MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni partilere milletvekili transferi iddiası üzerine gündeme getirdiği Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu değişikliği önerisine AK Parti’den yanıt geldi.
AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Halkın tayin mv.lerinin temsil ettiği siyasi iradenin çeşitli oyunlarla ahlaka, demokrasiye aykırı şekilde değiştirilmesine, pazara çıkartılmasına imkan vermeyecek bir hukuki çalışmayı MHP ile birlikte yürütmekteyiz. Tekemmül ettiğinde diğer partiler ve kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.
AK Partili siyasetçiler Bülent Turan ve Mustafa Elitaş’ın bugün Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya’ya konuyla ilgili verdikleri yanıtlarda Bostancı’nın aksine konunun gündemde olmadığı yönünde açıklamalar gelmişti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin “Üç hilalin tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır” ifadelerini tekrar gündeme taşıdı. Yalçın’ın paylaşımları, ‘Cumhur İttifakı’nda çatlak’ yorumlarını da beraberinde getirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına yer verdi. Bahçeli’nin açıklamalarındaki ‘tek başına iktidar’ mesajı ise dikkat çekti.
Yalçın, Bahçeli’nin “Kararsızlığın, inançsızlığın, gecikmenin ve tembelliğin başarısızlığı hazırlayan unsurlar olduğu şüphesizdir. Üç Hilal’in tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır” sözlerini aktardı.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın da aynı dakikalarda “Bozkurt duruşu olmalı insanın, hain pusuları bertaraf eden, Bozkurt bakışı olmalı insanın, yurduna göz dikenin gözünü oyan, Bozkurt Lideri olmalı insanın, ergenekondan çıkarıp vatan kuran, vatan kurtaran!” şeklinde paylaşımlar yaptığı görüldü. Öte yandan MHP Genel Başkan Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker de aynı mesajı verdi.
Bahçeli’den ortalığı ayağa kaldıran tweet ile ilgili açıklama
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nda çatlak yönünde yorumlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın tweeti ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bahçeli açıklamasında CHP’ye yüklendi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Twitter üzerinden bir açıklama paylaştı. Bahçeli açıklamasında CHP’ye yüklenirken; “Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.” ifadelerini kullandı.
Cumhur ittifakı her zorluğa inançla karşı çıkacaktır
Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır. Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir.
DEVLET BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARININ TAMAMI
Türkiye ne zaman ileri atılsa, ne zaman parlayıp öne çıksa muhakkak surette iç ihanet cephesi ile dış işgal cephesi el ele verip pusuya yatıyor, akabinde de saldırıya geçiyor. Bunlar ne vicdan dinliyor, ne insanlık biliyor. Aynı yemlikten beslenip, aynı yıkımı hedefliyorlar.
Elbette ormanda ağaçların arasında Lodos eserken sinek vızıltısı duyulmaz. Ama sesi duyulmayıp küçük de olsa sineğin mide bulandırdığı aşikar bir gerçektir. Ne tuhaf ki, Sancho Panzo’nun Donkişot’la şüphe ve belirsizlik üzerine kurduğu bağlılığın kırıntısı bunlarda yoktur.
Bu CHP yönetimi ki, Türkiye’yi tuzağa çekip kafese koymak isteyenlere göz yumar. Samimiyetsiz olduklarından yüzlerine demokrasi boyası sürerler, kafalarına özgürlük hunisi geçirirler, siyasetlerine zincir vurdururlar, sonra da darbeyi çağrıştıran şifreli mesaj verirler.
KOVİD-19 salgınından medet uman, virüsten iktidar çıkarmayı hesaplayan yoz, fos ve fason bir zihniyet Türkiye düşmanlarına gözcülük, sözcülük ve siyasi muhbirlik yapacak düzeyde kökünden ve özünden kopmuştur. CHP budur, çeperine tutunup çevresine doluşanlar da aynıdır.
Akıntıya karşı kürek çekmenin macera tutkusuyla bir ilgisi yoktur. Olsa olsa akıl körlüğüyle, zeka fukaralığıyla, ahmaklık fundalığına dönüşmüş hayat ve siyaset anlayışıyla ilişkisi vardır. Artık bu CHP bayatlamış, bayağılaşmış, küflenmiş, basbayağı kokmaya başlamıştır.
Türkiye bir felaketin kuşatmasını yarmak için adeta çırpınıyor. Milli dayanışma hayranlık uyandırıyor. Virüse karşı yüksek bir mücadele sergileniyor. CHP ise ekonomik tetikçilere, demokrasi düşmanlarına, küresel tefecilere, vatansız fesat yuvalarına kucak açıp gel gel yapıyor.
Hem ülkemizin, hem de tüm dünyanın akut meselesi makroekonomik göstergelerin iyileşmesi değil, insan ve toplum sağlığını güvenceye almakla birlikte gıda ve hayat güvenliğini sağlamaktır. KOVİD-19 yeni bir dünyanın kilitlerini açmış, yeni bir kavrayışın temellerini atmıştır.
KOVİD-19 salgını insanlığa önceliklerini ve ihtiyaçlar hiyerarşisini ikazla hatırlatmıştır. Katma değer üretimi insan sağlığı olduğu müddetçe bir anlam taşıyacaktır. Üretim, tüketim, tasarruf, istihdam, büyüme, kalkınma, zenginleşme insan var olduğu sürece değerli olacaktır.
İnsansız ekonomi, yani piyasa fetişizmi; ahlakı, kültürü, maneviyatı, tarih ve toplum dokusunu muhtevasına almayan bir ekonomik sistemin ana yakıtıdır. Tek gayesi kar ve fayda maksimizasyonudur. Varsın insan olmasın, varsın insan sağlığına aldırış edilmesin. Mantık budur.
Fabrikaların çarkları insansız nasıl dönecektir? İnsanlık solunum cihazına bağlandıktan sonra Merkez Bankası’nın rezerv miktarının ne önemi olacaktır? Enflasyon buraya çıkmış, bütçe açığı şuraya varmış, işsizlik şu kadar olmuş demenin bugünkü nazik dönemde manası nedir?
Özne insan değil midir? İnsan özel ve eşref-i mahlukat değil midir? O halde CHP’nin salgına ve nice saldırılara karşı direnen Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tellallığına soyunması utanmazlık sayılmayacak mıdır? İşbirlikçiliğe bakınız, Türkiye batsa havalara uçacaklar!
Türkiye ekonomisi yakın zamanda dört şiddetli operasyona maruz kaldı. Ağustos 2018, Mart 2019, Ekim 2019 ve 6 Mayıs 2020. Hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur:2000 ve 2001 krizlerinde hangi ayak oyunları,hangi karanlık senaryolar devreye alındıysa şimdilerde benzerleri uygulanmaktadır
Cenab-ı Allah Kuran’da buyuruyor: “Sakın cahillerden olmayın.” Cahilsindir, okur öğrenirsin. Paran yoktur, çalışır kazanırsın. Aşın ve işin yoktur, Allah nasip eder bulursun. Ya hıyanete ne demek lazımdır? Ya küresel ekonomik çetelere gülücükler dağıtanlar nasıl yorumlanacaktır?
CHP’ye bakarsak iflas bayrağı çoktan çekilmiştir. Aynısını bazı Alman vakıfları, bir kısım derecelendirme şirketleri, hatta kalemini bazuka gibi kullanan köhne yazar-çizer takımı da söylemiyor mu? Bu kadar mı Türkiye’ye öfkelisiniz? Bu kadar mı mensubiyetiniz ölü gibi?
IMF heyetiyle otel lobilerinde kulis yapanlar Türkiye ekonomisine atıp tutuyorlar. Çok başarılı bulduğumuz Sayın Berat Albayrak’a verip veriştiriyorlar! İnsan da biraz edep olur, biraz erdem olur, Kemal Derviş’in yardakçıları, devşirilmiş ucubeler Türk milletini kandıramazlar.
Hep aynı terane! Hep aynı masal! Kasamız boşalmış; başka, IMF’ye gidilecekmiş; Ekonomi çok kötü yönetiliyormuş! Türkiye’ye siyaset vasıtasıyla hizmetin ilk halkası öncelikle insan olmaktır. Bir insanın damatlığıyla siyaset üretenler artık çürümüştür, sersefil hale gelmişlerdir.
Türkiye fırtınaya karşı bütün imkan ve iradesiyle direniyor. Karanlıkta ilerleyen gemide olay çıkarmak, ilk fırsatta da filikalara atlayıp kaçmak için hazırlık yapan odaklar hiç boş durmuyor. Bu gemi batarsa hepimiz suyun dibini boylarız. Fareler gidebilir, ama biz gitmeyeceğiz.
Pülümür’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır.
Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.
Ülkemizi kurulan masalardan uzak tutmayı hedefleyenler, iştahlı şekilde vahşet menülerine almak için sıradadır. Türkiye’yi kötüleyenlerle, Londra merkezli ekonomik saldırganlar işbirliği halindedir. Hiç kimse çöküşü heves etmesin, çünkü kursaklarında kalacaktır.
Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir.
Son olarak, yarın kutlayacağımız Anneler Günü münasebetiyle, bütün annelerimizi tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum. Anne şefkatin yüzüdür, fedakârlığın yurdudur, sevginin yuvasıdır. Annelerimizi gözümüzden bile sakınalım, onlara hürmet ve sadakati eksik etmeyelim.
AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, Korona virüs salgını sürecinde sağlık sistemi üzerinden Şehir Hastaneleri polemiği yapan muhalefete seslenerek, “Bugün; ileri yaşlılarını, tükenen sağlık sistemleri nedeniyle hastaneye kabulünü yapamayan Fransa, İspanya ve İtalya’da acaba bu hastanelerin değeri ne olurdu?” dedi.
Bursa’da katıldığı canlı yayında soruları cevaplayan AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, Türkiye’nin Korona virüs salgınıyla mücadelesinde güçlü sağlık alt yapısı ve Şehir Hastaneleri’nin önemli avantajlar sağladığına dikkat çekti. Türkiye’nin salgın sürecinde de sağlık yatırımlarına aralıksız devam ettiğini ifade eden Esgin, şunları söyledi:
“Türkiye’nin salgınla mücadelede Dünya Sağlık Örgütü ve gelişmiş ülkelerin takdirle izlediği bir süreci başarıyla yönetiyor. Türkiye, hem bu süreçte sağlık hizmetlerini sürdürürken bir yandan da güçlü sağlık yatırımlarına devam ediyor. Korona virüs sürecinde özellikle milletimizin hizmetine sunulan 600 yataklı eski adı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi olan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi ile 2 bin 682 yatak kapasitesine sahip İstanbul’daki Başakşehir Şehir Hastanesi’ni hizmete açtık. Bursa yerelinde de, 18 yıllık AK Parti iktidarımız süresince 26’sı hastane olmak üzere 68 yeni sağlık yatırımı gerçekleştirdik. Bursa’da 17 ilçemizin tamamında hastane yatırımlarımız mevcut. Harmancık Devlet Hastanesi için de Sağlık Bakanlığımız Haziranda ihaleye çıkıyor. İnşaat süreçleri devam eden Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi ve Büyükorhan Devlet Hastanesi’nin ikmal ihalesini önümüzdeki ay yapıyoruz. Yaşadığımız bu salgın sürecinde, Şehir Hastaneleri üzerinden bir polemiği gündeme getirme anlayışı içinde olan muhalefeti milletimizin ferasetine havale ediyoruz.”
Muhalefet değil, birlik beraberlik zamanı
Dünyanın hiçbir yerinde; böyle bir dönemde, insan hayatı üzerinden siyasi ranta dayalı muhalefet anlayışı, kabul edilemez olduğunu belirten Esgin, “Hiçbir şey insan hayatından daha kutsal ve anlamlı olamaz. Bugün; ileri yaşlılarını, tükenen sağlık sistemleri nedeniyle hastaneye kabulünü yapamayan Fransa’da, İspanya ve İtalya’da acaba bu hastanelerin değeri ne olurdu? Herşeyi konuşup tartışabiliriz, fakat şuan siyaset yapma zamanı değil, şuan birlik ve beraberlik içerisinde salgınla mücadele etme zamanıdır” dedi.
AYDIN (İHA) – Aydın Milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Metin Yavuz, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’i, “Siz hiç sarayı yıkacağız diyenlerin, Kandili yıkacağız dediğini duydunuz mu” sözleriyle eleştirdi.
Metin Yavuz, açıklamasında; “18 yıldır hiçbir seçimde yenilmeyen Başkan Erdoğan liderliğinde, olağanüstü bir şekilde güçlenerek emperyalist emellerini bozan yeni Türkiye’ye karşı, ABD başta olmak üzere Almanya, İngiltere, Fransa, Yunanistan, İsrail ve içimizdeki terör sevicilerinde aralarında bulunduğu şer odakları, bir çok kez gayri meşru bir şekilde saldırı düzenleyerek siyasi bir dizayn çabası gösterdiler. Hamdolsun ki, tek derdi vatan ve millet olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın cesur ve dik duruşunun yanı sıra ona inanan ve güvenen aziz milletimizin hainlere geçit vermemesiyle, bizim bekamıza yönelik gerçekleştirdikleri her saldırıda kaybeden taraf oldular. Bakıyoruz da FETÖ’cü alçaklar tarafından 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen hain kalkışmada bir belediye başkanının evine kaçarak televizyon karşısında terlikleriyle gelişmeleri takip eden CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’nun avareleri, FETÖ ağzıyla yeni bir darbe imasında bulunarak, Başkan Erdoğan’a ve hükümetimize karşı saldırmaya başladılar” dedi.
“Bu kadar pervasızca hareket ederek, iğrenç açıklamalarda bulunan bu kişilere öncelikle sormak istiyorum” diyen Yavuz, “Cesaret alabilmek için siz ne içiyorsunuz? Neyin kafasındasınız? CHP’nin Grup Başkanvekili Özgür Özel daha iki gün önce darbe imasında bulunarak bürokratları tehdit etmişken şimdi de kalkmış milli iradeyi hiçe sayan ifadeler ile kendince Anayasayı gayrimeşru ilan ediyor. Kaftancıoğlu ise bildiğiniz gibi terör seviciliği ile bir kez daha ön plana çıkıyor. Aslında, ABD merkezli yeni bir proje hazırlandığını ve CHP tarafından uygulamaya alındığını yaptıkları bu açıklamalar ile görmek oldukça mümkün. Bakınız, iktidara darbe imasında bulunan ana muhalefet partisi CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Amerika basını tarafından ‘Motorcu solcu bir feminist, Erdoğan’a meydan okuyor’ başlığı altında parlatılıyor. Siz hiç sarayı yıkacağız diyenlerin, Kandili yıkacağız veya katil Polis diyenlerin katil PKK dediklerini ve bunu yabancı basının manşetlerine taşıdıklarını gördünüz mü? Biz kandili alçakların başına yıkarken, CHP’li Özel’in sarayı başınıza yıkacağız demesi sizce tesadüf mü? Ne zaman teröristlerin başına bomba yağdırsak, nedense hep CHP’den ses geliyor. Parti politikaları ile ayrışmadığını özellikle ifade ederek, terör örgütleri seviciliğini gösteren sosyal medya paylaşımları nedeniyle CHP’li Kaftancıoğlu’nun motorcu olmadığını, kumpasçı, terör sevici ve darbeci olduğunu aziz milletimiz çok iyi bilmektedir. Açıkça ifade etmek gerekirse, CHP İstanbul İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu, Allah Resulü ve İslami değerlerimiz ile dalga geçerek, İslam ve Müslüman düşmanı olan, Sözde Ermeni soykırımını kabul eden bir Türk düşmanı, PKK terör örgütü liderlerinden Sakine Cansız’a terörist demeyi reddeden bir PKK sempatizanı, Devlete katil diyen bir devlet düşmanı, gezi destekçisi olan Röntgenci biridir. Bilindiği gibi, son olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanımızın evi için kaçak yapı diyerek ilçe başkanını göndermiş ve resmen röntgencilik yapmış olsa da, iftiradan öteye geçemeyen iddiaları bir kez daha elinde patlamıştı. Bu röntgenci Kaftancıoğlu’na şimdi bir çağrıda bulunmak istiyorum. Mevkidaşınız olan Muğla İl Başkanınız ile görüşüp Bodrum İlçe Başkanınızı, Sözcü yazarı Yılmaz Özdil’in Bitez’de denize sıfır bir nokta olan ticari alana kaçak yaptığı villaya göndererek fotoğraflayın ve bunu kamuoyu ile paylaşın. Paylaşın ki, Parsel kaydırarak nasıl saray yapılıyormuş hepimiz görelim”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti MYK toplantısında konuştu.
Bayram sonrası Türkiye’de normal hayata geçişin hedeflendiğini söyleyen Erdoğan; “Türkiye olarak, dünyanın tamamı gibi, koronavirüs salgını ile yoğun bir mücadele içindeyiz. Geldiğimiz noktada salgını yatay seyre geçirmeye başladığımızı görüyoruz. Temelde bir sağlık sorunu olan bu salgın, ekonomik sonuçları itibarıyla İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük kriz haline dönüşmüştür” dedi.
Ramazan ayı boyunca tedbirlerin en üst düzeyde devam edeceğini söyleyen Erdoğan salgınla mücadele etmek Türkiye’de ortaya çıkacak yeni durumlara hazırlıklı olmanın önemini vurguladı.
Erdoğan’ın toplantı konuşmasında öne çıkan başlıklar:
“Ramazan ayı boyunca da tedbirlere en üst düzeyde riayeti sağlayarak, inşallah, bayram sonrası ülkemizin normal hayata geçişini hedefliyoruz. Salgınla mücadele etmek kadar, salgın sonrası dünyada, bölgemizde ve ülkemizde ortaya çıkacak yeni durumlara hazırlıklı olmak da önemlidir. Türkiye, İkinci Dünya Savaşından beri ilk defa, küresel düzeydeki bir yeniden yapılanma sürecinin merkezinde yer alma fırsatı elde etmiştir.”
Gelişmiş ülkelerin kapsamlı bir kriz karşısında yaşadıkları çaresizliğe değinen Erdoğan; “Gelecekle ilgili öngörülerin yeniden yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu salgın, ekonomik sonuçları itibariyle İkinci Dünya Savaşından sonraki en büyük kriz haline dönüşmüştür. Bizim diğer ülkelerden farkımız, hem güçlü bir sağlık altyapısına sahip bulunmamız hem de gereken tedbirleri vakitlice almış olmamızdır” dedi.