Etiket: Ankara

  • Tonlarca soğan depolarda çürüyor

    Tonlarca soğan depolarda çürüyor

    Başkentte depolarındaki soğanları kilosunu 2 ile 4 lira arasında değişen fiyata rağmen ellerinden çıkaramayan çiftçiler, aynı ürünün marketlerde kilosunun 8 ile 10 lira arasında satılmasına tepki gösterdi.

    “Stokçu” olarak anılmaktan rahatsızlık duyduklarını ifade eden soğan üreticileri, uygun fiyata rağmen ellerinde kalan soğanların depolarda çürüğünü belirtti. Mağduriyetlerinin bir önce çözüme kavuşturulmasını isteyen üreticiler yaşadıkları olumsuzlardan bahsederek yetkililerden yardım istedi.

    “Marketlerle arada uçurum var”

    Uygun Fiyata rağmen ürünlerini satamadıklarını belirten çiftçi Ömer Çayır, “Elimizdeki soğanları çıkaramamamızın sebebi alanın olmaması. Piyasayı şişirdiler. Köyde 200 ton soğan elimizde kaldı. Alan olmadığı için koyunlara yedireceğiz soğanları. İsteyene veriyoruz, dağıtıyoruz. Soğanın kilosunu 2 liradan vermemize rağmen alan yok. Marketlerle arada uçurum var. Kasım ayından beri ürünleri elimizden çıkartamıyoruz. Mallarımızın çoğu çürüdü. Çok zararımız var. 500 bin lira zararımız olmuştur şimdiye kadar. Köylü, ‘siz stokçusunuz’ diye tepemize çökmesin. Bize göre tarlada satmak depolamaktan daha karlı. Kilosunu seksen kuruştan tarlada satsak bile daha karlı oluyoruz. Depoya çektiğimiz zaman 1.5 liraya yükseliyor fiyat. Vatandaşlar soğanla ilgili olumsuz bir şey duyduklarında bizi linçliyorlar. Soğanın kilosu markette 10 lira. Bu düzende bir anormallik var. Masrafımız kilo başına 1.5 lira. İki liraya satsak bile bizi kurtarır” değerlendirmesinde bulundu.

    “Ne olacağını biz de bilmiyoruz”

    Bir diğer üretici Hakan Sarıbaş ise “Arada artık kim var, ne var? Onu biz de bilmiyoruz üretici olarak. Biz soğanı getirdik, depoya koyduk, getirdiğimizden beri bu beşinci işçiliğimiz. Beş kere aktarıp, döndürdük. Biz burada bir liraya, iki liraya alıcı bulamıyoruz. Adamlar marketlerde 10 liraya satıyorlar. Ne olacağını biz de bilmiyoruz. Sabah akşam içindeyim, işçiliğini yapıyorum. Soğanın bize buradaki bize maliyeti 4 lira. Biz bunun üstüne çıkamıyoruz. Zaten kimse de almıyor. Bize ‘stokçu’ diyorlar ama gelsinler vereyim 4 liraya. Alan yok. Seneye de ekim yapamayacağız” ifadelerini kullandı.

    “Marketlerdeki fiyatlara çok şaşırıyoruz”

    Marketlerdeki fiyatların abartı olduğuna değinen soğan üreticisi Serhat Çoban da , “Buradaki soğanlar dokuzuncu aydan beri depolanmış durumdalar. Soğanın maliyeti şu durumda kilo başı 1.5, 2 lirayı buluyor. Depoya gelince maliyet 4 lirayı buluyor. Soğan satılmıyor. Depoda da dura dura çürüyor. İhracatta sıkıntılar olduğu için soğanlar elde kaldı. Çok ekilmeyle alakası yok. Mecburen ekiyoruz. İşimiz bu. Burada kalan 300 ton soğan zararına gitti. Marketlerdeki fiyatlara çok şaşırıyoruz. 10 lira gerçekten çok müthiş bir fiyat. Mağduruz. Fazla söze gerek yok” şeklinde konuştu.

  • Her 3 ayda bir hapse giriyor

    Her 3 ayda bir hapse giriyor

    Ankara’da yaşayan Orhan Korkmaz, 1993 yılında D.T. (47) ile görücü usulü evlendi. D.T., halde kabzımal olan eşi Korkmaz’ın 2013 yılından itibaren işleri bozulunca 2 çocuğundan kızını alarak evi terk etti. Karşılıklı boşanma davası açan çift, 2 yıl süren davanın ardından 2015 yılında boşandı. Mahkeme, Orhan Korkmaz’ın, eşine aylık 500 TL nafaka ödemesine karar verdi.

    Korkmaz ise haldeki işini tamamen kaybedip, başka iş bulamayınca nafakayı ödeyemedi. Orhan Korkmaz, eski eşinin şikayeti üzerine başlatılan icra takibinin ardından 2016’da ‘nafaka borucunu ödememek’ suçundan 3 ay tazyik hapsine mahkum edildi. Cezaevine giren Korkmaz, 6 yıl boyunca ‘nafaka borcunu ödememek’ten 3’er aylık sürelerde toplam 15 kez cezaevine girdi. Şu anda yarı açık cezaevinde cezasını çeken ancak pandemi nedeniyle hükümlülere verilen izin doğrultusunda dışarıda olan Korkmaz, açıklamalarda bulundu.

    ‘3 AYDA BİR BENİ TUTUKLATIYOR’

    Birikmiş 80 bin TL nafaka borcu bulunduğunu söyleyen Orhan Korkmaz, halde sebze-meyve işleriyle uğraşırken işlerinin bozulduğunu ve bu yüzden eşiyle arasının açıldığını belirterek, “Eşim işlerimizin bozulması dolayısıyla küçük çocuğumu alarak evimizi terk etti. 2 yıllık bir barışma süreci denedik olmadı. Sonrasında karşılıklı boşanma davası açtık. 2016 yılından beri her yıl 3 kere tutuklanıyorum. Yıllardır işsizim. Nafaka yüzünden 6 yılda 15 kez cezaevine girdim. Nafakanın bir süresi olmalı. Ben ‘Nafaka olmasın’ demiyorum. Sorun süresiz oluşu ve bu ömür boyu sürecek. İşsizim ve gelirim yok. Yaş itibarıyla da kendime yeni bir iş kuramıyorum. Farklı şehirlerde cezaevine girdim. Eski eşime bir sitemim yok; ama ısrarla her 3 ayda bir beni tutuklatıyor. Ben borcumun biteceği günü bilmek istiyorum. Nafaka 500 TL ama ödenmeyen her nafakanın her aylığı için avukat masrafları da var. Yasalar gereği işsiz de olsam ömür boyu yoksulluk nafakasını ödemem gerekiyor” diye konuştu.

    Korkmaz, cezaevinden çıktığında 24 yaşındaki oğlu ile kaldığını ve onun maaşıyla geçindiğini söyleyerek, “Cezaevinden çıktıktan sonra 1 ay sürem kalıyor. 1 ay sonra tekrar tutuklandığım için bu kez yeni bulduğum işe gidemiyorum. 3 kez işe girdim. 3’ünde de çıktım. Hiçbir iş yapamıyorum. Bir ayda ne iş bulabiliyorum ne başka bir şey yapabiliyorum. Belli bir yaşa gelmiş insanım. İş bulsam da kimse nafaka hapsine tekrar gireceğim için iş vermiyor” dedi.

    ‘NAFAKA CEZALANDIRMA YÖNTEMİ DEĞİL’

    Avukat Elif Yılmaz Ermiş de ‘Türk Medeni Kanunu’nun 175’inci maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakasının kamuoyunda ‘süresiz nafaka’ olarak bilindiğini belirterek, “Bunun sebebi de taraflardan biri mahkemeden talep etmedikçe, taraflardan biri vefat etmedikçe veya evlenmedikçe bu nafakanın devam ediyor olmasıdır. Bu sebeple de ekonomik olarak zorda kalan ya da ekonomik durumu kötüye giden tarafın hala ödemeye mahkum edilmesi sebebiyle kamuoyunda oldukça eleştirilmektedir. Nafaka bir cezalandırma yöntemi değildir. Nafakayla ilgili karar verirken mahkemenin evliliğin ne kadar sürdüğü, çocuk olup olmadığı gibi durumları iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Aynı zamanda nafaka ödeyecek kişinin devam eden süreçte ekonomik durumunun kötüye gitmesine ilişkin de kontrolleri sağlaması gerekmektedir. Eğer nafaka ödeyen kişinin ekonomik durumu kötüye gittiyse mahkemeden bu durumu talep ederek dava açması gerekmektedir” diye konuştu.

    ‘DAVA AÇMASI GEREKİR’

    Avukat Ermiş, ‘Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen yoksulluk nafakasının ödenmemesi halinde ‘İcra İflas Kanunu’na göre 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedildiğini kaydedip, “Bu sebeple ödenmeyen nafaka borçlarından dolayı birçok kişi hapis cezası almakta. Bu durum, nafaka borcunu ödeyemeyen kişilerin çalışmasına engel bir durum yaratmaktadır ya da nafakayı ödememek için sigortasız çalışmayı da artırmaktadır. Bu olay bazında değerlendirecek olursak kişinin mahkemeden bir talepte bulunması, yeni bir dava açması gerekmektedir. Ekonomik durumumun her ne kadar o zamanki koşullarda bunu verecek anlamda değerlendirilse de devam eden süreçte bunu ödeyemediğini ve ödeyemeyecek olduğunu tespit ettirip nafakanın kaldırılması veya azaltılması için dava açması gerekmektedir” dedi.

  • Bursalı sanayiciler akaryakıt taleplerini iletti

    Bursalı sanayiciler akaryakıt taleplerini iletti

    Bursa iş dünyasının çatı kuruluşu BTSO, 50 bini aşkın üyesinden gelen tüm taleplerin takipçisi olmaya devam ediyor. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, BTSO üyesi akaryakıt ve enerji sektörü temsilcilerinin sorunları için Ankara’da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. BTSO heyetinde, Meclis Üyeleri İlhan Parseker, Erdal Aktuğ, Enerji Konseyi Başkanı ve Meclis Üyesi Erol Dağlıoğlu ile 34. Meslek Komitesi Başkanı Serdar Şehmuz Karadayı ve 21. Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı İbrahim Karaman da yer aldı.

    BTSO heyeti, Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve EPDK Başkan Yardımcısı Yılmaz Tamer’i ziyaret etti. Başkan İbrahim Burkay, sektörün taleplerini ve çözüm önerilerini içeren detaylı raporu Mustafa Yılmaz ve Sezai Uçarmak’a iletti. BTSO Başkanı İbrahim Burkay, ekonomik kalkınmanın bir numaralı hammaddesi olan enerjinin stratejik öncelikler arasında tartışmasız liderliğini sürdürdüğünü söyledi.

    İbrahim Burkay, küresel büyüme ve nüfustaki artışla birlikte, enerjiye olan ihtiyaç ve talebin de her geçen gün artmaya devam ettiğini vurguladı. Enerji ve akaryakıt sektöründen gelen tüm taleplerin takipçisi olduklarını kaydeden Başkan Burkay, “Sektör temsilcilerimizle Ocak ayında yaptığımız geniş katılımlı toplantımızda Ticaret Bakanlığı ve EPDK’ya bir ziyaret programı gerçekleştirmeye karar vermiştik. Aldığımız ortak karar doğrultusunda heyetimizle birlikte Bakan Yardımcımız Sezai Uçarmak ve EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ı ziyaret ederek, sektörümüzün taleplerini bizzat iletme fırsatı yakaladık. Yenilenebilir enerji kaynakları için yatırım teşviklerinden akaryakıt sektörünün son zamanlarda artan maliyetlerin düşürülmesi ve denetlemelerine ilişkin birçok talep ve çözüm önerisini Ticaret Bakanlığı ile EPDK’ya ilettik.” dedi.

    Akaryakıtta dağıtım bölgesine uzaklığın bayi karlarını da olumsuz etkilediğini belirten Başkan Burkay, “Nakliye bedellerinin bayilerin toplam kar marjının içerisinde yer alması dağıtım bölgelerine uzak olan bayilerimizi olumsuz etkiliyor. Ayrıca dağıtım bölgelerine yakın bazı yerlerin pompa satış fiyatları Bursa gibi uzak illere göre daha yüksek. Pompa satış fiyatlarının da dağıtım bölgelerine uzaklık göz önünde bulundurularak belirlenmesi en önemli taleplerimiz arasındaydı” şeklinde konuştu.

    “TTS talebimiz sonuçlandı”

    EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ile yaptıkları görüşmede BTSO’nun da talepleri arasında yer alan otomatik satışlardaki bayi katılımını sıfırlandığının müjdesini kendilerinden aldıklarını ifade eden İbrahim Burkay, “Taşıt Tanıma Sistemi’nde (TTS) akaryakıt bayilerine yansıtılan komisyon tutarlarını ortadan kaldıracak yeni bir düzenlemeyi devreye alınması kararını memnuniyetle karşıladık. Atılan bu adım akaryakıt sektöründe fiyat baskısını azaltırken, bayilerimizin kar marjlarında da önemli bir iyileşme sağlayacaktır. Sektörümüzün taleplerine kulak veren Sayın Başkanımız Mustafa Yılmaz’a teşekkür ediyoruz. BTSO olarak sektörümüzün sorunlarının çözülmesi için adımlarımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.

    Nakliye bedelleri bayi karlarını etkiliyor

    BTSO Meclis Üyesi İlhan Parseker, sektör temsilcileriyle birlikte Ankara’da önemli ziyaretler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Odamızın organizasyonuyla Ticaret Bakanlığı’na yaptığımız ziyarette sektörümüzü yakından ilgilendiren denetimlere ilişkin yaşanan sorunları aktardık. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ı ziyaretimizde ise akaryakıt sektörünün nakliye ve Taşıt Tanıma Sistemi gibi farklı konularda görüşme fırsatı bulduk. Taşıt tanıma sistemi konusunda EPDK’ye gerçekten teşekkür ediyoruz. Sektörümüz bu konunun çözülmesini uzun bir süredir bekliyordu. EPDK, sektörümüzün taleplerine oldukça hakim. Sektörümüzde ayrıca nakliye önemli bir mesele. Nakliye bedeli bayi kar bedelinin önemli bir kısmını ortadan kaldırıyor. Dolum yerlerine uzak bölgelerdeki bayilerin ödediği nakliye bedelleri bayi karlarını sıfır noktasına kadar geetirebiliyor. Bu noktada sorunların çözüme kavuşması konusunda EPDK’dan destek olmalarını talep ettik.” dedi.

    BTSO Enerji Konseyi Başkanı ve Meclis Üyesi Erol Dağlıoğlu, Ankara programında özellikle yenilenebilir enerji alanında istişare etme fırsatı yakaladıklarını söyledi. Yenilenebilir enerji konusunda yapılan yeni teşvik mekanizmalarının artırılmasının, yatırımlardaki bürokratik yapının kolaylaştırılmasının önemine işaret eden Dağlıoğlu, “Artan maliyetler karşısında döviz bazında yatırım yapan girişimcilerin yenilenebilir kaynaklara finansmanının devam ettirebilmesi ve ülkemizde yenilenebilir enerji potansiyelinin verimli bir şekilde kullanılmasını istiyoruz. Bu noktada YEK desteklerinde yatırımın devamını sağlayacak bir güncelleme modeli oluşturulmalı. Ziyarette hibrit santrallere ilişkin görüşlerimizi de ilettik. EPDK Başkanımız Mustafa Yılmaz’a nazik misafirperverliği ve sektöre katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Yenilenebilir enerji Türkiye’nin geleceği”

    BTSO 21. Meslek Komitesi Meclis Üyesi Erdal Aktuğ, yenilenebilir enerjinin Türkiye’nin geleceğini için çok parlak bir sektör olduğunu belirterek, bu alandaki bakış açısının pozitif olmasını istediklerini kaydetti. Aktuğ, “Özellikle güneş enerjisi yatırımları bu konuda önemli. OSB’lerdeki fabrikaların çatılarına santral kurulması konusunda bir çalışmanın yapıldığını EPDK Başkanımız Mustafa Yılmaz’dan öğrendik. Ayrıca turizm tesislerinde de güneş enerjisi santrali kurulması noktasında görüşlerimizi de iletme fırsatı bulduk.” dedi.

    BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, pandemi sebebiyle enerji ve akaryakıt sektöründeki artışların firmaları mali yönden etkilediğini belirterek, “BTSO olarak sektörlerimizden gelen her talebi ilgili bakanlık ve kurumlara ileterek çözülmesi için çaba sarf ediyoruz. Enerji sektörü temsilcilerimizle birlikte Ankara’da EPDK’da ve Ticaret Bakanlığı’nda verimli bir ziyaret gerçekleştirdik. Sektörlerimizden gelen taleplerin çözülmesi noktasında girişimlerimizi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

  • 400 metre sürüklenip can verdi

    400 metre sürüklenip can verdi

    Ankara’da tren hemzemin geçitte bir otomobile çarptı. 400 metre sürüklenen otomobildeki bir kişi hayatını kaybetti.

    Ankara’nın Polatlı ilçesinde hemzemin geçitte yük treninin çarptığı otomobildeki 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

    Kaza, öğle saatlerinde Fatih Mahallesi Ziya Gökalp Caddesi’nde meydana geldi. TCDD’ye ait DE24352 sefer sayılı yük treni, bariyeri açık olan hemzemin geçitte Şükrü Yılmaz (66) yönetimindeki otomobile çarptı.

    Otomobil, trenin önünde yaklaşık 400 metre sürüklendi. Kazada, sürücü Şükrü Yılmaz yaralanırken, yanında bulunan Alişir Ünal (68) hayatını kaybetti.

    Araçta sıkışan Şükrü Yılmaz, itfaiye ekipleri tarafından çıkarılıp, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Alişir Ünal’in cenazesi de olay yerindeki incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

    Bu arada, hemzemin geçitte, ‘Dikkat; bariyer arızalanabilir, açıkken kontrollü geçiniz’ yazılı uyarı levhasının olduğu görüldü.

  • Ankara’da katliam gibi kaza! Çok sayıda ölü ve yaralı var

    Ankara’da katliam gibi kaza! Çok sayıda ölü ve yaralı var

    Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde iki otomobil çarpıştı. Korkunç kazada ilk belirlemelere göre 6 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kahramankazan’daki kaza sonrası başsağlığı mesajı yayımladı.

    Kahreden kaza haberi Ankara’dan geldi. Kahramankazan ilçesinde iki otomobilin çarpışması sonucu ilk belirlemelere göre 6 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı.

    Ankara-Kahramankazan kara yolunun 16. kilometresi İmrendi Mahallesi yakınlarında sabah saatlerinde meydana gelen kazada iki otomobil çarpıştı. Olay yerine çok sayıda ambulans ve polis ekibi sevk edildi.

    CENAZE İÇİN GELMİŞER

    Eskişehir’den Kahramankazan’a cenaze için gelen ve içinde 5 kişinin olduğu öğrenilen otomobil, içinde işe giden 4 kişinin bulunduğu diğer bir otomobil ile çarpıştı.

    MANSUR YAVAŞ’TAN TAZİYE MESAJI

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kahramankazan’daki kaza sonrası başsağlığı mesajı yayımladı.

    Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Yavaş, “Kahramankazan’da meydana gelen elim kazada 6 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.” ifadelerini kullandı.

  • Rekor ceza!108’er yıl hapisleri isteniyor

    Rekor ceza!108’er yıl hapisleri isteniyor

    Ankara’nın Sincan ilçesinde 12 ve 13 yaşlarındaki 2 kız çocuğunu darp edip, cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla tutuklanan Mustafa Saydam (32) ile kız arkadaşı Dilek Ece Aydemir (18) hakkında ‘çocuğa cinsel istismar’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplam 108’er yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    Dilek Ece Aydemir, 2 ay önce meydana gelen olayda apartmanda komşularının çocuğu N.U. (13) ile onun arkadaşı M.T. (12) adlı kızları “Kahvaltı yapacağız” diyerek, erkek arkadaşı Mustafa Saydam’ın yanına götürdü. Mustafa Saydam ve Dilek Ece Aydemir, 2 kızı daha sonra taksiyle kiraladıkları eve götürdü. Mustafa Saydam’ın, evde zorla içki içirip, darp ettiği 2 kıza cinsel istismarda bulunduğu iddia edildi. Binada görevli kapıcının sesler üzerine zile basmasının ardından Mustafa Saydam, 2 kızı bıraktı. M.T.’nin durumu anlattığı annesi F.T.’nin şikayeti üzerine Mustafa Saydam ile kız arkadaşı Dilek Ece Aydemir, polis tarafından yakalanıp, tutuklandı.

    108’ER YIL HAPİS TALEBİ

    Saydam ve Aydemir hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı. Ankara Batı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, sanıklar Saydam ve Aydemir hakkında, 2 kıza karşı eylemlerinden ayrı ayrı ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplam 108’er yıl hapis talep edildi.

    İddianamede ifadelerine yer verilen sanıklardan Dilek Aydemir, kızlarla kahvaltı yapmak için sözleştiklerini daha sonra bir kıyafet mağazasına gittiklerini, Sonra Mustafa’nın geldiğini ve hep beraber günübirlik kiralanan bir eve gittiklerini söyledi, taciz olayını görmediğini, başka bir odada olduğunu iddia etti. Özel bir firmada yüksek gerilim sistem teknikeri olarak çalışan Mustafa Saydam da suçlamayı kabul etmedi.

  • Onur Eker’in ölüm nedeni belirlenemedi

    Onur Eker’in ölüm nedeni belirlenemedi

    Ankara’da, Kurban Bayramı’nın ilk günü kaçan kurbanlığın peşinden giderek kaybolduktan 2 gün sonra cesedi çalılık alanda dere yatağında bulunan tıp fakültesi öğrencisi Onur Eker’in (20) ölüm nedeni belirlenemedi. Soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanan raporda, Onur Eker’in mevcut verilerle ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği belirtildi.

    Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Onur Eker, Kurban Bayramı’nın 1’inci günü, Pursaklar ilçesinde dedesi Zühtü Erdoğan’ın (65) dağlık alana kaçan kurbanlık koyununu yakalamak için peşinden gidince kayboldu. Bayramın 3’üncü günü akşam saatlerinde kaybolduğu yerden yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta dere yatağının kenarında Onur Eker’in cansız bedenine ulaşıldı. Onur Eker’in cenazesi Ankara Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    ‘ÇÜRÜME NEDENİYLE ANALİZ YAPILAMADI’

    Onur Eker’in ölümüyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu’nca hazırlanan otopsi raporu dosyaya ulaştı. Raporda bedende ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularda ayrıntılı travmatik değişim analizi yapılamadığı, iç organlarda ayrıntılı değerlendirme yapılamadığı, kan ve idrar elde edilemediğinden ayrıntılı analizlerin yapılamadığı belirtildi. Raporda, “Tespit edilen etil alkolün çürüme ile oluştuğu dikkate alındığında; mevcut verilerle kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği değerlendirilmiştir” denildi.

    ‘NEGATİF OTOPSİ SONUCU ORTAYA ÇIKMIŞTIR’

    Ailenin avukatı Tuncay Seven, DHA’ya yaptığı açıklamada, 20 Temmuz 2021 tarihinde kaçan kurbanlık peşinde kaybolan ve yaklaşık 2 gün süren arama tarama çalışmaları sonucu dere yatağında cansız bedeni bulunan Onur Eker’in ölüm sebebine ilişkin yürütülen savcılık soruşturmasında önce Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındığını; ancak ölüm nedeninin tespit edilemediğini söyledi. Seven, bunun üzerine kesim ölüm nedeninin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini hatırlatarak, “Yapılan tetkikler sonucunda İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda da Onur Eker’in ölüm sebebi ‘mevcut verilerle kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği’ gerekçesiyle ne yazık ki belirlenememiş, ‘negatif otopsi’ sonucu ortaya çıkmıştır. Yine merhumun bedeninde ölümüne yol açacak herhangi bir dış etken, bulgu, arı sokması tespit edilememiştir” dedi.

    ‘TAKİPSİZLİK VERİLECEĞİ BİLDİRİLDİ’

    Avukat Seven, bu negatif otopsi raporu sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturmanın doğal ölüm sebebine bağlı olarak takipsizlik kararı ile sonlandırılacağının kendilerine bildirildiğini söyledi.

  • Taliban heyetinden Türkiye’ye ziyaret

    Taliban heyetinden Türkiye’ye ziyaret

    Taliban heyetinin öğleden sonra, temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya geleceği bildirildi.

    Afganistan’daki Taliban hükümetinin Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki’nin de aralarında olduğu heyet Ankara’da görüşmelerde bulunacak.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki süreçte bazı bakanlarla birlikte Kabil’e gitmeyi düşünüyoruz” demişti.

    Taliban Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdul Qahar Balkhi, bugün yaptığı paylaşımda “Dışişleri Bakanı Mawlavi Amir Khan Muttaqi başkanlığındaki üst düzey bir heyet Türkiye’ye gitti. Üst düzey bir IEA heyeti, Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun resmi daveti üzerine Ankara’ya hareket etti. Heyet, üst düzey Türk yetkililerle karşılıklı çıkarları ilgilendiren konularda görüşmelerde bulunacak” ifadelerini kullandı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı kaynakları tarafından heyetin gelişi doğrulandı.

    Sözcü Balkhi, heyette Dışişleri Bakanı Mawlavi Amir Khan Muttaqi’nin yanı sıra Mullah Khairullah Khairkhah, Mullah Abdul Haq Wassiq, Mawlavi Noor Jalal Jalali, Sheikh Shahabuddin Delawar, Suhail Shaheen ve Haji Mohammad Ibrahim’in bulunduğunu ifade etti.

  • Elleri bağlı, ağzında havluyla ölü bulunmuştu! Vahşetin detayları ortaya çıktı

    Elleri bağlı, ağzında havluyla ölü bulunmuştu! Vahşetin detayları ortaya çıktı

    Ankara’da yalnız yaşadığı evinde elleri bağlı, ağzına da havlu sıkıştırılmış cansız bedeni bulunan kargo firmasında kurye Erşan Aydemir’in (34), internetten bir arkadaşlık sitesi üzerinden tanıştığı Samet Eren Emelce (21) ve Oğuzhan Ülker (24) tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Gözaltına alınan Emelce ve Ülker, hırsızlık amacıyla Aydemir’in evine girdiklerini, karşı koyunca bayıltma amacıyla darp edip ellerini bağladıklarını ileri sürdü.

    Kargo şirketinde kurye olarak çalışan Erşan Aydemir, önceki gün Keçiören ilçesi Atapark Mahallesi 340’ıncı Cadde’deki evinde elleri bağlı, ağzına da havlu sıkıştırılmış halde ölü bulundu. Vücudunda darp izleri bulunan Aydemir’in cesedi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Ankara Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Eğitim fakültesi mezunu olan Aydemir’in, 26 Temmuz’da nişanlandığı öğrenildi.

    TÜM MAHALLENİN GÜVENLİK KAMERALARI İNCELENDİ

    Aydemir’in ölümü ile ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri soruşturma başlattı. Kurulan özel ekip, Aydemir’in evinin bulunduğu mahalledeki tüm güvenlik kamerası görüntülerini incelemeye aldı. Yapılan incelemede, kurye motoru ile Aydemir’in evinin etrafında dolaşan 2 kişi tespit edildi. 2 kişinin, yaklaşık 10 dakika sonra saat 21.40 sıralarında Aydemir’in oturduğu apartmana girdiği belirlendi. Yaklaşık yarım saat içeride kalan bu kişilerin Samet Eren Emelce ve Oğuzhan Ülker olduğu saptandı. Emelce ve Ülker’in, daha sonra ellerinde çanta ve takım elbise ile çıktıları ve motorla uzaklaştıkları belirlendi. Şüpheliler, Keçiören ilçesinde saklandıkları evde polisin düzenlediği operasyonla gözaltına alındı.

    CİNAYETİ İTİRAF ETTİLER

    Emelce ve Ülker, polisteki sorgularında cinayeti itiraf etti. Şüpheliler, Erşan Aydemir ile internetten arkadaşlık sitesi üzerinden tanıştıklarını, evine hırsızlık için gittiklerini, Aydemir’in kendilerine karşı koyması üzerine darp ettiklerini, elini ve kolunu bağladıktan sonra ses çıkarmaması için ağzına havlu koyduklarını söyledi. Şüpheliler, Aydemir’i öldürme niyetinde olmadıklarını, sadece bayıltmak istediklerini ileri sürdü.

    Emelce ve Ülker’in, Aydemir’e ait 2 telefon ve 1 takım elbise alarak evden ayrıldığı, telefonlardan birisini de sattıkları belirlendi. 2 şüpheli, emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • İddianame kabul edildi! 10 yıl hapis istemi

    İddianame kabul edildi! 10 yıl hapis istemi

    Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde çıkan yangınla ilgili gözaltına alınan Mehmet Toprak hakkında, ‘kasten orman yakmak’ suçundan 10 yıldan az olmamak üzere hapis istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi.

    1925 yılında kurularak, 1937’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Hazine’ye bağışlanan, Çankaya ilçesindeki Dumlupınar Bulvarı’nda bulunan Atatürk Orman Çiftliği arazisinde 25 Temmuz’da yangın çıktı. Alevler, karadan ve havadan yapılan müdahale ile yaklaşık 2 saat süren çalışma sonucu söndürüldü. Yangında yaklaşık 5 hektar alan zarar gördü. Yangın başladığı sırada bölgede bulanan ve akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürülen Mehmet Toprak, polis tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından soruşturmayı yürüten savcılığa ifade veren Toprak, sorulan sorulara ilgisiz cevaplar verdi. Bunun üzerine Ankara Şehir Hastanesi Psikiyatri Bölümü’ne sevk edilen şüpheli hakkında, akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespiti için gözetim altında tutulması gerektiği yönünde rapor verildi. Savcılık da Toprak’ın rapor doğrultusunda tam güvenlikli hastaneye sevkini talep etti. Şüpheli, Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile Eskişehir Şehir Hastanesi Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi’ne sevk edildi.

    İDDİANAME KABUL EDİLDİ

    Savcılık, Mehmet Toprak hakkında 6831 sayılı ‘Orman Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince iddianame düzenledi. ‘Kasten orman yakmak’ suçundan 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame Ankara 11’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mehmet Toprak, 2 Şubat’ta hakim karşısına çıkacak.