Etiket: acı

  • “Bayram sevinci acıya dönüşmesin”

    “Bayram sevinci acıya dönüşmesin”

    Bir dizi ziyaret ve toplantıya katılmak üzere Van’a gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve beraberindeki Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Van Ferit Melen Havalimanında Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Aykut Tanrıverdi, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Bekmez, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın tarafından karşılandı. Geldiği kentte ilk olarak Van Valiliğini ziyaret eden Bakan Yerlikaya, burada bir toplantı gerçekleştirdi.


    Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, terörle mücadeledeki azim ve kararlılığın Cumhurbaşkanının liderliğinde hiç durmaksızın devam edeceğini bildirdi. Bakan Yerlikaya, “Van’ımız sınır gücünden, dış ticaretinden, gerekse buradaki organize sanayinin güçlenmesi noktasında milletvekillerimiz, Valimiz, meslek odalarımızla el birliğiyle çalışacaklardır. Şehrimizde büyük bir uyum var. Bunu görüyoruz ve iftihar ediyoruz. Valimiz, milletvekillerimiz, bütün kurum ve kuruluşları ve güvenlik güçlerimiz, hakeza şehrimizdeki kıymetli vakıf derneklerinde de güzel bir uyum var. Allah nazardan saklasın diyoruz” dedi.

    “Bayram sevinci acıya dönüşmesin”

    Kurban Bayramı’nın 9 günlük tatili dolayısıyla yollarda büyük bir trafiğin olduğunu ifade eden Yerlikaya, “Yollarda büyük bir trafik var. Hep söylüyoruz. İçişleri Bakanlığı olarak tedbirlerimizi aldık. Gerek havadan, gerek karadan sayılarını sizlerle birlikte paylaştık. Ama biz şunu söylüyoruz; lütfen trafikte olan vatandaşlarımız, bayram sevincini dikkatsizlik sebebiyle acıya dönüştürmesin. Gözünü yoldan ayırma diyoruz. Sevdiklerinin gözünü yolda bırakma diyoruz. Kazasız, sıkıntısız bir yolculuk diliyoruz. Şimdiden başta Van’ımız olmak üzere, Türkiye’mizin ve İslam coğrafyamızın Kurban Bayramı’nı tebrik ediyoruz. Sağlık, huzur ve mutluluklar diliyoruz” diye konuştu.

    Daha sonra esnaf ziyaretine geçen Bakan Yerlikaya, burada karşılaştığı vatandaşlarla bayramlaşarak, şeker ikram etti. Bakan Yerlikaya, esnaf ziyaretinin ardından bir çayevine giderek, burada esnafla bir süre sohbet etti.

  • Aksaray’daki kazada acı tesedüf

    Aksaray’daki kazada acı tesedüf

    Aksaray’ın Eskil ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 3 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı.

    Dinemi G. idaresindeki  otomobil, Aksaray-Konya kara yolunun Bozcamahmut mevkisinde, trafik ışıklarında bekleyen Seyit Ali Tarhan (65) yönetimindeki  otomobile çarptı.

    İhbar üzerine bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada sürücü Seyit Ali Tarhan ile otomobilde bulunan kardeşi Adem Tarhan (63) ve eşi Meryem Tarhan (56) olay yerinde yaşamını yitirdi.

    Yaralanan Dinemi G. ve otomobilde bulunan Aysel G, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Kazada hayatını kaybeden Seyit Ali Tarhan ve kardeşi Adem Tarhan’ın cenazeleri ilçeye bağlı Filikçi köyünde toprağa verildi.

    Kazada eşi Meryem Tarhan ile hayatını kaybeden sürücü Seyit Ali Tarhan’ın, 2017 yılında aynı yerde yaptığı kazada ilk eşi Dudu Tarhan’ı kaybettiği öğrenildi.

    Meryem Tarhan’ın cenazesi memleketi Şanlıurfa’ya gönderildi.

  • Şehidin şehadet haberi baba ocağına ulaştı

    Şehidin şehadet haberi baba ocağına ulaştı

    Şırnak’ta başlatılan operasyon çerçevesinde gerçekleştirilen arazi araması sırasında mağaraya sıkıştırılan bir grup terörist ile sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada 2 jandarma personeli şehit oldu, 1 güvenlik korucusu ile 1 jandarma personeli yaralandı.

    Öte yandan 3 terörist ise etkisiz hale getirildi. Şehitlerden Çakırsöğüt 3. Jandarma Komanda Tugay Komutanlığında görevli Jandarma Uzman Çavuş Bayram Doğan’ın şehadet haberi Tokat’ın Turhal ilçesinde bulunan baba ocağına ulaştırıldı. Şehidin baba ocağı Türk Bayraklarıyla donatıldı.

  • Acı feryatlar yürekleri dağladı

    Acı feryatlar yürekleri dağladı

    Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesinde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından serviste bulunan 21 kişi ve servisin çarptığı yaya yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastanede servisin çarptığı Birsen Giriş’in yanı sıra öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti.

    Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı

    Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece “taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesici olan tramadol isimli maddeye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Öte yandan, kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti.

    “Ellerim yarım kaldı”

    Bugün olay yerinde trafik bilirkişisi, makine mühendisi ve ceza hukukçusu bilirkişiler eşliğinde keşif yapıldı. Olay mahalli gezilerek, tarafların beyanı alındı. Keşif mahalline gelen aileler de midibüsün devrilen yerinde oturarak ağıt yaktı. Vefat eden Esma Nur Avcı’nın annesi Zeynep Avcı yaktığı ağıtta, “Ölmezsem sağ kalırsam iki elim yakalarında olacak. Sorumluların hepsinin yakalarından tutacağım. Kimseye hakkımı helal etmeyeceğim. Ellerim yarım kaldı, ellerine kurban olurum kuzum” diyerek bayıldı.

    “Tedavilerimden dolayı özel hayatım yok”

    Feci kazadan yaralı olarak kurtulan fakat tedavilerine devam edilen Furkan Can Öztürk (16) yaşadığı süreci anlattı. Öztürk, “Kaza sebebiyle beynimden 3 kez ameliyat geçirdim. Sırtımda platin var, 8 vida var. Kazadan sonra pek dışarı çıkamıyorum. Hala tedavilerim devam ediyor. Tedavilerimden dolayı özel hayatım yok, pek bir şey yaşayamıyorum. Hep evdeyim. Kazadan dolayı okula gidemediğimden sınıf tekrarı yaptılar. Ben de sınıf tekrarı yapmamak için açık liseye geçtim. Şu an 10. sınıftayım. Tedavi süreci beni yıpratıyor Fanatik bir Galatasaraylıyım. Maçları kaçırmamaya çalışıyorum. Bu sene statta maç izlemek isterim” dedi.

    “Bir kişinin kusurlu hareketinden kaynaklı bir kaza değil bize göre, birçok unsur var”

    Hayatını kaybeden ve yaralanan öğrenci ailelerinin avukatı Arda Yamanlar, “9 Kasım 2021’de meydana gelen trafik kazasında vefat eden öğrencilerin ve yaralı öğrencilerinin ailelerinin avukatlığını yapıyorum. Bugün kaza mahallinde keşfimiz yapıldı. Bir trafik bilirkişisi, makine mühendisi, ceza hukukçusu bilirkişiler eşliğinde olay mahalli gezildi, beyanlarımız alındı. Raporu bekleyeceğiz. Bizim mahkemeden ilk günden beri talebimiz şu şekilde oldu; bu kaza münferit bir kişinin kusurlu hareketinden kaynaklı bir kaza değil bize göre. Bu kazanın olmasına sebep olan birçok unsur var. Mahkeme heyetine bunu defalarca söyledik. Okul yönetiminin denetimden kaynaklanan sorumluluğu var. Milli eğitimin denetimi yeterince yapmamasından kaynaklı sorumluluklar var. Yine diğer kamu idarelerinin sorumlulukları var. Servis aracının sahibi ve firma sorumluluğu var. Şoför ihmaller zincirinin son halkasının sorumluluğuyla bu feci kaza meydana geldi. Canlar yandı. Bir daha böyle canların yanmaması için hak ettikleri cezaları almalarını talep ediyoruz” diye konuştu.

  • Mezarlıktaki acı detay

    Mezarlıktaki acı detay

    Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depremlerinde en yıkıcı etkinin görüldüğü Gaziantep’in İslahiye ilçesinde birçok depremzede, kaybettikleri onlarca yakınlarından ayrı ilk bayramını geçiriyor. Bayram namazının ardından mezarlıklara akın eden depremzedeler, yakınlarının mezarları başında gözyaşlarına hakim olamadı.

    Türk bayrakları ile donatılan mezarlıkta acı bir detay da ortaya çıktı. Depremde hayatını kaybeden Zeynep Usluol’un mezarının başında bulunan ve depremin simgeleri arasında yer alan beyaz duvağın ise sırrı ortaya çıktı. 9 yaşındaki Zeynep Usluol’un annesi, babası ve teyzesiyle birlikte depremde yıkılan Zambak Apartmanı’nda hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Zeynep Usluol’un mezarını ziyaret eden babaanne Halime Usluol, depremde kaybettiği torununun son doğum gününde, beyaz duvağı aldığını ve torunun bir kez giyebildiğini söyledi.

    Her bayramda torununa harçlık verdiğini belirten babaanne, bu kez ise torunun da bulunduğu mezarlıkta gördüğü küçük bir kıza harçlığını verdiğini söyledi. Enkazdan çıkan duvağı görünce alıp kızının mezarına giydirdiğini anlatan babaanne Usluol, “Oğlumu, torunumu, gelinimi, bacımı kaybettim. 4 kişiyi kaybettim. Çok acı, kelimelere dökemiyorum. Bayramlarda torunuma bayram harçlığı verirdim. Şimdi kimsem kalmadı, mezarlıkta torunumun yaşlarında bir kız görünce bayram harçlığımı ona verdim. Beyaz duvağı doğum gününde almıştım, doğum günü hediyesi. Daha önce bir kez kendisi giyebildi. Torunumu 9 yaşında gelin ettim toprağa” diye konuştu. Usluol, dualar ettiği torunun mezarında gözyaşlarına hakim olamadı.


    Her mezarın bir başında ise ayrı bir acı, ayrı bir hikayenin yer aldığı İslahiye Mezarlığı’nda buruk bayram yaşayan depremzedeler, yakınlarının mezarları başında Kur’an-ı Kerim okuyup, dualar etti.

  • Kazada acı detay ortaya çıktı

    Kazada acı detay ortaya çıktı

    Kaza, saat 10.00 sıralarında Artuklu ilçesinde bulunan Alakuş kavşağında meydana geldi. Nusaybin istikametinden Kızıltepe istikametine doğru seyir halinde olan Cemil Gerdanoğlu (47) idaresindeki  tır, Alakuş kavşağında sürücüsünün ismi öğrenilmeyen  otomobil ile çarpıştı. Kazanın 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada otomobil tırın altına girdi.

    Otomobildeki Hasan Apaki (66), Hatice Apaki (62) ve Mehtap Apaki (32) bulundukları yerde sıkıştı. İtfaiye ekiplerin çalışması sonucunda kullanılmaz hale gelen otomobilden çıkartılabilen Hasan Apaki ve Hatice Apaki olay yerinde hayatını kaybetti, Mehtap Apaki ise yaralandı. Kazada yaralanan Mehtap Apaki ve tır sürücüsü Cemil Gerdanoğlu, yapılan ilk müdahalenin ardından Kızıltepe Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ekiplerin olay hakkında inceleme başlatmasının ardından, tır şoförü Cemil Gerdanoğlu (47) gözaltına alındı.

    Kazada sürücüsünün ismi öğrenilmeyen otomobilde bulunan Hasan Apaki (66), Hatice Apaki (62) ve Mehtap Apaki’nin (32) Elbistan’da gerçekleşen depremde ardından Mardin’e geldikleri, Mehtap Apaki’nin Elbistan’da öğretmenlik yaptığı öğrenildi.

  • Acılarını enkaza resmetti

    Acılarını enkaza resmetti

    Yıllardır savaşı grafiti çalışmalarıyla dünyaya anlatan sanatçılardan Aziz Esmer, Selam Hamid ve Muhammed Enis Hamdun, bu kez de Kahramanmaraş merkezli depremlerin neden olduğu yıkımı ve yaşanan acıları yansıttı.

    Afrin’de depremler yüzünden yıkımların en çok yaşandığı Cinderes beldesinde buluşan sanatçılar, yıkılan bir binanın duvarına halkın çektiği acıları resmetti.

    Türkçede deprem anlamına gelen “Zilzel” kelimesini bir duvarın üzerine Arapça harflere benzettikleri yıkılmış binalar şeklinde resmeden sanatçılar, kelimenin içine bir elin ortasına konulmuş yaralı kalp çizdi.

    Sanatçılar, yaralı kalbi dikmeye çalışan bir el üzerinden, depremzedelerin çektiği acıyı göstermeye çalıştı.

  • “Yaşanılan acıyı depremzedelere ‘acıma’ olarak yansıtmamalıyız”

    “Yaşanılan acıyı depremzedelere ‘acıma’ olarak yansıtmamalıyız”

    İki hafta önce tüm ülkeyi yasa boğan ve 11 ili etkileyen deprem sonrası imkânı olan vatandaşlar, depremin etkilerinin azalacağı zamana kadar Mersin, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlere göç etmek durumunda kaldı. Zorunlu göçlerle birlikte depremi birebir yaşayan insanlarla, yaşayamayanların bir araya geldiği bir sürece girildiğini söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ulaş Sunata, depremzedelere karşı iyi niyetli bir duygu bile olsa acıma hissi ile yaklaşılmamasını söyledi. Prof. Dr. Ulaş Sunata ayrıca depremi birebir yaşayan insanlara hassas davranılması ve kişilerin yaşadıklarını kendi anlatmadıkları müddetçe anlattırılmaya çalışılmaması gerektiğini vurguladı.
    Hepimizin farklı ama bir şekilde etkilendiği deprem sonrası asıl acıyı ve kayıpları özellikle depreme birebir maruz kalan insanların yaşadığını unutmamak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ulaş Sunata, “Şu anda depremzedelerle depremi doğrudan yaşamamışların karşılaştığı bir dönemdeyiz.

    Hepimiz çok etkilendik.

    Hepimiz toplum olarak depremi doğrudan yaşasak da yaşamasak da bu acıyı yaşıyoruz. Fakat bu acı depremzedelere karşı acıma duygusu ile ilerlenmemesi gereken bir süreç. Yaşadığımız acıyı karşılaştığımız kişilere yansıtarak yeniden devam etmemeliyiz. Depremi birebir yaşayan kişiler çok daha büyük acılar yaşadılar, bu acıyı onlar size verdikleri sürece almalısınız. Acı ve yas süreci uzun sürecektir. Buna hazırlıklı olmak lazım. Karşımızdakini anlamaya yönelik davranmak gerekiyor. Acılarımızı yaşamak için onları kullanmamamız gerekiyor. Bu çok önemli ve ahlak açısından da çok değerli bir şey. O yüzden birlikte yaşamı yeniden inşa edeceğimiz bir süreçteyiz ki bu kolay bir süreç değil. Bunun farkında olarak hayatımızı birlikte devam etmeyi sürdürmeliyiz” dedi.

    “Kişinin acısını bize yansıttığı sürece dinlememiz gerekiyor”

    Depremi yaşayan insanları anlama ve dinleme odaklı olmamız gerektiğini de ifade eden Ulaş Sunata, “Anlamakla başlamak gerekiyor aslında. Kişinin acısını bize yansıttığı sürece dinlememiz gerekiyor. Bizimle konuştuğu sürece dinlemeliyiz, konuşmadığı zaman da onu zorlamak doğru değil. Hiç yokmuş gibi davranmak imkânsız elbette ki süreç devam ediyor. Hepimiz aynı acıyı paylaşıyoruz. Fakat çok daha fazla yaşayanı, büyük kaybı olanı var. Bunun bir hiyerarşisi de yok herkes farklı yaşıyor olabilir” şeklinde konuştu.

    “Plansız bir zorunlu göç oldu”

    Daha güvenli olması açısından insanların zorunlu olarak göç ettiğini de hatırlatan Sunata, “Deprem büyük bir travmaydı. Depremi doğrudan yaşayan kişilerin bir kısmı aynı zamanda yerinden oldu. Yani bir yersiz-yurtsuz kalma sürecinden bahsediyoruz. Bu da tabi büyük bir zorunlu göçe dönüştü. Özellikle Mersin başta olmak üzere diğer büyük illere ciddi bir göç oldu. Göçün kendisi de ayrı bir değişimdir ve şoktur. Elbette ki bu şokun üstüne bir de göç yaşamak kolay değil. Tabi sonrasında geri dönüşler de olacaktır. Lakin burada kaldıkları süreçte sonuçta farklı bir coğrafyaya geliyorlar ve farklı insanlarla karşılaşıyorlar. Bu yüzden göçün oluşturduğu ayrı bir denklem olacaktır” dedi.

    “Göç ettikleri yerlerde ve geri dönüklerinde de bir adaptasyon süreci olacak”

    Gerek göç ettikleri yerde gerekse geri döndüklerinde ayrı bir adaptasyon sürecinin olacağını da söyleyen Sunata açıklamalarını şöyle sonlandırdı:
    “Zorunlu göçü biz ikiye ayırırız. Her ne kadar zorunlu desek de planlı olanı da vardır. Fakat bu göçte bir plan yok. Plansızlık içerisinde, anlık çözümlerle ilerleyen bir durumda göç etmiş kişiler gerçi yerinde kalmışlar da göç etmiş gibiler çünkü evlerinden oldular. Bu süreç bir süre devam edecek. Çok kolay değildir bir yere adaptasyon. Eğer yeni yerlerinde yaşamaya devam edeceklerse de bu uzun bir serüven olacaktır. Yeniden geri dönmeyi planlayacaklarsa da o da başka bir serüven olacaktır. Çünkü aslında bıraktıkları yere tam olarak geri dönmeyecekler. Bunun da ayrı bir adaptasyon sürecini beraberinde getireceğini unutmamak gerekiyor.”

  • Yarım kalan hikayeler mezarlara yansıdı

    Yarım kalan hikayeler mezarlara yansıdı

    Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 şiddetindeki ve Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 şiddetindeki depremlerde Gaziantep’in İslahiye ilçesinde vefat edenlerden yaklaşık 300’ü İslahiye Asri mezarlıkta oluşturulan mezarlıklara defnedildi.

    Büyük acının yaşandığı depremlerde vefat edenlerin yarım kalan hikayeleri mezarlıklara da yansıdı.

    Aynı soy isimden yan yana 6-7 kişinin yattığı mezarlar ilçedeki yıkımda enkaz altında yok olan ailelerin tanığı oldu. İsimleri Arapça harflerle yazılmış Suriyelilerin de yan yana defnedildiği mezarlara yarım kalan hikayeler de yansıdı.

    Kimi mezarların üzerine battaniye örtülürken, kim mezar taşlarına ise depremzedelerin enkaz altından kurtarılan bere, eşarp, atkı tişört gibi kişisel eşyaları da mezar taşına giydirildi.

    Depremde ölen gelinlik çağındaki kızların mezar taşlarına beyaz duvaklar bağlanırken, okulları yarım kalan öğrencilerin mezarlarında ise bırakılan kalemler yer aldı.

    Depremden sağ kurtarılan bir çocuğun ise Emir adındaki bir arkadaşının mezar taşına bıraktığı baş sağlığı notu ise görenleri duygulandırdı.

    Mezarlardan bazılarında ise dikili zeytin fidanları dikkat çekti.

  • 1 yaşındaki Öykü’ye acı veda

    1 yaşındaki Öykü’ye acı veda

    Bursa’nın İnegöl İlçesinde 5. katın balkonundan düşerek ağır yaralanan 1 yaşındaki Öykü gözyaşları arasında toprağa verildi.

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Kemalpaşa mahallesinde meydana gelen olayda, iddiaya göre 1 yaşındaki Öykü Ü. balkonda oyun oynadığı sırada 5. kattan aşağı düştü.

    Ağır yaralanan Öykü bebek ailesi tarafından özel bir araçla İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada ilk müdahalesi yapılan minik bebek daha sonra Bursa Yüksek ihtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne sevk edildi. İki gündür Bursa’da tedavi altında olan minik Öykü’den acı haber geldi.

    Bugün hayatını kaybeden 1 yaşındaki çocuk gözyaşları arasında İnegöl’de toprağa verildi. Olayla ilgili soruşturma ise sürdürülüyor.