Etiket: aday

  • Aday sürücü ehliyetini alamadan ceza yedi

    Aday sürücü ehliyetini alamadan ceza yedi

    İl Emniyet Müdürlüğü, Trafik Şube Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri, vatandaşların güven ve huzuru için uygulama yaptı.

    Denetimlerde ekipler, kemer ve ışık ihlali yapan sürücülere ceza uyguladı. Sürücü kursu aracında eğitim alan aday sürücü, daha ehliyeti almadan kemer ihlali yapınca cezadan da kaçamadı.

    Bir taksi sürücüsü ise, adı ‘Kemer Taksi’ olan araçta kemersiz yakalandığı için ceza yedi. Polis ekipleri ışık ihlali yapan sürücüleri de cezaya çarptırdı. Kuralları tanımayan 49 sürücüye 28 bin lira idari ceza kesilirken, bazı sürücüler yalana başvurup duruma itiraz etti.

  • İş insanı Melik Ramisoğlu’ndan Bursaspor sözleri

    İş insanı Melik Ramisoğlu’ndan Bursaspor sözleri

    Line TV mikrofonlarına özel açıklamalarda bulunan Melik Ramisoğlu, transfer tahtası için az bir zaman kaldığını ve bunu yapacak maddi güce sahip olduklarını söyledi,

    Melik Ramisoğlu son olarak eğer istifa etmezlerse mayıs ayındaki kongrede tekrar aday olacağını dile getirdi.

  • Hakan Peker, İYİ Parti’den adayı oldu

    Hakan Peker, İYİ Parti’den adayı oldu

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısına katıldı.

    Akşener, grup toplantısında Karabük’ün Safranbolu ilçesi belediye başkan adayı olduğu açıklanan ünlü sanatçı, şarkı sözü yazarı ve müzik yapımcısı Hakan Peker’e rozetini kendi elleriyle taktı.

  • İYİ Parti Yenişehir Belediye Başkan adayı belli oldu

    İYİ Parti Yenişehir Belediye Başkan adayı belli oldu

    Ercan Özel yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.

    Saygıdeğer Yenişehirli Hemşerilerim, Kıymetli Basın Mensupları;

    Bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken başka birinin nasıl yapamadığını ses çıkarmadan seyredebilmek, dayanabilecek en güç zorluklardan biridir. Hayatımın en verimli dönemleri Belediyecilik hizmetleri ile geçti. Diline, dinine, rengine, ırkına, partisine bakmadan nerede bir mağdur, nerede bir ihtiyaç sahibi, nerede desteğe ihtiyacı olan bir kişi görsem onun derdini kendi derdim bildim. Yenişehir ve Yenişehir insanının geleceği için her türlü fedakârlığa göğüs gerdim. Çünkü bizim Yenişehir’e dair bir sözümüz, iddiamız var. Memleket diye bir meselemiz, millet diye bir derdimiz var. Huzur, güven, adalet diye bir idealimiz var. İşte bu gayeyle taşın altına elimizi koymaktan hiçbir zaman kaçmadık.

    Herşey İYİ olsun diye Yenişehir ve Bursa’da İYİ Partimizin kuruluş çalışmaları kapsamında aktif görevler almamın yanı sıra Yenişehir’de ki ilk üyesi olarak kurucuları arasında yer aldım. Ayrıca Yenişehir Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesinde İYİ Parti’nin ilk meclis üyesi oldum.

    İlçemiz nezdinde yapılan kamuoyu araştırmaları neticesinde il ve ilçe teşkilatımızın tavsiyesi ile Mart 2019 Mahalli Seçimlerinde Yenişehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterildim. Girdiğimiz ilk yerel seçimlerde yaklaşık % 41 oy alarak çok ciddi bir seçmen kitlesinin gönlünde yer edindik. Yenişehirli hemşerilerimiz, o dönemde şeffaf ve demokratik bir yönetim anlayışı ile ehil ve liyakatli kadrolar tarafından belediyecilik hizmeti imkânını çok az bir farkla ellerinden kaçırdı. Ardından yerel yönetimlerde ki ve siyasette ki birikimlerimizden dolayı İYİ Parti Bursa İl Başkanlığında divan üyesi olarak Yerel Yönetimler Başkanlığı görevine getirildim. Bu dönemde Osmangazi ve İnegöl gibi iki önemli teşkilatımızın ilçe koordinatörü olarak görev yaptım. 14 Temmuz 2020 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in tensipleri ile Yenişehir İlçe Başkanlığı görevine atandım. 12 Ağustos 2020 ve 26 Kasım 2022 tarihlerinde yapılan ilçe kongrelerinde teşkilat mensuplarımızın güvenini alarak oy birliği ile ilçe başkanlığı görevine seçildim.

    Meclis üyeliğimiz ve ilçe başkanlığımız dönemlerin de teşkilat mensuplarımız ile birlikte birçok önemli çalışmalara imza atarak oldukça başarılı bir dönem geçirdik. Teşkilatımızın kıymetli yöneticilerine, emektarlarına ve üyelerimize bu başarıya yaptıkları katkılardan dolayı yürekten teşekkür ediyorum. Biz bu yola çıkarken amacımızın Yenişehir’e ve halkımıza hizmet olduğunu söyledik. Dün olduğu gibi bugünde bu mücadelemize ilk gün ki heyecanımız ile devam ediyoruz. Bu süreçte mağduriyetlerini bize bildiren hemşerilerimizin sorunlarını, hiçbir ayrım yapmadan çözmeye yoğunlaştık.

    İktidar olmadığımız halde verdiğimiz yazılı ve sözlü önergeler ile birçok sorunun çözülmesine öncülük ettik. Kırsal Mahallelere toplu taşıma hizmetinin sağlanması, sokak çeşmelerinin kullanıma açılması, Kuzey çevre yolundaki Bilecik yolu kavşağına trafik işaretleri ve lambası koyulması, Yenişehir/Reşadiye ve İznik/Mustafalı arasındaki yolun genişletilmesi ve sathi kaplama yapılması, şehir içi sokak ve caddelerin yanında, birçok köy yolunun düzenlenmesi ve asfaltlanması, bazı kırsal mahallelerimize su deposu yapımı, İstiklal Caddesinin üstünün kapatılması, bazı sokaklarımıza kasis yapılması ve daha sayamayacağımız birçok hizmetin ilçemize getirilmesine vesile olduk.

    Bu süreçte Genel Merkez Yöneticilerim, milletvekillerim, il başkanım, il – ilçe yöneticilerim, teşkilat mensuplarım, Yenişehirli hemşerilerim ve özellikle ailem ile istişarelerde bulundum. Çiftçisinden işçisine, esnafından memuruna, kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına, köylüsünden kentlisine Yenişehir’de yaşayan halkımızın taleplerini dinleyerek, nasıl bir Yenişehir’de yaşamak istediklerine dair değerlendirmelerini aldım.

    Yaptığım istişare ve değerlendirmeler neticesinde, Genel Merkezimizin GNBŞK.01.17.45/1264 sayılı genelgesinde ki tavsiye kararı üzerine, Yenişehirli hemşerilerime yaşanabilir bir şehirde yaşam hakkı sağlama gayesiyle, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimlerinde istisnasız tüm Yenişehir halkının Belediye Başkan Adayı olmak ve onların geleceğe daha bir güvenle bakmalarını sağlamak amacıyla ilçe başkanlığı görevimi bırakıyorum.

    Saygıdeğer Yenişehirli Hemşerilerim, Kıymetli Basın Mensupları;

    Yenişehir halkı makûs talihini kader olarak görmemeli ve bir an önce bu yanlış düşünceden kurtulmalıdır. Belediyecilik hizmetleri verilirken kişi, partili, akraba, eş – dost ayrımı yapılmamalı tüm hemşerilerimize eşit hizmet sunulmalıdır. Maalesef Yenişehir ve Yenişehirlilerin istekleri bugüne kadar sürekli görmezden gelindi. İlçemiz uzun yıllardan bu yana adeta büyük bir köy olarak kalmaya mahkûm edildi. Yenişehir artık kabuklarını kırmalı ve sınıf atlamalıdır. İlçemizi çok iyi tanıyor ve uzun yıllardır konusunda uzman kişiler ile birlikte üzerinde çalışıyoruz. Her mahallesinde her sokağında bir izimiz ve bir hikâyemiz var.

    Yenişehir’de çocuklarımız ve gençlerimiz yarınlarına umutla bakamıyorsa, onlara yol gösterici olacağız.

    Çiftçilerimiz kangren olmuş sorunlarına bir çözüm bulamıyorsa, dertlerine derman olacağız.

    Sığınmacılar dolayısıyla anneler parklara çocuklarını korku içinde gönderiyorsa, evlatlarımızın güvenliğini sağlayacağız.

    Yeterli İşletme olmadığı için gençlerimiz ilçemizden göç ediyorsa, Yenişehire yatırımcı çekeceğiz, fabrikalar getireceğiz.

    Kısaca hemşerilerimizin sorunu bizim sorunumuz olacak. Onların dertlerini çözmek, bizim boynumuzun borcu olacak.

    Yenişehir halkına SÖZÜM’dür ;

    • Yenişehir’i Türkiye’nin parlayan yıldızı haline getireceğiz.

    • Yaptığımız her işte öncelikle vatandaşlarımızın çıkarlarını düşüneceğiz.

    • Çiftçilerimizin tüm sorunlarını çözmek için mücadele edeceğiz.

    • Engellilerimizin daha rahat ve konforlu yaşam sürmeleri için gayret göstereceğiz.

    • Kadın olmazsa olma düsturu ile kadınlarımıza her alanda destek olacağız.

    • Doğal yaşamı koruyacağız, sokak hayvanlarının haklarını arayacağız.

    • Belediyemizin kaynaklarını en verimli ve tasarruflu şekilde kullanacağız.

    • Bölge, kültür, yaşam görüşü ayırt etmeksizin herkese eşit hizmet hakkı sunacağız.

    • Yenişehir Belediyesini şeffaf ve demokratik bir yönetim anlayışı ile yöneteceğiz.

    Yenişehir’de mazlumların tutunacak dalı, yürünecek yolu olacağız. Yenişehir’e ve halkına yapılan haksızlıklara ve zulme cihan sussa biz susmayacağız. Bu mukaddes millete hizmet etmek ve Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmakla müşerref olmak temennisiyle…

    Saygı ve hürmetlerimi sunuyorum,

  • İlk gökmen adayları BTSO’da

    İlk gökmen adayları BTSO’da

    BTSO çatısı altındaki 70 meslek komitesini bir araya getiren toplantıda konuşan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, firmaların yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturmak ve işletmeleri geleceğe hazırlamak için çalışmaya devam ettiklerini aktardı. Meslek komitelerinden gelen her görüş, öneri ve talebi başta TOBB olmak üzere ilgili kurum ve Bakanlıklara ilettiklerini belirten Başkan Burkay, tüm bu girişimlerin neticesinde üretimi, istihdamı ve ihracatı destekleyen birçok düzenlemenin hayata geçtiğini ifade etti. Başkan Burkay, reeskont kredilerinin günlük kullanım limitlerinin artırılması, KOBİ tanımının güncellenmesi, ihracat dövizlerinin bozdurulma zorunluluğunun kademeli olarak kaldırılması ve kur korumalı mevduatlara dönüşüm yükümlülüğünün azaltılması ve çıkış stratejisinin önceden açıklanması konusunda yapılan düzenlemeler için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimine teşekkür etti.

    İş dünyası ile istişare edilerek hazırlanan Orta Vadeli Programın iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından önemli fırsatlar barındırdığını ifade eden Başkan Burkay, “Son dönemde enerji ve işgücü maliyetlerimiz arttı. Birçok firmamız bu artışları fiyatlarına tam olarak yansıtamadı. İhracatçılarımız için 11 bankayla yapılan vadesiz kredi protokolü ve KOBİ’ler için limitin yükseltilmesi gibi adımlara rağmen finansmana erişim konusunda yaşanan sıkıntılar, neredeyse tüm komitelerimizin dile getirdiği ortak sorunlar olmayı sürdürüyor. Ayrıca enflasyon muhasebesi artık bütün işletmelerimiz için zorunlu ihtiyaç haline geldi. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, enflasyon-kur makasının daraltılması, enflasyon-faiz dengesinin sağlanması en önemli beklentilerimiz arasında. Üyelerimizin dile getirdiği bütün bu konularda da girişimlerimizi sürdürüyoruz. Kalkınma hedeflerimizin temelini oluşturan nitelikli üretimin desteklenmesi, işletmelerimizin finansmana erişimlerinin sağlanması, yeşil ve dijital dönüşüme yönelik atılacak güçlü adımlar, ekonomimizi sürdürülebilir ve daha rekabetçi bir yapıya kavuşturacaktır. Bu çerçevede küresel belirsizliklerin arttığı bir dönemde öngörülebilir bir yapının orta vadeli programla yeniden güçlendirilmesi oldukça değerli bir adımdır” diye konuştu.

    BTSO’da göreve geldikleri 2013 yılında önemli bir vizyon ortaya koyduklarını vurgulayan Başkan Burkay, 16 makro proje hedefi ile başladıkları yolculukta 60’tan fazla projeyi meslek komitelerinin destekleri ile bir bir hayata geçirdiklerini anlattı. Burkay, TEKNOSAB, BUTEKOM, Bursa Model Fabrika, MESYEB VE GUHEM gibi projelerin, sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin de en önemli değerleri arasına girdiğini belirterek şöyle devam etti;
    “Bu süreçte kurduğumuz hayallerimizden biri de Cumhuriyet tarihimizin en önemli mimari yapılarından biri olan Kirazlıyayla Sanatoryumunu ‘yaşam boyu eğitim merkezi’ kimliğiyle yeniden Bursamıza kazandırmaktı. Anıtkabir’in de mimarı olan Emin Onat ile ülkemizin ilk kadın mimarlarından Leman Tomsu tarafından tasarlanan eşsiz bir yapıyı Cumhuriyet tarihimizin en geniş restorasyon çalışmalarından biriyle yeniden Bursamızın ve ülkemizin hizmetine sunmanın gururunu yaşıyoruz. Uludağ’ın marka kimliğine de büyük katkısı olacak Bursa Business School, akıl ve bilginin buluşma merkezi kimliğine sahip.”
    Bursa Business School ve Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi işbirliğinde Türkiye adına bir ilki gerçekleştirerek 19 ülkeden 70’i aşkın astronot ve kozmonotun katıldığı Planetary Congress’e ev sahipliği yaptıklarını söyleyen Başkan Burkay, “Bursa’da uzay ve havacılık konusunda yeni ufuklar açmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz Kongre, aynı zamanda Bursa Business School markamızın uluslararası alanda vitrine çıktığı ilk büyük organizasyon. Uzay çalışmalarında yeni işbirliklerinin ve uzay teknolojilerindeki son gelişmelerin yakından takip edilmesine imkan sağlayan bu önemli buluşmanın Bursamız ve ülkemiz adına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Önümüzdeki süreçte de Planetary Congress gibi büyük organizasyonlara ev sahipliği yapmayı sürdüreceğiz” dedi.

    Uluslararası rekabetin teknolojideki gelişmelere bağlı olarak artık yeryüzünden gökyüzüne taşındığını ifade eden Başkan Burkay, “Uzun yıllar uzayın keşfi bir devlet politikası olarak uygulanırken, günümüzde özel şirketler de artık bu yarışın içerisinde yer almaya başladı. Uzay faaliyetleri için gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi, gerekli ekipmanların üretilmesi, uluslararası iş birlikleri, farkındalığın artırılması gibi hususlar da tamamlayıcı bir ekosisteme duyulan ihtiyacı gösteriyor. Bizler de ‘Milli Teknoloji Güçlü Sanayi’ vizyonuyla uzay çalışmalarına yeni bir boyut kazandırdık. Özellikle GUHEM gibi Avrupa’nın en önemli uzay havacılık ve deneyimleme merkezlerinden biriyle de bu alanda önemli bir farkındalık oluşturduk. Bugün toplantımızda uzay ve havacılık çalışmalarına gönül vermiş, isimlerini uzay ve havacılık tarihine yazdırmayı başarmış isimler var. Ülkemizin ilk gökmen adayları olarak hepimiz için gurur vesilesi olan Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever ile Astronot Eytan Stibbe’yi konuk ediyoruz. BTSO olarak ülkemizin küresel uzay yarışında üst sıralarda yer alması için desteklerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

    Planetary Congress için Bursa’da bulunan Türkiye’nin ilk gökmen adayları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever ile Astronot Eytan Stibbe de toplantıya konuk oldu. Tuva Cihangir Atasever, Türkiye’nin ilk uzay yolculuğunun bir parçası olmaktan onur duyduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2022 yılında açıklanan Türkiye’nin ilk astronot seçim sürecine şüphe etmeden başvurduğunu söyleyen Atasever, bu görevin gelecek nesillere ilham vereceğine inandığını kaydetti. Bursa’ya ilişkin de görüşlerini paylaşan Atasever, “Bursa’ya ilk defa bu kadar uzun süreli geldim. Şehrinizin tarihiyle bağdaşıp, geleceğe nasıl bakabildiğini görmek beni çok etkiledi. BTSO’nun iki eserini spesifik olarak tanıma imkanı buldum. Uzay Kaşifleri Derneği’nin kongresinin gerçekleştiği Bursa Business School ve GUHEM’i görme şansım oldu. Bu eserleri ülkemize kazandırdığınız, ülkemizin geleceğine tohumlar ektiğiniz için bir astronot adayı olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin, stratejik bekasının ve aydınlık yarınlarının uzay teknolojilerinden geçtiğine inanmış bir Türk genci olarak BTSO Başkanı İbrahim Burkay’a teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

    Uzay görevi icrası ile birlikte Türkiye’de gelecek nesillerin hayallerinin sınırı artık gökyüzü değil uzayın derinlikleri olacak diyen Türkiye’nin ilk gökmen adayı Alper Gezeravcı ise, “Bu görev birçok ülkenin 600’e yakın astronotu tarafından icra edilmiş. Biz de bu ülkelere dahil oluyoruz. Dünyada bir ilki gerçekleştirmiyoruz ama ülkemizin tarihinde bir ilke imza atıyoruz. Bugünün çocukları, gelecek nesillerimiz açısından çok önemli, özgüvenlerini ayağa kaldıracak bir adım olacak. Sembolik değeri, yaptığımız objektif faaliyetlerin çok ötesinde. Bugün dünya üzerinde milyarlarca insan için yürümek çok sıradan bir faaliyet. Ama hangi anne babanın hayatında, gönlünde evladının ilk adımı önemsizdir? Bu adım da ülkemiz için çok değerli bir adım. Devletimizin iradesine, kadirşinas milletimizin mütevazi imkanlarıyla gerçekleştirmemize imkan verdiği bu görev için hepinize, Türkiye Cumhuriyeti’ne minnettarım” dedi.

    Axiom Misyon 1 adlı özel astronot görevine seçilerek Uluslararası Uzay İstasyonu´na (ISS) giden astronot Eytan Stibbe, teknolojiden eğitime her şeyin geleceğinin uzaya bağlı olduğunu söyledi. ABD, Çin, Rusya ve Avrupa ülkelerinden astronotlarla birlikte Bursa’ya geldiklerini kaydeden Stibbe, “Planetary Congress’te astronotlarla birlikte uzayın geleceğini konuşuyoruz. Uzaya gitmek bir hayaldi ve ben bunu gerçekleştirebildim. Türkiye de yakında aramıza katılacak. Bu çok önemli bir misyon. Biz herkesi bu sürecin bir parçası haline getirmeyi hedefliyoruz. Çocukları, iş insanlarını uzay çalışmalarına dahil etmeyi istiyoruz. Bu konuda Bursa’daki GUHEM gibi bir merkez de yapabiliriz. Böylece uzay misyonlarının önemi ve hedefleri daha iyi anlaşılabilir” şeklinde konuştu.

    Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısının ardından BTSO Eylül Ayı Meclis toplantısı BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur tarafından açıldı. Meclis gündemine ilişkin üyelere bilgi veren Uğur, konuşmasında şunları söyledi: “Dünyanın ekonomik açıdan çok hızlı bir değişim içine girdiği bir dönemdeyiz. İş dünyası olarak bu değişimi çok yakından takip etmemiz gerekiyor. BTSO yönetim kurulumuz, meslek komitelerimiz ve sektör konseylerimiz, bu istikamette çalışmalarına devam ediyor. Özellikle eylül ayını çok yoğun bir tempoda tamamlıyoruz. Meslek komitelerimiz sektörleriyle ilgili dernek ve meslek kuruluşlarıyla işbirliği içinde sorunları tespiti ve çözümü için girişimlerde bulunmaya devam ederken, sektör konseylerimiz de geniş çalıştay programları ile gelecek vizyonlarını oluşturmayı hedefliyor. Özverili çalışmaları için tüm Meclis üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi.

  • Düzce, Japonya olmaya aday şehirdir

    Düzce, Japonya olmaya aday şehirdir

    Başkan Faruk Özlü, 17 Ağustos Marmara Depremi dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Özlü, Türkiye’deki deprem gerçeğinin her zaman hafızalarda olmasının, güvenli ve sağlam yapıların inşa edilmesi adına çok önemli olduğunu vurguladı. Düzce’de kentsel dönüşüm çalışmalarından söz eden Faruk Özlü, “17 Ağustos 1999 tarihi bizler için asrın en büyük felaketlerinden birinin yaşandığı tarihtir. Bu tarih ülkemizde inşaat çalışmalarının, yapı stoklarının durumunun belirli aralıklarla denetlenmesi ve dönüştürülmesi konusunda büyük dersler vermiş bir dönüm noktasıdır.

    Büyük Marmara Depremi ve sonrasında uygulanan politikalar ile ülkemizde yaşam alanlarının belli standartlar çerçevesinde inşa edilmesi konusunda önemli yol kat ettik. Ben yıllarca savunma sanayinde çalıştım, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yaptım. Benim bakış açıma göre; bu konu ülkemiz için en önemli ve geliştirilmesi gereken konuydu. Ancak yakın zamanda 11 ilimizi etkileyen ve büyük bir yıkıma sebep olan 6 Şubat depremlerini yaşadık. Buradan görüyoruz ki; ülkemizin en önemli gerçeği ve acil korunma yollarını geliştirmemiz gereken konu deprem konusudur” dedi.

    “Düzce ülkemize örnek olmalıdır”

    Başkan Faruk Özlü, Düzce özelinde yapılan konut yenileme ve kentsel dönüşümden örnek vererek süreç içinde riskli alanların yeniden inşa edilmesi gerektiğini işaret ederek “Düzce’miz de alüvyon toprak zemini dolayısıyla sıvılaşmaya meyilli ve deprem hattı üzerinde bulunan bir şehirdir. 1999’dan bu yana alınan tedbirler, sıkı yönetmelikler ve denetim çalışmaları sayesinde şimdi şehrimizde bulunan yapı stokunun yüzde 80’i yenilenmiş durumda. Bu yenilenme süreci halen devam ediyor, edecek. Şehirlerimizi yeniden güvenli bir biçimde inşa ediyoruz, bu çalışmalar belli bir süre gerektiriyor. Özellikle büyük şehirlerimizde aynı Düzce’mizde uyguladığımız gibi yönetmelik, denetim ve doğru yatırım politikaları ile acil eylem planlarımızı uygulama konusunda örnek teşkil edebiliriz.

    Kat sınırlaması ve doğru malzeme kullanımı ile depremde meydana gelmesi muhtemel zararları en aza indirebiliriz. Bu bakımdan Düzce’miz yapılarının sağlamlığı ve yeniliği bakımından ülkemizin Japonya’sı olabilir, örnek teşkil edebilir. Kentsel dönüşüm bizim en önemli önceliğimiz, bunu hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. En kısa sürede de ülkemizin riskli bölgelerinde güvenli yaşam alanları inşa edilecektir. Bu vesile ile 24 yıl önce yaşanan afette hayatını kaybeden kardeşlerime Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi her türlü afetlerden korusun” ifadelerinde bulundu.

  • Ekrem İmamoğlu’ndan adaylık açıklaması

    Ekrem İmamoğlu’ndan adaylık açıklaması

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

    “SEÇİMLERDEN SONRA NE YAZIK Kİ EKONOMİK KRİZ GİDEREK DERİNLEŞTİ

    14 Mayıs Genel Seçimleri’nin üzerinden 3 ay geçti. Ne yazık ki bu yeni dönemde ekonomik kriz giderek derinleşti. Fatura her zaman olduğu gibi yine vatandaşımıza çıktı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı hala tek haneli enflasyon masalıyla halkımızı oyalamaya devam ediyor. Yıllık TÜFE oranı TÜİK’in verilerine göre temmuz itibariyle yüzde 48 oldu. Gıda enflasyonu yüzde 60’ın üzerinde. Bırakın tek haneyi, bu gidişle üç haneli enflasyon yaşanacak endişesi içindeyiz. Aslında vatandaşın mutfağının gerçek enflasyonu uzun süredir zaten üç haneli. Seçim sonrasında, sadece temmuz ayında 30 yılın en yüksek aylık enflasyon artışını yaşattılar. İktidar enflasyonla mücadele edemiyor.

    3 AYDA, İKTİDAR MOTORİNE YÜZDE 105 ZAM YAPTI

    Dana eti 7 ayda yüzde 107 arttı. Savaş halindeki Ukrayna’da enflasyon yıllık yüzde 11, Rusya’da ise yıllık yüzde 4. Türkiye’nin sadece temmuz ayı enflasyonu yüzde 9,5. Yani Rusya’nın yıllık enflasyonun iki katından fazlasını biz bir ayda yaşamış olduk. Durumun vahameti için başka söze gerek var mı?  Hükümet yetkileri vatandaşı sık sık tasarrufa davet ederken sadece iki kamu bankasının 3 yılda reklam harcaması 2 milyar lira. Bu arada yeri gelmişken kamu bankalarının İBB’ye 4,5 yıldır tek bir kuruş kredi vermediğinin de altını çizelim.

    İKTİDAR ZENGİNİN CEBİNİ TIKA BASA DOLDURURKEN, HALKIMIZI AÇLIĞA VE ÇARESİZLİĞE MAHKÛM ETMEYE DEVAM EDİYOR

    Tasarruf sadece vatandaştan istenmez. 2023’te hedeflenen toplam vergi, ek vergilerle birlikte 4 trilyon 270 milyar liraya yükseltildi. Bu kadar verginin toplandığı bir coğrafyada açlık, yokluk, yoksulluk olmamalıdır. Şayet oluyorsa, orada çok büyük bir israf, adaletsizlik ve paylaşım sorunu vardır. İktidarın ekonomik tercihlerinin sonunda, toplumun en zengin yüzde 20’sinin toplam gelirden aldığı pay artarak bir yılda yüzde 48’e ulaştı. Buna karşın en yoksul yüzde 20’nin aldığı pay ise yüzde 6’ya geriledi. Zenginle yoksul arasındaki fark 8 katına çıktı. Özetle bu iktidar zenginin cebini tıka basa doldururken, halkımızı açlığa ve çaresizliğe mahkûm etmeye devam ediyor.

    İBB, İKTİDARIN BASKILARINA KARŞI DİRENCİN SİMGESİ OLDU

    Siyasi hayatımın en önemli amacı vatandaşlarımızı bu çaresizlikten kurtarmaktır, onlara yeni bir ufuk sunmaktır. Bu mücadeleyi son 4,5 yılda İBB Başkanı olarak verdim. Bu aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi. Geçen 4 yılda İBB, iktidarın baskılarına karşı direncin simgesi oldu. Saraçhane, hukuksuz seçim iptaline ve içi boş ‘Ahmak Davası’ benzeri siyasi davalara karşı bir demokrasi meydanına dönüştü. Ama biz yılmadan ve asla vazgeçmeden yüksek azim ve iradeyle çalıştık. İstanbul için ürettik, İstanbulluya hizmet ettik. Kadınların fırsat eşitliğine kavuşması, istihdamı, eğitimi, sağlığı ve toplumsal hayata katılması için daha önce olmayan mekanizmalar kurduk. Bugün kreşlerden Kent Lokantaları’na, öğrenci yurtlarından istihdam ofislerine, Halk Süt desteğinden anne karta uygulamasına, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin sosyal belediyeciliği ise ülkemizi sarmalayan yoksulluğa ve umutsuzluğa karşı verilen çabanın merkeziydi. Şehrimiz, açtığımız kütüphaneler, müzeler, sosyal alanlar, meydanlar, desteklediğimiz festivaller ile ülkemizin kültürel çölleşmesine karşı zengin tarihimizin, sosyal hayatın ve sanatın yeniden yeşerdiği bir vaha halini aldı.

    İSTANBUL’U KAZANAN TÜRKİYE’Yİ KAZANIR

    Şunu açıkça ifade etmeliyim ki mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekûn tasfiye çabalarına en güçlü karşı koyuş başta İBB olmak üzere, ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. Öncelikle 31 Mart 2024 Mahalli Seçimleri’nde tüm vatandaşlarımızı demokrasimizi yeniden yeşertmek ve şehirlerine sahip çıkmak için beraber yol yürümeye davet ediyorum.  İBB Başkanı olarak, diğer belediye başkanlarımız ile omuz omuza, bu demokrasi mücadelesinin öncülüğünü tarihi bir sorumluluk olarak görüyorum. ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır.’ Bu sözü önemsiyorum. Şüphesiz yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. İstanbul’u kazanan belediye başkanı dünyanın en önemli ve en güzel şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi milletin ona tanıdığı bu fırsatı iyi değerlendir, milletin takdirini kazanırsa, bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette başka noktalara taşır. Buna şüphe yok. Ama ben ‘İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır’ sözünü sadece seçim galibiyeti olarak anlamıyorum bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum.

    4 YIL BOYUNCA İSTANBUL, GELECEĞİN IŞILTILI TÜRKİYE’SİNİN GEREK TAŞIYICISI GEREK UFKU OLDU

    Benim düşünceme göre İstanbul, Türkiye’nin gelecek tahayyülünün hayata geçtiği şehir olmalıdır. İstanbul’da 16 milyon vatandaşımızın şehirlerinin eşit hissedarı olduğu bir anlayışın hâkim olması gerekmektedir. Bu eşit hissedarlık Cumhuriyet fikrine dayanır. 86 milyon vatandaşımızın da kendi ülkelerinin eşit hissedarı olacağı bir gelecek yeniden İstanbul’da yeşermektedir. Türkiye’mizde gerçek toplumsal barış ve gerçek milli birlik ancak Cumhuriyetimizin aslî amacını, yani yurttaşların, hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkelerinin, şehirlerinin, ormanlarının, ovalarının, dağlarının, sularının, tarihi mirasın ve geleceklerinin eşit hissedarı oldukları zaman gerçekleşecektir. 4 yıl boyunca, İstanbul’u dayanışmanın, refahın, demokratik katılımın, birbirini seven ve sayan yurttaşların bir arada mutlulukla yaşadığı bir şehir yapma ideali ile hareket ettik. İstanbul’un kadınlarına, gençlerine, çocuklarına, yaşlılarına yönelik icraatlarımızla bunu sağladık. Korunan doğası, tarihi ve canlı kültür hayatı ile zengin bir Türkiye hayalinin hayata geçtiği bir şehir oluşturmaya başladık. Yani dört yıl boyunca İstanbul, geleceğin ışıltılı Türkiye’sinin gerek taşıyıcısı gerek ufku oldu.

    2024’TE YAPILACAK OLAN YEREL SEÇİMLER BU FÜTURSUZLUĞA ‘DUR’ DEME SEÇİMİ OLACAKTIR

    İstanbul’un sorunlarını çözmek Türkiye’nin sorunlarını çözmektir. Kuşkusuz İstanbul uzun süre ihmal edilmiş devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehrimizde tahammülü imkânsız hale gelen bir nüfus yoğunlaşması var. İktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akımı, trafik ve güvenlikten konut krizine kadar, farklı boyutlarıyla kentimizi boğuyor. Siyasi iktidarın, halkımızın, emekçilerin, emeklilerin, gençlerin ve kadınların dertlerini umursamayan ekonomi politikaları sonucu yükselen yoksulluk ve hayat pahalılığı toplumsal düzeni tehdit eder noktaya geldi. Cumhur İttifakı’nın icra ettiği ekonomi anlayışı mayıs 2023 seçimlerinden sonra iyice fütursuzlaştı. Vatandaşın yoksulluğu hızlandı ve derinleşti. İşte tüm bunlardan dolayı mart 2024’te yapılacak olan yerel seçimler bu fütursuzluğa dur deme seçimi olacaktır.

    BEN DE KADERİMİ İSTANBUL’LA MÜHÜRLÜ KABUL EDİYORUM

    İstanbul’un bu devasa sorunlarını çözmek aynı zamanda Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözüleceğinin bir sınav yeridir, bir laboratuvardır. Tam da bu nedenle, evet, İstanbul’u kazanmak Türkiye’yi kazanmaktır. Biz ‘İstanbul’u kalkındırmak, Türkiye’yi kalkındırmaktır. İstanbul’u güçlendirmek Türkiye’yi güçlendirmektir’ şiarıyla iş yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bizim yönetimimizdeki İstanbul, Türkiye’nin mutlu geleceğinin teminatı olmuştur. Demem o ki İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri mühürlüdür. Bu nedenle ben de kaderimi İstanbul’la mühürlü kabul ediyorum. Hayatımı adadığım bu mukaddes şehre ve 16 milyon hemşerime en üst düzeyde hizmet etmeyi, Türkiye’ye hizmet etmek ve alternatif bir Türkiye vizyonu ortaya koymak olarak görüyorum. Aziz şehrimizdeki ihmal edilmiş ve onlarca yıl boyunca çözülmemiş devasa zorlukları tek tek alt edip, sorunları kalıcı bir şekilde çözerek, Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözülebileceğini milletimize gösteriyoruz. Diğer bir ifade ile 25 yıllık bir dönemden sonra İstanbul’da oluşturduğumuz yeni yönetimle milletimize ‘başka ve çok daha mutlu bir Türkiye’ ihtimalinin var olduğunu kanıtlıyoruz. Tıpkı Ankara’da, İzmir’de ve partimizin, ittifakımızın yönetimi altındaki diğer şehirlerde olduğu gibi. Bu şehre ihanet ederek, hepimizin ortak evini gri bir beton yığınına çeviren rantçı, israfçı, ayrıştırıcı ve yoksullaştırıcı bu yönetime bu büyük milletin mecbur olmadığını gösteriyoruz. Şehrin gerçek sahibi olan halkın kendi şehrine sahip çıkmasını dahi tehdit olarak kabul eden, ağaç ve yeşil görünce rahatsız olan bu zihniyete karşı gerçek bir alternatifi olduğumuzu gösteriyoruz. Her yaştan ve kökenden insanlarımıza umut oluyoruz. Heyecan veriyoruz. Halkımıza bu karanlık dönemde başka bir geleceği yaşatıyoruz.

    SİYASETİ HEP TOPLUMLA OMUZ OMUZA YAPILAN DÖNÜŞTÜRÜCÜ BİR EYLEM OLARAK ANLADIM

    Bizi çeşitli mecralardan izleyen vatandaşlarımın tam da burada özenle kulak kabartmasını rica ediyorum: Ben hayatım boyunca bir koltuğa değil, bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon Türkiye’nin yeni bir siyaset ve yeni bir yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Bu topraklarda cesur bir demokrasinin, adaletin, bölgemize ve dünyaya ilham kaynağı olacak özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve güçlü bir devletin yeniden tesisi öncelikli hedefimdir. Vatandaşın hayat kalitesini artırmak için yerelden neşet eden kapsayıcı, adil ve paylaşımcı bir kalkınma; insanlarımızın hayat güvenliğinin sağlanması için çevre krizi ve depreme karşı ödünsüz ve etkin önlemler; gelecek nesiller için gerçek bir refah toplumu ve yaratıcı-girişimci bir teknoloji hamlesi siyasal vizyonumuzun ana kolonlarıdır. Bu hedefler doğrultusunda güçlü ama demokratik, aktif ama denetlenen, cesur ama şeffaf bir liderlik anlayışının altını çiziyorum. Zira biliyorum ki cesur demokrasi; cesur bir toplum ve cesur liderlerle mümkün olabilir. Ben hayatımın hiçbir döneminde siyaseti sadece siyasal partilerden ibaret görmedim. Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez ve önemli organlarıdır. Ama gücünü yerelden alan bir yönetici olarak siyaseti hep toplumla omuz omuza yapılan dönüştürücü bir eylem olarak anladım. O nedenle geçmişte olduğu gibi bundan sonraki yolculukta da benim yol arkadaşlarım gençler ve kadınlardır. Emekçiler ve güvencesizlerdir. Emekliler ve yaşlılardır. Engelliler ve keşfedilmeyi bekleyen girişimci ve yaratıcı zihinlerdir.

    SEÇİMLERİNDEKİ GİBİ PARTİLER ÖTESİ İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM

    İzin verirseniz bu vesile ile Türkiye’nin yönetiminden, yoksulluktan, demokrasimizin ölüme terk edilmesinden, özgürlüklerimizin elimizden alınmasından, emeğin sömürülmesinden, kültür hayatımızın çölleşmesinden, gençlerimizin, doktorlarımızın, ustalarımızın ülkelerini terk etmesinden isyan eden, kime oy verdiğine bakmazsınız, tüm yurttaşlarıma seslenmek istiyorum: Sevgili Yurttaşlarım: İstanbul Büyük Şehir Belediyesini korumalıyız. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu iktidarın eline geçmesinin maliyetinin idrâkına varmalıyız. Geçen sürede gördük ki, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ni gayri hukuki yollardan elde etmek için birçok yol denendi; denemeye devam edecekler. Bunu şimdiye kadar halkımızın feraseti sonucu başaramadılar. Şimdi seçimlerde İstanbul’u tekrar kazanmak için bir araya gelmeliyiz, aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp, odaklanmalıyız. Bu büyük başarı için, parti ayrımı yapmadan, beraberce hareket etmemiz gerekiyor. Ben 2019 seçimlerindeki gibi partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. Muhalefet partilerinin de bu şuurla hareket edeceğine, bu meselenin partiler üstü bir mesele olduğunun anlaşılacağına gönülden inanıyorum.

    CHP’Lİ YOL ARKADAŞLARIMA DA SESLENMEK İSTİYORUM. BENİM DÜNYAMDA UMUTSUZLUĞA YER YOKTUR

    Bu vesile ile CHP’li yol arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum: Mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayal kırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Bunu birçok vesile ile dile getirdim. Halkımızdan bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diledim. Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de yenilginin sorumluluğunu üstlenme, gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır, partililerimizi, seçmenlerimizi anlamak ve hissetmek kaygısından maalesef uzaktır. Ne var ki benim dünyamda umutsuzluğa yer yoktur. Umudun önündeki bütün engelleri kaldırmalıyız. Ben bu mağlubiyetin partimizde köklü ve kapsayıcı bir tazelenme sürecinin başlamasına vesile olduğunu görüyorum.

    CHP KÜÇÜK İKTİDARLARIN PARTİSİ OLAMAZ. KÜÇÜK İKTİDARLARLA TATMİN OLAMAZ. BU ALIŞKANLIK SONA ERMELİDİR

    Fikriyatımızı geliştirip, çehremizi değiştirip, parti mimarimizi dönüştürdüğümüz taktirde biliyorum ki halkımız, bizim geleceğin Türkiye’sini onlarla beraber kurmamızı bizden talep edecektir. Şunu açık ve samimiyetimle ifade etmeliyim ki bu uğurda partimin değişimi-dönüşümü siyaset hayatımın çok önemli bir misyonudur. Yürüdüğüm ve ulaşmak istediğim menzil de bu değişim ve dönüşümdür. Sevgili Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarım, artık CHP seçim kaybedemez. Kaybetmemeli. CHP ikinci parti olmakla övünemez. Övünmemeli. Durum idare edemez. Etmemeli. Cumhuriyet Halk Partisi önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin yerel seçimleri kazanması bir zorunluluktur.

    CHP TARİHİNİ ÇOK İYİ BİLEN BU KADROLAR, YENİDEN BİR TARİH YAZMAK İÇİN ÖNLERİNİN AÇILMASINI BEKLEMEKTEDİRLER

    CHP’liler, yüksek kazanma arzusu, azmi ve bilinciyle hareket etmek mecburiyetindendir. Önümüzdeki seçimlerde sadece belediye başkanlıklarını değil, belediye meclislerini de kazanmalıyız. Bunun için bütün örgütümüz, belediye başkan adaylarıyla birlikte bu değişim ve dönüşüm sürecini en güçlü şekilde tamamlayıp uyum içinde çalışmak, çalışmak, çalışmak zorundadır. Dünyada bağımsızlık savaşı örgütlemiş, ülke kurmuş çok az parti vardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda ilk genel başkanımızdır. CHP küçük iktidarların partisi olamaz, küçük iktidarlarla tatmin olamaz. Bu alışkanlık sona ermelidir. İstanbul’dan Tunceli’ye, Edirne’den Diyarbakır’a, Trabzon’dan Kahramanmaraş’a, Manisa’dan Sinop’a CHP’nin geçmişi tertemiz kadroları, parti emekçileri, görevlere hazırdır. CHP tarihini çok iyi bilen bu kadrolar, yeniden bir tarih yazmak için önlerinin açılmasını beklemektedirler.

    BEN, PARTİMİN BİR EVLADI OLARAK, BU DÖNÜŞÜME İÇERİKLİ VE ETKİN BİR ŞEKİLDE KATKI SUNMAYA VAR GÜCÜMLE DEVAM EDECEĞİM

    Değişim-dönüşüm aynı zamanda köklü bir kadro hareketidir. Bu kadro hareketi genel başkandan yönetime, üye yapısından parti seçimlerine kadar pek çok hususu kapsamaktadır. Şunu ifade etmeme izin verin. Yenilenme, değişim, dönüşüm tabii ki kolay değildir ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. Bu dönüşümü başaramadığımız takdirde milletimizin seçim sonrası oluşan hayal kırıklığının kalıcı hâle gelmesi en önemli risktir. Bu risk önümüzdeki yerel seçimlerin kazanılmasında çok büyük bir engeldir. Şunu açık seçik görmemiz gerekiyor. Demokrasimizin karşı karşıya bulunduğu asıl tehlike, milletimizin umutsuzluğu ve beklentisizliğinin kökleşmesidir, yapısallaşmasıdır. Halbuki bizim yaşanan hayal kırıklığını çok daha güçlü bir arzuya çevirmemiz hiç de zor değil. Bunu yapabiliriz. Ben, partimin bir evladı olarak bu dönüşüme içerikli ve etkin bir şekilde katkı sunmaya var gücümle devam edeceğim.

    İSTANBUL GÖNÜLLÜLERİYLE TEKRAR İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAYA GELİYORUM

    İstanbul dünyanın en önemli merkezlerinden biridir. Üç imparatorluğun başkentliğini yapmış mukaddes bir şehirdir. Ecdadımız bize büyük bir kültürel ve doğal miras bırakmıştır. İstanbul’a hizmet, dünyaya hizmettir. İstanbul’a ihanet edilemez çünkü bu sadece Türkiye’ye değil, insanlığa ihanet olur. Ben büyükşehir belediye başkanı olduğumda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim. Sözlerime son verirken şunu ifade etmek istiyorum. Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul’u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. Dört sene boyunca olduğu gibi 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum. Yoksulluğu söküp atan refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum. Katılımı ve ortaklaşan aklı merkeze almak için, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ve gelişimine ev sahibi olmak için yola çıkıyorum. Bu anlayışla 2019’da olduğu gibi CHP’li yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren İstanbullularla, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İstanbul Gönüllüleriyle tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum. İstanbulluları ve tüm yurttaşlarımı da bu yürüyüşe davet ediyorum. Sevgili CHP’liler, kıymetli İstanbullular, aziz vatandaşlarım: Her şey çok güzel olacak. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”

  • Öğretmen adayları içeride aileler dışarıda ter döktü

    Öğretmen adayları içeride aileler dışarıda ter döktü

    2023 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi’nin (ÖABT) oturumları ile 2023 KPSS İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Alanı Sınavı bugün yapılıyor. ÖABT saat 10.15’te başlarken, 12.45’te sona erecek. ÖABT İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Alanı Sınavı ise saat 14.45’te başlayacak ve 16.45’te sonra erecek. Adaylara alanlarına bağlı olarak 75 soru için 120 veya 150 dakika cevaplama süresi verildi. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Antalya’da da öğretmen adayları gelecekleri için ter döktü.

    Adaylar sınav sonuçlarını, T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile ÖSYM’nin internet adresinden ve mobil uygulamalarından öğrenebilecekler. Sınav sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek. Sonuç bilgilerinde adayların testlere verdikleri doğru ve yanlış cevap sayıları ve KPSS puanları yer alacak.

  • Adaylar sınıfta, aileler dışarıda ter döküyor

    Adaylar sınıfta, aileler dışarıda ter döküyor

    Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilen KPSS Lisans Sınavı’nın, Genel Yetenek ve Genel Kültür oturumu başladı. İzmit Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin kapıları saatlerin 10.00’u göstermesiyle kapanırken, sınav ise 10.15’te başladı. Memur adayları içeride ter dökerken, aileleri ve yakınları okul önünde beklemeye başladı. 1 yaşındaki Simay Yazıcı ise matematik öğretmenliği hayalini gerçekleştirmek isteyen teyzesi Ayşenur Kızılkaya’nın sınav heyecanına ortak oldu.

    “İnşallah bu sınavda emeğimizin karşılığını alacağım”

    Zorlu bir süreçten geçtiğini ifade eden Ayşenur Kızılkaya, “Sürecimiz çok yoğun geçti. İşte de çalışıyordum. İnşallah bu sınavda emeğimizin karşılığını alacağım. Şu anda bomba gibiyiz, umarım kazanacağız. Matematik öğretmenliği istiyorum. Daha önce birçok kez girdim. Bakalım, bu kez inşallah olur. Yeğenim de beni bekleyecek, ailecek geldik” dedi.
    Eğitim Bilimleri oturumu ise saat 14.45’te yapılacak.

  • BVHO’dan üniversite adaylarına özel yayın

    BVHO’dan üniversite adaylarına özel yayın

    Heyecanlı bekleyiş ÖSYM’nin Yükseköğretim Kurumları Sınav Sonuçlarını açıklaması ile sona erdi. Milyonlarca öğrenci, sınav sonuçlarına göre hangi üniversite ve bölümde okuyacağına karar verip tercihte bulunacak. Hayatları için önemli bir karar verme aşamasındaki üniversite adayları tercih işlemlerini 27 Temmuz ile 8 Ağustos tarihleri arasında yapabilecek.

    Karar verme aşamasındaki üniversite adayları, tercih yaparken farklı duygular yaşıyor. YKS tercih ve kontenjanları kılavuzu üzerinden üniversite tercihlerini yapacak olan adaylar gerçek, müşahhas ve yaşanmış deneyimlere ihtiyaç duyuyor. Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO), üniversite adaylarına karar verme sürecinde destek olmak amacıyla bir podcast yayını hazırladı.

    “Veteriner Hekimliği Tercih Ederken Nelere Dikkat Edilmeli” başlığı ile yayınlanan podcaste Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden yeni mezun olan Barış Öz, Fahri Akbaş ve halen aynı üniversitede öğrenci olan Şirin Filiz katıldı. Hem yeni mezun hem de öğrenci gözü ile deneyimlerini paylaşan katılımcılar sadece veteriner hekimlik için değil, genel olarak üniversite seçiminde bulunurken nelere dikkat edilmesi gerektiğine ilişkin deneyimlerini de paylaştılar.

    Veteriner hekimler adaylara, iyi bir araştırma yapmalarını ve seçmeyi düşündükleri mesleği icra eden kişilerin deneyimlerinden faydalanmalarını tavsiye ettiler. Şirin Filiz, Barış Öz ve Fahri Akbaş, “Adaylar seçimlerini hangi kriterlere göre yapmalı”, “Veteriner Fakültesi’nin olmazsa olmazları neler”, “Bir üniversitenin yurt dışından denklik akreditasyonu olması öğrencilere ne kazandırır”, “Kimler veteriner hekim olabilir”, “Öğrenciyken hangi farkındalıkları edinmek nitelikli bir veteriner hekimliğin kapısını açar?”, “Veteriner Hekimlerin gelir durumları” sorularını içtenlikle yanıtladı.