinde konuştu. Balonun boyutuna değinen yetkili, “Gökyüzünde oldukça yüksek olmasına rağmen pilotların bu balonu gördüğüne dair raporlar var. Yani oldukça büyük” diye konuştu. Yerde oluşabilecek enkaz nedeniyle balonu düşürmediklerini aktaran yetkili, balonun ayrıca dün Montana üzerinde görüldüğünü kaydetti.

  • Kuzey Kore’den ABD’ye tehdit

    Kuzey Kore’den ABD’ye tehdit

    ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in bu hafta Güney Kore’ye gerçekleştirdiği ziyaretin yankıları sürerken, Kuzey Kore’den ABD ve müttefiklerine tehdit niteliğinde bir açıklama geldi. Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Kore Yarımadası’ndaki ve bölgedeki askeri ve siyasi durum, ABD ve müttefiklerinin pervasız çatışma yanlısı manevraları ve düşmanca eylemleri nedeniyle kırmızı çizgiye ulaştı” ifadeleri kullanıldı. Austin’in Seul ziyaretine atıfla, “Bu, ABD’nin Kore Yarımadası’nı devasa bir savaş cephaneliğine ve kritik bir savaş bölgesine dönüşmesiyle sonuçlanacak tehlikeli senaryosunun güçlü bir göstergesidir” denilen açıklamada, “Pyongyang’ın, ABD’nin muhtemel bir askeri harekatına ‘nükleer silaha karşı nükleer silah topyekun savaşa karşı topyekun savaş’ ilkesi çerçevesinde en sert tepkiyi vereceği” belirtildi. “ABD’nin Kore Yarımadası ve çevresine stratejik varlıklar konuşlandırmaya devam etmesi halinde Pyongyang’ın caydırıcı faaliyetlerini sürdüreceğinin” vurgulandığı açıklamada, “Washington’un düşmanca politikası” nedeniyle Kuzey Kore’nin ABD ile herhangi bir diyalog arayışında olmadığı aktarıldı.

    ABD Savunma Bakanı Austin’in Seul ziyareti

    ABD Savunma Bakanı Lyold Austin bu hafta başında Güney Kore’yi ziyaret ederek temaslarda bulunmuş, Washington ve Seul’ün Kuzey Kore’nin askeri tehditlerini caydırmak üzere F-22 ve F-35 jetlerini de içeren gelişmiş askeri varlıkların bölgede konuşlandırılması konusunda mutabık kaldığı kamuoyuna yansımıştı. Ayrıca, iki ülkenin ortak tatbikatlarının süreceği bildirilmişti.

  • Gizemli balina ölümleri artıyor

    Gizemli balina ölümleri artıyor

    ABD’nin Doğu kıyılarındaki gizemli balina ölümlerinde artış yaşanmaya devam ediyor. New York şehrine bağlı Lido Beach köyünde yaklaşık 10 metre uzunluğundaki dev kambur balina karaya vurdu. Balinanın kıyıya vurduğu sahile gelen Hempstead Kasabası Sorumlusu Don Clavin, “Bu bir erkek kambur balina. Yaklaşık 5 yıldır burada bir balinanın karaya vurduğunu görmedik. Bu kıyılarda son 10 yıldır gördüğümüz en büyük balina olabilir” dedi.


    Ölümlerin arkasındaki neden araştırılıyor

    Okyanuslardaki kirliliğin önüne geçmek için çalışma yürüten Clean Ocean Action Yöneticisi Cindy Ziph, balinaların neden zarar gördüğüne dair bir kanıt bulunamadığını ifade etti. Clean Ocean Action, balina ölümleriyle ilgili soruşturma başlatılma çağrısında da bulundu. Yetkililer ve çevreciler ise, balinaların gizemli ölümlerinin arkasında ne olduğunu öğrenmeye çalışıyor.
    Dev kambur balina, ABD’de 1 Aralık’tan beri kıyıya vuran 15. balina olarak kayıtlara geçti.

  • ABD’de 85 araç birbirine girdi

    ABD’de 85 araç birbirine girdi

    ABD’nin Wisconsin eyaletinde yoğun kar yağışı hayatı olumsuz etkiliyor. Eyaletler arası otoyol I-39’da kar yağışı ve buzlanma nedeniyle 85 araç birbirine girdi. Yol her iki yönde de trafiğe kapatılırken, kazaya karışan tırlardan biri alev aldı. Polis, kazada 21 kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Yolun, saatler süren çalışmaların ardından yeniden trafiğe açıldığı aktarıldı.

  • Polis şiddeti halkı sokağa döktü

    Polis şiddeti halkı sokağa döktü

    ABD, yine polis şiddetiyle sarsıldı. Geçtiğimiz 7 Ocak’ta Tennessee eyaletine bağlı Memphis şehrinde 29 yaşındaki siyahi Tyre Nichols’un 5 siyahi polis tarafından dövülerek öldürülmesi ülkede bir kez daha infiale yol açtı. Olaya ilişkin görüntülerin ilk kez kamuoyu ile paylaşılmasının ardından halk, polis şiddetine karşı sokağa çıktı. Siyahi nüfusun çoğunlukta olduğu Memphis’te protestocular, polis şiddetine son verilmesi çağrısında bulundu. “Tyre için Adalet” yazılı pankart taşıyan protestocular, ana otoyollardan biri olan I-55 köprüsündeki her iki şeridi de trafiğe kapattı. Boston, Atlanta, Sacramento, Washington DC ve New York da aynı protestolara sahne oldu. New York’taki ünlü Times Meydanındaki bir gösterici üzerine çıktığı polis aracının camlarını tekmeleyerek kırdı. New York Polis Departmanından yapılan açıklamaya göre 3 kişi polis aracına zarar vermekten gözaltına alındı.


    Biden’dan “sükunet” çağrısı

    Polislerin Nichols’u acımasızca dövdüğü görüntülerin yayınlamasının ardından ülkede geniş çaplı protestolar gerçekleştirilmesini beklenirken, ABD Başkanı Joe Biden sükunet çağrısında bulundu. Biden yaptığı yazılı açıklamada, “Birçok kişi gibi ben de Tyre Nichols’un ölümüyle sonuçlanan şiddetin korkunç videosunu görünce öfkelendim ve derinden acı hissettim. Bu, siyahi Amerikalıların her gün yaşadıkları derin korku ve travmanın bir başka acı verici hatırlatıcısıdır. Kalbim, Tyre Nichols’un ailesi, Memphis’teki ve ülkenin dört bir yanındaki bu son derece acı verici kaybın yasını tutan Amerikalılarla birlikte. Bu akşam yayınlanan görüntüler insanları haklı olarak öfkelendirecek. Adalet arayanlar şiddete ve yıkıma başvurmamalıdır. Şiddet asla kabul edilemez, yasa dışı ve yıkıcıdır. Barışçıl protesto çağrısında Nichols’un ailesine katılıyorum” ifadelerini kullandı. Biden ayrıca taziyelerini sunmak için Tyre Nichols’un annesi RowVaughn Wells ve üvey babası Rodney Wells ile görüştüğünü belirterek, “Çok sevilen bir çocuğu ve genç bir babayı kaybetmenin verdiği kalp kırıklığını ve kederi tarif edecek hiçbir kelime yok. Hiçbir şey Nichols’u ailesine ve Memphis halkına geri getiremez. Ancak Nichols’un oğlu, annesi ve üvey babası dahil tüm ailesi hızlı, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini hak ediyor. Adaleti sistemimizin herkes için adil ve tarafsız, eşit muamele ve haysiyet vaadini yerine getirmesini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Gerçek ve kalıcı değişim, ancak bunun gibi trajedilerin bir daha yaşanmaması için harekete geçersek gelecek. Bu nedenle Kongre’yi George Floyd’un adıyla anılan polis yasasını masama göndermeye davet ettim” ifadelerini kullandı.


    Harris: “Kongre acilen hareket etmeli ve George Floyd yasasını geçirmelidir”

    ABD Başkanı Kamala Harris de polis şiddetine yönelik yaptığı yazılı açıklamada, “Tyre Nichols ailesinin yanına gitmeliydi. ABD bir kez daha korumaya ve hizmet etmeye ant içmiş kişiler tarafından vahşice birbirinde koparılan bir çocuk ve babanın yasını tutuyor. Bu gece yayınlanan görüntüler hafızalarımıza sonsuza dek kazınacak ve hiçbir zaman tam olarak kapanmayacak yaralar açacaktır. ABD’de polisin görevi kötüye kullanması ve aşırı güç kullanması sorunu artık sona ermeli. Hesap verebilirlik ve şeffaflık çağrısında Başkan Biden’a katılıyorum. Halkımızda korku değil, güven inşa etmeliyiz. Kongre acilen hareket etmeli ve George Floyd yasasını geçirmelidir. Adalet sistemimizin adının hakkını vermesini sağlamalıyız” ifadelerine yer verdi.
    Öte yandan, ABD Adalet Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) olayla ilgili soruşturma başlatırken, polis memurları Demetrius Haley, Desmond Mills Jr, Emmitt Martin III ve Justin Smith’in görevlerine son verildi.