Etiket: Anadolu

  • “Anadolu’da mayalanan bu düşünceleri dünyanın dört bir yanına ulaştırmamız gerekiyor”

    “Anadolu’da mayalanan bu düşünceleri dünyanın dört bir yanına ulaştırmamız gerekiyor”

    Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen Hacı Bektaş Veli’yi anma etkinliklerine katıldı.
    Bakan Ersoy konuşmasında, “Yüz yıllar önce Hacı Bektaş Veli hazretlerinin sevgi, kardeşlik tohumlarını ektiği bu aziz topraklarda filizlenen düşüncelere sahip çıkmanız nedeniyle sizlere ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Hazreti Ali efendimiz, ‘Kimseden vefa görmesem de, vefa göstermeye devam edeceğim’ buyurmaktadır. Bu açıdan sizlerin, yüzyıllar öncesinde Anadolu topraklarında mayalanan bu ruhu muhafaza ederek, vefalı insan olmanın en güzel örneklerinden birini sergilediğinizi belirtmek isterim. Dünyanın dört bir yanında yaşanan işgaller ve çatışmalar nedeniyle milyonlarca insan yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar bu saldırılarda hedef alınıyor. Bebekler gıdasızlıktan hayatını kaybediyor. Evler bombalanıyor. Hastaneler, ibadethaneler yerle bir ediliyor. İnsanlar, inançları, düşünceleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Maalesef gözümüzün önünde insanlık tarihinin en acı olayları yaşanıyor. Bu acıların son bulması, insanların farklılığı bir çatışma nedeni olarak değil bir zenginlik olarak görmesi için Anadolu’da mayalanan bu düşünceleri dünyanın dört bir yanına ulaştırmamız gerekiyor. Biz, Mevlana’dan, Yunus’tan, Hacı Bektaş Veli Hazretlerinden hayata sevgiyle, merhametle, adaletle ve diğerkamlıkla bakmayı öğrendik. Biz, inancından ötürü bir insana zulmetmenin en büyük ayıp ve günah olduğuna inanan bir medeniyetin fertleriyiz. Anadolu ocağında ötekileştirmeye, dışlamaya, sevgisizliğe yer yoktur. Biz, insanı insanın kurdu olarak değil umudu olarak gören bir kültürü temsil ediyoruz. İşte bu nedenle Hacı Bektaş Veli’yi anmak sadece 750 yıl önce yaşamış bir tarihi şahsiyeti anmak değildir. Onu en doğru şekilde anmak, bugün insanlığın ihtiyacı olan bu öğretileri her yönüyle anlamak ve bu çağa taşımakla mümkündür. Günümüzde yaşananlar, dünyanın içine düştüğü kaos ortamı, insanlığın onun sevgi ve kardeşlik çağrısına daha fazla ihtiyaç duyduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Hacı Bektaş Veli’nin felsefesinin günümüz insanlarına da hitap ettiği ve bundan sonra da edeceğini, onun temsil ettiği değerlerin hepimiz için ortak bir anlam ifade ettiğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız” dedi.

  • Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge birimi ve Tokat Valiliği iş birliğiyle ‘batı flütünden dilli kavala projesi’ hayata geçirildi. Proje kapsamında özellikle ilkokuldaki müzik derslerinde çalınan batı flütü yerine Anadolu’nun kültürü olan ve çoban sazı olarak bilinen kavala geçiş için çalışma başlatıldı. Türkiye’de ilk olarak yapılan bu projeyle Türk müziğinin ruhunu koruyarak gelecek nesillere otantik ve makamsal olarak aktarmak adına batı müziği enstrümanı olan blok flüt yerine öz çalgımız ‘dilli kaval projesi’ hayata geçirildi. Tokat’ın Niksar ilçesinde yaşayan kaval ustası Yaşar Güç, 2009 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Kültür Mirası Listesi’ne “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak kaydedildi. Yapılan dilli kavalların dağıtıldığı öğrenciler, müzik öğretmeni Burcu Ağıl ve kaval ustası Yaşar Güç’ten flüt yerine kaval çalma eğitimi aldı.

    Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    “Batı müziğinin bizim sesimizi kısmasına müsaade etmeyeceğiz”

    İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır, dilli kavalın Anadolu’nun zenginliğini gösterdiğini ifade ederek, “Musiki evrenseldir. Fakat musikinin her coğrafyada yansıyan farklı renk ve şekilleri vardır. Anadolu’da da bizim kültürümüze ve iç yapımıza, dünya görüşümüze uygun şekilde dile gelmiştir. Evrensel olan musiki bölgelerdeki farklılıklarıyla zenginlik kazanmaktadır. Dilli kaval da Anadolu’nun zenginliğini gösteriyor. Anadolu’da yani bu coğrafyada bu ses ortaya çıkmıştır. Buna benzer sesler de farklı yerlerde çıkmıştır. Bizim öz kültürümüz olduğu için bizi yansıttığı için bizim için çok önemlidir. Biz kendi kültürümüz yerel değerler üzerinden hareket ederek evrensele ulaşmamız gerekiyor. Batı müziğine karşı değiliz, mutlaka onları da öğrenmemiz gerekiyor ama batı müziğinin bizim müziğimize tahakküm etmesine, bizim sesimizi kısmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Etmememiz gerekiyor. Atalarımızın ortaya koymuş olduğu bu musikinin gelişimini günümüzde de yansıtmamız gerekiyor” dedi.

    Anadolu kavalı batı flütüne karşı

    “Bir millet kültürüne sahip çıktığı sürece ayakta kalabilir”

    Kaval ustası Yaşar Güç, kavalın çoban sazı olarak bilindiğini söyleyerek, “Kaval bilindiği üzere ilk defa çoban elinde görüldüğü için çoban sazı olarak biliniyor. Günümüzde hayvancılık ve çobanlık mesleğinin yok olmasıyla beraber kaval da yok olmaya yüz tutmuş çalgımızdır. Bir millet kültürüne sahip çıktığı sürece ayakta kalabilir. O yüzden bu kültürü yaşatmamız gerekiyor. Bu kavalı da yaşatmak açısından ilk öğretimde kullanılan flüt yerine ahşap kavalımızı kullanmamız ve yaşatmamız gerekiyordu. Bu bakımdan bu proje çok önemli oldu” diye konuştu.
    Türküleri milli çalgı kavalla çalmanın güzel olduğunu ifade eden öğrenciler de projede emeği geçen müzik öğretmeni Burcu ve eşi Murat Ağıl’a teşekkür etti.

  • Yüzlerce Anadolu oyunu unutulmak üzere

    Yüzlerce Anadolu oyunu unutulmak üzere

    Türk Dünyası Eskişehir Şubesi’nde düzenlenen “Türk Dünyası Akıl Zekâ Ve Strateji Oyunları İle Kültür Birliği” konulu sohbete katılan Ayşe Gümüş, oyunların, çocukların savaşlar, açlık, kıtlık, kuraklık, doğal afetler gibi dünyanın zorlu şartlarına ve toplumsal kültürel yaşam kurallarına, yaşam dinamiklerine alışmaları için oluşturulan etkinlik olduğunu anlattı. Ünlü ‘İhtiyardan fikir çıkar, çocuktan oyun çıkar’ sözünü hatırlatan Gümüş, “Oyunlar bu şartlara çocukları adeta hazırlar. Türk milleti de yaşam şartlarının gereğini öğretmek bu şartları kolaylaştırmak için çeşitli oyunlar üretip oynayıp geliştirmişlerdir. Bunlardan biri de akıl zekâ ve strateji oyunlarıdır. Türk Dünyası Geleneksel Akıl Zekâ ve Strateji Oyunları kültürel öğelerin de öğrenilmesini sağlamaktadır. Köçürme oyunları ve Aşık oyunları bu alanda başı çekmektedir. Özellikle 1950’lerden sonra bu oyunlar Anadolu coğrafyasında unutulmaya yüz tutmuştur” dedi.

    “Oyunların Türk Dünyası Geleneksel Akıl Zekâ ve Strateji oyunları adı altında tanıtılmalı”

    Oyunları bilen yaş almış kaynak kişilerden acilen derlenerek kayıt altına alınması ve hatta okullarda zorluk seviyelerine göre öğretilmeye başlanmasını tavsiye eden Ayşe Gümüş, şunları söyledi;
    “Anadolu’da Aslan Küçükyıldız’ın belirttiği üzere en az 225 köçürme oyunu 100 çeşit de Aşık oyun çeşidi bulunmaktadır, ancak unutulmaya yüz tutmuştur. Şimdilerde 40’lı yaşlarda olan ebeveynlerimiz üç taş, beştaş, dokuz taş, aşık mutlaka oynamışlardır. Bu oyunların Türk Dünyası Geleneksel Akıl Zekâ ve Strateji oyunları adı altında tanıtımlarının yapılması gerekmektedir. Eskişehir Türk Ocağı da bu kültürel çalışmalara katkı sunmak üzere Türk Dünyası Akıl Zekâ ve Strateji Oyunları sunumu gerçekleştirmiştir. Oyun eğitmeni Ayşe Gümüş tarafından Üç Taş ve Beştaş oyunları, Akdört-Kös ve Peçiç Oyunları, Han Aşık oyunları, Aşıklı Beştaş, Beştemse, 18 Taş, Yalakkaya, Mangala, 9 Kumalak gibi Köçürme oyunlarının tanıtımı gerçekleştirilmiş, oyunların tarihçesi malzemeleri kuralları hakkında bilgiler verilmiştir. Beştemse, 9 Kumalak, Han Aşık, At Yarışı aşık oyunlarının Kazakistan ve Kırgızistan’da oynandığını belirterek oyunların öğrenilmesi için özellikle Kazakistan Dünya 9 Kumalak Federasyonu Genel Sekreteri Maksat Şhotayev ve Aşık Federasyonu ile birlikte çalışmalar yapıldığı belirtilmiştir. Oyunların öğrenilmesi ile Türk Dünyası Kültür Birliğinin oyunlar sayesinde de oluşturulabileceği vurgulanmıştır.”

    Konuklar tarafından ilgiyle takip edilen konuşmanın sonunda konuşmacıya çok sayıda sorulan soru ve cevaplardan sonra, Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın konuşmacıya şükran beratı takdimi ile program sona erdi.

  • Anadolu Otoyolu’nda zincirleme kaza

    Anadolu Otoyolu’nda zincirleme kaza

    Kaza, gece saatlerinde Anadolu Otoyolu Sakarya geçişi Sapanca Kırkpınar mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, İstanbul istikametinde seyir halinde olan N.B. kontrolündeki  otomobil ile aynı istikamette ilerlemekte olan 2 yolcu otobüsü ve 1 tır olmak üzere toplam dört aracın karıştığı zincirleme kaza meydana geldi. Kazada, adeta kağıt gibi ezilerek hurdaya dönen otomobil sürücüsü N.B., eşi M.B. ve oğulları N.B. araç içerisinde sıkışarak yaralandı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Adrese ulaşan itfaiye ekiplerince yapılan çalışma neticesinde araç içerisinde sıkışan 3 yaralı, sıkıştıkları yerden kurtarılarak sağlık ekiplerine teslim edildi. Yaralılar Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılırken, kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • TCG Anadolu tüm heybetiyle İzmit Körfezi’nde

    TCG Anadolu tüm heybetiyle İzmit Körfezi’nde

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi, yerli ve milli üretim TCG Anadolu, bugün İzmit Körfezi’ne giriş yaptı. O anları sosyal medya hesabından paylaşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Türk donanmasının yeni amiral gemisi TCG Anadolu tüm heybetiyle İzmit Körfezi’ne giriş yapmıştır” dedi.

    Gemi, yarın ve 6 Aralık Çarşamba gününe kadar 10.00-18.00’de ziyaret edilebilecek. Araçlarıyla Büyükşehir Belediyesinin ana binasının arkasında yer alan otoparktan giriş yapacak ziyaretçiler için 1 Mart Vapur İskelesi’ne kadar koridor oluşturulacak. TCG Anadolu’yu ziyaret edecekler için 1 Mart Vapur İskelesi’nden deniz araçlarıyla ring seferleri düzenlenecek.

  • TCG Anadolu halkın ziyaretine açılıyor

    TCG Anadolu halkın ziyaretine açılıyor

    Dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı SİHA gemisi TCG Anadolu Sarayburnu Limanı’na demirledi. 3 gün boyunca burada kalacak olan devasa gemi, bugün halkın ziyaretine açılıyor. Türkiye’nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu, 31 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında 10.00’dan 18.00’e kadar vatandaşların ziyaretine açık olacak.

  • “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu”

    “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu”

    “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu” temasıyla başlatılan mahalli idareler seçimlerine hazırlık çalışmalarının ilki, Bursa’da MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın Divan Başkanlığında gerçekleştirilecek. Balıkesir, Yalova, Bilecik, Kütahya, Eskişehir, Afyonkarahisar ve Bursa Bölge milletvekilleri, Bölge MYK ve MDK üyeleri, belde, ilçe ve il başkanları, belde, ilçe ve il yönetim kurulu üyeleri, il disiplin kurulu başkan ve üyeleri, ilçe ve il çalışma grupları, belde, ilçe ve il belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyelerinin katılımı ile 14 Ekim Cumartesi Saat 12.00’de yapılacak.

  • Şehirler artık Anadolu’ya yayılacak

    Şehirler artık Anadolu’ya yayılacak

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde ortaya konulan “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli” ile şehirlerin afetlere hazırlıklı ve dirençli hale getirilmesi hedefleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda ilerleyen çalışmalarla kentin çeperlerine (kırsal alan) inşa edilecek rezerv alanlarıyla, başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerin insan yükünün Anadolu’ya yayılması planlanıyor. Bu çalışma ile deprem motivasyonuyla inşa edilen binaların yanı sıra, yeni şehirlerle ekonomik kalkınmanın da sağlanması hedefleniyor.

    “Acil riskli olan 300 bin konutla başlayacak”

    Kentsel dönüşümün önemine dikkat çeken Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Şehirleri İnşa ve İhya Kurulu Üyesi ve Kentsel Tasarımcı Talha Kös, “Türkiye’nin yeni yüzyılında şehircilik en önemli konu başlıklarından biri olacak. Şehirlerimizin kalkınmasıyla ülkemiz kalkınmış olacak. Bugün geldiğimiz noktada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız bu süreci 3 aşamada ele alıyor. 1’incisi ve en önemlisi kentsel dönüşüm. 2’inci aşama kentsel seyretme. 3’üncü aşama ise yeni rezerv alanlarıyla birlikte yeni şehirlimizin kentsel taşımayla ele alınacak olması. Yani kentsel dönüşüm, kentsel seyretme ve kentsel taşımayla birlikte, rezerv alanlarımızdaki yeni şehirler. Yeni yapılacak düzenlemelerle, İstanbul’da çıkacak pilot yasayla kentsel dönüşüm keyfiyetten çıkacak. Yeni yasayla kentsel dönüşüm başta İstanbul’daki 6 milyon konut bunun içindeki riskli olan yaklaşık 2.5-3 milyon konut, fakat çok acil riskli olan 300 bin konutla başlayacak” dedi.

    “1994 yılındaki İstanbul’u düşündüğümüzde isli pisli İstanbul’u hatırlıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde şehirleşmede adeta devrim yapıldığının altını çizen Talha Kös, “Tüm bakanlıklarımız, tüm kritik kurumlarımız bu süreci köklü yasalarla, köklü değişiklerle ele alıyor. Bugüne kadar bu sürecin niye bu kadar ciddi manada ele alınmadığı noktasında serzenişler duyabiliyoruz. Durum tam olarak böyle değil. Bizde ilk düğme yanlış iliklenmiş. 1930 yılında çıkan imar yasasıyla birlikte, 2000 yılına kadar olan konut stoklarımızda ciddi riskler vardı. Türkiye’deki konutların yüzde 50’si deprem açısında riskli durumda. 1994 yılındaki İstanbul’u düşünün mesela. 1994 yılındaki İstanbul’u düşündüğümüzde isli pisli İstanbul’u hatırlıyoruz, çöp dağlarını, paslı borulardan akmayan suları, kötü kokulu Haliç’i, gecekonduları, insanların hava kirliğinden dolayı maskelerle dolaştığı İstanbul’u hatırlıyoruz. O dönemlerde kentsel dönüşüm ve kentsel gelişim gibi kavramları telaffuz etmek bile mümkün değildi. Çok daha acil ihtiyaçlar vardı. İlk başta KİPTAŞ kuruldu ve konuta yeni bir anlayış getirildi. Ardından İstanbul suya kavuşturuldu. Bunlar çok önemli, elzem, İstanbul sakinlerinin insani şartlarda yaşaması için önemli hamlelerdi. Çöp atık sistemi ele alındı. Sonrasında kıtaları birleştiren köprülerle, uzakları yakın eden binlerce kilometre otoyollarla, binlerce kilometre duble yollarla, tüm şehirlerimizin birbirleriyle olan bağlantısıyla, uluslararası hava alanlarımızla, üniversitelerimizle bugün bambaşka bir noktaya geldik. Artık bugün tüm şehirlerimizde çok daha geniş perspektifte ele alacak vizyonla, çözüme kavuşturulacak ciddi hamlelerle ciddi bir devrim yapılmasının zamanı gelmiştir. Devlet aklı ilk defa bu kadar geniş bir perspektifle meseleyi ele almış durumdadır” diye konuştu.

    “Şehirler artık multidisipliner bir anlayışla şehirler alınıyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 6 Şubat’tan sonra Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle ele aldığı bu konunun, alanında uzman kişileri bir araya getirdiğini kaydeden Kös, “6 Şubat’tan sonra Cumhurbaşkanımız hepimizi bir araya getirdi. Geniş perspektifli 7 buçuk saatlik, bizzat kendisinin başkanlık yaptığı toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda dikkat çekici olan en önemli unsurlardan biri şuydu; Cumhurbaşkanımız bu toplantıya tüm kurmaylarıyla birlikte katıldı. Enerji bakanımız, sağlık bakanımız, turizm bakanımız, milli eğitim bakanımız oradaydı. Tüm kritik kurumların temsilcileri oradaydı. Mesela enerji ile ilgili bir konuyu ele aldınız enerji bakanımız oradaydı. Sağlık yatırımlarıyla ilgili bir eleştiri yaptığımızda sağlık bakanımız oradaydı. Şehir dediğimiz konu, çok fazla parametreli bir organizma. Dolayısıyla pek çok parametre var. Şehirler artık multidisipliner bir anlayışla şehirler ele alınıyor” ifadelerini kullandı.

    “İstanbul gerçekten artık bu yükü kaldıramayacak durumda”

    Büyükşehirlerdeki nüfus ve yapı yoğunluğuna dikkat çeken Kös, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Özellikle büyükşehirlerimiz son derece yükünü almış durumda. Kentsel seyreltme dedik. Yaklaşık 20 milyonluk bir İstanbul var. İstanbul gerçekten artık bu yükü kaldıramayacak durumda. Dolayısıyla İstanbul’da kentsel seyreltme çok önemli.
    Bakanlığımız bu noktada kentsel dönüşümü ağırlıklı kentin çeperlerinde bulunan rezerv alanlarında yapmayı düşünüyor. Kentsel dönüşüm sürecini alan bazında, adalar bazında ve rezerv alanlar bazında ele almazsak biz sadece binaları dönüştürmüş oluruz. Binayı dönüştürmekle şehirleri dönüştürmemiz pek mümkün değil. Bakanlığımız tüm Türkiye’deki şehirlerimizde rezerv alanlar belirliyor. Türkiye’de onlarca yıllık problemler olduğunu söyledik. Son 20 yıldır bu problemlere, sosyolojik ve teknik problemlerle ciddi manada neşter vurulduğunun he birlikte şahidiyiz. Mesela savunma alanında Türkiye büyük bir atak yaptı. Yeni Türkiye Yüzyılı’nda savunmadan sonra en önemli hamle şehircilik alanında olacaktır. Türkiye’de kurulacak yeni şehirlerle, mevcut şehirlerimizin yükü alınacak, sermaye Anadolu’ya yayılacak, büyükşehirdeki yapı yığılmasının önüne geçilecek. Sadece deprem motivasyonuyla yapılan şehirler değil, yeni şehirlerimizle birlikte ekonomik kalkınma noktasında da ülkemiz geleceğe emin adımlarla yürüyecektir. Yeni şehirlerin inşası ve ihyası aynı zamanda bir finans modeliyle ele alınacaktır. Yeni yapılacak limanlarla, üretilecek arsalarla birlikte kazanımlar ele edilecek bu da özellikle hak sahiplerimizin ve ilk defa ev sahibi olacakların belki yeni evli çiftlerin konut edinme noktasında bize bir finans altyapısı oluşturacak. Türkiye’nin bu noktada gücü ve kaynağı vardır”

    “Şehirlerimizi bambaşka bir vizyonla taçlandırmamızın zamanı gelmiştir”

    Yeni kurulacak şehirlerle Türkiye’nin dünya standartlarıyla mücadele eden vizyona kavuşacağına da dikkat çeken Kentsel Tasarımcı Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Şehirleri İnşa ve İhya Kurulu Üyesi Talha Kös, “Türkiye’de son 20 yılda yapılan yatırımlardan sonra artık şehirlerimizi bambaşka bir vizyonla taçlandırmamızın zamanı gelmiştir. Bundan sonraki süreçte uluslararası hava alanlarımız, uzakları yakın eden otoyollarımız, kıtalarımızı birleştiren köprülerimiz tüm bu yatırımlar daha anlamlı gelecek” şeklinde konuştu.

    Kırsal dönüşüm çalışmaları da yürütülüyor

    Kentsel dönüşümün yanı sıra kırsal dönüşümün de yapılacağını kaydeden Talha Kös, “Bizim kentsel dönüşümden ziyade, Bakanlığımızın kırsal dönüşüm noktasında da ciddi çalışmaları var. Türkiye bir tarım ülkesi. Gıda krizi kapıya dayanmış durumda. İklim değişikliği ile ilgili de tüm dünyada sıkıntılar var. Dolayısıyla 2040 yılında tüm dünyada, dünya nüfusunun yüzde 80’i şehirlere yığılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bundan sonra ortaya konulacak şehircilik modelimizde bu noktada da ciddi önlemler yer almaktadır. Yapılacak yeni şehirlerde kırsal dönüşümle ilgili yeni tarım kentlerinin oluşması da Türkiye’nin tarım alanında önünü açacak fevkalade çalışma olacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Anadolu arı ürünlerini dünyaya tanıttılar

    Anadolu arı ürünlerini dünyaya tanıttılar

    Natural Products Expo East; Doğal, sağlıklı ve organik ürünlerin tanıtıldığı fuar bu sene Amerika’nın Philadelphia şehrinde 20-23 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti.

    Fuara Dünya’nın farklı yerlerinden binden fazla marka stant ile katılırken, Amerika’dan 3 binden fazla mağaza zincirinin temsilcileri katılım gösterdi. Yeni ürünlerinin lansmanını yapan BEE&YOU doğal, kaliteli ürün içerikleri ve sözleşmeli arıcılık iş modeli ile fuarda ilgi odağı oldu.

    Firmanın Amerika pazarı direktörü Funda Samancı, “Firma olarak doğal, inovatif, katma değerli ve organik ürünlerimiz ile Natural Products Expo East de yer almaktan mutluyuz. Dünyada sağlıklı beslenmeye yönelik ürünlere artan ilginin farkındayız. Bu alanda çok güçlüyüz. Toplam 60’ın üzerinde ürün patentine sahibiz. Amerika pazarında değerli Anadolu propolisini markalı olarak tanıtıp, pazarda büyük bir marka oluşturma yolunda hızla devam ediyoruz. Fuarda yeni ürünlerimizi tanıtma fırsatı yakaladık ve müşterilerimizden çok olumlu geri dönüşler aldık. Hem gıda takviyesi alanında hem de cilt bakımı kategorisinde yeni ürün lansmanlarımızı yaptık ve ürünlerimiz ilgi ile karşılandı” dedi.

    Funda Samancı, firmalarına ait propolisi dünya markası yapmak için ekip olarak özverili bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek, “Türkiye arıcılık konusunda dünyada 3. sırada. Sözleşmeli arıcılık modelimiz ile dünyaya örnek oluyoruz. Hem arıcılığın gelişmesini destekliyor hem de kovandan sofraya güvenilir arı ürünleri üretimi yapabiliyoruz. Dünya için arılar çok önemli sözleşmeli arıcılık iş modelimiz sürdürülebilir arıcılık yapılmasını destekliyor” diye konuştu.

    Samancı, Amerika pazarında en çok bilinen ve sevilen arı ürünleri markası olmayı hedeflerini de sözlerine ekledi.

  • Anadolu’nun tüm renkleri Derince’de

    Anadolu’nun tüm renkleri Derince’de

    Derince Belediyesi’nin “Biz Anadoluyuz” etkinlikleri çerçevesinde Derincespor Kulübü ile birlikte düzenlediği halk oyunları etkinliği şölene sahne oldu. Derincespor bünyesindeki kursiyerlerinden oluşan Halk Oyunları Topluluğu’nun hazırladığı ve Anadolu’nun tüm renklerini sahneye yansıttığı etkinlik, Harikalar Sahili’nde yer alan Derince Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirildi.

    Derincespor Kulübü’nun 24 farklı branşta eğitim verdiğini ifade eden Derincespor Kulübü Başkanı Kemal Bayraktar, “Yaklaşık bir yıldır 19 bin sporcu ile faaliyet gösteren Derincespor ailesi olarak bu toprakların değeri olan, kültürümüze ve halk oyunlarına sahip çıkıyoruz. Tamamı kursiyerlerimizden oluşan oyuncularımızı şimdiden tebrik ediyorum. Biz Anadolu’yuz. Tepeden, tırnağa Anadolu’yuz. Anadolu’nun bağrında yaşayan farklı kültürlerden bir araya gelen hepsinden önemli Derinceliyiz” dedi.

    “Her zaman sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetleri destekledik”

    Derince Belediye Başkanı Zeki Aygün ise “Biz Anadoluyuz programı bizi biz yapan değerleri ortaya koyan bir program. Başta Kemal Başkanımıza ve Derincesporlu kursiyerlerimize çok teşekkür ediyorum. Yaz dönemi boyunca ilçemizde düzenlediğimiz organizasyonlarla sporun ve kültürel etkinliklerin güzelliklerini bir arada yaşadık. Farklı kültürlerin, yaşam tarzlarının bir arada olduğu ilçemiz bu noktada adeta bir kültür mozaiğini oluşturuyor. Bu mozaiği bugün bizlere en güzel şekilde yansıtan Derincesporlu kursiyerlerimize bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum. Görev yaptığımız dört buçuk yıllık süre içerisinde her zaman sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetleri destekledik. İnşallah bundan sonraki süreçte de aynı kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.