Etiket: ali babacan

  • Ali Babacan: “Vergiyi düşüreceğiz”

    Ali Babacan: “Vergiyi düşüreceğiz”

    Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Tablet, akıllı telefon, oyun konsolu dahil teknoloji ürünlerinde vergiyi düşüreceğiz ama sıfırlamayacağız. Vergide sürümden kazanmak diye bir şey var. Amacımız; bir yandan vergiyi düşürmek, bu cihazların daha erişilebilir hale getirmek aynı zamanda da vergide sürümden kazanmak. Çünkü devlete para gerekiyor ki sosyal harcamaları yapabilsin. İnternet, haber alma ve haberleşmeyle ilgili bir konu. Aynı zamanda eğitimle ilgili bir konu. Dolayısı ile 25 yaşına kadar internetin ücretsiz olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

    DEVA Partisi lideri Ali Babacan, İstanbul’da gençlerle bir araya geldi. Gençliğin Yüzleri grubunun sorularını yanıtlayan Babacan, şunları söyledi:

    “25 YAŞINA KADAR İNTERNETİN ÜCRETSİZ OLMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

    “Tablet, akıllı telefon, oyun konsolu dahil teknoloji ürünlerinde vergiyi düşüreceğiz ama sıfırlamayacağız. Sıfırlayınca hiç vergi alamıyorsunuz. Vergide sürümden kazanmak diye bir şey var. Amacımız; bir yandan vergiyi düşürmek, bu cihazların daha erişilebilir hale getirmek aynı zamanda da vergide sürümden kazanmak. Çünkü devlete para gerekiyor ki sosyal harcamaları yapabilsin. İnternet, haber alma ve haberleşmeyle ilgili bir konu. Aynı zamanda eğitimle ilgili bir konu. Dolayısı ile 25 yaşına kadar internetin ücretsiz olması gerektiğini düşünüyoruz.

    “YÖK’Ü KAPATIP YERİNE KURUMSAL YAPIYI TANIMLAMAMIZ GEREKİYOR”

    Anayasa değişikliği önerimizde YÖK’ün kapatılmasını yazdık. Şu andaki YÖK’ün kurumsal kültüründe üniversiteler üzerinde baskı kurma, üniversitelere hükmetme alışkanlığı var. Eski alışkanlık ortadan kalkmıyor. Sil baştan yapmak gerekiyor. YÖK’ü kapatıp yerine yeni mekanizma ve kurumsal yapıyı tanımlamamız gerekiyor. Biz orada bir mütevelli heyeti sistemi öngördük. Özerk üniversiteler arasında tatlı bir rekabetin başlayacağı yöntem. İstiyoruz ki bizim üniversitelerimiz, dünyadaki ilk 500’e girebilmek için birbirleriyle yarışan kurumlar olsunlar.

    “ÜNİVERSİTELERİ HALKA AÇACAĞIZ”

    Üniversite müfredatının mutlaka esnekleştirilmesini düşünüyoruz. Zorunlu ders sayısının azaltılmasını, seçmeli ders sayısının çoğaltılmasını, böylece gençlerin ilgi duyduğu alana dönük daha çok kendilerini hazırlamaya imkân sunan bir müfredat yapısını son derece önemli görüyoruz. Üniversiteleri halka açacağız. Meslek değiştirme ihtiyacı bundan sonra çok büyüyecek meslekler değişecek. Mevcut bazı meslekler ölecek, yeni meslekler çıkacak. 18 yaşında küçücük bir karenin içini kurşun kalemle karalarken yaptığınız bir tercih ‘Hayat boyu kaderimmiş’ demeyeceksiniz. Ömür boyu sevmediğiniz işi yapmak zorunda değilsiniz. Beğenmek zorunda değilsiniz. Bu seçme özgürlüğü çok önemli bir özgürlük. Mutlaka üniversitelerin, hayat boyu öğrenim merkezleri olarak yeniden güncellenmesi gerekecek.

    “YAZDIĞIMIZ EĞİTİM MODELİNDEN GEÇİP İŞE GİREN ARKADAŞLARIN GELİR VERGİSİ ÖDEMEMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

    İş gücünün ihtiyaç duyduğu bir alanda gençlerin ya da her yaştan gencin gidip kendini güncelleyebileceği ihtiyaç duyulan alanlarda bilgi ve becerilerini artırabileceği eğitim modelini çok önemsiyoruz. Bu eğitim programlarına gidiş geliş yol parası ve öğlen yemekleri ile ilgili masrafların devlet tarafından üstlenilmesi gerekiyor. Bunları yazdık. Bu eğitim programlarından geçip sertifikasını alan arkadaşların işe girip de bir süre gelir vergisi ödememesi gerektiğini söylüyoruz. Onu işe alan şirketin de sosyal güvenlik primi ödememesi gerektiğini söylüyoruz. Böylece çok kısa zamanda çok yüksek miktarda istihdam oluşturmak mümkün. Biz bunu 2009’da daha sade bir şekilde uyguladık. Bugünün parasıyla yılda 100 milyon dolarlık bir bütçeyle işsizliği 2,5 yılda yüzde 16’dan yüzde 9’a çekmeyi başardık.”

  • Babacan’a baba ocağında sert tepki

    Babacan’a baba ocağında sert tepki

    Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim çalışmaları çerçevesinde Ankara’nın en önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Çıkrıkçılar Yokuşu’nda esnaf ziyaret yaptığı sırada beklemediği bir tepkiyle karşılaştı.

    DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’a ziyaret sırasında Millet İttifakı içinde yer aldığı için tepki gösteren Mehmet Ali Durkut İHA’ya konuştu.

    Babacan’ın ziyaretiyle ilgili konuşan Durkut, “Seçim sürecinde olduğumuz için bütün partiler çarşımızı ziyarete geliyorlar. Ali Babacan da esnaf ziyareti yaptı çarşımıza gelip. Yanımıza geldi, benim dediğim şu oldu; Ali Babacan daha 30’lu yaşlardayken Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanımız elinden tuttu. Türkiye’nin en yüksek görevlerinde bulundurdu. Maliye Bakanı oldu, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı oldu. Türkiye’de çok büyük görevlerde yer aldı. Tayyip Bey ile beraber çalıştı” dedi.

    Çok genç yaşta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ali Babacan’a destek verdiğini söyleyen çarşı esnafı Mehmet Ali Durkut, “Cumhurbaşkanımızın Babacan’a sahip çıkmasının nedeni de; Babacan Ankara çocuğu, İç Anadolu çocuğu. Tertemiz, pırıl pırıl bir genç diyerek elinden tuttu, görevler verdi. 20 yıl hizmetler yaptı, biz de anlayamadık 1 – 2 yıldır en kötü insan Tayyip Erdoğan oldu. 20 yıl Tayyip Erdoğan’la çalışırken Tayyip Erdoğan çok iyiydi. 2 yıldır şimdi Tayyip Erdoğan çok kötü oldu. Biz bunu içimize sindiremedik” açıklamasını yaptı.

    “Biz sana bunu yakıştıramadık dedim”

    Ali Babacan’ın dedesinin de geçmişte Çıkrıkçılar Yokuşu’nda esnaf olduğunu ifade eden Durkut, “Bu minvaldeyken Ali Babacan torun Ali Babacan. Dedesi, bizim çarşımızda belki 40 sene oldu vefat edeli. Gerçek Ali Babacan dedesi. Bu çarşımızın köklü, ağır esnaflarındandı. Allah rahmet eylesin. Ali Babacan dedenin ismi. Çarşımıza geldi, elimi sıktı. Hacı abi dedi. Sana yakıştıramadım dedim. Bu tavrını, yaklaşımını, hareketini size yakıştıramadım ben dedim. Senin bu davranışından, hareketinden uzaklara gitmeye gerek yok. Annen, baban memnun mu dedim senin bu davranışından. CHP ile PKK ile kol kola memleketi, Tayyip Erdoğan’ı yıkmak için mücadele verenlerle olmasını içimiz hazmetmedi. Çok yanlış yaptın, çok yanlış yaptın. Ali Babacan ismine çok yazık ettin. Biz sana bunu yakıştıramadık dedim” dedi.

    Pırıl pırıl parlayan güneşi gösterip, Tayyip Bey’i kast ettim”

    Ali Babacan’a tepki gösterdiği video ile ilgili konuşan Durkut, “O zaman da öğlen saatiydi. Hava da oldukça sıcaktı. Güneş çok parlaktı. O an içimden onları söylemek geldi. Pırıl pırıl parlayan güneşi gösterip, Tayyip Bey’i kast ettim. Tayyip Bey’i bıraktınız, çöplükte kendinize yer arıyorsunuz dedim. Yakıştıramadık dedim. Hiçbir cevap vermedi. Dinledi ve gittiler. Vatandaşlar da ‘siz ne yüzle buraya geldiniz’ demişler. Sonra haberimiz oldu, çarşı girişinde de protesto edilmiş. Siz ne yüzle buraya geldiniz demişler. Bizimki de bu tepkilerden biriydi, hakaret yapmadık kendisine, içimizden o cümleler döküldü onu söyledik” ifadelerini kullandı.

  • Ali Babacan Kahramanmaraş’ta

    Ali Babacan Kahramanmaraş’ta

    Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenleri depremde yıkılan Ebrar Sitesi enkazına karanfil bırakarak andı.

    DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katılmak için Kahramanmaraş’a gitti. Sabah saatlerinde CHP Kahramanmaraş Milletvekili Adayları Ali Öztunç ve İrfan Karatutlu’yla bir araya gelen Babacan, Kapıçam deprem mezarlığını ziyaret ederek 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenleri andı. Mezarlıkta Kur’an-ı Kerim okundu.

    Babacan, mezarlık ziyaretinden sonra depremde çok sayıda can kaybının yaşandığı Ebrar Sitesi’ne giderek depremde yaşamını yitirenlerin anısına enkaza karanfil bıraktı.

     

  • Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte evinin mutfağında çektiği videoyu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla sosyal medya hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, videoda, “Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz” dedi. Babacan ise “Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz” diye konuştu.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün evinin mutafında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte çektiği videoyu Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla yayınladığı videoda şunları söyledi:

    “MİLLET İTTİFAKI İLE BİRLİKTE, DEVLETİN EKONOMİ KURUMLARINI DÜNYA ÖLÇEĞİNDE GÜVENİLİR HALE GETİRECEĞİZ”

    “Bugün mutfağımızda önemli bir konuğum var. Eşlerimiz salonda, biz de buraya sığındık. 15 Mayıs itibariyle birlikte çok önemli çalışmalara imza atacağımız Ali Bey ile çayımızı içiyoruz. Bari, fırsat bu fırsat, size de seslenelim dedik. Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş, işinin ehli bir siyasetçi. Dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı ile birlikte, devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Mesleki liyakat, kurumlara geri dönecek. Finans çevrelerine gerçekçi bir biçimde güven vereceğiz. Bütçe disiplinini sağlarken vergide adaleti de sağlayacağız. Planlı ve temiz yatırımlarla, her alanda üretim hamleleri ile, yenilikçi teknolojilerle ülkemizi dünya ile rekabet eden bir ülke haline getireceğiz. Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik.

    “TÜRKİYE’YE HIZLI NEFES ALDIRIP BİZİ BU KRİZDEN ÇIKARACAK VE SONRASINDA DA KALICI REFAHI SAĞLAYACAK EKİPLER HAZIR”

    Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz. Ne yapacağımızı biliyoruz. Görevi devralır almaz, önce halkımıza nefes aldıracak, güçlü çözümleri hayata geçireceğiz. Hayat pahalılığını, fiyat istikrarsızlığını ve bu yaşanan yıkıcı enflasyonist süreci sona erdireceğiz. İç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonları ile çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar liralık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki her şey bir ekip işi. Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz.

    “TÜRKİYE’DE ÇAĞIN SANAYİ DEVRİMİNİN ALTYAPISINI KURACAĞIZ”

    Biliyorsunuz, projelerimizi size tahtamın önünden açıklıyorum. Türkiye’de çağın sanayi devriminin altyapısını kuracağız. Dijital teknoloji, yapay zeka, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji konuşacağız. Bunu başaracağız ve bunu yapacağız. Bu ekiple başaracağız. Emin olun başaracağız.

    Ali Bey; sizin bilgi ve tecrübeniz, uzmanlığınız. Sanıyorum bize söyleyeceğiniz çok şeyiniz olacak. Sizi dinleyelim kısaca.”

    “HEP BİRLİKTE BU ÜLKEYİ ÇOK GÜZEL YARINLARA, ÇOK ÇALIŞARAK TAŞIYACAĞIZ”

    Babacan ise Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek şöyle konuştu:

    “Eşlerimiz içeride koyu sohbet yaparken biz de mutfakta sizlerle beraber olalım istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi, dürüstlüğüyle ve devlet tecrübesi ile bütün milletimizin gönlünde ve kalbinde yer almış bir insan. İnşallah hep birlikte bu ülkeyi çok güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız.

    “NEREDEYSE BU YIL İÇİN 765 MİLYAR FAİZ ÖDEMEYİ PLANLIYOR ŞU ANKİ HÜKÜMET. BU PARA, TAM BİR MİLYON TANE KONUTU YAPIP BEDAVA VATANDAŞLARIMIZA VERMEYE YETECEK BÜYÜKLÜKTE BİR PARA”

    Ekonomi deyince en önemli kavram güven. Güven olmayınca asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Güvenin olup olmadığını da en önemli, Hazine’nin faiz ödemeleri ile ölçeriz. ‘Bir ülkenin hazinesi çok büyük faiz ödüyorsa o ülkede artık güven ortamı sarsılmıştır. Bir ülkenin hazinesi daha az faiz ödemeye başladıysa o ülkede güven ortamı oluşmaktadır’ deriz. Geçtiğimiz yıl, baktığımızda, 311 milyar liralık faiz ödemesi oldu Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin. Bu yılki bütçe için planlanan rakam da 560 milyar. Üzerine bir de 200 milyar kur farkı eklediğinizde neredeyse bu yıl için 765 milyar ödemeyi planlıyor şu anki hükümet. Bu para, tam bir milyon tane konutu yapıp bedava vatandaşlarımıza vermeye yetecek büyüklükte bir para. Bir milyon konuta yetecek bir faiz ödemesini geçen sene hükümet yaptı, bu sene de yapacağını bütçe ile beraber ilan etmiş oldu. Sadece rakamlar açısından bu örneği vermeyi önemli görüyorum.

    “PEK YAKINDA DA PEYDERPEY EKİBİMİZDEKİ GÜZEL, DÜZGÜN İNSANLARI TANIYACAKSINIZ”

    Tabii ekonomi deyince ‘önce insan’ diye başlamak lazım. Ekonominin en önemli amacı, insan onuruna yaraşır bir hayat sağlamaktır vatandaşlara. Bunun da temelinde adalet var; ehliyetli, liyakatli kadrolar ile çalışmak var ve istişare kültürü var. Adalet, sadece yargıda işlerin hızlı ve düzgün yürümesi değil. Adalet, aynı zamanda fırsat eşitliği. Eğitimde, işe girerkenki fırsat eşitliği. Ki biz işe girerken mülakatı kaldıracağımızı ilan ettik. O çok önemli bir aşama olacak. Yine, terfide fırsat eşitliği. Adalet olmadan asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Yine ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışmak. ‘Bir tane kurtarıcı gelsin, bütün sorunları çözsün.’ Böyle bir şey yok. Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz.

    “EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’İ UZUN SÜREDEN SONRA DERHAL TOPLAMA KARARI ALDIK”

    Üçüncü konu da bahsettiğim gibi istişare. İstişare olmadan mümkün değil. Sivil toplumla, meslek örgütleriyle sürekli iletişim halinde, sorunları anlayan, dinleyen ve önerilerle de beraber tekrar dönüp çözüm üreten bir yönetim ilkesine sahip olmamız gerekiyor. Zaten bunun içindir ki Ekonomik ve Sosyal Konsey’i uzun süreden sonra derhal toplama kararı aldık. Kısmet olursa hükümet kurulduktan sonraki ilk işlerden birisi, hemen Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayıp sosyal taraflarla etkileşim içerisinde politikalarımızı neticelendirip uygulamaya başlamak. En önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu.

    “86 MİLYONLUK NÜFUSUMUZ, AVRUPA’NIN EN BÜYÜK VE EN GENÇ NÜFUSU, AB STANDARTLARINDA BİR HAYATI HAK EDİYOR”

    Tabii bütün bunlar için Türkiye’nin aslında çok önemli uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de AB standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, bu ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde, ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak. Bu, en önemli hedefimiz.

    “BİZ, 3 AY İÇERİSİNDE, AB İLE OLAN SEYAHATLERDE VİZENİN KALDIRILMASIYLA ALAKALI ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ”

    Aynı zamanda AB ile vizesiz seyahat… Bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil. Biz, 3 ay içerisinde, AB ile olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla alakalı üzerimize düşeni yaparız. Türkiye olarak bunları tamamlayabiliriz. 3 ayda bu noktaya işi getiririz ki gençlerimiz Avrupa’yı görsünler. Avrupalılar, Türkiye’ye daha rahat gidip gelebilsinler. İletişim yoğunlaşsın, ekonomi çok daha yoğun bir etkileşim içerisine girsin ve Türkiye, bütün vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun kıymetli olduğu bir noktaya ulaşsın. Bütün bu yoğun çalışmada kuşkusuz çevreye çok dikkat edeceğiz. Ekonomik büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız.

    “SOSYAL DEVLET KAYGIMIZI HİÇBİR ZAMAN ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ”

    Yine bütün bu süreçte sosyal politikalara çok önem vereceğiz. Sosyal devlet kaygımızı hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Evet, koşacağız, yarışacağız, dünyada çok daha güçlü bir ekonomiye ulaşmanın mücadelesini vereceğiz ama bu yarışta sosyal devletin gereği ne varsa yerine getirip hiçbir vatandaşımızın belli bir gelir seviyesinin, belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle izin vermeyeceğiz.

    “KARA KIŞ ÇOK YAKINDA BİTECEK VE ÜLKEMİZ NİCE BAHARLARA DOĞRU EMİN BİR YOLCULUĞA ÇIKACAK”

    Türkiye, çok güçlü ve büyük bir ülke. Çok büyük potansiyeli var. Ama bu potansiyeli açığa çıkartmak, ancak iyi bir yönetimle, dürüst ve ehil kadrolarla mümkün. Biz, bunu biliyoruz. Zaten bu amaçla yola çıktık. Bu amaçla da vatandaşlarımızın desteğine talip olduk. İnşallah kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak.”

    Kılıçdaroğlu, videonun sonunda şunları söyledi:

    “BEN DE ÜLKEYİ RAYINA OTURTTUKTAN SONRA HUZURLA EMEKLİ OLACAĞIM VE BU EKİBİN BAŞARILARIYLA GURUR DUYACAĞIM”

    “Çok teşekkürler Sayın Genel Başkan’ım. Liyakatsizlerin ülkeyi getirdiği felaketten dolayı soğanı bile fiyatını sorarak alıyor halkımız. Biz; adaletsizliğe, kötü yönetime ve kutuplaştırmaya karşı birleşe birleşe kazanacağız. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’miz, bu şampiyonlar ligi kadrosuyla ışıl ışıl parlayacak. Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım. Bu da benim en büyük arzum. İyi akşamlar.”

  • “Kılıçdaroğlu, 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak”

    “Kılıçdaroğlu, 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP tarafından Kayseri’de düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Babacan, “Avrupa’daki ABD’deki gençlerin imkanları neyse bizim gençlerimizin de olması lazım. Bu karanlığın içinde zor görünüyor ama çok hızlı toparlanacağız. Endişeye mahal yok. Birleşe birleşe kazanacağız. Çok yakın” diye konuştu.
    Babacan, “Bu seçim 6 parti bir araya geldik ve güçlendirilmiş parlamenter sistem dedik. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin neler yapacağını belirledik. Ortak Cumhurbaşkanı adayımız olarak Kılıçdaroğlu’nu belirledik. Kılıçdaroğlu seçildiği gün sadece Millet İttikafı’nın Cumhurbaşkanı olmayacak, 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak. ‘Tek bir liste ile seçime girelim ki, tek bir oy dahi zayi olmasın’ dedik. Hep beraber kazanacağız. Özgür ve güçlü Türkiye’yi beraber kuracağız. Şimdiye kadar krizlerin üstesinden geldik, bundan sonra da geleceğiz. Güvenle yapacağız. Başarının sırrı güvendir güven” şeklinde konuştu.

  • Babacan’ın Erzurum mitingi iptal edildi

    Babacan’ın Erzurum mitingi iptal edildi

    DEVA Partisinden yapılan yazılı açıklamada, “Amasra’da kaybettiğimiz can sayısı çok yükseldiğinden dolayı büyük Erzurum mitingimizi iptal etme kararı aldık. Bu kadar büyük acı varken, miting yapmayı etik bulmuyoruz. Tüm teşkilatlarımız, Bartın için yola çıkıyoruz. Sağ duyunuz için teşekkürler” denildi.

  • İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’den Babacan’a ziyaret

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’den Babacan’a ziyaret

    Meral Akşener, Ali Babacan’ı DEVA Parti’si Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Saat 17.00’te basına kapalı olarak başlayan görüşme yaklaşık 2 saat sürdü. Ziyaretin sebebinin 3 Temmuz’da İYİ Parti’nin ev sahipliğinde yapılması planlanan altılı masanın beşinci toplantısına davet ve toplantı gündemi olduğu öğrenildi.

  • DEVA Partisi KHK eylem planını açıkladı

    DEVA Partisi KHK eylem planını açıkladı

    Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında yeni eylem planlarını açıkladı. Eylem planının ayrıntılarını partinin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu paylaştı. Toplantıda DEVA Partisi Kurucular Kurulu üyesi Prof. Dr. Bilgehan Çetiner de hazır bulundu.

    DEVA Partisi’nin yeni eylem planı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL döneminde KHK’larla kamudan ihraç edilenleri ve silahlı terör örgütü kapsamındaki ceza yargılamalarını kapsıyor.

    ‘15 Temmuz’da bir tiyatro falan oynanmadı’

    Konuşmasında, tüm eylem planlarının başarıyla uygulanmasının tek koşulunun hukuk devleti zeminini olduğunu söyleyen Babacan şu ifadeleri kullandı:

    “15 Temmuz gecesi bir tiyatro falan oynanmadı. O gece, aklını FETÖ’ye kiraya vermiş bir grup darbeci demokrasimizi yok etmeye kalkıştı. Milletimiz ise dimdik ayaktaydı. Halkımız tüm siyasi görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak, birbirine sımsıkı kenetlendi. Türkiye’nin sabah erken kalkanın, gece geç yatanın darbe yapacağı bir ülke olmadığını 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya gösterdik. Ancak, ne var ki sergilediği onurlu direnişle darbe girişimini bozguna uğratmayı başaran Türkiye’nin yönü maalesef demokrasiye dönmedi.”

    ‘At izini it izine karıştıran fırsatçılar Beştepe’den güç aldı’

    “15 Temmuz’un iktidarın yanlışlarına, hukuksuzluklarına ve zulmüne sahip çıkılmış gibi sunulması tam bir istismardır” diyen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hava puslu olunca, fırsatçılık yapanlara gün doğdu. On binlerce vatandaşımızın hakkı yendi. Sayın Erdoğan o günlerde ‘At izi, it izine karıştı’ demişti. Fakat OHAL döneminde at izini it izine karıştıran fırsatçıların tamamı Beştepe’den güç aldı. Bir hukuk devletinde hakkın izi hiçbir yere karışmaz.”

    ‘Otoriter ittifak, ülkemizi kahrın ve zulmün ülkesi yaptı’

    “Bugünkü otoriter ittifak, ülkemizi kahrın ve zulmün ülkesi yaptı. Adaletsizliği kural haline getirdi. KHK’yla işinden edilen insanların hayatı herkesin gözü önünde mahvedildi. İnsanlar, uğruna bir ömür adadıkları mesleklerinden bir gece yarısı kararnameyle uzaklaştırıldılar. Aileleriyle birlikte yokluğa ve dışlanmaya mahkûm edildiler. Çoluk çocuk topluca çok ağır bir zulme uğradılar. Bu, bir hukuk devleti için ağır bir utanç tablosudur.”

    ‘Çok yakında devleti yöneteceğiz, hakkı tutup kaldıracağız’

    “Çok yakında, bu devleti biz yöneteceğiz. Herkes şuna emin olsun: Bu dönemde yaşatılan hiçbir zulme sessiz kalmayacağız. Akif’in dediği gibi çiğnensek de hakkı tutup kaldıracağız. Devlete ve yargı sistemine çekidüzen vereceğiz.”

    ‘FETÖ’yle mücadeleye kesintisiz ve kararlı bir şekilde devam edeceğiz’

    “FETÖ’nün devlet kurumlarında örgütlenmiş, örgüt çıkarları doğrultusunda paralel hiyerarşiden aldıkları talimatlarla hareket eden mahrem bir yapılanma olduğunu biliyoruz. Bu nedenle tüm yasa dışı örgütlerle olduğu gibi FETÖ’yle mücadeleye kesintisiz ve kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Hiçbir çıkar grubunun devlette yapılanmasına da müsaade etmeyeceğiz. Devletin içine yuvalanmış tüm illegal yapılanmaları ve çeteleri tasfiye edeceğiz.”

    ‘Kamuda atamaları ehliyet ve liyakat şartına bağlayacağız’

    “Devletin kadrolarında torpile göz yummayacağız. Kamuda atamaları ehliyet ve liyakat şartına bağlayacağız. DEVA Partisi iktidarında kimse etnisitesi, dili, inancı, yaşam tarzı, ideolojisi, kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğramayacak. Kimse kayırılmayacak. Adaletten bir milim bile sapmayacağız.”

    ‘Haksız yere ihraç edilenlerin hak ve itibarlarını iade edeceğiz’’

    “KHK listeleriyle ihraç edilenlerin mağduriyetini gidermek amacıyla DEVA Partisi iktidarının ilk 90 gününde kolları sıvayacağız. Haksız yere kamudan ihraç edilen herkesin hak ve itibarlarını iade edeceğiz. Bu kapsamda; hakkında soruşturma veya kovuşturma olmayanları, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilenleri ve beraat kararı alanları KHK ile ihraç edildikleri kamu görevlerine iade edeceğiz. Başka hiçbir şeye bakmayacağız. İşlerine kaldıkları yerden aynen başlayacaklar. Kamu düzeni ve millî güvenlikle doğrudan ilişkili kurumlarda görev yaptıktan sonra ihraç edilenler ise idarenin kendilerine uygun göreceği bir göreve başlayacaklar.”

    ‘Görevine iade edilenlerin isimlerini kayıtlardan sileceğiz’

    “Kamu görevine iade edeceğimiz tüm KHK’lıların her türlü yasal, mali ve sosyal haklarını iade edeceğiz. Haklarındaki tüm kısıtlamaları kaldıracağız. Kamu görevine iade edilen vatandaşlarımızın isimlerinin yer aldığı tüm listeleri kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarından sileceğiz.”

    ‘Özel sektörde çalışmalarının önündeki engellere son vereceğiz’

    “KHK’ların sosyal hayata ve özel sektöre yansıyan sonuçlarını da gidereceğiz. Kamu görevinden ihraç edilen vatandaşlarımızın özel sektörde çalışmalarının önündeki yasal veya fiili tüm engellere son vereceğiz.”

    ‘Adaletsizliği, adaletle yok edeceğiz’

    “İnsanları, KHK zulmüyle adaletsizliğin pençesine sürükleyen herkesin gözünün içine bakarak ‘Adalet’ diye haykıracağız. Yüz binlerce insana yaşatılan bu adaletsizliği, adaletle yok edeceğiz.”

    ‘Adalet için zahmet etmekten kaçmayacağız’

    “Hiçbir zorlu koşulu adaletsizlik için mazeret kabul etmiyoruz. Kurtuluş Savaşı’nın ortasında bile 1. Meclisimizin mensuplarının dediği gibi ‘Cepheleri tutacak olan kanundur, adalettir’. Açılan her davanın, alınan her kararın insanların hayatını birebir etkilediğini aklımızdan çıkarmıyoruz. İnce eleyip sık dokuyacağız. Adalet için zahmet etmekten kaçmayacağız. İlk sözümüz de son sözümüz de daima adalet olacak. Türkiye’yi insan haklarının ülkesi yapacağız.”

    ‘Eylem planımız bir mihenk taşı olacak’

    Eylem planının ayrıntılarını ise DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu anlattı. Yeneroğlu şunları söyledi:

    “Zaman adaleti konuşma, OHAL KHK’larıyla ihraçlar ile silahlı terör örgütü üyeliği yargılamalarındaki adaletsizliklere son verme zamanıdır. Zaman, tüm mağduriyetlere adil bir şekilde yaklaşma zamanıdır. Artık hiç kimsenin ya da grubun düşünceleri sebebiyle peşinen suçlu ilan edilmediği, ceza hukukunun temel ilkelerinin ve adil yargılanma hakkının esas alındığı bir hukuk devleti çizgisine geri dönme zamandır. Bu anlayışla hazırladığımız eylem planımız, KHK’lıların yaşadığı mağduriyetlerin çözümü noktasında bir mihenk taşı olacaktır.”

    ‘OHAL Komisyonu’nu kapatacağız’

    “OHAL düzenlemelerinin sebep ve etkisiyle bedeni ve ruhi zarara uğrayan mağdurlar ile doğrudan ya da dolaylı etkilenen yakınları için, sıhhi ve sosyal rehabilitasyon imkanları sağlayacağız. Ciddi mağduriyetlere yol açan, 7075 Sayılı Kanun kapsamında kurulan Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonunu kapatacağız.”

    ‘Terör yargılamalarından kaynaklanan haksızlıklara son vereceğiz’

    “Ceza yargılamalarındaki haksızlıkları gidereceğiz. İktidara geldiğimizde kanuni bir düzenleme ile adil yargılanma hakkı ile suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı şekilde terör örgütü üyeliği kapsamında yargılanmalarından kaynaklanan haksızlıklara son vereceğiz. Darbe teşebbüsü ile hiçbir ilgisi bulunmayan, örgütün niteliğini bilmeyen, silahlı terör örgütüne üye olma kastı olmadığı halde silahlı terör örgütü üyeliği ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçları nedeniyle hukuka aykırı şekilde haklarında mahkûmiyet kararı veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş kişilerin yeniden yargılanmasını sağlayıp haksızlıkları sonlandıracağız.”

  • Babacan haftalık değerlendirme toplantısında konuştu

    Babacan haftalık değerlendirme toplantısında konuştu

    Sözlerine partisinin reklam filmindeki “Demokrasi, atılım, derhal, bugün” sloganıyla başlayan Babacan, DEVA Partisi’nin ilk mitingini 21 Mayıs’ta Gaziantep Kalealtı’nda yapacağını duyurdu. Fakat miting hazırlıklarına “Demokrasi Meydanı” tartışması damgasını vurdu.

    Babacan evrak gösterdi: ‘Onay verdikleri alanı 3 gün sonra iptal ettiler’

    “Daha ilk mitingimizde bize engeller çıkartmaya çalışıyorlar. Mitingimizden korktular. Valilikten talep ettiğimizde onay verdikleri miting alanını, 3 gün sonra alelacele iptal ettiler” diyen Babacan, “Elimizde ilgili yazışmaların hepsi var” dedi ve elindeki evrakları tek tek gösterdi.

    Vali önce ‘uygun’ dediği başvuruyu ‘uygun değil’ yaptı

    DEVA Partisi’nin Gaziantep Demokrasi Meydanı’na yaptığı başvurunun önce onaylandığı evrakı gösteren Babacan, yaşanan süreci şu ifadelerle anlattı:

    “Gaziantep’teki mitingimizi Demokrasi Meydanı’nda yapmak için Valilik’ten talepte bulunuyoruz. Tarih 29 Nisan. Gaziantep Valisi kendi el yazısı ile ‘Uygun’ notunu düşüyor. Arkadaşlarımız, 2 Mayıs’ta mitingimizin tarihini ve yapılacağı meydanı tüm Gaziantep’e duyurmaya başlıyor. Bu duyuru, il genelinde büyük ses getiriyor. Ne oluyorsa, bu duyurudan sonra oluyor. Korku dağları sarıyor. Duyurunun hemen ardından birilerinin elleri ayaklarına dolaşıyor.”

    Babacan’dan Vali’ye: ‘Kimden telefon aldınız?’

    “Tarih 2 Mayıs. İlk yazının üzerinden 3 gün geçmiş. Aynı evrakta ‘uygun’ ifadesinin yanına ‘değil’ ifadesini eklemişler. Yazı olmuş ‘Uygun değil’. El yazısı aynı kişinin. Ancak kalem farkından ‘değil’ ifadesinin sonradan eklendiğini açık seçik görüyorsunuz. Bizim miting duyurumuzdan yarım saat sonra Valilik’ten ‘O meydan olmuyor’ diye telefon geliyor. Yahu kendi verdiğiniz yazıyı ne oldu da değiştirdiniz? Kimden ne telefon aldınız, nasıl bir baskı gördünüz? Devletin valisi bu hale düşürülür mü? Gelip geçici iktidarların elinde oyuncak edilir mi bir vali?”

    ‘Demokrasi Meydanı’nda demokrasiyi katlettiler’

    “Demokrasi Meydanı için önce uygun dediler, sonra da evrakta karalama yaparak vazgeçtiler. Bunlar, Demokrasi Meydanı’nda demokrasiyi katlettiler. Cumhurbaşkanı, çıkıp meclis kürsüsünden ‘görevimi tarafsızca yapacağım’ diye yemin edip, daha sonra bir partinin genel başkanı olursa devletin içine düşeceği durum bu olur. Meydan iktidar partisine açık, bize kapalı.”

    ‘Talep ettiğimiz dört alanın dördünü de reddettiler’

    “Akılları fikirleri ‘Aman DEVA görülmesin, aman DEVA duyulmasın’. Gaziantep’te talep ettiğimiz dört alanın dördünü de reddettiler. Şimdi de bize, sözüm ona ulaşımı zor, daha önce hiçbir siyasi organizasyonun yapılmadığı bir meydanı uygun görüyorlar. Gaziantep’te yaşayanların bile çoğunun bilmediği, uzun uzun tarif edilmesi gereken bir meydanı bize veriyorlar.”

    Babacan, miting meydanını tarif etti

    Babacan’ın “Gaziantepli arkadaşlarıma meydanı tarif edeyim ki duymayan kalmasın. Gaziantep mitingimiz Kalealtı’nda. 14 Şehit Anıtı arkasında. Tur otobüsleri park alanında” sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.

    ‘Mitingi Fizan’da yapın deseniz yaparız’

    “Bu iktidar, bizi hedef alarak seçim yasasını değiştirdi. Seçimlere kendi logomuzla gireceğimiz açıkladık, işi bitirdik. Şimdi de ilk mitingimizin yeriyle ilgili zorluklar çıkararak bizi yıldıracaklarını sanıyorlar. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Hodri meydan. Gaziantep’te öyle bir teşkilatımız var ki, bırakın Kalealtı’nı, gidin mitinginizi Fizan’da yapın deseniz bizim teşkilatımız bunu da yapar. DEVA Partisi’ne gönül vermiş vatandaşlarımız da gider katılır.”

    ‘O mitingi en ücra köşede bile en geniş katılımla yapacağız’

    “Demokrasi Meydanı’nda miting yapmamızı engelleyenler, şunu iyi bilsin. Antep’in her yeri anamızın aşı, tandırımızın başıdır. O mitingi verdikleri en ücra köşede bile en geniş katılımla yapacağız. Meydanlarda nutuklar atıp içeride başka işler tuttuğunuzu millet görmüyor sanmayın. Sizin dışınız kalaylı, içiniz vayvaylı olabilir. Çok şükür, bizim içimiz de kalaylı, dışımız da kalaylı.”

    ‘Beştepe’ye sesleniyorum: Valilere baskı yapmakla uğraşmayın, ne istiyorsanız yüzüme söyleyin’

    “Beştepe’ye sesleniyorum. Boşuna valilere baskı yapmakla uğraşmayın. Buyurun işte, ben buradayım. Ne istiyorsanız yüzüme söyleyin. Devletin imkânlarını kullanarak bizi durduramazsınız. Biz 21 Mayıs’ta Antep’teyiz. Gaziantep sokaklarını ‘Demokrasi, Atılım, Derhal, Bugün!’ diye inleteceğiz.”

    ‘Bundan böyle DEVA’nın olduğu her meydan Demokrasi Meydanı’dır’

    “Size en iyi cevabı önce Gaziantep halkı, sonra da tüm Türkiye verecek. Antep’in, Türkiye’nin tüm meydanlarını ‘demokrasi meydanı’ yapacağız. Bundan böyle DEVA Partisi’nin olduğu her meydan Demokrasi Meydanı’dır. Bütün Gaziantepli hemşerilerimizi şimdiden mitingimize davet ediyorum.”

    Babacan’dan Erdoğan’a ‘Gibi’li gönderme

    Babacan’ın gündeminde ekonomi de vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Gibi dizisinde yer alan bir replikle karşılık veren Babacan şöyle devam etti:

    “Sayın Erdoğan ‘Ben ekonomiyi, her şeyi çok iyi biliyorum’ diyor. Etrafında da tek bir bilen yok. E Beştepe’de sağına soluna bakınca haklı tabii. Popüler dizideki repliği şöyle bir hatırlayalım: ‘Kimsenin hiçbir şey bilmediği bir yerde, bir insan her şeyi bilebilir.’ Tüm bu yaşananların sonuçlarını çok yakında görecekler. Seçim günü hep beraber mührü damlaya vurduğumuzda, Beştepe’de birileri yerinden zıplayacak. Tüm dünya DEVA Partisi’ni konuşacak.”

    ‘2010 yılında Gaziosmanpaşa’da ev 100 bin liraydı’

    “Bir karşılaştırma yapalım. 2010 yılında İstanbul’da kaç paraya ev satın alınabiliyordu? Gaziosmanpaşa: 100 bin lira. Ataşehir, Ümraniye, Fatih: 140 bin lira. Kadıköy, Şişli: 200 bin lira. Konut kredisi faizlerinin aylık %0,6 olduğu dönemleri yaşadık. Dolar 1 lira 50 kuruş. En düşük memur maaşı 1300 lira. Dolara endeksleyin, en düşük memur maaşının bugün 13 bin lira olması gerekiyor. Orta gelirliler, 5-10 yıllık maaşıyla ev sahibi olabiliyordu.”

    ‘Konut paketine sığmayacak hayalleri gerçekleştirdik’

    “Sayın Erdoğan konut paketi açıklıyor ya. Biz onun açıkladığı pakete sığmayacak hayalleri gerçekleştirdik. Milletimizin de bundan faydalanmasını sağladık. Bunu bilimle, istişareyle, dürüst ve ehil kadrolarla yaptık. İnsanlar uygun fiyatlara ev sahibi, araba sahibi oldu.”

    ‘Para bastırdığınızda enflasyon artacağını herkes biliyor’

    “Erdoğan’ın açıkladığı paket, konut fiyatlarını daha da artıracak bir paket. Merkez Bankası para basarsa enflasyon olacağını bilmiyor musunuz? Nitekim paket açıklandığı anda, konut fiyatlarında ciddi bir sıçrama oldu. Satacak kişiler ‘Demek ki enflasyon geliyor’ dedi. Şimdi onlara ‘fırsatçı’ diyorlar. Ya siz hesap kitap bilmezsiniz ama millet biliyor. Merkez Bankası’na parayı bastırdığınızda enflasyon artacağını herkes biliyor. Bunun için fiyatlar artıyor.”

    ‘Para basma alışkanlığı uyuşturucu bağımlılığı gibi’

    “Para basma alışkanlığı tam bir hastalık. Uyuşturucu bağımlılığı gibi bir şey. Bu hükûmet tam da bunun içine düştü. O Kur Korumalı Mevduat hesaplarıyla ilgili farkları nereden ödeyecekler? Hazine’den bankalara kâğıt vereceklerini söylüyorlar. O kâğıt para ediyor mu? Etmiyor. Banka o o kâğıdı ne yapacak? Merkez Bankası’na gidip nakit isteyecek. Merkez Bankası o nakdi nereden bulacak? Para basacak. Üç soruda cevabı buluyorsunuz.”

    ‘Paradan altı sıfırı attık, bir sıfırı atmak bir şey değil’

    “34 sene bu ülke para basmaya alışmış. Onun için kur sürekli artmış. Parada sıfır arkasına sıfır eklenmiş. Paradan altı sıfırı attık. Bir sıfırı atmak bir şey değil. Önemli olan fiyat artışını frenlemek ki vatandaşın satın alma gücü artsın. Bunun da yolu Merkez Bankası’nı bağımsız yapmak.”

    ‘En büyük hasar da olsa gelir çözeriz’

    “Korkarım ki arka arkaya aldıkları yanlış kararlar ülkeyi devalüasyon-enflasyon sarmalına sokacak. Biz en geç 6 ayda bu işi toparlarız. En büyük hasar da olsa gelir çözeriz. 2001-2002 krizini de 2008-2009 krizini de biz çözdük. Gene yaparız.”

    ‘TOKİ’nin amacı dar gelirli vatandaşa konut edindirmektir’

    “TOKİ’nin eline vermişler bir imar yetkisi, TOKİ olmuş rant üretme mekanizması. TOKİ ‘Ben buranın emsalini değiştirdim, 5 katlı yeri 15 kat yaptım’ diyor ve şehirler ucube oluyor. Kaç şehirde görüyoruz. 5-6 katlı yapılaşmanın yanında sivri sivri TOKİ binaları. TOKİ kendi imar planını kendi yapıyor, değiştiriyor ve rantı dağıtıyor. TOKİ’nin rant kapısı olmasına izin vermeyeceğiz. TOKİ’nin amacı dar gelirli vatandaşa konut edindirmektir. Belediyelere ait sosyal konut stoku oluşturacağız. Uygun koşullu ‘sosyal konut kiralama’ uygulamasını hayata geçireceğiz.”

  • Meral Akşener’den, Ali Babacan açıklaması

    Meral Akşener’den, Ali Babacan açıklaması

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, mevcut yönetim sistemini eleştirerek, “Bu sistemin değiştirilmesi gerekir. Eğer şeffaflığın gelmesini, hesap verilebilirliğin yeniden olmasını istiyorsak, liyakatin olmasını, yandaşlığın bitmesini istiyorsak, işbirliği içinde rekabetin olduğu, denetlemen ve eşit şartlarda yolda kuralları değiştirmeyen bir mekanizma olmasını istiyorsak değiştirmemiz gereken tek şey bu sistemdir. İster 2022’nin Kasım’ında, ister 2023 Haziran’da olsun bir yıl sonra çok önemli bir karar vereceksiniz. Ben bu değişikliğin olacağına inanıyorum” diye konuştu.

    “Partimiz açısından olumlu”

    İlk esnaf gezisine Antalya’dan başladığını hatırlatan Akşener, “İlk gezimi Antalya’da yapmıştım. Bugün yine Antalya’dan başladım ve diğer gezimle arsında bu kentte müthiş bir değişiklik var. Bu değişim partimiz açısından olumlu Antalya acısından feci. Tarım gerilemiş, hayvancılıkla meşgul olanlarda geriye gidiş var. Turizmde de yaptım oldu, düzeneği içinde Antalya’nın misli misli misli büyümesi gerekirken zorlanan bir kent gördüm. İnsanların zorlandığı bir Antalya gördüm. Antalya’da bu kadar yoksulun olduğunu ilk kez görüyorum. Esnafların dükkanında olmamın nedeni Türkiye’yi tanımamadır. Demokrasiyle yönetilen bir Türkiye’de buluşmak üzere” ifadelerini kullandı.

    “Babacan’ın açıklamalarına cevap”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın neden kendi logo ve ismiyle seçime girme kararı aldığının sorulması üzerine Akşener, “İki kanun var birincisi 2017’de referandumla beraber ortaya çıkan bir seçim sistemi yani kabul edilen partili cumhurbaşkanlığı sisteminden bir kanun var. Orada ittifaklar var. İttifakın içinde partiler var, ister kendi logosuyla giriyor, ister bir başka partinin listesinden giriyor. Onu somutlaştırayım. Saadet Partisi’nin hem logosuyla girdi hem de CHP listesinde. DP bizim listemizden girdi, logosuyla girmedi. Biz görünürde orada 3 parti logosuyla o bizim Millet İttifak’ının sistemi içinde 24 Haziran’da seçime gittik MHP ve Cumhur İttifakı ise AK Parti ayrı ayrı girdi. BBP de AK Parti’nin listesinden girdi. Burada şöyle bir durum vardı, seçim sonrasında örnek vereyim nasıl olduğunu. Artık oyla birbirine eklendi örneğin bizim partimiz ve SP ev CHP’nin oylarının eklenmesiyle 4 ekstra milletvekili kazandık. Buna karşılık SP ve bizim oylarımızın yetmeyip CHP’nin biraz daha farklı oy aldığı yerlerde birleştirilen bu oy miktarları 21 milletvekilini CHP’ye ekstra kattı. Yani 21 artı 4, 25 vekil meclise fazladan getirdi. Bu değiştirilmeden önceki seçim kanunuyla ilgili pratik. Bu arada yeni bir yasa geçti, kimsenin kimseye oyunun faydası yok. Ya tek listeden gireceksiniz, partiler birbirinin listesinden girecek, yada ayrı ayrı girecek. Ayrı ayrı girdiği zaman Millet o İttifakı’nın içinde de olsa veya Cumhur İttifak’ının içinde de olsa oylarınız kendi sayılacak. Dolayısıyla kasımda seçime gidilirse eski seçim kanunuyla gidilecek, onun için bu pilav çok su kaldırır. Buna karşılık haziranda seçime gidilirse yeni geçen seçim kanunu geçer. Sayın Babacan’ının sonraki açıklamalarına baktığımız zaman partisinin kendi logosuyla seçime girmesi demek, bir de bu arada yüzde 3’e indi. Yüzde 3 oranında oy aldığınız zaman devlet yardımı gelecek. Devlet yardımını alabilmek içinde logonuzla seçime girmek durumundasınız, yüzde 3 civarında oy aldığınızda size devlet yardım yapıyor. Bu çerçeve içerisinde kendisiyle görüşmedim. Nedir ne değildir bu manada bilmiyorum ama bu seçim yasasına dair yapılmış bir açıklama diye düşünüyorum. Sonra yaptığı açıklamalarda da Millet İttifak’ının dışına çıkan bir durumu yok. Parlamenter sistem artı cumhurbaşkanı adaylığı konusunda herhangi bir farklılık yok. Bildiğim budur, bunu anlattım” açıklamalarında bulundu.

    Toplantıya, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere ve çok sayıda işadamı katıldı.