Etiket: adalet

  • Tunç’tan gezi olaylarına ilişkin açıklama

    Tunç’tan gezi olaylarına ilişkin açıklama

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kastamonu’nun Tosya ilçesinde inşa edilen Tosya Adalet Sarayının açılış törenine katıldı. Törende Bakan Tunç’un yanı sıra Kastamonu Valisi Meftun Dallı, Kastamonu milletvekilleri Serap Ekmekçi” ve Halil Uluay, kent protokolü ve davetliler hazır bulundu.

    “Çok büyük bir dönüşüm geçirerek çok güzel mekanlarda adalet verir hale geldik”

    Açılış töreninde konuşan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Biz meslek hayatımız itibariyle adliye binalarımızın eski haliyle yeni halini kıyaslama imkanına sahibiz. Geldiği hali gurur verici, eski hali o kadar rencide ediciydi. Çok büyük bir dönüşüm geçirerek çok güzel mekanlarda adalet verir hale geldik. Hepimizi gururlandırıyor” dedi.

    “400’e yakın adalet sarayını ülke genelinde inşa ettik”

    Daha sonra konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adalet saraylarında önemli dönüşümlerin yapıldığını belirterek, “Bizim avukatlık yaptığımız yıllarda, 15-20 yıl önce adalet sarayları, merdiven altında, hükümet konaklarının içerisinde köşelere sıkışmış vaziyette, bilgisayarlar yoktu, daktilo sesleri gelirdi ve hakim savcıların görev yaptığı mekanlar, duruşma salonları gerçekten adalet hizmetlerinin kaliteli bir şekilde sunulmasına imkan vermeyecek nitelikteydi. Fotokopi kağıtları avukatlardan istenir durumdaydı. O günleri çok çabuk unuttuk. Şimdi yaklaşık 400’e yakın adalet sarayını ülke genelinde inşa ettik. Programda olanlar, devam eden, projesi çizilen, ihale süreci devam edenler var. 6 Şubat depremleri nedeniyle de 11 vilayette ağır hasar gören binalarımızı yeninden inşa edeceğiz. Onları da süratli bir şekilde, 1-2 yıl içerisinde o şehirlerimize kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Önceliğimiz deprem bölgesi. Teknolojinin bütün imkanlarını da adalet hizmetlerine sunmanın gayretindeyiz. Özellikle dünyada yargı hizmetlerinde teknolojiyi en iyi kullanan ülkelerin başında geliyoruz. Özellikle UYAP sistemimiz, hakim ve savcılarımızın dosya takibi, avukatlarımızın dava açabilmeleri, bürolarından görüntülü sistem ile duruşmalara katılabilme imkanını sağlıyor” diye konuştu.

    “İnsanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz”
    İnsanların güçlenmesi için çalışmalar yürütmeye devam edeceklerini ifade eden Bakan Tunç, “Daha hızlı ve kaliteli hizmetin sunulması ve ülkemizin kalkınması noktasındaki kesintisiz yürüyüşümüzü inşallah devam ettireceğiz. Önce insan demeye devam edeceğiz, insanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz, eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendireceğiz. Nereden nereye geldiğimiz, sağlıkta, eğitimde, adalette, her alanda belli. Her alanda insanımızı güçlendirmenin gayreti içerisinde olduk. Bundan sonra da ‘önce insan, insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyerek insanımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık, bundan sonra da engel olmak isteyenler olursa onların önünde milletimizle beraber duracağız”

    Adaletin önünde engel olmaya çalışanların karşısında durmaya devam edeceklerini kaydeden Tunç, “Adaletten hiç ayrılmadan, hukukun üstünlüğünden hiçbir zaman taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’de yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını tam anlamıyla daha da ileriye taşıyarak hukukun üstünlüğüne inanarak, vatandaşlarımızın hak kayıplarının asgariye indirilmesi ve onların yargı hizmetlerinden en kaliteli ve hakkaniyetli şekilde yararlanması gayreti içerisinde olacağız. Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık, bundan sonra da engel olmak isteyenler olursa onların önünde milletimizle beraber duracağız. Demokrasi çıtamızı güçlendirmeye, milli iradenin bayrağını hiçbir zaman yere düşürmemeye gayret göstereceğiz. Bunu hep sizin desteği ile yaptık. Gezi olaylarında sizlerin desteğiyle, birlik, bütünlüğü sayesinde aştık. 17-25 Aralık Yargı ve Emniyet Darbesi sürecinde sizlerin verdikleri desteklerle aştık. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi kalkışmasında milletimizin desteği ile demokrasimize, milli iradeye sahip çıktık. Yargımızı, yargı mensuplarımıza o gece kahramanca mücadele eden ve darbecilere karşı ilk dakikalardan itibaren soruşturmaları başlatan yargı mensuplarımıza müteşekkiriz. Milletimizle beraber hareket ettiler, işte milletin yargısı bu” ifadelerini kullandı.

    “Dün Yargıtay’ımızın Gezi Olayları ile ilgili verdiği kararda, yargıya yönelik saldırıları bir kez daha gördük”

    Gezi Olayları ile ilgili Yargıtay’ın aldığı kararı eleştirenlere cevap veren Bakan Tunç, “Birilerinin hazmedemediği, yargıya sürekli taş atanlar, sürekli karalama çalmaya çalışanlar, dün Yargıtay’ımızın Gezi Olayları ile ilgili verdiği kararda, yargıya yönelik saldırıları bir kez daha gördük. Yargı bağımsız, tarafsız. Anayasamızın 9’uncu maddesi, ‘yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce kullanılır’ diyor. Anayasa’mızın 138’inci maddesi açık, hiçbir merci, kişi yargı yetkisinin kullanılmasında, mahkemelere, hakimlere emir ve talimat veremez. Yargı kararları eleştirilebilir ama yargının tamamını töhmet altında bırakabilecek, hakarete varan cümlelerle saldırırsanız. Orada Anayasa’nın 138’inci maddesini hatırlatmak gerekir. Siz sokakları ateşe vereceksiniz, onlarca insanın ölümüne sebep olacaksınız, kamunun, özel şahısların araçlarını alt üst edip, ortalığı ateşe verip, dükkanları taşlayacaksınız, Gezi Olaylarını çıkartıp, ‘Gezi masumdu’ diyeceksiniz. Hukuk devletlerinde sokakları ateşe verenlerin, insanları öldürenlerin, onları tahrik edenlerin, hesabı sorulmayacak mı? Hesap sorulmazsa orada hukuk devletinden bahsetmek olur mu? Gezi yargılanamaz, ne demek? Gezinin ne olduğunu bu millet gördü. Orada iki ağaç bahane edilerek sokakları ateşe verenlerle ilgili yargı sürecinin haksız bir yargılama olduğunu nasıl söylersiniz? Bunu söylerken de ‘talimatlarla karar verdi’ diyerek yargıya hakaret ederseniz burada siz yargı tarafsızlığına saygı duymuyor, hukuk devletini benimsemiyorsunuz demektir. O nedenle yargının kararlarına saygı duyacağız, hukukun üstünlüğü, milletimizin huzuru, terörle mücadele noktasındaki kararlığımızdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Konuşmaların ardından Tosya Adalet Sarayı’nın açılış kurdelesi protokol üyeleri tarafından kesildi. Daha sonra Bakan Tunç, Tosya Adalet Sarayında incelemelerde bulundu.

  • Edanur’un katil zanlısı adliyede

    Edanur’un katil zanlısı adliyede

    Kayseri’de dün akşam saatlerinde Melikgazi ilçesine bağlı Anbar Mahallesi’nde meydana gelen olayda, adalet bölümünü kazanan ve üniversite zamanında ailesine yük olmamak için bir restoranda garsonluk yapan Edanur Çoban (18), evine giderken eski sevgilisi olduğu iddia edilen Gökhan Ç. tarafından silahlı saldırıya uğradı.

    Genç kız ağır yaralanırken, ihbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, yapılan müdahalede Edanur Çoban’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Talihsiz kızın cenazesi yapılan incelemenin ardından hastane morguna kaldırıldı. Talihsiz kızın cenazesi, Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde toprağa verildi.

    Katil zanlısı adliyede

    Edanur Çoban’ı vurarak öldüren katil zanlısı eski sevgili Gökhan Ç., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • “Adaletin aksamaması için çalışıyoruz”

    “Adaletin aksamaması için çalışıyoruz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir dizi ziyaret ve toplantı için Gaziantep’e geldi. Bakan Tunç, bir otelde düzenlenen Yargı Teşkilatı toplantısına katıldı. Bakan Tunç, deprem bölgesinde adaletin aksamaması için çalıştıklarını ifade ederken deprem bölgesindeki sorumluların yargı süreçlerinin devam ettiğini belirtti.

    Bakan Tunç, “Gaziantep bölgemizin lideridir. Türkiye’nin en önemli şehirlerinden bir tanesidir. Bugünkü toplantımızın amacı özellikle 6 Şubat sonrasında yargı süreçlerinin uygulamadan kaynaklanan problemlerdir. Buradaki kamu yöneticilerimizle özellikle adalet hizmetlerinin aksamaması noktasında süreçleri hızlandırarak yeniden inşa süreçlerinin daha verimli sağlamak adına strateji başkanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımızla birlikte istişare ederek bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Bu toplantıdan çıkacak olan sonuçlar bizim bakanlığımıza ışık tutacaktır. Bizim Ankara’dan her şeyi görmemiz mümkün olmuyor. Deprem sonrasında devletimizin tüm kurumları seferber oldu. 50 binden fazla canımızı kaybettik. Onlara Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

    “Adaletin aksamaması için çalışıyoruz”

    Adaletin aksamaması için çalıştıklarını ifade eden Bakan Tunç, “Kabine toplantılarımızın ilk gündem maddesi deprem bölgesi oluyor. Biz 6 Şubat sabahından itibaren tüm bakanlıklarımızda olduğu gibi adalet bakanlığımızda da 7/24 çalışan bir kriz merkezi oluşturmuştuk. Bu kriz merkezimiz özellikle hızlı bir şekilde çalışmaya başlamıştı. Bakanlık olarak bizim ilk yapacağımız iş delil tespitleriydi. Delillerin karartılmasını önlemek ve özellikle cezai soruşturmaların hızlı bir şekilde başlaması sağlandı. Sorumluların bağımsız yargı tarafından gerekli kararların verilmesini sağlamak düşüncesiyle bölgeye çok sayıda bilirkişi Hakim, Savcı görevlendirilerek. Öncelikle delillerin toplanması 984 bilirkişi bölgede görevlendirildi. 538 adli tıp personelini o dönemde ihtiyaç oldu ve bölgede çalışmaların aksamadan devam etmesini sağlamaya çalıştılar. O süreç içerisinde tutuklamalar gerçekleşti. Adli kontrol kararları verildi. Burada süreçler devam ediyor. Dosyalardaki değerlendirmeleri elbette bağımsız yargımız savcılığımız hakimlerimiz bilirkişi raporları doğrultusunda kusur durumuna göre elbette ki en doğru kararları vereceklerdir” şeklinde konuştu.

    “Hasar alan binalarımızı onararak yeni adliye binaları kazandıracağız”

    Bakan Tunç, “Bizim de adliye binalarımız ağır hasar görmüştü. 15 adliye binamızın ağır hasarlı olduğunu tespit ettik. Orta ve az hasarlı olan 49 binamızın onarımını gerçekleştirdik. Bölgede 9 yeni adliye binasının yapımının ihale süreçlerinin başladığını Cumhurbaşkanımız açıklamıştı. Bunların hızlı bir şekilde ihalelerini gerçekleştirerek bölgenin adalet hizmet binalarının ve diğer adliye lojman konutlarının inşa süreçlerini takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep’e yapılacak yatırımlar

    Gaziantep için yatırım müjdeleri veren Bakan Tunç, “Gaziantep’e 15 bin 754 metrekare büyüklüğünde Gaziantep Adli Tıp Bölge Başkanlığı ekim ayında ihalesini gerçekleştireceğiz. Bölgeye hizmet edecek. Gaziantep’e bir Personel Eğitim Merkezi yapılmasını takip ediyoruz. Nizip’e yakışır bir Adalet Sarayı kazandıracağız” diye konuştu.

  • Giresunspor adalet istiyor

    Giresunspor adalet istiyor

    Giresunspor’u yaşatmak ve şeffaf bir anlayışla yönetmek için yola çıktıklarını kaydeden Başkan Nahid Ramazan Yamak, açıklamalarda bulundu. Yamak, “Göreve geldiğimizde birikmiş borçları olan, ekonomik anlamda yıpranmış, futbolcu ödemeleri aksamış, iki dönem transfer yasağı olan bir tablo ile kulübü devraldık. Giresunspor’umuz ciddi bir uçurumun kenarındadır. Bu zorlukla mücadele ederken şunu iyi biliyoruz ki ya uçurumdan aşağı düşeceğiz ya da küllerimizden yeniden doğarak yolumuza devam edeceğiz. Karanlıklarla dolu bu yolda terimizin son damlasına kadar birlikte savaşmak ve Giresunspor’umuzu asla yalnız bırakmamak üzere buradayız” dedi.

    “Mücadeleyi asla bırakmayacağız”
    Başkan Yamak, kulübün haklarını savunmaya devam edeceklerini belirterek, “Biz hukuki olarak Giresunspor’umuzun haklarını savunmaya devam etmek için, kulübümüzün çıkarlarını her ne pahasına olursa olsun savunmak için bu onurlu mücadeleyi bırakmayacağız. Pırlanta gibi gençleri yetiştirmek, gelecek yeni jenerasyonlara örnek olmak, Giresunspor’umuzu hem oyuncu yetiştiren hem de yarışan bir kulüp haline getirmek için bırakmayacağız. Çünkü biz bu armayı yürekten seviyoruz. Dün de bu arma için mücadele ettik bugün de ediyoruz ve yarın da edeceğiz. Bizim Giresunspor’un iyi olmasından başka hedefimiz olmadığı için bırakmayacağız. Bu davada bizlerle birlikte yürüyenler ile kulübümüzün ilelebet yaşaması için mücadelemize devam etmek için bırakmayacağız. Biz Giresunspor’umuzu kurumsal bir yapıyla kendi ayakları üzerinde durabildiği yarınlara kavuşturmak için bırakmayacağız” diye konuştu.

    “İki elim yakanızda olacak haberiniz olsun”
    Giresunspor’da mali yolsuzluklarla alakalı hazırlanan ve İçişleri Bakanlığına sunulan dosyaların işleme alınmasını istediklerini kaydeden Nahid Yamak, “Giresunspor Kulübünü zenginleşme ya da reklam için kullanılan bir yer olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Giresunspor’a gelen ve kulübümüz için harcanan her bir kuruşun hesabını verilebileceği şekilde şeffaf bir yönetim anlayışıyla yöneteceğimizi şahsım ve yönetim kurulumuz adına tüm camiamıza taahhüt ediyorum. Kulübümüz dönemimizde kişilerin zenginleşeceği veya kişisel reklam aracı olarak kullanacağı bir yer olmayacaktır. Kongreye gelemeyenlere söylüyorum, gelseydiniz arkadaşlar, aday olsaydınız, neden gelmediniz? Toplum içine çıkamayacağınız yolsuzlukları yapmasaydınız. İki elim yakanızda olacak haberiniz olsun. Biz Türk Adaletine güveniyoruz. Özellikle Giresunspor’un mali olarak yolsuzluklarla alakalı hazırlanan ve İçişleri Bakanlığı’na sunulan dosyaların işleme alınmasını istiyoruz. Türk Adaletine olan inancımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • “ÖSYM, adaletin tesis edildiği yerdir”

    “ÖSYM, adaletin tesis edildiği yerdir”

    ÖSYM Başkanlığının ana binasında 15 Temmuz hain darbe girişiminin 7. yıl dönümü nedeniyle konferans düzenlendi. Konferansa ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, davetliler ve ÖSYM personeli katıldı. 15 Temmuz gecesi yaşananların anlatıldığı video gösterimiyle başlayan konferansın açılış konuşmasını yapan ÖSYM Başkanı Ersoy, 15 Temmuz’da Türkiye’nin devleti ve milletiyle omuz omuza vererek hain girişime karşı koyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gösterilen direniş ve mücadelenin tüm dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Ersoy, “Tarihin her döneminde şanlı zaferleri bulunan milletimiz, 15 Temmuz’da bunlara bir yenisini eklemiştir. Kahraman milletimiz, tarihinden gelen bilinç ile tanklara, uçaklara, kurşunlara karşı hiç tereddüt etmeden onurlu duruş sergilemiştir. Bu duruş, darbecilere ve emperyalist yapılanmalara vurulmuş bir tokattır. 15 Temmuz, tüm dünyaya karşı dün Çanakkale’de olduğu gibi ‘Türkiye geçilmez’ söyleminin göstergesidir” ifadelerini kullandı.

    Ersoy, Türkiye’nin darbe girişiminden sonra tüm kurumlarıyla birlikte kısa bir zamanda toparlandığını aktararak, “Yaşanan sürecin ardından başta ÖSYM olmak üzere devletin tüm birimleri sorumluluklarını yerine getirdi. Bu sorumluluklardan en önemlilerinden bir tanesi içinde bulunduğumuz merkez; ÖSYM’dir. ÖSYM, ‘Türkiye Yüzyılı’ bilinciyle üzerine düşeni en etkin biçimde yerine getirmek için özveriyle çalışmaktadır. Kurum olarak koyduğumuz hedefler ve yakaladığımız başarılar aslında çok daha büyük bir hedefe hizmet etmektedir; o hedefimiz de büyük Türkiye ve adil bir dünya. ÖSYM, kimsenin ayrıcalıklı olmadığının, hak edenin hakkını alacağının en büyük teminatıdır. Adaletin tesis edildiği yerdir” dedi.
    Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan Çalışkan ise 15 Temmuz’a dair bir sunum yaptı.

  • Merdan Yanardağ’a tutuklama talebi

    Merdan Yanardağ’a tutuklama talebi

    Bir televizyon kanalında terör örgütü PKK elebaşına ilişkin açıklamaları gerekçesiyle gözaltına alınan Merdan Yanardağ, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, bir televizyon kanalında silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın sözde lideri Abdullah Öcalan hakkındaki açıklamaları gerekçesiyle, gazeteci Merdan Yanardağ’a ‘suçu ve suçluyu övme’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından resmen soruşturma başlatılmıştı. Şüpheli Yanardağ, soruşturma çerçevesinde dün gözaltına alınmıştı.

    Tutuklama talep edildi
    Şüpheli Yanardağ, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Yanardağ, daha sonra ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.

  • “Adalet hala tecelli etmedi”

    “Adalet hala tecelli etmedi”

    Ankara’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in kuzenleri, Ateş için adalet istedi. Sevgi Bozkurt Yıldız, “Biz kardeşimizin katillerinin bulunmasını ve yakalanmasını istiyoruz. Üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hala adalet tecelli etmedi. Bizim hala yüreklerimiz yanıyor. Biz gerçek suçluların bulunup adalete teslim edilmesini istiyoruz” dedi. Barış Şahin Bozkurt ise, “Bu işin sonuna kadar gideceğiz, peşini bırakmayacağız. Katiller bulunana kadar devam edecek peşini bırakmayacağız. Adalet istiyoruz” diye konuştu.

    Ankara’da 30 Aralık 2022’de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in kuzenleri Sevgi Bozkurt Yıldız ve Barış Şahin Bozkurt İYİ Parti’nin bugün Bursa’da gerçekleştirdiği mitinge katıldı. Mitinge üzerinde Sinan Ateş’in fotoğrafının yer aldığı siyah tişört giyerek gelen Sevgi Bozkurt Yıldız ile Barış Şahin Bozkurt’un ellerinde de “Sinan Ateş için Adalet” yazan dövizler yer aldı.

    ANKA Haber Ajansı’na konuşan Sevgi Bozkurt Yıldız ve Barış Şahin Bozkurt, Sinan Ateş için adalet istediklerini ifade ettiler.

    “GERÇEK SUÇLULARIN BULUNUP ADALETE TESLİM EDİLMESİNİ İSTİYORUZ”

    Sinan Ateş’in katillerinin bulunmasını ve yakalanmasını istediklerini söyleyen Sevgi Bozkurt Yıldız, “Üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hala adalet tecelli etmedi. Bizim hala yüreklerimiz yanıyor. Biz gerçek suçluların bulunup adalete teslim edilmesini istiyoruz” dedi. Barış Şahin Bozkurt ise, “Bu işin sonuna kadar gideceğiz, peşini bırakmayacağız. Katiller bulunana kadar devam edecek peşini bırakmayacağız. Adalet istiyoruz” diye konuştu.

  • Fenerbahçe: “Adaletin tecelli etmesini istiyoruz, elimizden gelen her şeyi yapacağız”

    Fenerbahçe: “Adaletin tecelli etmesini istiyoruz, elimizden gelen her şeyi yapacağız”

    Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyeleri Fethi Pekin ve Can Gebetaş ile kulüp avukatı İrfan Coşkun, 4 Nisan 2015’te yaşanan takım otobüsünü kurşunlanması olayınnın yıldönümünde kulüp televizyonunda açıklamalarda bulundular. Sürece dair gelişmelerin konuşulduğu programdan açıklamalar şu şekilde:
    Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş: “Bugün bildiğiniz üzere 4 Nisan 2015 hain saldırının üzerinden 8 yıllık bir süreç geçti. 3 Temmuz Davası, 4 Nisan kurşunlanma davası, Şike Kumpası gibi davaların saha sonuçlarından bağımsız bir şekilde süreçlerinin de devam ettirilmesi gerçeği de tartışmaya kapalı. Nihayetinde bir tane 4 Nisan var. 365 günün içerisinde ve biz bu hain saldırının 8. yıl dönümünde özellikle dosya içerisinde bu denli çarpıklıklar varken ki birazdan Sevgili Fethi Pekin ev İrfan beyler detaylarıyla açıklayacaklar. Bu nedenle bizim bu günü pas geçmemiz, ertelememiz çok da mantıklı değildi. Elbette farkındayız, biliyoruz pazar günkü mağlubiyet bu işin etkisini belki beklediğimizden, umduğumuzdan çok daha aşağılara çekecek ama bunu da şuradan ifade etmem gerekiyor ki bugün 4 Nisan 2015 saldırısıyla ilgili yeni bir sürecin ilk adımıdır. Ateşi bugün yakıyoruz. Bunun devamı da gelecek. Başkanımız Ali Koç nezdinde de gelecek, devam ettireceğiz. Bunun bir ilk adım gibi düşünelim. Bugün biz burada süreci 3 ana çerçevede değerlendireceğiz. Birinci kısım, olayın olduğu andan gizlilik kararına kadar olan kısım; ikinci kısım gizlilik kararıyla takipsizlik kararı ki orada takipsizlik kararı tam anlamıyla bir hukuki garabettir, tam anlamıyla hukuki skandaldır. Gerekçelerinin ve sebeplerinin ne olduğunu birazdan çok net bir şekilde ifade edeceğiz; üçüncü kısım da takipsizlik kararı verilmesinden sonraki aşamalar. Yine kulübümüz tarafından yapılan itiraz ve süreçleri ve yapılacak olanları, yani süreci 3 ana konuya ayırdık. Bütün bu süreçlerle ilgili gerekli bilgileri ve detaylı bilgileri vermek zorundayız. Bu saha sonuçlarından bağımsız bir durumdur.”

    Coşkun: “Gizlilik kararı oluşturuluyor, dosyaya erişim engelleniyor”
    Bir olayın soruşturmasının nasıl yapılacağı hakkında bilgiler verdikten sonra 4 Nisan saldırının dosyasıyla ilgili bilgiler aktaran Avukat İrfan Coşkun, “Soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri olayın olduğu andan itibaren çok detaylı ve titiz bir çalışma gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Dosya içerisinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri iki asli, üç adet de tali olarak değerlendirebileceğimiz şüpheli tespit ediyorlar. Bu şüphelilerin isimlerini, hangi aşamalarda eylemde bulunduklarını ve eylem içerisindeki görevlerini tespit ediyorlar. Bunları da HTS kayıtlarıyla ve yan delillerle birlikte dosyaya ekliyorlar. Bu başlangıç çalışmasından sonra 10 Nisan 2015 tarihinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri bir fezleke hazırlanıyor. Her olayda olduğu gibi. 4 Nisan akşamı olay oluyor, 10 Nisan’da fezleke hazırlanıyor ve soruşturma savcılığı bu fezlekede şüphelilerin tespit edildiği ve bu şüphelilerin adam öldürmeye teşebbüs suçunu işlediklerini tespit ediyor ve buna istinaden 2 asli şüpheli tutuklanma talebiyle Sulh ve Ceza Hakimliğine sevk ediliyor. Dosyaya müdahale bu aşamadan itibaren başlıyor. Bununla da kalmıyor dosyaya gizlilik kararı veriliyor. Suçtan zarar görenler, o anda otobüsün içinde bulunan şahıslar da dahil olmak üzere hiç kimse dosyadaki gelişmelerden haberdar olmayacak. Dosyaya giren delil ve belgelerden haberdar olmayacak. Ne zamana kadar, soruşturma sonuna kadar. Bizim dosyamızda da tutuklama talebinin reddi ile gizlilik kararı oluşturuluyor. Dosyaya erişim engelleniyor” dedi.

    Fethi Pekin: “Tutuklama talebinin ret kararını veren hakim 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hapis cezası aldı”
    Şüphelilerin tutuklama kararıyla ilgili bilgiler veren Fethi Pekin: “Tutuklama talebinin ret kararını veren ilgili Sulh ve Ceza Mahkemesi hakimi 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kanun hükmünde kararname ile ihraç edildiğini ve örgüt üyeliğinden tutuklanarak yargılama sonrasında hapis cezası aldığını ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    İrfan Coşkun: Gizlilik kararı ile birlikte dosyanın seyri değişmeye başlıyor
    Fenerbahçe Avukatı İrfan Coşkun: “Gizlilik kararı sebebiyle Kulübümüz dosyaya müdahil olamamıştır. Dosyadaki gelişmelerden hiçbir şekilde haberdar edilmemiştir. Bu işin özü soruşturma savcılığı tarafından hazırlanan 10 Nisan tarihli fezleke. Bu fezlekede şüpheliler ve deliller tespit ediliyor. Şüpheliler ile mevcut delilerin HTS kayıtlarına uyumu tespit ediliyor ve bu kişiler hakkında kamu davası açılması isteniyor. Bundan tam 4 ay sonra bir başka savcının yazdığı yazıda fail veya faillere ait iz ve emare tespit edilemediğinden şüpheli şahıslarla ilgili soruşturmaya devam edildiği yazıyor. Aslında dosya içerisindeki çelişkinin hangi noktada başladığı, hangi noktadan sonra aslında dosyanın seyrinin değiştiğini burada anlayabiliyoruz. Gizlilik kararı ile birlikte dosyanın seyri değişmeye başlıyor. Takipsizlik kararından müdahil olduk. 2020 yılından sonra” dedi.

    Can Gebetaş: “Takipsizlik kararı başlı başına skandal, hukuki bir garabettir”
    Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş: “Fenerbahçe Spor Kulübü takipsizlik kararıyla birlikte tamamıyla hukuki alanını daraltmaya, hatta bırakın daraltmayı tamamen hukuki alanını yok etmeye yönelik bir hamle gibi görüyorum, bu takipsizlik kararını. Gizlilik kararı olabilir. Emsallerde gizlilik kararı olan dosyalar var, olmayan var ama en azından beklenti gizlilik kararıyla birlikte iddianamenin hazırlanıp yargılama sürecine geçilmesiydi ama tamamıyla burada takipsizlik kararı Fenerbahçe Spor Kulübü’nün hukuki alanını yok etmeye yönelik, hukuken garabet bir karardır. Bunu bu şekilde engelleyemezler. Bunun devamını getireceğiz. Takipsizlik kararı başlı başına skandal, hukuki bir garabettir.”

    İrfan Coşkun: “Şüphelilerin çelişkili ifadeleri, fezlekeyi doğruladığı halde maalasef takipsizlik kararı verilmiştir”
    Fenerbahçe Avukatı İrfan Coşkun: “Biz takipsizlik kararıyla birlikte tekrar dosyaya müdahil olabildik ve dosyayı incelediğimiz zaman aslında ilk bir haftalık süreçten sonra dosya üzerinde hiçbir çalışma yapılmadı. Hiçbir yeni delil toplanmadı. Hiçbir yeni ifade alınmadı. Gizlilik kararı ile takipsizlik kararı arasında geçen 5.5 yıllık sürede hiçbir yeni işlemin yapılmadığını gözlemledik. Savcılık şüphelilerin lehine ya da aleyhine hiçbir yeni işlem yapmamış. Buna rağmen ilk fezlekenin tümüyle tersi bir karar vererek, takipsizlik kararı vermiştir. Olayda toplanan deliller, elde edilen veriler, HTS kayıtları, şüphelilerin çelişkili ifadeleri, fezlekeyi doğruladığı halde maalasef takipsizlik kararı verilmiştir.”

    Can Gebetaş: “Şüphelilerin isimleri aslında dava dosyasında mevcut”
    Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Can Gebetaş: “Burada iki tane şüpheli var. Bu şüphelilerin isimleri aslında dava dosyasında mevcut. Biz bugün bu isimleri hukuki bazı gerekçelerle isim olarak yayınlayamıyoruz, şüpheli 1 ve şüpheli 2 olarak kodluyoruz. Ama iki şüpheli var. Bunlardan bir tanesi Rizespor maçının ardından takım otobüsümüzün Rize’den Trabzon’a hareket ettiği an itibarıyla otobüsümüzü takip ettiğine dair HTS kayıtlarında güçlü emareler var. İkincisinin de olay yerinde beklediğine dair HTS kayıtlarında güçlü emareler var ve bu ikisi, bu yolculuk esnasında ki az önce ekrana gelen haritadaki uçlar arasındaki 35-40 dakikalık yolculuk sürecinde defalarca telefonla yaptıkları görüşmeler sabit bir şekilde görünüyor.”

    Kulüp Avukatı İrfan Coşkun, iki şüpheliden birisinin takipte, birisinin olay yerinde beklemede olduğunu ve olaya iki dakika kala 22.16 civarında bu iki şüpheli arasında 3 ayrı görüşme olduğunu aktardı. Şüpheliler arasındaki görüşmenin olay yerine yakın bir yerde gerçekleştirildiğini aktaran Coşkun, baz istasyonundan alınan frekanslardan tespiti yapıldığını belirterek, “Tüfek konusuna geri dönecek olursak olayda kullanılan tüfek olay mahalline 200 metre mesafede bulunmuştu. Bu tüfekle ilgili de ilginç bir durum var. Şüphelilerden bir tanesinin daha önceki sosyal medya paylaşımlarında bu tüfeğe benzer bir tüfekle paylaşımlarının olduğu emniyet mensupları tarafından tespit ediliyor. 7 Nisan 2015 tarihli araştırma ve delil tespit tutanağının 4 numaralı maddesinde ‘Elinde bulunan av tüfeğinin 13 numaralı fotoğrafta olay yerinde ele geçirilen tüfeğin yapısıyla benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır.’ şeklinde emniyetin delil ve araştırma tespit tutanağında tespit ediliyor. Ama savcılık ne hikmetse bunun üzerinde de bir araştırma yapmıyor. İfadeden öte bir tespit bu” sözlerini kullandı.
    Avukat Coşkun, sözlerine şöyle devam etti: “2015 yılında çok iyi bir soruşturma başlıyor, hemen hemen tüm deliller o tarih itibarıyla tespit ediliyor, aradan geçen 5.5 yıllık sürede hiçbir işlem yapılmıyor, şüpheliler lehine herhangi bir delil dosyaya girmiyor, hiçbir tanık ifadesi alınmıyor ama bundan sonrasında böyle bir fezleke varken takipsizlik kararı veriliyor. Sürecin buraya gelmesi de başlangıçta söylediğimiz adli, idari ve sportif alandaki müdahalelerle gelinen noktayı gösteriyor. Çünkü biz bu ortaya koyduğumuz verileri biraz önce de ifade ettiğim gibi kendimi bulmadık ya da kendimiz oluşturmadık. Bunlar tümüyle kolluk kuvvetlerinin ve savcılık makamının dosyaya koyduğu delillerdir. Kendileri delilleri topluyorlar, sonra kendi topladıkları delilleri görmezden gelerek takipsizlik kararı veriyorlar. Takipsizlik kararına açıkça ve çok detaylı bir şekilde itiraz ediyoruz. İnceleme yapılmadan ret kararı veriliyor. Aslında bundan sonraki süreçte olacaklarla birlikte aydınlanmasını ümit ediyoruz.”

    Fethi Pekin: “İtirazları yaptık, çeşitli adımlar atıyoruz. Yol haritamız var”
    Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Pekin: “Dile kolay 8 sene olmuş. Bunun 5,5 senesi bir gizlilik kararıyla devam eden bir süreç. Ancak İrfan Beyin de ifade ettiği gibi aslında en önemli kısmı ilk 1-2 haftada yerine getirilmiş, gayet iyi ve titiz çalışmayla yerine getirilmiş, fezleke hazırlanmış, tutuklama talebi olmuş ancak 5,5 sene gizlilik kararıyla dolayısıyla bizler tarafından herhangi bir bilgi edinememe suretiyle bu süreç bitmiş. Nasıl bitmiş? Takipsizlik kararı ve gizliliğin kaldırılması. O noktadan itibaren yani 2,5 senelik süre içerisinde bahsettiğimiz itirazları yaptık, çeşitli adımlar atıyoruz, atmaya da karar verdik. Bir yol haritamız var. Aynı zamanda bu süreç hakkında çizdiğimiz yol haritası kapsamında atılacak olan adımlarımızla ilgili diğer müracaatlarımız da hazırlanmış ve bir kısmı yapılmıştır. Bunların içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil olmak üzere birçok adım atılacaktır. Başta da hepimizin ifade ettiği gibi bu Fenerbahçe için son derece önemli bir konudur. 8 sene önce Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol takımına, çalışanlarına bir suikast girişiminde bulunulmuştur. Bu kişilerin öldürülmesine teşebbüs edilmiştir. Spor dünyasında eşi ve benzeri olmayan bir olaydır. Bu kadar kararlı açıklamalar en üst yetkili kişilerden, mercilerden yapılmış olmasına rağmen 8. yılında maalesef bir arpa boyu yol alınmamıştır. Burada bir gizlilik kararı var. Belli bir noktaya geldikten sonra bazı adımlar atabiliyorsunuz. Hepsi bir süreç. Hukukta belli başlı süreler var. Mesela takipsizlik kararı vermeden itiraz edemiyorsunuz.”

    İrfan Coşkun: “Anayasa Mahkemesi’ne müracaat oldu”
    Kulüp Avukatı İrfan Coşkun: “Buradaki asıl mesele gizlilik kararı ve doğrudan bütün bilgi ve belgelere takipsizlik kararıyla birlikte ulaşabilme noktasında oldu. Bu noktadan sonra Fethi Beyin de bahsettiği gibi itirazları gerçekleştirdik. İtirazlardan sonra hak ihlalleri sebebiyle ve adil yargılanmanın gerçekleştirilmemesi sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne bir müracaat söz konusu oldu. Yine mevcut ve yürüyen bir tazminat sürecinde İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı sürece dahil edildi. O süreç de ayrıca devam etmektedir. Yine bunun yanında hareket planlarımızı tespit ettik ve birkaç aylık süreç içerisinde tüm adımlarımızı da atacağımızı değerlendirebiliriz. Hem 4 Nisan olayında hem de federasyonun kurşunlanması olayında emniyet güçleri çok iyi çalıştı ve iki olayda da failleri yakaladı. Federasyona yapılan saldırıda gizlilik kararı konulmadı, yakalanan failler hakkında iddianame hazırlandı ve kamu davası açıldı. 4 Nisan olayında ise yakalanan failler hakkında gizlilik kararı konuldu ve takipsizlik kararı verildi.”
    Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Pekin, programda sözlerini şöyle tamamladı:
    “Bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Saldırının hemen akabinde yapılan açıklamalardaki kararlılık neyi ifade ediyorsa bugün de aynı noktada olunması ve bu garabetin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu kesin. İrfan Bey de son derece detaylı açıkladı. Fezlekede her şey belli. Bu işte savsaklama mı dersiniz, iş bilmezlik mi dersiniz, kasıt mı dersiniz bilmiyorum ama onlar da ortaya çıkacaktır. Ama bir yanlışlık olduğu kesin ve net.”

  • Sanıklar tutuklanarak cezaevine gönderildi

    Sanıklar tutuklanarak cezaevine gönderildi

    Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşında evlendirilmesi ve cinsel istismara uğraması iddiasına ilişkin dava açılmıştı. İddianamede, baba Yusuf Ziya Gümüşel ile anne Fatıma Gümüşel’in “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Kadir İstekli hakkında ise “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçlarından 67 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası talep edilmişti.

    Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin haklarında çıkardığı yakalama kararı sonrası polis tarafından gözaltına alınan ve emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilen Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel, bugün Anadolu Adalet Sarayı’na sevk edildi. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkan sanıklar tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Sanıklar Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel, Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 30 Ocak 2023 tarihine hakim karşısına çıkacak.

  • Olena Zelenska: “Adalete ihtiyacımız var”

    Olena Zelenska: “Adalete ihtiyacımız var”

    Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin eşi Olena Zelenska, İngiltere parlamentosuna hitap etti. İngiltere’yi Ukrayna’nın Rus güçlerine karşı mücadelesinde lider olmaya çağıran Zelenska, “İhtiyacımız olan tek şey zafer değil, adalete ihtiyacımız var. Çünkü adalet önceki savaşların sonunu getirdiği gibi bu savaşın da sonunu getirecektir. Füzelerden zarar gören insanlarımız için adalete ihtiyacımız var. Ukrayna, Avrupa ve tüm dünyanın şu anda bu adalete ihtiyacı var. Bu yine Londra’da başlatılabilir. Çünkü adaletin İngiliz yaşam tarzının ölçütlerinden biri olduğunu biliyoruz. Hümanizmin değerlerini savunan güçlü bir uluslararası hukuk ve savunma deneyimine sahipsiniz. Bu nedenle İngiltere’ye sesleniyoruz” dedi.

    Zelenska’dan Rusya için özel mahkeme çağrısı

    Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) Rusya’yı işgali nedeniyle cezalandıracak yeterli güce sahip olmadığını savunan Zelenska, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırganlık suçuna karşı ICC’nin çalışmalarını zayıflatmayacak, güçlendirecek özel bir mahkeme başlatmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. İngiliz milletvekillerinden özel bir mahkeme çağrısını desteklemelerini isteyen Zelenska, “Müttefikler olmadan zafer gibi adalet de mümkün değildir” dedi.

    İkinci Dünya Savaşı’na atıfta bulunan Zelenska, “Ocak 1942’de olduğu gibi, dünya toplumunu birleştirmeliyiz. Adalet çabalarında dünya lideri olmanız için sizden küçük bir iyilik istiyorum. Bu adalet sadece Ukrayna için gerekli değil, dünya için gerekli. Dünyanın ayakta kalabilmesi için adaleti görmemiz gerekiyor. İngiltere’nin bu ivmeye dünyanın daha iyi, daha adil bir olabilmesi için belirleyici bir itici güç verebileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. Zelenska, hitabının ardından İngiliz milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı.

    Avam Kamarası Başkanı Lindsay Hoyle oturum sonrası yaptığı açıklamada ise, “Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky’nin eşi Olena Zelenska’nın Avam Kamarası’nda konuşma yapmasından onur duyduk. Bugün Avam Kamarası’na Ukrayna’nın First Lady’si Olena Zelenska’yı davet etmekten onur duyuyorum” dedi.