Etiket: akdeniz üniversitesi

  • Sefa Yurtkölesi, öğrencilerle buluştu

    Sefa Yurtkölesi, öğrencilerle buluştu

    Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşide konuşan Yurtkölesi, başarılarla dolu hayat hikayesini anlattı. Yurtkölesi, moderatörlüğünü Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Öğr. Üyesi Cenk Temel’in yaptığı söyleşide engellerle başa çıkmanın yollarından başarısının sırlarına kadar pek çok konuya değindi. Aşılamayacak gibi görünen engelleri, başarıya olan inancıyla ve kararlılıkla çalışarak aştığını ifade ederek, öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

    “İşin sırrı sevgi”

    Öğrencilere seslenen Sefa Yurtkölesi, “İşin sırrı sevgi diyebilirim. İnsanları seveceksiniz, doğayı seveceksiniz, hayatı, yaşamayı seveceksiniz. Yaptığınız işi seveceksiniz ve güzel yapacaksınız. Sevdiğiniz zaman zaten başarı arkasından geliyor. Ben de lise okurken beden eğitimi öğretmenimin aracılığı ile yüzme ile tanıştım. 2 aylık kısa bir çalışmanın ardından Türkiye şampiyonu oldum. 4 kulvarda 4 altın madalya alınca milli takım kampına davet edildim. Daha sonra Kıtalararası Yüzme Şampiyonası’na gittiğim zaman ülkemize bronz madalya kazandırdım. Manisa’ya da uluslararası madalya getiren ilk ve tek bedensel engelli sporcuyum” diye konuştu.

    “Yarınlarınız için bugünden yatırım yapın”

    Trombositopeni-radius yokluğu (TAR) sendromu kaynaklı kemik eksikliği nedeniyle kol ve bacaklarını büyük ölçüde kullanamayan Sefa Yurtkölesi, lisede beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesiyle yüzme sporuna başladığını ifade ederek “Sizler de geleceğin öğretmenleri, antrenörleri olacaksınız. Belki siz de başkalarının hayatlarını değiştirebilirsiniz. Onun için farkındalığınızı geliştirin ve gücünüzün ve değerinizin farkına varın. Çok çalışarak yarınlarınız için bugünden yatırım yapın” şeklinde konuştu.

    “Kendinle barışık olmak çok önemli”

    Söyleşiye annesiyle birlikte gelen Yurtkölesi, TAR sendromlu olarak dünyaya geldiğine değinerek bu süreçte en büyük desteği ailesi ve arkadaşlarından gördüğünü belirterek, “Hayata pozitif yaklaşmak, kendinle barışık olmak çok önemli. Kendimle dalga geçebilen biriyim. Başkalarının takılmalarına da hiç aldırmıyrum. Keyifli biriyim. Başkalarının elleriyle yaptıkları şeyleri ayaklarımla yapabiliyorum. Yaşamayı seviyorum” ifadelerini kullandı.

    “Sana sarılmak istiyorum”

    Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Aktop, söyleşi sonunda Sefa Yurtkölesi ile önce tokalaştı ardından, “Müsaade edersen sana sarılmak istiyorum. Gerçekten bizlere ilham oldun. Bugün eminim bu salondaki herkes senden güzel şeyler öğrendi. İyi ki bugün bizimleydin. Hem kendi adıma hem de Spor Bilimleri Fakültesi adına çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

    “Ayak ile selfi”

    Söyleşi sonunda “Siz hiç ayak ile selfi çektirmemişsinizdir. Şimdi size bu zevki de tattırayım” diyen milli yüzücü Sefa Yurtkölesi, öğrencilerle birlikte selfi çekti. Sefa Yurtkölesi, söyleşinin ardından kendi hayatını anlattığı Hayatın Sefa’sı adlı kitabını öğrenciler için imzaladı.

  • Bursa’da çöp evde bulunan çocuktan sevindiren haber

    Bursa’da çöp evde bulunan çocuktan sevindiren haber

    Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde 9 gündür tedavisine devam edilen 9 yaşındaki Cem Muhammet A.’yı Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete ziyaret etti.

    Hastane çıkışında açıklamalarda bulunan Rektör Özkan, “Şimdiye kadar gördüğüm en iyi Cem Muhammet ile karşılaştım. Psikolojik olarak çok iyi durumda. Kan değerleri böbrek, kalp çok iyi. Yürüyor. 2 kilo 100 gram kilo aldı. Bir sürü şey geliyor. Keyfi yerinde çok mutlu oldum. Çikolata istedi. ‘Ne zaman yiyebilirim?’ dedi. Onları peyderpey yemesi lazım. Daha önce onları veremiyorduk, şimdi olması gereken çocuk gibi yemeye başlayacak. İnşallah buradan çıktığı zaman da güzel bir aile ortamına kavuşur. Bizim en önemli şeyimiz onun en mutlu olacağı ortamı doğru karar vermek. Çıkınca da ziyaret edeceğiz” dedi.

    “Taburcu olmasına gittikçe daha olumlu bakıyoruz”

    Ne zaman taburcu olacağı ile ilgisi soruya cevap veren Prof. Dr. Yıldıray Çete ise “Bir zaman mümkün değil. Belli bir kiloya ulaşması lazım. Taburcu olmasına gittikçe daha olumlu bakıyoruz, ama şu gün olacak demek doğru değil. Şu anda tedavisi olumlu yönde gidiyor” dedi.

    Ne olmuştu?

    Bursa’daki dairesini 2 yıl önce Kamuran Pınar A’ya (44) kiraya veren Aydın S, daha sonra kirasını ödemeyen kadına dava açmış, mahkemenin, evin tahliye edilmesine karar vermesinin ardından adrese giden icra ekibi, dairenin kapısını çilingir yardımıyla açtırarak kilidi değiştirmişti.

    Evin kilidini tekrar değiştirerek mahkemenin tahliye kararına uymayan Kamuran Pınar A’nın emniyette ifadesine başvurulmuştu. Bu sırada çöplerle dolu evin temizlenmesi için haber verilen Nilüfer Belediyesi temizlik görevlileri, kapısı kilitli bir odada çöplerin arasında yatan ve sağlık durumunun iyi olmadığı tespit edilen 9 yaşındaki C.M.A’yı baygın halde bulmuştu.

    Çocuğun annesinin, Kamuran Pınar A’nın ablası Y.A. (48) olduğu belirlenmişti. Çocuk savcılık kararıyla, Antalya’da yaşayan anneye teslim edilmişti. Daha sonra C.M.A. ile Kamuran Pınar A’nın 16 yaşındaki kızı E.Z.A, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerince koruma altına alınmıştı. C.M.A, tedavi için Akdeniz Üniversitesi Hastanesine götürülmüştü. Teyze Kamuran Pınar A. ise tutuklanmıştı

  • ‘Kokteyl aşı’ insan deneylerine hazır

    ‘Kokteyl aşı’ insan deneylerine hazır

    Akdeniz Üniversitesi’nde çalışmaları devam eden kokteyl Covid-19 aşısı, insan deneylerine hazır hale geldi. Nicotiana Benthamiana adlı yeşil bitki yapraklarından üretilerek hem spike proteini hem de nukleokapsid proteinini hedefleyen kokteyl aşının, çocuklarda da güvenle kullanılabileceği bildirildi.

    Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarlan Mammedov ve ekibinin 1,5 yıldır üzerinde çalıştığı kokteyl Covid-19 aşısı, insan deneylerine hazır hale geldi. Nicotiana Benthamiana adlı yeşil bitki yapraklarından üretilen kokteyl aşıda hem spike proteini hem de nukleokapsid proteini hedeflediklerini belirten Sağlık Bakanlığı Aşı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mammedov, 1 kilo bitkiden yaklaşık 5 bin doz aşının üretilebileceğini, aşının çocuklarda da güvenli kullanılabileceğini söyledi.

    İLK KEZ NUKLEOKAPSİD PROTEİNİ HEDEFLENDİ

    SARS-CoV-2 virüsünün çok mutasyona uğradığı için mevcut aşıların etkisinin azaldığına dikkati çeken Prof. Dr. Mammedov, dünyada ilk kez spike proteinin yanında nukleokapsid proteini hedef aldıklarını söyledi. Geliştirdikleri aşının umut verici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarlan Mammedov, “Çünkü burada iki antijen var. Spike proteini ile nukleokapsid protein. Mevcut aşılardaki spike proteinde az değişiklik oluyor ama nukleokapsid proteinde değişiklik daha az oluyor. O nedenle mevcut mutasyonlara karşı etkili” dedi. Geliştirdikleri aşının protein bazlı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mammedov, “Aşımızın vücutta iki antikor üretmesini hedefledik. Kokteyl dememizin nedeni bu. Böylelikle aşının koruyuculuğunu iki kat artırıyor” diye konuştu.

    ANTALYA’DAN ÇIKAN AŞI ÇALIŞMALARI DÜNYANIN GÜNDEMİNDE

    Yaklaşık 1,5 yıldır devam eden çalışmalarının bir kısmının dünyanın en prestijli dergisi olan Viruses’da yayımlandığını kaydeden Prof. Dr. Mammedov, hayvan deneylerini tamamladıklarını, patent başvurusu yaptıklarını ve artık insan deneylerine geçilebileceğini belirtti. Prof. Dr. Tarlan Mammedov, aşıyla ilgili Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerinin devam ettiğini kaydetti.

    AŞININ HAM MADDESİ OLAN BİTKİ, TOPRAKSIZ ÜRETİLEBİLİR

    Covid-19 virüsünün antijenlerini ‘Nicotiana Benthamiana’ adlı yeşil bitki yapraklarından ürettiklerini belirten Prof. Dr. Mamedov, “Bu bitkiyi topraksız olarak yüksek miktarda üretebiliriz. Biz şu anda laboratuvarda üretiyoruz” dedi. Yaklaşık 1 kilo bitkiden 5 bin insanı aşılayacak kadar doz üretebileceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mammedov, “Ümit ediyorum ki kokteyl aşı insan deneylerine başlayacaktır. Düşünüyoruz ki 5 mikrogram dozundaki aşı yeterli koruyuculuk sağlayabilir. Bizim aşımız çocuklarda da 2 mikrogram doz olarak güvenle kullanılabilir. Bence bizim aşımız en güvenli aşıdır. Çünkü protein bazlı. Bir problem olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

    MUTASYONLARA KARŞI ETKİLİ

    Doktora öğrencileri Burcu Güleç, Damla Yüksel, İrem Gürbüz Aslan, Merve Ilgın, Fadime Demirel ve yüksek lisans öğrencileri Öznur Berfin Ülgen, Ramazan Talha Palaz ile birlikte 3 laboratuvar ve 1 iklim odasında ‘Transient Bitki Ekspresyon Sistemi’ ile bir tür tütün bitkisi olan Nicotiana Benthamiana’nın, iklim odasında 22-24 derecede yüzde 50-60 nem seviyesinde özel formülasyonu sonucu üretilen aşının çalışmaları 1,5 yıldır devam ediyor. Prof. Dr. Tarlan Mammedov, 1500’den fazla koronavirüs proteininin analizinin yapıldıktan sonra sürdürülen çalışma sonucu üretilen kokteyl aşının, koronavirüsün birçok mutasyonuna karşı etkili olabileceğini söyledi.

  • Normalleştik derken… Yeni tedbirler ve maskelerle ilgili önemli açıklama

    Normalleştik derken… Yeni tedbirler ve maskelerle ilgili önemli açıklama

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, son dönemdeki koronavirüs vaka artışlarıyla ilgili olarak “Önlemlerin azaltılmasıyla, maske ve mesafe kurallarının göz ardı edildiğini ve halkın rehavet içinde olduğunu görmekteyiz. Bu da bize vaka sayılarının artmasıyla geri dönecektir” dedi. Yeniden tedbirler gelebileceğini söyleyerek Bilim Kurulu’nu işaret eden Yalçın, maskelerle ilgili ise “Birkaç yıl daha takmamız gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.

    AÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, son dönemde koronavirüs vaka sayılarının artmasının, 1 Temmuz’daki yeni normalleşmenin etkisi olduğunu belirterek, 9 günlük bayram tatilinin etkilerinin yaklaşık 1 hafta sonra görüleceğini söyledi. Vaka sayısındaki artışla birlikte delta varyantının da arttığını belirten Prof. Dr. Yalçın, delta varyantının hızlı bulaştığını, belirtilerinin de farklı olduğunu anlattı. Vakaların artmasıyla birlikte yeni tedbirler alınabileceğini kaydeden Prof. Dr. Yalçın, aşılamanın hızlanması gerektiğini vurguladı.

    TEMMUZ AYI BAŞINDAKİ NORMALLEŞME ETKİLERİ

    Haziran ayı sonuna kadar artırılan tedbirlerle vaka sayılarında düşüş yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, temmuz ayında bazı kısıtlamaların kaldırılmasıyla vaka artışına dikkat çekti. Bazı koronavirüs önemlerinin hala devam etmesinde yarar olabileceğini belirten Prof. Dr. Yalçın, kısıtlamaların kalkmasıyla riskler doğduğunu söyledi. Ülke genelinde bazı bölgelerde aşılama oranlarının düşük olduğunu aktaran Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, seyahat kısıtlamasının kaldırılmasıyla birlikte vaka sayılarının arttığını anlattı. Alınan bazı verilere göre 9 günlük bayram tatili sonrasında da artmaya devam edeceğini söyleyen Prof. Dr. Yalçın, “Önlemlerin azaltılmasıyla, maske ve mesafe kurallarının göz ardı edildiğini ve halkın rehavet içerisinde olduğunu görmekteyiz. Bu da bize vaka sayılarının artmasıyla geri dönecektir. Bayramın etkisini önümüzdeki 1 hafta içerisinde görmemiz mümkün olabilir” dedi.

    DELTA VARYANTLI VAKA SAYISI ARTTI

    Özellikle delta varyantının ciddi şekilde arttığını belirten Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, “Delta varyantı çok kolaylıkla bulaşıyor. Normalde 20 dakika temas gerekirken, 3 ila 5 dakikada kolayca kişilere bulaştığı yönünde bilgiler var. Hızlı bulaşma riski var. Ölümcüllüğü o kadar değil. İlk bulgularda ateş, nefes darlığı, öksürük, tat koku bozukluğu gibi belirtiler vardı, şimdi daha çok viral solunum yolu enfeksiyonu gibi veriler var. Şöyle ki; burun akıntısı, boğaz ağrısı, hafif kırgınlık, halsizlik gibi kısmen de tat koku kaybı gibi belirtiler eşlik edebiliyor” diye konuştu.

    VAKALARIN ARTMASIYLA YENİ TEDBİRLER SÖZ KONUSU

    Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, koronavirüs vaka sayılarının hızla yükselmesiyle birlikte yakın zamanda yapılacak Bilim Kurulu toplantılarıyla yeni tedbirlerin görüşülebileceğini söyledi. Turizm kenti Antalya’da da vaka sayılarının arttığını belirten Prof. Dr. Yalçın, artan vaka tablosunun endişe verici olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Yalçın, “Turizm kentine farklı yörelerden gelen insanlar var. Varyantların daha kolay bulaşıyor olmasıyla birlikte farklı yerlerden gelen kişilerin bulundukları yerlere etken getirmesi, bulaştırma riski yüksek” dedi.

    “AŞILAMA ARTIRILMALI”

    Önlemler kadar aşılamanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, aşılama oranlarının bu dönemde düştüğünü açıkladı. Prof. Dr. Yalçın, “Aşılama oranını, toplumun yüzde 70’inin bağışık olacağı şekilde artırmak gerekiyor. Türkiye’de 2 doz aşı olan birey sayısı yüzde 27 civarında. Dolayısıyla bu oranları hızlı bir şekilde artıramazsak bu virüs ya da varyantların getireceği sorunlarla tekrar karşılaşacağız. Aşı önemli. Aşıyla ilgili tereddütler olduğunu görüp duyuyoruz. Aşı yaptırmakta, özellikle genç nüfusta, zaman zaman olası yan etkilerden ötürü kaçınma söz konusu. Yurt dışındaki araştırmalara ve dünyadaki sayılı dergilerde ortaya çıkan yazılarda bunların o kadar istatistiki önem arz eden sonuç olmadığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla aşıdan kesinlikle kaçınmamak lazım” diye konuştu.

    “BİRKAÇ YIL DAHA MASKE TAKMAMIZ GEREKECEK”

    Koronavirüs önlemleri arasında yer alan maske kullanımı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, “Bu şartlarda maskeyi birkaç yıl daha takmamız gerekecek. Maske aslında bizi sadece koronavirüsten değil, birçok solunum yolu enfeksiyonundan koruyan bir unsur. Şöyle ki geçmiş yıllara göre bu yıl grip vakalarını düşük oranda gördük. Bu maskenin ciddi bir katkısıdır. Maske takmanın, yaşamın parçası haline gelmesi gerekiyor” dedi.

  • “30 insanı öldürebilecek zehri var”

    “30 insanı öldürebilecek zehri var”

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, balon balıklarının ‘altın zehirli kurbağa’dan sonra dünyadaki en zehirli ikinci omurgalı hayvan olarak kabul edildiğini söyledi. Prof. Dr. Deval, “Balon balıklarının gonad, karaciğer, bağırsak, kas dokuları ve bazen de derileri Tetrodotoksin (TTX) olarak tanımlanan nörotoksin içerir. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan tetrodotoksin insanlar için de ölümcüldür. Bir balon balığında 30 yetişkin insanı öldürmeye yetecek kadar toksin vardır ve bilinen bir panzehir de yoktur” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı ve Su Ürünleri Avlama ve İşleme Bölümü Avlama Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, balon balığı avcılığının desteklenmesine dair yayınlanan tebliğ hakkında değerlendirmelerde bulundu, amatör balıkçılar için balon balığı avcılığı izninin olmadığını söyledi.

    Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Kasım ayında yayınladığı Balon Balığının Avcılığının Desteklenmesine Yönelik Tebliğin amacının denizlerdeki sucul biyolojik çeşitliliğe ve balıkçıların av araçlarına zarar veren balon balıklarından ‘Lagocephalus sceleratus’ türünün ekosistemdeki yoğunluğunu ve stoğa katılım oranını azaltarak balon balığının avlanmasını teşvik etmek amacıyla balıkçılara verilecek desteklemeye ilişkin iş ve işlemler olduğunu belirtti.

    “AMATÖR BALIKÇILARA İZNİ YOK”

    Balon balığı avcılığının Akdeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı olan illerde, çevirme ve sürütme ağları dışında avcılık faaliyetinde bulunan, Su Ürünleri Bilgi Sistemine (SUBİS) kayıtlı ve geçerli bir balıkçı gemisi ruhsat tezkeresine sahip olan balıkçılara verildiğini söyleyen Prof. Dr. Deval, “Destekleme kapsamında sadece bu türün avcılığına izin verilerek kuyruğunun 1 milyon adete kadar, her bir adedi başına 5 Lira destekleme ödemesi yapılacak. Diğer balon balığı türlerinin avcılık yasağı devam edecek. Amatör balıkçılar için balon balığı avcılığı izni yok” dedi.

    “Son 30 yılda deniz yüzeyi sıcaklıklarının yükseldiği göz önüne alındığında, Doğu Akdeniz koşullarının tropikal türlerin büyümesi, üremesi ve hayatta kalması için giderek daha uygun hale geldiği ve yerli türlerle rekabette bu koşulların yabancı türlere çeşitli avantajlar sağlandığı görülmektedir” diyen Prof. Dr. Mehmet Cengiz Deval, son 40 yıl içinde Akdeniz suları için kaydedilen balon balığı türlerinin sayısının 11’e yükseldiğini ve Türk denizlerinde Tetraodontidae familyasına ait 8 balon balığı türünün tespit edildiğini ifade etti.

    DÜNYADAKİ EN ZEHİRLİ İKİNCİ OMURGALISI

    Balon balıklarının altın zehirli kurbağadan sonra dünyadaki en zehirli ikinci omurgalı hayvan olarak kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Deval, “Balon balıklarının gonad, karaciğer, bağırsak, kas dokuları ve bazen de derileri, tetrodotoksin (TTX) olarak tanımlanan nörotoksin içerir. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan tetrodotoksin insanlar için de ölümcüldür. Bir balon balığında 30 yetişkin insanı öldürmeye yetecek kadar toksin vardır ve bilinen bir panzehir de yoktur” dedi.

    Tetrodotoksin zehirlenmesinin belirtilerinin genellikle balon balığı zehrini yedikten 10-45 dakika sonra ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Deval, “Zehirlenme, ağızda uyuşma ve karıncalanma, tükürük, mide bulantısı ve kusma ile başlar. Semptomlar felce, bilinç kaybına ve solunum yetmezliğine ilerleyebilir ve ölüme neden olabilir” şeklinde konuştu.

    Dekan Prof. Dr. Deval, “Sularımızda bulunan balon balığı türlerinin maksimum boyları 16- 114 santim arasında değişirken, türlerinin dördü TTX ihtiva etmezken diğer dördü TTX ihtiva eder ve insanlar için öldürücüdür” ifadelerini kullandı.

  • Rektör açıkladı! Muhittin Böcek 10 gün içinde taburcu edilebilir

    Rektör açıkladı! Muhittin Böcek 10 gün içinde taburcu edilebilir

    Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, halen tedavisi süren Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in bir hafta ya da 10 güne taburcu edilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Özkan, koronavirüs tedavisi süren Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in durumunun da iyi olduğunu kaydetti.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, koronavirüse yakalanmasının ardından akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle bir süre özel hastanede tedavi edildi. Başkan Böcek, rahatsızlıklarının artması nedeniyle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın isteği üzerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. AÜ Hastanesi doktorları ve sağlık çalışanlarının yoğun mücadelesi sonunda Başkan Böcek, 64 günlük yoğun bakım tedavisinin ardından geçen hafta normal odaya alındı.

    ERCENGİZ’İN GENEL SAĞLIK DURUMU İYİ

    Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ise geçen hafta koronavirüse yakalandığını ve evde tedavi gördüğünü duyurdu. Başkan Ercengiz, önceki gün Burdur Devlet Hastanesi’nde sağlık durumunun kontrol edilmesinin ardından oksijen satürasyonunun (kandaki oksijen doygunluğu) düşmesi, bazı kan değerlerindeki dengesizlik nedeniyle tedbir amaçlı ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi.

    ‘İKİ BAŞKANIMIZIN SAĞLIK DURUMU İYİYE GİDİYOR’

    Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, tedavileri süren Başkan Böcek ve Başkan Ercengiz’in durumuyla ilgili açıklama yaptı. Prof. Dr. Özkan, “Başkan Böcek’in tedavisi devam ediyor. Normal olarak besleniyor, rahatlıkla oturabiliyor ve fizik tedavisi yoğun bir şekilde devam ediyor. Başkanımızın durumu yavaş yavaş daha iyiye gidiyor. Ancak taburcu olmasıyla ilgili net bir süre söz konusu değil, bir hafta ya da 10 gün sürebilir. Çok uzun bir süreç olmayacağını düşünüyorum” diye konuştu.

    Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in de sağlık durumunun iyiye gittiğini söyleyen Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Başkan Ercengiz’in tedavisine serviste devam ediyoruz. Genel durumu iyi, oksijen ihtiyacı yok, tedavi ve takipleri devam ediyor. Her iki başkanımızın ve hastalarımızın sağlığına kavuşması için bütün sağlık çalışanı arkadaşlarımız canla başla çalışıyor, onlara bir kere daha teşekkür ediyorum. Pandemi sürecinde vatandaşlarımızı salgına karşı daha da duyarlı olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

  • Bütün hayatları 30 santimlik o hortumun ucunda

    Bütün hayatları 30 santimlik o hortumun ucunda

    Koronavirüs nedeniyle akciğeri tahrip olan ve nefes almakta güçlük çeken hastaların imdadına 30 santimetre uzunluğunda ve serçe parmak kalınlığındaki solunum hortumu yetişiyor. Uyutulan hastanın ağzından akciğerlerine kadar itilen bu hortumla oksijen ve hava veriliyor. Bu işleme normal bir insanın dayanmasının mümkün olmayacağını anlatan Prof. Dr. Murat Yılmaz, ”Dünyaları versen kimse kabul etmez. O kadar acı ve ağrılı bir işlem” dedi.

    Koronavirüs hastaları, belirtilerinin ardından yaptırdıkları testin sonucu pozitif çıkınca tedavi süreci başlıyor. Yaşı genç ve evde karantinadayken iyileşebilecek hastalar evlerine gönderilirken, durumu biraz daha ciddi olan hastalar ise hastane bünyesinde özel olarak ayrılan birimlerde tedaviye alınıyor. Tedavide hekimlerin dikkat ettiği en büyük faktör ise hastanın rahat bir şekilde nefes alabilmesi ve kronik hastalığının olup olmadığı. Virüsün akciğerleri ve bağışıklık sistemini büyük ölçüde etkilemesi nedeniyle hastalık ileri evrelerde solunum güçlüğü yaşatabiliyor. Bu durumda tedavinin şekli değişiyor.

    HORTUM AKCİĞERLERE İTİLİYOR

    Nefes almakta güçlük çeken hastalar için ilk aşama maskeyle makineye bağlamak suretiyle solunum desteği vermek oluyor. Hastalık ilerler ve akciğerlerde daralma meydana gelirse tedavinin boyutu ve yöntemi de değişiyor. 30 santimetre uzunluğunda ve bir serçe parmak kalınlığındaki hortum hastanın ağzından ciğerlerine kadar itiliyor. Bu işlemi yapabilmek için koronavirüs hastası tamamen uyutulup, kasları geçici süreyle felç ediliyor. Geçici felç işleminin nedeni ise itme sırasında normal bir insanın bilincinin dayanamayacağı kadar acı verici olması. Akciğerlere kadar itilen bu hortum sonrasında yeniden makineye bağlanarak hastanın ciğerlerine oksijen ve kuru hava veriliyor. Bu işlemler sırasında hastanın nefes alma işlemi tamamen makineye bağlanmış oluyor.

    DÜNYALARI VERSENİZ KİMSE KABUL ETMEZ

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Covid-19 yoğun bakım servisi sorumlusu Prof. Dr. Murat Yılmaz, bu hortumun çok ciddi operasyon olduğunu ve normal bir insanın bünyesinin kaldıramayacağı acılar verdiğini kaydederek şöyle konuştu:

    ”Bunu bir insanın tolere etmesi çok zor. Bu hortumu gönüllü bir insana sorsak, ‘Bundan nefes almak ister misin?’ diye, dünyaları versen kimse kabul etmez. Ben istemem bunun içinden nefes alabilmeyi. Kurallar belli. Maske, fiziki mesafe, el yıkama. Kalabalık ortamlarda bulunmayın. İşiniz yoksa dışarı çıkmayın. İşiniz varsa da en kısa sürede eve dönün. ‘Bu hastalık bana gelmez, gençlik hastalığı değil’ demeyin.”

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi anestezi ve reanimasyon asistanı Keyvan Hanifi de çok sayıda hastaya bu yöntemi uygulamak zorunda kaldıklarını ve ağızdan akciğere kadar uzun bir hortumun salınmasının oldukça zor olduğunu kaydetti.

  • Son testi negatif çıkan hasta doktoruna böyle teşekkür etti

    Son testi negatif çıkan hasta doktoruna böyle teşekkür etti

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım servisinde koronavirüs tedavisi gören, yapılan son testi negatif çıkan Hacer Ç. (66) gözyaşları içinde Uzm. Dr. Selman Karadayı’nın (37) elini öptü. Dr. Karadayı’nın engelleme çabalarına karşın elini öpen Hacer Ç. “Bu eller bizi sağlığımıza kavuşturdu” dedi.

    Koronavirüsle (Covid-19) mücadelede ilk günden bu yana büyük özveriyle süreci yöneten sağlık çalışanları koronavirüs testi pozitif çıkan hastaları yeniden sağlığına kavuşturmak için büyük emek harcıyor. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde 15 yataklı yoğun bakım biriminde 60’a yakın sağlık çalışanı, günün her saatini hastalarla bir arada geçiriyor. Özel kıyafetler içinde hastalarla iç içe olan sağlık çalışanları hastaları tedavi etmek için adeta gözlerinin içine bakıyor. Beslenmelerinden temizliklerine kadar tüm aşamalarda sağlık çalışanlarını gören hastalar, solunum cihazına bağlı olarak konuşamadıkları için kimi zaman onlara yaşaran gözleriyle sadece kafalarını sallayarak teşekkür ederken, kimi zaman ise sadece her şeyin yolunda olduğunu gösteren bir el işaretiyle sağlık çalışanlarına olan minnetlerini gösteriyor.

    GÖZYAŞLARIYLA DOKTORUN ELİNİ ÖPEREK TEŞEKKÜR ETTİ

    Koronavirüs testi pozitif çıkan, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne gelen ve solunum güçlüğü çekmesi nedeniyle yoğun bakım birimine alınan Hacer Ç. burada sağlık çalışanlarının büyük gayretleri sonucu koronavirüsü yendi. Son testi negatif çıkan, kritik eşikten döndüğü öğrenilen Hacer Ç., yoğun bakım uzmanı Dr. Selman Karadayı’nın muayenesi sırasında sağlık çalışanlarına moral vermek için ‘hasta değilim, çok iyiyim’ dedi. Hasta ve hekim arasında esprili geçen diyaloglar sırasında vatandaşların çok dikkatli olması gerektiği vurgulandı. Hastalığa karşı her türlü önlemi almasına rağmen yoğun bakıma kadar geldiğini anlatan Hacer Ç. “Ben iyileştim. Kendimi iyi hissediyorum. Herkes sağlığına dikkat etsin. Burada doktorlar, sağlık çalışanları tedavi sürecini çok iyi yönetiyor. Herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Dr. Karadayı’nın eldivenli elinden tutarak bir kere daha teşekkür eden Hacer Ç. gözyaşları içinde onun elini öptü. Dr. Karadayı’nın tüm engellemelerine ve elini çekmeye çalışmasına rağmen elini öpen Hacer Ç. “Bu eller bizi sağlığımıza kavuşturdu. Allah hepsinden razı olsun” diye konuştu.

  • Akdeniz Üniversitesi’nden aşı için bir adım daha

    Akdeniz Üniversitesi’nden aşı için bir adım daha

    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, yurt dışında geliştirilen koronavirüs aşısının bir ve ikinci faz çalışmalarının tamamlandığını, üçüncü faz çalışmalarında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin de yer alabileceğini söyledi. Önümüzdeki kasım, aralık ayından itibaren aşıların insanlar üzerindeki etkinliğine yönelik çalışmalar yapılacağını belirten Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, “Bu insanlar aşılar yapıldıktan sonra 1-2 yıl değerlendirilip takip edilecek. Böylece aşının etkinliği konusunda, antikor düzeylerinin ne olduğu konusunda bir fikir sahibi olunacak” dedi.

    Koronavirüsün yaklaşık 6 aydır tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin de gündeminde olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yalçın, hastalığın yaz aylarında yayılma riskinin daha da azalmasını beklediklerini, fakat beklenen düzeye inmediğini aktardı. Bundan sonra da özellikle solunum yolu enfeksiyonunun yoğun yaşandığı sonbahar ile birlikte vakaların artmasının beklendiğini ifade eden Prof. Dr. Yalçın, “Tabii ki insanlar sonbahar ile birlikte kapanacak, okulların açılma durumu da var. Bu hastalığın biraz da uzaması riski çok, çünkü dünyada bu tür pandeminin kısa sürede bitmesi söz konusu olamıyor. Toplumun yüzde 80’i, hastalığı herhangi bir yakınma olmadan, hafif bulgularla geçiriyor. Yüzde 15’inin hastaneye yatması gerekiyor. Yüzde 5’i de hastaneye yatıp gerektiğinde entübe olan olgular” dedi.

    ‘TOPLUMUN ÖNEMLİ BÖLÜMÜ BU HASTALIĞA YAKALANACAK ‘

    Hastalığın geçiriliyor olmasının en büyük etkeninin uygun tedavi ve güçlü ajanlara bağlı olduğunu açıklayan Prof. Dr. Yalçın, “Yeni ajanlar üzerinde de duruluyor. Güçlü ilaçlar da var. Bu ilaçlarla ilgili başarı oranları oldukça yüksek. Şu anda kullanılan klorokin, favipravir, remdesivir gibi ilaçlar var. Bunlar tedavi şansı yüksek ajanlar ama yeni antiviraller üzerinde de çalışılıyor. Toplumun önemli bir bölümü bu hastalığı geçirecek” diye konuştu.

    Prof. Dr. Yalçın, bu hastalığı hafif geçirme oranının daha yüksek olduğunu belirterek, “65 ve üzeri yaştaki kronik bir akciğer, kalp, karaciğer hastalığı, böbrek yetmezliği, obezite ya da bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalığı olanlar ya da tümörü veya kanseri olanlar, hastalık risk derecelendirmesi yaparsak biraz daha ağır geçirme ihtimalleri söz konusu. O nedenle bunlar çok daha öncelikli bireyler. Bu bireylere 13 değerlikli pnömokok aşısını, iki ay sonra da 23 değerlikli bir aşıyı temin etmelerini, grip mevsimi geldiğinde de grip aşısını yaptırmalarını öneriyoruz” dedi.

    ‘AŞIDA FAZ ÜÇ AŞAMASINA GELİNDİ’

    Şu anda dünyada 142 merkezde değişik aşı çalışmalarının sürdürüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Yalçın, şöyle konuştu:

    “Bu çalışmalarda ilk iki faz yapıldı. Yani laboratuvar deneyleri ve hayvan deneyleri tamamlandı. Faz üç aşamasına gelindi. İnsanlar üzerinde plasebo kontrollü çalışmalar gerçekleştirilecek. Muhtemelen bunların çok merkezli gerçekleştirilmesi durumu var. Merkezimiz de aşı çalışmaları içinde yer alabilecek bir merkez olabilir. Birkaç aşı, örneğin kızamık ya da başka virüslerden çalışılan değişik aşılar üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Bunlar da muhtemelen tek ya da ikinci bir doz olabilir. Önümüzdeki kasım, aralık ayından itibaren aşıların insanlar üzerindeki etkinliğine yönelik çalışmalar yapılacak. Bu insanlar aşılar yapıldıktan sonra 1-2 yıl değerlendirilip takip edilecek. Böylece aşının etkinliği konusunda, antikor düzeylerinin ne olduğu konusunda bir fikir sahibi olunacak.”

    ‘AŞI ERİŞKİN VE RİSKLİ GRUPLARA UYGULANACAK’

    Araştırması yapılan aşıların riskli gruplara ve erişkin yaş grubu herkes için uygulanabileceğinin öngörüleri içinde olduğunu açıklayan Prof. Dr. Yalçın, bu hastalığı toplumun büyük kısmının hafif geçireceğini, ama aşıların uzun vadede çok daha güvenilir olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yalçın, etkinliği beklenen düzeylerde olduğu takdirde toplumun hastalıkla karşılaşmadan bir şekilde bağışık olmasının aşılar yoluyla sağlanacağını aktardı. Dünyada birçok enfeksiyon hastalığının dünyanın gündeminden silindiğini kaydeden Prof. Dr. Yalçın, muhtemelen bu etkin aşılar sayesinde bu hastalıkla ilgili ciddi bir şekilde yol alınacağını belirtti.

    ‘AŞI GRUBU ÇALIŞMASI İÇİNDE YER ALMA ŞANSIMIZ OLABİLİR’

    Prof. Dr. Yalçın, “Benim bildiğim kadarıyla ilk verilerde, mesela bir aşı grubu çalışması içersinde yer alma şansımız olabilir. Sanırım çok merkezli çalışmalar olacak diyebilirim. Birkaç koldan bu çalışmalar yapılacaktır. Tabii bu dünya çapında değişik ülke verilerinin de toparlanması gerekecektir. Uygun olursa belli bir takvim içersinde aralık ayı itibarıyla olabilir” dedi.

  • Üniversiteyi kazanma sevinci gündem olmuştu! Rektörle bir araya geldi

    Üniversiteyi kazanma sevinci gündem olmuştu! Rektörle bir araya geldi

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, AÜ Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandığını öğrendiğinde babası Adem Toska ile yaşadığı mutluluğu paylaştığı videoyla sosyal medyada gündem olan Berna Toska ve ailesi ile bir araya geldi.

    https://www.instagram.com/p/CEg3EUulsmq/

    Üniversite kaydı için Antalya’ya gelen Toska ailesini makamında ağırlayan Rektör Özkan, AÜ’yü kazanmasından dolayı Berna Toska’yı tebrik etti. Rektör Özkan, “Berna’nın Akdeniz Üniversitesi’ni kazanmasından dolayı yaşadığı mutluluk ve coşku bizleri de çok mutlu etti. Öğrencilerin kazandığı üniversiteyi, bölümünü severek, isteyerek gelmesi bizlerin de motivasyonunu çok artırıyor. Bir işi severek yapmak, yaptığın işin kalitesini de o derecede etkiliyor. Bu sebeple üniversitemizde alacağı kaliteli eğitim sonrasında çok başarılı olacağına inanıyorum” diye konuştu. Berna’ya yaşadığı coşkuyu, tüm öğrencilik hayatı boyunca yaşamasını dileyen Rektör Özkan, “Eğitim hayatın boyunca kapımız sana ve tüm öğrencilerimize her zaman açık” dedi.

    ‘AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’Nİ KAZANDIĞIM İÇİN ÇOK MUTLUYUM’

    Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Kuştarcı ise kayıt için fakülteye gelen Berna Toska’yı tebrik etti. Berna ve ailesine fakülteyi ve uygulama alanlarını gezdiren Dekan Kuştarcı, “Diş Hekimliği Fakültesi olarak, gerek yetkin akademik kadromuz, gerekse teknik altyapı ve donanım olarak oldukça zengin imkanlara sahibiz. Burada hem teorik olarak hem de uygulama alanında en iyi eğitimi alacaksın. Eğitim hayatında başarılar diliyorum” diye konuştu.

    Akdeniz Üniversitesi’ni kazandığını öğrendiğinde çok mutlu olduğunu belirten Berna Toska ise “Tercih öncesinde Akdeniz Üniversitesi’ni araştırmıştım. Sosyal medyada öğrenciler olsun, buranın halkı olsun Akdeniz Üniversitesi’ni çok methetti. Akdeniz Üniversitesi gibi iyi bir üniversiteyi kazandığım için çok mutluyum” dedi. Toska, mutluluğunu paylaşan Rektör Özkan ile günün anısına selfie de çekti.