Etiket: akran zorbalığı

  • Okuldaki gizli tehlike: Akran zorbalığı

    Okuldaki gizli tehlike: Akran zorbalığı

    Akran zorbalığı son yıllarda sosyal medyada yayınlanan olumsuz video içerikleri ve şiddet oyunları nedeniyle özellikle çocuklar arasında artış gösteriyor. Çocuklar arasında büyük boyutlara ulaşan akran zorbalığı olarak bilinen sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan çocuklar ileri yaşlarda ise daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor.

    “Ailevi problemler yaşayan çocuklar akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle akran zorbalığına sürükleniyor”

    Akran zorbalığıyla en fazla 7-15 yaş grubunda sıklıkla karşılaştıklarını söyleyen Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, “Akran zorbalığı, karşıyı sindirip onun üzerinde bir hakimiyet kurmak ve yaptırmakla karşımıza çıkıyor. Akran zorbalığına başvuran çocuklar, bireyler neden bunlarla karşılaşıyorlar; çocuğun kendini güçlü hissetmesi, özellikle sosyal medya fenomenlerinden ya da sosyal medya karakterlerinden esinlenerek kendilerini onlar gibi görmek istemeleri. Özellikle öfke kontrolü, ailevi problemler yaşayan, beraberinde ise akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle öğrencilerin akran zorbalığına sürüklendiğini söyleyebiliriz. Peki akran zorbalığı hangi türlerde neyle karşımıza çıkıyor dersek; fiziksel, duygusal, sosyal, sözel, siber sosyal ya da cinsel gibi farklı zorbalık türlerini görebiliyoruz. Öğrenciler arasındaki iletişimlere bakıyoruz, lakap takılabiliyor. Bazen dalga geçilen ve dedikodu yayma şeklinde sosyal medya üzerinden bazı çocukların zorlandığını görüyoruz. İstenmeyen cinsel dokunuşlar ya da kıyafetlerin kaldırılması, çıkarılması gibi, el konulan eşyalar ya da bazı zorla ödevini yaptırmak istemesi şekliyle karşımıza geldiğini söyleyebiliriz” dedi.

    “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor”

    Zorbalıkta aile içi iletişimin önemine vurgu yapan Rehberlik Uzmanı Aladağ, “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor. Bu nedenle aile içi iletişiminde problem olmayan, sağlıklı bir iletişim kuran bireylerin, toplumların, ailelerin çocuklarında bu tip sorunların olmadığını söyleyebiliriz. Tabii okullarda rehberlik servislerine ve öğretmenlere de çok fazlaca görev düşüyor. Zorbalığa uğrayan öğrenciyi kendi başına bırakmak, çözümü onun bulmasını istemek son derece yanlıştır. Bu nedenle zorbalığa uğrayan çocukların mutlaka aileleri ile öğretmenleri ile paylaşması gerekiyor. Çünkü zorbalığa uğrayan çocuk, sessiz kaldığı durumda bunun şiddeti artacaktır ve öğrenci üzerinde inanılmaz bir hakimiyet kurulacaktır. Zorbalığa uğrayan bireylerde özgüven eksikliği, okul fobisi, okula gitmeme, okuldan kaçma, aileyi içi çatışmalar gibi problemler çıkıyor” şeklinde konuştu.

    “Bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı”

    Akran zorbalığından kurtulma yollarının başında özgüvenin geldiğinin altını çizen Aladağ, “Çocuklarımıza özgüven yüklemeliyiz. Ama bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı okul dışında kurslara, spor, okuma, sanat gibi aktivitelere göndererek ortamlardan uzak tutmaya çalışmalıyız. En önemlisi de sağlıklı bir aile içi iletişim olduğunu söyleyebiliriz. Zorbalığa uğrayan çocuklar topluma uyumda problem yaşamaktalar ve inanılmaz bir özgüven eksikliği karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar gelecekteki yaşamlarında ciddi problemler, ciddi travmalarla karşılaşıyor, okul fobisi oluşuyor, öğrenciler toplumdan, akranlarından ve okuldan kaçıyor” diye konuştu.

  • İlkokul velisinden ‘pes’ dedirten iddialar

    İlkokul velisinden ‘pes’ dedirten iddialar

    Odunpazarı ilçesinde ikamet eden R.Ç. evinin karşısındaki 23 Nisan İlkokulu’na 7 yaşındaki A.Ç. isimli oğlunu kaydettirdi. 1’inci sınıfa başlayan öğrenci iddiaya göre geçtiğimiz günlerde arkadaşları tarafından akran zorbalığına uğradı. Dengesini kaybeden öğrenci kalktıktan sonra başka bir arkadaşının çarpması sonrası kulağını kalorifer peteğine çarptı. Kulağı oldukça derin kesilen öğrenciye doktorlar tarafından 4 dikiş atıldı.

    Konu hakkında iddialarını belirten öğrencinin annesi R.Ç. nöbetçi öğrencilerin yeterince yaralı çocuğu ile ilgilenmediğini, öğretmenleri tarafından rencide edildiğini iddia edildi. Gerekli yerlere şikâyetlerini ilettiğini belirten veli, çocuğunun okula gitmek istemediğini belirtti.

    “Öğretmen ‘Tamam gelirim’ diyor, 10 dakika sonra çocuğuma bakıyor”

    7 yaşındaki oğlunun başına gelenleri anlatan anne R.Ç., “Çocuğum teneffüs sırasında tuvalette arkadaşı tarafından ittirilip düşürülüyor. Tekrar kalmak istediğinde kapıya gelen başka bir arkadaşı hızlı bir şekilde çarptığı zaman oğlumun kulağı peteğe denk geliyor. Öyle olunca kulağı yırtılıyor ve kanlar içinde o şekilde yere düşüyor. Korkuyor ve çığlık çığlığa ağlıyor. Oğlum arkadaşları tarafından kaldırılıp sınıfa götürülüyor. Tuvaletten sınıfa götürüldüğü sırada nöbetçi öğretmen neredeydi? Benim çocuğum kanlar içinde orada ağlarken neredeydi? Yine çocuğumun arkadaşlarından birisi üst kata öğretmeni çağırmaya gidiyor. Öğretmen ‘Tamam gelirim’ diyor, 10 dakika sonra çocuğuma bakıyor. Aradan süre geçiyor, ardından önce ambulansı sonra da beni arıyorlar. Benim iş yerinden okula gelmem zaten 30 dakika sürüyor. Bu süre zarfında benim oğlum acı çekiyor ve hiçbir şekilde sorumluluk yok. Ortada müdür, müdür yardımcısı yok. Öğretmenler sonradan geliyor. Benim tek amacım nöbetçi öğretmen neredeydi sorusuna cevap bulmak. Sorumsuzluktan başka bir şey değil. Şu an çocuğum okula gitmiyor, gitmek istemiyor. Öğretmeni sevmediğini söylüyor ve ben de göndermiyorum” dedi.

    “Çocuğu orada küçük düşürüp aşağılaması gibi çok sorunlar yaşadık”

    Olaydan öncede çocuğunun öğrencilerinden kötü muamele gördüğünü belirten R.Ç. şöyle devam etti;
    “Zaten okul içerisinde sürekli Ayşe öğretmenden hakaretler ve aşağılayıcı sözler işittik. Çocuğu başka çocukla kıyaslaması, sınıfın içerisinde beni arayarak, ‘Çocuğunuz bunları yaptı’ demesi ve benim de, ‘Hocam böyle bir şey olmaz’ demem üzerine hoparlörü açıp, ‘Çocuklar böyle bir şey yapmadı mı?’ diye sesimi duyurması, çocuğu orada küçük düşürüp aşağılaması gibi çok sorunlar yaşadık. Şu olay bardağı taşıran son damla oldu bizim için. Daha okul kaydım alınmadan okul bahçesinden çıkar çıkmaz öğretmen beni sınıf grubundan çıkartıyor. Yani belki okula kayıt ettirene kadar çocuğumun oradaki ödevlerini ben yaptırırım. Neden hemen çıkartılıyorum? Ben karakol, Milli Eğitim ve CİMER olmak üzere her gerekli yere şikâyette bulundum.”

    “Öğretmen, bir müdür ya da müdür yardımcısı hiçbir şekilde gelmedi”

    Çocuğunun kulağında hasar kalacağını doktordan öğrendiğini belirten R.Ç., “Doktor hasar kalacağını söyledi. 4 tane dikiş atıldı. Ufak bir çıkıntı kalacakmış. Şunu da söylemek istiyorum, hastaneye benimle birlikte bir öğretmen, bir müdür ya da müdür yardımcısı hiçbir şekilde gelmedi. Beni hiçbir şekilde arayıp bir geçmiş olsun demediler. Çocuğumun duyma kaybı yaşayıp yaşamayacağını dikişler çıktıktan sonra öğreneceğiz. Sonuçta başından darbe yedi, orası şişti ve beyin kanaması da geçirebilir, hatta ölebilirdi de. Çok büyük bir travma atlattı. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Zaman kaybından başka hiçbir şey değil. Çocuğum eğitimden geri kaldı” ifadelerini kullandı.

  • Akran zorbalığında psikolojik destek alınmalı

    Akran zorbalığında psikolojik destek alınmalı

    Akran zorbalığının bir çocuk veya birden fazla çocuk tarafından isteyerek, bilerek ve kasıtlı olarak kötü bir muamele olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, “Akran zorbalığı Aslında bir istismar türüdür. Tabii akran zorbalığını fiziksel olarak düşünüyoruz ama ruhsal, duygusal, olarak da aslında bir nevi istismar türü olarak karşımıza çıkmakta. Bu zorbalık genellikle her dönem karşımıza çıkabilir ama yedi ile on beş yaş arasında sıklıkla görmekteyiz. Akran zorbalığının nedenleri arasında ailevi sorunlar, aileden öfke görmek vardır. Bu durumlar çocuğun akran zorbalığı yapmasına sebep olabiliyor. Arkadaş grubu içerisinde baskı görmesi, şiddet göstermesi, akran zorbalığı yaşatması anlamında sürekli bir baskı halini ortaya çıkartır. Çocuğun içinde yaşadığı öfkeyi dışa vurma yani güç gösterisi de diyebiliriz bu duruma. Öfke kontrolsüzlüğü yaşar bunun en önemli sebepleriyse televizyonda izledikleri dizilerden, filmlerden veya oynadıkları oyundaki karakterleri benimseyip onları akran zorbalığı olarak öfkeyi dışa vurma şekli ve durumu olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “Akran zorbalığıyla alakalı eğitimler verilmesi gerekiyor”

    Zorbalığa uğrayan çocuklarda ilk önce ders başarılarında azalma görüldüğünü belirten Özkaya, “Dikkat dağınıklığı, okula gitmek istememe durumları yaşanıyor. Ani bir ses olduğu zaman hemen kendini korumaya alma, savunma durumları yaşanıyor. Okulla alakalı konular açıldığı zaman ya öfke ya nefret ya da sessiz kalarak aslında tepki gösteriyorlar. Uykuyla alakalı problemler, yemekle alakalı, sosyal ilişkilerinde sorun ve sıkıntılar yaşıyorlar. En önemlisi ise okulda, okul öncesinde ve okul sonra hiç fark etmez çocukta böyle bir kaygılı, endişeli durum, beden dilinde farklılık, aileye yaklaşım, iletişim gözlemliyoruz. Ailelerin bunları tabii ki dikkat etmesi gerekiyor. Akran zorbalığını önlemek için okulda öğretmenlere, evlerde de anne babalara büyük bir iş düşüyor. Çünkü çocuk bu durumu yaşadığı zaman veya çocuğu gözlemledikleri zaman onlarla iletişime açık olmaları lazım. Böyle bir durum yaşıyorlarsa ve yaşatıyorlarsa halledilebilecek bir durum olduğu, bunları aileleriyle veya öğretmenleriyle paylaşmaları gerektiğine dair teşvik edilmeliler. Çocuklara söylenmesi lazım. Çünkü bazı aileler bu durumlarda aşırı tepki veriyorlar. Aşırı tepki Verdikleri zamanda çocuklar ya sessiz kalıyorlar ya da bu akran zorbalığına daha da çok harlayarak devam ediyorlar. Okullarda öğretmenlere karşı, anne babalara karşı veya da öğrencilerimize yönelik akran zorbalığıyla alakalı eğitimler verilmesi gerekiyor, bilinçlendirilmesi lazım” açıklamasında bulundu.

    “Zorbalığa uğrayan çocuk kadar uğratan çocuğun da psikolojik destek alması gerekiyor”

    Özellikle ders aralarında, işte teneffüslerde gözlem rica ediyoruz ve istiyoruz ifadelerini kullanan Özkaya, “Böyle bir durum yaşayan ve yaşatan çocuklar varsa önlemek ilk önce öğretmenlerimiz müdahale etmeli. Gerekirse çocuklarımıza, ailelerimize bilgilendirme yapılması gerekiyor. Aileler evde çocukların beden dilini pekiyi şekilde gözlemlemeleri lazım. Biraz önceki söylediğimiz gibi bazen çocuklar aşırı öfkeli, bazen içine kapanık olabiliyorlar. Beden dilimiz, davranışlarımız, evdeki davranışlarımız çok çok önemli. Her ders, iş başarısındaki veya başarısızlıktaki durumlar akran zorbalığına, yorumlamak doğru olmaz. Burada öğretmenle beraber iş birliği içerisinde çocuğunuzu çok iyi çok iyi gözlemleyerek yola devam etmemiz gerekiyor. Tabii geliştiği zaman da psikolog, psikiyatri desteğini hiçbir zaman unutmuyoruz. En önemli değinmesi gereken konu aslında şu. Sadece bir zorbalığa uğrayan çocukla ilerliyoruz ve onlardan destek alıyoruz. Aslında unutulmaması gereken şey şu ki zorbalığına uğrayan çocuk kadar uğratan çocuğun da psikolojik destek alması gerekiyor. Onun da aile öyküsü, okulla alakalı ilişkisi, öğretim ilişkisini basmak ve değerlendirmek gerekiyor” dedi.

  • Akran zorbalığı, çocukların kariyerini etkileyebilir

    Akran zorbalığı, çocukların kariyerini etkileyebilir

    Son olarak Çanakkale’de bir çocuğun intiharıyla sonuçlanan olayda olduğu gibi; akran zorbalığına maruz kalan çocuklarda, intihar eğilimi, depresyon ve okula gitme korkusu gelişebiliyor. Psikolog İlayda Kutevu; genellikle isim takma, aşağılama ve tehdit etme gibi davranışların görüldüğü akran zorbalığına karşı ebeveynleri uyardı: “Çocuklarınıza düzenli olarak okulu hakkında sorular sormalı ve onları olumsuz durumları yetkililere bildirmeye teşvik etmelisiniz.”

    Birine kasıtlı olarak kaba davranmak ya da onu incitmek anlamına gelen akran zorbalığı; özellikle çocukluk çağındaki bireylerde okulda, oyun parkında, evde ya da internet ortamında gerçekleşebilmektedir. İtmek, vurmak, dalga geçmek, eşyalara zorla el koymak veya zarar vermek, lakap takmak, kasten yok saymak, dışlamak ya da farklılıklarla alay etmek, bu davranış modelinin en belirgin örnekleri arasında yer almaktadır.

    Zayıf birine fiziksel, sözel ve sosyal olarak zarar vermeyi içeren bu olgunun çocukların ve yetişkinlerin duygusal ve zihinsel sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çeken Psikolog İlayda Kutevu şu bilgileri verdi: “Çocuklarının akranlarına istenmeyen davranışlarda bulunduğunu ya da zorbalığa uğradığını fark eden ebeveynler, bu süreci durdurmak için bazı önlemler alabilir. Bu amaca ulaşmak için uygulanabilecek çeşitli stratejiler vardır. Zorbalığı yapan kişiler, hedef aldıkları kişiden fiziksel olarak daha iri ve büyük olabilir. Sosyal olarak daha güçlü ya da saldırgan görünebilir. Zorbaların amacı, kendilerini güçlü ve baskın göstermektir. Bu eylemler hakimiyetin kanıtı olarak kişilerde aşağılanma, çaresizlik, acizlik gibi duyguların hissedilmesi için yapılır. Zorbaların bu gücü ve etkinliği, hedef alınan kişinin saklayamayacağı ya da kaçınamayacağı olumsuz durumlar yaşamasına neden olabilir.”

    Türkiye’de akran zorbalığına maruz kalan öğrenci oranı %27
    Uygulanan psikolojik şiddetin şekline, sıklığına ve boyutuna göre zorbalığın sınıflandırıldığını belirten Psikolog İlayda Kutevu şöyle konuştu: “Çanakkale’de yaşanan üzücü olayda olduğu gibi, sözlü zorbalık dediğimiz taciz türleri arasında bulunan bağırmak, isim takmak, korkutmak, kısıtlamalar getirmek, çocuğun boyu, kilosu, giyimi, gözlükleri gibi fiziksel özellikleri ve görünüşü hakkında alay edilmesi, küfür, tehdit ve lakap takma gibi davranışlar; çocuklara ve ergenlere fiziksel ve duygusal olarak zarar verebilmektedir.

    Zorbalığa uğrayanların kişilerarası ilişkilerde zorluklar yaşama, depresif, yalnız ya da endişeli hissetme, düşük benlik saygısına sahip olma ve intihar düşüncesine meyilli olma veya intihara teşebbüs etme ihtimali, zorbalığa uğramayanlara göre daha fazladır. OECD’nin 2022 verilerine göre, öğrenci grupları arasında yapılan araştırmalarda zorbalık içeren davranışlara maruz kalan öğrenci ortalaması Türkiye’de %27 olarak belirlenmiştir” dedi.

    Okul şiddetinin ve zorbalığının kişiler üzerinde eğitimsel etkisinin bulunduğuna da dikkat çeken Psikolog İlayda Kutevu “Akranları tarafından mağdur edilmek, zorbalığa uğrayan çocukların ve görgü tanıklarının okula gitmekten korkmasına da neden olabilir. Çocuklar, derslerine konsantre olamayabilir ya da okul etkinliklerine katılmak istemeyebilir. Dersleri kaçırabilir, okul aktivitelerinden kaçınabilir, okuldan kaçabilir ya da okulu tamamen bırakabilir. Bu da akademik kazanım ve başarının yanı sıra gelecekteki eğitim ve istihdam beklentileri üzerinde olumsuz etkilere sebep olacaktır” dedi.

    İletişim hatlarını açık tutun, okul hakkında sorular sorun
    Zorbalık ve bu eylemlerin yol açtığı zarar, birçok çocuk ve yetişkin tarafından hafife alınabilir. Araştırmalar ve deneyimler; öğretmenleri ve diğer okul personelini, öğrencileri, ebeveynleri ve topluluk üyelerini içeren kapsamlı çabaların, bu durumla mücadelede etkili olabileceğini göstermektedir.

    Psikolog İlayda Kutevu zorbalığın önlenmesinde alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı:
    Çocukların zorbalığı anlamalarına yardımcı olunması gerekir. Zorbalığın ne olduğu ve bu davranışlara nasıl güvenli bir şekilde karşı koyabilecekleri hakkında çocuklarla konuşulmalıdır. Yardım alabilecekleri konusunda bilinçlendirilmesi gereken çocuklara zorbalığın kabul edilemez olduğu söylenmelidir.
    İletişim hatlarının açık tutulması, çocukların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Arkadaşların tanınması, okul hakkında sorular sorulması ve endişelerin paylaşılması faydalı olabilir.
    Çocuklar sevdikleri aktiviteleri yapmaya teşvik edilebilir. Özel etkinlikler, ilgi alanları ve hobiler güveni artırabilir, çocukların arkadaş edinmesine yardımcı olabilir ve onları zorba davranışlardan koruyabilir.
    Başkalarına nezaket ve saygıyla nasıl davranılması gerektiği çocuklara anlatılmalıdır.
    Zorbalık karşıtı politikalar oluşturulması ve bunların okul personeline, velilere ve öğrencilere iletilmesi yarar sağlayabilir.

    Öğrencilerin zorbalara karşı koymaları ve olayları ilgili yetkililere bildirmeye teşvik edilmeleri, hem onların güvende hissetmelerine hem de zorbalık davranışında bulunma eğilimi olanlarda caydırıcılık etkisi oluşmasına yardımcı olacaktır.

  • Akran zorbalığı, çocukların kariyerini etkileyebilir

    Akran zorbalığı, çocukların kariyerini etkileyebilir

    Birine kasıtlı olarak kaba davranmak ya da onu incitmek anlamına gelen akran zorbalığı; özellikle çocukluk çağındaki bireylerde okulda, oyun parkında, evde ya da internet ortamında gerçekleşebilmektedir. İtmek, vurmak, dalga geçmek, eşyalara zorla el koymak veya zarar vermek, lakap takmak, kasten yok saymak, dışlamak ya da farklılıklarla alay etmek, bu davranış modelinin en belirgin örnekleri arasında yer almaktadır.

    Zayıf birine fiziksel, sözel ve sosyal olarak zarar vermeyi içeren bu olgunun çocukların ve yetişkinlerin duygusal ve zihinsel sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çeken Psikolog İlayda Kutevu, şu bilgileri verdi: “Çocuklarının akranlarına istenmeyen davranışlarda bulunduğunu ya da zorbalığa uğradığını fark eden ebeveynler, bu süreci durdurmak için bazı önlemler alabilir. Bu amaca ulaşmak için uygulanabilecek çeşitli stratejiler vardır. Zorbalığı yapan kişiler, hedef aldıkları kişiden fiziksel olarak daha iri ve büyük olabilir. Sosyal olarak daha güçlü ya da saldırgan görünebilir. Zorbaların amacı, kendilerini güçlü ve baskın göstermektir. Bu eylemler hakimiyetin kanıtı olarak kişilerde aşağılanma, çaresizlik, acizlik gibi duyguların hissedilmesi için yapılır. Zorbaların bu gücü ve etkinliği, hedef alınan kişinin saklayamayacağı ya da kaçınamayacağı olumsuz durumlar yaşamasına neden olabilir.”

    Türkiye’de akran zorbalığına maruz kalan öğrenci oranı %27

    Uygulanan psikolojik siddetin şekline, sıklığına ve boyutuna göre zorbalığın sınıflandırıldığını belirten Psk. İlayda Kutevu, şöyle konuştu: “Çanakkale’de yaşanan üzücü olayda olduğu gibi, sözlü zorbalık dediğimiz taciz türleri arasında bulunan bağırmak, isim takmak, korkutmak, kısıtlamalar getirmek, çocuğun boyu, kilosu, giyimi, gözlükleri gibi fiziksel özellikleri ve görünüşü hakkında alay edilmesi, küfür, tehdit ve lakap takma gibi davranışlar; çocuklara ve ergenlere fiziksel ve duygusal olarak zarar verebilmektedir. Zorbalığa uğrayanların kişilerarası ilişkilerde zorluklar yaşama, depresif, yalnız ya da endişeli hissetme, düşük benlik saygısına sahip olma ve intihar düşüncesine meyilli olma veya intihara teşebbüs etme ihtimali, zorbalığa uğramayanlara göre daha fazladır. OECD’nin 2022 verilerine göre, öğrenci grupları arasında yapılan araştırmalarda zorbalık içeren davranışlara maruz kalan öğrenci ortalaması Türkiye’de %27 olarak belirlenmiştir” dedi.
    Okul şiddetinin ve zorbalığının kişiler üzerinde eğitimsel etkisinin bulunduğuna da dikkat çeken Psk. İlayda Kutevu, “Akranları tarafından mağdur edilmek, zorbalığa uğrayan çocukların ve görgü tanıklarının okula gitmekten korkmasına da neden olabilir. Çocuklar, derslerine konsantre olamayabilir ya da okul etkinliklerine katılmak istemeyebilir. Dersleri kaçırabilir, okul aktivitelerinden kaçınabilir, okuldan kaçabilir ya da okulu tamamen bırakabilir. Bu da akademik kazanım ve başarının yanı sıra gelecekteki eğitim ve istihdam beklentileri üzerinde olumsuz etkilere sebep olacaktır” dedi.

    İletişim hatlarını açık tutun, okul hakkında sorular sorun

    Zorbalık ve bu eylemlerin yol açtığı zarar, birçok çocuk ve yetişkin tarafından hafife alınabilir. Araştırmalar ve deneyimler; öğretmenleri ve diğer okul personelini, öğrencileri, ebeveynleri ve topluluk üyelerini içeren kapsamlı çabaların, bu durumla mücadelede etkili olabileceğini göstermektedir. Psikolog İlayda Kutevu, zorbalığın önlenmesinde alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı:
    Çocukların zorbalığı anlamalarına yardımcı olunması gerekir. Zorbalığın ne olduğu ve bu davranışlara nasıl güvenli bir şekilde karşı koyabilecekleri hakkında çocuklarla konuşulmalıdır. Yardım alabilecekleri konusunda bilinçlendirilmesi gereken çocuklara zorbalığın kabul edilemez olduğu söylenmelidir.
    İletişim hatlarının açık tutulması, çocukların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Arkadaşların tanınması, okul hakkında sorular sorulması ve endişelerin paylaşılması faydalı olabilir.
    Çocuklar sevdikleri aktiviteleri yapmaya teşvik edilebilir. Özel etkinlikler, ilgi alanları ve hobiler güveni artırabilir, çocukların arkadaş edinmesine yardımcı olabilir ve onları zorba davranışlardan koruyabilir.
    Başkalarına nezaket ve saygıyla nasıl davranılması gerektiği çocuklara anlatılmalıdır.
    Zorbalık karşıtı politikalar oluşturulması ve bunların okul personeline, velilere ve öğrencilere iletilmesi yarar sağlayabilir.
    Öğrencilerin zorbalara karşı koymaları ve olayları ilgili yetkililere bildirmeye teşvik edilmeleri, hem onların güvende hissetmelerine hem de zorbalık davranışında bulunma eğilimi olanlarda caydırıcılık etkisi oluşmasına yardımcı olacaktır.

  • Kreşte öğrencilerin darp ettiği çocuk beyin sarsıntısı geçirdi

    Kreşte öğrencilerin darp ettiği çocuk beyin sarsıntısı geçirdi

    Kazakistan’da bir kreşte yaşanan akran zorbalığı büyük tepki çekti. Kreşteki güvenlik kamerasına yansıyan ve 21 Şubat’ta yaşanan olayda bir öğrencinin bir çocuğu yere yatırdığı, başka bir öğrencinin de çocuğu yumrukladığı ve üzerinde zıpladığı görüldü. Öğrencilerden biri yerde kıvrılıp başını korumaya çalışan çocuğun defalarca başına vurdu. Olay anında ise öğretmenin sınıfta olmadığı görülürken, bir veli ise çocuğunu alarak sınıftan çıktı.

    Olayın öğretmenin öğrenciler için yemek almaya gittiği sırada yaşandığı ve 15-20 dakika boyunca sınıfı boş bıraktığı belirtildi.

    Kreşte öğrencilerden birinin annesi yerel basına yaptığı açıklamada, kreşte bir yıldır bakıcı bulunmadığını, kreş müdürünün ebeveynlerin bakıcı alınmasını talep etmesine rağmen herhangi bir önlem almadığını belirtti. Anne, darp edilen çocuğun beyin sarsıntısı geçirdiğini, vücudunda morluklar oluştuğunu ve hastaneye kaldırıldığını ifade etti. Kazakistan Çocuk Hakları Komiseri Dinara Zakiyeva, yaptığı açıklamada çocuğun hayati tehlikesinin bulunmadığını söyledi.

    Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, Almatı Valiliği Eğitim İdaresi kreş müdürü ve öğretmene disiplin cezası verildiğini açıkladı.

     

  • Akran zorbalığına Yusuf’un macerasıyla dikkat çekti

    Akran zorbalığına Yusuf’un macerasıyla dikkat çekti

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Şubat kültür sanat etkinlikleri, minikler için çok faydalı ve eğlenceli bir söyleşiyle devam etti. Faik Baysal Kütüphanesi’nde misafir edilen yazar Nehir Aydın Gökduman, miniklerle “Mağarada Tek Başına” isimli söyleşide buluştu.

    Bu başlıktaki kitabı anlatan söyleşi, miniklere “akran zorbalığı” konusunda önemli mesajları eğlenceli bir dille aktardı. Gökduman, “Göl mü, havuz mu, kuyu mu? Nereye düşmüştüm ben!” diyen kitabındaki başrol Yusuf’un arkadaşları ile nefes kesen macerasını anlattı. Çocuklar ve aileleri için önemli çıktılar ortaya koyan bu, etkinlikte renkli görüntülere de sahne oldu.

  • Akran zorbalığına dikkat çektiler

    Akran zorbalığına dikkat çektiler

    İlçede düzenlenen farkındalık etkinliğinde ilk ve ortaokul öğrencileri ellerinde taşıdıkları “zorba olma, kanka ol” içerikli dövizler taşıyarak yürüyüş gerçekleştirdi. Beyşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinlikte, Mehmet Akif İmam Hatip Ortaokulu ile Gazi İlkokulu ve Alaaddin Ortaokulu’nda öğrenim gören öğrenci, öğretmen ve idareciler ile İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri katılım gösterdi. Okul önlerinde başlayan yürüyüş, Antalya Caddesi üzerinde devam edip Atatürk Anıtı önünde son buldu. Öğrencilerden biri etkinliğe ilişkin basın açıklamasını okudu, ardından öğrenciler zorbalığa yönelik hazırladıkları skeç ve gösterileri sergiledi.

    Etkinliğe katılan İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Süleyman Ünal, zorbalığı güçlünün güçsüz olana uyguladığı fiziksek ve psikolojik şiddet olarak nitelendirirken, “Bu sadece okullarda değil, evde, sokakta, güçlü devletlerin güçsüz devletlere uyguladığı gibi de bir durumdur. Bunun tarihimizdeki en güzel örneğini de şimdi yaşamaktayız. İsrail’in Filistin’e uyguladığı da aynı zamanda bir zorbalıktır. Öğrencilerimiz buna da dur demeye geldiler. Etkinliğe katılan, destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Beyşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Musa Konuk ise, son dönemde basında sıkça yer almaya başlayan akran zorbalığına ilişkin olarak geçtiğimiz günlerde okul müdürleri ve rehber öğretmenlerin de katıldığı bir toplantı yaptıklarını hatırlatarak, “Akran zorbalığı ile ilgili kulağımıza da okullarda toplumda, her tarafta buna benzer hadiseler gelmeye başladı. Arkadaşlarla bununla ilgili nasıl tedbirler alırız diye bir çalışma yapıyoruz. Aynı zamanda biz bunu sadece okullarda da kısıtlı tutmak istemiyoruz. Yani akran zorbalığı dediğimiz zaman sadece öğrenciler aralarında olan bir hadise değil. Bugün trafikte benzer bir zorbalık var, toplumda, sokakta, caddede benzer bir zorbalık var. Psikolojik olarak insanların birbirine karşı benzer zorbalık var, psikolojik olarak insanların birbirine karşı benzer bir zorbalığı var, bununla ilgili olarak toplumu bilinçlendirmek adına 3 tane okulumuzu merkezde organize ettik” diye konuştu.

    Öğrenciler, anıt alanında İsrail’in Gazze’deki zulmünü gösteren fotoğrafların yer aldığı sergiyi de gezdi.

  • Akran zorbalığı toplumsal bir problem

    Akran zorbalığı toplumsal bir problem

    Akran zorbalığının fiziksel, sözel, sosyal ve siber zorbalık olarak dört temel başlıkta incelenebileceğini belirten İlayda Sezen, “Fiziksel zorbalık; çocuğa yönelik doğrudan fiziksel güç uygulanmasıdır. Vurmak, yumruklamak, tekmelemek, tırmalamak, çelme takmak, tükürmek gibi Sözel zorbalık; Çocuğa yönelik olumsuz sözel ifadelerin kullanılmasıdır. İsim takmak, alay etmek, hakaret etmek, tehdit etmek gibi. Sosyal zorbalık; Çocuğun arkadaşlık/sosyal ilişkilerine zarar vermeyi hedefleyen davranışların yapılmasıdır. Hakkında dedikodu yapmak ve yaymak, arkadaş grubundan dışlamak, yalnızlaştırmak gibi. Siber zorbalık ise; dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen zorbalıktır. Sosyal medyada bir kişi hakkında yalanlar yaymak ya da utandırıcı fotoğraflar yayınlamak, mesajlaşma platformlarından incitici mesajlar ya da tehditler yollamak gibi” ifadelerini kullandı.

    Akran zorbalığının okuldaki tüm çocukları ve okul ortamını etkileyeceğini söyleyen Sezen, “Akran zorbalığı durumlarında yer alan çocukları da dört temel grupta ele alabiliriz; zorbalık yapanlar, zorbalığa maruz kalanlar, hem zorbalık yapan hem de aynı zamanda zorbalığa maruz kalanlar, seyirciler” dedi.

    “Psikolojik ve fiziksel sağlık etkileniyor”

    Akran zorbalığının çocukların ruh sağlığına etkilerini hakkında Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen şöyle konuştu:

    “Yapılan araştırma sonuçlarından, akran zorbalığının çocuk ve ergenlerin psikolojik ve fiziksel sağlığını hem kısa ve hem de uzun vadede olumsuz olarak etkilediğini biliyoruz.
    Bu durumun belirtileri, kişiye bağlı olarak farklılaşabilir. Bununla birlikte zorbalık yapanlar, zorbalığa maruz kalanlar ya da seyirci grupta görülen belirtiler birbirinden farklı olabilir. Zorbalık yapan çocuklarda; okula uyumda güçlük, dışlanma, yalnız kalma, saldırgan davranışların sürmesi, problemli davranışlarda (örn. suça yönelik) bulunma görülebilmektedir. Zorbalığa maruz kalan çocuklarda; okula gitmek istememe, düşük özgüven ve benlik saygısı, depresyon ve kaygı bozuklukları, sosyal ilişkilerde problemler, somatik belirtiler (baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı) görülebilmektedir. Seyirci konumunda olan çocuklarda ise; kendisinin de aynı şeyleri yaşayacağına dair korku ve endişe, kendisini savunmak için sürekli tetikte hissetme, ispiyoncu olarak damgalanmaya karşı endişe duyma gibi sorunlar yaşandığını görmekteyiz.”

    “Toplumsal bir sorun”

    Akran zorbalığının sadece zorbalığa maruz kalan bireyi değil, ailesini ve okulunu da etkileyen toplumsal bir sorun olduğunun altını çizen Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Tüm toplumu ilgilendiren olumsuz psikolojik etkilere yol açan akran zorbalığına yönelik koruyucu ve önleyici çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın akran zorbalığı ve siber zorbalığı müfredata alması bu açıdan önemli bir gelişmedir. Öğrencilerin yaş gruplarına uygun şekilde hazırlanacak psikoeğitim içerikli çalışmalar iç görü kazanmaları ve farkındalıklarının gelişmesine katkı sağlayacaktır. Akran zorbalığına maruz kalan öğrenciler içerisinde, gruptan dışlanma, korku, ne yapacağını bilememe gibi nedenlerle konuyu kimseyle paylaşamayan öğrenciler olduğunu biliyoruz. Bu çalışmanın önleyici etkisinin yanı sıra, zorbalığa maruz kalanlar çocukların ne yapmaları gerektiği konusunda bilgi sahibi olmaları ve kendilerini güvende hissetmeleri açısından da yararlı olacaktır. İstanbul Beykent Üniversitesi olarak, toplumsal bir sorun olan akran zorbalığı ve siber zorbalığa yönelik koruyucu ve önleyici çalışmalar yürütüyoruz. İstenmeyen davranışların değişiminde ve önlenmesinde olumlu dil kullanmanın, psikoeğitim çalışmalarının önemli olduğu bilinci ve sorumluluğu ile 2017 yılından beri, düzenli olarak ortaöğretim kurumlarında öğrenci, öğretmen ve velilere akran zorbalığı konulu psikoeğitim çalışmaları ve seminerler gerçekleştirmekteyiz. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sene de kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde yapılan ve yapılacak olan çalışmaları desteklemekte ve çalışmalarımızı geliştirerek devam ettirmekteyiz” diye konuştu.

  • İstanbul’da akran zorbalığı

    İstanbul’da akran zorbalığı

    Olay, öğle saatlerinde Beylikdüzü Adnan Kahveci Mahallesi’nde meydana geldi.

    İddiaya göre 3 kız arkadaş, A.K. isimli kız arkadaşlarını gezmeye gitme bahanesi ile dışarıya çıkardı. 4 genç kız dışarıda bir restorana gitti. Ardından tuvalete giden kız grubunun bir üyesi A.K. isimi geç kıza “Annem hakkında nasıl konuşursun?” diyerek saldırmaya başladı. 2 kız A.K. isimli gence saldırırken grubun bir diğer üyesi ise o anları cep telefonu kamerası ile kaydetti.

    Görüntülere A.K. isimli genç kızın yaşadığı korku dolu olay yansıdı.