Etiket: adalet bakanı

  • Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: ’34 kişi gözaltına alındı’

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: ’34 kişi gözaltına alındı’

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, terör saldırısı girişiminin yaşandığı İstanbul Adalet Sarayı önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Terörü lanetleyen Bakan Tunç, “Bugün saat 11.32 sıralarında İstanbul Adalet Sarayı’na bir saldırı girişiminde bulunuldu. Bir terör saldırısı girişimi oldu. Öncelikle ben hain terör saldırısını gerçekleştiren teröristleri lanetliyorum. Adliye çalışanlarımıza, yargı camiamıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adalet sarayının önce D kapısından girmek isteyen iki terörist, orada polislerin GBT kontrolü sırasında terörist oldukları anlaşılınca kaçmak istiyorlar. D kapısından kaçarak bu bulunduğumuz noktadaki C kapısına geliyorlar. Burada güvenlik noktasında polislerimizle girilen çatışma neticesinde iki terörist etkisiz hale getiriliyor. Orada öldürülüyor. Tabii o çatışma sırasında 4 vatandaşımız da yaralanıyor. Vatandaşlarımızdan birisi hastanede vefat etti. 3 polislerimiz yaralanıyor. Yaralı polislerimiz ve vatandaşlarımızın sağlık durumları iyi. Buradan yaralı polislerimize ve vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum, vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum” ifadelerini kullandı.

    “Polisimizin kahramanlığıyla hain bir terör saldırısı faciaya neden olmadan önlenmiş oluyor”

    Polisin dikkati sayesinde terör saldırısının önlendiğini vurgulayan Tunç, “Burada kahraman polisimizin kararlı bir şekilde kahramanlığı ve dikkatli davranmasıyla hain bir terör saldırısı, bir faciaya neden olmadan önlenmiş oluyor. Polislerimizi tebrik ediyorum. Daha önce de Çağlayan’da bir terör girişimi olmuştu. Şehit savcımız Selim Kiraz odasında şehit edilmişti. Bugün de belki aynı hain emellerini gerçekleştirmek isteyen hain teröristler, kapıdan girmek isterken kahraman polisimiz tarafında etkisiz hale getirildi” diye konuştu.

    “Şu anda 34 gözaltı var”

    Terörün her türlüsü ile kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyen Bakan Tunç, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve İçişleri Bakanımız olayı yakından takip ettiler. Şu anda adli soruşturma tüm detaylarıyla beraber devam ediyor. Soruşturmada bir başsavcı vekilimiz, 5 Cumhuriyet savcımız görevlendirildi. Çeşitli gözaltılar var. Adli soruşturma sürmeye devam edecek. Şu anda 34 gözaltı var” şeklinde konuştu.

    Teröristler ile ilgili detayların adli soruşturma kapsamında ortaya çıkacağını söyleyen Bakan Tunç, bugünkü saldırıda etkisiz hale getirilen terörist Emrah Yayla’nın, savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden terörist Şafak Yayla ile ilgili bir akrabalık bağının tespit edilemediğini kaydetti.

    İki teröristle ilgili çalışmaların titizlikler yürütüldüğünü vurgulayan Bakan Tunç, “Bahsettiğiniz terörist etkisiz hale getirilen erkek terörist 2004 yılında silahlı terör örgütü üyeliğinden ceza alan birisi. 15 yıl cezasını çektikten sonra cezası biten biri. Kadın terörist de yine terör örgütü üyeliğinden davası Yargıtay’da devam eden birisi. O da o dosya bakımından 4 yıl 2 ay ceza evinden tutuklu kalan birisi. Ablasının ya da kardeşinin de bugün itibariyle aynı terör örgütü üyeliğinden 13. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşması söz konusu idi. Belki o hain emellerine ulaşmak için kapıdan girebilselerdi belki orada daha büyük bir terör eylemine girişmiş olabileceklerdi. Tüm bunlar önlenmiş oldu. Kahraman polislerimizi bir kez daha tebrik ediyorum. Burada çok dikkatli davranarak burada büyük bir terör eylemini önlemiş oldular. Yaralanmaları pahasına bunu yaptılar” açıklamalarında bulundu.

    Bakan Tunç, terörist Emrah Yayla’nın daha önce Anayasa Mahkemesi’nden hak ihlal karalı almasına ilişkin olarak, “Serbest bırakılma değil SEGBİS ile ilgili bir hak ihlali başvurusunda bulunmuş 2020 yılında. SEGBİS ile ifade alınmasından dolayı Anayasa Mahkemesi’nde bir ihlal kararı söz konusu olmuş” dedi.

  • Tunç’tan Bursa’da yerel seçim mesajı!

    Tunç’tan Bursa’da yerel seçim mesajı!

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. AK Parti Bursa İl Başkanlığını ziyaret eden Bakan Tunç, “Bursa her zaman AK Parti’ye verdiği destek ile öne çıkmış bir şehrimiz. İlçeleri ve merkezi ile beraber tavrını her zaman milli iradeden yana koymuş bir şehrimiz. Son seçimlerde de Türkiye ortalamasının üzerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği destek ile öne çıkan büyükşehirlerimizden. Bundan dolayı Bursalı hemşehrilerimize sonsuz teşekkür ediyoruz. Teşkilattaki arkadaşlarıma da emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Başta kadın kollarımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Bugün Bursa’da Çocuk Adalet Merkezi’nin açılışı ile programımıza başladık. Çocukların korunması, suç mağduru çocuklar veyahut suça sürüklenen çocukların adli süreçlerden olumsuz etkilenmemesi adına yeni başlattığımız bir uygulama. Erzurum’da başlamıştı, ikincisi Bursa ile devam ediyor. İnşallah üçüncüsünü de Gaziantep ve sonrasında da diğer tüm illerimizde yaygınlaştıracağız. Örnek bir uygulamayı bugün Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş’ın da katkılarıyla dizayn ettiğimiz Çocuk Adalet Merkezi’ni Bursa’ya kazandırdık. Bursalı çocuklarımıza ve yargı mensuplarımıza hayırlı olsun. Sonrasında sayın Valimiz ile ilimizdeki yatırımları değerlendirdik” dedi.

    “Bursa’mıza yapılan yatırımları değerlendirdik”

    Bursa’ya yapılan yatırımları değerlendirdiklerini belirten Bakan Tunç, “Bursa‘da daha önce önemli adliye yatırımlar yapıldı. AK Parti döneminde hayata geçirilen önemli adalet binaları yapıldı. İlk derece mahkememizi ziyareti gerçekleştirdiğimizde fiziki anlamda sıkıntıya girdiğini gördük. Yeni proje için adımları başlatacağız. Adli Tıp Bölge Başkanlığı binamız da tamamlandı. Yakın zamanda açılışını gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımızın güvenini daha yukarıya taşımak, memnuniyetini daha yukarıya taşımak amacıyla istişareler yaptık. Onların görüşlerini dinledik. Uygulamaya yansıması noktasında da hakim ve savcılarımızı dinlemek gerekiyor. Yargı reformu strateji belgesinin hazırlık çalışmalarının son safhasındayız. Belgelerin sonuçlanması, görüşlerin yansıtılması için çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.

    Bursa’mız 31 Mart’ta yine gerçek belediyecilik diyecektir”

    31 Mart seçimlerine çok az bir süre kaldığını belirten Bakan Tunç, “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız belirlendi. Gerçek belediyeciliğin Bursa’da devam etmesi noktasında çalışmalar sürecek. Bursa‘mız 31 Mart’ta gerçek belediyecilik diyecektir. Bursa‘mız her zaman olduğu gibi kazanmaya devam edecek. İlimize kazandırdığımız sayısız hizmetler var. Hastane, okul, üniversiteler, hızlı tren projesi gibi saymakla bitmeyen yatırımlar gerçekleşti Bursa için. Baktığınız zaman devasa yatırımlar. Önümüzdeki süreçte hükümetimizle uyumlu bir şekilde hızlıca devam etmesi noktasında milletimiz kararını 31 Mart’ta verecek. Şu anda AK Parti İl Binası’ndayız. Bursalılara layık olabilmenin gayretiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Milletvekillerimiz ilk haftalarda Bursa‘nın sorunlarını bize aktarmıştı. Bursa‘nın problemlerine çözüm noktasında nasıl çalışmalar yürüttüğünü biliyorum” ifadelerine yer verdi.

    “Geride bıraktığımız son 5 yıl İstanbul için kayıp olarak görüyoruz”

    Son 5 yılı İstanbul için kayıp olarak gördüklerini belirten Adalet Bakanı Tunç, “AK Parti’yi milletimiz kurdu. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’da başarıları, yerel yönetim başarıları sayesinde başladı. Orada çöp dağları patlıyordu, işçilerin maaşı ödenemiyordu. 30 vatandaşımızın cesedi çöp yığınlarının altından çıkarılmıştı. O dönemde İstanbul’da yaşamış biri olarak İstanbul’u CHP’den devralan bir belediye başkanı 4 yılda İstanbul’u yaşanabilir hale getirdi. Sayısız hizmetlerle bir takdir topladı. İstanbul’daki o başarı, ‘Sen bir parti kur’ ‘Kronikleşmiş sorunlardan Türkiye’yi sen kurtarırsın’ dedirtti. 2002’den itibaren de Türkiye’de bir kalkınma, demokrasi, icraat hamlesi başladı. Türkiye’nin 81 vilayeti hizmetlerle, yatırımlarla donatılmaya başladı. Parti kapatılmaya çalışıldı. Kuruluş aşamasında, başörtülü olduğu için kapatılma tehlikesi yaşanmıştı. Milletvekili adaylığı engellenmişti. Tüm bu zorlukları aştık. 2008 yılına geldiğimizde yine kapatma davasıyla karşı karşıya kaldık. 2012 yılında mit kriziyle karşı karşıya kaldık. 2013 yılında ise birçok hizmet konuştuğumuz bir dönemde yine düğmeye bastılar. 2013 yılının Mayıs ayında Gezi Parkı’nda bir ateş yaktılar orada da başarılı olamadılar. Sokakta başarılı olamadıklarını, masa başında algı yapmaya başladılar. Terör olaylarını azdırmaya, vesayetçi anlayışı, küresel güçlerin ortaya çıktığı bir dönem yaşadık. Son darbeyi vuralım dediler. 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirdiler. Cumhurbaşkanımız onu aydınlığa çevirdi. Sonrasında anayasal değişikliği hayata geçirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hayata geçirdik” dedi.

    “Temennimiz 28. Yasama dönemi”

    28. Yasama dönemini vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, “21 yıl boyunca vesayetçi ruhu ortadan kaldıracak önemli reformları hayata geçirdik. Asgari yargının ortadan kaldırılması, sivillerin adli mahkemede yargılandığı, demokratik hukuk devleti yolunda önemli adımlar yaptık. Kadın hakların güçlendirilmesi, çocuk haklarının anayasada yerini alması, kamu denetçiliği kurumu gibi değişiklikler yaptık. Sıkı yönetimi kaldırdık. Anayasamızda vesayetçi ruhu ortadan kaldıracak önemli adımlar attık. Karşılıklı güven bu başarıyı getirdi. Anayasamız bir darbe anayasası. Bundan kurtulmamız lazım. Demokratik bir anlayışa ihtiyaç var. Bir masa etrafında toplanalım, uzlaşalım dediğimizde de bunun zorluğunu hepimiz görüyoruz. Temennimiz 28. yasama dönemi. 28 dönem parlamento bir anlaşma sağlanırsa, demokratik bir anayasayla devam ederiz” diye konuştu.

    “Demokratik anlayışımızdan vazgeçmeyeceğiz”

    “11 vilayetimiz depremde yıkıldı. Bütün bu şehirlerin ayağa kaldırılması, vatandaşlarımızın daha güvenli yerlerde yaşaması için kentsel dönüşümler önemli. Bütün bu çalışmaların devam etmesi için Bursa‘da bu anlayışın sürmesi önemli” ifadelerini kullanan Bakan Tunç, “21 yılda insanımızı güçlendirmek için çalıştık bundan sonrada bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemiz ekonomisini, depremde ve pandemi zamanında yaşanan ekonomik kayıplarımızı ortadan kaldıracağız. Enflasyonla mücadele noktasında da çalışmalar sürüyor. Yüksek standartlı demokratik anlayışımızdan hiç vazgeçmeyeceğiz. Dış politikada, hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz. Filistin’de 3 aydır insanlık suçu işleniyor. Bebekler, kadınlar katledildi. Cumhurbaşkanımız her defasında, daha adil bir dünya mümkündür derken bu günleri işaret ediyor. Hep mağduru savunmaya devam edeceğiz. Daha güçlü oldukça bu sesimizi daha gür bir şekilde yükseltmeye devam edeceğiz. Türkiye’yi terörden arınmış, kötülüğün olmadığı, çocukların, kadınların korunduğu, uyuşturucudan arınmış bir Türkiye için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Seçim takvimi başlamış durumda. Ben de Bursa‘mızda seçim çalışmalarına dahil olmuş oldum. Adalet Bakanlığının bir yatırımının listede olduğunu ve bizi davet ettikleri takdirde Bursa‘ya seçim çalışmalarına, ara ara ziyaretlerimizin süreceğini bildirmek isterim. Cumhurbaşkanımız adayların tespit çalışmalarını titizlikle yaptı. Doğru adaylarla vatandaşımız en doğru kararı verecek. Gece gündüz çalışmalarımızı devam ettireceğiz” dedi.

  • “Yargı Reformu Strateji Belgemizin hazırlık çalışmaları tamamlanmak üzere”

    “Yargı Reformu Strateji Belgemizin hazırlık çalışmaları tamamlanmak üzere”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Adalet Akademisi’nde düzenlenen Meslek İçi Eğitim Değerlendirme ve Önerileri Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından Adalet Akademisi bünyesinde bulunan ‘Kanuni Kütüphanesi’ni gezen Bakan Tunç, gerçekleştirdikleri toplantıda akademideki eğitimler ve bundan sonra yapılacak çalışmalarla alakalı istişarelerde bulunduklarını dile getirdi. Tunç, Adalet Akademisi’nin güven veren bir adalet için önemli bir kurum olduğuna dikkat çekerek, adalet uygulayıcılarının bu eğitimlerden geçmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle hakim ve savcıların birinci sınıfa ayrılmalarıyla ilgili olarak Adalet Akademisi’nde üç kez eğitim alma zorunluluğunu getirdiklerini söyleyerek, bununla ilgili yönetmelik çalışmalarının da devam ettiğini bildirdi. Bakan Tunç, gezdiği Kanuni Kütüphanesi’nin yapımının da tamamlandığını aktararak şöyle devam etti:
    “Şimdi önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgemiz var. Bunun hazırlık çalışmaları da tamamlanmak üzere. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra oradaki hedefleri gerek yasamasıyla, gerek yürütmesiyle, gerek yargısıyla gerçekleştirmenin gayreti içerisinde olacağız. Mevzuatımızın daha da iyileştirilmesi anlamında önemli kanun değişiklikleri, önümüzdeki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekillerimizin destekleriyle inşallah gerçekleşecek.”
    Adalet Akademisi’nin aynı zamanda yayınlar yaparak da önemli görevleri yerine getirdiğini ifade eden Tunç, şunları söyledi:
    “Türkiye Adalet Akademimiz hakim ve savcı adaylarımızın, 2024 yılından itibaren de hakim ve savcı yardımcılarımızın meslek öncesi eğitimlerini gerçekleştirmek, hakim ve savcılarımızın da meslek içi eğitimlerini gerçekleştirmek anlamında idari, bilimsel, mali özerkliğe sahip önemli bir kurumumuz. Bu kurumun daha da güçlendirilmesi anlamında gayret gösteren başta sayın başkanımız, Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerimiz, akademide eğitim veren Yargıtay üyelerimiz, uygulayıcılarımıza çok teşekkür ediyorum.”
    Akademide düzenlenen toplantıya Bakan Tunç’un yanı sıra hakim ve savcı adayları katıldı.

  • “Kim suç işlediyse kanun karşısında eşittir”

    “Kim suç işlediyse kanun karşısında eşittir”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) düzenlediği ’Küresel İnsan Hakları Siyaseti’ sempozyumuna katıldı. Bakan Tunç, sempozyumda yaptığı konuşmanın ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, Avrupa Parlamentosu Türkiye Daimi Raportörü’nün Osman Kavala’yı ziyaretine ilişkin soru üzerine, “Türk yargısı tarafından verilen bir kesin hüküm söz konusu. Tabii başından beri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tavrı da belli. Orada nasıl bir siyasi süreç işlediğini de hep beraber görüyoruz” diye konuştu.

    “Kim suç işlediyse kanun karşısında eşittir”

    Somali Cumhurbaşkanının oğlunun İstanbul’da karıştığı kazaya ilişkin ise soruşturmanın devam ettiğini de belirten Bakan Tunç, “Son çıkan görüntülere baktığımızda vatandaşımız motosikletle giderken arkadan vurma söz konusu. Orada bunu değerlendirecek olan Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Orada bir suç varsa bunun karşılığı olacaktır. Kim suç işlediyse kanun karşısında eşittir” ifadelerini kullandı.

    “Savaş suçu işlendiği bütün dünyanın da kabulü”

    Gazze’de 360 kilometrelik alana 2 buçuk milyon insanın sıkıştığını da vurgulayan Bakan Tunç, “Burada Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesine baktığımız zaman bu sözleşmedeki bütün unsurların gerçekleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla burada bir insanlık suçu işlendiği, bir savaş suçu işlendiği bütün dünyanın da kabulü aslında” dedi.
    Bakan Tunç, çok kapsamlı bir yargı paketi üzerindeki çalışmalarda sona gelindiğini de söyledi. 67 maddelik paketin içinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen konuların da olduğunu aktaran Bakan Tunç, çalışmaların aralık ayı içinde bitirilerek, ocak ayında kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi. Bakan Tunç, yargı paketinin en kısa sürede Meclis’te grupta görüşüleceğini kaydetti.

    “Suç işleyenin yanına kalmaması lazım”

    Suçu işleyenin yanına kalmaması gerektiğine dikkati çeken Bakan Tunç, şunları kaydetti:
    “Suç işleyenin yanına kalmaması lazım. 2 yılın altında ceza alan birisi hiç cezaevinde barındırılmadan tahliye olmuş oluyor. Bu yüzden denetimli serbestlik süresine oran getirerek, yani 1 ay en azından cezaevinde kalması gerekir diye düşünüyoruz. 2 yıl ceza alan birisinin en az 9-9,5 ay gibi bir süre ceza almasının önemli olması gerektiğini düşünüyoruz. Cezası 5 yılın altındaki suçlar bakımından cezaevinde kalma olacak ki cezaların en önemli özelliği caydırıcı olmasıdır.”

  • “Çocuklarımızı yıpratıcı etkilerinden koruyacağız”

    “Çocuklarımızı yıpratıcı etkilerinden koruyacağız”

    Adalet Bakanı Tunç, Bilkent Otel ve Konferans Merkezi’nde düzenlenen ‘Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İşlemleri Değerlendirme Çalıştayı’na katıldı.
    Buradaki konuşmasında İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıları kınayan Tunç, saldırılara sessiz kalan devletler ve uluslararası kuruluşlara birtakım eleştiriler yöneltti.
    “Demokrasi, insan hakları, çocuk hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik sözcüklerini dillerinden düşürmeyen uluslararası kuruluşlar ile devletler bu zulmü sessizce seyrediyor” diyen Tunç, dünyanın gözü önünde, çoğu çocuk ve kadın binlerce masum insanın, teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürüldüğünü söyleyerek, “Gazze’de yalnızca çocuklar ve masumlar değil, insanlık ölüyor. Biz inanıyoruz ki o çocukların ahı, çocuk katliamlarını yapanları tutacak. Bu katliamı yapanlar, insanlığın huzurunda hesap verecekler. Buna yürekten inanıyoruz” ifadelerini kulandı.
    Adli süreçte çocuk haklarının gözetilmesi ve çocuklara yönelik koruyucu destekleyici tedbirlerin etkinleştirilmesi doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini hatırlatan Tunç, çocukların yaşları, fiziksel veya ruhsal durumları nedeniyle suçtan daha fazla etkilendiğini aktardı.

    “Gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız”

    Bakan Tunç, çocuk haklarının aynı zamanda insan hakkı demek olduğunu vurgulayarak, “Bu noktada çocuklarımızı acı sürecin yıpratıcı etkilerinden korumak için gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız. Bu sebeple hazırlığına başladığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı’nda, çocuk adalet sistemini onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırılması ve mağdur odaklı bir yaklaşım benimsenmesini somut bir hedef olarak ortaya koyacağız” dedi.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, çocukların korunması noktasına çok hassas olduğunu dile getiren Tunç, “Henüz daha kanun yokken o dönemde Başbakanlık genelgesiyle Çocuk İzlem Merkezleri’ni uygulamaya koydu ve bu genelge sonrasında devam eden uygulamaları özellikle yasal altyapısını oluşturan kanun düzenlemelerini gerçekleştirdik ve ülke geneline yaygınlaştırdık. Çocuk mahkemesi sayısını arttırdık; 83’e yükseldi” dedi.

    “Suça sürüklendiği iddia edilen’ demek lazım”

    Tunç, Çocuk Adalet Merkezi’nin ilk pilot uygulamasının Erzurum’da olduğunu hatırlatarak, “Ülke geneline yaygınlaştırarak gerek suç mağduru çocukların gerekse suça sürüklenen çocuklar, aslında ‘suça sürüklenen’ diyoruz ama ‘suça sürüklendiği iddia edilen’ demek lazım. Suça sürüklendiği iddia edilen çocukların da adliyelerden, yetişkinlerin bulunduğu yerlerden ayrı şekilde yargılamalarının yapılması noktasındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” cümlelerine yer verdi.

    “Hepimizin vicdanını sızlatan görüntüler vardı”

    Çocukların velayetinin boşanma sonucunda bir tarafa verildiğini ve bu çerçevede çocukla kişisel ilişki kurulma süreci olduğunu belirten Tunç, şöyle konuştu:
    “İcra memurları ve polisler vasıtasıyla çocuklar bir meta gibi, bir mal gibi alınıp o çirkin görüntüler, hepimizin vicdanını sızlatan görüntüler vardı. Bunun değişmesi gerektiği de yıllarca tartışıldı; ama uygulamaya konulamamıştı. Benim Adalet Komisyonu’nda olduğum dönemde yasalaştı. Sayın Bakanımızla da o dönemde görüşmelerimiz olmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle ‘bu kötü uygulamaları artık kaldırın’ diye talimatları vardı. O uygulamaların artık bir yıldan bu yana olmadığını görüyoruz.”
    Tunç, çocuk görüşme merkezlerinde çocuğun üstün yararlarının korunması ve düşünülerek güzel bir çalışma gerçekleştirilebildiğine dikkati çekerek, “Elbette ki uygulamada bazı aksaklıklar, sıkıntılar olabilir. İşte bu çalıştayda, o aksaklıkları sizler gündeme getirdiniz. Onları da ortadan kaldırarak bu işleyişin daha verimli olmasını, daha çocuk yararının olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Tunç yemin törenine katıldı

    Bakan Tunç yemin törenine katıldı

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Eğitim Merkezi’nde infaz koruma memurlarının yemin törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Tunç, infaz memurlarının adalet sistemimin güçlenmesi, toplumun suça karşı korunması sürecinde görev alacaklarını ifade ederek, infaz sisteminin en önemli amaçlarından birisinin hükümlüleri infaz kurumuna girdikten sonraki yaşamında suçtan uzak tutmak olduğunu vurguladı. Bakan Tunç, infaz sürecince suça karışmış insanların olumlu yönde kişisel dönüşüm yaşamlarını kolaylaştırmaya ve onları desteklemeye odaklandıklarını söyledi.

    “En büyük vazifeniz hükümlülerin gelişim sürecini desteklemek olmalıdır”

    Bakan Tunç, bu çerçevede infaz memurlarına büyük bir görev düştüğünü söyleyerek, ”Öncelikle bu kişilerin aklına ve yüreğine dokunarak onların gelişim süreçlerini desteklemek en büyük vazifeniz olmalıdır. Bu kapsamda talip olduğunuz meslek ile şüphesiz ki toplumsal önemi yüksek bir alanda sorumluluk üstlenmektesiniz. Aynı zamanda hükümlü ve tutukluların temel insan haklarının ve onurunun korunması sorumluluğu da artık sizlerin omuzlarında olacak. Bakanlığımızda ve alanda görev alan infaz hizmetleri personelinin bu konudaki hassasiyetimizin farkında olduğuna ve bu doğrultuda görev ifa ettiğine yürekten inanıyorum” dedi.

    Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım ise, kutsal bir görev icra ettiklerini ifade ederek, bu görevi yerine getirirken personelin de bilgili ve donanımlı olmalarının hedeflere ulaşmada önemli bir güç kaynağı olduğunu belirtti. Personel eğitim merkezinin modern eğitim olanaklarıyla donatıldığını aktaran Yıldırım, şunları söyledi:
    “Ceza infaz kurumu uygulama alanı, bilgisayar sınıfları, ilk yardım sınıfları, açık ve kapalı spor alanları ile eğitim programlarını destekleyici fiziksel ve teknolojik olanaklar bulunmaktadır. Ankara Personel Eğitim Merkezimizde kamu kurumları arasında nadiren bulunan ihtisas kütüphanemiz ile bilginin ve bilimin ilgililere ulaşmasını sağlamayı, araştırma ve geliştirme çalışmalarını desteklemeyi amaçlıyoruz.”
    Konuşmaların ardından Bakan Tunç, eğitimini dereceyle bitiren infaz memurlarına plaket takdim etti. Program, infaz memurlarının yemin etmesiyle sonlandı.

  • 20. Yılında Bilgi Edinme Hakkı Çalıştayı

    20. Yılında Bilgi Edinme Hakkı Çalıştayı

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde bulunan Hakimevi’nde düzenlenen ’20. Yılında Bilgi Edinme Hakkı Çalıştayı’na katıldı. Programda Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık da yer aldı.

    Programda hitaplarda bulunan Bakan Tunç, Demokratik yönetim anlayışında,katılımcı, şeffaf, hesap verebilir, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir kamu yönetiminin oluşturulmasının, temel ilkelerden biri haline geldiğini ifade etti. Bakan Tunç ayrıca, bu ilkenin en önemli araçlarından birisinin de bilgi edinme hak ve özgürlüğü olduğunu ifade etti.

    Demokratik ülkelerdebilgi edinme özgürlüğünün, vazgeçilmez temel haklardan biri olarak kabul edildiğini söyleyen Tunç şunları söyledi: “Bilgi edinme hakkı, kamu yönetiminde şeffaflığın sağlanması bakımından çok önemli bir yere sahiptir.”

    Bilgi edinme hakkının aynı zamandavatandaşların idari makamları denetlemesine imkan tanıdığını vurgulayan Tunç, sözlerini şöyle devam etti
    “İdarenin işlemlerini yargı tarafından denetlenmesini isteyecek vatandaşın, bu idari işlemin arkasındaki bilgiye, gerekçeye sahip olmalıdır. Ancak bu şekilde etkin bir şekilde yargı yolunu kullanabilir. Bilgi edinme hakkının bir başka gayesi ise demokratik yönetimin hakiki manada tecelli etmesine imkan sağlamasıdır. Çünkü demokratik yönetimler tesis ettiği işlemi ve gerekçesini açıklamaktan çekinmez, aksine bunu kendine bir sorumluluk olarak görür.”

    Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nunçok önemli bir demokratik reform olarak 2003’te kabul edildiğini ifade eden Bakan Tunç, kanunun yürürlüğe girmesiyle yasal bir zemine kavuşan bilgi edinme hakkının, 2010’daki Anayasa değişikliği ile Anayasal güvence altına alındığını dile getirdi.
    Tunç sözlerine son verirken “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, yürürlük tarihinden bugüne kadar ülkemiz bürokrasisinde şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık gibi çağdaş kamu yönetimi ilkelerinin güçlendirilmesi bakımından büyük fayda sağlamıştır” ifadelerini kullandı.

  • Noterliklerde taşınmaz satışı uygulaması başlatıldı

    Noterliklerde taşınmaz satışı uygulaması başlatıldı

    Bakan Tunç, Ankara 65. Noterliği’nde, noterliklerde taşınmaz satış sözleşmesinin yapılmasına yönelik uygulamayı başlattı.

    Yeni uygulamanın hayırlı olmasını dileyen Bakan Tunç, taşınmaz satış sözleşmelerinin tapu müdürlüklerinin yanı sıra noterliklerde de yapılmasına yönelik düzenlemenin geçen yıl yasalaştığını hatırlattı.

    Noterliğin bir kamu hizmeti olduğunu ifade eden Tunç, bugüne kadar çok sayıda yeni noterlik uygulamalarının hayata geçirildiğini aktardı.

    Bakan Tunç, noterliklerde araç tescil işlemlerinin yapıldığını, mirasçılık belgelerinin verildiğini anlatarak, bu uygulamaların vatandaşlara kolaylık sağladığını dile getirdi.

    Taşınmaz satış sözleşmelerinin ülke genelindeki noterliklerde yapılabileceğini belirten Tunç, “Tapuda sadece hafta içi yapılabilen taşınmaz satışıyla ilgili işlemler, nöbetçi noter uygulaması kapsamında hafta sonu da gerçekleşmiş olacak. Bu da önemli bir kolaylık.” dedi.

    Yılmaz Tunç, işlemlerin noterler denetiminde yapılacağını, bunun da uyuşmazlıkları ortadan kaldıracağını söyledi.

    Adalet Bakanı Tunç, konuşmasının ardından ilk taşınmaz satışı işlemini izledi. İşlemlerin ardından Bakan Tunç, arsa satın alan kişiye tapusunu teslim etti.

    Ankara 65. Noterliği’nde, Türkiye Noterler Birliği Başkanı Emine Çağlayan ve bakanlık bürokratları da yer aldı.

  • Adalet Bakanlığında Yılmaz Tunç dönemi

    Adalet Bakanlığında Yılmaz Tunç dönemi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’nde yeni kabineyi açıklamasının ardından Adalet Bakanlığında da devir teslim töreni gerçekleştirildi. Bekir Bozdağ görevi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a devretti.
    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç devir teslim töreninde şu ifadelere yer verdi:
    “Seçim süreci boyunca bizleri destekleyen Türkiye Yüzyılını başlatan aziz milletimize çok teşekkür ediyorum. 21 yıldan bu yana sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yönetim ve siyaset anlayışımızın temelinde hep adalet vardı. Adaletin temelinde de insan vardı. Bu anlayışla demokrasimizin güçlenmesi hukuk devletinin tahkimi yolunda önemli reformlara imza attık. Sessiz devrim denilebilecek işlere imza attık. Yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının güçlendirilmesi. Çok önemli mevzuat değişikliklerini milletimiz için hayata geçirdik. Önemli Anayasa değişikliklerini hayata geçirmiştik. Şimdi inşallah 28. Dönem parlamentomuzda yeni demokratik sivil Anayasa ilgili olarak da uzlaşmanın sağlanması en büyük temennimiz olacaktır. Tüm bu reform süreçlerinde görevi onurla devraldım değerli bakanım Sayın Bekir Bozdağ çok önemli roller üstlendi ve bugün Türkiye’de hukuk devletinin tahkimin de vesayet anlayışın tarihe gömülmesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın en önemli yol arkadaşlarından biri Sayın Bakanımız Bekir Bozdağ oldu.”

    “Önümüzdeki politikaları etkin şekilde uygulayacaktır”

    Devir teslim töreninde açıklamalarda bulunan Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u tebrik ederek, “Yaptıklarımız kayıttadır, ortadadır. Milletimizin, devletimizin şahitliğindedir. Bugün görevi gönül rahatlığıyla Yılmaz Tunç kardeşime emanet ediyorum. Meclisimizde ortaya koyduğu başarıyla, partimiz içinde ortaya koyduğu başarıyla, hizmetlerle zaten adalet politikalarının görünmez yardımcılarındandı. Bugüne kadar adeta bakan-bakan yardımcısı ilişkisi içerisinde çalıştık. O yüzden Bakanlıkta olup bitenlere vakıftır. Önümüzdeki politikaları etkin şekilde uygulayacaktır. O yüzden kendisini gönülden tebrik ediyorum. Bizden aldığı bayrağı daha ileriye götüreceğine yürekten inanıyorum. Hem kendisinin duacısı olacağız hem de yardımcısı olacağız. Yolu ve bahtı açık olsun” dedi.

  • “Milletimiz yeni bir anayasayı hak ediyor”

    “Milletimiz yeni bir anayasayı hak ediyor”

    Yılmaz Tunç, yeni Adalet Bakanı olarak kabine göreve başlıyor.

    Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında yeni kabinede, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensip ve takdirleriyle Adalet Bakanı olarak görevlendirilmekten büyük bir onur duydum. Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

    Son 21 yılda Türkiye’de demokrasinin standardının yükseltilmesi, hukuk devletinin tahkim edilmesi, yargı tarafsızlığının ve bağımsızlığının güçlendirilmesi başta olmak üzere, birçok konuda tarihi ve reform niteliğinde adımlar attıklarını vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

    “Önceki bakanlarımızın döneminde de Yargı Reformu Strateji Belgesi, İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde çok sayıda mevzuat düzenlemeleri ve uygulamaya yönelik çok önemli yenilikler yaptık. Şimdi Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında bu dönemde de inşallah kesintisiz bu reform sürecinin devam etmesi, milletimizin adalete olan güveninin artırılması için var gücümüzle çalışacağız.”

    TBMM’de uzun bir süre görev yaptığını, Adalet Komisyonu’nda uzun süre çalıştığını hatırlatan Tunç, şunları kaydetti:

    “Adalet Komisyonu, Adalet Bakanlığı ile koordineli çalışan bir komisyondu. Temel kanunlarımızın yenilenmesinde, mevzuatımızın güncellenmesinde ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte uyum düzenlemelerinde Meclis, yasama ayağında arkadaşlarımızla birlikte çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Yapılan mevzuat düzenlemelerinin uygulamada takibi anlamında Adalet Bakanlığı çok önemli bir bakanlık. Özellikle adalet ve kalkınma birlikte giden konular. Adaletin tecellisi, insanlarımızın temel hak ve hürriyetlerini sonuna kadar kullanabilmesi anlamında önümüzdeki süreçte çok önemli çalışmaların içerisinde olacağız. Bu anlamda da özellikle seçim beyannamemizde yargıyla adaletle ilgili milletimize verdiğimiz sözler var. Bu sözlerin belli bir takvim dahilinde hayata geçmesi için var gücümüzle çalışacağız.”

    “TÜRKİYE, MİLLETİMİZ YENİ BİR ANAYASAYI HAK EDİYOR”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni anayasa” çağrısını değerlendiren Tunç, anayasada reform sayılabilecek değişiklikleri gerçekleştirdiklerini belirtti.

    Yılmaz Tunç, şunları kaydetti:

    “Bir kere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş anayasamızda başlı başına bir yönetim reformuydu. Yargıyla ilgili, yargı birliğinin sağlanması, askeri yargının kaldırılması, Hakimler ve Savcılar Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi, kadın hakları, çocuk hakları, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, kişisel verilerin korunması gibi temel hak ve özgürlüklerle alakalı çok önemli, reform niteliğinde düzenlemeler yaptık. Darbecilerin yargılanmasını sağlayan madde değişiklikleri, sıkıyönetimin kaldırılması gibi anayasada çok sayıda değişiklik yaptık. Yeni bir anayasayı, demokratik, sivil bir anayasayı milletimiz hak ediyor. İnşallah yeni dönem Meclis’inde böyle bir uzlaşma sağlanırsa milletimizi Türkiye Yüzyılı’nın ilk yasama döneminde yeni, demokratik bir anayasaya kavuştururuz. Temennimiz bu.”