Etiket: afrika

  • “Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler olmalı”

    “Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler olmalı”

    Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, İspanya’nın Toledo kentinde gayrı resmi olarak toplandı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, toplantıya başkanlık etti. Borrell, toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında, AB Dışişleri Bakanlarının, Afrika’nın Sahra bölgesi, Nijer’deki durum, Rusya-Ukrayna savaşı konusunda Kiev’in önerdiği barış formülünü ele aldıklarını açıkladı. Borrell, “Bugün Bakanlarla Ukrayna ile Nijer’deki darbe ve Sahra’daki durumu ele aldık. Bakanlarla Ukrayna savaşına doğru bir şekilde nasıl son verebileceğimizi görüştük. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’yı dinleme fırsatımız oldu. Kendisi sahadaki son durumu anlattı. Rusya’nın başta okullar olmak üzere İHA’lar tarafından okulların açılma gününde okulları bombaladığını, birçok eğitimcinin öldüğünü, bunların kaza değil bilinçli olarak vurulduğunu aktardı. Ayrıca barış arayışı adına diplomatik araştırmalar konusunda da bilgiler aldık. Çünkü Ukrayna’yı uzun vadede doğru şekilde desteklemeye devam edeceğiz. Savaş sırasında olduğu gibi savaş sonrasında da desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

    Ukrayna’ya 20 milyar euroluk destek

    AB’nin Ukrayna’ya yeni bir yardım paketi için öneride bulunduğunu belirten Borrell, “AB Konseyi’ne uzun vadeli olarak Ukrayna’yı desteklemek için gelecek dört yılda 5’er milyar euro olmak üzere 20 milyar euroluk bir destek paketi öneriyoruz. Bu öneriye tepkilerin olumlu olduğunu görüyorum. Ukrayna’yı desteklemek konusunda yıl sonuna kadar Konsey seviyesinde bir anlaşma bekliyoruz. Maalesef sekizinci yaptırım paketi bloke durumda bunun da kaldırılması gerekiyor” diye konuştu.

    “Rusya – Afrika zirvesi bir diplomatik fiyasko oldu”

    Yaklaşık 40 bin Ukrayna askerinin Toledo başta olmak üzere AB ülkelerinde eğitilmesini öngördüklerini belirten Borrell, barış planı önerileri arasında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin önerisini ele aldıklarını bildirdi. Borrell, “Çin, Brezilya, Güney Afrika, Afrika Birliği tarafından yapılan barış formülü önerileri vardı. Bunlar bir kenara kondu ve Zelenskiy’nin barış planı formülü destek gördü. Stockholm ve Suudi Arabistan’da ele alınan bu öneri ile makul bir barış sağlanmasını umuyoruz’’ dedi.
    Tahıl Koridoru Anlaşması konusunda Rusya ve Putin’i suçlayan Borrell, “Putin sadece komşularını değil binlerce kilometre ötedeki halkları da tehdit ediyor. Son Rusya – Afrika Zirvesi bir diplomatik fiyasko oldu. Görüyorum ki Rusya uluslararası alanda gerilemeye devam ediyor.’’ dedi.

    “Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler olmalı”

    Nijer konusunun da AB Bakanları tarafından ele alındığını belirten Borrell, “Batı Afrika Devletleri Ekonomik topluluğu (ECOWAS) Komisyonu Başkanı, ECOWAS Barış ve Güvenlik Komiseri ve Nijer’in meşru seçilmiş Bazoum hükümetinin Dışişleri Bakanı ile konuştuk. Bu Afrikalı temsilciler açık ve detaylı şekilde durumu aktardı. Hızlı bir şekilde anayasal düzene dönüşü konuştuk ama Gabon’u konuşmadık çünkü üye değil. Ayrıca Niamey’de zor bir durumda Büyükelçisi bulunan Fransa’ya da tam desteğimizi ifade ettik. ECOWAS yönetimine Nijer konusunda Nijer cuntasının üzerindeki baskı inisiyatifi için desteğimizi ifade ettik. Bu ülkeye AB ve tüm üye ülkeler olarak bütçe desteğini kestik. Doğrudan halka dokunmayan işbirliklerini de kestik. Darbecilere karşı bireysel yaptırımları içeren hukuki çerçeve hazırlıyoruz. Kendileri bize sahadaki son durumu aktardı ve olası bir askeri müdahale konusunda bilgiler verdiler. Başkan Bazoum, Sahra bölgesinin tek seçilmiş başkanıydı. Kendisini anıyorum ve desteklemeye devam ediyoruz. Burkina Faso ve Sahra bölgesinde terör riski artarak devam ediyor. Dün Gabon da karmaşık da olsa bir seçim sonrasında darbe oldu. Bu darbeye hak vermez. Darbeleri çözüm olarak göremeyiz ama her durum kendi şartlarıyla ele alınmalı. Gabon halkının tercihleri dikkate alınmalıdır. Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler olmalı” şeklinde konuştu.

    Dağlık Karabağ ve Batı Balkanlar da ele alındı

    Toplantıda ele alınan diğer konuları da aktaran Borrell, “Ayrıca Dağlık Karabağ’da insani durumu ele aldık. Laçin Koridoru hakkında güvenliği garanti etmeleri için otoritelerden talepte bulunduk. Ayrıca Ortadoğu’da ve Filistin’de durumu konuştuk. Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde ele alınacak konular bunlar” dedi.
    Batı Balkan ülkeleriyle de yakından ilgilenmeyi öngördüklerini bildiren Borrell, İspanya dönem Başkanlığı ile Berlin Prosedürü kapsamında Balkan ülkeleriyle toplanmayı öngördüklerini, ayrıca 14 Eylül’de Kosova ve Sırbistan arasındaki diyalog sürecinin yeni bir toplantısına kolaylaştırıcı olarak ev sahipliği yapacağını ve çözüm arayışına devam edileceğini söyledi.

    Borrell’den genişleme mesajı

    AB olarak genişlemeye önem verme çağrısı yapan Borrell, Ukrayna ve Batı Balkan ülkelerinin AB’ye üye olmaları gerektiğini ancak bunun koşulları sağlamaya bağlı olduğunu aktardı. Borrell, AB ülkelerine de mesaj vererek, AB olarak genişlemeye hazır olunması gerektiğini ve 10 yeni üyeyi alabilecek bir düzeye gelinmesi gerektiğini ifade etti.

  • İnegöl’ün Afrika ile iş birliği gelişiyor

    İnegöl’ün Afrika ile iş birliği gelişiyor

    Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Afrika ülkelerine yaptığı ziyaretlerle buralarda kurduğu olumlu ilişkiler meyvelerini veriyor. Bir yandan da 500 milyar dolar ihracat hedefini destekleyici iş birlikleri sağlanırken, İnegöl’de bu konuda önemli bir adım attı. İnegöl Belediyesinin de katkı verdiği, ÇELMO Mobilya organizasyonu ve Türkiye Afrika İş Adamları ile Avrasya Sanayici ve İş İnsanları Derneği katkılarıyla yürütülen çalışmalar kapsamında Kenya’dan 100 kişilik bir heyet bugün İnegöl’e geldi.

    HEDEF AFRİKA’DA 150 BAYİ

    Çelmo Mobilya firmasında İnegöl protokolü ve misafir heyetler ile İnegöllü iş insanlarının katıldığı bir buluşma gerçekleştirildi. Burada bir konuşma yapan Çelmo Mobilya firma sahibi Güzel Çelik, “Cumhurbaşkanımızın başlattığı Türkiye Yüzyılı vizyonuna ve hedefine ulaşmak adına Çelmo ailesi olarak bize düşen görevi yerine getiriyoruz. Kısa bir süre önce 30 bin m2 olan tesisimizi 60 bin m2’ye çıkardık. 35 yılın bize verdiği tecrübe ile İnegöl Mobilya markasının verdiği güç ile çalışmalarımıza durmadan devam ediyoruz. Türkiye Yüzyılında Afrika kıtasında bayi sayımızı 100’den 150’ye çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

    AMACIMIZ SEKTÖRLERİMİZİ VE ŞEHRİMİZİ DÜNYAYA TANITMAK

    İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yavuz Uğurdağ ise “İnegöl’de kurumlarımız; İnegöl Belediyemiz, Ticaret Odamız, MODEF şirketimiz, Mobilyacılar Odamız ve İMOS’umuzla, Mobiliyum ve diğer kurumlarımızla bizler İnegöllü sanayiciler olarak yıllardan beri dünyanın pek çok ülkesine ikili iş görüşmeleri ve fuar organizasyonları ana başlığında ticari iş görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Bunun ana amacı mobilya sektörümüz ve diğer sektörlerimizi, şehrimizi dünyaya tanıtmak. Ülkemizi de bu vesileyle tanıtmış oluyoruz. Bugün yapılan bu organizasyon için de Çelmo Mobilya firmamıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    ÜRETİMİ VE İHRACATI ÖNEMSİYOR, DESTEKLİYORUZ

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban da İnegöl’de çok güzel bir organizasyona ev sahipliği yaptıklarını kaydederek; “Afrika bölgesinden, Kenya’dan misafirlerimizi ağırlıyoruz. İş dünyasından özellikle aralarında mobilyacılar ve farklı meslek gruplarının da yer aldığı iş insanlarını şehrimizde ağırlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da biliyorsunuz 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Şehrimizde ihracat yapan başta mobilya olmak üzere pek çok firmamız farklı sektörlerde ihracat odaklı çalışıyor. Bizler üretim yapan, ihracat yapan her firmamızı önemsiyoruz. Bugün de girişimci mobilya firmalarımızın üzerinden organize edilen, 100 Kenyalı iş insanını şehrimizde ağırlıyoruz. Burada belirli ziyaretler, sektör temsilcileriyle görüşmeler ve şehrimizi tanıtabilmek adına bir dizi ziyaretler gerçekleşecek. Cumhurbaşkanımızın koyduğu bu hedeflere ulaşmak adına İnegöl önemli bir katkı sunuyor. Yaklaşık 1.6 milyar dolar ihracatıyla İnegöl ihracat yapan iller sıralamasında da kendisine 17-18’inci sıralarda yer bulmakta. Ancak tabi bu kesinlikle yeterli değil. Firmalarımızın çok girişimci ve cesaretli yaklaşımları, 150 ülkenin üzerinde ihracat gerçekleştirmeleri bizleri de inanılmaz cesaretlendiriyor. Biz de şehrin yöneticileri olarak onların önünden giderek ihtiyaçlarını karşılamak, bu organizasyonlarda onlara destek vermek gibi katkılarımızı sunmaya gayret ediyoruz. Yapılan bu organizasyon ve gelen misafirlerle görüşmelerin de hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    Son olarak bir konuşma yapan Kaymakam Eren Arslan ise “Bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. İnşallah yapılan her türlü yatırım ve oluşturulan katma değer bizleri memnun ediyor” dedi.

  • Sıcaklar şırdan sevgisinden vazgeçirmedi

    Sıcaklar şırdan sevgisinden vazgeçirmedi

    Adana’nın sembol yiyeceklerinden olan ve baharatlarla hazırlanan şırdan, sıcak havaya rağmen vatandaşlar tarafından yoğun talep görüyor. Şırdanın kışın ısıttığını yazın serinlettiğini söyleyen vatandaşlar ise Adanalıların şartlar ne olursa olsun şırdandan vazgeçemediklerini kaydetti.
    Afrika sıcaklarının yoğun olarak hissedildiği Adana’da şırdan yine vatandaşların vazgeçilmezi oldu. Kozan ilçesinde şırdan satıcıları Adana’nın sembol yiyeceklerinden olduğunu belirterek, talebin yoğun olmasına rağmen farklı illere ve yurt dışına ithal edildiği için piyasada bulamadıklarından dolayı zorlandıklarını ifade etti.

    Aşırı sıcaklara rağmen vatandaşların şırdandan vazgeçmediğini ve eşi ile bir kez tattıktan sonra işletmesini kurmaya karar verdiklerini aktaran şırdancı Haşim Ataş “Şırdanı çok seviyordum eşimle Adana’ya gittik şırdan severiz ikimiz de acaba Kozan’da yapabilir miyiz dedik ve en iyisini yapmak için başladık. Adana’mızın milli yiyeceğidir. Şırdan karın doyurma yemek değildir, keyiftir. Şırdan Adanalı için bir yaşam biçimidir, seven var sevmeyen var. İnsanların bir önyargısı var tadına bakmaktan çekiniyorlar.

    Tadına bakanların 10’da 9’u mutlaka geri bırakamıyor çok seviyor. Bu kadar meşhur olmasının sebebi sosyal medya. Türkiye’de yapılan kesimler yetersiz kalıyor yeri geliyor ithal ediliyor ama insanlar bu tadı tatmaktan vazgeçmiyor. Adana’nın bir simgesi oldu. Sıcak nereden gelirse gelsin harareti alır. Adana’mızın milli yiyeceği şırdandan vatandaşlar ne yaz, ne kış dört mevsim fark etmeksizin vazgeçmiyor. Şırdana baş gelemiyoruz.

    Yazın harareti alır, kışın içinizi ısıtır. Adana’nın insanını şırdana doyurmaya çalışıyoruz ama yetişemiyoruz. Diğer illere sesleniyorum bizim şırdanımıza dokunmayın bizim milli yiyeceğimiz. Sakatat bölgesi diye geçer midenin dört parçasından biridir” diye konuştu.
    Şırdandan vazgeçemediğini kaydeden Oğuzhan Özbay ise, “Şırdan yiyoruz, hava sıcak ama yine de şırdandan vazgeçemiyoruz. Sıcaktan kaçmanın yolu olmadığı gibi şırdandan da kaçamıyoruz yiyoruz” dedi.

  • Morawiecki’den açıklama

    Morawiecki’den açıklama

    Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, İtalya Başbakanı Georgia Meloni’yle düzenlediği ortak basın toplantısında Avrupa Birliği (AB) sınırlarının sıkı şekilde korunması gerektiğini belirterek, “İltica sorunları Afrika ve Asya’da çözülmeli” dedi.

    İtalya Başbakanı Georgine Meloni, Varşova temasları kapsamında Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ile bir araya geldi. Lazienki Krolewski Sarayı’nda gerçekleşen görüşmenin ana gündemini Avrupa Birliği’ne (AB) yasa dışı göç konusu oluştururken, toplantıda Ukrayna’daki son durum ve önümüzdeki hafta Vilnius’ta düzenlenecek olan NATO Liderler Zirvesi ele alındı. İki başbakan daha sonra kameraların karşısına geçti.

    İlk sözü alan ev sahibi Polonya Başbakanı Morawiecki, AB’nin önceliğinin devletlerin güvenliği olması gerektiğini belirterek yasadışı göçün kontrol altına alınmamasının bazı Avrupa kentlerinde gördüğümüz manzaraya yol açacağını ifade etti. Göçmenlerin AB üyeleri tarafından gönüllülük esasına göre kabul edilmesi görüşünde olduklarını dile getiren Morawiecki, AB sınırlarının sıkı şekilde korunmasının kendileri için temel önemde olduğunu söyledi.

    Başbakan Mateusz Morawiecki, hükümet olarak göçmenlerin AB ülkelerine yeniden yerleştirilmesini ve göçmen kabul etmeyecek ülkelerin göçmen başına 20 bin Euro ödemesi teklifini kabul etmediğini söyledi. “İltica sorunları Afrika ve Asya’da çözülmeli, yüz binlerce, milyonlarca göçmenin Polonya’da ya da diğer ülkelere gelmesine izin verilmemeli” şeklinde konuşan Mateusz Morawiecki, AB’nin göçmenlerin yeniden yerleştirilmesi ya da her göçmen için 20 bin ceza ödenmesi teklifini önümüzdeki aylarda halk oylamasına sunacaklarını bildirdi.

    Yasa dışı göçü nasıl durdurulacağı konusunda çalışmaktayız
    İtalya Başbakanı Georgia Meloni ise Polonya ve İtalya’nın Avrupa’ya yasa dışı göçün sınırlandırılmasını istediğini belirtti. Başbakan Morawiecki’nin Polonya’nın çıkarlarını güçlü şekilde ifade etmesinden etkilendiğini dile getiren Meloni, “Yasa dışı göçü yönetmek değil de onun nasıl durdurulacağı konusunda çalışmaktayız” şeklinde konuştu.

    Ukrayna’daki duruma da değinen İtalyan Başbakan, gerektiği sürece Ukrayna’nın yanında olmaya devam edeceklerini, önümüzdeki hafta düzenlenecek NATO Zirvesi’nde Ukrayna’ya gerçek güvenlik garantilerinin sağlanması konusunda Polonya ile hemfikir olduklarını söyledi.

  • Afrika’da şiddetli fırtına ve sel

    Afrika’da şiddetli fırtına ve sel

    Güney Afrika’nın Kwazulu-Natal eyaletinde Salı gününden bu yana etkili olan fırtına ve yağış hayatı olumsuz etkiledi. Şiddetli yağışın ardından meydana gelen seller evleri ve yolları sular altında bıraktı. Eyalet yetkililerine göre 7 kişi hayatını kaybetti. En az 70 ev tamamen yıkılırken, 110 evde ise hasar meydana geldi. En çok etkilenen bölgelerin eyaletin en büyük şehri Durban’daki Phoenix, Inanda, Ntuzuma, KwaMashu, Pinetown ve Folweni kasabaları olduğu belirtildi.
    Ekipler hasar tespit çalışmalarını sürdürüyor.

  • 4L Trophy rallisi Afrika’daki çocuklar için gerçekleşti

    4L Trophy rallisi Afrika’daki çocuklar için gerçekleşti

    Deriv, Afrika’daki temel sosyal haklardan mahrum çocukların hakları için 4L Trophy rallisini başarıyla tamamlayan iki genç profesyonelden oluşan bir ekibe sponsor oldu. 10 gün boyunca 6 bin km’lik bir yolculuğu kapsayan ralli, Fransa’da başladı ve Fas’ta sona erdi. Katılımcılar, zorlu arazilerde araç kullanarak çeşitli kontrol noktaları ile yollarını bulmaya çalıştı.

    Şirketin sponsoru olduğu sürücülerden Clement David, “Bilmediğiniz arazide araç kullanmanın, ıssız bir yerin ortasında kamp yapmanın ve bitiş çizgisini geçmenin zorlukları heyecan verici ve ödüllendiriciydi. Ama deneyimi gerçekten özel kılan şey, çok ihtiyaç duyulan okul malzemeleri sunarak çocukların yaşamlarında bir fark oluşturma fırsatıydı” dedi.

    Deriv’in kurucusu ve CEO’su Jean-Yves Sireau şunları söyledi: “Şirketin 4L Tropy rallisine katılımı, hizmet verdiğimiz topluluklar üzerinde olumlu bir etki oluşturma taahhüdümüzün bir kanıtıdır. Bireyleri ve toplulukları geliştirmek için güçlendiren nedenleri desteklemeye inanıyoruz ve eğitim bunun kritik bir bileşenidir.”

  • Muş ovasının Afrika’yı andıran görüntüleri

    Muş ovasının Afrika’yı andıran görüntüleri

    280 bin civarında büyükbaş ve 1 milyon 300 bin civarında küçükbaş hayvan varlığı ile Türkiye’nin önemli hayvancılık merkezlerinden biri olan Muş, yaklaşık 8 bin manda varlığı bakımından Türkiye’de 6. sırada yer almaktadır. Kış aylarında sıcak kaplıcaları seven mandalar, yazın sıcağında ise nehir sularında serinliyor. Hasköy ilçesine bağlı köylerdeki manda sürülerini sabah saatlerinde meralarda otlatan çobanlar, sıcaklığın artığı saatlerde de serinlemeleri için hayvanları Karasu Nehri’ne getiriyor. Yaklaşık 3 saat nehrin serin sularında bekletilen manda sürüsü, akşama kadar otlatıldıktan sonra köylere geri götürülüyor. Nehirde serinletilen mandaların süt verimi ise artıyor.

    Manda sürüsüne çobanlık yapan İsmail Tayova, mandaların sıcakta bunalması nedeniyle Karasu Nehri’nde serinlediklerini belirterek, “Manda çobanlığı yapıyorum. Her gün saat 12.00’da mandaları buraya getiriyorum. Havalar sıcak olduğu için mandalar dayanmıyor. Bizde mandaları Karasu Nehri’ne getirip burada suya girerek serinlemelerini sağlıyoruz. Mandalar 1-2 saat suyun içinde kalıyor, biz de o sırada yemeğimizi yiyoruz. Mandalar serinlendikten sonra kendileri sudan çıkıp otlanmaya gidiyorlar. Akşam olunca da eve götürüyoruz. Mandaların suda serinlenmesi süt verimini artırıyor. Suda kendilerini temizledikleri için akşam evde sağımları da kolay oluyor. Her yıl bu mevsimde mandalar burada suya giriyor” dedi.

  • “Afrika’nın sorunları, Türkiye’nin tecrübesiyle çözülebilir”

    “Afrika’nın sorunları, Türkiye’nin tecrübesiyle çözülebilir”

    Afrika’nın birlik olmak için attığı ilk adım olan ve sömürgeciliğin pençesinden kurtulmak için gerçekleşen ilk hareket olan Afrika Birliği’nin kuruluşunun 60. yılında düzenlenen etkinliğe, Tüm Afrika’nın Dostları Derneği (TADD) Başkanı Dr. Bilgehan Güntekin, TİKA Başkan Yardımcısı Rahman Nurdun ve Afrika kıtasından gelen misafirler katıldı. Tüm Afrika’nın Dostları Derneği (TADD) Afrika kıtasındaki ülkelerde yaşayan insanların yaşam standartlarını yükseltmek için tüm gücüyle seferber olurken, burada yaşayan insanların su, barınma, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçların yoksunluğunu giderebilmek adına da, çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Derneğin 25 Mayıs Afrika Birliği’nin kuruluşunun Afrika Günü olarak kutlanmasının 60. yılına özel düzenlediği panelde Afrika’nın bağımsızlık, aralarında birlik, sağlık ve eğitim gibi konularda nasıl daha ileri gidebileceği hakkında konular görüşüldü.

    Tüm Afrika’nın Dostları Derneği Başkanı Dr. Bilgehan Güntekin, “Afrika’nın sorunlarını, nasıl Afrikalılar çözer diyor ve inanıyorsak Afrika’nın tam bağımsızlığını da muhakkak ki Afrikalı kardeşlerimiz gerçekleştirecektir. Bu kardeşlerimizin bir kısmı bugün bu salonda bizimle beraberler. Geleceğin Mandelaları, Lumumbaları ve Thomas Sankaraları bugün bu salonda bizimle beraberler. Öğrenci kardeşlerimin her zaman söylediğim gibi geleceğin bağımsız ve güçlü Afrika’sının mimarları kurucusu sizler olacaksınız. Tarih bu şerefli yükü omuzlarınıza yüklemiş durumda bunu başaracağınıza inancımız tam. Afrika’nın bu tam bağımsızlık yolculuğunda Türkiye ve TADD olarak ön koşulsuz destek olmaya ve yol arkadaşlığı yapmaya hazırız. Bugün Afrikalı ihtiyacı olan daha fazla sömürü veya acıma değil yeni fırsatlar ve adalettir. Sözlerime son verirken Fransızların 1789 tüm dünyaya haykırdıkları özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sloganının sadece Batı medeniyeti için değil, tüm insanlık ve Afrika’nın geçerli olduğu günleri en yakın zamanda Görmek umuduyla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” dedi.

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı (TİKA) Başkan Yardımcısı Rahman Urdun, “Afrika’nın sorunları, Türkiye’nin sahip olduğu tecrübe ve birikimle Afrikalılarla gayet güzel çözülebilir. Bu ilke çerçevesinde, Türkiye – Afrika ilişkilerinin geliştirilmesi en temel öncelik olarak belirlenmiştir. Bunun için de meslek edindirme merkezlerinden, tarımsal kalkınma projelerine, hastane ve okul inşasından, kadın girişimciliğini desteklemeye kadar ihtiyaçlara göre projeler ortaya çıkar. Kıtanın farkındalığı artırmaya ve kıta insanı ile doğrudan temas kurmak amaçlanmaktadır. Sektör olarak sağlık sektörü çok önemlidir. TİKA’nın Afrika faaliyetlerinde sağlık sektörü öncelikli olmaktadır. Sağlık alanında gerçekleşen projelerde, tüm kamu kurumu kuruluşları ile tüm STK’larla Türkiye’nin dost ve kardeş elinin Afrika kıtasına uzanmasında işbirliği ve koordinasyon halinde hareket edilmektedir” şeklinde konuştu

  • Muş’ta Afrika’yı andıran görüntüler

    Muş’ta Afrika’yı andıran görüntüler

    Muş’ta özellikle kırsal kesimde etkili olmaya devam eden sıcak hava, hayvanları olumsuz yönde etkiliyor. Hasköy ilçesine bağlı Karakütük, Umurca, Sarıbahçe ve Azıklı köylerinde hayvancılık yaparak geçimini sağlayan vatandaşlar, aşırı sıcakların hakim olduğu kentte hayvanlarını nehre sokarak serinletiyor. Öğle saatlerinde nehre giren mandalar, yaklaşık 4 saat su içerisinde kaldıktan sonra tekrar otlatılmaya götürülüyor. Afrika’yı andıran görüntüler, renkli görüntüler oluşturuyor.

    “Bu sene çok aşırı bir sıcaklık var”

    Hayvanları serinletebilmek için günde iki defa Karasu Nehri’ne getirmek zorunda olduklarını ifade eden Karakütük köyü sakinlerinden Kamil Sayılgan, civar köylerin tamamının hayvancılıkla uğraştığını söyledi. Manda yoğurdu ve sütünün faydalı olduğunu anlatan Sayılgan, “Onun için bölge halkı mandacılığa yöneldi. Hava bu sene çok sıcak, 40 derecenin üzerine çıkıyor. Onun için mandalar suyun içerisinde olmasalar yaşayamazlar. Sıcağa dayanamıyorlar. Çobanımız hayvanları saat 11.00 civarında buraya getirip suya koyuyor, 15.30 sıralarında da sudan çıkarıp otlatmaya götürüyor. Bu sene çok aşırı bir sıcaklık var” dedi.

    “Mandalar bu sene balık cinsine döndüler”

    Mandaların bu sene balık cinsine döndüğünü belirten Sayılgan, “Sadece hayvanların baş kısımları nefes almak için dışarıda kalıyor. Bunlar köpek balığı değil, manda. Mandaların hem sütünden hem yağından hem de etinden yararlanıyoruz” diye konuştu.

  • Muş’ta Afrika’yı andıran görüntüler

    Muş’ta Afrika’yı andıran görüntüler

    Hasköy ilçesine bağlı Karakütük, Umurca, Sarıbahçe ve Azıklı köylerinde mandacılık yaparak geçimini sağlayan vatandaşlar, hava sıcaklığının artışıyla hayvanlardan süt verimi alabilmek için onları günde 2 defa Karasu Nehri’ne sokarak serinletmeye çalışıyor. Öğle saatlerinde suya giren mandalar, yaklaşık 3 saat su içerisinde kaldıktan sonra tekrar otlatılmaya götürülüyor. Afrika’yı andıran sahneler, zaman zaman renkli görüntüler oluşturuyor. Mandaların su içerisinde serinlemeye çalıştığı anlar, havadan görüntülendi.

    “Bölgedeki civar köylerin yüzde 85’i manda besliyor”

    Karakütük köyünde hayvancılık yapan vatandaşlardan Erkan Kılıçaslan, geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağladıklarını söyledi. Yaz mevsiminde havanın çok sıcak olması nedeniyle mandaların güneşe karşı dayanıksız olduğunu belirten Kılıçaslan, “Günde 2 defa hayvanları suya sokuyoruz. Bu hem hastalık için hem de süt veriminin daha çok olması için iyi oluyor. Hayvanlarımız üzerlerindeki tüm pislikleri attıkları için kolay kolay hastalanmıyorlar. Bölgedeki civar köylerin yüzde 85’i manda besliyor” dedi.

    “Manda sütü daha sağlıklı olduğu için tercih ediliyor”

    Manda sütünün daha fazla protein içerdiği için tercih edildiğini kaydeden Kılıçaslan, “Sabah ve akşam 2 defa suya giriyorlar. Ortalama her getirdiğimizde 3-4 saat suda kalıyorlar. Suyu çok seviyorlar. Hayvanları bıraksak sabaha kadar suyun içerisinde kalırlar. Otlatmak için zorla çıkarıyoruz. Manda yoğurdu bu bölgede en çok tercih edilen besin kaynağıdır. Manda yoğurdunun 1 kilogramı, inek yoğurdunun 3 kilogramına bedeldir” diye konuştu.