Etiket: adana

  • Oyun oynarken sırtından vuruldu

    Oyun oynarken sırtından vuruldu

    Adana’da, husumetli iki aile arasında çıkan kavga sırasında ateşlenen tabancadan çıkan mermi, bu sırada sokakta oyun oynayan 7 yaşındaki Yağmur Demir’in sırtına isabet etti. Kavgada yaralanan Abdulkadir D. ve Mesut D. ile birlikte hastaneye kaldırılan küçük Yağmur’un sırtındaki mermi, omuriliğine yakın olduğu için riskli olduğu gerekçesiyle çıkarılamadı. Yağmur Demir hayati tehlikeyi atlatırken, olayla ilgili gözaltına alınan 4 şüpheliden 2’si tutuklandı, 2 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    Olay, 5 Ocak günü saat 14.00 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Gülbahçesi Mahallesi’nde meydana geldi. Mesut D. bisikletiyle arsa meselesi yüzünden husumetli oldukları Eyüp U.’nun otomobilinin dikiz aynasına çarptı. Eyüp U. ile Mesut D. arasında bu nedenle çıkan tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavgaya Mesut D.’nin akrabası Abdulkadir D. ile Eyüp U.’nun akrabaları Şahin U. (31), Ramazan U. (26), Derviş U. (36) ve Halil U. da (59) dahil oldu. Kavgada Abdulkadir D. kalçasından bıçaklandı, Mesut D. ise başına aldığı sopa darbesiyle yaralandı.

    OYUN OYNAYAN YAĞMUR SIRTINDAN VURULDU

    Kavga sırasında Ramazan U.’nun ateşlediği tabancadan çıkan mermi, bu sırada sokakta oyun oynayan Yağmur Demir’in sırtına isabet etti. Yağmur’un kanlar içerisinde yığıldığını gören şüpheliler, kaçtı.

    MERMİ ÇIKARILAMADI

    İhbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. 3 yaralı, ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Yağmur Demir götürüldüğü özel hastanedeki ilk müdahalesinin ardından Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edildi. Burada tedaviye alınan küçük Yağmur’un sırtındaki mermi, omuriliğine yakın olduğu belirlenen mermi, riskli olduğu gerekçesiyle çıkarılamadı.

    ŞÜPHELİLER ‘PİŞMANIZ’ DEDİ

    İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, bölgedeki güvenlik kamerası görüntülerinden kavgaya karışan şüphelilerin kimliğini belirledi. Şüpheliler Ramazan U., Derviş U., Halil U. ve Şahin U. evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Emniyete götürülen şüpheliler, ifadelerinde, pişman olduklarını söyledi.

    Emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede mahkemeye çıkarılan şüphelilerden, silahı kullanan Ramazan U. ile Derviş U. tutuklandı, Halil U. ile Şahin U. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Sosyal medyada vahşete tepki! Boğazını kesip ateşe attı

    Sosyal medyada vahşete tepki! Boğazını kesip ateşe attı

    Ormanlık alanda, “cinler alemine adadığını” söylediği bir tavuğun boğazını kesip ateşe atan Y.Y.’nin görüntüleri, sosyal medyada tepkilere neden oldu.

    Adana’da bir tavuğun boğazını keserek ateşe atan kişi tepkilere neden oldu. Bir sosyal medya grubunda medyumluk yaptığını iddia eden Y.Y. “Cinler aleminin en çok sevdiği gece sessiz bir saatte ormanda verilen adaklardır. Ben adağımı verdim, sizler için bahşediyorum” diyerek boğazını kestiği tavuğu ateşe attı.

    Sosyal medyada yayılan ve Adana’da çekildiği düşünülen görüntüler büyük tepki çekti. Kendisine tepki verenlere de cevap veren Y.Y, normal dışı olayları paylaştığı grubundaki paylaşımında yaptıklarının suç niteliği taşımadığını savundu.

    https://www.dailymotion.com/video/x7y8k78

    Y.Y. şu ifadeleri kullandı:

    “Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28. Maddesinin (f) bendine göre, 9. Maddede ve yönetmeliklerinde belirtilen hususlara uymayanlara hayvan başına 300 Türk Lirası, yetkisi olmadığı halde hayvan deneyi yapanlara 1200 Türk Lirası idari para cezası verilmektedir. Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında yapılan yasaklamalar suç niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle, belirlenen usullere uygun olmadan hayvan deneyi yapan kişiler suç değil, kabahat işlemiş olurlar. Kabahatlerin karşılığı olan yaptırım ise hapis cezası veya adli para cezası değil, idari para cezasıdır. Bilin istedim.”

    Y.Y.’nin paylaşımlarının ekran görüntüsünü alan çok sayıda vatandaş, cezalandırılması için sosyal medyada kampanya başlattı.

  • Adana’da şiddet mağduru kadın isyan etti: Lütfen bizi boşayın

    Adana’da şiddet mağduru kadın isyan etti: Lütfen bizi boşayın

    ADANA’da 1 yıl birlikte kaldığı eşi tarafından darbedilip, alıkoyulduğunu ve düğünde takılan yaklaşık 150 bin lira değerindeki altınlarının elinden alındığını öne süren

    İlknur D. (29), 3 yıl önce açtığı boşanma davasının sonuçlanmamasına tepki gösterdi. İlknur D., “Bir yıllık evliliğin 3 yıldır mahkemesini görüyorum, lütfen bizi boşayın” dedi.

    Kuran kursunda öğreticilik yapan İlknur D., 2015 yılının sonlarında M.E.D. (29) ile evlendi. Çift, M.E.D.’nin görevi gereği Ankara’ya taşındı. İlknur D., iddiasına göre evliliğinin 40’ıncı gününden itibaren şiddet görmeye başladı. Hatta eşi, işe gitmeden önce telefonunu alıp, kapıyı üzerine kilitledi. İlknur D., eşinin babası ve kardeşlerini öldürmekle tehdit etmesi nedeniyle şiddet gördüğünü çevresinden sakladı. Düğünde takılan altınları M.E.D.’nin Ankara’nın Keçiören ilçesindeki bir banka şubesinde kendi adına tuttuğunu öne süren İlknur D., evlliliklerinin 9’uncu ayında ise yine iddiasına göre eşi tarafından boğulmak istendi.

    Eşinin elinden kurtulup, banyoya kaçtığını ve havalandırma penceresinden yardım istediğini anlatan İlknur D., M.E.D.’nin komşularına, ‘İlknur kendisine zarar veriyor. Ben onu çok seviyorum’ dediğini kaydetti.

    AKŞAM DAYAK, SABAH ‘SEVİYORUM’ YAZILARI

    İlknur D. bu olaydan sonra kaçarak uçakla Adana’ya ailesinin yanına geldiği. Darp raporu alıp, yaşadıklarını ailesine anlattı. Aile büyükleri araya girdi ve M.E.D., altınları geri verdi. Çift barışarak Ankara’ya döndü. Ancak geceleri şiddet gören ilknur D., sabahları uyandığında evin her tarafında, ‘Seni çok seviyorum’ yazılı notlar buldu.

    KANDIRIP ALTINLARI ELİNDEN ALDILAR

    İlknur D., bir süre sonra eşinin anne-babasıyla Adana’daki ailesine misafirliğe gitti. Burada kayınpederi, “M.E.D.’nin borcu var. Sana da söylemiyor. Sen bu altınlar ona ver, borcu kapatsın” dedi. İlknur D. de 150 bin lira değerindeki altınları kayınpederine teslim etti. Çift Ankara’ya dönerken, İlknur D. ailesinin yanında kaldı. Ancak genç kadın, bir daha eşi ile kayınvalidesi ve kayınpederine ulaşamadı. En son 21 Ocak 2017 tarihinde eşiyle görüşen İlknur D., kandırıldığını anlayınca 23 Ocak 2017 tarihinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 10 gün sonra da boşanma davası açtı. Ancak, eşinin kendisinden 2 gün önce Ankara’da boşanma davası açtığını öğrendi.

    BİR DARBE DE AVUKATTAN

    Dava sürerken genç kadına aylık 700 TL tedbir nafakası bağlandı. Avukatının da bu paraları, 2 yıl boyunca kendisine vermediğini ileri süren genç kadın, 2019 yılında Adana Barosu’na şikayet başvurusunda bulundu. Parasını aldıktan sonra da başka bir avukat tuttu.

    ‘MADDİ MANEVİ ZARARA UĞRADIM’

    3 yıldır boşanma davası süren İlknur D., “Benden altınları da aldılar. Ben şikayet edinceye kadar beni kimse aramadı. Şikayetimden sonra aylarca beni aramayan insanlar, ‘barıştıralım’ diye ortaya çıktılar. Boşanma davası açtığımda eşimin, 2 gün önce Ankara’da boşanma davası açtığını öğrendim. 3 Şubat 2017 tarihinden bu yana boşanma davamız devam ediyor. Bütün eşyalarım, çeyizim, kitaplarım gitti. 150 bin liralık altınlarımı aldılar. Sadece manevi olarak değil, maddi olarak da zarara uğradım” diye konuştu.

    ‘LÜTFEN BİZİ BOŞAYIN’

    İlknur D., şunları kaydetti:

    “Ben önce ilahi adalete sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine inanıp, güveniyorum. Ankara’daki evime gittiğimde bütün eşyaları alıp, evi terk ettiklerini gördüm. Bir yıllık evliliğin 3 yıldır mahkemesini görüyorum. Lütfen bizi boşayın. Altınları aldıklarını inkar ettiler ama bizim o zaman mesaj dokümanımız vardı. Onları verince her şey ortaya çıktı. Ben bir an önce hakkımı alarak, boşanmak istiyorum. Yeni bir Emine Bulut vakası olmasın. Ben öldükten sonra adalet yerini bulmasın. Yaşarken adalet olsun.”

  • Sosyal medyada PKK’yı öven 3 şüpheliye gözaltı

    Sosyal medyada PKK’yı öven 3 şüpheliye gözaltı

    Adana’da sosyal medya üzerinden terör örgütü PKK/KCK’ye yönelik övücü nitelikte paylaşımlar yaptığı tespit edilen 3 kişi gözaltına alındı.

    Adana İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince, terör örgütü mensupları ile işbirlikçilerini tespit etmek ve etkisiz hale getirmek maksadıyla yapılan çalışmalar sonucu Yüreğir Eski Misis ve Abdioğlu mahallelerinde 3 şüphelinin sosyal medya üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütünü övücü nitelikte paylaşımlar yaptığı tespit edildi. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan adli işlem başlatıldı.

  • ‘İntikam eylemi’ hazırlığındaki DEAŞ’lılara operasyon

    ‘İntikam eylemi’ hazırlığındaki DEAŞ’lılara operasyon

    Adana’da, terör örgütü DEAŞ’ın sözde ‘Türkiye emiri’ Mahmut Özden’in yakalanmasının ardından ‘intikam eylemi’ hazırlığında olduğu tespit edilen şüphelilere yönelik düzenlenen operasyonda 5 kişi gözaltına alındı.

    Terör örgütü DEAŞ’ın faaliyetlerinin tespit ve deşifre edilmesine yönelik çalışmalarını sürdüren İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütünün sözde ‘Türkiye emiri’ Mahmut Özden’in yakalanması ve başarılı operasyonların ardından bazı örgüt mensuplarının ‘intikam eylemi’ hazırlığında olduğunu belirledi. Kimliği belirlenen, eylem hazırlığındaki 7 örgüt mensubunun evlerine dün şafak vakti eş zamanlı operasyon düzenlendi. Özel harekat polislerinin demir kapıları koçbaşıyla kırarak, girdikleri evlerde 5 şüpheli gözaltına alınırken, kurusıkı tabanca ve dijital materyaller ele geçirildi.

    Öte yandan şüphelilerden birinin evine yapılan baskında, vize süresinin bittiği belirlenen Türkmenistan uyruklu Yuliya Bagreliya(29) yakalandı. Gözaltına alınan bir şüphelinin, dini nikahlı eşi olduğu iddia edilen Bagreliya, emniyetteki işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne gönderildi. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki sorguları sürüyor.

  • Adana, Avrupa’nın çöplüğüne döndü

    Adana, Avrupa’nın çöplüğüne döndü

    Adana’nın Karahan Mahallesi’nde, bazı firmaların yurt dışından ithal ettiği plastik çöpleri yol kenarına dökmesi ve yakması mahalle sakinleri tarafından tepkiyle karşılandı. Çöp ithalatının 2018 yılından itibaren ülkede artarak devam ettiğini kaydeden Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Çöp ithalatı acilen yasaklanmalı. Böyle giderse Avrupa’nın çöpü çevre ve insan sağlığına ciddi boyutta zarar verecek” dedi.

    2018 yılından itibaren bazı Türk geri dönüşüm firmaları, başta İngiltere, Almanya, İrlanda, İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden plastik çöp ithal ediyor. İthal ettiği çöpün karşılığında maddi kazanç elde eden söz konusu firmaların bu çöpler üzerinde gerekli işlemleri yaptıktan sonra geri dönüştürmesi gerekirken bazı firmalar, maliyetten kaçmak için kentte yol kenarına dökerek yakıyor.

    Adana’nın merkez Çukurova ilçesine bağlı Karahan Mahallesi’nde bazı geri dönüşüm firmaları ithal ettiği çöpleri mahallede bulunan tarım arazilerine yakın yol kenarlarına dökerek yakıyor. 2 buçuk yıl önce durumu fark eden mahalle sakinleri, ilk etapta yakılan çöplerin ülkeye ait olduğunu düşündüklerini fakat çöplerin üzerindeki markaların Alman, İngiliz ve diğer Avrupa ülkelerine ait markalardan olduğunu görünce duruma daha da şaşırdıklarını dile getirdi.

    Çöp ithalatının 2018 yılından bu yana Türkiye’de artarak devam ettiğini belirten Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, çöp ithalatının yasaklanmaması durumunda insan ve çevre sağlığının ciddi zarar göreceği konusunda uyarılarda bulundu.

    ÇİN’DE TAMAMEN YASAKLANDI

    Çin’in 2018 yılına kadar dünyanın tüm plastik çöpünü ithal edip geri dönüştürdüğünü iddia ettiğini kaydeden Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, daha sonra bu çöplerin geri dönüştürülmesinin çok zor olduğunu fark ettikleri an çöp ithalatını tamamen yasakladıklarını söyledi.

    O tarihten itibaren Türkiye’nin içinde bulunduğu başka ülkelerde çöp ithalatının başladığını söyleyen Gündoğdu, bazı firmaların maliyetten kaçmak adın ithal ettiği çöpleri sağa sola dökerek yaktığını bu durumun son 2 yıldır hızla artış gösterdiğini kaydetti.

    Plastik çöplerin döküldüğü alanların genellikle tarım arazilerine yakın olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Çukurova’nın tarım arazileri de bu durumdan etkileniyor. Sizin de gördüğünüz gibi kentimiz bazı noktalarından bu çöp yığınlarına rastlıyoruz. Bunlar yakıldığı zaman havaya karışıyor. Havaya karışan kanserojen maddeler insan sağlığını tehlikeye atıyor. Aynı zamanda yağmur yağdığında bu çöplerin bir kısmı Seyhan, Ceyhan nehirlerine taşınıyor. Çevremiz de kirleniyor” diye konuştu.

    ‘DERHAL YASAKLANMAZ İSE TEHLİKE BÜYÜR’

    Plastik çöplerin ithal edilecek çöpler olamayacağını söyleyen Gündoğdu, çöp ithalatı yapan firmaların öncelikle Türkiye’de plastik çöpleri geri dönüştürme adına çalışmaları gerektiğini belirtti. Yabancı ülkelerden yapılan bu çöp ihracatının sıfır atık anlayışına ters olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Hem insan sağlığı hem de çevre sağlığı tehdit altındadır. Çöp ithalatı bir an önce yasaklanmaz ise tehlike büyür. Geçen yıl İzmir’deki bir evin arka bahçesine yabancı ülkeden gelen çöpler bırakılmıştı. Bu durum yavaş yavaş her yerde görülmeye başlanabilir. Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ya da herhangi bir ülkenin Türkiye’nin toprağını, havasını kirletmesine izin vermemeliyiz” dedi.

    ‘MAHALLEMİZDE AVRUPA ÇÖPÜNÜ GÖRMEK İSTEMİYORUZ’

    2016 yılında Estonya’dan Türkiye’ye gelen ve 2018 yılında eczacı Abdurrahman Yılmaz ile evlenip Adana’nın Karahan Mahallesi’ne yerleşen iki çocuk annesi Sindy Yılmaz (24) ise geldiği ilk yıl söz konusu çöplerin yol kenarlarına döküldüğünü fark ettiğini ve o günden itibaren bununla mücadele ettiğini söyledi. Kendisinin Türk olmadığını ama Türkiye’yi çok sevdiğini kaydeden Yılmaz, çöp yığınlarını her gördüğünde içinin yandığını ifade etti. Çöp döken bazı kamyonların plakasını aldığını ama bir sonuca ulaşamadığını belirten Yılmaz, “Neredeyse bahçemize dökecekler. Havamız kirleniyor, zehir soluyoruz. Polise gittim fakat bir sonuç alamadım. Bu çöp yığınları Avrupa’dan geliyor. Avrupa ülkelerinin çöpünü burada istemiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Atatürk ile çekilen bu fotoğrafıyla hafızalara kazınmıştı, hayatını kaybetti.

    Atatürk ile çekilen bu fotoğrafıyla hafızalara kazınmıştı, hayatını kaybetti.

    Mustafa Kemal Atatürk’ün 1937 yılında Adana’yı ziyareti sırasında tanıştığı, bazı ders kitaplarında birlikte çekilen fotoğrafları bulunan ve kentte simge isimlerden biri olan Remziye Tatlı (99), dün gece evinde yaşlılığa bağlı kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti. Tatlı, geçen yıl Atatürk ile karşılaştığı anı ve fotoğrafın çekilme hikayesini anlatmış ve “Bu herkese nasip olmaz. Ölene kadar unutmayacağım” demişti.

    1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Adana’yı ziyaretinde İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nde tarih dersini dinlerken çekilen fotoğraftaki lise öğrencisi Remziye Tatlı, ülke genelinde ve Adana’da simge isimlerden biri haline gelmiş ve geçen yıl Atatürk ile olan o anısını 30 Kasım’da anlatmıştı.

    Röportajda 1937 yılında Atatürk’ün kendi okullarını ziyaret edeceğini duyunca çok heyecanlandığını dile getiren Tatlı, herkese nasip olmayacak bir an yaşadığı için kendini çok şanslı hissettiğini belirtirken, “Müdüre Hanım bir anda, ‘Çocuklar Atatürk geldi, şu an sizin sınıfa doğru yürüyor’ deyince bir gürültü koptu. Herkes çok heyecanlandı ve Atamız içeri girdi. İlk sözünü hiç unutmuyorum. Hepimiz ayağa kalktık. ‘Oturun geleceğin kültürlü anneleri’ diye bize seslendi. Cümleye bakar mısınız. Biz de o sözün üzerine sıralarımıza oturduk” ifadelerini kullandı.

    ‘O HERKESİN ANNESİYDİ’

    Adana’nın Seyhan ilçesindeki evinde yaklaşık 7 aydır özel tedavi gören Remziye Tatlı, yaşlılığa bağlı kalp yetmezliğinden dolayı dün gece hayata gözlerini yumdu. Annesinin son 3 aydır durumunun ağırlaştığını kaydeden Metin Kenanoğlu, acı haberi aldıktan sonra annesi Tatlı’nın cenazesini bugün sabah Asri Mezarlığı’nda defnettiklerini kaydetti. Annesinin ömrü boyunca hiçbir zaman Atatürk’ü sevmekten ve onun ilkelerine göre yaşamaktan vazgeçmediğini dile getiren Kenanoğlu, Atatürk ile fotoğraflarını göstererek, “Dün bir asırlık çınarımızı kaybettik. Atatürk ile Adana ziyareti sırasında Kız Lisesi’ni teftişinde bir fotoğraf karesinde bulunmuş ve bu durum biz ailesini hep onurlandırmıştır. Annemi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Annem çocukları çok severdi. O herkesin annesiydi. Tüm sevenlerinin başı sağolsun” diye konuştu.

  • 17 kişilik minibüsten 41 tarım işçisi çıktı

    17 kişilik minibüsten 41 tarım işçisi çıktı

    Adana’da 17 kişilik servis minibüsünde 41 tarım işçisi taşıyan ehliyetsiz sürücü ile yolculara para cezası verildi.

    Adana-Karataş karayolunun kent merkezi yönünde kurulan polis kontrol noktasında durdurulan 01 MA 0306 plakalı servis minibüsünden 41 tarım işçisi çıktı. 17 kişilik minibüsün sürücüsü S.H.’nin de ehliyetsiz olduğu belirlendi.

    Sürücüye, ‘taşıma sınırı üzerinde yolcu almak’, ‘belediyeden alınan izin ve ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında yolcu taşımak’, ‘ehliyetsiz araç kullanmak’ ve ‘araçta teknik değişiklik yapmak’ suçlarından para cezası uygulandı. Araç trafikten 60 gün men edilirken, 41 yolcuya da koronavirüs tedbirleri kapsamında sosyal mesafeye uymadıkları gerekçesiyle ceza kesildi.

    Polis kamerasına yansıyan görüntüde, minibüsteki koltukların daha fazla yolcu alabilmek için söküldüğü görüldü.

  • Anne ve kardeşini öldüren vali yardımcısı kurşun yağdırmış

    Anne ve kardeşini öldüren vali yardımcısı kurşun yağdırmış

    Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca annesi Afiyet İkbal Polat ile avukat kardeşi Altuğ Polat’ı (42) tabancayla vurarak öldüren Hatay Vali Yardımcısı Tolga Polat (45) hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Adana 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, avukat kardeşin cinayet günü ağabeyi Tolga Polat’ın görüşme isteğini, kendilerini öldüreceği gerekçesiyle kabul etmediği, 4 gün önce de kendisi ile annesini darbettiği iddiasıyla ağabeyi Tolga Polat’tan şikayetçi olmak istediği ortaya çıktı. İddianamede, çifte cinayetin yaşandığı binada 18 boş kovan bulunduğu zanlı Tolga Polat’ın birden fazla şarjör kullandığı bildirildi.

    Olay, 11 Ağustos akşamı saat 22.30 sıralarında, Seyhan ilçesine bağlı Kurtuluş Mahallesi 64004 Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre, emekli coğrafya öğretmeni baba Şeref Polat’ın bankada bulunan 1 milyon TL ile 300 dönüm arazi ve 4 bin metrekare arsanın aile içinde paylaşımına karar verildi. Ancak Hatay Vali Yardımcısı Tolga Polat, mal paylaşımında anlaşamadığı annesi Afiyet İkbal ve avukat kardeşi Altuğ Polat ile zaman zaman tartıştı. Şeref Polat’ın para ve malın büyük kısmını Tolga Polat’a vermek istemesi üzerine anne ile avukat kardeş, babanın ‘akli dengesinin yerinde olmadığı’ iddiasıyla vesayet davası açtı. Duruşması görülecek dava öncesi baba Şeref Polat, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nden ‘akıl sağlığı yerindedir’ raporu aldı. Vali Yardımcısı Tolga Polat ise davadan bir gün önceki akşam baba Şeref ve anne Afiyet İkbal Polat’ın 6’ncı katta, kardeş Altuğ Polat’ın 3’üncü katta yaşadığı apartmana geldi. Polat, avukat kardeşini 3’üncü katın merdiveninde tabancayla vurarak, öldürdü. Ardından da kendisini korkuyla banyoya kilitleyen annesini vurdu.

    İDDİANAME KABUL EDİLDİ

    Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Tolga Polat hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Adana 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Tolga Polat’ın birden fazla şarjör kullandığı, olay yerinde 18 boş kovan bulunduğu kaydedildi.

    GÖRÜŞME TEKLİFİNİ ‘ÖLDÜRECEK’ DİYE REDDETMİŞ

    İddianamede yer alan tanık ifadeleri ise aile arasında olaydan önce yaşananları ortaya çıkardı. Tanık Ö.D., kuzeni Tolga Polat’ı yaşanan anlaşmazlıklar üzerine aradığını, “Neden dayıma kredi çektirmek istiyorsun. Senin paraya ihtiyacın mı var? Artık dayımın ve bu çocukların peşini bırak” dediğini anlattığı ifadesinde, katil zanlısının kardeşi Altuğ ile yüzyüze görüşmek istediğini, Altuğ Polat’ın ise, ağabeyinin kendilerini öldüreceği gerekçesiyle görüşmeyi reddettiğini bildirdi.

    Ö.D., olay günü Tolga Polat ile bir kafede buluştuğunu, Altuğ Polat’ın görüşme isteğini ikinci kez reddettiğini ifade ederek, daha sonra dayısı Şeref Polat’ın evine gittiğini, vasiliği Tolga Polat’ın kabul ettiğini söylediğini ancak Altuğ Polat’ın bunu kabul etmediğini, 8 Ağustos’ta kendisini ve annesini darbeden ağabeyinden şikayetçi olacağını söylediğini anlattı.

    Ö.D., kuzeni Tolga Polat’ı arayıp, durumu anlattığı sırada Altuğ Polat’ın şikayetçi olma konusunda ısrarcı olacağını duyması üzerine “Dava açmasın kötü olur” dediğini,daha sonra öldürülen Altuğ Polat ile yürüyüşe çıktığını, bir süre sonra da aracıyla evine gittiğini bildirdi.

    BABASI ARAYIP, ‘ALTUĞ BENİ DARP ETTİ’ DEMİŞ

    İddianamede, zanlı Tolga Polat’ın polis ifadesine de yer verildi. Polat’ın gözaltında verdiği ifadesinde, kardeşi Altuğ’un “Vesayetini bana vermezsen sana bakmayız bu evden defolup gidersin” dediğini babasından öğrendiğini, bunun üzerine babasının eşi ve çocuklarının yanında kalmaya başladığını, konuyu görüşmek için anne-babasının evine gittiğini, aralarında tartışma olduğunu, darp olayının yaşanmadığını, evden ayrıldığını, açılan davayla birlikte babasının mal varlığına tedbir konulduğunu kaydetti. İfadesinde ihtiyacı için bile bankadan para çekemez hale geldiğini anlatan Polat’ın, babasının kendi evinde 3 ay kaldığını, Haziran ayında ise parka giden babasının annesiyle karşılaştığını, annesinin iknası sonucu eve döndüğünü, daha sonra babasını Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunan eve, eşi ve çocuklarıyla götürüp bıraktığını, babasının annesinin evinde kaldığında kardeşi tarafından darbedildiğini öğrendiğini anlattı.

    YARALANAN KARDEŞİNİ BIRAKIP, ANNESİNİ ÖLDÜRMEYE GİTMİŞ

    Olay günü öğle saatlerinde Adana’ya geldiğini ve kuzeni Ö.D. ile buluştuktan sonra aynı apartmanda, olaydan 8 ay önce satışını yaptığı ikinci kattaki evin tadilat durumunu görmek için asansöre binip ikinci kata çıktığını anlatan Polat, asansörün öldürdüğü kardeşinin oturduğu 3’üncü katta durduğunu, karşılaştığı kardeşinin kendisine hakaretler ettiğini öne sürdü.

    Belinde taşıdığı tabancayı çıkartıp ateş açtığını, yaralanan kardeşini bırakıp, asansörle çıktığı babaevinde yatak odasının banyosunda tekme atarak, kapının kırılan kısmından ateş açtığını, annesini yaraladıktan sonra mutfakta silahı şakağına dayayarak intihara kalkıştığını, kendisini babasının engellediğini öne sürdü.

    ANNESİNİ DE KARDEŞİNİ ÖLDÜRDÜĞÜ İÇİN VURMUŞ

    Olayın sebebinin miras olmadığını ifade eden Polat, annesinin ve kardeşinin babasını darbetmeleri ile kendisine karşı davranışlarından dolayı ani bir kızgınlıkla yaşandığını öne sürdü. Kuzeni Ö.D.’nin olayı sulhen çözmek için apatmana gittiğini anlatan Polat, kardeşi Altuğ’un itham ve hakaretleri sonucu kendisini kaybedip olayı gerçekleştirdiğini, annesini ise kardeşinin ölümüne neden olduğu için vurduğunu söyledi.

  • Çelik kasayı açamayan hırsızlık şüphelisi, soğuk su içti

    Çelik kasayı açamayan hırsızlık şüphelisi, soğuk su içti

    Adana’da, 16 hırsızlık olayına karıştığı tespit edilerek, yakalanan 9 şüpheliden 6’sı, tutuklandı. Şüphelilerden Mustafa Y.’nin, hırsızlık için girdiği adreste çelik kasayı açamayınca buzdolabını açıp, soğuk su içtiği anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, kentte 16 hırsızlık olayına karıştığı öne sürülen şüphelileri yakalamak için harekete geçti. Hırsızlık olaylarının yaşandığı ev ve iş yerlerinin bulunduğu bölgelerdeki güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen ekipler, 9 ev, 1 otomobil ve 6 iş yerinden 1 motosiklet, 6 bisiklet ile televizyon, kablo ve 10 bin TL çalan şüphelilerin kimliklerini tespit etti. Adresler de belirlenirken, evlerine yapılan eş zamanlı baskınlarda 9 şüpheli yakalandı.

    KASAYI AÇAMADI, SOĞUK SU İÇTİ

    Hırsızlık şüphelilerinden Mustafa Y.’nin, iş yerine girerek, çelik kasayı açmaya çalıştığı, açamayınca da buzdolabından su çıkarıp, içtiği anların güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Diğer şüpheli Bayram K.’nin ise farklı adreslerden bisiklet çalma anları kameraya yansıdı.

    Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 9 şüpheliden, aralarında Bayram K. ile Mustafa Y.’nin de bulunduğu 6’sı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, 2’si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, 1 şüpheliye de ev hapsi cezası verildi.