Etiket: anne

  • Bozdağ, Diyarbakır annelerini ziyaret etti

    Bozdağ, Diyarbakır annelerini ziyaret etti

    Bakan Bozdağ, aileleri tek tek dinledikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Diyarbakır anneleri terörle, insanlık dışı yol ve yöntemlerle evinden, okulundan, yuvasından, işinden, annesinden, babasından, kardeşlerinden koparılıp ölüme götürülen yavrularının acısıyla, hasretiyle yandığını ifade eden Bakan Bozdağ, bu hasret ve acıyla yavrularına kavuşmak umuduyla onurlu ve büyük bir mücadeleyi başlattığını hatırlattı.

    “39 aile bu mücadele sonucunda evladına kavuştu”

    Ailelerin 2019’dan beri de bu mücadeleyi alnı ak, başı dik biçimde yürüttüğünü belirten Bakan Bozdağ, “39 aile bu mücadele sonucunda evladına kavuştu. Kalan aileler de evlatlarını bekliyor. Onlar da bu mücadelenin sonunda yavrularına kavuşacak, hasretleri dinecek. Burada gözü yaşlı anneleri görmek ve onların hasretini dinlemek bizi fazlasıyla etkiledi. Dinlediğim aileler, 12 yaşında dağa götürülün çocuğundan, ortaokuldayken zorla dağa kaçırılandan, üniversitede eğitim alırken zorla dağa götürülen evladından bahsediyor. 12, 13, 14, 16,17 yaşında çocuklar var. Büyük bir kısmı lise ve ortaöğretimde olan bu gençleri, bir kısmı da üniversite eğitim gören gençleri ya kandırarak ya da zorla başka yöntemlerle ikna ederek terör örgütüne katmak için dağa götürüyorlar” diye konuştu.

    “Bu gençlerin eğitim hayatı bitmiş durumda” diyen Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

    “İçinde hasta olanlar var. Onlar da maalesef terör örgütü tarafından dağa kaldırılmış durumda. Terör örgütü kendi amaçları için bu mahzun çocukları kullanma gayreti içerisinde. Çocuk hakları diye yeri göğü inletenlere sormak isterim; 12 yaşında okul çağında olan çocuk, bunun hakkı yok mu? 13 yaşında teröre zorla kurban edilen ve terör örgütünün alıp götürdüğü çocuğun hakkı yok mu? Çocuk haklarından bahsedenler bir gün gelip Diyarbakır annelerine ‘Sizin çocuklarınızın hakları var. Biz eğitim hakkı gasp edilen bu yavrularımız için sizin mücadelenizde sizin yanınızdayız’ dediler mi? Demediler.”


    Bu çocukların, ailelerin, akrabaların hepsinin geleceği dair umutları olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, “Hepsi çalındı. HDP’lilere de soruyorum, onlara destek olanlara da soruyorum ve hepsine söylüyorum. Dağa götürülen bu çocukların, gençlerin hakları yok mu? İnsan hakları örgütlerine de bir iki cümle söylemek isterim. Hem Avrupa Konseyi, hem Avrupa Birliği (AB) hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de bağımsız faaliyette bulunan nice insan hakları örgütleri var. Türkiye’de insan hakları dernekleri, vakıfları var. Diyarbakır annelerinin yanına gelip soran görmedik. Sordum, gelen de yok. Türkiye’deki dernekler de bizim adımız insan hakları derneği diyor. Sizin adınız insan hakları derneği olabilir. Ama esasında terörist hakları dernekleri bunlar. Sadece terör örgütlerinin üyesi veya terör örgütüyle ilgili eylem veyahut herhangi bir suç işlediğinde, hakkında soruşturma veya kovuşturma olanlarla ilgili her yere gidip geliyorlar” şeklinde konuştu.

    Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Yeri gelince insan hakları diye yeri göğü inletenler, STK’lar Diyarbakır anneleri insan değil mi? Onların yavruları insan değil mi? Onların yaşam hakkı yok mu? Eğim hakkı yok mu? Ailesiyle bir yuvada yaşama hakları yok mu? Hepsi var. Ama bir gün birileri de çıkıp desin ki bu hakları PKK terör örgütü çiğnedi. Bu hakları onun (PKK) uzantısı HDP çiğnedi. Bu hakları ayaklar altına alan zalimler karşısında hepimiz bir olalım. Ama demiyorlar. Çünkü bunlar güdümlü dernekler.”

    “Çocukların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz”

    Mimarlar Odası, Tabipler Odası ve bazı odaların terör örgütünün ağzıyla konuştuğunu dile getiren Bakan Bozdağ, “Onlara da söylüyorum. Eğitim ile ilgili bir sürü dernek ve vakıf var. Onlara da söylüyorum. Neredesiniz? Burada insan hakları ayaklar altına alınırken, bunca çocuğun sağlıklı yaşam hakkı elinden alınırken, dağa zorla götürülüp ölüp öldürülürken sizin sesiniz niye yükselmiyor? Maalesef bunları duyamıyorlar. Onun için de hep şunu söylüyoruz; biz, insan hakları ile ilgili samimi ve hak ihlali olan kim varsa, onların hakkını ayrımsız kim arıyorsa onlarla beraberiz. Çocukların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz. Kadınların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz. Ama böyle isimler kullanarak sadece teröristlerin ve terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edenlerin adlarına bakarak biz onlarla birlikte olmadık, bundan sonra da olmaz. İstikametleri doğru oldukları zaman herkes ona göre hareket edecek. Onun için adı insan hakları bilmem falan filan olan pek çok dernek ve vakfın emin olun yaptıkları işler ortada. Kimlerin peşinden koştukları ve kimlerin hakkını aradıkları ortadadır. Bunların masum insanların haklarıyla uzaktan ve yakından bir ilgilerinin olmadığını çok net bir biçimde ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.


    HDP’nin PKK terör örgütüyle içli dışlı olduğu bütün açıklamalarında sabit olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:

    “Kandil’den açıklama yaptılar. Ne diyorlar, Cumhurbaşkanımız ile ilgili bu yönetimin gitmesi için Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibine nasıl destek vereceklerini, nasıl onun arkasında duracaklarını Kandil’deki terörist elebaşları tek tek açıklıyor. Türkçe konuşuyorlar. Gören göz görüyor, duyan kulak duyuyor, anlayan akıl anlıyor. Bir gün çıkıp da diyebiliyorlar mı terör örgütünün desteğine bizim ihtiyacımız yok. Ağızlarından böyle bir cümle duydunuz mu? Duymadınız, duyamazsınız da. ‘Terörün olduğu yerde olmayız, gölgesinin olduğu yerde durmayız, onlar destek verirse biz kalkarız’ diyenleri de görüyorsunuz. Ağızlarını açıp bir cümle kurdular mı, kurabiliyorlar mı? Daha şimdiden terör örgütlerinin hedeflerine adeta teşne bir durum koydukları çok aşikar.”

    Annelere ve evladı dağa kaçırılanlara seslenmek istediğini söyleyen Bakan Bozdağ, “Kandil ve HDP’den çocuklarınızı isteyin. Ama şimdi Kandil’in en büyük desteğini arkasına almış olan CHP Genel Başkanı’ndan ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı’ndan da yavrularınızı isteyin. Çünkü Kandil artık desteğini Millet İttifakı’na verdiğini açıkladı. PKK terör örgütü Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanıdır. Esasında Kürtlerin en büyük sıkıntısı PKK terör örgütüdür. Terörle mücadele için harcanan onca para terör olmasa, yatırıma ve istihdama harcansa acaba Diyarbakır’da veya başka bir yerde herhangi bir sorun olabilir miydi? Bugün pek çok sorun var. O yüzden ben eminim ki terörle mücadelede Diyarbakır annelerinin bu onurlu ve dik duruşu bütün millete örnek olacaktır” ifadelerine yer verdi.

  • Anne kız doktorun adını çocuklarına verdi

    Anne kız doktorun adını çocuklarına verdi

    Bebeğine doktorunun adını veren Yalaz, yıllar sonra ilk bebeğine hamile olan kızını da aynı doktora götürdü. Doğumun ardından kızının da doktorunun ismini bebeğine vermesiyle dayı ve yeğenin ismi İlteriş oldu. Dr. Yaman, “En son yaklaşık 20 yıl önce doğum yaptığı için Sevgül Hanım’ın kaygıları vardı. Doğumunu sağlıkla gerçekleştirdik, kimliğinin fotoğrafını gönderdiklerinde sürpriz, ismimi çocuklarına verdiklerini gördüm. Yıllar sonra kızı Senem’i de benim takip etmemi rica etti, onun da doğumunu yaptırdık ve o da çocuğuna ismimi verdi, hem dayı hem yeğenin isimleri İlteriş oldu. Benim için çifte mutluluk oldu, meslek hayatımda ilk defa başıma geldi” dedi.

    Sağlık çalışanı Senem Nur Özel, 37 yaşındayken hamile kalan annesinin kaygı ve endişesini aynı hastanede görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İlteriş Yaman ile paylaştı. Ardından Dr. Yaman annenin hamilelik sürecini takip ederek bir sıkıntı olmadığını iletti. Yaklaşık 8 yıl önce anne Sevgül Yalaz, takip ve tedavi süreçlerinin ardından bebeğini sağlıkla kucağına alırken çocuğuna doktorunun ismini vererek sürpriz yaptı. Dr. Yaman ise bebeğin kimliğini görünce hem şaşkınlık hem mutluluk yaşadı. Bugün Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görev yapan Dr. Yaman, bir süre önce ilk bebeğine hamile kalarak, kendisine başvuran Senem Nur’a da doktorluk yapmaya başladı. 9 ayın ardından Senem Nur da normal doğumla bebeğini sağlıkla kucağına aldı. Annesi gibi kızı da bebeğine İlteriş ismini verirken, dayı ve yeğen doktorlarının ismini almış oldu. Duruma hem hastane çalışanlarının hem ailesinin şaşırdığını anlatan Dr. Yaman, durumun meslek hayatında ilk olduğunu söyleyerek, duygularını dile getirdi. Anne kız ise Dr. Yaman ile hasta doktor iletişiminin yanı sıra aile gibi olduklarını anlatarak, çocuklarının da ileride onun gibi bir hekim olmasını istediklerini ifade etti.

    “Meslek hayatımda ilk defa başıma geldi”

    Anne ve kızın çocuklarına kendi ismini vermesine önce çok şaşırdığını sonra çok mutlu olduğunu ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Yaman, “Bu süreç ilk Sevgül Hanım ile başladı. Güzel bir gebelik sürecini tamamladık normal doğumla birlikte bundan 8 yıl önce ilk adaşım İlteriş dünyaya geldi. Daha sonra Sevgül Hanım memnuniyetinden dolayı yıllar sonra kızı Senem’i benim takip etmemi rica etti. Kızını da takip ettik, onun da doğumunu gerçekleştirdik. Senem Hanım’ın da çocuğunun adı İlteriş oldu. Hem anne Sevgül hem Senem Hanım’ın ikisinin de normal doğumlarını yaptırdık. Bundan sonraki süreçte anne ve bebek sağlığı açısından biz her zaman burada olacağız. Sevgül Hanım’ın uzun yıllar sonra gelen bir gebelik olduğu için kaygıları, tereddüdleri vardı çünkü en son yaklaşık 20 yıl önce bir doğum olmuştu. Sonra benim için sürpriz olan şey; kimliğinin fotoğrafını gönderdiklerinde ismimi çocuklarına verdiklerini gördüm, yani bir adaşım oldu. Meslek hayatımda ilk defa başıma geldi. Doğum yaptırdığım bebeğimizin adı İlteriş oldu, mutlu oldum. İlk defa yaşadığım için gurur duydum. Daha sonrasında benim için çok sürpriz olan bir durum, yine çocuklarının adına İlteriş ismini verdiler. Hem dayı hem yeğenin isimleri İlteriş oldu. Benim için çifte mutluluk oldu. Herkes, ailem çok mutlu oldu, benim mutluluğumu paylaştılar. Anne, babam gurur duydular, doğumunu yaptırdığım bebeklere İlteriş isminin koyulması özellikle anne, babamı çok mutlu etti. Benim ismim biraz farklı olduğu için ben zaten takip ettiğim gebelerin çocuklarına benim ismimi koymasına çok ihtimal vermiyorum. Hem Senem hem annesi ile benzer diyaloglarla normal doğum sürecini yaşadık, ben bunu teşvik ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Hem oğlum hem torunum İlteriş”

    Uzun zaman sonra hamile kalmasından dolayı kaygılı olduğunu ancak Dr. İlteriş Yaman’ın bu süreçte kendisine çok yardımcı olduğunu bu sebeple çocuğuna da ismini verdiğini aktaran 46 yaşındaki Sevgül Yalaz, “İlteriş Hoca’mız ile başlayan bir sürecimiz oldu. 37 yaşındaydım, çocuğumun doğumunu gerçekleştirdi. Yıllar sonrasında da kızım aynı şekilde doğum yaptı. Memnuniyetimden kaynaklı çocuğuma ismini verdim, kızım da aynı şekilde İlteriş ismini verdi. Şimdi hem oğlum hem torunum İlteriş. Hasta doktor ilişkisinden ziyade bir aile ferdi gibi bize yaklaşmasından kaynaklı. Biz oğlum İlteriş ile konuştuğumuz zaman söylediği ‘ben İlteriş Bey gibi doktor olacağım, hayat kurtaracağım’ şeklinde o da doktor olacağını söylüyor. Dayıyı anladık da yeğenin ismi ne alaka diye sordular, diyoruz ya hasta doktor iletişimi değil de biz onu aileden gördük” dedi.

    “Ona benzemelerini, doktor olmalarını isterim”

    Hem kardeşinin hem oğlununun adının İlteriş olduğunu ifade eden 27 yaşındaki Senem Nur Özel, “İlk doğumum bebeğim İlteriş, kardeşim de İlteriş. Kanuni’de çalışırken İlteriş Hocam ile acil kadın doğumda nöbet tutuyorduk. Kendisi çok sevdiğim, değer verdiğim hocalarımızdan bir tanesidir. Annem o zaman gebeydi, kontrollerini İlteriş Hocam takip ediyordu. Onun ismini vermek istedim, annemin doğumunu gerçekleştirmişti. İletişimi hiç koparmadık, hamile olduğumu öğrendiğimde İlteriş Hoca’ma söylemiştim. Takiplerimi, kontrollerimi yine onunla yaptık. Çok kaygılıydım, ilk doğum olduğu için korkuyordum. Beni normal doğuma yönlendirdi, oğluma da onun adını İlteriş ismini koymak istedim. Kardeşime ismini ben koydum, oğluma da istedim, eşim de sağ olsun, kabul etti. Ona benzesin niyetiyle koydum, gerçekten vatanına, milletine hayırlı bir evlat olsun. İnşallah gelecekleri de İlteriş Hocam gibi olur, açıkçası doktor olmalarını isterim” derken şimdi 8 yaşında olan İlteriş Yalaz ise “Yanımdaki şu an İlteriş ağabey, bende onun gibi doktor olmak olacağım, yeğenimin adı da İlteriş” diye konuştu.

  • Kızını boğup, evi ateşe vermiş

    Kızını boğup, evi ateşe vermiş

    Merkezefendi ilçesi Saraylar Mahallesi 360. Sokak’ta bulunan 3 katlı apartmanın en üst katında çıkan yangında, gözünü açtığında evin yandığını gören baba Mehmet Aydın (53), balkona çıkıp bağırarak çevre sakinlerinden yardım istedi. Ailenin yardımına koşan komşularının haber vermesi üzerine sağlık ve itfaiye ekipleri kısa sürede adrese geldi. Anne Hilal Aydın’ın (40) kendi imkanları ile dışarıya çıktığı binaya giren itfaiye ekipleri, baba Mehmet Aydın’ı sağ olarak kurtarmayı başardı. Ekipler tarafından dairedeki odasında hareketsiz olarak bulunan 1 yaşındaki Zeynep Aydın ise sağlık ekiplerine teslim edildi. 112 Acil Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede çocuğun hayatını kaybettiği belirlendi.

    Yangından etkilenmeden binadan çıkabilmesi nedeniyle olay yerinde gözaltına alınan anne Hilal Aydın, karakoldaki ifadesinde eşinin kendisini fuhşa zorladığını, daha fazla dayamadığı için kızını boğarak öldürüp daha sonra evi ateşe verdiğini itiraf etti.
    Komşularının verdiği battaniyeye sarılarak çalışmaları takip eden baba Mehmet Aydın ise en son uyumadan kızı ve eşini televizyon izlerken bıraktığını, dumanın etkisiyle uyanıp çevreden yardım istediğini ifade etti. Gözaltındaki annenin ifade işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.

  • Doğa yürüyüşü yapan boz ayılar

    Doğa yürüyüşü yapan boz ayılar

    Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün (DKMP) doğada belirli noktalara yerleştirdiği fotokapanlar, anne boz ayı ve iki yavrusunun doğada gezindiği anları kaydetti. DKMP, görüntüleri “yaban hayatını koruyoruz” etiketiyle, “Anne boz ayı ve yavrularının doğa yürüyüşü” ifadelerini kullanarak paylaştı.

     

  • Minik Zeynep annesinin yanına defnedildi

    Minik Zeynep annesinin yanına defnedildi

    15 Mart tarihinde yaşanan sel felaketinde içinde bulundukları konteynerin sele kapılması sonucu 4 kişi hayatını kaybetti. Selin ilk günü Selma ve Emine Sarıkaya’nın cansız bedenine ulaşılmış ancak 2 aylık hamile olan Hemşire Fatma Tekdal ve 1,5 yaşındaki kızı Zeynep Zümra Tekdal’a ulaşılamamıştı.


    Kayıp iki kişinin cansız bedeni aramaların 6. günüde Tut ilçesinin yaklaşık 7 kilometre uzağında bulunan Boyundere köyünün alt kısmındaki HES barajı kanalında ilk önce Hemşire Fatma Tekdal, aynı günün akşamı ise 1,5 yaşındaki Zeynep Zümra Tekdal’ın cansız bedenine ulaşıldı.


    Önceki gün Adıyaman merkez Yeni Mezarlığında anne Fatma Tekdal kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığına defnedildi.
    Bugün ise öğle namazının ardından kılınan cenaze namazıyla Zeynep Zümra Tekdal, annesinin yanında toprağa verildi.

  • Evlat nöbetindeki anneden oğluna çağrı

    Evlat nöbetindeki anneden oğluna çağrı

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan ailelerin HDP il binası önündeki evlat direnişi kentteki sağanak yağışa rağmen bin 293’üncü gününde sürüyor.


    Oğlu Faruk’un 10 yıl önce terör örgütü PKK mensupları tarafından kandırılarak dağa kaçırıldığını iddia eden Rahime Taşçı, oğlu gelene kadar oturma eylemine devam edeceğini söyledi.


    Çocuğuna ‘teslim ol’ çağrısında bulunan Taşçı, “Kars’tan Diyarbakır’a oğlum için evlat nöbetine katıldım. 10 senedir oğlumdan herhangi bir haber alamıyorum. Oğlum bak 4 senedir burada oturma eylemi yapmaktayım. Yeter ki sesini duyuyayım, bir telefon aç. Kardeşin Damla için de olsa bizi ara.

    Fırsatını bulduğun an kaç gel. Devletimize, polisimize teslim ol. Sen gelene kadar ben buradan bir yere ayrılmayacağım. 10 senedir seni ne görüyorum ne de duyuyorum. Ölü müsün sağ mısın onu da bilmiyorum” dedi.

  • Binali Yıldırım’ın annesi vefat etti

    Binali Yıldırım’ın annesi vefat etti

    Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım’ın cenazesi İstanbul’un Çekmeköy ilçesinde bulunan Günyamaç Alp Kaya Camii’nden ikindi namazını müteakip kaldırılacak.

  • Cinnet getiren kişi annesini bıçakladı

    Cinnet getiren kişi annesini bıçakladı

    Olay, 12.30 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Akşemsettin Mahallesi Tekerler Sokak’ta üzerinde meydana geldi. Sokak üzerinde 4 katlı binanın 3’üncü katında oturan ve psikolojik sorunları olduğu öğrenilen 23 yaşındaki Samet Ş., annesi Fatma Ş. (57) ile tartışmaya başladı. Tartışma sonrası cinnet getiren Samet Ş., annesini bıçakladı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Annesini bıçakladıktan sonra kendisini eve kilitleyen Samet Ş., polis ekipleri tarafından evin kapısı kırılarak gözaltına alındı. Elinden ve karın bölgesinden ağır yaralanan Fatma Ş., ilk müdahalesinin ardından ambulansla Meram Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Fatma Ş.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.


    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Annenin uykusunun gelmesi iki çocuğunun hayatını kurtardı

    Annenin uykusunun gelmesi iki çocuğunun hayatını kurtardı

    Olay, merkez Nilüfer ilçesi Fethiye Mahallesi’nde meydana geldi. İlyas Aydın’a ait olan ve ailesiyle birlikte yaşadığı eve gece saatlerinde kimliği belirsiz bir kişi tarafından 2 el ateş edildi.

    Kurşunlar camdan içeriye girerek duvara çarparken sesleri duyarak oturma odasına giden aile gözlerine inanamadı. Aydın ailesi durumu hemen polis ekiplerine bildirirken, şüpheli geldiği otomobil ile hızlıca uzaklaştı.

    O anlar kameralara yansırken annenin uykusunun gelmesi oğlu ve kızını kör kurşunlardan 5 dakika ile kurtuldu.

    “Belki evim şu anda cenaze evi olacaktı diyen Aysel Aydın,”Olay gecesi biz kına için İnegöl’e gittik. Daha sonra eve döndük ve eşim ile büyük kızım uyumaya gitti. Oğlum ,kızım ve ben buradaydık. Gece saat 3 sıralarında her taraf sessiz ve hiçbir şey yoktu. Daha sonra bizde oğlum ve kızımla yatmaya gittik. Olay tam biz gittikten 5 dakika sonra olmuş. Biz yatmaya gittikten sonra kimliği belirsiz bir kişi arabayla geliyor ve bizim olduğumuz bu odaya doğru 2 el ateş ediyor ve kaçıyor. Eğer biz burada olsaydık ölebilirdik. Gelen polis memurları da geldiklerinde “kurşunlar isabet edebilirdi” dedi. Benim için dehşet, tüyler ürpertici bir şey. Bu kadar kanepe ve yatağın olduğu evde yere yatak yaparak yatıyoruz. Suçluların yakalanmasını istiyorum. Çünkü benim 3 tane çocuğum var. Küçük kızım bana “biraz daha televizyon izleyelim” dedi. Ben de “yok” demiştim. Biraz daha izlesek ölmüştük. Belki şuanda benim evim cenaze evi olacaktı” dedi.

  • Eve gelince dünyası karardı

    Eve gelince dünyası karardı

    Olay, Yenikent Mahallesi Şehit Öğretmen Erkan Aydın Caddesi’nde bulunan 5 katlı apartmanın 4’üncü katında meydana geldi. Yalnız yaşayan 72 yaşındaki Firuze Ateş’in kızı sık sık ziyaret ettiği annesinin evine geldi. İ

    çeri girdiğinde annesi Firuze Ateş’i yerde yatar vaziyette gören kadın, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Adrese gelen sağlık ekipleri, yaşlı kadının hayatını kaybettiğini belirledi.
    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.