Etiket: aday

  • “Herkesin sayım sonuçlarını izleme hakkı var”

    “Herkesin sayım sonuçlarını izleme hakkı var”

    Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    “HERKES SANDIĞA GİDİP OY KULLANSIN”

    Ankara Anadolu Meydanı’nda yapılan mitinge gençlerin ve kadınların katılımından duyduğu memnuniyeti dile getiren Kılıçdaroğlu, seçime ilişkin mesajının sorulması üzerine, tüm yurttaşlardan sandığa gidip oy kullanmasını istedi.

    Bu seçimin sıradan olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Herkes sandığa mutlaka gitsin ve oyunu kullansın. Çünkü bu seçim sıradan bir seçim değil. Türkiye’de ya demokrasiyi gerçekten getireceğiz ya da tarihin çöp sepetine atacağız. O nedenle sadece benim değil, aslında bu ülkede oy kullanan her vatandaşın sorumluluğu var.” diye konuştu.

    “SANDIKTAN ÇIKAN SONUCA HERKES SAYGI DUYMALI”

    Seçimin demokrasinin gereği olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, iktidar sahiplerinin “halkın oylarıyla gitmeyeceğiz” mesajı verdiğini öne sürerek, “Kimsiniz siz ya? Nasıl gitmezsiniz? Kendinizi halkın üstünde mi görüyorsunuz? Oylama yapılacak ve siz de tıpış tıpış gideceksiniz. Bu kadar basit. Demokrasinin kuralı budur. Sandığı koyarsınız, sandıktan çıkan sonuca herkes saygı duyar.” değerlendirmesini yaptı.

    İktidar mensuplarının sandık sonucuna saygı duymayacakları yönünde görüş beyan ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

    “İktidar sahiplerinin bu mesajları vermesinin temelinde şu yatıyor, vatandaşları sandığa gitmekten nasıl alıkoyabilirim? Tam tersine bu mesaja karşı her yurttaşın sandığa gidip oyunu kullanması lazım. ‘Kimsin sen?’ demesi lazım. Ben kendi oyumu kullanacağım ve sen de o oyun gereğini yerine getireceksin mesajı vermesi lazım. O açıdan bütün vatandaşlarıma diyorum, tam bir bayram havası içinde, komşularınızla, yakınlarınızla beraber gidin oyunuzu kullanın. Oy kullandıktan sonra sayım işlemi başladığında her vatandaşın sayım sonuçlarını izleme hakkı var. Nerede oy kullandıysa kendi sandığına bakacak. Orada müşahitler var, sandık görevlileri var. Orada bir yargıç var. Hiç kimse unutmasın, okulun önünde bir de gönüllü bir avukat var. Herhangi bir sorun çıktığında bizim arkadaşlarımız hemen avukatı arayacaklar.”

    SEÇİM GÜVENLİĞİ

    Kılıçdaroğlu, seçim güvenliği için hem partisince hem de ittifak ortağı partilerce ciddi bir hazırlık yapıldığını anlattı. Islak imzalı tutanakların birer fotoğrafını edineceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, sonuçları bu tutanaklarla karşılaştıracaklarını belirtti.

    Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci tura kalmayacağını, vatandaşın tercihini yaptığını, ilk turda seçimi kazanacaklarını savundu.

    ÇELİK YELEKLE MİTİNGE ÇIKMASI

    Kemal Kılıçdaroğlu, “Samsun’da bugün çelik yelekle miting alanına çıktınız. Size çelik yelek giydirten tehdit nereden geliyor?” sorusuna karşılık, “Ayrıntıyı vermek istemiyorum ama pek çok kanaldan geliyor. İsimler veriliyor. Biz o isimleri hemen İçişleri Bakanlığına bildiriyoruz. Bu kişilerden tehdit gelme olasılığının yüksek olduğunu, duyum aldığımızı bildiriyoruz.” dedi.

    İçişleri Bakanlığının, Yüksek Seçim Kurulundan (YSK) seçim verilerini istemesine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanının kendisini ülkenin sahibi sandığını, yasa dışı talimatlar verdiğini iddia etti.

    Bakanlığın talebinin yasa dışı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Sen İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturuyorsun. Bu ülkede herkesin can ve mal güvenliğinden sorumlusun. Sen yasalara uymak zorundasın. Yasaların gereğini yapmak zorundasın. Valilere, kaymakamlara, jandarmaya yasa dışı talimat veremezsin. Kaldı ki Yüksek Seçim Kuruluna gidildi, Yüksek Seçim Kurulu ‘Hayır bunları veremezsiniz.’ dedi. Arkadan bir daha talimat. Bir daha karar. Bu şu demektir, ‘Ben yasa dışı iş yapmakta kararlıyım.’ demektir. Kim oluyorsun sen? Reddediliyor. Hayır, ‘Ben bunda ısrar ediyorum.’ diyor. Sen kim oluyorsun? Bakanlık koltuğunda oturduğun zaman her türlü yasa dışı işlemi yapma hakkına sahip olduğunu mu düşünüyorsun? O bağımsız olarak bunu yapamaz. Çünkü hiçbir bakanın bağımsız iradesi yok. Yukarıdan talimat gelmeden tek başına o bunu yapamaz. Yukarıdan talimat almıştır. Yukarıda talimat veren kişi aslında kaybedeceğini biliyor. Desin ki Sayın Erdoğan, ‘Ben böyle bir talimat vermedim. Yasa dışı talimat vereni de görevinde tutmam.’ Bu kadar basit. Burası hukuk devleti değil mi? Yasalara uymak vatandaştan çok devleti yönetenlere düşer.”

    “BU SEÇİMİN KAZANANI TÜRKİYE’DİR”

    Seçim için TSK’dan zırhlı araç istendiği iddiasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Sayın Erdoğan’a çağrı yapmak istiyorum, seçime gidiyoruz. Bu seçim kazananı Türkiye’dir. Seçimin kaybedeni de yok. Demokrasilerde birisi iktidar olur, birisi muhalefet. Bu kadar basit. Muhalefet de demokrasi adına görev yapar, iktidar da demokrasi adına görev yapar. Yani sanki birisi düşman, birisi dost ve bunlar kapışıyorlar, işte düşman gidecek. Ortada düşman yok. Hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz. Hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Devletin tüm kademelerinde çürüme olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, çok zor bir görevi devralacağını, devleti yeniden inşa edeceklerini, devletin liyakatle yönetilmesi gerektiğini, devletin hafızasının siyasi partilerde değil, bürokraside bulunduğunu anlattı.

    RUSYA İDDİASI

    Sosyal medya hesabından Rusya’ya yönelik paylaşımı, sonrasında Moskova’dan konuya ilişkin açıklamaya karşı değerlendirmesi ve bu paylaşıma dayanak olan bilginin kimden geldiği sorulan Kılıçdaroğlu, “Doğal olarak ben, ‘Şu bana söyledi.’ dersem o yanlış olur. Bazı bilgiler var ki bunlar kamuoyuyla paylaşılmaz. Kaldı ki bunların görünürlüğü vardır. Haber olarak görünürlüğü vardır. Ekonomik alanlarda görünürlüğü vardır. Dijital medya üzerinde görünürlüğü vardır. Biz bunu hissediyoruz. Ve o nedenle bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım.” dedi.

    Rusya’dan yapılan “Biz müdahale etmeyeceğiz, karışmayacağız” açıklamasına teşekkür eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Bir ülkenin bir başka ülkenin iç işlerine müdahalesini asla kabul etmeyiz. Bizim zaten Rus halkıyla hiçbir sorunumuz yok. Bizim kavga edecek halimiz yok, buna gerekçe yok. Ama bizim iç işlerimize müdahale doğru değil. Bu uyarıyı yapmak benim görevimdi. Bunu sadece ben değil, benim dışımda da bazı gazeteciler, televizyoncular yazdılar, çizdiler. Defalarca bu konuda uyarılar yapıldı. Rusya’dan gelen haberler, haberlerle ilgili bize ulaşan bazı bilgiler. Dolayısıyla biz bu uyarıyı yapmak zorunda kaldık. Sizin seçim sisteminize dijital olarak müdahale ederlerse bu bizim iç işimize karıştırmak demektir yani.”

    Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, İletişim Başkanlığının seçime müdahale için yurt dışından hackerlerle anlaştığını, buralara ödeme yapıldığını savundu. Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İletişim Başkanlığının yurt dışındaki profesyonel hackerlerle ne işi olabilir? Burası istihbarat örgütü mü? dedi.

    MUHARREM İNCE’NİN ADAYLIKTAN ÇEKİLMESİ

    Cumhurbaşkanı adaylığından çekilen Muharrem İnce ile yakın zamanda görüşüp görüşmediği sorulan Kılıçdaroğlu, “Hastaneye yattığında görüştüm. Aradım, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Kısa da bir sohbetimiz oldu.” bilgisini verdi.

    İnce’yi, Ankara’daki mitinge davet etmek için de aradığını fakat ulaşamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ben Muharrem Bey’in oraya gelmesini, dolayısıyla kendisini kucakladığımızı, Halil İbrahim sofrasına davet ittiğimizi bilmesini istedim.” diye konuştu.

    “Eğer ulaşabilseydiniz Muharrem İnce sahnede olacaktı.” değerlendirmesine karşılık Kılıçdaroğlu, “Gelecekti evet. Eğer tabii görüşebilseydik. Belki de ‘Gelmeyebilirim’ de diyebilirdi.” yorumunu yaptı.

    “Muharrem İnce, sizi destekliyor mu?” sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, bunu bilmediğini, bu konuda görüşmelerinin olmadığını söyledi.

    “TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ MURFAKTAKİ YANGIN”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü konuşmasında kendisini Muharrem İnce’ye kumpas kurmakla suçladığı belirtilen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin gündemi bu mu Allah aşkına? Türkiye’nin gündemi farklı, mutfaklarda yangın var. Tartışılması gereken bu. Erdoğan gündem değiştirmeye çalışıyor, biz ona takılmıyoruz. Ne konuşursa konuşsun, ne yaparsa yapsın, artık o toplumdan kopmuş. Anlattığı şeylerle hayatın gerçeği taban tabana zıt.” değerlendirmesinde bulundu.

    Kendisi hakkında terör konusunda da suçlamalar yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    “Kim terör örgütlerine destek veriyorsa, kim terör örgütleriyle oturdu konuştuysa, kim onlara çadır mahkemeleri kurduysa, kim şehide ‘kelle’ dediyse, Allah bin kez onun belasını versin. Hala suçlama, çocuk gibiler. Devleti nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar, devleti kendi malı sanıyor. Devlet bakidir, siyasi partiler geçicidir. Her türlü iftira, her türlü karalama, emin olun böyle bir seçim hiç görmedim. Allah aşkına halkı darbeci yaptılar. 15 Temmuz’la bu seçimin ne ilgisi var. TBMM’de 15 Temmuz’la ilgili hazırlanan raporu gizlediler. 15 Temmuz Araştırma Raporu’nu korkudan yayınlamıyorlar.”

    FETÖ elebaşının Türkiye’ye iadesiyle ilgili bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Erdoğan talep etmedi ki. Benim bildiğim kadarıyla talep etmedi.” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Siz iadesini isteyecek misiniz?” sorusunu ise “Talep edeceğiz tabii ki niye etmeyelim.” diyerek yanıtladı.

    Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine, iktidara gelmeleri durumunda rövanşist bir mantıkla hareket etmeyeceklerini ve devleti mantıkla yöneteceklerini kaydetti.

    Uyuşturucu ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, siyasetçiler bu işin içinde olmasa uyuşturucu baronlarının bu kadar rahat hareket edemeyeceğini savunarak, “Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağız.” ifadesini kullandı.

    Doğu Akdeniz gazına da değinen Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda, Türkiye’nin KKTC ile beraber burada yeniden önemli bir aktör olacağını ve buradan çıkan gazın Türkiye üzerinden sevkinin yapılacağını dile getirdi.

    Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şehir içindeki hastaneleri yeniden açacaklarını, isteyenin istediği hastaneye gideceğini bildirdi.

    Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda asgari ücretten vergi almayacaklarını, ücretliler için de yeni bir düzenleme yapacaklarını belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sayın Putin’e saldırıyor, Putin’e saldırırsan buna eyvallah demem” sözleri de hatırlatılan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Ben Putin’in yanında konumlanıyorum, demek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi bir başka devlet başkanının kanatları altına giremez, onun koruması altına giremez. Böyle bir cümle kullanamaz. Eğer böyle bir cümle kullanıyorsa, o kişinin, belli kişinin yani Putin’in baskısını her alanda kabul ettiğini ve ona muhtaç hale geldiğini kabul ederim. Sadece Putin mi, Trump da aynı şeyi dedi. ‘Bak beni kızdırma senin mal varlığını açıklarım’ dedi. Erdoğan tek cümle bile kullanmadı. Bay Kemal olsaydı, ‘açıklamazsanız namertsiniz’ derdi. Birisi seni mal varlığı ile tehdit ediyor ve sen bu tehdide boyun eğiyorsan, işte Türkiye Cumhuriyeti Devleti için asıl beka sorunu odur. Çünkü senin iradeni her zaman satın alabilirler. Putin konusunda yaptığı açıklama da bunu doğruluyor zaten.”

    SEÇİLİRSE S400’LERİ NE YAPACAK?

    S400’lerle ilgili soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Türkiye, dünyanın en pahalı hurdalığına sahip şu anda.” yanıtını verdi.

    “Siz ne yapacaksınız gelirseniz?” sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, “Gelince bakacağız. Siyasi otorite bir karar alırken devletin ilgili birimleriyle konuşur. Asker ve sivil bürokrasiyle konuşur. Devletin çıkarlarını bürokrasi korur ve siyasi otoritenin önüne koyar. Eğer devletin aleyhine bir tablo çıkıyorsa siyasi otoriteyi uyarır. Biz ne yapacağız? Çağırıp konuşacağız ilgili bürokratları. 2,5 milyar dolar para ödedik oraya. Niye aktive etmiyorsun o zaman? Bunları bilmiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Altılı liderden ortak açıklama

    Altılı liderden ortak açıklama

    Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları, Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bu gece CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Altı lider görüşme sonrasında, “Türkiye yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu yeni dönem, liyakatli kadrolar, şeffaf ve adil yönetim anlayışıyla inşa edilecektir. Beklentimiz, oy kullanma hakkına sahip 64 milyon 114 bin 341 seçmenimizin, eksiksiz şekilde, demokrasiye katkı sunmasıdır. Millet İttifakı liderleri olarak, güzel ülkemizde demokrasiyi inşa edeceğimize söz veriyoruz. Haydi Türkiye” açıklamasını yaptı.

    Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bu gece CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Altı siyasi partinin genel başkanlarının toplantısı, saat 22.00’da başladı ve görüşme 2 saat sürdü.

    Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın imzası ile görüşme sonrasında ortak yazılı açıklama yapıldı. Açıklama şöyle:

    “1,5 YILDIR SÜRDÜRÜLEN SANDIK GÜVENLİĞİ HAZIRLIKLARINI ELE ALDIK”

    “Aziz Milletimiz, Millet İttifakı genel başkanları olarak, bahara 48 saat kala bir araya geldik. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz toplantıda, kampanya sürecinde yürütülen çalışmalar ve yaklaşık 1,5 yıldır sürdürülen sandık güvenliği hazırlıklarını ele aldık.

    Büyük bir inanç, kararlılık ve gönül rahatlığıyla söylemek isteriz ki, ülkemize baharı getirecek 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimine tüm kadrolarımızla hazırız.

    “MİLLETİMİZ MÜSTERİH OLSUN”

    Milletimiz müsterih olsun;

    Millet İttifakı, 192 bin 229 sandık için 561 bin 977 görevli ve gönüllü ile hazırdır. Ayrıca gönüllü avukatlar, ihtiyaç halinde, her itirazı dikkatle inceleyecek şekilde, oy kullanılan her noktada hazır bulunacaktır. Hiçbir sandık boşta bırakılmayacak, seçim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokrasi geleneğine gölge düşürülmeksizin sonuçlanacaktır.

    “SÖZ VERİYORUZ”

    Aziz Milletimiz,

    Türkiye yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu yeni dönem, liyakatli kadrolar, şeffaf ve adil yönetim anlayışıyla inşa edilecektir. Beklentimiz, oy kullanma hakkına sahip 64 milyon 114 bin 341 seçmenimizin, eksiksiz şekilde, demokrasiye katkı sunmasıdır. Millet İttifakı liderleri olarak, güzel ülkemizde demokrasiyi inşa edeceğimize söz veriyoruz. Haydi Türkiye!”

  • Siyasi partilerin bayraklarını indiren şahısalar yakalandı

    Siyasi partilerin bayraklarını indiren şahısalar yakalandı

    Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan refüjlerdeki siyasi partilere ait bayraklar iki şahıs tarafından sökülerek yerlere atıldı. Partilerin bayraklarını söküp atan şahısları fark eden vatandaşlar durumu polis ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Güvenlik Şube Müdürlüğü ile Mahalle ve Çarşı Bekçileri sevk edildi.

    Olay yerine gelen ekiplerin yaptıkları çalışmalar sonucunda her iki şahıs, Atatürk Bulvarı Karayolları Kavşağı yakınlarında yakalandı. Her iki şahıs polis ekiplerince gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Her iki şüpheli şahsın emniyette sorguları devam ederken şahısların ne amaçla bayrakları söktükleri ise araştırılıyor.
    Konuyla ilgili soruşturma sürüyor.

  • “Kızılay’ın çadır satması beni de ciddi manada üzmüştür”

    “Kızılay’ın çadır satması beni de ciddi manada üzmüştür”

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kısa bir süre kala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlerin sorularına verdiği yanıtlar ve açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

    SELAHATTİN DEMİRTAŞ’IN HAPİSTE OLMASI

    Erdoğan, “Selahattin Demirtaş’ın hapiste olması, Türk demokrasisi için bir eksiklik olarak lanse ediliyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine şunları kaydetti:

    “Tabii sorunun cinsi heyecan verici. Çünkü Selo, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir. Onun demokrasiye aykırı bir yanı yok ki. 51 Kürt kardeşimiz ama bu ölüme neden olan bir kişi, şu anda terör odaklı bir fiili işlediğinden dolayı cezaevinde. Yoksa bir fikir suçu veya bir siyaset değil. Ama 51 Kürt vatandaşımın ölümüne neden olan böyle bir insan sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya mı dolaşsın? Biz şimdi bir hukuk devletiysek burada adaletin gereği nedir? Bu kadar Kürt kardeşimin ölümüne neden olan bu adam, bunun bedelini ödemesi lazım. Şu anda yapılan budur. Çektiği ceza da bunun nedeniyledir. Tabii bunun aslını herkes bilmiyor ama bay bay Kemal, Selo’yu çıkaracakmış. Eğer Erdoğan bu işin başında olursa hukuk neyse, adaletin gereği neyse, bunun bedelini ödemeye devam edecektir.”

    BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TARTIŞMASI

    Cezaevinde çok sayıda gazeteci olduğu ve Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığı hakkında iddiaların sorulması üzerine Erdoğan, “Cezaevlerinde şu ana kadar böyle iddia edildiği gibi bol miktarda gazeteci, basın mensubu yok. Bunlar yalan.” yanıtını verdi.

    Bu konuda iddialarda bulunanlara “Şunları açıklayın. Verin bize bu isimleri, kimmiş öğrenelim.” dediklerini anımsatan Erdoğan, bu iddia edilen kişilerden iki tanesinin HDP’den bu seçimlerde milletvekili adayı olduğunu aktardı. Erdoğan, “Bunlar hep bu işin fikir babası olarak ortada dolaşanlardır. Buna benzer daha niceleri bu şekilde bunlara fikir babalığı yaptılar.” dedi.

    Kendisinin zaman zaman Adalet Bakanına, “Bu tür iddialar var. Bunlar nedenli doğru? Şunları siz de bir araştırın.” dediğini aktaran Erdoğan, “Başkanım böyle bir şey yok. Bunlar hep yalan.” yanıtını aldığını kaydetti.

    “Ciddi manada versinler bu isimleri, gerçekten bu anlamda böyle bir durum söz konusuysa biz de bu işin üzerine gidelim.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Ben fikir suçundan içeriye girmiş bir başkanım. Bundan dolayı da yaklaşık 4 ay 10 gün cezaevinde yattım. Ama ben belediye başkanıyken bana bu cezayı verdiler. Neden dolayı verdiler? Milli Eğitim Bakanlığının kitabındaki bir şiiri okudum ben. Bu şiiri okudum diye beni içeri aldılar. Kimseyi vurmadım, kimseyi öldürmedim. Yani Selo’nun yaptığını yapmadım ben. Sadece Milli Eğitim Bakanlığının kitabındaki bir şiiri okudum. Bu şiirde Ziya Gökalp’e ait bir şiirdi, bunu okudum. Bundan dolayı beni içeri aldılar. 1 yıl bir cezaydı, 4 ay 10 gün yattım, ondan sonra çıktım. Bedelini ödettiler. Ama ben orayı Medrese-i Yusufiye olarak yaşadım ve gelen ziyaretçilerimin haddi hesabı yoktu. Bu da tabii İstanbul’a olan hizmetimdi. İstanbul’u çöp, çukur, çamurdan, susuzluktan kurtaran bir belediye başkanı olarak hamdolsun İstanbul’un belediyecilik tarihine geçti. İşte ardından da cezaevinden çıktıktan sonra partimizi kurduk ve ilk seçimlerde daha yüzde 34 gibi bir oyla iktidara geldik. Yoksa dediğim gibi böyle bir ceza, onlar için söz konusu değil, hepsi yalan ve gazetecilerle ilgili bu akşam bu programda yine söylüyorum. Hangi cezaevine, nerede bir basın mensubu varsa bunları bilelim. Bunların birçoğu affedersiniz hırsızlık, silah kaçakçılığı, bütün bunlara benzer suçlardan dolayı içeridedir. Bunların gazetecilikle de yakından uzaktan alakası yoktur.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle buluştu: Kızılay'ın çadır satması beni de ciddi manada üzmüştür - 1

    SEÇİM SONRASI AK PARTİ’NİN EKONOMİ POLİTİKASI NE OLACAK?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millet İttifakı ekonomi takımını açıkladı. Sizin de seçim sonrası için ekonomi yönetiminde yapacağınız farklı profiller olacak mı?” sorusunu yanıtlarken şu ifadeleri kullandı.

    “Millet İttifakı’nın ekonomi takımı kimlerden oluşuyor diye şöyle düşündüğümde, bunlar ismi cismi çok belli olan tipler değil. Fakat tabii bu CHP ne yapıyor? Yine kapalı kapılar arkasında, otellerde IMF’nin temsilcileriyle görüşüyor. Aynı zamanda İYİ Parti’den bir zamanlar Merkez Bankası’nın sözde başkanı olan zat, o da onunla beraber, birlikte görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmelerden sonra da bizim için ‘Bu hükümetin IMF’ten borç alması lazım.’ Ya biz IMF’den niye borç alalım? Ben Kılıçdaroğlu muyum? Londra’nın tefecilerinden 300 milyar dolar borç taahhüdü almış. Tefeciden borç alınır mı? Eğer para kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. ‘Biz asla böyle bir şeye yönelmeyiz’ dedik ve biz IMF ile olan ilişkilerimizi bitirdik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız ve şu anda tefecilere mefecilere hiç ihtiyacımız yok. 2013-2023 10 yıl geçti ve biz buralardan elimizi eteğimizi kestik, kendi kaynaklarımızla yola devam ediyoruz.

    Savunma sanayinden tutun işte en son enerjide, Karadeniz’de doğal gazı da çıkardık mı? Çıkardık. Şimdi 1 ay doğal gazı ücretsiz olarak evlere veriyoruz ve 1 yıl boyunca da 25 metreküp tenzil edilmek suretiyle vatandaşlarımızı doğal gaza bu noktada muhtaç olmadan evlerinde, mutfağında enerji olarak kendi yerli doğal gazımızı kullanmaya başladı. Bu noktalara geldik. İnşallah seçim sonrası bu süreç daha da farklı gelişecek. Niye? Şimdi de Gabar’da petrolü bulduk. Gabar’daki petrol de çok önemli. Çünkü terörün oralarda bu tür çalışmalara fırsat vermediği yerden şimdi petrolü bulduk ve bu petrolle beraber de yani Erzurum konuşmamda da söyledim, ‘Erzurum’un dut pekmezi kıvamında’, böyle bir petrol… Şu anda tabii bu bizi daha da güçlü hale getiriyor. Böylece hem doğal gaz hem petrol ve kapasite-rezerv çok çok yüksek. İnşallah artık biz yurt dışına doğal gazda da petrolde de ciddi manada muhtaç olmayacağız. Aybüke öğretmenin ismini de oradaki petrol kuyusuna verdik.”

    SİYASETTE SOĞAN FİYATI TARTIŞMASI

    Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği öğrencisi Melisa Kiraz’ın “Togg, TCG Anadolu gibi önemli projeleri takip ediyorum. Ancak vatandaşın sofrasında bulunan patates, soğan gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarındaki dalgalanmalar sizce önemli değil mi?” sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Önemli olmaz diye bir şey yok. Ama TCG Anadolu da bizim için çok çok önemli. Öbür tarafta İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı, Kızılelma bunlar da bizim için çok önemli. Tabii burada maalesef kendini bilmez bazı kişilerin bu fiyatlar üzerindeki dalgalanmalara neden olduğu ortada. Bir ara nerelere tırmandırdılar fiyatları? Şimdi patates soğan 10-15 liraya düştü. Hadi bakalım, bunu neyle izah edecekler? Fiyat düştü şimdi. Ama şunu çok açık net söyleyeyim. Allah nasip eder inşallah seçimden sonra bir defa bunların yargı yolu açık olmak kaydıyla bunları yargıda terleteceğiz. Çünkü benim milletimi kalkıp da bu tür yollarla sömürmelerine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bu bir sömürü organıdır, böyle bir şey söz konusu değil. Tabii bunu şimdi biz seçim sonrası yargı yoluyla da çok daha farklı bir zemine oturtacağız.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle buluştu: Kızılay'ın çadır satması beni de ciddi manada üzmüştür - 2

     

    MİLLET İTTİFAKI’NIN VAATLERİ İNANDIRICI MI?

    “Millet İttifakı’nın vermiş olduğu vaatleri inandırıcı buluyor musunuz?” sorusuna Erdoğan, “Ben bu soruyu size sorsam, bu vaatleri siz inandırıcı buluyor musunuz? Ben bunların vaatlerinin inandırıcı olanını hiç görmedim ki. Çünkü her şey yalan üzere bina edilmiş.” yanıtını verdi.

    “Eğitimde ne vadediyor? Sağlıkta ne vadediyor? Ulaşımda ne vadediyor? Tarımda, enerjide ne vadediyor?” diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bunları düşündüğünüz zaman, bu vaatlerin içinde basit olanını söyleyeyim. Mesela şu anda 10-11 tane bunlarda büyükşehir belediyesi var. Bu belediyelerde acaba bunlar bu söylediklerimden neler yaptılar? Ben belediye başkanlığı yaptım. Ama benim belediye başkanlığımda biz Haliç’i temizledik. O kokan Haliç, o geçilmez denilen Haliç, o kokudan tamamen arındı. Ama bu arada da biz Haliç Kongre Merkezi’ni yaptık. İstanbul’umuz için önemli bir kongre sarayı haline geldi. Şimdi bu işler lafla olmuyor, icraatla oluyor. Şimdi bunlara bir sorun. Deyin ki, ‘CHP’li belediyelerde acaba bir Haliç Kongre Merkezi benzeri var mı?’ Şu külliye, işte bizim inşa edip bitirdiğimiz bir yer ve 24 saat burası gençlerimizin emrinde. Kek, çorba, çay, kahve, her şey burada ücretsiz. Şimdi biz bunun benzerini bir de nerede yaptık? İstanbul Rami’de yaptık. Rami de çok muhteşem. Eskiden orası bir kışlaydı, o kışlayı biz şimdi İstanbul’un en büyük kütüphanesi haline getirdik. İçinde farklı bazı orada etkinlikler de sunumlar da var. Orası da aynen burası gibi dolup dolup taşıyor. Eğer kültür diyorsak, eğer sanat diyorsak, mesela Ankara’nın yıllarca bitmeyen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Merkezi’ni biz yaptık. Biz gelene kadar orası yoktu; yaptık, bitirdik ve Ankara, böyle bir Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı kazandı. O da bitmedi, hemen şimdi şurada, yine Cumhurbaşkanlığının dev bir kongre merkezi var. O kongre merkezinde de yıl boyu birçok uluslararası toplantı, bizim kendi toplantılarımız, hepsi orada yapılıyor. Yaklaşık 3 bin kişilik bir salon. Eğer kültür üzerine siz adımlarınızı atmazsanız o ülke kültürsüz olan, şah damarı yok demektir. Ama biz işe buralardan girdik.”

    SAVUNMA SANAYİSİ TARTIŞMALARI

    Millet İttifakı’nın savunma sanayiine de karşı çıktığını dile getiren Erdoğan, “Savunma sanayiine karşı çıkılır mı? Biz göreve geldiğimizde Türkiye‘nin savunma sanayinde yüzde 20’si yerliydi, maalesef yüzde 80 yoktu. Ama biz ne yaptık? Bu yüzde 20’yi yüzde 80’e çıkardık. Şimdi açığımız yüzde 20. Ama bu arada işte TCG Anadolu’yla dünyaya bir mesaj verdik. Seçim sonrası inşallah şu andaki TCG Anadolu’nun bir büyüğünü yapmak suretiyle mavi denizlerde inşallah Barbaros Hayrettinleri çok daha güçlü hale getireceğiz.” ifadelerini kullandı.

    TCG Anadolu’nun, İstanbul’da kaldığı süre içerisinde büyük bir ziyaretçi akınına uğradığını vurgulayan Erdoğan, talep üzerine İzmir’e gönderdiklerini belirtti.

    Mersin ve Antalya’nın da TCG Anadolu’yu istediğini dile getiren Erdoğan, “Dedik ki şu anda İzmir önümüzde. Dolayısıyla artık seçime kadar İzmir’de Alsancak’ta TCG Anadolu’yu park edeceğiz. Seçimden sonra inşallah yeni bir uçak gemisini daha hallettikten sonra artık diğer yerleri de onlarla beraber dolaştırırız, daha güzel hale getirir.” diye konuştu.

    BELEDİYELERİN HİZMETLERİ

    Millet İttifakı’ndan şu ana kadar bütün bu büyükşehir belediyelerinde “Bizim eserimiz de şudur.” dediklerini görmediğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Eğer siz gördüyseniz beni ikna edin. İstanbulluyum, yok. İstanbul’da biz Atatürk Kültür Merkezi’ni sıfırdan dört dörtlük yaptık. Kültür Turizm Bakanımdan da Allah razı olsun. Şu anda orası sürekli dolup dolup taşıyor. Yeter mi? Yetmez. Daha çok yapacağımız tabii ki işler var. Fakat bunlara bakıyorum Ankara, belediye bunlarda, Allah aşkına söyleyin, ‘Ankara’da şunu yaptı.’ deyin. Okuyorsunuz burada, üniversitelerdesiniz, bu üniversitelerde şöyle bir Ankara’yı gözlemlediğiniz zaman ‘Bunlar yaptı.’ diyebileceğiniz bir şey var mı? Arkadaşlar yok. Melih Bey’in belediye başkanlığı döneminde Ankara’da yaptıkları. Mevcut havalimanını biz yaptık ve havalimanından Ankara merkeze bu yolları Melih Bey yaptı. Metroları biz yaptık. Bir tane metro da siz yapın. Yok. Hepsi bizden. Ben şimdi nasıl diyeyim, ‘Millet İttifakı da şunları yaptı’ diye. İzmir’e bak İzmir de öyle. İzmir’de körfez şu anda rezalet, kokudan geçilmiyor. İstanbul-İzmir arası 7,5 saatti. Peki biz ne yaptık? İstanbul-İzmir arasını 3-3,5 saate düşürdük mü? Düşürdük. Bu da yetmedi. Manisa-İzmir arasında Sabuncubeli Tüneli’ni yine biz yaptık. Onlar laf, biz iş üretiyoruz. Aramızdaki fark bu.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle buluştu: Kızılay'ın çadır satması beni de ciddi manada üzmüştür - 3

     

    DEPREMDE KIZILAY’IN ÇADIR SATMASI

    6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında Hatay Kırıkhan’da olduğunu anlatan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyaset Bilim ve Kamu Yönetimi öğrencisi Miray Turan, göçük altında kaldığını ve babasını da kaybettiğini belirtti.

    Kendisinin 11, babasının ise 20 saat enkaz aldığında kaldığını aktaran Turan’ın, “Benim sorum şu. Birçok arkadaşımızın da aklında olan depremde çadır satan, huzur hakları gibi sebeplerle Kızılay Genel Müdürü ve Kızılay çok fazla gündeme geldi. Bu konu hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum.” sözleri üzerine Erdoğan, “Bu konu tabii beni de ciddi manada üzmüştür. Kızılay böyle bir çadır satma fiiline, işine giremez. Süratle de tabii bu yanlışı düzeltmesi gerekir. Çünkü biz Kızılay’ı özellikle çadır üretiminde çok daha aktif hale gelmesi için sürekli teşvik ettik. Kızılay’ın çadır dendiği zaman en ufak bir sıkıntısının, probleminin olmaması gerekir.” ifadesini kullandı.

    6 Şubat’taki depremlerin Türkiye yerine başka ülkelerde gerçekleşmesi halinde o ülkelerin başlarına neler geleceğini soran Erdoğan, “Bütün bunlara rağmen şu an itibarıyla enkaz kaldırma çalışmalarına varıncaya kadar büyük oranda bu işi bitirdik. Şu anda köy konutlarını teslim etmeye teslim almaya başladık. Şimdi kalıcı konutları bir taraftan hızla yapıyoruz. Kalıcı konutların yapımıyla da inanıyorum ki vatandaşlarımıza teslim törenleri başladığı zaman onları daha da rahatlatacağız.” dedi.

    YARGI BAĞIMSIZLIĞI TARIŞMASI

    Hukuk siyasallaştı diyenlere katımam mümkün değil. Diyarbakır anneleri hüngür hüngür ağlıyor. Hani hak, hani hukuk, hani adalet?

    “LGBT, AİLE KURUMUNA SOKULMUŞ BİR ZEHİRDİR”

    “Sık sık LGBT’ye karşı olduğunuzu söylüyorsunuz. Ayrıca diğer partilere karşı sert eleştirilerde bulunuyorsunuz. Mesela kimi zaman partilileri terörle ilişkili kimi zaman da LGBT’li olmakla suçluyorsunuz. Tüm bunlara bakınca da ayrıştırıcı ya da kutuplaştırıcı bir dil kullandığınız düşünülüyor. Bunlara cevap olarak ne söyleyebilirsiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Bunları ‘ayrıştırıcı’ kavramıyla izah edersek bana göre yanlış yaparız. Niçin? Çünkü bu millet özellikle aile kurumunu kutsallaştıran bir millettir. Bizim değer yargılarımız içerisinde aile kurumu çok çok önemlidir. Çünkü güçlü milletler, güçlü ailelerden oluşur. Eğer aileniz güçlü değilse, aile kavramı güçlü değilse o ülkede o milletin yıkımı da çok çabuk olur. Bizim yaklaşımımız burada ve LGBT denilen olay bir defa aile kurumuna sokulmuş bir zehirdir. Bu zehri biz hele hele halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke olarak kabullenmemiz mümkün değil. Buradaki hassasiyetimiz özellikle buradan geliyor. Hatta biz aileyi kutsayan anayasa değişikliği teklifini verdik. Ama seçim öncesi tabii buna fırsat olmadı. Şimdi bu konuyla alakalı olarak bizim buradaki değer yargılarımız içerisinde LGBT’ye, AK Parti olarak biz asla olumlu bakamayız çünkü aile kutsiyeti zaten buna müsaade etmez. Bir de bizim özellikle dinimizin gereği bu olduğu için de biz olaya buradan bakıyoruz. Buna biz eyvallah edemeyiz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle buluştu: Kızılay'ın çadır satması beni de ciddi manada üzmüştür - 4

     

    SIĞINMACILARIN GERİ DÖNÜŞÜ

    Sığınmacılarla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, bu işin bir süresinin söz konusu olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke olarak ülkesindeki savaş sebebiyle orada yaşam koşulları itibarıyla terör örgütleriyle adeta ölüm kalım mücadelesi veren bir Suriye halkı var. Biz kendilerine şu an itibarıyla 100 binin üzerinde Suriye’nin kuzeyinde konutlar inşa ettik. Hayır kurumları vasıtasıyla devlet olarak ve saire ve bu vesileyle de peyderpey şu anda bizdeki muhacirler bu konutlara göç etmeye başladı. Ama bunları ‘Ben gelince tekrar ülkelerine gönderirim. Bunları Türkiye’de yaşatmam.’ Ben şahsen böyle bir anlayışa taraftar değilim. Bu bir defa zulüm olur. Ama şimdi de orada yapılan konutlara kendilerinin gönüllü olarak dönme süreci başladı. Bu konuda da elimizden gelen desteği, yardımı veriyoruz. Ama böyle bu CHP’lilerin ifade ettiği gibi, ‘Okullarda onlara çok farklı müsamahalar, şunlar bunlar.’ Böyle bir şey yok. Vatandaşlık hakkını kazanıp da imtihanlara girmek suretiyle başaranlar, onlara zaten her yer için geçerlidir. Ama bizde de bu tür gerçekten imtihanlara girip başarılı oluyorlarsa; bu gelenlerin arasında doktoru var, mühendisi var, avukatı var. Bu insanlar bizim ülkemize geldiklerinde yani bunlar göçmendir diye biz bunları hemen tekme tokat kovalayalım mı? Bu bir defa insani değil, vicdani değil, hepsinden öte İslami değil. Bunları kapıya koyamayız. Bunların içerisinde hakikaten yaramazlık yapanlar varsa onlar da tabii emniyet güçlerimiz tarafından onlara bedeli ödettiriliyor.”

    HÜDA PAR’IN İTTİFAKA DESTEĞİ

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “HÜDA PAR, geçmişinde bir terör örgütüyle anılıyor. HDP ve PKK bağını dile getirdiğiniz için Millet İttifakı’nı eleştiriyorsunuz. AK Parti ve HÜDA PAR işbirliği hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “HÜDA PAR’ın geçmişte bu terör örgütüyle anılması olayı tamamen HDP’nin kendisine bir çıkış yolu aramasından kaynaklanıyor. HÜDA PAR’ın bir defa bu geçmişteki terör örgütüyle ilgisi, alakası yok. Kaldı ki böyle bir durum söz konusu olsa bizim de beraber yürümemiz söz konusu olmazdı.” yanıtını verdi.

    Özellikle Kürt vatandaşlarının siyasallaşması noktasında, bu yolda HÜDA PAR’la beraber yürümek istediklerini dile getiren Erdoğan, “Onların hem yerli hem milli bunun yanında da vatanseverlik noktasında HDP ile mukayese edilmeyecek bir konumu var.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR’ın iddiaları reddettiğini ve terör örgütüyle ilişkisinin bulunmadığını vurguladığını aktararak şunları söyledi:

    “‘Bizim bununla alakamız yok.’ dediklerine göre, zorla HDP şu anda HÜDA PAR’ı böyle vasıflandırıyor diye mi biz bunları kabulleneceğiz? HÜDA PAR’ın böyle bir durumu söz konusu değil ve kesinlikle bir siyasallaşmanın gayreti içerisinde olan bir siyasi partidir. Şu anda da zaten bu seçimlere biliyorsunuz tamamıyla onlar kendi logolarıyla girmek suretiyle bir adım atmışlardır. O da parlamentoya girme imkanını yakalamak ve parlamentoda da artık düşüncelerini, sesini daha ideal bir şekilde çıkarmaktır. HÜDA PAR’ın durumu bu. Bu söylemleri onlara yapılan yakıştırmaları şahsen bizim kabul etmemiz mümkün değil.”

    CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ

    Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni “tek adam rejimi” olarak eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, Türkiye’nin koalisyonların yoğun olduğu dönemlerde büyük bedeller ödediğini vurguladı.

    Erdoğan, Türkiye’de 6 ayda bir hükümetlerin kurulduğu dönemlerin yaşandığını hatırlatarak şöyle devam etti:

    “Bir sene içinde zaman zaman öyle oldu ki iki koalisyon kuruldu. Bu koalisyonların tabii Türkiye’ye bedeli çok ağır oldu. Biz dedik ki, bu şekilde bu yürümez. Kaldı ki tek başımıza iktidar olduğumuz halde, buna rağmen ne yapıp yapıp başkanlık sistemine geçelim dedik. Başkanlık sistemine geçerken de dünyada tabii bunun birçok örneklerini inceledik, araştırdık. Amerika’yı inceleyelim dedik, Rusya’yı inceleyelim dedik, Fransa yarı başkanlık sistemi, orayı inceleyelim dedik. Bütün bunları incelemek suretiyle bir adım attık. Şu 21 yıl içinde bunun çok ama çok faydasını gördük.”

    “BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KESİNLİKLE SAVUNUYORUZ”

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin çok seri karar alma ve çok seri adımlar atma imkanı verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Yani öyle kalkıp da ‘6 ayda, 1 senede, 1,5 senede bir koalisyona gitme’ bunlara gerek yok. Bu kadar seri adım atma imkanı verdiği içindir ki, biz şu 21 yıl içinde hükümet kurma sorunu yaşamadık. Sürekli hizmet, sürekli yatırım ve bunlarla yürüdük. Şu anda yaptığımız yatırımlar, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, hepsi ortada. Eğer bunları kalkıp da bunların parlamenter demokrasi dedikleri sistemle yürütmeye kalksaydık böyle bir mesafe alamazdık. Bırakın adım atamazdık, attırmazlardı ama şu anda böyle bir sıkıntıyı yaşamıyoruz. O bakımdan da başkanlık sistemini kesinlikle savunuyoruz. 11’li koalisyon, hala ne yapacağının farkında değil ve parlamenter demokrasiyi konuşmuyorlar bile. Çünkü bu işin yürümeyeceğini öğrendiler. Düşünebiliyor musunuz? Bir cumhurbaşkanının yanında 6 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Böyle bir ülke olur mu? Yürümez. Böyle bir şey olmaz. Şu pazardan sonra inşallah seçilecek olan cumhurbaşkanı olarak bu kardeşinizle Türkiye çok daha farklı denizlere yelken açacak.”

    KİRA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ

    Erdoğan, artan kira fiyatları hakkındaki soruya “Öğrenciler için en önemli çıkış noktası yurtlarımız.” dedi.

    Yurt sıkıntısının bulunmadığını kaydeden Erdoğan, “Türkiye genelinde şu anda 850 bin öğrenci kapasiteli yurdumuz var. Ancak bu deprem sebebiyle bazı yurtlarımızı biliyorsunuz depremzedeler için kullandık. Ancak asıl konuya gelince, bunları yargı yoluyla analarından doğduğuna pişman edeceğiz. Öyle rastgele istediğim gibi ben kira koyarım, koyamazsın arkadaş. Bunların hepsini Adalet Bakanlığımız vasıtasıyla belli bir standarda oturtacağız ve ona göre de üzerlerine, üzerlerine gideceğiz.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, yeni evleneceklere verilecek 2 yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin liralık krediden, çift olarak bir adet faydalanılabileceğini ifade etti.

    GENÇLER NASIL İKNA EDİLECEK?

    “Yeni dönemde genç istihdamının artırılması ve genç girişimciler için mevcut paketlerin artırılmasını düşünüyor musunuz?” sorusunu yanıtlayan Erdoğan, şunları söyledi:

    “Şu anda bizim zaten genç istihdam noktasında AK Parti hükümeti olarak herhangi bir sıkıntımız yok. Yani ciddi manada genç istihdamını yapıyoruz. Bundan sonraki süreçte de yine yani engellilerde nasıl bir adım atıyorsak daha yeni 3 bin 500 engelliyi aldık. Gençlerde aynı hassasiyeti sürdürüyoruz. Genç istihdamını bu noktada kararlı bir şekilde devam ettireceğiz.”

    Erdoğan, muhalefetin parlamentoya gençlerin girmesini istemediğini kaydederek “Biz ise gençlerin parlamentoya girmesi konusunda adım atılmasının önünü açtık. 30’dan başladı 25’e indirdik, oradan 18’e indirdik. Bunları biz getirdik, biz sağladık. Bizimle dalga geçiyorlardı. Yani çoluk çocuğa mı parlamentoyu emanet edeceğiz, çocuklar mı parlamentoya girecek? Evet dedik, gençler girecek.” değerlendirmesinde bulundu.

    Erdoğan, “Seçimlerde gençlerin size neden oy vermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Gençlere yönelik ne yaptıysak biz yaptık. Muhalefetin gençlere yönelik yaptığı veya yapabileceği hiçbir şey olmadı. Üniversite gençliğinin harçlarını kimler kaldırdı? Biz kaldırdık. Biz göreve geldiğimizde burs 45 liraydı ama şimdi burslar nereye çıktı? Ortada. Bunları yapan da biziz. Lisansüstü, doktora, bütün bu öğrencilere asgari ücrete kadar ne yaptık? Onlarınkini de çıkardık. Şimdi önümüzdeki dönemde yine gençlerimizle, öğrencilerimizle ilgili her türlü teşviki, yurt içi, yurt dışı yapacak olan biziz. İnanın bunların yapacağı bir şey yok. Bunlar yalandan başka bir şey bugüne kadar üretmediler, üretmezler de.”

    Gençleri, TEKNOFEST kuşağı olarak gördüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Şimdi uzaya genç gönderdik. Bununla dalga geçmeye başladılar. Siz bunları bugüne kadar yapmadınız, aklınızın ucundan geçmedi. Biz şimdi asıl, yedek hazırladık ve hemen eğitimine gönderdik. Kısa zamanda da inşallah uzaydan sesini alacağız. Buralara bu işi vardırdık. Yani siz de bir şey yapın bir görelim. Biz yaptığımızla konuşuyoruz. Verdiğimiz burslarla, kredilerle bunlarla konuşuyoruz. Peki siz ne verdiniz? Biz bundan sonraki süreçte de gençlerimizin, öğrencilerimizin yanında olmaya her yönüyle devam edeceğiz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye genelindeki 850 bin kapasiteli öğrenci yurtlarının sayısının gelecek dönemde daha da artacağını bildirdi.

    SEÇİM SÜRECİNDEKİ SERT ATMOSFER

    Tarafların, seçim sürecinde birbirlerine karşı sert tutumlarının, seçim sonrasına nasıl yansıyacağına ve seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, şunları kaydetti:

    “İstanbul’da 1 milyon 700 bin kişiye hitap ettik. İstanbul’da böyle bir mitingi malum muhalefet yapamadı ama oradaki coşku, oradaki heyecan her şeyi ve bizim ifadelerimizi satın aldı. Erzurum’da yaklaşık 135 bin kişiye hitap ettim. Erzurum’da da ifadelerimizi aynıyla satın aldı. Kayseri’de 125 bin kişiye hitap ettik. Adana öyleydi. Aynı şekilde Aydın öyleydi. Bir liderin, bir siyasetçinin karşısındaki kitlenin gözlerini okuması, onunla teması bunlar çok çok önemli. Bir ifadeyi eğer sert kullanıyorsak bunu Kandil için kullanırız. Bunu benim vatandaşıma, benim milletime saygısı olana karşı kullanmayız ama bizim 51 tane Diyarbakırlı evladımızı öldürenlere karşı herhalde el bebek gül bebek diyecek halimiz yok. Ne ise bunun gereğini de yapmamız lazım. Bunu yaparsan zaten vatandaş da ne yapıyor? Orada sana sahip çıkıyor. Bu dil ve bu dille biz vatandaşımızla kucaklaşıyoruz ama Kılıçdaroğlu arkasına terör örgütünün başındaki adamı alıyor, ‘haydi’ diyor, o da ‘haydi’ diyor. Bununkini nereye koyacaksın? Bizimkini nereye koyacaksın? Biz ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyoruz; ‘bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız’ diyoruz. O da teröristi arkasına alıyor, arkamızda o var diyor.”

    SEÇİM NASIL SONUÇLANIR?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonucu beklentisine ilişkin “Onu pazar günü sandık söyleyecek.” dedi.

    Gençlere tavsiyelerde bulunan Erdoğan, “Oku, düşün, eyleme geçir ve bunu da özellikle takip ederek neticelendir. Bunu öğrencilik hamlesi olarak yaşamakta çok büyük fayda var. Bir de az önce ifade ettiğim gibi artık şu anlayışla çizgimizi belirlememiz lazım; biz tek milletiz, bayrağımız tek, vatanımız tek, devletimiz tek ve bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” ifadelerini kullandı.

  • “İnce’nin adaylıktan çekilmesine üzüldüm”

    “İnce’nin adaylıktan çekilmesine üzüldüm”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Pursaklar ilçesi Hicret Camisi Meydanı’nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti.

    Konuşmasının başında Pursaklar mitingine 40 bin kişinin katıldığını belirten Erdoğan, “Bu ne demektir, Pursaklar gümbür gümbür sandığa gidiyor. Hazır mıyız pazar gününe, sandıkları patlatıyor muyuz?” diye konuştu.

    Erdoğan, 30 Nisan’da Başkent Millet Bahçesi’nde gerçekleştirdikleri Büyük Ankara Mitingi’ndeki coşkusu, sevgisi, ahde vefası için tüm Ankaralılara şükranlarını sundu.

    Bu seçimlerde, Ankara’dan İstanbul’a, İzmir’den Erzurum’a, Samsun’a kadar ülkenin her yerinde milletin kendilerini bağrına bastığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Şu ihtişama bak, sanki ilçe mitingi değil de il mitingi yapıyoruz. Siyasi tarihimizde eşi benzeri görülmemiş bu kalabalıkların verdiği mesaj şuydu, milletimiz, kazanımlarına el uzatanları affetmez. Geleceğine göz dikenleri affetmez. Kendisiyle değil terör örgütleriyle yol yürüyeni affetmez. Biz bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Bay bay Kemal, şunu bilesin ki bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Yanına kimi alırsan al, kimlerle yol yürürsen yürü. Bu milletle yol yürümeyenleri 14 Mayıs’ta göreceğiz. Eser ve hizmet değil ayrımcılık peşinde koşanları benim milletim affetmez.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İnce'nin adaylıktan çekilmesine ilişkin açıklama - 1

     

    Milletin meydanlarda verdiği bu mesajı, pazar günü sandığa da yansıtacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Tek parti faşizminin alışkanlığıyla, iktidarı milli iradede değil kaosta, darbede, vesayette arayanları yine sandık korkusu sarmışa benziyor. Kayıplarına bahaneler uydurmak için şimdiden çalışmaya başladılar. Kendileri dahil tüm partilerin temsilcilerinin olduğu sandık kurullarına bile güvenmiyorlar. Tabii bunların hayali geçmişte yapıyorlardı ya açık oy gizli tasnif, bu yöntemle sandıktan çıktıkları tek parti dönemi. İnsanlar oylarını gizlice sandığa atıp oradan alınan zarflar herkesin gözü önünde sayılınca, bir türlü bunların istediği sonuç çıkmıyor. Öyle olunca da suçu ‘biz niye milletin gönlüne giremiyoruz’ diye kendilerinde arayacaklarına, sağa sola sataşıyorlar. Ama ne yapsalar boş.”

    Erdoğan, 14 Mayıs’ta sadece Türkiye Yüzyılı’na giderken son engelleri aşmakla, sıkıntıları çözmekle kalmayacaklarını kaydetti.

    “DAHA ÇOK GİDELECEK YOL VAR”

    Ankara’nın, sadece Selçuklu’dan Osmanlı’ya ülkenin önemli bir şehri, Cumhuriyetin başkenti değil, aynı zamanda, tarımdan sanayiye, eğitimden sağlığa, ulaşımdan spora pek çok alanda ülkenin lokomotif şehri olduğunu aktaran Erdoğan, “Bozkırın ortasında bir medeniyet anıtı gibi yükselen bu şehrin önünde daha gidilecek çok yol var.” dedi.

    Bunun için Ankara’nın, hem fikri hem fiziki üretim tarafının güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, “Unutmayınız, bir ülkenin zenginliği üretimle olur. Şayet petrol ve doğal gaz gibi bir yeraltı kaynağınız yoksa, çalışmaktan ve üretmekten başka çareniz kalmaz.” diye konuştu.

    Erdoğan, Türkiye’nin yıllarca, yüksek teknolojiye dayalı üretimden bilinçli olarak uzak tutulduğunu belirten, “Tarım ülkesi olmuşuz, ama çok düşük verimle ancak karnımızı doyuracak kadar üretim yapmışız.” dedi.

    Bu arada, alandakilerin açtığı “Milletin adamı Pursaklar’da”, “Selo melo farketmez, Pursaklar affetmez.” pankartlarını okuyan Erdoğan, “Bay bay Kemal bak bizim gençlerimiz böyle işte.” ifadesini kullandı.

    Konuşmasına devam eden Erdoğan, “Madenlerimizi, en ilkel şekilde ve en düşük katma değerle çıkartabilmişiz. Sanayimiz, kol gücüne dayalı montajın ötesine geçememiş. Ticaretimiz, kendi ülkemizin sınırları içinde bile kadük bırakılmış, dünyaya açılmamış. Biz Türkiye’de, işte bu kısırdöngüyü kırdık.” değerlendirmesini yaptı.

    “SADECE SİYASETLERİ DEĞİL HAYATLARI YALAN”

    Muhalefet partilerinin genel başkanlarının sadece siyasetinin değil, hayatlarının yalan olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bölücüyle kol kola girenden, özellikle soruyorum, LGBT’ciye yol verenden… Bu CHP LGBT’ci, HDP LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, yanlarındaki yavrucuklar, onlar da LGBT’ci. AK Parti’ye, LGBT sızamaz. Milliyetçi Hareket Partisi’ne LGBT sızamaz. Bütün bunlarla beraber Cumhur İttifakı’na LGBT sızamaz. Dolayısıyla biz aile kurumunun kutsiyetine inanan bir ittifakız. Ve bununla ilgili adımları inşallah seçim sonrası atacağız ve Anayasa değişikliğiyse anayasa değişikliği, yasaysa yasa. Bu adımlarla beraber güçlü aileleri kuracağız. Eğer güçlü aileniz olmazsa, güçlü millet olamazsınız. Ama diğerleri için böyle bir dert yok. Onlar için her şeyden önce LGBT’ci olmak, onların kendi şerefidir.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İnce'nin adaylıktan çekilmesine ilişkin açıklama - 2

     

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ALTINDAĞ-MAMAK MİTİNGİNDEKİ AÇIKLAMALARI

    Erdoğan, partisinin, Hüseyingazi Mahallesi’nde düzenlenen Mamak-Altındağ mitinginde yaptığı konuşmada, katılım rakamını aldığını, alanda 100 bin kişinin olduğunu söyledi.

    “Bay bay Kemal, duysun. Maşallah Altındağ ne yaptın ya? Yolların kenarları zaten gümbür gümbürdü. İnanıyorum ki Altındağ pazar günü bir başka rekora imza atacak.” diyen Erdoğan, Altındağ ve Mamaklılara sevgilerini sundu.

    “İNCE’NİN ADAYLIKTAN ÇEKİLMESİNE ÜZÜLDÜM”

    Ankara’nın daha önce Başkent Millet Bahçesi’nde ayrı bir destan yazdığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ziyaret ettiğimiz her şehirde, milletimizin Türkiye Yüzyılı’nı nasıl sahiplendiğini bizzat müşahede ediyoruz. Maşallah, Ankara’mız bu konuda çok güçlü bir duruş sergiliyor. Pazar günü inşallah balkon konuşmamızın hazırlığını yaptınız mı? Var mısınız? Ona göre, sandıklar patlamalı. Altındağlı ve Mamaklı kardeşlerimin şu karşımda gördüğüm kararlılığı bizim de çalışma şevkimizi artırıyor. Bugün burada 2002’de ülkemizin yönetimine gelirken teneffüs ettiğimiz havayı aldık. Bugün burada 2007’de vesayete meydan okurken yaşadığımız duyguları hissettim. Şu ihtişama, katılıma bak. Bay bay Kemal şimdi ne yaptı? Adaylardan bir tanesi adaylıktan çekilmiş. Tabii, niye çekildi anlamak mümkün değil. Doğrusu üzüldüm. Keşke bu yarış sonuna kadar böyle devam etseydi ama ne oldu da acaba çekildi bilemiyorum. Şimdi biz tabii yola diğerleriyle devam ediyoruz. Önemli olan benim milletimin vereceği karar.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İnce'nin adaylıktan çekilmesine ilişkin açıklama - 3

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün alanda, 2013’ten itibaren Gezi olaylarından, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerine kadar maruz kaldıkları her saldırıda milletle yaşadıkları bütünleşmeyi gördüğünü dile getirdi.

    Erdoğan vatandaşların açtığı, “Ne patates, ne soğan, seninleyiz Erdoğan.” pankartını okudu.

    Altındağ ve Mamak mitinginde, demokrasi ve kalkınma atılımlarını gerçekleştirirken önlerine çıkartılan engelleri aşarken aldıkları desteği tekrar yaşadıklarını vurgulayan Erdoğan, “Ülkemizin asırlık eksiklerini nasıl birlikte tamamladıysak inşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle birlikte yükselteceğiz. Bak hanım kardeşim ‘Bas gaza reis, bas gaza, yollar senin hiç durma, Togg ile atarız hava, bay bay Kemal, sen ancak el salla’ diyor. Güzel mi?” diye sordu.

    Alandakilere, Millet İttifakı ve ittifakı destekleyenlerin açıklamalarının yer aldığı videoyu izleten Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bay bay Kemal’in geçmişi bu. Bugünü bu, hayal ettiği Türkiye bu. Vesayetten, darbecilerden, terör örgütlerinden, tefecilerden kurtardığımız Türkiye’ye bunlar ne verebilir? Önlerine gelene makam, mevki vadederek, milletin kazanımlarını yıkma tehdidi savurarak, bu ülkenin yönetimine talip olunur mu? Yalan ve iftira siyasetiyle belki CHP’de genel başkanlık koltuğunu koruyabilirsiniz ama milletimiz size kendi kaderini teslim etmez. Bakınız az önce gördüğünüz manzara. Biz Atatürk Havalimanı’na indik. Bizden önce bay bay Kemal Atatürk Havalimanı’na gelmiş 1,5 saat kadar önce. FETÖ’cüler tankların arasından onu alıyorlar, geçiriyorlar ve Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidiyor. Orada kahvesini yudumluyor. Takip ettiği nedir? Erdoğan’ı nasıl vuracaklar onu izliyor. Çünkü biz Atatürk Havalimanı’na indiğimizde savaş uçakları üzerimizden gelip geçiyordu. Ama öldürmeyen Allah öldürmez.”

    “GEMİLERİMİZİ DOĞALGAZIMIZI KENDİMİZ BULUYORUZ”

    Erdoğan, ülkenin tüm gençlerini öz evlat mertebesinde gördüğünü, hiç kimseyi dışlamadan, küçümsemeden, ötekileştirmeden kucakladıklarını söyledi.

    Her gencin, gelecek hayallerinin de özgürlük taleplerinin de adalet beklentilerinin de başlarının üstünde yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, “Tek şartımız var, ülkesine, milletine, değerlerine düşmanlık etmesin. Bunun için ne yapacağız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İnce'nin adaylıktan çekilmesine ilişkin açıklama - 4

     

    Türkiye’nin son 21 yılının asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini tamamlamakla geçtiğini, bunun için nice tuzakları, oyunları bozduklarını, engelleri aştıklarını ifade eden Erdoğan, altyapısıyla, üstyapısıyla, güvenliğiyle tüm imkanlarıyla küresel gelişmiş ülkeler liginde Türkiye’nin giderek daha da yükseldiğini kaydetti.

    Eser ve hizmet siyasetlerinin meyvelerini topladıkça ortaya çıkan değerin milletle paylaşıldığını ifade eden Erdoğan, dünyada görülen krizlerin ülkeye etkileri sebebiyle zaman zaman sıkıntılar yaşansa da hızla sorunların çözülerek yükselişin sürdüğünü belirtti.

    İşçi ve memur ücretlerinden emekli maaşlarına esnaf desteklerinden sosyal yardımlara kadar her alanda bunu yaptıklarını anlatan Erdoğan, vatandaşın refah kaybını, gelirini artırarak süratle telafi ettiklerini söyledi.

    Erdoğan, yıllardır yaptıkları yatırımların sonuçlarını da almaya başladıklarını, savunma sanayindeki projelerin katlanan bir hızla gelire dönüştüğünü bildirdi.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN SİNCAN’DAKİ AÇIKLAMALARI

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Sincan Atatürk Caddesi’nde düzenlenen mitinginde halka hitap etti.

    Altındağ ve Pursaklar’da yaptığı mitinglere 60 ve 100 bin kişinin katıldığını ifade eden Erdoğan, Sincan’da da 135 bin kişinin olduğunu söyledi. Erdoğan, “Maşallah. Ben şunu anlıyorum, Sincan pazara gümbür gümbür gidiyor. Sandıkları patlatıyor mu ve sandıklardan bu kardeşinize yeniden sahip çıkıyor mu? Rabbim yar, yardımcımız olsun.” ifadesini kullandı.

    Sincanlıları ve Ankaralıları selamlayan Erdoğan, bugünkü mitinglerle önceki hafta sonu yaptıkları Büyük Ankara Mitingi’ne adeta kaldıkları yerden devam ettiklerini söyledi.

    “Milli Mücadele’nin şehri, Cumhuriyetimizin başkenti, milli iradenin kalesi, 15 Temmuz’un kahramanı Ankara, yine farkını gösterdi.” diyen Erdoğan, “Sincan Ovası’nın kadir kıymet bilir, vefakar evlatları bugün bir kez daha bizleri bağrına bastı. Biz bu millete aşık olmayalım da ne yapalım. Biz bu millete hizmetkar olmayalım da ne yapalım. Biz bu millet için canımızı dişimize takmayalım da ne yapalım.” diye konuştu.

    “BAY BAY KEMAL SEN KASETLE GELDİN BUNU BİLİYORUZ”

    Milletin girdikleri her mücadelede kendilerini desteklediğini, 15 seçimde sandıktan birinci çıktıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Milletimiz, vesayetinden darbecisine üzerimize kuralsızca yürüyenlerin karşısında, tıpkı burada olduğu gibi meydanları doldurarak yanımızda yer aldı. Bay bay Kemal neyle geldi? Kasetle geldi. Şimdi de cumhurbaşkanı adaylarından birini saf dışı bıraktı. Nasıl bıraktı? Herhalde o da şöyle yarın, bilemediniz cumartesi günü ortaya çıkar. Değil mi? Çünkü bunların bütün işi fırıldak. Bundan sonra bay bay Kemal’e fırıldakçı da diyebilirsiniz ama asıl dersi sandıkta vereceksiniz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün burada bir kez daha milletle birlikte tarih yazmaya hazırlandıklarını belirterek, şunları söyledi:

    “Bu tarih, Türkiye Yüzyılı tarihidir. Bu tarih, Türkiye’nin üzerinde yazılan senaryoların bir kez daha yırtılıp atılması tarihidir. Bu tarih, milletimizi ayrıştırarak aramıza nifak tohumları ekme oyunlarını bir kez daha boşa çıkarma tarihidir. Bu tarih, insanımıza kurulan sinsi tuzakları bir kez daha bozma tarihidir. Son devletimiz, Cumhuriyetimizin başkenti Ankara’ya yine tarih yazmak yakışır. Bunlar kimlerle beraber? Teröristlerle… Kandil’deki teröristler bunlara talimat veriyor, diğer teröristler bunlara tarih veriyor. Bunlarla el ele, omuz omuza yürüyorlar mı? İşte bu terör örgütleriyle beraber olan bay bay Kemal ve avanesini pazar günü sandıklara gömüyor muyuz? Ankara’nın yükselen yıldızı Sincan’a bu tarihin en şanlı bölümünü yazmak yakışır.”

    Bunun için pazar gününe kadar çok çalışılması ve sandıklara sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Erdoğan, “14 Mayıs demokrasi şölenimiz şimdiden hayırlı olsun.” dedi.

    Alandakilere “Balkon konuşmasına hazır mıyız?” diye soran Erdoğan, hep bir ağızdan verilen “evet” yanıtının ardından, “Öyleyse çok çalışmamız lazım.” ifadesini kullandı.

    Mitingde AK Parti’nin ülkeye kazandırdığı hizmetlere ilişkin videonun gösterilmesinin ardından Erdoğan, “Bunlar sadece özet. Yaptıklarımızı tek tek saymaya kalksak günler yetmez. Bugün Cumhuriyetimizin ilk asrını bitirip yeni asrına adım atmaya hazırlanırken Türkiye Yüzyılı hayalini eğer konuşabiliyorsak işte bu sayededir.” diye konuştu.

    Asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini gidermek için gece gündüz çalışırken birilerinin de hep bugünkü koalisyon masası gibi takoz siyaseti yaptığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Tek parti faşizminin mirası olan milletin gönlüne girmeden vesayetle, darbeyle ülke yönetimine gelme alışkanlığından hiç vazgeçmediler. Rahmetli Menderes’i idama gönderirken bunların yürekleri sızlamadı. İdeolojik kavgalarla milleti birbirine düşürürken kalpleri ürpermedi. Rahmetli Özal’ın ülkemize çağ atlatma hayalini baltalarken zerre kadar pişmanlık duymadılar. Bizim iktidarlarımız döneminde de bu zihniyetin akıl ve vicdan kabul etmeyecek ayak oyunlarıyla karşılaştık. Hamdolsun sağladığımız güven ve istikrar iklimi sayesinde tüm bunların üstesinden gelerek ülkemizi hedeflerinden koparmadık.

    İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi… Ne yaptı Allah aşkına geldiğinden bu yana? 4 yıl içinde ne yaptı? Biz geldiğimizde Ankara’da şöyle büyükçe bir havalimanı yoktu. Mevcut havalimanını biz yaptık. Havalimanından şehre yolu o zamanki büyükşehir belediye başkanı olarak Melih Bey yaptı. Bu yol ve havalimanı bizim eserimiz. Çünkü biz eserlerimizle konuştuk. Ziya Paşa ne diyor; ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’”

    “ANLAŞILAN O Kİ FETÖ YÖNTEMLERİ YİNE İŞ BAŞINDA”

    Ailenin kutsiyetine inandıklarını, güçlü ailenin, güçlü milleti oluşturduğunu, yola böyle çıktıklarını ve böyle devam ettiklerini belirten Erdoğan, seçimden sonra ve yapacakları değişikliklerle, güçlü aileyi, milletin oluşumunda en önemli taban olmak üzere kanunlaştıracaklarını, yapabilirlerse Anayasa değişikliğine gideceklerini dile getirdi.

    Muhalefetin hırsla saldırdığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Hadi bize saldırılarını anladık. Daha düne kadar kendileriyle birlikte olanlara bile acımıyorlar. Tehditler, hakaretler, şantajlar, karanlık pazarlıklar gırla gidiyor. Dün kasetle genel başkanlık koltuğuna getirilenler, bugün de yine aynı yöntemle cumhurbaşkanlığına atanmaya çalışıyorlar. İşte gördünüz artık ne yaptılarsa bir adayı geri çekilmeye mecbur bıraktılar. Anlaşılan o ki FETÖ yöntemleri yine iş başında. Ülkemizde siyasetin seviyesinin bu kadar düşürülmesine gönlüm razı değil. Bay bay Kemal sen kasetle geldin bunu biliyoruz ama benim milletim seni bu defa kasetle veya CD ile inşallah bir yerlere getirmeyecek. Tam aksine sana, ‘bay bay’ diyecek.”

  • “Sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz”

    “Sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz”

    Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’ye çağrıda bulundu. Paylaşımına Barış Manço’nun “Halil İbrahim Sofrası” şarkısını ekleyen “Kılıçdaroğlu, sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz.” dedi.

    Twitter hesabından açıklama yapan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Benim çağrım hala geçerli.” diyerek şu ifadelere yer verdi:

    “Eski kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakalım artık. Sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz. Buyursun lütfen gelsin…”

     

  • Seçim Özel’in konuğu Ümit Yılgın oldu

    Seçim Özel’in konuğu Ümit Yılgın oldu

    Necmettin Erbakan’ın kurucusu olduğu, Yeniden Refah Partisi Bursa Milletvekili adayı Ümit Yılgın Line Tv ekranlarında yayınlanan Seçim Özel’e konuk oldu.

    Fatih Ak’ın sorulanını yanıtlayan Yılgın, Yeniden Refah Partisi’nin kurulduktan sonra iktidara hazırlanan parti olduklarını dile getirdi. Başlattıkları projelerden bahseden Ümit Yılgın 81 ilin hangi potansiyelleri olduğuna, hangi bölgelere nelerin yapılabileceğinin analizlerin yapıldığını belirtti.

     

  • “Söke söke beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim”

    “Söke söke beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim”

    Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana’da Uğur Mumcu Meydanı’ndaki mitingde seçmenlere hitap etti. Mitingde Kılıçdaroğlu’na İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de eşlik etti. Kılıçdaroğlu konuşmasında vaatlerini sıralayarak, kaynak olarak firmaları gösterdi. “Bütün köy okullarını yeniden açacağız. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Öyle torpili morpili olmayacak. KPSS’ye girecek, atamasını yapacağız. Mülakatta eleniyordunuz, onu da kaldıracağız. Size düşündüğünüzden daha iyi imkanlar sağlayacağız. Göreceksiniz en hızlı internete nasıl erişiliyor göreceksiniz. Yatırımlar nereye gidiyor, onu da göreceksiniz. İlk aracınızı aldığınızda ÖTV’nin olmadığı bir Türkiye’yi de göreceksiniz.

    Emekliler size de bir çift sözüm var. Sizler çalıştınız, sizler alın teri döktünüz, sizler sigorta primlerini ödediniz ve zamanı geldi emekli oldunuz. Normalde emekli olan birisinin insan gibi yaşaması lazım. Ay başını nasıl getireceğim diye her ay oturup hesap yapmaması lazım. 2015 yılından bu yana diyorum, emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında asgari ücret kadar ikramiye verin. Vermediler, önce bin lira yaptılar, sonra 2 bin lira yaptılar. Size sözüm önümüzde Kurban Bayramı var. Size sözüm, sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı olduğumda emekliler bankaya gidip aylığınızı çektiğinizde 15 bin lirayı orada göreceksiniz. ‘Sen nereden bulacaksın parayı’ diye soruyorlar. Sen beşli çetelere çalışırken para var, yandaşlara çalışırken para var, havuz medyasına çalışırken para var, emekliye gelince ‘parayı nereden bulacaksın.’ Söke söke beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim” dedi.

    Yoksul kadınlara maaş

    Kılıçdaroğlu, yoksul kadınlara asgari ücret oranında maaş bağlayacaklarını ifade ederek, “Çocuklarını okula gönderirken acaba beslenme çantasının içerisine neler koyayım diye düşünürsünüz. Çocuğun çantasına somon ekmeğin yarısını kesip salça sürerek çantaya koyan anneleri de biliyorum.

    Büyük dramların yaşandığını da biliyorum. Sizler bu ülkenin büyümesi ve kalkınmasıyla beraber huzur içerisinde yaşamayı hak ediyorsunuz. ‘Bay Kemal gelince yardımları kesecek’ diyorlar ya, niye keseyim, öyle yapmayacağım. Tam tersini yapacağım. Her kadının bankada hesabı olacak ve onun durumuna göre en az asgari ücret kadar yoksul ailelerde kadının hesabına düzenli olarak para yatacak. İşçi gibi, memur gibi, emekli gibi gidecek parasını alacak. Çoluk çocuğunun rızkını alacak” şeklinde konuştu.

    “Adana Havalimanı kapanmayacak”

    Kılıçdaroğlu, Adana Havalimanı’nı kapatmayacaklarını vurgulayarak şunları söyledi:
    “Havaalanı sorununuz var değil mi? ‘Havaalanını kapatacağız’ diyorlar. Oy vereceksiniz, bay Kemal gelecek, Adana Havalimanı çalışmaya devam edecek. Neden kapatıyorsun? Başka yerde havalimanı yapabilirsin. Çünkü burası büyük bir rant alanı olabilir. Birileri malı götürebilir. Bay Kemal bunu seyredecek, yemezler. Hiç endişe etmeyin, kapattırmayacağız orayı. Zeydan başkan metro yapmak istiyor onay alamıyor. Onayın nasıl alındığını da göreceksiniz.”


    Mitingde Kılıçdaroğlu’ndan önce söz alıp kalabalığa seslenen Akşener’in miting sonrası halkın selamlanmasında sahneye çıkmaması dikkat çekti.

  • “Sabotaj siyasetine teslim olmadık”

    “Sabotaj siyasetine teslim olmadık”

    Kırklareli mitinginde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Kırklareli’ni çok seviyoruz. Bugün Kırklareli bir başka. Bizleri sağlıkta afiyetle buluşturan Rabbime hamd olsun. Bizleri bağrınıza bastınız, yalnız olmadığımızı hissettirdiniz. Her birinize teşekkür ediyorum. Benim Kırklarelili kardeşlerim iradesine sahip çıktığı müddetçe bize dergi kapaklarının tehdidi sökmez. Nice engelin üstesinden biz zaten böylece geldik. Bunlara fırsat vermedik, nice saldırıyı ihaneti böyle savuşturduk. 14 Mayıs’ta da aynısını başaracağız. Birliğimize beraberliğimize sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Bizi ayırmak isteyenlere, hayat tarzı korkuları üzerinden ayırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Buradan çocukluk yıllarımı geçirdiğim Roman kardeşlerimi selamlıyorum” dedi.
    Türkiye Yüzyılı’nı omuz omuza inşa edeceklerini belirten Erdoğan, “Ne diyorlar, Öcalan’ın cezaevinin kapısını kıracaklarmış, ne diyorlar Selo’yu cezaevinden çıkaracaklarmış. Bu Selo ne yaptı Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşlerimizi bunlar öldürdüler. Buraya gelmeyen eşinize dostunuza akrabanıza mutlaka ulaşacaksınız. Cumhurbaşkanımızın selamı var deyip 14 Mayıs’ın önemini anlatacaksınız. Kırklareli’nde kapısı çalınmadık, yüreğine dokunmadık kimseyi bırakmayacağız. Ben sizin kıdemli komşunuzum. Seçimi milletimizin kalbinde gözünde kazanacağız. Hani benim her zaman sözüm var ya; kale içeriden fethedilir. Kaleyi içeriden kimler fetheder? Kadınlar, hanımlar fetheder. Kırklareli’nin benim siyasi hayatımda farklı bir yeri var. Okuduğum şiir yüzünden cezalandırıldığımda Kırklareli bizi misafir etti. O kara günleri unutmadık. Milletimizin bize karşı gösterdiği vicdanlı duruşu unutmadık. Kırklareli insanının bize nasıl sahip çıktığını unutmadık. Pınarhisar’ı bir zindan olarak değil Medrese-i Yusufiye olarak gördük. Partimizin ufkunu burada çizdik. Türkiye’ye dair hayallerimizi Pınarhisar’da somutlaştırdık. 3 Kasım 2002’de Anadolu ihtilalini gerçekleştirdik. Milletimizin ayağına vurulan vesayet zincirlerini, kriz, darbe prangalarını tek tek parçaladık. Türkiye her alanda başarıdan başarıya koştu. Elbette her insan gibi eksiklerimiz de olabilir. Kardeşlerim, bürokratik vesayetin takoz koyduğu projelerimizi burada saymaya kalksak bitiremeyiz. unlara rağmen ülkemiz ve milletimiz için en hayırlısı neyse onu yapın ondan sonra da yolumuza milletimizle devam edeceğiz. Biz bu sabotaj siyasetine teslim olmadık. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Aziz milletimize hizmetkar olmak için daha fazla ter dökeceğiz. Bunu Kırklareli’nin desteği ile başaracağız. Hedeflerimize ulaşmak için daha çok koşacağız. 5 gün kaldı. Kapı kapı dolaşıyor muyuz, sandıkları patlatıyor muyuz” dedi.

    Erdoğan, “Bunların her seçim öncesi açtığı bir vaat bohçası var. Buradan seçtikleri vaatleri gittikleri yerlerde sağa sola savururlar. Bedava traktör vaatleri vardı verdiler mi çiftçi kardeşlerim. Bedava elektrik, su, ulaşım vaatleri vardı. Yaptılar mı? Akıllarına gelen her şeyi söylerler. Bay bay Kemal bu işin piridir. Yalanda O’nun üzerine yok. Vaatlerini seçimden sonra kenara koyarlar bir dahaki seçime kadar yüzüne bakmazlar. Bu eski Türkiye’nin siyasetçi modelidir. Bu anlayışa son verdik. Seçim meydanlarında neyi vaat ediyorsak göreve gelince tek tek hayata geçirdik. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya bayram ikramiyelerini 2 bin liraya yükselttik. 60 yıllık hayalimiz yerli aracımız Togg’u yollara uğurladık. Bay bay Kemal ve ortaklarının böyle bir gaz yok dedikleri Karadeniz gazını evlere getirdik. Biz ne dersek yaparız. Bizde yalan yok. Her şey doğruluktur. Bu ayki doğalgaz kullanımını ücretsiz yaptık. Bir sene mutfak ve ısınma için içinde 25 metreküp doğal gaz bedelini faturalardan düşeceğiz. Kırklareli’nde, Edirne’de, Tekirdağ’da söylediklerimizi Ankara’ya dönünce unutanlardan olmadık. Milletimizin kapısını çaldığımızda önce karnemizi gösterdik, sonraki dönemde ne yapacaklarımızı anlattık. Milletimizin kapısını tekrar çaldığımızda hesabımızı verdik, sonra 5 yılda neler yapacağımızı anlattık.
    Öyle bay bay Kemal gibi Londra’daki tefecilerden para dilenmeyeceğiz, ülkemizin ekonomisini IMF komiserlerine teslim etmeyeceğiz.
    Davosta’yız. Bebecan benim bakanımdı o zaman. IMF’ye 23.5 milyar borcumuz var. IMF yetkililerine ‘Siz paranızı tahsil ediyorsanız Türkiye’nin başbakanı benim. Siz Türkiye’nin siyasi geleceğine müdahale edemezsiniz’ dedim. Tabii sustu. Bebacan da kızardı bozardı. Bunların irade koyma kabiliyeti yok. Bunlar zavallı. 2013’e geldiğimizde IMF’e olan borcumuzu bitirdik. 2013’ten sonra bir kuruş almadık.

    Bay bay Kemal’in sözcüsü ve İP’in eskiden merkez başkanlığı yapmış olan mensubu otel lobisinde görüştü. Bize IMF’ye borçlanma tavsiyesi yaptılar. Biz böyle bir şeye ihtiyacımız yok dedik. Bay bay Kemal sen Londra’daki tefecilere git avucunu yalayacaksın. Onlardan sana yar olmaz. Ama sen zaten seçim kazanamayacaksın ki. Sen ciddi manada zavallısın. Onun gibi gizli gizli buluşup sözler vermeyeceğiz. kendi kaynaklarımızı kullanacak kimseye el açmadan toplumumuzun refahını artıracağız. Kırklareli halkının bizi yalnız bırakmayacağına inanıyorum. Kardeşlerim bunca altyapıyı üstyapıyı biz Londra tefecilerinden aldığımız para ile mi yaptık. Çanakkale Köprüsü’nü tefecilerden aldığımız para ile mi yaptık. Millete hizmet bir gönül ve aşk işidir. Bunun için de yürük gerekir, bilek gerekir ülkeye sevdalanmak gerekir. Ziya paşa çok güzel bir söz söylemiş. Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Aşkı olmayandan ufku olmayandan bu ülkeye ne de Kırklareli’ne hayır gelir. Kumar mı noter mi olduğuna karar vermeyen masadan Kırklareli’ne hayır gelir mi? Sabah akşam didişen koalisyon gençlerimizin sorunlarını çözebilir mi? Bizim vaadimiz açık; ülkemizin kalkınma hamlelerini nasıl gerçekleştirdi isek bugün de milletimizin ne meselesi varsa biz çözeriz. Kira problemini de çarşı pazardaki aşırı fiyat artışlarını da yine biz çözeriz. 30 milyar lira kamu yatırımı yaptık Kırklareli’ne. Bay bay Kemal senin belediye başkanın Kırklareli’ne ne yaptı? Gelirken yolların halini gördüm, rezalet. İstanbul, Ankara ortada, rezalet” dedi.

    İstanbul, Edirne, Tekirdağ’ı birbirine bağlayacak hızlı trenin yapımının devam ettiğini belirten Erdoğan, “Projenin tamamlanması ile Halkalı Kapıkule arası 4 saatten 1 buçuk saate düşecek. 14 Mayıs’tan sonra hizmetlerimize yenilerini ekleyeceğiz. Bunlar Kürt kardeşlerimizi de istismar ediyor. Kahrolsun PKK demeyi sandıkta yapacağız. Kırklareli’ndeki kardeşlerimize layık gördükleri masa ve adayları bu. Gençlerimize umut diye pazarladıkları bu. 14 Mayıs’ta Kırklareli bunlara unutamayacakları ders verecektir. Kandil’dekiler kitapsız, ezansız, bayraksız. Ama karşımda bayrağıyla kardeşlerim var” dedi.

  • “Cenneti vaat etmesek de, cehennemin kapılarını kapatacağız”

    “Cenneti vaat etmesek de, cehennemin kapılarını kapatacağız”

    Van’a gelen ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Kazım Karabekir Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etti. Esnaf ziyaretinde sık sık yolunu kesen vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektiren Oğan, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Van’a gelmekten son derece mutlu olduğunu ifade eden Oğan, Van’da yoğun bir ilgiyle karşılandığını kaydetti. Oğan, “Sinan Oğan Doğu bölgesinin, yani Iğdır’ın, Kars’ın, Ağrı’nın ve Van’ın adayıdır. Maalesef ki; siyaset hep batıda oynanan bir oyun haline gelmiş. İlk defa biz Türkiye’nin en doğusundan yola çıktık ve dedik ki; Türkiye’nin 81 vilayetinin tamamı da eşit derecede devletten katkı almalıdır, eşit derecede kalkınmalıdır. Biz diyoruz ki, Van nüfusu Türkiye’nin en genç nüfuslarından birisidir. Beni en iyi Vanlı gençlere anlayacaktır. Vanlı gençler kavga istemiyor, Vanlı gençler iş istiyor” diye konuştu.

    “Batıdan doğuya göç edilecek bir sistem kuracağız”

    Esnaf ziyareti sırasında yanına gelen gençlerin çeşitli taleplerde de bulunduğunu söyleyen Sinan Oğan, “Van’da herkesin gönlünde bir yiğit yatar. Herkes kendi partisine oy verecek. Tek partisiz bağımsız adayım, ATA İttifakının adayıyım. Dolayısıyla her Vanlı gönül rahatlığıyla oy verdiği zaman ‘bu benim Cumhurbaşkanım’ diyebilecektir. Şu partinin, bu partinin cumhurbaşkanı demeyecektir. Onun için biz ülkemizi artık daha genç, daha dinamik, daha enerjik birisi yönetsin istiyoruz.” şeklinde konuştu.


    Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde Van’a fabrikalar kuracağını ifade eden Sinan Oğan, “Sinan Oğan olarak, yarışa dördüncü başlamıştı, ikinci gelmek için bu yarışta büyük bir çaba sarf ediyor. Şu an yarışta üçüncü durumdadır ve ikincinin ensesindeyim. Sinan Oğan, bir hafta içerisinde yarışı ikinci tamamlayarak, ikinci tura kalacaktır. Keşke önümüzde 2 ay daha olsaydı. Her bir Vanlı Sinan Oğan’ı bir defa dinleseydi, bir defa tanısaydı. Diyecekti ki; Türkiye’yi donanımlı birisi yönetsin, Sinan Oğan yönetsin.” diye konuştu.

    Gazetecilerin “İkinci tura kalmamanız durumunda hangi ittifakı destekleyeceksiniz?” sorusuna ise Sinan Oğan, “Biz ikinci tura kalamadığımız takdirde cenneti vaat etmezsek de, cehennemin kapılarını kapatacağız. Buradan artık kim payına ne düşerse alsın” cevabını verdi.
    Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, esnaf ziyaretinin ardından Kadim Aşiretler Federasyonuna geçti. Burada federasyon yetkilileriyle bir araya gelecek Oğan’ın akşam yemeğinin ardından kentten ayrılacağı bildirildi.