Etiket: afşin emre kayıpmaz

  • Virüsün öldürücü etkisi azaldı mı?

    Virüsün öldürücü etkisi azaldı mı?

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmediklerini söyledi.

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi olan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün ölümcül etkisinin azaldığına ilişkin açıklama ve araştırmaları değerlendirdi. Doç. Dr. Kayıpmaz, acil serviste çalıştığına dikkat çekerek, “Biz klinikte virüsün hastalık yapıcı etkisinin veya öldürücülüğünün azaldığına dair herhangi bir belirti görmüyoruz. Hastalar; bizlere klinikleri daha çok sıkıntılı bir vaziyette geliyorlar. Biz mart ayında hastaların kliniğini ne kadar ağır görüyorsak şu anda da aynı ağırlıkta hastalık seyrediyor. Yani virüs elbette ki çeşitli mutasyonlara uğruyor; canlılığını devam ettirmek adına, daha çok insana bulaşmak adına çeşitli mutasyonlar yapıyor. Bunlarla ilgili akademik çalışmalar da var. Bununla birlikte klinikte biz hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmüyoruz” dedi.

    ‘ELİMİZDE ŞU ANDA ÇOK KUVVETLİ TANI ARAÇLARI VAR’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, dolaylı olarak ölüm oranlarında bir azalmanın dünya genelinde var olduğunu ifade ederek, “Burada yapılan test sayılarının artmasıyla birlikte semptom göstermeyen pozitif kişilerin saptanması önemli. Erken tanının olması önemli. Elimizde şu anda kan tetkiki anlamında, PCR testi anlamında ve radyolojik görüntülemeler anlamında çok kuvvetli tanı araçları var. Biz tanı araçlarını ne kadar yaygın kullanırsak o kadar fazla hastayı erken dönemde tanıyabiliyoruz. Asemtomatik kişilerin PCR pozitifliği olsa bile evde izole olmalarını sağlıyoruz. Böylece bu kişiler toplum hayatına karışmıyor. Ve mümkün olduğunca hastalığın yayılması o yerde sınırlandırılıyor. Ayrıca semptom veren kişilerde de hastalığın erken dönemde de tanısını koyduğumuzda erken tedaviye başlama şansımız da oluyor. Laboratuvar yöntemleri, PCR testleri ayrıca radyolojik görüntülemeler, tomografiler gibi imkanlarla erken dönemde hastalığın tanısını koyabiliyoruz. Erken tanı erken tedaviyi de beraberinde getiriyor” diye konuştu.

  • Üniversite ve diğer sınıfların açılması gündeme gelebilir

    Üniversite ve diğer sınıfların açılması gündeme gelebilir

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, bu hafta itibarıyla hazırlık ve birinci sınıf dışındaki sınıfların da eğitime başladığını belirterek, “Ümit ediyorum ki vaka sayılarında ciddi bir artış yaşanmaz, okullarda da kontrollü bir şekilde eğitimi sürdürebiliriz ve diğer sınıflar, ardından da üniversitelerin de açılması gündeme gelebilir” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, okullarda yüz yüze eğitimin başlamasının yeni vaka sayısında herhangi bir katkısının olup olmadığının Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığınca yakından izlendiğini, ona göre de yeni kararlar alındığını söyledi. Doç. Dr. Kayıpmaz, “Bu noktada bu hafta itibarıyla hazırlık ve birinci sınıf dışındaki bazı sınıflarımızda da eğitim başladı. Ümit ediyorum ki vaka sayılarında ciddi bir artış yaşanmaz, okullarda da kontrollü bir şekilde eğitimi sürdürebiliriz ve öncelikle diğer sınıflar, ardından da üniversitelerin de açılması gündeme gelebilir. Ama burada hep kurallara bağlı olmayı okullarda da üniversitelerde de unutmamamız gerekiyor. Kontrollü bir şekilde eğitimin sürdürülebilir olması son derece önemli” diye konuştu.

    Doç. Dr. Kayıpmaz, Bilim Kurulu’nda okulların tamamının kademeli açılmasıyla ilgili birçok değişkenin değerlendirildiğini ifade ederek, “Bu birçok değişkenin durumuna göre de kararlar veriliyor. Her türlü alternatif her türlü istatistiksel durum ve değişiklik masaya yatırılarak kararlar veriliyor” dedi.

    ‘YÜZ YÜZE EĞİTİMİN DEĞERİ TARTIŞILMAZ’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, vaka sayılarının düşmesiyle okulların tamamında kademeli eğitime de geçilebileceğinin gündeme gelebileceğini ifade ederek, “Gelebilir; çünkü yüz yüze eğitimin değeri tartışılmaz. Ama bir yandan da artık 2020 yılındayız ve gerçekten uzaktan eğitim teknolojilerinde de önemli adımlar atıldı; pandemi dönemi dolayısıyla. Bu karma eğitim modellerinin sürdürülebilir olması önemli ve yüz yüze eğitiminin de özellikle okul hayatının çocuklarımızın, gençlerimizin gelişimi ve akranlarıyla iletişimi açısında son derece büyük önemi var. Bundan dolayı da tedbirli bir biçimde, kontrollü biçimde seyrelterek ve kademelendirerek eğitim ve öğretim sisteminin devam ettirileceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • “125 bin kişi toplum sağlığını tehlikeye attı”

    “125 bin kişi toplum sağlığını tehlikeye attı”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, 125 bin karantina kaçağı tespit edilmesine ilişkin, “İzolasyonda olması gereken bir kişi toplum hayatına karışıyorsa, toplu taşıma araçlarını kullanmaya kalkıyorsa veya markete gidiyorsa sağlıklı insanların hayatını tehlikeye atmış demektir” dedi.

    Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Kayıpmaz, koronavirüs hastalığıyla mücadelede 6 ayın geride bırakıldığını ve halen aktif vaka sayısının artış eğiliminde olduğunu, ağır hasta sayısının da gün geçtikçe arttığını belirtti. Doç. Dr. Kayıpmaz, “Salgının başlangıcından bu yana 7 binden fazla insanımızı bu salgın hastalık nedeniyle kaybettik. Çok hassas olmamız gereken bir dönemdeyiz. Dünya Sağlık Örgütü de (DSÖ) yaptığı açıklamasında kış aylarının salgın hastalık açısından daha sert ve sıkıntılı geçebileceğini bildirdi” diye konuştu.

    ‘İNSANLARIN HAYATINI TEHLİKEYE ATTILAR’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, izolasyonda olması gereken 125 bin kişinin HES kodu sayesinde seyahat etmek üzereyken yakalandığını Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasından öğrendiklerini hatırlatarak, “İzole olmak ne demek? Ya Covid-19 hastasısınızdır ve testiniz pozitiftir ya da bu hastayla yakın temasınız olmuştur. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki izolasyonda olması gereken bir kişi toplum hayatına karışıyorsa, toplu taşıma araçlarını kullanmaya kalkıyorsa veya markete gidiyorsa sağlıklı insanların hayatını tehlikeye atmış demektir. Özellikle hasta kişilerden ve hasta kişilerin temaslılarından ricamız sağlıklı insanlara da bu hastalığın bulaşmasını önlemek için ikamet adreslerinden ayrılmasınlar” ifadelerini kullandı.

    ‘TEMASLI TANIDIĞIM, KAPADOKYA’DAN FOTOĞRAF PAYLAŞTI’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, karantina kaçaklarına ilişkin kendi yaşadığı olaylardan da örnekler vererek, “Hamile olan bir tanıdığıma yüksek riskli teması olduğu için 10 gün istirahat raporu verdim. Aradan bir hafta geçmeden kendisinin Instagram’da Kapadokya’dan fotoğraf paylaştığını gördüm. Aslında Ankara’daki ikametinde izolasyonda olması gereken bir kişiydi. Başka bir örnek filyasyon ekiplerinden. Filyasyon ekiplerimiz hasta kişilerin evlerine kadar ilaçlarını götürüyor. Bir ekip bir hastamıza ilacını teslim ediyor, sonrasında o bölgedeki diğer hastalarla ilgilenmeye başlıyorlar. O sırada bir bakıyorlar ki biraz önce ilaç teslim ettikleri kişi maskesiz bir biçimde markete gidiyor. Örnekleri bu şekilde çoğaltabiliriz. Hal böyleyken vaka sayılarındaki artış kaçınılmaz oluyor. Bir de ‘temas’ denilince sanki hasta kişiye dokunmak gibi anlaşılıyor. Aslında siz hasta bir kişiyle maskesiz, yüz yüze 1 metreden kısa mesafede 15 dakikadan fazla temas etmişseniz bu da yakın temastır. Veya otobüs, tren gibi bir toplu taşıma aracında maskesiz biçimde 1 metreden daha kısa bir mesafede 15 dakikadan fazla seyahat etmişseniz bu da bir yakın temastır” diye konuştu.

    ‘OLMAZSA OLMAZLARIMIZ, TEDBİR, İZOLASYON’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, salgınla mücadelede olmazsa olmazların olduğunu bildirerek, “Birincisi tedbirdir. Tedbir dediğimiz düzgün maske kullanımı, fiziksel mesafeye uyma ve temizlik kurallarına uymadır. İkincisi izolasyondur, filyasyondur. Hastayı tespit edip, onların izole olmasını sağlamaktır. Tedavi aşamasına geldiğinizde erken tanıdır, erken tedavidir. Ve bu tedbirlere uyulup uyulmadığının denetlenmesidir. Erken tedavide de elimiz güçlü. Ülkemizde üretilen ilaçlarımız var. Favipiravir isimli virüse karşı geliştirilmiş ilacı önceden Çin’den ve Japonya’dan ithal ediyorduk. Artık bu ilacın hammaddesi ülkemizde sentezlenip ülkemizde üretilebiliyor. Ve böylece hastalarımıza ilacı kolaylıkla ulaştırma şansımız oluyor. Bu ilaç aynı zamanda virüslere karşı etkili bir ilaç olduğu için kış aylarında sıklığı artabilecek grip virüslerine karşı da etkin bir ilaç olduğu için bunun bir avantajını daha önümüzdeki aylarda göreceğiz” dedi.