Etiket: açıklama

  • Bursaspor Kulübü’nden benzinlik arazisi açıklaması

    Bursaspor Kulübü’nden benzinlik arazisi açıklaması

    Bursaspor Kulübü’nden ‘Kulübümüze ait benzinlik ve işyerlerinin icra yoluyla satışları hakkında kamuoyuna duyuru’ başlığıyla verdiği açıklamada şu ifadeler yer aldı:
    “Mülkiyeti kulübümüze ait, üzerinde 200’den fazla gerçek ve tüzel kişi ile banka ve kamu alacaklısı bulunan 6.666 m büyüklüğündeki gayrimenkul, alacaklıların talebi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından akaryakıt istasyonu ve işyerleri olmak üzere iki ayrı açık ihale usulü ile satışa çıkartılmıştır. Birinci ihalede, kulübümüz resmi hesaplarından yaptığımız tüm davetlerimize rağmen ihalede rekabet sağlanamamış (akaryakıt istasyonu gelirlerinin önümüzdeki 3 yıl daha Petrol Ofisi’nde olmasından kaynaklı ticari kazanç elde edilemeyecek olması neticesinde), akaryakıt istasyonu vergiler dahil 84 milyon 288 bin TL bedelle ihaleye katılım sağlayan tek firma tarafından satın alınmıştır. İşyerlerinin satışa sunulduğu ikinci ihalede ise, rekabet sağlanmış olup vergiler dahil 95 milyon 591 bin TL bedelle satış sonuçlanmıştır. Sonuç olarak, 6.666 m akaryakıt istasyonu ve işyerlerimizin olduğu gayrimenkulden, toplamda 179 milyon 879 bin TL’lik gelir elde edilecektir. Ancak bu meblağın tamamı icralar kapsamında alacaklılara gidecektir. Toplamda 187 milyon 766 bin TL’ye (damga vergisi ve tapu harçları dahil) alıcı bulmuş olan bu mülkler için; Bursasporumuzun menfaati adına alıcı firma ile yaptığımız görüşme neticesinde kamuoyuna açık çağrımız şudur ki, ilgili meblağın üzerine çıkmak suretiyle kulübümüze daha fazla katkı sağlamak isteyen başka bir alıcı çıkması halinde, alıcı firma akaryakıt istasyonu ve işyerlerini ilgili firmaya devredebilecektir. Yani icradaki alacaklılara gidecek olan 187 milyonun üzerine Bursaspor’a bağış yapmak suretiyle kim daha fazla katkı sunarsa o firmaya devir gerçekleştirecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

  • Başkan Şadi Özdemir’den Bursaspor açıklaması

    Başkan Şadi Özdemir’den Bursaspor açıklaması

    Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, şu açıklamayı yaptı: “Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi‘nin Temmuz ayı 2. oturumunda, Bursaspor’a tahsis edilen araziye benzinlik açma ruhsatı verilmesini içeren madde ile ilgili şahsıma yapılan suçlamalar karşısında bir açıklama yapma gereği duydum. Her Bursalı gibi kentin markası olan Bursaspor’un sevdalısıyım ve her zaman kentimizin bu değerine gönülden bağlı oldum. Bursaspor’a kalıcı gelir sağlanması konusunda da takımımızın yanındayım; hem Nilüfer Belediyesi olarak hem de şahsi olarak elimden geleni de her zaman olduğu gibi yapmaya devam edeceğim.”

    “NATO Boru Hattı var!”
    Özdemir sözlerine şu ifadelerle devam etti: “Söz konusu alana benzinlik yapılmasına ilişkin madde meclis toplantısında görüşülürken, ileride yaşanacak bir sorun ihtimaline karşı kaygımı dile getirdim. Konunun detaylı bir şekilde bir sonraki meclis toplantısında ele alınmasını, kurum görüşü alınmadan maddenin meclisten geçirilmesinin sıkıntıya yol açabileceğine dikkat çekmek istedim. Çünkü söz konusu alanın sınırında NATO Boru Hattı yer alıyor. Bu nedenle de konuyla ilgili kurum görüşü alınması için gerekli çalışmanın yapılması gerektiğini ifade ettim. Hukuki bir sorun yaşanmaması adına yaptığım bu açıklama çok farklı yönlere çekilerek bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki, Bursaspor’a bağlılığım gönülden. Bursasporumuzla ilgili her konuda, her zaman elimden gelen katkıyı koymaya hazır olduğumu da bir kez daha ifade etmek istiyorum.”

  • Trabzonspor’dan Thomas Meunier açıklaması

    Trabzonspor’dan Thomas Meunier açıklaması

    Borda-mavili kulüpten yapılan açıklamada, “Kulübümüz ile profesyonel futbolcu Thomas Andre Meunier arasındaki 07.02.2024 başlangıç ve 30.06.2025 bitiş tarihli profesyonel futbolcu sözleşmesi, Thomas Andre Meunier tarafından tek taraflı olarak feshedilmiştir. Futbolcu tarafından yapılan fesih işlemine ilişkin olarak, başta Thomas Andre Meunier olmak üzere ilgili tüm taraflara yönelik yasal süreçler başlatılmıştır” denildi.

  • Bakan Şimşek: “Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak”

    Bakan Şimşek: “Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak”

    Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED), Ankara’da bir otelde Küresel Yatırım Günleri etkinliği ve resepsiyon düzenledi. Resepsiyona Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve YASED Yönetim Kurulu Başkanı Engin Aksoy da katıldı. Resepsiyonda konuşan Bakan Şimşek, “Tabii az önce değerli başkanımızın da ifade ettiği gibi yatırım kararlarında seçenek bol. Buraya mahkum değilsiniz. Ancak burayı cazip kılan bazı faktörler var. Türkiye ekonomisi büyük bir ekonomi. İhmal edemeyeceğimiz kadar küresel ölçekte büyük bir ekonomi. Birçok göstergede Avrupa Birliği’nin yaklaşık 15-17 üyesi büyüklüğünde bir ekonomiden bahsediyorsunuz. Dolayısıyla nüfus açısından, tarım katma değeri ve gayri safi milli hasılanın satın alma gücü açısından vb. Dolayısıyla bu büyük bir ekonomi. Bu nedenle burayı tabii ki ihmal edemezsiniz. Buraya mutlaka yatırımı düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ama daha değerli bir sebep var. O da şudur; büyük bir ekonomi olabilirsin ama durgun olabilirsin. Son 20 yılda Türkiye ekonomisi reel olarak yüzden 300’e çıkmıştır. Bize benzer gelişmekte olan olan ülkelerde 217’ye çıkmıştır. Dolayısıyla gördüğünüz gibi sadece büyük bir ekonomi değil, aynı zamanda büyüyen ve göreceli olarak güçlü performans gösteren bir ekonomi. Bu nedenle de burada olmanız lazım. Buradaki işinizi büyütmeniz lazım diye düşünüyoruz” diye konuştu.

    Türkiye’nin orta ve uzun vadede büyüdüğünü dile getiren Şimşek, “Birkaç faktör var. En önemli faktör büyümeyi aşağıya çeken fermantasyon denilen, yani ticarette aşırı korumacılıktı. Çin ile ABD rekabetinin getirdiği yeni trendler. Şimdi o aşağı çekiyor küresel ekonominin gücünü. Çünkü ticaretteki büyüme, küresel ticaretteki büyüme küresel altına kadar düşmüş durumda. Eskiden iki katı. İkinci faktör yüksek kamu borcu. Peki büyümeyi yukarı çekecek faktörler nelerdir diye sorarsanız. Yapay zekaya ilişkin çok büyük beklentiler var verimliliği arttırır diye. Bir de yapısal reformlar. Ama esas olan yapısal reformlar” diye konuştu.

    Beşeri sermayenin güçlenmesi ve yatırım ortamının iyileştirmesiyle ilgili reformların gündemlerinde olduğunu söyleyen Şimşek, amaçlarının aynı zamanda Türkiye’de hukuk devletini güçlendirmek olduğunu ifade etti. Şu anda Türkiye’de siyasi bir istikrarın olduğunu belirten Şimşek, geçen seçimden sonra Türkiye’nin önünde dört yıl seçimsiz bir dönemin olduğunun altını çizdi. Küresel ekonomiye entegre bir şekilde özellikle Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ile yakın coğrafya ve dost olduklarını vurgulayan Şimşek, “Bu dostluğu ticaret ve yatırım üzerinden pekiştirmek istiyoruz. Biz bu reform gündemini şu anda uyguladığımız tarzda devam ettirirsek küresel normlara göre iki yıl içerisinde milli geliri ilave 4 puan, dört yıl içerisinde ise 8 puanlık bir idare çıktı artışına sahibiz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’deki nüfusun yaşlandığını ifade eden Şimşek, “Doğurganlık oranlarına bakarsanız 15-20 yıllık iyi bir fırsat penceresi var. Fena değil yatırım açısından. Bakın kişi başı milli gelirde bizimle benzer ülkeler arasında ust-orta gelir grubundayız biliyorsunuz. Kadınlar arasında eğitim muazzam bir şekilde yatırım yaptığımız için artıyor. Eğitimli üniversite mezunlarının iş gücüne katılım oranı yüzde 70. Ama kadınların toplam iş gücüne katılım oranı yüzde 37. Bu da şu demektir. Muazzam bir potansiyel demektir. Yani sadece çalışma çağındaki nüfus değil, bir de bizim henüz harekete arzuladığımız düzeyde geçiremediğimiz muazzam bir kaynağımız var” dedi.

    “Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak”

    Güçlü bir dezenflasyonun eşiğinde olduklarını ifade eden Şimşek, ”Enflasyonun tek haneye girmesi biraz zaman alacak. Bu aydan itibaren çok keskin bir şekilde enflasyon düşmeye başlar. Patikamız bu. Gördüğünüz gibi dezenflasyon dönemine girdik. Geçiş dönemi bitti. Bütçede ciddi tedbirler aldık. Piyasa öngörülerine göre çok daha az bir açıkla geçen seneyi kapattık. Deprem harici yüzde 1.6’lık bir açıktan bahsediyoruz. Son derece makul ama şu anda gündem yoğun. Biz kamuda tasarruf, disiplin, verimlilik ve vergide adalet gibi hususlar üzerinden bütçe açığını gelecek sene yüzde 3’ün altına, kamu borcunu da düşük bir düzeyde tutma konusunda kararlıyız” dedi.

    Cari açığın milli gelire oranının yüzde 2.5’un altına düşeceğini kaydeden Şimşek, bu durumun kalıcı hale getirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Yatırımcılara sanayide dönüşümü birlikte yapacaklarını söyleyen Şimşek, bu dönüşümü yenilebilir enerjiyi öncülendirerek yapacaklarını dile getirdi.

    “Yatırım, üretim, istihdam, icat ve ihracat odaklı kalkınma yolculuğumuza hız kesmeden devam ediyoruz”

    Resepsiyonda konuklara seslenen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise, küresel yatırım trendlerinin değerlendirileceği Küresel Yatırım Günleri ve Ankara resepsiyonunun Türkiye’nin küresel rekabetçiliğinin artırılmasına ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya katkı sunacağına inandığını söyledi. Bakan Kacır, “Dünyanın küresel daralmalardan, krizlerden geçtiği bugünlerde yatırım, üretim, istihdam, keşif ve ihracat odaklı kalkınma yolculuğumuza hız kesmeden devam ediyoruz. Güçlü Ar-Ge, inovasyon ve üretim altyapıları, nitelikli insan kaynağıyla güçlü ve müreffeh Türkiye’yi inşa ediyoruz. Geçtiğimiz yılı yüzde 4,5 gibi tahminlerin üzerinde bir büyüme ile tamamladık. Bu yılın ilk çeyreğinde ise Türkiye yüzde 5,7 ile OECD ülkeleri arasında lider, G20 ülkeleri içinde ikinci oldu. Ekonomimiz 15 çeyrektir kesintisiz büyüyor. İstihdam, 32,6 milyon kişi ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı” dedi.

    Son 12 aylık ihracatın 260 milyar doları, mayıs ayı ihracatının ise 24 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ve yıllıklandırılmış ihracat rekorunu kırdıklarının altını çizen Kacır, bu başarılarda katkısı olan sanayicileri, ihracatçıları, yatırımcıları ve tüm emekçileri kutladı. Milli Teknoloji Hamlesi hedefleri doğrultusunda Türkiye’yi yüksek teknolojili ve katma değerli üretimin adresi hâline getirdiklerini vurgulayan Kacır, sanayide ikiz dönüşümü adım adım gerçekleştirdiklerini belirtti. Organize sanayi bölgelerinin (OSB) Yeşil OSB’lere dönüşümünü hızlandırmak amacıyla Dünya Bankası destekli ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Kacır, “Yine Dünya Bankası iş birliğinde hayata geçirdiğimiz ve yeşil dönüşüm alanında şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz en kapsamlı ve en yüksek bütçeli programımız Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ni geçtiğimiz aylarda uygulamaya aldık. Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere firmalarımızın dijital dönüşümüne yönelik desteklerimizi güçlendirmek amacıyla 8,2 milyar avro bütçeli ‘Dijital Avrupa Programı’na katıldık” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8’inci Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu. Halktan yana ve halka karşı kendisini sorumlu hissederek yayıncılık yapan mahalli medyanın yerini başka hiçbir kurumun alamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mahalli medyamız insanımızın talep, beklenti ve eleştirilerini aktarmada bir nevi köprü görevi yapıyor. Ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerini, sınırlı imkanlarla yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkili olursa, demokrasi kültürümüz o derece güçlü olacaktır.Siz değerli medya mensuplarının yıllardır seslerini duyurmak, vatandaşın teferruat gibi gösterilen mesajlarını kamuoyuna iletmek noktasında verdiği mücadeleyi en iyi bilenlerdenim. Bu anlayışla siyasi hayatımızın tüm aşamalarında Anadolu yayıncılığının yanında olduk. Sizlere gereken her türlü desteği sağlamaya çalıştık. İnşallah bundan sonra da size sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Milletin karşısında kurumlanan ve konumlanan değil, milletin yanında dimdik duran dördüncü kuvvet olarak siz kıymetli Anadolu medyası mensuplarına kapımızın her zaman açık olduğunu burada özellikle ifade ediyorum. Rabb’im muhabbetimizi ve dayanışmamızı daim eylesin diyorum” dedi.

    Gündemini millete ve milletin değerlerine sabitlemiş yayıncılığın öneminin her geçen gün daha net kavrandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu Yayıncıları son 12-13 yılda yüz yüze geldiğimiz kritik kavşakların tamamında gerçekten takdire şayan duruş sergilediler. Sokaklarımızın ateşe verildiği, milletin malına, mülküne hatta canına kastedildiği Gezi olaylarında birileri yirmi dört saat canlı yayınlarla gezici vandalları överken, sizler milletten yana net tavır koydunuz. Anlı şanlı basın organları 17-25 Aralık darbe girişimine çanak tutarken, sizler milli iradenin sesi oldunuz. 15 Temmuz gecesi birileri bekle gör politikası izlerken, Anadolu medyası olarak demokrasimizi korkusuzca savundunuz. Terör saldırılarından bölgemizdeki çatışmalara kadar pek çok gelişmede sizlerin samimi desteğini daima yanımızda hissettik. Demokrasimize destek olduğunuz için her birinize teşekkür ediyorum. Anadolu yayıncılarının vicdanlı ve ilkeli tutumlarını, Gazze’deki katliamda da aynı kararlılıkla devam ettirdiklerini memnuniyetle takip ediyorum. İsrail güçleri tarafından Filistin’de şehit edilen gazeteci meslektaşlarınızın hatıralarına ve mücadelelerine sahip çıktığınız için sizleri tebrik ediyorum” diye konuştu.

    Müslümanlıkla birlikte insanlığın da sınandığı bu cinnet haline tepki göstermenin Filistin halkına karşı insani görev olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Vicdanı kurumayan hiç kimse böyle zulme suskun kalamaz. Ancak yıllardır bize basın özgürlüğü dersi verenler, görüyoruz ki işgal altındaki Filistin topraklarında yaşananlara seslerini çıkarmıyor. İsrail saldırılarında katledilen 150’ye yakın basın mensubunun hakkını sizin gibi bir avuç vicdan sahibi dışında kimse savunmuyor. Medya ofisleri basılırken, haber kanalları kapatılırken, canlı yayında gazeteciler kurşunlanırken, dikkat ederseniz, Gezi olayları sırasında Türkiye’ye kamp kuranlardan hiçbir tepki yükselmiyor. Öyle bir çifte standartla karşı karşıyayız ki, sadece 8 ayda 150 gazeteciyi katledenler hala basın hürriyetinden bahsedebiliyor. ’Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça.’ Bunlarınki yalnızca tutarsızlık değildir. Aynı zamanda vicdansızlık, ilkesizlik, adaletsizlik ve tarafgirliktir. Elbette tarih zulüm karşısında susanlarla her türlü bedeli göze alarak hakkı ve hakikati haykıranları kaydetmektedir. Tarih iliştirilmiş gazeteciler ile canları pahasına görev yapan gerçek basın emekçilerini yazmaktadır” açıklamasını yaptı.

    Zor dönemde konuşanların tarih önünde olduğu gibi insanlığın vicdanında da ibra olacağını belirten Erdoğan şunları söyledi:

    “Bugün soykırım karşısında üç maymunu oynayanlar ise, alınlarına yapışan kara lekeyi ömürleri boyunca silemeyecek. Kardeşlerim biz millet ve devlet olarak tarihin doğru tarafında olmanın çabasındayız. Gazze’deki katliamların ilk gününden itibaren basın yayın organlarımız Filistinli mazlumların sesi oldu. Anadolu Ajansımız ve TRT’miz, sahadaki cesur çalışanlarıyla Gazze’de işlenen cinayetleri tüm çıplaklığıyla dünyaya anlattı. Ulusal ve yerel medyamız Filistin’deki barbarlığın gündemden düşmesine müsaade etmedi. İletişim Başkanlığımız düzenlediği toplantılar, etkinlikler, basılı ve görsel materyallerle, Gazze için küresel vicdanı harekete geçirmeye çalıştı. Siyasetçilerimiz ve siyasi partilerimiz, birkaç İsrail muhibbi dışında Filistinli kardeşlerimizle dayanışma içinde olduk. Sivil toplum örgütlerimiz, yardım kuruluşlarımız, iş dünyamız, üniversitelerimiz, öğrencilerimiz, gençlerimiz tek vücut olarak Gazzeli mazlumlara samimiyetle sahip çıktı. Milletimiz adına bundan büyük bir onur duyuyoruz.”

    “Biz Filistinli kardeşlerimizi savunurken, aslında insanlığı savunuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barışı, adaleti ve özgürlükleri de savunuyoruz. Filistin’deki katliama tepki verirken, gelecek nesillere daha huzurlu, adil bir dünyada yaşama umudunu da miras bırakmayı hedefliyoruz. İnşallah bu çizgimizi sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Kimliğine, inancına ve kökenine bakmadan mazlumun yanında zalimin de karşısında olmaya devam edeceğiz. Medyamız, özellikle de merkez medyamız ülkemizde uzun yıllar vesayetin gölgesi altında görev yapmaya çalıştı. Bu vesayet sadece devlet içindeki oligarşik yapıların değil, bununla birlikte Türkiye’de ekonomiye ve paraya hükmedenlerin de vesayetiydi. Halk adına devlet erklerini denetlemesi gereken medyamız, çoğu zaman darbeciler namına milleti denetledi, milleti terbiye etti, milleti sorguya çekti. Vatandaşa ayar vermeye çalıştı” diye konuştu.

     

    Basının tek parti dönemindeki ahvalini konuşmaya gerek dahi duymadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”O zaman nasıl bir medya düzeninin olduğunu biraz basın tarihi okuyan herkes gayet iyi biliyor. 27 Mayıs darbesinin hazırlık sürecinde cuntacıların basın bülteni gibi çıkan gazetelerini şimdi yüzümüz kızararak okuyoruz. 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar aynı manşetlerin tekrar tekrar atıldığına şahit olduk. O dönemin tetikçi kalemşörleri milletin seçtiklerini akla ziyan iftiralarla karalarken, darbecileri cilalamış, parlatmış, baş tacı etmişlerdir. Üzülerek söylemek isterim ki, Türkiye’de kalemini, köşesini ve ekranını demokrasi karşıtlarına gönüllü olarak kiralayan bir kesim hep olagelmiştir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’de kalemini, köşesini ve ekranını demokrasi karşıtlarına gönüllü olarak kiralayan bir kesimin hep olageldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunlar müzik kutusu gibi kimi zaman darbecilerin türkülerini söylediler. Daha sonra terör örgütü mensuplarının şarkılarını çaldılar. Bir ara ülkemize yönelik psikolojik harekatlara asker yazıldılar. Hatta Kandil’deki bölücü canileri yere izmarit atmıyorlar diye methedecek kadar içlerindeki millet düşmanlığını kustular. Her şey oldular. Her şeyi yaptılar. Ama bir türlü milletten, milli iradeden ve demokrasiden yana tavır alamadılar. Bunların FETÖ’den PKK’sına ve DHKPC’sine kadar tüm terör örgütlerinin yanında saf tuttuklarını gördük. Ama teröre karşı devletimizin yanında bunları bir kez olsun göremedik. Özellikle bazı medya organları ve siyasi aktörlerin terör örgütlerine karşı sergilediği müsamahakâr tavrı anlamakta zorlanıyoruz” açıklamasını yaptı.

     

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör savunucularına tepki gösterdiği konuşmasında, “Teröristler cumhuriyet savcımızı kalleşçe şehit ediyor. Bunlar teröristlerin sözcülüğünü yapıyor. Teröristler şehirlerimizi hendek ve çukurlarla bizden koparmaya çalışıyor. Bunlar şehir eşkıyalarına canlı kalkan oluyor. Kandil’deki terör baronları yerel ve genel siyaseti dizayn etmeye uğraşıyor; bunlar hemen kravatlı teröristlerin avukatlığını üstleniyor. Hukuku savunurken ortalıkta yoklar. Milli iradeyi savunurken ortalıkta yoklar. Demokrasiyi savunurken ortalıkta yoklar. Terör mağdurlarını savunurken ortalıkta yoklar. Şehit edilen öğretmenleri, bebekleri, polisi, askeri, korucuyu, işçiyi savunurken ortalıkta yoklar. Evlatlarına kavuşmak için terör örgütüne isyan bayrağı çeken yüreği yanık Diyarbakır annelerini savunurken ortalıkta yoklar. Ama söz konusu bölücü terör örgütü ve uzantıları olunca hiç düşünmeden cepheye koşuyorlar. En ön safta yer almaktan çekinmiyorlar” dedi.

    Terörle sivil siyasetin bir arada olamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletten esirgedikleri empatiyi teröristlere göstermekten utanmıyorlar. Bakınız burada bir gerçeği tekrar açık açık ifade etmek isterim. Terörle sivil siyaset yan yana durmaz. Terörle demokrasi bir arada bulunmaz. Sırtını elinde kalaşnikof olana, molotof olana, bomba olana dayayarak meşru siyaset yapılmaz. Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden meşruiyetten sapmayan herkes şayet yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik” açıklamasını yaptı.

     

    Yargının Hakkari kararı ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Özellikle yargının Hakkari’yle ilgili vermiş olduğu karar kusura bakmasınlar ama kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar ne yaptı? Hemen parlamentoyu ayağa kaldırmaya kalktılar. Kusura bakmayın. Burası hukukun islediği Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var” dedi.

    Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatları vasıtasıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik. Dünyanın hiçbir medeni ülkesi, demokrasisinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez, etmeyeceğiz.Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi, dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart’tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayrimeşru, gayri yasal işlemlere girmediyse, katılmadıysa onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok. Ama gayri yasal işler yaptıysa bizler de yasaları işletmek durumundayız ve işletiriz. Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Ve şu anda hukuk da gereğini yapmıştır. Ve bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye belediyeye hizmet binalarında Kandil’in atadığı komiserlerin başkan tokatladığı güya mahkeme kurup, haraç kestiği dönemler geçirmiştir. Bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur” değerlendirmesini yaptı.

    Milletin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını istemediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Buna izin de vermeyiz. Bölgedeki kardeşlerimizin üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk bunu gerektirir, demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan, hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak, siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör -siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların ortadan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil Kandil’in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclisteki Hakkari tepkileriyle ilgili, ”Şimdi bazıları çıkmış mecliste adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyorlar. Belediyeler ne onlarındır, ne terör örgütünündür. Bağırarak, çağırarak Meclisten nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım. Belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir. Belediyeler sırtını Kandil’e yaslayanların hiç değildir. Nerede olursa olsun belediyeler halkımızındır. Aziz milletimizindir. Bu ülkenin de devletin de belediyelerinde tek bir sahibi vardır millettir. 85 milyonun tamamıdır” dedi.

    Bölgede bölücü örgütün vesayetini içlerine sindiremeyen ve şehirlerine gerçekten hizmet etmek isteyen belediye başkanlarının olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu başkanlar şunu bilsinler ki örgütün tasallutundan kurtulmak için atacakları adımlarda millet de, devlet de tüm imkanlarıyla yanlarında olacaktır. Şehrine, ilçesine ve vatandaşa hiçbir ayrım yapmadan hizmet edenlerle kimsenin bir derdi zaten bulunmuyor. Cumhurbaşkanı olarak benim de onlarla bir derdim yok. Biz sadece Türkiye’nin ve demokrasimizin gelişmesine ayak bağı olan terör belasıyla hukuk zemininde mücadele ediyoruz ve edeceğiz. İnşallah bu mücadeleyi de kimsenin oyununa gelmeden birilerinin bizi çekmek istediği tuzağa düşmeden yürüteceğiz. Millete ve milli iradeye saygılı olan herkesten de aynı tavrı bekliyoruz. Seksen beş milyonun kardeşliğine, ferasetine, irfanına yürekten güveniyoruz. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, daim eylesin diyoruz” diye konuştu.

  • Tek kişilik basın açıklaması

    Tek kişilik basın açıklaması

    Büro Emekçileri Sendikası(BES) Erzurum Temsilcisi Namık Kemal Kaplan, tek başına hak arayarak Sosyal Güvenlik Kurumu önünde basın açıklaması metnini okudu, artan iş yüküne dikkat çekti.

    Kaplan, milyonlara hizmet eden ve EYT’nin bütün yükünü sırtında taşıyan sosyal güvenlik emekçilerine teşekkür edilmesi bir yana; yol, yemek, personel servisi, izin, fazla mesai ücreti ve benzeri kazanılmış haklarının verilmemesi ile karşı karşıya olduklarını belirterek,“ Ne çabuk unutuldu, EYT sürecinde sosyal güvenlik emekçilerinin sabah, akşam hafta sonu demeden fedakarca çalışırken bakanların sorumsuz açıklamaları yüzünden vatandaşla karşı karşıya kalmaları. Çabuk unutuldu EYT sürecinde verilen ikramiye, uzmanlık, 3600 Ek gösterge sözleri. Oysaki 2022 Yılında 689 bin 523 kişiye emekli aylığı bağlanırken, EYT Yasası gereğince 2023 Yılında 2 milyar 484 bin 335 kişiye emekli aylığını bu vaatleri yapan ve sözlerinde durmadan kaybolan bakanlar değil olağanüstü gayretle sosyal güvenlik emekçileri bağlamışlardır.” dedi.

    “SGK emekçileri somut adım bekliyor”

    SGK emekçilerinin 85 milyona kişiye 32 bin 981 çalışan ile hizmet verdiğini vurgulayarak, “2009 Yılında 682 aktif sigortalıya bir SGK personeli düşerken bugün bu rakam 760 aktif sigortalıya bir personel olarak gerilemiştir. Bu da EYT yasası olmasa dahi Sosyal Güvenlik Kurumu’nun artan iş yüküne göre personel sayısının yetersiz olduğunun açık göstergesidir. Sosyal Güvenlik Kurumu personeli kamu kurumları arasında en düşük ücretle çalıştırılmaktadır. Tamamı üniversite mezunu olan, yıllarca KPSS’ye hazırlanarak yüksek puanlarla ataması yapılan SGK Emekçileri açlık sınırındaki bir ücretle çalıştırılmaktadırlar. Milyonlarca vatandaşa hizmet veren onların emekli aylığını bağlayan sosyal güvenlik emekçilerinin geleceğinde emeklilik görülmemektedir.”şeklinde konuştu.

  • Emekli astsubaylardan ‘tazminat ve özlük hakları’ açıklaması

    Emekli astsubaylardan ‘tazminat ve özlük hakları’ açıklaması

    Özlük haklarının iyileştirilmesi ve tazminat haklarının sağlanmasını isteyen emekli astsubaylar, TBMM Çankaya kapısında bir araya geldi. Burada grup adına basın açıklaması yapan TEMAD Genel Başkanı Hamza Dürgen, şunları kaydetti:
    “Astsubayların özlük haklarıyla ilgili yıllardır ısrarla sürdürdüğümüz taleplerimiz Milli Savunma Bakanlığı tarafından 2023 yılında kanun teklifi haline getirilmişti. Söz konusu kanun teklifini 5 Nisan 2023 tarihinde Gazi Üniversitesi Kültür Merkezinde emeklilere yönelik olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen iftar programında Cumhurbaşkanımıza arz ettim.”
    Dürgen, “Cumhurbaşkanımız ise genel seçim nedeniyle yeterli süre kalmadığını belirterek 2023 yılı genel seçimlerinden sonra yasanın çıkartılacağını ifade etmişlerdi. 11 Ocak 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ı ziyaretimizde arz ettiğimizde ise bu konudaki yasal düzenlemenin 2024 yerel seçimlerinden sonra yapılacağına dair söz vermişlerdi” dedi.
    Dürgen, konuşmasına şu şekilde devam etti:
    “Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanarak 31 Mart 2023 tarihinde AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi grup başkanvekilleri ve çok sayıda milletvekili tarafından TBMM Başkanlığına yasa teklifi olarak sunulan ve son yasama dönemine kadar kalan kanun teklifi geçtiğimiz günlerde yine Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanarak hükümet yetkilileri tarafından yeniden gündeme alınmış ve maalesef emekli astsubayların özlük ve tazminat haklarıyla ilgili maddeler Milli Savunma Bakanlığının hazırladığı teklifte olmasına rağmen hükümet yetkililerince son anda torba kanun teklifinden çıkartılmıştır. Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve önümüzdeki günlerde yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelecek olan torba kanun teklifinde emekli astsubaylarla ilgili tazminat maddelerinin Milli Savunma Bakanlığının hazırladığı torba teklifindeki haliyle yer almasını talep ediyoruz. Söz konusu özlük ve tazminat haklarımız ile ilgili açıklama ve eylemlerimiz sonuç alıncaya kadar azim ve kararlıkla Türkiye genelinde devam edecektir. Astsubayların hakkını lütfen veriniz.”

  • Ajdin Hasic: “Beşiktaş’a geri dönerek kendimi kanıtlamak istiyorum”

    Ajdin Hasic: “Beşiktaş’a geri dönerek kendimi kanıtlamak istiyorum”

    Sezon başında Beşiktaş’tan, Bosna Hersek Ligi ekiplerinden FK Sarajevo’ya kiralanan Ajdin Hasic, Bosna takımında gösterdiği performanstan gelecek hedeflerine, siyah-beyazlı takımda beraber çalıştığı teknik direktör Sergen Yalçın’dan, Fenerbahçe’de forma giyen Dzeko ile Trabzonspor’da oynayan Visca’ya kadar birçok konuda İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu.

    “Bu sezonki başarımın sırrı, önceki sezonlara kıyasla neredeyse tüm maçları oynamış olmam”

    Sarajevo’da çıktığı toplam 30 karşılaşmada 9 gol, 5 asiste imza atan Hasic, şu anki formundan ve istatistiklerinden memnun olduğumu söyledi. Hasic, “Ama sezon sonuna kadar daha da gelişmek istiyorum. Bu sezonki başarımın sırrı, önceki sezonlara kıyasla neredeyse tüm maçları oynamış olmamdır. Ayrıca önemli faktörlerden biri de sakatlanmadan oynamamdı” ifadelerini kullandı.

    “Harika bir takımdık, bir olarak nefes alıyorduk”

    Beşiktaş ile 2020-2021 sezonunda hem Süper Lig hem de Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşadığı dönemi unutamadığından da bahseden 22 yaşındaki futbolcu, “O dönem, kariyerimin sonsuza dek hatırlayacağım en özel günlerinden biriydi ve tüm bunları 19 yaşında başarabilmek inanılmaz bir duygu. Şampiyonluğu kazanmamızdaki en önemli etken, iyi bir oyuncu grubu olmamızdı. Harika bir takımdık, bir olarak nefes alıyorduk ve kulüpteki her bir kişi buna katkıda bulundu. Tamamlanmış büyük bir bulmaca gibiydik” değerlendirmesini yaptı.

    “Sergen Yalçın hayatımda tanıdığım en karizmatik insanlardan biri”

    Ajdin Hasic, siyah-beyazlı formayı giydiği dönemde beraber çalıştığı teknik direktörler Sergen Yalçın ve Valerian Ismael hakkında da konuştu. Bosna Hersekli futbolcu, “Aslında Valerian Ismael ile pek fazla çalışmadım. O yıl Göztepe’ye kiralık olarak gittim. Birlikte geçirdiğimiz zamanlar iyi, profesyonel ve çalışkan bir antrenöre benziyordu. Sergen Yalçın ise hayatımda tanıdığım en karizmatik insanlardan biri, güçlü bir kişiliğe ve kendine has bir liderlik tarzına sahip. Onunla daha uzun süre çalıştığım için gelişimime daha çok katkı sağladığını söyleyebilirim” cümlelerine yer verdi.

    “Kariyerimde hiç bu kadar iyi hissetmemiştim”

    ’Ağır sakatlıklar yaşamasaydın kariyerin nasıl şekillenirdi?’ sorusuna başarılı futbolcu, şu cevabı verdi:

    “Düşünmeyi ve zamanda geriye gitmeyi sevmiyorum. Özellikle de kariyerimdeki sakatlıklar söz konusu olduğunda. Her şeyin bir nedeni vardır ve her zaman kendime olabilecek şeyleri düşünmemeyi ve sadece geleceği sabırsızlıkla beklemeyi öğrendim, istediğim her şeye ulaşmak için. Kariyerimde hiç bu kadar iyi hissetmemiştim ve umarım bu şekilde devam ederim.”

    “Futbolda her zaman iyi ve kötü anlar vardır”

    Beşiktaş’ın bu sezon kötü bir sezon geçirdiğini fakat endişelenecek bir durumun olmadığını da dile getiren Hasic, “Futbolda her zaman iyi ve kötü anlar vardır ne yazık ki Beşiktaş’ın geçmişte çok güzel anları oldu ama dediğim gibi kötü sezon herkesin başına gelebilir, endişelenecek bir şey yok. Umarım bir sonraki sezon daha başarılı olur” diye konuştu.

    “Yeni sezon hazırlıklarıma Beşiktaş’ta başlamak istiyorum”

    Ajdin Hasic, gelecek sezon Beşiktaş’ta devam edip etmeyeceği konusuna da açıklık getirdi. 22 yaşındaki oyuncu, “Bir sonraki sezon sonuna kadar sözleşmem var, bu yüzden yeni sezonda hazırlıklarıma Beşiktaş’la başlayıp, takımdaki yerimi almayı planlıyorum. Dürüst olmak gerekirse şu anki isteğim; Beşiktaş’ta kendimi kanıtlamak ve oraya neden geldiğimi herkese göstermek” dedi. Hasic, kariyer hedefinin de Avrupa’nın en büyük 5 ligi olarak gösterilen İngiltere Premier Lig, İspanya LaLiga, İtalya Serie A, Almanya Bundesliga ve Fransa Ligue 1’de forma giymek olduğunu söyledi.

    “Semih Kılıçsoy umarım en az 1 yıl daha Beşiktaş’ta kalır”

    Beşiktaş’ın 18 yaşındaki futbolcusu Semih Kılıçsoy’dan da övgüyle söz eden Ajdin Hasic, “Semih bu sezon gerçekten çok iyi, güçlü, güçlü, hızlı Umarım en az bir yıl daha Beşiktaş’ta kalır. Büyük yetenek, kesinlikle harika bir kariyere sahip olacak” açıklamasında bulundu.

    “Dzeko ve Visca’ya hayranlık duyuyorum”

    Hasic, Fenerbahçe’de top koşturan Edin Dzeko ile Trabzonspor’da forma giyen Edin Visca’ya hayranlık duyduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Edin Dzeko ülkemdeki en iyi oyunculardan biri ve onun başardığı her şeye büyük saygı duyuyorum. Süper Lig’deki tüm maçları, özellikle de Boşnakların oynadığı kulüpleri takip ediyorum. Büyük saygı duyduğum ve ona hayranlık duyduğum Edin Visca’dan da bahsetmek istiyorum. Türk futboluna en büyük etkiyi yapan Bosnalı arkadaşım Edin Visca’dır.”

  • Ayrılık sonrası Tuncay Şanlı’dan ilk açıklama

    Ayrılık sonrası Tuncay Şanlı’dan ilk açıklama

    Yeşil-siyahlı yönetim ardından Teknik Direktör Coşkun Demirbakan ile anlaşma sağladı. Sakaryaspor ile yolları ayrılan Tuncay Şanlı, sosyal medyaı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Duruşumuz aynı yolumuz belli. Ben ve ekibim elinden geleni yapmıştır. Atkılılar sonunda kazanacaktır. Bu süreçte desteklerini esirgemeyen Sakaryaspor taraftarına teşekkür ederim” ifadelerine yer verdi.

  • Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu’ndan, Oğuz Aydın açıklaması

    Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu’ndan, Oğuz Aydın açıklaması

    Gelecek sezonun transfer planlaması için çalışmalarına başlayan Galatasaray’ın, Corendon Alanyaspor’daki performansıyla dikkat çeken Oğuz Aydın’ı renklerine bağlamak istediği ve Akdeniz ekibinin başkanı Hasan Çavuşoğlu’nun da Oğuz için ilk etapta 7 milyon Euro istediği, ardından bunun pazarlıkla 5 milyon Euro’ya düştüğüne dair çıkan haberlerle alakalı Başkan Çavuşoğlu’ndan açıklama geldi.

    Alanyaspor Başkanı Hasan Çavuşoğlu söz konusu haberleri yalanladı. Çavuşoğlu, “Şimdiden asılsız haberlere başladılar. Kimseyle görüşmemiz ve pazarlığımız olmadı. Tamamen uydurma bir haber. Yurt içi ve yurt dışından birçok kulübün Oğuz’a talip olduklarına dair dair bilgiler geliyor. Tekrar söylüyorum, Oğuz’la alakalı hiç bir kimseyle ve kulüple görüşmemiz olmadı. Lig bitinceye kadar da olmayacak” dedi.