Etiket: Ankara

  • “ILO’nun C190 sayılı ‘Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanmasını istiyoruz”

    “ILO’nun C190 sayılı ‘Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanmasını istiyoruz”

    HAK-İŞ Konfederasyonu, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında Filistinli kadınlar başta olmak üzere kadınlara yapılan şiddeti kınamak için 81 ilde eş zamanlı eylem gerçekleştirdi. Ankara’da gerçekleştirilen eylemde, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Konfederasyon üyeleri tarafından ABD Büyükelçiliği’ne ‘Kadına şiddete hayır’ sloganlarıyla yürüyüş yapıldı. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, hem Filistin’de kadınların yaşadığı şiddeti göz önüne sermek hem de Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede yeni bir alan açmak için harekete geçtiklerini dile getirdi.

    “Kadına yönelik şiddetle mücadele bizim en temel görevlerimizdendir”
    Kadına yönelik şiddetle mücadelenin sadece 25 Kasım’la sınırlandırılamayacağını vurgulayan Arslan, “Kadına yönelik şiddetle mücadele bizim en temel görevlerimizdendir. Bizim kültürümüzde, medeniyetimizde, değerlerimizde bu asla söz konusu olamaz. Cennetin kadınların ayakları altında olduğuna inanan ve bunu ilan eden bir dinin mensubu olarak kadına yönelik her türlü şiddet bizim kültürümüzde yasaklanmıştır. Bugün olup bitenler bizim kültürümüze, değerlerimize ve inancımıza asla mal edilemez. Bugün olup bitenleri hiçbir şekilde onaylamadığımızın, hiçbir şekilde kabul etmediğimizin altını çizmemiz gerekiyor” dedi.

    “Kadına ve erkeğe, hatta bütün canlılara şiddetin yasaklandığı bir kültürün mensuplarıyız”
    Arslan, kadınların şiddete maruz kalmasının insanlığın değerlerinin yok edildiği bir noktayı işaret ettiğini dile getirerek, “Kadına ve erkeğe, hatta bütün canlılara şiddetin yasaklandığı bir kültürün mensuplarıyız. Bırakın kadınları, erkekleri, karıncayı bile ezmenin bizim kültürümüzde yasaklandığı bir anlayış bugün nasıl oluyor da birkaç yıl içerisinde binlerce kadının katledilmesini seyrediyor. İş yerlerinde, aile içerisinde, sokaklarda kadınların katledilmesine sessiz kalamayız” ifadelerini kullandı.

    “Kadına yönelik şiddete karşı erkeklerin daha fazla inisiyatif almasını arzu ediyoruz”
    Kadına şiddet konusunun sadece kadınların sorunu olmadığını söyleyen Arslan, “Bu sorun hepimizin sorunudur. Bu yüzden biz kadına yönelik şiddetle mücadele gününde kadına yönelik şiddete karşı erkeklerin daha fazla inisiyatif almasını arzu ediyoruz ve bunu destekliyoruz. Bu yüzden HAK-İŞ’li erkekler olarak kadına yönelik şiddetle mücadelenin esas öznesi bizleriz. Kadına yönelik şiddetin mağdurları kadınlar ama şiddeti yapanlar ise büyük ölçüde erkeklerdir. O zaman erkekler olarak bu konuda önce kendimizi, sonra teşkilatlarımızı ve milletimizi bu konuda uyarmamız gerekiyor” diye konuştu.

    “ILO’nun C190 sayılı ‘Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanmasını istiyoruz”
    Kadına yönelik şiddetin son bulması için kadınların ve erkeklerin dayanışma içerisinde olması gerektiğini belirten Arslan, ‘ILO’nun C190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin kabul edilmesi gerektiğini işaret etti. Arslan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
    “HAK-İŞ olarak Birleşmiş Milletler ILO’nun C190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanmasını önemli bir aşama olarak görüyoruz. Bunun onaylanmasını istiyoruz. Çünkü bütün dünyada ve ülkemizde bütün çalışanların hem taciz hem de şiddete karşı korunması önemli bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin hayata geçirilmesi konusunda HAK-İŞ liderlik yapmakta ve öncülük etmekteyiz. Eğer ülkemiz bunu onaylamazsa biz bunu toplu sözleşmelerle hayata geçirmek için bir çaba içerisindeyiz. HAK-İŞ’e bağlı sendikalarımızın bu konuda yaptığı çalışmaları toplu sözleşmelerle ekleyerek kadına yönelik şiddetle birlikte bütün şiddet türlerine ve tacizlere karşı çalışanları korunduğu yeni bir anlayışı hep birlikte gerçekleştireceğiz.”

    “İsrail katliamlarının en büyük mağdurları kadınlar ve çocuklardır”
    İsrail’in Filistin ve Gazze’de saldırılar düzenleyerek katliam yaptığını ve saldırılar sonucunda Filistinli kadın ve çocukların şiddete maruz kaldığını da sözlerine ekleyen Arslan, “Bu katliamlar Lübnan’dan Suriye’ye kadar uzanmaktadır. Bu katliamların en büyük mağdurları kadınlar ve çocuklardır. Bu kadın ve çocuk katillerine karşı dünyanın sessiz kalmasını kınıyorum. Uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne, Arap Birliği’ne, Avrupa Birliği’ne, İslam İşbirliği Teşkilatı’na yazıklar olsun. Bu uluslararası kuruluşların sadece konuşup temennide bulunduğu bir katliamlar dönemini yaşıyoruz ve insanlık adına utanıyoruz” şeklinde konuştu.
    Basın açıklaması, Arslan’ın konuşmasının ardından HAK-İŞ Ankara İl Başkanı Duran Çiçek’in çalışma hayatında kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için taleplerin yer aldığı ortak bildiriyi okumasıyla sona erdi.

  • Bakan Tekin: “Siber güvenlik konusunda toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin korunabileceği bir yasal metin hazırlığı içerisindeyiz”

    Bakan Tekin: “Siber güvenlik konusunda toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin korunabileceği bir yasal metin hazırlığı içerisindeyiz”

    Netflix Türkiye, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC Türkiye) ve Habitat Derneği ortaklığında yürütülen ‘Geleceğin Ekranı’ projesi kapsamında dijital okuryazarlık, bilinçli içerik tüketimi, dijital ebeveynlik ve hikayelerin gücü konularının ele alınacağı Geleceğin Ekranı Zirvesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Endüstriler Meclisi ev sahipliğinde Kabul Salonu’nda düzenlendi.

    “Siber güvenlik konusunda toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin bu anlamda korunabileceği bir yasal metin hazırlığı içerisindeyiz”
    Toplantının açılışında konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’de 18 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 binin üzerinde öğretmen ile bakanlığa bağlı 100 binin üzerinde kurum olduğunu belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın dijital okuryazarlık, bilinçli içerik tüketimi ve dijital ebeveynlik konularında doğru adres olduğunu söyledi. İşbirliği yapmak isteyen herkese bakanlığın kapılarının açık olduğunu ifade eden Bakan Tekin, şu ifadeleri kullandı:
    “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında ve okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanacak müfredatı yeniledik. Bu yenileme çalışmalarımız içerisindeki okuryazarlık türlerinden bir tanesi dijital okuryazarlık. Bir ders olarak değil ama bütün programların içerisine yedirdiğimiz başlıklardan bir tanesi. Çünkü biz dijital alanda çocuklarımızın yetkinliklerinin de artırılmasını sadece bir ders bazında değil, bütün hayat becerileri anlamında kazanmasını istiyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin önemli farklılıklarından birisi bu. Sıkça atıfta bulunduğumuz OECD benzeri ya da Birleşmiş Milletler bünyesindeki değişik eğitim ve kültürle ilgilenen, raporlar yazan yapıların altını çizdiği önemli hususlardan bir tanesi şu; klasik anlamda okullar ve öğretmenler eğitim-öğretim süreçleri üzerinde maksimum yüzde 50 civarında eğitim öğretim süreçlerinin başarılı olmasını sağlayabilir. Kalan kısımda ana unsur ebeveynler. Ebeveynlerin, ailelerin eğitim öğretim süreçlerine daha proaktif bir biçimde dahil oldukları bir süreci başlatmak istedik. Bütün bu süreçlerin sağlıklı yürüyebilmesi açısından bazı konuların da yasal düzenlemelerle mutlaka güvence altına alınması gerekiyor. Bu anlamda da özellikle sağlıklı dijital medyanın sağlıklı kullanımı, siber güvenlik gibi konularda çocuklarımızın da daha doğrusu toplumun korunmaya muhtaç bütün kesimlerinin bu anlamda korunabileceği bir yasal metni de ilgili kamu otoriterleriyle birlikte paylaşmak üzere hazırlık içerisindeyiz. Dolayısıyla tüm bunların başarılı olabilmesi, Netflix tarzı platformların toplumlar tarafından benimsenebilmesi, kuşkusuz o toplumların kültür unsurlarına saygı göstermesiyle mümkün olacaktır. Biz de bu anlamda kültürel değerlerimize saygı gösterilmesini de önceliklerimiz arasına aldık. Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu konuda bizimle iş birliği yapmak isteyen herkes ile iş birliği yapmaya açığız.”

    “Elimizdeki en önemli koz medya okul yazarlığı ve dijital medya okul yazarlığıdır”
    RTÜK Başkanı Şahin ise, “Biz medyaya karşı ne kadar dikkatli davranırsak davranalım. İçerikleri ne kadar oluştursak oluşturalım. İçeriklere ne kadar sert tedbirler alırsak alalım. Medya okur yazarlığı ve dijital medya okur yazarlığını yaygınlaştıramamamız halinde bunların karşılığının çok fazla olmadığını gördük. Siz ne yaparsanız yapın eğer bir ebeveyn çocuğun ekran karşısında kaç saat geçirmesi gerektiğini bilmiyorsa ekranda çocuklarından neler izletmesi gerektiğini bilmiyorsa veya da bir çocuğun ekranın karşısında kendisine verilen görüntülerle mücadele etmesi bilmiyor ise hayal ve gerçeği kurguyla gerçeği ayırt edemiyorsa siz ne kadar denetim ve düzenleme faaliyetlerinizi geliştirirseniz geliştirin, yasaklarsanız yasaklayın veyahut da ne kadar çok dikkat ederseniz edin bunun başarıya ulaşması şansı çok yüksek değildir. Bu anlamda elimizdeki en önemli koz medya okul yazarlığı ve dijital medya okul yazarlığıdır” diye konuştu.
    Zirve hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından sona erdi. Zirveye Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, TOBB Türkiye Endüstriler Meclisi Başkan Yardımcısı Berat Kuzu, Habitat Derneği Genel Başkan Yardımcısı Bora Caldu ve Netflix Türkiye temsilcileri katıldı.

  • Ulaştırma ve altyapıya 2025 yılında 482 milyar liralık yatırım yapılacak

    Ulaştırma ve altyapıya 2025 yılında 482 milyar liralık yatırım yapılacak

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2025 yılı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı. Bakan Uraloğlu, saat 11.00’de başlayan komisyonda Bakanlığın gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceği projeler hakkında sunum yaptı. Uraloğlu, Bakanlığın 8 merkez, 5 ilgili, 2 bağlı ve 2 ilişkili kuruluş olmak üzere 17 genel müdürlük ve 10 başkanlıktan oluştuğunu belirterek, “Ülke genelinde 131 bin Bakanlık personelimiz ile birlikte 2 bin 3 şantiyede çalışanlarımız dahil toplam 223 bin kişiye istihdam sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “2025 yılı yatırım teklifimizi geçtiğimiz yıla oranla yüzde 26,9 artışla 482 milyar lira olarak teklif ettik”
    Türkiye’nin stratejik konumunun getirmiş olduğu artılardan ve bu durumdan nasıl en yüksek verimi sağladıklarından bahseden Bakan Uraloğlu, “2002-2024 yılları arasında AK Parti iktidarında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızın günümüzdeki değeri 280,6 milyar dolara ulaştı. Demiryolu yatırımlarının proje büyüklüğü payını 2013’te yüzde 33’ten, 2023’te yüzde 53’e ve 2024’te yüzde 55’e çıkardık. Yatırım portföyümüzde bulunan 2 bin 667 projeye 2 trilyon 295 milyar lira yatırım gerçekleştireceğiz. 2024 yılında Bakanlığımızın tüm sektörleri için 351 milyar 379 milyon lira yatırım ödeneği tahsis edildi. 2024 yılında 28 ilimizde toplam yatırım tutarı 112 milyar lira olan 50 projeyi tamamlayarak vatandaşımızın hizmetine sunduk. Hayırlı olsun. 2025 yılı yatırım teklifimizi geçtiğimiz yıla oranla yüzde 26,9 artışla 482 milyar lira olarak teklif ettik. Hayata geçirdiğimiz yatırımlarımızın doğrudan ve dolaylı etkileri ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamaktadır” dedi.

    YHT’ler 92 milyon yolcu taşıdı
    Bakan Uraloğlu, demiryolu sektörüne ilişkin, “Ülkemize kazandırdığımız hızlı trenlerle bugüne kadar toplam 92 milyon yolcu taşınmıştır. 13 bin 919 kilometreye ulaştırdığımız demiryolu hat uzunluğunu 2028’de 17 bin 287 kilometreye, 2053’te ise 28 bin 590 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
    Uraloğlu, 2009 yılında dünyada hızlı tren işletmeciliğine geçen 8. ülke olarak Ankara-Eskişehir-İstanbul, Ankara-Konya-Karaman, Ankara-Sivas hatlarıyla 11 ili doğrudan hızlı trenle buluşturduklarının altını çizdi.

    “Marmaray’ı 1,2 milyar yolcu kullandı”
    Kent içi raylı sistemlerinde Marmaray sayesinde iki kıtayı deniz altından demiryoluyla birleştirdiklerini hatırlatan Uraloğlu, “Bugüne kadar Marmaray’ı 1,2 milyar yolcu kullandı. Dünya nüfusunun altıda biri dile kolay. Başkentray günde 138 sefer ile ortalama 65 bin yolcuya, İZBAN günde 225 sefer ile ortalama 230 bin yolcuya, GAZİRAY günde 98 sefer ile ortalama 7 bin yolcuya hizmet vermektedir” açıklamasında bulundu.

    Lojistik merkezi sayısı 25’e çıkıyor
    Bakan Uraloğlu, demiryolu taşımacılık sektöründe serbestleşmeyi sağladıklarının altını çizerek, “Lojistik sektöründe demiryolu kullanımını arttırmak için 439 kilometre olan mevcut iltisak hatlarımızın uzunluğunu 2028 yılına kadar 608 kilometreye çıkaracağız. 12 olan lojistik merkezi sayımızı 25’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
    Devam eden demiryolu projelerine ait verileri de paylaşan Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
    “2028 yılına kadar mevcutta devam eden 3 bin 92 kilometre hızlı tren hattımızı tamamlamayı planlıyoruz. Bunlardan Ankara-İzmir hızlı demiryolu hattı sayesinde 824 kilometre olan mevcut hat uzunluğu 505 kilometreye düşerek, 14 saatlik seyahat süresi yaklaşık 3,5 saate inecektir. 312 kilometre uzunluğundaki Mersin-Adana-Osmaniye ve Gaziantep hızlı tren hattı ile 6 buçuk saat olan seyahat süresi 2 saat 15 dakika olacaktır. Bandırma-Osmaneli Hızlı Tren hattında ise Bursa-Osmaneli kesimi 2025 yılı sonunda, Bandırma-Bursa arası ise 2028 yılında hizmete girecektir. Proje tamamlandığında Ankara-Bursa ve Bursa-İstanbul 2 saat 15’şer dakika olacaktır. 229 kilometrelik Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren hattı ile yolcu seyahat süresi 4 saatten 1,5 saate, yük taşıma süresi ise 6,5 saatten 3,5 saate düşecektir. Mevcut hat kapasitesi 4 kat artacaktır.”

    “Bölünmüş yollar ülkemizin yol ağının yüzde 43’ünü oluşturuyor”
    Karayolu yatırımları hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Bölünmüş yollar ülkemizin yol ağının yüzde 43’ünü oluşturmakta, yol ağımızda hareket eden trafiğin ise yüzde 83’üne hizmet vermektedir. Son 22 yılda hayata geçirdiğimiz 479 kilometre köprü ve viyadük ile toplam uzunluğu 790 kilometreye, 717 kilometre tünel yapımı ile de toplam uzunluğu 767 kilometreye çıkardık” ifadelerini kullandı.

    Fiber ağ uzunluğu 20 bin 141 kilometreye çıkacak
    2035’te her iki araçtan birinin elektrikli olması, paylaşımlı seyahat oranının yüzde 14’e, internet erişimli bağlantılı araçların oranının ise yüzde 68’e ulaşmasının beklendiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Kooperatif AUS test ve Uygulama Koridoru ile yenilikçi teknolojilerin ülkemizde uygulanması testlerini gerçekleştiriyoruz. Akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmak için 4 bin 675 kilometresi otoyollarda olmak üzere 7 bin 747 kilometrelik fiber optik ağı uygulamasını yaptık. Toplamda altyapımızı 5 bin 141 kilometresi otoyollarda olmak üzere 20 bin 141 kilometreye çıkaracağız” açıklamasında bulundu.

    “2025 yılında yurt uçi uçuş frekans sayımızı yüzde 10 artırıyoruz”
    Türkiye’nin havayolu toplam yolcu trafiği sıralamasında Avrupa’da 2019 yılında 5. sıradan 2023’de 3. sıraya, dünyada ise 10. sıradan 7. sıraya yükseldiğini belirten Uraloğlu, “İstanbul, Sabiha Gökçen, Antalya, Esenboğa, Adnan Menderes ve Dalaman Havalimanları, Avrupa ve dünya sıralamalarında elde ettikleri başarılarla ülkemizin havacılık altyapısındaki güçlü konumunu pekiştirdik. 2003’te 26 olan iç hat uçuş noktası sayımızı 2024’te 58’e çıkardık ve 2025 yılında yurt içi uçuş frekans sayımızı yüzde 10 artırıyoruz” dedi.
    Bakan Uraloğlu, 50 ülkede 60 noktaya uçarken uçuş ağına 287 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 347 noktaya ulaştırdıklarını belirterek “Ayrıca havayollarında dünyanın önde gelen transit merkezlerinden biri haline gelen ülkemizde 22 yılın sonunda hava ulaştırma anlaşması yaptığımız ülke sayısını 81’den 175’e çıkardık” şeklinde konuştu.
    Bakan Uraloğlu, yolcu ve çevre dostu 50 havalimanının Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin Havalimanı Karbon Akreditasyonu Programı’nda sertifika almaya hak kazanarak önemli bir başarıya imza attığını da bildirdi.

    “Boğaz geçişlerinden elde edilen yıllık gelir 212 milyon dolara çıkarılmıştır”
    Bakan Uraloğlu, sunumunda denizcilik sektörü verilerine de yer verdi. Uraloğlu, “38 ülkeyle gemi insanı tanıma anlaşması bulunan ülkemizde 141 bin gemi insanı ve 1 milyonu aşkın amatör denizci bulunmaktadır. Türk Sahipli Deniz Ticaret Filomuz, 2 bin 107 gemi ve 52,7 milyon dedveyt ton kapasitesiyle dünyada 11. sıraya yükseldi. Amacımız ilk 10’a girmektir ve bu doğrultuda hızla ilerliyoruz. Dünyanın en iyi 100 konteyner limanı arasında ülkemizden 4 limanımız yer aldı. 1936 Montrö Türk Boğazlar Sözleşmesi’nde yer alan altın frank birimi üzerinden yapılan son 3 yıldaki güncellemelerle boğaz geçişlerinden elde edilen yıllık gelir 38 milyon dolardan 212 milyon dolara çıkarılmıştır” şeklinde konuştu.

    “Ülkemizde internette geçen süre günlük 7 saat ile dünya ortalamasının yüzde 8 üzerindedir”
    Bakan Uraloğlu, Türkiye’de sosyal medya kullanıcı sayısının 75 milyon olduğunu belirterek, “Bu da dünya genelindeki kullanıcı sayısının yüzde 1,4’üne karşılık gelmektedir. Ayrıca ülkemizde internette geçen süre günlük 7 saat ile dünya ortalamasının yüzde 8 üzerindedir. 2011’den beri ücretsiz sunulan çocuk ve aile profilleri ile zararlı içeriklere karşı koruma sağlayan güvenli internet hizmetimiz 46 milyon aboneye ulaştı. Ülkemiz, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin Global Siber Güvenlik Endeksi’nde tüm başlıklardan tam puan alarak Almanya ve Fransa gibi ülkelerle birlikte ‘Seviye 1: Rol Model Ülke’ kategorisinde yer aldı” ifadelerini kullandı.

    “Türksat 6A yıl sonuna kadar hizmete girecek”
    Yüzde 81 yerli imkanlarla üretilen Türksat 6A uydusunu temmuz ayında uzaya fırlatarak, uydu üretebilen 11 ülkeden biri olduklarını kaydeden Uraloğlu, “Türksat 6A, yıl sonuna kadar hizmete girecek ve uydularımızın kapsama alanı 5 milyar nüfusa ulaşacak. PTT ile iletişimden e-ticarete kadar birçok alanda ülkemizin her köşesine hizmet sunmaktayız. Türkiye Kart, tek kartla toplu taşıma, para transferi ve alışveriş imkânı sunmayı hedefliyor. Şu anda 5 şehrimizde aktif olan kartın 18 ilimizde kullanılması için çalışmaları sürdürüyoruz” dedi.

  • 9 terörist etkisiz hale getirildi

    9 terörist etkisiz hale getirildi

    MSB: “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, teröristlere nefes aldırmıyor! Kahraman Mehmetçik, Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde belirlediği 9 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdi. Asil milletimizi terör belasından kurtarmak için mücadelemizi büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz!”

  • Kredi çekemeyen kişileri tuzağa düşürüp dolandıran çeteye suçüstü baskın

    Kredi çekemeyen kişileri tuzağa düşürüp dolandıran çeteye suçüstü baskın

    Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, sosyal medyadan yayınladıkları reklamlarla yüksek limitli kredi imkanı sağladıklarını ileri sürerek dolandırıcılık yapan suç çetesini tespit etti. Teknik fiziki çalışmaların ardından harekete geçen dolandırıcılık büro polisleri gerçekleştirdikleri eşzamanlı operasyonlarda 11 şüpheliyi yakalayarak gözaltına aldı. Ağına düşürdükleri mağdurlara görüşme yaptıkları esnada suçüstü yapılarak yakalanan şebeke üyelerinden 7’si tutuklanarak cezaevine gönderilirken diğer 4 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Operasyonlarda yapılan aramalarda ise çok sayıda telefon ve dijital materyal ele geçirildi konuldu.
    5 milyon lira dolandırmışlar
    Zanlıların bankadan kredi çekemeyen ve paraya ihtiyacı olan kişileri hedefleri aldıkları, verdikleri reklamların yanı sıra tanıdıkları bankacılar aracılığıyla yüksek limitli kredi imkanı sağladıklarını belirterek dolandırıcılık yaptığı ortaya çıktı. Tuzağa düşürdükleri 9 kişiden toplam 5 milyon lira haksız kazanç elde eden çetenin, bu yöntemle güven sağlayarak mağdurların bankacılık bilgilerine eriştikleri aktarıldı.
    Mağdurları sözde ‘Limitsiz Banka Sistemi’ne kaydetmişler
    Tuzağa düşürdükleri mağdurlarla halka açık yerlerde buluşan zanlıların, ‘Limitsiz Banka Sistemi’ adı altında sahte başvuru yaptırdıkları ve tuzağa düşürdükleri kişilerin kayıt işlemleri için bankacılık bilgilerini aldıkları belirtildi. Çetenin bu yöntemle banka hesabına sızdıkları kişilerin paralarını kendi hesaplarına aktardıkları öğrenildi. Bununla da yetinmeyen zanlıların kredi imkanı olan kişilerin limitlerini yükselterek yüksek miktarda kredi çektikleri belirtildi.
    Paraları ATM’den parçalar halinde çekmişler
    Şebekenin elde ettiği haksız kazançları ise ATM’den parçalar halinde çektikleri aktarıldı. Öte yandan, çete üyelerinin ATM’den para çekme, mağdurlarla buluşma anları da dahil faaliyet halindeki birçok anları anbean kameraya yansıdı.

  • Tarihi Uzun Çarşı’da asrın felaketinin izleri siliniyor

    Tarihi Uzun Çarşı’da asrın felaketinin izleri siliniyor

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremde yıkılan Hatay’da ticaretin kalbinin attığı tarihi Uzun Çarşı, Kemalpaşa Caddesi ve Kurtuluş Caddesi’ni yeniden ayağa kaldırıyor. Geçici prefabrik çarşıya taşınan esnaf, önümüzdeki yıl yeni iş yerlerine kavuşacak. Bölgeden görüntüler paylaşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Hatay’da ticaretin kalbinin attığı Uzun Çarşı’yı ayağa kaldırıyoruz. Bu kadim şehri öyle bir inşa ve ihya edeceğiz ki Hatay’ımızı yeniden tarihin, kültürün, medeniyetin merkezi yapacağız” dedi.

    Medeniyetler şehri Hatay, Kahramanmaraş depremlerinde ağır yıkıma uğradı. Binlerce konutun yanı sıra şehir merkezindeki asırlık yapılar, tarihi Uzun Çarşı, Kemalpaşa ve Kurtuluş caddeleri gibi kentin simge noktaları yerle bir oldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yeniden göreve başlamasının ardından 4 aylık sürede 21 kez ziyaret ettiği deprem bölgesinde Hataylıları yalnız bırakmadı. Uzun Çarşı esnafının taleplerini dinleyen Bakan Kurum’un talimatıyla Uzun Çarşı esnafı prefabrik çarşıya taşındı.

    Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve TOKİ, tarihi Uzun Çarşı, Kemalpaşa ile Kurtuluş caddelerinde yeniden inşa ve ihya çalışmalarına başladı. Tarihi Uzun Çarşı’nın ihalesi 4 Ekim’de yapıldı. TOKİ’nin yürüttüğü proje kapsamında Uzun Çarşı’nın ilk etabında 6 bin 441 metrekarelik alanda 3 ada içinde Antakya mimarisine uygun 131 dükkan ve iş yeri inşa edilecek. Sondaj çalışmalarının başladığı bölgede iş yerleri zemin+1’i geçmeyecek şekilde yapılacak.

    Sit alanı olarak tescillenen Kemalpaşa Caddesi’nde de Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından 20 bin metrekarelik alanda 11 etap halinde inşaatlar sürüyor. 7 etapta 426 dükkanın inşasına başlandı. “Dünyanın ışıklandırılan ilk caddesi” olarak bilinen Kurtuluş Caddesi’nde ise TOKİ tarafından 4 ada içerisinde 11 bin 254 metrekare alanda 54 dükkan ve 47 konut inşa edilecek.

    “Uzun Çarşı’yı ayağa kaldırıyoruz”
    Bölgeden görüntüler paylaşan Bakan Murat Kurum, “Hatay’da ticaretin kalbinin attığı Uzun Çarşı’yı ayağa kaldırıyoruz. Bu kadim şehri öyle bir inşa ve ihya edeceğiz ki Hatay’ımızı yeniden tarihin, kültürün, medeniyetin merkezi yapacağız” ifadelerini kullandı.

    Yayladağı taşı kullanılıyor
    Çarşının tarihi dokusuna uygun örnek dükkan projesinin çizildiğini belirten Hatay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü İsmail Ceylan, “Dükkanlarımız, avlu şeklinde inşa edilip, çift girişli olacak. Bakanımız Murat Kurum’un şehri yansıtan malzemelerin kullanılması ve kültürünün de bu şekilde ihya edilmesine yönelik talimatları olmuştu. Biz de Hatay’a özgü Yayladağı taşını cephe kaplamalarında kullanıyoruz. Ticaret erbaplarımız çarşıya döndüğünde o havayı teneffüs edecek” dedi.

    “Her şeyin daha güzel olacağına eminim”
    Prefabrik çarşıda ticarete devam ettiklerini anlatan esnaf Uğur Yılmaz, “Hayata tutunmaya, yeniden doğmaya başladık. Konteyner dükkanlarımızın çarşının hemen yanı başında olması bizim için çok avantajlı oldu. Bu lokasyonda çarşının nasıl ilerlediğini gözlerimizle gördüğümüz için o konuda kalbimiz çok müsterih ve rahat.

    Elbette ki çalışmalar zaman alıyor. Bir ekmeği bile yerken çiğneyerek yutuyoruz. İlla ki koca bir lokmayı yutmak çok zordur. Bu da bunun gibidir. Birazcık sabır, birazcık hoşgörüyle her şeyin daha güzel olacağına eminim” dedi.

    Çarşı esnafı Uğur Öztürk ise Bakan Kurum’un bölgeye gelerek esnafla sık sık istişarelerde bulunduğunu belirterek, “Bizlerden fikir aldılar. Vatandaşımızın çok daha memnun olacağı bir ortamı kesinlikle yakalayacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.

  • Merkez Bankası yeni yüzde oranı

    Merkez Bankası yeni yüzde oranı

    Merkez Bankasından zorunlu karşılıklarda değişiklik yapılmasına dair tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı.
    Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile birlikte zorunlu karşılıklarda değişikliğe gidildi. Değişiklikler hakkında Merkez Bankasından yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, artan Türk lirası mevduat payını göz önünde bulundurarak aşağıdaki sadeleşme adımlarının atılmasına karar vermiştir.

    Türk lirası (TL) mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları ile yabancı para (YP) mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş olup zorunlu karşılıklar 6 Aralık 2024 tarihinde tesis edilecektir” ifadelerine yer verildi. Buna göre kısa vadeli Türk lirası mevduat için yüzde 15 olan oran yüzde 17’ye yükseltildi.

    Yabancı para mevduat için Türk lirası tesisi ise yüzde 5’ten yüzde 4’e düşürüldü. Ayrıca açıklamada, tüzel kişi Türk lirası mevduat payı hedefinin kaldırıldığı ve KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin toplam hedefin yüzde 75’ten yüzde 70’e indirildiği belirtildi.

  • Eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü

    Eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü

    Olay, sabah 04.00 sıralarında Etimesgut ilçesi 30 Ağustos Mahallesindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Servet Bozkurt, eşi Elif Bozkurt’u bilinmeyen bir nedenden dolayı bıçaklayarak öldürdü. Olayın ardından ayağındaki elektronik kelepçeyi kıran Bozkurt, arkadaşı olduğu düşünülen Hasan Ş.’nin işlettiği tekel büfesine gitti. Bilinmeyen bir nedenden ötürü tartıştığı Hasan Ş.’yi de bıçakla öldüren Bozkurt cinayetin ardından bölgeden ayrıldı.

    Ev hapsine çarptırılmıştı

    3 bin lira karşılığında anlaştığı Mertcan Kılıç’ı azmettirdiği iddia edilen Bozkurt hakkında ev hapsi kararı verilmişti. Bozkurt’un, öldürdüğü eşiyle aynı evde yaşadığı, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğu ve boşanma aşamasında olduğu iddia edildi. Öldürülen Elif Bozkurt ile Hasan Ş.’nin cenazeleri ise ekiplerin incelemelerinin ardından Adli Tıp Kurumuna götürülürken saldırgan Bozkurt’un yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

    “Karısının boğazını kesip sırtından bıçaklamış”

    Olayla ilgili konuşan komşu Fatma Ceren, “Karı ile koca akşam kavga etmiş. Sabah polisler geldi ve kadının öldürüldüğünü söyledi. Olayın kıskançlık sebebiyle çıktığı söyleniyor. Boşanma aşamasındalarmış. Adam karısının boğazını kesip sırtından bıçaklamış. Akşam şiddetli bir halde kavga etmişlerdi. Sürekli kavga ediyorlardı. Sizi polise şikayet edeceğiz dediğimizde de saldırgan bize tehdit ve küfür ediyordu. Ölen kadının kocası sürekli hapse giriyordu. Ölen kadında yaşadıklarına itiraz ediyordu. Eşinden boşanmak istediğini söylüyordu ama yapamıyordu. Kocasının kendisini sürekli dövdüğünü, burnunu kırdığını ve sürekli şikayetçi olduğundan bahsediyordu. Olay evin içinde olmuş. Duyduğuma göre adam birisini daha öldürmüş. Akrabaları konuşuyordu. O adamı da başka bir yerde öldürmüş. Kaçarken de kaza yaptığını duyduk. Katilin ayağında kelepçe vardı, ev hapsindeydi” dedi.

  • YRP Genel Başkanı Erbakan:

    YRP Genel Başkanı Erbakan:

    DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan Yeniden Refah Partisini ziyaret etti.
    DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan Yeniden Refah Partisini ziyaret etti. Yeniden Refah Partisi Genel merkezinde gerçekleştirilen görüşme sonrası Genel Başkanlar ortak basın toplantısı gerçekleştirdi.

    “Kayyum Türkiye’de bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor”
    Türkiye’deki ve bölgedeki gelişmeleri ve Türkiye’deki bu kayyum atamalarıyla ilgili süreci detaylı bir biçimde istişare ettiklerini belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Bu konuda görüş alışverişinde bulunduk. Kayyum meselesinde elbette Türkiye’deki birçok siyasi parti gibi bugün ki görüşmemizde de oldukça pozitif mesajlar ortaya çıktı.

    Daha önce de yine Sayın Erbakan’ın vermiş olduğu demeçlerde de olduğu gibi bugün de kayyumun Türkiye demokrasisine verdiği büyük zararları değerlendirdik ve konuştuk. Kayyum Türkiye’de bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor. Belediyelere dönük atanan kayyumların sadece belediyelerle sınırlı olmadığını, Türkiye’de mevcut olan iktidara biat etmeyen her kesime ve her yapıya doğru buna üniversiteler, bilim, akademi, ticari şirketler başta olmak üzere her kesime kayyum atanan bir dönemden geçiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Kayyum yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir”
    Hatimoğulları, Türkiye’de bu özellikle son seçimlerde bizler kayyum atanmayacağına dair büyük umutlar beslediklerini ifade etti. Hatimoğulları, kayyuma dair gerek bölgede gerek Türkiye’nin her yerinde Ak Partiye oy vermiş seçmenden bile çok büyük tepkilerin geliştiğini ve bu duruma sahada bizzat şahit olduklarını belirtti.

    Hatimoğulları, “Sonrasında kayyum atanmasına rağmen belediyelerin yeniden hem bizim partimiz tarafından hem de diğer muhalif partiler tarafından çok sayıda belediyenin kazanıldığını bir kez daha deneyimlemiş olduk bu son seçimlerde. Ümit ediyorduk ki kayyum atanmaz. Ama ne yazık ki Hakkari de başlayan Esenyurt ile devam eden ve daha sonra Mardin, Halfeti ve Batman’da atanan kayyumlar bize kayyum rejiminin devam ettiğini gösterdi.

    Buradan bir kez daha bütün Türk kamuoyuna duyuruyoruz; Kayyum antidemokratiktir, kayyum yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir, kayyum seçimde yenemediğinizi seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir. Seçimleri fiilen ortadan kaldırmak demektir” dedi.

    Kayyum bir siyasi darbe olduğunu ifade eden Hatimoğulları, darbenin sadece postalla, tankla, topla yapılmadığını belirtirken aynı şekilde kayyum atamasını yargı eliyle, polis eliyle yapılan bir siyasi darbe olarak nitelendirdiklerini ve bunu asla kabul etmediklerini ifade etti.

    “Kürt sorunun pekala çözebiliriz”
    Kürt sorununu hep birlikte çözebileceklerini belirten Hatimoğulları, “Kürt sorunun pekala çözebiliriz. Demokratik zeminde çözebiliriz, Türkiye’de ki öznelerle çözebiliriz, Türkiye’de ki siyasi partilerle ve bütün sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çözebiliriz. Bu konuda pekala adımlar atabileceğimizi düşünmekteyiz” dedi.

    “Kayyum ataması millet iradesine karşı atılmış bir adımdır”
    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan burada yaptığı konuşmada, “Başkanın ifade ettiği gibi, son dönemde gündemi fazlasıyla meşgul eden seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerine memurların, kayyumların atanmasıyla ilgili de Yeniden Refah Partisi olarak fikirlerimizi kendileriyle paylaştık.

    Bu konuda aslında hem fikir olduğumuz ortaya çıktı. Çünkü bizde daha önceden de özellikle ifade ettiğimiz gibi bu süreç işletilecekse bir seçilmiş belediye başkanıyla ilgili mutlaka kesinleşmiş bir hükmün bir mahkeme kararının olması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir durum olsa bile bu kesinleşmiş mahkeme kararı dolayısıyla belediye başkanı görevinden alındığı zaman yerine belediye meclisinin yeni bir belediye başkanı seçmesinin uygun olacağını kayyum atamasının millet iradesine karşı atılmış bir adım olduğunu ifade ettik” şeklinde konuştu.

    Milletin iradesine sahip çıkılması ve millet tarafından seçilmiş görevlendirilmiş olan belediye meclis üyelerinin yeni bir belediye başkanını seçmesinin uygun olacağını ifade ettiklerini belirten Erbakan, “Tabii yine Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerimizin o bölgede yaşayan ve hangi ırka mensup olursa olsun vatandaşlarımızın yaşamış olduğu problemlerle ilgili görüş alışverişinde bulunuldu.

    Çözüme ilişkin ne gibi adımların atılabileceği değerlendirildi. Bizde Yeniden Refah Partisi olarak her zaman ifade ettiğimiz gibi Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi ve taleplerinin yerine getirilmesiyle ilgili her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik” dedi.

    Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hatimoğulları kendisine yöneltilen ‘Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin süreç çağrısı açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Aramızda bir fikir ayrılığı yok’ demesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorusunu cevapladı. Hatimoğolları, “Bu konuda bir yol haritası açıklanmış değil. Sayın Bahçeli’nin 1 Ekimden bu yana sürdürdüğü bir süreç var.

    Grup toplantıları başta olmak üzere yapılan çeşitli açıklamalar var. Bu konuda kendileri de ifade ettiler aslında. Cumhur İttifakı bu konuda hem fikir olduklarını söylediler. Ama biz hangi konuda hem fikir olduklarını, nasıl bir yol haritasını kafalarından geçirdiklerini ve neyi planladıklarına dair bilgi sahibi değiliz.

    Kamuoyu bu konuda aydınlatılmış değil. Bizlerde DEM Parti olarak bilmemekteyiz. Hatta biz grup toplantılarımızda da farklı yaptığımız açıklamalarda da şu çağrı da bulunduk: Sayın Cumhurbaşkanı bu sürece dair gerek Türk kamuoyunu gerekse hepimizi bizleri de bilgilendirmelidir. Yani bu konuda ne düşündüklerine dair yürütme mercisinden henüz bir açıklama gelmiş değil. Yürütme mercisinden bizler bir açıklama beklemekteyiz bu konuyla ilgili” diye konuştu.

  • Pursaklar’ın kadınları bilinçlendiriliyor

    Pursaklar’ın kadınları bilinçlendiriliyor

    Pursaklar Belediyesi, Hanım Evlerindeki eğitim programıyla kadınların hayata dair konularda farkındalığını artırmayı hedefliyor.
    Pursaklar Belediyesi’ne bağlı Hanım Evleri’nde kadın hakları ve şiddetle mücadele konularında farkındalığı artırmak amacıyla eğitim seminerleri düzenleniyor.

    Merkezlerde kadınların sosyal ekonomik yaşamlarına etkileri, girişimciliğe ve işgücüne katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi için gerekli tüm adımları attıklarını belirten Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, ‘‘Hanım Evlerinde verdiğimiz birçok farklı kurs da toplumsal kalkınmada kadınların rolünü ve potansiyelini vurgulamak, kadınların güçlendirilmesi için gerekli eğitimleri veriyoruz.

    Bunun yanı sıra sosyal, kültürel, sağlık, toplumsal konular, kadın hakları ve şiddetle mücadele gibi birçok konuda yapmış olduğumuz eğitim seminerleri ile kadınların daha bilinçli olmalarına yardımcı oluyoruz. Önümüzdeki günlerde de hanımların toplumsal farkındalığını artıracak eğitimler düzenlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    Hüma Sultan Hanım Evinde, her hafta salı ve cuma günleri farklı konuları içeren seminerlerle kadınların hayata dair konularda farkındalığının artırılması hedefleniyor.