Etiket: amelyat

  • Ameliyatından bir hafta sonra vefat etti

    Ameliyatından bir hafta sonra vefat etti

    Yenimahalle’de yaşayan Aysel Güvenir, uyku şikayetleri artan 9 yaşındaki oğlu Bora Güvenir’i Çankaya’da yer alan özel bir hastaneye götürdü. Hastane doktoru O.B.G., muayene ardından anneye, çocuğun bademciklerinin alınması gerektiğini söyledi. 4 Mayıs’taki operasyonun ardından taburcu edilen Bora Güvenir, bir hafta sonra annesine kanaması olduğunu söyleyerek yardım istedi. Annesiyle birlikte ameliyat olduğu hastaneye giden Güvenir, aynı doktor tarafından bir kez daha ameliyat edildi. Ailesi tarafından çok fazla kan kaybettiği gözlemlenen çocuğun, bir süre gözetim altına kalması isteği hastane tarafından reddedildi. Ameliyat olduğu gün taburcu edilen Güvenir, aynı günün akşamı tekrar rahatsızlandı. Kanaması olan çocuk ailesi tarafından en yakın devlet hastanesine götürüldü. 9 yaşındaki çocuk, Acil Servis Polikliniğindeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Oğlunun ihmal sebebiyle öldüğünü söyleyen anne ise durumdan ameliyatların yapıldığı hastanenin doktorlarını sorumlu tuttu.

    “Geceleri uyuyamıyor, rahat nefes alamıyordu”

    Olayla ilgili konuşan anne Aysel Güvenir, “Oğlumun bademcikleri normalden büyüktü. Geceleri uyuyamıyor, rahat nefes alamıyordu. 9 yıldır durumun takibini yapan doktorumuz, bademciklerin küçültülmesini, gerekirse de alınmasını önerdi. Biz de oğlumuzun ameliyat olmasına karar verdik. Başarılı bir ameliyat oldu, aynı gün içinde de taburcu edildi. Bir hafta sonra da kontrole çağrıldık. Oğlum, bir hafta sonra gece beni uyandırdı ve kanaması olduğunu söyledi. Sürekli kan kusuyordu. Doktorunu aradık, bizi hastaneye çağırdı. Hastane özel olduğu için o sırada kapalıydı. Kanama çok şiddetliydi. Bir süre hastane önünde bekledik. Oğlumu tekrar ameliyata adılar. Her şeyin yolunda olduğunu söylediler. Oğlumun çok fazla kan kaybetmesi kafama takılmıştı. Kan vermeyecek miyiz diye sordum. Çocuk olduğu için çabuk toparlayacağını söylediler. Endişelendiğimiz için çocuğun hastanede iki gün daha kalmasını istedik. Gerek olmadığını söyleyerek taburcu ettiler” dedi.

    “Tekrar kanaması oldu, bu seferki çok şiddetliydi”

    Oğlunu ameliyat eden doktorun bir anda gözden kaybolduğunu söyleyen Güvenir, “Aynı günün akşamında Bora’nın tekrar kanaması oldu. Bu seferki çok şiddetliydi. Nefes alamıyordu. Doktorunu aradım. Bizi hastaneye çağırdılar. Yetişemeyeceğimizi belirttim. ‘En yakın acil servise git. Beni de ara’ dedi. Evden çıktığımız ilk anlarda Bora bayıldı. Meğerse kalbi durmuş, bilinci gitmiş, nefesi kesilmiş. En yakın hastaneye gittik. Hemen müdahale ettiler. O sırada doktoru hastaneye geldi. Oradaki doktorların yanına gitti. Müdahale edildiğini söyleyip ortadan kayboldu. Ardından da ne kendisi ne de hastane yönetimi aramadılar ve hiç açıklama yapmadılar. Oğlumuzu götürdüğümüz hastanede tüm müdahaleleri yaptılar ama kurtaramadılar” diye konuştu.

    “Doktoru beni 3 hafta sonra arayıp, ‘Sana diyebilecek hiçbir şeyim yok, tamamen haklısın’ dedi”

    Doktor O.B.G. ve hastane yönetimini durumdan sorumlu tutan Güvenir, “Ağır bir doktor ihmali var. Oğlum çok fazla kan kaybettiği için öldü. İkinci kanamadan sonra toparlayamadı. İlk kanamanın ardından gözetim altında olsaydı, gereken müdahaleler yapılsaydı, o zaman takdiri ilahi derdim. Bu kadar bir kanamanın ardından bizi taburcu ettiler. Çocuğumu hastaneye bile yetiştiremedim. İhmal olduğunu düşünüyorum. Savcılığa şikayette bulundum. Oğlumun doktoru beni 3 hafta sonra arayıp, ‘Sana diyebilecek hiçbir şeyim yok, tamamen haklısın’ dedi. Bu bir açıklama ve özür olamaz. Ben hastanedeki herkese çocuğumu emanet ettim. Gittiğimde bana hiçbir açıklama yapmayıp, sadece ‘Üzgünüz’ dediler. Oğlumun öldüğü hastaneye gittim. Oradaki doktor, kan kaybından öldüğü söyledi” ifadelerine yer verdi.
    “Okulunun internet sitesinde vefat haberi yerine gururlanacağım bir haberini görmek isterdim”
    Oğlunun herkes tarafından sevildiğini dile getiren Güvenir, “Çok zeki bir çocuktu. İlginç zevkleri vardı. Doğal taş ve antika biriktirirdi. Arkeolog olmak istiyordu. Arkadaş gibiydik. Kardeşi olmasına çok sevindi, çok istiyordu. Çok vicdanlı ve duygusaldı. Ona baktığımda harika bir baba olacağını söylerdim. Büyümeliydi, ben onunla gurur duymalıydım. Okulunun internet sitesinde vefat haberi yerine gururlanacağım bir haberini görmek isterdim” diye konuştu.

  • ‘Boyun fıtığı ameliyatsız da iyileşebilir’

    ‘Boyun fıtığı ameliyatsız da iyileşebilir’

    Çağın hastalıklarından biri olan fıtık, sağlığı olduğu kadar günlük hayatı da olumsuz yönde etkiliyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nden Opr. Dr. Ali Kemal Ulaş boyun fıtığı ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Omurların birbirine, bir disk ve ‘faset’ eklemleri denilen iki küçük eklemle bağlı olduğunu ifade eden Opr. Dr. Ulaş, boyun fıtığının nasıl oluştuğunu şöyle açıkladı:
    “Bir omuru diğerine bağlayan sağlam bağlantılı dokulardan oluşan disk, omurların arasındaki bir yastık ya da amortisör gibi görev yapar. Disk ve faset eklemleri, hareketlerinize, eğilmenize, boynunuzu ve sırtınızı döndürebilmenize imkan sağlar. Disk, ‘anulusfibrosus’ adı verilen sert dış tabaka ve ‘nükleuspulposus’ adı verilen jel kıvamında merkez yapıdan oluşur. Yaşlanmayla beraber diskin merkez yapısı su içeriğini kaybetmeye başlayabilir ve diskin fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir. Disk merkez tabakasında bozulmalar olabileceği gibi, dış tabaka da zedelenme yırtılmalar meydana gelebilir. Bu durumda, diskin merkez yapısı dış tabakadaki yırtıktan, sinirler ve omuriliğin geçtiği kanala doğru taşmasına neden olabilir. Bu olay boyunda meydana geldiği zaman buna boyun fıtığı adı verilir. Boyun fıtığı sinirlere baskı yapabilir ve kollara doğru yansıyan ağrıya, sızlamaya, his kaybına veya kuvvet kaybına yol açabilir. Nadiren boyun fıtığı omurilik üzerinde baskıya neden olabilir ve bu durumda bacaklarda problemlere neden olabilir.”

    “Boyun fıtığı ameliyatsız da iyileşebilir”

    Boyun fıtığının cerrahi müdahale olmadan da düzelebileceğini söyleyen Opr. Dr. Ali Kemal Ulaş, “Bu yüzden öncellikle boyun fıtığından kaynaklanan ağrıyı azaltmak için cerrahi dışı seçenekler uygulanır. Doktorunuz kısa periyotlarla dinlenme, boyun hareketlerini kısıtlama, ödemi azaltan antiinflamatuvar ve ağrıyı kontrol eden analjezik ilaçlar, fizik tedavi, egzersiz veya epiduralsteroid enjeksiyonu tedavisi içeren cerrahi olmayan tedavileri uygulamanızı önerebilir. Cerrahi olmayan tedavilerde amaç, boyun fıtığı materyalinin oluşturduğu sinirlerdeki irritasyonu azaltmak, ağrıyı hafifletmek ve hastalığın fiziksel sonuçlarını iyileştirmektir. Bu, boyun fıtığı hastalarına uygulanan sıklıkla bir seri tedavi metodundan oluşan organize bakım programı ile başarılı olabilir” dedi.
    Ulaş, ilaçların fazla dozda kullanılmasının daha hızlı iyileşmeye yardımcı olmayacağı gibi, istenmeyen yan etkilere de yol açabileceğini kaydetti.

    “Enjeksiyonun amacı sinir ve diskteki inflamasyonu azaltmak”

    Epiduralenjeksiyonlar veya çeşitli blok enjeksiyonlarının yoğun kol ağrıları varsa önerilebileceğini dile getiren Ulaş, “Epiduralenjeksiyonlar veya çeşitli blok enjeksiyonları, doktorunuz tarafından epidural (omurilik zarı dışına) veya sinir kökleri çevresine özel bir müdahale ile kortikosteroid ve lokalanestezik madde uygulanması sonucu gerçekleştirilir. Başlangıç enjeksiyonundan sonra bir veya iki enjeksiyon daha ileri bir tarihte yapılabilir. Bu kapsamlı bir rehabilitasyon ve tedavi programının bir parçası olarak yapılmalıdır. Enjeksiyonun amacı sinir ve diskteki inflamasyonu azaltmaktır. Tetik nokta enjeksiyonları, omurga boyunca ağrılı yumuşak dokulara ve kaslara direkt uygulanan lokalanestezik madde (bazen kortikosteroidlerle birlikte) enjeksiyonlarıdır. Ara sıra ağrı kontrolü için kullanılsalar da tetik nokta enjeksiyonları, boyun fıtığının iyileşmesine yardımcı olmazlar” diye konuştu.

    Cerrahi tedavinin ağrısı tıbbi tedavi yöntemleriyle geçmeyen, belirgin güç kaybı olan, belirgin omurilik basısı olan hastalar için gerekli olabileceğini sözlerine ekleyen Ali Kemal Ulaş, “Cerrahinin amacı diskin omuriliğe ve sinire baskı yapan kısmının ortadan kaldırılmasıdır. Ameliyatın, boynun ön tarafından veya boynun arka tarafından mı gerçekleştirileceği teknik karara, boyun fıtığının tam yerine, cerrahın tecrübesi ve seçeneklerini içeren birçok faktöre bağlıdır. Her iki yaklaşımda da boyun fıtığının sinir yapılara baskısı ortadan kaldırılır” ifadelerini kullandı.

  • Oğlunun karaciğeriyle hayata tutundu

    Oğlunun karaciğeriyle hayata tutundu

    Manisa Ahmetli’de yaşayan diyabet hastası Nuriye Uysal’da, karaciğer yağlanmasına bağlı olarak karaciğer yetmezliği tablosu gelişti. Karaciğer nakli olması gereken Uysal, kadavradan organ çıkmayınca oğlu Hikmet Uysal’ın organı ile şifa buldu. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Dr. Zafer Beken Organ Nakli Merkezi ekibi tarafından nakil işlemi yapılan anne-oğul, “hayata dönüş” pozu verdi.

    “Oğlumu dünyaya getirdim, şimdi o bana bir can verdi”

    Anne Nuriye Uysal “Acil nakil olmam gerekiyordu. Kadavradan organ nakli bekledim ama çıkmadı. Oğlum ciğeri olmasaydı yaşama tutunamayacaktım. Oğlumu dünyaya getirdim, şimdi o bana bir can verdi” derken, oğlu Hikmet Uysal da “Ona, bana ait olan bir şeyi vermedim. Ben bu canı zaten annemden aldım. Hiç düşünmeden nakil için gönüllü oldum. Sağlık durumumuz da çok iyi” dedi.
    İEÜ Medical Point Hastanesi Dr. Zafer Beken Organ Nakli M

  • Yapay kalp kapağı kırılan hasta Bursa’da şifa buldu

    Yapay kalp kapağı kırılan hasta Bursa’da şifa buldu

    Kalp rahatsızlığı nedeniyle daha önce operasyon geçiren ve kalbine yapay kalp kapağı takılan 20 yaşındaki Sibel Habip, ciddi nefes darlığı ve yürümekte güçlük çekince Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Demir tarafından yapılan tetkiklerde daha önce takılan yapay kalp kapağının deforme olarak, kalbin çıkışını neredeyse tamamen kapadığı fark edildi. Acil ameliyat kararı alan Prof. Dr. Demir, kasıktan anjiyo yöntemi ile hastaya yeni stent ve yapay kalp kapağı yerleştirme işlemini başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Operasyon sonrası bir gün yoğun bakımda kalan hasta Habip, sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.

    Hastaya yapılan işlemlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Mehmet Demir, “Yaptığımız incelemelerde hastanın daha öncesinde kalbin akciğere çıkış kapağında hem yapay kapak konulduğu hem stent konulduğunu gördük. Bu konulan stendin kırıldığını, kapağın da kırılıp, katlanarak, deforme olduğunu ve kalbin çıkışını tamamen kapadığını fark ettik.  Kalp damar cerrrahi konseyi ile hastayı değerlendirdik ve anjiyo yöntemi ile burayı tamir etmeye karar verdik. Anjiyoda sağ kasıktan, toplardamardan girerek burayı geçtik. Önce bu bölgeyi balonla genişleterek, kan akışını tamamen sağladık. Akciğere kan akışı neredeyse tamamen durmuştu. Daha sonrasında bu bölgeyi stent ile tamir ettikten sonra stentin içine yeni bir yapay kalp kapağı yerleştirdik. Hastanın kliniği tamamen düzeldi. Kan akışı tamamen sağlandı. Herhangi bir kaçak oluşmadı” dedi.

    Bursa’da İlk Kez Gerçekleştirildi

    Hastanın bir gün yoğun bakımda kaldıktan sonra sağ salim taburcu ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Demir, “Bundan sonra normal yaşantısına akranları gibi devam edeceğini umuyoruz. Modern tıbbın getirdiği tüm imkânlara erişip, kullanabiliyor olmak hem bizler için hem hastalar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu işlem ilimizde ilk defa gerçekleştirilen bir işlem. Türkiye’de de sayılı merkezlerde nadir uygulanan bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

  • Beyin ameliyatında gitar çaldı

    Beyin ameliyatında gitar çaldı

    Meksika’nın Nayarit eyaletinde yer alan Tepic şehrinde beyin tümörü nedeniyle ameliyat olan 55 yaşındaki müzik öğretmeni, kendisine yapılan operasyon sırasında 4 saat boyunca gitar çaldı. Cerrahın ameliyat esnasında hastanın bilincinin açık olması gerektiğini belirtmesi üzerine öğretmenin gitar çalmayı tercih ettiği ve bu sayede operasyon sırasında kendisinin anlık olarak konuşma ve işitme gibi fonksiyonlarının kolaylıkla izlenebildiği belirtildi.
    Ameliyatı gerçekleştiren cerrah Celia Teresa Alvarez, hastasının operasyonda hiçbir şekilde acı hissetmediğini belirterek, bu yöntem sayesinde kendisinin 2 hafta gibi kısa bir süre içerisinde günlük yaşam aktivitelerini orta seviyede bağımsız olarak yerine getirebileceğini söyledi.
    Yapılan operasyonun sorunsuz geçtiği ve bu yöntemin Nayarit eyaleti tarihinde ilk defa uygulandığı açıklandı.

  • Vücudunda 5 böbrekle yaşıyor

    Vücudunda 5 böbrekle yaşıyor

    Balıkesir’de oturan ve çocuk yaşta kronik böbrek yetmezliği teşhisi konulan 36 yaşındaki Cafer Gürbüz, 2002 yılında Ege Üniversitesi Hastanesinde nakil operasyonu geçirdikten sonra 3 böbrekle yaşamına devam etti.

    Bu böbreğinin de işlevini yitirmesinin ardından 2019’da 2 yaşındaki bir bebeğin böbrekleriyle Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yeniden nakil olan Gürbüz, ikisi sağlıklı 5 böbrekle hayatını sürdürdü. İdrar yolu enfeksiyonu nedeniyle tekrar üniversite hastanesinde tedaviye alınan hastanın, yeni böbreklerinin zarar görmemesi için doğuştan itibaren kendisinde olan iki böbreği alındı. 3 böbrekle yaşamını sürdüren Gürbüz, yeniden sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.

  • Ölüme terk etti, gece yarısı ameliyata alındı

    Ölüme terk etti, gece yarısı ameliyata alındı

    Şanlıurfa’da belediye bünyesinde hizmet veren hayvan kurtarma ekipleri, Akçakale ilçesinde hayvan dostu duyarlı vatandaşlar tarafından alınan bir ihbarı değerlendirerek yola çıktı. Bölgeye ulaşan ekipler, bir köpeğin yaralı halde yol kenarında ölmek üzere olduğunu gördü gördü. Ekiplerce hayvan ambulansına konulan köpek, Karaköprü ilçesindeki bir veteriner kliniğine getirildi. Burada sedye ile içeri alınan köpek, veteriner hekim İbrahim Halil Kılıç ve ekibi tarafından acil olarak ameliyata alındı. Kaza sonrası ayağı kırıldığı ve çok kan kaybettiği öğrenilen köpeğe, gece yarısı anestezi altında bir buçuk saatlik cerrahi operasyon yapıldı. Operasyon sonrası köpeğin 4 hafta boyunca özel bir odada kontrol altında tutularak, tedavisinin sürdürüleceği bildirildi.

    Belediye Başkan yardımcısı ekibi kutladı

    Akçakale Belediye Başkan Yardımcısı Navi Çokan, haber üzerine kliniğe gelerek, köpeğin durumu hakkında bilgi aldı. Belediye ekibini kutlayan Çokan, “Akçakale yolunda bir hayvanımızın kaza geçirdiği ihbarı geliyor, bizim arkadaşlarımız bölgeye giderek derhal müdahale ediyorlar. Müdahale sırasında hayvanın yaralı olduğunu görüyorlar. Derhal hayvanı araca alıp Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile koordineli bir şekilde kliniğe getiriyorlar. Şu anda tedavi altına alındı. Bir buçuk saatlik bir operasyonu var. İnşallah doktorlarımızdan müjdeli bir haber bekliyoruz” dedi.


    Hayvan Kurtarma ekibinden Mehmet Kırmızı, “Sahipsiz hayvanlar bizim için çok önemlidir. Özellikle de şu anda ameliyata alınan köpeği, operasyon sonrası 4 hafta süreyle güzel bir odada tedavisini takip edeceğiz. Köpek tamamen iyileştikten sonra tekrar doğal yaşam alanına bırakacağız” ifadelerini kullandı.