Etiket: aday

  • “Söz veriyorum, Anadolu’da insanlar çalışacak”

    “Söz veriyorum, Anadolu’da insanlar çalışacak”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan’da; “Söz veriyorum Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum, söz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Şimdi 250 kişi çalışıyor. Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik?” diye konuştu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Erzincan’da miting düzenledi. Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “SİYASET SERT DİL KULLANMAYACAK: 15 Mayıs’tan sonra bütün Türkiye iyi ve güzel olacak. Emin olun, bütün Türkiye’de huzur olacak, bereket olacak. Siyaset asla sert dil kullanmayacak. Sözüm söz, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım.

    İNSAN, İNSANDIR VE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VARDIR: Ayrımcılık yapmayacağım. Oy verdi, vermedi diye insanları bölmeyeceğim. Kimliklerinden ötürü, inançlarından ötürü, yaşam tarzlarından ötürü; hiç kimseyi ayrıştırmayacağım. İnsan, insandır ve başımın üstünde yeri vardır.

    NİYE BU KADAR KAN KAYBETTİN ERZİNCAN: Erzincan, dağları karlı Erzincan, güzel Erzincan, can Erzincan. Niye bu kadar kan kaybettin Erzincan? Bir dönem yedi milletvekili çıkarırdı, altı milletvekili çıkarırdı, beş milletvekili çıkarırdı, dört milletvekili çıkarırdı. Ne oldu Erzincan? Neden oldu böyle? Söz veriyorum, Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum, söz: Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum söz.

    SÜMERBANK’IN İPLİK VE DOKUMA FABRİKASI VARDI. O SÜMERBANK’IN ERZİNCAN İÇİN NE OLDUĞUNU BEN ÇOK İYİ BİLİYORUM: Burada bir ara Sümerbank’ın iplik ve dokuma fabrikası vardı. O Sümerbank’ın Erzincan için ne olduğunu ben çok iyi biliyorum. Binlerce insan çalışırdı orada. Evlerine huzur içinde ekmek götürürlerdi. Niye kapatıldı bu fabrika? Hiç kendinize sordunuz mu Erzincan? O fabrikaların tamamını yeniden yağacağız. Endişe etmeyin. Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Altı bin Erzincanlı evine ekmek götürüyordu. Alın terinin karşılığını götürüyordu. Helal ekmek yiyorlardı, hepsi. Neden şeker fabrikası özelleştirildi? Şimdi 250 kişi çalışıyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik? Milliyetçilik kendi ülkesine hizmet etmek demektir.

    ARTIK BU ÜLKE DEĞİŞİM İSTİYOR: Gençler… Size bir sözüm var. Bakın Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Sandığa gidecek misiniz? Oyunuzu kullanacak mısınız? Demokrasiden yana, alın terinden yana olacak mı, emekten yana olacak mı? Helal oylarınızı kullanacaksınız ve Türkiye’de bir değişime imza atacaksınız. Artık bu ülke değişim istiyor. Yeni bir yönetim, ahlaklı bir yönetim, düzgün bir yönetim, insanları ayırmayan bir yönetim… Bunu yapacağız ve beraber yapacağız. Bu ülkeye huzuru ve bereketi mutlaka ama mutlaka getireceğiz.

    TOPRAK İLE ÇİFTÇİYİ BULUŞTURACAĞIM. ONLARIN ALIN TERİNİN KARŞILIĞINI VERECEĞİM: Köy okullarını mutlaka açacağız. Köyde öğretmen olacak, imam olacak, ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni, veteriner hekim olacak. Köylüye hizmet edecek. Köyü yeniden ayağa kaldıracağız. Köydeki insanlar vazgeçtiler; şehre geliyorlar, evlatlarını okutmak için. Ve çiftçiler, gerçek üretimi yapamıyorlar. Alın terinin karşılığını alamıyorlar. Buğday, arpa, et, canlı hayvan, süt tozu, mercimek dışarıdan geliyor. Yahu neden dışarıdan geliyor? Bu ülkenin toprağı, güneşi, insanları yok mu? Neden çiftçiyi, üreticiyi toprağa küstürdünüz? Yapacağım, yapacağım… Toprak ile çiftçiyi buluşturacağım. Onları barıştıracağım. Onların alın terinin karşılığını vereceğim. Ben söylüyorum, onlar söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemeyeceğim, kul hakkı yedirmeyeceğim.

    ONLAR YANDAŞLARI, BU KARDEŞİNİZ VATANDAŞ İÇİN ÇALIŞACAK: Onlar yandaşları için çalışıyorlar. Söz verdim söz. Erzincan duy. Onlar yandaşları, bu kardeşiniz vatandaş için çalışacak. Vatandaşına hizmet etmeyen bir siyaset, siyaset değildir. Siyaset, vatandaşına hizmet edecek. Siyaset, halka hizmet edecek. Siyaset, zenginleşme aracı değildir. Siyaset köşeyi dönme aracı değildir. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı kendi siteme koydum. Alın teri ile kazandım, bütün para budur. Eşimin yüzüğüne kadar koydum, hepsi duruyor. Eğer siyaset zenginleşme aracı olsaydı, biz de zenginleşirdik, yok öyle bir şey. Kul hakkı yemiyorsanız, olmaz bu zaten. Kul hakkı yiyip sizin vergilerinizi cebe indirenler, köşeyi döndüler.

    BEN BU SİYASETİ YAPARKEN İKİ GRUPLA KARŞI KARŞIYAYIM. BİRİNCİSİ BEŞLİ ÇETELER İKİNCİ GRUP, UYUŞTURUCU BARONLARI: Ben bu siyaseti yaparken iki grupla karşı karşıyayım. İki grup, Bay Kemal seçilmesin diye çaba harcıyorlar. Birincisi, beşli çeteler. Devletin bir kanadı onlara hizmet ediyorlar. Dünyanın paralarını götürdüler. Sandığa gideceksiniz helal oylarınızı kullanacaksınız, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla göndereceğiz. İkinci grup, uyuşturucu baronları. Onların kökünü kazıyacağım kökünü. Bir kişiyi Türkiye’de tutmayacağım. Söylüyorlar mı, ‘Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım’ diye. Söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim diye söylüyorlar mı? Söyleyemiyorlar.

    418 MİLYAR DOLARIN TAMAMINI GETİRECEĞİM VE 85 MİLYONA VERECEĞİM: Onların nasıl malı götürdüklerini çok iyi biliyorum. 22 yılda bu ülkeden 418 milyar doları götürdüler. Amerika’ya, İngiltere’ye götürdüler. Başka ülkeleri de biliyorum, götürdüler. 418 milyar doların tamamını getireceğim ve 85 milyona vereceğim. Biz onlar gibi değiliz ama söz verdim 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Oy versin ya da vermesin asla ayrım yapmayacağım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Herkese saygı gösteririm.

    HİÇBİR FAKİR AİLENİN SUYU, DOĞAL GAZI, ELEKTRİĞİ KESİLMEYECEK: Allah nasip eder sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimde hiçbir fakir ailenin suyu, doğal gazı, elektriği kesilmeyecek. Yardımı öyle fakirleri topla, sıraya diz, televizyonları çağır onlara yardım yap. Bir de ‘ben yardım yapıyorum’ diye hava bas. Bunu da kaldıracağım. Fakir ailelerde kadının banka hesabına parayı yatıracağız. Asgari ücretin altında olmayacak. Kadın gidecek parasını alacak çoluğunun çocuğunun rızkını sağlayacak. Fakir olduğunu sadece sosyal devlet bilecek. İnancımız böyle emrediyor da ondan. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek.

    DEPREMZEDELERİN EVLERİ YIKILDI. EVLERİNİ YAPACAĞIM AMA 20 YIL TAKSİTLE DEĞİL. HİÇ BEŞ KURUŞ ALMADAN YAPACAĞIM VE TESLİM EDECEĞİM: Depremzedelerin evleri, ahırları, dükkanları yıkıldı. Şimdi diyorlar ki yeniden yapacağız ama bu bay Kemal var ya bay Kemal, gelince sizin evlerinizi yapmayacak. Akıl dışı. Evlerini yapacağım ama 20 yıl taksitle değil. Hiç, beş kuruş almadan, bir kurul almadan yapacağım ve teslim edeceğim.

    ESNAFI PERİŞAN ETTİLER. SANA VERİLEN KREDİLERİN FAİZİNİ TAMAMEN SIFIRLAYACAĞIM: Esnaf kardeşim… Ya esnafı perişan ettiler. Sattığı malın yerine gidip yenisini almak istediğinde parası yetmiyor. Esnafı perişan ettiler. Sana verilen kredilerin faizini tamamen sıfırlayacağım. Ana parayı da makul taksitler içinde ödeyeceksin kardeşim. Zaten batırmışlar seni, zaten mahvetmişler, bir de üstüne faiz yüklüyorlar. Aynı şeyi çiftçiler için de yapıyorlar. Kim alın teri döküyorsa bay Kemal’in başının üstünde yeri var onun.

    ANADOLU’NUN KAN KAYBETMESİNİN SEBEBİ, İŞSİZLİK: İşsizliğin hangi boyutlarda olduğunu biliyorum. Erzincan’ın kan kaybetmesinin, Anadolu’nun kan kaybetmesinin temel nedeni, işsizliktir. Sizin evlatlarınız burada iş bulamayınca nereye gidiyor? Büyük şehirlerin varoşlarına. Acaba asgari ücretle bir iş bulabilir miyim diye. Oysa ata toprağında işi olsa çalışsa güzel olmaz mı?

    BÜTÜN EMEKLİLERİN BANKA HESABINDA 15 BİN LİRALARI GÖRECEKSİNİZ: Emeklilere söyledim. Ta 2015 tarihinden bu yana söylüyorum. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye verin. Asgari ücret kadar olsun. Önce, koro halinde bağırdılar; ‘parayı nereden bulacaksın’ diye. Arkasından ben ısrar edince bu sefer 1000’er lira verdiler. Şimdi seçime gidiyoruz, biraz artırdılar. Ayın 15’inde oyunuzu kullanacaksınız. Sonra Kurban Bayramı gelecek. Bay Kemal’in sözü var. Bütün emeklilerin banka hesabında 15 bin liraları göreceksiniz…

    Şimdi bağırıyorlar, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın?’ diye. Bakınız, 27 buçuk yıl devlette çalıştım. Aşağı yukarı bütün başbakanlarla beraber çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır. Kaynaklar nerelere doğru dürüş harcanır? 27 buçuk yılım bununla geçti. Bir söz verdiysem, onun mutlaka hesabını, kitabını yapmışımdır. Beşli çetelere gelince para var. Dolar bazında para var, avro bazında para var. Vergisini ödüyorsunuz bir de geçmediğiniz köprüden para istiyorlar sizden. E o da var. Emekliye gelince para yok. Beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim.

    ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE ÜLKÜCÜ HAREKETİN EN DÜRÜST VE EN DÜZGÜN BİR AKADEMİSYENİNİ KATLETTİLER. GÜNLERCE SESİ ÇIKMADI: Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyor. Siz kim, milliyetçilik kim? Bizim milliyetçiliğimiz, Atatürk milliyetçiliği… Bizim iki kırmızı çizgimiz var: Vatanımız ve bayrağımız. Biz onlar gibi değiliz.

    Kuzey Irak’ta askerin kafasına çuval geçirildiğinde bunlar neredeydi? Tek cümle bile kullanmadılar. Ama Bay Kemal olsaydı, ne olacağını herkes bilirdi. Kuzey Irak’ta 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya. Beyefendi koşa koşa Putin’in sarayına gitti. Niye gidiyorsun? Senin orada ne işin var? Putin bekletti, dakikalarca koridorda oturttu. Sonra içeri aldı. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğunda, 85 milyondan kimsenin yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Ankara’nın göbeğinde ülkücü hareketin en dürüst ve en düzgün bir akademisyenini katlettiler. Günlerce sesi çıkmadı. Ama Bay Kemal ne demiş? Adaletten, hukuktan yanayım diyor. Şimdi dosyasını seçimden sonraya bıraktılar. Sinan Ateş’in katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna sattılar. O Tank Palet Fabrikası’nı da Katar ordusundan alacağım, ordumuza teslim edeceğim.

    BUNLARINKİ MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİK: O kadar güzel şeyler yapacağız ki insanımız huzurlu ve mutlu olacak. Hep birlikte bunu yapacağız. Bunlar diyorlar ya biz milliyetçiyiz. Hikâye tabii. Bunlarınki mevsimlik milliyetçilik. Onların çocukları gibi evladıma paralı askerlik yaptırmadım ben. Garibin evladı nasıl askere gittiyse, ben de evladımı öyle gönderdim. Öyle milliyetçilik edebiyatı yapacaksın, oğlunu göndereceksin paralı. Ondan sonra çıkacaksın bana milliyetçilik edebiyatı yapacaksın. Yemezler.

    BİZİM TOPRAKLARIMIZ YOL GEÇEN HANI OLMAMALIDIR. 3 MİLYON 600 BİN SURİYELİ VE SAYISINI BİLMEDİĞİMİZ AFGANLAR NASIL GELDİ?: Askerlik yapan kardeşlerim bilir. Özellikle sınırda yazar. Hudut namustur diye. Bizim topraklarımız yol geçen hanı olmamalıdır. 3 milyon 600 bin Suriyeli ve sayısını bilmediğimiz Afganlı kardeşlerimiz nasıl geldi? Kim getirdi? Göndereceğim. İki yıl içinde göndereceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Onlar geliyorlar, asgari ücretin yarısına kadar çalışıyorlar. Bizim pırıl pırıl evlatlarımız işsiz güçsüz bekliyor. Çözeceğim. Irkçılık yapmadan kendi ülkelerine, güven içinde göndereceğim. Bu konuda kesin sözüm var. Bay Kemal sözünden dönmez. Verdikse bir söz yerine getireceğiz. Her şey çok güzel olacak. Vallahi de billahi de her şey çok güzel olacak. Kavga bitecek, kucaklaşacağız.”

  • “Engelli yoksulluğuna el atacağız”

    “Engelli yoksulluğuna el atacağız”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında; ‘Engelliler ve Aileleri’ notuyla bir video yayınladı. Kılıçdaroğlu, “İlk iş engelli yoksulluğuna el atacağız. Engelli aylıkları ve bakım yardımları için enflasyonu dikkate alacak şekilde kanun çıkaracağız… Engellilere yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için yeni hukuki düzenlemeler yapacağız. Bu ülkede engelliler artık eşit yurttaşlar olarak, hak ettikleri gibi insanca yaşayacak. Yani özetle, tüm yaşlılar ve tüm engelliler için de baharlar gelecek” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Twitter hesabında saat 00.30’da engellilerle ilgili açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, ‘Engelliler ve Aileleri’ notuyla yayınladığı videoda; iktidara geldiklerinde engellilerle ilgili yapacaklarını dokuz maddede anlattı.

    Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “TÜM ENGELLİLERİN VERİLERİNİ İÇEREN GÜNCEL BİR VERİ TABANI OLUŞTURULMADAN HAK TEMELLİ KAMUSAL HİZMET BAŞLAYAMAZ. SADECE BU BİLE BU İKTİDARIN, MİLYONLARCA İNSANIMIZI BİREY OLARAK DEĞİL DETAY OLARAK GÖRDÜĞÜNÜN İSPATI”

    “Sevgili halkım. Bugün, nüfusumuzun en az yüzde 7’sini oluşturduğunu tahmin ettiğimiz engelli kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Bakın, tahmin ettiğimiz diyorum. Çünkü elimizde resmi veri yok. Devlet, engellilere dair istatistik tutmuyor. Elindeki bu yüzde 7 oranı, 2011 yılının verisi. Yani tam 12 yıl önceki veri. Devlet tarafından yok sayılmanın en net hali budur. Tüm engellilerin verilerini içeren güncel bir veri tabanı oluşturulmadan hak temelli kamusal hizmet başlayamaz. Sadece bu bile bu iktidarın, milyonlarca insanımızı birey olarak değil detay olarak gördüğünün ispatı. Hükümet, seçim yatırımlarını dağıtırken bile engellilere cimri davrandı. Ne engelli aylıklarını insani seviyelere çekti ne de engelli işsizliğine doğru düzgün çözüm üretti. Peki onun yerine ne yaptı?

    “BELEDİYELERİMİZ, SOSYAL YARDIMLARI TAM 4 KATINA ÇIKARDI”

    ‘Bay Kemal şunu yaptı, Bay Kemal bunu yaptı, vay şöyle dedi, yok bununla görüştü’ diye bir sürü iftira attı, durdu. Dahası, engellilere ve ailelerine ‘Bay Kemal gelirse aylıklarını kesecek’ dediler. ‘Bakım desteği kesilecek. Yardımlar kesilecek’ dediler. Be iftiracılar, be yalancılar. Oysa, bunun yalan olduğunu anlamak çok kolay. Belediyelerimizin yaptıklarına baksınlar, görürler. Belediyelerimiz, sosyal yardımları tam 4 katına çıkardı. Evet, tam 4 katına.

    “İLK İŞ ENGELLİ YOKSULLUĞUNA EL ATACAĞIZ. ENGELLİ AYLIKLARI VE BAKIM YARDIMLARI İÇİN ENFLASYONU DİKKATE ALACAK ŞEKİLDE KANUN ÇIKARACAĞIZ”

    Peki bizim iktidarımızda var olan yardımların üstüne ne konulacak? Dokuz maddede hızla aktarıyorum. Bir. İlk iş engelli yoksulluğuna el atacağız. Engelli aylıkları ve bakım yardımları için enflasyonu dikkate alacak şekilde kanun çıkaracağız. Bu aylıkları ve yardımları asla enflasyona ezdirmeyeceğiz. Yardımlar, öyle Bay Kemal’in de iki dudağına bırakmayacak. Net kanun olacak. İki. Gelir desteğini ailedeki kadının banka hesabına yatıracağız. Evde engellisi olan veya yaşlıya bakım hizmeti veren kadınların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve Aile Destekleri Sigortası kapsamında kadınlar emeklilik hakkı kazanacak. Üç. Protez ve ortezlerin, SGK katkı paylarını ve malzeme desteklerini günün şartlarına göre güncelleyeceğiz.

    “KAMUDA 12 BİN ENGELLİNİN ATAMASINI YAPACAĞIZ”

    Dört. Engelli vatandaşlarımızın akülü ve manuel tekerlekli araçlarının tamir, bakım ve onarımını ücretsiz olarak yapan atölyeler kuracağız. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, belediyelerimiz bu hizmeti başarılı bir şekilde uyguluyorlar. Artık, Türkiye’nin her yerine yayacağız bunu. Beş. Dijital dönüşümü ve uzaktan çalışma imkanlarını dikkate alarak, kamu ve özel sektörde engelliler için ayrılan kotaları dolduracağız. Kamuda 12 bin engellinin atamasını yapacağız. Altı. Down sendromlu çocukların hayata katılımı ve ailelerinin destek alması için altyapıyı hızla güçlendireceğiz.

    “BU ÜLKEDE ENGELLİLER ARTIK EŞİT YURTTAŞLAR OLARAK, HAK ETTİKLERİ GİBİ İNSANCA YAŞAYACAK”

    Yedi. Engelli raporlarında keyfi değerlendirmelerin büyük mağduriyetler yarattığını biliyoruz. Biz, adil ve etkin bir Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği’ni hayata geçireceğiz. Keyfi rapor çilesi kesinlikle son bulacak. Sekiz. Bakın, engelliler en temel haklardan olan eğitimden de mahrum kalıyorlar. Sadece yüzde 6,5’u lise, yüzde 2,6’sı üniversite mezunu. Çünkü engelliler için eğitim de engellerle dolu. Biz okulları engelli öğrencilerin ihtiyaçlarını gözeterek tasarlayacağız. Engelli çocukların örgün eğitim dışındaki rehabilitasyon hizmetini ayda en az 40 saate çıkaracağız. En önemlisi dokuz. Engellilere yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için yeni hukuki düzenlemeler yapacağız. Bu ülkede engelliler artık eşit yurttaşlar olarak, hak ettikleri gibi insanca yaşayacak. Yani özetle, tüm yaşlılar ve tüm engelliler için de baharlar gelecek. Sana söz.”

  • “Kendimi ifade etmekten çekiniyorum”

    “Kendimi ifade etmekten çekiniyorum”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin mitingine katılan bir genç, “Ben şimdi burada konuşsam, beni içeri alırlar. Bu kadar konuşsam yeter. Çok çekiniyorum. Kendimi ifade etmekten çok çekiniyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ananı da al, git” sözünü hatırlatan bir yurttaş ise “Tayyip Erdoğan her şeyi kafasına göre konuşuyor ama halka gelince halk konuşamıyor. Biz, Tayyip Erdoğan’dan korkmuyoruz” dedi.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Mersin’de miting düzenledi. Mitinge katılan yurttaşlar, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mersin’de yıllar önce bir çiftçiye yönelik “Ananı da al, git” sözünü anımsatan döviz hazırlayan bir yurttaş, “Anamızı da aldık, geldik. Kılıçdaroğlu’nun annesi ve babası, bizim annemiz ve babamız. (Kılıçdaroğlu’nun annesinin ve babasının fotoğrafından yaptığı dövizi kastederek) Onun için annesi ve babasını aldık, geldik. Tayyip Erdoğan her şeyi kafasına göre konuşuyor ama halka gelince halk konuşamıyor. Biz, Tayyip Erdoğan’dan korkmuyoruz. İnşallah gidecek ve yeri yerinden oynatacağız” diye konuştu.

    Barış mesajlı dövizini anlatan bir genç ise “Barışmış bir millet, (Kılıçdaroğlu’nun) onun en büyük başarısı olacak. Şehrimize yine baharlar gelecek. Şikayetçiyiz, böyle bir düzende yaşamak istemiyoruz. Hepimiz, bu ülkenin vatandaşları olarak çok daha iyisini hak ediyoruz” dedi.

    Geçinemediklerini dile getiren emekli bir yurttaş da “Pazara ben hiç gitmiyorum. Çünkü pazar çok pahalı. Bir eşimin emekli maaşı… 7 bin 500 lira oldu. Ama her şey çok pahalı. İkinci elden alıyorum. Köşeye biberi koyuyorlar, gidiyor alıyoruz. Açıkçası bu. Patatesi de koyuyorlar. Mersin’de zengini zaten zengin, fakiri de gerçekten çok zor durumda” diye konuştu.

    “SÖZ MÜ”

    Yüzüne “Söz mü” yazan genç de ilk oyunu Kılıçdaroğlu’na vereceğini dile getirerek, “Doğduğumdan beri hep aynı şeyler, aynı şeyler. Sürekli kaba sözler. Farklı bir şeyler olması gerekiyor. Yoksa sonumuz iyi değil… 18’ime yeni girdim. Küçüklüğümden beri siyasetin içinde oldum. Yurt dışındaki gençler siyaseti bu kadar iyi bilmiyorlar. Kendi hayatımı yaşamayı daha çok istiyorum” dedi. Genç, harçlığının ihtiyaçlarına yetmediğini de ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

    “100 liradan aşağıya, doyuran yemek yok. Haftanın 7 günü dışarıdayım ben. Yemek yemeden geçiremem. Sınav öğrencisiyim. Yemek, ulaşımdan, kendi özel isteklerime ayıracak param yok. Test kitapları olmuş 200 lira. Daha zor durumda olan arkadaşlarım var. Onlar nasıl alıyor, hiçbir fikrim yok.”

    “TORPİLDEN BIKTIK”

    Torpile tepki gösteren ve pankartına bu tepkisini yansıtan üniversite öğrencisi ise “Artık torpilden bıktık. Giremiyoruz. Seçimden sonra gelecek, o sandıkları patlatacağız” dedi.

    Kurban kesemediğini ve eskiden MHP’ye oy verdiğini açıklayan yurttaş da ekonomik krizden şöyle dert yandı:

    “MHP’ye oy verdim, vermez olsaydım. Ellerim kırılsaydı. Şimdi CHP’ye oy veriyorum. 20 senedir kurban kesmemişim. Maaşım 7 bin 500 lira. Bin lira artırmış, ‘Size şu kadar para verdim’. Ne verdin? Şimdiye kadar 13 bin lira almamız lazımdı. Mahvettin, et alamıyoruz.”

    “MHP’LİYDİM, BAHÇELİ KÜSTÜRDÜ”

    Eskiden MHP’li olduğunu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ittifak yaptığı için partisinden ayrıldığını belirten bir yurttaş da “30 yıldır MHP’liydim. Küstüm. Bahçeli’nin yüzünden. Allah bildiği gibi yapsın onu… Bizi Bahçeli küstürdü. Allah bildiği gibi yapsın. Sağ olsun, Sayın Cumhurbaşkanımızın yanına gitti, onun kölesi oldu. Kurt gibi olmadı. Kurt dediğin zaman kafası dik, hurlaması lazım. O, kafası eğik gidiyor” diye konuştu.

    “ÇOCUĞUMUZA İSTEDİĞİMİZİ ALAMIYORUZ”

    Mitinge çocuğu ile gelen yurttaş, ekonomiden dert yanarak, “Kötü. Çocuğumuza her istediğimizi alamıyoruz. En ucuzunu almaya çalışıyoruz. Daha az kullanmaya çalışıyoruz, çocuğumuza. Nasıl soğanı konuşuyorsak, mama ve bezler de pahalı. Her şey pahalı ama para yok” diye vurguladı.

    “BURADA KONUŞSAM İÇERİ ALIRLAR”

    “Fatura çok geliyor da ampulü söndür” yazılı döviz taşıyan genç, Kılıçdaroğlu’nu sevdiğini ifade ederek, “Ben şimdi burada konuşsam, beni içeri alırlar. Bu kadar konuşsam yeter. Çok çekiniyorum. Kendimi ifade etmekten çok çekiniyorum. Bir kitap olmuş 150 lira. Dışarı çıkamıyoruz. Kıyafet alamıyoruz. Biz ne yapalım” diye sordu.

    Kılıçdaroğlu’na eliyle ağaçtan yaptığı Cumhurbaşkanlığı forsunu hediye eden yurttaş da “Değişim istiyoruz, değişim” dedi.

  • Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte evinin mutfağında çektiği videoyu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla sosyal medya hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, videoda, “Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz” dedi. Babacan ise “Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz” diye konuştu.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün evinin mutafında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte çektiği videoyu Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla yayınladığı videoda şunları söyledi:

    “MİLLET İTTİFAKI İLE BİRLİKTE, DEVLETİN EKONOMİ KURUMLARINI DÜNYA ÖLÇEĞİNDE GÜVENİLİR HALE GETİRECEĞİZ”

    “Bugün mutfağımızda önemli bir konuğum var. Eşlerimiz salonda, biz de buraya sığındık. 15 Mayıs itibariyle birlikte çok önemli çalışmalara imza atacağımız Ali Bey ile çayımızı içiyoruz. Bari, fırsat bu fırsat, size de seslenelim dedik. Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş, işinin ehli bir siyasetçi. Dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı ile birlikte, devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Mesleki liyakat, kurumlara geri dönecek. Finans çevrelerine gerçekçi bir biçimde güven vereceğiz. Bütçe disiplinini sağlarken vergide adaleti de sağlayacağız. Planlı ve temiz yatırımlarla, her alanda üretim hamleleri ile, yenilikçi teknolojilerle ülkemizi dünya ile rekabet eden bir ülke haline getireceğiz. Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik.

    “TÜRKİYE’YE HIZLI NEFES ALDIRIP BİZİ BU KRİZDEN ÇIKARACAK VE SONRASINDA DA KALICI REFAHI SAĞLAYACAK EKİPLER HAZIR”

    Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz. Ne yapacağımızı biliyoruz. Görevi devralır almaz, önce halkımıza nefes aldıracak, güçlü çözümleri hayata geçireceğiz. Hayat pahalılığını, fiyat istikrarsızlığını ve bu yaşanan yıkıcı enflasyonist süreci sona erdireceğiz. İç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonları ile çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar liralık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki her şey bir ekip işi. Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz.

    “TÜRKİYE’DE ÇAĞIN SANAYİ DEVRİMİNİN ALTYAPISINI KURACAĞIZ”

    Biliyorsunuz, projelerimizi size tahtamın önünden açıklıyorum. Türkiye’de çağın sanayi devriminin altyapısını kuracağız. Dijital teknoloji, yapay zeka, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji konuşacağız. Bunu başaracağız ve bunu yapacağız. Bu ekiple başaracağız. Emin olun başaracağız.

    Ali Bey; sizin bilgi ve tecrübeniz, uzmanlığınız. Sanıyorum bize söyleyeceğiniz çok şeyiniz olacak. Sizi dinleyelim kısaca.”

    “HEP BİRLİKTE BU ÜLKEYİ ÇOK GÜZEL YARINLARA, ÇOK ÇALIŞARAK TAŞIYACAĞIZ”

    Babacan ise Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek şöyle konuştu:

    “Eşlerimiz içeride koyu sohbet yaparken biz de mutfakta sizlerle beraber olalım istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi, dürüstlüğüyle ve devlet tecrübesi ile bütün milletimizin gönlünde ve kalbinde yer almış bir insan. İnşallah hep birlikte bu ülkeyi çok güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız.

    “NEREDEYSE BU YIL İÇİN 765 MİLYAR FAİZ ÖDEMEYİ PLANLIYOR ŞU ANKİ HÜKÜMET. BU PARA, TAM BİR MİLYON TANE KONUTU YAPIP BEDAVA VATANDAŞLARIMIZA VERMEYE YETECEK BÜYÜKLÜKTE BİR PARA”

    Ekonomi deyince en önemli kavram güven. Güven olmayınca asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Güvenin olup olmadığını da en önemli, Hazine’nin faiz ödemeleri ile ölçeriz. ‘Bir ülkenin hazinesi çok büyük faiz ödüyorsa o ülkede artık güven ortamı sarsılmıştır. Bir ülkenin hazinesi daha az faiz ödemeye başladıysa o ülkede güven ortamı oluşmaktadır’ deriz. Geçtiğimiz yıl, baktığımızda, 311 milyar liralık faiz ödemesi oldu Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin. Bu yılki bütçe için planlanan rakam da 560 milyar. Üzerine bir de 200 milyar kur farkı eklediğinizde neredeyse bu yıl için 765 milyar ödemeyi planlıyor şu anki hükümet. Bu para, tam bir milyon tane konutu yapıp bedava vatandaşlarımıza vermeye yetecek büyüklükte bir para. Bir milyon konuta yetecek bir faiz ödemesini geçen sene hükümet yaptı, bu sene de yapacağını bütçe ile beraber ilan etmiş oldu. Sadece rakamlar açısından bu örneği vermeyi önemli görüyorum.

    “PEK YAKINDA DA PEYDERPEY EKİBİMİZDEKİ GÜZEL, DÜZGÜN İNSANLARI TANIYACAKSINIZ”

    Tabii ekonomi deyince ‘önce insan’ diye başlamak lazım. Ekonominin en önemli amacı, insan onuruna yaraşır bir hayat sağlamaktır vatandaşlara. Bunun da temelinde adalet var; ehliyetli, liyakatli kadrolar ile çalışmak var ve istişare kültürü var. Adalet, sadece yargıda işlerin hızlı ve düzgün yürümesi değil. Adalet, aynı zamanda fırsat eşitliği. Eğitimde, işe girerkenki fırsat eşitliği. Ki biz işe girerken mülakatı kaldıracağımızı ilan ettik. O çok önemli bir aşama olacak. Yine, terfide fırsat eşitliği. Adalet olmadan asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Yine ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışmak. ‘Bir tane kurtarıcı gelsin, bütün sorunları çözsün.’ Böyle bir şey yok. Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz.

    “EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’İ UZUN SÜREDEN SONRA DERHAL TOPLAMA KARARI ALDIK”

    Üçüncü konu da bahsettiğim gibi istişare. İstişare olmadan mümkün değil. Sivil toplumla, meslek örgütleriyle sürekli iletişim halinde, sorunları anlayan, dinleyen ve önerilerle de beraber tekrar dönüp çözüm üreten bir yönetim ilkesine sahip olmamız gerekiyor. Zaten bunun içindir ki Ekonomik ve Sosyal Konsey’i uzun süreden sonra derhal toplama kararı aldık. Kısmet olursa hükümet kurulduktan sonraki ilk işlerden birisi, hemen Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayıp sosyal taraflarla etkileşim içerisinde politikalarımızı neticelendirip uygulamaya başlamak. En önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu.

    “86 MİLYONLUK NÜFUSUMUZ, AVRUPA’NIN EN BÜYÜK VE EN GENÇ NÜFUSU, AB STANDARTLARINDA BİR HAYATI HAK EDİYOR”

    Tabii bütün bunlar için Türkiye’nin aslında çok önemli uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de AB standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, bu ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde, ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak. Bu, en önemli hedefimiz.

    “BİZ, 3 AY İÇERİSİNDE, AB İLE OLAN SEYAHATLERDE VİZENİN KALDIRILMASIYLA ALAKALI ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ”

    Aynı zamanda AB ile vizesiz seyahat… Bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil. Biz, 3 ay içerisinde, AB ile olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla alakalı üzerimize düşeni yaparız. Türkiye olarak bunları tamamlayabiliriz. 3 ayda bu noktaya işi getiririz ki gençlerimiz Avrupa’yı görsünler. Avrupalılar, Türkiye’ye daha rahat gidip gelebilsinler. İletişim yoğunlaşsın, ekonomi çok daha yoğun bir etkileşim içerisine girsin ve Türkiye, bütün vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun kıymetli olduğu bir noktaya ulaşsın. Bütün bu yoğun çalışmada kuşkusuz çevreye çok dikkat edeceğiz. Ekonomik büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız.

    “SOSYAL DEVLET KAYGIMIZI HİÇBİR ZAMAN ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ”

    Yine bütün bu süreçte sosyal politikalara çok önem vereceğiz. Sosyal devlet kaygımızı hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Evet, koşacağız, yarışacağız, dünyada çok daha güçlü bir ekonomiye ulaşmanın mücadelesini vereceğiz ama bu yarışta sosyal devletin gereği ne varsa yerine getirip hiçbir vatandaşımızın belli bir gelir seviyesinin, belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle izin vermeyeceğiz.

    “KARA KIŞ ÇOK YAKINDA BİTECEK VE ÜLKEMİZ NİCE BAHARLARA DOĞRU EMİN BİR YOLCULUĞA ÇIKACAK”

    Türkiye, çok güçlü ve büyük bir ülke. Çok büyük potansiyeli var. Ama bu potansiyeli açığa çıkartmak, ancak iyi bir yönetimle, dürüst ve ehil kadrolarla mümkün. Biz, bunu biliyoruz. Zaten bu amaçla yola çıktık. Bu amaçla da vatandaşlarımızın desteğine talip olduk. İnşallah kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak.”

    Kılıçdaroğlu, videonun sonunda şunları söyledi:

    “BEN DE ÜLKEYİ RAYINA OTURTTUKTAN SONRA HUZURLA EMEKLİ OLACAĞIM VE BU EKİBİN BAŞARILARIYLA GURUR DUYACAĞIM”

    “Çok teşekkürler Sayın Genel Başkan’ım. Liyakatsizlerin ülkeyi getirdiği felaketten dolayı soğanı bile fiyatını sorarak alıyor halkımız. Biz; adaletsizliğe, kötü yönetime ve kutuplaştırmaya karşı birleşe birleşe kazanacağız. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’miz, bu şampiyonlar ligi kadrosuyla ışıl ışıl parlayacak. Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım. Bu da benim en büyük arzum. İyi akşamlar.”

  • “Herkesin huzur içinde gezdiği bir ülke inşa edeceğiz”

    “Herkesin huzur içinde gezdiği bir ülke inşa edeceğiz”

    CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde kendisini dinleyen vatandaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu, Kayseri’nin sıkıntılarını bildiğini söyleyerek, “İşçinin emekçinin, esnafın iktidarını istiyor musunuz? Garibin, gurabanın iktidarını istiyor musunuz? O zaman çalışacağız. Son ana kadar çalışacağız. Vatandaşlarımızı ikna edeceğiz. Kayseri son yıllarda kan kaybetti, kişi başı gelir düşmeye başladı. Çok sayıda insan fakirliğe sevk edildi. Bunu beraber değiştirmek zorundayız. Kayseri’yi bölgenin en güçlü illerinden biri haline getirmek zorundayız. Kayseri Anadolu’nun kilit isimlerinden biri. Her gelen hızlı tren sözü veriyor. 22 yıldır yapamadılar. O hızlı tren buraya gelecek. Bay Kemal söz verirse, sözünden dönmez. Kayseri’yi demir yolunu Mersin’e İskenduran’a bağlayacağız. Dolayısıyla Türkiye üreten değil, aynı zamanda dünyayla rekabet eden bir ülke haline gelecek. Her üniversiteleri bilgi üreten bir Türkiye. Teknoloji de önemli adımlar atan bir Türkiye” diye konuştu.

    “Atatürk Havaalanı’nı uzay araştırmaları merkezi yapacağız dedim, kıyamet koptu”

    Kılıçdaroğlu, “Atatürk Havaalanını uzay araştırmaları merkezi yapacağız dedim, kıyamet koptu. Yapacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayallerini gerçekleştireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye inşa edeceğiz. 5’li çetelerin at koşturduğu bir Türkiye değil, herkesin caddelerde huzur içinde gezdiği bir ülke inşa edeceğiz. Soygunculara hizmet eden bir devlet anlayışından vatandaşına hizmet eden bir devlet haline getireceğiz, bu ülkeye baharı, kardeşliği getireceğim. Bu ülkeye huzuru getireceğim. Hiç kimseyi kimliğinden inancından dolayı sorgulanmadığı bir ülke inşa edeceğim, göreceksiniz. 458 milyar doları getireceğim, halkın cebine koyacağım diyorum. ‘Getiremezsiniz’ diyorlar. Getireceğim, onu da göreceksiniz. Her şeyi biliyorum. Hangi bankalara para yatırdıklarını biliyorum. Son kuruşuna kadar getireceğim. 2015 yılından bu yana asgari ücret kadar ikramiye ödeyin dedim. Elin oğluna var da emekçiye neden yok? Bulacaksın. Bütçede para var. Ben de ısrar ettim vermeye başladılar. Seçim yaklaştı, biraz yükselttiler. Şimdi de asgari ücret kadar vereceksiniz dedim. Sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda emeklilerimiz bankaya gidecek ve 15 bin TL para yattığını göreceksin. 5’li çetelere para var, yandaşa para var, emekçiye gelince para yok. 5’li çetelerden alacağım, emekçiye vereceğim. Adalet sadece mahkeme salonunda olmaz, her alanda olur. Emekçiye açlık sınırının altına veriyorsan orada adalet yok demektir” ifadelerini kullandı.

    “Beni Cumhurbaşkanı seçtiğinizde çok rahat bir şekilde eleştirebileceksiniz”

    Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dersime iyi çalıştım. Kayseri’de ilk kez sandığa gidip oy verecek kişi sayısı 88 bin 29 kişi. Gençler sandığa gidecek oy kullanacak. Türkiye genelinde 5 milyon 300 genç sandığa gidecek ve ‘Türkiye’de otoriter bir rejim vardı, biz demokratik yollarla gönderdik, yerine demokrasiye inan bir kişiyi getirdik diyecekler. Beni Cumhurbaşkanı seçtiğinizde çok rahat bir şekilde eleştirebileceksiniz. Bundan çekinmeyeceğiz. Eleştiri kadar değerli bir şey yoktur. Siyasetçi bundan ders çıkarmalıdır. Demokrasi budur. Demokrasi hoşgörü rejimidir. 5’li çeteler dedim ya, hedef aldığım bir kitle de var; uyuşturucu baronları. Onların da kökünü kazıyacağım. Size sözüm var, evlatlarımızı zehirleyen uyuşturucu baronlarının tamamını göndereceğim. Yapacağımız çok iş var. Sınırlarımız yol geçen hanına döndü. Sınır namussa nasıl yolgeçen hanına dönüyor? 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimiz var, onları en geç 2 yıl içerisinde memleketlerine yollayacağız. Bay Kemal söz verdiyse tutar. Suriye ile barışacağız ve onlara imkan sağlayacağız. Bunların tamamını gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

    “Bir çocuk açsa Bay Kemal de açtır” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “Şimdi komut yapıyorlar. Bu konutları sırtı kalınlara yapıyorlar. Bay Kemal sırtı kalınlarla yan yana değildir. Çocuk açsa Bay Kemal de açtır. Kışın ortasında yoksul ailenin elektriği, doğal gazı kesilir mi? Bunların tamamını düzelteceğim. Hiç kimse yoksulluğu dolayısıyla teşhir edilmemelidir. İnsanın onuru vardır, bunun korunması lazımdır. O yoksulsa o ayıp ona değil, devlete aittir. Devleti yönetenlerin adaletle devleti yönetmelerini istiyoruz. Bay Kemal için her türlü iftira atılır. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yemeyeceğim. Siyasete girdiğimde bütün mal varlığımı açıkladım. Siyaset zenginleşme aracı değil, halka hizmet etme aracıdır. Onların neler yaptığını biliyorum. Bu milletten çalınanın tamamını getireceğim. Sinan Ateş’in de Gaffar Okan’ın da hakkını sonuna kadar arayacağım. Tamamının faillerini getirip, kulaklarından tutup mahkemeye getireceğim.

    Milliyetçilik herkesin iş, aş sahibi olmasını sağlamaktır. Milliyetçilik 85 milyonun onuruyla yaşamaktır. Suriye’de 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya idi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Putin’in ayağına gitti. Özür dilenecekse onların dilemesi lazım. Putin kapıda bekletti, bütün dünyaya gösterdi. Benim ağırıma gider. Siyasi rakibim ama ağırıma gider. Türkiye’yi temsil eden kişi bu devleti bu pozisyona düşürmez. Bay Kemal buna izin vermez. Biz hiç kimsenin önünde diz çökmeyiz. Tank palet fabrikasını alacağım, ordumuza vereceğim. Katar’a sattılar, onu alacağım ve ordumuza vereceğim. GATA, askeri hastaneler tamamını kapattılar. Dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuz. Askeri hastanenin açık olması lazım. O hastanelerin tamamını açacağız. Her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın bu ülke ahlakı erdemi getireceğiz. Siz onurla, gururla hizmet edeceğim. Hiç kimsenin yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Söz Bay Kemal’in sözü. Hepsini yapacağım.”

  • “Kılıçdaroğlu, 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak”

    “Kılıçdaroğlu, 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP tarafından Kayseri’de düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Babacan, “Avrupa’daki ABD’deki gençlerin imkanları neyse bizim gençlerimizin de olması lazım. Bu karanlığın içinde zor görünüyor ama çok hızlı toparlanacağız. Endişeye mahal yok. Birleşe birleşe kazanacağız. Çok yakın” diye konuştu.
    Babacan, “Bu seçim 6 parti bir araya geldik ve güçlendirilmiş parlamenter sistem dedik. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin neler yapacağını belirledik. Ortak Cumhurbaşkanı adayımız olarak Kılıçdaroğlu’nu belirledik. Kılıçdaroğlu seçildiği gün sadece Millet İttikafı’nın Cumhurbaşkanı olmayacak, 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak. ‘Tek bir liste ile seçime girelim ki, tek bir oy dahi zayi olmasın’ dedik. Hep beraber kazanacağız. Özgür ve güçlü Türkiye’yi beraber kuracağız. Şimdiye kadar krizlerin üstesinden geldik, bundan sonra da geleceğiz. Güvenle yapacağız. Başarının sırrı güvendir güven” şeklinde konuştu.

  • Kılıçdaroğlu’ndan yeni seçim vaadi

    Kılıçdaroğlu’ndan yeni seçim vaadi

    Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni bir seçim vaadini daha açıkladı.

    Seçimlerin ardından İskenderun’da yeni bir gemi sanayi özel ekonomi bölgesi kuracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, kurulacak yeni tersanede yüksek kapasiteli gemilerin inşa edileceğini vurguladı.

    Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, “Biliyorsunuz Çin’in geliştirdiği yeni İpek Yolu projesinde Türkiye önemli bir jeopolitik avantaja sahip. Bu nedenle İskenderun’da yeni bir gemi sanayi özel ekonomi bölgesi kuracağız. 200 bin ton büyüklüğündeki gemilerin motorundan gövdesine kadar bütün parçalarını Türkiye’de üreteceğiz. Akdeniz bölgesinde konumlanacak tersane, sadece yüksek kapasiteli gemilerin üretimiyle görevli olacak. Türkiye’yi adım adım dünyanın lojistik ve ticaret üssüne dönüştüreceğiz. Akdeniz’de öncü olacağız. Jeopolitik konumumuzu kullanarak büyüyeceğiz.” diye konuştu.

  • “Tüm engelli öğretmen adaylarının ataması yapıldı”

    “Tüm engelli öğretmen adaylarının ataması yapıldı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, engelli öğretmen ataması için başvuru yapan tüm adayların atamasının bugün gerçekleştirildiğini bildirdi.

    Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “25 Nisan’da 3 bin 500 engelli öğretmen atamamızı yapmıştık. Atamada müjdesini verdiğimiz gibi, başvuru yapan ancak o gün 3 bin 500’e giremeyip atanamayan tüm adayların da atamasını bugün gerçekleştirdik. Tüm öğretmenlerimize hayırlı olsun.” ifadesine yer verdi.

  • Milletvekili adayı bariyerlerin üzerine çıktı

    Milletvekili adayı bariyerlerin üzerine çıktı

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zafer Meydanı’nda gerçekleştirilecek mitingde vatandaşlara seslenecek. Mitingin gerçekleştirileceği alana gelen İyi Parti’liler sahnenin ön kısmında kendilerine ayrılan alana girmek için bariyerlerin üzerine çıktı. Protokol girişini kullanmayan İyi Parti milletvekili adaylarından Mustafa Enis Arabacı’nın alana girmek için verdiği mücadele ortaya ilginç görüntüler çıkardı. Alana gireceği noktayı şaşırınca vatandaşlar için ayrılan alanda güvenlik için polis tarafından kurulan bariyerlerin üzerine çıkıp ardından kaldırıma atlayan Arabacı’ya danışmanları yardım etti.

  • Milletvekili Adayı Sarıgül’den bayram ziyaretleri

    Milletvekili Adayı Sarıgül’den bayram ziyaretleri

    CHP Erzincan Milletvekili Adayı Mustafa Sarıgül, bayram nedeniyle Erzincan’da bir dizi ziyaretlerde bulundu. Sarıgül, Saadet Partisi ve CHP Erzincan İl Merkezi’ne giderek partililer ve çevredeki vatandaşlarla bayramlaştı. Burada konuşan Sarıgül, CHP ve İYİ Parti İstanbul İl başkanlıklarına yönelik meydana gelen silahlı olaylara ilişkin konuştu. Sarıgül, yaşanan olayları kınadığını belirtti. Sarıgül ayrıca 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere de değindi.

    “Bu saldırıların hepsini şiddetle kınıyorum”

    CHP Erzincan Milletvekili Adayı Mustafa Sarıgül, “CHP ve İYİ Parti İstanbul İl başkanlıklarına yönelik saldırı oldu. AK Parti Adana ve İstanbul büroları saldırıya uğradı. Bu saldırıların hepsini şiddetle kınıyorum. Mübarek bayram günü Sayın Kılıçdaroğlu’na saldırmaya kalktılar. Sayın Kılıçdaroğlu, saldırı sonrasında takdir edilecek bir tavır ortaya koydu. ‘Sorumlu davranalım. Benim hakkım varsa ben helal ettim’, diyerek, halkımızı sakin olmaya çağırdı, ortamı germedi, kin ve öfke dili kullanmadı. Sayın Kılıçdaroğlu bir cumhurbaşkanına yakışacak şekilde davrandı. Aynı davranış ve tavrı ülkeyi yönetenlerden bekliyoruz. Türkiye’nin birliğini, beraberliğini korumak, huzuru sağlamak ilk önce devleti yönetenlere düşer. Camide, adliyede, karakolda, okulda, kışlada siyaset yapılması doğru değildir. Bütün siyasileri ve hemşerilerimi sağduyuya ve sükunete davet ediyorum.

    Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olup demokrasiyle yönetilen bir ülke olmanın kıymetini bilelim. Birkaç tane kullanışlı meczup yüzünden kendimizden şüpheye düşmeyelim. İlk kez seçime gitmiyoruz. Biz bayram gibi seçimler yapan, düğüne gider gibi sandığa giden, sandıktan çıkana saygı gösteren bir ülkeyiz. Gelin hep birlikte,14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimleri bir demokrasi bayramına dönüştürelim kazanan demokrasi olsun” dedi.