Etiket: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

  • “Darbecilerin yaptığı anayasa ile yürüyemeyiz”

    “Darbecilerin yaptığı anayasa ile yürüyemeyiz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Darıca ilçesinde Bartınlılar Derneği tarafından düzenlenen iftar programına katıldı. İftarın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, “Kocaeli gerçek belediyecilik anlamında Türkiye’ye örnek olacak hizmetlere sahip. 1994’te Cumhurbaşkanımızın İstanbul’da başlattığı gerçek belediyecilik, 2002’den itibaren bütün Türkiye genelinde eser ve hizmet siyasetine dönüşerek büyük atılımlara, gelişmelere ve kalkınmaya sebep oldu. Kocaeli’de bunun en güzel örneğini hem il düzeyinde hem Darıca’da hem de diğer ilçelerimizde görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kocaeli Büyükşehir Belediyemiz Bartın’da sel olduğunda koştu geldi, altyapısı bozulan köyleri, içme sularını, kanalizasyonları hiç kimse duymadan sessiz sedasız yaptı. Bartınlılar adında Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a teşekkür ediyorum” dedi.

    “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 22 yıldan beri politikamızın temeline insanı koyduk”

    Gerçek belediyecilik icraatlarının 31 Mart sonrasında da devam edeceğine yürekten inandığını söyleyen Bakan Tunç, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 22 yıldan beri politikamızın temeline insanı koyduk. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ dedik. Bunu uygulamalarımızla gösterdik, eğitim, sağlık, sosyal politikalar, kültür, adalet ve güvenliğe varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Aile güçlü olacak ki toplum ve millet olarak güçlü olalım. İstikrarlı kalkınma hamleleriyle ülkemizin 81 vilayetini yatırım, icraat ve eserlerle donattık. Donatmaya da devam ediyoruz, Türkiye’yi enerjide ve savunma sanayide bağımsız, ekonomide güçlü, İMF’ye muhtaç bir ülke olmasın diye çok çalıştık. Dünya da hakkaniyeti, adaleti savunan dengeli bir diş politika siyasetiyle Türkiye eksenini kurmaya, mazlumun yanında olmaya devam ediyoruz. Terörün her türlüsüyle mücadele ederek ülkemizi ve çocuklarımızı huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayretinde milletimizle beraber yürümeye devam ediyoruz” diye konuştu.

    “Büyük reformlar sessiz devrimler gerçekleştirdik”

    22 yılda hak ve özgürlükler çerçevesinde yaptıkları reformlar ile ülkenin kalkınması sağladıklarını söyleyen Bakan Tunç, “22 yılda ülkemizin fiziki kalkınmasını sağlarken temel, hak ve özgürlüklerin alanını da genişlettik. Demokrasiye genişlettik adaletten ayrılmadık hukukun üstünlüğü dedik. Hak arama hürriyetini genişlettik. Ülkemizin darbe ve vesayetçi anlayışa açık olmaması bir daha milli iradenin önü kesilmememi için büyük reformlar sessiz devrimler gerçekleştirdik. Bunu hem mevzuatta yaptığımız değişikliklerle hem de anayasada değiştirdiğimiz önemli reformlarla hayata geçirdik. Darbeci ve vesayetçilere yol veren, yeşermelerini sağlayan kurum ve kuruluşlarda önemli yapısal reformlar gerçekleştirdik. O kurum ve kuruluşların yapısını değiştirdik; Yüksek Askeri Şuranın (YAŞ), Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK), Anaysa Mahkemesi’nin yapılarını demokratik ve hukuk devletinin ilkelerine uygun hale getirdik. Devlet Güvenlik Mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler ve askeri mahkemelerin kaldırılmasına kadar önemli yargısal ve yapısal reformları hayata geçirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz, gerektiğinde sıkı yönetim ilan edilebilir diye bir madde vardı anayasamızda sizlerin onayı ile kaldırdık. Anayasamızdaki darbeci ve vesayetçi ruhu azaltan çok önemli reformları hayata geçirdik bunlarla da yetinmiyoruz, ülkemizi Türkiye Yüzyılı başında yeni bir anayasaya kavuşturmak zorundayız. Darbecilerin yaptığı anaysa ile yürüyemeyiz. Türkiye Yüzyıl’ında daha demokratik daha katılımcı herkesin görüşlerinin alındığı temel hak ve özgürlüklerin öne alan sivil, demokrat katılımcı bir anayasa ile yolumuza devam etmek istiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) inşallah bir uzlaşma sağlanır, Türkiye Yüzyıl’ında yeni ve demokratik bir anayasa ile yolumuza devam ederiz” ifadelerini kullandı.

    İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra, AK Parti Kocaeli Milletvekili Radie Sezer Katırcıoğlu, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık ve vatandaşlar katıldı.

  • “Vesayetçi anlayışı tarihin karanlık sayfalarına gömdük”

    “Vesayetçi anlayışı tarihin karanlık sayfalarına gömdük”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’nın Nallıhan ilçesinde Çayırhan Mahallesi’ni ziyaret etti. Vatandaşlar ile bir araya gelen Bakan Tunç, Çayırhan Kültür Merkezinde iftarını açtı. Ardından vatandaşlara hitap eden Bakan Tunç, AK Parti belediyeciliğinin başarılarından bahsetti.

    “Suları akmayan bir İstanbul”

    Bakan Tunç, 1994 yılında İstanbul’da yaşadığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
    “Cumhuriyet Halk Partisi’nin elinde yaşanılamaz hale getirilen bir İstanbul vardı. Havası solunamayan, çöpleri toplanamayan, suları akmayan bir İstanbul. Çöpten, çukurdan, çamurdan ibaret bir İstanbul. Bu İstanbul’u CHP’den aldı. Beş yıl gibi kısa bir süre içerisinde yaşanılır hale getirdi ve orada başlatmış olduğu gerçek belediyecilik AK Parti’nin kurulmasına neden oldu ve Recep Tayyip Erdoğan liderliğine yol açtı.”

    “Her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık”

    AK Parti’nin iktidar olduğu 2002 yılından itibaren Türkiye’ye adaletin, özgürlüklerin, eser ve hizmet belediyeciliğinin geldiğini işaret eden Bakan Tunç, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın derken biz bunu sadece bir slogan olarak söylemedik. Bunu icraata dönüştürdük. Eğitimde yaptıklarımızla icraata dönüştürdük. Sağlıkla yaptıklarımızla icraata dönüştürdük. Sosyal politikalarda, kültürde, adalette, güvenlikte her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık” ifadesini kullandı.

    “Savunma Sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 80’in üzerine çıkardık”

    Üretimin, istihdamın ve iş imkanlarının artması için enerjiden savunma sanayiye kadar tüm alanlarda dev projelerin ve yatırımların gerçekleştirildiğine dikkati çeken Bakan Tunç, “Savunma Sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 80’in üzerine çıkardık. Terörle başarılı bir şekilde mücadele edebiliyorsak, dış tehditlere karşı kendimizi güçlü bir şekilde savunabiliyorsak, güneyimizde bir terör devletine müsaade etmemişsek yerli ve milli silahlarımız sayesinde” şeklinde konuştu.

    “Vesayetçi anlayışı tarihin karanlık sayfalarına gömdük”

    2002 yılından günümüze kadar cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir siyasi istikrarın olduğunu dile getiren Bakan Tunç, “Ülkemizin dört bir yanını fiziki olarak imar ederken demokrasisini de güçlendirdik. Darbelere dayanıklı hale getirdik. Vesayetçi anlayışı tarihin karanlık sayfalarına gömdük. Ülkemizi demokrasi standartları noktasında daha yükseğe taşıdık. Bunu hep sizlerle beraber yaptık. Sizlerin verdiği destekle sizlerin desteği olmasa bunu başarmak mümkün değildi” İfadelerini kullandı.

    “18. sandıkta da milletimiz en doğru kararı verecek”

    AK Parti’nin 2002 yılından günümüze kadar art arda kazandığı 17 seçimi hatırlatan Bakan Tunç, hedeflerinin 18’inci seçimi kazanmak olduğunu belirterek, “18. sandıkta da milletimiz en doğru kararı verecek. Biz ondan hiç şüphe duymuyoruz ve biz de milletimizin o güvenine layık olabilmenin gayreti içerisinde çok çalışacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milletimizin refahını arttırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Bugün başörtüsü meselesi var mı?”

    AK Parti’nin 2002 yılında kötü bir ekonomi devraldığını hatırlatan Bakan Tunç, Dünya Bankasına borçlu bir ülkeden borç veren bir Türkiye’ye dönüştüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
    “Tüm badirelere rağmen ve inşallah önümüzdeki süreçte bu istikrarlı kalkınma hamlelerine hız kesmeden devam edeceğiz. 22 yıldan bu yana temel hak ve özgürlükleri genişlettik. Bugün başörtüsü meselesi var mı? Tartışılıyor mu? Tarihe karıştı. Ama bir problemdi. Bu nedenle partiler kapatılıyordu. Öğretmenler öğretmenlik yapamıyordu. Öğrenciler okullardan atılıyordu. Bir katsayı meselesi vardı bugün yok. Kimsenin kılık kıyafetine karşılıyor mu? Yok. Hiç kimsenin düşüncesinden dolayı özgürlüğü kısıtlandığı oluyor mu? Eğer teröre destek verirsen, eğer şiddeti teşvik edersen o zaman tabii ki yargının konusu olursun.”

  • Bakan Tunç’tan 8. yargı paketi açıklaması

    Bakan Tunç’tan 8. yargı paketi açıklaması

    Bakan Tunç X hesabından yaptığı paylaşımda, “8. yargı paketi olarak bilinen, yargı hizmetlerinin etkinliğinin artırılarak hızlandırılması, hak arama hürriyetinin genişletilmesi, suçla etkin mücadelenin sağlanması, kişisel verilerin etkili bir şekilde korunmasını amaçlayan ve bazı önemli düzenlemeleri içeren Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun; Cumhurbaşkanımız tarafından onaylandı ve 12.03.2024 tarih ve 32487 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi” ifadelerine yer verdi.

  • “Tüm temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik”

    “Tüm temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Sekiz Eylül Mahallesi’nde bulunan Kemalpaşa Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Yeni Adalet Sarayı’nın hayırlı olmasını dileyen Bakan Tunç, “Kemalpaşa adliyemizin biraz uzun süren ihale süreçleri oldu ama sonunda temel atma ve inşa sürecine geldik. İnşallah kısa süre içerisinde tamamlamak nasip olur. Burada görev yapacak olan hakim ve savcılarımız, adalet çalışanlarımız ve Kemalpaşalı hemşehrilerimiz yargı hizmetlerinin hem sunulmasında hem alınması noktasında çok daha kaliteli bir hizmeti alırlar” ifadelerini kullandı.

    Adalet Sarayı’na yönelik bilgilendirmelerde bulunan Bakan Tunç, “Kemalpaşa Adliyemiz yöresel mimariye de Türk mimarisine de uygun bir şekilde gerçekleştirilecek. Yapımı altta 2 bodrum kat, zemin kat, üstte de 5 kat şeklinde, Kemalpaşa ilçemizin ihtiyacına uzun yıllar cevap verebilecek bir mimaride, hakim odaları, kalemleri, savcı odalarıyla beraber, duruşma salonlarıyla beraber modern bir Adalet Sarayı’nı Kemalpaşa ilçemize kazandırmış olacağız. Adalet mülkün temelidir. Adalet herkese hakkı olanı vermektir. Her şeyi yerli yerine koymaktır. Adalet insan onurunu korumaktır, insan haklarını korumaktır. Adaletin tecellisi için de tabii ki hukuk devleti ön şarttır. Hukuk devleti olabilmek için de yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla kuvvetler ayrılığının hakim olmasıdır ve yargının da başta uygulayacağı mevzuatın ihtiyaca cevap verecek adaletli ve hukuka uygun mevzuat olması ve bu mevzuatın uygulanacağı fiziki mekanların da adliye binalarının da adaletin vakarına uygun olması gerekir. Tabii sadece mevzuat ve fiziki kapasite elbette ki lazım ama asıl o mevzuatı, o fiziki kapasitenin içerisinde, o adliye saraylarının içinde uygulayacak olan insan unsurudur, hakimlerimizdir, savcılarımızdır ve adalet personelimizdir. Tüm bu üç unsuru da son 22 bu yana daha da geliştirmek, kapasiteyi artırmak için çok önemli mesafeler aldık. Daha öncesinde de 22. dönemden itibaren Ceza Mevzuatımız, Ceza Kanunlarımız, Ceza Muhakemesi Kanunumuz, sonrasında Ticaret Kanunumuz, Borçlar Kanunumuz, Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz, tüm temel kanunlarımızı biz yeniledik, çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik” diye konuştu.

    Bakan Tunç, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla da tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Bakan Tunç, sözlerine şunları da ekledi:

    “Adliye personelimiz, yazı işlerinde çalışan kadın personellerimiz, yazı müdürlerimiz, katiplerimiz, adalet teşkilatımıza büyük bir hizmet veriyorlar. Görev yapan kadın hakim, savcı sayımız da her geçen gün artıyor. Şu anda kürsüde görev yapan kadın hakim ve savcı sayısı yüzde 40’a ulaştı. Her geçen gün Hukuk Fakülteleri’nde okuyan kızlarımız, kadınlarımız da sayısı gittikçe artıyor. Bugün baktığımız zaman 24 bin hakim ve savcımız var. Bunun toplam hakim ve savcı sayısı içerisinde 8 bin 871’i kadınlardan oluşuyor. Yüzde 38 oranında yargı teşkilatımızda, kürsüde adaleti tecelli eden kişilerin yarıya yakını neredeyse kadınlardan oluşuyor.”

    “Demokrasinin önü kesilmesin diye yapısal reformları hayata geçirdik”

    Konuşmasında Anayasa’da yapılan iyileştirmelerden de bahseden Bakan Tunç, “Kadınlara pozitif ayrımcılık, çocuk haklarının korunması, çocuk istismarına karşı devlete verilecek olan görevler, tüm bunlar anayasamızda son dönemde yapılan iyileştirmeler ve düzenlemeler. Bunun yanı sıra özellikle ülkemizde bir daha darbe olmasın. Bir daha vesayetçi anlayışlar sahneye çıkmasın. Ülkenin önü kesilmesin. Demokrasinin önü kesilmesin diye anayasamızda çok önemli yapısal reformları hayata geçirdik. Bunları milletimizin onayıyla yaptık. Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısının sivilleştirilmesi, Yüksek Askeri Şura’nın yine hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi, Anayasa Mahkemesi’nin yapısının, Hakimler Savcılar Kurulu’nun yapısının yine hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin kaldırılması, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, Askeri Mahkemelerin kaldırılması, sivillerin dahi Askeri Mahkemelerde yargılandığı dönemleri yaşamıştık. Tüm bunlar kaldırıldı. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı. Sizin onayınızla bunlar kalktı. Gerektiğinde sıkı yönetim ilan edilebilir diye bir madde vardı. Bunları milletimizin desteğiyle, milletimizin onayıyla kaldırdık. Darbe anayasasıyla Türkiye yüzyılına başlamak istemiyoruz. O nedenle yeni sivil demokratik bir anayasayı İnşallah 28. Dönem Parlamentomuzda bir uzlaşma sağlanarak gerçekleştirilmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Adliyelerimiz, adaletin tecelli ettiği yerler, fiziki kapasitenin arttırılması noktasında, teknolojinin yargının hizmetine sunulması noktasında 22 yıldan bu yana çok önemli mesafeler aldık” diyen Bakan Tunç, şu ifadeleri aktardı: “Başsavcımız bahsetti. Mesleğimizin ilk yıllarında nasıl bir tabloyla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Merdiven altlarında kiralık binalarda yapılan duruşmalar, eski köhne binalarda, adaletin vakarına yakışmayan fiziki mekanlardı. Tüm bunları artık tarihe karıştırdık. Şimdi İnşallah Kemalpaşa’da da eskiyen adliyemizin yerine modern bir adalet sarayını yapacağız. İzmir’imizin diğer ilçelerinde de çok sayıda adalet binasını hizmete açmıştık. Yeni yatırımlarımız da var. Adli Tıp’tan Denetimi Serbestlik Müdürlüklerine varıncaya kadar çok sayıda daha yatırımı inşallah İzmir’imize kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız.”

    Bakan Tunç, 2002 yılında müstakil adli olarak bütün Türkiye genelinde sadece 78 adliyenin olduğunu, bugün ise 366 müstakil adliyemiz yer aldığını söyledi. Bakan Tunç, sözlerine şunları da ekledi:

    “Bunlar eski adliye binalarına göre çok daha modern, çok daha adalete yakışır vaziyette. Toplam kapalı alan olarak müstakil adliye olarak 569 bin metrekareyken bugün 6 milyon metrekare. Yani şu 569 bin metrekare bütün Türkiye genelinin kapalı alanı. Fakat biz sadece Ankara’da inşaatı başlayan 600 bin metrekare kapalı alan tek bir adliye. Mahkeme sayılarının arttırılması noktasında da çok sayıda mesafe aldık. 2002’de 3 bin 588 mahkeme varken artan iş yükünü karşılayabilmek için de bugün itibariyle de 7 bin 118 mahkemeye ulaşılmış oldu. İdari yargıda da 146’dan 221’e çıkartıldı. Bölge Adliye Mahkemeleri’ni 2016’dan itibaren devreye aldık. 2018’de açılışları gerçekleştirildi. 15 bölgemizde de bölge adliye mahkemelerimiz görev yapıyor. Bunlardan birisi de İzmir’imizde ve çevre illere hizmet ediyor. 3 bölge adliyemizin de kararını aldık. Binaları da hazırlanıyor. Denizli’de, Tekirdağ’da ve Malatya’mızda da bölge adliye mahkemelerimizi önümüzdeki süreçte inşallah devreye alacağız. Adli tıp 6 grup başkanlığı olarak hizmet verirken Türkiye genelinde 15 bölge grup başkanlığına yükselttik. Sadece 25 ilde adli tıp hizmeti verilirken bugün 81 vilayetimizin hepsinde de şube müdürlükleri vasıtasıyla adli tıp hizmetleri veriliyor. Ceza infaz sistemimizi insan haklarına uygun bir şekilde özellikle ceza adaletini önemsiyoruz. Soruşturma, kovuşturma, dava aşaması, bunlar hepsi önemli ama toplumu suçtan korumak için ceza alanların infaz sırasında topluma alıştırılması ve ıslahına önem veriyoruz. Bu nedenle cezaevlerimizi bir iş yurtları vasıtasıyla orada yaşayan mahkumların meslek edinmeleri, tahsil görmeleri ve orada üretime destek olmaları için cezaevlerimizi artık birer fabrikaya, birer tarımsal tesislere dönüştürerek hem onların ekonomimize katkı sağlamasını istiyoruz.”

    UYAP sisteminden vatandaşların da girerek dava açabildiğini ve davalarını takip edebildiklerini vurgulayan Bakan Tunç, “Avukatlarımız, hakim savcılarımız, elektronik duruşmadan elektronik tebligata varıncaya kadar artık görüntülü duruşma, cezaevlerinden yakınlarıyla görüntülü duruşma gibi teknolojinin bütün imkanlarını da yargı teşkilatımızın hizmetine sunmanın gayreti içerisindeyiz. Hakim ve savcılarımızın özellikle o binalarda, o mevzuatı hakkaniyete ve adaletin tecellisi noktasında en güzel şekilde, en doğru karara ulaşabilmeleri için de yargı kapasitemizin özellikle güçlendirilmesi gerekiyordu. 2002’de 9 bin 349 hakim savcımız varken bugün 23 bin 826 hakim ve savcımız var. Buradaki artışa baktığımız zaman ihtiyaca cevap verebilecek noktaya gelmiş bulunuyoruz aslında. Avrupa Konseyi ülkelerinin biraz aşağısındayız. Kısa süre içerisinde yeni sınavlarla, yeni alımlarla da bu kapasiteyi sayı olarak da yakalamış olacağız” ifadelerine yer verdi.

    Mevcut hakim ve savcıların ve meslek öncesi hakim ve savcıların da eğitilmeleri ve daha güçlü bir şekilde kürsüde karar verebilmeleri anlamında önemli uygulamaları başlattıklarını anlatan Bakan Tunç, “Hukuk Fakültesi sıralamasını 190 binden 125 bine yükselterek, burada başarı sıralamasını yükselterek, burada okuyacak öğrencilerimizin özellikle Hukuk Fakültesinde seçerek ve sonrasında eğitimlerini daha da güçlendirerek, okul bittikten sonra da hemen diplomayı alır almaz avukatlığa başlayamayacak bundan sonra. Okul bittikten sonra bir ön elemeden geçecek. Hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanması lazım. Onu da 2024’ün Ekim ayından itibaren uygulamaya başlatıyoruz. Avukatlık stajına başlayacak olan Hukuk Fakültesi mezunlarımız artık hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanmak zorunda. Hakim ve savcı adaylığını kaldırdık. 2 yıl sürüyordu hakim savcı adaylığı. Hakim savcı yardımcılığını başlattık. O da 3 yıl sürecek. 1 yılı Adalet Akademisi’nde eğitim, 2 yılı da hakim ve savcılarımızın, tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanlarında hakim savcı yardımcısı olarak çalışacaklar. Yargı reformu strateji belgeleri ve insan hakları eylem planları kapsamında da yine vatandaşlarımızın ihtiyacı olan gerek ceza mevzuatıyla ilgili gerek özel hukuk mevzuatıyla ilgili çalışmaları, taslak çalışmalarını yapıyoruz ve meclisimize gönderiyoruz. Geçen hafta da 8. Yargı Paketiyle önemli düzenlemeler yapıldı. İnşallah seçimden sonra da 9. Yargı Paketimizin hazırlıkları da tamamlandı. Meclis açıldığında da 9. Yargı Paketimizi milletvekillerimizin takdirine sunmuş olacağız” diye belirtti.

    Kemalpaşa’daki eksikliği de tamamlamış olacaklarının altını çizen Bakan Tunç, “550 gün süre var ama biz bunu biraz daha öne çekeceğiz. Şu anda 6 ay geçmiş durumda. 2025 yılının Haziran ayı gibi görünüyor ama inşallah 2025’in bu aylarında bu mevsimde de olabilir. Sona kaldı ama geç oldu, temiz oldu. Daha büyük, daha modern ve mimarisi de gerçekten Kemalpaşa’ya yakışacak şekilde. İçinde 13 tane duruşma salonu, 21 tane hakim odası 21 tane mahkeme kalemi, 1 başsavcı, 20 savcı, 5 savcılık kalemi var” dedi.
    Konuşmaların ardından yapılan dua eşliğinde Adalet Sarayı’nın temelinin atıldığı törene, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti milletvekilleri, kadınlar ve vatandaşlar katıldı.

  • “Yeni bir anayasa yapmanın mücadelesini vereceğiz”

    “Yeni bir anayasa yapmanın mücadelesini vereceğiz”

    Biri dizi ziyaret ve toplantıya katılmak için Sinop’a gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ilk olarak Sinop Valiliği’nin ziyaret etti. Protokol üyeleri tarafından karşılanan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Valilik Anı Defteri’ni imzalamasının ardından Vali Dr. Mustafa Özarslan’dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Daha sonra Bakan Tunç, sırasıyla Adalet Sarayı, Sinop Barosu ve Sakarya Caddesi’nde esnafları ziyaret etti. Akabinde AK Partinin kültür merkezindeki proje tanıtım toplantısına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yaptığı açıklamada, “Sinop’umuz Karadeniz’in incisi. Türkiye’nin en güzel şehri. Karadeniz’in bütün illeri birbirinden güzel ama Sinop gerçekten coğrafyasıyla, konumuyla tartışmasız bir değere sahip. Sinop’a inşallah hep beraber sahip çıkacağız. Yakup Üçüncüoğlu başkanımız bu projeleri hızlı bir şekilde hayata geçirecek. Biz de ona destek olacağız. Sinop’un bundan sonra vakit kaybetmeyeceğine, kayıp yılları da süratli bir şekilde telafi edeceğine yürekten inanıyoruz. Sinop’ta inşallah gerçek belediyecilik başlayacak. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Gerçek belediyecilik 1994 yılında sayın cumhurbaşkanımızın İstanbul’da temellerini attığı ve sonrasında eser ve hizmet siyaseti olarak bütün yurda yayılan AK Parti iktidarıyla yayılan cumhur ittifakıyla birlikte ekol haline gelen bir belediyecilik. İnşallah Sinop bu heyecanı yakalamış ve 1 Nisan’dan itibaren de bunun uygulamasını Sinop’ta da göreceğiz” dedi.

    “Yeni bir anayasa yapmanın mücadelesini vereceğiz”
    Son 22 yıl içinde anayasada bir çok yenilik getirdiklerini belirten Bakan Tunç, “Anayasamızda gerçekleştirmiş olduğumuz sessiz devrim sayılan reformlarla hak arama yollarını genişlettik. Kadın hakları anayasamızda yoktu, çocukların korunması yoktu, özel hayatın korunması yoktu, kişisel verilerin korunması yoktu. Bilgi edinme hakkı diye bir hak anayasamızda yoktu. Bunların hepsini işte şu son dönemde 22 yıl içerisinde milletimizin onayıyla gerçekleştirdik. Bugüne kadar anayasamızda yapılan sessiz devrim sayılabilecek bu reformlar evet küçümsenmeyecek reformlar. Ülkemizin demokrasi standardını yükselten reformlar. Hükümet sistemiyle beraber cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte vatandaşlarımızın doğrudan doğruya yürütmeyi, cumhurbaşkanını seçtiği halkın idaresinin yürütmeye yansıdığı, demokrasiyi güçlendiren, cumhuriyet rejimini daha da güçlendiren yönetim reformuna da milletimizin onayıyla imza attık. Şimdi bu kazanımları koruyarak katılımcı, demokratik, sivil, temel hak ve özgürlükleri öne alan bir anlayışla yeni bir anayasayı yapmanın mücadelesini vereceğiz” şeklinde konuştu.

    “Depremde yıkılan 11 vilayetimizi yeniden ayağa kaldırmanın mücadelesini veriyoruz”
    Deprem bölgelerine yardımların devam ettiğini söyleyen Tunç, “Ülkemizi çocuklarımızın, gençlerimizin huzurlu bir geleceğe kavuşabilmesi için terörün her türlüsünden arındırarak devam edeceğiz. Bir taraftan ülkemizi geliştirirken, kalkındırırken şehirlerimizi de inşallah tabi önceliğimiz deprem bölgemiz. Depremde yıkılan 11 vilayetimizi yeniden ayağa kaldırmanın mücadelesini veriyoruz. Orada o mücadeleyi verirken diğer şehirlerimizi de ihmal etmeden oraların imarını, ihyasını da kesintisiz sürdüreceğiz. 31 Mart’a şurada 1 ay gibi kısa bir zaman kaldı. Bu süre içerisinde inşallah kapı kapı dolaşacağız. Karadeniz’in incisi olan Sinop’a yakışır güzel hizmetlerin gelmesi için herkesin kapısına giderek Yakup Üçüncüoğlu diyeceğiz. Hep beraber ona destek vereceğiz ve inşallah 1 Nisan’dan itibaren Sinop’ta yeni bir dönemi başlatacağız” ifadelerini kullandı.
    Proje tanıtım toplantısı sonrası AK Parti Sinop İl Başkanı Uğur Giresun tarafından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a yöresel Sinop Bıçağı hediye edildi.
    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, AK Parti Sinop İl Başkanı Uğur Giresun, AK Parti Sinop Belediye Başkan Adayı Yakup Üçüncüoğlu eşlik etti.

  • “Türkiye’de demokrasinin standartlarını hep yükselttik”

    “Türkiye’de demokrasinin standartlarını hep yükselttik”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kastamonu’nun Hanönü ve Taşköprü ilçelerinde AK Parti seçim ofislerinin açılış törenlerine katılarak her iki ilçede de esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. İlçelerde konuşan Tunç, yerel seçimlerde her iki ilçeden de rekor oy beklediklerini söyledi.

    “Ekonomimizi yeniden toparlıyoruz, yeniden emeklimizin, memurumuzun, işçimizin alım gücünü arttırmak için çalışıyoruz”

    Taşköprü ilçesinde vatandaşlara seslenen Bakan Tunç, “Hükümet olarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte inşallah önümüzdeki dört yıl istikrar süreci olacak. Bakın bir deprem yaşadık. 6 Şubat’ta 11 vilayetimiz yerle bir oldu. Şimdi o şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmanın mücadelesini veriyoruz. Bir de ondan önce 3 yıl kapalı kaldık, pandemi yaşadık. Bütün dünya ekonomileri etkilendi. Bizim ekonomimizde etkilendi ama biz 2002’de iktidarı devraldığımızda 21 bankası batmış, IMF’ye muhtaç, emeklinin maaşının bile artık ödenemez noktaya geldiği batık bir tabloyu devralmıştır. Oradan çıktık geldik. Şimdi bu pandeminin etkisiyle, 6 Şubat depremlerinin etkisiyle olumsuz etkilenen ekonomimizi yeniden toparlıyoruz, yeniden emeklimizin, memurumuzun, işçimizin alım gücünü arttırmak için çalışıyoruz. O projeleri de inşallah ekonomi yönetimimiz hayata geçirmeye devam edecek. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Önümüzdeki dört yıllık seçimsiz geçecek bir süre icraat hamleleriyle halkımızın refahını yeniden arttırmanın gayreti içerisinde olacağız. Hep beraber bunu yapacağız. Millet olarak çok zorlukları birlikte aştık. Bunu da sizlerle beraber aşacağız inşallah. Yeter ki huzur olsun, güven olsun, güvenlik olsun, adalet olsun” dedi.

    “Türkiye’de demokrasinin standartlarını hep yükselttik”

    “Adaletten ayrılmamaya çalışacağız” ifadelerine yer veren Tunç, “Hukukun üstünlüğünden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı o 90’lı yıllara artık geri dön yok. O koalisyonlu, krizli yıllara geri dönmeyen hiç gerek yok. O nedenle bugüne kadar Türkiye’de demokrasinin standartlarını hep yükselttik. Vatandaşlarımızın özgürlüklerini arttırdık. Bundan sonra da yine demokrasimizin standardını yükseltmenin gayreti içerisinde olacağız. Anayasamızda sessiz devrim sayılan reformları yaptık. Kamu denetçiliğinden kişisel verilerin korunmasına varıncaya kadar, kadın haklarından, çocuk haklarına varıncaya kadar, darbeci, vesayetçi anlayışı büyüten, yapısal Dönüşümü o büyüten kurumların yapısal dönüşümünü sağladık. Yüksek Askeri Şura’dan Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısına varıncaya kadar hepsini demokratikleştirdik. Darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, sizin desteğinizle biz onları kaldırdık. Gerektiğinde sıkı ilan edilebilir diye madde vardı, siz referandumlarda gittiniz, oyu verdiniz ve bunları kaldırdık. İnşallah yeni dönemde yeni demokratik, sivil bir Anayasayı da yapmak nasip olur. Mecliste böyle bir uzlaşma sağlanabilirse inşallah ülkemiz için de Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında bu da hayırlı bir çalışma olur inşallah. Milletimize olan borcunuzu da yerine getirmiş oluruz” diye konuştu.

  • “İsrail’in saldırıları durmalıdır”

    “İsrail’in saldırıları durmalıdır”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda,

    “İşgalci İsrail’in, yardım kuyruğundaki Filistinlileri hedef almasını şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Gazze’de masum insanları katleden, soykırım yapan İsrail’in hain saldırıları asla kabul edilemez. 7 Ekim’den bu yana uluslararası hukuku ayaklar altına alan, gözü dönmüş canice hareket eden, savaş suçu işleyen İsrail’in saldırıları bir an önce durmalıdır. İsrailli yöneticiler ve destekçileri, işledikleri insan hakları ihlallerinin, söndürdüğü ocakların, hayattan kopardığı masum canların hesabını bir gün mutlaka ödeyecektir” ifadelerine yer verdi.

  • Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “ Yargımız her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “ Yargımız her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır”

    Türkiye siyasi tarihine kara bir leke olarak kazınan ve “postmodern darbe” olarak adlandırılan 28 Şubat’ın yıl dönümünde İstanbul Üniversitesi’nde sempozyum düzenlendi. ‘28 Şubat Sempozyumu’na Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Leyla Şahin Usta, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Av. Yasin Şamlı, yargı üyeleri, akademisyenler, 28 Şubat mağdurları ve öğrenciler katıldı.

    “15 Temmuz’da yargı, darbecilere teslim olmadı”
    Sempozyumda konuşan İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Av. Yasin Şamlı, “28 Şubat post modern darbesinde anayasa mahkemesi tarafından iktidar partisi kapatılmasaydı, o hukuka aykırı yargılamalar olmasaydı, o darbenin de başarılı olması mümkün değildi. Bu söylediklerimi şununla test edebiliriz; 15 Temmuz’da yargı, darbecilere teslim olmadı, onların bildirileri altında ezilmedi, reddetti. Daha 15 Temmuz gecesi yakalama kararları çıkarıldı ve o darbe başarılı olamadı. Dolayısıyla darbeler açısından yargı bu kadar önemli” dedi.

    “Duvarsız üniversite, açık bilim, açık kapı, bilimli toplum arasındaki kapının kapatılması, bilgi toplumu olmak dedik”
    İstanbul Üniversitesi’nin ziyaretçilere açılmasıyla ilgili eleştirilere yanıt veren İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, “Son günlerde kurumumuza yöneltilen haksız, mizansız ve insansız eleştiriye değinmek istiyorum. Duvarsız üniversite, açık bilim, açık kapı, bilimli toplum arasındaki kapının kapatılması, bilgi toplumu olmak dedik. Akla hayale sığmayan eleştiriler oldu. Yalnızca fotoğraflarla amfimizde olan personelimizi sığınmacı gibi gösteren bu nefis mekanlarda dizi, film çekmek isteyenleri işgalci olarak gösterenler oldu. Ama ne yazık ki bu hakikaten ön yargılı eleştirileri, basında bunları kendi araştırmadan, soruşturmadan sundu. Çok şükür aklı selim basın mensupları bu yazılanların provokasyon olduğunu gördü. Ve doğrularla iş yerine oturdu” ifadelerini kullandı.

    “Milli irade düşmanları Türkiye’nin kalkınmasına, o güçlü yürüyüşünü durdurmak için harekete geçtiler”
    Başarılı darbelerle anılan bir Türkiye tarihi olduğunu belirterek son 20 yılda darbelerin ve darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığı yıllar olarak tarihe geçtiğini ifade eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türkiye ne zaman istikrarı yakalasa, ne zaman tek başına iktidarla bir kalkınma sürecine girse şer güçler, demokrasi düşmanları, milli irade düşmanları devredeydi. Türkiye’nin kalkınmasına, o güçlü yürüyüşünü durdurmak için harekete geçtiler. 1971’den, 12 Eylül 1980 darbesine kadar sürede çok çalkantılı, zor geçti. Her yıl bir hükümet değişti, koalisyonlar ve istikrarsızlık süreci, sağ – sol kargaları, Kürt – Türk, Alevi – Sünni çatışmaları ve gençlerimiz birbirine kırdırıldı. Üniversitelerde olaylar ve 12 Eylül 1980 darbesine giden süreç hazırlandı. 90’lı yılların başında sona erdi. 90’lı yıllardan itibaren yine koalisyonlar, krizler sıkıntılı bir süreç başladı. 90’lı yılların başında terörün zirveye çıktığı, 1993 yılında PKK terörünün iyice azdırıldığı, faili meçhullerin hat safhada olduğu, gazeteci suikastlarının peşi sıra ülkenin bir kaosa sürüklendiği o dönemleri yaşadık” şeklinde konuştu.

    “2000’li yılların başına geldiğimizde tüm bu olumsuzluklar, siyasi krizler ekonomiye büyük darbe vurdu”
    28 Şubat darbesinin sürecini anlatan Adalet Bakanı Tunç, “Gerek askeri çevreler, gerek darbeci ve vesayetçi anlayışı destekleyen medya, yargı çevreleri ve o dönemde gerek işveren sendikaları, gerek işçi sendikaları, sivil toplum kuruluşlarının o dönemdeki temsilcileri maalesef demokrasinin yanında değil de hükümetin aleyhindeki kampanyaya katıldılar. 28 Şubat 1997 tarihinde Milli Güvenlik Kurulu toplandı. Milli Güvenlik Kurulunda kararlar alındı. Başbakanın boncuk boncuk terletildiği, Milli Güvenlik Kurulu toplantısının belgesellerde gençlerimiz gördüğünde hatırlıyorlar. O toplantıda, alınan kararlardan en önemlilerden bir tanesi kılık kıyafet serbestliğine sınırlama getirilecek, 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulanarak imam hatiplerin orta kısımları kapatılacak, Kur’an kursları 13 yaşına kadar yasak hale getirilecek, Anadolu sermayesine kısıtlama getirilecek, irtica tehlikesi gösteren bazı medya kuruluşlarının kapatılma gibi 18 maddelik bir bildiriyi Milli Güvenlik Kurulu yayınladı. Başbakan bu Milli Güvenlik Kurulu bildirisini imzalamadı. Sonrasında tabii yine süreç devam etti. 2000’li yılların başına geldiğimizde tüm bu olumsuzluklar, siyasi krizler ekonomiye büyük darbe vurdu. Bu süreçte 21 banka boşaltıldı ve bu ülkenin sırtına 300 milyar dolar ekonomik kayıp olarak vuruldu. Maalesef millet bu parayı sonrasında ödemek zorunda kaldı” diye konuştu.

    “Milli irade hırsızları sahneye çıkamasın diye çok önemli yapısal dönüşümleri gerçekleştirdik”
    Türkiye’de bir daha darbe olmaması için yapısal dönüşüm gerçekleştirdiklerine değinen Bakan Tunç, “Bir taraftan vesayetçi anlayışla mücadele ederken bu 2000’li yıllarda geçtiğimiz 22 yılda diğer taraftan da ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı içinde çok önemli icraatlara imza atıldı. Bu engellemeler olmasaydı bugün ekonomimiz 3 kat değil belki 5-6- 7 kat büyük olurdu. Hem gezi olaylarının maliyeti yaklaşık 250 milyar dolar. Değişik rakamlar konuşuluyor. 28 Şubat’ın maliyeti, 15 Temmuz’un maliyeti tüm bunların ülkeye ekonomik faaliyetleri olmasaydı bugün milletimizin refahı çok daha yüksek olurdu. İşte bu vesayetçi anlayışta, hem demokrasiye hem milli iradeye hem ekonomimize hem ülkemize zararı var. Tabi tüm bunları anlattık. Hafızamızdan film şeridi gibi geçti. Hepimiz anlatıyoruz asıl olan bir daha bu süreçleri çocuklarımızın, gençlerimizin bir daha yaşamamasıdır. İşte bunun için neler yapıyoruz, neler yaptık, önemli olan bu onun için de çok şeyler yaptık. Bir daha bu ülkede darbe olmasın, milli irade hırsızları sahneye çıkamasın diye çok önemli yapısal dönüşümleri gerçekleştirdik” dedi.

    “Yargımız her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır”
    ‘Sessiz devrimi anlatan Bakan Tunç, “Milletimiz için ne yapsak azdır. Ülkemizin geleceği için özellikle bundan sonra demokrasi dışı müdahalelerin olmaması için gerekli yapısal dönüşümleri anayasamızda ‘sessiz devrim’ diyebileceğimiz şekilde gerçekleştirdik. Zihniyet, dönüşüm önemli. Gelecek kitapların bilinçlendirilmesi önemli darbenin ne kadar ülkeye zarar verebileceğini, demokrasi dışı müdahalelerin bu ülkeye nasıl zaman kaybettirdiğini çocuklarımıza, gençlerimize aktarmamız önemli. Yapısal reformlar bakımından anayasamızda o sessiz devrim sayılan o düzenlemelerin daha kalıcı hale gelmesi, daha demokratik daha sivil katılımcı bir anayasayı yapma noktasında da aslında siyaset kurumuna, Türkiye Büyük Millet Meclisine önemli görevler düşüyor. Gerek Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısı çünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısı 28 Şubat diyoruz. O toplantıda alınan kararlar, o Milli Güvenlik Kurumu yazısını sivilleştirdik, demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdi, Devlet Güvenlik Mahkemelerini kaldırdık. Yargımız her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır. Darbeciden hesap sormaktadır. Bundan sonrada herhangi böyle bir şeyi aklından geçirenlere karşıda teyakkuzdadır. 6 milyon insan fişlendi. O demokrasi dışı müdahalelerin bir daha gerçekleşmeyeceği bir ülkeyi 2000’li yıllarda bu yapısal dönüşümde sağladık. İnşallah bundan sonra da bu tür hareketlere tevekkül etmek isteyenler hiçbir zaman başarılı olamayacaklar çünkü milletimize güveniyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Adalet Bakanı Tunç’tan İstanbul açıklaması

    Adalet Bakanı Tunç’tan İstanbul açıklaması

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın Dernekler Federasyonu (BARFED) ve Zonguldak Dernekleri Federasyonu (ZONDEF) tarafından düzenlenen “Hemşehri Buluşmaları” programına katıldı.

    Esenler Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki programa Bakan Tunç’un yanı sıra Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, dernek ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve birçok vatandaş da katıldı. Program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. BARFED ve ZONDEF tanıtım filmi ve protokol konuşmalarının ardından program, Bakan Tunç’a plaket takdimi ile son buldu.
    Programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Derneklerimiz doğduğumuz yeri unutmama, kültürümüzü gençlerimize anlatma, çocuklarımıza geçmişimizi anlatma, doğduğumuz yerleri, hatıralarımızı devam ettirme adına önemli bir faaliyet gösteriyor. Ancak doyduğumuz yer olan İstanbul’da, Esenler’de, hangi ilçede yaşıyorsak orayı sahiplenme adına da, birlik ve beraberliği sağlayarak yaşadığımız yeri sahiplenme adına önemli çalışmalar yapıyor. İşte bugün Esenler’de bir araya gelmişsek, Esenler’in, İstanbul’un geleceği için bir takım endişemiz ve taleplerimiz varsa bunu bu dernekler vasıtasıyla bir araya gelip sağlıyoruz. O nedenle doğduğumuz yeri de unutmuyoruz ama doyduğumuz yere, Esenler’imize de, İstanbul’umuza da sahip çıkıyoruz inşallah” diye konuştu.

    “İstanbul’u sadece İstanbul diyecek bir büyükşehir belediye başkanı yönetmeli”

    “İstanbul’u sadece İstanbul diyecek bir büyükşehir belediye başkanı yönetmeli” diyen Bakan Tunç, “İstanbul 5 yıllık kayıp yıllarını inşallah telafi edeceği bir döneme giriyor. Bundan hiç şüphemiz yok. Esenler’de Türkiye rekoru kıracak bir başarı zaten sağlanacak. Büyükşehir Belediyesi’nde de İstanbullu hemşehrilerimiz dünya metropolü olan, Fatih’in emaneti olan bu şehrin o kayıp yıllarını telafi edecek bir süreci inşallah Murat Kurum’la başlatacaklar. Çöpleri toplanmayan bir İstanbul vardı. Çünkü işçilere maaşları ödenemez hale gelmişti. Çöp dağları patlamıştı Ümraniye’de gecekonduların üzerine de aylarca oradaki cesetler çöp dağının altından çıkarılamamıştı. Havası solunamayan bir İstanbul vardı. Gazeteler promosyon olarak gaz maskesi dağıtır hale gelmişti. Haliç’in yanından kokudan geçilemeyen bir İstanbul vardı. Haliç’i tertemiz yapan bir belediye başkanı ortaya çıktı 94’te. Havası solunamayan, çöpleri toplanamayan, suları akmayan bir İstanbul vardı. Sular boşu boşuna akmadı. Nasıl aktı? Istranca derelerinin önüne 7 tane baraj yapıldı ve o barajlar yapılırken ağaç katliamı, çevre katliamı yapılıyor dediler. O barajlar yapılmasaydı bugün Esenler’e, İstanbul’un ilçelerine suyun gelmesi mümkün değildi. Devasa projeler, köprüler, Marmaraylar olmasa İstanbul’daki keşmekeşi düşünmek bile istemiyoruz. İstanbul’u İstanbul’u düşünecek, sadece İstanbul diyecek bir büyükşehir belediye başkanı yönetmeli. O da işte değerli hemşehrimiz Murat Kurum” dedi.

  • “Demokratik anlayışımızdan vazgeçmeyeceğiz”

    “Demokratik anlayışımızdan vazgeçmeyeceğiz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. AK Parti Bursa İl Başkanlığını ziyaret eden Bakan Tunç, “Bursa her zaman AK Parti’ye verdiği destek ile öne çıkmış bir şehrimiz. İlçeleri ve merkezi ile beraber tavrını her zaman milli iradeden yana koymuş bir şehrimiz. Son seçimlerde de Türkiye ortalamasının üzerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği destek ile öne çıkan büyükşehirlerimizden. Bundan dolayı Bursalı hemşehrilerimize sonsuz teşekkür ediyoruz. Teşkilattaki arkadaşlarıma da emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Başta kadın kollarımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Bugün Bursa’da Çocuk Adalet Merkezi’nin açılışı ile programımıza başladık. Çocukların korunması, suç mağduru çocuklar veyahut suça sürüklenen çocukların adli süreçlerden olumsuz etkilenmemesi adına yeni başlattığımız bir uygulama. Erzurum’da başlamıştı, ikincisi Bursa ile devam ediyor. İnşallah üçüncüsünü de Gaziantep ve sonrasında da diğer tüm illerimizde yaygınlaştıracağız. Örnek bir uygulamayı bugün Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş’ın da katkılarıyla dizayn ettiğimiz Çocuk Adalet Merkezi’ni Bursa’ya kazandırdık. Bursalı çocuklarımıza ve yargı mensuplarımıza hayırlı olsun. Sonrasında sayın Valimiz ile ilimizdeki yatırımları değerlendirdik” dedi.

    “Bursa’mıza yapılan yatırımları değerlendirdik”

    Bursa’ya yapılan yatırımları değerlendirdiklerini belirten Bakan Tunç, “Bursa’da daha önce önemli adliye yatırımlar yapıldı. AK Parti döneminde hayata geçirilen önemli adalet binaları yapıldı. İlk derece mahkememizi ziyareti gerçekleştirdiğimizde fiziki anlamda sıkıntıya girdiğini gördük. Yeni proje için adımları başlatacağız. Adli Tıp Bölge Başkanlığı binamız da tamamlandı. Yakın zamanda açılışını gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımızın güvenini daha yukarıya taşımak, memnuniyetini daha yukarıya taşımak amacıyla istişareler yaptık. Onların görüşlerini dinledik. Uygulamaya yansıması noktasında da hakim ve savcılarımızı dinlemek gerekiyor. Yargı reformu strateji belgesinin hazırlık çalışmalarının son safhasındayız. Belgelerin sonuçlanması, görüşlerin yansıtılması için çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.

    “Bursa’mız 31 Mart’ta yine gerçek belediyecilik diyecektir”

    31 Mart seçimlerine çok az bir süre kaldığını belirten Bakan Tunç, “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız belirlendi. Gerçek belediyeciliğin Bursa’da devam etmesi noktasında çalışmalar sürecek. Bursa’mız 31 Mart’ta gerçek belediyecilik diyecektir. Bursa’mız her zaman olduğu gibi kazanmaya devam edecek. İlimize kazandırdığımız sayısız hizmetler var. Hastane, okul, üniversiteler, hızlı tren projesi gibi saymakla bitmeyen yatırımlar gerçekleşti Bursa için. Baktığınız zaman devasa yatırımlar. Önümüzdeki süreçte hükümetimizle uyumlu bir şekilde hızlıca devam etmesi noktasında milletimiz kararını 31 Mart’ta verecek. Şu anda AK Parti İl Binası’ndayız. Bursalılara layık olabilmenin gayretiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Milletvekillerimiz ilk haftalarda Bursa’nın sorunlarını bize aktarmıştı. Bursa’nın problemlerine çözüm noktasında nasıl çalışmalar yürüttüğünü biliyorum” ifadelerine yer verdi.

    “Geride bıraktığımız son 5 yıl İstanbul için kayıp olarak görüyoruz”

    Son 5 yılı İstanbul için kayıp olarak gördüklerini belirten Adalet Bakanı Tunç, “AK Parti’yi milletimiz kurdu. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’da başarıları, yerel yönetim başarıları sayesinde başladı. Orada çöp dağları patlıyordu, işçilerin maaşı ödenemiyordu. 30 vatandaşımızın cesedi çöp yığınlarının altından çıkarılmıştı. O dönemde İstanbul’da yaşamış biri olarak İstanbul’u CHP’den devralan bir belediye başkanı 4 yılda İstanbul’u yaşanabilir hale getirdi. Sayısız hizmetlerle bir takdir topladı. İstanbul’daki o başarı, ‘Sen bir parti kur’ ‘Kronikleşmiş sorunlardan Türkiye’yi sen kurtarırsın’ dedirtti. 2002’den itibaren de Türkiye’de bir kalkınma, demokrasi, icraat hamlesi başladı. Türkiye’nin 81 vilayeti hizmetlerle, yatırımlarla donatılmaya başladı. Parti kapatılmaya çalışıldı. Kuruluş aşamasında, başörtülü olduğu için kapatılma tehlikesi yaşanmıştı. Milletvekili adaylığı engellenmişti. Tüm bu zorlukları aştık. 2008 yılına geldiğimizde yine kapatma davasıyla karşı karşıya kaldık. 2012 yılında mit kriziyle karşı karşıya kaldık. 2013 yılında ise birçok hizmet konuştuğumuz bir dönemde yine düğmeye bastılar. 2013 yılının Mayıs ayında Gezi Parkı’nda bir ateş yaktılar orada da başarılı olamadılar. Sokakta başarılı olamadıklarını, masa başında algı yapmaya başladılar. Terör olaylarını azdırmaya, vesayetçi anlayışı, küresel güçlerin ortaya çıktığı bir dönem yaşadık. Son darbeyi vuralım dediler. 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirdiler. Cumhurbaşkanımız onu aydınlığa çevirdi. Sonrasında anayasal değişikliği hayata geçirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hayata geçirdik” dedi.

    “Temennimiz 28. Yasama dönemi”

    28. Yasama dönemini vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, “21 yıl boyunca vesayetçi ruhu ortadan kaldıracak önemli reformları hayata geçirdik. Asgari yargının ortadan kaldırılması, sivillerin adli mahkemede yargılandığı, demokratik hukuk devleti yolunda önemli adımlar yaptık. Kadın hakların güçlendirilmesi, çocuk haklarının anayasada yerini alması, kamu denetçiliği kurumu gibi değişiklikler yaptık. Sıkı yönetimi kaldırdık. Anayasamızda vesayetçi ruhu ortadan kaldıracak önemli adımlar attık. Karşılıklı güven bu başarıyı getirdi. Anayasamız bir darbe anayasası. Bundan kurtulmamız lazım. Demokratik bir anlayışa ihtiyaç var. Bir masa etrafında toplanalım, uzlaşalım dediğimizde de bunun zorluğunu hepimiz görüyoruz. Temennimiz 28. yasama dönemi. 28 dönem parlamento bir anlaşma sağlanırsa, demokratik bir anayasayla devam ederiz” diye konuştu.

    “Demokratik anlayışımızdan vazgeçmeyeceğiz”

    “11 vilayetimiz depremde yıkıldı. Bütün bu şehirlerin ayağa kaldırılması, vatandaşlarımızın daha güvenli yerlerde yaşaması için kentsel dönüşümler önemli. Bütün bu çalışmaların devam etmesi için Bursa’da bu anlayışın sürmesi önemli” ifadelerini kullanan Bakan Tunç, “21 yılda insanımızı güçlendirmek için çalıştık bundan sonrada bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemiz ekonomisini, depremde ve pandemi zamanında yaşanan ekonomik kayıplarımızı ortadan kaldıracağız. Enflasyonla mücadele noktasında da çalışmalar sürüyor. Yüksek standartlı demokratik anlayışımızdan hiç vazgeçmeyeceğiz. Dış politikada, hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz. Filistin’de 3 aydır insanlık suçu işleniyor. Bebekler, kadınlar katledildi. Cumhurbaşkanımız her defasında, daha adil bir dünya mümkündür derken bu günleri işaret ediyor. Hep mağduru savunmaya devam edeceğiz. Daha güçlü oldukça bu sesimizi daha gür bir şekilde yükseltmeye devam edeceğiz. Türkiye’yi terörden arınmış, kötülüğün olmadığı, çocukların, kadınların korunduğu, uyuşturucudan arınmış bir Türkiye için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Seçim takvimi başlamış durumda. Ben de Bursa’mızda seçim çalışmalarına dahil olmuş oldum. Adalet Bakanlığının bir yatırımının listede olduğunu ve bizi davet ettikleri takdirde Bursa’ya seçim çalışmalarına, ara ara ziyaretlerimizin süreceğini bildirmek isterim. Cumhurbaşkanımız adayların tespit çalışmalarını titizlikle yaptı. Doğru adaylarla vatandaşımız en doğru kararı verecek. Gece gündüz çalışmalarımızı devam ettireceğiz” dedi.