AKUT Marmaris ekibi, Marmaris Bayır Mahallesi’nde kayalıklarda uzun süredir mahsur kalan keçi için sahibi tarafından yardım ihbarında bulunuldu. Marmaris AKUT ekibine yapılan ihbarda Bayır Mahallesindeki sarp kayalıklarda keçinin mahsur kaldığı bilgisi verildi. Bölgeye hareket eden AKUT Marmaris ekibi sarp kayalıklara sarkıttıkları ip ile keçiyi mahsur kaldığı bölgeden kurtararak sahibine teslim etti.
Etiket: akut
-
AKUT gönüllüsü o günleri anlattı
6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde on binlerce kişi hayatını kaybetti. Kahramanmaraş’ta bulunan Ebrar Sitesi de asrın felaketi olarak kayıtlara geçen depremde yerle bir oldu. 22 bloktan oluşan ve 18’i depremde yıkılan Ebrar Sitesi, bin 400 kişiye mezar oldu. Eskişehir’den deprem bölgesine giden ve depremin yıldönümünde farkındalık için açtıkları stantta vatandaşlara afetler hakkında bilgi veren AKUT gönüllülerinden Ahmet Aracı ve arkadaşları, Ebrar Sitesi’nde çalışma başlattı. Depremin simgelerinden birisi haline gelen Ebrar Sitesi’nde yaptıkları çalışmalar hakkında konuşan AKUT gönüllüsü Ahmet Aracı, “Depremin ilk günü çalışmaya başladığımız Ebrar Sitesi’nde büyük bir acı vardı ama canlı çıkardığımız vatandaşlarımız için çok mutlu olmuştuk” dedi.
“İlk 72 saat hayatta kalabilmek için acil durum çantası çok önemli”
Ulaşılabilir bir köşede hazır tutulacak acil durum çantasının afetlerin ilk 72 saatinde büyük önem taşıdığını belirten AKUT Eskişehir gönüllüsü Ahmet Aracı, “Büyük afetlerde, öncesinde, acil durum planlarımız ve acil durum çantamızın olması çok önemli. Bizler seminer birimi olarak, tüm okul, kurum, kuruluşlarda seminerler veriyoruz. Öncesi, anı ve sonrası olacak şekilde anlatıyoruz. Öncesinde anlattıklarımızın konu başlıklarından bir tanesi de eskiden deprem çantası dediğimiz acil durum çantası. Sadece depremler için değil, bütün afetler için geçerli. Bize yardımlar gelene kadar altın saatler dediğimiz o 72 saat bizi ayakta tutacak, içinde su, kuru gıdaların bulunduğu, yedek kıyafetlerin, düzenli kullandığımız ilaçların olduğu bir çanta. Çanta içeriğini detaylandırabiliriz. Evimizin yedek anahtarı, kimliklerimizin fotokopileri, değerli evraklarımızın fotokopileri gibi belgeler de olabilir” dedi.
“Büyük bir acı vardı ama canlı çıkardığımız vatandaşlarımız için çok mutlu olmuştuk”
Çalışma başlattıkları Ebrar Sitesi’nde ve diğer yıkılan binalarda çok büyük bir acının bulunduğunu belirten Aracı, “Büyük afetlerde elimizden geldiği kadar gönüllü arkadaşlarımla beraber gidip destek olmaya çalışıyoruz. Arama kurtarma faaliyetlerine katılıyoruz. Tabii bunlar için eğitim almak gerekiyor gerçekten. Çünkü siz güvende olmalısınız, ekipmanlarınız güçlü olmalı ki orada insanlara yardımcı olun. Bu anlamda eğitimlerimizi tamamladık ve ekip olarak da Kahramanmaraş’ta en son yaşadığımız 6 Şubat depreminde ilk gün itibariyle ulaşmaya çalıştık. Gece 4, 4 buçuk sularında enkazda çalışmalara başladık. Ebrar Sitesi’ndeydi ilk çalıştığımız enkaz. Tabii ilk bir gün, bir buçuk gün gerçekten canla başla mücadele ettik. Büyük bir acı vardı ama canlı çıkardığımız vatandaşlarımız için çok mutlu olmuştuk. Onların yanında ex vatandaşlarımızı da çıkardık. Bunları da birilerinin yapması gerekiyor bu anlamda. Bizler de gönüllü olarak büyük afetlerde bu anlamda destek olmaya çalışıyoruz. Önemli olan öncesi. Dediğim gibi önceden hazırlanmamız gerekiyor” diye konuştu.
“Tekrar yaşamayalım diyoruz ama hazırlıklı olmakta fayda var”
Depremin ülkemizin bir gerçeği olduğunu ve her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini, alınacak tedbirlerin hayati önemler taşıdığını söyleyen Ahmet Aracı, “Tabii ki orada çok trajedi yaşadık. Bizler de insanız sonuçta etkileniyoruz, psikolojimiz etkileniyor. Dediğim gibi oradaki kardeşlerimizin hem yaş grubu küçükken hem de yaşlı abilerimizden ablalarımızdan çıkardığımız canlı insanlar bir anda bize moral oldu ama dediğim gibi inşallah bundan sonra yaşamayalım diyoruz ama hazırlıklı olmamızda da fayda var. Gerçekten şartlar hep kötü anlamda, hava şartları olsun ısının düşük olması, kar, yağmur tabii afetzede vatandaşların enkaz kenarında yakınlarından haber almak istemeleri vesaire bu tür gördüklerimiz psikolojimizi etkileyen şeylerdi. Ama dediğim gibi en önemlisi hazırlıklı ekiplerin gelmesiydi” dedi.
“İyi niyetle bölgeye gelenler vatandaşlar bir süre sonra krize neden oluyor”
Afet bölgelerine iyi niyetle yardım amacıyla gelen vatandaşların bir süre sonra krize neden olduğunu, bundan dolayı donanımlı ekiplerin çalışmalara katılması gerektiğini belirten AKUT Eskişehir gönüllüsü Ahmet Aracı, şu ifadeleri kullandı:
“Arama kurtarma ekiplerinin donanımlı olması gerekiyor. Çok yardımsever bir milletiz. Herkes atlamış arabasına, otobüslere, sürekli gelip orada bir şeyler yapalım, edelim niyetindeler ama belli saatten sonra bu sefer onlar kriz olmaya başlıyorlar. Ne yiyeceğim, nerede yatacağım? Bizler ekipler olarak bu anlamda lojistiğimizle beraber giderken yakıtımız yeme içmemiz, yedek kıyafetlerimize kadar her şey düşünülüyor. Ekip olmak bu anlamda çok önemli. Gittiğiniz yerde sizin de kriz olmamanız gerekiyor.” -
Sel anında bunları sakın yapmayın
Arama Kurtarma Derneği (AKUT), Türkiye genelinde 2023 yılında 4 bin 696 operasyon gerçekleştirdi. Doğal afetlerde kaybolanların aranması ve kaza geçirenlerin kurtarılmasında aktif rol alan ekipler, birçok cana umut oldu. 20 yılı geride bırakan AKUT Kocaeli birimi ise geçen süreçte bin 96 insan ve 16 hayvanı bulunduğu zor şartlardan kurtardı.
O anlar kamerada
Deprem, yangın, sel gibi doğa olaylarının meydana geldiği afet bölgelerine giden ekipler, hızla kurtarma çalışmasına başlıyor. Bu anlar, zaman zaman ekiplerce kamera ile de kaydediliyor.
Yıkıntıların arasından insan da kurtardılar tavşan da
Deprem bölgesinde çekilen bazı görüntülerde, ekiplerin mikro kamera ile enkaz altında canlı aradığı, yeri tespit eden ekiplerin hızla hareket geçerek, vatandaşları kurtardığı görüldü. Enkaz alanında çekilen bir başka görüntüde ise ekiplerin yıkıntıların arasından tavşan ve muhabbet kuşunu kurtardığı, oldukça bitkin düşen kuşa elleriyle su içirdikleri anlar yer aldı.
Bir diğer kurtarma görüntüsü ise Gebze Ballıkayalar mevkiinde çekildi. Görüntülerde, yüksekten düşme ihbarıyla olay yerine giden AKUT ekiplerinin, AFAD ile birlikte koordineli çalışarak, düştüğü yerde mahsur kalan yaşlı bireyi kurtardıkları anlar kaydedildi.“Ekip olarak 580 operasyon gerçekleştirdik”
Bu yıl birçok kurtarma operasyonunu başarıyla tamamladıklarını söyleyen AKUT Kocaeli Birim Başkanı Abdurrahman Eke, “Türkiye genelinde 30 ekibimiz var. Bu 30 ekibimiz bugün itibariyle 4 bin 696 operasyona çıkmış ve 4 bin 784 insanımızı, bin 801 havyan dostumuzu bulundukları zor şartlardan farklı şartlara nakletmiş durumdayız. Kocaeli ekibi olarak 2003 yılında kurulduk. Ekip olarak 580 operasyon gerçekleştirdik bin 96 insanı, 16 hayvan dostumuzu bulundukları zor şartlardan sağlıklı şartlara naklettik. Bu bizim için çok sevindirici ve guru verici” dedi.
“Bir arkadaşımızın burnunun bile kanamaması bizim için çok önemli”
Kocaeli’de 170 AKUT gönüllüsünden 50’sinin operasyona gidebilecek yeterliliğe sahip olduğunu söyleyen Abdurrahman Eke, “Marmara Bölgesi ve Kocaeli’ye baktığımız zaman en sık doğada arama operasyonlarına çıkıyoruz. Yine sel operasyonlarına çıkıyoruz. 2 sene önce doktor arkadaşımız kaybolmuştu, karda kayıp arama operasyonumuz vardı. Bölge olarak baktığımızda burayı en çok etkileyen operasyonlar deprem ve sel operasyonları. En çok dikkat ettiğimiz şey eğitim. AKUT olarak bütün arkadaşlarımızın çıkmış oldukları operasyonlarda, almış oldukları eğitimlere çok değer veriyoruz. Bir sel operasyonuna, bir depreme veya karda bir operasyona gidiyorsak o alandaki bütün eğitimleri almış olması gerekiyor. Eğitimini tamamlamamış hiçbir arkadaşımızı biz bu operasyonlara çıkarmıyoruz. En çok övündüğümüz ve gurur duyduğumuz kısım aslında burası. Çıkmış olduğumuz tüm operasyon ve eğitimlerde bir arkadaşımızın burnunun bile kanamaması bizim için çok önemli” diye konuştu.
“15-20 santimetre su birikintisi bir insanı devirebilir”
Son dönemlerde artan su baskını ve sellere karşı uyarılarda da bulunan Eke, “Suyun hiçbir affedici yanı yok. Önüne gelen her şeyi alıp götürecek güce sahip. 15-20 santimetre su birikintisi bir insanı devirebilir, 30-35 santimetre su birikintisi bir aracı sürükleyip götürebilir. Bu sebeple selin olduğu an çok dikkatli olmamız gerekiyor. En başta yapmamız gereken şey, bulunduğumuz bölgenin sel riskiyle karşı karşıya olup olmadığını öğrenmek, dere yatağına, çukur alanlarına sel oluşabilecek alanlara bina yapmamak. Selle karşılaştığımız anda yapacağımız tek şey oradan kaçmak. Sele yakalandıysak karşıdan karşıya geçmeyeceğiz, çukur alandaysak orayı terk edeceğiz, araç kullanıyorsak kesinlikle devam etmeyeceğiz. Selin ters istikametine yukarı taraflara kaçmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.
“Kapalı da olsa su temas eden hiçbir gıdayı tüketmemeliyiz”
Selden sonra da birçok riskin olduğunu söyleyen Eke, “Oturduğumuz binalardaki elektrik pano ve şalterlerinin nerede olduğunu bilmemiz gerekiyor. Kapalı da olsa su temas eden hiçbir gıdayı tüketmemeliyiz. Çok zorda kalmadıkça açık suyu kullanmayacağız. Bu sel bölgesi için çok önem taşıyor. Suyla temas eden gıdalar risk oluşturuyor. Selle gelen ve yer altı sularına karışan bu sular mikrop ve yabani hayvanların da su yüzüne çıkmasına yol açıyor. Suyla temas eden gıdaları tükettiğimizde risk oluşturuyor. Paketli ve açık gıdaları, ilaçları
-
Enkazdan doğan ‘Aşk’
Kocaeli’de ikamet eden Bülent Şentürk, merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depreminde enkaz altında kaldı. Yaklaşık 5 saat yıkıntıların arasında yaşam mücadelesi veren Şentürk, depremde kardeşi başta olmak üzere birçok yakınını kaybetti. AKUT Arama Kurtarma Derneği ekipleri tarafından enkazdan çıkarılan Şentürk, felaketin olumsuz etkilerinden uzun süre kurtulamadı. Tüm acılarına rağmen pes etmeyerek yaşama sıkıca tutunan Şentürk, 2009 yılında düzenlenen 17 Ağustos anma programında AKUT Arama Kurtarma Derneği’nin standını gördü. Kendisini kurtaran ekip ile birlikte omuz omuza görev yapmayı isteyen Şentürk, AKUT gönüllüsü oldu.
AKUT’a katılan Bülent Şentürk’ün yolu kendisi gibi enkazdan altında kalan Elif ile kesişti. 2012 yılında dünyaevine giren çift, afetzedelere yardım eli uzatmak için birlikte görev yapıyor. Düzenli olarak eğitimlere katılan ve Kocaeli Üniversitesi Arslanbey Kampüsü enkaz alanında AKUT ile birlikte tatbikatlar yapan çift, birbirlerinden güç alıyor. Çiftin 8 yaşındaki oğulları Ali de eğitimler sırasında anne ve babasını bir an olsun yalnız bırakmıyor.“Kayıplarımız oldu”
17 Ağustos 1999 depremini Gölcük’te yaşadığını anlatan Bülent Şentürk, “Gölcük depreminde AKUT ekipleri tarafından enkazdan çıkarıldım. Kardeşimi kaybettim. Ailemde büyük yaralar vardı. Amcamı, yengemi kaybettim. Kayıplarımız oldu. Beni çıkardılar. Tabii kötü bir süreç yaşadım. Bu kötü süreci atlattım ve normal hayatıma döndüm” dedi.
“Bana el uzatan ekipten taraf olmak istedim”
Bülent Şentürk, 2009 yılında AKUT’ta gönüllü olarak görev yapmaya karar verdiğini belirterek, “2009’da düzenlenen 17 Ağustos programında AKUT standını gördüm. Tabii ki beni kurtaran insanlar vardı, ekip vardı. Bana el uzatan ekipten taraf olmak istedim. İnsanlara yardım ederim, el uzatırım diye düşündüm ve ekibe katıldım” diye konuştu.
“Eşimde enkaz altında kaldı, aynı acıyı yaşadık”
Eşi ile AKUT çatısı altında tanıştığını ifade eden Şentürk, “Ekibe katıldıktan sonra 2011 yılında eşim derneğe üye oldu. Bir süre birlikte olduk ve sonra evlenme kararı aldık. Evlendik. Hala da eşimle birlikte depremlerde, afetlerde beraber AKUT adı altında gönüllü görev yapıyoruz. Eşimde enkaz altında kaldı, aynı acıyı yaşadık. Başkalarının da bu acıyı yaşamaması için, onlara el uzatmak için burada görev yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
6 ve 7 Şubat tarihlerinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından AKUT olarak hemen afet bölgesine intikal ettiklerini kaydeden Bülent Şentürk, “Kahramanmaraş depremini öğrendiğimiz ilk andan itibaren hazırlıklarımızı yaptık. Sabah 07.00’de dernekten hareket ettik. 16.00’da İskenderun Devlet Hastanesindeydik. Orada çalışmalara başladık. 1 hafta gece gündüz oradaki arkadaşlarımıza yardım ettik” şeklinde konuştu.“İkimizin dernek dışında ikinci bir ortak noktası vardı”
Uzun zamandır AKUT gönüllüsü olarak görev yaptığını söyleyen Elif Şentürk ise “1999 depremini yaşadım. Uzun bir süre enkaz altında kaldım. Yaşadığımız üzüntüden dolayı ‘Ne yapabilirim?’ diye düşünürken AKUT’a gönüllü olmaya karar verdim. AKUT derneğine başladıktan 1 yıl sonra Bülent ile tanıştım. O da benim gibi enkazdan çıkmıştı. İkimizin dernek dışında ikinci bir ortak noktası vardı. Bir süre sonra evlenmeye karar verdik ve dernekte birlikte çalışıyoruz” dedi.
“Eşime güvendiğim için enkaza rahatlıkla giriyorum”
Eşine çok güvendiğini vurgulayan Şentürk, “Eşim olduğu için ona çok güveniyorum. Güvendiğim için rahat giriyorum enkaza. Bazen de birbirimizi koruma içgüdüsü ile biraz bazı şeyler zorlaşabiliyor. O zaman bazen uzaklaşıyoruz” diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sebebiyle büyük acılar yaşandığına dikkat çeken Elif Şentürk, “Yaşananlar kötüydü. 6 Şubat’ta yaşadığımız çok büyük bir depremdi. Daha çok taze. Kötü duygular yaşandı. Keşke yaşanmasaydı. Umarım tekrar yaşanmaz. Ben gitmedim ancak eşim oradaydı. Çok fazla merak ettim. Sadece eşimi değil, oraya giden tüm kurtarma görevlilerini, enkaz altında kalanları, herkesi çok merak ettim. Bende çok zor haber alabildim. Ara ara konuşabiliyorduk. Çok endişe vericiydi. Bir şekilde iletişim sağladık ama bizim arkadaşlarımız için çok tedirgin olduk” cümlelerini kullandı.
AKUT olarak düzenli olarak eğitim faaliyetlerine ve toplantılara katıldıklarını, 8 yaşındaki oğulları Ali’nin de kendileriyle birlikte olduğunu kaydeden Şentürk, “Sürekli bizim yanımızda. Eğitimlere gidiyoruz, toplantılara birlikte gidiyoruz. Yabancılık hissetmiyor. Buradaki herkesi çok seviyor. Bir insanın hayatına dokunmasını, gönüllü olmasını bende çok isterim” sözlerine ekledi.“İkisi farklı enkazlardan AKUT tarafından kurtarıldı”
AKUT Kocaeli Birim Başkanı Abdurrahman Eke ise Şentürk çifti ile yıllar önce tanıştığını belirterek, “Bülent ile Elif’in AKUT Kocaeli ekibine girişlerini dün gibi hatırlıyorum. İkisi farklı enkazlardan AKUT tarafından kurtarıldı. Birbirinden habersiz iki kişi, ikisi de enkazdan çıktıktan sonra canlı hayatına dokunabilmek için AKUT’a üye oldular. Hayatlarını birleştirerek hala bu yolda canlı kurtarmak için eğitimlerine, operasyonlarına devam etmektedirler” dedi.
“Biz AKUT olarak yıllardır bunun için mücadele veriyoruz”
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin acısının hala taze olduğunun altını çizen Abdurrahman Eke, sözlerini şöyle noktaladı:
“Ailem İskenderun’da çadırda yaşıyor. Bir Hataylı olarak açıkçası Kahramanmaraş merkezli deprem beni çok üzdü. 17 Ağustos’un da yıldönümü. 24 yıl önce Hatay depremine kadar yaşadığımız en büyük acıyı yaşadık bu topraklarda. AKUT olarak Kocaeli ekibimiz yoktu. Birkaç ekibimiz vardı. İstanbul ekibi burada çalışan en büyük ekibimizdi. 200 canlı hayatına dokunduk. Kahramanmaraş merkezli Hatay depremine gittiğimizde genel olarak baktığımızda kurtarılan insanların sadece yüzde 3’ünü biz kurtarmışız. Biz dediğimiz sadece AKUT değil, diğer arama kurtarma ekiplerini de üst üste, yan yana koyun. Toplam kurtarılan canlı sayısının yüzde 3’ü. Bakın ne kadar küçük bir rakam değil mi? Yüzde 97’isini vatandaşlar kurtarıyor. Burada şuurlu olmak, öncesinde önlem almak o kadar çok önemli ki. Biz AKUT olarak yıllardır bunun için mücadele veriyoruz.” -
Dağda mahsur kalan iki turisti AKUT kurtardı
Marmaris’e tatil için gelen yabancı uyruklu iki turist, sabah saatlerinde doğa yürüyüşü için ormanlık alana çıktı.
Sarp araziler arasında ormanlık alana gelen iki turist geri dönmek için yollarını bulamadı.
Yakınları tarafından dağlık alana yürüyüşe gidenlerin geri dönmemesi üzerine 112 Acil Çağrı Merkezi’nden yardım istendi.
Marmaris AKUT ekipleri dağda mahsur kalan iki turisti bulundukları bölgeden kurtardı.
-
Nadir bulunan köpek barınaktan kaçtı
Antalya’da eğitim için getirildiği barınaktan kaçan 7 aylık Dutch Shepherd cinsi köpek 88 saat sonra bulundu. Türkiye’de nadir bulunduğu belirtilen köpeğin 1 yıllık zorlu bir eğitimin ardından Antalya’da özellikle yaz aylarında Likya yolunda kaybolan turistlerin arama ve kurtarma faaliyetlerinde görev yapması bekleniyor.
Antalya’da yaşayan Arama Kurtarma Derneği (AKUT) gönüllüsü Ali Demirel’in sahiplendiği 7 aylık Dutch Shepherd cinsi köpek, eğitim için götürüldüğü Döşemealtı ilçesindeki barınaktan kaçtı. Köpeğin kaybolmasının ardından gönüllü kişilerden oluşan 25 kişilik profesyonel arama kurtarma ekibi oluşturuldu.
Havadan ve karadan 22 kilometrelik alan didik didik arandı. Köpek 88 saat sonra ormanlık alan içerisinde bitkin bir şekilde bulundu. Antalya’da özellikle yaz aylarında Likya yolunda kaybolan turistlerin arama ve kurtarma faaliyetlerinde görev verilmesi beklenen köpeğin 1 yıllık zorlu bir eğitimden geçeceği ifade edildi.
“88 saat aradık, aradığımız bölgede bir daha arama yaptık”
Köpeğin eğitimini ve bakımı üstlenen AKUT gönüllüsü Ali Demirel, “Bu köpeği Antalya’da doğada arama kurtarmada kullanmak üzere sahiplendik. Farklı eğitim merkezlerinde eğitim almaya devam ediyor. Döşemealtı ilçesine gittiğimiz zaman oradaki kalabalıktan korkarak kaçtı.Ben de profesyonel arama kurtarma arkadaşlarımdan yardım talep ettim. 25 kişilik bir ekip kurduk. 88 saat aradık, aradığımız bölgede bir daha arama yaptık. Bir yerde görüldüğünü duyduk, oraya yem bıraktık.
Bulunduğumuz yerden 2 kilometre aşağısında gece saatlerinde çalılıkların arasından bir ses duyduk. Köpeğimizi oradan sağlıklı bir şekilde aldık. Bu inancın zaferi oldu. Köpeğin nasıl bulunabileceğini daha önce bu işlerde görev yapan arkadaşlara sorduğumuzda bize, ‘İşiniz çok zor, temas kurmanız gerekiyor’ dedi. 22 kilometrelik bir alanı havadan karadan taradık” dedi.
1 yıl süren disiplinli bir eğitimden geçecek”
Köpeğin Antalya’da özellikle yaz aylarında Likya yolunda kaybolan turistlerin arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılacağını belirten Demirel, “Doğada kaybolan vatandaşlarımızı bulmada kullanacağız. Hollanda Çoban Köpeği olarak biliniyor. 1 yıl süren disiplinli bir eğitimden geçecek. Nadir bulunan bir köpektir. Zorlu bir süreç bizi bekliyor” açıklamasına yer verdi. -
27 kişiyi kurtarmışlardı, o anları anlattı
Depremin hemen ardından Hatay’a giden AKUT Kocaeli ekibi, 34 kişiyle alanda bulundu. Türkiye genelinde AKUT 30 ekiple 227 kişiyi enkazdan sağ çıkarırken, Kocaeli ekibi ise 27 kişiyi yıkıntıların arasından kurtardı. Enkaz altında 1 kediye de canlı ulaşan ekipler, 17 cenazeyi de çıkardı. Bölgedeki arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından Kocaeli’ye dönen ekip, yaşadıkları tecrübeleri ve gördükleri manzaraları anlattı.
“Bu deprem, tüm ekiplerimizin aynı anda operasyona çıktığı belki de AKUT tarihindeki ilk operasyondu”
Türkiye’nin çok büyük bir afet yaşadığını söyleyen AKUT Kocaeli Ekip Lideri Abdurrahman Eke, “Belki de yeryüzünde, karada yaşanmış en büyük doğal afeti yaşadık. Benim için ayrı bir önem taşıyordu çünkü benim ailemde Hatay’da. Çocukluğumun, gençliğimin, üniversite yıllarımın bile geçtiği şehir Hatay. Deprem günü saat 04.20 sıralarında telefonum çaldı. Acil durum yönetimi sorumlumuz aradı, ‘Kahramanmaraş 7.8 deprem, hemen çıkın’ şeklindeydi deprem mesajı. Aklıma hemen ailem geldi çünkü Hatay’da deprem kuşağında ve zaten bu depremde en çok etkilenen illerden biriydi. Telefon geldikten hemen sonra derneğe geçtim, saat 04.30 civarı buradaydım. Ortalama 05.30 – 06.00 arası bütün malzemeleri araçlara yükledik. Yaklaşık iki araçlık malzememizle beraber 30 kadar gönüllümüz Yeşilköy’den intikal etmek için alana geçti. Türkiye genelinde AKUT’un 30 tane arama kurtarma ekibi var. Bu deprem, tüm ekiplerimizin aynı anda operasyona çıktığı belki de AKUT tarihindeki ilk operasyondu. Gittiğimiz zaman manzaranın bu kadar fena olacağını tahmin etmemiştik. Toplam 30 ekibimiz 227 vatandaşımızı bulundukları zor şartlardan sağlıklı şartlara canlı olarak çıkarttı. 10 tane hayvan dostumuzu canlı olarak çıkardık. 200 tane de vatandaşımızın cenazesini enkaz altından çıkardık” diye konuştu.
“Buraya geldikten sonra bunun ne kadar ciddi bir travma olduğunu daha iyi anladım”
Karşılaştıkları her enkaz manzarasının yürek yakıcı olduğunu ancak duygularına hakim olarak çalışmak zorunda olduklarını belirten Eke, “Ben ve arkadaşlarım, diğer ekiplerdeki bütün arkadaşlarım enkazda yapması gerekeni yaptı ve duygularına hakim olarak oradan pek çok vatandaşımızı canlı olarak çıkarmayı başardı. Beni en çok etkileyen olay; bir canlı vatandaşımızı çıkardıktan sonra orada 4 kişilik bir ailenin birbirine sarılmış halde cansız olarak çıkarılması beni çok etkiledi. Tabii ki orada bunu belli etmemeye çalıştım ama buraya geldikten sonra bunun ne kadar ciddi bir travma olduğunu daha iyi anladım. Biz hem afet öncesinde hem afet sonrasında psikososyal eğitimleri alıyoruz. Sağ olsun gönüllülerimiz, içimizde bulunan psikiyatrist ve psikolog arkadaşlar da operasyona giden bütün ekip üyelerine seans düzenlediler” dedi.
“Olabilecek İstanbul depremine karşı nasıl müdahale etmemiz gerektiği konusunda bir çalışmamız var”
Abdurrahman Eke, muhtemel İstanbul depremine hazırlandıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim muhtemel bir Marmara depremine karşı eylem planımız vardı. Zaten AFAD’ımızın, yani devletimizin resmi arama kurtarma biriminin yapmış olduğu rutin eğitimler ve tatbikatlar var. AKUT olarak biz hem Birleşmiş Milletler’in uluslararası arama kurtarma birliğine (INSARAG) hem de AFAD’a akredite olmuş bir ekibiz. Dolayısıyla risk azaltma planlarıyla 81 ilde bu eğitimler, bu çalışmalar sürekli AFAD tarafından ortaklaşa olarak paydaşlarla yapılıyor. Bizim de AKUT olarak olabilecek bir İstanbul depremine karşı nasıl müdahale etmemiz gerektiği konusunda bir çalışmamız var. Kocaeli, Bursa, Tekirdağ, Çanakkale gibi yakın ekipler, olabilecek İstanbul depremine karşı ilk müdahale edecek ekipler çerçevesinde İstanbul’a müdahale edebilecek bir çalışmamız, eylem planımız, malzememiz, eğitimlerimiz ve hazırlığımızın hepsi tamamlanmış durumda. Fakat Kahramanmaraş depremi bize şunu gösterdi; gerçekten çok büyük bir coğrafi alanda meydana gelirse arama kurtarma ekiplerini, malzemelerini gerek AKUT olarak gerekse diğer STK’lar olarak çok ciddi sayıda artırmamız gerekiyor. Gönüllülüğe çok önem vermemiz gerekiyor”
“Gerçekten o an canlı ihbarların çok geldiği bir andı”Deprem bölgesindeki çalışmaları sırasında sosyal medyadan çok sayıda ihbar aldıklarını da vurgulayan Eke, “Hem sosyal medya üzerinden ana kamptaki arkadaşlarımıza hem de sahada çalışan arama kurtarma ekipleri olarak bizlere çok ciddi ihbarlar geldi. Sosyal medya konusunda gerçekten halkımızın çok dikkat etmesi gerekiyor. Orada çok ciddi bir örnek yaşadık. Antakya’dan bir doğum ihbarı geldi, enkazın altında bir kadın var ve doğum gerçekleşmek üzere diye. Karayoluyla gitmemiz mümkün değildi ama hızlı müdahale etmemiz gerekiyordu. Hemen orada jandarma ve AFAD ile irtibata geçtik. Biz ihbarı doğruladık, jandarma ihbarı doğruldu. Çünkü bir askeri helikopterin gelip kalkması ciddi bir teyitten geçiyor. Dolayısıyla 3 arama kurtarmacı ve 3 doktor arkadaşımızla beraber bölgeye gittik. Bölgeye gittiğimizde belli bir noktada helikopter bizi indirdi. Belli bir noktadan sonra araçla gitmek mümkün değildi. Sağ olsun vatandaşların da yardımıyla malzemeleri oraya götürdük ama enkaz altında olan kadının eşi maalesef bize, ‘Eşim hayatını kaybetti, ben sadece cenazesini çıkarmak için böyle bir ihbarda bulundum’ diye söylemişti. Gerçekten o an canlı ihbarların çok geldiği bir andı. Çünkü biliyorsunuz ilk 72 saat, altın saatler bizim için çok önemli. Dolayısıyla hem zaman olarak hem de insan ve iş gücü olarak orada 7-8 saat kaybettik. Belki bunu başka bir enkazda canlı çıkarmaya yönelik harcayabilirdik. O yüzden sosyal medyadan yapılan ihbarlara vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekiyor. Doğruluğundan emin olmadıkları hiçbir ihbarı yapmazlarsa hem bizim hem de diğer arama kurtarma ekiplerinin işlerini kolaylaştırırlar diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
-
Tayvanlı ekip ekipmanlarını Türkiye’ye bağışladı
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye 130 kişilik arama kurtarma ekibi gönderen Tayvan, deprem bölgesindeki çalışmalarını tamamlayarak ülkesine döndü. Ekip, ülkelerine dönerken yanlarında getirmiş oldukları kazı araçları, çadır, elektrik jeneratörleri ve tıbbi malzemelerin bulunduğu 4 tonluk ekipmanı AKUT’a bağışladı.
Tayvan Başbakanı Chen Chien-Jen, yaptığı açıklamada, 21 Eylül 1999 senesinde Tayvan’ın Nantou şehrini vuran depremin ardından Türk arama kurtarma ekibinin hemen yardıma koştuğunu vurgulayarak, bu durumun Türkiye- Tayvan dostluğunu ilerletmesini umduklarını söyledi.
Tayvan daha önce de hükümet olarak Türkiye’ye 2.2 milyon dolarlık yardım yapacaklarını duyurmuş, Tayvan’da açılan yardım hesaplarına Tayvan halkı tarafından 200 milyon TL’den fazla para bağışlanmıştı.
Öte yandan Taipei’deki Türk Ticaret Ofisi ve Tzu Chi Vakfının başlattığı kampanyada depremzedeler için 200 tonun üzerinde kıyafet ve ihtiyaç malzemesi toplanmıştı. -
AKUT kediler için seferber oldu
Bursa’da 8 metre yüksekten bir evin havalandırma bacasına düşen iki yavru kedi, AKUT ekiplerinin 1 saatlik çalışmasıyla kurtarıldı.
Karacabey ilçesi Bayram Mahallesi’ndeki 3 katlı evde oturanlar, havalandırma bacasından kedi sesi geldiğini fark etti. 2 yavru kedinin havalandırma bacasından düşerek mahsur kaldığını gören bina sakinleri, durumu AKUT ekibine bildirdi. Gelen ekipler kedileri kurtarmak için çalışma yaptı.
Halat yardımıyla 8 metre yükseklikteki havalandırma bacasından aşağı inen bir AKUT gönüllüsü, 2 kediyi alarak, yukarı çıkardı. Kediler, ekiplerce bina sakinlerine teslim edildi.