Etiket: ahıska türkleri

  • Sürgünün 79.yılında yaşamını yitirenler dualarla anıldı

    Sürgünün 79.yılında yaşamını yitirenler dualarla anıldı

    14 Kasım 1944’te, 200’den fazla köy ve kasabada yaşayan binlerce Ahıska Türkü yanlarına eşyalarını dahi almalarına izin verilmeden vagonlarla yokluğa sürüldü. Sayıları 86 bini bulan Türk, Stalin yönetimi tarafından Ahıska’dan Orta Asya’nın çeşitli bölgelerine sürgün edildi. Vagonlarda üst üste bindirilen Ahıska Türklerinin bu zorlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü. Yolculuk sırasında yaklaşık 17 bin Ahıska Türkü; açlık, soğuk ve hastalık nedenleriyle hayatını kaybetti. Açlık, salgın ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle 30 bin Ahıskalı daha Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde hayatını kaybetti.

    SÜRGÜNÜN 79. YILI

    Sürgünün 79. Yılında, İnegöl’de anma programı düzenlendi. İnegöl Belediyesi katkılarıyla Akhisar Mahalle Muhtarlığı ve Ahıskalı Gençlerin organize ettiği anma programı, Pazar günü gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Alper Taban ile birlikte Bursa ve İnegöl’den Ahıskalı vatandaşlar, STK temsilcileri ve çok sayıda davetlinin katıldığı programda, sürgün sırasında yaşamını yitirenler dualarla anıldı.

    14 KASIM SESSİZ BİR ÇIĞLIKTIR”

    Programın açılış konuşmasını yapan Ahıskalı gençler adına kürsüye çıkan Alizar Alizaroğlu yaptı. 14 Kasım’ın ecdatlarının ata yurtlarından sürgün edildiği gün olduğunu ifade eden Alizaroğlu, “Bugün, Ahıska’da yaşayan 100 bini aşkın ecdadımızın Stalin tarafından ata yurtlarından sürgüne mahkum edildiği gündür. 20 bin kişinin 14 Kasım 1944’te vefat ettiği, şehit edildiği sessiz bir çığlıktır. Tren vagonlarına doldurulup yanlarında çocuklarıyla, yaşlılarıyla açlığa, ölüme terk edilenlerin adıdır Ahıska. 14 Kasım 1944 Ahıska Sürgününün 79. Yıl dönümünde, bugün yine bu acıyı unutmamak ve unutturmamak için bir aradayız” dedi.

    UNUTMAMAK VE UNUTTURMAMAK İÇİN BİR ARADAYIZ”

    Akhisar Mahalle Muhtarı Oktay Garip ise “14 Kasım 1944’te yaşanan sürgünde on binlerce Ahıskalı kardeşimiz şehit edilmiştir. Stalin’in zor güçleriyle vatanlarından sürgün edilmişlerdir. Bugün bu vesileyle, çekilen acıları unutmamak ve unutturmamak için bir aradayız” diye konuştu.

    BİZE DÜŞEN ÖNCELİKLE BUNU ANLAMAK”

    Son olarak kürsüye çıkan Belediye Başkanı Alper Taban da “Burada çok anlamlı bir programda bir aradayız. Biz bu günler unuttuğumuz an, programları unuttuğumuz gün yenildiğimiz gündür, kaybettiğimiz gündür. 14 Kasım 1944 yılı, çok uzak değil. Aramızda hala o günlerin canlı şahitleri, o acıları yaşamış vatandaşlarımız var. Bu mezalimler yaşanmış, tarihe geçmiş, kayıtlara geçmiş. Bize düşen öncelikle bunu anlamak. Burada ne oldu? Ne suçumuz vardı da bunlar yapıldı? Biz Müslüman olduğumuz için mi? Türk olduğumuz için mi? İnsanlara saygımız, sevgimiz, hoşgörümüz olduğu için mi bunlar yapıldı? Devletimize, milletimize hiçbir zaman baş kaldırmadığımı için mi bizlere bu zulümler yapıldı. Ahıska insanı candır. Her zaman vatanına, devletine, bayrağına sahip çıkan, çalışkan, azimli, yardımsever insanlardır. Biz böyle gördük. Ben burada yapılan programı da çok anlamlı buldum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.

    NE İLK NE DE SON ZULÜM

    Benzer zulümlerin Müslüman coğrafyada devam ettiğine de dikkat çeken Başkan Taban, “Bugün de geçmişte yaşananda çok farklı şeyler mi yaşanıyor? Srebrenitsa’da ne yaşandıysa, bugün Filistin’de ne yaşanıyorsa, geçmişte de Ahıska’da aynı şeyler yaşandı. Ben orada yaşamını yitirenleri şehit hükmünde görüyorum. Cenabı Allah onlara rahmetiyle muamele eylesin, cennetin en güzel yerlerine koysun. Hiçbir suç ve günahları yoktu. Bizler de bugün bu bilinç ve dirayetle önümüze bakacağız. Fitne çıkarmak isteyenlere, bu toplum arasında dedikodu yaymak isteyenlere, karıştırmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Bize bizden başka kimseden fayda yok. Filistin’e saldırılmasının bir sebebi var, aslında hesap Türkiye. Bunu çok iyi bilmeliyiz. Bunlar ne ilk ne son. Yaşanmaya devam edecek. İnşallah bizler Allah’ın izniyle her zaman bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve bunların üstesinden geleceğiz” şeklinde konuştu.

  • Ahıskalı doktor gönüllü olarak Hakkari’de kaldı

    Ahıskalı doktor gönüllü olarak Hakkari’de kaldı

    Sağlık Bakanlığı tarafından 2 yıl önce Hakkari’nin Şemdinli ilçesine atanan Ahıska Türkü Opr. Dr. Nigara Dursun, mecburi hizmet süresinin tamamlanmasına rağmen yöre halkının misafirperverliğinden etkilendiği için gönüllü olarak kalmaya devam etti. 2 çocuk annesi 38 yaşındaki Dursun, başarılı çalışmaları sayesinde geçen ay Hakkari Devlet Hastanesi Başhekimliğine atandı. Kazakistan Milli Tıp Üniversitesinden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünde dil eğitimini tamamlayan Dursun, servislerde yatan hastaları sık sık ziyaret ederek durumlarıyla yakından ilgileniyor.


    Dedelerinin 1945 yılında Kazakistan’a sürgün edilen Ahıska Türklerinden olduğunu ifade eden Opr. Dr. Nigara Dursun, “Kazakistan Tıp Üniversitesinden mezun olduktan sonra Türkiye’ye yerleşmeye karar verdim. Genel cerrah uzmanı olarak uzun yıllar Edirne ve Antalya’da hizmet verdim. 2 yıl önce de Şemdinli ilçesine atandım. Harika bir doğası var. ‘Küçük Karadeniz’ derler doğasına” ifadelerini kullandı.

    “Ahıska Türkleri ile Kürtlerin kültürü aynı”

    Hakkari ve Şemdinli halkının misafirperverliğine hayran kaldığını belirten Dursun, “Ahıska Türkleri ile Kürtlerin kültür farkı hiç yok. Hakkari Devlet Hastanesi Başhekimliği görevine uygun görüldüm. Gönüllü olarak burada hizmet vermekteyim.

    Çok donanımlı bir hastane. Sağlık alanında çok ilerleme kaydetmiş. Doktor ve personelleri çok donanımlı. İşlerini çok iyi yapıyorlar. Hastaların başka hastanelere sevk olmamaları için her türlü cihaza sahip.

    Üçüncü basamak yeni doğan ünitemiz var. Doğumhane, anjiyo servisimiz, yanık merkezi gibi farklı birimler açılmış. Ben bu hizmetleri hastanemize kazandıran Vali İdris Akbıyık ve Sağlık Müdürümüz Hamdullah Kara’ya çok teşekkür ediyorum” dedi.

  • Ahıska Sürgünü 78.yılında Yıldırım’da anıldı

    Ahıska Sürgünü 78.yılında Yıldırım’da anıldı

    Yıldırım Belediyesi ve Dünya Ahıska Türkleri Birliği Ahıska Türklerinin anavatanlarından sürgün edilişinin 78’inci yıl dönümünde anma programı düzenlendi.

    Barış Manço Kültür Merkezi’ndeki programa Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın yanı sıra TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, DATÜB Bursa İl Başkanı Paşa Alihan, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Süleyman Çelik, AK Parti Yıldırım ilçe Başkanı Ali Erbay ve çok sayıda davetli katıldı.

    Sovyet Rusya’nın Türkiye sınırında bulunan Ahıska bölgesinde yaşayan Müslüman Türklerin, sırf dini ve milli kimliklerden dolayı Orta Asya çöllerine sürgün edilişinin üstünden 78 yıl geçmesine rağmen yaşanan acıların tazeliğini koruduğunu ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “14 Kasım 1944 tarihinde, 90 bin Ahıska Türk’ü, Stalin tarafından yurtlarından kopartılarak, Asya’da insan yaşamının en zor olduğu bölgelere sürgün edildi. Kışın çetin şartlarında, vagonlara doldurularak bir aydan fazla sürecek uzaklıktaki bölgelere sürgün edilen kardeşlerimizden 17 bini, ne yazık ki açlık ve hastalık gibi nedenlerle hayatını kaybetti. Sovyet yönetiminin zulmü sürgün bölgelerinde de devam etti. Ahıskalı kardeşlerimiz kadın, yaşlı, çocuk denilmeden çalışma kamplarına gönderildi. Bu kamplarda da binlerce kardeşimiz şehit oldu. Yıllarca devam eden zulme baskılara rağmen kültürlerini kimliklerini korumayı başaran kardeşlerimiz canları pahasına adeta bir destan yazdı. Zulmün mimarı olan Sovyetler rejimi yerle bir olurken, mazlum Ahıskalı kardeşlerimiz zulüm çemberinden güçlenerek çıktılar” dedi.

    Yıldırım’ın binlerce Ahıskalı’ya ev sahipliği yaptığını da hatırlatan Başkan Yılmaz, “Kardeşlerimiz yarım asır süren zulüm ve baskılardan dolayı huzuru, güveni Yıldırım’da buldular. Yıldırım onlar için sılayı rahim olurken, kardeşlerimiz de Yıldırım’ın gücüne güç kattılar. Bu duygu ve düşüncelerle gerek sürgünde, gerekse geride bıraktığımız 78 yıl içinde vatanlarından uzakta, bir gün ona kavuşmanın ümidiyle yaşarken hayatını kaybeden tüm kardeşlerimi rahmetle yâd ediyorum. Sürgünü yaşayıp da bugün dünyanın farklı ülkelerinde hayata tutunmaya çalışan büyüklerimize Allah’tan sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler diliyorum” ifadelerini kullandı.
    Sovyet Rusya rejiminin insanlık dışı uygulamaları neticesinde binlerce Müslüman Türk’ün şehit olduğunu, ailelerin dağıldığını, çocukların öksüz ve yetim bırakıldığını aktaran TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu da “Zulüm, baskı ve korku üzerine inşa edilen Sovyet rejiminin adeta soykırıma maruz bıraktığı kardeşlerimizin anavatanlarından koparılışının 78’inci yıl dönümünde acılarını tekrar paylaşıyorum. Bir yandan zulümle abat olmaya çalışan Sovyet rejimi yerle bir olurken, kurulduğu günden itibaren dil din renk ayrımı yapmadan mazlumların umudu olan Osmanlı Devleti ve devamında Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlardan Kafkasya’dan, Orta Asya’dan, kardeşlerimize kucak açmaya devam ediyor. Ahıskalı kardeşlerimizin yıllar boyunca çektiği acılar Türkiye’de son bulmuş, huzura ve rahata kavuşmuşlardır. Bu yaşananlar, Mazlumların sahipsiz kalmaması, yaşanan zulümlerinin tekrarlanmaması adına güçlü bir Türkiye inşa etmek zorunda olduğumuzun göstergesidir. Bu vesileyle, adlarını ve kimliklerini korumak için hayatlarından vazgeçen şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum” diye konuştu. Program şiir performansları ve tiyatro gösterimlerinin ardından sona erdi.

  • Ahıska Türklerinin sürgün edilişlerinin 76. yılı

    Ahıska Türklerinin sürgün edilişlerinin 76. yılı

    İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından, Ahıska Türklerinin ana vatanları Ahıska’dan sürgüne gönderilmelerinin 76. yılına ilişkin anma programı gerçekleştiridli.

    Derneğin başkan yardımcısı Osman Hatipoğlu, anma programında yaptığı konuşmada, 14 Kasım 1944’ün Ahıska Türkleri için ayrılığın, hasretin, özlemin ve parçalanmışlığın başladığı tarih olduğunu söyledi.

    Ahıskalıların tekrar ana vatanlarına, topraklarına dönmelerine asla izin verilmediğini belirten Hatipoğlu, şunları kaydetti:

    “Gürcistan tarafından Ahıskalı Türklere vatandaşlık verilmesini istiyoruz. Ahıskalı Türklerin, Ahıska topraklarına geri dönüşü ile ilgili çalışmalar yapılsa da olumlu bir sonuç alınamadı ve Ahıska’ya dönüş gerçekleşmedi. Son 10 yıldır Dünya Ahıska Türkleri Birliği’nin çalışmaları sayesinde Ahıska ve etrafında 42 ev alınarak, Ahıskalı aileler buraya yerleştirildi. Halen Gürcistan nezdinde, Ahıska’ya isteyenlerin geri dönüşü ile ilgili görüşmeler yapılmaktadır. Bugün dünyanın 3 kıtası ve 9 ülkesinde, sürgünde hayatta kalma ve öz benliklerini koruma çabası gösteren Ahıskalı Türkler olarak, atalarımızın ana ve babalarımızın öz yurdu Ahıska topraklarına geri dönüş yasasının çıkarılması, Gürcistan tarafından hiçbir şart konulmadan geri dönüşe izin verilmesi, vatandaşlık, siyasal, sosyal ve diğer haklarımızın iade edilmesini istiyoruz.”