Etiket: ankara şehir hastanesi

  • 3. dozda tartışmayı bitirecek çalışma

    3. dozda tartışmayı bitirecek çalışma

    Ankara Şehir Hastanesi’nde Turkovac-Coronovac 3’üncü doz klinik çalışmasını yürüten ekipten Doç. Dr. Orhan Küçükşahin, “Tüm dünyanın merakla beklediği ‘3’üncü- 4’üncü doz aşı gerekecek mi?’ sorusunun cevabını bu çalışma kısmi olarak verecek. Şu anda Türkiye’de 3’üncü doz aşılama, belli yaş gruplarında belli kesimlerde açıldı. Buradaki amaç, daha genç bireylerde 3’üncü doz aşılamanın da etkinliğini değerlendirmek. Ne kadar çabuk bunun cevabını verebilirsek önümüzdeki günlerde en azından 3’üncü doz aşılarla ilgili tartışmalı kısımların önüne geçmiş oluruz” dedi.

    Sağlık Bakanlığı, Kayseri Erciyes Üniversitesi’nce geliştirilen ve Faz-3 çalışmaları devam eden yerli Covid-19 aşısı Turkovac ile Çinli Sinovac firması tarafından geliştirilen Coronovac üzerinde 3’üncü doz klinik çalışması başlattı. Ankara Şehir Hastanesi’nde gerçekleştirilen çalışma ile 2 aşının 3’üncü doz etkinlik düzeyleri karşılaştırılacak ve tüm dünyada tartışılan 3’üncü doz-4’üncü doz gerekliliği bilimsel verilerle ortaya koyulacak. Çalışmaya 2 doz Sinovac aşısı yapılıp, 2’nci dozun üzerinden 90 gün geçen 18-59 yaş arası 220 gönüllü alınıyor.

    ‘3’ÜNCÜ DOZ ETKİNLİĞİNİ DEĞERLENDİRME ARAŞTIRMASI’

    Çalışmayı yürüten ekipte yer alan Doç. Dr. Orhan Küçükşahin, 1 haftadır süren çalışmaya ilişkin DHA’ya açıklama yaptı. Küçükşahin, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı desteğinde çalışmayı yürüttüklerini belirterek, “Tüm dünyanın merakla beklediği özellikle ‘3’üncü doz- 4’üncü doz aşı gerekecek mi?’ sorusunun cevabını kısmi olarak verecek bu çalışma. Aynı zamanda Turkovac ile Sinovac aşısını birbiriyle hem kıyaslama hem de 3’üncü doz etkinliğini değerlendirme araştırması yapmaktayız. 18-59 yaş arası sağlıklı gönüllüler katılabilir. Çok ağır hastalığı olmayan, gebe olmayan ve Covid geçirmeyen vatandaşlarımızı 3’üncü doz aşı çalışmasına bekliyoruz” dedi.

    ‘CİDDİ YAN ETKİYLE KARIŞLAŞILMADI’

    Turkovac ve Sinovac’ın benzer yapıda aşılar olduğunu vurgulayan Küçükşahin, “Şu anda Türkiye’de 3’üncü doz aşılama, belli yaş gruplarında belli kesimlerde açıldı. Buradaki amaç, daha genç bireylerde 3’üncü doz aşılamanın da etkinliğini değerlendirmek. Biz yaklaşık 1 haftadır aktif olarak gönüllü kabul ediyoruz ve hızlı bir şekilde çalışmamız devam ediyor. Uygun sayıya ulaştığımızda hızlı bir şekilde çalışmamızı sonlandırmayı düşünüyoruz. Şu anda herhangi bir yan etki görmedik. Biz Sinovac kullanırken ilk başta da ciddi bir yan etkiyle karşılaşmadık. Aynı şekilde Turkovac çalışma grubunda da ciddi bir yan etkiyle karşılaşılmadı” diye konuştu.

    ‘TARTIŞMALI KISIMLARIN ÖNÜNE GEÇMİŞ OLURUZ’

    Çalışmayı hızlıca bitirmeyi amaçladıklarını belirten Doç. Dr. Küçükşahin, “Biz ne kadar çabuk bunun cevabını verebilirsek önümüzdeki günlerde en azından 3’üncü doz aşılarla ilgili tartışmalı kısımların önüne geçmiş oluruz. Mutlaka aşılanmamız lazım çünkü aşılanmamış her birey virüsün yaygınlaşması ve mutasyona uğramasına neden olacaktır. Bu aşamada elimizdeki mevcut aşıların etkisiz hale gelmemesi çok önemli. Tüm toplumumuzun hızlı bir şekilde aşılanması gerekiyor” dedi.

  • Bilim Kurulu Üyesi: 1 kişi 100 kişiye virüs bulaştırıyor!

    Bilim Kurulu Üyesi: 1 kişi 100 kişiye virüs bulaştırıyor!

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüs salgınında vaka artışlarının nedenlerini değerlendirdi. Doç. Dr. Kayıpmaz, “Aslında istemediğimiz şey yasaklamaların, kısıtlamaların gündeme gelmesi. Tedbirlere uymayı biz başarabilsek ve biraz da birbirimize mesafeli yaşamayı, kalabalıklardan kaçınmayı öğrenebilsek belki de hiçbir kısıtlama gerekmeden bu hastalığı kontrol altına alabileceğiz; yeni vaka sayılarında da bir artış olmayacak. Ama biz bu kadar ‘kalabalıklardan kaçının’ dedikçe Ankara ilimizde bile mahalle arasında uzun halay zincirleri oluştuğunu görüyoruz. Neredeyse koronavirüs halay çekiyor. Virüs gücünü temastan alıyor ve bu halay ortamında, düğünlerde; yakın mesafelerde ciddi anlamda yeni vaka sayılarına yol açıyor. Hasta bir kişi de birçok insanı enfekte edebiliyor. Temas ettiği kişiye göre hastalığı bulaştırdığı kişi sayısı 30-35’i, bazen de yüzlerle ifade eden sayıları bulabiliyor” diye konuştu.

    ‘MESAFEALİ YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, vatandaşlara maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyma noktasında uyarı yaparak, ”Ankara’da izole olması gereken kişilerin hafta sonu Bolu’da Gölcük’te tabiat parklarının girişinde yakalandığını görüyoruz. Biz izolasyon kurallarına, tedbirlere uymazsak bu da vaka sayılarına yansıyor. Vaka sayıları da bir süreden sonra salgının kontrolü anlamında işlerin daha da olumsuz gitmesine neden oluyor. Yani illa bizlerin biz kısıtlama beklememesi lazım. Biz artık mesafeli yaşamayı öğrenmeli, kurallara riayet etmeyi öğrenmemiz lazım. İlla her şey ceza ile kısıtlama ile olacak diye bir şey yok. Ama örneğin Ankara İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun aldığı karar gibi bölgesel ya da ulusal anlamda kararlar alınması gerektiği vakitte alınır. Bu noktada 65 yaş üstündeki bireyler hastalıktan daha çok etkileniyor. Daha hassas, incinebilir bir grup. Bizim bu incinebilir grubu da korumamız lazım” ifadelerini kullandı.

    ‘BU SON DERECE ÖNEMLİ BİR KARAR’

    Koronavirüsle mücadele kapsamında muhtarlar ve kanaat önderlerinin bölgelerinde aktif olarak yer almasının önemine dikkat çeken Doç. Dr. Kayıpmaz, “Bu son derece önemli bir karar. Pandemi kurullarında olsun ya da diğer karar alıcı mekanizmalarda olsun, bölgelerin özelliklerine göre bölgeleri iyi bilen, tanıyan, insan özelliklerini iyi bilen ve bu insanlar üzerinde fikri anlamda etkinliği olan kişilerin yer alması ve onların düşünceleri ve görüşleri çok önemli. Çünkü insanlar onların sözlerine itibar ediyor. Sadece sözleri değil davranışları da son derece önemli. Sadece sözle bir şeyleri ifade etmek önemli değil. Onlar da bu tedbirleri günlük hayata geçirdiği ölçüde onları takip eden insanlar da bu ‘influencer’ diye tabir edilen etkileyici kişileri takip edip, yaşamlarını ona göre düzenleyebilirler. Bunun da salgının kontrolü anlamında, bir iletişim noktasında son derece önemli bir kriter olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.