Etiket: Alper Gezeravcı

  • Uzayda yetişen ilk bitki  Ege Üniversitesine ulaştı

    Uzayda yetişen ilk bitki Ege Üniversitesine ulaştı

    İlk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın uzayda gerçekleştirdiği 13 deneyden biri de Ege Üniversitesi bilim adamlarına ait deney oldu. Alper Gezeravcı’nın Tuz Gölü’nde yetişen “schrenkiella Parvula” isimli halofit bitkinin uzay ortamına karşı verdiği fizyolojik ve moleküler tepkilerini araştırdığı deneyi sonrası materyaller, Uluslararası Uzay İstasyonundan Ege Üniversitesine ulaştırıldı.

    Deney sonuçları kamuoyuyla paylaşılacak
    Bu önemli deneye ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin ‘Milli Uzay Programı’ kapsamında ilk kez bir astronotumuz uzaya gönderildi. Astronotumuz Alper Gezaravcı, 21 gün boyunca uzayda kaldı ve orada TÜBİTAK onaylı 13 farklı deney gerçekleştirdi. Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday’ın yaptığı, Doç. Dr. Barış Uzilday ve Prof. Dr. İsmail Türkan’ın da araştırma ekibinde yer aldığı ekstrem halofit olan ‘Schrenkiella Parvulanın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması-Extremophyte’ deneyi, Gezeravcı’nın uzaydaki ilk deneyi oldu. Uzayda tarımın yapılabileceğine dair ilk deney oldu. Tüm dünyanın gözü üniversitemizde gerçekleştirilen bu deneylerin sonucunda olacak. Yerkürenin tarımsal alanları sınırlı. İnsan nüfusu artıyor. Küresel ısınma çok fazla. Çevre kirliliği tüm dünyanın gündeminde. Dolayısıyla yeni keşiflere ihtiyaç var. Bu keşiflerin arasında Mars ve Ay da yer alıyor. Bunlar gelecekte tüm insanlığın gündeminde olacak. Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümüne gelen uzayda denenmiş materyaller, öğretim üyelerimiz tarafından takip edilecek. Uzayda tarımın başlangıcı adına da önem taşıyan deney sonuçları, üniversitemizce kamuoyuyla paylaşılacak. İlklerin üniversitesi olan üniversitemiz, bir ilke daha imza atmanın bahtiyarlığını yaşıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Milli Uzay Programı ile bilimin ışığında Türkiye Yüzyılı’nı Türk bilim yüzyılı yapmak için daha çok çalışacağız” dedi.

    “Uzayda tarımı başlattık”
    Proje yürütücüsü Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday, “Alper Gezeravcı, uzay istasyonuna ilk gittiği gün deneyimizi kurmuştu. 10 günlük bir büyümenin sonrasında Türkiye’den giden tohumlar, ilk kez Uluslararası Uzay İstasyonunda yetiştirilmiş oldu. Böylelikle Türkiye’de ilk uzay tarımını da başlatmış olduk. Yetişen örneklerimiz, astronotumuz Alper Gezeravcı tarafından hasat edildikten sonra bir fiksatif solüsyonun içine yerleştirildi. O solüsyon içerisinde yer çekimsiz ortam koşullarını tamamen sabitledik. Daha sonra Uluslararası Uzay İstasyonunda eksi 80 derecede depolandı ve geldiği kapsülde yine aynı koşullarda dünyaya getirildi. En sonunda da Axiom-Space aracılığı ile bizlere kargo yoluyla ulaştırıldı” şeklinde konuştu.

    “Tarihi bir ana tanıklık ediyoruz”
    Tarihi bir ana tanıklık ettiklerini belirten Doç. Dr. Barış Uzilday da, “Tarihi bir ana tanıklık ettiğimiz için çok heyecanlıyız. Ülkemizin uzayda yetiştirdiği ilk bitkinin örnekleri kuru buz içerisinde bize ulaştı. Araştırmamızın pek çok farklı yönü var. İlk olarak halofit bir bitkinin kullanılması önemli. Bu bitki aynı zamanda ağır metal ve düşük sıcaklık dereceleri gibi farklı streslere tolerans gösteriyor. Bitkimiz ileride Ay veya Mars’ta tarım yapılmasına ve oradaki toprağın ıslah edilmesine öncülük edecek. Bundan sonraki aşamada bitkimizin öncelikle RNA’larını izole edeceğiz. Yerçekimsiz ortamda ve tuz koşulunda hangi genlerin ortaya çıktığını inceleyeceğiz. Çünkü bu koşullara bitkilerin adapte olmaları için farklı mekanizmalar var. Bu mekanizmalardan hangilerinin aktifleştiğini anlayabilirsek, ileride bunu tarım bitkilerine aktarma olasılığımız da olacak. Böylelikle uzayda daha ileriki zamanda kurulacak kolonilerde tarım yapmamızı kolaylaştıracak, ortama daha iyi uyum sağlamış bitkileri yetiştirmemize olanak sağlayacak” dedi.

  • “Türkiye’nin uzaydaki rolünü güçlendirdik”

    “Türkiye’nin uzaydaki rolünü güçlendirdik”

    Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki başarılı misyonun ardından Axiom Mission 3 (AX3) mürettebatı, Dünya’ya sağ salim döndü. Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, “Türkiye’nin uzaydaki rolünü güçlendirdik. AX3 boyunca çok şey başardık, ama bu sadece başlangıç” dedi.

  • “Bu sadece bir yolculuğun başlangıcıydı”

    “Bu sadece bir yolculuğun başlangıcıydı”

    Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın yer aldığı uzay misyonu Axiom-3 (Ax-3) mürettebatı Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki çalışmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Gezeravcı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) 18 gün boyunca gerçekleştirdikleri çalışmalar ve deneyimler hakkında bilgi verdi. Uzaya giden ilk Türk astronot olmanın çok büyük bir onur ve ayrıcalık olduğunu belirten Gezeravcı, “Bu tarihi misyonda Türkiye’yi temsil ettim ve ülkemin uzay keşif girişimlerinde katkıda bulunma şansı yakaladım. Ax-3 misyonu, gururlu Türkiye’nin yeni yüzyılına önemli bir iz bıraktı” dedi.

    Uzay misyonunun Türk halkını birleştirmeye yardımcı olduğunu belirten Gezeravcı, “Misyon, geçtiğimiz yıl bu ay bir doğal afetle sarsılan milletime umut verdi. Ax-3 misyonu Türkiye’nin son yüzyılda kaydettiği değişim ve ilerlemeyi yansıtması açısından sembolikti” ifadesini kullandı.

    Gezeravcı, uzay görevinin milli bir gurur duygusu oluşturduğunu, uzay araştırmalarını yücelten olumlu ve iddialı bir etki oluşturduğunu belirterek, “Türkiye’nin küresel sahnedeki rolünün ilerlemesini sağlayarak bugüne kadar mümkün olmayanı keşfetmeye ilerliyoruz” dedi.

    “Bu sadece bir başlangıç”

    Gezeravcı, “Ax-3 ile çok şey başardık ama bu sadece bir başlangıç. Bu misyon ve başarı bizim için bir varış noktası değildi. Bu sadece bir yolculuğun başlangıcıydı. Ülkemizin tarım çalışmalarını alçak dünya yörüngesine taşıdık, 70’in üzerinde hastalıkla mücadele edecek yapay zeka sistemini test ettik ve Türkiye’nin hızla gelişen ulusal uzay programı kapsamında astronot bakımına yönelik en iyi uygulamaların geliştirilmesine yardımcı olduk” şeklinde konuştu. Görevin tüm aşamalarındaki uyum için mürettebata teşekkürlerini ileten Gezeravcı, “Bu misyon muhteşem bir deneyimdi. Artık Türkiye’nin gelecek yüzyılı için galaktik hedeflerine dayanan uzaydaki geleceği için ileriye bakma zamanı” diye konuştu.

    Türk gazetecinin sorusunu yanıtlayan Gezeravcı, süreçte herhangi bir zorlukla karşılaşmadığını ifade ederek, “Tüm hazırlık süreci boyunca zihinsel, fiziksel ve psikolojik olarak gerçekten çok iyi hazırlandığımızı düşünüyorum. Yani aşamaların hiçbirinde gerçekten herhangi bir zorluk hissetmedim” dedi. Uzay görevinin Türkiye için önemini anlatan Gezeravcı, “İnsanların bir araya gelmesine katkı sağladı. Tüm ulus üzerindeki duygusal etkisini gördük” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevi açıkladığı anın dikkat çekici olduğunu kaydeden Gezeravcı, “Bu misyon tüm milletin ortak iradesini bünyesinde barındıran bir misyondur” dedi.

  • Alper Gezeravcı, Üniversitede ders verecek

    Alper Gezeravcı, Üniversitede ders verecek

    Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) çevrim içi ders verecek.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulundu.

    “Sektör Kampüste” programı ile sektör profesyonellerini üniversite öğrencileriyle buluşturmaya devam ettiklerini belirten Kacır, “Alper Gezeravcı, bu dönem İTÜ’de ders verecek.” ifadesini kullandı.

    HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KONULARINDA DERS VERECEK 

    İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:

    “İTÜ’de yine bir ilke imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, “Sektör Kampüste” programı kapsamında “Special Topics in Aeronautical and Astronautical Engineering” adlı dersi çevrim içi olarak üniversitemizde verecek.”

    KAYNAK: NTV

  • Alper Gezeravcı, “Kara delik var mı?” sorusunu yanıtladı

    Alper Gezeravcı, “Kara delik var mı?” sorusunu yanıtladı

    Uzay  yolculuğunun başladığı günlere ilişkin anısını paylaşan Gezeravcı, “Çok şükür devletimizin güçlü iradesiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla, yıllardır mahrum kaldığımız ama fazlasıyla hak ettiğimiz uzaydaki yerimizi adım adım almaya başladık. Yüz yıllık tarihimizde bu alanda herhangi bir tecrübe imkanı bulamamış olmamıza rağmen insanlı uzay görevlerinde ilk defa gittiğimiz ve vatanımızda insanımızın tecrübelerinden faydalanma imkanımızın olmadığı bir alanda alnımızın akıyla hedef koyduğumuz bütün deneyleri, bütün hedefleri gerçekleştirerek, çok şükür hakkını vererek bu görevi tamamlayıp ülkemize döndük.” diye konuştu.

    Sonraki çalışmalara hazırlık talimatı almış 

    Gezeravcı, bilim misyonları sonuç aşamalarının tahlil ve analiz sürecinin devam ettiğini vurgulayarak, “Yıllardır fazlasıyla hak ettiğimiz, bünyemizde bulunan potansiyel gücümüzü tetikleyecek, özgüvenimizin ayağa kaldırmasına vesile olması açısından artık tereddütsüz, kuşkusuz istediğiniz şekilde yürüme şansınız var. 19 Ocak’ta başlattığımız görevi 9 Şubat tarihinde tamamladık. 3 gün sonrasında Türkiye’ye ulaştık. Daha bir haftası geçmeden ayağımız tozuyla girdiğimiz ilk toplantıda verilen talimat, bir an önce bundan sonra yapılacak görevlerin de planlaması yönünde işlem adımlarına başlamamız yönünde oldu.” ifadelerini kullandı.

    “Kara delik var mı? Gördünüz mü”

    Gezeravcı, bir öğrencinin, uzay yolculuğu sürecinde yaşadıklarını sorması üzerine, “Atmosfere geliş aşaması, dönüş kısmındaki en riskli bölüm. Gidişte de fırlatma gerçekleştikten sonra maksimum dinamik basıncın yakalandığı bir nokta var. En kritik bölümü teşkil ediyor. Roketin üzerinde yanma ve hızlı katediş ve farklı reaksiyonların gerçekleşmesi neticesinde, üzerine gelen fiziksel şartların maksimum seviyeye ulaştığı an. Yaklaşık 3 ila 55 kilometre arasında bir kısım var. ‘Kara delik var mı, gördünüz mü’ diye soruluyor. Eğer tabire karşılık edecek bir şey varsa orası bir kara delik. Bu bölüm kontrolsüz bir bölüm. Hiç kimsenin oraya müdahale etmeye gücü yetmiyor. Kontrollü bir şekilde giriyorsunuz. Kontrolsüz bir bölgenin içinden geçiyorsunuz. O alan içerisine girdiğiniz andan itibaren her türlü dışarıdan iletişim kesiliyor. Hiçbir komut alamıyor, iletişim kurulamıyor.” diye cevap verdi.

    Kapsülden kendi çıkmak istemiş

    Dünyaya ayak bastığında yaşadıklarına ilişkin Gezeravcı, “Kapsülün dışına çıkmak için normalde iki kişi eşlik ediyor. Diğer iki arkadaşımız onların eşliğinde alındıktan sonra sıra bana geldiğinde, ‘Müdahale etmeyin. kendim çıkmak istiyorum’ dedim. Önce biraz tereddüt ettiler. Rahat bir şekilde çıktığımı gördüler. Dışarıda iki doktorumuz karşıladı.” dedi.

    Gezeravcı, astronotluğun zorlu taraflarının sorulmasına ise her mesleğin kolay veya zorlu yanları olduğunu söyledi.

    Her meslek dalının biraz daha emek sarf edilmesi gereken yerleri olduğuna işaret eden Gezeravcı, “Niyet ettikten ve bir yola başvurduktan sonra herkes bu işi yapabilir. Hayallerimi bugüne kadar hep engellemiş olmam sebebiyle olmaması gereken en son kişi belki bendim. Yani hayallerime bile almamış bir insan olarak, devletimiz buna imkan verdi, bize yürüyecek bir yolu açtıktan sonra ben olduysam, şu anda bu yaşta sizin hayallerinizi engellemenize gerek yok. Dolayısıyla astronot olmak birçok zor meslek dalını icra eden başka insanlarımızın meslekleriyle eş değer zorluklara sahip. Fiziksel şartları farklı ama nihayetinde uzaydan gelen insanlar değil. Uzaya geçici, gidip dönen insanlar. İçinizden çıkmış insanlar.” diye konuştu.

    En keyifli zamanı dünyayı izlemek olmuş 

    Gezeravcı, görevin en keyifli anlarının ne olduğu sorusuna, “Bize de verilen ödevler, oraya götürdüğünüz 13 tane deneyin tamamlanmasıydı. Çok şükür planlı takvim dahilinde ödevlerimizi, deneylerimizi tamamladık. Kalan zamanda Türkçe’de ‘kubbe’ anlamına gelen, içi de camlarla bezenmiş bütün dünyayı gözleyebildiğim, geceyle gündüzü her 90 dakikada rüya aleminde gibi izleyebildiğimiz bir ortam vardı. Orada geçirdiğimiz zaman dilimi de en keyifli zamandı.” karşılığını verdi.

    ISS, 2-3 Günde bir Türkiye’nin üzerinden geçmiş 

    Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) dünyayı gözlemlediğindeki duygularının sorulmasına da Gezeravcı, “Yeryüzündeki gördüğünüzde büyülendiğiniz mekanlar oluyor. Bu mekanların tamamını bir arada olduğunu, hepsini aynı anda gördüğünüz anı düşünün. O anın cazibesi, mükemmel bir şey. ISS’nin üzerinden geçtiği bir noktada ülkemizin dünya haritasında bile yerini gördüğümde her zaman heyecanlanmışımdır. Arkadaşlardan ülkesinin üzerinden geçmediği için üzülenler vardı. Ülkemizin üzerinden her 2-3 gün içinde geçiş yaptık. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Kendi ülkesini, güzelliklerini aynı anda tek bir karede görebilmek müthiş bir tecrübeydi.” diye konuştu.

  • “Görev başlayana kadar hayalini bile kuramazdım”

    “Görev başlayana kadar hayalini bile kuramazdım”

    TGRT Haber’in Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) özel konuğu olan Alper Gezeravcı, uzay yolculuğunun öncesinde ve sonrasında yaşadıklarını paylaştı. 29 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Teknofest’te bu açıklamanın yapılmasından çok öncesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitimlerimize başladıklarını ifade eden Gezeravcı, “Bu sürecin devamında çok sıkı, yoğun bir hazırlık süreci geçirdik. Bu eğitimin bileşenleri olan NASA, uluslararası uzay istasyonunda modülleri bulunan Japonya Uzay Ajansı bünyesinde, Avrupa Uzay Ajansı’nın bünyesinde keza Türkiye’ye kendi ülkemize geri dönüp orada gerçekleştireceğimiz bilim deneylerini burada bizzat tasarlandığı bir araya getirildiği laboratuvarlarda ilgili bilim adamlarımızın eşliğinde hazırlık süreçlerini gerçekleştirdik. İlave olarak bu uluslararası uzay istasyonu içerisindeki faaliyetlere yönelik hazırlık sürecimizdi. Bir de ilave olarak oraya gidişimizi gerçekleştirdiğimiz dokuz roketi ve Dragon kapsülünün hem üreticisi hem de işletici pozisyondaki SpaceX firmasının bünyesinde fırlatmaya yönelik özel eğitimlerimizi tamamladık. Bunların tamamı 8 – 8,5 aylık bir sürenin içerisine sığdı. Yoğun bir hazırlık süreciydi” dedi.

    Uzaya ayak basamadığını belirten Gezeravcı, “Maalesef yer çekimsiz bir ortam bizi karşıladı. Ama ilk istasyona eriştiğimiz andan itibaren daha öncesinde de Dragon kapsülü içerisinde fırlatma esnasında kalemle üçüncü dakikadan itibaren yer çekimsiz ortama o teoride hattı çizilen irtifaya kat ettikten itibaren ortamın etkisinin ne derece belirgin olduğunu tespit ettirmek amacıyla kalemle teste başlamıştık. Devamında da direkt Dragon kapsülünün içerisinde koltuğundan çözüldüğüm anda ve kapsülün içerisinde serbest dolaşıma başladığım andan itibaren sonrasında uluslararası uzay istasyonuna eriştiğimiz ve oradaki faaliyetlerimize başladığımız andan itibaren hiçbir adaptasyon ve uyum problemi yaşamadım” diye konuştu.

    13 farklı deney çalışması hakkında bilgi veren Gezeravcı, Tuz Gölü’nden alınan bitki hakkında ise şunları söyledi:
    “Bu bitki dünyanın farklı bölgelerinde yetişen endemik bir türdür. Türkiye’de de Tuz Gölü bölgesinden seçilmiş olmasının özel bir önemi var. Bu da yakın zamanda NASA’nın resmi literatürlerinde aslında yer bulan bir bitki oldu. Bizim deneyimize söz konusu olmakla birlikte. Hakikaten farklı iklimlendirme şartlarına, farklı yetişme şartlarına mukavemet gösterilen çok farklı ve dayanıklı bir bitki. Tuz stresine maruz kalma ve ortaya koyduğu direnç reaksiyonu gözlemleme açısından sıra dışı bir deneydi. Neye hizmet ediyor? Uzay ekosistemi çok büyüyor. İlerleyen yıllarda Ay ortamında, daha sonrasında Mars ortamında kurulması planlanan farklı hayat ortamları olacak. Bu ortamların beraberinde oluşturacağı ekosistemden pay alabilmek, buradaki döngüye katkıda bulunabilmek ve dünyanın bu alanda hakikaten hak ettiğimiz şekilde paydaş olan ülkelerinden biri haline gelebilmek için öncü çalışmalarının habercileri bunlar. Uluslararası Uzay İstasyonu insanoğlunun bugüne kadar bir araya getirmiş olduğu işletmesini gerçekleştirdiği en pahalı ve en karmaşık bilimsel bir laboratuvar. Her ne kadar yaşam alanımız da aynı bölgenin içerisinde gerçekleşse de 24 saat faaliyet döngüsü devam eden hiç durmadan çalışan bir bilimsel laboratuvar niteliğindeydi. Bizim dünyada uyumaya giderken alışık olduğumuz şartlar orada mevcut değildi. Dünyada gerçekleştirdiğimiz bilimsel deneylerde maruz kaldığımız fiziksel şartların çok ötesinde farklı döngüler mevcuttu orada. Bu ortamın dünyada yer çekimi ortamında gerçekleştiremediğimiz deney adımlarını gerçekleştirebilmek, ihtiyaç halinde de tekrarlarını yapabilmek adına müthiş fırsatlar bize sunuyordu.”

    “Ülkemin bana sağlamış olduğu, imkan tanıdığı eğitim şartlarıyla bugünlere gelebildim”

    İlk andan itibaren de ön görülen, beklenen uyum adaptasyon sıkıntılarının maruz kalmadığımdan ötürü 1. saatten itibaren bu kısıtlı olan zamanımızın her anını değerlendirme fırsatı bulduğunu belirten Gezeravcı, “Deney düzeneklerimiz zaten belli bir plan dahilinde faaliyete geçirildi. Ama o öngörülen ilk 2-3 gündeki faaliyetsizlik sürecini de oryantasyon sıkıntısı yaşamamış olmam sebebiyle kullanabilme imkanım oldu. Bugünlere zaten gerçekleştirdiğimiz ve çok şükür başarıyla sonuçlandırdığımız bu misyona geliş aşamasında eriştiğim nokta tamamen ülkemin imkanlarıyla eriştiğimiz bir nokta. Ülkemin bana sağlamış olduğu, imkan tanıdığı eğitim şartlarıyla bugünlere gelebildim. Bundan sonra da ülkemin vereceği her türlü göreve hazır vaziyette bekliyor durumdayım. Uzay ortamında gerçekleştirdiğimiz bu ilk görev esnasında gerek içinden geçtiğimiz eğitim süreçleri gerek orada görevin icrası esnasında elde ettiğimiz tecrübelerin ülkemizin çok dinamik ve kararlı uzaya yönelik yeni yatırımlara yöneldiği bu dönemde dikkate alınması vesilesiyle bu görev tevdi edildi. Görevin akışı esnasında da Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır başkanlığında ilk toplantımızı daha bu hafta direkt gerçekleştirdik. Çok büyük bir ivmeyle daha yeni görevi sonlandırmamış olmamıza rağmen bundan sonra atılacak adımların planlama çalışmaları daha ilk toplantımızdan itibaren başladı. Bundan sonra bu sadece bir başlangıçtı. Bir ya da varış hikayesi değildi. Dolayısıyla daha devamında göreceğiniz çok adımlar olacak. Bu noktada da yaptığımız ilk astronot ve bilim misyonunda elde ettiğimiz gözlemler tecrübelerimizle bundan sonraki karar adımlarını alma noktasında buradan faydalanıyor olacağız” diye konuştu.

    “Tarihimizde ilk defa teşebbüs ettiğimiz, hak ettiğimiz konuma bir an önce hızlı adımlarla erişme noktasında atılmış kararlı adımların ikincisi olacak”

    Astronot Tuva Cihangir Atasever’in de yoğun hazırlık süreçlerini uzun bir müddettir sürdürdüğünü ifade eden Gezeravcı, “Bu bir yörünge altı uçuşu olacak. Ancak içeriğinde yine farklı bilimsel denemelerin deneylerin gerçekleştirileceği bir uçuş olacak. Aynı zamanda uzayda gerçekleştirdiğimiz görev çeşitliliği açısından da önemli bir adım. Tarihimizde ilk defa teşebbüs ettiğimiz, hak ettiğimiz konuma bir an önce hızlı adımlarla erişme noktasında atılmış kararlı adımların ikincisi olacak. Daha nicelerde yakın zamanda gelecek kısmet olursa. Kamera karşısında ekran başında görmüş olduğunuz aynı değişiklikleri sizden biraz daha önce fark ettik. Çünkü bağlantı yaptığımız süreden çok daha öncesinde bu değişimler başladı. Yer çekimsiz ortama ilk nüfuz ettiğimiz Dragon kapsülünün içindeyken dahi o 4 kişilik ekip olarak birbirimizin yüzündeki o genişlemeyi gözlemleme imkanımız oldu. Farklı bir şekilde yer çekimi ortamında kanın vücudun üst bölgelerine transfer etmeye çalıştığı kan belli bir mukavemetle karşılaşıyor ve vücudun alt bölgelerinde toplanıyor. O noktada bu aynı direnci gösteren kalbin vücut sıvısını daha üst noktalara taşıma imkanını rahatlıkla bulması vesilesiyle yüz bir anda genişliyor. Daha böyle çekik gözler, daha geniş yüz hatlarıyla bu değişimleri fark ettik. Onun haricinde mukavemet gösterme ihtiyacı olduğunu zorlandığım herhangi bir fiziksel değişme olmadı. Yıldırımlar farklı elektrik yüklerinin farklı bulut kütleleri içerisinde bir araya gelmesiyle oluşan ve yeryüzüne toprağa erişen ve hep yeryüzünden görmeye alıştığımız en değişik ortamda da belki bir uçağın içerisinde seyahat esnasındayken görme imkanı bulduğumuz süreçler ve farklı oluşumlar. Bunun ilk defa bulutların üzerinden nasıl göründüğünü gözlemleme imkanı oldu. Bu değişik bir tecrübeydi mesela” diye konuştu.

    Gençlere de tavsiyeler veren Gezeravcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Ben 44 yaşında hasbelkader bu göreve nail olabilmiş, Türkiye’nin başardığı bu görevi gözlemleyebilmiş bir insanım. Bugüne kadar da bu görev gerçekleşene kadar bu hayale teşebbüs edememiş bir insanım. Hiçbir zaman hayalimin bir parçası olmamıştı. Filmlerin, belgesellerin içerisinde gördüğümde de hep kendime telkinim bu hayal başka milletlerin hayali elinde olan mutluluklarla tatmin olmayı bil ve elinde olanla mutlu ol diye kendime telkin ederdim. Artık sevgili kardeşlerimin bu ülkenin bir vatandaşı olarak potansiyelleri çok yüksek. Kendilerine olan özgüveni ayakta tutsunlar. Potansiyellerine güvensinler. Bundan sonra benim gibi hayallerini kısıtlama ihtiyaçları artık söz konusu değil. Arzu ederlerse memleketimizin, Türkiye’nin güçlü iradesiyle bu yolda onlar için açılmış durumda. Potansiyellerini arzu ettikleri her alana tatbik etme imkanları var. Yolları bahtı açık olsun. Gelecekleri parlaklık olsun.”

  • Alper Gezeravcı yeni görevine atandı

    Alper Gezeravcı yeni görevine atandı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan atama kararına göre; İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı, Türkiye Uzay Ajansı Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi. Söz konusu atama kararına göre ayrıca Arif Güzel, Mustafa Arif Karabeyoğlu, Elvan Kuzucu Hıdır, Mustafa Mehmet Nefes ve İsmail Doğan yönetim kurulu üyeliğine getirilen diğer isimler oldu.

  • Alper Gezeravcı yurda döndü

    Alper Gezeravcı yurda döndü

    Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 21 günlük uzay görevinin ardından yurda döndü. Ax-3 ekibinin bir üyesi olarak Dragon kapsülüyle Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) giden Gezeravcı, görev süresi boyunca 13 bilimsel deneye imza attı. ISS’te olan görev süresinin sonunda Dragon kapsülüyle ABD’nin Florida eyaleti açıklarına inen Gezeravcı ve Ax-3 ekibi ile birlikte bir süre gözlem altında tutuldu.
    Gözlem sürecinin ardından ailesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı’na ait uçakla Türkiye’ye gelen Gezeravcı için Esenboğa Havalimanı’nda karşılama töreni düzenlendi. Gezeravcı’yı havalimanında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Uzay Ajansı Yusuf Kıraç, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ve öğrenciler karşıladı.
    Karşılamanın ardından Gezeravcı’nın basın toplantısı gerçekleştirmesi bekleniyor.

    “Hedeflere erişebilmiş olmanın mutluluğuyla ülkeme geri döndüm”

    Türkiye’ye dönmekten çok mutlu olduğunu söyleyen Gezeravcı, “Maneviyatı yüksek olan bir ülkenin hakikaten içten, samimi insanlarıyla, Türk vatandaşlarımızla tekrar bir araya gelmek, kavuşmak belki de bu yolculuğun en güzel sonlanan kısmıydı. Ben görevin ilk başlangıç anından itibaren konulan hedef, bugüne kadar hakikaten hayallerimizin sınırını teşkil eden gökyüzündeki gözümüzle görebildiğimiz sınırları bertaraf eden hedeflere erişebilmiş olmanın mutluluğuyla ülkeme geri döndüm. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde bana düşen sorumluluk ülkemin bugüne kadar bana sağlamış olduğu eğitimle, bana kazandırmış olduğu kabiliyetlerle ülkeme borçlu olduğum bütün bu imkanları seferber ederek gerçekleştirdiğimiz görevin gerisinde, görevin hazırlık sürecinde bu günlere kadar gelmesini sağlayan, öncelikle ortaya koymuş olduğu güçlü iradeyle sayın Cumhurbaşkanımız, devletimizin bütün kurumları, görevin icrası sürecinde bir çarkın mükemmel işleyen dişleri gibi hiçbir aksaklığa mahal vermeksizin hazırlık sürecimi çok kolay hale getiren ve görevin icrasında hiçbir aksaklığa mahal vermeyecek şekilde bütün hazırlık sürecini yürüten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Türkiye Uzay Ajansımız ve TÜBİTAK’ın değerli çalışanlarına minnettar olduğumu ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.

    “Bu sadece bir başlangıçtı, bir yere varış hikayesi değildi”

    Bu görevin Türk astronot ve bilim misyona adı altında gerçekleştiğine dikkati çeken Gezeravcı, “Türkiye’nin ilk astronotu olarak geleceğimizin teminatı az önce karşılaştığımız sevgili kardeşlerimize orada gerçekleştirdiğimiz her bir deneyi temsil eden birer bayrağı elden teslim ederek bundan sonra başlayan kutlu yolculuğumuzun bayrak değişimini gerçekleştirmiş olduk. Sayın bakanımızın da çok güçlü bir irade ile az önce ifade ettiği şekilde bu sadece bir başlangıçtı, bir yere varış hikayesi değildi. Devletimizin güçlü iradesini sadece burada bizler değil, görevin icrası esnasında hazırlık yaptığımız yurtdışındaki farklı kurumların bileşenleri Uluslararası Uzay İstasyonunda hazırlık sürecimizi gözlemleme imkanı bulmayan ama orada gerçekleştirdiğimiz deneyleri birebir bizimle birlikte icra aşamasında vakıf olan ve hayranlıklarını, yaptığımız işleri hakikaten gönülden tebrikleriyle dile getiren insanların duygularıyla geriye döndüm. Ülkemin bu alanda ortaya koymuş olduğu, geçmişimizde bu noktada yapmış olduğumuz hiçbir görev olmamasına rağmen gerçekleştirdiğimiz ilk görevin bu derece başarıyla sonlanmasından ötürü en içten samimi tebriklerini dile getiren ve bu konuda attığımız adımın ataletin güçlülüğünü hakikaten gözlemleyerek dile getiren insanların bize yüklemiş olduğu mutlulukla geri döndüm ülkeme. Ben ülkemin hakikaten bu konuda atmış olduğu adımın ve geleceğe yönelik koymuş olduğu hedeflerin güçlü duruşu noktasında görevi icra eden bir kişi olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak yurt dışındaki basın yayın kanallarında ülkemize ilişkin hakikaten son derece gurur verici ifadelerden ve yorumlardan almış olduğum ilk izlenimlerle müthiş bir şekilde gururlanmış olarak ülkeme geri döndüm. İnşallah bundan sonra çok daha büyük ataletle büyüyerek devam edecek. Çok daha ileri noktalara gidecek. Sayın bakanımızın az önce de ifade ettiği gibi dünyanın bugüne kadar paylaşmış olduğu bizim de ülke olarak fazlasıyla hak etmiş olduğumuz uzaydaki yerimizi bu ekosistemde fayda sağlayacak, pay alacak şekilde adımların atılacağını inşallah çok kısa süre içerisinde göreceğiz” dedi.

    “Devletimizin atmış olduğu bu güçlü adımlarla hak ettiğimiz öz güveni ayağa kaldırdık”

    Bundan sonraki sürecin daha da ileri seviyelerde gerçekleşeceğini söyleyen Gezeravcı, “Bugüne kadar eksik olan tek şeyimiz damarlarımıza dolaşan asil kanın bize vermiş olduğu o yüksek potansiyelin sadece farkında olamayışımızdı. Devletimizin atmış olduğu bu güçlü adımlarla hak ettiğimiz öz güveni ayağa kaldırdık. Bundan sonra da çok daha koşar adımlarla ileriye gitmeye devam edeceğiz. Ben tekrardan ekranları başında da bizleri izleyen tüm vatandaşlarımıza her aileden birer ferdin bizimle birlikte oraya gittiğini hissettiğimi dile getiriyorum. Bu başarı bireysel bir başarı değil. Bu başarı Türkiye’deki her hanenin içerisinden birer çocuğun başarısıdır. Gelecekteki kutlu yürüyüşümüz herkes için hayır uğurlu olsun, teşekkür ederim” diye konuştu.
    Basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlamaya başlayan Alper Gezeravcı ilk olarak 10 yaşındaki bir çocuğun “Yaptığınız deneyler sonucunda gelecekte biz nasıl bir teknoloji, nasıl bir dünya bekliyor?” sorusuna “Sizler bu başlatılmış olan projelerin devam eden adımlarının parlayan yıldızısınız. Bundan sonra artık okullarınızda şu anda değerli öğretmenlerimizin size minik deney setleriyle göstermiş olduğu o kabiliyetlerini sergileyebileceğiniz küçük denemelerin aslında ne tür büyük alanlara erişebileceği noktasında sadece birer ilk izlenime sahip oldunuz. Bundan sonra o bilim insanlarımızın gerçekleştirilmek üzere bana teslim etmiş olduğu deneylerin o bütün hazırlık süreçlerinin gelecek adımlarına sizler imza atacaksınız” şeklinde cevap verdi.

    “Devletimin emrindeyim”

    Gezeravcı, bundan sonraki uzay misyonları ile ilgili görev almaktan çekinmeyeceğine vurgu yaparak, “Ben bu günlere devletimin bana vermiş olduğu eğitimle, devletimin bana kazandırmış olduğu imkanlarla geldim. Bundan sonra da devletimin emrindeyim” şeklinde konuştu.

    “Yaptığımızın bir uzay seyahati olmadığını ben çok rahatlıkla ifade edebilirim”

    Uzay yolculuğuna dair yapılan “turistik bir gezi” eleştirilerine cevap veren Gezeravcı, “İyi ya da kötü herkesin düşüncesine saygı duyuyorum. Herkesin eleştirisi bize bir şeyler katıyor. Bir şeyler düşünmemize vesile oluyor. Ancak bu değerlendirme yaparken objektif kriterlerle işin hakikaten bugüne kadar değerlendirmesini yapma, haiziyetine sahip konumda, belki tecrübe birikimine sahip olmak biraz önemli. Biz 8 aylık eğitimi bitirdiğimiz noktada bu eğitimi veren kurumların değerlendirici birimleri tarafından aldığımız yorumlarla çok mutlu olduk. Sadece bir birey olarak ben değil, 4 kişilik oradaki görevi icra eden ekibe yönelik son eğitimin ardından yapmış olduğu yorumlardan son derece mutlu olduk. Katılımcı diğer 3 ülkenin de farklı süreçlerin içerisinde dar bir takvimin içerisinde hazır sürecine başladık. Aslında gerçekleştirdiğimiz hazırlık süreçleri, regülasyonlar gereğince o görevin icrasına yönelik olarak olmuş olan standartların karşılanması, o zorlukların yerine getirilmesi noktasında eğitimler için ayrılmış zaman dilimi rutinde uygulanan zaman diliminin çok daha altındaydı. Bu kadar kısıtlı bir zaman dilimine rağmen onların da acabalarla sürece başladıkları bir noktada bu derece başarıyla ve bu derece hakikaten onların da gözlemlerinde şaşırdıkları pozitif bulgularla sürecin sonlanması neticesinde müthiş geri beslemeler aldık eğitimin bitiş toplantısında. Kendilerini de belki bugüne kadar yürüttükleri bu eğitim süreçleri için koyulmuş olan standartlar noktasında yeni değerlendirmeler yapma gereklilikleri hissettiklerini dile getirdiler. Dolayısıyla yaptığımızın bir uzay seyahati olmadığını ben çok rahatlıkla ifade edebilirim” dedi.

    “Ülkemizde bilime ve bilim insanlarımıza verdiğimiz değer ve sunduğumuz imkanı apaçık göstermesi açısından da bu misyon bizce çok kıymetlidir”

    Türk bilim insanlarının hazırladığı on üç bilimsel deney, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki laboratuvar altyapısında mikroyerçekimi şartlarında, Astronot Alper Gezeravcı tarafından başarıyla tamamlandığını vurgulayan Kacır, “İnsanlı ilk uzay bilim misyonumuz, biyoloji, tıp, genetik, fizik, malzeme bilimi disiplinlerinde bilim insanlarımızın yürüttükleri araştırmalara önemli kazanımlar getirecektir. Astronotumuzca gerçekleştirilen deneylerde, uzaydaki mikroyerçekimi ve diğer şartların insan sağlığı, fizyolojisi ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri araştırıldı. Yeni nesil alaşımların geliştirilmesine; uzayda elektronik kart üzerine bileşen montajına, uzay aracı motorlarını daha verimli hale getirmeye yönelik araştırma projeleri yürütüldü. Bitkilerle, alglerle, propolisle uzay yaşam destek sistemlerinde yapılacak çalışmalara yönelik araştırmalar yapıldı. Bilim insanlarımızın yürüttüğü projelerin her birinin kıymetli neticeler doğuracağına inanıyoruz. Esasen, sadece bu görev kapsamında yürütülen 13 bilimsel deney için değil; ülkemizde bilime ve bilim insanlarımıza verdiğimiz değer ve sunduğumuz imkanı apaçık göstermesi açısından da bu misyon bizce çok kıymetlidir” şeklinde konuştu.

    “Bilime ve bilimsel araştırmalara en üst düzeyde değer vermeye devam edeceğiz”

    Bilime ve bilimsel araştırmalara en üst düzeyde değer vermeye devam edeceklerinin altını çizen Bakan Kacır, “Ülkemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde bulunan bilim insanları, Türkiye’nin bilimsel araştırmaları gerçekleştirme çaba ve kapasitesini bu misyon vesilesiyle takip etme imkanına sahip oldular. Bilime ve bilimsel araştırmalara en üst düzeyde değer vermeye devam edeceğiz” dedi.

    “Bilim toplumu olma istikametinde ülkemiz için yeni bir başlangıç olmuştur”

    İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı’nın uzay istasyonundan Türkiye’ye 7 görüntülü video ve 2 telsiz bağlantısı gerçekleştirerek, öğrencileri, çocukları, gençleri, medya mensuplarını ve bizleri kapsamlıca bilgilendirdiğini hatırlatan Bakan Kacır, “Bu tarihi misyonun en büyük sonucu, Türk gençlerine ve Türk çocuklarına sunduğu mesaj ve kazandırdığı özgüven oldu. Türk milleti, 7’den 77’ye belki de ilk kez bir bilimsel çalışmayı baştan sona büyük bir dikkatle izledi. Evlerde, okullarda, iş yerlerinde uzay bilim misyonumuz konuşuldu.
    Milyonlarca vatandaşımızın, gencimizin ve çocuğumuzun pek çoğu belki ilk kez tüm detaylarıyla insanlı uzay misyonlarının gerçekleşme adımlarını, fırlatma sürecini, uzay istasyonuna varışı, uluslararası uzay istasyonundaki astronotların yaşam şartlarını, mikro yerçekimi ortamındaki bilimsel deneylerin özgün yanlarını, uzay istasyonundan ayrılma ve dünyaya dönüş yolculuğunu takip etti. Bu misyon, bu yönüyle bilim toplumu olma istikametinde ülkemiz için yeni bir başlangıç olmuştur” ifadelerini kullandı.

    “Türk gençlerinin, Türk çocuklarının ‘sadece başka milletlerin başarabileceği’ düşüncesiyle kurmaktan vazgeçecekleri hiçbir hayal kalmamıştır”

    Türk gençlerinin, Türk çocuklarının hedeflerinde artık bilimsel çalışmalara öncülük etmek daha güçlü şekilde var olacağını vurgulayan Bakan Kacır, “Türk gençlerinin, Türk çocuklarının ‘sadece başka milletlerin başarabileceği’ düşüncesiyle kurmaktan vazgeçecekleri hiçbir hayal kalmamıştır. Bu bilim misyonunun ardından, Milli Uzay Programındaki hedeflerimize yönelik çalışmalara devam edeceğiz” dedi.
    “İkinci astronotumuzun yakın zamanda yörünge altı bir uçuşta bilimsel deneyler gerçekleştirmesini sağlayacağız”
    İnsanlı Uzay Bilim Misyonumuzdaki bilimsel deneylerin çıktılarını dikkatle değerlendirecek ve bu araştırmaların devam etmesi için gerekli desteği sunacaklarını açıklayan Bakan Kacır sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
    “Sonraki astronot misyonumuza yönelik hazırlıklarımızı tamamlayacak, ikinci astronotumuzun yakın zamanda yörünge altı bir uçuşta bilimsel deneyler gerçekleştirmesini sağlayacağız. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda başkaca bilimsel araştırmalar yürütmek ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmek adına programlar başlatacağız. Diğer insanlı uzay görevleriyle ilgili muhtemel uluslararası iş birliklerini değerlendireceğiz. İnsanlı uzay görevlerinde kullanılan uzay istasyonları ve diğer sistemlerin geliştirilme süreçlerine yönelik Ar-Ge programları başlatacağız. Bu sistemleri geliştirmekte olan kurumlarla iş birlikleri yapacağız. “

    “Fırlatma roketleri geliştirmeye yönelik projelerimize devam edecek, 2030 yılına dek, uluslararası iş birlikleriyle bir uzay limanı kuracağız”

    Milli Uzay Programımızda hedeflediğimiz doğrultuda, Ankara’da uzay teknoloji geliştirme bölgesi kuracaklarını belirten Bakan Kacır, “Uzay sanayiini geliştirecek, yılda 600 milyar dolara erişen küresel uzay ekonomisinden daha fazla pay alacağız.
    Uzaya bağımsız erişim programımızı sürdüreceğiz. Fırlatma roketleri geliştirmeye yönelik projelerimize devam edecek, 2030 yılına dek, uluslararası iş birlikleriyle bir uzay limanı kuracağız” ifadelerine yer verdi.

    Ay programımızı gerçekleştireceklerini vurgulayan Bakan Kacır, “ Milli imkanlarla geliştirdiğimiz itki sistemine sahip, kendi mühendislerimizin ve bilim insanlarımızın tasarladığı ve ürettiği uzay aracıyla aya erişeceğiz. İnsansız sistemlerle gerçekleştireceğimiz bu program, bize, geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojileri zorlu uzay şartlarında kullanma ve sonraki zamanlarda ticarileştirme olanağı sağlayacak. Bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi projesini gerçekleştirerek, savunma sanayiinde ve sivil alanlarda teknolojik bağımsızlığımızı tahkim edecek bir stratejik kazanım elde edeceğiz.
    Türkiye Ulusal Gözlemevleri çatısı altında, ileri seviyede uzay gözlemleri için kurmakta olduğumuz Doğu Anadolu Gözlemevi projesini tamamlayarak, bölgemizin en gelişmiş teleskopuna sahip olacağız. Uzay gözlemlerini ve uzay havasına ilişkin araştırmaları destekleyeceğiz. Bilsat, Rasat, Göktürk ve İmece uydularıyla görüntüleme uydularının üretimine ilişkin adım adım ilerlettiğimiz kabiliyetlerimizi yüksek çözünürlüklü ve farklı niteliklerde görüntüleme uyduları geliştirerek artıracağız” değerlendirmesinde bulundu.

    İlk milli haberleşme uydusu Türksat 6A’yı yakın zamanda uzaya göndereceklerini ve bu alanda yetkinlik sahibi 10 ülkeden biri olacaklarını ifade eden Bakan Kacır, “Alçak yörünge uydularına ilişkin milli üretim programı başlatacak, bu alanda kamu, akademi ve özel sektör projelerini destekleyeceğiz. Uydu geliştirme alanında kamuda bulunan kapasiteyi tek çatı altında toplayarak, küresel rekabet gücüne sahip olacağız” açıklamasında bulundu.
    Bakan Kacır, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’i paydaşlarla birlikte düzenlemeye devam edecek, uydu, roket, dikey inişli roket yarışmalarımız ve diğer yarışmalarla, eğitim ve girişimci destek programlarıyla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağımızı güçlendirecek, uzaya yönelik toplumsal ilgiyi artırmaya devam edeceklerini belirtti.

    “Alper Gezeravcı’nın gerçekleştirdiği Uzay Bilim Misyonu bir ilktir, ama son olmayacaktır”

    Bugün, yeryüzünde kullandığımız pek çok teknoloji yaklaşık 60 yıldır süregelen uzay çalışmalarından doğduğunu kaydeden Bakan Kacır, “Milli Teknoloji Hamlesini gerçekleştiren, bilimde ve teknolojide iddialı, 255 milyar dolar düzeyine erişmiş ihracatını daha yüksek katma değerli ürünlerle artırmayı hedefleyen, çok genç ve dinamik bir insan kaynağına sahip bir ülke olarak Türkiye’mizin uzay araştırmalarında geri kalması asla düşünülemez. Alper Gezeravcı’nın gerçekleştirdiği Uzay Bilim Misyonu bir ilktir, ama son olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
    Türkiye için uzay bilimi ve teknolojilerinde yeni bir sayfa açıldığını vurgulayan Bakan Kacır, “ İlk astronotumuz Alper Gezeravcı’yı, 8 ay süren eğitim ve hazırlık dönemi ve 21 günü aşan uzay misyonu boyunca gösterdiği cesaret, özgüven, disiplin ve başarı için tebrik ediyorum. Türk çocukları, TEKNOFEST kuşağı Alper Gezeravcı’dan aldıkları bayrağı inşallah çok daha yükseğe taşıyacaklar. Uydular, roket sistemleri, uzay araçları, insanlı uzay araştırmaları başlıklarının tümünde Türkiye, bir üretim ve teknoloji gücü olacaktır. İlk Astronotumuz Alper Gezeravcı’ya, insanlı ilk uzay bilim misyonumuzla bilimsel çalışmalara sunduğu katkı, milletimize yaşattığı gurur ve gençlerimize ilham kaynağı olması nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyorum.
    Bu misyonu en güçlü şekilde himaye eden, hedefi hep en yükseğe koyan ve her daim bizleri cesaretlendiren, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, misyonun gerçekleşmesinde ilk anından bugüne emeği geçen herkese, Alper Gezeravcı’nın kıymetli ailesine, dualarını ve desteklerini esirgemeyen aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum. Siz değerli medya mensuplarına da bu heyecanı başından bu yana milletimizle paylaşmamızı sağladığınız için teşekkür ediyorum” dedi.

     

  • Alper Gezeravcı ailesiyle buluştu

    Alper Gezeravcı ailesiyle buluştu

    Türkiye’nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı ve beraberindeki 3 astronot, içinde bulundukları Dragon kapsülüyle birlikte dünyaya iniş yapmıştı. Gezeravcı ve beraberindeki astronotlar, ABD’nin Florida eyaleti açıklarında okyanusa iniş yapmasının ardından yer ekibi tarafından gemiye alınarak Houston’a getirilmişti.

    Burada dünyaya uyum süreci çerçevesinde dinlenmeye alınan Gezeravcı, ailesiyle bir araya geldi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından paylaşılan görüntülerde Gezeravcı’nın ailesi ve yakınlarıyla sarılarak hasret giderdiği görüldü.

  • Alper Gezeravcı: Merhaba Dünya! Ben geldim

    Alper Gezeravcı: Merhaba Dünya! Ben geldim

    Türkiye ‘nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın da içinde yer aldığı Axiom-3 ekibi, yaklaşık 48 saatlik yolculuğun ardından Florida açıklarına iniş yaptı.

    Gezeravcı, Dünya’ya dönüşünün ardından sosyal medyada yaptığı ilk paylaşımında “Merhaba Dünya! ben geldim.” ifadelerini kullandı.

    Ailesi, Gezeravcı’nın dönüşünü sevinçle karşıladı

    Gezeravcı’nın annesi Sıddıka ve babası Ali, oğullarının Dünya’ya dönüş sürecinde hissettiklerini anlattı.

    Anne Gezeravcı, “Çok güzel bir duygu, hayırlısıyla gitti ve geldi. Bizi, yakınlarımızı mutlu etti.” diye konuştu.

    Baba Gezeravcı da Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılında, oğlunun başarısıyla gurur duyduğunu ifade etti.

    “Başarıları daim oldu fakat bazı zamanlarda insanda bir burukluk meydana geliyor. Burukluğu şu anda kaldırıp mutluluk yaşıyoruz.” diyen baba Gezeravcı, oğlunun bu görevinin Türkiye için hayırlı olmasını diledi.

    Canlı yayınların hepsini izlediğini belirten baba Gezeravcı, oğlunun yüzündeki tebessümü gördüğünde mutlu olduğunu aktardı.

    Ax-3 mürettebatının Dünya’ya dönüş sürecini canlı yayından takip eden aile, Gezeravcı’nın kapsülden çıkarılma anını izlerken mutluluktan gözyaşlarını tutamadıklarını söyledi