Etiket: ali erbaş

  • Ali Erbaş, Bursa’da ziyaretlerde bulundu

    Ali Erbaş, Bursa’da ziyaretlerde bulundu

    Valiliğe gelişinde Bursa Valisi Mahmut Demirtaş tarafından karşılanan Erbaş, Valilik Şeref Defteri’ni imzaladı.

    Ziyarette yaptığı konuşmada, Bursa’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Erbaş, 1843 hafızın icazet merasimine katılacaklarını bildirdi.

    Erbaş, yurt genelinde 100 bine yakın gencin Kur’an kurslarında hafızlık yaptığını belirterek, şunları söyledi:

    “Dün Trabzon’da 1461 hafızımızın merasimini yaptık. 1461 Trabzon’un fetih yılı, ona denk getirilmiş bir rakam. Bugün de Bursa, şu ana kadar yapmış olduğumuz hafızlık merasimlerinde en yüksek rakama sahip olan bir merasimi yaşamış olacak. Allah hayırlı uğurlu eylesin. Cenabıhak bu toprakları bizlere emanet eden ecdadımıza layık torunlar, nesiller olmayı, Kur’an ve sünnet çizgisinde yürüyen nesiller yetiştirmeyi hepimize nasip eylesin inşallah.”

    Vali Demirtaş ise ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Çocuklarımıza, gençlerimize mutlaka Kur’an’ı öğretmemiz lazım. Sizlerin de çok ciddi bir gayreti var, onun için çok teşekkür ediyorum.” dedi.

    Erbaş ayrıca Bursa Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Merkezi’ne ziyarette bulunarak, İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır ve çalışanlardan bilgi aldı, bir süre sohbet etti.

    Ziyaretlerde Erbaş’a, Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Dr. Hafiz Osman Şahin ile Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi de eşlik etti.

  • “Hafızlarımızın sayısı 200 bin oldu”

    “Hafızlarımızın sayısı 200 bin oldu”

    Diyanet İşeri Başkanı Ali Erbaş, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü ortaklığında düzenlenen hafızlık ve icazet programına katıldı. Gölcük ilçesinde bulunan Eyüp Sultan İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinden 29 hafız, Hacı Fatma Kahraman Camiinde icazetnamelerini aldı. Programa, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti İl Başkanı Şahin Talus, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz ve AK Parti eski Rize Milletvekili Şevki Yılmaz katıldı. Programda Ayasofya Camii müezzinleri kuran tilaveti gerçekleştirdi.

    “Şu an itibariyle icazetnamesi olan hafızlarımızın sayısı 200 bin”

    Kuranın insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak için indirildiğini söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Kuran-ı öğrenmenin zirve noktası hafızlıktır. Hafızlık merasimi de merasimlerin en hayırlısıdır. Ülkemizde neredeyse yıl boyu hafızlık icazetnameleri yapıyoruz. Hafızlarımıza icazetnamelerimin veriyoruz. 2022 yılında 12 bin kadar hafızımız başarılı oldu ve icazetnamelerini aldı. Şu an itibariyle icazetnamesi olan hafızlarımızın sayısı 200 bin kadar oldu. Hafızlığını tamamlamış ancak icazetnamesini almamış 400 binden fazla öğrenci var. Nüfuzumuza baktığımız zaman daha fazla hafızımız olması icap ediyor. Hafızlarımız inşallah eğitimlerini tamamlayıp mihraplarımıza imam, minberlerimizde, kürsülerimizde hatip olacaklar inşallah. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak istiyoruz ki imamlarımız müezzinlerimiz, vaizlerimiz, müfitlerimiz, bünyemizde görev yapan bütün hocalarımız öncelikle hafız olsun. Hafızlık mihraba, minbere, kürsüye çok yakışıyor” diye konuştu.

    “Bundan 15-20 sene önce bin öğrencisi olan bir fakültenin, şimdi 2 bin öğrencisi var”

    Kuran-ı anlayıp yaşamaktan daha güzel bir iş olmadığını söyleyen Erbaş, “2000’li yıllarda 20 yıl ilahiyat fakültesi hocalığı yaptım. O zamanlar sınıflarımızda 5-10 hafız olurdu. 2000’lerden sonra sınıfımızda hafız ve öğrenci kalmamıştı. 60 hocamız vardı, 20 öğrenciye ders veriyordu. Ama şimdi öyle mi? Bundan 15-20 sene önce bin öğrencisi olan bir fakültenin, şimdi 2 bin öğrencisi var. 3 bin 5 bin öğrencisi olan ilahiyat fakülteleri var. Şimdi okullarda seçmeli Kur’an-ı Kerim dersleri var. Seçmeli peygamber efendimizin hayatı dersleri var” şeklinde konuştu.

    “Örgün eğitimle din eğitimi alanların oranı yüzde 15’lerin altındadır”

    Öğrencilerin kuran öğrenmesi için birçok imkan olduğunu ifade eden Erbaş, “Ülkemizde örgün eğitimle din eğitimi alanların oranı yüzde 15’lerin altındadır. Peki diğer yüzde 85’i dinini, kitabını nereden öğrenecek. Öğrenciler ya yaz Kur’an kurslarında camilere gelecek ya da hafta sonlarında camilere gelecek, öğrenecek. Ya da okulda bütün öğrenciler Kur’an dersini seçebilir. Bu imkan var, okul müdürlerimizin bu imkanı iyi değerlendirmesi lazım. Okul müdürlerimize sesleniyorum. Allah’ın kitabını öğrencilerinize öğrenmeleri için teşvik edin, rehberlik yapın. Bundan siz de kazançlı olacaksınız. İkinci olarak buradan özellikle okullarımızdaki din dersi öğretmenlerimize seslenmek istiyorum. Devletimiz din kültürü ahlak bilgisi dersini 4. sınıftan 12. sınıfa kadar veriyor. 9 yılda imamlık yapacak derecede bir gencin bilgiler alabilmesi mümkün” diye konuştu.

    “Kurana muhafız yetiştireceğiz”

    Eski Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, “Biz sadece hafız yetiştirmiyoruz. Türkiye’miz hafız yetiştirmekle yetinmeyecek. Ne yapacağız, Kurana muhafız yetiştireceğiz. Hafız olmak yetmez bu yavrularımız hem kuranın hafızı hem de İslamın ve devletin muhafızı olacak. Bu ana babalara gerçekten teşekkür ediyorum çocuklarını böyle hayırlı müesseselere teşrif ettiğin için. Ben bugün son derece mutluyum, Ayasofya’yı emanet edenlerle, zincirlerini kıranlar bir araya geldiler. Ayasofya’nın imamlarını, görevlilerini dinledik. Onlara çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu

  • “Maalesef geleceğe umutla bakamamaktadır”

    “Maalesef geleceğe umutla bakamamaktadır”

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Diyanet Akademisi aday din görevlilerinin eğitiminin 1. dönem açılışına katıldı. Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde düzenlenen programda bir konuşma gerçekleştirerek Diyanet Akademisi’ne başlayan öğrencilerin eğitim sürecinin hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Erbaş, toplumun her kesimine din hizmeti sunarak din konusunda aydınlatmanın Diyanet İşleri Başkanlığının yasal sorumluluğu olduğunu söyledi.

    Erbaş, her türlü siyasi, ideolojik görüşün üstünde, hiçbir mezhep-meşrep ayrımı yapmadan bütün vatandaşlara hizmet etmek zorunda olduklarını dile getirerek, “İslam dünyasında yaşanan düşünsel ve siyasi gelişmelerin, din eğitimi ve din hizmeti sunan personelin yetiştirilme süreçlerine yeniden eğilmeyi ve bu konuda yeni paradigmalar ortaya koymayı gerektirdiği de aşikardır. Aynı şekilde din hizmetlerinin cami dışı alanda da etkin hale gelmesi; yaygın din eğitiminin muhatap kitlesine okul öncesi yaş grubu ile engelli, mülteci ve yetişkinlerin dahil olması, bu alanlarda görev alacak Diyanet personelinin köklü ve sistematik bir eğitimden geçmesini zorunlu hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.
    Diyanet Akademisi Başkanlığının, özellikle din hizmetleri ve yaygın din eğitimi sahasında Diyanet İşleri Başkanlığına nitelikli personel yetiştirmek amacıyla kurulduğunu hatırlatan Erbaş, “Böylece Diyanet Akademisi, din hizmetlerimizi daha güçlü kılacaktır. Hizmetlerimizin somut bireysel ve toplumsal karşılığını önceleyecektir. Bu öncelik, akademimizin gerek kadro gerekse öğrenci potansiyeli açısından gelişmesiyle birlikte, tabii ki öğrencilerimize sunulan bilginin niteliği, toplumumuza ve dünyanın geleceğine katkısıyla ilgili olacaktır” diye konuştu.
    Erbaş, yeryüzünün tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını belirterek, “İnsanlığın savaşlar, yoksulluk, tabiatın dengesinin bozulması gibi devasa sorunları; ümmet olarak Müslümanların ciddi sıkıntıları bulunmaktadır. Dünya insanının büyük bir kısmı, kendini huzur ve güven içinde görmemekte ve maalesef geleceğe umutla bakamamaktadır” dedi.

    “En büyük gücümüz imana dayalı kardeşliğimizdir”

    Yaşanan bütün sorunların ancak İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı üstün ahlakı ve bakışıyla çözülebileceğinin altını çizen Erbaş, Kur’an, sünnet ve ilim geleneğinin kendilerinin ana yolu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
    “Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak önceliğimiz; daima Allah’a, milletimize, insanlığa karşı sorumluluğumuzdur. İnsanlığın huzurudur. Adaletin, merhametin, güzel ahlakın yaygınlaşmasıdır. Bu şuur ve gaye, çalışmalarımızı, kazancımızı, hayatımızı bereketli kılacaktır. Unutmayınız ki İslam dininin müntesipleri olarak en büyük gücümüz imana dayalı kardeşliğimizdir. Irk, mezhep, meşrep farklılıkları başta olmak üzere hiçbir unsurun kardeşlik hukuku ve muhabbetini zedelemesine fırsat vermeyiniz. Yaptıklarınızın Allah katındaki karşılığının, samimiyetinize göre belirleneceğini de aklınızdan çıkarmayınız.”

    Diyanet Akademisi eğitim yılının hayırlara vesile olması niyaz eden Erbaş, akademi öğrencilerine pek çok tavsiyede bulundu.
    Programa eski başbakan yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler, Diyanet Akademisi Başkanı Enver Osman Kaan, Diyanet İşleri Başkanlığı yöneticileri, Diyanet Akademisi öğreticileri ve öğrencileri de katıldı.

  • “Yardımlarımız devam edecek”

    “Yardımlarımız devam edecek”

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, özel bir televizyon kanalında iftara doğru canlı yayınlanan programın konuğu oldu. Erbaş, programda, Ramazan ayına, Diyanet İşleri Başkanlığının bu ayda yürüttüğü hizmetlere ve gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Mübarek gün ve gecelerin Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin, merhametinin yansımasının daha fazla olduğu zamanlar olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Bu değerli günlerin sultanı da Ramazan ayıdır. Ramazan ayı rahmetiyle, merhametiyle, bereketiyle, sahuruyla, iftarıyla, zekatıyla, yardımlaşmasıyla, dayanışmasıyla geliyor. Asırlardan beri Ramazan ayı adeta müminlerin ruhen yenilenmesini sağlayan bir ay. Sadece ruhen değil bedenen olarak da tazelenmesine vesile oluyor” dedi. Başkan Erbaş, İslam’ın insanlara verilen en büyük nimet olduğuna işaret ederek, “Cenab-ı Hak bize vesileler yaratıyor, o vesilelere sarılmamız lazım. Namaz, oruç, hac, zekat, sadaka, mukaddes günler ve geceler dediğimiz bir vesiledir” diye konuştu.

    “Depremlerden 13,5 milyon insanımız etkilendi”

    Deprem bölgesine giden ilk kurumlardan birisinin Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, üst üste iki depremin olması nedeniyle yıkıcılığının fazla olduğunu ve 13,5 milyon insanın doğrudan etkilendiğini belirtti. Başkan Erbaş, binaların gerekli şartlara uygun yapılması gerektiğine işaret ederek, “Müteahhitlerin, ustaların artık o işin uzmanlarının buna dikkat etmesi lazım. Bu bir tedbirdir. Yani ne olacağını bilmiyoruz, dolayısıyla bir an önce insanlarımızı enkaz altından çıkarabilmek için daha fazla arama kurtarma ekiplerinin olması gerekiyor. Bunu sadece devlete bırakmamak lazım” açıklamalarında bulundu.

    TDV’nin deprem bölgesinde günlük 30 bin kişiye sıcak yemek ikramı yaptığını belirten Başkan Erbaş, “TDV’nin mobil mutfakları var. Sadece 1700 tır yardım malzemesini alana ulaştırdık ve bu her gün devam ediyor. Bunlar gıda, giyim, içecek, hijyen yani insanların günlük hayatında ihtiyaç duyduğu malzemeler. Deprem mağduru kardeşlerimiz yuvalarına kavuşuncaya kadar bu yardımlar devam edecek” şeklinde konuştu.

    “AFAD zekat hesabı açtı”

    Başkan Erbaş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının deprem bölgesinde kalıcı konut çalışmalarının devam ettiğini dile getirerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak buradaki katkımız deprem mağduru kardeşlerimizin bir an önce yuvalarına kavuşabilmeleri için hayır sahibi insanlarımızı teşvik etmek. Din İşleri Yüksek Kurulumuza gelen sorulardan birisi; ‘Zekat alabilecek durumda olan depremzedeye zekat parasıyla yapılmış ev verilebilir mi?’ Evet verilebilir. Kurulumuz bunu çalıştı. Dolayısıyla işte bu çalışmamız neticesinde AFAD bir zekat hesabı açtı” dedi.

    “Kur’an-ı Kerim yakılmasına karşı Müslümanlar olarak tepki göstermeliyiz”

    İsveç ve Danimarka’da yaşanan Kur’an-ı Kerim yakma olayına ilişkin de konuşan Başkan Erbaş, “Müslümanlar olarak tepkimizi her aşamada göstermemiz gerekiyor. Önce bu tür olayların son bulması için yetkilileri sürekli bizim uyarmamız gerekiyor. Yani biz istiyoruz ki farklı inançtan insanlar, farklı dinlerden insanlar barış içerisinde yaşasınlar, derdimiz bu. Müslümanlar ve gayrimüslimlerin bir arada yaşamaları lazım. Ancak herkesin diğerinin dinine, inancına, düşüncesine, kutsalına, değerine saygı göstermesi lazım” şeklinde konuştu.

    “Saldıranlara Diyaneti anlattığımız zaman kucaklaşıp ayrılıyoruz”

    Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve kendisine yönelik saldırılarla ilgili de konuşarak, şunları kaydetti:
    “Dinimize ve Diyanet’e saldırı oluyor, bizim şahsımız önemli değil. Yani ben bu sarığı ve cübbeyi çıkardıktan sonra sizin gibi normal bir vatandaşım. Ama bu sarığa ve cübbeye leke getirmemek için kılı kırk yararcasına bizim dikkat etmemiz gerekiyor. Uykusuz kaldığımız zamanlar oluyor. Bilgisiz birtakım insanların bilmeden yaptıkları saldırılarına tabii ki üzülüyoruz. Bunu içimize atıyoruz. Zaman zaman arkadaşlarımızla paylaşıyoruz ama işimize yansıtmamaya gayret ediyoruz. Onlara gerçeği anlatıyoruz. Din nedir, Diyanet nedir? Anlattığımız zaman kucaklaşıp öyle ayrılıyoruz.”

  • Başkanı Erbaş, Paşazade ile görüştü

    Başkanı Erbaş, Paşazade ile görüştü

    İstanbul İl Müftülüğünde gerçekleşen görüşmede, Türkiye’nin tarihin gördüğü en büyük depremlerden birini yaşadığını dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Çok büyük bir afet ama elhamdülillah Türkiye güçlü, büyük bir ülke. Allah sizden razı olsun. Azerbaycan ilk günden itibaren arama kurtarma ekipleri ile birlikte, işte bütün Azerbaycanlı kardeşlerimiz, başta Cumhurbaşkanı İlham Aliyev olmak üzere, siz Allah sizden razı olsun, ilk gün hemen aramanız, bize dua etmeniz, başsağlığı dilemeniz, bunlar unutulmayacak konular” diye konuştu.

    “Azerbaycan halkı sizin yanınızdadır”

    Depremlerde vefat edenler için başsağlığı dileklerini ileten Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Paşazade, iki ülke arasındaki kardeşliğe vurgu yaparak, Türkiye’nin acısının Azerbaycan’ın acısı olduğunu belirtti. Depremde şehit olanlar ve Türkiye’de, Azerbaycan’da vatan uğrunda şehit olanlara Allah’tan rahmet dileyen Paşazade, vefat edenler için dua etti. Devlet ve millet olarak tüm Azerbaycan’ın depremin ilk anından itibaren Türkiye’nin yanında olduğunu anlatan Paşazade, “Azerbaycan halkı sizin yanınızdadır. Kardeşliğimiz baki olsun” dedi.


    İstanbul İl Müftüsü Safi Arpaguş da görüşmede hazır bulundu.

     

  • Ali Erbaş’tan atama bekleyenlere müjde

    Ali Erbaş’tan atama bekleyenlere müjde

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, geçtiğimiz Ocak ayında Sözleşmeli İmam Hatip, Müezzin Kayyım ve Kur’an Kursu Öğreticisi alımına yönelik gerçekleştirilen sözlü sınavda başarılı olup atama bekleyen adayların tercih yapabilecekleri müjdesini verdi. Hem atama bekleyen adaylar hem de 27 Kasım’da yapılacak DHBT sınavı sonrası aday alımıyla ilgili açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

    “3-16 Ocak 2022 tarihlerinde Sözleşmeli İmam Hatip, Müezzin Kayyım ve Kur’an Kursu Öğreticisi alımına yönelik gerçekleştirdiğimiz sözlü sınavda başarılı olan ve atama bekleyen adaylarımız, 17 Ekim 2022 itibariyle tercih yapabileceklerdir. Milletimize ve camiamıza hayırlı olsun. 27 Kasım 2022’de yapılacak DHBT sınavının ardından yine Başkanlığımızca Diyanet Akademisi bünyesinde eğitim için Sözleşmeli İmam Hatip, Müezzin Kayyım ve Kur’an Kursu Öğreticisi aday alımına yönelik sınav yapılacaktır. Tüm adaylarımıza muvaffakiyetler diliyorum”

  • Ali Erbaş’tan saldırıya uğrayan cemevine ziyaret

    Ali Erbaş’tan saldırıya uğrayan cemevine ziyaret

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara’da saldırıya uğrayan Şah-ı Merdan Cemevi’ni ziyaret etti. Erbaş’ı Cemevi Başkanı Kazım Erbektaş, Başkan Yardımcıları Fevzi Soylu ile Hüseyin Delibaş karşıladı. Erbaş, saldırıya uğrayan cemevi dedesi ve üyelerine geçmiş olsun dileyerek, “Mübarek muharrem ayı dolayısıyla ziyaret etmek istedim. Cenab-ı Hakk muharrem ayımızı hayırlara vesile eylesin. İkinci olarak geçtiğimiz günlerde yaşadığımız üzüntü verici olay oldu. Birkaç cemevine saldırı yapıldı. Allah’tan o şahıs hemen bir an önce yakalandı ve tutuklandı. İnşallah birliğimize, beraberliğimize kasteden bu tür olaylar bundan sonra hiç olmaz” dedi.

    “Biz kardeşiz, her zaman biriz beraberiz” diyen Erbaş, “Devletimize, milletimize anlayışı, mezhebi, inancı, ırkı ne olursa olsun hepimiz devletimizin birer muti vatandaşı olarak, birlik ve beraberlik içerisinde yaşama noktasında elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Muharrem ayı en kutsal aylarımızdan birisidir”

    Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının en büyük amacının birlik, beraberlik, kardeşlik, huzuru tesis etmek olduğunu belirterek, “Muharrem ayı bizim için en mukaddes aylarımızdan birisidir. İnşallah 10 Muharrem’de yine birliğimizi, beraberliğimizi göstereceğimiz güzel etkinlikler yapacağız. Cenab-ı Hakk, hayırlara vesile eylesin ve bu olayların bundan sonra hiç olmaması noktasında bizler elimizden geleni yapıyoruz. Cenab-ı Hakk, devletimizi, milletimizi ilelebet payidar eylesin inşallah” dedi.

    “Çirkin emellerine ulaşamadılar”

    Şah-ı Merdan Cemevi Başkanı Kazım Erbektaş ise cemevine saldıranların çirkin emellerine ulaşamadıklarına dikkati çekerek, “Çünkü bizler geçmişlerden bir takım dersler alarak geldik. Artık aldığımız o derslerle onların tuzağına düşmeyeceğiz. Tabii bütün canlara, bizim dışımızdaki bize destek veren, yanımızda olduklarını gösteren, bizzat gelerek, bizzat telefonlarla arayanlara çok çok teşekkür ederiz. Onların sayesinde canlarımızın, tüm halkımızın sağduyulu olmasına dikkat ediyoruz. Onun için de hepimiz el ele vererek bu üzerimizde dönen bir olayı bertaraf ettik” diye konuştu.
    Yapılan cemevi saldırılarını kınadıklarını belirten Erbektaş, “Bu saldırı sırf Şah-ı Merdan Cemevi’ne veya oradaki 3-5 kişinin veyahut inanç önderlerine yapılan bir saldırı değil, bu toplumumuza yapılan bir saldırıdır” vurgusunu yaptı.

    “Düşüncemizle, fikrimizle beraberiz”

    Muharrem ayının Müslümanlar açısından önemine değinen Erbektaş, “Böyle mübarek bir günde gerçekten hepiniz sağ olun, var olun. Düşüncemizle beraberiz, yüz yüze beraberiz, fikrimizle beraberiz” dedi.

    Ziyarette Erbaş’a Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt, Strateji Geliştirme Başkanı Hasan Güçlü ile Ankara İl Müftüsü Hasan Çınar eşlik etti

  • Teravih namazı nerede kılınacak? Diyanet açıkladı

    Teravih namazı nerede kılınacak? Diyanet açıkladı

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, başkanlık yerleşkesinde düzenlenen ‘2022 Yılı Ramazan Ayı Faaliyetleri Tanıtım Programı’na katıldı. Erbaş, ramazan ayına yaklaşmanın sevinç ve heyecanı içinde olduklarını belirterek, “1 Nisan Cuma akşamı kılacağımız ilk teravih namazının ardından cumartesi günü tutacağımız ilk oruç ile mübarek ramazan ayına girmiş olacağız. 2 yılı aşkın süredir dünyamızı etkisi altına alan salgın hastalık tedbirlerinin ardından bu yıl ramazan ayını daha bir heyecanla idrak edeceğiz. Teravihlerimizi, sahurlarımızı, iftarlarımızı kısacası ramazan ayını anlamlı ve unutulmaz kılan birçok eşsiz güzelliği bu sene hep birlikte ihya etmenin huzurunu yaşayacağız inşallah” diye konuştu.

    ‘FAALİYETLERİMİZİ BÜYÜK ORANDA YÜZ YÜZE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ’

    Erbaş, bu süreçte devam eden tedbirlere riayet edilmesi gerektiğini belirterek, “Salgın hastalık sebebi ile 2 yıl aradan sonra bu yıl teravih namazlarını camilerimizde cemaatle birlikte kılacağız. Hastalık belirtileri taşıyan kardeşlerimizin cemaate katılmamaları, hastalıkları geçinceye kadar hiç olmazsa sabretmelerini özellikle istirham ediyorum. Bu bağlamda, ramazan ayı boyunca irşad faaliyetlerimizi büyük oranda yüz yüze gerçekleştireceğiz. 5 vakit namazda olduğu gibi teravih namazı da camilerimizde cemaatle kılınacaktır. Camilerimizde ve Kur’an kurslarımızda mukabeleler okunacaktır. Camilerimizdeki mukabeleye katılamayacak olan vatandaşlarımız, ramazan ayı boyunca her gün Diyanet TV’de okunacak mukabeleleri takip edebilirler. Müftülüklerce uygun görülen cami ve mescitlerde hatimle teravih namazı kıldırılacaktır. ‘Alo 190 Dini Bilgilendirme Hattı’ ramazan ayı boyunca haftanın 7 günü 08.00-22.00 saatleri arasında vatandaşlarımızın hizmetinde olacaktır” dedi.

    ‘YALANIN YAYILMASINA SEBEBİYET VERMEK VEBALDİR’

    Ali Erbaş, doğruluğun en çok ihmal edildiği ve yalanın en hızlı yayıldığı yerlerin başında sosyal medya mecralarının geldiğini, internette ve sosyal paylaşım platformlarında birtakım insanların her türlü yalanı üretip paylaşabildiğini söyledi. Erbaş, “Oysa duyduğumuz bir haberin doğruluğunu araştırmadan paylaşarak, yalanın yayılmasına sebebiyet vermek, her şeyden önce kul hakkı olarak büyük bir vebaldir. Toplumsal birlik-beraberliğin zeminine yerleştirilmiş bir dinamittir. Onun için bu yıl ramazan ayı boyunca doğruluk temasını gündemimize alıp etraflıca işleyerek bir duyarlılık oluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

  • Diyanet’ten kripto para açıklaması

    Diyanet’ten kripto para açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Erbaş, “Kripto para caizdir denilemiyor. Güvenilir olmadığı ve istismara açık olduğu için caiz diyemeyiz” ifadelerini kullandı.

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş A Haber’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    “KRİPTO PARA CAİZDİR DENİLEMİYOR”

    Ali Erbaş, kripto paraların caiz olup olmadığına ilişkin soruya, “Güvenilir olmadığı ve istismara açık olduğu için caiz diyemeyiz” dedi.

    Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulumuz, insanları istismar etme ihtimalinin yüksek olması münasebetiyle şu anda kullanımının caiz olmadığını düşünüyor. Soranlara bu şekilde cevap veriliyor. Belli şartları var o süreç takip ediliyor. Şu an itibariyle insanların birbirlerine rahat ve güvenli şekilde kripto parayı kullanma ortamı oluşmaması nedeniyle, insanların insanlara zarar verme ihtimalinin henüz ortadan kalkmaması sebebiyle şu an caizdir denilemiyor. Şu an takip ediliyor” diye konuştu.

    “TEZ KONUSU OLARAK VERDİK”

    Ali Erbaş konuyla ilgili şöyle devam etti:

    “Bunu biz bir uzman yardımcısı arkadaşımıza tez konusu olarak verdik. Bir hocamız tez olarak bunu hazırlıyor. Tez bittikten sonra da tekrar görüşeceğiz. Ama şu an itibariyle kripto paralar için caizdir değildir diyemiyoruz.”

  • Ali Erbaş’tan ‘stokçuluk’ açıklaması

    Ali Erbaş’tan ‘stokçuluk’ açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak, elinde ürün olduğu halde daha çok kazanma hırsıyla piyasaya sürmemek yani ihtikara tevessül etmek, İslam’ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır. İnsaniyet açısından da kabul edilemez bir durumdur” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu’nda 40’ıncı İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın 18 maddeden oluşan sonuç bildirgesini okudu. Erbaş, insanlığın bir yanda israf, bencillik ve tüketim çılgınlığı, diğer yanda ise açlık, yoksulluk ve sefalet ile tasvir edilebilecek ciddi sosyal problemlerin kıskacında sıkıştığını belirterek, “Terör, göç, şiddet, salgın hastalık ve tüm dünyayı kuşatan adaletsizlikler insanların kahir ekseriyetini çaresizlik ve umutsuzluk girdabında zor ve karamsar bir hayata mahkum etmektedir. Bu durum sosyal ilişkiler bakımından küresel ölçekte ve psikolojik boyutta ciddi kırılmalara zemin hazırlamakta, maddi ve manevi bunalımlara neden olmaktadır” diye konuştu.

    ‘ŞİDDET ZİHNİYET BOZUKLUĞUDUR’

    Erbaş, şiddetin hayatın her alanına sirayet eden küresel bir sorun haline geldiğini belirterek, “İnsan onuruyla asla bağdaşmayan şiddet, bir davranış ve zihniyet bozukluğudur. Sebebi ve kaynağı ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın şiddeti meşru gören anlayış, töre ve geleneğin karşısında durarak şiddetin her türlüsüyle kararlılıkla mücadele etmek, en temel insani ve dini görevdir” dedi.

    İNSANİYET AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ’

    İslam’ın iyilik, isar, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma gibi erdemlerin toplumun tüm fertlerini kuşatacak bir anlayışla ikame edilmesini, birlikte yaşama ahlakına ve hukukuna özen gösterilmesini istediğini vurgulayan Erbaş, “Bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak, elinde ürün olduğu halde daha çok kazanma hırsıyla piyasaya sürmemek yani ihtikara tevessül etmek, İslam’ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır. İnsaniyet açısından da kabul edilemez bir durumdur” diye konuştu. Erbaş, ailenin korunmasına, güçlendirilmesine ve desteklenmesine yönelik hizmetlerin hayati öneme sahip olduğunu, aileyi olumsuz etkileyen, zayıflatan ve işlevsiz hale getiren anlayış ve yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergilemenin en temel görevleri olduğunu belirtti.

    ‘ALGI OPERASYONU MALZEMESİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ÜZÜCÜ’

    Erbaş, Diyanet’in gençlere yönelik dini rehberlik ve manevi destek hizmetlerine özel önem verdiğini söyleyerek, “Zira din istismarının aynı zamanda bir güvenlik meselesine dönüştüğü, istismarcı yapıların öncelikli hedef kitle olarak gençliği belirlediği bir ortamda, sahih dini bilgi ve medeniyet kodları ekseninde gençlerimize rehberlik etmek hayati öneme sahiptir” dedi.

    Özellikle sosyal medya mecralarında ‘fetva’ kavramı etrafında gelişigüzel tartışma ve paylaşımların dikkat çektiğini belirten Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü olarak gündeme gelen bazı konu ve metinlerin bağlamından kopartılarak ve çarpıtılarak tam bir algı operasyonu malzemesine dönüştürülmesi üzüntü vericidir. Aynı zamanda bu durum, dijital dünyada bilgiyi kullanma noktasında vahim bir dikkatsizliği ve kaygı verici bir ahlaki sorunu da ortaya koymaktadır. Dolayısıyla vatandaşlarımızın dini bilgi, görüş ve fetva gibi konularda doğrudan başkanlığımızın eserlerini, iletişim kanallarını, sosyal medya hesaplarını kullanması veya müftülüklerimize müracaat etmesi büyük bir öneme sahiptir” diye konuştu.

    ‘GÜNDELİK TARTIŞMALARIN İÇİNE ÇEKİLMEK ÜZÜNTÜ VERİCİ’

    İslam’ın evrensel mesajları, ilkeleri ve ölçüleri hususunda toplumu aydınlatmak, dinin hüküm ile değerleri ekseninde milleti ve insanlığa hizmet etmenin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlık sebebi ve anayasal görevi olduğunu söyleyen Erbaş, “Bu doğrultuda, her türlü farklı görüş ve düşüncenin, ideolojik, etnik ve politik yaklaşımın üzerinde kuşatıcı bir anlayışla hareket etmek, başkanlığımızın en temel hassasiyetidir. Hal böyleyken başkanlığımızın zaman zaman gündelik tartışmaların içine çekilmesi, doğru olmayan bilgilerle kurumumuzun ve mensuplarımızın yıpratılması son derece yanlış ve üzüntü vericidir. Bu sebeple din ve diyanet ile ilgili yazan, konuşan ve paylaşım yapan herkesin hakikate bağlılık konusunda çok daha hassas olması gerekmektedir” dedi.