Etiket: ak parti

  • CHP’den şok iddia: “AK Partililer aşı olmaya başladı”

    CHP’den şok iddia: “AK Partililer aşı olmaya başladı”

    CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Çin’le sözleşmesi yapılan Covid-19 aşısının Türkiye’ye geldiğini ve 10 gündür AK Partili siyasilerle yakınlarına aşı yapılmaya başlandığı iddiasında bulundu.

    Çin’le yapılan aşı anlaşmasına ilişkin geçtiğimiz hafta TBMM’ ye yazılı soru önergesi sunarak, sözleşmenin detaylarını soran CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

    CHP’li Emir, Çin aşısının, dün aşı programını başlatan İngiltere’den önce Türkiye’ye getirildiğini öne sürerek, şunları belirtti:

    “Çin aşısı 10 gündür Türkiye’de. Aşıyı getiren firma da her zamanki gibi yine Keymen İlaç oldu. Aşı 10 gündür el altından AKP’li siyasilere, aile dostlarına, nüfuzlu kişilere ve tanıdıklara yapılmaya başlanmış bile.

    Günlerdir aşının nasıl geleceğini, sözleşmenin detaylarını, aşının fiyatını soruyorduk. Bakanlık da toplumu bilgilendiriyor gibi yapıp aslında hiçbir bilgi vermiyor ve süreci kapalı bir şekilde yürütmeye devam ediyordu. Şimdi, bakanlığın süreci neden kapalı bir şekilde götürdüğü ortaya çıkmış oldu.”

  • AK Parti Sözcüsü Çelik’ten önemli açıklamalar

    AK Parti Sözcüsü Çelik’ten önemli açıklamalar

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor. Çelik, Fransa’nın Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımasına sert tepki göstererek, “Fransa duruyor, Karabağ’ın bağımsızlığını tanıyor. Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımak demek oradaki işgale onay vermek demektir. BM kararlarına da aykırı bir durumdur” dedi. Öte yandan Çelik, Kılıçdaroğlu’nun Doğu Akdeniz’deki Türk gemisine hukuksuz arama konusundaki iddialarıyla ilgili olarak, “Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı’, Sayın Cumhurbaşkanının tüm arkadaşlarımızda telefonu vardır. Böyle bir konu da Türkiye haklıyken çıkıp Kılıçdaroğlu, Almanlar’ın tezini Türkiye’nin tezine göre doğru bulması, son derece şaşırtıcı. Son derece yadırgatıcı buluyoruz. Siyasi tarihte örneği yok. Teknik bilgi verilmesine rağmen Kılıçdaroğlu’nun buna devam etmesi son derece yanlıştır” ifadelerini kullandı.

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:

    ‘SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MÜTEŞEKKİRİZ’

    Maalesef vaka sayılarında yükseliş var. Bütün tedbirler açıklanmasına rağmen maske mesafe temizlik konusunda zaaflar ortaya çıkıyor. Bu da mücadeleyi zayıf kılıyor. Dünyaya örnek olacak bir mücadele veriyorlar. Sağlık çalışanlarımız, insan sevgisinin ve vatan severliğin tanımını yeniden yazıyorlar. Hepsine müteşekkiriz. Bütün gösterdikleri fedakarlıklar için sevgilerimizi saygılarımızı sunuyoruz.

    DİYARBAKIR ANNELERİ

    466. gün sonunda 21 annemiz evladına kavuştu. Bütün vatandaşlarımıza, yetkililerimizi teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bütün Türkiye’nin kalbi onlarla atıyor.

    ‘AK PARTİ ÇALIŞANLARINA ÜCRET ÖDEMİYOR’ İDDİALARINA CEVAP

    Bugün bazı yayın organlarında hiçbir geçerliliği olmayan yalan haberler var. ‘AK Parti çalışanlarına ücret ödeyemiyor’ gibi haberler bizi çok şaşırttı. Kovid süreci boyunca Hazine’den aldığımız payın %40’ını teşkilatlarımıza gönderiyoruz. Sahada bu çalışmaları yürüten, Türkiye’nin demokrasi mücadelesine destek veren AK Parti açısından teşkilatımızdır. Teşkilatımızın ihtiyaçlarının karşılanması bu mücadele için gereklidir. Ödenmemiş ilçe ve il binasının kirasıyla ilgili bir durum söz konusu değildir. Türkiye’nin en büyük hareketi olarak kuşkusuz en büyük gücümüzün teşkilatımız olduğunu bilerek her MKYK toplantımızda bunları değerlendirdiğimizi söyleyebilirim.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN AZERBAYCAN ZİYARETİ

    Siyasi gündemi yakından takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız çarşamba günü Azerbaycan’a ziyaret gerçekleştirecekler. 9-10 Aralık’ta Bakü’yü ziyareti Azerbaycan Türk’ü kardeşlerimizle buluşmamız son derece önemlidir. 9 Kasım’da anlaşma sonrası Ermenistan çekilmesi için anlaşma sağlanmıştı. 1 Aralık’ta bu sona erdi. Ele geçirilen topraklar Azerbaycan toprakları, BM’ye göre de öyle Ermenistan 30 yıl boyunca burayı işgal etmiştir.

    FRANSA’NIN KARABAĞ HAMLESİNE TEPKİ

    Fransa duruyor, Karabağ’ın bağımsızlığını tanıyor. Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımak demek oradaki işgale onay vermek demektir. BM kararlarına da aykırı bir durumdur. Fransa’yla son zamanlarda dünya barışı konularında en anormal davranışları onlardan görüyoruz. Şimdiye kadar Fransa’nın buraların Azerbaycan toprağı olduğuna dair bir beyanı olduğunu duymadık. Tamamen dar bir çevreye şirin gözükme kaygısıyla yapılmış bir davranıştır. Burada Ermenistan tarafının da şunu değerlendirmesi gerekiyor. Fransa benzeri ülkelerin attığı adımlar Ermenistan aleyhine atılmış adımlar değildir. Fransa gibi ülkeler rehin politikası izliyor. Fransa’nın aldığı karar sembolik gibi bir karar olsa da provakatif bir karardır. Zaman zaman yapılan görüşmelerde görüyorsunuz ki Macron’un tek bir hedefi var. Türkiye’ye karşı kışkırtıyor, birlikte hareket etmek istiyor. Dar bir yaklaşımlar hareket ediyorlar. Bu yaklaşımdan vazgeçmesi Türkiye ile saygı çerçevesinde bir yaklaşımla hareket etmesi gerekiyor.

    ‘FRANSA’NIN AMACI TÜRKİYE KARŞI BLOK OLUŞTURMAK’

    Tek bir temeli var Türkiye’ye karşı blok oluşturmak. Suriye ve Doğu Akdeniz’de bunu yapıyor. Fransa açısından Türkiye karşıtlığı doğru bir politika değil. Benzer bir konusu maalesef Yunanistan tarafından gündeme getiriliyor. Tam AB zirvesi öncesi Türkiye karşıtı son derece provakatif açıklamalar yapıyorlar. Yunanistan Başbakanı diyor ki; Türkiye ile olan sorunumuzu AB sorunu haline getirdik. Yani Yunanistan AB’yi peşine takmış sonuçsuz ilişkiler kurma konusunda AB’yi yanlış yere sürüklüyor

    ‘YUNANİSTAN ŞANTAJ SİYASETİ UYGULUYOR’

    Müzakere masasına oturulursa kazan kazan temelinde Türk diplomatlarının kabiliyetlerini göstereceği siyasi irade Türkiye’de mevcuttur. Ama masaya oturmaktan kaçan sürekli şantaj siyaseti uygulayan Yunanistan’dır. Türkiye olmadan AB’nin güveni olmaz, sadece mülteci meselesinde bile Türkiye bu kadar mülteciyi misafir ederek, Avrupa demokrasisini kurtarmıştır. Türkiye tabi ki bunu mazlum mültecileri kurtarmak için yapıyor. Mülteci meselesi çıktıktan sonra faşist partiler 2. parti haline geldiler. Eğer Türkiye bu insanı vicdani ölümden kaçan mazlumlara kol açmasaydı aynı kavimler göçü gibi Avrupa’nın jeopolitik haritasının altüst olduğu bir durumla karşılaşacaktır. Hatta bugün liderlerin çoğu başta olamayacaktı. Faşistler yönetimi ele geçirecekti. Buna karşı Türkiye’ye yaptırım dili kullanmak gerçekten bir akıl tutulmasıdır. Avrupa köprü kurmalı, duvar örmemelidir.

    KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZLERİNE SERT TEPKİ

    Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı’, Sayın Cumhurbaşkanının tüm arkadaşlarımızda telefonu vardır. Böyle bir konu da Türkiye haklıyken çıkıp Kılıçdaroğlu, Almanlar’ın tezini Türkiye’nin tezine göre doğru bulması, son derece şaşırtıcı. Sonuç ne oluyor, Türk devletlerinin kurumları açıklama üstüne açıklama yapıyorlar, hukuki bilgi veriyorlar. Bu tezi dayandırdığınız teknik bilgiler yanlıştır. Bakın Yunanlılar manşet atıyorlar, başkası tarafından takdir görmüyor sadece oradan takdir görüyor.

    ‘SİYASİ TARİHTE ÖRNEĞİ YOK’

    Bakın bu gemi hadisesinde kendilerini, Türk muhalefet tarafından doğru bulunduğunu belirten beyanat veriyorlar. Kendi devletine karşı eleştiriler olan yabancıların tezlerini, kendi devletine tezine karşında gerçek bir tez gibi savunan bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Son derece yadırgatıcı buluyoruz. Siyasi tarihte örneği yok. Teknik bilgi verilmesine rağmen Kılıçdaroğlu’nun buna devam etmesi son derece yanlıştır.

    CHP’DEKİ TACİZ İDDİALARI

    Böylesine 5. kol faaliyet olabilir mi? Yine Doğu Akdeniz’de aynı şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Dün ki konuşmasında, bol bol ahlaktan bahsediyor. Bakın kendi içlerindeki tartışmayı gündeme getiriyorum. Taciz tecavüzle ilgili bir gündem var. Kendi arkadaşları içerideki suskunluğu eleştirdi. Bu kurumsal suskunluk karşısında diyebildikleri şey mağdur kişileri mahcup etmek istemiyoruz. Ortada taciz tecavüz iddiaları varsa bunun karşısındaki kurumsal suskunluk bu ahlaksızlığa göz yummaktır. Kadın onuru karşısında susanın ondan sonra siyasette söyleyecek bir şey olmaması gerekir. Çıkın deyin ki, bu var ya da yok. Dün defalarca yalanlanmış, konulardan temeli olmayan konulara kadar iddialarda bulunuyorlar. Bu tecavüz taciz skandalıyla niye susuyorsunuz? Bunu sizin arkadaşlarınız gündeme getiriyor. Kadınlara saygı gereği bunun en sert şekilde gereğinin yapılması lazım, bunların tasfiye edilmesi lazım, bunların temizlenmesi lazım. Burada kişisel bir suskunluk yok, kurumsal suskunluk sağlıklı ahlaklı bir suskunluk değil. Kamuoyuna yansıdığı için biz kendi takibimizi de yapacağız. Kadın haysiyetini onurunu korumak her birimizin üstüne vazifedir. Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Dün bir deyim kullandı. İnşallah anlamını biliyordur. Diyor ki; Hükümet sözcülerini dinliyorum. Alis Harikalar Diyarı’nda gibi konuşuyorlar. Verilecek en iyi cevap partinizin içinde geçen alacakaranlık kuşağıdır. Bir an evvel bu suskunluktan vazgeçmeniz gerekiyor.

    REFORM GÜNDEMİ

    Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir takım istişareler yapılmaya başlandı. İş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi arkadaşlarımız. Bütün bu çerçeve içerisinde STK’ların da görüşleri alınacak. Parti içinde de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konularda yaptığımız çalışmaların konusu güven veren ve erişebilir bir adalet şeklindeydi. Bu ülkede ikinci sınıf vatandaş yoktur. Bu ülkede herkes ev sahibidir, kiracı değildir. Bu çalışmalar güçlü bir şekilde yapılacak ve arkasından sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak.

    SORU CEVAP
    KILIÇDAROĞLU’NUN MECLİS’TE ADAY OLUP OLMAYACAĞI SÖZLERİ

    Sayın Cumhurbaşkanımızın bir değerlendirmesi olmadı. CHP içerisinde de tartışılıyor. Bu adaylık meseleleri, ithalat-ihracat meselelerine dönmüş. Sayın Kılıçdaroğlu, çok iddialar şeyler söyledi. Daha tutarlı bir davranış olur. Yine ithal aday arayışı içerisine girerse, CHP içinde ciddi eleştiriler var. Bu da yine Kılıçdaroğlu’nun iddiasızlığının altının çizilmesi gerekir. Çelişki öbür taraftadır. Bizi ilgilendiren bir konu değildir. Şunu söylüyor, tabi ki bir yerde oturulur bir aday desteklenir. Ama dün yaptığı açıklamalarda öylesine bir tavır sergiliyor ki kendisinin bu misyona hazır olduğunu, görev alacağını ifade eden bir tutum sergiliyor. Kendisi açısından tutarlı mı davranacak tutarsız mı davranacak hep beraber göreceğiz.

    TELEFON DİNLEME İDDİALARI

    Böylesine bir iddia koyduktan sonra İçişleri bakanımız tarafından güçlü bir şekilde çürütüldü. Bu kanunların verdiği yetkiyle yapılan dinleme konusu bir yöntem. Bakanımız bunu açıkladı. Hakim tarafından oluyor, birçok mekanizma tarafından denetleniyor diye. Hem idari açıdan hem hukuki hem de siyasi açıdan açık bir sistem. Siyasi sorumluluk sadece iktidar partisine ait değil. Bu bütün partilerin paylaşması gereken bir şey. Ellerinde bir bilgi belge varsa yetkili makamlarımıza göndersinler. Yoksa bugün güvenliğimiz için bizi koruyan tüm yetkililerden özrü dilemesi gerekiyor. Bu açıklamaları yaparken çok dikkatli olmalılar. Sayın Karamanoğlu, sayın Kılıçdaroğlu neye göre söylüyor. “Aklıma geldi, söylüyorum.” böyle bir olay yok. Eğer varsa ellerinde bir bilgi gidip savcılığa başvuruda bulunacaklar. Aksi takdirde bütün içişleri teşkilatından özür dilemelidir.

    TANK PALET FABRİKASI SATILDI İDDİASI

    Bir yalan siyasetinin sistematik bir şekilde devam ettirildiğini görüyoruz. Bilgi paylaştık, buradan cevap verdik, Meclis’ten cevap verdik. Tank palet fabrikasının satıldığı açık bir şekilde yalandır. Bütün vatandaşlarımız net bir şekilde söylüyorum, CHP’nin iddiası yalan siyasetidir. Fabrika satılmamıştır, sadece fabrikanın işletme hakkı devredilmiştir ve tüm denetim Milli Savunma bakanlığındadır. Asıl cevap verilmesi gereken “Türk ordusu satılmıştır” diyen milletvekilinizdir. Bu tip satışları yapanların kimin siyasi tarihine ait olduğunu tarihçilerimiz iyi bilirler. “Tank Palet fabrikası satılmıştır.” diyenin karşısına kolaylıkla yalancı mührü vurulabilir.

    AŞI MESELESİ

    Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığımız, bilim insanlarımız bunları denetlemeyecek bunların bilemeyecek kadar yetersiz değildir. Eğer bir vatandaşımıza bir aşı öneriliyorsa bu korona salgınıyla mücadelede vatandaşımızın sağlığının korunması içindir.

  • AK Partili Turan: Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa ben de adayım

    AK Partili Turan: Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa ben de adayım

    AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te yaptığı konuşmasının “Cumhurbaşkanlığı adaylığı sinyali” olarak yorumlamasının ardından “İlan ediyorum, Kemal Kılıçdaroğlu 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olsun ben de Çanakkale milletvekili Bülent Turan olarak Cumhurbaşkanlığına adayım” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçe görüşmelerinde hükümetin 2021 yılı bütçesini eleştirdiği sırada AK Parti sıralarından gelen “Aday ol aday” sözlerine, “Benim aday olamayacağımı size kim söyledi. Kim söyledi? Ben ne istiyorum. Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamenter sistem istiyorum. Demokratik, halkçı parlamenter sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istiyorum” yanıtını vermesine ilişkin konuştu.

    Kılıçdaroğlu’nun “kürsü heyecanına kapıldığını” öne süren Turan, Habertürk’e konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “Ayrıca dünkü görüşmelerde Sayın Kılıçdaroğlu Hükümeti eleştirirken AK Partili arkadaşlarımızın ‘öyleyse aday olun’ demesine kürsü heyecanıyla bir an sanki adaymış gibi ifade etti. Ancak sonra ne olur ne olmaz diyerek toparlamaya çalıştı. Kılıçdaroğlu’nun şimdiye kadar aday olmaması aslında bundan sonra da nasıl bir siyaset izleyeceğinin göstergesi.”

    AK Parti’li Turan, Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda kendisinin de aday olacağını ifade ederek şöyle konuştu:

    “Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olamaz, bu kadar net. Kürsü heyecanıyla bir anlık ifadeydi o. Göreceksiniz ki bu sözleri revize edilecek. Bir defa Kılıçdaroğlu’nu kaset operasyonu ile genel başkan yapanların izni ve talimatı olmadan aday olacağını açıklaması beklenmez. Siyasi dostlarına rağmen aday olamaz. Kılıçdaroğlu siyasette aday olmak, lider olmak için genel başkan olmuş biri değil. İlan ediyorum, Kemal Kılıçdaroğlu 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olsun ben de Çanakkale milletvekili Bülent Turan olarak Cumhurbaşkanlığına adayım.”

  • “Kılıçdaroğlu Türkiye’nin milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”

    “Kılıçdaroğlu Türkiye’nin milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”

    AK Parti Grup Başkan Vekili Cahit Özkan, “CHP’nin beyin ölümü gerçekleşmiş, başındaki bay Kemal de Türkiye’nin bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. CHP, 2023 seçimlerinde tarihin tozlu sayfalarında yer alacaktır” dedi.

    AK Parti’li Özkan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısı ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını söyleyen Özkan, “Bugün bay Kemal, kir akan siyasetine yenilerini, Sayın Cumhurbaşkanı’mızı hedef alarak maalesef sürdürmüştür. Peygamber ocağı Silahlı Kuvvetler’imize hakaret eden, ruhunu satmış sözde vekilinin ahlaksız saldırılarını perdelemek için bay Kemal, Sayın Cumhurbaşkanı’mızı hedef almıştır. Bay Kemal, batsın senin hakaretlerin, batsın senin siyasetin. Seni ve dostlarını milletimizin yılmaz ferasetine havale ediyoruz. Milletimiz 2023’te bu hastalıklı siyasete gereken cevabı vererek sandığa gömecektir” dedi.

    ‘CHP’NİN BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞMİŞ’

    “Biz milli orduya FETÖ’nün kumpaslarını deşifre ederken, bunun mücadelesini verirken siz neredeydiniz?” diyen AK Parti’li Özkan, “CHP’nin beyin ölümü gerçekleşmiş, başındaki bay Kemal de Türkiye’nin bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Beyin ölümü gerçekleşen CHP, inşallah milletimizden hak ettiği cevabı alacak ve 2023 seçimlerinde tarihin tozlu sayfalarında yer alacaktır” diye konuştu.

  • 4 partiden Fransa’ya kınama

    4 partiden Fransa’ya kınama

    AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin TBMM grupları ortak bildiri yayımlayarak, Fransa Senatosu’nun Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin aldığı kararı kınadı.

    Fransa Senatosu’nun Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin aldığı karara ilişkin AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti TBMM grup başkanvekillerinin imzasıyla ortak bildiri yayımlandı. Bildiride, “Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partiler olarak Fransa Senatosu’nun uluslararası hukuka, ahlaka ve hakkaniyete aykırı bir şekilde, Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin 25 Kasım 2020 tarihinde kabul ettiği kararı en güçlü şekilde kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

    Fransa Senatosu görmezden gelse de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1993 yılında aldığı 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararları uyarınca Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu belirtilen bildiride, Fransa Senatosu’nun almış olduğu kararın uluslararası hukuk açısından yok hükmünde olduğu kaydedildi.

    TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un imzası ile yayımlanan bildiride şu ifadeler kullanıldı:

    “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler olarak Fransa Senatosunun uluslararası hukuka, ahlaka ve hakkaniyete aykırı bir şe-kilde, Yukarı Karabağ ihtilafına ilişkin 25 Kasım 2020 tarihinde kabul ettiği kararı en güçlü şekilde kınıyoruz.

  • AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten önemli açıklamalar

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten önemli açıklamalar

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Ömer Çelik, Bülent Arınç’ın YİK üyeliği görevinden istifa etmesine ilişkin, “MYK da Arınç’ın değerlendirmelerine katılmıyor.” dedi

    Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:

    CHP’Lİ ÇEVİKÖZ’ÜN SÖZLERİNE TEPKİ

    Sosyal medya aracılığıyla açıklama da yaptım. Sayın Çeviköz’ün bazı açıklamaları oldu. Şimdi burada bizim her zaman bu tip açıklamalar olduğu zaman biraz bekliyoruz. Bu kadar da olmaz. Mesele sadece eleştirmek için değil, siyasetin hiç bir zaman ana motivasyonu olmaması lazım eleştirmek. Temel bir eleştiri getirdik. Seçilmiş bir başkandan demokrasi talep etmek, yanlış bir şeydir. Türkiye demokrasi için şehit vermiş bir ülkedir. Bununla kalmıyor, S-400’leri iptal edeceklerini söylüyorlar iktidara geldikleri zaman. Patriot verilirse hala almaya hazır olduğumuzu söyledik. Bize acil lazımdı ve Rusya’dan aldık. Bu bir kes kopyala siyasetidir. İthal ekameci bir demokrasi anlayışıdır. Demokrasiyi mal gibi görüp bir yerden bir yere ithal edebileceklerini düşünüyorlar. Niçin Türkiye’nin hava savunması için elde ettiği tedarik ettiği sistemleri iade edeceksiniz? Ya da Libya’da meşru siyaseti desteklemeyi niye eleştireceksiniz? Ayrıca Suriye’den asker çekmemizi söylüyorlar. Suriye’den asker çekilince ne olacak? Ahlaki olarak asla kabul edilemeyecek bir söz olduğunu söylüyoruz. Uyarmamıza rağmen bu açıklamayı yapan siyasetçi arkadaşımız bunu düzeltmek yerine çıktı, bizim eleştirilerimizin kötücül bir değerlendirme olduğunu söyledi. Demokrasinin evrensel niteliğine dönük olarak bir dayanışma meselesinden bahsetmiyoruz.

    CHP’YE DEMOKRASİ ELEŞTİRİSİ

    Tam tersine başka bir yerden ithal demokrasiden bahsediyoruz. Şunun söylenmesi gerekiyor ABD hükümetine; Geçmişte yapılan hataları yapmayın. Demokrasimizi tehdit eden unsurlar başka, yeni yönetime şunu söylemek lazım. PKK/PYD’ye Trump döneminde tırlarla silahlar gönderdiniz, en önemli yaklaşım bu örgüte verilen silahların toplanması, PKK/PYD’ye yönelik olarak eğitim çalışmalarının sonlandırılması ve terör örgütü olarak yaklaşılmasıdır. Diğer bir söylenmesi gereken husus da şudur; Türkiye’nin milli iradenin yegane temsilcisi olan TBMM’nin bombalanmasında terör örgütü FETÖ’nün DEAŞ gibi karşılanmasıdır. DEAŞ’a ne yapılıyorsa FETÖ’ye de aynısı yapılması gerektiği söylenmeliydi. Tam tersi yöne girip, F-35’lerin Türkiye’ye verilmemesini eleştiriyor musunuz? Kapalı Maraş’ın da açılmasını eleştiriyorlar. KKTC’ye Güney Kıbrıs’la aynı hukuk çerçevesinde yaklaşmıyorlar. Dolayısıyla bunlar demokratik açıdan dayanışma anlamına gelmeyen sözlerdir. Demokratik açıdan karşılıklı olarak değer dayanışması anlamına gelmeyen sözlerdir. Bir de kendisini demokratik bir irade yerine koyup kendi ülkesini başka ülkeye şikayet edip bir demokrasi talebinde bulunuyor. Başkalarından demokrasi talep etmeden önce nasıl demokrat olunur özeleştirilerine girmeleri kendileri için ve ülke için faydalı olacaktır.

    REFORM

    Önemli bir reform eylemini Türk siyasi hayatına paketlerle uygulamalarla ortaya koyduk. Reform demek demokrasinin toplumun tüm kılcal damarlarına ulaşması demektir. Dolayısıyla reform süresi demokrasinin derin sürecidir. Toplumun çıkarları değişir, vatandaşımızın taleplerinin devletimize yansımasında yeni ihtiyaçlara gerek duyulur.

    İRİNA OPERASYONU

    Alman savaş gemisi tarafından gemimize çıkılarak yapılan aramayı şiddetle protesto ediyoruz. Hamburg isimli savaş gemisi, Ambarlı limanından insanı yardım taşıyan gemimize müdahale etmiştir. Şu net bir durumdur. Burada herhangi bir şekilde ambargoyu delen Türkiye devleti değildir. O toplu mezarların getirdiği yükten kurtulmak için Türkiye’ye karşı yanıltıcı propagandalar üretenler bu tip bir takım haberler üretiyorlar. Almanya ile bu konularda yakın bir istişaremiz var. Bütün bunları dikkate alarak bu tip eylemlerde bulunmamaları gerektiğinin altını çiziyor. Bu aramalar korsan aramalardır. Tabi sonra ülkemizin itirazıyla aramayı sonlandırmışlar. AB kendi üyesi olan bazı ülkelerin gayri meşru girişimlerinin peşinden gitmemelidir.

    AZERBAYCAN’IN KARABAĞ ZAFERİ

    Kazanımlar bundan sonra önemlidir. Bu anlaşmaya bağlı olarak 20 Kasımda Azerbaycan ordusu girdi. Şimdi burada Azerbaycan’ın belirleyeceği bir yerde Rusya ile ortak merkez kurularak. Türk ordusu bu barışın kazanımları konusunda gözlem yapacak. TBMM’de yetkiyi verdi.

    AVRUPA’DA İSLAMOFOBİ

    Fransa yanlış uygulamaları sürdürüyor. Fransa’nın içerisindeki tartışmalarda son derece doğru mecralarda seyrediliyor. Bu bir hastalıktır. Yani DEAŞ insanlık için en tehlikeli terör örgütlerinden biriyse Avrupa’da DEAŞ’ın karşılığı faşistlerdir. Doğru prensiplerle bunlarla mücadele edilmesi gerekir.

    BÜLENT ARINÇ’IN YİK’TEN İSTİFASI

    Arınç’ın kamuoyunda öne çıkan görüşlerinin, MYK tarafından kabul edilmeliği bellidir. Kendileri istifasını sundular, Cumhurbaşkanımız da kabul etti.

  • AK Partili Hamza Dağ’dan deprem açıklaması

    AK Partili Hamza Dağ’dan deprem açıklaması

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, depremin ardından CHP’lilerin ortaya attığı iddialar ile ilgili olarak “İzmir’i ve İzmirlileri yalnızca oy deposu, rant kapısı ve makam koltuğu olarak gördükleri bir kez daha aşikar olmuştur. İzmir depremi ile birlikte kentsel dönüşüm, şehirleşme ve altyapı gibi temel problemlerin İzmir’de acil bir şekilde çözülmeyi beklediği bir kez daha görülmüştür” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, yaptığı yazılı açıklamada, İzmir’de yıkıma neden olan depremin ilk anından itibaren, ilgili tüm bakanlar ve bağlı birimlerin bölgede arama-kurtarma, enkaz kaldırma ile hasar tespit faaliyetlerini titizlikle yürüttüğünü söyledi. Dağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın depremin üzerinden 24 saat geçmeden bölgeye geldiğini, hem vatandaşlara desteğini gösterdiğini hem de çalışmaları koordine ettiğini kaydetti. AFAD ile koordinasyondaki belediyeler ve gönüllü kuruluşların çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Hamza Dağ, şunları ifade etti:

    “Depremden etkilenen İzmirli hemşerilerimizin her türlü mağduriyetlerini gidermek için yaptığı çalışmalar devam etmektedir. Gelinen noktada hem afet anında hem de sonrasında yaşanan süreç göstermiştir ki; hükümetimiz, ilgili kurumlarıyla üzerine düşeni yapmıştır ve yapmayı sürdürecektir. Bu başarılı süreç yönetimi gerek deprem bölgesindeki hemşerilerimiz gerekse de Türkiye kamuoyu tarafından net bir şekilde görülmüş ve takdir edilmiştir. Ama ne yazık ki bu çalışmalara gölge düşürmek için asılsız iddialarda bulunulmuştur. Maalesef, yalan merkezli siyasetin en büyük alıcısı, bazen de kaynağı; İzmir’de yaşamayan, İzmir ile bağı bulunmayan ve depremi kişisel reklam malzemesi haline getirmeye çalışan bazı CHP’li siyasilerdir. Bu durum şehrimizde siyaset yapan CHP’li siyasetçiler için de üzüntü vericidir. İzmir’de gündeme ilişkin konuşacak milletvekili veya belediye başkanı yokmuşçasına, dışarıdan gelen siyasetçilerin İzmir’de ahkam kesmesi, CHP adına da düşündürücüdür. Bazı CHP’li siyasetçilerin bu süreçte ‘Her işi belediyelerimiz yapıyor’, ‘AFAD çadırını kullanabilmek için evlilik cüzdanı veya hasar belgesi olması gerekiyor’, ‘Çürük binalar tespit edildi, bakanlık gereğini yapmadı’ gibi yalanlarla karşımıza çıktığını görmekteyiz. Ayrıca, ‘Kızılay Kan Merkezi yıkıldı’, ‘Cumhurbaşkanı enkaz alanına müzik eşliğinde girdi’, ‘Belediyenin yıkım yetkisi yok’, ‘Hasar tespitinde rant gözetiliyor’ gibi aslı astarı olmayan iddialarla gündeme gelmeye çalışmışlardır.”

    TEDBİR ÇAĞRISI

    “Henüz enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlar varken yalanlara sarılarak kirli bir siyaset yapıldı” diyen Hamza Dağ, “İzmir’imize ve depremden etkilenen vatandaşlarımıza karşı ne denli sorumsuz olduklarının göstergesidir. Bu sürecin başarıyla yönetilmesi ve yaraların hızla sarılması, bazı CHP’li siyasetçilerde büyük bir rahatsızlığa sebebiyet vermiştir. Bu afetle birlikte İzmir’i ve İzmirlileri yalnızca oy deposu, rant kapısı ve makam koltuğu olarak gördükleri bir kez daha aşikar olmuştur. İzmir depremiyle birlikte kentsel dönüşüm, şehirleşme ve altyapı gibi temel problemlerin İzmir’de acil bir şekilde çözülmeyi beklediği bir kez daha görülmüştür. Bu hususların artık yerel yöneticiler tarafından gündeme alınması hayati önem taşımaktadır. Deprem, imar ve altyapı gibi meselelerin, şehrimizin yıllardan beri süregelen kronik sorunları olduğunu biliyoruz. Bu noktada, Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin üzerinde çok büyük bir sorumluluk olduğunun farkındayız. Şehrimizi ilgilendiren bu en önemli konularda, her zaman olduğu gibi bundan sonraki süreçte de İzmir’imiz için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Lütfen daha büyük acılarla yüzleşmek durumunda kalmadan tedbirlerimizi alalım” ded.

  • AK Partili Ali İhsan Yavuz koronaya yakalandı

    AK Partili Ali İhsan Yavuz koronaya yakalandı

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un koronavirüs testi pozitif çıktı.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, koronavirüse yakalandığını duyurdu.

    Twitter hesabından bir açıklama yapan yavuz şunları kaydetti:

    “Vücut kırgınlığı ve yüksek ateş şikayetiyle TBMM Hastanesi’ne başvurdum.Burada yapılan Covid-19 testim pozitif çıkmıştır.

    Hekimlerimizin tavsiyeleri doğrultusunda tedavi sürecimi evde geçiriyorum.

    Dualarınızı bekliyor, maske, mesafe,hijyen vb. kurallara uymanızı istirham ediyorum.”

  • AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bursa’da

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bursa’da

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “AK Parti’de adaylık işleri istişare ile olur. Bizler bir araya geliriz ve herkes ne düşünüyorsa onu söyler. Bu işlerde sıfat önemli değil. Biz dava partisiyiz” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Bursa’ya geldi. Kentte 2 gün kalacak olan Özhaseki, AK Parti İl Başkanlığı ziyareti sırasında basın toplantısı düzenledi.

    Toplantıda Bursa’da yapacakları çalışmaları anlatan Özhaseki, kentin kendileri için önemli olduğunu belirtti.

    Özhaseki, “Bursa baş şehirlik yapmış bir şehirdir. Günümüzde önemini artırmaya devam ediyor. Otomotiv sektörü ile ilgili atılımlar, yatırımlar ve genel ekonomide aldığı paylar bir taraftan tekstilde öncü olması, tarımda iyi noktada olması, Türkiye’nin göz bebeği şehirlerinden biri haline getiriyor. Burada hizmet eden arkadaşları tebrik ediyorum. Bursa il teşkilatı öncülüğünde büyükşehir ve ilçe belediyeler arasında ilişkiler çok iyi. Milletvekilleri Bursa’yı, Ankara’da gayet güzel temsil ediyorlar. Bugün Bursa’dayız. Başkanlarla istişareler edeceğiz. Projelerini göreceğiz. İstifade etmenin yoluna bakacağız. Bir taraftan ben de yıllarca belediye başkanlığı yapan biri olarak fikrimi söyleyeceğim. İstişare esastır ve genel kültürümüzde vardır. Meclisin ana amacı da istişaredir. Bursa’da 2 günlük çalışma yapacağız” diye konuştu.

    ‘AK PARTİ’DE İŞLER, İSTİŞARE İLE OLUR’

    AK Parti Bursa İl Başkanı Ayhan Salman’ın il kongresi öncesi aday olmayacağını açıklamasıyla ilgili soruya cevap veren Özhaseki, “AK Parti’de işler istişare ile olur. Bizler bir araya geliriz ve herkes ne düşünüyorsa onu söyler. Bu işlerde sıfat önemli değil. Bazı insanlar vekillik, bakanlık, başkanlık gibi görevlere hayıflanarak bakarak, hesaplar yapabilirler. Ama biz dava partisiyiz. Bizim tarihe ve medeniyete karşı sorumluluğumuz var. Biz il başkanımız ve ekibini şimdiye kadar hep takdir ettik. Seçim öncesinde çok istişarelerde bulunduk. Kendisi ile yaptığımız görüşmelerde ve istişarelerde böyle bir karar alındı. Bizler bu karara ‘hayırlı olsun’ demekten başka bir şey diyemeyiz” dedi.

    ‘ANKARA’DA İŞLER FARKLI YÜRÜYOR’

    Kulislerde konuşulanların, bazı kişileri yönlendirmek için söylenen şeyler olduğunu kaydeden Özhaseki, “Bu bilgilerin bir kısmına insanlar inanıyor. 21 yıl belediye başkanlığı yaptım. Belediye başkanlığı yıllarımda Ankara ile ilgili birçok şey söylenirdi; ama Ankara’ya gidince gördüm ki işler farklı yürüyor. O söylenenler çok da doğru değil. Ama insanlar bir şeylere inanmak istiyorsa yapacak da bir şey kalmıyor” diye konuştu.

    ‘CUMHURBAŞKANI BÜYÜKŞEHİRLERİN KONGRELERİNE KATILMAK İSTİYOR’

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın il kongrelerine katılmaya önem verdiğine de değinerek, şöyle konuştu:

    “Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan, büyükşehirlerin kongrelerine katılmak istiyor. Biz de MYK’daki arkadaşlar olarak ona yoldaşlık edenler, koronavirüsten dolayı ‘katılmayın’ diyoruz. ‘İllere gitmeyin’ diyoruz. Cumhurbaşkanı’mız halkla beraber siyaset yapmayı seviyor. Sohbet etmeyi, dokunmayı seviyor. Evine davet edenleri kırmıyor. Çay getirseler, alsa bir türlü almasa bir türlü. Biz bu yönünü bildiğimiz için ‘Gitmeyin’ diye yalvarıyoruz ama o da katılmak istediğini söylüyor. Ama ben Bursa kongresine büyük ölçüde katılacağını düşünüyorum.”

  • Bursa Milletvekili koronaya yakalandı

    Bursa Milletvekili koronaya yakalandı

    AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, Covid-19 testinin pozitif çıktığını açıkladı.

    AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şöyle dedi:

    “Dün yaptırmış olduğumuz Covid-19 test sonucum pozitif çıktı. Şu anda hafif belirtiler ile geçirdiğim bu süreci, inşallah tedavi ve dualarınızla bir an önce atlatıp, aranıza dönmüş olacağım. Maske, mesafe ve temizlik kuralarına uyarak, inşallah bir an önce bu salgından kurtuluruz.”