Etiket: adalet bakanı bekir bozdağ

  • “Deprem bölgesinde 7 bin 598 binada delil tespiti tamamlandı”

    “Deprem bölgesinde 7 bin 598 binada delil tespiti tamamlandı”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır’daki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde (GAMER), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen çalışmalara ve verilen desteklere ilişkin açıklamada bulundu.

    “Diyarbakır kendi yarasını sarmakla kalmadı, bölgeye de yardım seferberliği yaptı”

    Diyarbakır özelinde enkaz kaldırma çalışmalarını, yıkılan binalarda tamamladıklarını hatırlatan Bakan Bozdağ, “Yaralı vatandaşlarımız, vefat eden vatandaşlarımızın hepsini enkazdan sonraki süreçlerini yönettik. Enkaz altından kurtarılanlar, vefat edenlerle ilgili kimliklendirme ve tedavi çalışmaları tamamlanmış oldu. Şu anda Diyarbakır’ımızda vefat edip de kimliklendirmesi yapılmayan hiçbir kardeşimiz kalmamıştır. Ben bu vesileyle hem Diyarbakır’da, hem diğer illerde vefat eden her bir insanımıza tekrar Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Tabi Diyarbakır sadece kendi yarasını sarmakla kalmadı. Bölgeye de yardım konusunda seferberlik içerisinde oldu. Hem Diyarbakır’ın imkanları, hem sağlık tesisleri, hem de diğer vatandaşlarımızın destekleri bölgeye de yansıdığını buradan bir kez daha ifade etmek isterim” dedi.

    Adalet Bakanlığı yargı görevi yapanlar adliyeler, Cumhuriyet Başsavcılıkları büyük bir yoğunluk içerisinde 7/24 esaslı çalışmayı yürütmekte olduğunu ifade eden Bakan Bozdağ, “Deprem nedeniyle yıkılan binalardan ceza soruşturmasına konu olan binaların tamamıyla ilgili adli soruşturmalar Cumhuriyet Başsavcılıklarımız tarafından ressen başlatılmıştır. Bu kapsamda adli soruşturmalar nedeniyle ceza soruşturmasına esas olmak üzere adli soruşturmalara konu olan binalardaki delil tespitlerinde önemli ölçüde tamamlandığını buradan ifade etmek isterim. Şu anda Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya dışındaki illerimiz de delil tespit işlemlerinin ceza soruşturması kapsamında tamamlandığını buradan ifade etmek isteri” diye konuştu.

    “Deprem bölgesinde 7 bin 598 binada delil tespiti tamamlandı”

    Diğerleri ile ilgili delil tespit işlemleri de büyük bir gayretle devam etmekte olduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, “Önemli ölçüde oralarda da sona yaklaşılmıştır. Vatandaşlarımız şundan emin olsun. Ceza soruşturmasına konu olan binaların enkazları, bilirkişiler ve Cumhuriyet Savcımızın gözetiminde bilirkişilerce delil tespiti yapılmadan kaldırılmamıştır. Bundan sonra da delil tespiti yapılmadan hiçbir enkazın kaldırılması söz konusu değildir. Aksi yönde beyanların hiç birinin gerçeği yansıtmadığını buradan ifade etmek isterim. Şu ana kadar Cumhuriyet Savcılıklarımız ile bu kapsamda 7 bin 598 müstakil binada bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle delil tespiti yapıldığını ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

    “Deprem bina soruşturmaları kapsamında 612 şüpheli hakkında işlem yapıldı”

    Deprem bina soruşturmalarının dökümüne bakıldığında da bu güne kadar 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldığı bilgisini veren Bakan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bunlardan 184’ü hakkında tutuklama kararı verildiğini, 214’ü hakkında adli kontrol, 71’i hakkında yakalama kararı verildiğini, 55 kişi hakkında gözaltına alınma kararı verildiğini, şu anda 2 kişinin de gözaltında olduğunu, hakkında işlem başlatılan kişilerden 16’sının da vefat ettiğini, vefat ettiği için de ona göre işlem yapıldığını burada ifade etmekte fayda görüyorum. Bunların sıfatlarına baktığımızda tutuklu olanların 79’unun müteahhitlerden, 74’ünün yapı sorumlusu, 13’ünün yapı sahibi, 18’inin binada değişiklik yapan olduğunu görüyoruz. Adli kontrol kararı verilenlerin ise 72’sinin müteahhit, 92’sinin yapı sorumlusu, 22’sinin yapı sahibi, 28’inin de binada değişiklik yapan olduğunu buradan ifade etmek isterim.”

    “Adli veriler, yağma konusundaki algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığını göstermektedir”

    Deprem bölgelerinde diğer suçlara ilişkinde adli soruşturmalar kesintisiz devam etmekte olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, “Şu ana kadar deprem bölgelerinde hırsızlık vakalarına baktığımız da 351 vaka olduğunu görüyoruz. Bu vakalar da 284 şüpheli hakkında işlem yapılmış, 179 kişi hakkında tutuklama, 36 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini görüyoruz. Yağma konusuna gelince bugüne kadar depremin yaşandığı günden bugüne kadar meydana gelen vaka sayısı sadece 4’tür. Tutuklu sayısı da 4’tür. Özellikle ifade etmek isterim ki yağma konusunda kamuoyuna yansıyan bilgilerin çoğunun asılsız olduğu da ortaya çıkmıştır. Tabi sanki vatandaşlarımızın böyle bir eğilimi varmış gibi bir algı gayreti içerisine girenler de oldu. Ama adli veriler yağma konusundaki algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığını ve onları açık açık teksip ettiğini göstermektedir. Tabi son olarak dolandırıcılık ile ilgili de çünkü bu vesileyle dolandırıcılık suçları da olabilir. Bu kapsamda şuana kadar 5 tane nitelikli dolandırıcılık vakası olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda da 7 kişinin tutuklandığını ifade etmek isterim” ifadelerinde bulundu.

    “Yürüyen soruşturmalarda gizlilik kararı verilen herhangi soruşturma yoktur”

    Adli süreçler hukuka uygun bir şekilde ve hukukun emrettiği usule uygun olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini aktaran Bozdağ, “Özellikle Kahramanmaraş merkezli deprem kapsamında, Adıyaman’da yıkılan İsias Otel’de uygulama eğitimine spor müsabakaları için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden gelen kafileden 35 kardeşimiz de hayatını kaybetmişti. Onlara da ayrıca Allah’tan rahmet diliyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar bu konuda bizatihi aradı ve bunlarla ilgili adli süreçler hakkında benden bilgi aldı ve konuya hassasiyet gösterdi. Onun için Cumhurbaşkanımıza da buradan huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bu hususta şunun bilinmesinde fayda var. Kamuoyunda sanki İsias Otel’de ölen sporcularımız ve diğer bazı konularla ilgili açılan soruşturmalarda gizlilik kararı verildiğine ilişkin yalan bir haber var. Bir kez daha söylüyorum İsias Otel ve diğerleriyle ilgili verilmiş bir gizlilik kararı yoktur. Şu anda da Türkiye genelinde yürüyen soruşturmalarda gizlilik kararı verilen herhangi soruşturma yoktur. Soruşturmalar usule uygun gizlilik kararı alınmadan yürütülmektedir. Adıyaman’daki Sulh Ceza Hakimliğimiz tarafından böyle bir karar verilmemiştir. Böyle bir karar talebi de savcılığımız tarafından yapılmamıştır. Bu nedenle bu haberinde buradan asılsız olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim” ifadelerine yer verdi.

    “Cumhurbaşkanımıza arzımızdan sonra konu TBMM gündemine gelecektir”

    Özellikle deprem felaketinin ortaya çıkardığı sonuçlar mevzuatları önemli ölçüde gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Adalet Bakanlığı olarak biz de ceza mevzuatımızı ve diğer mevzuatlarımızı böylesi bir durumda cezai yaptırımlar dahil olmak üzere işlenen suçlar ve diğer hususları da içerecek şekilde bir hazırlık içerisindeyiz. Şu kadarını söylemekte fayda görüyorum. Örneğin, deprem döneminde yaşanan zorluklardan sıkıntılardan istifade ederek, haksız kazanç elde etmek isteyen gayri ahlaki, gayri hukuki kazanç elde etmek isteyenlerle ilgili yeni dönemde, yeni bir yaptırım uygulamasına geçilecek. Örneğin kiraya vermek istiyor, kiralar beş liraysa yirmi liradan kira yapıyor ya da nakliye üç liraysa on liradan götürüyor. Ya da başka başka hizmetler hem malların taşınması, nakliyesi, hizmet sunulması, hizmetin alınması ne kadar iş ve işlem varsa bu deprem nedeniyle yaşanan felaket nedeniyle bölgedeki insanların ve ülkemizin yaşadığı zorlukları kendileri için gayri meşru kazanç elde etmeleri için fırsat görenlere karşı hukuk gereğini yapacaktır. Çok ağır cezalar öngören düzenlemeler yapacağız. Ama bu düzenlemeler özel düzenleme olacaktır. Böylesi zamanda uygulama imkanı bulacak. Örneğin sağlık nedeniyle salgın oldu, burada da bu dönemde de benzer şeyleri yapanlar başka başka işlerde oldu, gördük ki mevcut ceza kanunumuz bu konuda yeterli değil. Onun için de arkadaşlarımız çalıştı. Cumhurbaşkanımıza da arzımızdan sonra bu konuyu inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin gündemine gelecektir.”

  • Depremzedeler nasıl oy kullanacak?

    Depremzedeler nasıl oy kullanacak?

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde yıkılan binalarla ilgili yürütülen soruşturmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

    Soruşturmalar kapsamında 171 kişi hakkında tutuklama kararı verdiliğini belirten Bozdağ, “Yıkılan binalarda sorumluluğu olan kim varsa, görevi ne olursa olsun adalet terazisinde tartılacak.” dedi.

    Bakan Bozdağ, İmar Affı düzenlemelerinin bir daha gündeme gelmemesi için anayasal düzenlemenin faydalı olacağını da söyledi.

    Bakan Bozdağ’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

    DEPREM SORUŞTURMALARI

    Deprem soruşturmaları kapsamında bugüne kadar 583 şüpheli hakkında işlem yapıldı, 171 kişi hakkında tutuklama kararı, 197 kişi hakkında adli kontrol kararı verildi. Yakalama kararı 77 kişi hakkında çıkarıldı, gözaltı talimatı verilen 49 kişi, gözaltında olan 14 kişi. Yurt dışında olduğu tespit edilen 2 kişi, ölen 11 kişi var, ifadeleri alınan 62 kişi olduğunu görüyoruz.

    Şu ana kadar tutuklu 171 kişiden 78’inin müteahhit, 64’ünün yapı sorumlusu olduğunu görüyoruz. Yapı sahibi 11 kişi, binada değişiklik yapan 18 kişi var. Hakkında adli kontrol verilenlere baktığımızda 70 müteahhit var, yapı sorumlusu 78, yapı sahibi 21, binada değişiklik yapan 28 kişi. Ayrıca inşaatın ustası, inşaat teknikeri, yapı ruhsatı düzenleyen, yapı kullanma izni veren, denetimi yapan ve burada sorumluluğu ve imzası bulunan kim varsa bunların hepsi soruşturmaların kapsamındadır ve bunların sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Yıkılan bir binada sorumluluğu olan kim varsa görevi ne olursa olsun onların hepsi sorumluluklarına göre adalet terazisinde tartılacak ve hakkında yapılması gereken, hukukumuzun emrettiği her türlü iş ve işlem tereddütsüz yapılacaktır. Sonuna kadar da her tür soruşturma yürüyecektir ve adalet tecelli edecektir. Bundan hiç kimsenin endişesi olmamalıdır. Sorumlu olanlar, milletin gözü önünde, milletin yargısına hesap verecektir.

    “DELİLLERİN KARARTILMASI MÜMKÜN DEĞİL”

    Şu ana kadar enkazdan bilirkişi incelemesi için numune alma çalışması Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis’te tamamlandı, üç ilimizde devam ediyor. Bölge sınırlamasını da kota sınırlamasını da kaldırdık. 81 ilden bilirkişi gönderdik. Delillerin karartılması mümkün değil. Vatandaşın başvuru yapmasına gerek yok. Vatandaşlarımız şahitlik edebilir. İnsanlarımızın öldüğü ya da yaralandığı binalarla ilgili delillerin toplanması resen yapılıyor. Eğer ölüm ya da yaralanma yoksa delil tespiti için başvuru yapmak gerekiyor. Ağır, orta hasarlı binalara dair vatandaşlarımız itirazını yapabilir. Her yerin ilgili mahkemeleri var. Soruşturmayı yapacak savcılıklar belli. Yargılamaları hangi mahkemelerin yapacağı belli. Bölgede görev yapan savcıların depreme muhatap olduğu için başsavcımızın başkanlığı adına biz Türkiye’nin değişik yerlerinden pek çok savcıyı görevlendirdik. Çünkü çok bina yıkıldı. Her bina ayrı bir davaya konu olacağı için ilave Cumhuriyet savcısına ihtiyaç olacaktır. Bundan sonra da gerekli yerlere görevlendirilecektir.

    DNA RAPORLARI

    Vatandaşlarımız DNA verdiyse, hızlıca en erken 5 saatte sonuç alınıyor. Ama bazen bu yetmeyebiliyor. Minimum 5 saat, azami 3 gün içeresinde bu DNA verileri üzerinden ölen kişiye dair bir raporlama yapılıyor. Eğer onların yakınları müracaat etmişse, referans numuneler alınmışsa ve incelenmişse bunlar eşleştiriliyor. Sonra bunlar ailelerine teslim ediliyor. Parmak izi alınarak da bu yapılabiliyor. Böylece kimliklerin tespiti yapılabiliyor. Şu anda da bu konuda yoğun mesai yapılıyor. Büyük ölçüde tamamlandı. Geriye kalanların birkaç gün içerisinde biteceğini tahmin ediyoruz. Referans numuneler geldikçe, geriye kalanlar da yapılacaktır. Yakınlarını kaybedenlerin referans numune vermesi gerekiyor. Bu konuda da çağrı yapmış olayım. Her enkazla ilgili bilirkişi incelemesi yapılıyor. Her enkaz önce bilirkişi heyeti inceleme yapıldıktan sonra kaldırılıyor. Toplamda 659 bilirkişi bölgede faaliyet yürütüyor.

    “İMAR SUÇLARI İÇİN ANAYASAL DÜZENLEMEDE FAYDA VAR”

    Anayasal düzeyde bazı konularda af çıkarılamayacağına dair hükümler var, o zaman anayasal düzeyde bir düzenleme yapıldığı takdirde bu kalıcı olabilir. Belki ‘imar affı çıkarılamaz düzenlemesini’ veya ‘imarla ilgili suçlarda ceza alanın affı cihetine gidilemez’, bunu anayasal düzeyde tartışmak, değerlendirmek, Meclisin de bu anlamda Anayasa’yı değiştirmedikçe adım atamayacağı bir düzenlemeyi tartışmakta elbette fayda vardır. Bu konuda anayasal düzeyde bir değişiklikte ben kendi adıma söylüyorum, böyle bir değişiklikte Türkiye açısından fayda vardır, yarar vardır. Yaşadığımız bu tecrübelerde bu konuların artık Türkiye’nin gündemine gelmemesi gerektiğini gösteriyor. Bunu gündeme sokmayacak şey de anayasal engeldir.

    İmar mevzuatımızın gözden geçirilmesinde fayda var daha caydırıcı neler yapılabilir biz Adalet Bakanlığı olarak bunun üzerine çalışıyoruz. Zaman aşımı olayı da çok fazla tartışılıyor. Zaman aşımı fiilin olduğu andan itibaren başlıyor. Binaların eski olması, zaman aşımı olacağı anlamına gelmiyor çünkü başlangıç olarak depremin olduğu tarih alınıyor.

    DEPREMZEDELER NASIL OY KULLANACAK?

    Biz bugüne kadar seçimle ilgili bir gündem yapmadık. Seçimle ilgili en ufak değerlendirme yapılmadı. Ama maalesef Türkiye’de bu kadar acı arasında seçimi gündem yapan ve böyle bir gündem AK Parti ve MHP’de varmış gibi algı uyandıranlar çıktı. Bunları kınamak istiyorum. Türkiye’nin daha önemli işleri var. ‘Seçim ne olacak, nasıl olacak?’ diye bir değerlendirme yapmayı saygısızlık olarak görürüm. Neyin ne olacağı yasalarımızda yazıyor. Herhangi bir yoruma yer verilmeyecek şekilde belli. Bunların hepsi seçim kanunumuzda yazıyor. Her şey açık ve ortada. Böylesi bir zamanda daha fazla değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum.

    DEPREM BÖLGESİNDEN AYRILANLAR NASIL OY KULLANACAK?

    Kimin nerede nasıl oy kullanacağı kanunumuzda açık açık yazıyor. Onun için yeni bir kanuni düzenlemeye gerek yok. YSK’nın daha önce aldığı kararlar var. Herkes meskun olduğu yerde oyunu kullanacak. Seçim listeleri yayınlandığında, askıya çıktığında, o askıda insanların itirazı varsa itiraz edecek, adres değişikliklerini işleyecek ve ona göre oy kullanacaklar yani bunlar için yeni bir düzenlemeye o yüzden ihtiyaç yok. Mükerrer oy kullanma ihtimali yok. Deprem bölgesinde sandıkların nereye kurulacağına YSK karar verecek. YSK kurmak isterse ona bakacaktır.

    İSİAS OTELİ SORUŞTURMASI

    Soruşturduk, orada bir gizlilik kararı yok diye biliyorum. Kamuoyuna öyle yansıdı ama gizlilik kararı olmadığına dair bana bilgi verdiler.

  • 478 vatandaşın 203’ü taburcu oldu

    478 vatandaşın 203’ü taburcu oldu

    Diyarbakır’da 7 apartmanın yerle bir olarak enkaz haline gelmesiyle beraber gece saatlerinden itibaren başlayan kurtarma mücadelesi devam ediyor. Deprem sonrası Diyarbakır’da incelemelerde bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AFAD, Kızılay, Emniyet, UMKE, gönüllüler pek çok açıdan seferberlik ve büyük titizlikle enkazları kaldırma altındaki vatandaşlara sağ salim ulaşmak için çalışmaları sürdürdüğünü kaydetti. Bozdağ, “Bu gece Türkiye’mizde yüreğimizi yakan üzüntüye sevk eden büyük bir deprem yaşadık. Kahramanmaraş merkezli olmak üzere pek çok ilimizde etkileri görüldü. Bunlardan biri Diyarbakır ilimiz bu vesileyle depremde hayatını kaybeden her bir vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum yakınlarına başsağlığı diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Devletimiz Türkiye’mizin deprem yaşayan tüm illerinde seferber olmuştur. Bütün imkan ve kabiliyetlerini şuanda enkaz altında olan vatandaşlarımızı sağ ve salim ulaşmak onları kurtarmak için uğraşmaktadır. AFAD, Kızılay, Emniyet, UMKE, gönüllüler pek çok açıdan seferberlik ve büyük titizlikle enkazları kaldırma altındaki vatandaşlarımıza sağ salim ulaşmak için çalışmaları sürdürmektedirler” dedi.

    “Provokatör paylaşımlara karşı kolluk güçlerimiz ve Cumhuriyet Başsavcılıklarımız harekete geçmişlerdir”
    Vatandaşlarımızın bu süreçte sağduyulu ve soğukkanlı olmasını özellikle trafik ve diğer konularda yetkililerin uyarılarına hassasiyet göstermesinde çok fayda olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, “Diyarbakır’da trafik yoğunluğu arzu edilenin üzerinde yolların ona göre geçişe elverişli olmasına fayda olmaktadır. Bazı provokatör paylaşımlar sebebiyle insanlarımızı manipüle eden yaklaşımlara karşıda hepimizin hassas ve duyarlı olmasında fayda vardır. Bunu kolluk güçlerimiz ve Cumhuriyet Başsavcılıklarımız harekete geçmişlerdir, adli süreçlerde işletilmektedir. Yetkililerimizin açıklamalarına itibar etmeliler, doğru bilgi yetkili ağızdan ancak ulaşmaktadır” diye konuştu.

    “7 apartman çöktü, 478 kişi yaralandı”
    Diyarbakır merkez Bağlar ve Yenişehir ilçelerinde hasarlar mevcut olduğunu söyleyen Bozdağ, 7 apartman çöktüğünü 478 kişinin yaralandığını vurguladı. Bozdağ, “Hayatını kaybeden vatandaşlarımız var. Hayatını kaybeden ve yaralı vatandaşlarımız var, toplamda 7 binada çökme var, 5’i Bağlar ilçemizde 2’si Yenişehir ilçemizde. Bağlar ilçemizdeki binanın biri boş ve herhangi bir insanımız yok, diğerlerinde ise insanlarımız var. 478 vatandaşımız hastanelere kaldırıldı, 203 vatandaşımız taburcu oldu, diğerlerinin de tedavileri devam etmektedir” şeklinde konuştu.

  • “Erdoğan’ın adaylığı Anayasal hakkıdır”

    “Erdoğan’ın adaylığı Anayasal hakkıdır”

    Adalet Bakanı Bozdağ. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı konusunda açıklama yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 Seçimleri’nde Cumhur İttifakı’nın ortak adayı olduğunu söyleyen Bozdağ, “Adaylığı Anayasal bir hakkıdır. Hiçbir hukuki engel söz konusu değildir. Cumhurbaşkanımız devletin başı yürütme organı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 2018’de seçilmiştir. Şu anda yapılacak seçim ikinci seçimdir. Devletin başı yürütme organı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak adaydır. İkinci adaylığıdır. Herhangi bir anayasal engel yoktur. Bu yorumu yapanlar yürürlük maddesine baktığında anayasanın 75-77 ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne ilişkin 101. Maddesinin yürürlük tarihini çok net bir şekilde 2018’de yapılan Cumhurbaşkanı Parlamento Seçimi ile yürürlüğe girdiğini ifade ediyor. 101. Maddenin ilk uygulaması anayasaya göre de 2018’de olmuştur. İkinci uygulaması 2023’te olacaktır. Hukuk bunu söylüyor. Kendilerine göre hukuk oluşturmaya çalışanlar iddia ediyor. Bizimki iddia değil, hukukun söylediği ifadedir. Hiçbir sıkıntı yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığı anayasal hakkıdır. Önünde hiçbir engel yoktur. Böyle hukuk uydurmak yerine herkes seçime çalışsın, meydanda rekabetimizi yapalım” açıklamasında bulundu.

  • Bakan Bozdağ’dan İmamoğlu açıklaması

    Bakan Bozdağ’dan İmamoğlu açıklaması

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Grup Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili açıklamalarda bulunan Bozdağ, hem yargı görevlerini etkilemeye teşebbüsün hem de yargı görevini yapanları tehdit etmenin suç olduğunu belirtti.

    Bakan Bozdağ, “Tehdit ederek onlara karşı her türlü saygısız dili kullanıp, sonra da hukuk işlediğinde şikayet etmek doğru değildir. Hiç kimse yargı görevini yapan kimseyi tehdit edemez. İmamoğlu da tehdit edemez, başkası da tehdit edemez. Tehdit eden karşısında her zaman hukuku bulur. Bu kabul edilemez bir durum. Hakim ve savcılarımız anayasa, kanun ve hukuka bağlı olarak, dosyadaki delil durumuna göre karar verir. Vazifeleri hukuka uygun yapanları, hukuk dışında suçlamak en basitinden onlara karşı haksızlıktır. Buradan çok net söylüyorum; hakim, savcıları kendi aleyhine çıkan sonuçlar nedeniyle tehdit edilenler hukuku da, hukuk devletini de içselleştirememiş ilkel bir zihniyeti temsil eder. İlkel zihniyeti Türkiye çok çekti. Reddi hakim kararına itirazlar yaptılar. Şimdi onlarla ilgili iddialarda bulunuyorlar. Hakim ve Savcılar Kurulu görevinin başında. İtirazı olan şikayet dilekçesini verir, HSK bunu değerlendirir. Ama hukukun işlenmesine hiç kimse müdahale etmez. Herkes hukuka uygun davranmalıdır. İstinaftan lehine karar çıkmazsa istinafın, Yargıtay’dan karar çıkmazsa Yargıtay’ın başına gök kubeyi yıkacaklarını söylüyor. Böylesi bir hukuk devleti olur mu? Günahsız insanları suçlamasın. İnsanların günahlarını alıyorlar. Adalet Bakanı olarak benim de, birçok insanın da günahını alıyorlar. Her gün binlerce iftira atıyorlar. Bizim işimiz yalancılara yalancısın demekle mi geçecek, biz o zaman işimizi yapamayız. Biz işimize bakarız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı da kendi işini yapmaya, işiyle meşgul olmaya davet ediyorum. Yargıyla kavga edeceğine İstanbul’un sorunlarıyla ilgilensin” diye konuştu.

    CHP’li heyetin kendisini ziyaretine ilişkin soru üzerine Bozdağ şunları söyledi:

    “Bu 1. Daire’nin yetkisindedir. Ben Adalet Bakanıyım, hakim ve savcı değilim. Yargıtay ya da istinaf başkanı değilim. Benden kimse yargı kararı beklemesin. ‘Adalet Bakanı bu işe niye müdahale etmiyor?’ diye bağırıyorlar. Diyelim biz bir vaziyet alsak, ‘adalet bakanının işi bunlara müdahale etmek mi?’ diyecekler. Buna bir karar verin. Biz bu durum hakkında konuşsak hep beraber diyecekler ‘Adalet bakanı yargıya müdahale ediyor.’ Onun için biz yargı alanında görev yapanları etkilememeliyiz. Usul işliyor, hukuk işliyor.”

  • Bakanlıktan işaret diliyle hukuki terimler sözlüğü hazırlığı

    Bakanlıktan işaret diliyle hukuki terimler sözlüğü hazırlığı

    Adalet Bakanlığı Toplantı Salonu’nda Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Engelsiz Adalet Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Türkiye’de işe girmede ve başka şeylerde engelliliği engel gören, esasında kendisi zihnen engelli olanlara karşı yasalarımızın sağladığı korumadan lütfen istifade edin. Bunlarla ilgili adli süreçleri başlatmaktan çekinmeyin” ifadelerini kullandı.

    Bakan Bozdağ, Bakanlık olarak engellilerin adalete erişimiyle ilgili de önemli çalışmalar yaptıklarını ifade ederek şöyle devam etti:

    “Adalet Bakanlığı olarak yeni bir çalışmayı başlattık. İşaret diliyle hukuki terimler sözlüğü, engelli vatandaşlarımızla ilgili bir hukuk terimleri sözlüğünü hazırlama kararı aldık. Bununla ilgili bakanlığımızda ilgili birimdeki arkadaşlar çalışmalara başladılar. Yakında sadece hukuk terimlerini kapsayan engelli vatandaşlarımızın kullanacağı bir sözlüğü de hizmete sunacağımızı ifade etmek isterim.”

  • Bakan Bozdağ’dan başörtüsü için çağrı

    Bakan Bozdağ’dan başörtüsü için çağrı

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Zonguldak’ta İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları 1. Bölgesel toplantısına katıldı.

    Bakan Bozdağ, AK Parti iktidarları döneminde yeni düzenlemelerle insan hakları konusunda büyük yol kat ettiklerini, yeni düzenlemelerde devleti milletin doğrudan denetimine açtıklarını söyledi.

    “İnsan haklarından korkan bir lider, bir iktidar devleti doğrudan vatandaşın denetimine açar mı”

    Önceden kimin devlette kendisine ait ne türlü bilgi var diye doğru dürüst sorgulama hakkının olmadığını ifade eden Bozdağ, “Anayasayı değiştirerek her bir vatandaşımıza devletin hangi kurumunda kendisine ait ne tür kişisel veri var, hepsini sorgulama amacı dışında kullanıp kullanmadığını kontrol ettirme, yanlışı varsa sildirme, eksiği varsa düzelttirme hakkını verdik. Adeta kişisel veriler konusunda vatandaşı devleti karşısında idareci pozisyonuna getirdik. Bak diyecek bakacak devlet. Kontrol et diyecek kontrol edecek devlet. Çünkü hukuk devleti böyle olur. Biz yeni düzenlemelerde devleti milletin doğrudan denetimine açtık. Şimdi konuşuyorlar, Cumhurbaşkanımızla, AK Parti iktidarları ile ilgili insan hakları konularında haksız keyfi eleştiriler yapılıyor. İnsan haklarından korkan bir lider, bir iktidar devleti doğrudan vatandaşın denetimine açar mı? Kendisini denetlesin diye yargı dışında onlarca organı, kurulu oluşturur mu? Bizim derdimiz Türkiye’nin insan hakları temeli üzerine yükselmesidir, insanların hürriyeti üzerine yükselmedir. İnsanların güven duyduğu güvenle yaşadığı ve mutlu olduğu bir ülke olarak bilinmesi, anılması, bu ülkenin vatandaşı olan herkesin de kendisini öyle bilmesi, öyle hissederek yaşamasıdır. 20 yıldır bunun anayasal, yasal düzeyde mücadelesini verdiğimiz gibi uygulamada da zihniyet değişiminin yaşanması için büyük bir mücadele veriyoruz. Diyorlar ya tek adam, otoriter adam. Ya otoriter olan bunu yapar mı, tek adam bunu yapar mı?” dedi.

    “Ülkemizde nice yasaklar vardı ve bu yasaklarla adeta yaşar hale geldik”

    Türkiye’nin son 20 yılda yaşadığı büyük değişimde insan hakları, hukuk devleti ve hürriyetler konusunda adım adım daha güvenli, güçlü ve iyi bir Türkiye’ye doğru değişimi gösterdiğini de anlatan Bakan Bozdağ, “ Türkiye yasakları kaldıra kaldıra bugünlere geldi. Bizim ülkemizde nice yasaklar vardı ve bu yasaklarla adeta yaşar hale geldik. Dil üzerinde yasaklar vardı, cezaevinde bir tutuklu ve hükümlü Türkçe dil dışında ailesi ile konuşamazdı, yasaktı. 2012’ye kadar bu yasaktı ama kimsenin haberi yok. Annesi Arapça biliyor başka dil bilmiyordu. Bu yasağı kaldırdık. Herkes anası ile anasının dili ile konuşabilir ve buna engel yok dedik, kaldırdık. Savunmada kendisini Türkçe dışında başka dille daha iyi savunacağını ifade ediyorsa bir kişi savunamazdı, şimdi onu da kaldırdık. Türk vatandaşı kendisini istediği dilde savunma hakkına sahiptir. Biz bunu getirdik ama şuan Türkçe dışında savunma yapan kimse çıkmadı. Doğru dürüst birkaç örnek var onun dışında da yok. Birileri bunu sürekli istismar etti. Biz bu yasağı kaldırınca istismar bitti ve herkes kendisini Türkçe savunmaya devam ediyor. Siyasette seçim propagandası sadece Türkçe yapılırdı, Türkçe dışında başka dille seçim propagandası yapmak yasaktı. Konuşuluyor, otoriter, totaliter yönetim diyorlar. Ya sizin otoriter, totaliter yönetim dediğiniz şimdi sizin kendinizin istediği dille Türkiye’nin her yerinde seçim propagandasını yazılı ve sözlü yapmanız üzerindeki yasağı kaldırdı. Şimdi serbest. Dil üzerinde nice yasakları bu dönemde bir bir biz kaldırdık” diye konuştu.

    “Gündeme getirdiğiniz konuya lütfen sahip çıkın, samimi olun, sözünüzün arkasında durun”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başörtüsünün anayasal güvence altına alınması ile çalışmalarında tamamlandığını ve yakın zaman TBMM’ye sunacaklarını da ifade ederek, “Bu ülkenin kadınlarını kendi içinde ayıran ilkel bir zihniyet ve ilkel zihniyetin uyguladığı ilkel bir yasak vardı, hem eğitimde hem de istihdamda başörtüsü yasağı. Biz başörtüsü üzerindeki yasağı kaldırdık. Biz Türkiye’de kadınlarımız arasında eşitliği lafta değil, hem lafta hem icraatta hayata geçiren tarihi adımı attık. Son zamanda bu konu yeniden Türkiye’nin gündemine geldi. Gündemden düşmüş bir konu Kılıçdaroğlu’nun verdiği bir kanun teklif ile gelin bunu kanuni güvenceye alalım dedi. Cumhurbaşkanımızda kanuni güvence yetmez, madem bu konunun Türkiye’nin gündemine bir daha gelmesini istemiyorsunuz, o zaman gelin anayasal güvenceye kavuşturalım, bir daha bu konu Türkiye’nin gündemine gelmesin dedi. Bunun üzerinde de çalışmalar yaptık, hazırlıklarımızı Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Siyasi partilerin mecliste grubu olanları ziyaret edip, görüş ve desteklerini talep ettik. Şimdi bir noktaya geldik. İnşallah bu teklif yakında TBMM’ye sunulacak ve meclisimizin iradesi ile de yasalaşma sürecine girecektir. Umuyorum ki, bu süreci başlatanlar, Türkiye’nin gündemine yeniden getirenler anayasa değişikliğine destek vermek konusunda samimi davranırlar. Çünkü yasa ile bunun çözülmeyeceği belli. Niyetiniz samimiyse bir daha Türkiye’nin gündemine başörtüsü, kılık kıyafet tartışması girsin istemiyorsanız, zaman değişince, iktidar değişince, imkan ve güç sahipleri farklılaşınca, zulüm yeniden hak diye avdet etmesin istiyorsanız, bunun tek yolu anayasal güvence. Gelin anayasal güvenceyi beraber sağlayalım. Bu konuyu Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin gündemine getirmedi, AK Parti de getirmedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin gündemine getirdi. Öyleyse gündeme getirdiğiniz konuya lütfen sahip çıkın, samimi olun, sözünüzün arkasında durun. Anayasal yasal güvenceye evet deyip, anayasal güvenceye hayır demek samimiyetsizliğin açık bir ilanıdır. Buna destek vermezse hep beraber bu konunun üzerinde bir kez daha düşünmemiz lazım. Oy birliği ile bu kararın alınmasını herkese faydası var. Halk nezdinde bir takdiri varsa mecliste oy veren herkese bu halk zaten hakkını verecektir” dedi.

    “Meslek Örgütleri ile ilgili anayasa çalışmaları sona geldi”

    Bazı meslek örgütlerinin amacı dışında faaliyette bulunduğunu ve bunla ilgili yeni anayasal çalışmalarında tamamlandığını ve kamuoyu ile paylaşacaklarını de kaydeden Bakan Bozdağ, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:

    “Türkiye’de pek çok meslek örgütü var. Anayasamızın 135. Maddesinde ‘Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğinin genel faaliyetlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensupların birbirleri ile halk ile olan ilişkisinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere çalışırlar’ diyor. Hiçbir meslek örgütü amacı dışında faaliyette bulunamaz, buda anayasa hükmü. Ama Türkiye’de kimi meslek örgütlerinin amaçlarını bırakıp başka faaliyetlerin içerisine girdiği de çok aşikârdır. Ben şimdi Türk Tabipler Birliği’nin, siyasette olan bir kardeşiniz olarak Tabiplerin hakkını savunduğuna şahit değilim. Sadece iktidar zarar göreceği bir şey varsa orada iktidar zarar görsün diye, tabiplerin menfaati olsun diye değil. Bugüne kadar Tabipler Birliğinin Türkiye’deki tabiplerimizin mesleki menfaatleri meslekleri ve diğer alandaki işlerinin daha iyi olması için sundukları tek bir tedbir tek bir öneri yoktur. Ama PKK terör örgütü yada başka bir terör örgütünün başı dara girdiğinde yada ihtiyacı olduğunda onların lehine açıklama yapmada yarışa girenler var. Tabiplerin lehine açıklama yok, ama TKS’ya, Türkiye Cumhuriyeti Devletine kimyasal silah kullandı iftirasını yapanları ve bu iftirayı doğrulayanlara destek verildiğini görüyoruz. Tabipler Birliğinin böyle bir görevi var mı, veya başkaca meslek örgütünün böyle bir görevi var mı?. Hiç bir meslek örgütü kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamaz. Bulunduğu zaman da elbette hukukta bunun karşılığı vardır ve gereğini yapacaktır. Cumhurbaşkanımızın da kamuoyuna açıkladığı gibi Türk Tabipler Birliği ve Türk Mimar ve Mühendisler Odaları ile ilgili çalışmalarımızın sonuna geldik. İnşallah yakında bu çalışmayı da kamuoyumuzla paylaşacağımızı buradan ayrıca ifade etmek isterim.”

    “Teröristler etkisiz hale getirildikçe teröre destek verenlerin çığlıkları da yükseliyor”

    Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatının terörle mücadelesini etkin ve karalı bir şekilde sürdürdüğünü, terör bitene kadar bu mücadelenin kesintisiz devam edeceğini de sözlerine ekleyen Bakan Bozdağ;

    “TSK terör örgütleri ve teröristlerle mücadele etmektedir. Hedefi terör örgütleri ve teröristlerdir. Bugüne kadar yaptığı mücadele de sivil vatandaşlarımıza yada başka ülke içinde devam eden harekâtlarda orada sivillere en ufuk bir zarar ve ziyan vermemiştir. Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde oradaki sivil kesimlere ve kürtlere karşı bir hareket olarak da kimsenin gösterme hakkı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hedefinde siviller, Kürt vatandaşlarımız yoktur. Hedefte PKK, PYD, YPG terör örgütü vardır. Hedefte bu terör örgütlerinin tröstleri ve bunların inleri var. Terör örgütlerinin terörün barınaklarına, inine girdikçe teröristler etkisiz hale getirildikçe teröre destek verenlerin çığlıkları da yükseliyor. 13 baro barışı savunmak adına açıklama yapıyorlar. TSK’nın Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine yaptığı harekâtı durdurmasını talep ediyorlar. Bunun adı şudur; teröristler öldürülmesin, barınakları başlarına yıkılmasın, teröristler için oluşturulmuş korunaklı alanlara TSK ve Türkiye Cumhuriyeti dokunmasın. Teröriste zarar gelmesin diye çırpınan, oluşturduğu barınaklar, inler korunsun diye bazı barolar çırpınmaktadır. Bildiri yayınlayıp, barıştan yana tavır aldıklarını söyleyerek yayınlıyorlar. Siz bu bildiriyi Türkiye Cumhuriyeti Devletine, TSK’ya karşı yayınlayacağınıza PKK, PYD, YPG’ye karşı 40 yıldır bebekleri öldürdünüz, Aybüke öğretmeni öldürdünüz diye durdurun bu kanı ey terör örgütü diye niye yayınlamıyorsunuz. Maden barıştan yanasınız köy basıp, köylüleri kuşuna dizenlere, siz bu köyleri niye basıyorsunuz, niye insanları kurşuna diziyorsunuz, Karkamışta bomba okula düşüyor, masum öğrencileri yavruları öldürmeye nasıl öldürürsünüz diyemiyorsunuz. Teröristeler bebek katillerine, öğretmen, asker ve sivil katillere dur diyin. Siz barışı savunmuyorsunuz, terör örgütleri yıpranmasın, teröristler ölmesin diye çırpınıyoruz. Barışı savunmak kim, siz kim. Bugüne kadar terör örgütünün aleyhine tek bir kelime dilinden dökülmeyenlerin, barış ve hak savunucu olması gösterilmesi insan haklarına da insan hakları kurumlarına en büyük saygısızlık ve hakarettir. Maalesef Türkiye’mizde bazı insan hakları örgütleri var, ama savunduklarına bakın hep teröristlerin hakları ve yanında” diye konuştu.

  • Bakan Bozdağ’dan patlama açıklaması

    Bakan Bozdağ’dan patlama açıklaması

    Dün İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan İstiklal Caddesi’nde yaşanan patlamaya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şu ifadelere yer verdi:

    “İstanbul Beyoğlu ilçesi İstiklal Caddesi’ndeki patlamayı gerçekleştiren terörist yakalandı, teröriste yardım edenlere ve teröristin temasta bulunduğu kişilere bir bir ulaşıldı. Şu ana kadar 46 kişi gözaltına alındı. Bu menfur terör saldırısının faili teröristi, teröriste yardım edenleri ve bunlarla temas halinde olanları kısa sürede tespit edip yakalayan güvenlik güçlerimizi ve adli tahkikatı yürüten Cumhuriyet Savcılarımızı tebrik ediyor, her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Her tür terörü, bölücü terör örgütü PKK’yı, terör saldırısını ve bu saldırıyı gerçekleştiren teröristi lanetliyorum. Bilinmeli ki hiçbir terör saldırısı, Türkiye’nin huzurunu, birliğini, dirliğini ve istikrarını bozamayacaktır. Terörle mücadelemiz, terör bitene kadar devam edecektir.”

  • Gerçeği aratmayan duruşmaya Bakan Bozdağ’dan tam not

    Gerçeği aratmayan duruşmaya Bakan Bozdağ’dan tam not

    Bursa Hamitler TOKİ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Adalet Bölümü öğrencileri tarafından okul içerisinde bulunan mahkeme salonunda bir mizansen gerçekleştirildi.

    Okula konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gerçeği aratmayan duruşmayı dikkatle izledi. Duruşma bitiminde öğrencilerle sohbet eden Bozdağ, “Sizleri öncelikle tebrik ediyorum. Buradaki mizansen gerçekten çok güzeldi. Bir ara gerçekten etkilendim. İnşallah sizler gelecekte burayı bitirdikten sonra Hukuk Fakültesine gidersiniz. Hakim ve savcı olarak görürüz. Bu kürsülerde mizansen değil gerçek hakim ve savcı olarak ülkemize hizmet edeceksiniz. Ben şimdiden sizleri hem mesleğe davet ediyorum, hem de hukukçu bir büyüğünüz olarak sizlere tavsiye ediyorum” dedi.

    Okulun diğer bölümlerini de gezen Bozdağ, okul önünde öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Öğrenciler tarafından Bozdağ’a çiçek takdim edildi.

  • Gerçeği aratmayan duruşmayı Bakan Bozdağ beğendi

    Gerçeği aratmayan duruşmayı Bakan Bozdağ beğendi

    Bursa Hamitler TOKİ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Adalet Bölümü öğrencileri tarafından okul içerişinde bulunan mahkeme salonunda bir mizansen gerçekleştirildi. Okula konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gerçeği aratmayan duruşmayı dikkatle izledi.

    Duruşma bitiminde öğrencilerle sohbet eden Bozdağ, “Sizleri öncelikle tebrik ediyorum. Buradaki mizansen gerçekten çok güzeldi. Bir ara gerçekten etkilendim. İnşallah sizler gelecekte burayı bitirdikten sonra Hukuk Fakültesine gidersiniz. Hakim ve savcı olarak görürüz. Bu kürsülerde mizansen değil gerçek hakim ve savcı olarak ülkemize hizmet edeceksiniz. Ben şimdiden sizleri hem mesleğe davet ediyorum, hem de hukukçu bir büyüğünüz olarak sizlere tavsiye ediyorum” dedi.

    Okulun diğer bölümlerini de gezen Bozdağ, okul önünde öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Öğrenciler tarafından Bozdağ’a çiçek takdim edildi.