Etiket: Adıyaman

  • İzmir’de zehir tacirlerine büyük darbe

    İzmir’de zehir tacirlerine büyük darbe

    İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu madde imalatı ve ticareti ile mücadelesini sürdürüyor. Ekipler, 5-20 Şubat tarihleri arasında 134 ayrı operasyonla uyuşturucu satıcılarının tepelerine bindi. Yapılan operasyonlarda, 110 kilo 270 gram esrar-skank, 2 kilo 349 gram metamfetamin, 2 kilo 321 gram kokain, 5 bin 870 adet ecstasy, 133 bin 28 adet sentetik ecza ile 24 adet hassas terazi, 26 adet tabanca, 6 adet tüfek ve suçtan elden edilen 1 milyon 372 bin 798 Türk Lirası ele geçirildi.

    Öte yandan operasyonlarda olaylarla ilgili 202 şüpheliye adli işlem gerçekleştirilirken, adliyeye sevk edilen 114 şüphelinin tutuklandığı öğrenildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmalar hakkında bilgi aldı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmalar hakkında bilgi aldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki günlerde Adıyaman’a yapacağı ikinci ziyaret öncesi koordinasyon toplantısında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nu telefonla arayarak çalışmalar hakkında bilgi aldı.
    Erdoğan, konuşmasında Osmaniye ve Gaziantep’in İslahiye bölgesini gezdiği hatırlatarak, “Özellikle konteyner yapımında çok çok başarılı gördüm. Yeme içme herhangi bir sıkıntı yok. Bütün depremlerde daha rahat daha konforlu bir sürece almış olmak için çalışıyoruz, biz de inşallah en yakın zamanda ikinci ziyaretimizi Adıyaman’a yapacağız” dedi.

  • Deprem iki kardeşi sessiz bıraktı

    Deprem iki kardeşi sessiz bıraktı

    Adıyaman’ın merkez Yavuz Selim Mahallesindeki 2 katlı bir evin üst katında yaşayan 6 kişilik Önemli ailesi, Kahramanmaraş merkezli depreme evlerinde yakalandı. Eşi Çiller Önemli (28) ile birlikte çocukları Mert (12), Yezda (11), Poyraz (9) ve Rüzgar’ı (2) olan Bülent Önemli (32) son anda dışarı çıkmayı başardı. İlk depremde hasar gören evleri, ikinci depremde yıkıldı.

    İşitme cihazları enkazın altında kaldı

    Son anda dışarı çıkmayı başaran ailenin işitme engelli çocukları 11 yaşındaki Yezda ve 2 yaşındaki Rüzgar’ın işitme cihazları içeride kaldı. Aile, evde ağır hasar olduğu gerekçesiyle içeri girip cihazları alamadı. Elbistan merkezli depremde ise evleri tamamen yıkıldı.

    Herkes bağırıyordu

    Engelsiz Yaşam Parkına kurulan çadıra yerleşen ailenin her iki çocuğu da cihazları olmadığı için duyamıyor ve konuşamıyor. Daha önce Özel bir rehabilitasyon merkezine de giden çocukların tekrar duyabilmesi için cihazlara ihtiyaçları olduğunu söyleyen baba Bülent Önemli, “Sabah karşı ses geldi. Uyandığımızda her yer sallanıyordu. Eşim gelip bağırdı, deprem oluyor kalk dedi. Çocuklar diğer odada yatıyordu. Ufak çocukları alıp dışarı çıkarttıktan sonra dönüp diğerlerini aldık. Telaştan yere düştük. O anda sokakta kalabalık vardı, bağırma sesleri vardı. Biz kaçtıktan sonra evimiz biraz çöktü. İkinci depremde tamamen çöktü” dedi.

    Cihazlarını istiyorlar

    Konuşabilmeleri için cihazlara ihtiyaç olduğunu söyleyen baba Bülent Önemli, “Çocuklarımda işitme kaybı var, bir de konuşamıyorlar. Biri 2 yaşında, diğeri ise 11 yaşında. Şu anda parmaklarıyla cihazlarının nerede olduğunu işaret ediyorlar. Tabi o cihazların sayesinde konuşuyorlardı. Cihazlar şu anada evin içerisinde ve bulamadık. Çocukların ihtiyacını karşılamak zorundayız ama çadırların altında bu zor, bu şartlar altında zor ama cihazlarını soruyorlar, biz de onlara işaret diliyle anlatmaya çalışıyoruz. Çocukların duyabilmesi için o cihazlara ihtiyaçları var. Onlar olursa kaldıkları yerden devam ederler” diye konuştu.

  • Depremde ağır yara alan Adıyaman taşınacak

    Depremde ağır yara alan Adıyaman taşınacak

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan 2 ayrı depremde bir bina yerle bir olan, çoğu da kullanılamaz hale gelen Adıyaman şehir merkezinin bir bölümü başka yere taşınıyor. Şehrin kuzeyindeki dağlık alanda 30 bin yeni konut inşa edileceğini söyleyen Adıyaman Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, “İnşallah şehri yeniden kalkındırma noktasında özellikle kuzeyde, dağın eteğinde TOKİ İnşallah yeni konutlar inşa etmeyi düşünüyor. Yani en azından şu an 30 bin, 50 bin konut düşünülüyor. Daha önce de zaten şehri oraya taşıyalım diye planlamamız vardı. Buraları tarım arazileri. Mümkün mertebe tarım arazilerini kullanmadan jeolojik olarak daha sağlam olan yerlere geçmekte yarar var. Şu anki planlama bu” diye konuştu.
    Adıyaman şehir merkezinde bin 166 bina tamamen yıkılırken ağır hasarlı olduğu öğrenilen 6 bin 108 binanın da ekipler tarafından yıkılacağı belirlendi.

  • Adıyaman’da enkaz çalışmaları sürüyor

    Adıyaman’da enkaz çalışmaları sürüyor

    Kahramanmaraş merkezli iki depremden en çok etkilenen iller arasında yer alan Adıyaman’da bin 485 bina yıkıldı. 4 bin 85 binanın hasar ağır hasar gördüğü Adıyaman’da, 6 binden fazla acil yıkılması gereken bina bulunuyor. Depremin 11’inci gününde kent genelindeki çöken binalarda başlatılan enkaz çalışması, tüm hızıyla devam ediyor. İş makineleri ile kaldırılan enkazlar, hafriyat kamyonları ile il dışına taşınıyor. Ekipler il genelinde kontrolleri tamamlanan tüm binalarda enkaz çalışmalarını devam ettiriyor. Yürütülen enkaz kaldırma çalışmaları, dron ile görüntülendi.

  • ‘Bina bir anda alt üst oldu’

    ‘Bina bir anda alt üst oldu’

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat tarihinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından depremzedelerin yaraları sarılmaya devam ediyor. Deprem anında yaralanan ve kendi imkanlarıyla Burdur’a gelen depremzedelerin tedavileri, Burdur Devlet Hastanesinde devam ediyor. Burdur Devlet Hastanesi Ortopedi servisinde tedavileri devam eden depremzedeler, deprem anında yaşadıkları travmaları atlatmaya çalışıyor.

    “Çok kötü bir andı”

    Malatya’dan kendi imkanlarıyla Burdur’a gelen ve depremde kolu kırıldığı için devlet hastanesinde tedavi altına alınan Ebubekir Erdemir, deprem anında yaşadıklarını, “Birinci sarsıntıda evden çıkmadım. İkinci sarsıntıda dışarıya çıktım. Kaldırımda koşarken düşüp elimi kırdım. Yerler buzlanmış, o yüzden düştüm ve elimi kırdım. Çok kötü bir andı. Allah kimseye göstermesin. Çok şükür biz depremde kimseyi kaybetmedik ama arkadaşımın annesi, babası ve kardeşini kaybetti. Biz depremden sonra bahçeye çadır kurduk ve orada kaldık. Kar yağıyordu, karın altında donduk. Burdur’a pazartesi geldik. Arkadaşım araba tuttu sağ olsun, getirdi bizi. 21 kişi geldik buraya” sözleriyle anlattı.

    “Bina bir anda alt üst oldu”

    Bir diğer depremzede Hataylı Abdullah Nuri Tepeleyici ise enkaz altında kalıp bacağı kırıldığı için tedavi altına alındı. Torunu tarafından enkaz altından çıkarılan Tepeleyici, “Saat 12’ye kadar oturdum, sonra uyudum. Ufak bir sallantı olduğunu hissettim. Bina bir anda alt üst oldu. Ben kendim sürünerek avluya kadar ilerleyebildim. 5-10 dakika sonra çocuklar geldi, iki üç arkadaşla beraber beni çıkarttılar. Komşuya gittik. Daha sonra jandarma geldi. Bizi Altınözü Devlet Hastanesine yatırdılar. Orada bacağımı sarıp alçıya aldılar. Oradan da futbol sahasına götürdüler. Futbol sahasından helikopter ile Adana’ya sevk ettiler. 2 gece Adana’da hastanede kaldık. Orada acil hastalara yer açabilmek için bizi Burdur’a gönderdiler. 2 katlı evimiz vardı Hatay’da. Bir kedim vardı, o da öldü mü kaldı mı bilmiyorum. Hastaneye geldiğimizde yanıma bir kedi geldi, ayağımın üzerinde uyudu, bacağımı yaladı. Onun yakınlığı biraz da olsa bana iyi geldi. Deprem anında ayağımın üzerine ne düştü bilemiyorum. Bir baktım burası kanlar içinde kalmıştı” diyerek yaşadıklarını anlattı.

    “Uykumuzdan çığlıklar ile uyandık”

    Enkaz altından dedesini kurtaran Muhammet Bilal Tepeleyici ise, o anları şöyle anlattı:

    “Uykumuzdan çığlıklar ile uyandık, köyün önüne gittik. Oradan da dedeme bakmaya gittim. Amcamlar da enkazın altındaydı. Onları da çıkarttık. Sonra dedemi de çıkarttık. Sağlam kalan bir tane ev vardı, oraya yerleştirdik. Diğer yaralıları da oraya getirdik. Sabah da jandarma geldi, hepsini hastaneye götürdüler. Hastanedeki tedavisinin ardından dedemi helikopter ile Adana’ya götürdüler. Oraya sonradan hasta geleceği için dedemi Burdur’a getirdik. Allah herkesin yardımcısı olsun.”

    “Çocuklarım 32 saat sonra enkaz altından çıkarıldı”

    Hatay’da depreme yakalanan ve bacağı kırılan Ahmet Semerci de deprem ile ilgili, “Deprem anında eşim beni uyandırdı, ‘Kalk deprem oluyor’ dedi. O anda çocukları da uyandırdık. Çocuklar ayağa kalkınca ben de ‘Kapıları açayım, çıkalım beraber’ dedim. Çocuklar arkamdan geliyorlardı. İlk iki kapıyı açtım. Üçüncü kapı olan dış kapıyı açtığım zaman bir şey beni dışarıya savurdu. En son hatırladığım kadarıyla dört katlıydı bizim binamız, üstümüze çöktü. Yalnız beni fırlattığı için ben dışarda kaldım, çocuklarım enkaz altında kaldı. 32 saat sonra çocuklarımı çıkardılar. Ayağımın yaralandığının 4 saat sonra farkına vardım. Bir abla bana ‘Kardeş ayağın kanıyor’ dedi, öyle anladım. Bu sırada ağabeyimi aradım, durumu anlattım. Ağabeyim geldi, aldı beni yukarı mahalleye götürdü. Orada ‘Çocuklar nerede?’ dedi. Ben de ‘Çocuklar çıktı mı çıkmadı mı bilmiyorum’ dedim. Ağabeyim de ‘Sen otur, biz gidip bakalım’ dedi. O sırada baldızımı aradım. Durumu anlattım, o da ‘Enişte, çocuklar enkaz altında, sesleri geliyor’ dedi. Bu sırada ağabeylerimin çabalarıyla 32 saat sonra enkaz altındakilere ulaştılar. Çok şükür ufak çiziklerle çıkardılar. Eşim ve 2 kızım ile buraya geldik. Ben ve ufak kızım hastanedeyiz. Eşim ve diğer kızım da yurttalar. Ameliyat oldum, kırık ve kesikler var ayağımda. Herkese geçmiş olsun. Kayıplar için başsağlığı diliyorum. Çok kötü bir an yaşadık. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum” sözlerine yer verdi.

    Hastanede tedavi olan hastalar, tedavilerinin tamamlanmalarının ardından Burdur’da kendileri için hazırlanan yurtlara ve evlere gönderilecek.

  • “Hayallerimizi gömdük yaşıyoruz”

    “Hayallerimizi gömdük yaşıyoruz”

    Merkez üssü Kahramanmaraş olup, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6’lık iki depremin ardından Aras ailesi, Kocaeli’deki Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurduna yerleşti. Adıyaman’da 3 katlı apartmanın 3. katında depreme yakalanan ve korku dolu anlar yaşayan aile, vestiyerin kapıya dayanmasıyla hemen dışarı çıkamadı. Aras ailesi, molozları temizledikten sonra dışarı çıkabildi. Depremden sonra epilepsi atağı geçiren Belma Sultan Aras düştü ve belinde kırık oluştu.

    “Sevdiklerim içeride olduğu için ben dışarı çıkamadım”

    Depreme uykuda yakalandıklarını söyleyen Belma Sultan Aras, “Deprem olduğunda birden yataktan fırladım. Eşim, 9 yaşındaki kızım ve annemle birlikteydim. Annem duvara vurmaya başladığında biz ses bile veremedik çünkü donakalmıştık. Deprem o kadar şiddetliydi ki alttan alttan vuruyordu. Kapının arasında adım bile atamadık. Bir buçuk dakika boyunca sallandık. Duvarlar çatır çatır çatlıyordu. Kapıyı açtık, dışarıdaki vestiyer kapıya dayanmıştı. Tekrar o kapıyı açmaya çalıştık. Allah’tan yanımızda telefonlar vardı, ışıklarıyla molozları temizledik. Annemin bastonsuz yürüyemeyen, yalnızca abdeste gidebilecek ayakları var. Kızımla beraber molozları temizleye temizleye indik. Merdivenden inerken komşumun salonunun ortada olduğunu gördüm. Duvarları hep yıkılmış. Allah’tan merdivenler sağlam duruyordu. Sevdiklerim içeride olduğu için ben dışarı çıkamadım. Onlara kapıyı açıp ‘Lütfen çıkın, bekliyorum sizi, haydi’ diyordum. Zorla çıkardık. Annemi komşunun arabasına koyduk” sözlerini kullandı.

    “Çöpten çıkarılan ekmeği bile paylaştığımız oldu”

    Yaşadıkları zor anları anlatan Aras, ateş yakarak ısındıklarını ve yiyecek bulamadıkları için çöpten çıkarılan ekmeği yediklerini söyledi. Epilepsi atağı geçirdiğini ve düşmenin etkisiyle belinin de kırıldığına değinen Belma Sultan Aras, “Günleri bile hatırlamıyorum, 4-5 gün sokakta ateş yakarak oturduk. Tenekelerin içinde ateşler ve taş fırınlar etrafımızda olduğu için odunlar yığılıydı. Bir yandan yağmur ve soğuk bir hava vardı. Bir yandan ateşi bir sacın içine aktarıyoruz, o ateş 10 dakika sürmüyor, hemen küle dönüyor. İnsanlar büyük marketleri yağmalamaya başladılar. Ben markete gittim çünkü annem rahatsız. Sadece çocuk bezi ve tuvalet kağıdı aldım. Yiyecek bir şey yoktu. Çöpten ekmek çıkarıp çocuklara yedirdiğimizi hatırlıyorum. Çöpten çıkarılan ekmeği bile paylaştığımız oldu. Dışarısı gerçekten çok soğuktu. Hala sallanıyorum, yatakta bile sallanıyorum. Çıktıktan sonra epilepsi atağı geçirmişim. Birinde dizlerimin üstüne düşmüşüm. Dizlerim zaten kireç ve menisküs ameliyatlı. İkinci düşüşümde belimi nasıl kırdığımı hatırlamıyorum. Buraya geldiğimizde insanlarımızdan, Müslüman kardeşlerimizden Allah razı olsun. Hepsi seferber oldular. Bizi hastaneye götürdüler, MR’lar çektiler. Belimin kırık olduğunu tespit ettiler. Doktor arkadaşlarımız hiç bizi arabadan indirmeden ilaçlarımızı temin ettiler. Çok zordu, kimsenin başına böyle bir afet, böyle bir felaket gelmesin. Biz yaşadık, Allah kimseye yaşatmasın” şeklinde konuştu.

    “Tüm hayallerimi, umutlarımı hepsini evimin içine gömdüm ve çıktım”

    Ne yapacaklarını henüz bilmediklerini belirten Aras, “Bundan sonra ne yapacağımızı hiç bilmiyorum. Çıkmışız bir alamete, ne olacağımızı bilmiyorum. Ev yok, iş yok, iş yerlerimizi, evimizi her şeyimizi kaybettik. Onun ötesinde hayallerimizi kaybettik. Ölmeden önce onları mezara gömdük. Sonra herhalde kefene gireceğiz. Biz önce onları kefenledik. Tüm hayallerimi, umutlarımı hepsini evimin içinde gömdüm ve çıktım. Sadece Kur’an’ımı alıp çıktım. O da yatağımın başında olduğu için” diye konuştu.

    “Ayakkabılarımı giymeden merdivenden indim”

    Belma Sultan Aras’ın 4. sınıf öğrencisi 9 yaşındaki kızı Nilhan Nur Aras, “Çok korktum. Anneannemin değneklerini bulamadığım için anneannem değneksiz merdivenden indi. Ayakkabılarımı giymeden merdivenden indim. Dışarıda ayakkabılarımı giydim ama çok korkuyordum. Sonra anneannemi arabaya bindirdiler ama ben girmek istemiyordum. Çünkü her an arabanın içinde deprem olacak diye korkuyordum” ifadelerini kullandı.

    “Babamdan arsa kalmıştı, 10 daireden 1’i bile kalmadı”

    Oruç tutacağı için sahura kalkan ve depreme sahur yaparken yakalanan Fahriye Aras ise, “Gece sahur yapmak için kalktım. Pazartesi günü oruç tutacaktım. Bir bardak su içip bir mandalina soyup yedim. Bir baktım sallanma oldu. Sallanma olunca da duvara vurmaya başladım. Çocuklara, ‘Kalkın, uyanın’ dedim. Elim, duvarın içine girdi. Sonra Allah damadımdan razı olsun, ‘Anne indireyim sizi. Siz kurtulun ben içeride kalayım, bir şey olmaz’ dedi. Molozları kapının önünden temizledi. ‘Anne ayağını oraya bas, buraya bas’ diyerek 3 katlı binadan beni zor indirdi. Kurtulduğumuza şükür. Babamdan arsa kalmıştı, 10 daireden 1 daire bile kalmadı. Gitsin, biz kurtulduk ya Allah’ımıza bin şükürler olsun. Buranın halkından da Allah bin kat razı olsun. Bizimle çok ilgileniyorlar. Yemeğimizi, giysimizi, her şeyimizi temin ediyorlar. Hastalıklarımızla bile ilgileniyorlar. Allah memleketimize de halkımıza da zeval vermesin, zarar ziyan vermesin. Bizim çektiğimiz acıları onlar çekmesin inşallah” ifadelerine yer verdi.

  • Enkaz altına girip ineğini besliyor

    Enkaz altına girip ineğini besliyor

    Binlerce yıkılan ve ağır hasarlı binanın bulunduğu Adıyaman’da hikayelerin yanı sıra yürekleri ısıtan görüntüler de ortaya çıkıyor. Merkeze bağlı Dardağan Köyü’nde yaşayan Birgül Tuncay ve Aziz Tuncay’ın altı ahır üstü ev olan yapıları depremde tamamen yıkıldı. Kendileri depremi hafif sıyrıklarla atlattı ancak ahırda bulunan hayvanları onlar gibi şanslı değildi. Ahırda bulunan 4 inekten 2’si, 15 keçisi ve 30 tavuğu enkaz altında kalarak telef oldu. Hayatta kalan 2 inekten birisi dışarı çıkartılırken, birisi ise enkazda sıkıştı.


    Birgül Tuncay, depremin ilk gününden itibaren enkazda sıkışan ineğini kurtarmak için çabaladı ancak enkazdan çıkartamadı. ‘Bircan’ isimli ineğini her gün enkazın altına sürünerek girip su ve yiyecek vererek besleyip “Geldim kızım, geldim” diyerek ulaşan Birgül Tuncay, ineğiyle konuşuyor. Ölen hayvanları için gözyaşı döken Tuncay, ineğinin kurtarılmasını istiyor.

    “Çocuğum yok hayvanlarımızı çocuğum yere koyuyorum”

    Birgül Tuncay “Biz depremde kurtulduk ama hayvanlarım enkaz altında kaldı. İki ineğim, 15 keçim, 30 tavuğum kaldı. İneklerimizden 1’ini çıkarttık, 1’i ise hala enkazın altında. Onu da deliğin içinden girerek suyunu, yemini veriyorum. Korka korka giriyorum ve acele çıkıyorum. Ölümü göze alıyorum. Dışarda kaldık, evimiz yok, bir şeyimiz yok. Hayvanlarımı çok seviyordum. Çocuğum yok, onları çocuğum yerine koyuyorum” dedi.

  • Asrın Felaketi’nde Adıyaman

    Asrın Felaketi’nde Adıyaman

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki depremden en çok etkilenen iller arasında yer alan Adıyaman’da bin 485 bina yıkıldı.

    4 bin 85 binanın hasar ağır hasar gördüğü Adıyaman’da, 6 binden fazla acil yıkılması gereken bina bulunuyor.

    Kent genelinde enkaz çalışmaları tüm hızıyla devam ederken, bir yandan da hasar tespit çalışmaları devam ediyor.

    Ekipler tarafından yapılan kontrollerin ardından enkaza dönen binaların üzerine, yaralı bulunmadığını gösteren ‘kontrol edilmiştir’ yazılıyor.

    Adıyaman’da dron ile havadan çekilen görüntüler ise depremin sebep olduğu yıkımın büyüklüğünü gözler önüne serdi.

    “Dehşet verici bir geceydi”

    Depremin ardından hasar gören binasındaki eşyalarını tahliye etmeye çalışan Yunus Işık isimli vatandaş, şehri terk etmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Dehşet verici bir geceydi. Büyük bir gürültü ve sallantı ile uyandık. Eşim ve iki çocuğumla beraber depremin dinmesini bekledik. Bekledikçe hızlandığını gördük. Hızlıca aşağı indik. Depremin ilk saatlerinde bizim yaşadığımız binanın bitişiğindeki binanın çöktüğünü ve evimizin girişini kapattığını gördük. Binadaki arkadaşlarla yardımlaşarak enkazın üzerinden dışarı çıktık. Yan binadan sesler geliyordu. Saat 05.00 sıralarında 4 tane yaralı çıkarttık. Ama ondan sonra bir şey yapamadık. Şu anda da eşyalarımızı tahliye etmeye çalışıyoruz. Başka bir şehre gideceğiz. Kış şartlarında çadırda kalmak biraz problemi olacak. Devletimiz sağ olsun, yardım elini uzatıyor. Geçici bir süre akrabalarımızın bulunduğu Mardin’e gideceğiz” dedi.

     

  • Şehrin her köşesine dezenfektan sıkılıyor

    Şehrin her köşesine dezenfektan sıkılıyor

    Deprem sonrasında Adıyaman’da binlerce vatandaş yaralanmış ve yine binlerce vatandaş ise kaldıkları enkazların altında hayatını kaybetmişti. Depremin üzerinden 9 gün geçmesine rağmen enkazların altında kalan vatandaşların cenazelerine ulaşılamadı. Enkaz alanlarında ve çevresinden yayılan kokuların bastırılması amacıyla Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait 7 ekip tarafından kentte bulunan sokaklar, caddeler ve çevre yolları üzerinde araçlarla kokulu dezenfektan sıkılıyor.

    Gece gündüz demeden çalıştıklarını dile getiren görevlilerden Abdullah Polatoğlu, “Kardeş memleketimiz olan Adıyaman’a dezenfektan ekibi olarak çalışmaya geldik. Daha enkaz altında kalan insanlarımız var ” diye konuştu.