Etiket: antalya manavgat

  • 11 yaşında 10 enstrüman çalıyor

    11 yaşında 10 enstrüman çalıyor

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan 11 yaşındaki Eren Yavuz, 10 ayrı enstrüman çalıyor. Halihazırda piyano eğitimi de alan Eren’in en çok sevdiği enstrüman ise kabak kemane. Kabak kemaneyle Türk Halk Müziği’ne ait ezgilerle birlikte yabancı parçaları da çalan Eren Yavuz, “Önce fen lisesi ardından doktorluk veya hukuk okumak istiyorum. Bunları başaramazsam, müzikte akademisyen olarak ilerlemek istiyorum” dedi.

    Manavgat’ta yaşayan Eren Yavuz, babası Mehmet Yavuz’un müziğe olan ilgisi ve evinde bağlama dersi almasıyla 3 yaşındayken müzikle tanıştı. Mehmet ve Serap Yavuz çiftinin tek çocuğu olan Eren’in müziğe olan ilgisi giderek arttı. 4 yaşına girdiğinde babası gibi bağlama çalmak isterken, tellerini kopartan Eren’e ailesi küçük bir bağlama ve cura aldı. Kendi kendine cura çalmayı öğrenen Eren’i babası bağlama dersi alması için bir müzik öğretmenine götürdü. Öğretmenin ‘Bu çocuk okuma yazma bilmiyor, ben buna ders veremem’ demesi üzerine bir sene evde bekleyen ve anasınıfına giden Eren Yavuz, bu süre zarfında evde müzikle ilgilendi.

    EVİN ODASINI STÜDYO YAPTI

    Okuma yazma öğrendikten sonra bir müzik öğretmeninde 5 sene boyunca bağlama eğitimi alan Eren, bu arada kendi kendine ut, cümbüş, sazbüş, keman, kabak kemane, gitar, ritim aletini de çalmayı öğrendi. Ailesinin batı formunda müziklere de aşina olabilmesi için 1 sene de keman eğitimi aldırdığı Eren Yavuz, kendi isteği ve çabasıyla hiçbir yerden yardım almadan kabak kemane öğrendi. Şimdilerde de piyano eğitimi alan ve notalardan ziyade tamamen kulağıyla duyduğu müziği çalan Eren Yavuz’daki yeteneğin zayi olmaması için babası Mehmet Yavuz, yaşadıkları dubleks dairede bir odayı, oğlunun müzik çalışmalarını rahat yapabilmesi ve komşuların da rahatsız olmaması için stüdyo haline getirdi. Kabak kemane de öğrenen ve her geçen gün kendini geliştiren Eren Yavuz, Türk Halk Müziği’ne ait bütün eserleri çalabiliyor. Bunun yanı sıra birçok yabancı parçayı da kabak kemaneyle çalan Eren Yavuz, kabak kemane çalmaktan mutlu olduğunu söylüyor.

    ‘KENDİMİ BİLDİM BİLE MÜZİKLE İÇ İÇEYİM’

    Müziğin bir insan için çok önemli olduğunu anlatan Eren Yavuz, “Müzik insanı rahatlatan, insana duygu veren ve her insanın kesinlikle yapması gereken şeydir. Ben müzikle kendimi bildim bile iç içeyim. İlk başta elime bir tane bağlama aldım, çala çala ilerledim. Sonra kabak kemaneye başladım. Şimdi gitar, bağlama, kabak kemane, sazbüş, cümbüş gibi birçok enstrümanı çalıyorum. Piyanoyu da öğrenmek için kurs alıyorum” dedi.

    ‘DOKTORLUK VEYA HUKUK OKUMAK İSTİYORUM’

    Ortaokul öğrencisi olan Eren Yavuz, okulda arkadaşlarının ve öğretmenlerinin büyük ilgisi olduğunu söyleyerek, gelecekle ilgili hedefi konusunda, “Güzel bir eğitim almak istiyorum. Önce fen lisesi ardından doktorluk veya hukuk okumak istiyorum. Bunları başaramazsam, müzikte akademisyen olarak ilerlemek istiyorum” diye konuştu.

    ‘EREN BEKLEMEDİ’

    Manavgat’ta 5 yıldızlı bir otelde teknik müdürlük yapan baba Mehmet Yavuz da “Ben bağlama eğitimi almaya başladığımda Eren 2- 3 yaşlarındaydı. Benim bağlama eğitimim 2 sene sürdü. Bu 2 sene sürecinde Eren kendi kendine çalmaya başladı. Biz bu yeteneğini keşfettikten sonra bir öğretmene götürdük. Müzik öğretmeni ‘Okuma yazma bilmeden biz bu işe başlayamayız’ dedi. Biz de Eren’in anasınıfına gitmesini bekledik ama Eren beklemedi. Hevesle bu işi yapmaya çabaladı. Biz de elimizden gelen desteği verdik” dedi.

    ‘5 YIL BAĞLAMA EĞİTİMİ ALDI’

    Eren’in ilk çalmaya çalıştığı enstrümanın bağlama olduğunu ama çok küçük olduğu için bağlamanın büyük geldiğini bu nedenle kendisine bir cura aldıklarını ve cura çaldığını söyleyen Mehmet Yavuz, “Eren 5 yıl bağlama eğitimi aldı. Sonrasında 1 yıl keman eğitimi aldı. Kabak kemaneye tamamen kendi hevesi ve isteğiyle başladı. Şu anda kabak kemanede ilerliyor. Kendisi de ‘bu benim enstrümanım’ diyor” diye konuştu.

  • Koronavirüs bulaşır diye ambulanstan indirdiler

    Koronavirüs bulaşır diye ambulanstan indirdiler

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde Yusuf Kaan Uysal, bisikletiyle giderken yol kenarında park halinde duran ticari araca çarpıp, yaralandı. Kaza yerine gelen sağlık ekipleri, Yusuf Kaan Uysal’a ambulansta müdahale etmek istedi. Ailesi ise koronavirüs bulaşacağı korkusuyla müdahaleye karşı çıktı. Yaralı genç, ailesinin ikna edilmesinin ardından ambulansla hastaneye götürüldü.

    Kaza, dün Kavaklı Mahallesi Şeyh Şamil Caddesi Çarşamba Pazarı yakınlarında meydana geldi. Yusuf Kaan Uysal, kullandığı bisikletle yol kenarında park halindeki 07 LFU 98 plakalı ticari araca arkadan çarptı. Uysal başını aracın arka camına vurarak yaralanırken, aracın camı ise parçalandı.

    AİLESİ AMBULANSTAN İNDİRDİ

    İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaralı Yusuf Kaan Uysal’a ambulansta müdahale ettiği sırada, haberi alarak olay yerine gelen anne ve babası, koronavirüs bulaşacağı korkusuyla ambulansta müdahaleye izin vermek istemedi. Aile çocuklarını ambulanstan indirirken, sağlık görevlileri kendilerini ikna etmeye çalıştı. Yapılan görüşmenin ardından aile ikna edildi. Yeniden ambulansa bindirilen Yusuf Kaan Uysal, Manavgat Devlet Hastanesi’ne götürüldü.

  • 10 gündür kayıptı! ‘Canım sıkıldı, hava almaya çıktım’ dedi

    10 gündür kayıptı! ‘Canım sıkıldı, hava almaya çıktım’ dedi

    Manavgat’ın Karavca Mahallesi’nde 10 gün önce evinden hava almak için dışarı çıkan ve akşam geri dönmeyen Ömer Eren için ailesi kayıp başvurusunda bulundu. Ailesi, yakınları ve jandarma tarafından köyde, Oymapınar ile Manavgat barajlarına ait göllerin kenarlarında yapılan aramalardan bir sonuç alınamadı.

    Bugün de devam eden arama sırasında, Ömer Eren, ASAT’a ait su deposunun yanında otururken bulundu. Sağlık durumu iyi olduğu belirtilen Ömer Eren’in, “Günlerdir evde canım sıkıldı, hava almak istedim, gezdim dolaştım” dediği belirtildi. Ömer Eren, işlemlerinin ardından evine gönderildi.

    Yakınları, Ömer Eren’in şeker hastalığı olduğunu ve bir gözünün görmediğini, daha önce de kaybolduğunu ve 3 gün sonra köyde bir tarlanın kenarında bulunduğu söyledi.