Etiket: Ankara

  • Gazi ve şehit aileleri için

    Gazi ve şehit aileleri için

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz” dedi.

    CHP Lideri Özgür Özel TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Seninle pazar gezemem’ sözüyle ilgili Özel, “Diyor ki, ‘Beni pazara çağırıyor, seninle pazar gezemem.’ Benle gezme, mesulü ben değilim.

    Baktım ne zaman pazara gitmiş? Başbakanlığından beri uğradığı yok. Tarım Kredi’de alışveriş yaparken görülmüş. Erdoğan’ın üç yıl önce Tarım Kredi marketinden 4,5 liraya aldığı gofret, bugün 35 lira. 1 liraya aldığı çikolata, bugün 10 lira. 4,5 liraya aldığı bisküvi, 45 lira olmuş.

    Gidip aynı alışverişi yapsın, fişini görelim. Üç yılda maaşlardan bir sıfır attın, fiyatlara bir sıfır ekledin. 10 kat fark var. Millet daha önce ihtar etti, anlamadın. İlk seçimde Erdoğan gidiyor, halkın iktidarı kuruluyor” dedi.

    “Eğitimden memnuniyetsizlik yüzde 80 oranında”
    Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerin, emekli öğretmenlerin, atanmayan öğretmenlerin ve Türkiye’deki eğitim sisteminin bütün sorunlarını konuştuklarını dile getiren Özel, “Milli Eğitim Akademisi’nin gelecek yıldan itibaren yapacağından beteri de bu sene yapılan ve subjektif kriterlerle, söz verildiği halde yapılmayacağına yapılan mülakatla yeni mağdurlar oluşturuldu.

    En düşük öğretmen maaşı bu iktidar geldiğinde 23 çeyrek altın satın alabilirken, bugün 8 çeyrek altın satın alabiliyor. Düşünün ki bu iktidar bir öğretmenin maaşından 15 çeyrek altın, bugünkü parayla 75 bin lira çalmış. Beğenmedikleri, her fırsatta kötüledikleri üçlü koalisyon, Ecevit hükümeti öğretmenleri bu iktidara emanet ederken öğretmenler 23 çeyrek altın, kabataslak bugünün parasıyla 110 bin lira maaş alıyorlardı.

    Bugün 40 bin lira maaş alır hale getirdi bu iktidar onları. Biz tüm sorunları etraflıca konuştuğumuz, değerlendirdiğimiz ve yol haritamızı önümüzde netleştirdiğimiz bir sürecin içindeyiz. Yapılan tüm çalışmalar vatandaşın yüzde 80’inin bu eğitim sisteminden memnun olmadığını, AK Parti’nin en çok oy aldığı seçmen gruplarında bile eğitimden memnuniyetsizliğin yüzde 80’lere yakın olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

    “Yerinde dönüşüm desteği en az iki katı artırılmalı”
    Rezerv alan sorununun bütün deprem bölgesinde sürdüğünü savunan Özel, “Belirsizlik sürüyor. ‘Az hasarlı yapıları onarıp içine geçebilirsin’ dediler. Kredi çekildi, borç alındı.

    Şimdi ‘Biz orayı rezerv alan ilan ettik. Senin evini de yıkacağız’ diyorlar. Bu soruların derhal ortadan kaldırılması gerekiyor. Ayrıca yerinde dönüşüm için 750 bin lirası hibe, 750 bin lirası kredi bir destek vardı. Ama bu 21 ay öncesinin rakamıydı. Şimdi geldiğimiz noktada bu para ile yani 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi ile ev yapmak bugünkü fiyatlarla mümkün değil.

    Bunun en az 1,5 milyon hibe, 1,5 milyon lira krediye dönüştürülmesini talep ediyor örgütler. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak zaten bu evlerin ücretsiz yapılmasını, bir evin ücretsiz verilmesini savunuyorduk.

    Bu çok haklı talebi de buradan dile getiriyoruz ve sonuna kadar destekliyoruz. Hatta keşke 2 milyonu hibe olsun, 1 milyon lirası kredi olsun, çok daha doğru olur. Bunu da bütçe görüşmelerinden önce deprem bölgesinin en önemli meselelerinden bir tanesi olarak kayda geçirmek isteriz” dedi.

    “Oradaki mücadele çok önemli, anlamlı
    Nallıhan’daki işçi eylemleri hakkında konuşan Özel, “Nallıhan’da, Meclis’e 2 saatlik mesafede Çayırhan Termik Santrali ve Maden İşletmesi’nde madenciler haklarını arıyorlar.

    Oradaki mücadele çok önemli, anlamlı ve aslında bugünkü saray rejiminin gerçek yüzünü göstermek açısından da çok anlamlı. 1987’de devlet kurdu oraya; hem santrali, hem madeni açtı ve 13 sene işletti. 2000-2020 yılları arasında da rödovans yoluyla özel sektöre kiralandı. 2020’de sözleşme bitti, tekrar devlete geçti.

    2020 öncesi 20 yılda, yılda 100 milyon dolarlık oradan kömür çıkarılıp yakılarak, elektrik satılmış. 100 milyon dolar yıllık. 20 yılda 2 milyar dolar. Ne yapmışız? O özelleştirme furyasında, ne yapmışız? Altın yumurtlayan tavuğu kesmişiz. Alan çok kârlı bir iş yapmış, parasına para katmış. 2020’de de usulüne uygun devlete devretmiş.

    4 yıldır orayı TKİ’nin bir şirketi yönetiyor ve şimdi yeniden özelleştirme kapsamına alıyorlar. 4 Aralık tarihinde yeniden özelleştirecekler” ifadelerini kullandı.

    “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz”
    MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Öcalan” çağrısına ilişkin Özel, “Bahçeli geçen ay bir açıklama yaptı. O açıklamasının arkasında durduğunu defalarca söyledi. Bugün de söyledi. O konuda da bizimle ilgili söyledikleri konusunda da konuşmanın sonunda bir şeyler söyleyeceğim ama ben geçen hafta şöyle bir şey yaptım.

    Bu Bahçeli’nin söyledikleri var, bizim de bir hattımız var. Biz ne diyoruz? ‘Şehit gelmeyecekse, annelerin gözyaşı dinecekse, Meclis odaklı, samimi, şeffaf ve toplumsal mutabakata dayalı bir iş olacak, bütün partiler içinde olacak, biz de oluruz’ diyoruz. Ama ‘Toplumsal mutabakatta bir kırmızı çizgimiz var’ diyoruz. O da şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakarız. Onlar ‘olur’ diyorsa ‘olur’ deriz. Böyle yapıyorlarsa ‘olmaz’ deriz. Onların rızası olmayan hiçbir iş yapmayız diyoruz.

    Geçen hafta daha önce Sayın Genel Başkan Yardımcım, gölge Milli Savunma Bakanımız Yankı Bağcıoğlu, 34 şehit ailesine ve Gazi Derneği’ne gitti. Geçen hafta Ankara’daki ikisi dernek biri vakıf, polislerin, terörle mücadelenin ve muharip gazilerin derneklerine ve vakıflarına gittik. Üçünün özelliği, kamu yararına çalıştığı için devlet tarafından belge verilen ve devlet tarafından Milli Savunma Bakanlığı’nın verdiği binada oturan, devletten yaptıkları hizmetler için katkı alan, ödenek alan üç derneği ziyaret ettim, canlı yayında basın toplantısı yaptım, başkanları yanlarımdaydı ve gazetecilerin önünde de başkanlar konuştu.

    Dedikleri şu, ‘’Meclis’te şeffaf, hesap verebilir, toplumsal mutabakata dayalı deyip şehit aileleri de bu sürecin içinde olursa’ diyorsunuz biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne teşekkür ediyoruz, bu süreçte tek güvencemiz sizsiniz’ dediler. Dernekler orada, başkanlar orada ve dedi ki başkan, kayıt altında. ‘Biz huzur gelsin isteriz ama süreç siyasi bekaya malzeme edilirse haklarımızı da helal etmeyiz’. Ben de kendilerine söyledim, buradan bir kez daha söylüyorum: Biz şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların ‘evet’ demediği hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

    “Hiç kreş açmadık’ diyeceklerine ‘kreşleri kapatırız’ diyorlar”
    Özel konuşmasına şöyle devam etti:
    “Şimdi sizlere siyasi hırsların, siyasi hazımsızlığın eseri olan bir iktidarın nasıl suçüstü yakalandığı anlatacağım, nasıl suçüstü yakalandığını. Mevzu şu: Herkes kamuoyu araştırmalarına bakıyor, seçmen davranışlarını anlamaya çalışıyor. Bir çalışma var, kendileri yaptırmışlar. 2019’da birinci seçimde AK Parti’ye oy vermiş.

    Mazbata iptal olmuş, YSK darbe yapmış. İkinci seçimi Ekrem Başkan 806 bin farkla kazanmış ya. Orada da Tayyip Bey’e inanmış, yine AK Parti’ye oy vermiş kadın seçmenleri çalışıyorlar. İki seçimde de AK Parti’ye vermiş, bu seçimde dönmüş İmamoğlu’na oy vermiş. Niye diye soruyorlar? Niye? Oy değiştirme davranışında ne etkili? Birinci sıra; Anne Kart. 0-5 yaş arası kadınlara Ekrem Başkan’ın yolladığı, işte doğumdan itibaren Hoş geldin Bebek paketiyle başlayan, esas olarak da ücretsiz ulaşım sağlayan çocuklarıyla annesine, bir yakınına gitmeye.

    Parası yok ki çocuğu bir yere bıraksın. Bir yakınına ücretsiz gidiyor, oraya bırakıyor, işini görüyor. Ücretsiz Anne Kart. Ben gözümle gördüm. Çocuğu bir eliyle tutuyor, çantadan çıkarıyor Anne Kart’ı. Ekrem Bey’e, kartı tutarak kalp yapıyorlardı seçim otobüsüne.

    Kaç Anne Kartlı annenin Ekrem Başkan’a minnet gösterdiğini gördüm. AK Parti de çalışmada görmüş. Bir Anne Kart, iki ücretsiz kreş; çok uygun fiyatlı kreşler. Bunu görünce, ‘Kardeşim biz yanlış yapmışız. Biz İstanbul’da hiç kreş açmadık. Bunlar geldiler, İstanbul’da bir yıl içinde 105 tane kreşi açtılar. Milletin gönlüne girdiler.”

    “11 aydır asgari ücrete zam yok, neden hala yüksek enflasyon?”
    Yılın son ayına girdiklerini ve Aralık‘ta 2025 asgari ücretinin belirleneceğini hatırlatan Özel, “Geçen hafta sendikalar geldi. DİSK, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ. Verdikleri, üzerinde mutabık oldukları veriye göre Türkiye’de işçilerin yüzde 57’si asgari ücret alıyor. Bu rakam Avrupa’da, Avrupa Birliği ülkeleri arasında yüzde 9. Bir tarafta 100 kişiden 9’u asgari ücret alıyor, asgari ücretleri çok yüksek.

    Ama hızla işçi kıdem aldıkça altı ay, bir yıl içinde asgari ücretten kurtuluyor, kopuyor, daha yukarılara gidiyor. Bizde her sene asgari ücret alanların sayısı artıyor çünkü gitgide emek daha çok sömürülüyor. Türkiye’deki oran yüzde 57. Beş işçiden üçü asgari ücretle çalışıyor ve bu iktidar asgari ücretin nasıl artırılacağına çalışacağına, ‘Asgari ücretle ilgili nasıl algı operasyonları yapabilirim, nasıl insanları kandırabilirim’ ona çalışıyor.

    Diyor ki, ‘Enflasyonu düşürmek için gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre zam vermeliyiz.’ Türkçesi, 17 bin lira olan, seçimden önce ‘Yılda dört kez enflasyon ayarlaması yaparız’ deyip, 11 aydır enflasyona mahkûm edilen, bir yıl boyunca zam yapılmayan 17 bin 2 liralık asgari ücret, verildiği güne kadar alım gücü 9 bin liraya düşmüş olan asgari ücret.

    Bugün o asgari ücrete enflasyon kadar, yüzde 49, yüzde 50, yüzde 49 zam yapmak yerine ‘Biz yüzde 22 enflasyon hedefliyorduk, o zammı yapalım. Sonra yüzde 22 diyelim, son gün 30’a çıkaralım, bu işi yüzde 30’a bağlayalım’ diye düşünüyorlar. Yani ‘17 bin liralık asgari ücreti 22 bin lira yapıp, bir sene boyunca insanlara bu asgari ücrete mahkûm edelim’. Bütün hesap bu.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yaptığı hesaplamaya göre asgari ücrete yapılan yüzde 1’lik zam, enflasyonu 10 binde 7 etkiliyor. Geri kalanı bu hükümetin yaptığı diğer işlerden etkileniyor ama bir laf yaymaya çalışıyorlar, ‘Asgari ücrete zam verirsek fiyatlar fırlar’. 11 aydır zam vermiyorsun asgari ücrete. Neden fırladı bu fiyatlar? Neden hala yüzde 50 enflasyon” diye konuştu.

  • Erdoğan’dan açıklama

    Erdoğan’dan açıklama

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Dijital hareket, yeryüzündeki tüm semavi dinleri, özellikle de İslam’ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonunda Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri temasıyla düzenlenen 7. Din Şurası’nda konuştu.

    Şura’nın hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7. Din Şurasının açılışında Diyanet İşleri Başkanlığı Külliyemizde sizlerle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Şuranın aramızdaki birliği, beraberliği, muhabbet ve kardeşlik ruhunu tazelemesini, güçlendirmesini Allah’tan temenni ediyorum.

    Şura kapsamında üç gün boyunca beş ayrı çalışma komisyonu bünyesinde düzenlenecek oturumların sunulacak tebliğlerin yapılacak tartışmaların ve müştereken alınacak şura kararlarının ülkemiz milletimiz ve alemi İslam için hayırlar getirmesini Rabb’imden niyaz ediyorum. Bu önemli toplantıyı tertip eden Diyanet İşleri Başkanlığımıza Din İşleri Yüksek Kurulumuza programın başarılı bir şekilde geçmesi için emek sarf eden tüm kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Sözlerimin hemen başında şu hususu samimiyetle ifade etmek istiyorum” dedi.

    “Bizler beş yılda bir toplanan din şuralarını temiz ve imanlı ellerin muhlis bir kalple hazırladığı bereketli bir ilim ve tefekkür sofrası olarak görüyoruz“ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sözü, fikri, eseri, müktesebatı ve tavsiyeleriyle bu sofrayı zenginleştiren ilim ve fikir insanlarına, yani sizlere İslam’ın çizdiği o emin istikamette ebedi saadete giden bu muazzez yolda birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımız olarak bakıyoruz. Rabbim bu sofrayı daha da büyütmeyi, daha da bereketlendirmeyi, sizlere de, bizlere de nasip eylesin diyorum.

    Yalnızca ülkemiz için değil, gönül coğrafyamız, yurt dışındaki vatandaşlarımız ve dünyanın farklı köşelerindeki tüm kardeşlerimiz için fayda sağlamasını ümit ettiğimiz 7. din şurası kararlarının titizlikle uygulamaya konulmasının ehemmiyetini şimdiden hatırlatmak isterim” diye konuştu.
    Bugüne kadar şuralarda alınan kararların takibini bizzat yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,”2019’da düzenlediğimiz 6. din şurasının kapanış programında Sayın Başkanımıza kararların tatbikiyle ilgili hassasiyetimizi ifade etmiştim.

    Bir önceki şurada alınan kararların 5 yıllık bir süre zarfında yüzde 95’lik bir oranla hayata geçirilmesini takdirle karşılıyor, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve kıymetli mensuplarını yürekten tebrik ediyorum. Diyanet teşkilatımız bünyesinde yurt içi ve yurt dışında ila-yi kelimetullah yolunda büyük bir gayretle çalışan, aşkla atan kalpleri İslam’la buluşturan tüm kardeşlerimize tüm hocalarımıza, tüm büyüklerimize çalışmalarında iyilikler, güzellikler, hayırlar temenni ediyorum.

    Dünya defterini kapatıp ebedi aleme irtihal eden hocalarımıza da bu vesileyle Allah rahmet diliyor, aziz hatıralarını şükranla yad ediyorum. Muhterem hocalarım, saygıdeğer katılımcılar, Allah azze ve celle Kuranı Kerim’de Hicr suresinin 9. ayetinde on dört asır önce müminlere şöyle buyuruyor. Muhakkak ki bu kitabı bu vahyi biz indirdik ve muhakkak ki onu koruyan da biziz. Mukaddes kitabımız Kur’an’ı, vahiy, yani dinimizi muhafaza edecek olan, ebedi koruyacak olan Allah Teala’dır” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Dinine yönelik saldırılara karşı güven ve sorumluluk vurgusu yaparak,” Şurası bir gerçek ki bu ayeti kerime dinimize yönelik saldırılar konusunda bizlere sonsuz bir özgüven aşılıyor. Hiç şüphesiz dinimiz emin ellerdedir. Dinimiz Yüce Rabbimizin muhafazası, koruması altındadır.

    Ancak bu garanti bizim yani kulların üzerinden mesuliyeti çekip almasın. Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz. Dinimize yönelik saldırılarda her ne kadar sınırsız bir emniyet içindeysek dindarlara yönelik saldırılarda ise tedbir alacak, bu saldırıları göğüsleyip püskürtecek olan bizden başkası değildir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca İslam medeniyetinin dünya genelinde inşa ettiği büyük ilim ve medeniyet merkezlerine dikkat çekerek, Batı’nın geçici üstünlüğünün er ya da geç sona ereceğini belirtti. Yapmış olduğu açıklamada, tarihimize baktığımızda şunu görüyoruz. Dinimiz İslam, Mekke ve Medine’den başlayarak asırlar boyunca çok geniş bir coğrafyada eşsiz güzellikte medeniyetler inşa etmiştir.

    Bağdat, Şam, Kahire, Buhara, Semerkant, Gırnata, Kurtuba, Konya, Bursa ve İstanbul asırlar boyunca dünyaya istikamet çizen ilim ve medeniyet merkezleri olmuştur. Batının kan, gözyaşı katliam, soykırım ve sömürüye dayanan ilerlemesi Doğu’nun ilahi ve insani medeniyetini boğmak için, altını çizerek söylüyorum, geçici bir dönem üstünlüğü eline geçirmiştir” açıklamasını yaptı.

    İslam medeniyetlerini inşa eden ruh ve özün ilk günkü gibi tazeliğini muhafaza etmekte olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların ruh kökleriyle olan bağlantısının, uygar dünyayı rahatsız ettiğini belirterek,” Gün gelecek kutsalı ve insanı dışlayan ilerleme dönemlerinin parantezi er ya da geç kapanacak, Batı uygarlığı Büyük bir gürültüyle çökerken sahip olduğumuz öz ve ruh ile bizim ilahi, insani aşk medeniyetimiz hem de daha güçlü olarak Allah’ın izniyle tekrar inkişaf edecek, şaha kalkacaktır.Şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum.

    Biz kendi kodlarımızla, kendi medeniyetimizin yeniden inşasına ne kadar inanıyorsak medeniyetimizin tekrar dirileceğine de o derece inanıyoruz. Müslümanların kendi ruh kökleriyle olan irtibatı uygar dünyayı rahatsız etmekte, o ruh kökünü yıpratmak, o ruh kökünü koparmak için asırlardır Müslümanlara sadece fiilen değil, manen ve fikren de saldırılmaktadır. Bu saldırıların son asırda büyük ivme kazandığını, son yıllarda ise adeta zirve noktasına ulaştığını burada hatırlatmak durumundayım” değerlendirmesini yaptı.

    “13. yüzyıldaki Moğol istilasının İslam dünyasını harabeye çevirdiğini ancak İslam’ın özünü ve ruhunu yok edemediğini belirten Erdoğan, ”20. yüzyılda Osmanlı Devleti başta olmak üzere İslam topraklarına saldırılar Müslümanları zayıflatmış, güçten düşürmüş, hatta parçalamış, ama İslam’ın nurunu söndürememiştir. Bugün ise işte o nura, o aydınlığa, imanımıza, değerlerimize, yani bizi biz yapan kodlarımıza, ruhumuza, özümüze yönelik çok yoğun, çok kapsamlı, her zamankinden daha planlı ve sinsi bir saldırı söz konusudur.

    Filistin’de, Gazze’de, Lübnan’da ve diğer İslam beldelerinde katliam yaparak, Müslümanların soyunu kurutmaya çalışanlar apaçık ortadadır. Oysa küresel ölçekte Müslümanlara ve İslami değerlere saldıran gizli, sinsi düşman Gazze’dekinden çok daha fazla etki ve hasar bırakmaktadır. O gizli ve sinsi düşman, her yolu ve yöntemi kullanmakla birlikte en çok da medya ve son dönemde sosyal medya ile savaşını yürütmektedir” diye konuştu.

    Dijital dünyanın küresel ölçekte tüm değerleri tahrip ederken, Müslümanları ve özellikle de ehli sünnet akaidini doğrudan hedef tahtasına koyduğun vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Bugün çocuklar anne babalarının, ailenin, öğretmenin, mahallenin talim ve terbiyesinden ziyade, üzülerek ifade ediyorum, dijital medyanın talim ve terbiyesine daha fazla maruz kalıyor. Dijital alemin sadece bir kapitalist araç olmadığını sadece para kazanma sadece eğlence amacı gütmediğini fark etmemiz gerekiyor.

    Dijital tekno kültürü yönetenler ve yayanların, bir taraftan ciddi paralar kazanırken diğer taraftan da kendi fikir, inanç ve yaşam tarzlarını yeni nesillere zerk ettiğini görüyoruz. Bugün şunu çok net biçimde söylemek isterim. Dijital hareket yeryüzündeki tüm semavi dinleri özellikle de İslam’ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir.

    Ne yazık ki bu yapay dinin müntesipleri de küresel ölçekte gittikçe artmaktadır. Yapılması gereken çok açıktır. İlk olarak 7. din şurasının da ana temasını oluşturan dijitalleşen dünyada diyanet hizmetleri yeniden değerlendirilmelidir. İkincisi dijital inanç sistemleri karşısında Müslümanların tüm değerleriyle korunabilmesi için acil önlemler alınmalı ve hayata geçirilmelidir.

    Gerek din hizmetlerinde dijital dünyadan istifade ederken gerekse dijital saldırılara karşı değerlerimizi savunurken özümüz, ruhumuz bizi var eden köklerimiz büyük bir itinayla korunmalıdır. Ümmeti Muhammed önce yapay haritalarla bölünmüş, ardından ırkçılığın körüklenmesiyle birbirlerine hasım yapılmıştır. İslam aleminin bugünkü vahdetten uzak görüntüsünün altında 19. yüzyılda Müslümanların içine enjekte edilen mikro milliyetçilik fikri vardır. Bugün de medya ve sosyal medya üzerinden lümpen ırkçı hareketler rahatça örgütlenebilmekte ve propaganda yapabilmektedir” dedi.

  • Okulda kapsamlı yenileme çalışması

    Okulda kapsamlı yenileme çalışması

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Nijerya’nın Kano kentinde eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren “Kano Capital School” adlı okulda kapsamlı yenileme çalışması gerçekleştirdi.

    Nijerya, Afrika’nın en büyük ekonomilerinden biri olmasının yanı sıra, hızla artan genç nüfusuyla dikkat çekiyor. Nüfusunun neredeyse yarısı 18 yaş altında olan ülkede öğrenim gören gençler sağlıklı, modern ve güncel pedagojik ögeleri içeren eğitim ortamlarına erişmekte oldukça zorlanıyor.

    Nüfusunun önemli bir bölümü Müslüman Haussalardan oluşan ve aynı zamanda ülke tarihi ve kültürü açısından da önemli birçok mirasa ev sahipliği yapan Kano, 4 milyona yakın nüfusuyla Nijerya’nın en büyük ikinci şehri Kano’da yer alan “Kano Capital School” TİKA tarafından yenilendi.

    Kapsamlı yenileme
    Uzun yıllardır kısıtlı imkanlarla eğitim veren okulun 6 sınıflı ana binası ve bilgisayar bloğu kapsamlı bir yenileme sürecinden geçti.

    Çalışmalar kapsamında, okulun çatısı yeniden inşa edildi; iç ve dış duvarlar onarılarak boyandı; kapı ve pencereler yenilendi; zeminlere fayans ve mozaik döşendi; elektrik ve su tesisatları değiştirildi; LED aydınlatma sistemleri kuruldu; tuvaletler onarıldı ve paratoner sistemleri kurularak okulun güvenlik altyapısı güçlendirildi.

    Ayrıca okul, akıllı tahtalar, projeksiyon cihazları, güvenlik kameraları, öğretmen masaları, öğrenci sıraları, klima ve vantilatörlerle donatıldı.

    Enerji ve su altyapısı güçlendirildi
    Okulun enerji altyapısı da güneş enerjisi sistemleriyle desteklenirken, açılan yeni bir su kuyusu ile öğrencilerin temiz suya erişimi sağlandı. Bu yeniliklerle birlikte okulda, 4-18 yaş arası 600 öğrenciye daha sağlıklı ve modern bir eğitim ortamı oluşturuldu.

    Modern Eğitim teknolojilerine erişim hedefleniyor
    Yenilenen Kano Capital School, 22 Kasım 2024 tarihinde düzenlenen bir törenle Nijerya Milli Eğitim Bakanlığına teslim edildi. Törene, yerel yetkililer, TİKA temsilcileri ve öğrenciler katıldı. TİKA’nın gerçekleştirdiği bu proje, Nijerya’nın eğitim altyapısını güçlendirmeyi, öğrencilerin modern eğitim teknolojilerine erişimini artırmayı ve eğitimde fırsat eşitliğini desteklemeyi hedefliyor.

  • Döner ayran 1 lira

    Döner ayran 1 lira

    Ankara’da bir işletme açılışa özel döner ve ayranı 1 liradan satışa sundu. 1 ton etin müşterilere hazırlandığı açılışta dönerler 3 saat içerisinde tükendi.
    Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde açılışa özel tavuk döner ve ayranın fiyatını 1 lira yaptı. Kampanyayı duyan vatandaşlar ise açılış saatinden dakikalar önce restoran önünde yerini aldı.

    Yoğunluğun yaşandığı restoran önünde metrelerce kuyruk oluştu. Kimi vatandaşlar birden fazla döner almak istediklerini söylerken kimileri ise sanayide çalıştığını ve durumu değerlendirmek istediklerini kaydetti.

    “Daha önce böyle bir kampanya görmemiştik”
    Açılışa özel kampanyadan yararlanmak için sıraya giren Nazmi Başkaya, “Daha önce böyle bir kampanya görmemiştik. Allah razı olsun yapanlardan, hayırlı işleri olsun. İnsanlar ekonomik olarak neresi iyiyse oraya geliyorlar. Sanayide yiyecekler çok pahalı olduğu için de biz buraya geldik” dedi.

    “Soğukta 1 lira olan döneri duyunca geldik, bekliyoruz”
    Mikail Büyük ise, “Soğukta 1 lira olan döneri duyunca geldik, bekliyoruz. Daha önce böyle bir açılış görmemiştik. Afişleri gördüğümüzde başta şaşırdık, inanamadık sonra da abilerime söyledim. Şimdi de onlarla birlikte geldik. Sıranın bize gelmesini umut ediyoruz” diye konuştu.

    “Bedava yapsak bu kadar ilgi çekeğini düşünmüyoruz”
    İşletme sahibi Gökhan Yurtsever ise kampanyaya ilişkin, “1 lira vatandaşlara daha cazip geliyor. 1 lira da olsa para veriyor sonuçta. Bedava yapsak bu kadar ilgi çekeğini düşünmüyoruz.

    Ürüne bir fiyat belirlemişiz onun ücretini ödüyor vatandaşlar. Bugünden sonra normal fiyatlara geri döneceğiz. Gönül isterdi ki 3 gün olsun ancak ekonomik şartlar buna müsaade etmiyor. Vatandaşların katılımı ve ilgisi oldukça yoğun. Umarım daha da iyi olacak” dedi.
    1 ton etin müşterilere hazırlandığı açılışta dönerler 3 saat içerisinde tükendi.

  • Sanayi ve cam sanatı ASO’da buluştu

    Sanayi ve cam sanatı ASO’da buluştu

    Ankara Sanayi Odası’nda (ASO) cam ve cam ürünleri sanayi meslek komitesinin katkılarıyla açıldı.

    Cam Üfleme ve Cam Sanatı Sergisi’ne Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç ile üfleme cam sanatçısı Feridun Pekeş katıldı. Sergide Pekeş, camdan yaptığı eserleri sergileyip sergiye gelen misafirlere cam işlemesinin nasıl yapıldığını gösterdi.

    Sergideki misafirler cam sanatçısı Pekeş öncülüğünde cam işleme deneyimi yaşadı. Ayrıca bazı misafirler Pekeş’in eserlerini satın aldı.

    “Amacımız sanayi ve sanatın bir araya gelmesini sağlamak”
    Atık camları topluma kazandırdığını ve cam sanatının unutulmaya yüz tutmuş sanat dallarının arasında olduğunu söyleyen Pekeş, “Burada bulunma amacımız sanayi ve sanatın bir araya gelmesini sağlamak.

    Sanayi odasında cam sanatını uygulamalı olarak gösterip sergisini yapmış olduğumuz. Tabii bu konuda katkılarından dolayı sanayi odası başkanımıza can komitesi başkanlarımıza, üyelerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz camı eriterek işliyoruz, cam sanatı unutulmaya yüz tutmuş sanat dalları arasındadır.

    Bu bakımdan da önemli çünkü bir sonraki yeni nesillere sizlere aktarmak adına sanatımızı ön planda her yerde sevgilerimizi tanıtımlarımızı yaptık. Cam sanatlarının derslerini vererek bir sonraki nesiller yine devamını sağlamak açısından dersler veriyoruz. Bu anlamda baktığımızda günümüzde unutulmayı yüz tutmuş sanatları aslında bir bakıma kurtardık sayılır.

    Çünkü yetiştirdiğimiz insanlar da bu işi yapmaya başladı ve verimli olarak onlarla eğitim veriyor. Sanayi anlamında da biz aslında atık camları bile topluma kazandırıyoruz. El yapımı olan işte önce kültürümüzü yansıtacak şekilde lale, nar bu tarz ürünlerle çalışıyoruz. Onun haricinde de figürler, takılar şu an sergide birçoğunu göreceksiniz. Elinden geldiğince renk kullanmaya çalıştım” diye konuştu.

    “Her zaman sanatı ve sanatçıları desteklemeyi önemsiyoruz”
    Sanayinin ve sanatın birbiriyle bağının olduğunu dile getiren Ardıç, sanat estetiğinin sanayicilere yeni bakış açısı kazandırdığını dile getirdi. Sanayi ve sanatın birbirinden uzak gibi göründüğünü kaydeden Ardıç, “Sanatın oluşturuculuğu ve yeniliği biz sanayicilere yeni bakış açıları kazandırır.

    Fonksiyonelliğe odaklanan ürünlerin, estetik açıdan çekici hale gelebilmesi sanayi ve sanat arasındaki ilişkiyle olur. Sanayi, ekonomik kalkınmamızın temel itici gücü olurken, sanat ise ruhumuzu besler; her ikisi de toplumsal refaha giden yolun temel taşlarıdır.

    Biz Ankara Sanayi odası olarak, sanayi ve sanatın birlikteliğinin, toplumumuzu daha oluşturma, yenilikçi ve estetik bir geleceğe taşıyacağını çok iyi biliyoruz. Onun için de her zaman sanatı ve sanatçıları desteklemeyi önemsiyoruz. Odamızda bu güzel sergiye ev sahipliği yapmaktan duyduğum mutluluğu bir kez daha belirtip, tüm sanatçılarımıza katılımlarından dolayı teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi sunarım” şeklinde konuştu.

  • Danimarka’dan tarihi iade

    Danimarka’dan tarihi iade

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucu, Burdur Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykel başı, Danimarka’nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından Türkiye’ye iade ediliyor.

    Burdur Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykel başı, Danimarka’nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun, diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucu, Türkiye’ye iade ediliyor. 60 yıl aradan sonra ait olduğu topraklara dönen bu eser, Anadolu’nun kadim kültürel mirasının korunmasında öne çıkıyor.

    Boubon Antik Kenti ve heykel başının hikayesi
    Burdur’da yer alan Boubon Antik Kenti, Roma İmparatorluğu döneminin görkemli yapılarından izler taşıyan önemli bir merkez. MS 193-211 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Septimius Severus’a ait bronz heykel başı, 1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen yasa dışı kazılar sırasında yurtdışına çıkarıldı.

    1970 yılında sanat simsarı Robert Hecht Jr. tarafından Danimarka’daki Glyptotek Müzesi’ne satılan eser, 1979’da müzede bulunan gövdesiyle birleştirildi.

    Türk bilim insanı Prof. Dr. Jale İnan’ın 1970’li yıllarda yaptığı araştırmalar ve yayımladığı bilimsel çalışmalar, eserin kökeninin belirlenmesinde ve iadesinde temel bir kaynak oluşturdu. Heykel başı, Roma sanatının detaylara verdiği önemi ve dönemin liderlik sembollerini yansıtan nadir eserlerden biri olarak kabul ediliyor.

    ABD’den daha önce getirilen eserler
    Boubon Antik Kenti’nden kaçırılan eserlerin yalnızca Avrupa değil, Amerika Birleşik Devletleri’ne de gönderildiği biliniyor.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı, Manhattan Bölge Savcılığı ile yaptığı iş birliğiyle, geçtiğimiz yıllarda Boubon kökenli Lucius Verus, Septimius Severus, Genç İmparator ve Giyimli Kadın heykellerinin yanı sıra İmparator Caracalla’ya atfedilen iki büst ve dönemin önemli şahsiyetlerine ait beş baş ile bir bronz kadın büstünün ABD’den Türkiye’ye iadesini sağladı.

    Danimarka’dan gelen son iade, Boubon Antik Kenti’nin kültürel zenginliklerinin bütünlüğünü sağlama adına bir başka önemli adım olarak değerlendiriliyor.

    Diplomatik ve etik çözümler
    Septimius Severus heykel başının iade süreci, Kopenhag Türkiye Büyükelçiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığının sunduğu belgeler ve bilimsel kanıtlar doğrultusunda, Glyptotek Müzesi’nin etik değerlere dayalı kararıyla sonuçlandı.

    Müze Müdürü Gertrud Hvidberg-Hansen, “Kaçak kazılarla elde edilen bu eserin ait olduğu topraklara dönmesi, müzecilik ilkeleri ve etik değerler açısından önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı.

    Ayrıca, Boubon kökenli eserlerle birlikte, Pisidia Bölgesi’ne ait Düver pişmiş toprak levhalarının iadesine de karar verildi. Boubon Antik Kenti’nden yaklaşık 60 yıl önce kaçırılan Septimius Severus heykel başı, kısa süre içinde Türkiye’de sergilenmeye başlanacak.

    2024 yılı içerisinde Türkiye’ye iadesi sağlanan eser sayısı bu heykel başıyla birlikte 94’e ulaşırken, 2018-2024 yılları arasında toplamda 7 bin 898 eser ve 2002-2024 yılları arasında ise toplam 12 bin 213 eser yurt dışından ülkemize kazandırıldı.

  • Keçiören’de tiyatro festivali başladı

    Keçiören’de tiyatro festivali başladı

    Keçiören Belediyesi tarafından düzenlenen 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali sanatseverlerle buluştu. Keçiören Belediyesi, sanatseverleri tiyatro oyunlarıyla buluşturacak 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, “O Kız Buraya Gelecek” adlı ilk oyunla Keçiören’de perdelerini araladı.

    Sanatseverleri bir ay boyunca Keçiören’de ağırlayacak festivalin açılış oyunu, Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda sahnelendi. Tiyatro gösterimine CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, eşi Filiz Özarslan, Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Selçuk Karadağ ve çok sayıda sanatsever katıldı.

    “Hedefimiz Keçiören’i sanat ve kültürle iç içe bir ilçe haline getirmektir”
    Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, tiyatro oyunu öncesi yaptığı konuşmada kültürel etkinliklerle sanatın Keçiören’de hayat bulacağını belirterek, “Keçiören’i sanatın merkezi yapma yolunda adımlarımızı atmaya başladık. Bu bağlamda ilçemizde mekanlarımızı oluşturuyor, kadromuzu güçlendiriyoruz. Hedefimiz Keçiören’i sanat ve kültürle iç içe bir ilçe haline getirmektir” diye konuştu.

    Her yaştan tiyatro severe 6 farklı oyun
    22 Aralık’a kadar devam edecek Tiyatro Festivali kapsamında Keçiören’de 6 farklı oyun sahnelenecek. Birbirinden değerli sanatçılar ve yönetmenler tarafından hazırlanan O Kız Buraya Gelecek, Ortadaki Oyun, Kuvayi Milliye Kadınları, Hacivat Karagöz, Kalbimdeki Pervane, Keloğlan ve Dr. Sihirbaz oyunları, renkli ve eğlenceli sahneler eşliğinde önümüzdeki günlerde tiyatroseverleri ağırlamaya devam edecek.

  • Ankara’da gece boyunca kar yağışı

    Ankara’da gece boyunca kar yağışı

    Ankara’nın kuzey ilçelerinde kar yağışı gece saatlerinde etkisini sürdürdü. Ankara’da 2 gün önce başlayan ve belirli aralıklarla yağmaya devam eden kar, gece saatlerinde başkentin kuzeyinde etkili oldu. Park halindeki araçlar başta olmak üzere, parklar, ağaçlar ve yollar karla kaplandı. Kar yağışı sırasında belediye ekipleri yolları tuzlama çalışması yaptı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan verilerde ise kar yağışının sabaha kadar süreceği bildirildi.

  • Milli Parkı’nda kartpostallık görüntüler

    Milli Parkı’nda kartpostallık görüntüler

    Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde bulunan Soğuksu Milli Parkı’nda kar yağışı sonrası kartpostallık görüntüler ortaya çıktı.
    Ankara’nın ilçelerini etkisi altına alan kar yağışı, kuzeydeki Kızılcahamam’da bulunan Soğuksu Milli Parkı’nı da beyaza bürüdü. Kara akbaba, kurt, tilki, ayı gibi birçok yaban hayvanına doğal yaşam alanı olan Soğuksu Milli Parkı, kar yağışı sonrası beyaza büründü. Beyaz örtü altındaki çam ağaçları kartpostallık görüntüler oluşturdu.

  • Keçiören Belediyesi, sokak hayvanlarını unutmadı

    Keçiören Belediyesi, sokak hayvanlarını unutmadı

    Keçiören Belediyesi, ilçede hakim olan yoğun kar yağışı ile birlikte teyakkuza geçti. Belediye ekipleri karla mücadele çalışmalarının yanında sokak hayvanlarını da unutmadı. Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, zorlu hava şartlarının etkili olduğu son günlerde sokak hayvanlarının aç kalmaması için çalışmalarını artırdı. Ekipler, ilçenin yüksek noktalarında sokak hayvanlarının kolaylıkla ulaşabileceği yerlere kuru mama bıraktı. Sabahın erken saatlerden itibaren mesai harcayan ekipler, belediye bünyesinde açılan Mama Üretim Tesisi’nde üretilen mamalarla hayvanların beslenme ihtiyaçlarını giderdi.

    “Can dostlarımızın yanındayız”
    Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “Yiyecek bulmakta güçlük çeken sokaktaki canlılarımızın zorlu hava şartlarından olumsuz etkilenmemeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mama Üretim Tesisimizde ürettiğimiz mamalarla gıda ihtiyaçlarını karşıladığımız can dostlarımızı unutmadık” dedi.