Etiket: afet

  • Adrenalin Parkta afet eğitimi

    Adrenalin Parkta afet eğitimi

    Gürsu Arama Kurtarma ekibi (GÜRAK ) Ericek Adrenalin Park’ta düzenlenen eğitim kampında bir araya geldi. Ücretsiz ve halka açık şekilde düzenlenen kampta birbirinden farklı eğitimler verildi. İki güne yayılan kampta, afet bilinci, stres yönetimi, yangın, haberleşme ve ulusal esasları eğitimi gibi arama kurtarma ve afet durumlarında gerekli olan çok önemli başlıklar kampa katılanlarla paylaşıldı.

    Ücretsiz düzenlenen etkinliğe vatandaşlardan da yoğun katılım oldu. Özellikle gençlerin ilgi gösterdiği kampta çadır ve istasyon kurulumu gibi önemli teknik bilgiler de verildii. GÜRAK Başkanı Volkan Altıntaş, “Gürsulu vatandaşlarımızdan gelen talepler üzerine bu kampı düzenledik ve birbirinden uzman konuklar ile gelen vatandaşlarımızı buluşturduk.

    Amacımız doğru bilgiyi onlara aktarabilmekti. Bunu da başardık. Diğer kamplarımızda afet konusunda yine farkındalık oluşturmaya çalışacağız” dedi.

  • Türkiye-Japonya Ortak Sempozyumu başladı

    Türkiye-Japonya Ortak Sempozyumu başladı

    Türkiye ile Japonya ortaklığında düzenlenen “Afet Risklerinin Azaltılmasına Yönelik Karşılıklı Yardımlaşma Sisteminin Kurulması ve Bilişim Teknolojilerinin Etkin Kullanımı Sempozyumu” Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde Bilim Beyoğlu’nda gerçekleştirildi. Türkiye Bilimsel Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Japonya Bilimi Destekleme Kurumu’nun (JSPS) ‘Bilimsel ve Teknolojik İş Birliği Anlaşması’ 2020 yılı çağrısı çerçevesinde desteklenen proje kapsamında alanlarında uzman isimler konuşma yaptı. Açılışta deprem felaketinde hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Açılış programında afet riskleri ve alınabilecek önlemler kapsamlı bir şekilde ele alındı.

    Programda konuşan Haydar Ali Yıldız, ”Deprem riskinin hep var olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Şüphesiz hocalarımız, dijital ve bilimsel alanlardaki gelişmelerle depreme hazırlıklı olma, depreme dayanıklı yapılar üretme ve bilişim teknolojileriyle deprem arasındaki ilişkiyi detaylı bir şekilde açıklayacaklardır. 6 Şubat’taki depremlerden çıkaracağımız dersler var. Depreme dayanıklı yapılar üretmek zorundayız. Beyoğlu Belediyesi olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile deprem öncesinde başlattığımız kentsel dönüşüm projelerimiz, depreme dayanıklı yapılar inşa etme çalışmalarımız 6 Şubat’tan itibaren hızlandırıldı.

    Bütün bu yaşadıklarımızdan ders çıkararak bilim ve teknolojinin rehberliğinde depreme dayanıklı yapılar üretmek, yapacağımız en önemli çalışmalardandır. Bu dünyada hep birlikte yaşayacağız, bunu da hep birlikte başaracağımıza inanıyorum” dedi.

  • Afetle mücadelede yapay zeka dönemi

    Afetle mücadelede yapay zeka dönemi

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, afetlere karşı otomasyon ve yapay zeka ile hazırlanıyor. Afetlere müdahaleyi en üst düzeye çıkarmak için şehrin dijital haritası oluşturuluyor. Başkan Yücel Yılmaz, kentsel dönüşüm için Balıkesir’de fon oluşturma gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

    Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi Temmuz Ayı 2. Birleşimi’nde, Büyükşehir Belediyesi’nin “Afet ve Acil Durum Hazırlık Çalışmaları” ile ilgili meclis üyelerine bilgilendirme sunumu yapıldı.
    Balıkesir’i deprem ve afetlere karşı dirençli bir kent haline getirmek için yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Büyükşehir’de Afet Master Planı hazırlıkları sürüyor. Otomasyon ve yapay zeka sayesinde afetlere yönelik hazırlıkları ve müdahale süreçlerini en üst düzeye çıkaracak olan Büyükşehir, şehrin dijital haritasını da oluşturuyor.

    Balıkesir’in dijital ikizi hazırlanıyor
    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin depremle ilgili çalışmalarını anlatmak üzere; Prof. Dr. İbrahim Baz, Prof. Dr. Haluk Selim ile Danışman Hüseyin Hamdi Ergün sunumlarını gerçekleştirdi. Hızlı tespit taraması, potansiyel afet risklerinin belirlenmesi, Coğrafi Veri Merkezi’ne aktarılan Balıkesir’in dijital ikizinin oluşturulması, yeni kurulacak olan Afet İşleri Dairesi Başkanlığının çalışma yönetmelikleri, ilçelerde oluşturulacak afet lojistik merkezleri ve yapılan projeler hakkında meclis üyeleri detaylı olarak bilgilendirildi.

    “Deprem için fon oluşturmaya çalışıyoruz”
    Şehirdeki binaları denetimli ve denetimsiz olarak ikiye ayırdıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, “Denetimli binalardan kasıt, 1999 depreminden önce çıkmış bir yasanın 2000’den itibaren uygulanmaya başlamasıdır. Yani 2000 yılından önce yapılan binalar denetimsiz kısma giriyor. 2000’den önce yapılan binaların risk alınmadan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yenilenmesi gerekiyor.

    Devlet kamu kurumlarında bunu uyguladı; okullarında, spor tesislerinde, yurtlarında, okullarında çalışmalarını tamamladı. Bizim şu anda kendi oturduğumuz evleri hızlı bir şekilde yenilememiz lazım. Balıkesir olarak fon oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

    Deprem bölgesinde 36 gün çalıştığını söyleyen Başkan Yılmaz, “970 kişinin enkaz altından çıkarılıp, gömülmesine şahitlik ettim. Bu işin şakası yok. Güvenmediğiniz binaya girmemeniz lazım. Mutlak bir gerçeklik var; binaları yenilemek zorundayız. Bununla ilgili birçok proje geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz projelerden biri vatandaşımızın kendi binasını yıkıp, yeniden yapmasıyla ilgili mali destek alabilmesi için fonlar oluşturma.

    Rezerv alanlar oluşturup, evlerini değiştirirken belediye kaynaklarından yararlanabilme, evlerini yıkanların geçici olarak kalabileceği yerlere kadar birçok çalışmamız var. Bir an önce 2000 yılı öncesinde yapılan binaların yıkılıp, yeniden yapılması lazım” dedi.

    “Bir an önce yol almamız lazım”
    Depremle ilgili ciddi çalışmalar yaptıklarını ifade eden Başkan Yücel Yılmaz, “Bu kaynakları internet üzerinden kamuoyuyla paylaşacağız. Bütün halkımıza sesleniyorum. Binanız 1999 öncesinde yapıldıysa, zemin etütlerine etrafındakilere bakıp, olması gerektiği kalitede olup, olmadığına bakın. Ama geçmişi çok daha fazlaysa bu binaları bir an önce yeniden yapmanın yoluna bakmak lazım. Akıl akıldan üstündür. Bununla ilgili birçok çözüm üretilebilir. 6 Şubat depremi bize bir gerçeği gösterdi. Bir an önce bu konularda yol almamız lazım” diye konuştu.

  • Afet konutları işte böyle olacak

    Afet konutları işte böyle olacak

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin can kayıpları ve yıkımlara yol açtığı Adana’da, TOKİ kalıcı konutlar için çalışmalarını hızla sürdürüyor. Kent genelinde 2 bin 500 konut, 701 de köy evi yapılacak. Mart ayında başlayan merkez Sarıçam ilçesine bağlı Buruk Cumhuriyet Mahallesi’nde 24 blok ve 590 daireden oluşan projede, inşaat çalışmaları aralıksız devam ediyor. Proje çerçevesinde 5 blok tamamlanırken, diğer blokların da inşası hızla sürüyor.

    Örnek daire tamamlandı

    Şambayadı Mahallesi’nde yapımı devam eden deprem konutlarında ilk örnek daire tamamlandı. Ayrıca örnek daireye eşyalar da geldi. 2+1 daireler brüt 110, net 80 metrekare olurken, 3+1 daireler ise brüt 150, neti 127 metrekare olacak şekilde tamamlandı. Dairede kullanılan bütün malzemelerin yüzde 100 yerli olduğu öğrenildi. Dairelerin geniş ve konforlu olduğu görüldü.
    Çalışmaları yakından takip eden Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Karslıoğlu, “Vatandaşlarımız evlerin nasıl görüneceğini çok merak ediyordu. Onlara bunu göstermek istedik. Bugün son eşyamızı da taşıdık. Evlerin kullanışlı olduğunu gördük. Ülkemize bir daha Allah böyle bir afet yaşatmasın” diye konuştu.
    Kasım ayında ilk evlerin teslim edilmesini beklediklerini anlatan Karslıoğlu, “7 gün 24 saat esasına uygun 3 vardiya çalışıyoruz. Son düzlüğe artık girdik. İnşallah Kasım ayında bu evlerimizi teslim edeceğiz” dedi.

  • Zarar gören tarım arazileri havadan görüntülendi

    Zarar gören tarım arazileri havadan görüntülendi

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde selden zarar gören tarım arazileri havadan görüntülendi. Çiftçiler Nisan ayından bu yana verdikleri emeklerin bir saatte ziyan olduğunu söyledi.
    Geçen 9 Temmuz günü il genelinde etkili olan şiddetli yağış sonrası Kdz. Ereğli ilçesinde çiftçilerin sera ve tarım arazileri sular altında kaldı.

    Nisan ayından bu yana ektikleri çilek, domates, salatalık, biber, patlıcan gibi ürünlerin sel suları altında kaldığını ve kuruduğunu anlatan çiftçiler, mağdur olduklarını ifade ettiler. Öte yandan AFAD koordinesinde İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri hasar tespit çalışmalarını sürdürüyor.

    Selle birlikte mahsullerin tamamen zarar gördüğünü anlatan Muharrem Duman, “Sürekli bu çileyi çekiyoruz. Bu su ana asfalta kadar çıktı. Benim evimin içine 145 santimetre su girdi. Eşyalar su altında kaldı. Çilekler, biber, patlıcan hepsi gitti. Sebzeler gitti. Ziraattan geldiler baktılar, incelediler” diye konuştu.

    Geçimini sera ile sağladığını ifade eden Ayten Duman ise, “Yağmur yağdı, üçüncü gün yağar geçer diye bakıyorduk. Baktık aşağıdan yukarı ırmak geliyor. Geçen sene kadar olur sanıyorduk, o zaman yine yiyecek kadar biberimiz vardı sevinmiştim. Bu yıl sel duracak diye bekliyorduk. Bir taraftan evimizde eşyalarımızı kurtarmaya çalıştık.

    Köyün delikanlıları toplaştılar. Kimin evine su yaklaşıyor ona koştular. Çocuklarımız tavanları kırarak tavuklara ulaşıp kurtardı. 80-90 balya samanım kaldı. 10-15 balya samanı kurtarıp kuruttuk. İneğin önüne atıyoruz o da yemiyor. Emekliyiz ben ama benim iki torunum, gelinim ve oğlum var. Ben bununla geçiniyorum. Nisan’ın ilk haftası sabah 6 dediğimizde seralara iniyoruz. Sonra da akşam üzeri geliyoruz tekrar çalışıyoruz. Biz bunlarla geçiniyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Uzman isimler afetlere karşı alınacak tedbirleri konuştu

    Uzman isimler afetlere karşı alınacak tedbirleri konuştu

    Çalıştaya; Gemlik Kaymakamı Hasan Göç, Bursa Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği Başkanı Yusuf Yumru, Bursa TMMOB İKK Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek, Akut Eski Başkanı Nasuh Mahruki, Prof. Dr. Tarık Şengül ve Prof. Dr. Naci Görür konuşmacı olarak katıldı. İki bölüm halinde gerçekleşen organizasyonun modetatörlüğünü Gemlik Belediye Başkan Yardımcısı Zeynep Akış Serintürk yaptı. Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Gemlik’e ve doğal afetlere birçok farklı noktadan değindi. Türkiye’de bazı kanunların yenilenmesi gerektiğini ifade eden Başkan Sertaslan, bilimin gösterdiği yolda gerekli önlemlerin alınacağını vurguladı. Deprem’in Türkiye’nin her zaman gerçeği olduğunu ifade eden Başkan Sertaslan, “Bugün ülkemizde halen afet yönetimi, 1959 yılında yayımlanan Afet Yasası; imar ise 1985 yılında yayınlanan İmar Yasası çerçevesinde yürütülüyor. Ancak günümüz Türkiye’sinde kentleşmede gelinen noktayı göz önüne aldığımızda, her iki yasal düzenlemenin de ihtiyaçlara tam olarak cevap veremediği ve yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun dışında ülkemizde 5393 sayılı “Belediye Kanunu” ve 5216 sayılı “Büyükşehir Belediye Kanunu” gibi yasal düzenlemelerde, belediyelerin, özellikle merkezi yönetimin güçlenmesi açısından ilçe belediyelerinin afet yönetim sürecine dair tanımlanan görevlerinin güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.


    “Gemlik büyük bir dayanışma örneği gösterdi”

    Gemlik’in afet anında Türkiye’nin diğer kentlerine örnek olacak bir dayanışma örneği sergilediği ve depremin olduğu üçüncü günün sonunda İskenderun’da Türkiye’nin ilk konteyner kentini kurduğunu ifade eden Başkan Sertaslan, Evet, depremin tam olarak hangi saat ve dakikada olacağını bilmesek de gelmekte olduğunu biliyoruz. Az önce belirttiğimiz gibi, önceden bir türlü tam olarak hazır olamasak da, depremden sonra, tıpkı büyük Anadolu’yu düşman çizmelerinden temizleyen atalarımız gibi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde yaşanan zararları telafi etmeye çalışıyoruz. Bu konuda iki örnek vermek istiyorum. İzmir Depremi’nden sonra Mahalli Afet Gönüllüleri Derneği üyelerimiz, tereddüt etmeden yola çıkarak İzmir’deki arama kurtarma çalışmalarına katıldılar. Enkazdan canlar kurtardılar. Teferruatları MAGDER Başkanı Yumru sizlerle paylaşacaktır. Çanakale’de gözünü kırpmadan sipere koşan 57. Alay ruhunu bizlere hatırlatan ise Kahramanmaraş Depremi’nden sonra hep birlikte sergilediğimiz o büyük yardımlaşma seferberliği oldu! Bütün Gemlik, iki hafta boyunca genci, kadını erkeği, o partilisi bu partilisi demeden Yardım Toplama Merkezimizde büyük emek ve özveri gösterdi” diye konuştu.


    “Afet eğitimini çok önemli”

    Çalıştayın konuklarından ilk konuşmayı Bursa Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği Başkanı Yusuf Yumru yaptı. Yumru konuşmasında çok sayıdaki afette aktif görev aldıklarını ifade ederken, her vatandaşın afet eğitimi almasının önemine değindi. Gemlik Belediyesi işbirliğiyle bu zamana kadar yaklaşık 600 yurttaşa bu eğitimi verdiklerini vurguladı.

    Yaşanan doğal afetlere müdahalede Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinde her türlü imkanın olduğunu ve bu imkanlar sayesinde müdahalelerin daha da erken yapılabileceğini ifade eden Akut Eski Başkanı Nasuh Mahruki, “Her geçen gün afetler ile ilgili hazırlığını geliştiriyor olmalısınız. Afetlerle mücadele gerçekten zarar azaltma üzerine kuruludur. Türkiye bunu maalesef yapmıyor. Depremler öldürmüyor. Depreme uygun inşa edilmemiş binalar öldürüyor. Afetler ile mücadele risk ve kriz yönetimi olarak ikiye ayrılıyor. 17 Ağustos depreminde Maraş Depreminde olan kurtarmacı sayısının 120 de biri vardı. Süreç düzgün yönetilemedi. Bu yüzden insanlarımız daha çok öldü. Depremlerde en çok insan ilk gün kurtarılır. Dünyanın her yerinde afetlerle ordular mücadele eder. İlk andan itibaren top yekûn seferbelik ilan edilmeliydi ve 50 bin asker sahaya çıkartılmalıydı” dedi.


    Bursa TMMOB İKK sekreteri ve Bursa Mimarlar Odası Başkanı Bursa’da yapı stoğunun yüzde 65’i hiçbir proje sürecinden geçmemiş ve denetleme görmemiş. Gördüyse bile aslında bir takım müdahalelerle birlikte dirençli yapısını kaybetmiş bir yapı stoğumuz var. Yapı stoğunun yüzde 65’i niteliksiz. Deprem bir savaş gibidir ve yıkıcı etkisi çok fazladır. Bu savaşı görmeden ve bu yıkıcı etkiyi görmeden bizim harekete geçmemiz gerekiyor. Bizler TMMOB il koordinasyon ve akademik odalar olarak tüm belediyelerimize bu konuda destek vermeye hazırız. Ülkemizde çok kötü bir yapı üretim süreci var. İlgili yönetmeliklerimiz kağıt üstünde her şey çok muntazam, en iyi depreme dayanıklı yönetmeliklerimiz ve teknik şartlarımız var ama biz bu süreci doğru yönetemiyoruz. Proje ve yapı üretim sürecinde eksiklerimiz var. Ülkemizde denetim ayağımız çok eksik” dedi.

    Profesör Doktor Tarık Şengül, siyasilerin daha büyük sorumluğu olduğunu belirterek, “Siyasilerin daha büyük sorumluluğu var. Ülkemizde iktidar partisi ve ana muhalefet partisi tarafından depreme gerekli özen gösterilmemiştir. Siyasilerin daha fazla sorumluluğu var. Geçtiğimiz dönemde yaşadık bunları mecliste derdimizi anlatamıyoruz. Deprem öncesi ve sonrasında aktif hale gelecek hastaneler gerekli sağlamlığa sahip olmadığı için yıkıldı. İstanbul’da bin mahallemiz var. Bu mahallelerde gerekli eğitimlerin verilmesi ve dayanışmanın tabana yayılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.


    Söyleşide son sözü alan Profesör Doktor Naci Görür, “Bursa’da bu zamana kadar çok sayıda büyük deprem olduğunu belirtirken 1999 yılında olan depremin Gemlik bölgesindeki stresi azalttığına dikkat çekti ve afet bakanlığı kurma çağrısını yineledi. Görür konuşmasının devamında, “Bursa’yı depreme hazırlayacaksanız, önce tehdit ve tehlike nereden geliyor? Onu belirlemeniz gerekiyor. Bu faylar üzerinde tarihi depremler olmuştur. Çok büyük depremler var. En büyüğü 1855 yılında yaşanmış. büyük depremler var. Tarihi depremler de var. Bu fayların bütün özelliklerini bilmek zorundasınız ki, siz Gemlik’i ve Bursa’yı depreme hazırlayabilirsiniz. Size bir sevindirici haber vereyim. 2003 yılında yapılan bir çalışmada Değirmendere fayı kırılıp 1999 depremlerin ürettikten sonra İznik’e gelinceye kadar ana fayın stresini azalttı. Bir yerde deprem olursa, diğer fayların enerjisini azaltır. Bir kısmı da diğer faylara transfer eder. 1999’dan sonra Düzce’ye dikkat edin dedik. Depremler enerjiyi o bölgeye transfer edebilir dedik. Düzce’ye dikkat edin fay kırılmadı, stres yapabilir dedik. O zaman ki Ecevit hükümeti ciddi önlemler aldı. Yoksa çok daha fazla insan ölecekti.

    1999 depremleri bu bölgeye büyük bir iyilik yaptı. Buradaki fayın stresini azalttı. Bu ülkede eğer bir Afet Bakanlığı olursa; deprem, iklim, sel, heyelan ve depremden doğacak olan bütün afetlerle ilgilenebilir. Bir bakanlık olursa ve liyakatli elemanlar bu bakanlığa seçilirse. Bilime uygun ve bilimin ışığı altında bölümler, daire başkanlıkları seçilse bu bakanlığa her sene ciddi bir bütçe verilirse ve bu bakanlığımızın işi ülkemizi afetlere dirençli hale getirmek olsa ister istemez her yıl meclise bir bütçe ve program sunulacak. Ne yapılacağını söyleyecek ve belli ölçülerde denetlenecektir. Şimdi bir işi deprem olacak bir bakanlık düşünürseniz ve ciddi bir bütçesi varsa kaytaramaz. 20 senede tüm Türkiye’yi depreme dirençli hale getirebiliriz” şeklinde konuştu.

  • Bakanı Işıkhan Afet koordinasyon toplantısında

    Bakanı Işıkhan Afet koordinasyon toplantısında

    Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Malatya’da gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Afet Koordinasyon Merkezi’nde değerlendirme toplantısına katıldı.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Malatya Valisi Hulusi Şahin’in yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı, AK Parti milletvekilleri ile kurum müdür ve amirlerinin de katıldığı toplantıda deprem sonrası kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aldı.

    Basına kapalı gerçekleşen toplantı sonrası kent merkezindeki temaslarını sürdüren Bakan Işıkhan’ın akşam saatlerinde kentten ayrılması bekleniyor.

  • Gemlik’te uzmanlar afetleri tartışacak

    Gemlik’te uzmanlar afetleri tartışacak

    İstanbul Planlama Ajansı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, ‘Marmara Depremine Gemlik’ten Bakış ve Afet Zararlarını Azaltma’ çalıştayında buluşacak. 11 ve 13 Temmuz’da Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek çalıştayda Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Gemlik Kaymakamı Hasan Göç, Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Hüseyin Tarık Şengül, Akut Eski Başkanı Nasuh Mahruki, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve Bursa Mag-Der Başkanı Yusuf Yumru birikimlerine paylaşacak.


    İkinci gün halka kapalı olacak çalıştayda ise, konusunda uzman isimlerin danışmanlığında oluşturulacak masalarda mühendis ve mimarlar, zemin etütleri, statik projeler, zemin iyileştirmeler, planlama, denetleme, mevcut yapılar ve sanayi yapıları gibi konularda Gemlik’i ele alıp afetlerden en az zararla nasıl çıkılabileceğinin yol haritasını oluşturacak.


    Çalıştayın son gününde Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden akademisyen Prof. Dr. Bahar Yetiş Kara, ‘Afetin toplumsal boyutu ve afet lojistiği’ sunumu yapılacak.

  • “Afetlerin yaralarını hep birlikte sardık”

    “Afetlerin yaralarını hep birlikte sardık”

    Yılmaz, 6 Şubat tarihinde yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından TOKİ tarafından Kahramanmaraş’ta inşa edilen deprem konutlarını yerinde inceledi. Dulkadiroğlu ilçesindeki Gaffarlı Mahallesine inşa edilen konutlar hakkında yetkililerden bilgi alan Yılmaz, hazır hale getirilen örnek dairelerin birine girerek yapılan çalışmaları yakından gördü.
    TOKİ uygulama alanında yaptığı incelemeler sonrasında açıklamalarda bulunan Yılmaz, devlet ile milletin el ele vererek büyük afetin yaralarını hızlı bir şekilde sardığını söyledi.

    “En kısa sürede tamamlayıp, hak sahiplerine teslim edeceğiz”

    Deprem konutlarının afetlere karşı dirençli bir şekilde inşa etme gayretleri içerisinde olduklarını söyleyen Yılmaz, “Kahramanmaraş’ta sahada incelemeler yapıyoruz ve şu anda depremden sonra inşasına başlanmış bölgedeyiz TOKİ’nin gerçekleştirdiği projelerden birini az önce inceleme imkanı bulmuş oldum. Depremin yaralarını hızlı bir şekilde sarıyoruz ama depreme dirençli bir şekilde yapılarımızı inşa etme gayretindeyiz. Burada gördüğümüz yapılar sağlam zemine, zemin etütleri yapılarak afetlere karşı en iyi teknik olan tünel kalıp yöntemi ile gerçekleştirilen yapılar. TOKİ, biliyorsunuz 11 ilde 133 binden fazla konut inşa etmişti ve depremde iyi bir imtihan verdi TOKİ. Bu konutlarda bir can kaybı yaşanmadı, depreme karşı iyi bir testten geçmiş oldular. Yine burada TOKİ’nin tekniği ile inşa edilen binaların olduğu mahallemizdeyiz. İnşallah en kısa sürede buradaki yapıları tamamlayıp hak sahiplerine tahsis edeceğiz. Bir taraftan da yeni alanlarda yeni inşaatlar başlayacak. Toplama baktığımızda 650 bin konuttan bahsediyoruz. Köy evleri, depolar, ahırlar derken 850 bin civarında yeni yapılar inşa edilecek. Bu tabii büyük bir hadise ama devletimiz güçlü. Devlet ile millet el ele inşallah bu yükün altından hep birlikte kalkacağız” dedi.

    “Deprem bölgelerinde afetin yaralarını en kısa sürede saracağız”

    Geçmiş yıllarda yaşanan afetlerde yaraların hızlı bir şekilde sarıldığını söyleyen Yılmaz, “Cumhurbaşkanımız afetin ilk anından beri süreci yakından takip ediyor. Bakanlarımız, kurumlarımız herkes sahada çalışmaları devam ettiriyor. Yerel yönetimler, STK’lar yine aynı şekilde depremin ilk anından itibaren gayret sarf ediyorlar. Afetler, millet olarak sınandığımız zamanlar devlet olarak ve millet olarak da bu imtihandan inşallah alnımızın akı ile çıkacağız. Geçmişe afetler yaşadık, bu afetlerin yaralarını hep birlikte sardık. Van’da, Malatya’da bunları yaptık. Bu bölgelerimizde de depremin yaralarını en kısa sürede saracağız” diye konuştu.

    “Kahramanmaraş afetlere karşı en dirençli bölge olacak”

    Asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler sonrasında asrın dayanışması yaşandığını dile getiren Cevdet Yılmaz, şunları ifade etti: “Bir taraftan geçici barınma alanlarından kalıcı konutlara geçişi sağlarken, diğer taraftan altyapı ile ilgili çalışmaları da sürdürüyoruz. Diğer yandan ekonomiyi canlandırmaya dönük çalışmalar yapıyoruz. Özellikle sanayici ve esnaflarımızın toparlanması için ekonomik hayatı canlandırma gayreti içerisindeyiz. Çok boyutlu bir mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu bölgelerimizde ilerleyen zamanlarda daha iyi bir yaşam ortamı sağlanacaktır. Yüzyılda bir yaşanan hadise bu döneme denk geldi bu anlamda yapılan yapılar bu tarz afetlere dirençli hale getiriyor. Allah korusun ilerleyen zamanlarda yaşanacak afetlere karşı daha fazla direncimiz var artık. Kahramanmaraş başta olmak üzere depremden etkilenen bölgelerimiz afetlere karşı en dirençli bölgelerimiz olacaktır. Devlet olarak bizler elimizden gelen bütün gayretler gösteriyoruz. Bu asrın felaketine asrın dayanışması olarak karşılık verdik. İnşallah önümüzdeki bayramlarda bu afetin yaralarını büyük oranda sarmış olarak daha farklı bir şekilde önümüzdeki bayramları yaşamayı temenni ediyorum.”

  • Bursa’ya yeni payeler geliyor

    Bursa’ya yeni payeler geliyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Bursa Kent Konseyi ve Bursa Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen Deprem ve Müzecilik Panelinde, deprem başta olmak üzere müzelerin afetlere dayanıklılığı masaya yatırıldı. Panelin açılında konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yahya Coşkun, bakanlık bünyesindeki müzelerin genel durumu hakkında bilgi verdi.

    163 müze yenilendi

    Bakanlık olarak afetlere karşı hazırlığı ciddi manada artırdıklarını ifade eden Coşkun, “Çünkü afetlere afetlerden önce hazırlanılır ve hazırlanmak gerekir. Başka türlüsü mümkün değil. Son 20 yılda 163 müzemizi yeniledik. Zaten kabaca 250 müzemiz var. 163 müzemizin tamamı yenilendi. 18 yeni müze açıldı. Yeni açtığımız müzeler ve yenilediğimiz müzeler, fiziken donanımlı, dayanıklı hale getirildi. Zaten bir depremde öncelikli olan şey binanızın yıkılmaması. Bir kere fiziken müzelerimizin tamamını dayanaklı hale getirdik. İkincisi, teşhir edeceğimiz sergi salonlarını afetlere karşı dayanıklı hale getirdik. Öyle ki işte muhtelif sabitleyicilerle, eserlerimizi ve kaidelerimizi sabitlediğimiz için vitrindeki eserlerin bile yerinden oynamaması için önlemler aldık. Zaten yirmi yıldır bu önlemleri aldığımız için ve afet acil eylem planımızı yenilediğimiz için iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyoruz” diye konuştu.

    Bursa’ya yeni payeler geliyor

    Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer de Bursa’nın 2014 yılında başlayan UNESCO yolculuğunun artan bir ivme ile devam ettiğini vurguladı. Bursa’nın iki yıl önce UNESCO Şehirler Ağına girdiğini dile getiren Özer, “Şimdi sırada İznik var. İnşallah 2024 yılında ben eminim ki İznik de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olacak. Bunu çok sevinerek, gururla her yerde söylüyorum. Bunun ötesinde tabii Dünya Turizm Örgütü’nün en iyi köyleri var. Geçen yıl Cumalıkızık bu listeye girdi. İnşallah bu yıl da Gölyazı’yı verdik. Dolayısıyla Bursa, böyle uluslararası payeleri alarak yoluna devam ediyor” dedi.

    Bursa’da Bakanlığa ait sekiz müze olduğunu 28 tane de özel müze bulunduğunu ifade eden Özer, arkeoloji müzesi hariç, Bakanlığa ait bütün müzelerin son 3 yılda elden geçirilip, bakım, onarım ve restorasyonlarının yapıldığını da sözlerine ekledi.
    Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Dairesi Başkanı Bülent Gönültaş’ın yaptığı, Deprem ve Müzecilik Paneli gerçekleştirildi.

    Kocaeli Müze Müdürü Serkan Gedük, ‘Müze sergi salonlarında deprem riskini azaltıcı yöntemler’, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Doç.Dr. Ömer Dabanlı, ‘Kültür varlıklarının afet riskinden korunması’ ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Prof.Dr. Alpaslan Kuzucuoğlu da ‘Müzeler ve afet risk yönetimi’ konulu sunum yaptı.

    Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan da panelin ardından günün anısına Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yahya Coşkun’a tablo hediye etti