Etiket: açıklaması

  • Pentagon’dan UFO raporu

    Pentagon’dan UFO raporu

    ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), “tanımlanamayan anormal olgular (UAP)” olarak nitelendirdiği tanımlanamayan uçan nesnelerle (UFO) ilgili raporunu yayınladı. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder yaptığı açıklamada, “Savunma Bakanlığı geçtiğimiz hafta, ABD hükümetinin UAP ile ilgili kayıtları inceleyen Anormallik Çözüm Ofisi (AARO) raporunun ilkini Kongre’ye teslim etti. AARO raporda, 1945’ten bu yana ABD hükümetinin tüm soruşturmalarını gözden geçirdi, gizli arşivleri araştırdı, onlarca görüşme gerçekleştirdi, İstihbarat Topluluğu ve Savunma Bakanlığı yetkilileriyle iş birliği yaptı” ifadeleri kullanıldı. AARO’nun UFO iddialarını geniş bir şekilde araştırdığı belirtilen açıklamada, ABD hükümetinin ve özel şirketlerin uzaylılara ait olduğu ortaya atılan teknolojiyi tersine mühendislikle geliştirdikleri yönündeki iddialara dair bir kanıt bulamadığı vurgulandı. UFO’ların varlığını gösteren kanıtlara rastlanmadığı aktarıldı. Ayrıca görülenlerin çoğunun sıradan nesneler ve olgular olduğu, “yanlış tanımlamadan” kaynaklandığı sonucuna varıldığı belirtildi.
    Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı, 2022’de “UFO” ihbarlarını incelemek amacıyla Anormallik Çözüm Ofisi (AARO) adlı bir yapı kurmuştu.

  • Akar’dan terörle mücadele mesajı: Kaynağında yok etmeye mecburuz

    Akar’dan terörle mücadele mesajı: Kaynağında yok etmeye mecburuz

    Meclis Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, AK Parti’nin aday tanıtım toplantısında CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova’nın sorularını cevapladı. Akar, Mehmetçiğin üs bölgelerindeki emniyet tedbirlerinin yetersiz olduğu ve bölgede hava şartlarına uygun olarak bulunmadığı söylemlerini eleştirdi.

    “Kaynağında yok etmeye mecburuz”

    Akar, “O eski bitti, şimdi bu yeni yöntemle, yeni anlayışla, yeni stratejiyle, burada biz hudutlarımızı korumak bakımından, milletimizi korumak bakımından teröristlere karşı onları kaynağında yok etmek mecburiyetindeyiz. Egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı savunmak için Çanakkale’yi yaptık, milli mücadeleyi yaptık. Karda, kışta, kıyamette, Sarıkamış’ı yaptık. Yani dolayısıyla şimdi biz; kar vardı şunu yapmayalım, kış vardı şunu yapmayalım. Böyle bir şey olabilir mi?” ifadelerini kullandı.

    Akar, bazı söylemlerde ise terör örgütü ile muhalefetin söylem birliğinde olduğunu belirtti. Akar, “Şimdi Kandil soruyor, “burada askerin ne işi var?” Muhalefete geliyoruz, “Mehmetçiğin orada ne işi var?” Dolayısıyla burada ciddi bir söylem birliği var. Gözden kaçmaması lazım.” dedi.

    En büyük önceliğin şehitlerin kanını yerde bırakmamak ve operasyon  bölgelerinde askeri personelin güvenliği olduğunu kaydeden Akar, Mehmetçiğin harekat bölgelerinde kalıcı olma nedenini de belirtti. Akar, “Tırnaklarımızla kazıya kazıya ilerledik, o mesafeleri aldık. Temizleye temizleye gittik. Eğer siz orayı bırakır çekilirseniz kar, kış, kıyamet diye. Tekrar teröristler gelir, bu sefer nisanda mayısta tekrar başlayacağız.” açıklamasında bulundu.

    “Terörist neredeyse hedefimiz orası”

    Akar, Süleymaniye’deki gelişmeler hakkında da konuştu. Akar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Stratejimiz şu; çok açık ve net söylüyoruz. Diyoruz ki kim desteklerse desteklesin. Bizim karşımızdaki teröristlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Ve terörist neredeyse, YPG, PKK, DEAŞ neredeyse hedefimiz orası.

  • Davutoğlu, Millet İttifakı dağılmış görünüyor

    Davutoğlu, Millet İttifakı dağılmış görünüyor

    Türkiye yeniden bir seçime hazırlanıyor…

    Genel seçimlerin yankıları sürerken, partiler bu kez yerel seçimler için kolları sıvadı.

    Ama Millet İttifakı’nın küçük ortaklarında ise ittifakın dağılmasından duyulan üzüntü hakim.

    Küçük partiler 38 milletvekili çıkardı

    Seçime CHP listelerinden giren DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti toplam 38 milletvekilini Meclis’e gönderdi. Alınan yenilginin ardından 3 parti, çıkardıkları vekillerle CHP’den ayrıldı.

    14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta gerçekleşen genel seçimlerde yenilgiyle ayrılan ‘Millet İttifakı’ ortaklarından bir bir ‘ittifak dağıldı’ açıklaması gelmeye başladı. İYİ Parti ve CHP’den gelen ‘Milleti İttifakı bitti’ açıklamalarına bir yenisi daha eklendi.

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldığı canlı yayında ‘Millet İttifakının’ akıbetine ilişkin açıklamada bulundu.

    “Millet İttifakı artık yok”

    Ahmet Davutoğlu, “Millet İttifakı artık yok açıklamasında bulundu.

    “Bu realiteyi kabul etmek ve bununla yaşamak durumundayız”

    Davutoğlu, İlk defa bu tabiri kullanacağım ve üzülerek söylüyorum. Millet İttifakı dağılmış görünüyor.  Akşener ve birçok lider bunu vurguladığı için ortada bir realite var. Bu realiteyi kabul etmek ve bununla yaşamak durumundayız.

    “Muhafazakar seçmeni ikna edemedik”

    Genel seçimlerdeki yenilgiye ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, Muhafazakar seçmeni ikna edemedik dedi.

  • Cevdet Yılmaz: Tek haneli enflasyonu göreceğiz

    Cevdet Yılmaz: Tek haneli enflasyonu göreceğiz

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi incelemelerde bulunmak için Rize’ye geldi. Yılmaz ilk önce Rize Valiliğinde ziyarette bulundu. Rize Belediyesi’ni ziyaret eden Yılmaz, oradan da AK Parti Rize İl Başkanlığını ziyaret etti. Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Rize Ticaret Borsasında ‘Rize İş Dünyası Buluşması’ toplantısına katıldı. Toplantı öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, basın mensuplarına Orta Vadeli Program hakkında bilgi verdi.

    Orta Vadeli Program’ın kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak akılla hazırlanmasının çok değerli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Biz şuna yürekten inanıyoruz. İstişare ve ortak akıl doğru politikaların tayin edilmesinde çok etkili olduğu gibi politikaların sahiplenerek hayata geçirilmesi bakımından da çok çok kıymetli. Dolaysıyla bende bugün orta vadeli programdan sonra ilk defa bir iş dünyası ile bir araya geldik.

    Geçtiğimiz çarşamba günü uzun bir süredir üzerinde çalıştığımız orta vadeli programı tamamladık ve ilan ettik. Cumhurbaşkanımız bizzat bu programa katıldı. Dünyanın en iyi programını da hazırlasanız arkasında iyi bir siyasi irade yoksa hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü planlar, programlar uygulanmadıkları sürece hayatımızda bir değişiklik meydana getirmez. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat katılması ve en güçlü şekilde desteğini ifade etmesi bu programın en kıymetli yönüdür.

    Kamu olarak, sivil toplum olarak ortak akılla hazırlamasının da yine kıymetli olduğuna inanıyorum. Bu süreçte bizzat ben, yaptığım toplantılarda, iş dünyasından, emek kesiminden, sendikalardan, finans kesiminde tarım kesiminden, çeşitli kesimlerden arkadaşlarla bir araya geldim. Görüşmeler yaptım. İlgili bakanlarımız yine çok sayıda istişare toplatışı yaptılar. Bütün bunların neticesini bu plana yansıttık. Bununla ilgili temel bir takım hususlara değinerek başlamak isterim” dedi.

    “Depremin yaralarını saracağız” 

    Orta vadeli planda 4 esas amacın olduğunun altını çizen Yılmaz, “Birincisi dünya tarihinde eşine az rastlanan, bizim tarihimizin de en büyük afeti olarak nitelendirebileceğimiz, Şubat’ta yaşadığımız depremin yaralarını sarmak. Ve bir daha benzer afetlerle karşılaşmamak için risklerimizi azaltmak. Bu planın birinci önceliği bu, çok büyük bir yük, gerçekten çok büyük bir yıkım, ama inşallah bu yıl ve gelecek yıl ağırlıklı olmak üzere bu harcamaları yapacağız. Ondan sonraki yıllar kademeli bir şekilde azalıyor. Ve bu depremin yaralarını saracağız. Bu dönemde yaklaşık 3 trilyon lira bir harcamamız olacak depremle ilgili, bunun 762 milyar lirası bu yıl merkezi yönetim bütçesinden, gelecek yıl yine 1 trilyonun üzerinde bir harcamayı sadece merkezi yönetim bütçesinden yapacağız.

    İzleyen 2 yılda da harcamalarımızı yaparak tamamlayacağız. Bu çok güçlü bir dayanışmayı gerektiriyor. Bir devlet miller dayanışmasını gerektiriyor. Ama bunu başardığımızda ülkemizi gelecek çok daha güvenli bir şekilde hazırlamış olacağız” ifadelerini kullandı.

    Depremin yaralarını sarmanın ilk hedefleri olduğunu ve deprem için yapılan hiçbir harcamanın boşa harcama olmadığını da hatırlatan Yılmaz, “Depreme yaptığımız harcamalar, depremin zararlını telafi etmek için yaptığımız harcamalar, gerek yeni konutlar, gerek alt yapıya yaptığımı yatırımlar aynı zamanda ülkemizin geleceğine yaptığımız yatırımlardır. Yani bunlar boşa giden harcamalar değil, çok daha bünyemizi güçlendirmiş bir şekilde geleceğe yürüyeceğiz. Bu bizim birinci amacımız. Ayrıca bu bölgemizin de sel, heyelan gibi afet problemi var. Riskleri azaltıcı yatırımlar yapmak. Bu programımızın en önemli hedeflerinden biridir. Bir bölgede deprem olur. Diğerinde sel olur. Bir başkasında başka türlü bir afet olabilir. Ama bizim riskleri önceden tespit edip, kriz yönetiminde risk yönetimine geçmemiz lazım ki çok daha etkili bir şekilde bu süreçleri yönetelim” dedi.

    “Hedefimiz Enflasyonu 2026’da tek haneli rakamalara düşürmek”

    Gelecek yıldan itibaren enflasyon rakamının tek haneli rakamlara düşeceğini de hedeflediklerini kaydeden Yılmaz, “İkinci temel amacımız makro ekonomik istikrarı sağlamak ev enflasyonu orta vadede, orta vade dediğimiz, 2026’da tek haneli rakamalar düşürmek. Son dönemlerde uluslararası konjonktür nedeniyle gerek, kurdaki hareketlilik gerek reel ücretlerdeki gelişmeler ve gerekse gelir tedbirlerimiz nedeniyle bir çok faktör var. Geçici olarak enflasyonda bir artış söz konusu bu sene ama bu geçiş dönemine özgü bir artış. Kalıcı bir artış olmayacağını öngörüyoruz. Gelecek yıldan itibaren kademeli bir şekilde enflasyonun düşeceğini ve 2026’da yüzde 8,5 gibi tek haneli rakamlara döneceğimizi düşünüyoruz. Tahmin ediyoruz. Ve bunun arkasında tabii ki politikalarımız var” ifadelerini kullandı.

    Tüketim ağırlıklı büyümeden üretim ve yatırım amaçlı bir büyümeye doğru dönüşüm olacağını sözlerine ekleyen Yılmaz, “3’üncüsü bunu yaparken, depremin yaralarını sararken ve enflasyonla mücadele ederken büyümeyi de hiçbir şekilde ihmal etmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın hep üstünde durduğu istihdam, üretim ve ihracat perspektifi içinde büyüme ve istihdamı da devam ettireceğiz. Ancak şöyle bir farkla bu dönemde büyümenin kompozisyonunda ciddi bir değişim olacak. Tüketim ağırlıklı bir büyümeden, yatırım, üretim ve ihracat ağırlık bir büyümeye doğru bir dönüşüm yaşayacağız. Yani enflasyonu olumsuz etkileyen bir büyüme değil, tamam aksine arz artışı sağlayarak ev ihracatla döviz kazancı sağlayarak enflasyonla mücadelemize katkı veren bir kompozisyona sahip bir büyümeyi öngörüyoruz. Bunları niye yapıyoruz?

    İnsanımızın geleceğe daha güvenli bakması için toplumsal, sosyal refah için yapıyoruz. Dolayısıyla sosyal adalet ve sosyal refah yine bu programımızın en temel unsurlarından biridir. Bütün tedbirlerimizi alırken gelir düzeyi düşük kesimleri, daha fazla sıkıntı yaşayan kesimleri mutlaka dikkate alarak, onları önceliklendirerek onların refahını nasıl artırabiliriz diye bir perspektifle bütün bu çalışmaları yürüteceğiz. Bu 4 temel amaç afetin yaralını sarmak enflasyonu tek haneye getirmek. Büyüme istihdamı devam ettirmek. Ve sosyal adalet ve refahı geliştirmek. Bu 4 amacı 3 tane temel amaçla gerçekleştireceğiz. Bu amaçlara giden 3 tane amacımız olacak. Birincisi mali disiplin; deprem harcamaları hariç olmak üzere çünkü onlar mecburen yapmamız gereken harcamalar.

    Yapısal bir bozulmaya yol açmadan bütçemizde yolumuza devam edeceğiz. Bu yıl ve gelecek yıl deprem harcamaları ağırlıklı olduğu için ister istemez bütçemizdeki açık yüksek olacak, milli gelire oranla yüzde 6,5 civarlarına çıkmış olacak. Ama hemen izleyen yıllarda bir düşüş trendine girecek. Ve 2026 yılında yüzde 3’ün altında bütçe açığıyla Türkiye yoluna devam edecek” dedi.

    Satın alma gücüne göre ise 11’inci ülke konumundayız

    Son 20 yılda yıllık ortalamalara göre Türkiye yüzde 5,5 büyüdü, dünya yüzde 3,6 büyüdü. Türkiye dünyanın aşağı yukarı 2 puan üzerinde büyüdü. Bu büyük bir başarıdır. Önümüzdeki dönem için dünyada da bizde de aşağı yönlü bir ivme var. Dünya büyümesi yüzde 3’ler civarına geliyor, ticaret maalesef daha da daralıyor. Türkiye’de ise depremin etkilerine rağmen ortalama 4,5 büyüme hızını bu dönemde gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bunun sonucunda 2026 yılında 1,3 trilyonu aşan bir milli gelirimiz olacak diye tahmin ediyoruz. Böyle olduğu zaman, o gün ki kişi başına da böldüğümüzde 14 bin 855 dolarlık bir kişi başına gelir hedefliyoruz. Bu da bizi yüksek gelirli ülkeler ligine dahil ediyor. Dünya bankasının yaptığı bir hesaplama var.

    Ütün ülkeleri sınıflandırıyor. Düşük gelirli ülkeler, alt orta gelire sahip ülkeler, üst orta gelire sahip ülkeler, yüksek gelirli ülkeler şeklinde. Orada eşik değer 13 bin 845 dolar. Yani bir ülke kişi başına gelirini 13 bin 835 doların üzerine çıkardığında dünya bankası kriterlerine göre yüksek gelirli ülkeler ligine geçmiş oluyorsunuz. Türkiye bu plan döneminde inşallah bunu başaracak” dedi.

    “Bu dönemin sonunda inşallah yeniden tek haneli enflasyonu göreceğiz”

    14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerle siyasi belirsizliğin ortadan kalktığı gibi teknik anlamda da belirsizliklerin ortadan kaldırıldığında öngörülebilir arttırılacağını ifade eden Yılmaz konuşmasının devamında, “Yıllık 900 bin ilave istihdam, dönem boyunca da 2,7 milyon istihdam ön görüyoruz. Ama buna rağmen işsizlikte çok büyük bir gerileme olmayacak çünkü iş gücüne katılımda yüksek katılımlar ön görüyoruz. Bu dönemin sonunda inşallah yeniden tek haneli enflasyonu göreceğiz. Bunu geçmişte başardık yine başaracağız. İhracat ve turizmde önemli rakamlar göreceğiz. 2026 itibariyle ihracatımızın 300 milyar doların üzerine çıkmasını, turizm gelirlerimizin de 70 milyar doları aşmasını bekliyoruz.

    Bu yıl yüzde 4 çerçevesinde beklediğimiz cari açığımızın önümüzdeki dönemde kademeli olarak düşerek 2026’da yüzde 2’ler civarına gelmesini bekliyoruz. Ondan sonraki yıllarda da inşallah Türkiye cari fazlayı yakalayacaktır. Yapısal reformlarımız sonuç verdikçe, enerji başta olmak üzere bu dönüşümler meyvelerini verdikçe Türkiye farklı bir yapısal dönüşümü gerçekleştirecektir diye inanıyoruz. Dünyanın bu zor döneminde en büyük şansımız siyasi güvene ve istikrara sahip olmamızdır. Geçen mayıs ayında yapılan seçimlerde vatandaşımız siyasi belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Belirsizlik ekonominin düşmanıdır. Belirsizliğin olduğu yerde yatırım olmaz, belirsizliğin öngörüldüğü yerde ekonomi gelişmez. Mayıs ayında siyasi belirsizlik ortadan kalktı, bu çalışmalarımızla da teknik olarak belirsizlikleri ortadan kaldırıp öngörülebilirliği arttırıyoruz ve inşallah önümüzdeki dönemde bunun meyvelerini, sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

    Şimdi dış dünyadan daha fazla kaynak akışının olacağı bir döneme doğru gidiyoruz. Rezervlerimizde şimdiden belli bir birikim sağlandı. Önümüzdeki dönemde bu inşallah daha da artarak devam edecek. Türkiye istikrarlı bir ülke, güçlü bir ülke, genç nüfusu olan, girişimcisi olan, eşsiz bir coğrafyası olan, büyük potansiyelleri olan bir ülke, tarımda, sanayide, turizmde, diğer hizmet sektörlerinde çok çeşitli fırsatları olan bir ülke, inşallah hep birlikte kamusu ile, özeli ile, sivil toplumu ile, akademisi ile bütün toplumsak kesimlerin katkısıyla bu potansiyelleri daha güçlü bir şekilde harekete geçireceğiz. Türkiye yüzyılı dediğimiz cumhuriyetimizin 2. Yüzyılını güçlü bir şekilde inşa edeceğiz. Bu orta vadeli programımız Türkiye yüz yılının ilk orta vadeli programı” şeklinde konuştu.

  • Erdoğan açıkladı; işte yeni kabine

    Erdoğan açıkladı; işte yeni kabine

    Cumhurbaşkanı Erdoğan  Beştepe’deki Göreve Başlama Töreni’nin ardından Çankaya Köşkü’ne geçti. Meclis’teki törenle mazbatasını alarak resmi olarak göreve başlayan Erdoğan kabinenin yeni üyelerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle: Demokrasimizin gücüne güç katan bir seçim sürecini tamamladık. Pek çok ilke sahne olan seçimlerin Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti kendi mecrasında akmaya devam edeceğini göstermiştir. Türkiye birer seçim yapmamış aynı zamanda gelecek asrının nasıl olacağına karar vermiştir. Türkiye bugün dünden daha güçlüdür. Yarınlarımız 28 Mayıs öncesine göre daha aydınlıktır. Seçimlerde sandığa tercihini yansıtan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yurt dışındaki kardeşlerimizi de ayrıca tebrik ediyorum. Şahsımı Cumhurbaşkanlığına layık gören vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımıza teşekkürlerimi iletiyorum. Bizleri onurlandıran devlet  ve hükümet başkanlarına tekrar minnetarlığımızı ifade ediyorum.

    Türk cumhuriyetlerindeki kardeşlerimizle, dostlarımızla omuz omuza yol yürümeye devam edeceğiz. Umumudu ülkemize bağlamış hiçbir kardeşimizi mahçup etmeyeceğiz. 28 milyona yakın insanımızın teveccühüne mahsar olmanın sevincini yaşıyoruz. Bu bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Nasıl bugüne kadar milletin emanetine helal getirmediysek, bundan sonra da canımız pahasına bu emanete sahip çıkacağız. 85 milyonun birliği kardeşleriği ve esenliği için engellere aldırmadan çalışacağız. Şimdiye kadar beraber çalıştığımız, eski kabine üyelerimize huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. 28. dönem milletvekili olarak yüce Meclis’te mesaini sürdürecek arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk kabine üyeleri olarak adlarını tarihe yazdırdırlar.

    İşte yeni kabine

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı: Cevdet Yılmaz

    Adalet Bakanı: Yılmaz Tunç

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı: Mahinur Özdemir Göktaş

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Vedat Işıkhan

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı: Mehmet Özhaseki

    Dışişleri Bakanı: Hakan Fidan

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Alparslan Bayraktar

    Gençlik ve Spor Bakanı: Osman Aşkın Bak

    Hazine ve Maliye Bakanı: Mehmet Şimşek

    İçişleri Bakanı: Ali Yerlikaya

    Kültür ve Turizm Bakanı: Mehmet Nuri Ersoy

    Millî Eğitim Bakanı: Yusuf Tekin

    Millî Savunma Bakanı: Yaşar Güler

    Sağlık Bakanı: Fahrettin Koca

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Mehmet Fatih Kacır

    Tarım ve Orman Bakanı: İbrahim Yumaklı

    Ticaret Bakanı: Ömer Bolat

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı: Abdulkadir Uraloğlu

  • Müftülükten erken ezan açıklaması

    Müftülükten erken ezan açıklaması

    Samsun İl Müftülüğü tarafından akşam ezanının iftara 1 saat kala erken okunması hakkında idari inceleme başlatıldığı açıklandı.

    Yapılan açıklamada, “03 Mayıs 2020 Pazar günü İlkadım ilçe Müftülüğü’müze bağlı Büyük Camii’nde görevli müezzin kayyım tarafından iftar vaktine 1 saat kala hataen ezan okunmuştur. Ezan okunmasının hemen akabinde İlçe Müftülüğümüz gerekli ikaz anonslarını verdirmiştir. Konuyla ilgili idari inceleme başlatılmış olup, halkımızdan özür dileriz” ifadeleri kullanıldı.