Etiket: af

  • Gencin astığı ilan görenleri şaşırttı

    Gencin astığı ilan görenleri şaşırttı

    İngilizce öğretmeni Özge Y. (26), 5 yıllık erkek arkadaşı 28 yaşındaki Ömer Şeref ile yaklaşık 4 ay önce tartışarak ayrıldı. Bunun üzerine Şeref, kendisini affettirmek için sürekli Özge Y.’ye ulaşmaya çalıştı ancak bir türlü başarılı olamadı.

    1 kamyon gül yolladı

    Geçtiğimiz aylarda Özge Y.’nin evine 1 kamyon gül yollayan Ömer Şeref, yine istediği cevabı alamayınca bu sefer ilginç bir yönteme başvurdu.

    Adana’yı ilana boğdu

    Şeref, kendisinden ayrılan kız arkadaşıyla barışmak için çöp kutuları, aydınlatma ve trafik ışıkları dahil olmak üzere kentteki birçok alana ‘Söyle Adana Özge’ye, Ömer Seni Çok Sevdi Diye’ yazılı ilanlar astı. İlanı görenler hayrete düşerken, kimisi fotoğrafını çekip sosyal medya hesabından paylaştı, kimisi de ilanı okuyarak gülüp geçti.

    “O sevdiği için rap müzik yaptım”

    Ömer Şeref, ilana bir de QR kod eklediğini ve kodu okutunca kız arkadaşına yazdığı şarkının çıktığını söyledi. Şeref, “Ben onu çok seviyorum. Aylardır konuşmaya çalışıyorum ama irtibat kuramıyorum. Bir şekilde sesimi duyurmaya çalışıyorum ama benimle konuşmuyor. Çok saçma bir tartışmadan ayrıldık. Evlenecektik, istememiz olacaktı ancak deprem nedeniyle ertelendi. 5 yıllık bir mazimiz var. 5 dakikada öyle atılmaz. QR kodda kendisine yazdığım şarkı var. Kendi adına hiç şarkı olmadığı için yazılmasını istiyordu, hayaliydi. Birkaç yıl önce onun için bu şarkıyı yazdım ve sadece ona göndermiştim. Şimdi ise bütün sosyal platformlarda yayınlattım. Ben rap müziği hiç sevmem ama o çok sevdiği için rap müzik yaptım” ifadelerini kullandı.

    “Yaklaşık 10 bin ilan var”

    Özge ile barışmak istediğini belirten Şeref, “Eski kız arkadaşım İngilizce öğretmeni olduğu için dünyadan birçok insan ona ulaşıp barışmamızı söyledi. Cevap vermiyor. Numarasını da değiştirmiş büyük ihtimal. Ona yazdığım şarkıdaki birçok söz anlam yüklü. Adana’nın her yerinde bu ilanlardan var. Yaklaşık 10 bin tane ilan var” dedi.

    “Çok şaşırdım”

    Yoldan geçerken yazıyı okuyan Murat Kurt, “Gerçekten çok şaşırdım. Aşıkların kavuşması lazım. Özge biraz yoruyor Ömer’i galiba. Ömer de ona ulaşmak için böyle bir çözüm bulmuş. Umarım kavuşurlar” dedi.

    “Bana yapılsa çok mutlu olurdum”

    Gizem Kaplan isimli vatandaş ise, “Özge çok şanslıymış. Bence Ömer kendisini affettirmek istiyor. Bundan sonra Özge affetsin bence. Bana böyle bir şey yapılmadı ama yapılsa gerçekten çok mutlu olurdum” diye konuştu.

  • Sağkan: “İlk 4 madde tartışılamaz”

    Sağkan: “İlk 4 madde tartışılamaz”

    Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilmesinin ardından memleketi Gümüşhane’yi ikinci kez ziyaret eden Erinç Sağkan, Gümüşhane Baro Başkanı Metin Aslan ve baro yönetimindeki avukatlarla birlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Sağkan, gündemde yer alan Anayasa ve af konularıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ifade eden Sağkan, Gazze’de yaşanan insanlık dramının bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi.

    “Tüm bileşenlerin katılımıyla yapılacak Anayasa çalışmasının her daim içerisinde oluruz”

    Yeni Anayasa çalışmalarının bütün bileşenlerin bir uzlaşı zemininde bir araya getirilerek yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Sağkan, “Öncelikle bir Anayasa tartışmasının içerisindeyiz. Biz hep şunu ifade ettik; Anayasa bir toplumsal uzlaşı metnidir ve en temel yasamızdır. Bütün kanunlarımız bu anayasaya uygun olarak düzenlenir ve çıkartılır. Bu anlamda geniş bir uzlaşı zemininin oluşturulması ve bu uzlaşı zemininde bütün bileşenlerin başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere sivil toplumun, basının, üniversitenin, kamu kurumu niteliğindeki mesleki örgütlerinin, baroların görüşlerinin alınması gerekiyor. Anayasa değişikliği ihtiyacının sebeplerinin ortaya koyularak tüm kamuoyu ile paylaşıldığı ve buna ilişkin çalışmaların yapılarak toplumun en geniş kapsamlı katılımıyla ortaya koyulması ile gerçekleştirilmesinin zaruret olduğuna inananlardanım. Bu sebeple öncelikle siyaset kurumunun Anayasa tartışmasını yürütürken bileşenlerden uzak değil, onlardan uzakta hazırlanan bir taslağın Meclis gündemine alınması yöntemiyle değil, aksine bütün bileşenleri bir masanın etrafına toplaması, iktidar muhalefet ayrımı gözetmeksizin bu masada yer almasıyla mümkün olabilir. Bu yöntemle yürütebilecek bir çalışmanın her daim içerisinde olacağını ifade etmek istiyorum. Türkiye Barolar Birliği olarak bizim önceliğimiz Anayasa’nın ilk 3 maddesi ve değiştirilemeyeceği ifade edilen 4. maddesi. Bu maddelerin tartışılacağı hiçbir toplantıda bizler olamayız. Çünkü ilk 3 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ifade eder, Cumhuriyet’in temelidir ilk 3 madde. Bu konuda da siyaset kurumunun yürütülecek olan Anayasa çalışmasının ilk 3 maddesi ile herhangi bir şekilde ilgisi bulunmadığı konusunda kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapma borcu olduğu inancındayım” dedi.

    “100. yıl ve cezaevlerinin doluluğu af tartışması için yeterli değil”

    Af tartışmalarının toplumdan uzak yürütülmesini yanlış bulduğunu söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “Genel af veya özel af tartışmalarının toplumdan uzak bir şekilde siyasi popülizmle yürütülmesini son derece yanlış buluyorum. Çünkü bu ülkenin yurttaşları her şeyden önce adalet karşısında kendilerini eşit hissetmek istiyorlar. Hukuka olan güvenin de son derece azaldığı hepimizin maalesef bildiği bir gerçek. Bunda en büyük paylardan birisi de infaz adı verilen, infaz düzenlemesi adı altında yapılan yasa değişiklikleri ile birlikte maalesef bir cezasızlık politikasına dönüşen Türkiye’deki ceza adalet sistemi politikası yatmakta. Bu konuda ancak ve ancak toplumsal barışa hizmet edeceği ortaya koyulmak şartıyla, ceza adalet sistemindeki yanlışlıkların ciddi anlamda mağduriyete sebebiyet verdiğinin kabul edilmesi ve ortaya koyulması kaydı ile yine büyük bir uzlaşı zemini aranarak bir af tartışması yürütülebilir. Ben bunun dışında 100’üncü yıl ya da cezaevlerinin doluluğu gibi sebeplerin bir af tartışması için ne yeterli ne de gerekli olduğuna inananlardanım” diye konuştu.

    “İsrail çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdi”

    Gazze’de çok ağır insanlık suçu işlendiğini söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “İsrail’in bu süreçte çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdiğini biliyoruz. Batı’nın bazı cılız barış çabalarının dışında maalesef ki bugüne kadar Filistin’de yaşanan drama tüm dünya gözlerini kapattı, bunu kabul etmek ve her yerde de ifade etmek zorundayız. Ancak bugün gördüğümüz Gazze’nin çok ağır bir saldırı altında, elektriğinin ve suyunun kesildiği ve çok ciddi sivil katliamların yaşandığı bir ağır insanlık suçunun işlendiği bir durumdan bahsediyoruz. Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki Hamas’ın da aynı şekilde İsrail’de sivillere yönelik yaptığı saldırı da bir insanlık suçu teşkil etmektedir. Bizler haksızlık kimden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun insan hakları temelinde, insan haklarını savunmak ve korumakla görevli kurumlarız. Bu anlamda şu anda Gazze’de yaşanan bu insanlık dramına tüm uluslararası kamuoyunun, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyanın bir an önce el atarak Filistin ve İsrail arasında bir anlaşma, uzlaşma zemini sağlamanın borcu olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Yılmaz Tunç’tan af açıklaması

    Yılmaz Tunç’tan af açıklaması

    İlk olarak Adıyaman Valiliğine gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, burada AK Parti Adıyaman Milletvekillerinden Resul Kurt, Mustafa Alkayış, İshak Şan, Adıyaman Valisi Osman Varol, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, Adıyaman Başsavcısı Ufuk Mustafa Süren, AK Parti İl Başkanı Emrah Bulucu, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Mehmet Turgut ve kurum müdürlerinden bilgiler aldı.

    Kentte deprem öncesi ve sonrası yapılan çalışmalar hakkında bilgiler alan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, daha sonra açıklamalarda bulundu.
    6 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “6 Şubat depreminde Adıyaman’ımız büyük hasar gördü, canlarımızı kaybettik. 11 vilayetimizi ve sonrasında çevre illeri de etkileyen asrın felaketi dediğimiz dünya tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşadık. Ve bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Depremin yaralarını sarmak için deprem anından itibaren devletimiz tüm kurum ve kuruluşlarıyla sivil toplum kuruluşlarıyla bütün milletimizle birlikte tek yürek yaraları sarma gayreti içerisinde çalışmalarına hükumetimiz devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın özellikle deprem bölgesine verdiği önemi deprem anından itibaren hepimiz takip ediyoruz. Bir seçim süreci geçirdik ve bu seçim döneminde deprem bölgesindeki yaraların sarılması mücadelemizi sekteye uğratmadan çalışmalar hızlı bir şekilde devam etti hala da sürüyor. Özelikle deprem felaketi tabi hayatın her alanında olduğu gibi adalet hizmetlerini de olumsuz etkiledi, bölgede ve bütün illerimizde.

    Bu anlamda değil Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde depremin olduğu hafta olağan üstü hal kararnamesi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı. Ardından da olağan üstü hal cumhurbaşkanlığı kararnameleri doğrultusunda işlemler gerçekleşmeye başladı. Bu anlamda 3 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yargı alanını ilgilendiren düzenlemelerdi. Ve yargıda bir mağduriyetin ortaya çıkmaması için yargısal sürelerin durdurulmasına yönelik ve bir takım tedbirlere yönelik yargı alanında 3 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmıştı ve bu doğrultuda işlemler gerçekleştirilmiştir. Deprem soruşturmaları süratli bir şekilde gerçekleşti. Özellikle delillerin toplanması bu anlamda önemliydi. Bölgeye yeteri kadar savcı ve bilirkişilerin görevlendirilmesi gerekiyordu. Bu anlamda da binalardaki incelemeler ve karot örneklerinin alınmasıyla ilgili hızlı bir çalışma gerçekleştirildi. Tabii bir taraftan hasar tespitleriyle ilgili çalışmalar devam ederken enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken diğer yandan da cezai soruşturmalar devam etti.

    Bu anlamda da bin 757 şüpheli hakkında işlem yapılmıştı. 351 tutuklu şu anda soruşturmaları devam ediyor. 642 Adli kontrol şeklinde soruşturmalar devam ediyor. Bu depremde 50 binden fazla canımızı kaybettik. Bu 50 binin içerisinde yargı çalışanları da vardı. Hepimizi derinden yaralayan bir hakimimizi kaybetmiştik. 110 yargı personelini kaybetmiştik. 1 Yüksek Seçim Kurulu personelimizi kaybetmiştik. 2 noterimizi kaybetmiştik, 10 Noterler BBirliği çalışanımızı kaybetmiştik, 123 meslektaşımız, avukatımızı kaybetmiştik. 246 yargı çalışanımız avukatlarımızla beraber hayatlarını kaybetmişlerdi, ben burada tekrar hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza ve yargı çalışanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. Tabi kardeş adliye projesiyle hemen yakın illerdeki adliyeleri deprem bölgesindeki adliyelerle kardeş ilan ederek oradan personel takviyesi, hakim, savcı takviyesini gerçekleştirerek buralardaki adli hizmetlerin aksamaması noktasında da önemli tedbirler aldık.

    Önümüzdeki günlerde de hakimler savcılar yaz kararnamesiyle çerçevesinde de deprem bölgesinde hakim ve savcı takviyesini gerçekleştirerek buradaki gerek cezai soruşturmaların gerekse idari, hukuki, yargıyla ilgili konuların gecikmeden karara bağlanması hususunda gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz. Deprem bölgesinde bulunan illerimizde 131 yeni mahkeme kurduk, 2 adli yargı istinaf mahkemesi kurduk. Bu mahkemelerle hem istinaf süreci hem de yerel anlamında kararların hızlı bir şekilde verilmesi noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Deprem bölgesinde hasar gören cezaevlerimiz oldu. Ve bu cezaevlerini boşaltarak 15 cezaevimizde toplam 12 bin 638 tutuklu ve hükümlüyü başka illere nakletmiştik. Tabi deprem anından itibaren Cezaevi Arama ve Kurtarma Ekiplerimiz var CEKUT, CEKUT’a, hemen arama kurtarma çalışmalarına katıldı ve onlarında kurtardığı hayatlar oldu.

    Ben buradan 326 CEKUT personelimize de teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Yine çadır kentler, konteyner kentler, prefabrik yapılarla ilgili bakanlığımızın da katlıları oldu. Bin 196 konteyner bölgeye intikal ettirdik ilk etapta. Tabi hasar tespit çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ederek bakanlığımıza ait 108 hizmet binamızda 89 lojmanda hasar tespit çalışmaları yapıldı. Bu çerçevede 15 adalet sarayımızın ağır hasarlı olmasından dolayı yıkımına karar verildi. 1 Adalet binamız orta hasarlıydı onun çalışmaları devam ediyor. 48 binamız az hasarlıydı, 43 binamızda hasarsızdı. Az hasarlı binalarımızın tamamını suratlı bir şekilde tadilatlarını gerçekleştirerek adalet hizmetlerini aksatmadan yürütülmesini sağladık. Adalet bakanlığı olarak bugüne kadar depremden etkilenen illerimize 500 milyona yakın bir ödenek aktardık, sadece Adalet Bakanlığı olarak. Adalet Bakanlığı olarak Adıyaman’ımıza özellikle merkez adliyemiz, Gölbaşı adliyemiz, Kahta adliyemizi daha önce inşa etmiştik ve bu adliyelerimizde küçük çaplı hasarlar oldu ve tadilatlarla kesintisiz hizmetler burada devam etti. Meydana gelen depremde Adıyaman Adliyemiz az hasar almıştı.

    Depremin hemen akabinde yaklaşık 30 milyon bir ödenekle buranın tadilatını gerçekleştirdik. Adıyaman il ve ilçelerine ihtiyaç duyulan konteynır sayılarını tespit ettik. Ve bakanlığımızca 58 adet konteyneri Adıyaman‘a ulaştırmıştık. Böylece yargı hizmetlerinin kesintisiz yürütülmesini sağlamış olduk. Depremde ağır hasar alan Besni Adliye binamız vardı, Besni Adliye binamızı da yeniden inşa edeceğiz. İhale süreçleri devam ediyor. proje çalışmaları tamamlandı. Önümüzdeki günlerde ihalesine çıkıyoruz. Besni’mize yeni bir adalet sarayı kazandırıyoruz. Yine Gerger ilçemizde de hükumet konağı projemiz var İçişleri Bakanlığımız ile yaptığımız protokol çerçevesinde Gerger Hükumet Konağı içerisinde de adliye binamızı hizmete almış olacağız. Yakın zamanda onunda ihalesi gerçekleşecek. Yine yapımı devam eden cezaevi lojmanları vardı onun yaptım da hızlı bir şekilde tamamladık.

    160 Dairenin teslimi önümüzdeki hafta yapılacak ve buradaki çalışanlarımızın lojmanlara kavuşması sağlanmış olacak. Yargı hizmetlerinin gelecek olan hakim ve savcılarımızın da burada daha etkin görev yapmalarını sağlamış olacağız. Ayrıca vatandaşlarımızın davalarının biran önce çözüme kavuşturulması için Adıyaman ilinde idare mahkemesi bir taneydi 3 idare mahkemesi daha kurduk. Çünkü idare mahkemelerinde hasar tespit davaları yoğunlaşmaya başladı. Bunların hızlı bir şekilde karara çıkması gerekir. O nedenle yeni mahkemelere ihtiyaç oldu. Birden dörde çıkarttık idare mahkeme sayısını Adıyaman’ımızda. Yine Adıyaman’da ağır ceza mahkemesi ikiydi, bir ilaveyle üçe çıkarttık. Asliye hukuk mahkemesi beşti, iki ilave yaptık, tüketici mahkemesi sıfatıyla çünkü gelecek olan dava yükünü karşılayacak iki yeni mahkeme daha kurduk asliye hukuk mahkemesi, tüketici mahkeme diye görev yapacak. Sulh mahkemelerimizi de birden ikiye çıkarttık. Adıyaman’ımızda iş mahkememiz yoktu bir iş mahkememiz kuruldu ve sekiz yeni mahkeme Adıyaman’ımızda faaliyete geçti. Bakanlık olarak devletimizin diğer kurumlarıyla birlikte var gücümüzle depremin yaralarını sarmaya devam edeceğiz.

    Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgemizdeki vatandaşlarımızı bugüne kadar yalnız bırakmadığımız gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Özellikle deprem bölgesindeki yaraların sarılması ve bundan sonra afet riskine karşı dayanıklı şehirlerin oluşturulması anlamında cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde hükumetimiz gerekli tedbirleri almaya devam ediyor. Bugünde Adıyaman’ımızda gerek konteyner kentlerde gerekse de adliye binalarımızda, yargı çalışanlarımızla ve ilimizin sivil toplum kuruluşlarıyla valimiz başta olmak üzere diğer yöneticilerimizle başta bakanlığımızı ilgilendiren hususlar olmak üzere ve diğer alanlarla ilgili inceleme ve gözlemlerimizi yaparak buradan ayrılmış olacağız. Buradan da Malatya’ya gideceğiz. Ben tekrardan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Geride kalanlara sahip çıkmaya devam edeceğiz, onlara sabırlar diliyoruz. Bu şehirlerimizi yeniden inşa etmenin gayretini hep beraber milletçe tek yürek olarak devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Af açıklaması

    Af ilgili önemli açıklamalarda da bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Özet olarak şunu söyleye biliriz, Covid izninde olan 122 bin hükümlü vardı. Bunlar kovid nedeniyle izne çıkmışlardı. Açık cezaevinde bulunan hükümlülerdi. Tabii bunların süresi 31 Temmuz’da doluyor. 3 yıldan bu yana toplum içindeler, dolayısıyla 31 Temmuz dolmadan önce bir karar verilmesi gerekiyordu bu anlamda da Türkiye Büyük Millet Meclisinde dün akşam Plan ve Bütçe Komisyonunda AK Partili milletvekillerimizin vermiş olduğu teklif kabul edildi ve önümüzdeki haftada genel kurulda kabul edilecek. Özetle teklif şunu getiriyor, Açık cezaevinde bulunup Covid iznine çıkan hükümlüler eğer denetimli serbestliğine 5 yıldan az bir zaman kalmışsa bunlar denetimli serbestlik nedeniyle dışarı da izin haklarını bugüne kadar kullandılar ve bu izinler infazdan sayıldı. Bunlar cezaevine geri dönmemiş olacaklar. 5 yıldan fazla olanların yani onların cezaları biraz daha yüksek onların cezaevlerine dönmeleri söz konusu olabilecek.

    Ayrıca kapalı cezaevlerinde bulunan hükümlülerin açık cezaevlerine geçmeleri için belirli bir süre gerekiyor. Onlarında 3 yıl önceden açık cezaevlerine geçmeleri söz konusu olacak. Teklif bu yönde, tabi takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulumuzun. Dışarıda olanların denetimli serbestlikleri 5 yıldan az kalanlar, kapalıdakilerde açık cezaevlerine geçebilmeleri için 3 yıl erken çıkmış olacaklar, nereye açık cezaevlerine. Onlar açık cezaevinde barındırılacak. Ama orada da tabii süreleri farklı olanlar var. Ama açık cezaevinde 3 ay kalmış olacaklar. Cezası yüksek olanlar biraz daha fazla kalmış olacak. Burada tabii şunu önemsiyoruz. Burada suçluların ıslahı önemli ama ceza adaleti de önemli dolayısıyla her ilkeyi de bir arada gözeterek bir çözüm yolu bulan bir teklif bizlerde teknik olarak destek verdik bakanlık olarak. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Plan ve Bütçe Komisyonunda dün gündeme geldi ve kabul edildi. Genel kurulda da haftaya görüşülmüş olacak” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 hükümlüyü affetti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 hükümlüyü affetti

    Çeşitli suçlardan cezaevinde bulunan 4 hükümlü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedildi.

    Söz konusu Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Kararla, 28 Şubat Davası kapsamında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Korgeneral Çetin Saner ile Hizbullah Davası kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Mehmet Emin Alpsoy’un cezaları “kocama hali” nedeniyle kaldırıldı.

    Kararla ayrıca, kasten öldürme suçundan cezaevinde bulunan Nihat İliman ile uyuşturucu ticareti nedeniyle cezavinde bulunan Sedat Çelik’in cezaları da sakatlık hali nedeniyle kaldırdı.

     

  • İki hükümlü için af kararı Resmi Gazete’de

    İki hükümlü için af kararı Resmi Gazete’de

    Resmi Gazete’nin bugünkü yayımlanan sayısında yer alan Cumhurbaşkanı kararlarına göre; 2018 yılında Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince “uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçundan ayrı ayrı 10 yıl 5 ay hapis ve 100 lira adli para cezası ile 8 yıl 4 ay hapis ve 16 bin 660 lira adli para cezasına, 2015’te Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesince “satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma” suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 1000 lira adli para cezasına, 2020’de Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesince “silahla tehdit” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen ve bu cezaları kesinleşerek Kocaeli İnfaz Hakimliğinin 23 Haziran 2021 tarihli kararıyla 23 yıl 19 ay hapis cezası olarak cezalarının içtimaına hükmedilen Hasan Şen’in (54) kalan cezası Adli Tıp Kurumunun “sürekli hastalık” raporu sebebiyle kaldırıldı.

    Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 2018 yılında İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesince 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Bilal Konakci’nin (45) kalan cezasının da Adli Tıp Kurumunun “sürekli hastalık ve sakatlık hali” raporu sebebiyle kaldırılmasına karar verildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu kararları Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası hükmü uyarınca verdiği belirtildi.

  • TBMM’nin açılmasıyla atılacak 5 adım

    TBMM’nin açılmasıyla atılacak 5 adım

    Erken seçim tartışmalarına AK Parti ve MHP’den, “Erken seçim yok. Seçim zamanında yapılacak” açıklamaları gelirken, hükümet başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda yasal düzenlemelere hazırlanıyor.

    Son iki haftada gündeme gelen KYK borçlarının faizinin silinmesi ve dar gelirlilerin elektrik, su gibi borçları kaynaklı icra dosyalarının kaldırılmasına ilişkin iki düzenleme torba yasada yer alacak.

    Dünya gazetesinin haberine göre, bu iki düzenleme ile kamunun toplam vazgeçtiği gelir, bugünkü haliyle 56 milyar lirayı buluyor.

    2023 seçimleri için geri sayım sürerken, seçim öncesi yapılacak yasal düzenlemelerde, dar gelirliler, gençler, çiftçiler gibi geniş kitleleri doğrudan ilgilendiren alanlar dikkat çekiyor. Meclis’in çalışmalarına başlayacağı 1 Ekim’e kadar hazırlıkların yapılması ve bazı alanlarda kanun gerektiren düzenlemelerin bir bölümünün torba teklifle Meclis’e sunulması bekleniyor. 2023 bütçe mesaisi başlamadan Ekim ayında milyonları ilgilendiren bir dizi düzenlemenin torba yasayla hayata geçirilmesi planlanıyor.

    KREDİ AFFI 26 MİLYAR LİRA

    İlk etapta Meclise gelmesi beklenen düzenlemeler arasında öğrenim kredileri bulunuyor. Son 11 yılda 7 kez yapılandırılan KYK öğrenim kredilerinin geri ödemelerinde yeni bir adım daha atılacak.

    Cumhurbaşkanı tarafından KYK öğrenim kredilerinin geri ödemelerinde enflasyon farkı veya faiz uygulaması olmaksızın sadece alınan anaparanın geri ödenmesini şeklinde açıklanan düzenleme kanunla yapılacak.

    Cumhurbaşkanının öğrenim kredisi alan 3 milyon 157 bin gencin bulunduğunu ve 26 milyar liralık yükün kaldırılacağını, önümüzdeki yıldan itibaren kredi ödemesi başlayacak öğrencilerin artık sadece aldıkları kredi miktarından sorumlu olacaklarını açıklamıştı. Buna ilişkin kanun düzenlemesi sonbaharda torba yasayla gelecek.

    Öğrencileri ilgilendiren bir diğer düzenlemeyi intörn hekim ve diş hekimlerine asgari ücret tutarı kadar ödeme yapılması oluşturuyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu ödemenin yapılabilmesi için yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu belirterek, Meclisin açılacağı 1 Ekim’e işaret etti. Bu okullardaki son sınıf öğrenciler, ödeme için Meclis’ten çıkacak yasayı bekliyor.

    30 MİLYAR LİRALIK İCRA VE HACİZ KALKACAK

    Hükümetin üzerinde çalıştığı Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin duyurduğu dar gelirlilere dönük destek paketi için de yasal düzenleme gerekiyor. Hazırlanan paketle yaklaşık 6 milyon dar gelirli vatandaşın 15 Ağustos öncesine ait icra ve haciz işlemi başlatılmış 30 milyar lira tutarındaki borçları silinecek. Adalet, Hazine ve Maliye, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıkları’nın ortak çalışma yürüttüğü destek paketi, yeni yasama döneminin başlayacağı 1 Ekim’de Meclise sunulmuş olacak, komisyon ve genel kurul süreçleri hızla tamamlanarak yürürlüğe konulacak.

    MECLİS AÇILINCA ATILACAK 5 ADIM

    • Ev sahibi-kiracı uyuşmazlıkları arabulucuya gidecek
    • Enflasyon düzeltmesi yeniden gündeme gelecek
    • KYK borçlarının faizi silinecek
    • Dar gelirlilerin elektrik su faturası kaynaklı icra dosyaları silinecek
    • Fiyat İstikrar Komitesi için yasal düzenleme yapılacak
  • Öğrenciler için af çalışması başlatıldı

    Öğrenciler için af çalışması başlatıldı

    AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “2022-2023 eğitim öğretim yılında inşallah üniversite öğrencilerimize lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi olabilme imkanı tekrar kazandırılmak suretiyle bu haklarını kullanabilme imkanını düzenleyen bir yasal düzenlemeyi Temmuz ayından önce teklife yasallaştırmayı arzu ettiğimizi ifade etmek isterim” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni görüştüklerini hatırlattı.

    Akbaşoğlu, şöyle devam etti:

    “Üniversite öğrencilerimizle ilgili bir çalışma var, yapıyoruz. Bu konuda yüz binlerce öğrencimizi ilgilendiren ve hakikaten yüksek öğretim kurumları ile ilişiği kesilen üniversite öğrencilerimizi lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde çeşitli nedenlerle eğitim öğretim hakkı sona eren öğrencilerimize öğrenci affıyla eğitim öğretim haklarına tekrar geri dönebilmeleri imkanı getiren bir çalışmayı başlattık. İnşallah bunun detaylarını daha sonra kamuoyuyla da paylaşacağız ve 2022-2023 eğitim öğretim yılında inşallah üniversite öğrencilerimize lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi olabilme imkanı tekrar kazandırılmak suretiyle bu haklarını kullanabilme imkanını düzenleyen bir yasal düzenlemeyi Temmuz ayından önce teklife yasallaştırmayı arzu ettiğimizi ifade etmek isterim.”