Etiket: Ahmet Saim Kılavuz

  • Rektörden veda mesajı

    Rektörden veda mesajı

    Görükle Kampüsü içerisindeki Çamlık Yemekhanesi’nde gerçekleştirilen programa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları, Üniversite ve Vakıf Yöneticileri ile bağışçılar katıldı. Uludağ Üniversitesi Rektörlük görevinin sonuna gelen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, iftar yemeğinde veda konuşması niteliğinde bir konuşma gerçekleştirdi. Uludağ Üniversitesi’nde kalmaya devam edeceğini belirten Kılavuz, yeni gelecek olan rektöre de görevinde başarılar diledi.

    “Ben gönül huzuruyla görevi devrediyorum” 

    Kılavuz, “Muhasebe yapmak icap eder. Kısa şunu söylemek isterim. Üniversitede tabiri caizse üniversiteyi ortak akılla yönetmeye çalıştık. 5-6 arkadaş istişare ederek bu işi kim iyi yapabilir diye konuştuk. İstişare kültürünün demokratik ülkelerde tercih edilmesini dilerim. Huzurun güvenin ve dayanışmanın kat kat arttığını gördüler. Ben gönül huzuruyla görevi devrediyorum. Benden yana hakkım varsa helal olsun. Siz de hakkınızı helal edin” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da hayırsever aileden tıpa katkı

    Bursa’da hayırsever aileden tıpa katkı

    BUÜ Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Yetiştirme ve Araştırma Birimi, yenilenen yüzü ile hizmete açıldı. Yaklaşık 1,5 yılın ardından komplike bir değişim geçiren Birim’in açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Prof. Dr. Adem Doğangün, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Yıldız, Üniversite Genel Sekreteri Osman Dikmen, bağışçılar ve aileleri ile akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, göreve geldikleri ilk günden itibaren birimin yenilenmesi ve modernizasyonun tamamlanması için çeşitli girişimlerde bulunduklarını kaydetti. Yaşanan döviz dalgalanması ve farklı sebeplerden ötürü beklemek zorunda kaldıklarını aktaran Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Sonunda kısmen bağışçılarla, kısmen Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’nin destekleriyle, kısmen de altyapı bütçelerinden karşılamak suretiyle bugünlere geldik. Süreci yakından takip ettik. Gelinen noktadan da büyük bir gurur duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Bizlere bu konuda kıymetli katkılar veren rahmetli Bekir Akyıldız ve ailesine şükranlarımızı iletiyoruz. Allah onlardan razı olsun. Birimimizin hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

    Nitelikli çalışmaların adresi olacak

    Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ise akademik gelişim sürecinde laboratuvarların büyük bir önem taşıdığına işaret etti. Birim içerisinde bulunan laboratuvarların multidisipliner bir anlayış ile oluşturulduğunun altını çizen Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu; “Burası kendi başına müstakil bir birim olarak faaliyet gösterecek hale geldi. Yurt dışında böylesi laboratuvarlar büyük bir önem arz ediyor. Bilimsel çalışmalar için en uygun yerlerin başında geliyor. Üniversitemizin birimi de inşallah bu görevi görecek ve son derece kıymetli çalışmalara ev sahipliği yapacaktır. Buranın marka bir araştırma merkezi haline gelmesi için gerekli desteği vermeye devam edeceğiz. Birimi dolaştığınız zaman her odada bir öğrenci, araştırmacı veya öğretim görevlisinin bulunduğunu görmek bizleri son derece mutlu ediyor. Birimimizin faydalı çalışmalara imza atacağına gönülden inanıyor, emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” açıklamasında bulundu.

    Piyasa değeri 80 milyon lira

    Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya da asistanlığından itibaren bu birimi sıkça kullandığının altını çizdi. Dekanlık görevini üstlendiği zaman birimin yenilenmesi adına çeşitli girişimlerde bulunduklarını söyleyen Prof. Dr. Ekrem Kaya; “Bir takım gelişmeler olduysa da maalesef yenileme girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Ancak iyi de oldu. Çünkü ihaleye çıkabilmiş olsaydık buraya bağışçı bulamayacaktık. Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle inşaatlar yarım kalacaktı. Yeniden bir yerlerden başlamamız gerektiğine inandık. Rahmetli Bekir Akyıldız’a burada bir ameliyathane yapmasını talep ettik. Kabul etti ve hemen bitirdi. Oranın açılışında geri kalan yenileme çalışmaları için yeniden destek istedik.

    Onu da kabul etti ve çocuklarını seferber etti. Birimimizde eksik, değişmesi gereken veya lazım olan ne varsa elden geçirildi. Baştan sona çok ciddi yenilemeler yapıldı. Akyıldız ailesi dışında yeni isimsiz kahramanlar da ortaya çıktı. Onlardan gelen destekler, BAP Birimi’mizin katkılarıyla birlikte tüm modernizasyon ve alt yapı çalışmalarımızı tamamladık. Şuanda buranın değeri 70-80 milyon TL’lik bir laboratuvar haline gelmiştir. Ayrıca son derece yetkin bir ekibe sahip olduk. Burada gece gündüz bilimsel çalışmalar yürütülüyor. Destek veren herkesten Allah razı olsun” şeklinde konuştu. Dekan Kaya; yenilenen Birimin, Türkiye’deki en donanımlı 3-4 merkezden biri haline geldiğini de sözlerine ekledi.

    Deney Hayvanları Yetiştirme ve Araştırma Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Cansev ise konuşmasında uzun yıllardır hizmet veren binanın yeniden doğuşuna şahitlik etmekten dolayı büyük bir gurur ve onur duyduğunu vurguladı. 2019 yılında sahip oldukları ruhsatı 10 yıllığına yenilediklerini açıklayan Prof. Dr. Mehmet Cansev; “Takriben, mevcut araştırma laboratuvarlarını yenilemek için Dekanlık ve Rektörlüğümüzle birlikte araştırma içerisine girdik. Hayırseverler bulduk. Restorasyon ve iyileştirme çalışmalarını başlattık. Yaklaşık 2 yılın sonunda bu seviyelere geldik.

    Laboratuvarlarımız tüm araştırmacılarımızın hizmetine açık olacak. Yakın gelecekte burada üniversitemiz dışından gelecek taleplere de destek vermeye başlayacağız. Yoğun bir sürecin sonuna geldik. Katkı sağlayan herkese şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
    Açılış konuşmalarının ardından birim sorumluları tarafından yürütülen faaliyetler hakkında kısa sunumlar gerçekleştirildi. Program, katılımcıların yenilenen laboratuvarları incelemesiyle sona erdi.

  • BUÜ’de anlamlı etkinlik

    BUÜ’de anlamlı etkinlik

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Programı’na BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, İl Milli Eğitim Müdür Vekili Erdal Kaya, akademisyenler, öğretmenler, özel gereksinime ihtiyaç duyan öğrenciler ve aileleri katıldı.

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, böylesine kıymetli ve özel bir programa ev sahipliği yapmaktan ötürü büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi. Üniversitelerin içinde bulundukları topluma eğitim-öğretim hizmeti vermek, Ar-Ge yapmak ve teknoloji üretmek gibi başlıca görevleri bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Bu iki temel görevin yanı sıra topluma hizmet de üniversitelerin temel görevleri arasında yer almaktadır. Sağlıktan tutun eğitime kadar, öğrenci yetiştirerek ihtiyaç duyulan insan kaynağını üretmekten tutun da günlük sorunların çözümüne kadar her alanda çözümler üretmek ile yükümlüyüz. Görev süremiz boyunca öğrenci memnuniyetini ve toplumla birlikte hareket etme yetilerini arttırmayı ana odağımıza aldık. Üniversiteler genelde kampüs sınırları içerisinde hareket ederler. Bursa Uludağ Üniversitesi ise bu anlayışın tersine toplumun her kademesi ile irtibat halinde olan, onlarla işbirliği yapan ve gelen taleplere cevap vermeye çalışan bir modeli ön plana çıkarmıştır” dedi.

    “Zihniyeti dönüştürmek gerek”

    Toplum içindeki engelli birey gerçeğine de değinen Rektör Kılavuz; “Bence esas engelli, engelliliği anlayamayan kafa yapısındadır. Eğer bu kafa yapısı değiştirilebilir ve dönüştürülebilirse, engelliye sağlanan fırsatlar sanki bir lütufmuş gibi sunulmazsa işte o zaman toplum genelinde engellilik bilinci çok daha iyi anlaşılır hale gelir. Engelli bir bireyin, en az diğer bireyler kadar tüm hizmetlere ulaşma hakkı vardır. Bu bilinçle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü programları düzenleniyor. Engellerin ortadan kalktığı bir eğitim-öğretim sistemi ve toplumsal yaşam diliyorum” şeklinde konuştu.

    Üniversite olarak konuyla ilgili yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, göreve geldikleri ilk yıl Engelli Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurduklarının altını çizdi. Engelli Dostu Kurumları temsil eden turuncu bayrak alabilmek için YÖK’e başvuru yaptıklarını da hatırlatan Kılavuz; “Biz çok eski bir üniversiteyiz. 47 yıl önce üniversitemiz kurulurken engellilik bilinci çok gelişmiş değildi.

    Zaman içerisinde de bu olguya yönelik çok fazla yatırım yapılmadı. Ancak biz bu anlayışı değiştirebilmek adına onlarca projeye ve çalışmaya imza attık. Bu çalışmalar sayesinde 5 birimimizde bu bayrağı aldık. 4 birim için daha başvurularımızı tamamladık. Ardından engelsiz bilgiye ulaşım için başvurularımızı yapacağız. Dolayısıyla engelsiz üniversite konusunda bakış açımızı tamamen değiştirdik. Düne göre çok daha iyi konumdayız. Yarın ise bugünden iyi olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” açıklamasında bulundu. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, programa katkı sağlayan Uludağ Üniversitesi Özel Eğitim Topluluğu üyesi öğrencilere de ayrıca teşekkür etti.

    “Onlar toplumun ayrılmaz bir parçası”

    Bursa İl Milli Eğitim Müdür Vekili Erdal Kaya ise konuşmasında millet olarak yaptıkları çalışmalarla gurur duydukları çok sayıda engelli bireyin bulunduğuna işaret etti. Bu bireylerin hayatın tüm alanlarında zorluklara rağmen sergiledikleri mücadelenin gerçek anlamda takdire şayan olduğunu belirten Müdür Vekili Erdal Kaya; “Başarılı örnekler bizlere engellerin aşmanın bir inanç meselesi olduğunu, başarı anahtarının öncelikle kişinin buna inanması olduğunu bizlere ispat ediyorlar.

    Toplumun ayrılmaz bir parçası olan engelli bireylerin umutlu ve geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlayacak imkânlara kavuşturulması, devletimizin öncelikli görevleri arasında yer almaktadır. Milli Eğitim ailesi olarak bizler de özel çocuklarımızın kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri ve üreten bireyler olarak yetiştirilmeleri için tüm gücümüzle çalışmaktayız. Engelli bireylerin yaşamlarını iyileştirebilmek için sadece kanuni düzenlemeler yapmanın yeterli olmadığını biliyoruz. Kanunların doğru şekilde uygulanabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekir” diye konuştu.

    BUÜ Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ada da bölüm olarak engelli bireylerin eğitilmesi ve bu konuda farkındalığın toplum geneline yayılması adına çok sayıda çalışma gerçekleştirdiklerini kaydetti. Son aşamaya geldikleri Özel Eğitim Uygulama Araştırma Merkezi’ni 2023’ün ilk aylarında açmayı hedeflediklerini aktaran Prof. Dr. Ada; “Merkezimizde özel eğitim ihtiyacı olan bireylere ve ailelerine eğitim ve rehabilitasyon hizmeti vermeye başlayacağız. Merkezimiz; Üniversite Araştırma Hastanesi, Milli Eğitim Müdürlüğü Merkezi Rehberlik ve Araştırma Merkezi, Büyükşehir Belediyesi Engelliler Şube Müdürlüğü ile işbirliği yapacak ve birlikte projeler yürütecektir” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından özel öğrenciler tarafından hazırlanan dans, şiir, şarkı ve tiyatro gösterileri izleyicilerin beğenisine sunuldu. Rektör Kılavuz ve davetliler, program çerçevesinde fuaye alanında açılan özel eğitim kurumlarının stantlarını da ziyaret etti.

  • “Bursa yeni devlet üniversitelerine hazır”

    “Bursa yeni devlet üniversitelerine hazır”

    BUÜ ev sahipliğinde Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyuma Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özgen, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    “Bursa yeni devlet üniversitelerine hazır”

    Böylesine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan dolayı mutluluk duyduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Özellikle misafirlerimiz üniversitemiz hakkında kısa bir bilgi vermek isterim. Yoğun bir öğrenci nüfusuna sahibiz. Toplam 71 bin öğrencisi bulunan bir Araştırma Üniversitesiyiz. Ülkemiz için kritik öneme sahip sektörlerden otomotiv, gıda güvenliği arz ve yenilikçi teknolojilerde yetkin üniversiteler arasındayız. Bunların yanı sıra sosyal bilimler alanında da Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumlarından birisiyiz. Bilim, teknoloji ve Ar-Ge konularında diğer üniversitelerle tatlı bir rekabet içerisindeyiz. Kemiyet anlamında doygunluğa ulaştığımızı düşünüyoruz. Bursa, 4-5 devlet üniversitesini kaldırabilecek kapasitededir. Yeni açılacak fakülte, meslek yüksekokulu veya bölümler için üniversitemiz adres olarak gösteriliyor. Ancak üniversitemiz daha fazla yükü kaldırabilecek durumda değildir. Daha butik, tematik üniversitelerin bu şehirde açılmasından yanayız” diye konuştu.

    Sağlık, tıp, eğitim ve sosyal bilimler alanlarında eğitim-öğretim faaliyetleri yürütmenin yanı sıra insan kaynağı açısından da çok önemli bir sorumluluk üstlendiklerinin altını çizen Rektör Kılavuz; “Türkiye’nin önde gelen iş insanları, siyasetçileri, bakanları, girişimcileri, eğitimcileri ve yöneticileri bu üniversiteden mezun olmuş kişilerdir. Bu kıymetli şahsiyetlerin yerine gelecek çok sayıda mezunumuz da bulunmaktadır. Hali hazırdaki öğrencilerimizi de bu anlayış doğrultusunda son derece donanımlı ve kendisini yetiştirmiş bireyler olarak mezun edeceğiz. Üniversitemiz, geçmişte olduğu gibi gelecekte de ülkesine, milletine ve insanlığa fayda sağlamaya devam edecektir. Bugün gerçekleştirilen Mudanya Mütarekesi’nin 100. Yılı Uluslararası Sempozyumu’nun hayırlar getirmesini temenni ediyor, programa emek veren herkese gönülden teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

    Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özgen ise tarihi bir günde tarihi bir şehirde son derece değerli bir programın düzenlenmesinden dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını aktardı. 11 Ekim’de Mudanya Mütareke Evi Müzesi’nde başlatılan organizasyonun, Bursa Uludağ Üniversitesi ev sahipliğinde yapılan Sempozyum ile devam edeceği bilgisini paylaşan Merkez Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özgen; “100. Yıl kutlamaları gibi tarihi günlerin, sembol mekan ve olayların ülkelerin milli tarihlerinin oluşumunda milli birlik ve beraberliklerinin sağlanmasında çok önemli yerlerinin oldukları herkes tarafından kabul edilmektedir. Düzenlemiş olduğumuz sempozyumun da bu amaca hizmet edeceğine gönülden inanıyorum. 1918 Ekim ayı ile 1922 Ekim ayı arasındaki 4 yıllık sürede yaşananlar Türk tarihinin en fırtınalı dönemlerinden birisidir. Türk milleti, kaybetmek üzere olduğu yaşam hakkını Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın eşsiz vizyonu ve hem askeri alandaki hem de diplomasi alanındaki liderliği ile tekrar elde ederek uygar dünyadaki yerini almayı başarmıştır” açıklamasında bulundu.

    Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi de; “Mudanya Mütarekesi denildiğinde sadece verilen bağımsızlık mücadelesi, Kurtuluş Savaşı sonrası imzalanan 14 maddelik bir metin akla gelmemelidir. Bu metin, yüzyıllardır özgür bir şekilde yaşayan Türk ulusuna esaret zinciri vurma süreci ile bunu kıran ve Lozan’a bir barış köprüsü kuracak süreci inşa eden bir metindir” şeklinde konuştu. Programa katılan öğrencilere de seslenen Dekan Prof. Dr. Cafer Çiftçi; “Sevgili gençler, özellikle sizlere hitap etmek istiyorum. Ukrayna-Rusya savaşının yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Yanı başımızdaki Yunanistan’ın yaptığı faaliyetleri gözlemliyoruz. Yüzyıl geçse dahi; araçlar değişiyor, insanlar değişiyor ancak bu mücadele değişmiyor. Ukrayna’daki binlerce insanın farklı topraklara gittiği veya Rusya’daki gençlerin savaşmamak için farklı ülkelere kaçtığı bir süreç içerisindeyiz. Biz biliyoruz ki; ecdadımız nasıl mücadele ettiyse, bugün hepimiz gerektiği takdirde bu mücadeleyi yeniden gösterebilecek yapıdayız. Tabii ki hepimiz barış istiyoruz. Savaş asla tasvip edilir bir şey değil. Ancak bizim ecdadımız bunu yaptı. Bizler de bugün bağımsız Türkiye’ye rahatça yaşayabiliyoruz” dedi.

    Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. 4 Farklı salonda çok sayıda konuşmacının yer alacağı oturumlar gün boyunca devam etti. Sempozyum programı, katılımcıların 13 Ekim’de yapacağı Bursa kültür turunun ardından sonra erecek.

  • İsrafa Karşı’nın bu haftaki konuğu BUÜ Rektörü

    İsrafa Karşı’nın bu haftaki konuğu BUÜ Rektörü

    Bursa’dan zengin yayın içeriği ile 16 yıldır karasal ve uydu yayınını sürdüren yerel televizyon kanallarından Line TV’de her hafta yayımlanan ve yoğun bir ilgiyle takip edilen ‘İsrafa Karşı’ programı yeni konuklarıyla gündemi belirlemeye devam ediyor.

    ‘İsrafa Karşı’ adlı farklı içerikle hazırlanan program yapımcısı Mehmet Çetinkaya’nın sunumuyla ekranlara taşınıyor.

    Kayıp ve israfın her geçen yıl arttığı günümüzde her yönden ‘israf’ vurgusunun yapıldığı programla ilgili bilgi veren Mehmet Çetinkaya, farkındalığı oluşturmaya aracılık edeceklerinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

    HER ÇARŞAMBA İSRAF FARKINDALIĞI…

    Program aracılığıyla temel hedefin günümüzdeki kayıp ve israfı en aza indirmek olduğunu belirten gazeteci Çetinkaya, “İsraf dediğimizde sadece gıda israfı akıllara geliyor. Oysaki biz bu programda her yönden israf konusunu ele alacağız. Yerel yönetimlerde, basında, sporda, , eğitimde, tarımda, suda, enerjide, müzikte ve dini konularla ilgili israfı değerlendireceğiz. İsraf sadece fertlerin değil, toplumların çöküşünde de en önde gelen etkenlerden birisidir. Arzu ve isteklerimiz sınırsız ama kaynaklar sınırlı. Her çarşamba akşamı Line TV aracılığıyla sizlere konuk olacağız. Bu tatlı heyecanımıza sizleri de bekliyoruz” dedi.

    KONUK BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ

    Mehmet Çetinkaya’nın bu haftaki konuğu Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Ahmet Saim Kılavuz olacak. Kılavuz, bugün saat 20.00’de Line TV ekranlarında, ‘Eğitimde İsraf’, ‘Dinde İsraf ve Eğitimde Tasarruf’ konularını üzerine deneyim ve görüşlerini paylaşacak.

  • BUÜ ve Almanya ilişkisi güçleniyor

    BUÜ ve Almanya ilişkisi güçleniyor

    Bursa Uludağ Üniversitesi, uzun yıllardır işbirliği içerisinde olduğu Giessen Justus Liebig Üniversitesi’nin Veteriner, Tıp ve İlahiyat alanlarından akademisyenleri ile Hessen eyaleti yetkililerini ağırladı.

    Heyette; JLÜ Rektör Yardımcısı ve Küçük Hayvan Kliniği Cerrahi Direktörü Prof. Dr. Dr. h.c. Martin Kramer; JLÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dr. Stefan Arnhold, At Cerrahisi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Michael Röcken; JLÜ Tıp Fakültesinden Dekan Yardımcısı ve Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Dieter Körholz, Patoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Stefan Gattenlöhner, Travma, El ve Plastik-Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği Direktörü Prof. Dr. Dr. h.c. Christian Heiss, Tıbbi Mikrobiyoloji ve Viroloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Trinad Chakraborty, Radyoloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Gabriele Krombach, Cerrahi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Dr. Winfried Padberg Cerrahi ve İslam teolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yaşar Sarıkaya; Hessen Eyaleti Kültür Sanat ve Bilim Bakanlığı Eski Müşteşarı Prof. Dr. Joachim Felix Leonhard, Türk-Alman Sağlık Vakfı’ndan (TDG) Prof. Dr. Dr. Yaşar Bilgin ve Rafet Solak yer aldı.

    İlk olarak, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde Tıp ve Veteriner Fakülteleri arasındaki işbirliği çerçevesinde “Akademik Günler” adlı bilimsel toplantı düzenlendi. Toplantıda BUÜ Rektörü Prof. Dr. A. Saim Kılavuz’a BUÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Prof. Dr. Adem Doğangün, Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Uluslarararası Akademik İlişkiler Koordinatörü (UAİK) Prof. Dr. Bülent Şenay eşlik etti. Toplantının ardından iki üniversite arasında üniversiteler genelini kapsayan akademik işbirliği protokolü imzalandı. Protokol ile iki üniversite arasında ortak araştırma projelerinin yapılmasının yanında lisans ve lisansüstü öğrenci ile akademisyen değişimi yapılabilecek.

    135 ülkeden 7000 öğrenci ile uluslararası bir üniversiteyiz

    Toplantı açılışında ve protokol töreninde Almanya’dan gelen misafirleri Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’da ağırlamaktan duyduğu mutluluğu vurgulayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Bursa ihracatta İstanbul’dan sonra gelen, nüfus bakımından Türkiye’nin 4. Büyük şehri. Otomotiv alanında üç büyük fabrikayı bünyesinde barındıran ve dördüncüsü olan Türkiye’nin Otomobili TOGG için hazırlıklarını yapan bir şehirde bulunuyorsunuz. Ayrıca Bursa Türkiye’nin tekstil başkentidir. Dağ, deniz ve ovasıyla dünyada bu özellikleri bir arada bulunduran nadir şehirlerdendir. Böyle bir şehirde kurulan Bursa Uludağ Üniversitesi Türkiye’deki 20 araştırma üniversitesinden birisidir. 135 ülkeden 7000 öğrencimizi, burada en iyi eğitimi alıp ülkelerine döndüklerinde kaynakların eşit paylaşıldığı daha adil bir dünyada yaşama gayesini savunacak birer iyi niyet elçisi olarak görüyoruz. Balkanlar, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Afrika’dan gelen öğrencilerle bağlantılı olarak üniversitemiz bu ülkelerle çeşitli işbirliklerini yürütmektedir. Uluslararası Akademik İlişkiler Koordinatörlüğü’müz üzerinden özellikle Avrupa ve Amerika üniversiteleri ile çeşitli akademik işbirlikleri üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. İmzaladığımız bu protokol ile akademik işbirliğimizin çok daha ileri bir noktaya ulaşacağına inanıyorum. Yapılacak bilimsel toplantıların verimli geçmesini ve imzaladığımız protokolün iki üniversiteye de hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

    Bursa benim ikinci evim

    Almanya’dan gelen heyete başkanlık eden Bursa Koordinatörü ve aynı zamanda Giessen Justus Liebig Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Prof. Dr. Martin Kramer ise heyettekileri tanıttıktan sonra konuşmasında; “Üniversitemiz 11 fakülteden oluşan bir devlet üniversitesi. İki üniversite arasındaki işbirliği sayesinde ülkelerimiz arasındaki bağı güçlendirdiğimiz için mutluluk duyuyorum. Bu etkinliğe katılmak benim için büyük bir onurdur. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti ve Marmara Denizi ile Uludağ arasında kalan bu güzel şehri çok seviyorum. Aynı zamanda sıkı bir Bursaspor taraftarı olduğumu vurgulamak isterim. 1993 yılında ilk olarak arkadaşlarım Kamil Seyrek İntaş ve Deniz Seyrek İntaş tarafından bu güzel şehre ders vermek için davet edildim. O günden bu yana yaklaşık 30 sene geçti. Bu süreçte Bursa’da birçok önemli seminer ve konferans düzenledik. Örneğin 2013 yılında Dünya Veteriner Radyoloji Kongresi’ni Bursa’da düzenledik. İki üniversitenin Veteriner Fakülteleri arasındaki ilk resmi anlaşma 1998 yılında imzalandı. 2010’lu yıllarda Hessen eyaletinden bir heyet Bursa’ya gelerek kardeşlik anlaşması yaptılar. Bu sene ise ikili yakın ilişkilerimizi üniversiteler genelini kapsayan bir protokolü ile taçlandırdığımız için ayrıca mutluluk duyuyorum. Yaklaşık 30 yılı bulan bu işbirliği sayesinde Bursa’ya geldiğimde kendimi ikinci evime gelmiş gibi hissediyorum.” dedi.

    Prof. Kramer; BUÜ Giessen koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi E. Sinem Özdemir Salcı’ya JLÜ ve BUÜ arasındaki iletişimdeki katkısı, geçmiş koordinatörü Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş’a bugüne kadarki hizmetlerinden dolayı, Türk- Alman Sağlık Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bilgin ve Rafet Solak’a bu organizasyonda yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etti.

    Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Prof.Dr. Yaşar Bilgin ise konuşmasında “Yıllar önce yaşadığım eyalet olan Hessen Eyaleti yönetimi Türkiye’de bir kardeş şehir edinmek istedi. Grup olarak Türkiye’ye geldik ve bazı şehirleri gezdik. Grup üyeleri bu şehirlerin içinde Bursa’yı seçti ve Bursa ile bir kardeşlik ilişkisi kuruldu. Global dünyada artık devletlerarası ilişkiler çok zorlaştı. Hal böyleyken üniversiteler arası ilişkilerin ne kadar önemli olduğu burada ortaya çıkıyor. Bizler bilim insanları olarak ilim üzerinde çalışan insanlarız. Dünya ne kadar karışırsa karışsın ilim adamlarının birbirleri ile olan ilişkilerini sürdürmeleri ve ülkeler arası ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmaları gerekiyor. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişki ne kadar iyi olursa orada yaşayan biz Türkler bundan o kadar faydalanırız. Aksi durumda da bundan en çok biz zarar görüyoruz. Üniversitelerimiz arasındaki ilişkilerin güçlenerek devam etmesini diliyor, bizleri burada misafir ettiğiniz için teşekkür ediyoruz” dedi.
    Organizasyon dahilinde Giessen Justus Liebig Üniversitesi’nden gelen akademisyenler BUÜ Tıp Fakültesi ve Veteriner Fakültesi’ni gezerek çeşitli temaslarda bulundu.

  • Bursa’da misafir öğrenciler mezun oldu

    Bursa’da misafir öğrenciler mezun oldu

    ULUTÖMER Eğitim Kampüsü’nde gerçekleştirilen törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Burak Etemoğlu, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Genel Sekreter Osman Dikmen, ULUTÖMER Müdürü Prof. Dr. Mustafa Asım Yediyıldız, akademisyen ve öğrenciler katıldı.

    Türkiye, sizin ikinci vatanınız olacak

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, dünyanın 135 farklı ülkesinden toplam 7 bin öğrenciye ev sahipliği yaptıklarını açıkladı. Her birine en iyi imkânlarda eğitim-öğretim vermeye gayret ettiklerinin altını çizen Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Öğrencilerimize her zaman şunu söylüyoruz: Burada aldığınız eğitimin hemen ardından ülkenize dönün ve ülkenizin kalkınması için sorumluluk alın. Hangi alanda eğitim alırsanız alın, ülkenizde o alanda destek vermeye gayret edin. Bu hepinizin ilk görevi olmalıdır. Sizler ülkenizin kaderinde önemli roller üstleneceksiniz. Türkiye, sizin ikinci vatanınız olacak. Biz sizi uğurlarken gönül dostlarımızı, kardeşlerimizi memleketlerine uğurlamış olacağız. Sizler de gittiğinizde ülkenizde Türkiye’yi ve Türk insanını en iyi şekilde anlatacaksınız. Gelecekte de inşallah hep birlikte hakça paylaşım ve özgürlük üzerine inşa edilmiş yeni bir dünya için hep birlikte gayret gösterelim” dedi.

    ULUTÖMER’den başarı ile mezun olmaya hak kazanan tüm öğrencilerin, sonraki eğitim süreçlerinde aynı başarıyı göstereceklerine gönülden inandıklarını kaydeden Rektör Kılavuz; “Almış olduğunuz mezuniyet belgesi ile artık yeni bir safhaya geçiyorsunuz. Bunun için çok mücadele ettiniz. Hocalarınız da yöneticileriniz de bu konuda sizlere ciddi destekler verdi. En iyi şekilde Türkçeyi öğrendiniz. Bundan sonraki süreçte de eğitimlerinize Türkçe olarak devam edeceksiniz. Her birinize yeni dönemde üstün başarılar diliyorum. Yolunuz açık olsun” diye konuştu.

    ULUTÖMER Müdürü Prof. Dr. Mustafa Asım Yediyıldız ise 2021-2022 eğitim dönemi içerisinde toplam 83 ülkeden 866 öğrencinin eğitim gördüğünü açıkladı. Halihazırda 6. Kur üzerinden eğitimlerine devam ettiklerini kaydeden Prof. Dr. M. Asım Yediyıldız; “Bu kurumuzda da 61 ülkeden 181 öğrencimiz eğitim görüyor. Bu döneme kadar eğitim görerek B2 sertifikası almaya hak kazanan 214 öğrencimiz oldu. C1 sertifika almaya hak kazanan öğrencilerimizin sayısı ise 103 oldu. Her iki kurdan da toplamda 317 öğrencimiz mezun oldu. Başarı ile eğitimleri bitiren tüm öğrencilerimizi ve onlara en iyi şekilde eğitim veren hocalarımızı tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

    Program, mezun öğrencilerin teşekkür konuşmaları, müzik ve şiir dinletisinin ardından sona erdi. Törende eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencilere belgeleri de takdim edildi.

  • Bursa’da geleceğin doktorlarından fotoğraf sergisi

    Bursa’da geleceğin doktorlarından fotoğraf sergisi

    Proje yürütücülüğünü BUÜ Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferah Budak’ın yaptığı ‘Temel Fotoğrafçılık Bilgileri’ seçmeli dersinin yılsonu sergisi açıldı.

    Tıp Fakültesi ve Entelektüel Tıp Topluluğu’nun katkıları ile önceki gün Tıp Fakültesi amfi girişinde açılan sergide Tıp Fakültesi ve Diş hekimliği Fakültesi öğrencilerinin fotoğraflarının yer aldığı 50 fotoğraf yer aldı.

    Etkinliğin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile akademisyen ve öğrenciler de katıldı. Sergiyi gezen Rektör Kılavuz ve beraberindeki heyet projede yer alan herkesi tebrik etti.

    Sergi, 27 Haziran’a kadar kampüs içerisinde sergilenmeye devam edecek

  • BUÜ’de öğrenci festivalleri başladı

    BUÜ’de öğrenci festivalleri başladı

    BUÜ Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’nın organizasyonunda gerçekleştirilen öğrenci festivalleri Görükle Kampüsü’nde başladı. Organizasyonun açılış törenine Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Üniversite yöneticileri, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci de katıldı.

    Festival çerçevesinde açılan stantları ziyaret eden Rektör Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, öğrencilerle sohbet etti. Etkinlik alanında düzenlenen oyunlara da eşlik eden Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, canlı bir kampüs için çok sayıda projeye imza attıklarını söyledi.

    Yeni yatırımlar ile kampüsün 7/24 yaşayan bir Üniversite görüntüsüne kavuşacağının altını çizen Kılavuz, öğrencilerin dersler dışında da hiç sıkılmadan kampüs içerisinde vakit geçirebileceklerinin sözünü verdi.

  • Rektör Kılavuz görevdeki 2,5 yılını değerlendirdi

    Rektör Kılavuz görevdeki 2,5 yılını değerlendirdi

    Uludağ Üniversitesi’nin pandemi döneminde online eğitim ve sınavlarla, Tıp Fakültesi’nin de sağlık hizmetleriyle önemli başarıya imza attığını belirten Rektör Ahmet Saim Kılavuz, 2022 bütçesinin yüzde 26 artışla 1 milyar 6 milyon lira olarak kabul edildiğini açıkladı. Yeni yapılan yurt yatırımlarıyla barınma konusunda sıkıntı yaşamadıklarını ifade eden Rektör Kılavuz, Uludağ Üniversitesi’nin 16 araştırma üniversitesi içinde 11. sıraya, girişimci ve yenilikçi üniversite sıralamasında 21.sıradan 19.sıraya yükseldiğini, Urap’ın dünya sıralamasında ise 1319. sırada olduklarını açıkladı.  Kılavuz, göreve geldiklerinde yüzde 45 olan öğrenci memnuniyetinin yapılan yatırımlar ve iyileştirmelerle yüzde 61’e çıktığını kaydetti.

    70 bin öğrenci, 2 bin 750’si akademik olmak üzere 8 bin personel ile hizmet veren Uludağ Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Saim Kılavuz, görevdeki 2,5 yılını basın toplantısı ile değerlendirdi.

    Uludağ Üniversitesi’nin ortak akılla ve şeffaf bir şekilde yönettiklerini, üniversite sanayi işbirliğine ve öğrenci dostu olmaya önem verdiklerinin altını çizen Kılavuz, en büyük hedeflerinin Bursa Ticaret Sanayi Odası, Bursa Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle Ulutek’in 800 milyon dolarlık bir projeyle 144 dönümlük arazideki AR-GE merkezini hayata geçirmek olduğunu ifade etti.

    Uludağ Üniversitesi’nde 26 olan patent sayısının 276’ya çıktığını hatırlatan Kılavuz, “Üniversiteyi derledik, toparladık. Envanterini doğru şekilde ortaya koyduk. 716.sırada gösterilmesi ve genel ortalamanın 500 sıra daha üstünde yer almasının sebebi özellikle üniversite sanayi arasındaki işbirliği gayretidir. Ulutek de BTSO büyük ortaklarından birisidir, İbrahim Burkay başkanın hazırlattığı bu proje hayata geçtiğinde, finansman bulduğunda 800 milyon dolarlık bir proje Bursa’nın geleceği değişecek. Amerika ve Fransa’da bir örneği olan 144 dönümde AR-GE merkezi oluşturulacak. Paranın yokluğu arzu ettiğimiz noktalara bizi getiremiyor. O oluncaya kadar gelen talepleri değerlendirdiğimizde, Renault da arge merkezini buraya taşımak istiyor. Tekrar gelmek istiyorlar. TUSAŞ’ın, Türkiye Uçak Sanayii’nin bir AR-GE merkezi var. Bizden bir hocamız orada çalışıyor. İnşallah bir yılda TUSAŞ’A 2 katlı bin metrekarelik bir yer hazırladığımız taktirde önümüzdeki yıl 30, sonra 50, 2025 yılında 150 mühendise ulaşacak kitleyi çalıştıracaklar. Bu çocuklar ve gençler, yerli ve milli muharip uçağın hafifletilmesi üzerine çalışıyorlar. Bunu başardılar, geliştirecekler” diye konuştu.

    Türkiye’nin en fazla öğrenciye sahip 3 üniversitesinden biri olduklarını hatırlatan Prof Kılavuz, “Eğitim faaliyetleri 16 ay çevrimiçi online yapıldı. Pandemi ilan edildiğinde bir ay gibi tüm Türkiye’de olduğu gibi panik havası ile karşılaştık. Hem Türkiye eğitimi, sağlığı hem de Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK’ümüz gerekli adımları attı. 5 milyon liralık ilave yatırım yaparak, bilgi işlem ve uzaktan eğitim alanında kısa sürede adapte olduk. 31 Mart 2020 itibariyle online olarak, öğrencilerin mağduriyetine sebep olmaksızın, büyük ölçüde de onların sorunlarını çözerek devam ettik. Sınavlar online yapıldı, dersler online yapıldı. 2020 bahar döneminde derslerimizi daha ziyade asenkron olarak yürüttük. Kamil Dilek hoca zamanında oluşturulmuş Ukey sistemi vardı. 3-4 dersi online yapıyorduk. Yeni ilaveler yapıldı. Güz yarıyılından itibaren 2020-2021 güz döneminden itibaren canlı olarak evlerinden bulundukları mekânlardan arkadaşlar derslerimizi izleme imkanına sahip oldular. Uygulamalı derslerde yeterli randıman için soru işaretleri vardı. Hocalar sisteme kolay adapte oldular. İlk defa Bursa Uludağ Üniversitesi tarihinde TSE belgesini alma imkânına sahip olduk. Bireysel olarak bazı meslek yüksek okulları alıyordu. Tüm üniversite olarak ilk defa bir TSE belgesi sahibi olduk. Denetime gelen bir mühendis, termodinamik derslerine girmiş, uzaktan nasıl yapıldığını. sordular. Hayran kaldığını ifade etti. Bu şartlar bizim için Türkiye ve dünya için eğitim öğretimin karma, hibrit yöntemlerle kısmen uzaktan yönetilebileceği bir sisteme doğru evrilmesi gerektiği sonucunu doğurdu.. Bize bir takım tecrübeler kazandırdı. Biz her dönemde 300 bin online sınav yaptık. Sınav güvenliği tartışılabilir, önceki yüz yüze yapılan sınavlara göre yüzde 2-3’lük sapmaların olduğunu gördük” diye konuştu.

    Sağlık ordusuna teşekkür

    Sağlık ordusunun, özellikle pandnemi döneminde 18 ayda fedakârca çabalarının her türlü takdirin üzerinde olduğunu kaydeden Kılavuz, “Uyumadılar, yemediler, içmediler, elden gelen tüm gayreti gösterdiler. Hamdolsun pandemiyi platoya getirmiş oldular. Covid komisyonumuz oldu. İdareci arkadaşlarımız olduğu gibi, aynı zamanda tıp fakültesinden hocalarımız oldu. Bunlar değerlendirildi. Eğitim öğretimde belirli mesafeler alındı.. Tıp Fakültesi dekanlığı ve hocalarımıza ayrıca teşekkür etmek lazım. Başhekimliğimize teşekkür etmek lazım. Hafta başı itibariyle 103 binin üzerinde test, 2800 yatan hastaya tedavi imkanı sağlamışız. Az bir hizmet değil. 5 klinik ve bir yoğun bakımı sürekli ilk günden itibaren pandemiye hazır tuttuk. Pik döneminde 2020 nisan ve kasım aylarında. Onun dışında belli seviyede götürüyoruz. Tıp fakültemiz ve hastanemiz belirli dönemden itibaren birm yılın birikimini ortadan kaldırmak için son 6 ayda çok ciddi gayret gösterdi. Eylül ayında SGK’ya kestiğimiz faturanın tutarı 33 milyon liradır. Yıllık tutar 360 milyon liradır. Global bütçe olarak 310 milyon taahhüdümüz var SGK’ya. Ertelenen tedavinin mevcut tedaviler de dikkate alındığında yapılması gerekiyordu. Artış ondan kaynaklanıyor. Devletimize teşekkür etmemiz vefa borcudur. 400 milyon lira borcumuz vardı. Devlet bu pandemi döneminde bu borcu ödemimize imkan sağladı. Üniversite hastaneleri hep zarar ederler. Sut fiyatları yeterli değildir. Kayda değer değişiklik olmamıştır. Devlet hastaneleri araştırma hastaneleri ve özle hastaneler 8.günden sonra ısrarla üniversite hastanelerine gönderirler. Bizde 100-120 gün ya sağlığına kavuşur ya da ahirete irtihal ederler. Bunun 8 günlük parasını alırsınız. Bundan kar etmeniz mümkün değildir. Devlet de bunu bildiği için. Biz her ne kadar tasarruflu davransak da devlet 5 yılda bir. Pandemi olağanüstü şartlarda yaşandı. Devlete ve devlet ricaline gösterdikleri yardım ve destekten dolayı teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Kılavuz, “Urap’ın dünya sıralaması var. 1319 sıradayız. Bu 2022 yılı bütçesi ise 1 milyar 6 milyon olarak bağlandı. Yüzde 26’lık artışa tekabül ediyor. Bu artış bizim için sevindirici bir artıştır. 40 yılın bugüne sirayet eden bütçe sıkıntılarını dikkate aldığımızda, hala eşdeğer üniversitelerle değerlendirildiğinde rakamın tatmin edici olmadığını söylemek gerekiyor. Hacettepe nüfusça küçük yüzde 30 fazlasıdır. Baştan beri böyle geliyor. Belirli oranlarda artış yapıldığı için böyle devam ediyor. Yurt konusunda kredi yurtlar ilave kapasite oluşturdu. 10 bine yakın ilave kapasite. Bize kayda değer şikayet ve itiraz gelmedi. İl gelen insanlar heyecanlanıyorlar. Açıkta kalacak mıyız diye endişe ediyorlar. Hangi siyasî görüşten olursa olsun, bütün belediyeler destek oldular. Pandemi öncesi olmayıp, pandemi sonrası yeni açtığımız 7500 8000 rakamına 2700 yeni ilave yıl başında devreye girecek. Çok büyük sıkıntı yaşamadık. Üniversite yurtlarında barınıyorlar. Artık rakamsal olarak belirli noktaya geldik. Biz üniversitenin kalite çıtasını yükseltelim. Bir ânda mümkün olmuyor. Siz yaptığınız işlerde ehliyet liyâkat ve şeffaflık ve özellikle özlük haklarının insanlara verilmesi, özlük hakkı eşittir kul hakkı diye düşünüyoruz. Verilmesi dikkate alındığında bilimsel çalışmalara, bilimsel çalışmaların aldığı atıflara, çıktılara, patentlere ve ticarîleşmeye gittiğini görüyoruz. TÜBİTAK’ın girişimci ve yenilikçi üniversite sıralamasında 21.sıradan 19.sıraya yükseldik. Urap’ın bu yıl itibariyle 29. sıradan 27. sıraya yükseldik. Urap’ın dünya sıralaması var. 1319 sıradayız. Bu sıra Uludağ Üniversitesinin hak ettiği sıra değil. Henüz daha 2021 dünya sıralaması yayınlanmadı. Urap dünya üniversiteler sıralamasını yaparken 5 kıstası var. Türkiye için dünya sıralamasında öngördüğü parametreleri dikkate almıyor. Doktora öğrenci sayısının lisans öğrenci sayısına oranını dikkate alıyor. Bir hocaya 41 öğrenci düşen bir üniversiteyiz. Erciyes ile birlikte çok dezavantajlıyız. Osmangazi ile kıyas ettiğimizde bir anda 6 puan atıyor. Üniversitenin tarihinde duvar üzerine bir tuğla koyabilirsem, bizden sonraki arkadaşlar tuğlalar koyarsa, bu üniversite hak ettiği noktaya gelir. Kaliteden geldik, kalite çalışmalarında belirli mesafe aldık” şeklinde konuştu.

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yoğun bakımlarının yenilendiğini, acil servislerinin 9 ay sonrasında 2 bin metrekarede modern bir yerde hizmet vereceğini ifade eden Kılavuz sözlerini şöyle sürdürdü.

    “350 yataklı Çocuk Hastanesi’ni de hayata geçiriyoruz. Hayırseverlerimize teşekkür ediyoruz. Bölüm bölüm kliniklerin yenilenmeleri yapıldı. Personel yemekhanesini yapıyoruz. Acil ve yoğun bakımları da genişletip yeniliyoruz. Şu anda 1 milyar liralık bütçemizin yüzde 85’i personel ve akademisyen maaşlarına gidiyor. Ancak fakülteden gelen 360 milyon liranın yüzde 5’i yani 18 milyon lirasını araştırma geliştirme projelerine ayırıyoruz” ifadelerini kullandı

    “TOGG’a aranan eleman yetiştiriyoruz”

    Rektör Kılavuz, yaptıkları ankette öğrenci memnuniyetinin yüzde 45’ten yüzde 61’e çıktığını, sosyal donatı alanları, öğrencilerin ihtiyacı olan restoran, kafe ve marketlerin kampus içinde hizmet vermeye başladığını vurgulayarak şunları söyledi:

    “15 bin dönüm üzerinde kuruluyuz. 5500 dönümü de tamamen orman ve bursada bu genişlikte bir orman yok. Bursa’nın akciğerleriyiz. En büyük hayalimiz hedefimiz, Ulutek’in 144 dönüm arazi içindeki, TEKNOSAB’ın da AR-GE olacak yapıya kavuşturulmasıdır. Projeleri çizildi. Demoları yapıldı. Para bulunabilirse, bir gayrimenkul yatırım ortaklığı devreye girebilirse, bu işleri yaparız derlerse, bu hakikaten Bursa ve ülkeyi ayağa kaldıracak proje olur. Güzel sanatlar fakültemizin hâlâ binası yok. spor bilimleri fakültemizin idarî binası yok. onun dışındakileri halletmeye çalışıyoruz. Borusan Vakfı ve Gemlik Belediyesi ile hukuk fakültesi, 2 amfi ve kafe inşaatı protokolü imzaladık. Hayâl proje ufuk projeden bahsediyorsanız, Ulutek’i gerçek anlamda yeni teknolojilerin ve otomotivin AR-GE merkezi hâline getirecek projeyi uygulamaya koyarsak bursa için ciddi şans olur.

    TOGG ile ilişkilerimiz iyi. Bizim otomotiv çalışma grubumuz var 35 hocadan oluşan. Her ay bir toplantı yapıyoruz. otomotiv teknoloji konusunda tebliğ müzakereler yürütüyoruz. Açılış dersimizi TOGG ceosu Gürcan Karakaş verdi. Bu sadece sembolik bir iş değil, aynı zamanda özel anlamı olan bir iş. Üniversiteden söz ediyorsanız, bilimden teknolojiden söz ediyorsunuz demektir. İlk açılış dersini 2023’te Türkiye’nin ortaya çıkacak vizyon projelerinden birisi olan bir projenin başındaki şahsı getirerek verdik. biz bu işlere talibiz. Uludağ Üniversitesi olarak bizden istifade edin dedik. Ortak projeler yürütebiliriz dedik. Destek verdik. TOGG’un aracı banttan inmeden, 2 yıllık meslek yüksek okulumuzda o fabrikada çalışacak, servisinde görev alacak öğrenci aldık. Uygulamalı dersler yapıyorlar. Gemlik’te önümüzdeki yıl öğrenci almaya başlayacağız. Otomotiv mühendisliği lisansını verirken, yeni yüksek lisans programı açtık. Hibrit ve elektrikli araçlar yüksek lisans programıdır. Lazer teknolojisi ile metal tozlarından cihazlar üretme, tıpta ve otomotivde kullanılmak üzere ana bilim dalını ilk defa açan üniversiteyiz. yetiştirdiğimiz insan kaynağı ile TOGG’un servis hizmetleri ve üretim esnasında fabrikada çalışacak elemanların yetişmesi için destek veriyoruz. Süreç içinde geliştikten sonra olacaktır. Öncelikli alanlarda TÜBİTAK’a verdiğimiz projelerle TOGG’un ihtiyacı olan iyileştirmeleri yaparız”.