Etiket: ali erbaş

  • Ali Erbaş’tan Ramazan ayı mesajı

    Ali Erbaş’tan Ramazan ayı mesajı

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ramazan ayı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında Ramazan ayına kavuşmanın sevinci ve heyecanı içinde olduğunu vurgulayan Erbaş, “Bu gece ilk teravih ve ilk sahurla Ramazan ayını idrak etmiş olacağız. Bizleri yeniden bu mübarek mevsimle buluşturan Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd-ü senalar ediyoruz. Rahmet ayı Ramazan’ın ülkemize, milletimize, İslam alemine ve bütün insanlığa barış ve huzur getirmesi için Cenab-ı Mevla’ya niyazda bulunuyoruz. Ramazan ayı, ‘insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delileri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.’ (Bakara, 2/185). İbadet şuurunun doruğa ulaştığı, kalplerin ilahi rahmet ve mağfiret ile neşelendiği bu ay, oluşturduğu maneviyat iklimi ve iyilik zeminiyle mümin gönüller için tam anlamıyla bir huzur kaynağıdır” ifadelerine yer verdi.

    “Siyonizm, bugün insanlık için en büyük tehdit haline gelmiştir”

    İslam dünyasının ve insanlığın bu günlerde mahzun ve kederli olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Beş ayı aşkın bir süredir Filistin halkı ve işgal atındaki toprakları zulmün pençesinde katliamlar yaşamakta, soykırıma maruz bırakılmaktadır. Onurları ayaklar altına alınmakta, hürriyetleri gasp edilmekte, en temel insani hakları bile yok sayılmaktadır. Tahrif edilmiş bir inanç, sapkın bir ideoloji ve kirli bir siyasetten beslenen siyonizm, bugün insanlık için en büyük tehdit haline gelmiştir. Bu tehdidi bertaraf edecek yeni bir uluslararası inisiyatife acilen ihtiyaç vardır. Müslümanlara hayatı zindan eden bu zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğu ise öncelikle Müslümanların omuzlarındadır. Gazze’nin, Kudüs’ün, Doğu Türkistan’ın ve bütün mazlum coğrafyaların kurtuluşu Müslümanların vahdetine, dayanışmasına ve birlikte hareket etmesine bağlıdır. İdrak edeceğimiz Ramazan ayının bu anlamda yeni bir uyanışa ve dirilişe vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

    “İslam’ın amacı, insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğudur”

    Ramazan ayının, ruh ve gönül dünyasının ferahlık bulduğu, kardeşliklerin pekiştiği, dayanışma bilincinin güçlendiği, iyiliklerin çoğaldığı, umutların yeniden yeşerdiği bir ay olduğunu söyleyen Erbaş, “Gönül dünyamızın hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese açıldığı Ramazan ayı bizlere Kur’ani değerleri yeniden hatırlatır. Sevgi, saygı ve merhamet duygularının daha da güçlendiği bu kutlu ay, iftarıyla paylaşmayı, sahuruyla bereketi, zekât ve fitreyle yardımlaşmayı öğretir. İslami değerlerin yaşatılması hususunda eğitime aldığı mümin yüreklere sabrın, şükrün, fedakarlığın, nefsi hesaba çekmenin, arzu ve istekleri sınırlamanın yollarını gösterir. Yoksullara, bakıma muhtaç olanlara, kimsesizlere ve bütün ihtiyaç sahiplerine kol kanat germeyi öğütler. İslam beldelerini kuşatan manevi atmosferiyle Ramazan ayı, aynı zamanda yarınlara dair ümidimiz olan çocuklarımıza dinimizin güzelliklerini öğretmek ve bizzat yaşayarak hissetmelerini sağlamak için de güzel fırsatlar sunar. Yüce dinimiz İslam’ın amacı, insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğudur. Bu itibarla Rabbimizin bizlere bahşettiği nimet deryasında hayatımızı sürdürürken, dünyada yaptıklarımızın karşılığını bulacağımız ahiret yurdunu ihmal etmeyelim. Gündelik meşgalelerden bir nebze olsun uzaklaşıp sorumluluklarımızı ve kulluk görevlerimizi tefekkür edelim. Yaşantımızın merkezine Kur’an-ı Kerim’i ve Sünnet-i Seniyye’yi yerleştirelim. Zira dünyanın sıkıntılarıyla yorulan ruhlarımızı, ancak Ramazan ayını değerli kılan Kur’an-ı Kerim’in şifa veren hakikatleriyle beslediğimizde teskin edebiliriz” ifadelerine yer verdi.

    “Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan acıların, sistematik katliam, işkence ve tacizlerin son bulması için yüce Mevla’ya dua edelim”

    Mesajını dua ile sonlandıran Erbaş şöyle devam etti:

    “Orucumuzu ve diğer ibadetlerimizi, ancak Rabbimizin rızasına uygun söz, tutum ve davranışlarla bütünleştirdiğimizde ramazan ayının rahmet, bereket, mağfiret ve huzur ikliminden istifade edebiliriz. Orucun bir kalkan ve perde oluşunu, ancak kötü söz ve amellerden, kavga ve çirkinliklerden uzaklaştığımızda hissedebiliriz. Mübarek ramazanın merhamet ikliminden hakkıyla istifade ederek başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan acıların, sistematik katliam, işkence ve tacizlerin son bulması için yüce Mevla’ya dua edelim. Dökülen kanın durması, yetim feryatlarının dinmesi, mazlumların gözyaşlarının silinmesi, bütün kardeşlerimizin bir an önce zulümlerden kurtulması için sözlü dualarımızı fiili dualarımızla destekleyelim. Bu vesileyle aziz milletimizin ve tüm İslam aleminin Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyorum. Ramazan’ın rahmet, bereket ve huzur ikliminden bütün insanlık olarak nasiplenebilmeyi Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum. Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.”

  • “İbadetler daha iyi insan yapmanın vasıtasıdır”

    “İbadetler daha iyi insan yapmanın vasıtasıdır”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İl Buluşmaları” kapsamında geldiği Samsun’da, İl Müftülüğü tarafından 75. Yıl Camii’nde düzenlenen “Sabah Namazı Buluşması” etkinliğine katılarak sabah namazını kıldırdı.

    Namazın ardından cemaate hitap eden Başkan Erbaş, Allah’ın Kur’an’da sabredenleri müjdelediğine dikkati çekerek, sabrın hem musibetlere karşı hem de iyilikleri, güzellikleri devam ettirmek için gösterilmesi gerektiğini söyledi.

    Erbaş, “Ailene namazı emret” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Hep birlikte Allah’ın mağfiretine koşalım, çocuklarımızla, gençlerimizle ve sonunda cennete ulaşalım inşallah. Rabbimiz her birimizi sabredenlerden, şükredenlerden, gönülden imanını her zaman arttıranlardan, yenileyenlerden Allah yolunda malıyla, canıyla harcayanlardan, fakire fukaraya, garip gurebaya sahip çıkanlardan ve seher vakitlerinde tövbe edenlerden eylesin inşallah” ifadelerini kullandı.

    “Namazımız her türlü kötülükten, hatadan bizleri uzaklaştırır”

    Nefsin eğitiminin ibadetlerle olacağını ve namazın da insanları bu kötülüklerden alıkoyacağını dile getiren Erbaş, “Öyle bir namaz kılmalıyız ki bizi sırat-ı müstakimde daim kılsın. Namazımız her türlü kötülükten, hatadan bizleri uzaklaştırır. İbadetlerin amacı budur. İbadetler hem şükrümüzün bir ifadesi hem de bizi daha iyi Müslüman yapmanın, daha iyi insan yapmanın vasıtasıdır” diye konuştu.

    Mehmetçik ve Filistinliler için dua etti

    Diyanet İşleri Başkan Erbaş, konuşmasının ardından, Mehmetçik ve Filistinliler için ettiği duasında şu niyazda bulundu:
    “İlahi Ya Rabbi! Filistin’de, Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Keşmir’de dünyanın çeşitli yerlerinde mazlum, mağdur kardeşlerimiz var, onlara yardım eyle. İlahi Ya Rabbi! İşgalci zalimlerin bombaları altında can veren masumlar, bebekler, kadınlar, çocuklar var onlara rahmet eyle. Şehitlere rahmet eyle Ya Rabbi! İlahi Ya Rabbi! Şuraya uzaktan, yakından toplanmış, el açıp sana yalvaran biz mümin kullarını umduklarımıza nail eyle, korktuklarımızdan emin eyle. Gençlerimizi, çocuklarımızı Kur’an’ın, Habibin Muhammed Mustafa’nın yolundan ayırma Ya Rabbi! Sırat-ı müstakimde daim eyle, azıp sapmışların yolundan uzak eyle Ya Rabbi! Devletimizi, milletimizi, ezanımızı, bayrağımızı ilelebet payidar eyle Ya Rabbi! Devletimize, milletimize göz dikmiş olan dahili ve harici hainlere fırsat verme, bizlere birlik, beraberlik nasip eyle Ya Rabbi! Birlik, beraberlik içerisinde huzurlu bir toplum oluşturmayı, yardımlaşmayı nasip eyle Ya Rabbi! Peygamber ocağı kahraman ordumuzu, güvenlik güçlerimizi, askerimizi, polisimizi, Mehmetçiğimizi terör örgütlerine karşı mücadelelerinde muzaffer eyle Ya Rabbi! Karada, havada, denizde, sınırlarımızın içinde ya da sınırlarımızın ötesinde her veçhile mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi! Zalimleri, zalimlere musallat eyle Ya Rabbi! İlahi Ya Rabbi! Başta Filistin ve Gazze’deki kardeşlerimize zulmeden İsrailliler olmak üzere dünyadaki bütün zalimleri Kahhar ismi şerifinle kahru perişan eyle Ya Rabbi! Onlara yardım edenleri de kahru perişan eyle Ya Rabbi!”

    Diyanet Gençlik Merkezi’ni ziyaret etti

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, namazın ardından, Samsun Valisi Orhan Tavlı ve İl Müftüsü Seyfullah Çakır ile 75. Yıl Camii altında bulunan Diyanet Gençlik Merkezi’ni ziyaret ederek, yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.

  • Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan kandil mesajı

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan kandil mesajı

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Miraç Kandili dolayısıyla sosyal medya hesabından kandil mesajı yayımladı. Erbaş, şu ifadelere yer verdi:
    “Aziz milletimizin ve bütün İslam âleminin Miraç Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu kutlu zamanların Müslümanların birlik ve beraberliğine, insanlığın barış ve hidayetine vesile olmasını temenni ediyor, asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde, afetlerde, savaşlarda, terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize, din, iman, vatan ve mukaddesat uğrunda feday-ı can eden aziz şehitlerimize sonsuz rahmetiyle muamele eylemesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Cenab-ı Hak, ülkemizi, milletimizi, âlem-i İslam’ı ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve kötülüklerden muhafaza eylesin. Miraç gecemiz mübarek olsun.”

  • Hac kontenjanı artıyor

    Hac kontenjanı artıyor

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erbaş, Filistinli Müslümanların o toprakları kendilerine peygamber emaneti olarak kabul ettiklerini belirterek, “Sadece Peygamber Efendimizin Miraç hadisesindeki hatırasından kaynaklanan bir bağlılık değil bu. Peygamberler diyarı Kudüs. İşte o topraklara sahip çıkmaları, o toprakların müminlerin toprakları, İslam toprakları olduğu anlayışıyla imanlarını adeta güçlendiriyorlar” diye konuştu.

    “Üç ayda 11 bin bebek, çocuk, 7 bin kadın bombalar altında can verdi”

    Tarihte Yahudilerin Kudüs’ten Hristiyanlar tarafından çıkarıldığını ancak Kudüs Müslümanların idaresine geçince Yahudilerin burada yaşayabildiklerine işaret eden Erbaş, “1948 yılında orada bir devlet dedikleri, ki biz artık terör örgütüyle eşdeğer görüyoruz. Yani terör örgütü gibi davranan bir ülke olmaz. Bebekler, çocuklar,
    kadınlar, yaşlılar, masumlar yukarıdan yağan bombaların altında can veriyor. Üç ayda 11 bin bebek, çocuk, 7 bin kadın toplam 25 bin civarında masum insan bombalar altında can verdi” ifadelerini kullandı.

    “Sürgüne gönderilen Yahudilere Müslümanlar sahip çıktı”

    Erbaş, ecdadı soykırım yaşamış bir milletin soykırım yaptığını dile getirerek, Yahudilere şöyle seslendi:
    “Kiminizin babası, dedesi, annesi, babaannesi, anneannesi Avrupa’nın ortasında soykırım yaşadı. Ama siz şimdi Kudüs’te, Filistin topraklarında soykırım yapıyorsunuz. Üstelik tarih boyunca size her zaman iyilik yapan bir millete soykırım yapıyorsunuz. Sizler Müslümanlardan hep iyilik gördünüz. İspanya’da, Endülüs’te size zulmü, katliamı kim yaptı? Haçlılar yaptı. Oradan kovulan, sürgüne gönderilen Yahudilere Müslümanlar sahip çıktı. Osmanlı Devleti sahip çıktı ya da diğer Müslüman ülkeler sahip çıktı.”

    “Soykırımı durdurmak için gayret edeceğiz”

    Müslümanların mazlumun inancına, mezhebine, ırkına bakmadığına dikkati çeken Erbaş, “Müslümanlar, kim olursa olsun mazlumun yanında yer alır. Zalim Müslüman dahi olsa onun karşısında yer alır. Bizim inancımız bunu gerektiriyor. Dolayısıyla bugün ne pahasına olursa olsun Gazze’de yapılan bu soykırımı durdurmak için elimizden geleni elimizle, dilimizden geleni dilimizle yapmaya gayret edeceğiz. Kalbimizle buğzumuzu, nefretimizi ortaya koymaya çalışacağız. Buna mecburuz. Bunu ortaya koymadığımız zaman mesul oluruz” ifadesini kullandı.

    “Filistin’in kurtuluşu bizim güçlenmemize bağlı”

    Erbaş, Kudüs ve Filistin meselesinin Müslümanların ortak noktası olduğunu ve bu ortak noktada Müslümanların birleşmesi gerektiğini söyleyerek, “Müminleri ortak noktada birleştirecek bazı olaylar vardır. İşte bu olayların en başında Filistin, Gazze, Kudüs davası gelmektedir. Çünkü zulüm katlandıkça devam ediyor, bunu durdurmamız lazım. Filistin davamız bir asırdır var. Daha önce zaten oralar bizim topraklarımızdı. Filistin’in kurtuluşu bizim güçlenmemize bağlı. İnşallah daha güçlü olacağız ve Filistin kurtulacak, buna inanıyoruz” açıklamalarında bulundu.
    Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) 7 Ekim’den sonra Gazze’ye yönelik insani yardımlar öncelikli olmak üzere kampanya başlattığını hatırlatan Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV olarak Gazze içerisinden temin ettiğimiz, Türkiye’den gemiyle gönderdiğimiz ve Mısır içinden satın alımı yapılarak gönderdiğimiz yardımlar var” diye konuştu.

    “Boykota devam edelim”

    Erbaş, Gazze’yle ilgili farkındalığı canlı tutmaya gayret ettiklerini ve bu yönde yaptıkları çalışmaların Filistin özgür oluncaya kadar devam edeceğini kaydetti. Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail aleyhine açılan soykırım davasında ihtiyati tedbir kararı verdiğini hatırlatan Erbaş, bu kararın alınmasında hem Müslümanların hem de Müslüman olmayan vicdanlı insanların yapmış olduğu çağrıların, yürüyüş ve programların etkili olduğunu söyledi.
    Boykot konusuna ilişkin çağrılarını yaklaşık 3 ay önce yaptıklarını belirten Erbaş, “Sözümüzün ulaştığı yurt içinde, yurt dışında nerede bizi dinleyen kardeşimiz varsa onlara hatırlatıyorum; boykota devam edelim” dedi.

    Erbaş, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde de Türkiye’nin tek yürek olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    “Hala sıkıntılar devam ediyor ama çok hızlı bir şekilde devletimiz seferber oldu, yardım kampanyaları, yeni binaların, evlerin yapılması. Aldığımız bilgilere göre depremin seneyi devriyesi olan 6 Şubat’ta büyük oranda yapılan konutlar var, onlar hak sahiplerine teslim edilecek. Bu çok büyük bir gelişme, çok büyük bir başarıdır.”

    Türkiye’nin hac kontenjanının artması için müracaat edildi

    2024 yılı hac dönemine ilişkin de açıklamada bulunan Erbaş, “Bu sene hac protokolümüzü yaptık. Nüfusumuz 86 milyon olduğu için bizim de 86 bin hakkımız var. Müracaatımızı yaptık, nüfusumuzun güncellenmesini talep ettik. O zaman 83 bin 430 rakamı 86 bine çıkacak inşallah. Bu müjdeyi şimdiden vermiş olayım” ifadelerini kullandı.

  • “İslam’ın ahlak ilkelerini insanlığa yeniden teklif etmeliyiz”

    “İslam’ın ahlak ilkelerini insanlığa yeniden teklif etmeliyiz”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Başkanlığı tarafından Ankara’da düzenlenen “Eğitim Görevlileri Değerlendirme Toplantısı”na katıldı.
    Toplantının açılışında konuşan Erbaş, İslam medeniyetinin temeli ilme, bilgiye, hikmete dayandığını dile getirerek, “Kur’an’ın ilk ayetlerine baktığımız zaman okumanın, öğrenmenin, ilmin, hikmetin, yazmanın ve kalemin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

    “Kudüs Müslümanların idaresinden çıkınca zulmün merkezi oldu”

    Hz. Muhammed’in vefatından 5 sene sonra Kudüs’ün hem Müslümanların idaresine geçtiğini hem de ilim merkezi haline geldiğini belirten Erbaş, “Kudüs’ün bugünkü halini görüyorsunuz, ne zaman Müslümanların idaresinde olsa darüsselam oldu, ne zaman Müslümanların idaresinden çıksa kaosun, savaşın, zulmün merkezi oldu, bugün olduğu gibi” ifadelerine yer verdi.

    “İslam’ın ahlak ilkelerini insanlığa yeniden teklif etmeliyiz”

    Erbaş, Müslümanların yakın geçmişte yaşananları iyi analiz etmesi gerektiğine işaret ederek, “Kendi inanç ve medeniyet değerlerimizin ışığında İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı hayat ölçülerini, ahlak ilkelerinin ve evrensel değerlerinin insanlığa yeniden teklif edilmesi bir zorunluluktur” ifadelerini kullandı.

    “Toplumun manevi hayatına rehberlik edecek kimselerin eğitimi çok özel hassasiyet gerektiriyor”

    Din görevlilerinin görevinin insan yetiştirmek olduğunu kaydeden Erbaş, “İnsan yetiştirmek sarraf hassasiyeti gerektirir. Altını tartarken o teraziyi nasıl tutuyorsa işte o hassasiyet insan yetiştiren bizlerde daha fazla olmalı. Çünkü insan altından, her şeyden önemli. Bilhassa toplumun manevi hayatına rehberlik edecek kimselerin eğitimi çok özel hassasiyet gerektiriyor. Verdiğiniz eğitim de din eğitimi olunca sorumluluğunuz daha da artıyor” şeklinde konuştu.
    Erbaş, ilmin ve eğitimin nihai hedefi insanın dünya ve ahiret huzuruna erişmesini sağlamak ve erdemli insan yetiştirmek olduğunun altını çizerek, bilgili insanın bir şekilde yetiştiğini ama erdemsiz, ahlaksız bilginin hiçbir anlamı olmadığını söyledi.

    “Dijital dünyayla aramızı sürekli güncel tutmak zorundayız”

    Teknolojik gelişmelerin ilim ve eğitim faaliyetlerine farklı bir dinamizm kazandırdığını ifade eden Erbaş, şunları kaydetti:
    “Her türlü bilginin gelişigüzel paylaşıldığı böyle bir ortamda doğru bilginin, düzenli okumanın ve sistemli eğitimin önemi daha da belirginleşmiştir. Bu itibarla bizler öncelikle alanın imkan ve risklerinden haberdar olarak dijital dünyayla aramızı sürekli güncel tutmak zorundayız. Doğru yöntem, sahih bilgi ve nitelikli çalışmalarla İslam’ın hayat veren hakikatlerini bu alanda da aktif bir şekilde temsil etmek mecburiyetindeyiz.”
    Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Diyanet Akademisi Bakanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan ile Türkiye genelindeki Dini Yüksek İhtisas Merkezleri ve Dini İhtisas Merkezlerindeki eğitim görevlileri katıldı.

  • “İslam’ın ahlak ilkelerini insanlığa yeniden teklif etmeliyiz”

    “İslam’ın ahlak ilkelerini insanlığa yeniden teklif etmeliyiz”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Başkanlığı tarafından Ankara’da düzenlenen “Eğitim Görevlileri Değerlendirme Toplantısı”na katıldı.
    Toplantının açılışında konuşan Erbaş, İslam medeniyetinin temeli ilme, bilgiye, hikmete dayandığını dile getirerek, “Kur’an’ın ilk ayetlerine baktığımız zaman okumanın, öğrenmenin, ilmin, hikmetin, yazmanın ve kalemin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

    “Kudüs Müslümanların idaresinden çıkınca zulmün merkezi oldu”

    Hz. Muhammed’in vefatından 5 sene sonra Kudüs’ün hem Müslümanların idaresine geçtiğini hem de ilim merkezi haline geldiğini belirten Erbaş, “Kudüs’ün bugünkü halini görüyorsunuz, ne zaman Müslümanların idaresinde olsa darüsselam oldu, ne zaman Müslümanların idaresinden çıksa kaosun, savaşın, zulmün merkezi oldu, bugün olduğu gibi” ifadelerine yer verdi.

    “İslam’ın ahlak ilkelerini insanlığa yeniden teklif etmeliyiz”

    Erbaş, Müslümanların yakın geçmişte yaşananları iyi analiz etmesi gerektiğine işaret ederek, “Kendi inanç ve medeniyet değerlerimizin ışığında İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı hayat ölçülerini, ahlak ilkelerinin ve evrensel değerlerinin insanlığa yeniden teklif edilmesi bir zorunluluktur” ifadelerini kullandı.

    “Toplumun manevi hayatına rehberlik edecek kimselerin eğitimi çok özel hassasiyet gerektiriyor”

    Din görevlilerinin görevinin insan yetiştirmek olduğunu kaydeden Erbaş, “İnsan yetiştirmek sarraf hassasiyeti gerektirir. Altını tartarken o teraziyi nasıl tutuyorsa işte o hassasiyet insan yetiştiren bizlerde daha fazla olmalı. Çünkü insan altından, her şeyden önemli. Bilhassa toplumun manevi hayatına rehberlik edecek kimselerin eğitimi çok özel hassasiyet gerektiriyor. Verdiğiniz eğitim de din eğitimi olunca sorumluluğunuz daha da artıyor” şeklinde konuştu.
    Erbaş, ilmin ve eğitimin nihai hedefi insanın dünya ve ahiret huzuruna erişmesini sağlamak ve erdemli insan yetiştirmek olduğunun altını çizerek, bilgili insanın bir şekilde yetiştiğini ama erdemsiz, ahlaksız bilginin hiçbir anlamı olmadığını söyledi.

    “Dijital dünyayla aramızı sürekli güncel tutmak zorundayız”

    Teknolojik gelişmelerin ilim ve eğitim faaliyetlerine farklı bir dinamizm kazandırdığını ifade eden Erbaş, şunları kaydetti:

    “Her türlü bilginin gelişigüzel paylaşıldığı böyle bir ortamda doğru bilginin, düzenli okumanın ve sistemli eğitimin önemi daha da belirginleşmiştir. Bu itibarla bizler öncelikle alanın imkan ve risklerinden haberdar olarak dijital dünyayla aramızı sürekli güncel tutmak zorundayız. Doğru yöntem, sahih bilgi ve nitelikli çalışmalarla İslam’ın hayat veren hakikatlerini bu alanda da aktif bir şekilde temsil etmek mecburiyetindeyiz.”

    Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Diyanet Akademisi Bakanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan ile Türkiye genelindeki Dini Yüksek İhtisas Merkezleri ve Dini İhtisas Merkezlerindeki eğitim görevlileri katıldı.

  • Erbaş, Kudüs Üniversitesi Rektörünü ağırladı

    Erbaş, Kudüs Üniversitesi Rektörünü ağırladı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kudüs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İmad Abu Kishek ve Kudüs Üniversitesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yasir Yanılmaz’ı kabul etti.

    Rektör Kishek’e geçmiş olsun dileklerini ileten Erbaş, “Orada akrabaları, komşuları, yakınları olabilir. Aslında onların akrabaları bizim akrabalarımız, onların yakınları bizim yakınlarımız. En az onlar kadar biz de Gazze, Filistin olayına çok üzülüyoruz. Her şey Allah’ın takdiriyle oluyor ve biz elimizden gelen maddi ve manevi yardımı yapmaya gayret ediyoruz” diye konuştu.

    Kudüs Üniversitesi Rektörü Kishek ise, Kudüs ve Gazze bölgesinde yaşanan gelişmelerle ilgili Erbaş’a bilgi vererek, İsrail’in bölgede yaptığı saldırıların katliam niteliğinde olduğunu söyledi.

    Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kudüs ve Filistin konusundaki hassasiyetlerini bildiklerini belirten Kishek, “Kudüs Üniversitesi olarak Türkiye’nin İslam sancağı taşıyan bir ülke olduğunu bildiğimiz için Ankara’da üniversitemiz adına bir vakıf kurduk” ifadelerini kullandı.

  • Ali Erbaş’tan çarpıcı açıklamalar

    Ali Erbaş’tan çarpıcı açıklamalar

    Gazze’de saldırı ve ambargo altında hayat mücadelesini sürdüren Filistinlilere destek olmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) iş birliğinde ‘Filistin için sözümüz var’ temalı ‘Hayır çarşısı, ezgi ve marşlar’ programı düzenlendi.

    “Siyonist vahşiler Gazze’de vahşet sergilemektedir”

    TDV Genel Merkezinin ev sahipliğinde yapılan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yaptığı konuşmada, Gazze’de Müslümanların en kısa zamanda zafer elde edeceğine inandıklarını ve dua ettiklerini belirterek, “Hiçbir uluslararası kurala ve hukuka uymayan ve uymayacağını da açıkça deklare eden Siyonist vahşiler Gazze’de vahşet sergilemektedir. Bu vahşete maruz kalan Filistinli kardeşlerimizde dayanışma amacıyla bir araya geldik. İnsana ait tüm değerlerin ayaklar altına alındığı zamanda safımızı mazlumdan yana tutmamız gerektiği için buradayız” diye konuştu.

    “Filistin’i savunmak vicdani ve ahlaki bir duruşun ifadesidir”

    Kudüs meselesinin iman ve izzet meselesi olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Bugün Filistin’de yaşananlar bu meseleyi insanlığın vicdan ve ahlak meselesine dönüştürmüştür. İsrail’in katliamlarına karşı Filistin’i Kudüs’ü ve Gazze’yi savunmak evrensel insani değerlerin bir gereği vicdani ve ahlaki bir duruşun ifadesidir” ifadelerini kullandı.

    İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırıma tüm dünyanın sessiz kalmasını eleştiren Erbaş, gerçekleştirilen vahşet ve katliamın tahrip edilen inanç ve sapkın fikirlere dayandığını kaydederek, “İşgal ettikleri toprakların kendilerine vadedilmiş toprak olduğu iddiası ile bu yolda her şeyi mübah ve haklı görerek yıllardır sivil ve masum insanları katlediyorlar. Bilinmelidir ki geçmişte yaşadığı Holokost trajedisini kendi lehine bir endüstri haline getiren İsrail bununla kendine bir koruma kalkanı oluşturarak geçmişten beri yaptığı bütün haksızlık ve zulümlere meşruiyet kazandırmaktadır” dedi.

  • Erbaş’tan kadına yönelik şiddete karşı mesaj

    Erbaş’tan kadına yönelik şiddete karşı mesaj

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü çerçevesinde bir mesaj yayımladı. Erbaş mesajında, katil İsrail’in dünyanın gözü önünde soykırımlarına devam ettiğine işaret ederek, “BM rakamlarına göre Gazze’de saat başı 2 anne, her iki saatte bir 7 kadının yaşama hakkı elinden alınıyor. Son bir ayda saldırılarda ölenlerin yüzde 67’si kadın ve çocuklardan oluşuyor” diye konuştu.

    Gazze’de insan, kadın ve çocuk haklarının İsrail tarafından gasp edildiğini belirten Erbaş, şunları kaydetti:

    “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün vicdanları harekete geçiren bir duyarlılığa vesile olmasını temenni ediyor, yapılacak etkinliklerin ve farkındalık çalışmalarının yaşanan bu kötülüğün son bulmasına ve iyiliğin dünyamıza egemen olmasına katkı sunmasını temenni ediyorum.”

  • “İslam dünyasına büyük sorumluluklar düşüyor”

    “İslam dünyasına büyük sorumluluklar düşüyor”

    Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Başkanlıktaki 15 Temmuz Mili İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Buradaki konuşmasında her yıl hacılara ve umrecilere daha iyi hizmet vermenin gayreti içerisinde olduklarını söyleyen Erbaş, hac ve umre organizasyonun başarıya ulaşmasında, Suudi Arabistan’ın kurumları ile olan iletişimin önemli olduğuna işaret etti.
    er-Rabia’nın Türkiye ziyaretinin, hac ve umre hizmetleriyle ilgili pek çok konuyu etraflıca müzakere etme ve birikimler ile tecrübelerin paylaşılması hususunda bir fırsat olarak gördüklerini belirten Erbaş, “Nitekim bugün gerçekleştirdiğimiz heyetler arası toplantıda 2024 yılı hac ve umre organizasyonunu değerlendirme fırsatı bulduk. Şevval ayında başlayan umre organizasyonları ile 2024 yılı hac ve umre organizasyonu kapsamındaki iş birliğimizi daha da geliştirmek için istişarelerde bulunduk. İlişkilerimizi ve iş birliğimizi daha ileri bir seviyeye taşıma kararlılığımızı teyit ettik” ifadelerini kullandı.

    “Mekke Yolu projesinin uygulama alanını genişleteceğiz”

    Erbaş, 2023 yılında ilk defa uygulanan Mekke Yolu projesinin, hacılara büyük bir kolaylık sağladığını aktararak, “Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı’nın iş birliği ve destekleriyle İstanbul Havaalanı’nda pilot uygulama olarak gerçekleştirdiğimiz bu proje sayesinde hacılarımızın kutsal topraklara intikalleri ciddi anlamda kolaylaşmıştır. 2024 yılında Mekke Yolu projesinin uygulama alanını genişleterek Türkiye’nin diğer illerindeki hacılarımızın da bu hizmetten yararlanmasını hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

    “İslam dünyasına büyük sorumluluk düşüyor”

    İsrail-Filistin arasında süren çatışmalara ilişkin de konuşan Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
    “Ne yazık ki bugün Mescid-i Aksa, insanlık tarihinin en büyük bir trajedilerinden birine sahne olmaktadır. Bugün Filistin’de yaşananları derin bir üzüntü ve endişeyle takip ediyoruz. Asırlarca selam yurdu olmuş Kudüs’te başta ilk kıblemiz Mescid-i Aksa olmak üzere Müslümanlara ve İslam’ın kutsallarına hunharca saldırılar yapılmaktadır. Hiç şüphesiz, bu coğrafyada barış ve huzurun sağlanabilmesinin yegane yolu, işgalcilerin Filistin topraklarından çekilmesi ve Filistin halkının tamamen özgürlüğüne kavuşmasıdır. Bizler, her zaman olduğu gibi bugün de mazlum Filistin halkının ve Mescid-i Aksa’nın özgürlük mücadelesinin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Başta Filistin olmak üzere ümmet coğrafyamızın bir an önce barış ve huzura kavuşması için İslam dünyasına büyük sorumluluklar düşmektedir. Dünyamızı kuşatan sorunları aşabilmek için ortak hedefler ve ideallerimiz doğrultusunda daha fazla iş birliği yapmak zorundayız.”