Etiket: anne

  • Anneden bebeğe kanser geçer mi?

    Anneden bebeğe kanser geçer mi?

    Japonya’da yapılan araştırmalar doğum sırasında bebeklere annelerinden kanser bulaşabileceğini ortaya çıkardı. Araştırma hakkında konuşan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, “Bu çok nadir görülen bir durum. Kanser hastası gebe kadınlar bundan korkmamalı. Kanserden değil, geç kalmaktan korkmak gerekir. Bu gibi durumlarda anneler sezaryenle doğumu tercih edebilirler” dedi.

    Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Ulusal Kanser Merkezi Hastanesi’ndeki araştırmacılar, erkek bebeklerin doğum sırasında annelerinin rahim ağzı tümöründeki kanserli hücreleri soluması sonucunda akciğer kanserine yakalandığını ortaya çıkardı. Araştırmada, akciğer kanseri olan 23 aylık ve 6 yaşındaki iki erkek çocuktan alınan örnekler, annelerin rahim ağzı kanserleriyle genetik eşleşme olduğunu gösterdi. Bu sonuçlar akla ‘Kanser bulaşıcı olabilir mi? Anneden bebeğe kanser geçer mi? sorusunu getirdi. Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan VM Medical Park Maltepe Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, “Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Doğum kanalında bir enfeksiyon varsa yeni doğan bebeğe enfeksiyon bulaşabilir ama kanserin bulaşması çok nadir görülen bir olaydır. Eğer rahim ağzında yer kaplayıcı bir lezyon varsa bebeğin normal yolla doğması çok zor. Bu yüzden sezaryen tercih edilmelidir” diye konuştu.

    ANNE VE BEBEKTE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ SORUNU OLABİLİR

    Rahim ağzı kanserinin genellikle orta yaş üzeri ve doğurganlığını kaybetmiş kadınlarda görüldüğünü dile getiren Uzm. Dr. Açıkalın, “Doğurganlık yaş grubunda rahim ağzı kanserinin olması ve bebeğe geçmesi çok nadir görülen bir olay. Burada büyük ihtimalle hem annede hem de bebekte bağışıklık sistemi sorunu vardı. Bağışıklık sistemi ile ilgili bir sorun varsa yeni doğan bebekte sistemin düzgün çalışmaması sonucunda anneden aldığı sağlıklı olmayan hücrelerin tekrar aktive olarak bir tümör hücresi olarak gelmiş olduğunu düşünmekteyim. Bunun dışında kanser yan yana oturmakla, aynı yemeği yemekle, aynı eşyaları kullanmakla ve anneden çocuğa geçen bir hastalık değildir” ifadelerini kullandı.

    GEBE KADINLAR KORKMAMALI

    Kanser hastası gebe kadınların bu durumdan korkmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Açıkalın, “Mutlaka genç yaşta başlayarak düzenli olarak rahim ağzı kanserinden korunmak için Smear testi yapılması gerekir. Annelerin jinekolojik muayenelerinde rahim ağzı kanserinin başlangıç hücrelerini tespit eden tahlilleri yaptırmalıdır. Kanser hastası olması rağmen gebe olan annelere kemoterapi yaptım ve çok sağlıklı bebekler doğdu” dedi.

    RAHİM AĞZI KANSERİ 3’ÜNCÜ SIRADA

    Türkiye’de kadın kanserleri içinde görülme sıklığı açısından rahim ağzı kanserinin 3’üncü sırada yer aldığını vurgulayan Uzm. Dr. Açıkalın, “Rahim ağzı kanseri başlangıçta hücredeki bir değişiklik olarak başlıyor. Eğer tedavi edilmezse yavaş yavaş bozulmalar devam ediyor ve uzun bir sürede rahim ağzı kanseri oluşuyor. Bizim amacımız rahim ağzı kanseri oluşmadan, hücresel başlangıçlar olduğu dönemde bunun tedavi edilmesidir. Kanserden değil de geç kalmaktan korkmak gerekir” diye konuştu.

  • 1,5 yaşındaki bebeğe alkol içirip fotoğraflarını paylaştılar

    1,5 yaşındaki bebeğe alkol içirip fotoğraflarını paylaştılar

    İstanbul Kartal’da bir annenin 1,5 yaşındaki çocuğuna alkol içirip fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılması tepkilere neden oldu. Elinde alkol şişesi ve sigara ile resimleri çekilen 1,5 yaşında bebek babasının şikayeti üzerine annesinden alınarak devlet korumasına alındı. Çocuğun kendisine verilmesini isteyen baba savcılığa başvururken, anne hakkında soruşturma açıldı.

    İstanbul’da 1.5 yaşındaki bebeğine alkol içirip fotoğrafları sosyal medyada paylaşan anne Figen Ü.’nün emniyette verdiği ifade ortaya çıktı.

    Çocuğun şikayetçi Burak B.’nin oğlu olduğunu söyleyen Figen Ü., alkol kullanmadığını öne sürerek, “Çocuğu hiçbir şekilde böyle ortamlara sokmuyorum. Sigara içilen evlere bile götürmüyorum. Bahse konu resimler temizliğe gittiğimde oğlumu bıraktığım kuzenim tarafından çekilmiştir” dedi.

    Figen Ü.’nun kuzeni M. A. da, “Oturduğumuz yer alkollüydü. Yemek yerken alkol aldık. Çocuk kucağımdayken espri olsun diye benim elimde rakı bardağı olan ancak kesinlikle çocuğun ağzına değdirmediğim şekilde fotoğraf çektik” dedi.

    Kartal’da 1.5 yaşındaki oğlunun fotoğraflarının annesinin sosyal medya hesabında gören Burak B.’nin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında anne Figen Ü.’nün polis tarafından ifadesinin alındığı öğrenildi.

    Anne Figen Ü. ifadesinde, çocuğunun Burak B. ile yaşadığı evlilik dışı ilişkiden doğduğunu belirterek, “Ben nikah istememe rağmen Burak nikah yapmamıştır. Bizim kavgalarımızın esas nedeni budur. Ben Burak Bey’le sadece çocuk sahibi olmak için değil, evlenmek ve yuva kurmak için birlikte oldum” dedi.

    Şikayetçi Burak B.’den hakaret ve şiddet gördüğünü öne süren Figen Ü., “Çocuğu ile hiçbir alakası yoktur. Ben ilgilensin diye çocuğu zorla kucağına veriyordum” dedi.

    İKİ ÜÇ AİLEYE YUMURTALIKLARINI VERMİŞ

    Yumurtalıklarını sattığı yönündeki iddiayı reddeden Figen Ü., “Ben sadece çocuğu olmayan bir aileye umut olmak amacı ile yumurta bağışı yaptım. Bunu iki ya da üç aileye yaptım. Bunu Kıbrıs’ta yasal yollarla yaptım. Kaçak hiçbir şey yapmadım. Ücret karşılığı yapmadım” dedi.

    Burak B. ile ayrıldıktan sonra iş bulamadığını, evlere, ofislere temizliğe gittiğini, bu sırada oğlunu kuzeni ve kız arkadaşlarına bıraktığını söyleyen Figen Ü., “Ben bir şekilde geçimimi sağlamak zorundaydım o yüzden güvendiğim, tanıdığım arkadaşlarıma bırakmak zorunda kaldım. Kısa bir süre korsan taksicilik yapmak zorunda kaldım” dedi.

    SUÇU KUZENİNE ATTI

    Alkol kullanmadığını söyleyen Figen Ü., “Ben alkol kullanmıyorum, çocuğu hiçbir şekilde böyle ortamlara sokmuyorum. Sigara içilen evlere bile götürmüyorum. Bahse konu resimler temizliğe gittiğim bir gün oğlumu teslim ettiğim kuzenim M.A.’da çekilmiştir. M.A., beni arayıp arkadaşları ile buluşacağını, oğlunu da götüreceğini söyledi. Çocuğu alacağım zaman M.A., oğlumun bahse konu fotoğraflarını gösterdi. Çok kızdım ve kavga ettik. Sadece resim çekildiklerini söyledi. Ben çocuğuma çok iyi bakmaya çalışıyorum. Beslenmesine dikkat ediyorum” dedi.

    KUZENİ ESPRİ OLSUN DİYE FOTOĞRAFI ÇEKTİKLERİNİ SÖYLEDİ

    Burak B.’nin şikayetçi olduğu M.A. ise polis sorgusunda, diğer şüpheli Figen Ü.’nün çalıştığı zamanlar oğlunu kendisine bıraktığını belirterek, “Genelde evde bakıyorum. Bahse konu fotoğrafların çekildiği gün Figen oğlunu bana bırakmıştı. O gün akşam kız arkadaşlarımla dışarıya çıkacaktım. Figen’i arayarak Bostancı’ya gideceğimi, oğlunu gelip oradan alması gerektiğini söyledim. Oturduğumuz yer alkollüydü. Yemek yerken alkol aldık. Çocuk kucağımdayken espri olsun diye benim elimde rakı bardağı olan ancak kesinlikle çocuğun ağzına değdirmediğim şekilde fotoğraf çektik. Ben bunu sosyal medyada, kendi hesabımda paylaştım. Benim amacım sadece mizahtı. Kesinlikle çocuğa alkol içirmedim. Figen resmi görünce bana tepki gösterdi. Pişman oldum ve bir daha böyle bir şey yapmadım” dedi.

    ÇOCUK ANNEDEN ALINARAK KORUMA ALTINA ALINDI

    Burak B.’nin şikayeti üzerine Figen Ü. ve M.A. hakkında, “Kasten çocuğu yaralama”, “Aile Hukuku’ndan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali” suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında 1.5 yaşındaki B.B.’nin, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından anneden alınarak koruma altına alındığı öğrenildi.

  • Oğlu tarafından darp edilerek hastanelik oldu

    Oğlu tarafından darp edilerek hastanelik oldu

    İzmir’in Buca ilçesinde, henüz belirlenemeyen bir nedenle annesi M.T. ile tartışan A.T., iddiaya göre annesi darp etti. Olayda anne M.T. hastaneye kaldırılırken, şüpheli A.T. ise polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirilerek gözaltına alındı.

    Olay, saat 03.00 sıralarında Buca ilçesi Hoca Ahmet Yesevi Caddesi üzerindeki bir evde meydana geldi. İddiaya göre, alkollü olduğu ileri sürülen A.T., henüz belirlenemeyen bir nedenle beraber yaşadığı annesi M.T. ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine A.T., annesini darp etti. Talihsiz kadının yardım çığlıklarını duyan mahalle sakinleri durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen polis, eve girmek istedi fakat iddiaya göre A.T. elindeki bıçakla polisin eve girmesini önlemeye çalıştı. Biber gazı kullanan polis ekipleri, A.T.’yi etkisiz hale getirerek eve girdi. Sağlık ekipleri, darp edilerek yaralandığı ileri sürülen talihsiz kadına müdahale bulundu. Ambulansa alınan M.T., Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Talihsiz kadının tedavisi sürerken, polis tarafından etkisiz hale getirilen A.T. ise gözaltına alındı. Annesini darp etmediğini ileri süren A.T., ifadesinde annesinin yere düştüğünü ve düşme sonucu yaralandığını iddia ettiği öğrenildi.

  • Anne ve kızın acı sonu!

    Anne ve kızın acı sonu!

    Gümüşhane’nin Torul ilçesi kırsalında kuşburnu toplayan Mevlüde (56) ve kızı Buse Nur Urhan (20), yıldırım düşmesi sonucu yaşamlarını yitirdi.

    Olay, dün, Torul ilçesi Günay köyü, Körgöze mevkisinde meydana geldi. Trabzon’da oturan ve memleketi Gümüşhane’ye gelen Mevlüde ve kızı Buse Nur Urhan, komşularıyla kuşburnu toplamak için köylerindeki kırsal alana gitti. Bir süre sonra anne ve kızın kuşburnu topladığı bölgeye yıldırım düştü. Mevlüde ve Buse Nur Urhan’ın yere yığıldığını fark eden komşularının ihbarı üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrollerden anne ve kızının hayatlarını kaybettiği belirlendi. Anne ve kızın cenazesi, Cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından ambulansla hastane morguna kaldırıldı.

  • Maymunların atladığı çatı çöktü! Anne ve 4 çocuk öldü

    Maymunların atladığı çatı çöktü! Anne ve 4 çocuk öldü

    Hindistan’ın Uttar Pradesh eyaletinde maymunların bir evin çatısına atlaması sonucu yıkılan tavanın altında kalan anne ve 4 çocuğu hayatını kaybetti.

    Ülke basınındaki habere göre, Uttar Pradesh eyaletinin Shahjahanpur kentinde bir grup maymunun bir evin çatısına atlamasının ardından tavan, o sırada uyuyan evdeki 7 kişinin üzerine çöktü.

    Anne ve 4 çocuğu çöken tavanın altında kalarak yaşamını yitirdi.

    Aile üyelerinden biri olaydan yara almadan kurtulurken, 15 yaşındaki bir çocuk ise ciddi şekilde yaralandı.

    Eyalet Başkanı Yogi Adityanath, olayla ilgili üzüntüsünü dile getirirken, aileye yaklaşık 5 bin 320 dolar maddi destek yapılacağını açıkladı.

  • Dünyada ilk! Kadavradan alınan rahimle anne oldu

    Dünyada ilk! Kadavradan alınan rahimle anne oldu

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde, Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından 8 Ağustos 2011’de dünyanın başarılı ilk rahim nakli yapılan Derya Sert (32), anne oldu. Kadavradan alınan rahimle hamile kalan Derya Sert, 4 Haziran günü erkek bebek dünyaya getirdi. Prof. Dr. Ömer Özkan’a teşekkür eden Sert ailesi, bebeğe doktorun adını verdi.

    AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, Prof. Dr. Ömer Özkan, Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, Prof. Dr. Özlenen Özkan ve uzman ekiplerin katılımıyla, basın toplantısı düzenlendi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, özellikle organ nakli olmak üzere bütün branşlarda yetkin hekimlere sahip bir hastane olduklarını belirterek, “Çok sağlam laboratuvar altyapısı ve hastanenin tüm çağdaş tedavi seçeneklerini hastalarımıza sunmaktayız. Bölgemizin ve şehrimizin en önemli sağlık merkezlerinden bir tanesi. 2011 yılında Ömer Özkan hocamızın başkanlığındaki bir ekip kadavradan rahim nakli yapmıştı Derya Sert isimli hastamıza. O zamandan beri hastamız takip ediliyordu. İlk embriyo transferle gebeliği, 2013 yılında ben başhekimdim ve sizlerle paylaşmıştım. Ama daha sonra o doğuma kadar yaşamamıştı. Bugünkü paylaşacağımız güzel haber, Derya Sert hastamız embriyo transferinden sonra çok başarılı bir gebelik geçirdi ve 4 Haziran’da sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi. Bu başarıda emeği geçen özellikle Ömer Özkan hocamız başta olmak üzere, ekipte yer alan tüm hekim arkadaşlarımıza personelimize, dışarıdan bu sürece destek veren diğer hekimlerimize çok teşekkür ediyorum, üniversitemiz adına. Hem ülkemiz için hem de tüm dünya ölçeğinde böyle bir başarıya imza attıkları için” dedi.

    DÜNYADAKİ İLK NAKİL

    Sürecin 8 Ağustos 2011 tarihinde başladığını belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, “Özüne bakarsanız bu süreç içerisinde Derya Sert’in özeli, dünyada kadavradan yapılan başarılı ilk rahim naklidir. 2000 yılında Suudi Arabistan’da yapılan ve 99 gün sonra başarılı olmayarak alınan rahim naklinden sonra o süreçteki tecrübelerimizi, klinik çalışmalarımızı kliniğe yansıttık ve Derya Sert’e o tarihte naklimizi yaptık. Tabi dünyada önemli güzel bir tepki topladı ve Avrupa, Japonya, Endonezya’ya kadar tutun, dünyanın birçok merkezinden ziyaretler oldu ve o kliniklere yardımlarımız, mevzuat çıkarmaları ameliyat olması için her türlü teknik desteği ve bilgi birikimimizi yansıttık. Hastamızı ziyaret ettiler. Ameliyat tekniğimizi mümkün olduğunca hem klinik literatürde hem de canlı olarak sunumlarımızı yaptık” diye konuştu.

    SAĞLIK BAKANLIĞI VE DERYA SERT’E TEŞEKKÜR

    Sonraki süreçte gebelikler olduğunu anlatan Prof. Dr. Özkan, “Ama hem hastayı sıkmayacak, zarar vermeyecek şekilde hem de biz literatüre katkımız olacak şekilde çalışmalarımıza devam ettik süreç içerisinde tabi önemli çalışmalar oldu. Herkesin büyük oranda katkısı oldu. En son yaptığımız transferden sonraki durumda da bugün karşınızda mutlu şekilde buradayız. Özellikle o süreçte dünyada yapılmayan rahim nakline bize izin veren Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığına teşekkür ediyorum. Her türlü altyapıyı, teknik desteği ve kanuni mevzuatlarla gerekli tüm destekleri özel izinle verdiler. Bu süreci yakından takip ederek, hastayla ilgili bilgileri sürekli bizden alarak takip ettiler. Ayrıca Derya Sert’i de bize olan inancından dolayı teşekkür ediyorum. Hem bize inandı ve sonuçta mutlu bir şekilde bugünleri gördük” dedi.

    TÜRK TIBBINA ÖNEMLİ KATKILARI OLACAK

    Süreçteki tüm ekip arkadaşlarına da teşekkür eden Prof. Dr. Özkan, “Burada mutlu olduğumuz kısım, bir sevinci yaşıyoruz, Derya da anne olmanın sevincini yaşıyor. Ama daha önemlisi Derya 10 sene boyunca bu sevinci almak için yaşadığı süreçte aslında tıbba çok büyük katkıda bulundu. Bunu tabi bilimsel yayınlarda sunacağız. Gebelik süreci, rahmi bile olsa gebelik yaşamamış birçok anneye umut olabilecek bazı bulgular saptadık. Yıllardır söylerdim moleküler çalışmalar devam ediyor, bu çalışmalarla ilgili güzel bulgular var. Bunları inşallah bilimsel literatürde kadın doğum uzmanlarımız takip edecek ve Türk tıbbına önemli katkılarımız olacak” diye konuştu.

    ‘SERT BEBEK’ DİYORUZ

    Eşi ve bölüm başkanı Prof. Dr. Özlenen Özkan ile bu süreci başından beri takip ettiklerini de anlatan Prof. Dr. Özkan, “Sağlıklı bir şekilde çocuğumuzu doğurtma imkanı bulduk. 4 Haziran günü 28 haftalık olarak 760 gram doğurttuk. Küçük bir bebek olmasına rağmen çok güzel bir takiple literatüre uygun. Cinsiyeti erkek, anne babası karar verecek. Biz şu anda ‘Sert bebek’ diyoruz. Takiplerini de böyle yapıyoruz. Doğduktan sonra rahmi almış olduk ve bu konuda anne de çok rahatlamış oldu” dedi.

    22 GÜNLÜK OLDU

    Yeni doğan servisinden yoğun bakım uzmanı Dr. Hakan Ongun, 28 haftalık olarak 760 gram doğan bebeğin şu anda 22 günlük ve 910 gram olduğunu belirterek, “Doğduğu andan itibaren hiç entübe olmadı. Şu anda da yeni doğan yeni bakım ünitesinde göğüs içerisinde destek tedavisine devam ediyoruz. Tümüyle anne sütüyle sonda aracılığıyla beslenmeye devam ediyor. Büyümesine gelişmesine tüm yeni doğan ekibi olarak destek olmaya çalışıyoruz, takipteyiz” dedi.

    TEK BİR EMBRİYO TRANSFERİ

    Prof. Dr. Ömer Özkan ve Özlenen Özkan’ın bu işin mimarı olduğunu belirten kadın doğum uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, “Biz de elimizden geldiği kadar katkıda bulunduk ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gurur duyuyorum. 4.5 senedir beraber çalışıyoruz. Bu süreçte birtakım denemeler yaptık, eksikler neler, bunları bulduk ve daha sonra da son dönemde transferini yaptık. Tek bir embriyo transfer ettik. Bundan önce kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerini uygulayarak bu hasta için en uygun neyin olduğunu bulmaya çalıştık. Ve bunun sonucu bir embriyoyu transfer ettik ve sonuçta 4 Haziran günü bir canlı doğumla emeğimizin karşılığını gördük” diye konuştu.

    PROF. ÖZLENEN ÖZKAN: ÇOK AĞLADIM

    Bu projenin çok özel bir proje olduğunu belirten Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Biz birçok kez karşınıza çıktık, ama benim için belki de hayatımın en güzel projelerinden bir tanesiydi. Ben de doğum yaptım ama Derya’nın yaptığı doğumda çok ağladım. Çok ciddi emek var, 10 yıl içinde biz başka nakiller yapabilirdik ama Derya üzerine eğildik ve çok ciddi bulgulara ulaştık. En büyük emek doktor Ömer Özkan’ın, bize verdiği ışıkla dünyada rahim nakillerine bundan sonra sahip olacak anneleri ve bebeklerinin vesilesi odur. Onunla çalışmak bizim için çok büyük keyif. Çalışma arkadaşı ve bir kadın olarak çok teşekkür ediyorum kendisine. Sağlık Bakanlığı bize ilk günden itibaren çok büyük destek verdi. Çok güzel bebeğimiz oldu. İnşallah Derya ve Mustafa Sert ailesi büyüdü, kocaman bir aile oldu. Küçük bebek Sert de inşallah Ömer Özkan gibi insanlık için hayırlı bir şahsiyet olur” dedi.

    DOĞUM SEZARYENLE YAPILDI

    Dünyadaki ilk başarılı rahim naklinden sonra böyle mutlu bir haber vermekten mutluluk duyduklarını belirten kadın doğum uzmanı Prof. Dr. İnanç Mendilcioğlu, “Uzun süre bu hastamızın takibinde bulundum. Olası risklere karşı gerekli bilgiye sahiptik. Çok sıkı takip yaptık ve pandemi süreci de eklendiğinde risk biraz daha arttı. Gebemizin takibinde 28’inci haftada anne ve bebeğin sağlığı için doğumun uygun olduğunu hep beraber tartışarak karar verdik ve 28’inci haftada doğurttuk. Sezaryenle bir doğum oldu ve sonrasında herhangi bir sorun olmadı. Şu anda bebeğimiz stabil bir şekilde takipte. Türk ve dünya tıbbına hayırlı olsun” diye konuştu.

    Çok önemli tıp olaylarıyla basın mensuplarının karşısına çıktıklarını dile getiren Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, “Organ nakli merkezinin başarısı belli. Kuruluşundan bu yana çok önemli işler yapıldı. Ömer Özkan hocamız ve ekibinin bu kompozit doku nakilleriyle beraber aslında dünyada en çeşitli ve en farklı nakil yapılan merkezlerden biri haline geldik” dedi.

    Mersin’in Anamur ilçesinde yaşayan ve doğuştan rahmi olmayan Derya Sert’e, 8 Ağustos 2011 tarihinde kadavradan alınan rahim, Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından 7 saat süren ameliyatla nakledildi. Sağlık Bakanlığı’nın özel izniyle yapılan nakil sonrası Mustafa Sert ile evli olan Derya Sert, bebek sahibi olması için birkaç kez denenen embriyo transferi sonucu gebe kaldı. Ancak kese büyüyemediği için gebelik sonlandırıldı. Geçen 4 Haziran’da ise 28 haftalık 760 gram erkek bebek dünyaya geldi.