Etiket: adalet bakanı

  • Bakan Gül: Demokraside, ‘süper mahkeme’, ‘süper savcı’ yoktur

    Bakan Gül: Demokraside, ‘süper mahkeme’, ‘süper savcı’ yoktur

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Yargı mensubunu bağlayan tek ölçü; anayasadır, vicdandır, hukuktur. Demokraside, hukuk devletinde ‘süper mahkeme’, ‘süper savcı’ yoktur, tek süper güç hukuktur, hukukun üstünlüğüdür” dedi.

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dikmen Hakim Evi’nde düzenlenen ‘Ceza Muhakemesinde Lekelenmeme Çalıştayı’nda konuştu. Bakan Gül, adaletin; ekmek gibi, su gibi, insanlığın temel gereksinimlerinden biri olduğunu belirterek, “Bir toplumun huzuru, dayanışması ve esenlik duygusu, adalete duyulan inançla doğru orantılıdır. Ülkeler bu nedenle hukuk sistemleri oluşturmuş, devletler bu nedenle adaleti mülkün temeli kılmıştır. Anayasalar, hak ve özgürlüklerin manifestosu olarak yargısal adaletin güvencelerini ortaya koymuştur. Aynı güvenceler, evrensel değerlerle uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır” dedi.

    ‘İLMEK İLMEK İŞLENMİŞTİR’

    İnsanın, haklarıyla yaşadığını, devletin ise insanı ve onurunu yaşatmak üzere var olduğunu vurgulayan Bakan Gül, “En genel tanımıyla adalet, hakkın yerini bulması, haklının hakkını almasıdır. Haklar içinde korunmaya en layık olanı insan onurudur. Hukukta insan onuru, insanın sadece insan olması sebebiyle değerli ve saygıya layık bir varlık olması olarak tanımlanır. Bu tanım bize bir yaklaşımı, bir anlayışı da tavsiye etmektedir. Hukukunuzun merkezine insan onurunu koymalısınız. İşte bu yaklaşımla insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesi, son 18 yılda, hukuk düzenimize adım adım, ilmek ilmek işlenmiştir” ifadelerini kullandı.

    ‘KİMSE KEYFİ MUAMELEYE MARUZ KALAMAZ’

    Bakan Gül, insan onuru ve saygınlığını koruyan önemli bir prensibin Ceza Muhakemesi Kanununda usuli güvenceye kavuşan lekelenmeme hakkı olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:

    “Orada kanun açıkça ifade ediyor: ‘Soyut, genel, mesnetsiz şikâyet ve ihbarlarda kimseyi şüpheli yapamazsınız’ diyor. Yani kimse keyfi muameleye maruz kalamaz, kimse her an şüpheli olma tehdidi altında bırakılamaz. Bu amaçla getirilen sistemin adı ‘lekelenmeme hakkıdır’. Uzun sözün kısası, kanun diyor ki ‘kimse lekelenemez’. Yani, dünya görüşü, etnik kökeni, inancı, yaşam tarzı, tabiiyeti ne olursa olsun lekelenmeme hakkının istisnası yoktur. Lekelenmeme, 83 milyon vatandaşımız için geçerlidir. Bu hakkın sağladığı korumadan, hukuki güvenlik duygusundan herkes eşit yararlanır. İşlenmiş bir suçu soruşturmak ve faillerini adalet önüne çıkarmak hem bir hak, hem de bir görevdir. Her bireyin, hatta suç işlemiş olsa bile failin onurunu korumak da bir ödevdir. Bu ödevin yerine getirilmesinde, suç failinin haklarına saygı gösterilerek hukukun sınırları içinde maddi gerçek araştırılır, soruşturma ve kovuşturma yapılır, hüküm verilir ve hükümlerin infazı sağlanır. Yine bu ödevin bir gereği olarak mağdurun ve masumun da hakları korunur, izzet ve onuru mutlaka gözetilir. Suçludan hesap sormak kadar, suç teşkil eden eylemlerle ilgisi bulunmayan vatandaşın rahatsız edilmemesi, adli takibe uğramaması, hukuk devleti olmanın bir gereğidir. İnsan onuru en yüce değerdir.”

    ‘VATANDAŞIMIZ ASILSIZ İHBARLA LEKELENMEDİ’

    Ceza muhakemesinin hakikati araştırırken, masumların lekelenme riskini de sıfıra indirmek zorunda olduğunu kaydeden Bakan Gül, “2017 yılında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 158’inci maddesinde yapılan değişiklik, vatandaşlarımızın lekelenmeme haklarını koruma amacını taşıyor. Ceza muhakemesi ile temel hak ve hürriyetler arasında gözetilmesi gereken hassas dengenin hepimiz farkındayız. Artık her ihbar için soruşturma başlatılmıyor, asılsız bir ihbar karşısında vatandaşlarımız da ‘şüpheli’ durumuna düşürülmüyor. 1 Ocak 2020 ve 30 Eylül 2020 tarihleri arasında, 143 bin 726 ihbar yapılmış ve bu dosyalardan 99 bin 805 dosyada soruşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verilmiştir. Toplamda baktığımızda; kanunun yürürlüğü girdiği Eylül 2017’den bugüne kadar 261 bin 843 kişi hakkında bu kararlar verilmiş ve asılsız ihbarla vatandaşımız lekelenmemiştir” dedi.

    ‘DEMOKRASİDE, ‘SÜPER MAHKEME’, ‘SÜPER SAVCI’ YOKTUR’

    Vatandaşın lekelenmemesi ile birlikte yargının da lekelenmemesi gerektiğini ifade eden Bakan Gül, şöyle konuştu:

    “Yıllık dosya yükü içerisinde bir adliyede 3 dosya, 5 dosya sebebiyle o adliyenin lekelenmemesi de çok önemli. Geçmişte çok kötü örnekler gördük; sanıktan delile giden uygulamalar, kumpas davaları, yargılamalardaki haksızlıklar, uydurma deliller, asılsız ihbarlar, tapelerle neler yapıldı. Bir gece vakti nasıl insanların evine girildiğini, insanların nasıl lekelendiğini hepimiz yaşayarak gördük. Türkiye’de yargı mensupları kararlarıyla konuşur. Ve yargı, ihtilafları bitiren, sona erdiren hakem kurumdur, vermiş olduğu kararlarla, ‘evet adalet tecelli etti, yerini buldu’ dedirtecek kararları gerekçeleriyle ortaya koymalıdır. Verilen kararın hukuki gerekçeleri de tarafları ve milletimizi tatmin etmeli, vicdanları rahatlatmalıdır. Milletimin yargıdan beklentisi de elbette budur. Geçmiş dönem yöntemleriyle, anayasa ve vicdan yerine kişiselleştirerek, farklı düşüncelerle, özensizlikle asla karar verilemez. Yargı mensubunu bağlayan tek ölçü; anayasadır, vicdandır, hukuktur. Demokraside, hukuk devletinde ‘süper mahkeme’, ‘süper savcı’ yoktur, tek süper güç hukuktur, hukukun üstünlüğüdür.”

  • Adalet Bakanı’ndan Başsavcılıklara Covid-19 uyarısı

    Adalet Bakanı’ndan Başsavcılıklara Covid-19 uyarısı

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 1 Eylül’de başlayacak adli yılla birlikte adliyelerde yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı tedbirlere uyulması konusunda başsavcılıkları uyardı. Gül, ‘Adalet Hizmetlerinde Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu’nda yer alan önlemleri hatırlatarak, yeni dönemde de tedbirlere aynı titizlikle uyulmasını istedi.

    Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; 1 Eylül’de başlayacak adli yılla birlikte adliyelerde hakim-savcı, adli personel ile vatandaşların korunması, salgının bulaşı riskinin azaltılması ve yayılmasının engellenmesi amacıyla bir yazı yayımlandı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül imzalı, ‘Covid-19 Salgınına Yönelik Tedbirler’ konu başlıklı yazıda, Sağlık Bakanlığının kararları ve Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda adliyelerde alınan önlemlerin salgının bulaşı riskinin azaltılmasında önemli katkısı olduğu belirtildi. Yazıda adliyelerde alınacak tedbirleri belirleyen ve 29 Mayıs 2020’de yayınlanan ‘Adalet Hizmetlerinde Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu’nda yer alan önlemler hatırlatılarak, yeni dönemde de kılavuzda yer alan tedbirlere aynı titizlikle riayet edilmesi istendi.

    10 MADDELİK HATIRLATMA

    Kılavuzda yer alan önlemlerin ilk günden itibaren adliyelerde hemen hayata geçirildiği ve uygulandığına dikkat çekilen yazıda, salgınla ilgili 10 maddelik hatırlatmada bulunuldu. Buna göre; Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu’nda yer alan tedbirlere titizlikle riayet edilecek. Adliye girişlerinde ve bina içlerinde yoğunluğu ve beklemeyi önleyecek ilave uygulamalar hayata geçirilecek. Hizmet binalarının temizliğine ve maske kullanımına dikkat edilecek. Fiziki teması en aza indirmek için ön büroların faaliyetleri artacak. Covid-19 tanısı konulan ya da temaslı olması nedeniyle takibe alınan personele ilişkin işlemler gecikmeksizin yapılacak ve bu personelin tedavi süreçlerindeki ihtiyaçları takip edilecek. Çalışma alanlarında bulunabilecek kişi sayısı kılavuzda yer alan esaslara uygun biçimde ayarlanacak. Kılavuzda yer alan önlemlerin hayata geçirilmesi için hijyen malzemeleri ile ekipmanların hizmetlerin aksamasına sebebiyet vermeyecek şekilde temin edilecek. Tutukluların ceza infaz kurumlarından, adliyelere nakilleri sırasında gerekli önlemler alınacak. İcra ve iflas dairelerinde vatandaşlar ile avukatların işlerini kolaylaştıracak ilave önlemler hayata geçirilecek. Ayrıca il bazında alınmasında yarar görülen tedbirler de İl Pandemi Kurulları ile görüşülerek alınacak.

    ADALET BAKANLIĞINDAN ESNEK ÇALIŞMA GENELGESİ

    Cumhurbaşkanlığı Genelgesi sonrasında, Adalet Bakanlığı da esnek çalışma genelgesi yayımladı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül imzalı ‘Covid-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler’ konu başlıklı genelge, Bakanlık merkez ve diğer bağlı birimler ile tüm başsavcılıklara ve bölge idare mahkemesi başkanlıklarına gönderildi. Genelgede, esnek çalışmaya dair yetki birim amirlerine bırakılarak, esnek çalışmanın iş ve personel durumu gözetilerek ve hizmeti aksatmayacak şekilde yapılması istendi.

  • Adalet Bakanı: “Kadın cinayetleri bir terör eylemidir”

    Adalet Bakanı: “Kadın cinayetleri bir terör eylemidir”

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen gencin evinin penceresinden düşerek ölen 17 yaşındaki Duygu Delen’in Gaziantep’teki ailesine taziyede bulundu.

    “Kadın cinayetleri bir terör eylemidir ve bu eylemlere karşı hepimiz topyekün mücadele etmek zorundayız” diyen bakan Gül, duyarlılığın en üst düzeyde olması gerektiğini söyledi.

    Bakan Gül, şöyle devam etti:

    “İşin başında küçük diye hasır altına atılan bazı olayların büyüye büyüye cinayetle sonuçlandığını görüyoruz. Dolayısıyla bu konuda hem kolluk hem yargı makamları ve toplumun her kesiminin, şiddeti önleme merkezleri dahil duyarlılığın en üst düzey olması millet olarak beklentimizdir. ”

    Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere ilişkin, Bakan Gül, “Nasıl ülkemizin bir çakıl taşını veremezsek, feda edemezsek, mavi vatanımızdan da verilecek bir damla su yoktur ve bunu egemenlik hakkı olarak sonuna kadar koruyacağız.” diye konuştu.

  • “Talimatı FETÖ verdi, muhatap dönemin Adalet Bakanı”

    “Talimatı FETÖ verdi, muhatap dönemin Adalet Bakanı”

    Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, Fethullahçı yapılanmanın siyasi ayağı tartışmalarına yönelik yaptığı açıklamalar nedeniyle başlatılan soruşturmada verdiği ifadenin ayrıntılarına ulaşıldı.

    Başbuğ, 12 Haziran’da Kartal’da bulunan Anadolu Adalet Sarayı’na gelerek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan soruşturma kapsamında SEGBİS ile alınan ifadesinde, “TSK’ya yönelik komploların açığa çıkartılmasını istiyorum” dedi.

    Habertürk’ün haberine göre, söz konusu yasa değişikliğiyle, Fethullahçı yapı tarafından TSK’ya yönelik planlanan komploların önünün açıldığını kaydeden Başbuğ, “TSK ilgili birçok dava kapsamda yürütüldü. Ben hep TSK’ya yönelik komplolarla mücadele ettim. Cezaevindeyken de ettim. TSK’ya karşı yürütülen komploların açığa çıkartılmasını istiyorum. Bu kanun teklifinin tamamen FETÖ’nün direktifleri ile hazırlandığını düşünüyorum” dedi.

    “MECLİS’İ HEDEF ALMADIM”

    Başbuğ, bununla birlikte, bu açıklamalarının Meclis’in manevi şahsiyetini hedef almasının söz konusu olmadığını söyledi.

    “Benim, Meclis’in manevi şahsiyetini hedef alan bir konuşma yapmanın beklenmesini üzüntü ile karşılarım” ifadelerini kullanan Eski Genelkurmay Başkanı, bu tür bir davranışın ‘kimsenin haddine olduğunu düşünmediğini’ dile getirdi.

    Başbuğ, savcının yönelttiği “Şikâyetçi vekillerin kanun değişikliği sırasında FETÖ ile birlikte hareket ettiklerine yönelik bir bilginiz var mı?” sorusuna ise “Kesinlikle hayır” yanıtını verdi. Başbuğ şöyle devam etti:

    “Ne bilgim var ne onların böyle bir durumda olduğunu düşünüyorum. Adalet Bakanlığı tarafından getirilen bir teklif vardır. Şikayet eden milletvekillerimiz bakanlığın getirdiği bu teklifi sadece önergeye geçirerek, prosedür olarak hareket etmişlerdir. FETÖ ile ilişkilerinin olduğuna dair en ufak, ne bilgim var ne de şüphem var.”

    “DEĞİŞİKLİK ANAYASAYA AYKIRI”

    Başbuğ teklifin hazırlanması konusunda dönemin Adalet Bakanlığı yetkililerini işaret etti.

    “Bugün gelinen nokta itibarıyla konunun muhatabının teklifin Meclis’e geldiği zamanki Adalet Bakanı ve bakanlık bürokratları olduğunu düşünüyorum” diyen Başbuğ, şunları söyledi:

    “Aslında kimseyi suçlamak amacında değilim. İbrahim Okur’un bu yasa değişikliğinin hazırlanmasıyla ilgisi var mıdır? Araştırılsın. Benim üzerinde durduğum nokta; anayasaya aykırı olan bu değişikliğin kimler tarafından hazırlandığının, kimler tarafından teklif edildiğinin ve bu yasa değişikliklerinden kimlerin faydalandığının sorgulanmasıdır.”

    Başbuğ’un sözünü ettiği dönemde, Adalet Bakanı AK Partili Sadullah Ergin’di. Görevi Mehmet Ali Şahin’den devralan Ergin, 1 Mayıs 2009’dan 8 Mart 2011’e kadar bakanlık koltuğunda oturmuştu.

    ERGİN: HÜKÜMETİN İRADESİYLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

    Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise Başbuğ’un açıklamalarının ardından kendini savundu.

    Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Ergin, düzenlemenin hükümetin iradesiyle gerçekleştiğini belirterek, bunun AB’ye uyum çalışmaları kapsamında gerçekleştiğini belirtti.

  • Demirtaş’a yönelik çirkin ifadelere gözaltı

    Demirtaş’a yönelik çirkin ifadelere gözaltı

    HDP’nin eski başkanlarından tutuklu Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a yönelik çirkin paylaşımlarda bulunan Vedat Y. gözaltına alındı.

    Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, tutuklu HDP’li siyasetçi Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a yönelik çirkin paylaşıma ilişkin açıklama yaptı. Bakan Gül, “Başak Demirtaş’a yönelik çirkin paylaşımı kınıyor, bu ahlaksız ve tahkir edici eylemi en ağır şekilde lanetliyorum” dedi.

    Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada ise “Söz konusu paylaşımlarda bulunan ve kimliği tespit edilen şahıs hakkında gözaltı kararı verilmiş olup, soruşturma aşamaları hassasiyetle takip edilmektedir” denildi.

    Gözaltına alınan Vedat Y.’nin sosyal medya üzerinden Atatürk, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi isimlere hakaret ettiği ortaya çıktı.

  • Adalet Bakanı Gül, sınav tarihini açıkladı

    Adalet Bakanı Gül, sınav tarihini açıkladı

    Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının tarihini açıkladı. Twitter hesabından yaptığı açıklamada sınavın 5 Eylül 2020 tarihinde yapılacağını duyurdu.

  • Cezaevlerinde kapalı görüş yeniden başlıyor

    Cezaevlerinde kapalı görüş yeniden başlıyor

    Türkiye 1 Haziran’dan itibaren “yeni normale” geçiyor. Bu kapsamda cezaevlerinde corona virüs salgını nedeniyle durdurulan kapalı görüşler 1 Haziran’dan itibaren yeniden başlayacak.

    Konuyla ilgili açıklama yapan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’den bir açıklama geldi. Gül, “Cezaevlerine ilişkin daha önce aldığımız tüm tedbirleri titiz bir şekilde uygulamaya ve bu tedbirleri sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

    Normalleşme eylem planını açıklayan HSK da istinaf ve vergi mahkemelerinin duruşma ve keşif haricindaki yargısal faaliyetlerinin 1 Haziran’da başlamasına karar vermişti.

    Bu süreçte adliyelere girecek kişi ve duruşma salonuna alınacak izleyici sayılarının sosyal mesafe kuralları dikkate alınarak belirleneceğini söyleyen Gül, “Adliyelere girişte ateş ölçümü yapılacak, ateşi 38 dereceyi geçenler sağlık kurumuna yönlendirilecek” dedi.

  • ‘Yargının gelinleri’

    ‘Yargının gelinleri’

    Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) mesleğe kabul ederek geçen hafta yaptığı kura töreninde 1379 hakim ve savcı atandı. AK Parti ve MHP’ye yakın birçok isim de atananlar arasında yer aldı.

    Kurada, eski Adalet Bakanı Kenan İpek ve eski AK Parti milletvekili Burhanettin Uysal’ın gelinleri, eski Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in oğlu ve gelininin de hâkim ve savcı olarak atandıkları görüldü.

    Evlerde cemaat tarzı sohbet toplantıları düzenleyen Adalet ve Medeniyet Derneği’nin başkanı ve bazı üyeleri de artık yargı üyesi olarak görev yapacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın videokonferans aracılığıyla katıldığı hâkim/savcı kura töreni kapsamında 20 Mayıs’ta 940 hakim, 439 savcı ataması yapıldı.

    Cumhuriyet’in 1379 kişilik listede yaptığı araştırmada, dikkat çekici sonuçlar çıktı. Buna göre, yargıya alımlarda AK Parti ile MHP arasındaki Cumhur İttifakı etkili oldu. Atama listesinde MHP’ye özel kontenjan verildiği öğrenildi.

    Listede yer alan isimlerin bazılarının ülkücü kökenli olduğu görüldü. Eski MHP milletvekili, MYK üyesi Mehmet Parsak’ın danışmanı Avukat Samet Karpuz, Kuşadası (Söke) Hâkimliği’ne getirildi. Karpuz’un eşi de yargıda hakim olarak görev yapıyor.

    OĞULLAR VE GELİNLER…

    Listede, bazı siyasi ve bürokratların yakınları da hakim ve savcı olarak atandı. Bu kapsamda AK Parti döneminde Adalet Bakanlığı ve Müsteşarlığı yapan ve son olarak Yargıtay üyeliğine atanan Kenan İpek’in oğlu Mehmet Akif İpek’in eşi Ahsen Şenol İpek, Adana Hâkimi oldu.

    Eski Emniyet Genel Müdürü, Vali Celalettin Lekesiz’in oğlu Muzaffer Lekesiz Kırklareli Cumhuriyet Savcılığı’na, gelini Merve Lekesiz ise Kırklareli Hâkimliği’ne atandı.

    Kurada eski AK Parti Karabük Milletvekili Burhanettin Uysal’ın oğlu Şamil Uysal ile evli olan Miyase Gümüş Uysal’a ise Söke Hakimliği çıktı.

    (Cumhuriyet)