Etiket: Anayasa

  • “Yeni anayasaya ihtiyacımız olduğu açık”

    “Yeni anayasaya ihtiyacımız olduğu açık”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da bir otelde düzenlenen ’10. Yılında Arabuluculuk Programı’na katıldı. Programda konuşan Tunç’un gündeminde yeni anayasa konusu vardı.
    Sempozyum çerçevesinde çeşitli fikirlerin ortaya çıkacağı vurgusu yapan Tunç, “Bugün ‘1 sicil numaralı’ arabulucunun sicile kaydolduğu gün 14 Kasım. Artık ülkemizde 14 Kasım günü ‘Arabulucular Günü’ olarak kutlanmaya devam edecek. Bugünkü Sempozyumda; özellikle son dönemde dava Şartı Arabuluculuk olarak sisteme giren, zorunlu arabuluculuk olarak sistemimize giren yeni alanlar tartışılacak. Çok değerli fikirlerin oraya çıkacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    Türkiye Yüzyılı’nın başladığını ve bu yüzyılda temel ve hak ve hürriyetlerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini belirten Tunç, “İkinci yüzyılda vatandaşlarımızın özellikle temel hak ve özgürlüklerinin daha da güçlendirilmesi, hukuk devleti ilkesinin daha da tahkim edilmesi ve Türkiye’nin her alanda güçlenerek yoluna devam ederken, Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda adaletin de yüzyılı olması için önemli hedeflerimiz var” diye konuştu.
    Son dönemde gündeme gelen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki gerginliğe değinen Tunç, “Yüksek mahkemelerimiz arasındaki görüş farklılıklarının da ortaya çıktığını düşündüğümüzde burada yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu açık. Demokratik, sivil, kuşatıcı, maddeler arasındaki çelişkileri ortadan kaldıracak yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu açık. Bu konuda herkes hemfikir. Hangi düşünceden olursa olsun yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğunu hep ifade ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Yüzyılı’nın inşa sürecinde Cumhuriyet’in ikinci yüz yılını kutladığımız bu dönemde TBMM’nin grubu bulanan partiler ve Meclis dışındaki partilerimiz, sivil toplum kuruluşları, baroların, üniversiteler ve geniş toplum kesimlerinin görüşleri alınarak parlamentoda bir uzlaşmayla yeni bir anayasayı yazmak mecburiyetimiz var. Bu bizim milletimize olan borcumuz” şeklinde konuştu.

  • Akşener’den Anayasa Mahkemesine başvuru

    Akşener’den Anayasa Mahkemesine başvuru

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakkında “FETÖ suçlaması” iddiasıyla başlatılan ve 7 yıl sonra takipsizlik verilen soruşturmada haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Konuya ilişkin İYİ Parti tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı Suçlar Bürosu tarafından 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından isimsiz ihbarlar dikkate alınarak başlatılan ve sonradan eli kanlı PKK terör örgütü üyeliğinden yargılandığı ve itirafçı olduğu için hakkında beraat kararı verildiği ortaya çıkan bir ‘gizli tanığın’ ithamlarına dayanılarak yürütülen soruşturmada, yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi öncesi Mayıs 2019’da gizlilik kararı verilmiş ve soruşturma, 22 Ağustos 2023 tarihinde takipsizlik kararı ile sonuçlanmıştı” denildi.

    SON 4 YILLIK SÜREDE DOSYADA HİÇBİR İŞLEM YAPILMADI”

    Açıklamaya göre; soruşturma sürecini başından itibaren Meral Akşener’in avukatı olarak takip eden İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, avukatlar tarafından yapılan bireysel başvuruda gizlilik kararı alındıktan sonra kısa bir süre içinde dosyaya ilişkin tüm bilgilere savcılık tarafından ulaşıldığını, yaklaşık son dört yıllık sürede dosyada hiçbir işlem yapılmadığını kaydetti. Poyraz, Akşener’in Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen ‘Adil Yargılanma Hakkının, Kendisine Yöneltilen Suçlamanın Nedeninden ve Niteliğinden Haberdar Olma Hakkının, Makul Sürede Yargılanma Hakkının Ve Lekelenmeme Hakkının’ ihlal edildiğini belirtti.

    BU SORUŞTURMA SÜREÇ BOYUNCA AK PARTİ VE CUMHUR İTTİFAKI TARAFINDAN SİYASİ SİLAH OLARAK KULLANILDI”

    Ayrıca hiçbir makul gerekçe olmaksızın 2019 yılında dosyaya ilişkin tüm bilgi ve belgelere erişilmiş olmasına rağmen dosyada verilen gizlilik kararından sonra esasa ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını kaydeden Poyraz, tüm süreç boyunca medyadaki kimi haber ve yayınlarda dosya içeriğine ilişkin bilgilere yer verildiğini ve yorumlar yapıldığını, dört yılı erişim kısıtlı olarak yedi yıl süren soruşturma evresinde gerçekleşen tüm seçim süreçlerinde Meral Akşener ve İYİ Parti aleyhine iktidar partisi olan AK Parti ile Cumhur İttifakı’ndaki diğer siyasi partiler tarafından bu soruşturmanın bir siyasi silah ve politik malzeme olarak kullanıldığını dile getirdi.

    SORUŞTURMANIN 4 YIL BOYUNCA GİZLİLİK KARARI ALTINDA DEVAM ETTİRİLİYOR GİBİ GÖSTERİLMESİ SİYASİ SAİKLERLE YAPILDI”

    Uğur Poyraz, 2023 yılında takipsizlik kararı verilmesine karşı dört yıl boyunca soruşturmanın gizlilik kararı altında devam ettiriliyor gibi gösterilmesinin siyasi saiklerle yapıldığına delil olduğundan bahisle ‘sınırlamanın Anayasa’da belirtilen amaçları aşamayacağına’ ilişkin düzenlemeye yer veren Anayasa’nın 14. maddesinin 2. fıkrasına da aykırı davranıldığını, avukatlar tarafından bireysel başvuruda bu madde yönünden de hak ihlali iddiasına yer verildiğini dile getirdi.

    AKŞENER’İN BU SÜREÇTE UĞRAMIŞ OLDUĞU SALDIRILAR SEBEBİYLE 5 MİLYON LİRA MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNDE DE BULUNULDU”

    Açıklamada, müvekkillerinin Anayasa’da düzenlenen haklarının ihlal edildiğinin tespitini talep eden Akşener’in avukatlarının ayrıca bu süreçte uğramış olduğu saldırılar sebebiyle 5 milyon lira manevi tazminat talebinde de bulunduğu, bu tazminata hükmedilmesi durumunda tüm tutarın şehit ailelerine verileceğini de dilekçede açıkça belirttikleri kaydedildi.

  • Erdoğan’dan, başörtüsü için anayasa değişikliği çağrısı

    Erdoğan’dan, başörtüsü için anayasa değişikliği çağrısı

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM 28. Yasama Dönemi’nin ilk AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun ”Türkiye’nin aydınlığa çıkması için değil 6’lı masa, gerekirse 16’lı masa kuracağım.” açıklamasını  ”Yetmez bunu daha da artırman lazım. Masadaki ortakları çoğaltmak netice vermez. CHP Genel Başkanı değil 16’lı, 160’lı masa da kursa sandıkta milletin tokadını yemekten kurtulamaz.” sözleriyle eleştirdi.

    Muhalefete başörtüsü için anayasa değişikliği çağrısında da bulunan Cumhurbaşkanı, ”Eğer dürüstseniz samimiyseniz yeni yasama döneminde başörtüsü meselesini anayasa ile teminat altına alalım.” dedi.

    Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini her anı hafızalara kazınan muhteşem bir zaferle kazanmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. Tarihimizin en kritik seçimlerinden birini zaferle taçlandıran dava arkadaşlarımam teşekkür ediyorum. Bu seçimlerde Cumhur İttifakı’nda beraber hareket ettiğimiz ortaklarımız da olağanüstü çabalar harcadı. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı direnirken meydanlarda kurmuş olduğumuz ittifakımızı seçimlerle daha da güçlendirdik.

    KILIÇDAROĞLU’NA ”16’LI MASA” YANITI

    İradelerine sahip çıkan depremzedelerimize teşekkür ediyorum. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza minnettarlığımızı özellikle ifade ediyorum. Bu seçimlerde tüm gözlerin Türkiye’ye döndüğünü gördük. Dün yine İslam dünyasından bir ülkenin ismini vermeyeceğim temsilcisi ziyaretime geldi dedi ki ‘Bizde AK Parti’ye çıkan oy yüzde 99.’ Ne diyorlar 6’lı masa şimdi ne diyor ‘Gerekirse 16’lı masa.’ Yetmez bunu daha da artırman lazım. Masadaki ortakları çoğaltmak netice vermez bu millet irade eser hizmet ister. Yalanla dolanla bir yere varılmaz.

    ”160’LI MASA DA KURSA SANDIKTAN MİLLETİN TOKADINI YEMEKTEN KURTULAMAZ”

    CHP Genel Başkanı değil 16’lı, 160’lı masa da kursa sandıkta milletin tokadını yemekten kurtulamaz. Bu masaya ben kumar noter masası demedim diyen o masanın etrafındakiler. Olay bu kadar acı basiretsiz ve neticesi de ortada. İki tane belediye başkanı ile seçim öncesi sürekli dolaştınız. Şimdi nerede onlar?

    BAŞÖRTÜSÜ İÇİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇAĞRISI

    Eğer dürüstseniz samimiyseniz yeni yasama döneminde başörtüsü meselesini anayasa ile teminat altına alalım.

    ”UÇKURU KAPTIRMIŞSINIZ”

    Dürüst değilsiniz uçkuru kaptırmışsınız uçkuru. Küresel güç odaklarından aferim alabilmek adına LGBT belasını meşrulaştırmaya çalıştınız.

    ”BAY BAY KEMAL SİZ LGBT’CİSİNİZ”

    Bay bay Kemal siz LGBT‘cisiniz, yanınızdakiler de LGBT’ci. Ama ne AK Parti ne MHP ne Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerinde böyle bir bela yok.

    ”EZİCİ BİR ÇOĞUNLUKLA MİLLETİMİZİN TEVECCÜHÜNE MAZHAR OLDUK”

    Sandık sonuçları Anadolu irfanın hafife alınmaması gerektiğini tekrar hatırlatmıştır. Birileri hazmetmekte zorluk çekse de karşımızdaki tablo şudur; cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda yüzde 52,18 oy oranı ile büyük bir zafer elde ettik. Ezici bir çoğunlukla milletimizin teveccühüne bir kez daha mazhar olduk. Cumhur İttifakı olarak 323 milletvekili kazandık. AK Parti 2002’den beri sandıktan birinci çıkma rekorunu korumuştur.

    ”KENDİ İÇ MUHASEBEMİZİ YAPIYORUZ, HATAMIZ VARSA DÜZELTECEĞİZ”

    Mazeret aramadan hele hele vatandaşı suçlama gafletine düşmeden kendi iç muhasebemizi açık yüreklilikle yapıyoruz. Bakılmadık hiçbir nokta bırakmadan muhasebe sürecimizi neticelendireceğiz. Eksikleri giderecek hatamız varsa düzelteceğiz. Muhalefetin sandıktan çıkan sonuçları değerlendiip gereğini yapmaktan başka yolu yoktur.

    ”BABA-OĞUL ARASINDAKİ TAHT MÜCADELELERİNİN BİZİM AÇIMIZDAN KIYMETİHARBİYESİ YOK”

    Baba-oğul arasındaki taht mücadelelerinin bizim açımızdan kıymetiharbiyesi yoktur. Birisi baba olmuş birisi oğul olmuş. Bize ne. Zaten su alan geminin dümenine o gelmiş bu gitmiş hiçbir anlam yoktur. Asıl mesele muhalefetin millete parmak sallamaktan vazgeçmesidir. Türk siyasetinin nereye evrildiğini bir türlü göremediler.

    ”HALKA TEPEDEN BAKAN FAŞİST ZİHNİYET KABUK DEĞİŞTİREREK VARLIĞINI KORUMAYI BAŞARDI”

    İktidarı ve muhalefetiyle, söz konusu vatanın birliği olunca farklılıkları bir kenara bırakabilmeliyiz. Halka tepeden bakan faşist zihniyet kabuk değiştirerek varlığını korumayı başardı.

    ”TETİKÇİ KALEMLER BUGÜN ZEHİRLİ DİLLERİNİ SAHİPLERİNE ÇEVİRMİŞTİR”

    Son tartışmaların daha öncekilerden bazı önemli farkları var. Bu fark muhalefetin besleyip büyüttüğü canavarla kendisinin de yüzleşmek mecburiyetinde kalmasıdır. Tetikçi kalemler bugün zehirli dillerini sahiplerine çevirmiştir. Masadan kısa süreli kalktığında ittifak ortaklarına yaptığının aynısına bugün kendisi muhatap oluyor. Rakibi ısırıyor diye akrep beslenmeyeceğini kendilerine anlattık. İkazlarımızda haklı çıktığımızı görüyoruz.

    ”SİYASİ MÜCADELENİN ARTIK CENTİLMENCE YÜRÜTÜLMESİNİ TEMENNİ EDİYORUZ”

    Siyasi mücadelenin artık centilmence yürütülmesini temenni ediyoruz. Muhalefet ne yaparsa yapsın biz işimizi yapacağız. Koltuklara yapışıp kalanlara inat kadrolarımızı sürekli yeniledik. Kadromuzu yaklaşık yüzde 65 oranında yenilemiş olduk.

    ”BAŞKALARI GİBİ BÖLÜNE BÖLÜNE DEĞİL PEKLEŞE PEKLEŞE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    Bizansı çırak çıkaracak oyunları hepsi koltuk kapmaca yarışında tek tek sahneye konuyor. Daha düne kadar can ciğer kuzu sarması olanlar bugün birbirlerine demediğini bırakmıyor. Göreve gelirse ülkeyi barıştırmaktan bahsedenler şimdi kendi kavgalarına tutuştu. Nerede bunların genel başkanları? Parlamentoda bunlardan var mı? Yok. Ne zaman bunları bulacağız? Başkaları gibi bölüne bölüne değil pekleşe pekleşe büyümeye devam edeceğiz.

    ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

    2023 yılının ikinci yarısında net asgari ücret tutarını 11 bin 402 liraya yükselttik. Bu artışla yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde ara zammı gerçekleştirdik. Asgari ücret 2002 yılına göre reel olarka yaklaşık yüzde 312 artış göstermiştir. Bay bay Kemal yine bize kaldı bu iş diyor. Ne sana kaldı ya? Sen maalesef tilki marifetiyle koşturup duruyorsun. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik. 400 lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki 6 ay boyunca 500 lira olarak uygulayacağız. Yeni asgari ücretin hayırlı olmasını diliyorum.

    ”ENFLASYON KONUSUNDA KARARLI ADIMLAR ATACAĞIZ”

    Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmiyoruz, ezdirmeyeceğiz. Seçim öncesi memur maaşlarıyla ilgili verdiğimiz sözleri de inşallah yerine getireceğiz. Enflasyonla mücadele konusunda kararlı adımlar atacağız. 2022 yılı haziran ayında yaptığımız geçici düzenleme ile yenilenen konut kira sözleşmelerinde kira artırım oranını yüzde 25’le sınırlamıştık. 2023 yılı temmuz ayından itibaren yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı uygulamayı sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı’nın darbe üzerine bir anayasada yükselmesi mümkün değildir. Yeni Meclisimiz Türkiye Yüzyılı’nın kurucu olacaktır.”

  • “Anayasanın laiklik ilkesi zedeleniyor”

    “Anayasanın laiklik ilkesi zedeleniyor”

    İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir İl Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) kapsamında yapılan protokolle 842 okula, “manevi danışman” adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanmasına tepkiler sürüyor.

    İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında “Laikliği savunacağız. Karanlığa geçit yok” yazılı pankart açan TİP İzmir İl Örgütü ve partililer “Eşit, bilimsel, laik eğitim”, “Karanlığa teslim olmayacağız”, “Okullarda imam istemiyoruz” sloganları attılar. Grup adına açıklamayı TİP İzmir Gençlik Sekreteri Baran Köseoğlu okudu.

    “GERİCİ BİR UYGULAMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

    Köseoğlu açıklamada şunları söyledi:

    “Saray rejiminin 21 yıllık iktidarı süresince eğitim, tartışmalı birçok uygulama ile hızla gericileştirilmiş ve dinselleştirilmiş bir hale gelmişken, seçimlerin hemen ardından yine laik ve bilimsel eğitimi hedef alan gerici bir uygulama ile karşı karşıyayız.

    İzmir İl Müftülüğü’nün “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” kapsamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığı protokole dayanarak okullarda “manevi danışman” görevlendirilmesinin ardından, Eskişehir ve Antalya’da da müftülükle yapılan protokol kapsamında benzer görevlendirmeler yapıldığının haberleri gelmekte. Projenin, seküler kesimin ağırlıkta olduğu ve seçimlerde iktidar bloğunun geriletildiği bu illerde hayata geçirilmesini, devletin din ve eğitim kurumları aracılığı ile toplumu dizayn etme çabasının devamlılığı olarak değerlendiriyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre ilimizde 842 okula manevi danışman adıyla imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi görevlendirilmiştir. Türkiye İşçi Partisi olarak, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün laik ve bilimsel eğitime aykırı uygulamalarını reddediyor, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür’ü hesap vermeye davet ediyoruz.

    “ANAYASANIN LAİKLİK İLKESİ ZEDELENİYOR”

    Milli Eğitim Bakanlığı onaylı bu ve benzeri protokoller, özellikle, her yaz tatili öncesi gerek TÜGVA, TÜRGEV, Hizmet Vakfı gibi gerici kurumlar, gerekse doğrudan Diyanet üzerinden projelendirilerek Anayasanın laiklik ilkesini zedelemektedir. Ayrıca iktidar, anayasa güvencesi altındaki inanç özgürlüğünü, toplumsal yaşamın her alanında hayata geçirdiği, tek din, tek mezhep anlayışı ile ihlal etmektedir. Eğitimde eşitlik ilkesini de zedelemekte ve yönetimindeki kurumları iktidarının kalıcılığını sağlamak için araçsallaştırmaktadır.

    “HALKIN KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı, kamu gücü ve olanakları ile bir cemaat yaratma çabasını derhal terk etmelidir. Pedagojik yaklaşımdan uzak, formasyonsuz kişilerce yürütülen projelerle laik, bilimsel, kamusal eğitimin ihlaline izin vermeyeceğiz. İktidarın dindar ve kindar bir nesil yetiştirme hedefine karşı; laikliği, halkın kırmızı çizgilerini savunmaya devam edeceğiz.”

  • “Milletimiz yeni bir anayasayı hak ediyor”

    “Milletimiz yeni bir anayasayı hak ediyor”

    Yılmaz Tunç, yeni Adalet Bakanı olarak kabine göreve başlıyor.

    Tunç, “Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında yeni kabinede, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensip ve takdirleriyle Adalet Bakanı olarak görevlendirilmekten büyük bir onur duydum. Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

    Son 21 yılda Türkiye’de demokrasinin standardının yükseltilmesi, hukuk devletinin tahkim edilmesi, yargı tarafsızlığının ve bağımsızlığının güçlendirilmesi başta olmak üzere, birçok konuda tarihi ve reform niteliğinde adımlar attıklarını vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

    “Önceki bakanlarımızın döneminde de Yargı Reformu Strateji Belgesi, İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde çok sayıda mevzuat düzenlemeleri ve uygulamaya yönelik çok önemli yenilikler yaptık. Şimdi Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında bu dönemde de inşallah kesintisiz bu reform sürecinin devam etmesi, milletimizin adalete olan güveninin artırılması için var gücümüzle çalışacağız.”

    TBMM’de uzun bir süre görev yaptığını, Adalet Komisyonu’nda uzun süre çalıştığını hatırlatan Tunç, şunları kaydetti:

    “Adalet Komisyonu, Adalet Bakanlığı ile koordineli çalışan bir komisyondu. Temel kanunlarımızın yenilenmesinde, mevzuatımızın güncellenmesinde ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte uyum düzenlemelerinde Meclis, yasama ayağında arkadaşlarımızla birlikte çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Yapılan mevzuat düzenlemelerinin uygulamada takibi anlamında Adalet Bakanlığı çok önemli bir bakanlık. Özellikle adalet ve kalkınma birlikte giden konular. Adaletin tecellisi, insanlarımızın temel hak ve hürriyetlerini sonuna kadar kullanabilmesi anlamında önümüzdeki süreçte çok önemli çalışmaların içerisinde olacağız. Bu anlamda da özellikle seçim beyannamemizde yargıyla adaletle ilgili milletimize verdiğimiz sözler var. Bu sözlerin belli bir takvim dahilinde hayata geçmesi için var gücümüzle çalışacağız.”

    “TÜRKİYE, MİLLETİMİZ YENİ BİR ANAYASAYI HAK EDİYOR”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni anayasa” çağrısını değerlendiren Tunç, anayasada reform sayılabilecek değişiklikleri gerçekleştirdiklerini belirtti.

    Yılmaz Tunç, şunları kaydetti:

    “Bir kere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş anayasamızda başlı başına bir yönetim reformuydu. Yargıyla ilgili, yargı birliğinin sağlanması, askeri yargının kaldırılması, Hakimler ve Savcılar Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi, kadın hakları, çocuk hakları, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, kişisel verilerin korunması gibi temel hak ve özgürlüklerle alakalı çok önemli, reform niteliğinde düzenlemeler yaptık. Darbecilerin yargılanmasını sağlayan madde değişiklikleri, sıkıyönetimin kaldırılması gibi anayasada çok sayıda değişiklik yaptık. Yeni bir anayasayı, demokratik, sivil bir anayasayı milletimiz hak ediyor. İnşallah yeni dönem Meclis’inde böyle bir uzlaşma sağlanırsa milletimizi Türkiye Yüzyılı’nın ilk yasama döneminde yeni, demokratik bir anayasaya kavuştururuz. Temennimiz bu.”

  • Bakan Bozdağ’dan anayasa açıklaması

    Bakan Bozdağ’dan anayasa açıklaması

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın 2021 yılı kesin hesap kanun teklifi, 2023 yılı bütçe kanun teklifi ve Sayıştay raporlarının görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda bir sunum yaptı.

    “(İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırı) Şu an itibarıyla (gözaltı sayısı) 50’ye ulaşmış durumda”

    Bakan Bozdağ, AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz’ın başkanlığını yaptığı komisyondaki sunumunda, şunları söyledi:

    “Terör örgütleri ve teröristler insanlığa düşmandırlar. Masum insanların hayatlarını söndürmekle kalmadıkları gibi pek çok kötülüğü de icra etmektedirler. Türkiye, terörle etkin ve kararlı mücadelesini dün olduğu gibi bugün de yarın da sürdürmekte kararlıdır. Bu vesileyle hain terör saldırısında hayatını kaybeden her bir vatandaşımıza ayrı ayrı baş sağlığı diliyorum. Ailelerine, yakınlarına sabır diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Hiç kuşkusuz ki Türkiye, terörle mücadelesini sürdürmekte kararlıdır. Şunu da biliyor ve görüyoruz ki terör örgütleri birer taşeron. Türkiye sadece terör örgütleri ile değil, aynı zamanda onlara silah sağlayan, finansman temin eden, eğitim veren ve onları her daim koruyup kollayan pek çok ülke ve karanlık güçle de mücadele etmektedir. Bu bilinçle bundan sonra da mücadelemizi sürdüreceğiz. Hain terör saldırısının arkasından devletimiz bütün kurumları ile imkan ve kabiliyeti ile olayı aydınlatmak için çalışmalar yürüttü. Kısa bir süre sonra terör eylemini gerçekleştiren teröriste ulaşmış ve yakalamıştır. Arkasından bu teröriste yardımcı olan ve bu teröristle temas halinde olduğu değerlendirilen pek çok kişiye ulaşılmış ve bunlar da gözaltına alınmıştır. Dün itibarıyla gözaltı sayısı 46’ydı. Şu an itibarıyla 50’ye ulaşmış durumda.”

    “İşkence suçunun cezasının alt ve üst sınırlarını değiştirdik ve yükselttik”

    İşkence ve kötü muameleye karşı sıfır tolerans anlayışını benimsediklerini dile getiren Bakan Bozdağ, “Bu politikanın gereği olarak işkence suçlarında; zamanaşımını, cezaların para cezasına çevrilmesini ve ertelenmesini ve soruşturma için gerekli olan mülki idare amirinin iznini kaldırdık. Ayrıca işkence suçunun cezasının alt ve üst sınırlarını değiştirdik ve yükselttik. İşkence ve kötü muameleye sıfır tolerans politikası, bugüne kadar tavizsiz uygulanmıştır, bundan sonra da tavizsiz uygulanmaya devam edecektir” diye konuştu.

    Yargılamaların makul sürede tamamlanmasını sağlayacak önemli adımlar attıklarını savunan Bakan Bozdağ, “Hakim, savcı ve personel sayıları ile ilk derece genel ve ihtisas mahkemelerinin sayılarını artırdık. Teknolojinin yargıda daha etkin kullanımını sağladık. Yargı teşkilatında tüm işlemler bilişim sistemi üzerinden yapılmakta ve birçok bilgi ve belge bilişim sistemlerindeki entegrasyon sayesinde kısa sürede temin edilmektedir. Örneğin tapudan bir kaydın gelmesi daha önce aylarca beklenirken, şimdi bu işlem anında yapılabilmektedir” dedi.

    “Herkesin ve her kesimin kendini hür hissettiği ve katkı verdiği demokratik bir ortamda Yeni Anayasa yapmak, bizim değişmez ve değiştirilemez gündemimizdir, vazgeçilmez hedefimizdir”

    Bakan Bozdağ, “Türkiye Yüzyılı” adı altında başlatılan çalışmanın en önemli başlığının yeni bir anayasanın hayata geçirilmesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
    “Herkesin ve her kesimin kendini hür hissettiği ve katkı verdiği demokratik bir ortamda yeni anayasa yapmak, bizim değişmez ve değiştirilemez gündemimizdir; vazgeçilmez hedefimizdir. Türkiye’de, yeni anayasayı parti programına ve seçim beyannamesine koymayan parti neredeyse yoktur. Bu gerçekliğe rağmen bugüne kadar Türkiye’de, maalesef yeni anayasa yapılamamıştır. Türkiye’de herkesin ve her kesimin üzerinde müttefik olduğu halde yapamadığı tek şey yeni anayasadır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına ve diğer bir anlatımla Türkiye yüzyılına, yeni anayasa ile başlamak ülkemizi ve milletimizi daha da güçlendirecektir.”

    “Adalet Bakanlığı olarak yeni anayasa çalışmalarına azami katkı vermeye devam edeceğiz”

    Yeni bir sivil anayasaya olan ihtiyacı tartışmasız olarak niteleyen Bakan Bozdağ, “Hiç şüphesiz ki yeni anayasayı hazırlamak ve yürürlüğe koymak TBMM üyelerimizin yetkisindedir. Adalet Bakanlığı olarak yeni anayasa çalışmalarına azami katkı vermeye devam edeceğiz. Türkiye’nin bugüne kadar ki müktesebatını inceleyip nasıl bir yeni anayasa oluşturulacağı konusunda çalışmalar yürüttüğümüzü ve bu konularda hem meclisimize hem de hazırlık çalışması yürüten komisyonlarımıza destek vereceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.

    “Kadına karşı işlenen suçlarda daha ağır ve caydırıcı cezalar getirilmesi önceliğimizdir”

    Kadına yönelik şiddetle mücadele ile ilgili önemli adımlar attıklarını öne süren Bakan Bozdağ, “Son yirmi yılda kadın haklarının etkin korunması için köklü mevzuat değişiklikleri yapılmış ve kurumsal bir yapı oluşturulmuştur. 2002 yılından önce bulunmayan birçok uygulama sistemimize kazandırılmıştır. 2003 yılında aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için aile mahkemelerinin kurulması, 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’unun kabul edilmesi ve kadına karşı işlenen suçlarda daha ağır ve caydırıcı cezalar getirilmesi bunların başlıcalarındandır. Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde, ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu’ kuruldu ve uzmanlaşmış Cumhuriyet savcıları tarafından bu soruşturmaların yürütülmesi sağlandı. Halihazırda 81 ilde ve 144 ilçe adliyesinde bu bürolar faaliyet göstermektedir” diye konuştu.

    Adalet Bakanlığı 2023 yılı bütçesi 75 milyar 603 milyon lira

    Bakan Bozdağ, 2002 yılında Adalet Bakanlığına tesis edilen toplan ödenek miktarının 808 milyon 141 bin lira olduğunu ve bu miktarın merkezi yönetim bütçesi içindeki payının yüzde 0,83 olduğunu hatırlatarak, 2023 yılı teklifinde Adalet Bakanlığına verilmesi öngörülen toplam bütçenin 75 milyar 604 milyon 176 bin lira olduğunu, bu rakamın merkezi yönetim bütçe kanun teklifi içindeki payının ise 1,57’ye karşılık geldiğini ifade etti.
    Plan ve Bütçe Komisyonu, Bakan Bozdağ’ın ve ilgili kurum yöneticilerinin sunumunun ardından milletvekillerinin bütçeye ilişkin görüş bildirmesi ile devam etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Anayasa mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Anayasa mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. “İlk Evim, İlk İş Yerim Projesi”nde hazırlığı tamamlanan tüm illerde konutların inşasına hemen başlanacağını açıklayan Erdoğan, aynı şekilde arsa ve iş yerleri ile ilgili sürecin de devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, küresel ekonomik krizin Türkiye’yi de etkisi altına alan yüksek enflasyon sorunu sebebiyle konut ve kira fiyatlarında oluşan dengesizliğin bu çalışmalardaki ilerlemelerle iyice ortadan kalkacağına inandığını belirtti. Konut, arsa ve iş yerlerinin tüm hak sahiplerine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye Yüzyılı programımızın müjdesini 28 Ekim’de Ankara’da gerçekten çok coşkulu ve adına yakışır bir törenle milletimizle paylaştık. Cumhuriyetimizi yeni yüzyılına geçtiğimiz 20 yılda ülkemizde kazandırdığımız eser ve hizmet altyapısı üzerinde bir büyük vizyonla hazırlama gayretimizi kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz. Her çalışmamız gibi Türkiye Yüzyılı’nı da milletimizle birlikte hazırlıyoruz. Türkiye’nin 81 vilayetinde ve ilçelerinde yapılacak programlarla vatandaşların Türkiye Yüzyılı’na ilişkin beklentilerini, tekliflerini alarak vizyonumuzu somutlaştıracağız. Böylece seçimlerden önce kamuoyu karşısına Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun bir hazırlıkla çıkmayı planlıyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma atılımı olan 2023 hedefleri ile buluşturduğumuz gibi inşallah Türkiye Yüzyılı programına da kavuşturmakta da kararlıyız. Sürdürülebilirlik, başarı, güven ve istikrar, üretim, verimlilik, güç, iletişim, bilim, kalkınma, barış, değerler, haklılık, şefkat, istiklal ve istikbal, gençler gibi başlıklarla yükselttiğimiz Türkiye Yüzyılı vizyonunun yüzünü doğruya doğru dönen herkesi umutlandırdığına, heyecanlandırdığına inanıyorum” dedi.

    “İnşallah şubatta satışı başlayacak, mart sonunda yollara çıkacak Togg’a bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyoruz”

    Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluşunun 99’uncu yılının sevincinin Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobili Togg’un Bursa Gemlik’teki fabrikasındaki üretim bandından çıkış töreni ile taçlandırıldığını belirterek, “Geçmişte yerli ve milli sanayi hamleleri kimi özgüven eksikliği, kimi kasıtlı sabotajlar, kimi istikrarsızlık iklimi sebebiyle kesintiye uğrayan milletimiz için Togg, çok önemli bir sembol haline gelmiştir. Togg’un başarısı sadece bir firmanın, bir markanın, bir üretim tesisinin değil topyekün 85 milyonun başarısı olarak görülmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

    Muhalefetin tutumunu eleştiren Erdoğan, ”Bu açık hakikate rağmen hala yapılan işi önemsizleştirmeye, değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya çalışan bir zihniyetin umutsuz çırpınışlarını da ibretle takip ediyoruz. Rabbim, hiç kimseyi siyasi, ideolojik ve nefsi bağnazlığı yüzünden kendi ülkesine ve milletine düşmanlık edecek seviyeye düşürmesin. Teknolojisi ve akıllı cihaz özellikleri ile geleceğin aracı olan, inşallah şubatta satışı başlayacak, mart sonunda yollara çıkacak Togg’a bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyoruz. Ülkemizin bu gururla tanışmasında katkısı olan herkese buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.

    “Sağlık sistemimizi ‘Health Türkiye’ başlığı altında küresel markaya dönüştürüyoruz”

    Türkiye’nin kalkınma devrimlerinin en önemli başlıklarından birini oluşturan sağlık alanında gelinen seviyeyi ve yeni hedeflerini Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle 31 Ekim’de İstanbul’da düzenlenen toplantıda tekrar değerlendirme imkanı bulduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sağlıkta gerçekleştirdiğimiz devrimin en önemli sembolleri güçlü altyapımız, dijitalleşme yoluyla hizmet standartlarını yükseltmemiz ve şehir hastanelerimizdir. Sağlık sistemimizi, çalışma şartlarını iyileştirdiğimiz insan gücümüz ve ülkemizin her köşesine uzanan yaygın altyapımız ile şimdi de sağlık sistemimizi ‘Health Türkiye’ başlığı altında küresel markaya dönüştürüyoruz. Bunun yanında ‘Health Türkiye’ çatı markasıyla dünyada yıllık 100 milyar dolara yaklaşan sağlık turizminden ülkemizin aldığı payı en yükseğe çıkarmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

    “Her kim Türkiye’yi terör örgütleriyle, mafyayla, küresel tefecilerle, uğursuzla, kopukla aynı fotoğrafın içine sokuyorsa yaptığı işin adı beşinci kol faaliyetidir”

    Polis Akademisi’nin 6. dönem mezuniyet töreninde emniyet teşkilatına katılan gençlerin sevincine ortak olduklarını ifade eden Erdoğan, ”Milletin huzurunu tahkim için yeniden yapılandırdığımız Polis Akademimiz göz dolduruyor. Uyuşturucu gibi bir insanlık suçuyla polisimize ve hükümetimize iftira atanların siyaset yapmanın ötesinde sinsi niyetlerle hareket ettiklerinin altını bir kez çizmek istiyorum. Her kim Türkiye’yi terör örgütleriyle, mafyayla, küresel tefecilerle, uğursuzla, kopukla aynı fotoğrafın içine sokuyorsa yaptığı işin adı beşinci kol faaliyetidir. Türkiye geçmişten bugüne çeşitli görünümlerle, söylemlerle ortaya çıkan beşinci kol elemanlarından çok çekmiştir. Milletimiz uzunca bir süre bu tür faaliyetler sebebiyle hak ettiği imkanlardan, eserlerden mahrum kalmıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılından aldığımız ilhamla ülkemizi Türkiye Yüzyılı’na hazırladığımız kritik bir dönemde yine aynı oyun sahnelenmeye başlandı. Ama bu defa açık, net söylüyorum; başaramayacaklar. Çünkü milletimiz ülkesinin 20 yılda kat ettiği asırlık demokrasi ve kalkınma hamlesinden edindiği tecrübe ile bu oyunları bozacak dirayete, ferasete sahip olduğunu sayısız örnekle göstermiştir” diye konuştu.

    Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bunlar sınırlarımız teröristiler tarafından taciz edilirken DEAŞ’ın, çukur eylemleriyle vatan topraklarına göz dikilirken PKK’nın, 15 Temmuz’da FETÖ’nün, Karabağ’ın işgaline karşı kardeşlerimizin yürüttüğü vatan muharebesinde Ermenilerin, ekonomik tuzaklarla ülkemize diz çöktürmeye çalışırken faiz lobilerinin ağzıyla konuşuyorlardı. Kendilerine verilen görev buydu, diyet borçları bunu gerektiriyordu. Son örneğini uyuşturucu iftirasıyla bir kez daha gördüğümüz aynı kirli oyunu bir kez daha bozacağız” ifadelerini kullandı.

    Geçtiğimiz cumartesi günü Gaziantep’te vatandaşlarla bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, “75 bin kişinin katıldığı toplu açılış ve mitingimiz, gerçekten Gaziantepli kardeşlerimizin 2023’e nasıl hazırlandığının en güzel ifadesiydi. Gaziray ile yapımı tamamlanan diğer eser ve hizmetlerin açılışını yaptıktan sonra 25 Aralık Panorama Müzesi’nde kadınlarımızla keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bizleri coşku ve samimiyetle bağrına basan tüm Gaziantepli kardeşlerimize teşekkür ediyorum” dedi.

    “2 bin Köy Yaşam Merkezi’ni hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden aktif eğitim birimi haline getirmeyi hedefliyoruz”

    2 bin Köy Yaşam Merkezi’ni hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden aktif eğitim birimi haline getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu okullarda öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul eğitimi verilmekle kalmayacak, okul binaları köy halkının ihtiyaçlarına göre çeşitlenen farklı mesleki ve teknik kursların düzenlendiği, kültür sanat faaliyetlerinin yürütüldüğü merkezler haline gelecek. Özellikle hanım kardeşlerimize önemli katkısı olacağına inandığım bu projenin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Yarın Hasankeyf Tüneli ve yollarının açılış törenine canlı bağlantı ile katılacağını söyleyen Erdoğan, perşembe günü 10 Kasım törenlerinin ardından başlayacak bir dizi yurt dışı program gerçekleştireceğini kaydetti. Erdoğan, ”Tekrar Özbekistan’a gidiyoruz, orada Türk Devletleri ile birlikte zirve oluşturacağız. Ardından Endonezya G-20 Liderler Zirvesi’ne, daha sonra Bahreyn’deki Diyalog Forumu’na, son olarak 2022 FİFA Dünya Kupası açılış programına katılacağız. Tüm bu programlarda gerçekleştireceğimiz toplantılarda ve görüşmelerde ülkemizin siyasi ve ekonomik vizyonuna uygun değerlendirmelerimizi muhataplarımızla paylaşacağız. Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğimiz programların hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

    “Geçmişte vesayet odaklarının devletin, milletin değerlerine karşı bir kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarımızla önemli ölçüde tamir ettik”

    Türkiye’nin dünyanın en eski, en güçlü, sürekli, en sağlam devlet geleneğine sahip devletlerin başında geldiğine dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti:
    “Anadolu’yu kendimize vatan yaptıktan sonra bu topraklarda yükselttiğimiz her bayrakla bakımsızlığın mihenk taşı devletimize sahip çıktık. Selçuklu’nun attığı temeller, vurduğu damgalar Anadolu’nun dört bir yanında yaşıyor. Osmanlı’yı bir uç beyliğinden cihan devletine taşıyan güçlü kurumsal temellerin çoğu halen hayattadır.”

    Cumhuriyetin tüm bu birikim üzerine mili irade üstünlüğüne dayalı yeni bir yapı olarak inşa edildiğine dikkat çeken Erdoğan, yerleşik bir medeniyet olan Osmanlı’nın Cumhuriyete bıraktığı mirasın bütünlüğünün korunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Üniversitelerimizden Meclisimize, adliyemizden maarifimize kadar Osmanlı’nın kurduğu müesseslerin çoğunun devam ettiği gerçeği devletteki sürekliliğin işaretidir. Bu gücün gerisinde milletin ve devletin ruh ve beden gibi ayrılmaz bir bütün olması vardır. Geçmişte vesayet odaklarının devletin, milletin değerlerine karşı bir kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarımızla önemli ölçüde tamir ettik. Artık sadece tarihten geleceğe uzanan kadim mirasın özüne uygun şekilde asli görevlerine odaklanmış, milletiyle et ile tırnak gibi bütünleşmiş şekilde çalışan bir devlete sahibiz. Milletimizin zenginliğinden ve kucaklaşmasından güç alan devletimizi her alanda hak ettiği yere çıkarmak için gece gündüz çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Biz bu çabaları gösterirken elimize kolumuza saldıranların, paçamıza saldıranların özgürlük söylemleri gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor”

    “Cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken devlet-millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik” diyen Erdoğan, ”Ancak korkaklar kendi insanlarının düşüncelerine kelepçe vurmak, kendi ülkesinin büyümesini engellemek ister. Biz milletine husumet besleyen korkaklarla mücadele ederek zihinlere ve kalplere vurulan prangaları kırarak, yasakları ortadan kaldırarak Türkiye’yi bugünlere getirdik. Büyük fikirlerin, büyük sanatçıların içinde hayat buldukları özgürlük sadece sloganla, lafla, kağıt üzerinde yapılan düzenlemelerle olmaz. Bunun için insanlara hayallerini gerçekleştirecekleri imkanları sağlamanız gerekir. Ülkemizi 81 vilayeti ve 85 milyon insanıyla kuşatan eser ve hizmetleriyle zenginleştirirken aslında gerçek özgürlüğün zeminini döşüyorduk. Yıllarca vesayet baskısı, terör örgütlerinin saldırıları, çetelerin tehditleriyle bunalan insanlarımızı güvenlik ve huzurun iklimine taşırken aynı zamanda bireyleri her alanda gerçek özgürlükle tanıştırıyorduk. Gelişmiş ülkelerdeki demokrasi ve refah standartlarına gıpta ile bakan insanımıza çok daha ileri hakları ve imkanları sunmak için mücadele ederken, her kesimden insanımızın özgürlük talebine cevap veriyorduk. Biz bu çabaları gösterirken elimize kolumuza saldıranların, paçamıza saldıranların özgürlük söylemleri gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor” açıklamasını yaptı.

    Ülkeyi yönetme sorumluluğu aldıklarında en önemli gördükleri konunun başında adaletin geldiğini ifade eden Erdoğan, ”Uzunca bir süre vesayetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaleti hakkın ve halkın aracı haline getirecek reformların altında da bizim imzamı bulunuyor. Adalet arayışımızın samimiyetinin sorgulanmasına asla rıza gösteremeyiz. Biz özgürlükleri genişletmek, adaleti vesayet elinden kurtarmak isterken önümüze türlü zorluğu çıkaranların ellerine fırsat geçtiğinde ilk yapacakları iş bu süreci tersine çevirmeye çalışmak olacaktır. Halbuki özgürlüğün de, adaletin de siyaseti olmaz. Bunlar insanların en tabi ve analarının ak sütü gibi helal haklarıdır. Amacımız bu kavramlarla siyasi polemik çıkarmak değil, ülkenin ve milletin kazanımlarına sahip çıkma kararlılığımızı ifade etmektir. Milli Mücadele’nin ardından Cumhuriyet ile taçlandırdığımız devletimizi daha ileriye taşımak için bu kararlığı hep birlikte ortaya koyduğumuzu göstermeye ihtiyacımız var. Teklifimiz, siyasetin dilinin, duruşunun ve davranışının merkezine devletimizi daha güçlü, milletimizi daha müreffeh yapmak olarak ifade edebileceğimiz ortak hayallerimizi koymaktır” dedi,

    Bugüne kadar hayata geçirilen eser ve hizmetlerin milletin ortak kazanımlarını ifade ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”2023 ortak hedeflerimizi Türkiye Yüzyılı olarak ortak geleceğimizi, 2053 ve 2071 ortak vizyonlarımızı ifade ediyor. İyiyi, güzeli, doğruyu, hakkı, hakkaniyeti takdir etmek, sahiplenmek, bu doğrultuda katkı vermek kimseyi küçültmez, tam tersine milletimiz nezdinde büyütür, itibar sahibi yapar. Köken, inanç, meşrep farkı olmaksızın ülkemizde her insanın, özellikle de gençlerimizin beklentisi, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla, demokrasinin tüm sacayaklarının akıl ve vicdan sahibi her kesimin bu şekilde davranması, gayret göstermesi, duruş sergilemesidir. 2023 diğer pek çok alanda olduğu gibi bu hususta da ülkemiz ve milletimiz için yeni bir milat, tarihi bir dönüm noktası olacaktır” dedi.

    “Son dönemde sosyal yardımlarımızın etkinliğini artıracak hem yelpazesini geliştirecek bir dizi yeni adımlar attık”

    Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği kritik sürecin sosyal desteklerin önemini giderek artırmakta olduğunu belirten Erdoğan, “Bu tür dönemlerin en yıkıcı etkileri düşük gelirli toplum kesimleri üzerinde ortaya çıkmaktadır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturuna gönülden inanan bir yönetim olarak bizim sosyal destekler konusundaki hassasiyetimiz çok daha fazladır. Bunun için son dönemde sosyal yardımlarımızın etkinliğini artıracak hem yelpazesini geliştirecek bir dizi yeni adımlar attık. Hayatının idamesi için gereken temel ihtiyaç maddelerine ulaşamayan vatandaşlarımıza kapsamlı yardımlarımız zaten devam ediyor. Bunların rakamlarını sürekli güncelleyerek devletimizin kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyoruz. Ayrıca gelir seviyesi belirli bir rakamın altında kalan vatandaşlarımıza içinden geçtiğimiz sancılı dönemde koruyucu, önleyici tarzda destek olacak yeni programlar geliştirdik. Türkiye’nin imkanlarını bu ülkede yaşayan her vatandaşımızla paylaşma düşüncesi ürünü bu programlardan biri de Türkiye Aile Desteği’dir. Bu kapsamda 2,5 milyon vatandaşımıza aktarılacak 3.2 milyar lira yarın hak sahiplerinin hesaplarına yatırılacaktır” dedi.

    Elektrik desteğinden yararlanan 3 milyon hanenin 666 milyon lira tutarındaki ödemesinin de bu hafta içinde yapılacağını açıklayan Erdoğan, ”Doğal gaz yardımının 2022 yılı kış dönemi ilk grup ödemesi de yine bu hafta içinde gerçekleştirilecektir. Engelli ve yaşlı maaşlarının hak sahibi 1 milyon 379 bin 493 kişiyi kapsayan 2.1 milyar lira tutarındaki kasım ayı ödemeleri de geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Vatandaşlarımızın kış dönemindeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ülke çapında faaliyet gösteren binin üzerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımıza ayrılacak ek periyodik payı iki kat artırarak 450 milyon liraya çıkardık. Sadece kasım ayında bu vakıflarımıza aktarılan kaynak 900 milyon lirayı buldu. Böylece bu hafta içinde kısaca ifade etmeye çalıştığım başlıklar altında 7 milyar lira tutarında bir sosyal destek rakamını insanlarımızın hizmetine sunmuş olduk. İnşallah hiçbir vatandaşımızı aç, açıkta, soğukta değil aynı zamanda ailesi içinde boynu bükük bırakmayacak bir anlayışla sosyal destek programlarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

    “Şayet uzlaşma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa Cumhur İttifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclise sunmayı planlıyoruz”

    Geçtiğimiz hafta başörtüsü serbestisini ve ailenin korunması hususlarını içerek Anayasa değişikliği teklifinin Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle görüşüldüğünü hatırlatan Erdoğan, ”Görüşmelerin neticesi alındıktan sonra şayet uzlaşma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa Cumhur İttifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclise sunmayı planlıyoruz. Prensip olarak temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz. Temennimiz de Mecliste bu değişikliği doğrudan kabul edecek çoğunluğun sağlanabilmesidir. Ancak milletimize sözümüz gereği Meclis denkleminde başka bir mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.

  • Adalet Bakanı Bozdağ’dan Anayasa açıklaması

    Adalet Bakanı Bozdağ’dan Anayasa açıklaması

    Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

    Adalet Bakanı Bozdağ, kapatılan Diyarbakır Cezaevi ile ilgili merkezi kütüphane ve müze haline getireceğini aktardı.

    Kötü hikayelere mekanlık etmiş böyle bir cezaevini açık tutmanın Türkiye için doğru olmayacağını söyleyen Bozdağ, “Türkiye’de darbelerle, acılarla, hak ihlalleriyle anılan 3 sembolik cezaevi vardı. Birisi Yassıada, 1960 darbesinin acılarını, hak ihlallerini ve cinayetini kapsıyordu. Orayı Yaslı ada değil, Demokrasi ve Özgürlükler adası yaptık. İkincisi, Ankara Ulucanlar Cezaevi, 12 Eylül’de Ulucanlar da maalesef pek çok acıya, tatsızlığa, hak ihlaline mekanlık etmiş ve acı hatıralarla anılan bir yerdi. Orayı da dönüştürdük, Kültür ve Turizm Bakanlığına devrettik, orası da müze olarak hizmet veriyor. Sonuncusu da Diyarbakır Cezaevi. 1978’de yapılmış ve 1980 darbesi sonrasında kimsenin arzu etmediği acılara mekanlık etmiş bir yer. Diyarbakır Cezaevini açık tutmak, Türkiye için doğru bir şey değildi. Şimdi Kültür Bakanlığı oraya bir hafıza müzesi ve kütüphane yapacak. Depreme dayanıklı mı değil mi, buna dair de bir analiz yapılacak” ifadelerine yer verdi.

    Anayasa sorusuna cevap veren Bozdağ, “Anayasa çalışmamız nihayete erdi. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edildi. Cumhurbaşkanımız, Grup Toplantısında açıklayabilir de açıklamayabilir de. Zamanlaması Cumhurbaşkanımızın takdirinde. 41’inci maddenin 1’inci fıkrası değiştiriliyor, 24’üncü maddeye de iki fıkra ekleniyor. Hem başı açık, hem başı örtülü olan, herkes için anayasal teminat getiriyoruz” dedi.

    “NATO’ya girmek istiyorlarsa sözlerini tutacaklar”

    Finlandiya hakkında da konuşan Bozdağ, “Siyasi bir konuşma değil, teknik düzeyde istişare yapacaklar. Açıklama gerektirecek bir durum olursa zaten duyururuz. NATO’ya girmek istiyorlarsa sözlerini tutacaklar. Bizim beyanlarımız çok açık, bize verdiği sözleri yerine getirecekler, NATO’ya giriş süreçlerini tamamlayacağız. Süreç başladı ama tamamlanmadı. Tamamlama, Meclis onayıyla olacak. Onay olmadıkça başlaması, bittiği anlamına gelmez. Meclis noktayı koyacaktır. Onlar sözlerini tutarsa, Türkiye zaten sözünde duran bir ülkedir ve sözünü tutar” dedi.

    Yeni infaz düzenlemesi ile ilgili de konuşan Bakan Bozdağ şu ifadelere yer verdi:

    “Yeni infaz düzenlemesiyle ilgili komisyon çalışıyor. Bunlar seçimden sonra yapacağımız işler. Şu anda yaptığımız taslak çalışmalar ayrı, nihayete erenler var, uzun vadeli olanlar var. Komisyonlar kuruldukça kamuoyuna duyuruyoruz, onlar çalışacak. Bilim Komisyonu kuruyoruz; hem kendi iç hukukumuzu, hem akademiyi, hem yargıyı, hem de uluslararası hukuku inceleyecekler. Bunlar zaman alacak. Bu çalışmalar bittikten sonra biz gündeme alacağız. Biz şimdi neler yapacağımıza dair hedefler ortaya koyduk ama muhtevayı henüz netleştirmedik. Bunlar seçimden sonra yapılacak.”

  • Başörtü düzenlemesinde son durum

    Başörtü düzenlemesinde son durum

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Muhterem İnce’nin yemin etmesi için düzenlenen törenden ayrılırken, gazetecilerin “yeni anayasa çalışmalarına” ilişkin sorularını yanıtladı.

    Bakan Bozdağ, Anayasa’nın 24. ve 41. maddeleriyle ilgili çalışmaları tamamladıklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istemesi halinde sunum yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

    Anayasanın 24. maddesi “din ve vicdan hürriyetini”, 41. maddesi ise “ailenin korunmasını ve çocuk haklarını” düzenliyor.

  • IKBY’de yaşayan Hristiyanlardan özerklik talebi

    IKBY’de yaşayan Hristiyanlardan özerklik talebi

    Irak’ın kuzeyindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) anayasa çalışmaları yaklaşırken, IKBY’deki Hristiyanlar özerklik talebinde bulundu.

    Irak basının Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) Hristiyan el-Rafideyin Grubu Başkanı Ferit İliya’ya dayandırdığı haberde, IKBY’de yaşayan Hristiyanların çoğunluğu oluşturduğu bölgelerde özerklik talebinde bulunduklarını aktarıldı.

    IKBY bayrağı ve milli marşında Hristiyanları sembolize edilmesini isteyen İliya, IKBY anayasasının tüm halkları ve oluşumlarına hizmet edecek bir şekilde yazılmasını istedi.

    IKBY anayasası, herkese saygı duyacak, adaletin sağlayacak ve bütün oluşumların haklarını güvence altına alacak bir şekilde yazılmasını talep eden İliya, Asuri, Kildan ve Süryanilerin çoğunluğu oluşturduğu bölgelerde özerklik tanımaya çağırdı. İliya, anayasada bireysel ve genel özgürlüklerin garanti altına alınmasını istedi.

    IKBY parlamentosunun önümüzdeki haftalarda yeni anayasanın hazırlanması için oturum yapması bekleniyor. 2015 yılında da benzer bir çalışmanın gerçekleştirildiği IKBY’de, siyasi partiler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle söz konusu anayasa çalışması meclise gönderilmemişti.