Etiket: antalya

  • 4,5 aydır kayıptı! Cesedi kuryeyle babasının evine göndermiş

    4,5 aydır kayıptı! Cesedi kuryeyle babasının evine göndermiş

    Antalya’da 4,5 aydır kayıp olarak aranan Mervenur Polat (20), bir binanın çatısında, folyoya sarılı, ölü bulundu. Arkadaşı C.A.’nın, birlikte uyuşturucu aldığı Polat’ın öldüğünü görünce, cesedini folyoya sarıp, motosikletli kurye arkadaşı aracılığıyla babasının oturduğu binanın asansör dairesine bıraktırdığı belirtildi. Olayla ilgili 6 kişi gözaltına alındı.

    Antalya’da, geçen yıl 19 Ekim günü arkadaşıyla buluşacağını söyleyerek evden ayrıldıktan sonra kendisinden uzun süre haber alınamayan 1 çocuk annesi Mervenur Polat’ın, Muratpaşa ilçesindeki bir evin çatısında dün folyoya sarılı cesedi bulundu. Polat’ın cesedi, yapılan incelemenin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Sabah saatlerinde yakınları ile Adli Tıp Kurumu morguna gelen Kenan Polat, kız kardeşinin cenazesini teşhis etti. Gözyaşlarına boğulan Polat, yakınları tarafından sakinleştirildi.

    CESEDİ KURYEYLE BABASININ EVİNE GÖNDERMİŞ

    Polisin yaptığı araştırmada, Mervenur Polat ile arkadaşı C.A.’nın Muratpaşa ilçesi Sinan Mahallesi’nde bir evde uyuşturucu madde aldığı, sabah uyandığında Mervenur Polat’ın öldüğünü fark eden C.A.’nın cesedi folyo ile sarıp, paket haline getirdikten sonra motosikletli kurye olan S.G. adlı arkadaşını aradığı belirlendi. S.G.’nin, folyoya sarılı cesedi, Güllük Caddesi’nde C.A.’nın babasının oturduğu binanın çatı katındaki asansör dairesine bıraktığı ortaya çıktı. Uyuşturucu madde kullandığı için 40 kiloya kadar düştüğü belirtilen Mervenur Polat’ın cesedinin büyük bölümünün çürüdüğü belirlendi.

    Polisin, Mervenur Polat’ın cinayete kurban gitmiş olabileceği ihtimalini de değerlendirdiği belirtildi.

    6 KİŞİ GÖZALTINDA

    Polis olayla ilgili C.A.’nın yanı sıra, F.T., İ.H., Ş.A.K., G.H. ve S.G. adlı şüphelileri gözaltına aldı. Mervenur Polat’ın cenazesinin, işlemlerin ardından Kayseri’de toprağa verileceği belirtildi.

  • Geçirdiği ameliyat sonrası ikiz kızlarını göremeden öldü

    Geçirdiği ameliyat sonrası ikiz kızlarını göremeden öldü

    Antalya’nın Kaş ilçesinde Muhammet Kolak (25) kalp kapakçığı ameliyatı sonrası gelişen enfeksiyon nedeniyle yaşamını yitirdi. Kolak, hamile eşinin 8 Mart’ta sezaryenle dünyaya getireceği ikiz kızlarını göremedi.

    Büyükşehir Belediyesi Kaş Hizmet Birimi’nde görev yapan Muhammet Kolak, bir süre önce Antalya’daki bir hastanede kalp kapakçığı ameliyatı oldu. Ancak Muhammet Kolak, taburcu olduktan sonra tekrar rahatsızlandı. Bu kez yakınları tarafından Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Hastanesi’ne götürülen Muhammet Kolak, kalp kapakçığında enfeksiyon oluştuğu belirlenerek, tekrar ameliyata alındı. Ameliyattan çıkamayan Muhammet Kolak, yaşamını yitirdi. Kolak, doğum yeri olan Kaş’a bağlı Kınık Mahallesi Göçebeler Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Bir yıldan fazladır evli olan Muhammet Kolak’ın eşi Esranur Kolak’ın hamile olduğu, 8 Mart Pazartesi günü Antalya’da sezaryenle ikiz kızlarını dünyaya getirmeye hazırlandığı belirtildi. Esranur Kolak, eşinin cenazesine katılamazken, Kolak’ın küçük yaştan beri kalp kapakçılarında sorun olduğu öğrenildi.

     

  • Ayağı kesilme evi yıkılma tehlikesinde

    Ayağı kesilme evi yıkılma tehlikesinde

    Antalya’da eşinden ayrı yaşayan 3 çocuk annesi Ayşe Işık’ın (60), şeker hastalığı yüzünden sol ayağının kesilmesi gündeme gelirken, dükkandan bozma kaldığı tek odalı evin de kentsel dönüşümle yıkılacak olmasıyla da sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Işık, maddi durumu olmadığı için 300 TL’lik kira ve su faturasını yatıramazken yetkililerden yardım bekliyor.

    Muratpaşa ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Ayşe Işık, 10 yıl önce eşinden ayrı yaşamaya başladı. 12 yıl önce şeker hastalığı tanısı konulan Işık, 3 yıl önce bacaklarında şişliği fark ederek hastaneye kontrole gitti. Damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle ayağının bilekten ya da parmaktan kesilme ihtimali bulunan Ayşe Işık, sağlık sorunlarının yanında maddi sıkıntı yaşamaya başladı.

    SOKAKTA KALMA TEHLİKESİ VAR

    Işık, dükkandan bozma tek odalı evde hayatını sürdürürken, kaldığı evin kentsel dönüşümle yıkılacak olmasından dolayı da sokakta kalma tehlikesi yaşıyor. Ayşe Işık, çalışamadığı ve maddi zorluklar içerisinde olduğu için 300 TL olan kirasını ödeyemezken, su faturasını da yatıramadı. Elektriği kesilen Işık’ın faturası birkaç hayırsever tarafından ödendi. Ayşe Işık, yetkililerden yardım istediğini söyledi.

    ‘AYAĞIMIN KESİLME DURUMU VAR’

    Ayağında yaşadığı sıkıntının şeker hastalığından kaynaklandığını dile getiren Ayşe Işık, 2-3 yıldır da tedavi olduğunu ve çaresinin olmadığını söyledi. Işık, “Ayağımın kesilme durumu var. Büyük bir ihtimal kesilecek ama pazartesi günü hastaneye gideceğim orada belli olacak. Çalışacak durumda da değilim. Daha önce bir yerde çalışıyordum ama ayağımın sıkıntısından dolayı işten ayrılmak zorunda kaldım” dedi.

    ‘HİÇBİR GELİRİM YOK’

    Dükkandan bozma tek odalı bir yerde kaldığını söyleyen Ayşe Işık, “300 TL kira ile burada oturuyorum. Elektrik, su ve kiramı ödeyemedim. Sıkıntılarım var. Hiçbir gelirim yok. Çalıştığım dönemde biraz birikim yapmıştım onunla bugüne kadar geçindim ama artık o da kalmadı. Çalışacak durumda da değilim, komşular sağ olsun yardım ediyorlar” diye konuştu.

    Kendisine maddi ve manevi yönden yardım edilmesini istediğini kaydeden Işık, “Ben sadece elektrik, su ve kiramın ödenmesini istiyorum. Oturduğum evde kentsel dönüşüme girdiğini söylediler. Mayıs ayından sonra yıkılacağı söylendi. Şu an ne yapacağımı bilmiyorum. Biraz rahat etmek ve ayağımın iyi olmasını istiyorum” dedi.

  • Darbedilen yüzde 90 engelli Mümin Kara yaşamını yitirdi

    Darbedilen yüzde 90 engelli Mümin Kara yaşamını yitirdi

    Antalya’da, 9 gün önce evlerinin önünde park meselesi yüzünden çıkan kavgada Nurettin Yaşar ile oğlu A.Y. tarafından darbedilen yüzde 90 engelli Mümin Kara (58), bu sabah yaşamını yitirdi.

    Olay, 19 Şubat günü Kepez ilçesinde meydana geldi. Yüzde 90 engelli Mümin Kara, yüzde 40 engelli eşi Emine Kara (50), çocukları Bekir ve Fatma Kara ile evlerinin yanındaki işletme sahipleri Nurettin Yaşar ve oğlu A.Y. arasında park yüzünden tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen olayda iddiaya göre Nurettin Yaşar ile A.Y., Fatma Kara’yı darbedip saçından sürükledi. İkili ardından araçta bulunan Mümin Kara’yı dövdü. Kara’nın üstüne çıkıp yumruk atan saldırganlar, ‘ölürsün, geberirsin’ diye bağırdı. Bu sırada Kara, engeli bulunan sağ bacağını tutarak “Sağ bacağım sakat, oraya vurmayın” diye bağırdı. Çevredekilerin araya girmesiyle Kara’yı bırakan A.Y., bu sırada elindeki soda şişesini göstererek, “Ailecek bu şişeye hepinizi oturturum, evinizi yakacağım” diyerek tehdit etti. Darbedilen Mümin Kara’nın boğazına kaçan dilini ise eşi çıkarttı ve durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi.

    BABA TUTUKLANIRKEN OĞLU ADLİ KONTROLLE SERBEST

    Olay yerine gelen polis ekipleri şüphelileri polis merkezine götürürken, Mümin Kara önce Kepez Devlet Hastanesi’ne, ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Kara’nın engelinin bulunduğu sağ bacağında ve kafatasında kırıklar olduğu belirlendi. Ameliyattan çıkan Kara, ardından yoğun bakıma alındı. Olay günü ifadeleri alınıp serbest bırakılan şüpheliler Nurettin Yaşar ile A.Y., 24 Şubat’ta yeniden gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Nurettin Yaşar ‘kasten yaralama’ suçundan tutuklanırken, oğlu A.Y. adli kontrolle serbest bırakıldı.

    9 GÜN SONRA YAŞAMINI YİTİRDİ

    9 gündür Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisinde yaşam savaşı veren Mümin Kara, bu sabaha karşı yaşamını yitirdi. Mümin Kara’nın cenazesini almak için Adli Tıp Kurumu morguna gelen Kara’nın kardeşi Abdurrahman Kara, “Ağabeyim hunharca bir şekilde öldürüldü. Saçma bir park meselesi yüzünden. Çok üzgünüz, olay adli bir vaka haline dönüştü. Mağduruz, adaletin mutlaka tecelli edeceğine inanıyorum. Oğlunun da tutuklanmasını istiyorum. Asıl olayı başlatan baba Nurettin Yaşar gibi gözüküyor, ancak asıl başlatan oğlu A.Y. En büyük kıvılcımı başlatan kişi oymuş. Kamera kayıtları da var aslında ama kendilerinde kayıtlar var. İncelenirse her şey ortaya çıkar. Saçma sapan bir ifadede bulunmuşlar. Bu durum bizim canımızı çok acıtıyor. Onlar yapmadıysa biz mi yaptık o zaman. Zaten elinde de kırık çıktı. Kendisi de darp raporu almış. Boksör kemiği kırılmış. Allah ortada bırakmayacaktır” dedi.

    Kara’nın yeğeni Gökalp Gökkaya ise suçluların cezalandırılmasını istediklerini söyledi. Gökkaya, “Dayım yüzde 90 engelliydi. Engelli bir insana bu şekilde hareketler yapılması, buna maruz bırakılması çok acı. Bu kişilerle 20 yıldır komşular ve engelli olduklarını herkes gibi onlar da biliyor. Bilmiyoruz diyemezler. Rahmetlinin oğluna yapılan saldırıda da ‘Gözünden ameliyat olduğunu, hangi gözün olduğunu biliyorum oraya vurdum’ dediğini duyduk. Bizim tek isteğimiz adalet yerini bulsun herkes cezasını çeksin. Başka bir şey istemiyoruz. Bunun gibi olaylar da insanlara ders olsun. Bunları kimse yaşamasın. Bizlere destek olan herkese teşekkür ederiz. Kimsenin yanına kar kalmasın istiyoruz” diye konuştu.

  • Antalya’da katliam gibi kaza: Yan yana defnedildiler

    Antalya’da katliam gibi kaza: Yan yana defnedildiler

    Antalya’nın Serik ilçesinde iki otomobilin çarpıştığı kazada yaşamını yitiren Harun Can Ateş, Sevgi Ateş, Şükriye Ateş, Sevda Em ve Gülsüm Em için Sarıabalı Mahallesi Koyak mevkiinde cenaze töreni düzenlendi. Mezarlıkta 5 tabut yan yana konularak ayrı ayrı namazları kılındı. Sevgi Ateş’in tabutuna kırmızı, kardeşlerinin tabutuna da beyaz başörtüsü konuldu. Kazada 3 kızını birden kaybeden İbrahim Em, Sevgi Ateş’in tabutunu öperek, “Beni de götür kızım. Kuzum ben dede oluyordum ne oldu” diye ağladı. Eşi Şükriye Ateş’in yanında oğlu, gelini ve henüz doğmamış torununu kaybeden Adem Ateş de cenazede ayakta durmakta güçlük çekti. Adem Ateş, tabutların başına gelip gözyaşı döktü. Cenazede jandarma sık sık maske ve sosyal mesafe uyarısı yaptı. Ateş ve Em ailelerinin yakınları da cenazede gözyaşlarına hakim olamadı.

    GENÇ SÜRÜCÜ BAŞKA MEZARLIKTA DEFNEDİLDİ

    Aynı kazada yaşamını yitiren diğer aracın sürücüsü Mehmet Ali Em ise Sarıabalı Mahallesi’ne bağlı Çiftlik mevkiindeki mezarlıkta gözyaşları arasında toprağa verildi.

    KAZA GÜNÜ, AŞKLARININ 9’UNCU YIL DÖNÜMÜYDÜ

    Harun Can Ateş ve Sevgi Ateş’in geçen yıl ağustos ayında evlendiği, eylül ayında da düğün yaptıkları belirtildi. Harun Can ve Sevgi Ateş aşklarının başlangıç gününü 9 Şubat 2012 tarihi olarak belirlediği öğrenildi. Aşklarının başlangıcının yıl dönümünde kazada yaşamı yitiren çiftin, çocukluk yıllarından beri, birbirini sevdikleri belirtildi. Harun Can ile Sevgi Ateş çiftinin 7 ay önceki düğünlerinin davetiyesine, ‘Sevgiyle dolu birlikteliğimizi sonsuzluğa taşıdığımız bugün’ yazdırdığı kaydedildi. Kazada ölen Şükriye Ateş’in ise evlendikten 14 yıl sonra çocuk sahibi olduğu ve Harun Can’ı dünyaya getirdiği öğrenildi.

    KARDEŞLERİNE HEM ABLALIK HEM ANNELİK YAPIYORDU

    Küçük yaşta annesini kaybeden ve Belek turizm merkezindeki bir kreşte öğretmenlik yapan Sevgi Ateş’in aynı kazada ölen kardeşleri Gülsüm Em ve Sevda Em’e hem ablalık hem de annelik yaptığı belirtildi.

  • Kaçarak evlendiği kocası, hayatını zindana çevirdi!

    Kaçarak evlendiği kocası, hayatını zindana çevirdi!

    Antalya’da yaşayan Büşra D. (20), kaçarak evlendiği S.D.’den (22) 2 yıl boyunca şiddet gördü. S.D., tekme, tokat ve demir boruyla dövdüğü, başını su dolu leğene batırıp, köpeklerin önüne atmakla tehdit ettiği Büşra D.’nin burnunu da kırınca genç kadın kocası hakkında 1 ay uzaklaştırma kararı aldırdı. Baba ocağına dönen Büşra D., kocasının kendisine yaşattığı travmanın cezasını çekmesini istediğini söyledi.

    Kepez ilçesinde yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Büşra D., ortaokul ve lise yıllarında sevgili olduğu S.D. ile 2 yıl önce kaçarak evlendi. Büşra D. ile kocası S.D. arasında 1 ay sonra başlayan tartışmalar, yerini şiddete bıraktı. Cep telefonu olmayan Büşra D., yaşadıklarını ailesine anlatmaya çalıştığında ise kocasından şiddet gördü.

    KOMŞULAR DUYMASIN DİYE AĞZINI BANTLADI

    S.D., ailesini aradığı için ve geçmişteki fotoğraflardan dolayı kıskançlık krizine girip, Büşra D.’ye sürekli şiddet uygulamaya başladı. S.D.’nin tekme, tokat, yumruk, taş, odun ve elektrikli süpürgenin demir borusu ile dövdüğü Büşra D., kocası ölümle tehdit ettiği için yaşadıklarını kimseye anlatamadı. S.D., uyguladığı şiddeti komşuların duymaması için de Büşra D.’nin ağzını bantladı. Büşra D., hamile olduğunda dahi kocası tarafından dövüldü.

    ABLASINI ARAYINCA BURNUNU KIRDI

    S.D., beslediği yasaklı cins köpeğin önüne atmakla tehdit ettiği Büşra D.’nin başını, çocuğunun boğazına su kaçırdığı gerekçesiyle banyoda su dolu leğenin içine defalarca batırıp çıkardı. Büşra D.’nin kendi telefonundan ablasını aradığını gören S.D., tekme tokatla karısını darbetti. Kadının burnu, aldığı darbe nedeniyle kırıldı. Bu olay sonrası komşular durumu aileye, aile de polise haber verdi. Ailesinin kendi yanında olduğunu hisseden Büşra D., aldığı tehditlere rağmen kocası S.D.’den şikayetçi olmaya karar verdi.

    BABA EVİNDE ŞİKAYETÇİ OLDU

    Baba ocağına dönen Büşra D., ailesinden aldığı destekle hukuk mücadelesi başlatarak kocasından şikayetçi oldu. İlk olarak bir aylık uzaklaştırma kararı aldıran Büşra D., kendisine uyguladığı şiddetten dolayı kocasının en ağır cezayı almasını istedi. Yüzünde, yanağında ve vücudunun birçok noktasında morluklar olan Büşra D.’nin gözlerinin altında ve burnunda ise yara izleri olduğu dikkati çekti.

    ‘ÇOCUĞU ELİNDEN ALIRIM DİYORDU’

    Ortaokul yıllarında tanıştığı kocası ile ilerleyen yıllarda kaçarak evlendiğini söyleyen Büşra D., ailesinin bu birlikteliği kabul etmediğini, her zaman kocasını ailesine karşı savunduğunu söyledi. Büşra D., “Ailem bana kızarken kocamın beni savunacağını düşünürdüm. Zaten kaçarak evlendik. Her tehlikeye karşı beni koruyacağını zannediyordum ama öyle olmadı. Bir süre sonra eşimle aramızda tartışmalar başladı. Evlenmeden önceki fotoğraflarımı görünce kıskançlık krizine girmeye başladı. Beni her yerde aşağıladı. Bana, ‘Her istediğimi yapmak zorundasın, seni döverim de sana söverim de hiçbir yere gidemezsin. Çocuğu da elinden alırım, nikahım altındasın’ şeklinde tehditlerde bulunuyordu. Ne dese ‘tamam’ demek zorunda kaldım” dedi.

    ‘KANIMI KENDİM SİLDİM’

    Yediği her dayak sonrası odasında ağladığını anlatan Büşra D., “Dayaklardan sonra odama geçer, çocuğuma sarılarak Allah’ım yardım et, beni kurtar diye dua ederdim. Bahaneler bularak beni döverdi. Elektrik süpürgesinin demir borusuyla dövüyordu. Saçımdan tutup yatak başlığına, dolap başlarına her türlü şiddeti uyguladı. Dayak yediğim zamanlarda ağzımı bantlardı. Dayak sonrası akan kanımı hep kendim sildim. Çocuğuma içirdiğim su yanlışlıkla boğazına kaçtı. Kocam da bunu görünce beni banyoya götürerek içi suyla dolu leğene başımı defalarca sokup çıkardı. Beni hep köpek yerine koyuyordu. Defalarca aldattı, aileme hakaretler ederdi. En son yediğim dayaktan sonra kendime ‘Diğer kadınlar gibi olmayacağım. Ben de ölmek istemiyorum’ dedim. Sonrasında da ailemin yanına gittim. Onların da desteğini görünce şikayetçi oldum” diye konuştu.

    Kocasının telefonundan ablasını aradığı için tekme ve yumruklarla darbedildiğini dile getiren Büşra D., bu durumdan sonra ondan ayrılmaya karar verdiğini ifade etti. Büşra D., “Kocamın telefonundan ablamla görüştüğüm için beni tekme ve yumrukla dövdü. Yatak odasında bana attığı tekmeyle burnum kırıldı. Komşuların durumu bildirmesiyle polisler geldi ve şikayetçi oldum. Kaçarak evlendiğim için ailemin beni kabul etmeyeceğini düşünüyordum. Yanılmışım, ailemin de yanımda olduğunu görünce kendime güvenim arttı. Boşanmak, tüm haklarımı almak istiyorum ve kocamın bir daha ismini dahi duymak istemiyorum. Bana yaşattıklarının cezasını almasını istiyorum” dedi. Kocası S.D.’nin 1 aylık uzaklaştırma kararı olmasına rağmen içinde korku olduğuna dikkat çeken Büşra D., yapılanların cezasız kalmamasını ve kocasının tutuklanmasını istedi.

    Büşra D. ve avukatı, S.D. hakkında, ‘kasten yaralama, ‘tehdit’, ‘hakaret’, ‘kişiyi hürriyetinde yoksun kılma’ ve ‘eziyet’ konularında suç duyurunda bulundu.

  • Elini poşete koyup hastaneye gitti

    Elini poşete koyup hastaneye gitti

    Antalya’nın Finike ilçesinde marangoz Ahmet Esen (59), ağaç keserken motorlu testerenin kopardığı sol eliyle hastaneye gitti. Ambulans helikopterle Antalya’ya sevk edilen Esen’in bilek üstünden kopan eli, 10 saatte yerine dikildi.

    Finike ilçesinde marangozluk yapan Ahmet Esen, iki hafta önce motorlu testereyle ağaç keserken sol eli bilek üstünden koptu. Ahmet Esen, Finike Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk müdahalenin ardından kopan eli poşete konularak, ambulans helikopter ile Antalya kent merkezine sevk edildi. Özel bir hastaneye getirilen Esen’in eli, 10 saat süren ameliyat ile yerine dikildi.

    Operasyonu gerçekleştiren ekibin başındaki Op. Dr. Bülent Özgür Yazıcı, hastanın 15 gün önce bahçede motorlu testereyle çalışırken sol el bilek üstünde ampütasyon, parçalı kopma olayı yaşandığını belirterek, “Hastamız hızla kurumumuza sevk edildi. Hasta, ekibimiz tarafından operasyona alındı. Bu çok parçalı bir yaralanma ve kopma olduğu için kopan yapılar, damar, sinir, kemik ve kas yapılarını uç uca dikmemiz mümkün olmuyor. Bacağından aldığımız damar ve sinirlerle, damar sinir yaralanmalarını ve kemik yapılarını yaklaşık 10 saat süren ameliyat sonunda tamir ettik. Kendisini servisimizde takip ediyoruz. Şu an durumu çok iyi. Bu tip yaralanmalardan sonra hastayı çok uzun süren rehabilitasyon süreci bekliyor. Hastamızı bu süreçte de yalnız bırakmayacağız. Kendisini yaklaşık bir sene kadar takip edeceğiz. Hastamızın genel durumu ve eli gayet iyi, bu da bizi ve ekibimizi çok mutlu ediyor” diye konuştu.

    BACAKTAN ALINAN DAMARLAR TAMİR İÇİN KULLANILDI

    Hastanın kemik dokularında ciddi kırıklar, damar, sinir ve kas yapılarında, yani el bileğindeki tüm yapılarında yaralanma olduğunu kaydeden Op. Dr. Yazıcı, “Bu ameliyatlarda öncelikle kemik dokularını tespit ediyoruz, kısa sürede kan dolaşımı sağlamamız lazım. O nedenle Ahmet Bey’in üst bacaklarından aldığımız damarlarla öncelikle atardamar dolaşımını sağladık. Daha sonra da toplardamar dolaşımını sağladık. Ardından kas yapılarını tamir ettik. Esasen bu tip yaralanmalar hayatı tehdit eden yaralanmalardır. Yani ölümcül yaralanmalardır. Hastamız zaten bize intikal ettiğinde el bileğinden ziyade genel durumu da kan kaybına bağlı olarak şok tablosu içindeydi. Anestezi ekibimizin hızlı müdahalesiyle hastamızı hızla toparladık. Cerrahi ekibi olarak en kısa sürede ameliyatını organize ettik. Sonuçta şu anda gayet iyi görünüyor. Taburculuk işlemlerini de tamamladık” dedi.

    ‘ELİMİ POŞETE KOYDUM’

    Kopan eli yerine dikilen mobilyacı Ahmet Esen, Finike’deki evinin bahçe kenarındaki odunluğa ağaç budamaya gittiğini, üzerine çıktığı taşın ayağının altından kaymasıyla talihsiz olayı yaşadığını anlattı. Ahmet Esen, “Taşın üstünden çalışan motorla birlikte düştüm ve sol elim bilek hizasından kesildi. Kesilen elimi diğer elimle tutarak yola kadar gittim. Sol elimi bir poşetin içine koyduk. Yoldan geçen bir arkadaş beni gördü ve Finike Devlet Hastanesi’ne getirdi. Hastanedeki doktorlar ‘Antalya’ya sevkini yapacağız, bu konuda uzman olan bir doktor var. Eğer o doktorlara denk gelirsen iyileşirsin, yoksa burada tedavi etmemiz mümkün olmaz, elini kaybedersin’ dedi. Hava ambulansı ile beni Antalya’ya getirmişler. Operasyon başarıyla sonuçlandı. Allah’a şükrediyorum, doktorumuza, tecrübeli hastane çalışanlarına teşekkür ediyorum. Beni kısa sürede ameliyata hazırladılar. Şu anda elimi hissediyorum, parmaklarım oynamaya başladı” diye konuştu.

    ELİ TAMAMEN KOPTU

    Kaza sonrası elini ip kadar bir deri parçasının tuttuğunu anlatan Ahmet Esen, “O parça da hemen koptu. O anda elimi kaybettiğimi düşündüm. Tüm doktor ve hastane çalışanlarına teşekkür ediyorum. Artık serçe parmağımı hareket ettirebiliyorum. Ben mobilyacılık yapıyorum. Gördüğünüz gibi aynı elimdeki başka parmaklarım da yok. 1978 yılında bu parmaklarımı da Elmalı’da marangozluk yaparken kaybettim” dedi.

  • Fenomen Ares’in adli tıp raporu kesinleşti! 7 ölümcül darbe

    Fenomen Ares’in adli tıp raporu kesinleşti! 7 ölümcül darbe

    Antalya’da ‘Ares’ lakabıyla bilinen sosyal medya fenomeni Şeyhmus Özdemir’i (18) öldürdüğü iddiasıyla ömür boyu hapis istemiyle tutuklu yargılanan Veysi E. (48) ile oğlu Kadir Ozan E.’nin (26), maktulün başına, hepsi ölümcül 7 darbe vurduğu, adli tıp raporu ile kesinleşti.

    Olay, geçen yıl 4 Şubat günü, Kepez ilçesi Duacı’daki ormanlık alanda meydana geldi. Kadir Ozan E., iddiaya göre bir internet sitesinde kız kardeşi H.E.’nin (14) müstehcen fotoğraflarını gördü. Kadir Ozan E.’nin baskı kurduğu H.E., fotoğrafları internet sitesine, ‘Ares’ takma adıyla tanınan sosyal medya fenomeni Şeyhmus Özdemir’in koyduğunu söyledi. Kadir Ozan E., durumu babası Veysi E.’ye anlattı. Diyarbakır’dan Antalya Kepez’e gelen baba- oğul, Özdemir’e ‘reklam filmi çekme’ bahanesiyle randevu verdi. Baba ve oğlu, bir kafeteryada buluştukları Özdemir’i ormanlık alana götürüp, öldüresiye dövdü. Ardından polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis tarafından gözaltına alınan baba-oğul, sevk edildikleri adliyede tutuklandı. Hastanede tedaviye alınan Şeyhmus Özdemir ise 15 gün sonra yaşamını yitirdi. Veysi E. ve Kadir Ozan E. hakkında, Antalya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    ‘CİNAYETİ 4 KİŞİ İŞLEDİ’ İDDİASI

    Davanın 4’üncü duruşması görüldü. Tutuklu sanıklar Veysi E. ve Kadir Ozan E.’nin SEGBİS ile bağlandığı duruşmada, öldürülen Özdemir’in anne- babası ile taraf avukatları hazır bulundu. Şikayetçi anne Sultan Kızılay, oğlunun dövüldükten sonra sanıklar tarafından fotoğraflarının çekildiğini söyleyerek, fotoğrafların kime gönderildiğinin ortaya çıkarılmasını istedi. Baba Yaşar Özdemir ise olay yerini Antalya’nın yerlisinin bile bilmediğini belirterek, “Bunlar orayı nereden biliyordu? Çektikleri 4 fotoğrafı kimin için çektiler? Cinayeti iki değil 4 kişi işlemiştir” iddiasında bulundu.

    Şikayetçi avukatı Muhammet Çağrı Gökel ise sanıkların haksız tahrikten yararlanmaması gerektiğini ifade ederek, mağdurun sanıklara karşı herhangi bir eylemde bulunduğuna dair somut delil olmadığını belirtti. Sanık avukatları da müvekkillerinin kasten öldürme eyleminde bulunmadığını iddia etti.

    BAŞINDA 7 ÖLÜMCÜL DARBE

    Duruşmada, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Birinci İhtisas Kurulu’nun gönderdiği rapor da okundu. Raporun sonuç kısmında, maktulün herhangi bir hastalık veya zehirlenmeden dolayı ölümünün gerçekleşmediğine vurgu yapılarak, şöyle denildi:

    “Kişinin 4 Şubat 2020 tarihinde maruz kaldığı yaralanma ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, ölüm olayında maruz kaldığı yaralanma dışında başkaca ortak neden bulunmadığı, mahkemenizce sorulduğu üzere; otopside tespit edilen menenjitin (beyin zarı enfeksiyonu) maruz kaldığı künt kafa travması nedeniyle oluştuğu, mevcut tıbbi belgeler ve otopside tespit edilen bulgulara göre kişinin kafa bölgesine 7 (yedi) adet künt travma uygulanmış olduğu ve ayrıca sol kol ve sol göğüs bölgesi olmak üzere birer adet künt travma bulgusu tespit edildiği ve kafa bölgesinde tespit edilen künt travmaların tamamının ölümüne etkisi bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunur.”

    Duruşma, sanıkların tutukluluğunun devamına karar verilerek ertelendi.

  • Taciz şüphelisine meydan dayağı

    Taciz şüphelisine meydan dayağı

    Antalya’da bisikletle ilerlerken bir kızı taciz ettiği iddia edilen şahıs, sokaktaki gençlerden meydan dayağı yedi.

    Olay, akşam saatlerinde Muratpaşa ilçesi Kızılarık Mahallesi Kızılırmak Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, bisikletle ilerlerken 14 yaşlarında olduğu iddia edilen bir kızı taciz ettiği ileri sürülen şüpheli, bölgedeki gençler tarafından yakalandı.

    Yere yatırılıp darp edilen şüpheli, gençlerin elinden kaçmaya çalışsa da başarılı olamadı. Darp anı bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde, gençlerin gitmeye çalışan şüpheliye engel olup yere yatırırken şüphelinin, ‘bir dakika polisi ben çağırıyorum’ dediği görüldü.

    Şüpheliyi darp eden gençlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, yaralı şahıs için 112 sağlık ekiplerini olay yerine çağırdı. Zanlı, tedavi için hastaneye kaldırırken olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

  • Bankamatik önünde acı olay! Faturalarını ödeyecekti

    Bankamatik önünde acı olay! Faturalarını ödeyecekti

    Olay Manavgat ilçesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre bankamatikte işlem yapmakta olan bir vatandaş, bir anda yüz üstü yere yığıldı. Bankamatik kuyruğundaki vatandaşların bir bölümü yere düşen şahsa yardım etmeye çalışırken, bazı vatandaşlarda düşerken etrafa saçılan paraları toplayarak yere düşen kişinin çantasına koydu.

    Yerde yatan ve adının Kadir Ak olduğu belirlenen 62 yaşındaki adam için 112’ye bilgi verilirken, ambulans gelene kadar 112’den telefonla verilen talimat doğrultusunda yan tutulup yüzüne ve bileğine kolonya sürülerek müdahalede bulunuldu.

    112 sağlık ekibinin gelmesinin ardından nefes almadığı belirlenen Kadir Ak, ambulansa alınarak sağlık görevlileri tarafından kalp masajına başlanıldı. Kadir Ak’ın duran kalbinin tekrar çalışması ve hayata dönebilmesi için Manavgat Devlet Hastanesi’nde yaklaşık 45 dakika süren müdahaleden sonuç alınamadı.

    AİLESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

    Kadir Ak’ın rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını öğrenen damadı, kızı ve eşi Manavgat Devlet Hastanesine koşarken, yapılan müdahale sırasında sürekli dua ettiler. Doktorların dışarı çıkarak, ölüm haberini vermesiyle aile gözyaşlarına boğuldu.

    ESKİŞEHİR’E GÖTÜRÜLECEK

    2 çocuk babası olan Kadir Ak’ın Eskişehir’de yaşadığı, DSİ’den emekli olduğu, Manavgat’ta yaşayan kızı, damadı ve torununu görmek için sık sık Manavgat’a geldiği bildirildi.

    MAAŞINI ÇEKİP FATURALARINI ÖDEYECEKTİ

    Kadir Ak’ın 1 gün önce maaş günü olduğu, olay meydana geldiğinde maaşını çekip kredi kartı ve diğer faturalarını ödemek için bankamatikte işlem yaptığı bildirildi. Kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği tahmin edilen Kadir AK’ın kesin ölüm sebebi otopsi sonucu belli olacağı öğrenildi.