Etiket: Ankara

  • Ankara’da 2 otobüste 78 kaçak göçmen yakalandı

    Ankara’da 2 otobüste 78 kaçak göçmen yakalandı

    Ankara’da polis tarafından durdurulan 2 otobüste, yasa dışı yollarla yurda giriş yaptığı belirlenen 78 kaçak göçmen yakalandı. Gözaltına alınan 2 şoför tutuklandı.

    Ankara Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri, kimlik ve pasaportları bulunmayan yabancı uyruklu düzensiz göçmenlerin ve organizatörlerin yakalanmasına yönelik yapılan saha çalışmaları kapsamında, Ankara-İstanbul çevreyolu Eryaman mevkisinde 2 otobüsü durdurdu.

    Otobüslerde yapılan aramada, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş uyruklu 78 kaçak göçmen yakalandı. Yasa dışı yollarla ülkeye giren kaçak göçmenlere organizatörlük yapan otobüs şoförleri H.K, K.Y, H.D ve B.I.S. gözaltına alındı. Göçmen kaçakçılığı suçundan ifadeleri alınan 4 kişi, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden H.D. ve B.I.S. çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Göçmenlerin sınır dışı edilmesi için de işlem başlatıldı.

  • Ankara’da, Bizans dönemine ait tarihi eserler ele geçirildi

    Ankara’da, Bizans dönemine ait tarihi eserler ele geçirildi

    ANKARA’da, jandarma ekiplerince durdurulan otomobilde, Bizans dönemine ait olduğu değerlendirilen 6 bronz tablet ile 1 bronz kadın tanrıça figürü ele geçirildi; 3 kişi gözaltına alındı.

    Ankara İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kültür ve tabiat varlıklarının korunması ile kaçakçılığın önlenmesine yönelik sürdürdükleri çalışmalar kapsamında, 3 kişinin birçok tarihi eseri piyasaya sürüp, haksız kazanç elde edeceği bilgisine ulaştı. Bu kapsamda harekete geçen ekipler, şüphelilerin İ.E., A.E. ve F.Ö. olduğunu belirledi. Şüphelilerin içinde bulunduğu otomobil, Keçiören ilçesine bağlı Kafkas Mahallesi’nde durduruldu. Araçta yapılan aramada, Bizans dönemine ait olduğu değerlendirilen, üzerinde figürler bulunan 6 bronz tablet ile 1 bronz kadın tanrıça figürü ele geçirildi. İ.E., A.E. ve F.Ö. gözaltına alındı.

  • İnşaat molozları arasında korona tahlil tüpleri bulundu

    İnşaat molozları arasında korona tahlil tüpleri bulundu

    Ankara’da mahallede inşaat molozları arasına atılan, içinde Covid-19 testi numune alma çubukları bulunan tahlil tüpleri, koronavirüs paniğine neden oldu. Tüpler, incelenmek üzere laboratuvara götürüldü. Bölgedeki bir esnaf da, ”Bu kötü bir şey, milletin canını tehlikeye atıyorlar. Bunun içinde belki de virüs var. İsimler yazıyor, tüplerin üzerinde. Dokunmadık biz, yanına bile fazla yaklaşmadık; çünkü riskli” şeklinde yorum yaptı.

    Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki koronavirüs tahlil tüpleri panik yarattı.

    Çayyolu mahallesinde esnaf Ahmet Acar, iş yerinin karşısında inşaat molozları arasında yere saçılmış tahlil tüplerini gördü.

    Acar, üzerinde isimler bulunan tüplerin içinde Covid-19 testi için ağız ve burundan sürüntü örneği almada kullanılan çubuklar olduğunu fark etti.

    Tüpler, çevrede endişe yarattı. Durum İl Sağlık Müdürlüğü’ne bildirildi.

    DAHA ÖNCE DE BULMUŞ

    Ahmet Acar’ın, 10 gün önce de aynı bölgede tıbbi atık dolu torba bulduğu ve onu çöpe attığı öğrenildi.

    TÜPLER, LABORATUVARA GÖTÜRÜLDÜ

    Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı filyasyon ekibi, tüplerin bulunduğu alana gelerek inceleme yaptı. Özel kıyafetli ekip, molozlar arasında üzerinde isimler yazan 15 adet tahlil tüpü tespit etti.

    Görevliler, tüplerin üzerinde bulunan isimlerden bazılarına ulaşarak, test yaptırıp yaptırmadıklarını sordu. Ulaşılan kişiler arasında koronavirüs testi yaptıranların olduğu öğrenildi.

    Tüpleri tıbbi atık torbasına alan filyasyon görevlisi, bulunan mavi kapaklı tüplerin Sağlık Bakanlığı’na ait tahlil tüplerinden farklı olduğunu belirterek, “Bizim test tüplerimize benzemiyor, mor bizimkiler. Bunlar laboratuvara gidecek, orada belli olacak. İl Sağlık Müdürlüğü Laboratuvarı’nda ne numunesi olduğu incelenecek. Normalde bizim tüplerimizin üzerinde barkod olur; ama bunlar el yazısı” diye konuştu. Tüpler, incelenmek üzere İl Sağlık Müdürlüğü Laboratuvarı’na götürüldü.

    “YANINA BİLE YAKLAŞAMADIK”

    Tüplerin bulunduğu sokakta oto yıkamacı dükkanı işleten Umut Velioğlu, “Bu kötü bir şey, milletin canını tehlikeye atıyorlar. Bunun içinde belki de virüs var. İsimler yazıyor, tüplerin üzerinde. Dokunmadık biz, yanına bile fazla yaklaşmadık; çünkü riskli. Bununla ilgili şikayette bulunulması gerekli, çünkü insanların canını tehlikeye atıyor burada” dedi. Atıkların yaklaşık 10 gündür burada olduğunu belirten Sefa Koç ise “Geçerken gördük, karşıda oturan çocuklar var, onlar gelip oynuyorlar burada. Burası mahalle arası. Kimin attığını görmedik” ifadelerini kullandı.

  • Tecavüzle suçlanan veterinerin meslekten men edildiği oraya çıktı

    Tecavüzle suçlanan veterinerin meslekten men edildiği oraya çıktı

    Ankara’da kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç.B’ye (23) cinsel saldırıda bulunduğu suçlamasıyla tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Hasan Bilgili’nin, köpeğe uygun olmayan tedavi yaptığı gerekçesiyle Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nce 3 ay meslekten men edildiği ortaya çıktı.

    Veteriner Prof. Dr. Hasan Bilgili, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğretim üyesi olduğu 2019 yılı Nisan ayında, kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç.B’ye cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklandı; ancak savcılık tarafından re’sen tahliye edildi. Olayla ilgili idari soruşturma kapsamında üniversitedeki görevinden çıkarılan Bilgili hakkında, ‘nitelikli cinsel saldırı’, ‘cebir ve tehdit ile hürriyeti yoksun kılma’, ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından 5 yıldan 27,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle de dava açıldı. Bilgili, delilleri yok etmek amacıyla ona yardım ettiği ileri sürülen veteriner hekim Serkan Durmaz ve Ç.B’nin vücudundaki cinsel saldırı izlerini temizlediği iddia edilen jinekolog Dr. Hüseyin Şenyurt’un, Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamaları sürüyor.

    BİLGİLİ’YE 3 AY MESLEKTEN MEN CEZASI

    25 Kasım’da yapılacak duruşma öncesinde Bilgili’nin, köpeğe uygun olmayan tedavi yaptığı gerekçesiyle ‘meslekten men cezası’ aldığı ortaya çıktı. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin, 10 Şubat 2020 tarihli toplantısında Bilgili’ye 3 ay meslekten men cezası verilmesine karar verildi. Karar metninde, Bilgili’nin ifadesi ile otopsi raporundaki tespitler arasındaki tutarsızlığa dikkat çekildi. Bilgili’nin köpeğin tedavisi için iki bacağa vida uygulandığını beyan ettiği; ancak otopsi raporunda sadece sağ bacakta vida tespit edildiği ifade edilerek, “Muhakkik raporunda ve Prof.Dr. Hasan Bilgili’nin ifadesinde iki bacağında vida uygulandığı beyan edilmesine rağmen necropsi (otopsi) raporunda sadece sağ bacakta ve femurda vida tespit edilmiş olması, bu beyanların doğru olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla Prof. Dr. Hasan Bilgili’nin çıkar sağlamak amacıyla bilerek usule uygun olmayan tedavi yapmak suçunu işlediği anlaşılmıştır. Tarafınıza Türk Veteriner Hekimleri Birliği Uygulama Yönetmeliğinin 116/c-2 fıkrası gereğince ‘3 ay meslekten men’ cezası verilmesine karar verilmiştir” denildi.

    JİNEKOLOG ŞENYURT’A 6 AY MESLEKTEN MEN CEZASI

    Öte yandan aynı davada Ç.B’nin vücudundaki cinsel saldırı izlerini temizlediği iddiasıyla yargılanan Jinekolog Dr. Hüseyin Şenyurt’a da Ankara Tabip Odası’nca 6 ay meslekten men cezası verildiği ortaya çıktı. Ç.B. şikayetinde Bilgili tarafından zorla Şenyurt’un muayenehanesine götürüldüğünü, kendisine tecavüz edildiğini bildirmesine rağmen bir şey yapılmadığını, hekimin ne olduğunu anımsamadığı bir sıvı ile canını acıtarak üzerinde temizlik yaptığını, şikayetçi olmaması konusunda kendisine baskı uyguladığını ve tecavüze dair delilleri kararttığını, kendisine ertesi gün hapını önerdiğini öne sürdü. Şenyurt ise ifadesinde randevu talebinin cinsel ilişki tespiti için değil, genital rahatsızlık nedeniyle olduğunu, normal muayene prosedürü uyguladığını, Ç.B. tarafından iddiaya konu cinsel saldırıya ilişkin bir bilgilendirme yapılmadığını iddia etti. Ç.B’nin şikayeti üzerine Ankara Tabip Odası’nca Şenyurt’a, cinsel saldırı suçu karşısında suskun kalması, bildirimde bulunulmaması gerekçeleriyle meslekten 6 ay men cezası uygulandı.

  • Tecavüz davasında sperm delili ortadan kayboldu

    Tecavüz davasında sperm delili ortadan kayboldu

    Ankara’da Prof. Dr. Hasan Bilgili’nin, sahibi olduğu hayvan hastanesinde çalışan veteriner hekim Ç.B.’ye (23) tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı davada ‘sperm örneği’ delilinin kaybolduğu ortaya çıktı. Olaydan sonra Ç.B.’den alınan ve sperm tespit edilen numunenin, üzerinde ‘adli olgu’ yazmadığı gerekçesiyle hastanede çöpe atılarak imha edildiği belirlendi. Ç.B.’nin avukatının suç duyurusu üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda, hastane idaresi ile ilgili personel kusurlu bulundu.

    Veteriner Prof. Dr. Hasan Bilgili, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde öğretim üyesi olduğu 2019 yılı Nisan ayında, kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç.B’ye cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklandı; ancak savcılık tarafından re’sen tahliye edildi. Olayla ilgili idari soruşturma kapsamında üniversitedeki görevinden çıkarılan Bilgili hakkında, ‘nitelikli cinsel saldırı’, ‘cebir ve tehdit ile hürriyeti yoksun kılma’, ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından 5 yıldan 27,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle de dava açıldı.

    Ç.B.’NİN AVUKATINDAN SUÇ DUYURUSU

    Bilgili, delilleri yok etmek amacıyla ona yardım ettiği ileri sürülen veteriner hekim Serkan Durmaz ve Ç.B’nin vücudundaki cinsel saldırı izlerini temizlediği iddia edilen jinekolog Dr. Hüseyin Şenyurt’un, Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması sürerken, ‘sperm örneği’ delilinin soruşturma aşamasında hastanede kaybolduğu, Hasan Bilgili’nin de bu yüzden re-sen tahliye edildiği ortaya çıktı. Ç.B.’nin Avukatı Aslı Arıhan, dava için çok önemli olan bu delilin kaybolmasında sorumlu olduğunu ileri sürdüğü hastane personeli ve görevli polis memurları hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Avukat Arıhan, suç duyurusu dilekçesinde, olay günü hastanede alınan ilk cinsel saldırı raporunda ve daha sonra alınan raporlarda sanığın müvekkiline cinsel saldırıda bulunduğunu gösteren sperm hücreleri tespit edilmişken, en son alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, numunelerin hastaneden kuruma yanlış gönderilmesi nedeniyle delilerin karartılarak, suçun örtbas edilmeye çalışıldığını iddia etti ve sorumluluğu bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını talep etti.

    HASTANE: ‘ADLİ’ İBARESİ BULUNMADIĞI İÇİN İMHA EDİLDİ

    Bunun üzerine savcılık soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Ankara Şehir Hastanesi’ne yazı gönderilerek görüş istendi. Hastaneden savcılığa gönderilen yanıtta, Ç.B’den alınan örneklerin adli kaydının bulunmadığı, bu nedenle tutanak işlemi yapılmadığı için de numuneyi bırakan görevlinin isim kaydının olmadığı ifade edildi. Yanıtta ayrıca numunenin üzerinde ‘adli’ ibaresi bulunmasının bu süreçte belirleyici olduğunun altı çizilerek, “Kişiden alınan swaplar üzerinde ‘adli vaka’ ibaresi olmadığı için sonuç raporlandıktan sonra imha edilmiştir” denildi.

    ‘ADLİ VAKA OLDUĞU BİLGİSİ VERİLMEDİ’

    Bunun üzerine laboratuvar raporunda ismi bulunan doktorlar ile polise teslim tutanağında ismi olan özel firma çalışanının ifadesi alındı. Doktorlar ve özel firma çalışanı, olayda sorumlulukları ve kusurları olmadığını, ayrıca sistemde numunelerin ‘adli vaka’ olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığını ve olayın ‘adli vaka’ olduğunu bilmediklerini öne sürdü. Ç.B’den alınan numune üzerinde sperm analizi yapan doktor, “Sperm örneğini görünce bunu raporda belirttim. Bu olayda adli vaka olup olmadığını bilmiyorum. Bize böyle bir bilgi verilmedi. Sistemde böyle bir kayıt görmedim. Adli vakalarda nasıl bir yol izleyeceğimiz bilinmiyordu. Adli vaka olduğu bize bildirilmiş olsaydı elbette danışır ve alınması gereken tedbirler varsa bunları alırdık” ifadelerini kullandı.

    ‘ADLİ OLGU TİTİZLİK VE ÖZENİ İLE UYUMSUZ’

    Soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda da hastanede Ç.B’ye ait örneklerin incelenmesi ve polise teslimi sırasında yaşanan yanlışlıklara dikkat çekildi. Raporda Ç.B’nin 5 Nisan 2019 tarihinde polis memuru eşliğinde Ankara Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne ‘cinsel saldırı’ şikayetiyle başvurduğu hatırlatılırken, “Rutin bekleme süresi içerisinde iken olguya ait örneklerin bir kısmının polis memuruna teslimi de gerçekleşmiş olmasına rağmen, kalan örneklerin imha edilmiş olması, adli olgu titizlik ve özeni ile uyumsuz bulunmuştur” denildi.

    LABORATUVAR GÖREVLİSİ ‘ASLİ’, DOKTORLAR ‘TALİ’ KUSURLU

    Bilirkişi raporunda, polise örnekleri eksik teslim eden laboratuvar görevlisi ‘asli’ kusurlu bulunurken, hastanede idari soruşturma yapılması gerektiği yönünde görüş bildirildi. Raporda, adli olgulara ait örneklerin alınması ve laboratuvara gönderilmesinde, muayene eden hekimin sorumlu olduğuna, ancak laboratuvarda çalışan hekim ve personelin de adli olguya yönelik sorumluluğu bulunduğuna dikkat çekildi. Ayrıca, “Örneklerde sperm aranması istenmesine rağmen, sistemde adli olgu kaydı bulunduğu halde ve polis memuruna örneklerin teslim edilmesi basamakları gerçekleşmiş olduğu halde, olgunun ‘adli olgu’ olduğunun anlaşılamamış olması ve ‘adli olgu’ bildirimi yapılmadığı şeklinde savunma yapılması hukuki sorumluluğu ortadan kaldırmaz” tespiti yapıldı. Raporda, örnekleri koruyucu madde kullanmadan laboratuvara gönderen doktor ile, mikrobiyoloji laboratuvarında yaptıkları inceleme sonucu örneklerde sperm bulan; ancak örneklerin adli olguya ait olması nedeniyle önlem almayan doktorlar ‘tali’ kusurlu bulundu.

    HASTANE İDARESİ ‘TALİ’ KUSURLU

    Raporda ayrıca, sperm tespit edilen swap örneklerin ismi bilinmeyen bir mikrobiyoloji kliniği personeli tarafından, ‘adli olgu’ olup olmadığı kontrol edilmeksizin imha edildiği, imhayı gerçekleştiren personelin de ‘tali’ kusurlu olduğu belirtildi. Laboratuvardaki organizasyon bozuklukları sebebiyle hastane idaresinin de ‘tali’ kusurlu olduğuna dikkat çekilerek, “Bu nedenle hastanede konuya ilişkin olarak kapsamlı bir idari soruşturma yapılarak sorumluların belirlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi hususunun çok önemli olduğunu değerlendirmekteyiz” denildi. Savcılığın, sorumlular hakkında Sağlık Bakanlığı’nın soruşturma izni vermesi halinde dava açması bekleniyor.

  • Yine Ankara yine sağlık çalışanlarına saldırı girişimi

    Yine Ankara yine sağlık çalışanlarına saldırı girişimi

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Servisi’nde hasta yakınları, sağlık çalışanlarına saldırı girişiminde bulundu. Sağlık personelinin, kapının açılmaması için arkasına tıbbi cihazları koyarak, kendilerini korumaya aldıkları anlara ilişkin görüntüler, sosyal medyada tepki çekti. Olayla ilgili 5 kişi, gözaltına alındı.

    https://www.dailymotion.com/video/x7xh9z6

    Ankara’da, Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki sağlık çalışanlarına saldırının benzeri, dün gece Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi’nde yaşandı. Geçirdiği kaza sonucu Çocuk Yoğun Bakım Servisi’ne kaldırılan hastanın yakınları, bilinmeyen nedenle sağlık personeline saldırı girişiminde bulundu. Sağlık çalışanları da yoğun bakım kapısının açılmaması için arkasına tıbbi cihazları koyarak, kendilerini korumaya aldı. Hasta yakınlarına ilk müdahaleyi özel güvenlik görevlileri yaptı. Daha sonra gelen polis ekiplerince hasta yakınları, kapı önünden uzaklaştırıldı. Olaya karışan 5 kişi, gözaltına alındı.

    SENDİKADAN KINAMA

    Sağlık çalışanlarının tıbbi cihazlarla barikat kurup, korku içinde beklerken çekilen görüntüleri, sosyal medyada paylaşıldı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) Twitter’daki hesabından olaya ilişkin videolar paylaşılarak, tepki gösterildi. ‘Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti kınıyoruz’ notu ile paylaşılan mesajda, “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Servisinde dün akşam hasta yakınları tarafından saldırıya uğrayan ve kapıları tutarak kendilerini korumaya çalışan sağlık emekçilerine yönelik şiddeti kınıyoruz. Sağlıkta şiddete karşı mücadelemiz devam edecek” denildi.

    BİLİM KURULU ÜYESİ KAYA: ÇİRKİN SALDIRIYI KINIYORUZ

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Akın Kaya da saldırıyı Twitter’daki hesabından kınadı. Kaya, “Ankara Üniversitesi Cebeci Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde dün gece sağlık çalışanlarımıza yapılan çirkin saldırı ve şiddeti kınıyoruz. Olayla ilgili adli süreçler başlatılmış olup suçluların gerekli cezayı almalarını bekliyoruz” dedi.

    Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 22 Eylül’de yine hasta yakınları, sağlık çalışanlarına saldırmıştı. Sağlık çalışanları, saldırıdan korunmak için kapının arkasında barikat kurmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olayla ilgili başlatılan soruşturma sonunda iddianame düzenlenmiş, olaya karışan 5 kişi hakkında ‘görevi yaptırmamak için direnme’ ve ‘kamu malına zarar vermek’ suçlarından 8 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

  • FETÖ firarisi eski emniyet müdürü böyle yakalandı

    FETÖ firarisi eski emniyet müdürü böyle yakalandı

    Ankara’da, ‘FETÖ/PDY üyeliği’nden 3 yıldır aranan, eski 1’inci Sınıf Emniyet Müdürü Yüksel Sezer, polisin düzenlediği operasyonla gözaltına alındı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yapılan teknik ve fiziki takip sonucu ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 3 yıldır aranan, meslekten ihraç 1’inci Sınıf Emniyet Müdürü Yüksel Sezer’in, Çankaya ilçesi Ata Mahallesi’ndeki adresini tespit etti. Ekipler, sabahın erken saatlerinde düzenlenen operasyonla Sezer’i yakaladı. Üzerinden başka birisine ait kimlik çıkan Sezer, sorgulanmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

    FETÖ’NÜN ‘A5’ KATEGORİSİNDEYMİŞ

    Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda şube müdürü, Güvenlik Daire Başkanlığı’nda başkan yardımcısı ve Strateji Daire Başkanlığı’nda 1’inci sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan Yüksel Sezer’in, FETÖ’nün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı tespit edildi. FETÖ tarafından isimlendirilen ‘A5’ kategorisinde yer aldığı belirlenen Sezer’in, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in Pensilvanya’da yaşadığı konutun güvenlik açıklarının tespiti amacıyla ‘yurt dışına gönderilecekler listesi’nde olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Sezer’in, Sivas Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevi sırasında usulsüz dinlemeye ilişkin yürütülen idari soruşturmadan ceza aldığı belirlendi.

    FETÖ’NÜN ORGANİZE ETTİĞİ PROTESTOLARDA YER ALMIŞ

    Yüksel Sezer’in, ayrıca 2015 yılında FETÖ’nün organizasyonuyla Ankara Kızılay’da düzenlenen Polis Koleji ve Polis Akademisi’nin kapatılma protestolarında yer aldığı belirlendi. Soruşturma dosyasında Sezer’in katıldığı 8 ayrı protesto gösterisindeki görüntüleri de yer aldı. Sezer’in kendisiyle irtibatlı olan örgüt üyelerine üzerlerindeki mal varlıklarını kaçırmak adına üçüncü şahıslara devretmelerine ilişkin yönlendirme yaptığı da öğrenildi.

  • Ankara’da mesai saatlerine yeni düzenleme

    Ankara’da mesai saatlerine yeni düzenleme

    Ankara İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, “Organize Sanayi Bölgeleri, Küçük Sanayi Siteleri ve Sanayi Kuruluşları için 16.11.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Mesai saatlerinin 07:00- 16:00 olarak düzenlenmesine, vardiya saatlerinin de buna göre düzenlenmesine karar verildi” açıklaması yaptı.

    Ankara’da salgın önlemleri kapsamında mesai saatlerinde yeni düzenlemeye gidildi.

    Ankara İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu açıklamasında “Organize Sanayi Bölgeleri, Küçük Sanayi Siteleri ve Sanayi Kuruluşları için 16.11.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Mesai saatlerinin 07:00- 16:00 olarak düzenlenmesine, vardiya saatlerinin de buna göre düzenlenmesine karar verildi” ifadesi kullanıldı.

    Ankara’da daha önce sağlık ve güvenlik personeli hariç, 30.08.2020 tarihinden itibaren hamile ve kronik hastalığı olanların idari izinli sayılması ve 10 yaş ve daha küçük yaşta çocukları olan kadın personelin ikinci bir emre kadar evden çalışmaları uygun görülmüştü.

    Ayrıca 11.09.2020 tarihinde ilde kamu kurumlarının çalışma saatlerinde değişikliklere gidilmiş olup kurumların mesai saatleri; 08.00-17.00, 08.30-17.30, 09.00-18.00, 10.00-19.00 şeklinde dört farklı şekilde belirlenmişti.

  • Testinin pozitif çıktığı duyulunca otobüs karıştı

    Testinin pozitif çıktığı duyulunca otobüs karıştı

    Ankara’da belediye otobüsünde sağlık çalışanı kadının telefonda konuştuğu kişiye Covid-19 testinin pozitif çıktığını söylemesi paniğe neden oldu. Yolcular, otobüsten inmesini istedikleri kadın ile tartıştı. Olayı değerlendiren Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, böyle bir durumda otobüsteki tüm yolcuların risk altında olduğunu söyledi.

    Ankara’da Sincan hattında çalışan belediye otobüsünde bulunan bir kadın, telefonda konuştuğu kişiye Covid-19 testinin pozitif çıktığını söyledi. Diğer yolcular bunu duyunca panik ve gerginlik yaşandı.

    KADININ OTOBÜSTEN İNMESİ İSTENDİ

    Yolcular, kadının otobüsten inmesini istedi. Sağlıkçı olduğunu söyleyen kadın ise buna karşı çıkarak, yolculara tepki gösterdi. Yolcular ile kadın arasındaki tartışma cep telefonu ile görüntülendi.

    Test sonucunu yeni öğrendiğini ve yanındaki koltuğun boş olduğunu, gelenlere de ”Oturmayın” dediğini söyleyen kadın, “Ben zaten sağlıkçıyım, hastanedeyim akşama kadar, insanlarla uğraşıyorum, ‘yanıma oturmayın’ diyorum insanlara” dedi ve rahatsız olanlara inmelerini söyledi. Bir yolcu ise “Siz ineceksiniz, burada 30 kişi var, biz neden iniyoruz? ‘Yanıma oturmayın’ diye bir şey mi var, arkanda insan oturuyor” diyerek tepki gösterdi.

    Yolculardan bazıları ise polis çağrılmasını istedi. Bu sırada şoför araya girerek, kadın ve yolcuları yatıştırdıktan sonra yola devam etti.

    ”HANIMEFENDİNİN OTOBÜSTEN İNMESİ GEREKİYOR”

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, cep telefonuna yansıyan görüntüleri izleyerek değerlendirmelerde bulundu.

    Prof. Dr. İlhan, hastalıktan korunmada ihtiyaç olan en önemli şeyin sakinlik ve önlemlere uymak olduğunu söyledi. Herkesin her an yakınındaki kişilerin Covid-19 pozitif olduğunu düşünerek önlem alması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. İlhan, “Baktığımızda otobüs içinde herkes maskesini takıyor. 3 ayrı grubun da yapması gereken şey birbirinden farklı. Corona virüs olduğunu öğrenen hanımefendinin maskesi yüzünde, yanı boş; ama çevresinin de biraz boş olması gerekiyor. Otobüs şoförü arkadaşın ise hanımefendiyi olabildiğince uygun bir yerde inmeye davet etmesi gerekiyor, hanımefendinin de bunu yapması gerekiyor. Çevredeki vatandaşların da panik olmadan o hanımefendinin çevresinden daha ötede durması gerekiyor” dedi.

    ”OTOBÜSTEKİ HERKES İÇİN RİSK VAR”

    Prof. Dr. İlhan, böyle bir durumda araçtaki tüm yolcuların risk altında olduğuna vurgu yaparak, “Bu otobüsteki herkes için elbette ki corona virüs riski söz konusu. Hasta olan kişilere karşı da ötekileştirici, damgalayıcı davranmamak gerekiyor, bu çok önemli bir şey. Hepimiz corona virüs hastası olabiliriz. Şüpheli temas varsa 7 gün kendimize dikkat etmemiz gerekiyor. Otobüsten çıktıktan sonra mümkünse maskeyi çıkarmak gerekiyor. Vatandaşlarımız kendi semptomlarını izlemeli, şüphe ettikleri bir durum varsa o zaman bir hekime başvurabilirler. Nazikçe inmeye davet etmek gerekiyor; ama inmezse iş adli mercilere yansıyacak, polis gelecek; ama ben vatandaşlarımızın böyle yapmaması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • Fransız mallarına boykot çağrısına ATO’dan destek

    Fransız mallarına boykot çağrısına ATO’dan destek

    Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransız mallarının boykot edilmesi çağrısını desteklediklerini belirterek, “Ne Fransa’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlar’a yapılan zulme kayıtsız kalamayız.” ifadesini kullandı.

    Baran, Erdoğan’ın boykot çağrısına yaptığı yazılı açıklamayla destek verdi. Baran, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un teşvikiyle Fransa’da İslam dinine ve Müslümanlar’a yönelik çirkin saldırıların kabul edilemez olduğunu belirtti.

    Macron’un iyi niyet sınırlarını aştığını vurgulayan Baran, şunları kaydetti:

    “Müslüman kardeşlerimize yapılan saldırılara kayıtsız kalmamız mümkün değil, tepkimizi en üst düzeyde vermemiz gerekiyor. Boykotun etkili olması ve amacına ulaşması için vatandaşların Fransız markalara talep etmemesi gerekiyor. Üyelerimize ve vatandaşlarımıza boykota destek vermeleri çağrısında bulunuyorum. Ne Fransa’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlar’a yapılan zulme kayıtsız kalamayız. Unutmayın, aldığınız her Fransız markası ile Müslüman kardeşlerimize yapılan zulme destek vermiş olacaksınız.”