Etiket: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

  • Yılmaz Tunç, Bursa’da öğrencilere karne dağıttı

    Yılmaz Tunç, Bursa’da öğrencilere karne dağıttı

    Bazı programlara katılmak üzere kente gelen Tunç, Kükürtlü Ticaret ve Sanayi Odası İlkokuluna ziyarette bulundu. Bakan Tunç, resim yarışmasında dereceye giren ve resimleri okul bahçesinde sergilenen öğrencilerle sohbet etti.

    Beraberindekilerle 1/C sınıfına geçen Tunç, öğrencilere karnelerini dağıttı. Diğer sınıfları da gezen Tunç, öğrencilere büyüyünce ne olmak istediklerini sordu, iyi bir tatil dönemi geçirmeleri dileğinde bulundu.

    Öğretmenlerle hatıra fotoğrafı çektiren Bakan Tunç’a Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ve ilçe belediye başkanları da eşlik etti.

    Tunç, daha sonra Bursa Valisi Mahmut Demirtaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı ziyaret etti.

  • Yılmaz Tunç, Bursa Çocuk Adalet Merkezi açılışında

    Yılmaz Tunç, Bursa Çocuk Adalet Merkezi açılışında

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bursa Çocuk Adalet Merkezi açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Tunç, “Anayasamızın Ailenin Korunması başlıklı 41. Maddesinde 2010 yılına kadar; ‘Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar’ denilmekteydi. Anayasamızın bu maddesinde 2010’daki değişikliğine kadar çocuk hakları yoktu. Yaptığımız değişiklikle maddenin başlığını; ‘Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları’ şeklinde değiştirerek, devlete, çocukların her türlü istismara ve şiddete karşı koruma yükümlülüğü getirdik. Ayrıca; her çocuğun korunma ve bakımdan yararlanma hakkı olduğunu ve yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasınca kişisel ilişki kurma hakkına sahip olacağını hüküm altına aldık. Böylece, çocuk haklarıyla ilgili uluslararası belgelerde kabul gören evrensel ilkeleri anayasal güvenceye kavuşturarak; ailenin korunmasıyla; güçlü ailenin geleceği olan çocukların korunmasını, aynı maddede bütünleştirdik” dedi.

    Çocuğun üstün yararını gözetecek olan, en başta aile olduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz Tunç, “Bunun için biz aileyi, toplumun temel taşı sayıyoruz. Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği gibi ‘Biz aileyi toplumun nüvesi, kilit taşı, mayası olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız’. Bu çerçevede, son 21 yılda, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde aile hukuku ve kadın hakları alanında Anayasal düzeyde sessiz devrim niteliğinde birçok düzenleme yaptık. 2003 yılına kadar aile hukukundan doğan dava ve işleri görmek üzere ihtisaslaşmış bir mahkeme yoktu. Aile mahkemelerinin kurulmasını sağlayarak bu konudaki önemli bir eksikliği giderdik. Anayasanın 10. maddesinde 2004 yılında yaptığımız değişiklikle kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu, devletin bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü olduğuna ilişkin düzenleme ile 2010 yılında da bu maksatla alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağını hüküm altına alarak kadınlara pozitif ayrımcılık düzenlemesini Anayasal güvenceye kavuşturduk. 21 yıldır politikalarımızın temeline hep insanı koyduk. Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan adalete varıncaya kadar her alanda insanı güçlendirdik. Güçlü ailenin yolunun; kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla güçlü insandan geçtiğini biliyoruz. Bu anlayışla; insanı ve aileyi güçlendirerek, toplumu güçlendirmenin gayretinde olduk. İşte bu amaçla; 2011 yılında Aile Bakanlığını kurarak ülkemiz için önemli bir eksikliği gidermiş olduk. Bütün dünyanın sorunu olan, ülkemizde de hepimizi derinden yaralayan; kadına yönelik şiddet ve aile bireylerinin korunması amacıyla önemli bir yasal düzenlemeyi hayata geçirdik” ifadelerini kullandı.

    “2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı kanunla; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesini hedefledik” diyerek sözlerini sürdüren Tunç, “2020 yılında; Adalet Bakanlığı bünyesinde de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nın kurulmasını sağlayarak, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere; adli süreçte suç mağdurlarının korunmasını amaçlayan kurumsal yapıyı oluşturduk. Önceki Yasama döneminde Dördüncü Yargı Paketinde, Türk Ceza Kanununda kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında önemli düzenlemeleri hayata geçirdik” diye konuştu.

    “Kadınlara karşı koruma kalkanını daha da güçlendirdik”

    Eşe karşı işlenen; ‘Kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçları için cezayı artırıcı nedenlerin, boşanılan eşi de kapsamasını sağladıklarını ifade eden Tunç, “Yine bu suçların; kadına karşı işlenmesi halini, cezada ağırlaştırıcı neden olarak kabul ettik. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutuklama nedenlerini düzenleyen 100.maddesinde, Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçunu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına aldık. Israrlı takip eylemini Türk Ceza Kanunumuzda müstakil, ayrı bir suç şeklinde düzenledik. Böylece kadınlara yönelik koruma kalkanını daha da güçlendirdik. Çünkü ısrarlı takibi, kadınların özgürlüğüne saldırı olarak görüyoruz. Bu nedenle kadınları huzursuz edecek ve onların yakınlarının güvenliği konusunda endişelendirecek hareketlere maruz kalmamalarını önemsiyoruz” ifadelerine yer verdi.

    İyi hal indirimini düzenlenmesi

    Kamuoyunda tartışmalara neden olan ve kravat indirimi olarak anılan ‘İyi hal indirimi düzenlemesi’ni de tekrar gözden geçirdiklerini aktaran Bakan Tunç, “Böylece failin, yargılama safhasında salt indirim almaya yönelik kılık kıyafetine özen gösterme, takım elbise giyme veya kravat takma gibi davranışları indirim nedeni olarak kabul edilemeyeceğini hükme bağladık. Suç mağduru kadınların talepleri halinde ücretsiz olarak avukat görevlendirileceğini düzenleyerek, kadınların adalete erişimi hususunda önemli bir adım daha attık” dedi.
    Çocuk haklarının aynı zamanda insan hakkı da demek olduğunu savunan Tunç, “Bu noktada çocuklarımızı adli sürecin yıpratıcı etkilerinden korumak için gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız. Bu sebeple, hazırlığına başladığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planında; çocuk adalet sistemini onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırılması ve mağdur odaklı bir yaklaşım benimsenmesini somut bir hedef olarak ortaya koyacağız. Son 21 yılda, geleceğimiz olan çocuklarımızın haklarını koruyan ve genişleten, az önce değindiğim 2010 Anayasa değişikliğinin yanında birçok yeniliğe de imza attık. 2005 yılında; çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri içeren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu çıkardık. Ceza mevzuatımızda yaptığımız diğer değişikliklerle ‘çocuk ceza adaleti’ sistemini geliştirdik” şeklinde konuştu.

    Uygulayıcılara yol göstermek maksadıyla ‘Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği’ uygulamaya koyduklarından söz eden Bakan Tunç, “Çocuk Koruma Kanunu ile çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamayacağı ve çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması gerektiğini düzenledik. 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerden dolayı tutuklama kararı verilemeyeceğini hüküm altına aldık. Çocuklar ve yetişkinlerin iştirak halinde suç işlemeleri durumunda soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin ayrı yürütülmesi gerektiği yönünde yasal düzenleme yaptık. Ülkemizde çocukların yetişkinlerden ayrı ve çocuğun üstün yararı ilkeleri dikkate alınarak adli işlemlerinin yerine getirilebilmesi maksadıyla çocuk mahkemesi sayısını 83’e, çocuk ağır ceza mahkemesi sayısını da 12’ye çıkardık” dedi.

    “Uyuşturucu ile mücadelede etkin adımlar attık”

    “Son 21 yılda, uyuşturucu ile etkin bir şekilde mücadele ederek evlatlarımızı bu illetten uzak tutmak için gerekli adımları attık diyerek sözlerine devam eden Tunç, “Bu çerçevede, 5237 sayılı Kanun 188 ve 191. maddelerinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile kullanma suçlarının okul ve yurt binaları çevresinde işlenmesini arttırıcı sebep olarak belirleyerek uyuşturucunun çocuklarımızdan uzak durmasını sağladık. Yine uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezasını 15 yıldan aşağı olmamak üzere hapis olarak belirledik” diye konuştu.
    Bakan Tunç sözlerini şöyle sürdürdü; “Çocukların taraf olduğu ceza dosyalarındaki adli sürecin makul sürede bir an önce hızlı bir şekilde tamamlanması için adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede; kanun yolu incelemelerinde “Dosya Gönderme Formu”nda ‘Dosyanın Öncelik Durumu’ bölümünde gerekli güncellemeleri yaparak suça sürüklenen çocuk ibaresi ekledik ve bunu UYAP ekranına yansıttık. Kavramlar ve kelimeler, bizim bir konuyu hangi açıdan ele aldığımızı gösterir. Durduğumuz yeri, bakış açımızı gösterir. Örneğin Çocuk Koruma Kanunu’nda çocuğun bir suçu işlediği değil, bir suça sürüklendiği kabul edilmiştir. Tüm bunların yanında çocuk yargılamalarında ihtisaslaşmanın sağlanması için gerekli adımları attık. 2021 yılında Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararıyla, çocuk ağır ceza ve çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde, bu mahkemelerin görev alanına giren suçlara ilişkin davaların belirli mahkemelerce görülmesini hüküm altına aldık. Yine Çocukların kolluk güçleri ile anne veya babadan koparıldığı çirkin görüntülere de son verdik. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararlarının icrasını artık, İcra Dairelerince değil; adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerimiz tarafından çocuk dostu şekilde oluşturulan ‘Çocuk Görüşme Merkezlerinde’ uzmanlar tarafından yerine getirilmektedir”

    159 bin 284 işlem gerçekleştirildi

    Sosyal çalışmacı ve psikologlar eşliğinde 800 çocuk görüşme merkezinde bu hizmetleri vatandaşlarımıza Adalet Bakanlığı olarak ücretsiz sağladıklarını aktaran Tunç, “Tüm ülke çapında faaliyet gösteren 800 Çocuk Görüşme Merkezinde, şu ana kadar 2 bin 58 çocuk teslimi ve 20 bin 343 kişisel ilişki dosyası olmak üzere toplamda 22 bin 401 dosyada 159 bin 284 işlem gerçekleştirilmiştir. Son 21 yıldır politikalarımızın temeline, çocuğun üstün yararını mutlak bir şekilde koyuyoruz. Çocukları suçtan olabildiğince uzak tutabilmek, adli süreçlerde ikincil örselenmelerine engellemek her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Bu bakış açısından hareketle, Adalet Bakanlığı olarak; mağdur odaklı adalet anlayışını hayata geçirmenin gayreti içinde olduk. Suç mağduru kadın ve çocukların, faillerle bir araya gelmeden, uzmanların desteği ile özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkân sağlayan ‘Adli Görüşme Odaları’ oluşturduk. Artık söz konusu çocuk ve mağdurların ifade ve beyan alma işlemleri fail ile yüz yüze gelmeden bu özel ortamlarda gerçekleştirilmektedir. Böylece mağdurlar, maruz kaldıkları eylemleri duruşma salonunda birçok kişinin huzurunda anlatmak zorunda kalmamaktadır. Bugün itibariyle 81 ilde 162 Adliyede 170 Adli Görüşme Odalarında 100 binin üzerinde adli görüşme gerçekleştirilmiştir” diye konuştu.

    “396 bin 599 sosyal inceleme raporu hazırlandı”

    Hazırlanan ‘Mağdura Yaklaşım Kılavuzu’nda çocuklara ayrı bir başlık açtıklarını söyleyene Tunç, “ Uzmanların, pedagogların, psikologların ve yargı çalışanlarının çocuklarla sağlıklı iletişim kurabilmesi için dikkat edilmesi gereken hususları burada ortaya koyduk. Ayrıca 81 ilimizde kurduğumuz ve sayısı 167 olan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerimiz; başta çocuklar, kadınlar, engelli ve yaşlı bireyler olmak üzere tüm mağdurların adli süreçte yalnız olmadıklarını hissettirmektedirler. Suç mağdurları, müdürlüklere başvurarak adli süreç boyunca bilgilendirilmekte, ihtiyaç duydukları hizmetlere yönlendirilmekte ve psiko-sosyal destek hizmetlerinden yararlandırılmaktadır. Bu çerçevede, bu müdürlüklerde görev alan sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagoglardan oluşan adli destek görevlileri tarafından çocuklar ve taraflar hakkında gerekli tedbirlerin de alınmasını sağlamak maksadıyla; 2023 yılında toplam 131 bin 371 sosyal inceleme raporu hazırlanmış, yine 2023 yılında 31 bin 38 ifade işlemine eşlik edilerek çocuk ve mağdurlara psiko-sosyal destek sağlandı. Kurulduğu günden bu yana da “mış, destek olunan ifade işlemi sayısı da 105 bin 855’a ulaşmıştır. Adaletin kapısı olan adliyenin kapısından giren çocuklarımız adliyede yanında, adli destek mağdur hizmetleri müdürlüklerimizi bulmaktadır. Çocuklarımızın adli süreçlerde bir başına, çaresiz, yapayalnız kalmalarına hiçbir zaman gönlümüz razı olmaz” dedi.

    “Çocuk İzleme Merkezlerini kurduk”

    Bakan Tunç şöyle devam etti; “Ayrıca suç mağduru olduğundan şüphelenilen çocuklarımızın adli süreçlerde ikincil örselenmesini önlemek amacıyla, diğer kliniklerinden farklı fiziksel özelliklerde, bütün adli, tıbbi ve psikososyal işlemlerin tek seferde yapılmasına imkân verecek şartların sağlandığı, çocuk dostu bir ortam olan Çocuk İzleme Merkezlerini kurduk. Söz konusu Merkezleri; 4 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Çocuk İzlem Merkezi Başbakanlık Genelgesi” ile faaliyete geçirmiştik. Bu genelge sonrasında 2019 yılında Ceza Muhakemesi Kanunun 236. Maddesinde yaptığımız değişiklikle Çocuk İzleme Merkezlerini yasal dayanağa kavuşturduk. Hâlihazırda ülkemizde 67 ilde 70 Çocuk İzleme Merkezi hizmet vermekte ve ülke geneline yaygınlaştırmaya devam ediyoruz”

    Bursa’da açılışını yaptıkları Çocuk Adalet Merkezi’yle çocuğun üstün yararını gözettiklerini belirten Tunç, “Ülke çapında yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Çocuk Adalet Merkezleriyle; Çocuğun bir suçlu gibi yargılandığını değil, devletin şefkatli elinin kendisini suçtan uzak tutmak için seferber olduğunu iliklerine kadar hissetmesini, çocuklara yönelik adli süreçteki tüm işlemlerin çocuk dostu bu merkezlerde yerine getirilmesini, çocukların; hâkim, savcı ve pedagogları aynı zamanda bir abi, bir abla gibi görmesini istiyoruz. Suça sürüklenen çocukların adli süreçlerde olumsuz etkilenmelerinin önüne geçilmesini, mağdur çocukların ikincil travma yaşamalarını önlemeyi, böylece çocukların kendisinin yargılandığını değil, kendisine yardımcı olunduğunu görmesini ve hissetmesini, hedefliyoruz” dedi.

    “Bu düşüncelerle kurguladığımız Çocuk Adalet Merkezinin ilkini Erzurum Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle Erzurum’da faaliyete geçirmiştik. Ardından Çocuk Adalet Merkezi kurulması için Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile protokol imzaladık” diyen Bakan Tunç, “Bugün de burada çocuk adalet merkezlerini yaygınlaştırma çalışmalarımız çerçevesinde daha önce Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığınca kullanılan bu yapıyı Bakanlığımızca yapılan restorasyon işlemleri sonrasında Bursa Çocuk Adalet Merkezi olarak hizmete açıyoruz. Çocuk Adalet Merkezini; çocuk mahkemeleri, Cumhuriyet başsavcılığı çocuk bürosu ile adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğünü bir arada yapılandırdık. Merkezi, fiziki mekân olarak tamamen çocuk dostu şekilde tasarladık. Merkezdeki duruşma salonu, yetişkinlerin yargılandığı duruşma salonlarından farklı olarak çocuğun katılım hakkını güçlendiren ve istişareyi öne çıkaran bir şekilde düzenledik. Merkezde ayrıca baro, çocuk polisi, adli tıp uzmanı, aile ve sosyal hizmetler görevlisi ile klinik uygulamalar yapabilmeleri için üniversitelerin hukuk fakültesi ile psikoloji bölümü öğrencileri için yer tahsis etti” dedi.

    Konuşmasının sonunda Filistin’de yaşanan zulme de değinen Bakan Tunç, “Bugün biz burada çocuğun üstün yararını, çocuk haklarını konuşurken; maalesef Filistin’de bütün dünyanın gözü önünde çocuk katliamı devam ediyor. Gazze’de bir insanlık suçu, savaş suçu işleniyor. Soykırım yapılıyor. Bugüne kadar 24 binden fazla Filistinli şehit edildi. Şehit olanların 10 binden fazlası çocuk, 7 binden fazlası Kadın maalesef. Yani şehit olan Filistinlilerin yüzde 70’ten fazlası çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Gazze’de masum sivillerin üzerine bombalar yağdırılıyor. Dünyanın gözü önünde insan hakları, çocuk hakları, insanlığın bütün ilkeleri, ahlakın ve hukukun bütün ilkeleri ihlal ediliyor. Ancak üzülerek görüyoruz ki; Uluslararası kuruluşlar sessiz. Sürekli insan hakları, çocuk hakları diyenler, demokrasi savunuculuğu yapan, kendilerini demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden ülkeler suspus haldeler. Türkiye olarak biz hep Filistinli kardeşlerimizin yanındayız, yanında olmaya da devam edeceğiz. Akan kanın durdurulması noktasındaki mücadelemizi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sürdürmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşanan zulmü lanetleyerek, kınıyorum” dedi.

    Açılış törenine, Bakan Yılmaz Tunç’un yanı sıra Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, milletvekilleri, belediye başkanları, protokol üyeleri ve adliye personeli katıldı.

  • Uzay yolcuğu Bursa’da heyecanla izlendi

    Uzay yolcuğu Bursa’da heyecanla izlendi

    Tarihi anı vatandaşlarla izleyen Bakan Tunç, “Bugünü hiç unutmayacağız. Türkiye’nin artık bilimde, uzay teknolojisinde, sanayide ve diğer alanlarda nasıl ilerlediğini hep beraber görüyoruz. Türkiye Yüzyılı bilimin de yüzyılı olacak inşallah. Bu yüzyıl çocuklarımızın, gençlerimizin omuzunda yükselecek” dedi.

    GUHEM’e ilk kez geldiğini ve gurur duyduğunu ifade eden Tunç, GUHEM’in Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ettiğini belirterek, Alper Gezeravcı uzayda 13 tane deney yapacağını belirterek, şunları kaydetti:

    “Gezeravcı 14 gün sonra inşallah aramıza dönecek. Türkiye’de onu coşkuyla karşılayacağız ve orada yaptığı deneyleri milletimize anlatacak. Bu ilk olacak ama bundan sonrası artık peşi sıra gelecek. Özellikle uzay teknolojisi alanında çok sayıda bilim insanı ülkemizden yetişecek. Bunu hep beraber göreceğiz. Bugün bu bir başlangıç. Türkiye’nin uzayda kendi ürettiği uyduları var. Haberleşme uyduları var ve sürekli geliştirdiği uyduları var. Savunma sanayi teknolojisinde belli bir noktaya geldik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, onun gösterdiği hedefte hiç durmadan ilerlemeye devam ediyoruz. İşte bugün de bunun en güzel örneğini gördük. Alper’e hayırlı yolculuklar diliyoruz. 14 gün sonra aramıza inşallah sağ salim gelmesine ve orada gördüklerini, yaşadıklarını, yaptığı deneyleri anlatmasını bekliyoruz. Nice uzay yolculukları inşallah. Türkiye Yüzyılı inşallah bilimin yüzyılı olacak, teknolojinin yüzyılı olacak. Gençlerin ve çocukların yüzyılı olacak. Ben tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Ülkemizin daha nice başarılara adım atmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.” ifadelerini kullandı.

    Bakan Tunç’a eşlik eden Vali Mahmut Demirtaş, “İnşallah Alper kardeşimiz 13 gün sonra aramıza sağ salim dönecek. Bugün bu noktaya gelmemize vesile olan Cumhurbaşkanımızın çok büyük emekleri var. Kendimize güvenmemiz lazım. Çok büyük bir şey başardık. İnşallah ülkemiz 22 yıl sonra daha güzel şeyleri başaracağına inanıyorum” diye konuştu.
    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise , “Hayatımdaki en özel anlardan bir tanesi. Ülkemizin geleceği çok parlak. Çocuklarımız çok çalışmalı. Hep birlikte çok güzel işler yapacağız. Kardeşimiz belki uzaya çıkan ilk isim oldu ama inanıyorum ki çok gencimiz uzaya çıkıp orada bilimsel çalışmalar yapacak” dedi.

    Bursa Ticaret Sanayi Başkanı Odası İbrahim Burkay, katıldığı tarihi organizasyonda, “Özellikle Türkiye’nin 100. yılında ortaya koymuş olduğu uzay misyonu, bizim en büyük yol haritamız oldu. Biz dedik ki Türkiye’nin ilk gökbilimi Bursa’da niye olmasın, diyerek projeye başladık. Çok şükür bugün ilk astronotumuzu Uluslararası Uzay İstasyonunda bu akşam yolladık. Bu çok büyük bir hayal. Ülkemizin en büyük 10 ekonomik ülkeler seviye girmesinde bu alan olmazsa olmaz.“ diye konuştu.

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Bursa Büyükşehir Başkanı Alinur Aktaş ve AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan eşlik etti.

    GUHEM’in Gezeravcı’nın uzay yolculuğuyla ilgili Youtube üzerinden yaptığı canlı yayını 300 bin kişi izledi.

  • İcra yoluyla çocuk teslimi uygulamasına son

    İcra yoluyla çocuk teslimi uygulamasına son

    Adalet Bakanlığı, UNICEF Türkiye ve Başkent Üniversitesi Ceza Hukuku ve Kriminoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (CEKAMER) paydaşlığında ebeveynlerine teslim edilen çocuklarla ilgili özel çalışma yaptı. Çalışma sonrasında, “Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair İlam ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesi Sürecine İlişkin Rehber” hazırlandı.

    “İşlemlerin usulüne uygun yapılması amacıyla rehber hazırlandı”

    Rehberi değerlendiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hazırlanan rehberde çocuğun üstün yararını gözettiklerini kaydetti. Bakan Tunç, “Bakanlığımız tarafından çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması işlemlerinde görev alan müdür, uzman ve zabıt katiplerinin mevzuatı ve iş akışı adımlarını öğrenmeleri, ayrıca bu konuda bilgi ve becerilerinin artırılması amacıyla çok sayıda yüz yüze ve çevrim içi eğitim verilmiştir. Verilen eğitimleri tamamlayıcı nitelikte hazırlanan ‘Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Sürecine İlişkin Rehber’ de uygulayıcıların, söz konusu işlemleri usulüne uygun ve çocuğun üstün yararını esas alacak şekilde yerine getirebilmeleri amacıyla hazırlanmıştır” diye konuştu.

    “Çocukların kolluk güçleriyle anne veya babadan koparıldığı çirkin görüntülere son verdik”

    Bakan Tunç, yeni uygulama çerçevesine çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair işlemler, çocuk dostu şekilde oluşturulan çocuk görüşme merkezlerinde uzmanlar vasıtasıyla gerçekleştirildiğini kaydetti. Adalet Bakanı Tunç, şöyle konuştu:

    “Başkanlığımızca yürütülen icra yolu ile çocuk teslimine son veren uygulamaya geçilen 592 adliyenin; 167’sinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerince, 425’inde ise Bakanlığımızca belirlenen hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüklerince çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair iş ve işlemler yerine getiriliyor. Bu uygulama ile çocukların kolluk güçleriyle anne veya babadan koparıldığı çirkin görüntülere son verdik. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların uygulamasını icra dairelerinden aldık, Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine verdik. Görüşme merkezlerinde psikologlar, sosyal çalışmacılar, pedagoglar, rehber öğretmenler vasıtasıyla çocuk teslimleri yapılıyor.

    Bakanlığımız bu hizmeti ücretsiz gerçekleştiriyor.”

    Çocuk görüşme merkezlerinin fiziki yapısına dair bilgi de veren Bakan Tunç, merkezlerin mümkün olduğu kadar çocukların ebeveynleri ile kaliteli zaman geçirmesine imkan sağlayacak park, bahçe ve içerisinde sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerin yürütüldüğü yerlerde ya da bu yerlere yakın olacak şekilde belirlendiğini de kaydetti.

    Dört bin rehber kitap taraflarına dağıtıldı

    Adli süreçlerde çocuk haklarının gözetilmesini ve çocuklara yönelik koruyucu, destekleyici tedbirlerin alınması amacıyla yürütülen uygulama çerçevesinde 4 bin kitap basıldı. Kitaplar, aile mahkemelerine ve ilgili kurumlara dağıtıldı. Kitabın dijital haline Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığının internet sitesinden de ulaşılabilecek.

  • “Yeni bir anayasaya kavuşmamız lazım”

    “Yeni bir anayasaya kavuşmamız lazım”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yapılacak Adliye Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Tunç, “PKK’nın kalleş saldırısında askerlerimiz şehit oldu. Kahramanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun, milletimize ve ailelerine de başsağlığı diliyorum. Onların kanlarını yerde bırakmamak için kahraman arkadaşları mücadeleye devam ediyorlar. Terörle mücadele kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Hem terörün siyasi uzantılarıyla hem de içte ve dışta onları tutan, küresel maşalarıyla da mücadele etme kararlılığımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Diğer yandan Filistin’de maalesef insanlığın gözü önünde çocuk katliamı, sivil katliamı, savaş suçu işlenmeye devam ediyor. Tabii uluslararası kuruluşlar etkisiz kalmaya da devam ediyor. Türkiye olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, onları desteklemeye devam edeceğiz. Dünyada haksızlıklara ses çıkarmaya, dünyada adaleti savunmaya hep devam edeceğiz” diye konuştu.

    21 yılda tarafsız ve bağımsız bir yargı için önemli adımlar atıldığını ifade eden Bakan Tunç, “Adalet mülkün temelidir, adalet haklıya hakkını vermektir. Asıl kısa ve öz tarifi. Adaletin tam anlamıyla tesis edildiği yerde insan güçlüdür. İnsanın güçlü olduğu yerde aile güçlüdür. Ailenin güçlü olduğu yerde toplum güçlüdür ve dolayısıyla topyekûn devlet olarak güçlü oluruz. Adaleti tesis etmenin en yegane yolu da hukuk devleti olmaktır. Hukuk devleti, tüm işlem ve işlemleri yargı denetimine tabii olan devlettir. Ve tarafsız ve bağımsız yargı da hukuk devletinin olmazsa olmaz şartıdır. Tarafsız ve bağımsız yargının tesisi için de son 21 yılda çok önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Özellikle vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden en etkin, en adil şekilde yararlanabilmesinin yolunu açmak için çok önemli çalışmalar yaptık. Özellikle yargı mensuplarımızın, hakim ve savcılarımızın kürsüde uygulayacakları mevzuatı yeniledik. Çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale getirdik. 80 yıldan bu yana uygulanan ama artık çağın ihtiyaçlarına cevap vermeyen temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Artık çağın ihtiyacına cevap veren, Avrupa’nın da, dünyanın da en yeni temel mevzuatına sahip ülke Türkiye. Tabii bu mevzuatın uygulanacağı yerler, fiziki mekanlar da önemli. Bu fiziki mekanları da son yıllarda yeniledik” şeklinde konuştu.

    “Anayasada sessiz devrimlere imza atıldı”

    Anayasada sessiz devrimlere imza atıldığını kaydeden Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Reform sayılabilecek anayasa değişikliklerini hayata geçirdik. Tabii darbe anayasasının vesayetçi ruhunu tamamen ortadan kaldırmanın tümden bir değişiklik yapılmadığı müddetçe mümkün olmayacağı da açık. Ama anayasamızda reform sayılan sessiz devrim sayılan önemli değişikliklere de imza attık. Anayasamızda sıkıyönetim maddesi vardı, sıkıyönetim maddesini kaldırdık. ‘Darbeciler yargılanamaz’ diye bir madde vardı; bunu kaldırdık ve darbecilerin yargılanmasını sağladık. Tüm bu değişikliklerla özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile de demokrasimizi, cumhuriyetimizi güçlendirdik. Süreç içerisinde çok sayıda değişikliğin anayasamızda gerçekleşmiş olması, anayasanın maddeleri arasındaki yeknesaklığı da bozdu. Tabii bu yeknesaklığın bozulması birtakım sorunlara da yol açıyor. Yargı kurumlarımız arasında özellikle yorum farklarının farklı sorunlara yol açmasını da hep beraber günümüzde yaşıyoruz. O nedenle bu sorunları aşabilmemiz, özellikle darbeciler tarafından yazılmış olan bir anayasadan kurtulup, kuşatıcı, demokratik, sivil temel hak ve özgürlükleri öne alan, devletin görevlerini belirleyen, insan onurunu koruyan yeni bir anayasaya kavuşmamız lazım. İnşallah 28. dönem parlamentosu bu uzlaşmayı sağlar. Demokratik bir anayasayla Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atmak Türkiye’ye yakışır ve inşallah milletimize olan borcumuzu da yerine getirmiş oluruz.”

    Hakim ve savcı adaylığının kaldırıldığını hatırlatan Bakan Tunç, “Hakim ve savcılarımızın, avukat meslektaşlarımızın özellikle güçlendirilmesi, onların tarafsız ve bağımsız yargı ilkesine uygun şekilde görevlerini yapabilmesi, daha donanımlı hale getirilmesi ile ilgili olarak da başlattığımız çalışmalar var. Bunlardan birisi de hukuk fakültelerindeki eğitimin daha da kaliteli hale getirilmesi ve bunu YÖK’le işbirliği içerisinde gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz. Hukuk fakültesini bitiren genç kardeşlerimizin hakim, savcı, avukat olmak isteyen bu genç kardeşlerimizin öncelikle fakülte bittikten sonra bir ön elemeye tabi tutulmasını istiyoruz. Bu anlamda meclisimizde yasası gerçekleşti, yürürlüğe de 2024 yılından itibaren giriyor. Artık avukatlık stajına başlayabilmek için hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanmak gerekecek. Hakimlik, savcılık sınavına girebilmek için de yine bu sınavı kazanmak gerekecek. Artık bundan sonra hakim savcı adaylığı yok; onu da kaldırıyoruz. 2 yıl süren hakim, savcı adaylığı yerine 3 yıl süren hakim, savcı yardımcılığı sistemine geçtik. 3 yıl boyunca hakim ve savcı yardımcılarımız, 1 yıl Adalet Akademisi’nde eğitim görecekler. O akademide ara sınavları geçecekler ve 2 yıl boyunca da tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında çalışacaklar. Kürsüye çıkmadan önce gerek ilk derece, gerek istinat, gerek Yargıtay, tüm aşamaları tanımış, görmüş, teorisi ile uygulamasıyla daha donanımlı bir şekilde daha hazırlıklı bir şekilde kürsüye çıkarak, adaletin hizmetinde olacaklar inşallah” ifadelerini kullandı.

    Tören, konuşmaların ardından Bakan Tunç’a verilen hediyeler ile devam etti. Duaların ardından Bakan Tunç ve beraberindekilerin butona basmasıyla temel atma töreni sona erdi. Törene Bakan Tunç’un yanı sıra Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Vehbi Koç, Yılmaz Büyükaydın, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Sedat Çelik, Akçaabat Cumhuriyet Başsavcısı Hacı Şeref Özsöğüt, ilçe belediye başkanları, adliye personeli ve vatandaşlar katıldı.

  • “Anayasamız bir darbe anayasası“

    “Anayasamız bir darbe anayasası“

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargı Reformu Strateji (YRS) ve İnsan Hakları Eylem Planı (İHEP) toplantısına katıldı. Ankara’da bir otelde düzenlenen programa çok sayıda stajyer avukat ile hakim, savcı adayı katıldı. Adalet Bakanı Tunç, açılış konuşmasında, Irak’ın Kuzeyinde şehit olan 12 askere Allah’tan rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı diledi.

    “Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı”

    Terörle mücadeledeki kararlılıktan taviz vermeyeceklerini söyleyen Bakan Tunç, “Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı. Hiçbir zaman terör amacına ulaşamayacak. Onları kumanda edenlerle, maşa olarak kullananlarla ve bunların ülkemiz üzerindeki hain emelleriyle kararlı mücadelemiz devam edecek” ifadelerine yer verdi.
    Filistin’de İsrailli saldırganların terör örgütü gibi masumları katletmeye devam ettiğini söyleyen Tunç, İsrail’in artık soykırım yaptığını vurguladı. İsrail’in mutlaka insanlığın huzurunda hesap vereceğini aktaran Bakan Tunç, bu süreçte uluslararası insan haklarının etkisiz olduğunun da anlaşıldığını belirtti.

    “İsrail’in işlediği suçların hesabının sorulacağı günler elbette gelecek”

    Tunç ayrıca, Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında olacağını söyleyerek, “BM Soykırım Sözleşmesinde ifadesini bulan tüm unsurların burada gerçekleştiğini görüyoruz. İsrail’in işlediği suçların hesabının sorulacağı günler elbette gelecek. Bu saldırganlar, bu insanlık suçunu, savaş suçunu işleyenler, bu soykırımı yapanlar insanlığın huzurunda elbet hesap verecekler. Biz buna inanıyoruz” dedi.

    Bakan Tunç konuşmasına şöyle devam etti:

    “21 yıldan bu yana hala reform yapıyorsunuz, reformları bitiremediniz” şeklinde haksız eleştiriler bulunduğunu, toplum durağan olmadığı için reform ihtiyacının da süreklilik arz ettiğini bildirdi. Tunç, “Biz milletimiz için, milletimizin temel hak ve özgürlüklerden en iyi şekilde yararlanması için reform sürecini sürdüreceğiz” dedi.

    “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerek demokrasimizi güçlendirdik”

    AK Parti’nin 21 yıldır temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi için çalıştığını ifade eden Tunç, “Halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerek demokrasimizi güçlendirdik. Daha yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşma noktasındaki reformu, milletimizin onayıyla hayata geçirmiş olduk” diye konuştu.

    “Anayasamız vesayetçi ruha sahip bir darbe anayasası”

    Anayasanın darbeciler tarafından yazdırıldığını söyleyen Tunç, “Anayasamızın darbeciler tarafından yazdırılmış olması tek başına değişmesi için yeterli sebeptir. İnşallah demokratik, kuşatıcı, temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü öne alan, demokratik hukuk devleti ilkesini daha da tahkim eden yeni sivil bir anayasayı uzlaşmayla yaparak 28. dönem parlamentosunda gerçekleştirmiş oluruz. Milletimiz bu borcumuzu da yerine getiririz. Anayasamız vesayetçi ruha sahip bir darbe anayasası. Tabi bu vesayetçi ruhu ortadan kaldırmaya yönelik de birçok adım attığımızı söylememiz gerekir. Özellikle kadınlarımıza pozitif anayasamıza bu dönemde girdiğini hatırlatmakta fayda var. Anayasamızın sadece yazılış süreci, hazırlanış süreci bakımından, darbeciler tarafından yazılmış olması bile tek başına değişme sebebidir” diyerek sözlerini noktaladı.

    Toplantıda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Erinç Sağkan, YRS ve İHEP çalışmalarını vatandaşların hak ve özgürlüklerin genişletilmesi açısından önemli gördüklerini dile getirerek, “Toplumda adaleti tesis eden yargı, hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmazıdır” dedi.

    Program, fotoğraf çekiminin ardından sonlandı.

  • Bakan Tunç: “Kara parayla ve terörün finansmanı suçuyla yargımız da kararlı bir şekilde mücadelesini sürdürüyor”

    Bakan Tunç: “Kara parayla ve terörün finansmanı suçuyla yargımız da kararlı bir şekilde mücadelesini sürdürüyor”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Bartın Kadın Kolları Başkanı Evren Ayvaz’ın babası emekli öğretmen Hasan Ayvaz’ın (70) cenaze törenine katılmak için geldiği Bartın’da fenomenlerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gündeme gelen kara para aklama ve terörün finansmanı gibi suçlar hakkındaki davalar konusunda açıklama yaptı. Kara para ve terörün finansmanı gibi suçlarla İçişleri, Maliye ve Adalet Bakanlığı’nın koordineli bir şekilde mücadele yürüttüğünü hatırlatan Bakan Tunç, “Kara paranın aklanması ve terörün finansmanı suçuyla mücadeleyle ilgili olarak, yürütülen soruşturmalar var. Bu soruşturmalar kapsamında özellikle yargıya intikal eden davalar da söz konusu oluyor. Biliyorsunuz terörün finansmanının önlenmesiyle ilgili kanunlarımızda ve kara paranın önlenmesiyle ilgili kanunlarımızda önceki yasama döneminde düzenlemeler yapılmıştı. Özellikle bu suçların önlenmesi ve bu suçlarla daha etkili mücadele bakımından, özellikle mali eylem görev gücü bakımından Türkiye’nin hak etmediği gri listeden çıkması noktasındaki mücadelemiz de sürüyor. Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, bu konuda 3 bakanlığımız koordineli şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu kapsamda tabii yargıya intikal eden, soruşturmalara intikal eden MASAK raporları çerçevesinde kara parayla ve terörün finansmanı suçuyla mücadele noktasında yargımız da kararlı bir şekilde mücadelesini sürdürüyor. Bu konuda yargıya intikal eden hususlar olduğunda gecikmeksizin sonuçlanması noktasında kararlılık da sürüyor” dedi.

    “Anayasa’da madde sayısından fazla değişiklik yapıldı”
    Bakan Tunç, gazetecilerin mevcut anayasanın değişikliği ile ilgili sorusu üzerine ise, “Anayasamızda son 21 yılda gerek 2010 Anayasa değişiklikleri ile gerekse 2017 Anayasa değişiklikleriyle çok önemli reform sayılabilecek düzenlemeler yapmıştık. Özellikle yargı birliğinin sağlanması, askeri yargının kaldırılması, Anayasa Mahkemesi’nin Hakimler Savcılar Kurulu’nun Yüksek Askeri Şura’nın yapısının demokratik hukuk devleti ilkesine uygun düzenlemelerin yapılması, temel hak ve özgürlüklerin alanının genişletilmesi, kişisel verilerin korunmasına yönelik, özel hayatın korumasına yönelik, yine bireysel başvuru, bilgi edinme hakkına ilişkin çok sayıda düzenlemeler, kadın hakları, çocuk hakları, sıkı yönetimin anayasadan çıkarılması yine darbecilerin yargılanamayacağına ilişkin hükmün Anayasa’dan çıkarılması gibi çok sayıda reform sayılabilecek, sessiz devrim sayılabilecek, Anayasa’mızın vesayetçi ruhunu ortadan kaldırmaya yönelik önemli düzenlemeler yaptık. Ancak tabii bu değişiklikler ve önceki dönemlerde yapılan değişikliklerle yaklaşık 184 değişiklik yapıldı. Anayasa’mızda 177 madde var, madde sayısından daha fazla değişiklik yapıldı” şeklinde konuştu.

    “Darbecilerin yaptığı bir Anayasa”
    Bakan Tunç, mevcut Anayasa’nın darbecilerin yazdırması nedeniyle bile değişiminin gerekli olduğunu ifade ederek, “Tabii Anayasa’mızdaki bu çok sayıdaki değişiklik maddeler arasında da yeknesaklığı bozdu. Bunun da tabii uygulamada birtakım sorunlara yol açtığını da hep beraber görüyoruz. İşte en son Yargıtay, Anayasa Mahkemesi arasındaki görüş farklılıkları bu anlamda bu yeknesaklığın bozulması, bir kere yeni Anayasa’ya da ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor. Ama en önemlisi de darbecilerin yaptığı bir Anayasa. Dolayısıyla serbest tartışma ortamında yazılmamış bir Anayasa. Sadece darbeciler tarafından yazdırılmış olması bile yeni bir Anayasa’nın gerekliliğidir. Bu anlamda da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bunun için mutabakat gerekir. İnşallah bu mutabakat da sağlanır. 28’inci yasama döneminde temennimiz bütün partiler uzlaşarak milletimize olan bu borcu yerine getiririz” diye konuştu.

  • “Büyük Türkiye ile gurur duyacaksınız”

    “Büyük Türkiye ile gurur duyacaksınız”

    Türkiye Noterler Birliğinde ‘Yarının Dünyasında Bugünün Çocuk Hakları’ paneli düzenlendi. Programa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Noterler Birliği Başkanı Emine Çağlayan, TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nun Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu ile çok sayıda misafir katıldı.

    Sözlerine, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününün önemine değinerek başlayan Bakan Tunç, böyle bir günde çocuklarla bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, tüm çocukların ‘Dünya Çocuk Hakları’ gününü kutladı. Gündeme dairde açıklamalarda bulunan Tunç İsrail’in Filistin’e karşı yaptığı saldırıları kınadı.

    “12 binden fazla Filistinli şehit edildi”

    İsrail’in Filistin’e karşı işlediği ve işlemeye devam ettiği insanlık dışı saldırılarıyla ilgili konuşan Bakan Tunç, “Dünya’nın gözü önünde 12 binden fazla Filistinli şehit edildi ve bunun 5 bini çocuklardan oluşuyor. Masum siviller maalesef bombalanıyor. 1917 yılından bu yana toprakları işgal edilerek küçücük bir alana sığdırılan 2 buçuk milyon insan bir soykırımla topraklarını terk etmeye zorlanıyor. Bu bütün dünyanın önünde gerçekleşiyor. Bütün dünyanın, uluslararası kuruluşların sessiz kaldığı bir ortamda Türkiye olarak hep yüksek sesle karşı geliyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Büyük Türkiye ile gurur duyacaksınız”

    Bakan Tunç, çocuklara hitaben, “Sizler güçlü Türkiye ile dünyada hep hakkaniyetin sözcülüğünü yapan büyük Türkiye ile gurur duyacaksınız. O günün bakanları cumhurbaşkanı sizler olacaksınız. Bizler inşa sürecini başlattık, bu inşa sürecini koruyacak olan dünyaya Türkiye damgasını vuracak olan sizler olacaksanız” dedi.
    Anayasa’da çocuk haklarına ilişkin yapılan düzenlemelerle ilgili konuşan Bakan Tunç şu ifadelere yer verdi:

    “Bizim medeniyetimiz dinimiz çocuklara çok önem verir. Son 21 yılda çocuk hakları ile ilgili düzenlemeyi hayata geçirdik. Darbe anayasasında çocuk hakları yoktu, unutulmuş. Her şey vardı, çocuk hakları ile ilgili bir cümle yoktu. Sayın Cumhurbaşkanımız 2010 yılında Anayasamıza çocuk haklarını önerdi, Meclis kabul etti. 2010 Anayasa değişikliğinde de kadın hakları, çocuk hakları, engelli hakları pozitif ayrımcılık olarak düzenlendi. Meclis’te çocuk hakları komisyonu yoktu, kurulmasını sağladık. Çocuk güldüğü zaman dünya güler, çocuk ağladığında dünya ağlar. Çocuklarımızı korumadığımızda dünyamızı karartmış oluruz. Bütün çocuklar kardeştir, bütün çocuklar masumdur. Onları korumak ailelerinin birinci vazifesidir, tabii sadece aileye bırakılmayacak kadar çocuklar önemlidir. Çocukları korumak devletin asli görevidir.”

    Program Adalet Bakanı Tunç’un hitaplarının ardından plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimiyle sonlandı.

  • Bakan Tunç’tan Ogün Samast açıklaması

    Bakan Tunç’tan Ogün Samast açıklaması

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da Noterler Birliğinde gerçekleştirilen “Yarının dünyasında bugünün çocuk hakları” programına katıldı. Program sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ogün Samast hakkında hazırlanan FETÖ iddianamesine yönelik sorulan soruya yönelik şunları söyledi:

    “Bu konular, yargısal süreçlerle ilgili konular. Yargısal süreçle ilgili konularda dosyaların evveliyatını bilmeden hüküm vermek doğru değil. 2007 yılında gerçekleştirilen ve Türkiye’yi sarsan hunharca bir cinayet gerçekleştirildi. Cinayet sonrası azmettirenler ve tetikçilerle ilgili yargılama süreci başladı. Tetikçinin yaşının küçük olması nedeniyle çocuk mahkemesinde devam etti. Diğer azmettirenlerle ilgili olarak da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verildi. Bunların infazı cezaevinde devam ediyor. Çocuk mahkemesinde yargılanan tetikçinin Türk Ceza Kanuna göre çocuk olması sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet cezası yerine 18-24 arasında takdir edilecek bir ceza söz konusudur. Mahkeme o dönemde 21 yıla hükmetti. Cezaevinde yatmış olduğu süre Ceza İnfaz Kanunumuza göre doldu.”

    “Yargılama devam edecek”

    Ogün Samast ile ilgili hazırlanan iddianameye göre kamuoyunun bilmediği konular olduğuna dikkati çeken Bakan Tunç, “Azmettirenlerle tetikçiye terör örgütü olmayan örgüt kapsamında cezalar verilmişti. Çocuk mahkemesine suç duyurusunda bulunan tetikçiyle ilgili olarak da iddianame düzenlenmişti. Nisan ayında bu iddianame birtakım eksiklikler nedeniyle iade edilmişti. Bu eksiklikler giderilerek yeni iddianame tekrar çocuk mahkemesine sunuldu. Bu kapsamda da yargılama devam edecek” ifadesini kullandı.

    Bir gazetecinin ise “İddianamenin zaman aşımına uğrayacak mı?” sorusunu cevaplayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Tüm bunların değerlendirmesini yapacak olan mahkemelerimizdir, yargı makamlarıdır. Hep beraber bunun neticesini bekleyeceğiz” yanıtını verdi.

  • “Hedefimiz darbe anayasasından kurtulmak”

    “Hedefimiz darbe anayasasından kurtulmak”

    Sakarya’da yeni adliye binasının temel atma töreni, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un katılımıyla gerçekleşti. Törende konuşan Bakan Tunç, İsrail ve Filistin savaşının bir an önce bitmesi gerektiğini ifade ederek, “Soykırımı gerçekleştiren, savaş suçu işleyen, çocukları katleden, kadınları katleden, acımasızca sivillerin üzerine bombalar yağdıran İsrailli saldırganları buradan Sakarya’dan da bir kez daha şiddetle nefretle lanetliyoruz. Türkiye başından beri Filistin davasına sahip çıkıyor. Filistin’de Filistinlilerin bir devleti olması gerektiğini başından beri söylüyoruz. Ve bu sebeple bu sorunların olduğunu, orada çözümün iki devletli bir yapıda olduğunu, 1967 sınırlarında Doğu Kudüs başkenti olan bir Filistin kurulması gerektiğini başından beri söylüyoruz ama maalesef dünya buna sessiz kalıyor. Maalesef İsrail’in işgal ettiği topraklarda zulüm devam ediyor. Uluslararası kuruluşlar bu insanlık suçu karşısında görevini yapıyor mu? Maalesef diğer konularda olduğu gibi Filistin konusunda da duyarsız” dedi.

    “Siz dünyanın, milletlerin güvenliği için mi varsınız yoksa savaş için mi varsınız”

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bugüne kadar bu konuda 4-5 kez toplandılar. Yine toplanacaklar. Ateşkes önerileri sunuluyor Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne bu ateşkes önerileri güvenlik konseyinin bir üyesi veto ettiğinde reddediliyor. Maalesef Amerika Birleşik Devletleri’nin vetosuyla ateşkes önerileri reddedildi. Hatta insani yardım kapılarının açılmasıyla ilgili önerge veriliyor, ‘Hayır insani yardım da olmaz’ diyorlar. Kim? Dünyanın güvenliğini sağlamak için kurulmuş olan bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Siz dünyanın, milletlerin güvenliği için mi varsınız yoksa savaş için mi, bombalar için mi varsınız? Maalesef bu duyarsızlık, uluslararası kuruluşların önceki sorunlarda olduğu gibi, Filistin’deki problem çözümsüz kaldığını gösteriyor. Temennimiz bir an önce orada ateşkesin sağlanması, bir an önce çocukların kurtarılması. Türkiye olarak o çocukların imdadına, o hastanelerin imdadına, insani yardımla, diğer desteklerle devam ediyoruz. Ve ateşkesin sağlanması için de çağrımızı sürekli yenileme devam ediyoruz” diye konuştu.

    “Hedefimiz Türkiye yüzyılında artık darbe anayasasından kurtulmak”

    Darbe anayasasının kaldırılması gerektiğini ifade eden Bakan Tunç, “Şimdi hedefimiz Türkiye Yüzyılı’nda artık darbe anayasasından kurtulmak. İnşallah inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi 28. Dönem Parlamentosu bu konuda bir uzlaşmaya varır ve milletimize olan borcumuzu da ödemiş oluruz. Darbe anayasasıyla yol yürümek Türkiye Yüzyılı’nda Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’mize yakışmaz diyoruz. Darbeci ruhu ortadan kaldıracak çok sayıda düzenleme yapıldı ama anayasanın sadece darbeciler tarafından yazılmış olması bile yalnızca başlı başına bile değiştirmek için geçerli ve yegane sebeptir diyoruz” şeklinde konuştu.

    “Sakarya’mızın yöresel mimarisine de uygun bir yatırım”

    Yeni adalet sarayı hakkında da bilgi veren Bakan Tunç, “Bugün 103 bin metrekare kapalı alanı olan 36 bin metrekarelik taşınmaz üzerinde Sakarya Adalet Sarayı’mızın bugün temelini atıyoruz. 700 araçlık otoparkı olacak ve Sakarya’nın uzun yıllar adalet hizmetlerine cevap verebilecek önemli bir yatırım. Ve bu burada özellikle bu adalet binamız, yargının saygınlığına da uygun bir mimaride inşa edilecek. Ayrıca Sakarya’mızın yöresel mimarisine de uygun bir yatırımı inşallah bugün temelini atarak kısa süre içerisinde iki yılı aşmadan hizmete açmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.