Etiket: abd

  • Hortum felaketinde can kaybı 100’ü geçti

    Hortum felaketinde can kaybı 100’ü geçti

    ABD’nin başta Kentucky eyaleti olmak üzere çevre eyaletlerde de etkili olan hortumda can kaybının 100’ü aştığı ifade edildi. Kentucky Valisi Andy Beshear, 18 ilçenin hortum nedeniyle hasar gördüğünü belirtti.

    Kentucky Valisi And Beshear, hortumla ilgili son durumu değerlendirdiği basın toplantısında, Kentucky’de 18 ilçenin hasar gördüğünü belirtti. ABD medyası, 80’i Kentucky’de olmak üzere 100’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini; can kaybının artmasından endişe duyulduğunu bildirdi. Beshear, “Bu horumun ilerlediği çizgideki hiçbir şey artık ayakta değil. Hasar gören 18 ilçe, elektriksiz 36 ila 50 bin Kentucky vatandaşı var. Mayfield bugün bulunduğumuz yer, babamın memleketi Dawson Springs ve Bremen en çok etkilendi. Bunun nihayetinde ABD tarihindeki en uzun hortum olacağına inanıyorum” dedi.

    MUM FABRİKASINDAKİ 110 KİŞİDEN HABER ALINAMIYOR

    Vali Beshear, 110 kişinin hortuma yakalandığı mum fabrikasından henüz yeni bir haber alamadıklarını belirtti ve dün elde etikleri bilgilerin hala geçerliliğini koruduğunu aktardı. Beyaz Saray’ın Kentucky için acil durum kararı almasına değinen Beshear, 300’den fazla Ulusal Muhafız’ın da bölgede görev yaptığını söyledi.

    Beshear sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ulusal Muhafızlar konuşlandırıldı, şu anda 300’den fazla muhafızımız var ve topluluğumuza yardım etmek için oradalar. Kapı kapı dolaşıyorlar ama birçok ailenin artık kapısı yok. Kurtulanları umutla arayarak enkazdan enkaza gidiyorlar. 2,3 milyon doların üzerinde 18 bin 31 bağış aldık. Her kuruş ailelere yardım için kullanılacak.”

  • ABD’de hortum felaketi: 50 ölü

    ABD’de hortum felaketi: 50 ölü

    ABD’nin Kentucky kentinde şiddetli hortumlar sebebiyle yaklaşık 50 kişi hayatını kaybetti. Kentuck Valisi Andy Beshear, bugün yaptığı canlı açıklamada eyaletin özellikle Mayfield kentinde bir fabrikanın hortumda zarar gördüğünü ve toplu ölümler olduğunu belirterek can kaybının 70 ila 100 arasında olabileceğini duyurdu.

    Vali Beshear açıklamasında bir gecede 4 farklı hortum olayı meydana geldiğini ve en az 50 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Eyalet genelinde dün gece yarısı OHAL ilan ettiklerini belirten Vali Beshear, yaşanan şiddetli hava olaylarının son derece nadir rastlanan bir durum olduğunu ifade etti.

    Eyaletin özellikle Mayfield kentinde, bir fabrikanın yıkıldığını ve burada toplu ölümler olduğunu belirten Vali Beshear, eyalet genelinde ölümlerin 70 ila 100 arasında olabileceğini vurguladı. Eyaletin büyük çoğunluğuna henüz elektrik verilemediği ifade edildi.

  • 6 yılın ardından ilk idam

    6 yılın ardından ilk idam

    ABD’nin Oklahoma eyaletinde 6 yıl sonra ilk kez bir mahkum idam edilirken, mahkumun zehirli karışım enjekte edilmesinin ardından olağandışı bir şekilde kustuğu bildirildi.

    ABD’nin Oklahoma eyaletinde 6 yılın ardından ilk kez idam cezası uygulandı. En son 2015’te bir mahkumun idam edildiği eyalette 60 yaşındaki John Marion Grant adlı mahkum zehirli iğneyle infaz edildi. Bir cezaevi kafeteryası çalışanını 1998 yılında öldürdüğü gerekçesiyle idam cezasına çarptırıldığı belirtilen Grant’in zehirli karışımın ilk bileşeni midazolam enjekte edilmesinin ardından olağandışı bir şekilde kustuğu bildirildi. Diğer 2 enjeksiyonun da tamamlanmasından 15 dakika sonra bilincini kaybettiği ifade edilen Grant’in, 6 dakika sonra yerel saatle 16.21’de yaşamını yitirdiği kaydedildi. Böylece Oklahoma’da, yanlış ilaç nedeniyle iptal edilen bir idam cezası da dahil olmak üzere toplam 3 başarısız girişimden bu yana ilk infaz gerçekleştirilmiş oldu.

    Öte yandan, Ölüm Cezası Bilgi Merkezi kuruluşundan Robert Dunham, idam sırasında istifra etmenin olağandışı olduğunu söyledi. Grant’i temsil eden avukatlardan biri olan Dale Baich de infazı “sorunlu” olarak nitelendirdi. Baich, “Eyalette sorunlu ölümcül enjeksiyon protokolünü ele almak için şubat ayında mahkemeye çıkana kadar daha fazla infaz olmamalı” diye konuştu.

    Oklahoma Ceza Dairesi ise Grant’in infazının protokollere uygun olarak ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildiğini duyurdu.

    İdam cezasına 1999’da çarptırıldı

    Çok sayıda silahlı soygun nedeniyle 130 yıllık hapis cezasına çarptırılan Grant, cezasını çekmek için girdiği cezaevinde kafeterya görevlisi Gay Carter’ı bıçaklayarak öldürmüştü. Bunun üzerine 1999 yılında Grant’e idam cezası verilmişti.

    Daha önce de sorun yaşanmıştı

    Oklahoma’da 19 yaşındaki bir kızı öldürdüğü için idam cezası verilen Clayton Lockett’in Nisan 2014’teki infazı da tam bir işkenceye dönüşmüştü. Oklahoma Eyalet Hapishanesi’nde zehirli karışımın enjekte edildiği Lockett tam 43 dakika can çekiştikten sonra ölmüştü. Söz konusu olay, ülkede tartışmalara yol açmıştı.

  • Çavuşoğlu’ndan ABD Başkanı Biden’a tepki

    Çavuşoğlu’ndan ABD Başkanı Biden’a tepki

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Acil Durum halini bir yıl daha uzatması ve Türkiye ile ilgili açıklamalarına yanıt verdi. Çavuşoğlu, “ABD yönetimi kongreye mektup yollarken ya da bilgi verirken doğruyu söylemiyor” derken, “PKK ile YPG arasında hiçbir farkın olmadığını çok iyi biliyorlar. Bu terör örgütüne çok iyi destek veriyorlar. Burada bulunma amacının da DEAŞ ile mücadele olmadığını biliyoruz. DEAŞ ile mücadele eden dünyadaki tek ordu bizim ordumuz” diye konuştu.

    Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD’nin Suriye kararnamesini uzatması ve Türkiye açıklamalarıyla ilgili konuştu.

    Çavuşoğlu, “Bu mektup kopyala yapıştır bir mektup olmuş. Amerikan yönetimi Kongre’ye mektup yollarken ya da Amerikan halkına bilgi verirken doğruyu söylemiyor” dedi.

    Dışişleri Bakanı, “PKK ile YPG arasında hiçbir farkın olmadığını çok iyi biliyorlar. Bu terör örgütüne çok iyi destek veriyorlar. Bu ABD kanunlarına göre suç” derken, “Burada bulunma amacının da DEAŞ ile mücadele olmadığını biliyoruz. DEAŞ ile mücadele eden dünyadaki tek ordu bizim ordumuz” diye konuştu.

    ‘TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK YERİNE KENDİ YANLIŞ POLİTİKALARINDAN VAZGEÇSİN’

    Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Türkiye’yi suçlamak yerine ABD kendi yanlış politikalarından vazgeçsin. Ayrıca Amerikan halkına da kongresine de daha dürüst davransın” diye konuştu.

  • 7 ay sonra ilk görüşme

    7 ay sonra ilk görüşme

    Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 7 ay sonra ilk kez ABD Başkanı Joe Biden ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

    Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Şubat ayından bu yana 7 aydır ilk kez ABD Başkanı Joe Biden ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, liderlerin Çin-ABD ilişkileri ve ortak endişelerin görüşüldüğünü kaydetti.

    Çıkarların örtüştüğü alanların, değerlerin ve nakış açılarının ayrıldığı alanların ele alındığı geniş, stratejik bir görüşme gerçekleştirildiği aktarılan açıklamada, “İki lider ülkeleri arasındaki rekabetin çatışmaya dönüşmemesi için her iki ülkenin üzerine düşen sorumlulukları tartıştı” denildi.

    Çin basınından görüşmeye “samimi” nitelendirmesi

    Çin medyası ise Jinping ve Biden görüşmesine geniş yer verdi. Görüşmenin “samimi” ve “derinlemesine” geçtiğini yazan Çin basını, “Görüşme içten ve derindi. Kapsamlı, stratejik ve karşılıklı endişe duyulan konuları kapsıyordu” ifadelerini kullandı.
    Joe Biden’ın göreve gelmesinden bu yana ikinci telefon görüşmesi gerçekleştiren iki liderin bu görüşmesi 90 dakika sürdü.

    Görüşme talebi Biden’dan geldi

    Üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi görüşme talebinin, ABD yönetimi ile görüşmeler gerçekleştirilmesine yanaşmayan Çinli bir yetkiliye sinirlenmesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden’den geldiğini ifade etti.
    Yılın başından Biden ve Jinping yönetimi arasındaki görüşmeler sert bir şekilde gerçekleştirilmişti.

    İnsan hakları ve müdahale

    İki ülke arasında uzlaşılamayan konuların başında insan hakları ve demokrasi geliyor. Çini, Uygur nüfusuna karşı soykırım yapmakla suçlayan ABD, Pekin’in yakın zamanda yürürlüğe giren ve eleştirilerin de hedefi olan güvenlik yasasıyla Hong Kong’daki demokratik hakları çiğnediğini savunuyor.

    Çin ise, ABD’ye Pekin’in kendi içişlerine karışmamasını ifade ediyor ve Washington yönetimini iktidardaki Komünist Partiyi “karalamakla” suçladı.
    İki ülke arasındaki bir diğer konu da ticaret. ABD-Çin karşılıklı olarak ürünlere vergi getirdi.

  • Putin, ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecini eleştirdi

    Putin, ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecini eleştirdi

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecini eleştirerek, “Afganistan konusunun çözümü konusunda birlikte hareket edilmeli” dedi.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu’nda Afganistan’daki son gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.

    Putin, Batılı güçlerin Afganistan’dan çekilmesinin ardından “gerekli derslerin” alınması gerektiğini ifade etti. Putin, “Afganistan’a girdiklerini ve çok sayıda hata yaptıklarını söylüyorlar. Ancak aynı hataları diğer ülkelere yönelik yapmaya devam ediyorlar. Yaptırımlar ne anlama geliyor? Bu, kendi kurallarını başka bir ülkeye dayatma politikası ve bunu diğer ülkelere yapmayı sürdürüyorlar” diyerek eleştiride bulundu. Rusya lideri Putin, bu konunun sadece Rusya’yı değil, Asya-Pasifik bölgesindekiler dahil olmak üzere diğer ülkeleri de ilgilendirdiğini ifade etti. Putin, “Bu, Latin Amerika ve dünyanın başka yerleri için de geçerli. Eğer hatalarından önemli dersler alırlarsa dünya siyasetinde bazı küresel değişikliklere tanık olabiliriz” dedi.

    Putin, ABD’nin çekilme sürecini eleştirdi

    Afganistan’daki duruma değinen Putin, ABD’nin çekilme sürecini eleştirdi. Putin, “Gerçekten bir felaket. Bu sadece benim değil, ABD’li analistlerin de kabul ettiği bir şey. Bu bir felaket çünkü ABD, çıkarları için 1 buçuk trilyon doların üzerinde para harcadı. Daha önce Batı, ABD ve müttefikleri için çalışan ve şu anda Afganistan’da terk edilmiş olan insanların sayısına bakıldığında bu bir insani felakettir” dedi.

    “Afganistan konusunun çözümü konusunda birlikte hareket edilmeli”

    Konuşmasında Afganistan konusunda ABD başta olmak üzere Batılı ülkeleri eleştirmeye devam eden Putin, bu güçlerin kendi kültürlerini başka ülkelere empoze edemeyeceğini vurguladı. Putin, “Afganistan konusunda güçlerin birleştirilmesi, siyasi gücün yasallaştırılması konusunun birlikte çözülmesi gerekiyor. Afganistan konusunun çözümü konusunda birlikte hareket edilmeli” şeklinde konuştu.

    “Sovyet askeri, planlı bir şekilde Afganistan’dan çekildi”

    Putin, Sovyetler Birliği güçlerinin Afganistan’da seçimin kaybedilmesi sonrasında organize bir şekilde ülkeden çıktığını hatırlatarak, “Sovyet güçleri de Afganistan’dan ayrıldı, ancak bunu organize bir şekilde yaptı. Sovyet güçlerinin çekilmesinin ardından orada bulunan rejim her halükarda birkaç yıl kaldı” dedi.

  • Ida Kasırgası’nda can kaybı 46’ya yükseldi

    Ida Kasırgası’nda can kaybı 46’ya yükseldi

    ABD’de etkili olan Ida Kasırgası’nda hayatını kaybedenlerin sayısı 46’ya yükseldi.

    ABD’nin doğusunun ardından kuzeydoğusunda da etkili olan Ida Kasırgasında can kaybı artıyor. New York, New Jersey, Pennsylvania, Maryland ve Connecticut eyaletlerinde şiddetli yağışa neden olan Ida Kasırgasında hayatını kaybedenlerin sayısı 46’ya yükseldi.

    New York City ve New Jersey’de beklenenden fazla yağış meydana gelirken yüzlerce kişi araçlarında ve evlerinde mahsur kaldı. New Jersey Valisi Phil Murphy en az 23 kişinin kaybettiğini ifade ederek, ölenlerin büyük bir kısmının su seviyesinin yükselmesi sonucu araçlarında mahsur kaldığını söyledi.

    New York City’de de 14 kişi Ida Kasırgası sonucu hayatını kaybederken, 11’inin evlerinin bodrum katını su basması sonucu boğulduğu açıklandı.

    Pennsylvania’de ise 5 kişinin kasırga sonucu öldüğü açıklanırken, bir kişinin kafasına ağaç düşmesi sonucu bir kişinin de eşini kurtarmaya çalıştığı sırada aracında boğularak hayatını kaybettiği aktarıldı. Maryland ve Virginia eyaletinde de can kayıpları olduğu aktarıldı.

    Kasırganın etkilediği bölgelerde arama kurtarma çalışmaları devam ederken New York’ta 500 araç sular altında kalan otobanda terk edildi. Otobanda mahsur kalan 835 sürücü güvenli bir şekilde kurtarılırken metro sel suları ile doldu. Tüm seferler askıya alındı.

  • “DEAŞ’a karşı Taliban ile iş birliği mümkün”

    “DEAŞ’a karşı Taliban ile iş birliği mümkün”

    ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley ve ABD Savunma Bakanı Llyod J. Austin, Pentagon’da ortak basın toplantısı düzenlendi. Milley, ABD’nin terör örgütü DEAŞ’ın Horasan koluna yönelik Taliban ile koordine hareket etmesinin mümkün olduğunu söyledi.

    Pentagon’da düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtlayan ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley ve ABD Savunma Bakanı Llyod Austin, Afganistan’dan tahliyeler ve bölgenin geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Genelkurmay Başkanı Milley, DEAŞ’ın Horasan koluna karşı Taliban ile ortak mücadele konusunda sorulan soruya, “Taliban’la ortak hareket etmek mümkün” yanıtını verdi. Savunma Bakanı Austin ise, ortak mücadele konusunda herhangi bir tahminde bulunmayacağını vurguladı. Austin, DEAŞ’ın Horasan koluna odaklandıklarını ve gelecekte DEAŞ’ın yaptıkları konusunda sorumlu tutulacağını açıkladı.

    “AMERİKA’NIN EN UZUN SAVAŞI SONA ERDİ”

    Daha önce Afganistan’da görev yaptığını vurgulayan Genelkurmay Başkanı Milley, Taliban’ın geleceğini bilmediklerini ancak Taliban’ın, ‘kişisel deneyimlerine dayanarak’ acımasız bir grup olduğunu belirtti. ABD Savunma Bakanı Austin ise Afganistan’ın tahliyesi hakkında yaptığı açıklamada, “Hepimiz için yoğun bir dönem oldu. Tarihi tahliye operasyonumuzu tamamladık ve Afganistan’daki ABD’nin son misyonunu bitirdik. Amerika’nın en uzun savaşı sona erdi” dedi.

  • ABD Kongre Kütüphanesi’nde bomba alarmı

    ABD Kongre Kütüphanesi’nde bomba alarmı

    ABD’nin başkenti Washington DC’de güvenlik güçleri, Kongre Binası Kütüphanesi yakınlarında bir araçta olası bir patlayıcı cihaz ihbarı üzerine harekete geçti.

    ABD’nin başkenti Washington DC’de içerisinde patlayıcı cihaz olduğundan şüphelenilen araç paniğe neden oldu. Güvenlik güçleri, Washington DC’de bulunan Kongre Binası Kütüphanesi çevresindeki bir araçta olası bir patlayıcı cihaz ihbarı üzerine harekete geçti. ABD Kongre Polisi tarafından yapılan açıklamada, memurların ABD Kongre Binası ile ABD Yüce Mahkemesi Binası arasında yer alan Kongre Binası Kütüphanesi yakınlarındaki şüpheli bir araca yanıt verdiğini belirtilerek, kütüphanenin çevresinin ve ABD Cannon House Ofis Binası’nın tahliye edildiği kaydedildi. Ayrıca polis yakınlardaki kongre personeli ofislerini de tahliye ederek, insanları sakin kalmaya ve gerekirse bölgeden uzaklaşmak için yeraltı tünellerini kullanmaya teşvik etti.

    Güvenlik güçleri yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, olay yerindeki müfettişlerin cihazın çalışabilir bir patlayıcı olup olmadığını ve aracın içindeki şahsın bir fünye tutup tutmadığını belirlemek için çalıştıkları ifade edildi. Olay yeri, polis araçları ve barikatlarla erişime kapatılırken, yaşanan olaya ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve ABD Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu’nun (ATF) olaya müdahale ettiği belirtildi.

  • ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık bilançosu

    ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık bilançosu

    ABD’nin Afganistan’da 20 yıl süren en uzun savaşında yaklaşık 172 bin kişi hayatını kaybederken, 2 trilyon dolardan fazla harcama yapıldı.
    ABD Başkanı Joe Biden’ın, “ABD’nin en uzun savaşı” olarak nitelendirdiği Afganistan savaşının bilançosu ağır oldu. Savaşın ekonomik ve insani açıdan ülkeyi yıkıma uğratması sonrası Amerikan birliklerin Afganistan’dan çekilme kararı ABD’nin başarısızlığı olarak nitelendirildi.

    Biden’ın çekilmenin tamamlanması için belirlediği 31 Ağustos tarihine sayılı günler kala, Taliban’ın ülke genelinde kontrolü ele geçirmesiyle Afganistan’da yeni bir dönem başladı. ABD’nin 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ardından Afganistan’a girişi her iki ülkede de büyük kayıplara neden oldu.

    Savaşın ağır bilançosu: 20 yılda 172 binden fazla can kaybı

    ABD merkezli haber ajansı AP’nin derlediği verilere göre, savaşta şimdiye kadar toplam 172 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Verilere göre ABD, 20 yıl süren savaşta 2 bin 448 askerini kaybederken, 20 binden fazla Amerikan askeri de yaralandı. ABD için çalışan ve hayatını kaybeden Afganların sayısı ise 3 bin 846 olarak kayıtlara geçti. Afganistan’da görev yapan NATO ve diğer ülkelerden bin 144 asker hayatını kaybederken, şimdiye kadar 444 insani yardım çalışanı ve 72 gazeteci yaşamını yitirdi. Savaştan en fazla etkilenen taraf ise Afgan halkı oldu. Ülke genelinde 20 yıl içerisinde 47 bin 245 Afgan sivil yaşamını yitirdi. Afgan güvenlik güçlerine mensup yaklaşık 66 bin kişi, Taliban ve diğer muhalif kesimden ise 51 bin 191 kişi öldü.
    Öte yandan, AP’nin verilerine göre, ABD ve NATO ülkelerinin Afganistan’da bulunduğu 20 yılda bebek ölümleri yaklaşık yüzde 50 oranında azaldı, Afgan kadın ve kız çocuklarının eğitim görme oranı ise yüzde 37’ye ulaştı.

    ABD’ye maliyeti 2 trilyon doları geçti

    ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesiyle sona yaklaşan savaşın trilyonlara ulaşan maliyetini ise ABD halkı ödeyecek. ABD’nin 2020 itibariyle borçla finanse ettiği Afganistan ve Irak savaşlarının tahmini maliyetinin 2 trilyon dolar olduğu düşünülürken, 2050’ye kadar bu borçlanmanın faizinin 6.5 trilyon doları bulması bekleniyor. ABD’nin Afganistan ve Irak’tan dönen yaklaşık 4 milyon askerin sağlık ve diğer masraflarına yönelik ödemeyi taahhüt ettiği miktar eklendiğinde tutarın 2 trilyon doları geçtiği düşünülüyor.

    ABD’nin önde gelen eğitim kurumlarından Brown Üniversitesi’ne bağlı olarak yürütülen Savaş Maliyetleri Projesi’nde ise 2001 yılından bu yana ABD’nin, yaklaşık 1 trilyon doları Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Denizaşırı Acil Durum Operasyonları bütçesi ve 530 milyar doları savaşı finanse etmek için borç olarak alınan paranın faizi olmak üzere Afganistan’da toplam 2.26 trilyon dolar harcadığı ifade edildi. 2001’den bu yana ABD’nin Afganistan’ın yeniden inşasına 144 milyar dolardan fazla kaynak ayırdığı belirtildi. Bu paranın çoğunun, Afganistan’da güvenlik güçlerini desteklemesi, yönetimin geliştirilmesi, ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek sağlanması ve yasadışı uyuşturucularla mücadeleye yönelik program ve projeleri uygulamakla görevli kurum ve sivil toplum kuruluşlarına verildiği kaydedildi. Söz konusu yeniden yapılanma çalışmaları kapsamındaki en yüksek maliyetin ise Mayıs 2002’den geçtiğimiz Mart ayına kadar Afgan ordusunu eğitmek ve donatmak için harcanan 88.3 milyar dolar olduğu belirtildi.

    “ABD, Taliban’la mücadele için 30 milyarderin toplam servetinden daha fazlasını harcadı”

    Ekonomi dergisi Forbes da ABD’nin 11 Eylül 2001’den bu yana Afganistan’da 2 trilyon dolardan fazla para harcadığını açıkladı. Söz konusu tutarın, 20 yıl boyunca her gün 300 milyon dolara, 40 milyon Afgan için de kişi başı 50 bin dolara denk geldiğini belirten Forbes, ABD’nin Taliban’la mücadele kapsamında Jeff Bezos, Elon Musk, Bill Gates de dahil ABD’nin en zengin 30 milyarderinin toplam servetinden daha fazlasını harcadığını aktardı.

    Eski Başkan Trump da maliyetlere işaret etmişti

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2016’daki başkanlık seçimi kampanyasında Afganistan ve Irak’taki gibi “yüksek maliyetli savaşlardan” uzak durma sözü vermişti. Trump yönetimi, 29 Şubat 2020’de Katar’da Taliban temsilcileri ile bir araya gelmişti. Taliban’la anlaşma yapan Trump yönetimi, anlaşma uyarınca 1 Mayıs tarihinden itibaren ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmeye başlayacağını açıklamıştı.

    Biden, çekilmeyi 14 Nisan’da duyurmuştu

    ABD Başkanı Joe Biden, 14 Nisan’da ABD’nin 1 Mayıs’tan itibaren Afganistan’dan geri çekilmeye başlayacağını ve tam çekilmenin Dünya Ticaret Merkezi, İkiz Kuleler ve Pentagon’a yönelik terör saldırılarının 20. yıl dönümü olan 11 Eylül’e kadar tamamlanacağını duyurmuştu. Biden daha sonra ise çekilmenin 31 Ağustos’ta tamamlanacağını açıklamıştı.