Etiket: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

  • Bakan Tunç: “Uluslararası hukuk Filistin konusunda hiçbir etki sağlayamıyor”

    Bakan Tunç: “Uluslararası hukuk Filistin konusunda hiçbir etki sağlayamıyor”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şeklide Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi’ne katıldı. Ankara’da bir otelde düzenlenen Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyi’nin ortak projesi olan programa Anayasa Mahkemesi başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir ile birçok yargı mensubu katıldı.

    “Filistin’de 8 aydan beri soykırım işleniyor”

    Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Tunç, ”Başarılı projelerimiz var. Yargıya çok önemli faydalar getirdiğine yürekten inanıyoruz. Bütün insanlar temel hak ve özgürlüklerinden eşit bir şekilde faydalanmalıdır. Üzülerek ifade ediyorum ki. Biz buradayken Filistin’de 8 aydan beri soykırım işleniyor. İnsanlık suçu işleniyor. Evleri bombalanan insanlar çadırlarda kalıyorken, çadırların üzerine bomba atıyorlar. Mülteci kampları bombalanıyor. Maalesef 8 aydan beri insan haklarının tüm unsurları dünya gözü önünde yok sayılıyor” dedi.

    “Uluslararası hukuk Filistin konusunda hiçbir etki sağlayamıyor”

    Filistin’de yaşananlara Avrupa’nın ve Amerika’nın sessiz kaldığını ifade eden Tunç, “Filistin’in yanında olmak zorundayız. Birileri sessiz kalıyorsa bu suça ortak oluyor demektir. Uluslararası hukuk maalesef Filistin konusunda hiçbir etki sağlayamıyor. Mahkeme soykırım yapan kişileri yargılamak için soruşturmayı açtı, ancak henüz davaya dökemedi. Başsavcının bu adımı olumlu bir adım ancak hayata geçmediği takdirde bir anlamı kalmıyor. Uluslararası sistemin etkisizliği hepimizi derinden üzüyor. Cumhurbaşkanımız ‘Dünya 5’ten büyüktür’ derken bunu ifade ediyor. O zaman uluslararası kuruluşların mahkemelerin bir geçerliliği olduğunu savunuyorsak tam bu aşamada soruna bir çare bulması gerekli. Buradan İsrailli saldırganları bir kez daha lanetliyoruz. Buna destek veren kişileri kınıyoruz. Susanları da kınıyoruz. Orada çocuklar katledilirken çocuk haklarından bahsetmenin ne anlamı var. Biz mazlumun hakkını savunmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

    Hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Tunç şöyle konuştu:

    “16 bin çocuk 10 bin kadın ve 36 bin insandan bahsediyoruz. 80 bin yaralı var ve biz insan haklarından bahsediyoruz. Çocuklar öldürülürken bunlardan bahsediyoruz. İnsan haklarını ihlal eden saldırganlar elbet bir gün cezalarını çekecektir. Biz buna yürekten inanıyoruz”.

    “Doğal adalet ilkesi, insanların doğuştan gelen haklarının korunması üzerine kurulmuştur”

    Tunç ayrıca adli yargılanmayla ilgili önemli oturumlar gerçekleştirdiklerini aktardı. Adaletin toplumsal barışın teminatı olduğundan bahseden Bakan Tunç, “Adalet, insan onurunu korumak için, insan haklarını korumak için vardır. Adaletin tecellisi için de hukuk devleti, şarttır hukuk devleti içinde kararsız ve bağımsız yargı olmazsa olmaz şarttır. Tabii tarafsız ve bağımsız yargının uyacağı en önemli kural da adil yargılanma hakkını en geniş anlamıyla tesis ederek kararlarını vermektir. Bu şekilde gerçekleşir ve bu şekilde insan onuru ve insan hakları korunur. Adil yargılanma hakkının temeli, doğal adalet ilkesine dayanır. Doğal adalet ilkesi, insanların doğuştan gelen haklarının korunması ve adil bir şekilde yargılanması üzerine kurulmuştur. Bu ilke tarafsızlık, dinlenilme hakkı ve taraflara eşit muamele gibi temel prensipleri içerir. Adil yargılanma hakkı ayrıca insan onurunu ve temel hakları korunması gerektiği fikrindendir. İnsanların onurlu bir şekilde yaşama hakkı muamele görmelerini gerektirir. Bu nedenle yargı süreçlerinde her bireyin saygı görmesi zamanlarının korunması esastır” diye konuşmasını noktaladı.

    Bakan Tunç’un hitabının ardından konuşan Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir şunları söyledi:

    “Dünyanın her bir yanından ülkemize gelen insanlara hukuk alanında eğitimler veriyoruz. Toplumun ihtiyaçlarını giderebilecek şekilde hakim ve savcılar yetiştirmeye çalışıyoruz. Yine akademi olarak Uluslararası kurumlarla da işbirliği yapıyoruz. İnsan haklarını merkezimize alarak, ‘İnsan Hakları Merkezi’ kurduk. Geçtiğimiz yıl katılımlarda 16 bin 216 sertifika verdik. Eğitimlerimizi proje kapsamında gerçekleştirdik.”

    Özdemir temel insan hakları alanındaki eğitimlerine devam edileceğini vurguladı. Program fotoğraf çekiminin ardından noktalandı.

  • Bakan Tunç’tan yeni anayasa açıklaması

    Bakan Tunç’tan yeni anayasa açıklaması

    Düzce’de temaslarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti İl Başkanlığı’nda partililer ile bir araya geldi.

    Bakan Tunç, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yeni anayasa çalışmalarına değinen bakan Tunç, “Vatandaşlarımızın yargı hizmetindeki memnuniyetlerini en üst seviyeye çıkarmak, adaletin tecellisi noktasında vatandaşlarımızın adalete güvenini en üst seviyeye çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz. AK Parti 22 yıldır iktidarda. 22 yıldan bu yana Türkiye her alanda gelişti, ilerledi. Bunu hiç kimse inkar edemez. Tabii siyasetimizin merkezinde hep insan var. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ demeye devam edeceğiz. Sosyal politikalardan kültüre, adaletten güvenliğe, eğitime varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. İnsanımız güçlü olacak ki aile güçlü olsun, aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. İstikrarlı kalkındırma hamleleriyle de ülkemizin 81 vilayetindeki her noktayı geliştirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” dedi.

    Temel hak ve özgürlüklerlerin önündeki engelleri birer birer kaldırdıklarını ifade eden Yılmaz Tunç, “Devrim sayılan önemli reformları hayata geçirdik. Mevzuat değişiklikleriyle, anayasa değişiklikleriyle hak arama yollarını genişlettik. Dolayısıyla bu reformcu anlayışımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. İnşallah demokrasimizi daha da güçlendirerek, yüksek standartlı demokrasiye kavuşma mücadelemizi hep sürdürdük. Darbeci anlayışı sizlerin de desteğiyle tarihe gömdük. Bu ülkenin demokrasisi daha güçlü olsun diye anayasada gerçekleştirdiğimiz önemli reformları milletimiz sayesinde gerçekleştirdik. Yapısal reformlar yaptık, darbelere karşı dirençli bir demokrasi inşa etmenin gayreti içerisinde olduk. Geçmişteki darbecilerin yargı önüne çıkarılmasını sağladık. Anayasa değişiklikleri gerçekleştirdik ve milletin huzurunda onların hesap vermesini sağlamış olduk. Bundan sonraki de hedefimiz tabii ki, yeni, demokratik, sivil bir anayasa. İnşallah TBMM’de başlatılan çalışmalar var. Meclis başkanımızın şu anda başlattığı çalışmalar, siyasi partilerle görüşmeleri devam ediyor. Temennimiz, inşallah bu uzlaşmayı meclisimizde sağlarız ve ülkemiz Türkiye Yüzyılının başında demokratik, sivil ve katılımcı bir anayasaya kavuşur. Anayasamızda bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz gerek yargı alanında gerçekleştirilen yargı birliğinin sağlanması ve önemli reformlarla anayasamızda vesayetçi ruhu azaltan, sessiz devrim sayılan reformlara imza attık. Ancak anayasamız bir darbe anayasası. 1982 anayasası darbeciler tarafından yazdırılan bir anayasa, demokratik bir anayasa değil. Süreç içinde çok sayıda değişiklikle o vesayetçi ruhu, darbeci anlayışı ortadan kaldırmaya yönelik önemli değişilikler yapılmış olsa da vesayetçi ruh tam anlamıyla ortadan kaldırmak mümkün olmadı. Ülkemizde bir daha demokrasiye müdahale olmasın, milli irade bayrağı yere düşmesin istiyorsak o zaman yüksek standartlı bir demokrasi için sivil, TBMM’de katılımcı bir ruhla, tüm siyasi partilerin görüşleri, dışarıda sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de alınarak yeni bir anayasa yapma süreci inşallah başlar ve bunu da başarırız. Milletimize olan borcumuzu da ödeyerek, Türkiye Yüzyılının başında yeni, demokratik ve sivil bir anayasaya kavuşuruz” şeklinde konuştu.

  • “3 bin 384 hakim ve savcı adayı eğitim alacak“

    “3 bin 384 hakim ve savcı adayı eğitim alacak“

    Türkiye Adalet Akademisince Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün İncek’teki Personel Eğitim Merkezi’nde düzenlenen Hakim Savcı Adayları Eğitim Açılışı ve Mezuniyet Töreni’ne Bakan Tunç’un yanı sıra Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, yargı mensupları ve hakim savcı adayları katıldı.
    Konuşmasına başlarken adaletin öneminden bahseden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, başlayan yeni eğitim döneminin de hayırlara vesile olmasını diledi.

    “Adaleti hakkıyla yerine getirirseniz devletin bekasını da korumuş olacaksınız”

    Hakim ve savcı adaylarına seslenen Tunç, “Adalet mülkün temelidir. Adalet hakkı olana hakkını vermektir. Sizler hukukun üstünlüğünü adaleti tesis etmeye talip oldunuz. Bu kutsal meslek sizlerin omzuna büyük sorumluluk yüklemektedir. Çünkü adaletin hayatla kucaklaşması insan eliyle sizlerin eliyle olacaktır. Adaleti hakkıyla yerine getirirseniz devletin bekasını da korumuş olacaksınız. Sadece adil olmanızda yetmez aynı zamanda adilde görünmeniz gerekir. Çünkü yargı tarafsızlığının bir unsuru da adli görünmektir. Adaylık sürecini başarıyla tamamladıktan sonra gittiğiniz yerlerde buna dikkat edeceğiniz olan inancımız tamdır. Hakim ve savcı milletin hizmetinde olduğunu da unutmamalıdır. Millet adına millet için karar verdiğini her daim aklında bulundurmalıdır. Her hareketinde, her davranışında, her kararında buna dikkat etme zorunluluğu vardır. Çünkü hakimlik ve savcılık mesleği yalnızca hukuki bilgi ve tecrübeye dayalı bir meslek değil, aynı zamanda insanlarla iletişim kurabilmek, duygusal zekaya sahip olabilmek, empati yapabilmek gibi önemli becerileri de beraberinde getirir. Bu hassasiyeti göz önüne alarak görev yapacağınıza yürekten inanıyoruz” dedi.

    “3 bin 384 hakim ve savcı adayı eğitim alacak”

    Tunç, Türkiye Adalet Akademisince hem meslek öncesinde hem de meslek sonrası dönemde birçok eğitim düzenlendiğine değinerek, “2024 yılı bittiğinde meslek öncesi eğitim kapsamında toplam bin hakim ile savcı yardımcısı, 2 bin 384 hakim ve savcı adayı olmak üzere toplam 3 bin 384 kişiye Adalet Akademisi çatısı altında hem teorik hem de pratik eğitimler verilmiş olacak” diye konuştu.

    Bakan Tunç, 24 bin hakim ve savcının yüzde 45’inin 5 yılın altında, yüzde 70’inin ise 10 yılın altında kıdeme sahip olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

    “Bizim yargı teşkilatımız genç bir kadro, gelecek vadeden Türkiye Yüzyılı’nın genç hukukçuları, tecrübe kazandıkça, Türkiye Adalet Akademisi’nin de katkılarıyla meslek içi ve meslek öncesi eğitimlerle çok daha güçlü ve donanımlı hale gelecekler.”

    Törende konuşan Başkan Özdemir, Türkiye Adalet Akademisi olarak güven veren adalet için çalışmaları sürdürdüklerini belirtti. 2013 yılından itibaren 95 bin hakime eğitim verdiklerini belirten Özdemir şunları söyledi:

    “Adalet Akademisi çalışmalarını arttırarak sürdürüyor. Hakim ve savcı adaylarının eğitimini önemsiyoruz. Kanunlar kadar en önemli unsur hakim ve savcılardır. Onun için eğitim programlarımızı gün geçtikçe güçlendiriyoruz.”

    Özdemir, mezun hakim ve savcı adaylarına başarılar dileyerek konuşmasını noktaladı.
    Törenin ardından Tunç akademi sonunda ki sınavda dereceye giren adaylara plaket verdi.

  • Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: “(Antalya’daki teleferik kazası) 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: “(Antalya’daki teleferik kazası) 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi”

    Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 1 Cumhuriyet Başsavcıvekili ve 1 Cumhuriyet savcısının koordinasyonunda 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulduğunu hatırlatarak, “Heyet, kabinlerde mahsur kalan vatandaşlarımızı kurtarma çalışmaları devam ederken detaylı olay yeri inceleme ve keşif çalışması yapmıştır. Bilirkişi heyetinin hazırladığı ön raporda olayın teleferiğin taşıyıcı direklerinin bağlantı noktalarında yer alan bağlantı elemanlarının yetersiz olması/korozyona uğraması ve taşıyıcı direklerde yer alan makara sistemlerinin hasarlı olması nedenleriyle taşıyıcı direğin bağlantı noktasından kırıldığı değerlendirilmektedir” ifadelerine yer verdi.

    Paylaşımında ilgili işletmenin acil eylem ve tahliye planının mevcut olmadığının tespit edildiğini belirten Tunç, “Bahsi geçen teleferik hattını işleten firma ile yine teleferik hattının bakım ve onarımından sorumlu firmanın sorumlu ve çalışanlarının da aralarında yer aldığı 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiştir” bilgisini paylaştı.

  • “Belçika’daki saldırganlar hakkında başlatılan soruşturmanın yakından takipçisiyiz”

    “Belçika’daki saldırganlar hakkında başlatılan soruşturmanın yakından takipçisiyiz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Belçika’da Türk vatandaşlarına yapılan saldırılar hakkında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hain terör örgütü PKK yandaşlarının Belçika’daki vatandaşlarımıza ve vatandaşlarımıza ait yerlere yönelik düzenledikleri saldırıları şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Saldırılarda yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Türkiye olarak her zaman vatandaşlarımızın yanındayız. Saldırganlar hakkında başlatılan soruşturmanın yakından takipçisiyiz” ifadelerini kullandı.

    Terörün bir insanlık suçu olduğunu belirten Bakan Tunç, “Terörün dini, dili, ırkı, mezhebi olmaz. Nerede olursa olsun hain terör saldırıları, toplumsal barışa, kamu düzenine ve insan onuruna yönelik büyük bir tehdittir. Tüm terör örgütlerine, destekçilerine ve işbirlikçilerine karşı tüm ülkeler, net bir tavır ortaya koymalı ve ortak tepki göstermelidir” dedi.

  • Bakan Tunç’tan muhalefete “darbe” eleştirisi

    Bakan Tunç’tan muhalefete “darbe” eleştirisi

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Zonguldak ziyareti çerçevesinde Gökgöl Mağarası mevkisinde Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, AK Parti Zonguldak milletvekilleri Muammer Avcı, Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ve protokol üyeleri tarafından karşılandı.

    Bakan Tunç, karşılamanın ardından Kilimli ilçesine hareket etti. İlçede esnaf gezisi gerçekleştiren Bakan Tunç, vatandaşlarla da görüşerek 31 Mart yerel seçimlerinde Kilimli Belediye Başkanı ve Başkan adayı Kamil Altun için destek istedi.

    Merkez Mahallesi Atatürk Caddesi üzerindeki seçim irtibat bürosunda vatandaşlara hitap eden Bakan Tunç, “Gezdiğimiz her yerde pek muhalif kimliğe rastlayamadık. Herkes Kamil başkanla yola devam diyor. Hayırlı uğurlu olsun. Kilimli’den rekor bir oy bekliyoruz. Kilimli’den inşallah bu birinci dönem daha bu ilk dönem. Şimdi ikinci dönem Kilimli daha çok kazanacak, daha çok eser üretilecek. Gerçek belediyecilik demek eser ve hizmet üretmek demek. Gerçek belediyeciliğin mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır. 1994’te İstanbul’da yaşanılmaz hale getiren Cumhuriyet Halk Partisi’nden devraldı belediyeyi; kısa bir süre içerisinde yaşanılır hale getirdi. O başarı onu Başbakanlığa taşıdı. Parti kurmasını sağladı. Milletimiz İstanbul’u kurtardın, Türkiye’yi de kurtarırsın. O 90’lı yıllar boyunca çekilen sıkıntılardan bu ülkeyi sen kurtarırsın dedi. Adeta AK Parti’nin kurulmasını sağladı millet. AK Partili kadrolar belediyecilikten gelir. Dolayısıyla gerçek belediyecilik derken biz bunu icraatımızla, eser siyasetimizle gösterdik. Ve 2002 yılından bu yana da tüm ülke genelinde o gerçek belediyecilik eser ve hizmet siyasetine dönüştü, bir marka haline geldi, bir ekol haline geldi. Yerel kalkınmayla, ülke kalkınmasını bir arada getirdik. Şimdi Kilimli’de inşallah Kamil Altun’un yeni projeleri var. Bu ilk dönemi, projeleri, yaptıkları, yapacaklarının teminatı. İkinci dönem projelerine sonuna kadar destek vereceğiz. Hükümet olarak, kabine üyesi olarak, bölgenin bir evladı olarak, sizin kardeşiniz olarak bakandan öte beraberiz zaten sizlerle. Ve inşallah el ele, kol kola milletvekillerimizle birlikte uyum içerisinde Kilimli kazanmaya devam edecek. 31 Mart Bayram olsun inşallah, Milli İrade Bayramı olsun” dedi.

    “17 sandık kuruldu önünüze ‘AK Parti’ dediniz”
    Kilimli ziyaretinin ardından Gelik beldesine hareket eden Bakan Tunç, burada Belediye Başkan adayı Hikmet Bektaş için destek istedi. Bakan Tunç, “İnşallah 31 Mart’ta Hikmet Bektaş belediye başkanı olacak ve gerçek belediyecilik birlikte inşallah Gelik’te sizlerin kararıyla devam edeceğiz. 1994’te gerçek belediyecilik İstanbul’da başladı. Recep Tayyip Erdoğan’la başladı. Ve oradaki başarı onu Başbakanlığa taşıdı. AK Parti’nin kurulmasına neden oldu o başarı. Ve 2002’den bu yana da Türkiye genelinde Zonguldak’ımız da dahil olmak üzere eser ve hizmet siyasetine dönüştü. Ve bu eser ve hizmet siyaseti yirmi 22 ülkemizin 81 vilayetini geliştirdi, kalkındırdı. Sadece Türkiye’nin fiziki kalkınmasını, altyapı problemlerini halletmekle kalmadık. Türkiye’nin demokrasisini de güçlendirdik. Yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmak için çok çalıştık Cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Sizler hep destek verdiniz. On yedi sandık kuruldu sizin önünüze. On yedisinde de ‘AK Parti’ dediniz. ‘Recep Tayyip Erdoğan’ dediniz. ‘Cumhur İttifakı’ dediniz” şeklinde konuştu.

    “Her partinin başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Neredeler şimdi?”
    Son 22 yılda 17 kez sandık kurulduğunu ve 31 Mart’ta 18. kez halkın sandık başına gideceğini ifade eden Bakan Tunç, muhalefete yüklendi. Tunç, “18. sandık gelirken muhalefetin bulunduğu durumu hep beraber görüyoruz değil mi? Nelerle uğraşıyorlar? Birbirlerine sataşmalar. Hani bunlar on ay önce Türkiye’nin yönetimine taliplerdi beraber. Cumhurbaşkanı adayları vardı, Cumhurbaşkanı adaylarını Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığına layık görürken kendi partilerine genel başkan olmaya bile layık görmediler. Cumhurbaşkanı yardımcıları vardı. Her partinin başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Neredeler şimdi? Birbirlerine düştüler. Allah korusun bir iktidar olmuş olsalardı bunlar acaba iktidarı nasıl paylaşabilirlerdi? Memleketi kaosa sürüklerlerdi bunlar. İşte millet bunu gördü ve Cumhur İttifakı dedi. Recep Tayyip Erdoğan’la yola devam dedi Şimdi 18. sandık konuluyor milletimizin önüne. Milletimiz inşallah yine en doğru kararı verecek” dedi.

    “Farklı farklı sebeplerle, farklı yerlere bu oyları bölmeyelim”
    AK Parti’nin ampulünün altında birleşilmesi çağrısında bulunan Bakan Yılmaz Tunç, “Farklı farklı sebeplerle, farklı yerlere bu oyları bölmeyelim. Ne yapalım? AK Parti’nin ampulünün altında birleşelim. Işığın altında birleşelim. Karanlık iyi değildir. Hep aydınlık olsun inşallah. Türkiye’nin geleceği hep aydınlık olsun. Türkiye Yüzyılını yerel kalkınmayla beraber ülke kalkınmasıyla beraber yürüttüğümüz zaman Türkiye vizyonunu çok daha hızlı inşa etme süreci inşallah olacak. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için hep önce insan demeye devam edeceğiz. İnsanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Eğitimden, sağlığa, kültürden, sosyal politikalara, adalete, güvenliğe varıncaya kadar güçlü insan için çalışıyoruz. 22 yıldan beri insanımızı güçlendirmek için çalıştık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Toplum güçlü olsun istikrarlı kalkınma hamleleriyle 81 bir vilayetimizi yatırımlarla donattık. Ülkemizin altyapı problemlerini çözdük. Altyapı problemlerini çözerken aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin alanınıza genişlettik. Demokrasimizi güçlendirdik. Türkiye’yi darbeci, vesayetçi anlayıştan kurtardık. Sizler sayesinde bunu gerçekleştirdik. Bundan sonra bu ülkede darbeci, vesayetçi anlayış tarihe karışmıştır. Birileri çıkıp, ‘yok gençler yaparsa başımızın üstünde yeri var darbeyi’ diyenler bile var. Bunlar ne yapıyor? Böyle bir siyaset olabilir mi? Böyle bir demokrasi olabilir mi? Bunlar demokrasiye inanmaz. Bunlar milli iradeye inanmaz. Hep darbelerden vesayetçi anlayıştan medet umarak iktidara gelmeyi düşünür ama o artık geride kaldı. O yaşlı zihniyetine bu ülkede artık hiçbir zaman yer yok. Millet buna müsaade etmez” dedi.

    Bakan Tunç’u karşısında görünce şaşkınlık yaşadı
    Bakan Tunç, Gelik ziyaretinin ardından Terakki Mahallesi’nde kurulan semt pazarını ziyaret etti. Burada esnaf ve vatandaşlarla görüştü. Bakan Yılmaz Tunç’u karşısında gören bir vatandaş, “Ben bakan olduğunuzu bilmiyordum. Bu kadar halkın içinde geziyorsanız, size helal olsun. Demek ki bizdensiniz. Zonguldak’a hoş geldiniz” dedi.
    Ziyaretlerde bir esnaf Bakan Tunç’a poşetle portakal ikram etti. Bakan Tunç ardından Karabük’ün Yenice ilçesine hareket etti.

  • Bakan Tunç’tan muhalefete “darbe” eleştirisi

    Bakan Tunç’tan muhalefete “darbe” eleştirisi

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Zonguldak ziyareti çerçevesinde Gökgöl Mağarası mevkisinde Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, AK Parti Zonguldak milletvekilleri Muammer Avcı, Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ve protokol üyeleri tarafından karşılandı.

    Bakan Tunç, karşılamanın ardından Kilimli ilçesine hareket etti. İlçede esnaf gezisi gerçekleştiren Bakan Tunç, vatandaşlarla da görüşerek 31 Mart yerel seçimlerinde Kilimli Belediye Başkanı ve Başkan adayı Kamil Altun için destek istedi.

    Merkez Mahallesi Atatürk Caddesi üzerindeki seçim irtibat bürosunda vatandaşlara hitap eden Bakan Tunç, “Gezdiğimiz her yerde pek muhalif kimliğe rastlayamadık. Herkes Kamil başkanla yola devam diyor. Hayırlı uğurlu olsun. Kilimli’den rekor bir oy bekliyoruz. Kilimli’den inşallah bu birinci dönem daha bu ilk dönem. Şimdi ikinci dönem Kilimli daha çok kazanacak, daha çok eser üretilecek. Gerçek belediyecilik demek eser ve hizmet üretmek demek. Gerçek belediyeciliğin mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır. 1994’te İstanbul’da yaşanılmaz hale getiren Cumhuriyet Halk Partisi’nden devraldı belediyeyi; kısa bir süre içerisinde yaşanılır hale getirdi. O başarı onu Başbakanlığa taşıdı. Parti kurmasını sağladı. Milletimiz İstanbul’u kurtardın, Türkiye’yi de kurtarırsın. O 90’lı yıllar boyunca çekilen sıkıntılardan bu ülkeyi sen kurtarırsın dedi. Adeta AK Parti’nin kurulmasını sağladı millet. AK Partili kadrolar belediyecilikten gelir. Dolayısıyla gerçek belediyecilik derken biz bunu icraatımızla, eser siyasetimizle gösterdik. Ve 2002 yılından bu yana da tüm ülke genelinde o gerçek belediyecilik eser ve hizmet siyasetine dönüştü, bir marka haline geldi, bir ekol haline geldi. Yerel kalkınmayla, ülke kalkınmasını bir arada getirdik. Şimdi Kilimli’de inşallah Kamil Altun’un yeni projeleri var. Bu ilk dönemi, projeleri, yaptıkları, yapacaklarının teminatı. İkinci dönem projelerine sonuna kadar destek vereceğiz. Hükümet olarak, kabine üyesi olarak, bölgenin bir evladı olarak, sizin kardeşiniz olarak bakandan öte beraberiz zaten sizlerle. Ve inşallah el ele, kol kola milletvekillerimizle birlikte uyum içerisinde Kilimli kazanmaya devam edecek. 31 Mart Bayram olsun inşallah, Milli İrade Bayramı olsun” dedi.

    “17 sandık kuruldu önünüze ‘AK Parti’ dediniz”

    Kilimli ziyaretinin ardından Gelik beldesine hareket eden Bakan Tunç, burada Belediye Başkan adayı Hikmet Bektaş için destek istedi. Bakan Tunç, “İnşallah 31 Mart’ta Hikmet Bektaş belediye başkanı olacak ve gerçek belediyecilik birlikte inşallah Gelik’te sizlerin kararıyla devam edeceğiz. 1994’te gerçek belediyecilik İstanbul’da başladı. Recep Tayyip Erdoğan’la başladı. Ve oradaki başarı onu Başbakanlığa taşıdı. AK Parti’nin kurulmasına neden oldu o başarı. Ve 2002’den bu yana da Türkiye genelinde Zonguldak’ımız da dahil olmak üzere eser ve hizmet siyasetine dönüştü. Ve bu eser ve hizmet siyaseti yirmi 22 ülkemizin 81 vilayetini geliştirdi, kalkındırdı. Sadece Türkiye’nin fiziki kalkınmasını, altyapı problemlerini halletmekle kalmadık. Türkiye’nin demokrasisini de güçlendirdik. Yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmak için çok çalıştık Cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Sizler hep destek verdiniz. On yedi sandık kuruldu sizin önünüze. On yedisinde de ‘AK Parti’ dediniz. ‘Recep Tayyip Erdoğan’ dediniz. ‘Cumhur İttifakı’ dediniz” şeklinde konuştu.

    “Her partinin başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Neredeler şimdi?”

    Son 22 yılda 17 kez sandık kurulduğunu ve 31 Mart’ta 18. kez halkın sandık başına gideceğini ifade eden Bakan Tunç, muhalefete yüklendi. Tunç, “18. sandık gelirken muhalefetin bulunduğu durumu hep beraber görüyoruz değil mi? Nelerle uğraşıyorlar? Birbirlerine sataşmalar. Hani bunlar on ay önce Türkiye’nin yönetimine taliplerdi beraber. Cumhurbaşkanı adayları vardı, Cumhurbaşkanı adaylarını Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığına layık görürken kendi partilerine genel başkan olmaya bile layık görmediler. Cumhurbaşkanı yardımcıları vardı. Her partinin başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Neredeler şimdi? Birbirlerine düştüler. Allah korusun bir iktidar olmuş olsalardı bunlar acaba iktidarı nasıl paylaşabilirlerdi? Memleketi kaosa sürüklerlerdi bunlar. İşte millet bunu gördü ve Cumhur İttifakı dedi. Recep Tayyip Erdoğan’la yola devam dedi Şimdi 18. sandık konuluyor milletimizin önüne. Milletimiz inşallah yine en doğru kararı verecek” dedi.

    “Farklı farklı sebeplerle, farklı yerlere bu oyları bölmeyelim”

    AK Parti’nin ampulünün altında birleşilmesi çağrısında bulunan Bakan Yılmaz Tunç, “Farklı farklı sebeplerle, farklı yerlere bu oyları bölmeyelim. Ne yapalım? AK Parti’nin ampulünün altında birleşelim. Işığın altında birleşelim. Karanlık iyi değildir. Hep aydınlık olsun inşallah. Türkiye’nin geleceği hep aydınlık olsun. Türkiye Yüzyılını yerel kalkınmayla beraber ülke kalkınmasıyla beraber yürüttüğümüz zaman Türkiye vizyonunu çok daha hızlı inşa etme süreci inşallah olacak. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için hep önce insan demeye devam edeceğiz. İnsanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Eğitimden, sağlığa, kültürden, sosyal politikalara, adalete, güvenliğe varıncaya kadar güçlü insan için çalışıyoruz. 22 yıldan beri insanımızı güçlendirmek için çalıştık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Toplum güçlü olsun istikrarlı kalkınma hamleleriyle 81 bir vilayetimizi yatırımlarla donattık. Ülkemizin altyapı problemlerini çözdük. Altyapı problemlerini çözerken aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin alanınıza genişlettik. Demokrasimizi güçlendirdik. Türkiye’yi darbeci, vesayetçi anlayıştan kurtardık. Sizler sayesinde bunu gerçekleştirdik. Bundan sonra bu ülkede darbeci, vesayetçi anlayış tarihe karışmıştır. Birileri çıkıp, ‘yok gençler yaparsa başımızın üstünde yeri var darbeyi’ diyenler bile var. Bunlar ne yapıyor? Böyle bir siyaset olabilir mi? Böyle bir demokrasi olabilir mi? Bunlar demokrasiye inanmaz. Bunlar milli iradeye inanmaz. Hep darbelerden vesayetçi anlayıştan medet umarak iktidara gelmeyi düşünür ama o artık geride kaldı. O yaşlı zihniyetine bu ülkede artık hiçbir zaman yer yok. Millet buna müsaade etmez” dedi.

    Bakan Tunç’u karşısında görünce şaşkınlık yaşadı

    Bakan Tunç, Gelik ziyaretinin ardından Terakki Mahallesi’nde kurulan semt pazarını ziyaret etti. Burada esnaf ve vatandaşlarla görüştü. Bakan Yılmaz Tunç’u karşısında gören bir vatandaş, “Ben bakan olduğunuzu bilmiyordum. Bu kadar halkın içinde geziyorsanız, size helal olsun. Demek ki bizdensiniz. Zonguldak’a hoş geldiniz” dedi.
    Ziyaretlerde bir esnaf Bakan Tunç’a poşetle portakal ikram etti. Bakan Tunç ardından Karabük’ün Yenice ilçesine hareket etti.

  • “Ülkemiz yenilikçi anayasayı hak ediyor”

    “Ülkemiz yenilikçi anayasayı hak ediyor”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Adana’nın Kozan ilçesinde yeni yapılan Kozan Adalet Sarayı’nın açılışına katıldı.

    Burada konuşan Tunç, adalete erişebilirliği arttırmak için çabaladıklarını vurgulayarak, “Adana, Türkiye’nin medarıiftiharı bir kentimiz. Kozan Adalet Sarayı’nın hayırlı olmasını diliyorum. Bugüne kadar bu eserin ortaya çıkmasında emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Adalete erişilebilirliği kolaylaştırılması bu fiziki mekanlar ve teknolojik imkanların arttırılmasından geçiyor. Bu anlamda da Adalet Sarayı’mız Kozanlı hemşehrilerimizin adalete erişimini kolaylaştıracak. Uzun süreler bölge halkına hizmet edecek. Adalet mülkün temelidir. Adalet bütün canlıların hayatını korumaktır. Mülkün temeli adaletin tecelli edebilmesi için hukuk devleti şarttır. Bunun için de tarafsız ve bağımsız yargı olması gerekiyor. Bu yargının adaleti tecelli edebilmesi için 3 önemli unsur var. Fiziki kapasite, teknolojik imkanlar, mevzuat, çağa uygun kanunlar ve o kanunları kürsüde uygulayacak insan unsuru. Bu 3 unsuru ihmal etmeden vatandaşlarımıza adaleti ulaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Teknolojik imkanları yargımızın hizmetine sunduk”

    Bakan Tunç, Türkiye’deki adalet saraylarında kullanılan sistemlerin bazılarının Avrupa ülkelerinde olmadığını kaydederek, “22 yıldan bu yana fiziki kapasite konusunda çok önemli mesafeler aldık. 22 yıl önce müstakil 78 adalet sarayı vardı. Bugün itibarıyla 360’a yükselttik. Teknolojik imkanları da arttırdık. UYAP, görüntülü duruşma, SEGBİS gibi Avrupa ülkelerinin çoğunda olmayan teknolojik kapasiteyi yargımızın hizmetine sunduk” diye konuştu.

    “Temel kanunların tamamını yeniledik”

    Mevzuatın çağa uydurulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) birçok kanun çalışması yapıldığına değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, daha sonra şunları söyledi:
    “Yeni gelişen ihtiyaçlara uyarlanmış ticaretin geliştirilmesi, yeni suç tiplerinin ortaya çıkmasıyla o kanunların yenilenmesi sürecini de gerçekleştirdik. Temel kanunların tamamını yeniledik. Ne kadar temel kanun varsa hepsi çağa uygun hale getirildi. Anayasamızda sayısız reformlar ile hak arama hürriyetini genişlettik. Kamu denetçisi imkanını bu dönemde getirdik. Bilgi edinme hakkı anayasamızda tanımlanmamıştı. Kişisel verilerin korunması, özel hayatın korunması tüm bu düzenlemeler son yıllarda genişletilen düzenlemelerdi. Kadın haklarından, şehit ailelerinin haklarına kadar birçok düzenleme yaptık.”

    “Toplumsal sözleşme yapmalıyız”

    Darbeci ruhu anayasada ortadan kaldırmaya yönelik adımlar attıklarını hatırlatan Bakan Tunç, “Darbeci ruhu ortadan kaldırmaya yönelik adımlar attık. Anayasamızda askeri mahkemeler vardı. Siviller askeri mahkemelerde yargılanmıştı. Askeri mahkemeleri kaldırdık. Anayasamızda gerektiğinde ‘Sıkıyönetim ilan edilebilir’ maddesi vardı. Bunu sizin onayınızla kaldırdık. ‘Darbeciler yargılanamaz’ maddesini kaldırdık. Anayasamızı demokratik hale getirmenin gayreti içerisinde olduk. Darbelere karşı çok büyük yapısal reformları hayata geçirdik. Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemine geçerek anayasamızı daha demokratik hale getirdik. Ancak bunları da yeterli görmüyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın başında bu ülke yenilikçi bir anayasayı sonuna kadar hak ediyor. Türkiye Yüzyılı başında parlamentomuzda inşallah yeni bir anayasa ile yolumuza devam ederiz. Bütün temennimiz bu. Herkes aslında mutabık ama oturup konuşulması gerekiyor. Toplumsal sözleşme yapılması gerekiyor. 22 yıl boyunca anayasamızda reformları kalıcı hale getirecek bir anayasayı inşallah yapmak nasip olur. Milletimize olan borcu yerine getirmiş oluruz” dedi.

    “Büyük bir gayret içerisinde çalışıyorlar”

    Hakim ve savcıların vatandaşların yargıya güvenini üst noktaya taşıyacak kişiler olduğunu hatırlatan Bakan Tunç, “Demokratik hukuk devleti içerisine bunları uyarladık ama bunu uygulayacak insan unsuru. İnsan unsurunu geliştirmenin gayreti içerisinde olduk. 2002 yılında 9 bin hakim ve savcı varken şimdi 24 bin hakim ve savcımız var. Genç bir kadroya sahibiz. Vatandaşlarımızın yargıya güvenini üst noktaya taşıyacak olan insan unsurudur. Geçen sene 12 milyon dosyayı sonuçlandırdılar. Şu anda önlerinde 11 milyon dava var. Büyük bir gayret içerisinde çalışıyorlar. Onların özellikle mesleği kabul edilmeden önce TBMM’de hep beraber yasal düzenlemeleri hayata geçirmiştik. Hukuk mesleklerine giriş sınavı. Avukatlık ve hakim-savcılık yapmak isteyen önce bu sınavı kazanacak. Daha kaliteli bir eğitim için çabalıyoruz. hakim ve savcılarımız artık 3 yıl süren donanımlı süreçten sonra kürsüye daha donanımlı bir şekilde geçecekler” ifadelerini kullandı.

    “Uzun yargılamaların olmaması gerek”

    Yargının hızlanmasının gerektiğini anlatan, ‘Geciken adalet, adalet değildir’ diyen Bakan Yılmaz Tunç, şu ifadeleri kullandı:

    “Uzun süren yargılamaların olmaması gerekir. Hedef süre uygulamalarımız var. İstinaf mahkemelerinde de bu hedef süre uygulamasını sisteme dahil etmenin içerisindeyiz. Artık hangi bölgelerde hangi dairede yoğunluk varsa orada ki yoğunluğu azaltacağız. Adli Tıp Kurumu’nun kapasitesini arttırıyoruz. Artık 81 ilde Adli Tıp Kurumu var. Bugünkü şartlara uygun olmayan 392 cezaevini kapattık. 300’e yakın yeni cezaevini hizmete açtık. Adana’da yatırımlar gerçekleşmiş oldu. Teknolojinin bütün imkanlarından yararlanmak istiyoruz. Hem hakim savcılarımızın hem de vatandaşlarımızın bu sistemden yararlanabilmeleri gayreti içerisindeyiz. Özellikle kira davaları tartışma konusu. 146 bin kira uyuşmazlığı nedeniyle arabuluculuk tarafı oldu. Bunun 76 bini uzlaşma ile sonuçlandı. Demek ki yarıdan fazlası adliyeye gitmeden çözmüş oldu. Diğer uyuşmazlıklarda da bunu hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Adalet Bakanlığımızın Adana ve tüm ilçelerine yaptığı önemli yatırımlar var. Bugüne kadar adalet alanında 38 milyar 318 milyon Türk Lirası Adana’nın merkez ve ilçelerine yatırım gerçekleştirmişiz. Adana Adli Tıp Bölge Başkanlığı ihalesini de 30 Nisan’da gerçekleştireceğiz. Yüreğir ilçemizde bu binayı Adanalıların hizmetine sunmuş olacağız. Karataş ilçemize de adalet binamızın projesini hazırladık. Onu da Adana’ya kazandıracağız. 2024 yılı yatırım programına Adana ile ilgili adliye personelimizin kalabileceği konutları yatırım programa aldık. Merkezde 100 daire olmak üzere 232 adliye konutunu kısa süre içerisinde kazandıracağız.”

  • “Ülkemizin demokrasi standardını yükselttik”

    “Ülkemizin demokrasi standardını yükselttik”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir dizi ziyaret için öğle saatlerinde karayolu ile Adana’ya geldi. İmamoğlu ilçesine geçen Tunç, burada yaptığı konuşmada, Cumhur İttifakı’nın bir proje ittifakı olmadığına dikkat çekerek, “Cumhur İttifakı bu ülkenin bekasıyla doğrudan ilgili. 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan durum ülkemizin birlikteliği çok önemliydi. Bu birlikteliği hem illerimizde hem de ilçelerimizde sürdürme gayreti içerisindeyiz. Eğitimden, sağlığa bizim siyasetimizde ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı var. İstikrarlı kalkınma hamleleriyle eser ve hizmet siyasetiyle ülkemizi donatma gayreti içerisinde olduk. Ülkemizin demokrasi standardını yükselttik. Sadece fiziki kalkınma değil, güçlü bir demokrasiye sahip olabilmesi için reformlar gerçekleştirdik. Önemli reformlar hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Terörün her biriyle mücadele verdik ve vermeye devam ediyoruz. Türkiye’yi dünyada adaleti savunan, dengeli dış politikasıyla daha gayretli bir politikayı hayata geçirme gayreti içerisinde olduk” diye konuştu.

    “Yerel yönetimler ve hükümet ilişkisi önemli”

    Tunç, yerel yönetimler ve hükümetler arasındaki uyumun önemine dikkat çekti. Bakan Tunç, “Yerel yönetimlerle hükümet arasındaki uyumu sağlayarak şehirlerimiz daha güzel hizmetlere, daha müreffeh bir hayata kavuşmasının gayreti içerisinde olacağız. Uyum çok önemli. Bazıları bunu bir tarafa çekiyor, yanlış taraflara çekmeye çalışıyorlar. Uyum dediğimiz zaman, ilçe belediyesi, büyükşehir belediyesi ve hükümetin bir arada olması lazım. Bunlar bir arada olduğu zaman eser ve hizmet üretimi daha da hızlanır. Üçünün uyumlu çalışması ve ilçe ile büyükşehir belediye başkanlarının ürettiği projelere hükümetin destek olması önemli. Böylelikle daha faydalı olur. İnşallah İmamoğlu 31 Mart’ta vereceği kararla bu şansı yakalayacak” ifadelerini kullandı.

    “Cumhur İttifakı önemli bir başarı elde edecek”

    Adana’nın çok önemli bir kent olduğundan bahseden Bakan Tunç, “İnşallah 31 Mart’ta Adana’da ve ilçelerinde Cumhur İttifakı önemli bir başarı elde edecek. Adana’mız tarih ve lezzetin buluştuğu şehir. Adana’nın sıcak insanlarına en güzeli yakışır. İnşallah bunu başaracağız. Çok değerli milletvekillerimiz, Adana’yla ilgili yoğun bir çaba sarf ediyorlar. Şimdi 31 Mart sonrası sizlerin seçeceği belediye başkanlarıyla kafa kafaya vererek şehirlerimize çok daha güzel hizmetleri getirme gayreti içerisinde olacaklar” şeklinde konuştu.

    “Laf değil, icraat üretiriz”

    Cumhur İttifakı’nın hizmet götüren anlayışa sahip olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Cumhur İttifakı’nın belediyeciliği her yere hizmet götüren belediyecilik. Herkese adaletli davranan belediyecilik, şefkatli davranan belediyecilik, fakiri, fukarayı gözeten belediyecilik, düşkünü, engellisini, yaşlısını, çocuklarını koruyan belediyeciliktir. İnşallah bunu 31 Mart sonrası İmamoğlu ilçemizde hayata geçireceğiz. Ondan hiç şüphemiz yok. Bizim adaylarımızda eser üretme vardır. Laf değil, icraat üretiriz” dedi.
    Konuşmanın ardından Bakan Tunç, Kozan ilçesine geçti.

  • Sahada şiddete yeni önlem hazırlığı

    Sahada şiddete yeni önlem hazırlığı

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Tunç, iftar sonrasında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Oğluyla birlikte önce Mısır’a ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne kaçan Eylem Tok hakkında sorulan soruyu cevaplayan Tunç, “Amerika Birleşik Devletleri’yle adli yardımlaşma kapsamında biz yazışmalarımızı gerçekleştirdik. 7 Mart tarihinde de Amerika Birleşik Devletleri’ne iade talebinde bulunduk. İade dosyamızı ilettik ve geçici tutuklama evrakımızı da gönderdik. Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığından bize cevabi yazı geldi. Bu cevabi yazıda istenen bazı belgeler var. Bu belgeleri de tamamladık. Buradaki süreci takip ediyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızın takip ettiği bir soruşturma. Hem diplomatik yollardan talep ediyoruz hem de Interpol aracılığıyla bunlar gerçekleşiyor ve umut ediyoruz ki Amerika Birleşik Devletleri iade konusundaki talebimizi olumlu karşılasın ve buradaki yargılama süreci de devam etsin” diye konuştu.

    “Dosyada bir eksiklik yok şu anda iadeyle alakalı”

    “Amerikan makamlarının Eylem Tok’un yer değiştirmesine karşı ayrıca bir tedbir alma mekanizması var m” sorusunu yanıtlayan Tunç, “Bizim geçici tutuklama kararının uygulanması. Yani biz diyoruz ki, geçici tutuklama kararımız var, tutuklayın ve bize teslim edin. Biz yargılama yapacağız diyoruz. Şimdi oradan cevap bekliyoruz. Dosyada bir eksiklik yok şu anda iadeyle alakalı” dedi.

    “Amerika, kendi kanununa göre yargılayabilir”

    “Kendi vatandaşı diye etmediklerini varsayalım. Kendi ülkesi bir şey yapabiliyor mu” sorusu sorulması üzerine Tunç, “Biz soruşturmayı açarız ama yargılama yapabilmemiz için ifadesinin alınması lazım. Kaçak şahıs statüsüne giriyor. Dolayısıyla biz ifadesini almadan cezalandırma yoluna gidemiyoruz. Amerika makamları yargılayabilir. Yani der ki ‘sen yabancı ülkede bir yabancıya karşı suç işledin, benim vatandaşımsın, dolayısıyla seni benim kanunuma göre yargılayacağım’ diyebilir” ifadelerini kullandı.

    “Savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır”

    Cumhuriyet Halk Partisindeki (CHP) para sayma soruşturması hakkında kendisine soru yöneltilen Bakan Tunç, şunları kaydetti:
    “Sosyal medyada ve bazı basın yayın kuruluşlarında bu görüntüler yayınlanınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir adli soruşturma başlattı o görüntülerdeki kişilerle ilgili ifadeler alınmaya başladı. Onlar Cumhuriyet Savcılığımızın takibinde. Bu sayılan paraların kaynağı nedir? Tabii bir açıklama yapıldı. Bunların partiye yapılan bir bağış olduğu söylendi. Tabii bu bağış neticede bunların da kuralları var. Siyasi Partiler Kanununa göre bağışın şekli bellidir. Miktarı da bellidir. Yapılan kampanyada verilen hesap numaraları var. Bu hesap numaralarına yatan paralar mıdır bunlar? Acaba bir başka kaynaktan mı geliyor? Yani savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır. Çünkü kamuoyunda büyük bir tereddüt ve tepki ortaya çıktı.
    Böyle miktarda bir paranın özellikle sadece bir belgeyle bir alışveriş söz konusu, bir il binasının bu şekilde bir satışının nasıl söz konusu olabildiğini elbette ki cumhuriyet savcılığı bu tereddütleri ortadan kaldıracak bir soruşturma gerçekleştirecektir. Bu konuda lehte aleyhte çok beyan var. Yani önceki dönem avukatları yine o partinin mensuplarından siyasiler yani bu İstanbul İl Başkanlığı binasının alınmasıyla ilgili bir para olduğu söyleniyor. Yani bu paranın genel merkez tarafından mı ödendi, yoksa bu paradan mı ödendi? Tüm bunlar hepsi muallakta olan konular. Tabii belgeyle görüntü kaydının tarihlerinin tutmamış olması tüm bunlar cumhuriyet başsavcılığının inceleyeceği hususlar bu incelemeler neticesinde ortaya çıkacaktır. Eğer bir suç varsa, bir suç unsuru varsa bir kara para varsa varsa yani bir suçtan kaynaklanan bir gelir varsa tüm bunlar ortaya çıkacaktır.”

    “Benim yargıya talimat vermem, savcılığa talimat vermem söz konusu olamaz”

    “Bizim savcılığa talimat vermemiz söz konusu değil” diyen Bakan Tunç, “Sosyal medyada ‘adalet nerede’ diye yazmaya başladılar. ‘Savcılık niye el koymuyor’ dediler. Savcılık benim beyanatımdan önce zaten soruşturmayı başlattı. Benim yargıya talimat vermem, savcılığa talimat vermem söz konusu olamaz. O görüntülerdeki kişilerin ifadeleri alınıyor. İfadeleri biz de bilmeyiz. Savcılık ifadeden yola çıkarak başka ifadeye ihtiyaç duyuluyor, o da çağırılıyor” dedi.

    “Bu tür olayların sahalarımızda olmaması lazım”

    Bakan Tunç’a geçtiğimiz gün Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sonrasında yaşanan olaylara ilişkin de soru yöneltildi. Tunç, yaşanan olaylarla ilgili şunları aktardı:
    “Bu tür olayların sahalarımızda olmaması lazım. Spor kardeşliktir diyoruz ama maalesef düşmanlığa dönen bir durum söz konusu olabiliyor. Dünkü olaylarda 12 kişi gözaltına alındı ve soruşturma başlatıldı. Sahaya inen ve saldıranlarla ilgili görüntüler inceleniyor. O görüntüler incelendiğinde iki tarafın da sporcuları tarafından karşılıklı arbedeler söz konusu. Bu görüntüleri değerlendirecek olan Cumhuriyet Savcılığı. Meşru savunmanın da ötesine geçip karşı tarafa zarar verecek kendini savunmanın ötesine giden bir durum söz konusu mu? Bir saldırı var mı? Taraftar da olsa futbolcu da olsa he iki taraf için de bir suç işlenmişse soruşturulur. Soruşturma devam ediyor. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunumuz var. Bu kanunda hangi fiillerin hangi yaptırımları var, hepsi yazılı. Sahaya girmek, taşkınlık yapmak, sahaya yasak madde sokmak, spor alanı dışında yine sporu etkileyecek şekilde tahrik edecek şekilde beyanatta bulunmak basın yayın aracılığıyla. Tüm bunların hepsi bu olay çerçevesi içerisinde kimin hangi fiili hangi kanun maddesine uyuyor? Bu soruşturmayı şu anda Cumhuriyet Savcılığı yapıyor.”

    “Özel güvenliklerin de tedbir alması gerekiyor”

    Spor kulüplerinin görevleri ve sorumlulukları olduğuna dikkati çeken Bakan Tunç, “Onların özel güvenlikleri var. Tedbir almaları gerekiyor. Emniyet güçlerinin yanı sıra orada bir de özel güvenlikler var. Onların sahaya birilerinin girmemesi için gerekli tedbirleri alması lazım. O noktada da detaylı bir soruşturma yapılıyor şu anda” dedi.

    “Bunu siyasete alet etmek bir kere hiç doğru değil” diye konuşan Tunç, şunları söyledi:

    “Bunu siyasete alet etmek bir kötü niyeti gösterir. Dolayısıyla ona da müsaade etmemek lazım. Mevzuatımız gerekli cezaları öngörüyor. Ama biz buna rağmen ‘acaba para cezalarında, hapis cezalarında yeniden bir düzenleme ihtiyacı var mı, yok mu?’ konusunu değerlendirdik arkadaşlarımızla. O konuda bir taslak çalışmamız oluştu. Tabii bunu yargı paketinde de olabilir ama madde sayısına göre. Önümüzde seçim sonrası Meclisimizin takdirine sunacağımız birkaç madde değişikliği, caydırıcılık açısından bir taslak olacak.”
    Bakan Tunç, sporda şiddete yönelik yeni düzenlemelerin de geleceğini söyledi.

    “Eros’un bu şekilde canice katledilmesi hepimizi derinden yaraladı”

    Eros isimli kedinin öldürülmesine ilişkin soruyu da yanıtlayan Tunç, “Önce 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi aynı mahkeme. Yani yaklaşık 1 ay tutuklu kaldı, 1 yıl 3 ay ceza verdi. Tahliye oldu. Tahliye olduktan sonra bir infial oluştu. Cumhuriyet Başsavcılığı da itiraz etti. İtiraz üzerine ağır ceza bu kararı kaldırdı. Yeniden yargılama için gün verildi. Herkes adliyeye koştu. Hatta o ilk karardan sonra serbest kaldığında Sayın Cumhurbaşkanımızın aradığını da ben söyledim. Yeniden yargılamada mahkemenin vereceği karara bizim önceden şu kararı ver şeklinde bir müdahale etmemiz söz konusu değil. Tabi bu sefer verdiği kararda alt sınırdan uzaklaştı. Yani bu tür cezalar Hayvanları Koruma Kanunu’nda hapis cezaları yoktu eskiden. Sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı vardı. Tüm bunlar bizim zamanımızda yasalaştı. Önceki kararında 1 yıl 3 ay vermişti. Bu sefer 3 yıl verdi. İyi hal indirimi yaptı. 2 yıl 6 aya düşmüş oldu. Tabi bu da bir tepki oluşturdu. Cumhuriyet savcımız bu konuda istinafa başvuracaktır. Eros’un bu şekilde canice katledilmesi hepimizi derinden yaraladı. Bir cana bu şekilde eziyet edilerek 6 dakika boyunca tekmelenmesi bir caniliktir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu tür fiillerin hiç cezası yoktu. Para cezası vardı” dedi.

    “Bütün suçlarda kadına karşı işlenen suçların cezalarını daha da arttırdık”

    Bakan Tunç’a son olarak kadına şiddetle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bir soru yöneltildi. Tunç, o soruya yönelik şöyle konuştu:

    “Kadına şiddetin önlenmesiyle alakalı olarak 6284 sayılı yasamız var. Bu yasada birtakım tedbirler var. Ceza mevzuatımızda, cezaların arttırılmasıyla ilgili çalışmalar yaptık. Hatta geçen yasama döneminin son paketinde cezaları arttırdık. Yani kasten öldürme suçu bir erkeğe karşı işlenmişse müebbet hapis, kadına karşı işlenmişse ağırlaştırılmış müebbet hapis. Kasten yaralama, eziyet, işkence bütün suçlarda kadına karşı işlenen suçların cezalarını daha da arttırdık. Israrlı takibi ayrıca yeni bir suç tipi olarak ihdas ettik. Bu konuda meclisimizin yasama anlamında üzerine düşeni ben yaptığı kanaatindeyim. Suçu önleme bakımından asıl bahsettiğiniz ‘benim hayatım tehlikede’ diyen bir kadın hakkında mahkeme kararına gerek olmadan o tedbir mutlaka hemen gecikmeksizin verilmeli.”